KOLOREKTAL CERRAHİde KOMPLİKASYONLAR VE ÖNLEMLERİ



Benzer belgeler
Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

Çift stomalı, İntestinal Atrezili Olguda Hemşirelik Bakımı

Götürücü Ans Prolapsusu: Nadir Bir Olgu. Efferent Ans Prolapse: A Rare Case. Özet

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

KÜNT ve DELİCİ/KESİCİ KARIN TRAVMALARI

Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler.

Radyoterapi nükslerinde sistektomi: diversiyon tipi ve morbidite. Dr. Güven Aslan Dokuz Eylül Üniversitesi Üroloji AD

DÖNEM IV 3. GRUP DERS PROGRAMI

4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

Özofagus tümörleri M. BELVİRANLI intern semineri Ş. TEKİN intern semineri

Saat 25 Eylül 2017 Pazartesi 26 Eylül 2017 Salı 27 Eylül 2017 Çarşamba 28 Eylül 2017 Perşembe 29 Eylül 2017 Cuma. Seminer

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir.

Total Mezorektal Eksizyon (TME) ve Getirdikleri. Prof. Dr. Ahmet Alponat Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı

GENEL CERRAHİ MORTALİTE-MORBİDİTE Ş. ÖZER (MODERATÖR) Şok A. TEKİN Şok A. TEKİN

GİS KANAMALARI. Prof.Dr.Tayfun KARAHASANOĞLU

İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi. Dr. Öztuğ Adsan

Anastomoz kaçaklarının tedavisi

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler

KOLOSTOMİ- İLEOSTOMİ BAKIM PROTOKOLÜ

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

Derin İnfiltratif Endometriozis. Prof.Dr.Ahmet Göçmen Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Özofagus tümörleri M. BELVİRANLI

Radyasyon Koliti Oluşturulmuş Sıçanlarda Ghrelinin Barsak Anastomozu Üzerine Etkisi Dr. Ebubekir Gündeş

İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR

Temel Stoma Bilgisi:Yara ve Bakımı Stoma-Ostomi Tanımı. Dersin Adı: Stoma Hemşireliği Sorumlu: Öğr. Gör. Bircan KARA

Safra Yolu Tümörü Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu

Pankreas Kisti Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu

STOMA BAKIMI. Deniz Harputlu, Uzm. Hemşire, WOCN

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları

PELVİK TRAVMALARDA GÖZDEN KAÇMAMASI GEREKENLER

CERRAHİ KOMPLİKASYONLARIN ERKEN TANISI İÇİN DEĞERLENDİRME

Pankreas Tümörü Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu

SEROMA, ENFEKSİYON, FLEP NEKROZU

Hisar Intercontinental Hospital

İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI GENEL CERRAHİ STAJI B GRUBU TEORİK VE PRATİK DERS PROGRAMI (01.09.

T.C. BÜLENT ECEVĠT ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ ÖĞRETĠM YILI DÖNEM IV GENEL CERRAHĠ STAJ PROGRAMI. Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu

T.C. BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI DÖNEM IV GENEL CERRAHİ STAJI PROGRAMI

KOLOREKTAL POLİPLER. Prof. Dr. Mustafa Taşkın

ÇEVİRMEN İHTİYACI Çevirmen gerekli miydi? Evet Hayır Gerekli ise onam sırasında nitelikli bir çevirmen yanınızda var mıydı?

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

Trakea Rüptürü. Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu. Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011

Laparoskopik rektum kanseri cerrahisinde kanama (Pelvik, İMV, İMA) Dr. Korhan Taviloğlu İstanbul

GENEL CERRAHİ İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

06 Şubat Nisan SAAT P a z a r t e s i S a l ı Ç a r ş a m b a P e r ş e m b e C u m a

İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

SAAT P a z a r t e s i S a l ı Ç a r ş a m b a P e r ş e m b e C u m a. Pre-Operatif Hastaların Genel Değerlendirilmesi Yrd.Doç.Dr.

TÜRK KOLON ve REKTUM CERRAHİ DERNEĞİ ANALKANS

Salı Anal fissür Yrd. Doç. Dr. Orhan ÇİMEN

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem IV GENEL CERRAHİ STAJ TANITIM REHBERİ

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA AKUT KARIN DOÇ. DR. GONCA TEKANT CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK CERRAHİSİ ANABİLİMDALI

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

17 Nisan Haziran SAAT P a z a r t e s i S a l ı Ç a r ş a m b a P e r ş e m b e C u m a

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Obstrüktif kolorektal kanserli hastalarda cerrahi tedavi sonuçları

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı.

Kalın bağırsağın mukoza adı verilen iç yüzeyinin zayıf noktalardan dışarı doğru kese şeklinde fıtıklaşmasına veya cepleşmesine, bağırsak divertikülü

Hasta Adı Dosya No Tarih / Saat

Karotis ve Serebrovasküler Girişimlerde Komplikasyonlar ve Önlenmesi. Doç Dr Mehmet Ergelen

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR?

ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR.

Tedavi. Tedavi hedefleri;

Hepatik Arter Anevrizması Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu

Radikal Prostatektomi. Üroonkoloji Derneği. Prof.Dr.Bülent Soyupak Diyarbakır

LAPAROSKOPİDE KOMPLİKASYONLAR. FATİH ATUĞ İstanbul Bilim Üniversitesi

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012

Crohn Hastalığı. İnflamatuar Barsak Hastalıkları. Patofizyoloji. Klinik. Dr. Erkan GÖKSU Acil Tıp A.D.

Gastrointestinal Cerrahi Sonrası Erken Enteral Nutrisyon ABARTILMAKTADIR. Prof Dr Hedef ÖZGÜN

SIK RASTLANAN HASTALIKLAR-1

KARACİĞER SİROZLU HASTALARDA ERCP : KOMPLİKASYONLARDAN KAÇINMA. Dr Erkan Parlak TYİH, Gastroenteroloji Kliniği, Ankara

TÜRK KOLON ve REKTUM CERRAHİ DERNEĞİ

4. SINIF DERS PROGRAMI

BVÜ Genel Cerrahi AD Dönemi Asistan Hekim Teorik Eğitim Programı

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık

DÖNEM 4 -GENEL CERRAHİ ( CTB 402) 1. HAFTA EYLÜL 2014 PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA

İDRAR YOLU ENFEKSİYONU

İNTESTİNAL STOMALAR GENEL BİLGİLER VE TARİHÇE

REKTAL PROLAPSUS AMELİYATI İÇİN AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM FORMU

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Girişimsel Aritmi Komplikasyonlar ve Tedavisi. Doç.Dr.Enis Oğuz Anadolu Sağlık Merkezi - Gebze

T.C. BÜLENT ECEVİTÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI IV. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI. Grup D ( 8 Hafta)

ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR.

ÜROGENİTAL TRAVMALAR. Yard.Doç.Dr Haluk Söylemez

Giriş. Yaşlılarda Karın Ağrısı. Genel Bilgiler. Genel Bilgiler. Değerlendirmeyi Etkileyen Faktörler Öykü. Değerlendirmeyi Etkileyen Faktörler Öykü

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

PROSTAT AMELİYATI SIRASI BAKIM. Prof. Dr. NEVİN KANAN İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ FLORENCE NIGHTINGALE HEMŞİRELİK YÜKSEKOKULU

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

Gelişen en Olguda Mentamove ile Tedavi

Prof.Dr.İ.Ethem Geçim Ankara üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Kolorektal Cerrahi Ünitesi

SAFRA KESESİ HASTALIKLARI

Genellikle 50 yaş üstünde görülür ancak seyrekte olsa gençler de de görülme olasılığı vardır.

TÜRK KOLON ve REKTUM CERRAHİ DERNEĞİ

SİSTEKTOMİ + ÜRİNER DİVERSİYON. Soyadı: Doğum tarihi: Protokol No:... Baba adı: Ana adı:..

Transkript:

39 KOLOREKTAL CERRAHİde KOMPLİKASYONLAR VE ÖNLEMLERİ Dr. Ömer ALABAZ Dr. Cem PARSAK Kolon ve rektum hastalıklarında cerrahi tedavi endikasyonları; gastrointestinal sistem kanaması, perforasyon, obstrüksiyon, malignite, enfeksiyon ve medikal tedavinin başarısız olduğu kolorektal hastalıklardır. Kolorektal cerrahi girişimler sonrası gelişebilecek komplikasyonlar çok çeşitlilik sergilemekle birlikte güvenli cerahi teknik, iyi bir planlama yönetim ve postoperatif bakım ile komplikasyon gelişme oranı azaltılabilir. Kolorektal kanser cerrahi sonrasında meydana gelen erken ve geç dönem komplikasyonlar, benign nedenlerden ötürü ameliyat edilenlerden daha sıktır, buna neden olarak da kansere özgü olabilen immun sistemdeki yetersizlik ve fekal bulaşım suçlanmaktadır. 1 Rektum cerrahisinde komplikasyon oranı rektumun anatomik lokalizasyonu ve rektum cerrahisindeki teknik ayrıntılar nedeni ile kolon cerrahisi sonrası gelişebilecek komplikasyon oranından daha yüksektir. Kolon cerrahisinde mortalite oranı %3-5 iken rektum cerrahisinde bu oran anterior rezeksiyon serisinde %7-10 olarak bildirilmektedir. Anterior rezeksiyon morbidite oranları yaklaşık %50-60 tır ve bu oran kolon cerrahisine göre yaklaşık 2 kat daha fazladır. 2-4 KOMPLİKASYONLAR Kolorektal cerrahi esnasında en sık görülen komplikasyon fekal kontaminasyondur. Fekal kontaminasyon anastomoz kaçağı olmadan da postoperatif dönemde lokal veya generalize peritonite yol açabilir. Postoperatif dönemde sık görülen diğer komplikasyonlar ise; kesi yeri enfeksiyonu, apse, fekal fistül, pyoflebitis ve barsak obstrüksiyonudur. 5 Bildirilen komplikasyon oranları değişiklik sergilemektedir. 6 (Tablo 1) 661

662 Kolorektal Cerrahide Komplikasyonlar ve Önlemleri Tablo 1. Laparoskopik ve açık kolon cerrahisi sonrası komplikasyon oranları 6 Barcelona Trial COST Trial CLASICC Trial COLOR Trial Yara enfeksiyonu 11.9% 2.5% 8.7% 3.3% Persistent Ileus 5.5% 2.8% Evisserasyon 0.9% 0.8% Kanama 0.5% 1.2% 4.8% 1.9% Anastomoz kaçağı 0.9% 6.0% 2.3% Pnömoni 0% 6.5% 1.9% UI 0.5% 1.2% 2.3% ABY 1.4% DVT 1% Kardiak 2.6% 1.2% UI = üriner enfeksiyon, ABY = akut renal yetmezlik, DVT = derin ven trombozu 1-Anastomoza Bağlı Komplikasyonlar a. Anastomoz Kaçağı Anastomoz kaçağı sıklıkla postoperatif 4-6. günlerde görülür. Erken dönemde görülen kaçaklarda morbidite çok yüksektir. Karın içi yapışıklık olmadığı için enfeksiyonun sınırlandırılması güç olacaktır. Takipne, hipotansiyon, peritonit, ileus, taşikardi, distansiyon gelişir. Sepsis bulguları varsa laparotomi gerekir. Tanıda; direkt karın grafisi, gastrografinli lavman, endoskopik incelemeler ve bilgisayarlı tomografinin yeri vardır. 7 Anastomoz kaçağı oranları birçok seride farklı bildirilmesine rağmen acil cerrahi girişimlerde oran elektif ameliyatlara göre daha yüksektir. 8 Bunun nedenleri arasında tartışmalı olmakla birlikte kolon hazırlığının yapılmamış olması suçlanmaktadır. Preoperatif barsak hazırlığı tartışmaldır. Gastrointestinal içeriğin anastomoz bölgesinde toplanması sonucunda kaçak riskinin arttığını bildiren yayınlar vardır. Bu nedenle riskli ve acil cerrahi geçiren olgularda proksimal saptırıcı stoma önerilmektedir. 9 Elektif kolon anastomozlarından sonra hastalarda klinik olarak belirgin kaçak oranı %1-2 iken, kolon hazırlığı yapılmamış olgularda bu oran yaklaşık %3-7 dir. Anastomoz kaçağı nedenleri arasında suçlanan diğer bir nedense iskemidir. Barsak duvarındaki iskemi anastomoz hattının beslenmesini bozarak kaçağa yol açabilir. Sadece rengin ve peristaltik dalganın normal olması beslenme için yeterli değildir. Anastomoz hattındaki kan akımının barsağın diğer kısımlarına göre daha az olduğu birçok çalışmada gösterilmiştir. Bu nedenle hastanın durumuna göre gelişebilecek sistemik faktörlerden hipotansiyon, hipovolemi de bu azalmış kanlanmayı tetikleyeceği için anastomoz kaçağı riskini artırır. Anastomoz uçlarının aşırı gerginliği kaçak riskini artıran diğer bir nedendir. 10 Anastomoz kaçaklarının erken belirtileri kesi yeri enfeksi-

Kolorektal Cerrahide Komplikasyonlar ve Önlemleri 663 Postoperatif dönemde barsak motor aktivitesinin olmaması sonucu peristaltizm kaybı olarak tanımlanır. Bu refleks yanıt barsakların manüplasyonu sonucu ortaya çıkar, bunun yanısıra diğer organların cerrahisi veya travması sonrasında da meydana gelebilir. Ayrıca intraabdominal apse varlığı ekarte edilmelidir. 12 Tomoğrafi en iyi ayırıcı tanı yöntemidir. Yeni bir girişim gerekmiyorsa, nazogastrik dekompresyonla birlikte destek tedavisi yapılmalıdır. Şayet ileus 7-8 günden fazla sürerse anormal bir durumun habercisidir. Narkotik kullanımı, sıvı elektrolit denge bozukluğu, aerofaji, apse, peritonit veya mekanik barsak tıkanması nedenleri arasındadır. Transvers mezokolon altındaki laparotomilerde mekanik barsak tıkanması olasılığı daha yüksek iken, sağ hemikolektomi sonrası %1.5, sol kolon ve rektum ameliyatları sonrası %3 olarak bulunmuştur. Kolon ameliyatı sonrası ince barsak tıkanmasının %90 kadarının ameliyattan sonraki ilk 2 hafta içinde geliştiği belirtilmiştir. 13 Görüntüleme tekniklerinden direkt karın grafisi çoğu zaman tanı için yeterlidir. Kontrast madde kullanılarak çekilen grafiler zaman alıcıdır ve pek yararlı olmazlar. Parsiyel tıkanmayonu, ağrı ve ödemdir. Fekal fistül genelde gözlenen bir durumdur ve sıklıkla 4-6 hafta içinde spontan kapanır. Kendiliğinden kapanmayan fistüllerde altta yatan bir neden araştırmalıdır. Bulgu veren anastomoz kaçakları antibiyoterapi ve destek bakımı ile tedavi edilmelidir. Rektum seviyesinde yapılan anastomozlarda kaçaklar sıklıkla arka orta hatta olur. Rektum un orta veya alt seviyeli fistüllerinde veya kaçaklarda transanal yolla yapılan drenaj ve irrigasyon sorunu çözebilir. Şayet büyük kaçak varsa yaygın peritonit, septik şok tehlikesi nedeniyle morbidite ve mortalite oranı artar. Bu durumlarda dışa drenaj, proksimal saptırma ostomisi, kaçak bölgenin eksteriorizasyonu, yeniden rezeksiyon anastomoz veya Hartmann poş uygulamasına gereksinim duyulabilir. 11 Anastomoz hattında barsak uçlarında kanlanmanın yeterli olması gerekir, gerginlikten kaçınma, dokuların travmatize edilmeden diseksiyonu anastomoz kaçağı gelişiminin önlenmesi açısından önemlidir. Postoperatif dönemde gelişebilecek koleksiyonların anastomoz üzerine baskı yaparak komplikasyon gelişimine yol açmaması için emici drenler önerilmektedir. Anastomoz kaçakları özellikle sol kolon ve rektumda diğer bölgelere göre daha fazladır. b. Anastomoz Hattından Kanama Anastomoz hattından kanama sık görülen bir problem değildir. Kesilen barsak ucundan olan sızıntı şeklindeki kanamalar çoğu zaman sorun oluşturmaz. Ameliyat sonrası erken dönemdeki kanamalar için proktoskopi veya fleksibl sigmoidoskopi ile anorektal bölgede eşlik eden lezyonlar taranmalıdır. Eğer anastomoz sol kolonda ise inceleme yapılması kolay olabilir. Yüksek seviyeli anastomozlarda ise ameliyat sonrası erken dönemde yapılacak endoskopinin anastomoz bütünlüğünü bozma riski vardır bu nedenle başlangıç olarak konservatif yaklaşmak gerekir. Hasta yakından izlenir ve monitorize edilir. Kanama diyatezi varsa mutlaka düzeltilmelidir. Anal kanala yakın ise dikiş ile durdurulabilir ancak yüksek seviyeli ve durdurulamıyorsa relaparotomi gerekebilir. c. Anastomoz Hattında Darlık Anastomoz darlığı gelişiminde iskemi, radyoterapi, anastomoz kaçağı oluşumu, vasküler sistemik hastalıklar, dar stapler kullanılması ve proksimal diversiyon sorumlu nedenler arasındadır. Rektumdaki darlıklar rektal muayene, dilatatörler, cerrahi girişim ve balon dilatasyonu ile genişletilebilir. Kolon anastomozlarında darlık daha nadirdir. Geniş serilerde rektal anastomozlarda darlık oranı %20 iken kolon anastomozların 0-%l dolaylarındadır. 2-Ameliyat Sonrası Erken Dönem Gelişen İleus

664 Kolorektal Cerrahide Komplikasyonlar ve Önlemleri larda kontrast maddenin distale geçmesi bize tanı için tam bir bilgi vermez. Ultrasonografi kollabe olan distal barsak segmentlerinin proksimalindeki içi sıvı ile dolu dilate segmentleri gösterebilir. Buna ek olarak bu yöntem strangülasyon tanısında da kullanılabilir. Lokalizasyon ve strangulasyon varlığının gösterilmesi açısından bilgisayarlı tomografi çok değerlidir. Bilgisayarlı tomografinin yüksek dereceli tıkanmalarda duyarlılığı %78-100 arasında iken düşük dereceli tıkanmalarda duyarlılık %40-100 arasındadır. Tedavide nazogastrik dekompresyon, sıvı elektrolit replasmanı yapılması tedavi takibi için önemlidir. Hastanın genel durumu ve vital bulguları bozulmadıkça, abdominal distansiyon ve kramp tarzında ağrıları olmadığı sürece, lökositozu gelişmedikçe 10-14 gün süre ile konservatif tedaviye devam edilebilir. 14 3-Tromboemboli Major cerrahi geçiren hastalarda tromboemboli riski vardır. Ancak inflamatuar barsak hastalıklarının (Ülseratif kolit, Crohn hastalığı) seyrinde tromboemboli gelişme riski daha yüksektir. Inflamatuar barsak hastalığında gelişen tromboemboli hastalarında mortalite oranı yaklaşık olarak %25 tir. Kolon kanseri ameliyatlarında, rezervuar yapılan hastalarda portal ven trombozu gelişebilir. Önlem olarak erken mobilizasyon ve düşük molekül ağırlıklı heparin önerilmektedir. 4-Dalak Yaralanması İatrojenik dalak laserasyonu kolorektal cerrahide rastlanılan bir durumdur. 15 Özellikle sol kolon mobilizasyonu sırasında dalak yaralanması daha sık gelişir. Splenik kapsül yırtılması gastrosplenik, splenokolik, splenofrenik ve frenokolik ligamanların veya büyük omentumun aşırı gerilmesi sonucu oluşur. Literatürde kolon ameliyatları sırasındaki dalak yaralanma oranı %2 civarındadır. 16 Geçmiş yıllarda her türlü ya- ralanmada splenektomi yapılırken, son yıllarda dalağın mümkün olduğunca korunması önerilmektedir. Dalak kapsülündeki yırtıklara bağlı kanamalar, lokal hemostatik ajanlar veya elektrokoagülasyon ile önlenebilir. Bu manevralara rağmen süphe varsa, splenektomi yapılması en uygun yoldur. İatrojenik nedenle splenektomi yapılan hastalara profilaksi için pnömokok aşısı yapılmalıdır. Bununla birlikte Dukes C kolorektal kanser olan hastalarda splenektomi eklenmesinin 5 yıllık yaşam süreleri üzerine olumsuz etkileri gösterilmiştir. 5-Presakral Hemoraji Rektum ameliyatlarında presakral venlere olan travmaya bağlı yaralanmalar ciddi kanamalara yol açabilir. Baskı yaparak kanama kontrolü sağlanabilir. Eğer bilinen tüm yöntemler başarısız ise diğer bir seçenek balon tamponad yöntemidir. Sangstaken-Blackmore sondası ile rektum rezeksiyonu sonrası perineal yaradan içeri doğru uzatılır ve şişirilerek kompresyon sağlanabilir. Hayatı tehdit eden bu durumu önlemek için rektum diseksiyonu sırasmda presakral fasya zedelenmemesi gerekir. Künt diseksiyondan kaçınarak keskin diseksiyon yapılmalıdır. 17,18,19 6-Üreter, Mesane, Üretra Yaralanması Kolorektal cerrahi diseksiyonları sırasında kolon ve rektum komşu organlarındaki yaralanmalar istenmeyen komplikasyonlara yol açabilir. Üriner traktüse bu açıdan özellikle dikkat edilmelidir. Sekonder ameliyatlar, adhezyonlar, enflamasyon ve malignite varlığı bu komplikasyon oranını artıran faktörlerdir. 20 Literatürde üreter yaralanma oranı %0.7-6 arasında değişmektedir. Erken farkına varılması tedavi açısından çok önemlidir, çünkü geç farkına varılması sorunların büyümesine yol açar. 21 Sıklıkla pelvis girişimlerinde yaralanma olur. Kolon cerrahisi sırasında sol üreter yaralanması daha sık

Kolorektal Cerrahide Komplikasyonlar ve Önlemleri 665 orandadır. Yaralanma; ezilme, kesme, bağlama, elektrokoter ve iskemik tiplerde olabilir. Ameliyat esnasında inferior mezenterik arter bağlanırken, üreterlerin vas deferensi çaprazladığı yerde, rektum yan duvarının serbestleştirirken ve pelvik reperitonealizasyon işlemi sırasında üreterin yaralanma riski en fazladır. Geç dönemdeki tanı için retrograd piyelografi gerekir. Üreter yaralanmalarında acil onarım veya proksimal üriner diversiyon gerekebilir. Proksimal diversiyon için perkütan nefrostomi kateter ile yapılır. Ameliyat esnasında üreterin iatrojenik olarak bağlanmamsı veya ezilmemesi gerekir. Genel prensip olarak 4/0-5/0 absorbe olabilen dikiş materyalleri ile mukozaların karşılıklı dikilmesi, gerginliksiz onarım yapılmalıdır. Üreter onarımlarında mümkünse double J kateter konulmalıdır. 22 Kolorektal cerrahi sırasında mesane yaralanması oranı %2 civarındadır. Özellikle lokal ileri evre tümörlerde ve pelvik ekzantrasyonlardan sonra gözlenir. Bu tip cerrahi yapılırken üçyollu idrar sondası takılmalı ve bu sondanın steril alanda kalması gerekir. Cerrahi sırasında mesane doldurularak yaralanma olup olmadığı kontrol edilmelidir. Perforasyon varsa onarılmalı sistostomi ve idrar sondası takılıp ve en az ikiüç hafta tutulmalıdır. Sık yaralanan bölgelerden birisi de üretranın prostatik kısmıdır. Sıklıkla abdominoperineal rezeksiyon sırasında olur. Bu yaralanmalarda sık görülen komplikasyon fistül veya darlıktır. Uretra yaralanma oranı ise çeşitli serilerde %0.7-6.7 arasında değişmektedir. 7-Mesane Disfonksiyonu Kolorektal cerrahi sonrası hastaların yaklaşık dörtte birinde mesane fonksiyonu sorunları meydana gelir. Sıklıkla görülen idrar retansiyonunun en önemli nedenleri; sinir yaralanması, anestezi, anovezikal refleks stimulasyonu, lokal ağrı ve anal kanala konulan tampon gösterilmektedir. Bunlardan sinir hasarı uzun dönem devam eden sorunlara yol açabilir. Mesane disfonksi- yonu zaman içinde düzelebilir, fakat tedbir olarak idrar sondası ameliyat sonrası 5-6 gün mesanede tutulmalıdır ve mesane uyarımı bu sonda ile yapılmalıdır. Kalıcı mesane disfonksiyonu nadirdir. Hastanın idrar sondası erken çekilmemelidir, çünkü erken çekildiğinde parasempatik sinirlere iletilen gerilme hissini de algılamadığı için herhangi bir gerilme ağrısı olmadan taşma şeklinde inkontinans gelişir. Zaman içinde hasta karın içi basıncı artırarak ve reziduel kas aktivitesi ile idrarını yapar. Miksiyonun effektivitesi, denervasyon derecesi ile orantılıdır. Hasta sıklıkla işemeye başlamadaki zorluktan, düşük debili işemeden ve işeme sonrası damla damla idrar yapmaktan şikayetçidir. 23,24 8-Seksüel Disfonksiyon Özellikle rektum ameliyatları sonrası pelvik parasempatik ve sempatik sinir hasar sonucu hastalarda impotans gelişebilir. İmpotans derecesi parsiyel veya tam hasara bağlı olarak değişir. Oluşan seksüel disfonksiyonların çoğu cerrahiden sonraki 1 yıl içinde düzelebileceği için beklemek gerekir. Pudental sinirler, endopelvik fasya ile korunduğu için yaralanma olasılığı az olmasına karşın sıklıkla sinir koruyucu teknik kullanılmalıdır. Sempatik sistem tarafından kontrol edilen ejekülasyon bozukluğu, sakral promontoryum seviyesi üzerinde hipogastrik sinirin retroperitoneal alanda hasara uğramasına bağlı olarak gelişir. Travmanın derecesine göre geçici veya kalıcı mesane ile erektil disfonksiyon görülebilir. Bu tip yaralanmaları önlemek için aşırı traksiyondan kaçınmak ve rektumun lateral diseksiyonunda dikkat etmek gerekir. Perineal diseksiyonu sırasında kavernöz sinirlere olan yaralanmalar sonucu erektil disfonksiyon meydana gelir. Koter ve künt diseksiyon sinir zedelenmelerine neden olduğu için keskin diseksiyon yapılmalıdır. Benign hastalıklar için yapılan proktektomi sonrasında seksuel disfonksiyon gorülme sıklığı çok daha azdır. Total proktokolektomi sonrasında ileal rezervuar anal

666 Kolorektal Cerrahide Komplikasyonlar ve Önlemleri Perineal kesi yerinden oluşan kanamalar genellikle ameliyattan sonraki ilk 36-48 saatten sonra olur. 29 Kanama yerinin bulunup hemostaz sağlanıp dren konularak yara tekrar kapatılabilir. Ancak eksplorasyon sonucunda kanamanın birçok odaktan olduğu görülürse ve hemostaza rağmen yaranın her yerinden sızar tarzda kanama devam ediyorsa yara açık bırakılmalı ve yara içi gazlı bez ile tamponad yapılmalıdır. Özellikle ameliyat sonrası adjuvan tedavi alanlarda açık bırakılması uzamış yara iyileşmesi nedeni ile tedavi protokollerini geciktirebilmektedir. Bu nedenle perineal yaranın kapatılması ve enfekte olursa tekrar açılması daha iyi bir yaklaşım olabilir. Ameliyat sonrası enfekte olan perineal yaralarının tekrar dikişlerinin açılması gerekir. 30 Yüksek intraabdoinal basınç postoperatif dönemde pelvik peritonun açılmasına ve nadiren intestinal organların perineye fıtıklaşmasına yol açabilir. İleus gelişebilir, relaparotomi yaanastomoz (IPAA) yapılan erkeklerde impotans oranı %1.6-2, retrograd ejakulasyon ise %2-3 arasında değişmektedir. Kadınlarda ise disparoni %7-8 oranında görülmektedir. 25,26 9-Fekal İnkontinans Pelvis içi yapılan çok aşağı anterior rezeksiyonlar sonrası anal inkontinans ve anterior rezeksiyon sendromu gelişebilir. Anterior rezeksiyon yapılan hastalarda %5-6 oranında fekal inkontinans, dışkılama sayısında artma, ıslak anüs ve yaşam kalitesinde bozulma gelişebilmektedir. Ameliyattan sonraki 12 ay içinde bu fonksiyonlarda düzelme olabilir. Ameliyat sonrası bu sorunların gelişimindeki en önemli faktör rektumun rezervuar kapasitesinin kaybıdır. Bu komplikasyonu önlemek için kolonik poş veya koloplasti uygulanması önerilmektedir. Pelvik sinir ve sfinkter hasarı, hastanın yaşının ileri olması ve eşlik eden hastalıklar da diğer etkili faktörlerdir. 10-Cerrahi Alan Enfeksiyonları Mekanik barsak temizliği ve uygun profilaktik antibiyotik kullanımı ile cerrahi alan enfeksiyonlarının gelişim oranları azalmıştır. En sık rastlanan bakteriler escherichia coli, klebsiella, enterobacter, bacteroides fragilis, peptostreptococci, clostridia dir. Cerrahi alan enfeksiyonu sonucu intraabdominal apse gelişebilir. Tekrarlayan ateş, halsizlik, istahsızlık gibi belirtilerle ani bir başlangıç gösterir. Tanıda bilgisayarlı tomografinin önemli yeri vardır. Apse tespit edildiğinde cerrahi olarak veya perkütan yolla drene edilmelidir. 11-Abdominal Yara Ayrışması Yara ayrışması ciddi morbidite ve mortaliteye neden olabilir. Abdominal yara ayrışma oranı 0-%4 arasında değişir. Fakat insizyonel fıtık oranı buna göre çok daha yüksektir. İnsizyonel fıtık oranı kolorektal ameliyat serilerinde %3-21 arasında değişir. Bu oransal farklılığın nedeni kullanılan dikiş materyali ve teknik ile ilişkilidir. Yaranın düzgün anatomik planlara göre kapatılmaması da önemli faktördür. Yara ayrılmasında etkili olan diğer nedenler ise doku yırtılması, dikiş kopması, düğüm kayması gibi lokal nedenler yanı sıra diğer önemli nedenler enfeksiyon varlığı, obstruktif akciğer hastalığı, malnutrisyon, acil cerrahi, malignite, inflamatuar hastalık ve abdominal distansiyondur. Gelişen ileus ve abdominal distansiyon, yara yerinden gelen serohemorajik sıvı kaçağı yara ayrılmasının habercisidir. Muayenede fasya defekti hissedilir. Bu durumda cilt sütürleri erken alınmamalıdır. Aksi halde evisserasyon gelişir. Eğer tam evisserasyon varsa genel anestezi altında eksplorasyon ve sonrasında onarım yapılır. 27,28 12-Perineal Yara Komplikasyonları

Kolorektal Cerrahide Komplikasyonlar ve Önlemleri 667 pıldığında fıtıklaşan ince barsak segmentinde gangren gelişmişse rezeke edilmeli, pelvik periton defekti tekrar onarılmalıdır. Bazen periton defekti karın açılmaksızın transperineal yoldan onarılabilir. 13- Fantom Hissi Rektumu eksize edilen hemen hemen tüm hastaların kontrol muayenelerinde rektumlarını hala hissettiklerini dışkılama hissi duydukları ve bazen de bu hissin stoma torbasına gaita gelmeden hemen önce oluştuğunu belirtmektedirler. 1968 de Farley ve Smith tarafından bildirilen çalışmada 50 abdominoperineal rezeksiyonlu hastanınn 6 ay ile 14 yıl izlemi sonucunda bu durumun 34 kişide (%68) bulunduğu; bir başka çalışmada ise bu oranın %50 olduğu belirtilmiştir. 31,32 14-Stomaya Bağlı Komplikasyonlar Stoma, barsağın karın duvarına ağızlaştırılmasıdır. Stoma, çok çeşitli endikasyonlarla açılan ve bir kısmında komplikasyonlar yaşanan bir cerrahi girişimdir. Stoma açılan hastalarda ortaya çıkan komplikasyonların çoğu uygun cerrahi teknik, beslenme alışkanlığın düzenlemesiyle, uygun torba kullanımıyla, iyi bir stoma eğitimi ile ortadan kalkabilir veya azaltılabilir. Stomada komplikasyonlarını önlemek için öncelikli olarak sağlıklı bir stoma açılması gereklidir. Sağlıklı bir stoma için dikkat edilmesi gereken faktörler aşağıda sıralanmıştır: Rektus kası üzerinde olması İnsizyon yerine yakın olmaması Daha önceki ameliyat skarlarından uzak olması Göbek kıvrımlarından uzak olması Stomanın tek tek dikişlerle peritona fiksasyonun yapılması Stomanın hastanın görebileceği bir yerde olması Stomanın kemer hizasının üzerinde olması Stomanın pre-op dönemde belirlenmesi ve stoma eğitiminin verilmesi de sağlıklı bir stomanın devamını sağlamada önemli etmendir. 34-38 Stomaya bağlı komplikasyonları şu başlıklar altında toplayabiliriz. Stoma Retraksiyonu Stoma retraksiyonu stomanın geriye doğru kaçmasıdır. Sıklıkla erken dönemde gelişir, ancak geç dönemde de görülebilir. Ameliyatın teknik hataları; kolonun yetersiz mobilazasyonu ve yetersiz fiksasyonu, aşırı kilo, Crohn hastalığı, pre-op radyoterapi risk faktörleri olarak kabul edilmektedir. Cerrahi revizyon gerektirebilir. 39 Stoma Prolapsusu Stoma prolapsusu; barsağın stoma yoluyla dışarı doğru sarkmasıdır. Genellikle ameliyattan aylar sonra ortaya çıkar. Stoması; laparotomi insizyonundan açılan, paraplejik olan, gebe olan, kolostomisi transvers kolonda olan (kabızlık, öksürük, ağır kaldırma, zorlayıcı egzersizler), geniş bir açıklıktan açılan, karın duvarına iyi sabitlenemeyen, zayıf karın fasyası olan bebek ve yaşlı hastalarda stoma prolapsusu gelişme riski fazladır. Hafif prolapsusta manuel redüksiyon yapılabilir. Cerrahi girişim (eğer prolapsus sızıntı, travma, cilt tahrişi ve beden imajında değişme gibi sorunlara yol açıyorsa) yapılabilir. 38,39 Stoma Obstrüksiyonu Geç dönemde görülür. Barsak yapışıklığı, volvus, stoma stenozu, geç ileostomi obstrüksiyon nedenleridir. İleostomide en çok postoperatif 3. ve 6. aylarda gıda obstrüksiyonu görülür. Mısır, fındık, turunçgiller, pişmemiş lifli sebzeler ve meyve kabukları etkendir. Stenoz ya da fıtığa bağlı kolostomi obstrüksiyonu görülebilir. Tümörün tekrarlanması ve dışkı sertleşmesi

668 Kolorektal Cerrahide Komplikasyonlar ve Önlemleri de kolostomi obstrüksiyon nedenleridir. Gıda obstrüksiyonunun tedavisi için uygun analjezik verilerek, foley kateter yardımı ile 100-200 ml su ya da serum fizyolojik verilerek ileal irrigasyon yapılır. Bu işlem obstrüksiyon ortadan kalkana kadar devam eder. Mekanik obstrüksiyon var ise tedavisi cerrahidir. Stoma Nekrozu Erken dönemde uygunsuz cerrahi teknik sonucu oluşur. Stomanın dar bir açıklıktan açılması, stomanın tek tek dikişlerle peritona fikse edilmemesi (uygun olmayan fiksasyon) başlıca nedenler arasındadır. Tedavisi için stoma revizyonu yapılır. Stoma Enfeksiyonu Genellikle ameliyat tekniğine bağlıdır. Sık görülen bir komplikasyon değildir. Obez, diabetik ve immünsuprese hastalarda yatkınlık daha fazladır. Mukokütünöz anastomoz ayrılması sonucu veya ameliyat sırasında barsak içeriği ile kontaminasyon sonucu görülebilir. Enfeksiyon sonucunda apse oluşmuşsa drenaj yapılır ve sistemik antibiyoterapi başlanır. Peristomal Fıtık Obezite, karın içi basınç artması, yara iyileşmesini geciktiren faktörler (Diabetes mellitus, immunsupresyon) oluşmasında etkili faktörlerdir. Pre-op dönemde stoma yerinin tayin edilerek stomanın rektus abdominus kası içinden geçirilmesine dikkat edilmeli ve primer veya prolen mesh ile fıtık onarımı yapılır. Gerekirse stoma yeri değiştirilir. lezyonlar, radyasyon sayılabilir. Cildin herhangi bir alerjine karşı verdiği immünolojik cevaptır. Herhangi bir alerjene duyarlı birey alerjen ürün ile karşılaştığında antikor geliştirir, aynı ürünün daha sonra kullanılması durmunda alerjik cevap gelişir. Zedelenmiş ya da enflamasyon gelişmiş olan peristomal ciltte duyarlılık riski daha yüksektir. Duyarlılık bir kez geliştiği zaman ömür boyu sürer. Cilt eritemli, ödemli ve aşınmış görünümdedir ve kanama olabilir. Kaşınma, batma yanma vardır. Inflamatuar reaksiyon ürünün kapladığı alanla sınırlıdır. Tedavisi için allerjen uzaklaştırılır. Diğer irritanlardan kaçınılır (gereksiz ürünler elimine edilir). Uygun cilt bakımı (gerekirse stereoid) önerilir. Non-adhesive sistem kullanılır. Allerjeni tespit etmek için; Patch (yama) testi yapılabilir. Radyasyon Reaksiyon total radyasyon dozuna, günlük verilen doza, tedavi alanının büyüklüğüne tedavi ile cerrahi arasında geçen süreye bağlıdır. Etki erken ya da geç gelişebilir. Radyasyon etkisi ile küçük kan damarları zedelenir, iskemi, nekroz ve fibrozis gelişir. Cilt uygun teknikle temizlenir (soğuk su yumuşak mendil ve hafif dokunma tarzında). Cildi irrite eden ürünler kullanılmaz (sabun, parfüm, çözücü pasta ve kremler). Eğer mümkünse stoma radyasyon alanı dışına açılmalıdır. Ağır metal içeren ürünler kontrendikedir (Çinko). Peristomal Cilt Problemleri Enfeksiyonlar, kimyasal ve mekanik nedenler immünolojik sebepler ve sistematik hastalıklar sonucu periostomal cilt problemleri görülür. Peristomal cilt problemleri; Alerjik kontakt dermatit, peristomal varis, parastomal ülser, psöriasis, folikülit, mantar enfeksiyonları, irritan dermatit, mekanik travma, pseudoverucous

Kolorektal Cerrahide Komplikasyonlar ve Önlemleri 669 KAYNAKLAR 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. 19. Bokey EL, Chapius PH, Fung C, et al. Postoperative morbidity and mortality following resection of the colon and rectum for cancer. Dis Colon Rectum 1995;38:480-487 Boxall TA, Smart PJG, Griffiths JD. The blood supply of the distal segment of the rectum in anterior resection. Br J Surg 1963;50:399-403 Pakkastie TE, Luukkonen PE, Jarvinen HJ. Anastomotic leakage after anterior resection of the rectum. Eur J Surg 1994;160:293-297 Williams NS, Johnston D. The quality of life after rectal excision for low rectal cancer. Br J Surg 1983;70:460-462 Lacy AM, Garcia-Valdecasas JC, Delgado S et al. Laparoscopy-assisted colectomy versus open colectomy for treatment of non-metastatic colon cancer: a randomised trial. Lancet. 2002;359:2224-2229 Mark H. Whiteford. Early Complications in Colorectal Surgery ASCRS Core subject, 2009 Golub R, Golub RW, Cantu R, Stein HD. A multivariate analysis of factors contributing to leakage of intestinal anastomosis. J Am Coll Surg 1997;184:364-372 Karanjia ND, Corder AP, Beam P, Heald RJ. Leakage from stapled low anastomosis after total mesorectal excision for carcinoma of the rectum. Br J Surg 1994;81:1224-1226 Hawley PR, Ritchie JK. Complications of ileostomy and colostomy following excisional surgery. Clin Gastroenterol 1979;8:403-414 Everett WG. A comparison of one layer and two layer techniques for colorectal anastomosis. Br j Surg 1975;62:135-140 Guenga K, Atallah A, Castro A, Matos D, Wille-Jorgensen P. Mechanical bowel preparation for elective colorectal surgery (Review). The Cochrane Library. 2006;1-27 Feigin E, Seror D, Szold A, Carmon M, Allweis TM, Nissan A, Gross E, Vromen A, Freund HR. Water-soluble contrast material has no therapeutic effect on postoperative small-bowel obstruction: Results of a prospective, randomized clinical trial. Am J Surg 1996;171:227-229 Frager DH, Baer JW. Role of CT in evaluating patients with small-bowel obstruction. Semin Ultrasound CT MR 1995;16:127-140 Kuzu MA, Aslar AK, Mahmoud H, et al. Factors affecting the clinical outcome of primary resection for malignant colonic obstruction: multivariate analysis. Colorectal Disease 2003;5:91-91 Langevin JM, Rothenberger DA, Goldberg SM. Accidental splenic injury during surgical treatment of the colon and rectum. Surg Gynecol Obstet 1984;159:139-144 Davis EJ, Ilstrup DM, Pemberton JH. Influence of splenectomy on survival rate of patients with colorectal cancer. Am J Surg 1988;155:173-179 McCourtney J5, Hussain N, Mackenzie I. Balloon tamponade for control of massive presacral hemorrhage. Br J Surg 1996;83:222-226 Nivatvongs S, Fang DT. The use of thumbtacks to stop massive presacral hemorrhage. Dis Colon Rectum 1986;29:589-590 Wang O, Shi W, Zhaw Y, et al. New concepts in severe 20. 21. 22. 23. 24. 25. 26. 27. 28. 29. 30. 31. 32. 33. 34. 35. 36. presacral hemorrhage during proctectomy. Arch Surg 1985;120:1013-1020 Bothwell WN, Bleicher RJ, Dent TL. Prophylactic ureteral catheterization in colon surgery. A five-year review. Dis Colon Rectum 1994;37:330-334 Cataldo PA, Senagore AJ. Does alpha-sympathetic blockade prevent urinary retention following anorectal surgery. Dis Colon Rectum 1991;34:1113-1116 Roach MB, Donaldson DS. Urologic complications of colorectal surgery. In Hicks TC, Beck DE, Opelka PG, Timmke AE, eds. Complications of Colon and Rectal Surgery. Baltimore: Williams & Wilkins, 1996;99-117 Herrera-Ornelas L, Tolls RM, Petrelli NJ, Piver S, Mif- felman A. Common peroneal nerve palsy associated with pelvic surgery for cancer: An analysis of 11 cases. Dis Colon Rectum 1986;29:392-397 Hinman F. Postoperative overdistension of the bladder. Surg Gynecol Obstet 1976;142:901-902 Aboseif SR, Matzel KE, Lue TF. Sexual dysfunction after rectal surgery.perspect Colon Rectal Surg 1990;3:157-172 Walsh PC, Schlegel PN. Radical pelvic surgery with pre- servation of sexual function. Ann Surg 1988;208:391-400 Fagniez PL, Hay JM, Lacaine F, Thomsen C. Abdominal midline incision closure. A multicentric randomized prospective trial of 3135 patients, comparing continuous vs. Interrupted polyglycolic acid sutures. Arch Surg 1985;120:1351-1353 Richards PC, Balch CM, Aldrete JS- Abdominal wound closure. A randomized prospective study of 571 patients comparing continuous vs. interrupted suture techniques. Ann Surg 1983;197: 238-243 Campos RR, Ayllon JC, Paricio PP et al. Management of perineal wound following abdominoperineal resection: Prospective study of three methods. Br J Surg 1992;79:29-31 Delalande JP, Hay JM, Fingerhut A, et al. French Associ- ation for Surgical Research. Perineal wound management after abdominoperineal rectal excision for carcinoma with unsatisfactory hemostasis or gross septic contamination: Primary closure vs. packing. A multi-center, control trial. Dis Colon Rectum 1994;37:890-896 So JB, Palmer MT, Shellito PC. Postoperative perineal her- nia. Dis Colon Rectum 1997;40:954-957 Farley & Smith Phantom rectum after complete rectal excision Br J Surg 1968;55:40-44 Rosen L, Veidenheimer MC, Coller JA, Corman ML. Mortality, morbidity and patterns of recurrence after abdominoperineal resection for cancer of the rectum. Dis Colon Rectum 1982;25:202-207 Abcarian H, Pearl RK. Stomas. Surg Clin North Am 1988;68:1295-1298 Cataldo PA. İntestinal Stomas, 200 years of digging. Dis Colon Rectum 1999;42:137-142 Gooszen AW, Geelkerken RH, HermansJ, Lagaay MB, Gooszen HG. Temporary decompression after colorectalsurgery: randomized comparison of loop ileostomy and loop

670 Kolorektal Cerrahide Komplikasyonlar ve Önlemleri 37. 38. 39. colostomy. Br J Surg 1998;85:76-81 Tucker SB, Smith DB. Dermatologic Conditions and Complications of ostomy care. In. Smith DB, Johnson DG(Eds) Ostomy and the cancer patients. Orlando, Grene and Stratton, 1986 Keighley MRB. Stomas and Relative Problems. In Keighley MRB, Williams NS. Surgery of the anus, Rectum and Colon. pp.139-224, WB Sounders Company, London,1993 NG WT, Book KS, Wong MK, Ching PW. Cheung CH. Prevention of colostomy prolapse by peritoneal tethering. J Am Coll Surg 1997;184: 313-318