ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARININ ÇEVRESEL ETKİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ



Benzer belgeler
DOĞAL KAYNAKLAR VE EKONOMİ İLİŞKİLERİ

Çevre Biyolojisi II BYL 118 Hacettepe Üniv. Biyoloji Bölümü lisans dersi

Türkiye de tarımda enerji tüketimi 25/01/2013

Etlik Piliç Kümeslerinin Serinletilmesinde Güneş Enerjisi Kullanımının Tekno-Ekonomik Analizi. Yrd. Doç. Dr. Metin DAĞTEKİN

Malzeme Mühendisliği Bölümü Yrd. Doç. Dr. Mustafa GÜNEŞ

Özel sektör tasarrufları Hanehalkı Şirketler kesimi Kamu sektörü tasarrufları

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE MÜCADELE ÇALIŞMALARI. Umut AKBULUT Jeoloji Mühendisi

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜNDE 50 YILLIK GELİŞME ve GELECEĞE BAKIŞ. Necdet Utkanlar

TÜTÜN ÜRÜNLERİ İMALATI SEKTÖRÜ

Avrupa da UEA Üyesi Ülkelerin Mesken Elektrik Fiyatlarının Vergisel Açıdan İncelenmesi

Kısa Süreli Rüzgar Enerjisi Tahminleri ve Türkiye için Önemi

TÜRK ELEKTRONİK SANAYİİ

Hidrojen doğada serbest halde bulunmaz, bileşikler halinde bulunur. En çok bilinen bileşiği ise sudur.

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI VE ÇEVRE MEVZUATI

BİYOYAKITLAR ve HAMMADDE TEMİNİ Prof Dr. Fikret AKINERDEM S.Ü. Ziraat Fakültesi

talebi artırdığı görülmektedir.

İnovasyon ve Rekabetçilik Operasyonel Programı

SANAYİ, HİZMETLER VE TARIM KOMİSYONU

Enerji Kaynakları ENERJİ 1) YENİLENEMEZ ENERJİ KAYNAKLARI 2) YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI

ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARININ KULLANIMI

SU ÜRÜNLERİNDE MEKANİZASYON-2

Isı pompaları 61AF. Havadan suya

RÜZGAR ENERJİSİ. Cihan DÜNDAR. Tel: Faks :

MESLEK KOMİTELERİ ORTAK TOPLANTISI 11 Eylül 2015

Neden Güneş Enerjisi? Güneş Enerjisi Santralleri

İçindekiler. Birinci Bölüm TURİZM OLAYI

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI

Bu bildiride, Hibrid teknolojisi, kömürden akaryakıt ve hidrojen üretim teknolojileri incelenmekte ve öneriler sunulmaktadır.

GÖNEN BİYOGAZ TESİSİ

Bir organizmanın doğal olarak yaşadığı ve ürediği yere denir. Kısacası habitat bir organizmanın adresidir.

BĠRĠNCĠ BÖLÜM KANUNĠ DAYANAK, AMAÇ, KAPSAM, ĠSTĠSNALAR TANIMLAR

ENERJİ. Fosil Yakıtlı Enerji Kaynakları Yenilenebilir Enerji Kaynakları Nükleer Enerji Kaynakları

Bu sektör raporu kapsamına giren ürünler şu şekilde sınıflandırılmaktadır: Ürün Adları. Eşyası. Yastık, Yorgan ve Uyku Tulumları

Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi TÜRKİYE 10. ENERJİ KONGRESİ ÜLKEMİZİN ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARINA GENEL BİR BAKIŞ

Prof. Dr. Durmuş KAYA Öğr. Gör. Muharrem EYİDOĞAN Arş. Gör. Enes KILINÇ

ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI

Kuru Kayısı. Üretim. Dünya Üretimi

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

EKREM DEMİRTAŞ İZMİR TİCARET ODASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI

TEMİZLİK MADDELERİ SEKTÖRÜ

STEAG Ensida Energy Services Ltd.

İş kazalarında yaşamını yitiren binlerce işçinin anısına...

S: Sayı. İklim Değişikliği ve Çevre Bülteni Mart Sayısı ENERJİ VE ÇEVRE YÖNETİMİ DAİRE BAŞKANLIĞI

SİGORTACILIK VE BİREYSEL EMEKLİLİK SEKTÖRLERİ 2010 YILI FAALİYET RAPORU YAYIMLANDI

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ve ÇEVREYE ETKİLERİ HÜSEYİN ILHAN YENIŞEHIR METEOROLOJI MÜDÜRLÜĞÜ

BÜRO YÖNETİMİ VE SEKRETERLİK DANIŞMA GÖREVLİSİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

Sektör eşleştirmeleri

3201 Debagatte Kullanılan Bitkisel Menşeli Hülasalar Ve Türevleri Debagatte Kullanılan Sentetik Organik, Anorganik Maddeler Müstahzarlar

GIDA TEKNOLOJİSİ İŞLETMELERDE HİJYEN MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

2016 Ocak SEKTÖREL GÜVEN ENDEKSLERİ 25 Ocak 2016

ÇALIŞMA YAPRAĞI KONU ANLATIMI

TÜRKİYE DE YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ ELEKTRİK ÜRETİMİNDEKİ YERİ VE DEVLET TEŞVİKLERİ

ECZACILIK SEKTÖRÜ T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI RİSK YÖNETİMİ VE KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMİK ANALİZ VE DEĞERLENDİRME DAİRESİ

TÜRKİYE NİN YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI VE HİDROELEKTİRİK ENERJİ POTANSİYELİ. Turgut GÖREZ* AHMET ALKAN* Dokuz Eylül Üniversitesi

Avrupa Çimento Birliği üyesi ülkelere bakıldığında en fazla çimento tüketiminin İtalya, İspanya, Almanya ve Fransa da olduğu görülmektedir.

TARIM TEKNOLOJİLERİ PEYZAJ PROJESİ UYGULAMA MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

TSKB Şirket Profili. TSKB Kurumsal Pazarlama Aralık 2014

AKARÇAY HAVZASI KURAKLIK YÖNETİM PLANI HAZIRLANMASI PROJESİ 3.ÇALIŞMA GRUBU TURİZM, ENERJİ VE SANAYİ SEKTÖRLERİ

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE

Gökmen ÖZER-Elazığ Kovancılar Çok Programlı Anadolu Lisesi

Tarımda Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Kullanımı

4. Ünite 2. Konu Enerji Kaynakları. A nın Yanıtları

GIDA TEKNOLOJİSİ PESTİL ÜRETİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

ENERJİ ÜRETİMİ VE ÇEVRESEL ETKİLERİ

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ

ÇEVRE KORUMA ENERJİ. Öğr.Gör.Halil YAMAK

Hazırlayan: Mehmet M. Sarı. Danışman: Prof. Dr. Cengiz Sayın. Konu:Hayvancılıkta Destekleme Politikaları

AİLE VE TÜKETİCİ BİLİMLERİ EV YEMEKLERİ HAZIRLAMA MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

Kastamonu İlinin Rüzgar Enerjisi Potansiyelinin Yapay Sinir Ağları (YSA) ile Tahmin Edilmesi

Stratejik Planlama ve Performans Yönetimi, Finlandiya Örneği. AB Eşleştirme Projesi, Ankara 5. Eğitim Haftası Klaus Halla

Abs tract: Key Words: Yrd. Doç. Dr. Mehmet KAYA

İSTANBUL TİCARET ODASI Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Şubesi

c&n Mühendislik Proje-Taahhüt-Danışmanlık-Ticaret-Müşavirlik

Hava Kaynaklı Isı Pompaları

YİYECEK İÇECEK HİZMETLERİ AÇIK ALAN SATICILARI EĞİTİMİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

GİRESUN KOBİ LERİNİN İHRACAT EĞİTİM İHTİYACI ARAŞTIRMA RAPORU

AVUSTRALYA NIN KÜRESEL ISINMA

DENİZLİ 66 MW RÜZGÂR ENERJİ SANTRALİ

İNSAN KIYMETLERİ YÖNETİMİ 4

İstanbul Bilgi Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği. Çevreye Duyarlı Sürdürülebilir ve Yenilenebilir Enerji Üretimi ve Kullanımı

Dünya Plastik Boru Pazarını Yönlendiren Ülkeler

TARIM TEKNOLOJİLERİ MEYVELERDE HASAT VE MUHAFAZA MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI. Gökhan BAŞOĞLU

FINDIK. Erdal SIRAY Ziraat Y. Mühendisi Fındık Araştırma İstasyonu, 2013

BAKANLIĞI 9.OZON PANELİ

BÖLÜM I... 1 GİRİŞ...

EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ DEKORATİF AHŞAP SÜSLEME MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

TC T.C. ULAŞTIRMA BAKANLIĞI

17. bölüm. basında şubemiz

FUAR RAPORU 3.ULUSLARARASI MOBİLYA, DEKORASYON, HALI, EV TEKSTİLİ VE EŞYALARI FUARI

HUKUK ADLİ KALEM İŞLERİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

AR& GE BÜLTEN ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ HAZİRAN. Turizm Sektörü Genel Değerlendirmesi ve Sektörde Çalışanların İş Tatmini

İÇİNDEKİLER SUNUŞ... XIII 1. GENEL ENERJİ...1

PLASTĐK - KAUÇUK ĐŞLEME MAKĐNELERĐ AKSAM VE PARÇALARI SEKTÖR RAPORU ( 2010 ) Barbaros Demirci Genel Müdür PAGEV

Doç. Dr. Cevat Yaman. Gebze Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü

ŞAH 93,0 MW RÜZGÂR ENERJİ SANTRALİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 HAZİRAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

MALZEMELERİN GERİ DÖNÜŞÜMÜ. Prof.Dr. Kenan YILDIZ

Transkript:

ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARININ ÇEVRESEL ETKİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Mustafa Özyurt, Güncel DÖNMEZ Mersin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü 33343 Çiftlikköy, Mersin mozyurt@mersin.edu.tr Özet: Enerji bugün dünya ülkelerinin en önemli sorunlarından biri haline gelmiştir. Tükenmekte olan doğal enerji kaynakları nedeniyle dünya yeni enerji kaynakları arayışı içindedir. Bilindiği gibi kömür ve petrol gibi enerji kaynaklarının ömürleri sınırlıdır. Doğal gaz kaynakları da belli bir süre gereksinimleri karşılayacaktır. Ancak hızla artan dünya nüfusu gelecek kuşakların enerji gereksinimini de aynı şekilde arttıracaktır. Bu nedenle alternatif enerji kaynakları sürekli araştırılmaktadır. Doğaldır ki bu yeni enerji kaynaklarının da çevresel etkileri göz ardı edilmeyecektir. İşte bu çalışmada rüzgar, jeotermal, güneş, biyogaz, dalga, hidrolik, nükleer enerji ve ısı pompa sistemleri gibi alternatif enerji kaynakları ile bu kaynakların kullanımı ve olumlu-olumsuz çevresel etkilerinin neler olabileceği araştırılmıştır. GİRİŞ Doğal çevreyi tüm insan faaliyetleri etkilemektedir. Bu faaliyetlerin başında enerji gelir. Sanayi devriminin başlangıcından beri giderek artan ve aşırı boyutlara ulaşan, tükenme pahasına sürdürülen fosil yakıt kullanımı enerji-çevre sorunlarının oluşmasının temel nedenidir. Diğer enerji kaynaklarının da doğal çevre üzerinde etkileri vardır. Onların kullanımı fosil yakıtlar düzeyine ulaşmadığından teknolojilerinin farklılığından etkileri daha sınırlı olmaktadır. Ancak teknik ve teknolojik açıdan enerjinin kirlisi yoktur ama üretim teknolojisinin kirlisi vardır. Bu nedenle temiz üretim, temiz ürün çözüm yolu görülmelidir. Çevre teknolojilerinin dünyadaki gelişim sürecine bakıldığında, 1970 li yıllarda geliştirilen ilk teknolojiler kirlilik kontrol amaçlıdır. Kirleticilerin havaya, suya ve toprağa atılmadan engellenmesini ya da azaltılmasını amaçlayan uygulamalardır. 1980 lerin başında çevre yönetimi yaklaşımı ile üretim sürecinin her aşamasında çevre ve enerji verimliliklerini arttıracak tasarımlar üzerinde durulmaya başlanmıştır. 1980 lerin sonuna doğru çevre politikaları endüstriyel ekoloji görüşü ile biçimlendirilmiş, üretim sistemlerindeki madde ve enerji akışının irdelenmesi ve atıkların girdi olarak değerlendirilmesi üzerinde durulmaya başlanmıştır. 1990 larda çevre yönetim fonksiyonlarına toplam kalite yaklaşımı eklenmiştir.çağdaş çevre politikası, işlem ve üretimlerin atık önlenmesi ve temiz üretim ilke edinilmiştir. Gerek 1992 de Rio de Janerio da yapılan Çevre ve Kalkınma Konferansı sonuçları ve gerekse Avrupa Birliği 5.Çevre Eylem Programı, sürdürülebilirlik temeline göre hazırlanmış olup hedef sektörler arasında enerji sektörü ağırlıklı biçimde yer almaktadır. Belirlenen ve enerji ile ilgili olan hedef alanlar ise; iklim değişikliği, asit etkileri ve hava kalitesi, atık yönetimi, gürültü kirliliği, çevre riskleri ve kazaları şeklinde sıralanabilir. 1997 de Kyoto toplantısında konu olan İklim Değişikliği Akitleri nde ise özellikle CO 2 emisyonu ve küresel ısınma üzerinde durulmuştur. Türkiye de 1982 Anayasası ile yurttaşların sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakları tanınmış, 1983 yılında Çevre Kanunu çıkarılmış, 1991 yılında Çevre Bakanlığı kurulmuştur. 7.Beş Yıllık Kalkınma Planı nın önerisine de uygun olarak Ulusal Çevre Eylem Planı (UÇEP) oluşturulmuştur. Yanma reaksiyonu ile ortaya çıkan fosil yakıt emisyonları, birincil ve ikincil kirleticiler olarak ayrılmaktadır. Sera etkisi oluşturan gazların başında CO 2 gelir ve bu etki küresel karakterlidir. Bazı kirleticilerin etkileri ise SO 2 emisyonunun neden olduğu asit yağmurları gibi yerel karakterlidir. Enerji üretiminin neden olduğu çevre etkileri; asit kirleticiler, sera etkisi (küresel ısınma), insan sağlığı ve emniyet sorunu, partiküller, ağır metaller, atık sorunu, görüntü-gürültü-ışık ve radyasyon kirliliği, arazi gereksinimi olarak gruplandırılabilir. Bununla birlikte yeterli güvenlik önlemleri alınmak koşulu ile her teknolojiden yararlanılabilir. Alternatif Enerji Kaynakları I-Rüzgar enerjisi: Rüzgardan elde edilecek enerji tamamen rüzgarın hızına ve esme süresine bağlıdır. Kararlı, güvenilir, sürekli bir kaynaktır. Türbin için geniş alana gereksinim gösterebilirler. Tek bir türbin için 700-1000 m 2 /MW alan gereksinilebilir. Dışa bağımlı değildir. Gürültülüdürler ve kuş ölümlerine neden olur, radyo ve TV alıcılarında parazitlenme yaparlar. Bu nedenle İngiltere başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde büyük rüzgar türbinlerinin yarattığı çevre sorunları nedeniyle milli park alanlarının sınırları içine ve çok yakınlarına kurulması yasaklanmıştır. Rüzgar enerjisi maliyeti değişkendir. ABD de 750 usd/kw olan maliyet Avrupa da 1400 usd/kw olabilmektedir. Ekonomik olması için 1000 usd/kw olması gerekir. Rüzgar enerjisinin desteklenmesinde çevresel ve enerji üretimi hedeflerinin yanında endüstriyel ve ekonomik büyüme ve bunlara paralel olarak işgücü yaratımı hedefleri de büyük önem taşımaktadır. Genel olarak, elektrik hizmet sektörünün

merkezi yönetiminin kontrolünde olduğu ülkelerde daha çok büyük/orta ölçekli rüzgar tarlalarının kurulması tercih edilirken, serbest piyasa ekonomisinin hakim olduğu ülkelerde küçük ölçekli, bağımsız özel kullanımların yaygın olduğu görülmektedir. Rüzgar enerjisinden elektrik üretim sürecinin karbondan bağımsız olması, yani atmosfer kirliliğine sebebiyet vermemesi nedeniyle bu kaynak temiz enerji olarak nitelendirilmektedir. Rüzgar enerjisi projelerinin çevreyle uyumlu, duyarlı gelişimlerinin sağlanmasında yerel ve bölgesel fiziksel planlama çalışmaları; eldeki haritalar, arazi kullanım yaklaşımları, planlama ve tasarım kriterleri önemli bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bugün en çok üzerinde durulan konu rüzgar santrallerinin veya türbin gruplarının görsel etkisidir. Temel kriter doğaya uyumlu bütünleşmiş bir görsel etkinin yaratılmasıdır. Ülkemizdeki rüzgar enerjisi gelişim koşullarını değerlendirecek olursak, 90 lı yılların ortalarından sonra hareketlenen gelişmelerin sonucunda bugün Alaçatı ve Bozcaada da kurulmuş iki rüzgar tarlası, Germiyan da 3 türbinden oluşan bir santral, Alaçatı da rüzgar çiftliklerinde küçük ölçekli kullanımlar bulunmaktadır. Diğer yandan onay almış toplam 16 rüzgar tarlası projesi yanı sıra küçük ölçekli özel kullanıma yönelik talepler oluşurken yine küçük ölçekte türbin üretimi de başlamıştır. Rüzgar enerjisinin bir şekilde desteklenmesindeki temel amaç çevresel kaygılardan çok, enerji gereksinimini karşılamada kaynak çeşitliliğine gitmek ve yerel kaynaklardan yararlanmaktır [1]. II-Jeotermal enerji: Jeotermal enerji yer kabuğunun derinliklerinden gelen yenilenebilir ve temiz bir enerji kaynağıdır. Günümüzde dünyanın birçok yerinde jeotermal enerji ekonomik olarak kullanılmaktadır. Jeotermal enerji üretimi ekonomik derinliklerde açılan kuyular ile sağlanır. Enerji değişim teknolojileri yardımıyla sıcak su ve buhardan elektrik üretimi sağlanır veya ısı enerjisi amaçlı doğrudan kullanım uygulamaları söz konusu olur. Enerjisinden yararlanılan atık akışkan olumsuz çevresel etkileri nedeniyle yer altına reenjekte edilir. Jeotermal enerjiden yararlanan birçok ülkede reenjeksiyon uygulandığı için çevre açısından en olumlu enerji kaynağı olarak değerlendirilir. Ülkemiz jeotermal potansiyel açısından dünyanın önde gelen ülkelerindendir ve özellikle doğrudan kullanım son yıllarda hızlı bir artış göstermektedir. Ancak ülkemizde reenjeksiyon uygulaması çok sınırlı olup, temiz enerji kaynağı jeotermal enerjinin temizliği sadece tanımında kalmaktadır. Jeotermal enerji yerinde kullanılabilen bir enerji kaynağıdır ve uzak mesafelere nakli sınırlı kalmaktadır (en fazla 100 km civarında). Jeotermal enerji kısa mesafelere ve kapalı borular içinde nakledildiğinden hiçbir olumsuz çevresel etkisi yoktur. Ülkemizde Gönen de 1500er, Afyon da 6000, Kızılcahamam da 2250 ve İzmir-Balçova da 7500 konut jeotermal enerji ile ısıtılmaktadır. Jeotermal enerji elektrik üretiminde kullanıldığında, sadece sülfür emisyonları açısından değerlendirilse bile hemen hemen sıfır atıkla fosil yakıtlara göre öncelik kazanmaktadır. Jeotermal santrallerde azot oksit emisyonları fosil yakıt kullanan santrallere göre oldukça düşük değerdedir. Bu nedenle jeotermal elektrik santralleri ozon tabakasına olan etki ve sağlık açısından risksiz olması nedeniyle temiz bir enerji kaynağı olarak değerlendirilmektedir. Yeni teknolojiler kullanan jeotermal santrallerde CO 2 emisyonu azdır. Jeotermal akışkan ile birlikte üretilen bir diğer gaz hidrojen sülfür olup, bu gazın çevresel etkisi sadece kokusu ile sınırlıdır. Jeotermal enerji, doğru teknolojiler kullanıldığında olumsuz etkisi olmamakla birlikte, doğru teknolojiler kullanılmazsa çevre kirliliğine yol açabilmektedir [2]. III-Güneş enerjisi: Güneş enerjisinin kullanımı 3 temel basamaktan geçmek zorundadır. Bunlar: 1) Gelişim ve prototip çalışma 2) Değer üretimi 3) Yaygın ticari üretim Elektrik güç üretimleri ve binaları ısıtmak veya soğutmak için güneş enerjisi kullanımları halen aktif bir çalışma sürecindedir. Güneş enerjisi günümüzde en çok su ısıtma amacıyla kullanılmaktadır. Bu ısıtma şekli evlerde, okullarda ve çeşitli kurumlarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Yüzme havuzlarının sularının ısıtılması amacıyla da bu enerjiden yararlanılmaktadır [3]. Güneş enerjisi, güneşin çekirdeğinde yer alan füzyon süreci ile açığa çıkan ışıma enerjisidir ve güneşteki hidrojen gazının helyuma dönüşmesi şeklindeki füzyon sürecinden kaynaklanır. Ülkemiz, coğrafi konumu nedeniyle sahip olduğu güneş enerjisi potansiyeli açısından birçok ülkeye göre şanslı durumdadır. Elektrik İşleri Etüd İdaresi tarafından yapılan çalışmaya göre Türkiye nin ortalama günlük toplam güneşlenme süresi 7.2 saat, yıllık 2640 saattir. Ortalama toplam ışınım şiddeti ise 1311 kwh/m 2 - yıl olarak saptanmıştır. Türkiye nin en fazla güneş alan bölgesi Güneydoğu Anadolu Bölgesi olup, bunu Akdeniz Bölgesi izlemektedir. Türkiye de güneş enerjisinin en yaygın kullanımı sıcak su ısıtma sistemleridir. Güneş enerjisinden yararlanma konusundaki çalışmalar özellikle 1970 lerden sonra hız kazanmış, güneş enerjisi sistemleri teknolojik olarak ilerleme ve maliyet bakımından düşme göstermiş, güneş enerjisi çevresel açıdan temiz bir enerji kaynağı olarak kabul edilmiştir [4]. Bununla birlikte güneş enerjisi kolektörleri binaların çatılarında görüntü kirliliği oluşturmaktadır [5]. IV-Isı pompa sistemleri: Isı pompası, düşük sıcaklıktaki ısı kaynağından ısı çekerek daha yüksek sıcaklıklarda ısı üreten ünitedir. Isı pompalarının kurulma maliyeti, diğer ısıtma sistemlerine göre daha yüksektir. Fakat uzun vadede kullanılması durumunda diğer sistemlere oranla daha avantajlı olmaktadır. Isı pompalarında enerji kaynağı olarak su ve toprak kullanılsa da en çok kullanılan enerji kaynağı genellikle çevre havasıdır. Isı

pompaları sıcak su üretimi amaçlarıyla kullanılabilir. Bina ve işyeri ısıtmalarında, yerden yapılan ısıtmada, sıcak havalı sistemlerde, iklimlendirme tesislerinde ve yüzme havuzlarının ısıtılmasında kullanılır. Endüstriyel uygulamalarda çeşitli kurutma, buharlaştırma, damıtma işlemlerinde ve süt pastörizasyon işlemlerinde kullanılmaktadır. Ayrıca kombine uygulamalarda ısı pompası kışın ısıtma yazın ise soğutma yapılan tesislerde kullanılabilmektedir. Isı pompalarının buharlaştırıcısı, güneş enerjisini direkt alacak şekilde açık alana yerleştirilebilir. Soğutucu akışkan buharlaştırıcı içinden geçerken buharlaştırıcı üzerine gelen güneş enerjisinden aldığı ısıyla buharlaşır. Bu şekildeki güneş enerjisi kaynaklı ısı pompaları açık günlerde kullanılabilir [6]. V- Biyogaz enerjisi: Biyogaz üretiminde genellikle insan ve hayvan dışkıları ile bitkisel atıklardan yararlanılmaktadır. Evde kullanım amacıyla ilk metan gazı üretim ünitesi Bombay da (Hindistan) 1900 yıllarında yapılmıştır. Çin de ev aydınlatma ve pişirim amacıyla kullanılmaktadır. 10m 3 lük bir üretim tankı Güney Çin de yaşayan beş kişilik bir köylü ailesinin yemek pişirme ve aydınlatma için gereksinim duyacağı enerjiyi karşılayabilir. Biyogaz üretimi ile Çin de sağlanan bazı avantajlar şu şekilde sıralanmaktadır. 1-Fosil yakıt tasarrufu 2-Azaltılmış iş gücü 3-Yakacak odun ve otlarda tasarruf 4-Köy bölgelerinin hijyen koşullarının ıslahı ve ormanların korunması 5-Bazı işlemlerin mekanizasyonu ve yerel elektrik üretimi Gobar veya gübre gazı olarak da adlandırılan bu gazın açık, elektrik mavisi alevle yandığı, gün ışığında görünmediği, kömür veya petrol gazından daha sıcak, kokusuz olup toksik olmadığı, ayrıca mutfağı ve kapları karartan bir duman da çıkarmadığı ifade edilmiştir. Ayrıca üretimden geriye kalan kısım zenginleşmiş gübre olarak kullanılmaktadır. Bu şekilde atıklar bir taraftan enerji ve gübre üretimi amacıyla değerlendirilirken çevre kirliliğinin önlenmesine karşın da bir katkıda bulunmaktadır [7]. VI-Dalga enerjisi: Okyanus dalgaları kirletici etkisi olmayan büyük bir enerji kaynağı oluşturur. Ancak bu enerji kaynağı uzun yıllar ihmal edilmiştir. 1970 li yıllarda birkaç araştırma projesi geliştirilmiştir. İlk çalışmalar Japonya da yapılmıştır. İngiltere de de dalga enerjisi yoğun olarak çalışılmıştır. Finlandiya, Almanya ve ABD de bu enerjiyi çalışmışlardır. Okyanus dalgaları enerjiyi uzak mesafelere taşırlar. Norveç te yapılan bir çalışmaya göre batı sahillerindeki dalga yükseklikleri açık denizlerdekine göre oldukça küçüktür [8]. İngiltere nin batı sahillerinde 30 GW kadar bir kapasite bulunduğu tahmin edilmektedir. Kullanılabilir kapasitenin, sahilin birim uzunluğu başına sakin havalarda birkaç MW/m olduğu hesaplanmaktadır. Kapasite derinlikle artar ve 100 m derinliğe kadar kullanılabilir [9]. VII-Gelgit enerjisi: İlk kez 11.yüzyılda batı Avrupa da kullanılan gelgit enerjisinden 1960 lara kadar basit düzeyde yararlanılmıştır. İkinci dünya savaşından sonra Fransa büyük ölçekte gelgit enerjisi tesisi kurmuştur. Daha sonra ABD bu enerjiye ilgi duymuştur. Bunu takiben ABD-Kanada işbirliği olmuştur. Gelgit enerjisiyle ilgilenen diğer ülkeler Arjantin, Avustralya, Rusya ve Kore Cumhuriyeti olmuştur. Gelgit enerjisinin birkaç avantajı vardır. Birincisi güneş, ay ve dünya arasındaki çekim kuvveti bağları olduğu sürece gelgit enerjisi ekstra bir maliyet getirmez. İkincisi ömrünün uzun oluşudur. Üçüncüsü çevreyi kirletmez. Dezavantajlarına gelince, Birincisi başlangıç yatırımı yüksek maliyet getirir. İkincisi diğer yöntemlere göre düşük verimle çalışır. Üçüncüsü günlük üretim günlük gereksinimi karşılayacak düzeyde değildir [10]. VIII-Nükleer enerji: Nükleer güç santralleri kamuoyunda en çok tartışılan bir enerjidir. Dünyada elektrik üretiminin yaklaşık % 17 si nükleer santrallerden sağlanmaktadır. Avrupa Birliği nde bu oran % 30 ların üzerine çıkmakta ve Fransa da ise % 78.2 dir. 1999 yılı itibariyle 31 ülkede kurulu olan ve çoğu gelişmiş ülkelerde bulunan 434 nükleer santralin enerji üretim kapasitesi 348834 Mwe (Megawatt-elektrik, 1 Mwe=1 milyon watt) dir. Bunlara ilaveten 35 nükleer santral 14 ülkede halen inşaat halindedir [11]. Normal çalışma koşullarında nükleer santrallerin halka ulaşan dozları çevre fon radyasyonunun 1/1000 i ile 1/100 i arasında değişir. Bu kriterler kaliteli bir işletme, düzenli kontroller ve sınır dozlara uymak koşuluyla sağlanabilir. Eylül 1990 da ABD Ulusal Kanser Enstitüsü tarafından 1950-1984 yılları arasındaki 90.000 kanserli ölüm kayıtları incelenmiştir. İncelemede lösemi dahil olmak üzere 16 tip kanser vakası göz önüne alınmıştır. Sonuç olarak, nükleer santral civarında yaşayan insanların bu nedenle fazla risk altında olmadıkları kararına varılmıştır. Çevre kirlenmesi bakımından nükleer enerjiye yüklenebilecek en önemli sakınca radyoaktif atıklar problemidir. Nükleer santrallerde oluşan en önemli atık kullanılmış yakıt elemanlarıdır. Ancak günümüzde bu soruna teknik ve ekonomik bakımdan çözüm bulunmuştur. Nükleer enerji karşıtı grupların dünyada şimdiye kadar çok sayıda reaktör kazası olduğu iddialarına karşın, kaydedilmiş en önemli kaza Çernobil dir. Bu kazada ilk etapta 31 kişi ölmüştür ve bunları da işleticiler olmuştur. Uzun sürede ise 150.000 kişinin kanserden ölmesi beklenmektedir. Bu ölümleri ise yangına ilk müdahaleyi yapan itfaiye personeli ile yakın çevreden tahliye edilen 135.000 kişiden bir bölümü oluşturmaktadır. Hindistan daki Bhopal kimya tesisi kazasında da binlerce kişi hayatını kaybetmiştir. İngiltere Sağlık ve Güvenlik İcra Komitesi raporunda, klasik enerji üretim sistemlerinin risklerinin nükleer

santrallerden daha fazla olduğunu açıklamıştır [12]. Bütün nükleer reaktörler, halkın ve çalışanların mümkün olduğu kadar alınabilecek en küçük doz prensibine bağlı olarak çalışırlar [13]. Bir nükleer santral, fay hattının üzerinde olmamak koşulu ile her deprem büyüklüğüne göre tasarlanabilir (Ecemiş fay hattı Akkuyu dan 160 km uzaklıktadır), [14]. Ermenistan da sınırımıza yaklaşık 16 km uzaklıkta Erivan yakınında Metsamor sahasında eski teknolojiye dayalı bir nükleer reaktör bulunmaktadır [15]. Normal olarak çalışan bir nükleer güç santralı herhangi bir hava kirliliği yaratmaz ve genellikle kömür yakan santrallerden daha az radyasyon yayar [16]. SONUÇ Çağımızdaki enerji bunalımı karşısında önem kazanan alternatif enerji kaynaklarından biyogaz, üretim koşulları elverişli bölgelerde lokal gereksinimlere cevap verebilecek nitelikte görünmektedir. Jeotermal enerji temiz ve çevre dostu bir enerji kaynağıdır. Özellikle hava kalitesinin korunmasına katkı sağlamaktadır. Güneş enerjisi yenilenebilir bir enerji kaynağıdır. Doğal ısıtma ve soğutma sistemleri kullanarak binaların gereksiz ve aşırı ticari enerji tüketimlerini önler, çevre dengelerini korur. Doğal ve sağlığa zararsız malzemeler kullanılır, dışa bağımlı değildir. Rüzgar enerjisi kararlı, güvenilir, sürekli bir kaynak olup dışa bağımlı değildir. Bugün kullandığımız birincil enerji kaynakları kömür, petrol ve türevleri, doğal gaz ve hidrolik potansiyeline dayanmaktadır. TEAŞ raporuna göre 2020 yılında toplam 109.218 MW olması beklenen kurulu gücün üretim tarzlarına göre dağılımı şöyledir [17]: MW GÜÇ KAYNAK % 34.256 Doğal gaz 32 29.984 Hidrolik 28 17.906 Linyit ve taş kömürü 16 10.000 Nükleer 9 9.000 İthal kömür 8 8.025 Fuel-oil ve motorin 7 47 Jeotermal ve diğerleri 1 den küçük Nükleer enerjinin çevre kirliliği açısından eleştirilecek etkisi radyoaktif atıklar sorunudur. Ayrıca özellikle Çernobil kazasının dünyadaki yankıları da nükleer santrallere karşı halk üzerinde bir korku yaratmıştır. Ancak unutulmamalıdır ki teknolojinin nimetlerinden yararlanırken risk faktörlerini de kabul etmek zorundayız. Önemli olan risk düzeyini minimuma indirmektir.çevre bakımından üzerinde durulması gereken dört önemli sorun vardır. Bunlar: Asit yağmurları, ozon delikleri, sera etkisi ve nükleer radyasyonlardır. 1985 te Avusturya da düzenlenen bir konferansta 2030 yılında atmosferdeki CO 2 konsantrasyonunun iki katına ulaşacağı ve bu nedenle dünya kabuğunun ortalama sıcaklığının 3 C ± 1.5 kadar artması ile kutuplarda buzulların erimesi sonucunda denizlerdeki su seviyesinin birkaç metre yükseleceği ileri sürülmüştür. Cinsi ne olursa olsun, enerji sistemlerinin çevre üzerinde etkisi vardır. Temiz enerji kaynaklarından güneş ve rüzgarın uzun dönemde ekonomik olarak elektrik enerjisi üretiminde kullanılabileceği ümit edilmektedir. Bugün için yenilenebilir enerji kaynaklarının en önemlisi ve ekonomik olanı hidrolik enerjidir. Ancak dünyanın hidrolik potansiyeli sınırlı olduğu için, bu kaynağın elektrik üretimi içinde % 19 olan payının gelecekte azalması beklenmektedir. 2020 yılında dünya elektrik talebinin % 52 sinin termal, % 26 sının nükleer, % 16 sının hidrolik ve % 6 sının da diğer santrallerle karşılanması mümkün görülmektedir [18]. KAYNAKLAR 1-Peker, Z. Wind farms on our landscapes: A new legend in our plans, Thermal Energy Congress Proceedings, July 8-12 2001, İzmir. 2- Demirel, Z. Jeotermal enerji, 3.Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresi, Mersin, 1999. 3- Morse, R.N. Solar heating as a major source of energy for Australia, 10th World Energy Conference, Sept.19-23 1977, s.1-22, İstanbul. 4- http://www.eie.gov.tr 5-Özyurt, M., Kumbur, H. Visual pollution in Mersin and its environmental effects, 12th Int.Symp. on Environ.Poll. and its Impact on Life in the Mediterr.Region, Oct.4-8 2003, Antalya 6- http://www.google.com 7- Özyurt, M. Biyogaz üretimi ve ekonomik yararları, Kükem Dergisi, 1(1), 33-36, 1978.

8- Ambli, N., Budal, K., Falnes, J., Sorenssen, A. Wave power conversion, 10th World Energy Conference, Sept.13-23 1977, s.1-17,istanbul. 9- Aybers, N., Şahin, B. Dalga ve jeotermal enerji, Enerji Maliyeti, YTÜ yayını, no.299, s.210, 1995. 10- John, Y.W. Tidal power projects on the west coast of the Republic of Korea, 10th World Energy Conference, Sept.19-23 1977, İstanbul 11- Yaşar, S. Radyasyon radyasyondan korunmak, TAEK,ÇNAEM, s.10, 1999. 12- Turgut, İ. Nükleer enerji, çevre ve insan, 5.Ulusal Çevre Proje Yarışması, 3-4 Mayıs 1999, İstanbul 13- TAEK. Nükleer reaktör güvenliği, Nükleer Güvenlik Dairesi, s.8, 1997. 14- TAEK. Sürdürülebilir kalkınma ve nükleer enerji, s.36, 2000. 15- TAEK Bülteni, Ermenistan WWER440/230 reaktörleri, sayı: 67, s.9, 2004. 16- Ünlü, E. Çevre ve insan, 38, 53-55, 1998. 17- Özemre, A.Y., Bayülken, A., Gençay, S. 50 soruda Türkiye nin nükleer enerji sorunu, 2000. 18- Aybers, N., Şahin, B. Enerji ve çevre ilişkileri, Enerji Maliyeti, YTÜ yayın no.299, 230-234, 1995.