K r kkale de Su. bir damla hayat



Benzer belgeler
SUYUN ÖNEMİ Dünyamızın 4 te 3 ü su ile kaplıdır. Akarsular, yeraltı suları, buzullar ve buhar fazındaki kısmı da düşündüğümüzde su bolluğu

KIRIKKALE BELEDİYESİ KIRIKKALE DE SAĞLIKLI KENT PLANLAMASI

İller Bankası A.Ş. Proje Dairesi Başkanlığı İçme Suyu Arıtma Proje Grubu

4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

SU HALDEN HALE GİRER. Nazife ALTIN. Fen ve Teknoloji

Dünya da OSB. Türkiye de OSB. Organize sanayi bölgeleri kavramı. dünyada 19. yüzyılın sonlarına doğru. ortaya çıkmış ve ilk olarak İngiltere ve


Su, yaşam kaynağıdır. Bütün canlıların ağırlıklarının önemli bir kısmını su oluşturur.yeryüzündeki su miktarının yaklaşık % 5 i tatlı sulardır.

ÇEVRE MÜHENDĠSLĠĞĠNE GĠRĠġ (ÇMG) DERSĠ

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

HİDROLOJİ Doç.Dr.Emrah DOĞAN

A SERİSİ TERS OZMOZ CİHAZLARI

Best Water Su Arıtma Sistemleri

2- Bileşim 3- Güneş İç Yapısı a) Çekirdek

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

ÇERKEZKÖY ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ ENDÜSTRİYEL ATIKSU ARITMA TESİSİ

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

METEOROLOJİ. VI. Hafta: Nem

1. DOĞAL ÜZERİNDEKİ ETKİLER. PDF created with pdffactory trial version

Ekosistem ve Özellikleri

Suyun yeryüzünde, buharlaşma, yağış, yeraltına süzülme, kaynak ve akarsu olarak tekrar çıkma, bir göl veya denize akma vs gibi hareketlerine su

Ankara da İçme ve Kullanma Suyu Kalitesi Ülkü Yetiş ODTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü ODTÜ

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi

Blue Aquawell Blue Tezgah Altı RO Su Arıtma Cihazı ARITAN VE KORUYAN TEKNOLOJİLER

EĞİRDİR GÖLÜ SU KALİTESİ

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

Ayxmaz/biyoloji. Azot döngüsü. Azot kaynakları 1. Atmosfer 2. Su 3. Kara 4. Canlılar. Azot döngüsü

SU KAYNAKLARI POTANSİYELİ

Yeraltısuları. nedenleri ile tercih edilmektedir.

TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBESİ

İçindekiler VII. Ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür XV XIX XXI. I. Kısım Su teminine giriş

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

Horzumalayaka-ALAŞEHİR (MANİSA) 156 ADA 17 PARSEL DOĞAL MİNERALLİ SU ŞİŞELEME TESİSİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

Su ayak izi ve turizm sektöründe uygulaması. Prof.Dr.Bülent Topkaya Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü

Municipal Wastewater Recovery by Aerobic Membrane Bioreactor (AMBR): Antalya Case Study

SİVAS İLİNİN JEOTERMAL. Fikret KAÇAROĞLU, Tülay EKEMEN Cumhuriyet Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, SİVAS

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

713 SU TEMİNİ VE ÇEVRE ÖDEV #1

Endüstriyel Su Arıtımına Uyarlanmış Çözümler

BİYOLOJİK ARITMA DENEYİMLERİ

SU KİRLİLİĞİ HİDROLOJİK DÖNGÜ. Bir damla suyun atmosfer ve litosfer arasındaki hareketi HİDROLOJİK DÖNGÜ

ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır.

SU HALDEN HALE G İ RER

SU VERİMLİLİĞİ

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

Çevre İçin Tehlikeler

KAPTAJ UYGULAMALARI VE İYİ UYGULAMA YÖNTEMLERİ

Asra bedel yatırım, Kandıra Barajı

BURSA HAMİTLER SIZINTI SUYU ARITMA TESİSİNİN İNCELENMESİ

İlk çamur arıtım ünitesidir ve diğer ünitelerin hacminin azalmasını sağlar. Bazı uygulamalarda çürütme işleminden sonra da yoğunlaştırıcı

ATIKSU ARITMA SİSTEMLERİ

KENTLERDE SU YÖNETİMİ İLE UYUM POLİTİKALARI. Dr. Tuğba Ağaçayak

Bölüm 7. Mavi Bilye: YER

SU, HALDEN HALE GİRER

Bu birikintilerin giderilmesi için uygun kimyasallarla membranlar zaman içinde yıkanarak tekrar eski verimine ulaştırılırlar.

ATIKSU YÖNETİMİ ve SU TEMİNİ PROJEKSİYONLARI Aralık Dr. Dursun Atilla ALTAY Genel Müdür

BİLEŞİKLER VE FORMÜLLERİ

Dr. Rüstem KELEŞ SASKİ Genel Müdürü ADASU Enerji AŞ. YK Başkanı

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

Elçin GÜNEŞ, Ezgi AYDOĞAR

Yaşam Teknolojileri Tic. Ltd. Şti

TEKİRDAĞ SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TESKİ

BİNGÖL ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ

KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ

YAĞMUR SUYU (YAPRAK) FİLTRESİ YAĞMUR SUYU TOPLAMA

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/6) Akreditasyon Kapsamı

5.SINIF FEN VE TEKNOLOJİ KİMYA KONULARI MADDENİN DEĞİŞMESİ VE TANINMASI

BOLU İÇME SUYU ARITMA TESİSİ GENEL BİLGİLER

Home Comfort Serisi. Nem Alma Hava Temizleme Su Arıtma Merkezi Süpürge

Automatic Self-Cleaning Filters.

ERİME DONMA KAYNAMA YOĞUNLAŞMA SÜBLİNLEŞME

Membran Teknolojilerinin Su Yönetiminde Sağladığı Faydalar

PROFESYONEL ARITMA ÇÖZÜMLERİ AREN SU ARITMA TEKNOLOJİLERİ ENDÜSTRİYEL ARITIM

ALKALİNİTE. 1 ) Hidroksitler 2 ) Karbonatlar 3 ) Bikarbonatlar

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

DÜNYAMIZIN KATMANLARI FEN BİLİMLERİ

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI. Gökhan BAŞOĞLU

MUCİZE KALKAN İLE SUYUMUZ ŞİMDİ PET ŞİŞELERDE DE SAĞLIKLI

KADIKÖY BELEDİYESİ ÇEVRE KORUMA MÜDÜRLÜĞÜ

ISITMA SİSTEMLERİ BİLGİ FORMU

İÇ SU BALIKLARI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SU KALİTESİ

Örnek : 3- Bileşiklerin Özellikleri :

Havacılık Meteorolojisi Ders Notları. 7. Yağış

Arçelik Su Arıtma Sistemleri Artık suyunuz daha temiz ve sağlıklı.

11. BÖLÜM: TOPRAK SUYU

Su Temini ve Atıksu Toplama Sistemlerinde Enerji Verimliliği Sevgi TOKGÖZ GÜNEŞ & Hasan SARPTAŞ TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ. ERZURUM HALK ÇEġMELERĠNĠN FĠZĠKSEL-KĠMYASAL- MĠKROBĠYOLOJĠK YÖNDEN ĠNCELENMESĠ VE DEĞERLENDĠRĠLMESĠ. Banu TULUK, Figen ORHAN

SU YÖNETİMİ VE KAYIP-KAÇAKLARIN DÜŞÜRÜLMESİ

1. Ankara da yaşanan su sorununun temelinde neler bulunmaktadır?

Hastanelerde Su Kullanımı. M.Ali SÜNGÜ Amerikan Hastanesi Bakım ve Onarım Müdürü

Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi

DENİZLİ İLİ BULDAN İLÇESİ İÇME SUYU ve KANALİZASYON MEVCUT DURUMUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

HİDROLOJİK DÖNGÜ (Su Döngüsü)

Temel Su Kimyası İçme Suyu Alternatifleri Alternatiflerin Değerlendirilmesi Alternatiflerin Kıyaslanması Bursa da Çeşme Suyunun Durumu

ÖLÇÜM VE /VEYA ANALİZ İLE İLGİLİ; Kapsam Parametre Metot Adı Metot Numarası ph Elektrometrik metot TS EN ISO 10523

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

SU & ATIKSU GENEL BİLGİLER. Dünyadaki toplam suyun % 97,5 i tuzlu sudur, Geriye kalan tatlı suyun sadece % 0,3 ü kullanılabilir sudur.

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA

4.SINIF KİMYA KONULARI

Transkript:

Kuruluflundan Günümüze bir damla hayat K r kkale Belediyesi A ustos-2008

Bilinen tüm yaşam biçimleri için gerekli olan, saf halde iken tadı ve kokusu bulunmayan su, hayatın olmazsa olmaz bir parçasıdır.

su bir damla hayat En küçük canlı organizmadan en büyük canlı varlığa kadar bütün biyolojik yaşamı ve insan faaliyetlerini ayakta tutan sudur.

önsöz 70 yıllık rüya gerçek oldu Kırıkkale nin modern şehircilik anlayışının ürünlerini ortaya koyduğu bugünkü durumuna bakıldığında, belediye hizmetlerinin, geleceğe dönük yüzüyle, yepyeni bir hizmet anlayışını sergilediği hemen farkedilir. Bu anlayışın, şeffaf bir yönetimin, halkımızın bütün problemlerine çözüm bulma yolundaki azami gayretinin sonucunda geliştiğini söylemek mümkündür. Görevi devraldığımız günden bu yana geçen yaklaşık 4 yıl gibi kısa süre içerisinde, gerçekleştirilmesi imkansız gibi görünen faaliyetler ortaya kondu, dev projeler hayata geçirildi. Kentin dört bir yanına yaşam alanları dediğimiz vatandaşlarımızın dinlenebileceği, çocuklarımızın oynayabileceği, spor yapma imkanı bulabileceği modern parklar kuruldu. Alınan önlemlerle şehrimizde çevre kirliliği yok edildi. Çağdaş ve hergün kendini yenileyerek kalkınan bir kentin özlemi ile meydanlar, cadde ve sokaklar yeniden düzenlendi. Şehrimize yaraşır modern pazar yerleri inşa edildi. Şehir merkezi yeni bir çehreye kavuşturularak devrim niteliğinde hizmetler gerçekleştirildi. Çöpsüz, çamursuz bir şehir ortaya çıkarıldı. İçme suyu konusunda bugüne kadar büyük sıkıntılar yaşayan, çeşmelerinden akan suyu içemeyen Kırıkkale halkı, bu ihtiyacını yıllarca memba suları ve kuyu suyundan gidermeye çalıştı. Kentin 70 yıllık su problemini çözmek ise bizlere nasip oldu. Türkiye de bir ilk olma özelliği taşıyan içme suyu arıtma tesisimiz, iş başına geldiğimiz ilk günden itibaren özverili çalışmalarımız neticesinde 40 milyon YTL lik bir yatırım yapılarak tamamlandı. Kırıkkalemize hayırlı olsun. Kırıkkaleliler mutlu... Çünkü yılların rüyası gerçek oldu. Kırıkkale, memba suyu kalitesinde içme suyuna kavuştu. İnsanımıza öncelik veren, sevginin, güvenin, azmin ve bir bütün olarak düşünme ve hareket etmenin eseri olan çalışmalarımız, önümüzdeki dönemde de devam edecektir. Veli KORKMAZ Kırıkkale Belediye Başkanı

6

Reverse Osmosis (Membran) ünitesinin hizmete girmesi ile birlikte şehrimizde ve arıtmadan su alan yerleşim bölgelerinde 20 yıllık bir süre için içme suyu sorunu ortadan kalkmıştır. 7

Su akar akar ve susamış yüreklerin çatlamış toprağını çiçeklerle donatır. Hayatımızın içine akar, ruhumuza serinlik verir. Çeşmelerden akarken hayallerimizde onunla birlikte akar, bir damla umut olur. Binlerce yıldır insanın hayal gücünü kışkırtan maddelerden biri olmuştur su. Coşkun Irmakların köpükler bırakarak çağıldaya çağıldaya akışıyla, zihnimizde de taşmış gönlümüzden çıkan pınarlar; dize olup dökülmüş şiir diye ya da vurup sazın teline bağlanan deli gönlü, yavuklunun saçları gibi çözmüşüzdür. Bir Damla Hayat Doğrusu suyun bir gün hayatımızda olmayabileceği ihtimalini hiç düşünmemişizdir. Doğal, çünkü var olduğu zamandan buyana gezegenimiz hiç susuz kalmadı. Musluğu açtığımızda temiz ve içime hazır olan su, her an elimizin altında hazır ve nazır durumda, içmek için bir bardağa doldurabiliriz ya da yemeğe ekleyebiliriz. Bardağımıza suyu doldururken büyük bir olasılıkla bu suyun musluklarımıza kadar nasıl geldiği üzerinde hiç düşünmemişizdir. Pek çok tüketici için de, suyun nasıl ve ne şekilde geldiği değil, musluğu açtığı anda suyun akıp akmadığı daha önemlidir. Birazcık bilgisi olanlar da, suyun, yağmurların yağması ve şehri besleyen Barajlarda birikmesiyle musluklarımıza geldiğini düşünmektedir. Oysa bardağa dolan suyun binlerce yıl önce oluştuğu hiç aklımıza gelmez. Hâlbuki eski buzul çağının sona erdiği sırada dolaşan suyun bir bölümünün, bizim içtiğimiz suda bulunabilmesi, hiç de ihtimal dışı değildir. Bilim adamlarına göre dünya, 4,6 milyar yıl önce oluştu. O zamandan bu yana gezegenimizin dış yüzeyi, değişik süreçlerin etkisiyle biçimlendi. Başlangıçta çok sıcak olan dünya yüzeyinin ergimiş kayaların oluşturduğu bir denizle kaplı olduğu, yaklaşık 4 milyar yıl önce soğumaya ve farklı katmanlara ayrılmayla başladığı düşünülüyor. İlk kıtalar, büyük olasılıkla, yanar dağlardan püskürerek yüzeyi kaplamış, soğumuş ve yer kabuğunu kalınlaştırmış olan ergimiş kayalardan oluşuyordu. 8

9

10

Yeryüzüne hayat veren su ise yanar dağlardan püsküren gazların diğer gazlarla karışıp atmosferin daha serin üst tabakalarında yoğunlaşarak bulutları oluşturmasıyla başladı. Atmosferin soğumasıyla birlikte yağmurlar başladı.ve soğumanın devam etmesiyle okyanuslar oluştu. Son yıllarda gelişen başka bir teoriye göre ise suyun kaynağı, daha dünyanın erken evrelerinde yeryüzüne çarpan buz yüklü Kuyruklu Yıldızların sahip olduğu su buharı tezidir. Bilim adamlarının başka bir düşüncesi de, dünyanın oluşumu sırasında yüksek sıcaklık sayesinde oluşan su miktarı ile şimdiki su miktarı arasında fazla bir fark olmadığı yönündedir.yani, yeryüzü kurulalı beri aynı miktarda su, doğal çevrimi sayesinde katı, sıvı ve gaz halinde dolaşıp duruyor. Suyu genel olarak akıp giden bir şey olarak düşünmemiz çok da mantık dışı değildir. Çünkü su, yağmur olarak yeryüzüne iner ve derelere, göllere, denizlere karışır. Suyun aktığını bildiğimizden ve su denilince doğal olarak yağmur suyu ve akarsuları aklımıza getirdiğimizden, hemen yüzeyde akan bir sıvıyı düşünürüz. Oysa bu, içilebilir suyun bir bölümüdür. Ama kullandığımız içilebilir tatlı suyun bir bölümü, göremediğimiz kaynaklardan gelir. Bunlar, kuyular vasıtası ile ya da depolanan ve şişelenen kaynak suların bir bölümü olan yeraltı sularıdır. Biz yeraltında depolanan bu suları göremeyiz, sadece yer yüzeyine çıktığında biliriz. Bu sular, yeraltındaki depolardan-kuyulardan (aküferler) gelir. Aküferler, kum ve çakıl gibi doğal filtrelerden geçerek yeraltındaki kaya katmanlarında yapılanırlar. Yeraltı suyu havzaları, yağmur suları, taşan nehirler ve eriyen buzullar ile beslenirler ve çok büyük miktarda suyu depolayabilirler. İşte bu nedenle, kullandığımız suyun büyük bir bölümünü yer kürenin yüzeyinde göremeyiz. Dünyanın sıvı halde bulunan tatlı su kaynaklarının önemli bir bölümü, aküferlerde yani yeraltındaki katmanlarda toplanmışlardır. Suyun tamamı da sıvı halde değildir. Yeryüzünde denizlerden sonra en büyük ikinci su kaynağı, buzullardır. Buzullar, tatlı içilebilir suyun nerede ise % 87 sini oluşturur. Fakat biz bu kaynaklara ulaşamadığımızdan, % 2.5 lik tatlı suyun çok az bir bölümünü yani % 0.08 ini kullanabiliyoruz. 11

Su, günümüzde di er do al kaynaklardan farkl olarak, tafl d ekonomik ve sosyal nitelik ile teknik verilerden soyutlanarak politik amaçlar için kullan lmaya çok uygun bir ortam oluflturmaktad r. 12

Su Nedir? Tüm yaşam biçimleri için gerekli olan su, saf halde iken tatsız, renksiz ve kokusuz bir maddedir. Dünya üzerinde farklı şekillerde bol miktarda bulunur. Dünyada 1400 milyon m 3 su olduğu tahmin edilmektedir. Yaşantımızı sürdürmek için muhtaç olduğumuz hayat sıvısı olan su, en küçük canlı organizmadan en büyük canlı varlığa kadar bütün biyolojik yaşamı ve bütün insan faaliyetlerini ayakta tutmaktadır. Su, beslenmenin en önemli parçasıdır.vücudumuzun her fonksiyonu sıvı ile sağlanır ve vücudumuzdaki suyun yüzde 10 unu kaybetmek, ciddi sorunlar doğurur. Yüzde 90 ı su olan kan, besinleri hücrelere taşır ve buradaki atıkları alır. Suyun kimyasal formülü H2O dur. Bunun anlamı, bir su molekülünün iki Hidrojen ve bir Oksijen Atomundan oluştuğudur. 13

Dünyadaki her şey ya gaz, ya sıvı ya da katı haldedir. Su, bu üç biçimde de bulunur. Suyun gaz hali ile sıvı hali arasında dinamik (değişken) bir denge vardır. Saf haldeyken renksiz olan suyu bizler doğada ya yeşilimtırak ya da mavi olarak görürüz. Bunun nedeni, suyun Güneşten gelen ışınları emmesidir. Bu nedenle göl ve deniz gibi büyük su kuleleri içindeki su, mavi olarak görülür. Bu mavi renk, temiz bir okyanus veya gölde, bulutlu bir hava altındada kolaylıkla görülebilir. Bu da mavi rengin gökyüzünün yansıması olmadığını gösterir. Pratikte suyun rengi, içindeki katkı, kirlilik vb. etkenlere bağlı olarak büyük ölçüde değişebilir. Kireç taşı, suyu turkuaz rengine çevirirken, demir ve benzeri maddeler kırmızı-kahverengi renge döndürmektedir. Bakır ise mavi alev rengi oluşturur. Suyun içindeki yosunlar, suyu yeşil renkli olarak gösterir. Kısacası su, içine girdiği kabın biçimini aldığı gibi, içinde barındırdığı maddelere göre de renk alır. 14

15

Su çevrimi, yeryüzünde, yeraltında ve atmosferde suyun mevcudiyetini ve hareketlerini tasvir eder. Dünyadaki su, daima hareket halindedir; buz halden sıvı hale, sıvı halden buhar haline ve buhar halinden tekrar sıvı haline dönen suyun bu hareketi, süreklilik arz eder. Suyun bu şekilde devamlı yer değiştirmesine su çevrimi adı verilmektedir. Su Çevrimi Bir okyanusun kıyısında olduğunuzu hayal ediniz. Her yer beyazı andıran kumsal, önünüzde ise ucu bucağı görülmeyen, uzakta mavi ufukla birleşen devasa bir su kütlesi uzanıyor. Sarı sıcak güneş altında, suyun yüzeyinden incecik belli belirsiz bir duman göğe doğru yükseliyor, gökyüzünde bulutlardan bembeyaz ve latif bir pamuk tarlası var, buhar yükseliyor ve pamuk tarlasının içinde kayboluyor. Buhar şimdi daha belirgin, ince beyaz bir duman gibi, hatta bir sis; yukarıdaki hava ise aşağıdakinden hayli soğuk ama sis bulutu durmuyor, yükselmeyi sürdürüyor. Burada hava epeyce soğuk, sis te artık gri bir bulut haline geldi ve bulutların içinde milyonlarca damla oluşmaya başladı. Bulut aslında böylesine çok sayıda damladan oluşur. Bu damlalar çok büyümüş durumda, bir başak tarlasındaki olgun ve hasada hazır buğday taneleri gibi, buradaki damlalar da hasada hazırlar artık.yani okyanustaki damlalar gökyüzüne yükselir, sıvı bir damla iken sıcaklık nedeni ile buhar olur, sonra soğukla karşılaşınca yeniden bir damlacığa dönüşür. Hava akımlarının da etkisi ile artık bulutlar bu ağır damlaları taşımakta zorlanır. Sonunda yere doğru düşmeye başlarlar. Bir kısmı buzdan top halinde düşer yeryüzüne; buralar epeyce soğuk yerlerdir. Bu topların bir kısmı kutuplardaki devasa buz kütlelerine, buzdan adacıklara, dağların başlarına düşüyor ve bembeyaz bir güzellik oluşturuyorlar. Diğerleri ise daha sıcak yerlere düşüyor, bunlar damlalardan oluşan yağmurlardır. Kurumaya başlayan rmaklar, ağaçlar, otlar, çatlayan toprak, günlerdir bu damlaları beklemektedir. Şimdi yeryüzü bir sevinç içindedir. Okyanustan kopup 16

göğe çıkan damlalar, tekrar düşünce dünyaya, can olurlar, can suyu olurlar. Çatlayan kuru topraklar, bir anda yeşil entarilerini üzerlerine giyerler yeniden. Damlaların büyük bir bölümü denize döner, bir bölümü kuruyan ırmakların köpük köpük çağıldamasını sağlar, kurumuş dereler yeniden akmaya başlar. Asıl çoğunluk yeraltına inmiştir, burada da uzun bir yolculuk bekler onları. Sonu, büyük bir kuyuda toplanacak bu yolculuk esnasında, önce toprağın içinden kaya gözeneklerinden oluşan katmanlardan geçerler. Su, yeraltı katmanlarının hepsine uğrar, onlar hafiften süzülürler. Her katta o katı doldurduktan sonra, daha derin gözeneklere dolarlar. Burada da hareket sona ermez. Çünkü her damla su, kaynağına dönmelidir, onu beslemelidir. Bir kısmı kuyu suyu ya da artezyen denilen sular halinde burada birikip beklerken, çok daha fazla bir bölümü denize döner. Yeraltı sularının bir kısmı da nehirlere akar ve o nehirlerden tekrar denize kavuşurlar. Kısacası, su döngüsünde suyun önemli bir bölümü, her zaman ve her koşulda kaynağına yani denizlere dönerler. Küresel boyutta düşünülecek olursa, su döngüsü içinde yer alan toplam buharlaşma ve toplam yağış miktarı, yaklaşık olarak aynıdır ve bu, atmosferdeki suyun miktarının hep aynı kalması sonucunu doğurur. Ancak, bir takım bölgesel farklılıklar da söz konusudur. Örneğin, kıtaların üzerindeki yağış miktarı, buharlaşma 17

miktarından daha fazladır. Okyanusların üzerinde ise tersi geçerlidir ve buharlaşma miktarı, yağış miktarından daha fazladır. Öyle ki, okyanuslara başka kaynaklardan da su gelmese idi, buralardaki su miktarı azala bilirdi. Ancak, su döngüsünün doğal ilerleyişi içinde böyle bir durum gerçekleşmiyor. Son yüzyıl süresince de, buzullardaki erime nedeni ile okyanuslara gereğinden daha fazla su geri geliyor. Bu da deniz düzeyinin ve su hacminin, dolayısıyla da buharlaşan su miktarının artmasıyla sonuçlanıyor. Su döngüsü, dünyada su var olduğundan beri devam etmektedir. Eğer doğadaki bu döngüsü olmasaydı gezegenimiz çoktan susuz, çorak, kupkuru bir gezegene döner, uzaydan baktığımızda mavi ve yeşilin o harikulade renk armonisi ile bakanları büyüleyemezdi. Tüm canlılar, dünyanın yüzeyinde ya da yüzeye çok yakın ince bir toprak katmanlarında yaşarlar ve güneş enerjisinin dışındaki gereksinimlerini, bu katmanın içerdiği kaynaklardan karşılarlar. Eğer yaşamın sürmesi için gerekli olan su, oksijen ve diğer maddeler sadece bir tek kez kullanılsaydı, şimdiye kadar hepsi tükenmiş olurdu. Su, yenilebilir bir enerji ve hayat kaynağıdır, yani yeniden yeniden oluşur. 18

Böyle olduğu için, bu güne kadar suyun tükenmesi gibi bir sorun yaşanmadı. Bu nedenden dolayı da su, adeta hiç bitmeyecek gibi kullandığımız, adeta sonsuz olduğunu düşündüğümüz bir kaynak olmuştur. Onu bu denli kolayca boşa harcayabilmemiz de onun hiç tükenmeyecek olduğunu düşünmemizdendir. Halbuki su, tükenebilir kıt bir kaynak haline gelmeye başladı ve biz ne yazık ki bunun farkında değiliz. Bir süredir içilebilir tatlı su, adeta altın değerinde ve giderek kıtlaşan bir hal almaya başladı. Su, dünyadaki su çevrimi devam ettiği müddetçe bitimsiz bir kaynak ama bu, içilebilir suya her zaman dilediğimiz kadar ulaşabileceğimizin güvencesi değil. Çünkü özellikle yüz yıldır suya olan talep, artan dünya nüfusuna bağlı olarak sürekli yükseliyor. Buna karşılık kirlenme ve aşırı su tüketimi nedeni ile ulaşabileceğimiz tatlı su miktarı, her geçen yıl azalıyor. Bu azalma, son 50 yıldır hızlanmış durumda. Çünkü kentleşme, nüfusla beraber tarım alanlarının artması ve büyüyen ekonomiye paralel olarak endüstrinin suya olan talebi artıyor.tabiî ki, kirlenmeye maruz kalan su kaynaklarının oranı da buna bağlı olarak artıyor.tüm bunlarla paralel olarak, bir su kıtlığı sorunu ile karşı karşıya olduğumuz, BM tarafından da sürekli olarak dillendiriliyor. Su, gezegenimizde eşit bir biçimde dağılmamış durumdadır. Bu nedenle, dünya nüfusunun % 40 ını barındıran 80 ülke, şimdiden su sıkıntısı çekmektedir. 1940 1980 yılları arasında su kullanımı iki katına çıkmıştır.ve buna bağlı olarak da su kaynakları bol olan birkaç şanslı ülke dışında hemen her yerde devasa kentlerin, tarım alanlarının ve endüstrinin artan su talebini karşılamak, ciddi bir sorun olarak karşımızdadır. Nüfusun hızla artması, buna karşılık su kaynaklarının sabit kalması sebebi ile su ihtiyacı her geçen gün artmaktadır. Bu nedenle birçok kent, su ihtiyacını, yüzeysel suların yetmeyişi nedeni ile yeraltı su kaynaklarından temin etmektedir. 2015 yılında dünyanın her yerinde kişi başına günde 50 litre su düşmesi için, mevcut küresel su tüketiminin yüzde 1 inden bile azı oranında bir tüketim yeterli olacaktır. Dünyada yeterince su var ama yoksulların bu suya kavuşması için şimdiye dek yeterli kararlılık gösterilememiştir. 19

Yeraltı suları gezegenin su döngüsünün önemli bir parçasıdır. Nehirler, göller ve dereler, sadece yağmur sularıyla değil, yüzeye çıkan yeraltı sularıyla da oluşur. Yeraltı Suları Yeraltı sularının çoğu, yeraltındaki kalınlığı binlerce metreyi bulabilen kaya katmanlarının gözeneklerinde bulunmaktadır. Bu su, denize iki şekilde karışır; ya direkt olarak denize karışan kıyıdaki kaynaklar ya da gel-git pompalaması olarak adlandırılan bir yöntemle. Deniz yükselirken, tatlı sudan daha yoğun olan tuzlu su, kıta sahanlığındaki yeraltı suları ile doymuş tortul tabakalara doğru hareket eder. Alçalma sırasında tuzlu deniz suyu ve yeraltı sularının karışımı, okyanusa doğru emilir. Ardından yeni yeraltı suları tortul tabakalara doğru akar ve bir sonraki gel-gitle okyanusa gönderilir. Araştırmacılar tatlı suyun çoğunun okyanuslara nehirler tarafından iletildiğini düşünüyor. Buna ek olarak nehir ve yeraltı sularının kimyası, temelde farklıdır; yeraltı suları, nehirler ya da akıntılardan daha fazla çözünmüş madde konsantrasyonu içermektedir. 20

21

22

Gelişmiş ülkelerin çoğu su zengini olmasına karşılık yine de endüstri ve konutlarda kullanılan su miktarını azaltmaya dönük rezervuar hacimlerinin azaltılması gibi bir dizi önlem geliştirebilmektedirler. Kullanılabilir Su Miktarı Dünyada bir bardak dolusu su var ise, bunun insanlar ve diğer canlılarca kullanılabilir kısmı, nerede ise bir çay kaşığı kadardır desek, abartmış olmayız.yukarıdada belirttiğimiz gibi, suyun çok büyük bir kısmı denizler, kutuplar ve yeraltı suları biçiminde dağılmış bir halde, kalan suyun bir bölümü, yüzeysel kaynaklar olan akarsular, göller gibi tatlı sudan oluşmaktadır. Kalan tatlı su kaynaklarının bir bölümü de dağlarda ya da ulaşılması çok zor ve ekonomik olmayan yerlerde bulunur. Yani kullanabileceğimiz su, çok az bir miktar oluşturur (bu su bile şu anki gereksinimlerimizin çok büyük bir bölümünü karşılamaya ziyadesiyle yetmektedir.). Dünyanın en verimli su kaynaklarının çok büyük bir bölümü Kanada, Rusya, ABD gibi gelişmiş sanayi ülkelerinin topraklarında bulunur. Bugün insanlar dünyadaki toplam temiz ve tatlı suyun yaklaşık %67 sini tarımda, %23 ünü endüstride ve %10 unu konutlarda kullanmaktadır. Giderek su, günümüzde diğer doğal kaynaklardan farklı olarak taşıdığı ekonomik ve sosyal nitelik ile teknik verilerden soyutlanarak politik amaçlar için kullanılmaya çok uygun bir ortam oluşturmaktadır. Hal böyle iken suyu israf eden bir kullanım biçimi, dünyanın her yerinde yaygınlaşmaktadır. Kullanılabilir tatlı suyun büyük bölümü, vahşi sulama tabir edilen açık kanallar aracılığı ile suyun tarlaya bırakılması yolu ile tüketilmektedir. Hali hazırda bir kilo buğday üretmek için bir ton su kullanılmaktadır. Bu sulama biçimi, aşırı miktarda su tüketilmesine karşılık çok az verim sağlamaktadır. Bir kere kanallar yoluyla gelen suyun büyük bir bölümü, daha tarlaya ulaşmadan yolda buharlaşır, 23

kalan miktar ise toprakla buluştuğunda aşırı miktarda suya yol açtığından toprak altında bulunan ve taban suyu diye tanımlanan suyun yüzeye çıkmasına ve bu nedenle bitki köklerinin aşırı sudan kurumasına neden olur. Ayrıca bu su buharlaştığında ardında tuz bırakır ve bu da tarladaki bitkilerin ölmesine neden olur. Gelişmiş ülkeler bu ilkel metotları terkederek bunun yerine suyun doğrudan bitkinin köküne ulaşmasını mümkün kılan yağmurlama, damlatma gibi teknikler uygulamaktadır. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde tarım payına düşen su miktarı azdır. Endüstri ve konutlarda kullanılın su miktarı artarken, gelişmekte olan ülkelerde tarımın ve konutların payı daha çok olmaktadır. Gelişmiş ülkelerin çoğu su zengini olmasına karşılık yine de endüstri ve konutlarda kullanılan su miktarını azaltmaya dönük rezervuar hacimlerinin azaltılması gibi bir dizi önlem geliştirebilmektedirler. 24

25

Karalardan ve denizlerden buharlaşan suyun yeryüzüne yağış halinde inmesi ve bu olayın devamlı tekrarlanması olarak tanımlanan su döngüsü suyun yenilenebilir özelliğini ortaya koymaktadır. Su Kaynakları Zaman zaman çeşitli iletişim mecralarından su kesintisi olacağı yönünde duyurular yapılır. O zaman su yeniden verilinceye kadar geçecek sürede, su gereksinimini karşılamak için kovalarda, kaplarda su biriktirilir ve kullanılır. Suyun bize ulaşması sürecinde de ilk aşama böyledir. Suyun çevrimi gereğince buharlaşan sular, yağmurlar halinde dereler, göller ve akarsularda birikir. Bu akarsulardaki suyun bizim gereksinimlerimize uygun olması için barajlara ya da kentsel su havzalarına alınıp orada biriktirilmesi gerekir. Çünkü yağışlar mevsimseldir ve özellikle yaz ayları, akan sulardaki su miktarının yağışlara bağlı olarak azaldığı bir dönemdir. Eğer suyunuzu zamanında biriktirmezseniz, su kesildiğinde harcayacak su bulamamaktan dolayı ihtiyaçlarınızı karşılayamazsınız ve susuz kalırsınız. İşte, bunun gibi Kırıkkale nin su ihtiyacı, bu akarsuların biriktirilmesi ile karşılanmaktadır. Bu akarsular üzerlerinde kurulan barajlar, aynı zamanda Kırıkkale nin su havzalarıdır. Su, buralarda biriktirilir ve bu su arıtma işleminden geçerek evlerimizdeki musluklara ulaşır. Diğer taraftan, genel olarak suyun musluğa kadar olan yolculuğu, kaynak sularından farklıdır. Musluk suyunda dereler, nehirler şeklinde yüzey sularına dönüşmekte ve bu sular, yüzeyden bulaşan bazı kirletici unsurları da taşıyarak toplanma havzalarına ya da barajlara gelmektedir. Bu şekilde toplanmış sular, muhtelif filtreleme, klorlama ve dezenfeksiyon işlemlerinden geçirildikten sonra şebeke boruları vasıtası ile konutlara ulaşmaktadır. Kırıkkale nin içme suyu kaynağı, Kızılırmak Nehri üzerinde kurulu Kapulukaya Barajı dır. Barajın göl hacmi 282 milyon m 3 tür. Baraj suyunda özellikle Sülfat, Klorür ve koku problemi mevcuttur. 26

Kırıkkale, İç Anadolu şehri olup, karasal iklimi yaşamaktadır. 1975 2006 yılları arasındaki yağış ortalaması 378,3 kg/m 3 dir. 2007 yılı yağış ortalaması ise 137,7kg/m 3 olarak gerçekleşmiştir. Şehrin içme suyu ilk yıllarda Halifeli deresinde açılan kuyulardan sağlanırken; 2001 yılında içme suyu arıtma tesisinin devreye girmesiyle Kızılırmak tan karşılanmaya başlamıştır. Bugün itibariyle ise içme suyu arıtma tesisi 200.000 m 3 /gün kapasiteye çıkarılmıştır. Nehir suyunun ileri arıtımı için içme suyu arıtma tesisine Reverse Osmosis ünitesi yapılmıştır. Kırıkkale içme suyu şebekesi 930 km uzunluğundadır. Şehrin su kullanımı yaz ayları ortalaması 52487 m 3 /gün ve kış ayları ortalaması 43558 m 3 /gündür. Kırıkkale de su depolarının 6 adedi yeni inşa edilmiştir. 4 adet de eski su deposu mevcuttur. Eski su depolarının toplam hacmi 11500 m 3 tür. Yeni inşa edilen su depolarının hacmi 52500 m 3 tür.yenilerle birlikte toplam su deposu hacmi 64000 m 3 e ulaşmıştır. Su depolarının SCADA ile kontrolü çalışmaları devam etmektedir. Dünyada içilebilir-kullanılabilir su miktarı, yeryüzündeki toplam su miktarının çok küçük bir bölümüdür.yerkürede bulunan suyun %97 si tuzlu su, %3 lük bölümü ise tatlı su olarak tarif edilen, içilebilir ya da kullanılabilir suyu oluşturmaktadır. Bu suyun %79 u kutuplardaki buz dağlarında ve %20 si derin yeraltı sularında toplanmıştır. Ulaşılması mümkün olan su kaynakları ise; göller, nehirler, akarsu, çay, dereler ve tatlı su rezervuarlarında yer alan %1 lik bölümdür. Ancak su miktarının sınırlı olması, suyun kıt olması anlamına gelmemektedir. Karalardan ve denizlerden buharlaşan suyun yeryüzüne yağış halinde inmesi ve bu olayın devamlı tekrarlanması olarak tanımlanan su döngüsü suyun yenilenebilir özelliğini ortaya koymaktadır. Ortalama olarak içilebilir-kullanılabilir su miktarı, yeraltı su kaynakları hariç 1500 m 3 /kişi/yıl olmaktadır. Dünya üzerinde 1,2 milyar insan, güvenilir içme suyundan yoksun yaşamaktadır. 2,4 milyar insan da sağlık koşullarına uygun suya erişememektedir. 27

Son zamanlarda herkesin telaffuz ettiği küresel ısınma canlı yaşamı ve özellikle içilebilir suyu etkilemektedir. Bütün dünyanın sorunu olan konu, bilim çevrelerinin birinci önceliğini almıştır. Küresel ısınmaya sebep faktörlerin araştırılması ve önlemler alınması için çalışılmaktadır. Su kaynaklarının kirletmesinin önüne geçilmesi, kirlet, tekrar arıt mantığının terk edilmesi gerektiği, tüm dünyada vurgulanmaktadır.tarım, sanayi, evsel atıklar ve daha birçok faaliyetin kirlenmelere sebep olduğu bilinmektedir. Kızılırmak Nehri, Kırıkkale nin tek su kaynağıdır. Nehirde, içme suyu açısından Sülfat ve Klorür kirlenmeleri mevcuttur. Özellikle geçtiği güzergâh boyunca kirlenen nehir suyu, içme suyunda tat bozukluğu şeklinde kötü etkiye sahiptir. Kızılırmak, doğduğu Sivas Kızıldağ dan itibaren şehir, kasaba gibi yerleşim bölgeleri tarafından kirletilmektedir. Kırıkkale gibi Kızılırmak suyundan içme ve kullanma suyu temin eden şehirler ise, suyu tekrar kullanılabilir hale getirmek için büyük yatırımlar yaparak arıtmaktadırlar. 28

Kırıkkale (Grup) eski içme suyu arıtma tesisi, klasik çökeltme tip olduğundan Sülfat, Klorür gibi kirlilikleri arıtamamaktaidi. Bunun için mevcut tesisimize ön arıtma vazifesi görecek olan Ultrafiltrasyon ünitesi ve 90.720 m 3 /gün kapasiteli ileri arıtma olan Reverse Osmosis ünitesi yapılmıştır. Belediyemiz tarafından yapılan bu tesis, ülkemizde şehir ve kasabalar için kurulan ilk ve ülkemizin bulunduğu coğrafi bölgede en büyük tesistir. Günümüzde dünyanın her yerinde içme ve kullanma suyu büyük önem kazanmıştır. Hatta bazı stratejistler, ileriki zamanlarda durumun daha da vahimleşeceğini ve su yüzünden büyük savaşların çıkacağını açıklamaktadırlar. Kirlenmenin önlenmesi yanında su kullanımında tasarrufun da önemi büyüktür. Bu konuda halkın bilinçlendirilmesi son derece önemlidir. Su israfının yanında su kaçakları da ayrıca üzerinde durulması ve önlem alınmasıda ayrıca çok önemlidir. Su tesisatlarında kaliteli malzeme kullanılması ve ehliyete sahip tesisatçıların çalıştırılması da kayıp-kaçak durumunu azaltacaktır. 29

Anadolu da kurulan medeniyetlere hep ev sahipliği yapmış olduğundan tarihin her dönemine ait izleri Kızılırmak ta bulmak mümkündür. 30

31

Kızılırmak nehri, yağmur ve kar suları ile beslenmektedir. Bundan dolayı rejimi düzensizdir.temmuz ve Şubat ayları arasında düşük düzeyde akan nehir, Mart ayında hızla kabarmaya başlar ve Nisan ayında en yüksek düzeye ulaşır. Kızılırmak Nehri Kızılırmak Nehri, Türkiye topraklarından doğarak, yine Türkiye topraklarından denize dökülen en uzun akarsudur. Uzunluğu 1.150 km dir. Başlıca kolları; Delice ırmağı, Devrez ve Gök ırmak tır. Nehir; Sivas sınırları içerisindeki Kızıldağ ın güney yamaçlarından doğar, sırası ile Sivas, Kayseri, Nevşehir, Kırşehir, Kırıkkale, Ankara, Çankırı, Çorum ve Samsun illerinden geçerken çok sayıda dere ve çayın sularını da toplayarak Bafra burnundan Karadeniz e ulaşır. Kızılırmak nehri, yağmur ve kar suları ile beslenmektedir. Bundan dolayı rejimi düzensizdir. Temmuz ve Şubat ayları arasında düşük düzeyde akan nehir, Mart ayında hızla kabarmaya başlar ve Nisan ayında en yüksek düzeye ulaşır. Ortalama debisi 184.m 3 /sn olan nehrin 20 yıllık gözlem sürecinde en az 18.4m 3 /sn ve en çok 1.673 m 3 /sn ye ulaştığı tespit edilmiştir. 2007 yılında yapılan en düşük ölçüm ise 7 m 3 /sn olmuştur. 2007 yılı aynı dönemde Yamula barajında yapılan ölçümde aşırı sıcaklardan dolayı 8 m 3 /sn buharlaşma vardır. Nehir üzerine 7 baraj yapılmıştır. Bunlar; Kayseri ilinde Sarıoğlan (Yamula barajı), Kesikköprü, Hirfanlı ve Kapulukaya Barajları, Bafra ovasına kurulmuş olan Altınkaya ve Derkent Barajları ile son olarak 2007 yılında su tutulmaya başlayan Obruk Barajı dır. 32

33

Kızılırmak üzerindeki Kırıkkale ye kadar olan 4 büyük barajın kapasiteleri Baraj Adı Göl Hacimleri Mevcut Hacimler Yamula Barajı 2 Milyar 025 Milyon m 3 2 Milyar m 3 Hirfanlı Barajı 5 Milyar 980 Milyon m 3 4 Milyar 012 Milyon m 3 Kesikköprü Barajı 95 Milyon m 3 84 Milyon m 3 Kapulukaya Barajı 282 Milyon m 3 237 Milyon m 3 34

Kırıkkale nin İlçeleri ile beraber yıllık su tüketimi 18 milyon m 3 dür. Bu rakamın 14 milyon m 3 ü Merkezde, 4 milyon m 3 ise Keskin, Hasandede, Hacılar, Bahşılı, Yahşihan, Balişeyh ve Çerikli de tüketilmekte olup, Sungurlu (Çorum) Belediyesine suyu iletme çalışmaları devam etmektedir. Adını suyun renginden alan ve Anadolu da kurulan medeniyetlere hep ev sahipliği yapmış olduğundan tarihin her dönemine ait izleri Kızılırmak ta bulmak mümkündür. Kaya mezarları ve yerleşim yerleri, farklı medeniyetlere ait kaleler, köprüler ve daha pek çok izler Kızılırmak ta mevcuttur. Hititler Kızılırmak nehrini Marrassantiya nehri olarak adlandırmışlardı. Hitit imparatorluğunun çekirdeği idi. Eski zamanlarda ön Asya ve Asya nın geri kalanı arasında bir sınır idi. M.Ö. 585 yılında Medler ile Lidyalılar arasında yapılan Kızılırmak savaşı, bu bölgede olmuştur. Önceleri Lidyalılarla Persler arasında bir sınırdı. Bu savaşta Lidyalılar yenildi, böylece Persler sınırlarını Ege denizine genişletti. Bölgenin Yağış Miktarı ve Ortalama Sıcaklıklar Yağış Miktarı : Kırıkkale de 1975-2006 yılları arasındaki 32 yıllık yağış ortalaması 378,3 kg /m 3 tür. 2007 yılı toplam yağış miktarı ise 137,7 kg/m 3 tür. Sıcaklık: 2006 yılı kış aylarında İç Anadolu da en yüksek ortalama sıcaklık, 13,2 derece ile Kırıkkale de gerçekleşmiştir. 2006 yılında İç Anadolu da yaz aylarında en yüksek ortalama sıcaklık, 25.1 derece ile Kırıkkale de gerçekleşmiştir. 35

Kırıkkale de Suyun 70 Yıllık Hikayesi Şehrin kurulduğu günden itibaren başlayan su problemi uzun bir süre çözülememiştir. Günü kurtarmaya yönelik ve ihtiyacı karşılamaktan uzak plansız çalışmalar, Kırıkkale nin su problemini bir dönem, gittikçe çözülemez bir duruma getirmiştir. Ayrıca düzensiz büyüme de düzensiz bir şebeke sistemi oluşmasına neden olmuştur. Yeni kuyular, yeni terfii merkezleri ve yeni şebekeler, suyun kaynağı ve iletim hatlarının yetersizliği yanında, su depolarının eski ve küçük olması, problemi çözümsüz bırakmıştır. Bu konuda 1994 yılında yapılan çalışmalar da yeterli olmamıştır. 2004 yılından itibaren su konusunda Belediyenin başlattığı ve uygulamaya koyduğu kalıcı somut adımlar, Kırıkkale nin 20 yıllık içilebilir su ihtiyacı karşılanmıştır. 36

37

Kuruluşundan Günümüze Kırıkkale de Su Kırıkkale, Belediyelik olduktan sonra Makine ve Kimya Endüstri Kurumu Fabrikalarının kurulmalarına müteakip şehir büyümeye başlamış, buna paralel olarak oluşan idari ve işçi lojmanları ile işçi sayısı artışına bağlı olarak yeni kurulan mahallelerde su ihtiyacı ortaya çıkmıştır. İlk içme suyu projesi 1940 lı yıllarda yapılmıştır. Kırıkkale nin ilk içme suyu planı 38

Yapılan ilk içme suyu çalışması, Halifeli deresindeki yeraltı suyunu şehre getirmeyi amaçlamıştır. Gelişmekte olan şehrin ilk oturum merkezi Fabrikalar Mahallesi, Cumhuriyet Meydanı ve Çarşı Camii civarları olduğundan bu bölgenin tamamına hakim olan Güzeltepe ye ilk su deposu inşa edilmiş, 18 km mesafede bulunan Halifeli deresinde açılan kuyulardan sağlanan su, 450 mm pik borularla Güzeltepe deki 600 m 3 lük su deposuna getirilmiştir. Bu depodan da şehrin ilk su şebekesi olan 7609 m. uzunluğundaki 75 mm ila 200 mm arasında değişen pik borularla şehre verilmiştir. Günümüzde halen Halifeli Su Hattı ve şebekedeki pik borular kullanılmaktadır. Halifeli deresinden sağlanan Halifeli suyu, halk arasında tatlı su olarak bilinmekte ve be- 39