Ekonomik göstergeler ve 2010 yılı tahminleri



Benzer belgeler
5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

7.36% 7.0% 15.8% 9.6% % Haziran 18 Mayıs 18 Haziran 18 Temmuz 18

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

%7.26 Aralık

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER - BÜYÜME

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

HAFTALIK RAPOR 17 Eylül 2018

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ŞUBAT 2019-BÜLTEN 13 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ OCAK 2018

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

MAKROEKONOMİK TAHMİN ÇALIŞMA SONUÇLARI

Ekonomi Bülteni. 5 Aralık 2016, Sayı: 47. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Tüketici güveni yılın en düşük seviyesinde

HAFTALIK RAPOR 14 Aralık 2015

Günlük Bülten 14 Ekim 2013

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Ekonomi Bülteni. 7 Ağustos 2017, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAFTALIK BÜLTEN 26 EKİM EKİM 2015

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Ekonomi Bülteni. 15 Mayıs 2017, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 5 Haziran 2017, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Ekonomik Ticari Gelişmeler

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

Ekonomi Bülteni. 06 Temmuz 2015, Sayı: 18. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAFTALIK RAPOR 20 Mayıs 2014

İhracat azaldı, Merkez Bankası faiz indirdi

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

TÜRKİYE EKONOMİSİNİN 2015 YILINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME

Günlük Bülten 06 Ağustos 2013

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 13 Nisan 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

Ekonomi Bülteni. 19 Aralık 2016, Sayı: 49. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİK GÖSTERGELER

II. Ulusal Ekonomik Görünüm 2

HAFTALIK BÜLTEN 03 AĞUSTOS AĞUSTOS 2015

Günlük Bülten 02 Nisan 2013

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI İŞGÜCÜ PİYASASINDAKİ GELİŞMELERİN MAKRO ANALİZİ

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

GÜNE BAŞLARKEN 10 Eylül 2009

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 03 Ağustos 2015, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 7 Kasım 2016, Sayı: 43. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Türkiye Ekonomisindeki Son Gelişmeler

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Ekonomi Bülteni. 2 Ocak 2017, Sayı: 1. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

MAKROEKONOMİK TAHMİN ÇALIŞMA SONUÇLARI

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

7. Orta Vadeli Öngörüler

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

GÜNE BAŞLARKEN 1 Haziran 2009

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Ekonomi Bülteni. 6 Şubat 2017, Sayı: 6. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AYDIN TİCARET BORSASI

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

Transkript:

Ekonomik göstergeler ve 2010 yılı tahminleri Giriş 2006 yılının Mayıs-Haziran aylarında finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmalara benzer şekilde, 2007 yılında da Şubat ve Ağustos aylarındaki dalgalanmaların ardından, Amerika Birleşik Devletleri nde ipoteğe dayalı konut finansman sistemi ve menkul kıymetleştirme piyasasından kaynaklanan kriz, başta gelişmiş ülkeler olmak üzere bütün dünyaya yayılarak küresel finansal krize dönüşmüştür. 2008 yılında, özellikle, 2008 yılının ikinci yarısında, krizin reel sektör üzerindeki olumsuz etkileri daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır. Böylece, etkileri ve kapsamı açısından, 1929 Büyük Buhranı ndan sonraki en büyük küresel ekonomik kriz hayatımıza girmiştir. 2008 yılının son çeyreğinden itibaren çok sayıda gelişmiş ülkenin ekonomisi daralma sürecine girmiş, pek çok gelişmekte olan ülkenin büyüme hızı yavaşlamaya başlamış, talep daralmış, yatırımlar azalmış, işsizlik oranları artmış, tüketici ve reel kesim güven endeksleri düşmüştür. Küresel krizin ekonomik ve finansal istikrar üzerindeki etkileri 2009 yılı boyunca da gözlenmeye devam etmiştir. Fakat 2009 yılının üçüncü ve dördüncü çeyreğine ilişkin açıklanan veriler, dünya ekonomisinde nispi bir toparlanmanın başladığını, mali piyasalardaki istikrarsızlığın azaldığını, üretici ve tüketici güveninde göreli bir iyileşme kaydedildiğini ortaya koymaktadır. Örneğin, arka arkaya dört çeyrek daralan ABD ekonomisi, 2009 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %0,9 büyümüştür. ABD de, konut yatırımlarında 2005 sonlarından bu yana ilk kez artış görülmüştür. 2009 yılının ilk yarısında daralan Euro bölgesinde GSYH, yılın üçüncü çeyreğinde Almanya ve Fransa öncülüğünde bir önceki çeyreğe göre %0,4 artmıştır. 2009 yılının son çeyreğinde, küresel ekonomiye ilişkin göstergelerdeki toparlanmanın belirginleşmesiyle uluslararası kuruluşların da küresel büyüme tahminlerini yukarı yönlü güncelledikleri görülmektedir. Örneğin, IMF nin Ekim ayında yayınladığı WEO (World Economic Outlook) raporunda, 2009 yılında küresel ekonominin %1,1 daralması beklenmektedir. 2009 yılında, gelişmiş ülkelerdeki daralma %3,4 olurken, gelişmekte olan ülkelerdeki artış oranı ise %1,7 dir. 2010 yılında ise dünya üretiminin gelişmiş ülkelerde %1,3, gelişmekte olan ülkelerde %5,1 ve toplamda %3,1 artacağı tahmin edilmektedir. IMF dışında, OPEC, Dünya Bankası gibi kuruluşların da geleceğe ilişkin projeksiyonlarında bir iyileşme görülmektedir. Ekonomik büyümenin ve talebin azalmasına bağlı olarak, 2009 yılında dünya ticaret hacminin bir önceki yıla göre %11,9 daralması beklenmektedir. Bu, son 80 yılda yaşanan en büyük küçülmedir. Bazı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin dış ticaret hacmindeki daralma %40 lara ulaşmıştır. 2009 yılındaki daralmaya karşın, 2010 yılında dünya ticaret hacminin %2,5 artacağı tahmin edilmektedir. Küresel ekonomik krizin olumsuz etkileri Türkiye ekonomisinde de hissedilmiştir. Hükümet; varlık barışı, vergi borçlarına ödeme kolaylığı getirilmesi, KOBİ lere yönelik cansuyu destek kredisi, bazı ürünlerde KDV ve ÖTV oranlarında geçici vergi indirimlerine gidilmesi gibi aldığı önlemlerle krizin etkilerini azaltmaya çalışmıştır. Fakat, Hükümet ve T.C. Merkez Bankası tarafından alınan önlemler yeterli olmamış ve krizin faturası, iç siyasette yaşanan tartışmalar ve ekonomi dışı yapay gündemlerin de etkisiyle daha da ağırlaşmıştır. Bu çalışmada, temel ekonomik göstergeler ışığında, 2009 yılının değerlendirmesi yapılarak, 2010 yılına ilişkin ekonomik beklenti ve tahminlere kısaca yer verilmeye çalışılmıştır. 1. Ekonomik Büyüme 2002-2007 döneminde ortalama %6,8 büyüyen Türkiye ekonomisi, 2008 yılının ilk üç çeyreğinde sırasıyla %7,2, %2,8 ve %1 lik pozitif büyüme oranlarının ardından, özellikle küresel ekonomik krizin reel sektör üzerindeki etkilerinin hissedildiği 2008 yılının son çeyreğinde %6,5 küçülmüş, böylece 2008 yılının tamamındaki ekonomik büyüme sadece %0,9 olarak gerçekleşmiştir. 1

2008 yılının son çeyreğinde başlayan ekonomik küçülme, 2009 yılında devam etmiş ve 2009 yılının ilk dokuz ayındaki daralma %8,4 olmuştur. Özellikle 2009 yılının ilk üç çeyreğinde imalat, inşaat ve ticaret sektörlerinde arka arkaya yaşanan ortalama %15 oranındaki küçülmeler dikkati çekmektedir. Son çeyrekte beklenen göreceli bir toparlanmaya bağlı olarak, 2009 yılındaki küçülmenin %6 civarında olacağı beklenmektedir. Tablo 1 de, sektör bazında çeyrek dönemler itibariyle büyüme hızları görülmektedir. Tablo 1: İktisadi Faaliyet Kollarına Göre GSYH Büyüme Hızları (%) 2009 I. II. III. Çeyrek Çeyrek Çeyrek İlk 9 Ay Tarım -0,4 6,4 2,7 3,2 İmalat -21,8-11,2-3,9-12,4 İnşaat -18,9-21,4-18,1-19,5 Ticaret -26,3-15,4-7,2-16,3 Ulaştırma -17,7-12,2-6,9-12,2 Finans 10,8 7,5 7,8 8,7 Konut Sahipliği 4,5 4,8 3,8 4,4 Gayrimenkul -0,5 1,8 6,3 2,1 GSYH -14,7-7,9-3,3-8,4 2010-2012 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programda, 2009 yılında %6 küçülmesi beklenen GSYH nin 2010 yılında %3,5 büyümesi ve söz konusu büyümenin kademeli bir şekilde yükselerek 2012 yılında %5 düzeyine ulaşması hedeflenmektedir. Tablo 2 de 2010-2012 Orta Vadeli Planda yer alan temel ekonomik hedefler görülmektedir. Tablo 2: Ekonomik Büyümeye İlişkin Temel Hedefler 2009 2010 2011 2012 GSYH (Cari Fiyatlarla, Milyar TL) 947 1.029 1.118 1.227 GSYH (Cari Fiyatlarla, Milyar $) 608 641 669 723 GSYH Büyümesi (Sabit Fiyatlarla) -%6 %3,5 %4 %5 Kişi Başına Mili Gelir ($) 8.456 8.821 9.096 9.732 T.C. Merkez Bankasının Aralık ayı II. Dönem beklenti anketi sonuçlarına göre, 2009 yılı büyüme beklentisi -%5,7 iken, 2010 yılı GSYH büyüme beklentisi %3,4 olmuştur. IMF, OECD ve uluslararası finans kuruluşlarının tahminleri de %3,7 ile %5,5 arasında değişmektedir. Türkiye nin uzun dönem büyüme potansiyeline ilişkin beklentiler hala güçlüdür. Örneğin, OECD nin son yayımladığı Ekonomik Görünüm Raporunda Türkiye nin büyüme oranı 2011-2017 döneminde ortalama %6,7 olarak öngörülmüştür. 2. Dış Ticaret Küresel ekonomik kriz nedeniyle dış talebin (özellikle gelişmiş ülkelerde) daralması, ihracata dayalı büyüyen ülkeleri ve bu ülkelerin dış ticaret hacimlerini olumsuz etkilemiştir. Türkiye de bu ülkelerden biridir. 2008 yılında 132 milyar $ a ulaşan Türkiye nin ihracatı, 2009 yılında belirgin bir şekilde azalmaya başlamıştır. 2009 yılında, bir önceki yıla göre aylık bazda %30-%40 lara varan düşüşler olmuştur. TÜİK verilerine göre, 2009 Ocak-Kasım döneminde, ihracat, 2008 yılının aynı dönemine göre %26 azalarak 92 milyar $ olmuştur. Aynı dönemde, ithalat %34 azalarak 125,6 milyar $ olarak gerçekleşmiştir. Fakat, ithalattaki gerilemenin ihracattaki gerilemeden daha fazla olması, dış ticaret açığını düşürmüş ve ihracatın ithalatı karşılama oranını artırmıştır. TÜİK verilerine göre, 2009 yılında ihracatın 100 milyar $ dolar hedefini yakalaması beklenmektedir. Türkiye İhracatçılar Meclisi nin (TİM) verilerine göre, ihracat tutarı, 2009 yılı Ocak- Aralık döneminde %24 azalarak 97,07 milyar $ olmuştur. Uludağ İhracatçılar Birliği (UİB) verilerine 2

göre, Bursa nın ihracatı, 2008 yılında 25 milyar $ iken, 2009 yılında %32 azalarak 16,9 milyar $ a gerilemiştir. Şekil 1: 2008-2009 Ocak-Kasım Dönemi Dış Ticaret Hacmi 250 200 190,6 Milyar $ 150 100 124,3 92,1 125,6 50 0 2008 2009 İhracat İthalat 2010 yılı Bütçesinde ve 2010-2012 dönemini kapsayan Orta Vadeli Planda, 2010 yılında, toplam ihracatın 107,5 milyar $, ithalatın ise 153 milyar $ olacağı öngörülmektedir. TİM in 2010 yılı ihracat hedefi ise 111 milyar $ dır. Tablo 3 te, 2010 dış ticaret hacmine ilişkin hedefler görülmektedir. Tablo 3: 2010 Yılı Dış Ticaret Hedefleri 2010 Yılı Hedefleri İhracat 107,5 milyar $ İthalat 153 milyar $ Dış Ticaret Açığı 45,5 milyar $ İhracat/İthalat %70,3 İhracat/GSYH %16,8 İthalat/GSYH %23,9 Dış Ticaret Hacmi/GSYH %40,6 3. Cari Açık Küresel kriz nedeniyle azalan tüketim ve yatırım talebine bağlı olarak, cari açık, 2008 yılının son çeyreğinden itibaren önemli ölçüde gerilemiştir. 2008 yılında 41,9 milyar $ olan cari açığın 2009 yılında yaklaşık 11 milyar $ a düşmesi beklenmektedir. 2008 yılında 48,3 milyar $ olan enerji faturasının 2009 yılının ilk on ayındaki seviyesinin 24 milyar $ olduğu dikkat alındığında ve enerji kalemlerinin ithalat ve ihracatı hariç tutulduğunda, Türkiye nin cari fazla verir duruma geldiği görülmektedir. 2008 yılının Ocak-Kasım döneminde cari açık 38,8 milyar $ iken, 2009 yılının aynı döneminde cari açık sadece 9,9 milyar $ olmuştur. Özellikle dış finansman imkanlarının azaldığı bir dönemde, cari işlemler açığının azalması, açığın finansmanı açısından sıkıntı yaşanmamasına yardımcı olmuştur. Şekil 2 de 2008 yılı ve 2009 Ocak-Kasım döneminde aylık bazda cari işlemler dengesi görülmektedir. Düşük cari işlemler açığının seviyesinin ekonomik canlanmaya bağlı olarak artmaya başlayacağı ve 2010 yılında cari işlemler açığının 18 milyar $ olacağı öngörülmektedir. Cari işlemler açığının GSYH içindeki payının, 2009 yılında %1,8 olarak gerçekleşeceği ve 2010 yılında ise %2,8 e çıkacağı tahmin edilmektedir. Cari açığın finansmanında önemli bir yer tutan yabancı doğrudan yatırımlara bakıldığında, 2009 yılında yaklaşık 8 milyar $ ve 2010 yılında 10 milyar $ yabancı doğrudan sermaye girişi söz konusu olacağı beklenmektedir. 3

Şekil 2: 2008-2009 Ocak-Kasım Dönemi Aylık Cari İşlemler Dengesi Milyon $ 1.000 0-1.000-2.000-3.000-4.000-5.000-6.000 607 1 2 3 4 5 6 7 8-920 9 10-438 11 12-458 -279-271 -577-1.132-956 -1.546-1.684-2.064-1.598-4.167-3.884-4.820-4.296-5.199-3.031-2.430-3.074-4.033-5.538 2008 2009 4. Enflasyon Bütün dünyada olduğu gibi, Türkiye de de toplam talepteki azalma ve emtia fiyatlarında gözlenen düşüşler nedeniyle, enflasyon oranları önemli oranda gerilemiştir. 2009 yılında, Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) bir önceki yıla göre %6,53; Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) ise %5,93 artış göstermiştir. Böylece, 2009 yılı enflasyonu, %7,5 olan enflasyon hedefinin altında gerçekleşmiştir. Şekil 3: TÜFE de Belirlenen Hedefler ve Gerçekleşmeler 40% 35% 30% 25% 20% 15% 10% 5% 0% 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010* 2011* 2012* TÜFE Hedefi TÜFE Gerçekleşen Merkez Bankası nın 2010 yılı resmi enflasyon hedefi %7,5 tir. Merkez Bankası, baz etkisi nedeniyle, 2010 yılının ortalarına kadar enflasyonda dönemsel artışlar görülebileceğini, fakat izleyen dönemlerde, baz etkisinin ve bütçe dengesi gözetilerek yapılan vergi/fiyat ayarlamalarının yıllık enflasyon üzerindeki yansımalarının ortadan kalkacağını ve enflasyonun düşük seyrini koruyacağını öngörmektedir. Bu çerçevede, Merkez Bankası, enflasyonun 2010 yılı sonunda, %70 olasılıkla, orta noktası %6,9 olmak üzere %5,5 ile 8,3 aralığında gerçekleşeceğini tahmin etmektedir. 2010 yılı Bütçesinde de 2010 yılsonu TÜFE hedefi %5,3 olarak belirlenmiştir. Merkez Bankası nın Aralık ayı II. dönem beklenti anketi sonuçlarına göre, 2010 yılsonu TÜFE beklentisi %6,56 dır. 4

Merkez Bankası 2011 yılsonu TÜFE hedefini %5,5 ve 2012 yılsonu TÜFE hedefini ise %5 olarak belirlemiştir. Ekonomik canlanmaya ve emtia fiyatlarındaki artışlara bağlı olarak hedeften sapmalar söz konusu olabilecektir. 5. İstihdam ve İşsizlik Küresel ekonomik krizin Türkiye ekonomisindeki en önemli etkilerinden biri de istihdam ve işsizlik üzerinde olmuştur. 2008 yılının ikinci yarısından itibaren artmaya başlayan işsizlik oranı, 2009 Şubat ayında %16,1 ile rekor bir düzeye çıkmıştır. TÜİK verilerine göre, Ekim 2009 itibariyle, istihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 452 bin kişi artarak, 22,19 milyon kişiye yükselmiştir. İşsiz sayısı ise geçen yılın aynı dönemine göre 569 bin kişi artarak 3,3 milyon kişiye yükselmiştir. Ekim 2009 dönemi itibariyle, Türkiye de işsizlik oranı %13; kentsel yerlerde işsizlik oranı %15,5; kırsal yerlerde %8,2 ve tarım dışı işsizlik oranı %16,4 olarak gerçekleşmiştir. Şekil 4 te, 2008 yılı ve 2009 Ocak-Ekim dönemi işsizlik oranlarının seyri görülmektedir. Şekil 4: 2008 2009 Aylık İşsizlik Oranları 18% 16% 15,5% 16,1% 15,8% 14,9% 14% 12% 13,6% 13,0% 12,8% 13,4% 13,4% 13,0% 12,3% 13,6% 10% 8% 11,3% 11,6% 10,7% 10,9% 10,3% 9,6% 9,4% 9,8% 8,9% 9,0% 6% 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 2008 2009 Hükümetin; kısa çalışma ödeneğinin artırılması, işveren SSK payının 5 puanlık kısmının Hazine tarafından karşılanması, kadınların ve gençlerin istihdamını teşvik etmek amacıyla prim indirimine gidilmesi gibi işsizliği azaltmaya yönelik aldığı önlemler yeterli olmamıştır. Kısa vadede işsizliğin yüksek seyrini koruması ve %10 kritik seviyenin altına düşmesinin yıllar alacağı görülmektedir. 2010-2012 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programda, işsizlik oranının 2009 yılı sonunda %14,8 e yükseleceği, 2010 yılında %14,6, 2011 yılında %14,2 ve 2012 yılında %13,3 olacağı öngörülmektedir. 6. Kamu Maliyesi Küresel ekonomik kriz nedeniyle 2009 yılında gelirlerdeki azalış ve harcamalardaki yükselişe bağlı olarak, diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de merkezi yönetim bütçe açığı önemli ölçüde artmış, bunun neticesinde de kamunun borçlanma gereği yükselmiştir. Ayrıca ekonomik aktivitedeki daralma sonucu sosyal güvenlik primleri tahsilâtının hedeflerin altında kalması, bütçe açığının artmasına katkıda bulunmuştur. 2009 Ocak-Aralık döneminde, merkezi yönetim bütçesi 52,2 milyar TL açık vermiştir. 2008 yılında bütçenin 17,1 milyar TL açık vermiş olduğu dikkate alındığında, bütçe açığının yaklaşık 3 kat arttığı görülmektedir. 2009 Ocak-Aralık dönemi için 47,1 milyar TL olarak öngörülen faiz dışı fazla hedefinin sadece %2 si gerçekleştirilebilmiştir. Diğer bir ifadeyle, 2009 yılında, faiz dışı fazla 986 milyon TL olmuştur. Tablo 4 te, 2009 Ocak-Kasım dönemine ilişkin merkezi yönetim bütçe hedefleri ve gerçekleşmeleri yer almaktadır. Görüldüğü gibi, kriz nedeniyle, gerçekleşen vergi gelirleri hedeflenen gelirlerin altında kalmış ve bütçe açığı, öngörülen hedeften %400 daha yüksek gerçekleşmiştir. Böylece, bütçe açığının GSYH ye oranı 2008 yılında %1,8 iken, 2009 yılında söz konusu oran %5,5 e yükselmiştir. 5

Tablo 4: Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri (Milyon TL) 2009 İçin Öngörülen 2009 Ocak-Aralık Bütçe Ödeneği Dönemi Sapma Bütçe Giderleri 259.156 267.275 %3,1 Faiz Dışı Giderler 201.656 214.074 %6,2 Faiz Giderleri 57.500 53.201 -%7,5 Bütçe Gelirleri 248.758 215.060 -%13,5 Vergi Gelirleri 202.090 172.417 -%14,7 Bütçe Dengesi -10.398-52.215 %400 Faiz Dışı Fazla 47.102 986 -%98 2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu na göre, 2010 yılı bütçesinin giderleri 287 milyar TL, gelirleri 237 milyar TL, bütçe açığı 50 milyar TL ve faiz dışı fazla 6,6 milyar TL olarak öngörülmüştür. 2010 yılında merkezi yönetim bütçe açığının Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya oranı %4,9 dur. Tablo 5 te 2010 yılı bütçe hedefleri yer almaktadır. Tablo 5: 2010 Yılı Bütçe Hedefleri Milyon TL Giderler 286.981 Faiz Hariç Giderler 230.231 Faiz Giderleri 56.750 Gelirler 236.794 Vergi Gelirleri 193.324 Bütçe Dengesi -50.187 Faiz Dışı Denge 6.563 7. Kamu ve Özel Sektör Borçları Merkezi yönetim bütçesi borç stoku, 2009 sonu itibarıyla, 2008 yıl sonu iç borç stokuna göre %16 oranında artarak 441,4 milyar TL (293,1 milyar $) düzeyine ulaşmıştır. Söz konusu borçların %71 i iç borçlar, kalan kısmı dış borçlardan oluşmaktadır. Şekil 5, merkezi yönetim borç stokunun 2002-2009 yılları arasındaki seyrini göstermektedir. Şekil 5: Merkezi Yönetim Borç Stoku (Milyar $) Milyar $ 350 300 250 200 150 202,6 235,8 247,1 245,5 286,3 251,5 293,1 100 148,5 50 0 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 6

Türkiye nin net dış borç stoku, 2009 yılının başında 152 milyar $ iken, 2009 yılının üçüncü çeyreğinin sonunda 146 milyar $ a gerilemiştir. 2007 yılı sonu itibariyle 248,4 milyar TL olan kamu net borç stoku, 2009 yılının üçüncü çeyreğinde 302,9 milyar TL ye yükselmiştir. 2008 yılı sonundaki kamu net borç stokunun 268 milyar TL olduğu göz önünde bulundurulduğunda, 2009 yılının ilk dokuz ayında kamu net borç stokundaki artış oranı %13 tür. 2008 sonu itibariyle 140,6 miyar $ olan özel sektörün yurtdışına olan borçlarının toplam tutarı, Kasım 2009 itibariyle 130,7 milyar $ a gerilemiştir. Bu tutarın 36,4 milyar $ ı finansal kurumlara ait iken, 94,3 milyar $ ı finansal olmayan özel sektör işletmelerine aittir. 8. Sanayi Üretimi ve Kapasite Kullanım Oranı 2009 yılında hem iç hem de dış talepte yaşanan daralmanın etkisiyle düşmeye başlayan sanayi üretim endeksi, 2009 Şubat ayında 84,6 ile yılın en düşük seviyesinde gerçekleşerek bir önceki yılın aynı ayına göre %23,8 azalmış ve Şubat ayından itibaren toparlanmaya başlamıştır. 2009 Kasım ayında sanayi üretim endeksi, geçen yılın aynı ayına göre %2,2; bir önceki aya göre %8,6 oranında azalarak 107,8 seviyesine inmiştir. Şekil 6, 2008 yılında ve 2009 yılının Ocak-Kasım döneminde, sanayi üretim endeksinin seyrini göstermektedir. Şekil 6: Sanayi Üretim Endeksi (2005=100) 130 120 110 100 90 80 70 60 O Ş M N M H T A E E K A 2008 2009 İmalat sanayinde kapasite kullanım oranlarına bakıldığında, kapasite kullanım oranlarının 2008 yılının ikinci yarısından itibaren düşmeye başladığı, 2009 yılının Ocak ve Şubat aylarında en düşük seviyelerini gördüğü ve ardından kısmi bir iyileşmenin olduğu görülmektedir. 2009 Aralık ayı itibariyle, kapasite kullanım oranı, bir önceki yılın Aralık ayına göre 5 puan artarak %69,7 seviyesinde gerçekleşmiştir. Şekil 7 de, 2008 ve 2009 Ocak-Aralık dönemindeki aylık kapasite kullanım oranları görülmektedir. Kapasite kullanım oranlarının kriz öncesi seviyelere, diğer bir ifadeyle %80 lere çıkmasının, ekonomik toparlanmanın hızına bağlı olarak zaman alacağı görülmektedir. Şekil 7: Kapasite Kullanım Oranı (%) 7

85 80 80,3 79,3 81,2 81,7 82,4 82,3 80 76,2 79,8 76,7 75 72,9 % 70 65 60 63,8 63,8 64,7 66,8 70,4 72,7 72,3 69,7 70,1 71,8 70,7 64,7 69,7 55 50 O Ş M N M H T A E E K A 2008 2009 2009 Aralık itibariyle, işyerlerinin tam kapasite ile çalışmamasının en önemli nedeni olarak iç pazardaki talep yetersizliği gösterilmiştir. Dış pazarda talep yetersizliği, mali imkansızlıklar ve hammadde yetersizliği tam kapasite ile çalışılamamasının diğer nedenleri olarak belirtilmiştir. 9. Tüketici ve Üretici Güven Endeksi Küresel ekonomik krizin ülkemizdeki etkilerinin hissedilmeye başlandığı 2008 yılının son çeyreğinden itibaren hem tüketici güven endeksi hem de reel kesim güven endeksi düşmeye başlamıştır. Yeni umut ve beklentilerle girilen 2009 yılının ilk yarısında artmaya başlayan geven endeksleri, 2009 yılının son aylarında tekrar azalmaya başlamıştır. Şekil 8, 2009 yılında, tüketici ve üretici güven endekslerindeki seyri göstermektedir. Tüketici güven endeksinin 100 den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu, 100 den küçük olması ise tüketici güveninde kötümser durumu ifade etmektedir. Benzer şekilde, reel kesim güven endeksinin 100 den büyük olması, reel kesimin ekonomik faaliyetlere ilişkin güveninin arttığını (iyimser durum), endeksin 100 den küçük olması, reel kesim temsilcilerinin ekonomik faaliyetlere ilişkin güveninin azaldığını (kötümser durum) ifade etmektedir. Geleceğe ilişkin ekonomik beklentiler dışında, siyasi tartışmaların ve belirsizliklerin de tüketici ve üretici güven endekslerini olumsuz etkilediği göz ardı edilmemelidir. Şekil 8: Tüketici ve Reel Kesim Güven Endeksleri 110 100 96,9 99,4 100,1 98,5 97,8 94 91,2 92,2 90 85,1 80 70 60 50 74,77 85,27 71,56 74,01 83,28 80,75 82,37 81,30 81,92 80,46 78,39 78,38 67,8 59,4 62,6 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Tüketici Güven Endeksi Reel Kesim Güven Endeksi 10. Faiz Oranları 8

T.C. Merkez Bankası, krizin iktisadi faaliyet üzerindeki etkisini sınırlandırmak ve ekonomiyi canlandırabilmek için, 2008 yılının Kasım ayından itibaren faizleri indirmeye başlamıştır. Enflasyon oranlarının düşmesi, Merkez Bankası nın elini güçlendirmiştir. Kasım 2008 ile Aralık 2009 tarihleri arasında yapılan faiz indirimlerinin toplamı 1.025 baz puana (%10,25) ulaşmıştır. Böylece, TCMB enflasyon hedeflemesi uygulayan ülkeler içinde kriz sürecinde en fazla faiz indirimine giden ülke olmuştur. Tablo 6 da, Merkez Bankasının toplantı tarihleri ve aldığı faiz kararları görülmektedir. Tablo 6: Merkez Bankası nın Faiz Kararları Toplantı Tarihi Faiz Oranı Faiz Kararı 22.Eki.08 16,75% Değiştirmedi 19.Kas.08 16,25% 50 baz puan indirim yaptı 18.Ara.08 15% 125 baz puan indirim yaptı 15.Oca.09 13% 200 baz puan indirim yaptı 19.Şub.09 11,50% 150 baz indirim yaptı 19.Mar.09 10,50% 100 baz puan indirim yaptı 16.Nis.09 9,75% 75 baz indirim yaptı 14.May.09 9,25% 50 baz puan indirim yaptı 16.Haz.09 8,75% 50 baz puan indirim yaptı 16.Tem.09 8,25% 50 baz puan indirim yaptı 18.Ağu.09 7,75% 50 baz puan indirim yaptı 17.Eyl.09 7,25% 50 baz puan indirim yaptı 15.Eki.09 6,75% 50 baz puan indirim yaptı 18.Kas.09 6,50% 25 baz puan indirim yaptı 17.Ara.09 6,50% Değiştirmedi Merkez Bankası nın faizleri düşürmesine paralel olarak Hazine nin de iç borçlanma faiz oranları düşmüştür. Örneğin, 2009 Ocak ayında hazine bonosu (DİBS) ihracında ortalama yıllık bileşik faiz %16,18 iken, 2009 Aralık ayındaki ihalede yıllık bileşik faiz %7,72 olarak gerçekleşmiştir. TL cinsi iskontolu iç borçlanmanın ağırlıklı ortalama maliyeti 2008 yılında %19,2 iken, 2009 yılının ilk 10 ayında %11,9 olmuştur. 2009 yılında borçlanma vadesi de artmıştır. 2008 yılında iç borçlanmanın ağırlıklı ortalama vadesi 31,7 ay iken, 2009 yılının ilk 11 ayındaki ortalama vade 35,5 güne çıkmıştır. 2010 yılının ilk yarısında Merkez Bankası nın faiz artırımına gitmeyeceği, fakat ekonomik toparlanmaya ve enflasyona bağlı olarak yılın ikinci yarısında 100-150 baz puan faiz artırımına gidebileceği öngörülmektedir. 2010 yılında, Hazine nin borçlanma faiz oranlarının ortalama %9-%10 arasında olacağı öngörülmektedir. Merkez Bankasının Aralık ayı II. dönem beklenti anketi sonuçlarına göre de, 2010 yılının Aralık ayında altı aylık Hazine Bonosu ihalesinde yıllık bileşik faiz oranı beklentisi %9,30 dur. 11. Döviz Kurları 2009 yılında Dolar/TL kuru, genel olarak 1,48-1,53 aralığında bir seyir izlemiştir. Euro/TL kuru ise, ağırlıklı olarak 2,10-2,20 aralığında hareket etmiştir. Fakat, 2009 Mart ayında Dolar 1,80 TL ve Euro 2,31 TL ile yıl içerisindeki en yüksek değerlerini görmüştür. ABD Doları, Euro ve diğer paralar karşısında da dalgalı bir seyir izlemiştir. Örneğin, 2009 Ocak ayında 1,36 olan Euro/Dolar paritesi, Şubat ayında 1,26 ya kadar inmiş, 2009 Kasım ayında 1,50 seviyelerine kadar yükselmiştir. Merkez Bankası, 2009 yılı içerisinde zaman zaman döviz alım-satım ihaleleriyle piyasaya müdahale etmek zorunda kalmıştır. 2009 yılında, piyasadan 3,5 milyar $ alan ve piyasaya 0,9 milyar $ satan Merkez Bankasının döviz rezervleri 75 milyar $ a ulaşmıştır. Şekil 9: ABD Doları/TL Döviz Kurunun 2009 Yılındaki Seyri 9

Şekil 10: Euro/TL Döviz Kurunun 2009 Yılındaki Seyri Merkez Bankası nın efektif satış kurları dikkate alındığında, 2009 yılında, Türk Lirası, ABD Doları karşısında %2,7 oranında değer kaybetmiş, Euro karşısında ise binde 6 oranında değer kazanmıştır. Tablo 7: Döviz Kurları ve Paritelerdeki Değişim (Merkez Bankası Efektif Satış Kurları) 2 Ocak 2009 31 Aralık 2009 Değişim ABD Doları/TL 1,5390 1,4967 - %2,7 Euro/TL 2,1424 2,1562 + %0,6 Euro/Dolar Paritesi 1,3921 1,4406 +%3,5 Dolar/Yen Paritesi 91,22 92,36 +%1,2 2010 yılında Dolar/TL kurunun 1,40-1,55; Euro/TL kurunun 1,90-2,15 aralığında dalgalanması beklenmektedir. Merkez Bankasının Aralık ayı II. dönem beklenti anketi sonuçlarına göre, 2010 yılı sonundaki Dolar kurunun 1,5712 olacağı tahmin edilmektedir. ABD ekonomisinin toparlanma sürecine bağlı olarak, 2010 yılında, ABD Dolarının Euro karşısında değer kazanacağı ve yılsonu itibariyle Euro/Dolar paritesinin 1,30 seviyelerine kadar gerileceği öngörülmektedir. Sonuç Küresel ekonomik krizin Türkiye ekonomisine olumsuz yansımaları 2009 yılında da devam etmiştir. 2008 yılında %0,9 büyüyen Türkiye ekonomisi, 2009 yılının ilk dokuz ayında %8,4 küçülmüştür. 2008 Şubat ayında %11,6 olan işsizlik oranı, 2009 Şubat ayında %16 ya çıkmıştır. Bütçe 10

açığı artmış, mali disiplin bozulmuştur. Yatırım ve tüketim harcamaları azalmıştır. Fakat, 2009 yılının son çeyreğine ilişkin açıklanan bazı veriler, kısmi bir toparlanmanın başladığını, en kötü dönemin geride kaldığını ve 2010 yılının, 2008 ve 2009 yılına göre nispeten daha iyi geçeceği beklenilmektedir. Özellikle, önümüzdeki dönemde gelişmiş ülkelerin finansal sistemlerine ve bu ülkelerdeki ekonomik canlanmaya ilişkin gelişmeler, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerdeki toparlanma hızını etkileyecektir. IMF ile yaklaşık 1,5 yıldır süren pazarlıkların olumlu bir şekilde sonuçlanması, finansman sorununa çözüm olabilir. Türkiye nin önündeki temel problemler; yüksek işsizlik, bütçe açığı, mali disiplin ve kayıt dışı ekonomi olarak görülmektedir. Söz konusu problemlerin üstesinden gelmenin öncelikli şartı ise siyasi ve ekonomik istikrardır. Dolayısıyla, bu süreçte, Hükümete ve siyasetçilere önemli görevler düşmektedir. Yararlanılan Kaynaklar 2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu (Kanun No. 5944). Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Krizden İstikrara Türkiye Tecrübesi, Ankara, 2009. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Orta Vadeli Program:2010 2012, Eylül 2009. International Monetary Fund (IMF), Global Financial Stability Report, October 2009. International Monetary Fund (IMF), World Economic Outlook, October 2009. Mehmet Şimşek, 2010 Yılı Bütçe Sunuş Konuşması, TBMM Genel Kurulu, 14 Aralık 2009. Mehmet Şimşek, Son Makroekonomik Gelişmeler ile 2009 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri, Basın Toplantısı Konuşma Metni, 15 Ocak 2010. T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Türkiye Ekonomisi, Aralık 2009. T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Kamu Borç Yönetimi Raporu, Aralık 2009. T.C. Maliye Bakanlığı, Kasım 2009 Bütçe Gerçekleşmeleri, 2009. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Beklenti Anketi: Aralık 2009, II.Dönem, 2009. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Enflasyon Raporu:2009-IV, Ankara, 2009. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Finansal İstikrar Raporu, Ankara, Kasım 2009. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ödemeler Dengesi Raporu: 2009 III, 2009. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2010 Yılında Para ve Kur Politikası, Ankara, 10 Aralık 2009. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Verileri, http://www.tuik.gov.tr. 11