lı Yıllar Özbek Edebiyatı Sovyet devleti, 1930 lu yıllara iç ve dış düşmanlarını yenmiş olarak girdi. Kom.Par. ve partinin dahileri

Benzer belgeler
İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

1991 Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi.

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir.

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...

EK: Mucize Avcısı nı yayına hazırlarken, çok

İÇİNDEKİLER. Sorular... 9 Ödev... 10

TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU

Hurşid Devran ın Emir Timur un Oğlunun Ölümü Hakkında Rivayat Adlı Hikâyesinin Üslup Açısından İncelenmesi

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI

DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ "X" 1.YARIYIL 1.YARIYIL 2.YARIYIL 2.YARIYIL. Kodu Adı Z/S T+U AKTS Birleşti

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Elektrik, Plastik Cerrahi ve Prometheus: İlk BK Romanı Frankenstein 18 Ocak2014. Ütopyadan Distopyaya, Totalitarizm ve Anksiyete 25 Ocak 2014

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I BÖLÜM II. vii GİRİŞ / 1 ÇOCUK VE KİTAPLARI / 17

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

D. Kodu Ders Adı Ders Saati Kredi Z/S TDE 501 AğızAraştırmaları 3 3 S TDE 503 Arapça I 3 3 S TDE 505 Âşık Edebiyatı 3 3 S TDE 507

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER YILLIK PLANI

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

MehMet Kaan Çalen, tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı yılında Trakya

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü Ölümünün 78. Yılında Saygı ve Minnetle Anıyoruz

Türkiye: 1936 yılında maden istihsalâtımız umumiyet üzere artmıştır. Bu yılın istihsal adetlerini bir öncesi ile karşılaştıralım:

LYS 3 DENEME-5 KONU ANALİZİ SORU NO LYS 3 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI TESTİ KAZANIM NO KAZANIMLAR. 26/05/2014 tarihli LYS-3 deneme sınavı konu analizleri

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu :Üniversite Derece Alan Üniversite Yıl Türk Lisans. Halk Atatürk Üniversitesi Türk Halk Hacettepe Üniversitesi 1971

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

Fen - Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

HALİDE EDİB ADIVAR VURUN KAHPEYE ROMAN

8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ

Ece Ayhan. Kardeşim Akif. Akif Kurtuluş'a Mektuplar. Hazırlayan Eren Barış. "dipnot

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Devrim Öncesinde Yemen

Sayın Hava Kuvvetleri Komutanım, Kıymetli konuklar,

Tablo 2: Doktora Programı Ortak Zorunlu-Seçmeli Dersler TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI GÜZ YARIYILI

Romancı Kimliğiyle Suat Derviş

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...III

Metin Edebi Metin nedir?

Matematik Öğretimi. Ne? 1

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ PDF

K A N A Y A N Y A R A K A R A B A Ğ

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir?

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ LİSANS PROGRAMI BAHAR YARIYILI (ATA152)

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI

Çocuklara sahip çıkmak geleceğe sahip çıkmaktır

SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLER BİRLİĞİ (SSCB), ORTA ASYA'DAKİ TÜRK DEVLET VE TOPLULUKLARI.

Program. AÇILIŞ 15 EKİM :00-12:00 İstanbul Üniversitesi Cemil Bilsel Konferans Salonu

TEMEİ, ESER II II II

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Kriminalistik. Av. Seyfettin ARIKAN*

HOCAİLYAS ORTAOKULU. ÜNİTE 1: Bir Kahraman Doğuyor T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK-8

Yüksek Lisans Öğretim Programı Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ. Hafta 7

Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi. Y. Lisans Yeni Türk Edebiyatı Hacettepe Üniversitesi 2010-

HAS Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Numan KURTULMUŞ Beykoz da - Özgün Haber

Türk Dili ve Edebiyatı Kaynak Sitesi

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti

İBRAHİM OKÇUOĞLU SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLER BİRLİĞİ KÜLTÜR DEVRİMİ ÜLKESİ

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

İÇİNDEKİLER 00. ISINMA. Çorba Yapmaya Benzer 01. BOZ 02. BAK. 9 Sevgili Okur. 10 Sevdiğiniz Yaşamı Tasarlayın Hakkında. 16 Bu Kitap Neyin Nesidir?

ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ İNSANİ BİLİMLER VE EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ DÖRT YILLIK-SEKİZ YARIYILLIK DERS PROGRAMI

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

YAYIN DEĞERLENDİRME. MÜSEYİP MEMMEDOV: PUBLİSİST SÖZÜN KUDRETİ * (Yrd. Doç. Dr. Özcan BAYRAK)

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK / SON 16 YIL OKS, SBS VE TEOG ÜNİTE BAZINDA SINIFLANDIRILMIŞ ÇIKMIŞ SORULAR FASİKÜLÜ

İktisat Tarihi

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

Müşteri Merkezli İş. Gürcan Banger

İçindekiler. İndeks. İKTİSADÎ DÜŞÜNCE TARİHİ 1. Giriş 1-19

Nâzım Hikmet - Yosif Abramson mektuplaşmasını sunuş

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan :15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI KDZ.EREĞLİ ANADOLU LİSESİ 11. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

KADIKÖY ANADOLU LİSESİ

BURDUR VE ISPARTA OSB LERİ İÇİN ATIKSU ARITMA TESİSİ YAPIMI İLK ADIM ATILDI

OLAY ÇEVRESİNDE GELİŞEN METİNLER ANLATMAYA BAĞLI METİNLER

ALİ ARTUN Sanatın İktidarı

EDEBİYAT SOSYOLOJİSİ AÇISINDAN 12 EYLÜL ŞİİRİ Nesîme CEYHAN AKÇA, Kurgan Edebiyat, Ankara 2013, 334 s.,isbn Sabahattin GÜLTEKİN 1

EKİM ÜNİTE II ÖĞRETİCİ METİNLER

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

TİCARİ HAYATTA BAŞARI KURALLARI

Doç. Dr. Ahmet Özcan Çerkeş-ÇANKIRI da doğdu. İlkokulu Elazığ, ortaokulu Kars, lise öğrenimini Antakya da tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 8. SINIF T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU PLANI VE KAZANIM TESTLERİ

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

SSCB - KADIN DEVRİMİ ÜLKESİ TEMEL GÖSTERGELER (100. YILINDA BÜYÜK SOSYALİST EKİM DEVRİMİ) 7. Makale

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK / SON 16 YIL OKS, SBS VE TEOG ÜNİTE BAZINDA SINIFLANDIRILMIŞ ÇIKMIŞ SORULAR FASİKÜLÜ

Transkript:

1930-1940 lı Yıllar Özbek Edebiyatı Sovyet devleti, 1930 lu yıllara iç ve dış düşmanlarını yenmiş olarak girdi. Kom.Par. ve partinin dahileri ülkedeki hâkimiyeti sosyalist esasa göre yeniden kurma işine büyük bir hız verdiler. Sovyet ülkesinin çeşitli yerlerinde sanayi tesislerini kurmak, kolhoz ve sovhozları kurmak, halkın tamamını okur yazar yapmak için yoğun çalışma içine girildi. Özbekistan da beş yıllık kalkınma plânlarının ve değişikliklerin sahası hâline geldi. Özbekistan, eskiden beri bir tarım ülkesidir. Pamuk, buğday, her türlü sebze ve meyve ürünleri burada üretilir, dışarıdan getirilmez. Sadece köyde yaşayanlar değil, hattâ şehirlerde yaşayanların da bağları olup, buralarda yetiştirilen ürünler ülke ahalisinin ihtiyacını karşılamada yeterli olurdu. 20 li yılların sonlarında başlayan kolektifleştirme sebebiyle sadece şehirlerde yaşayanlar değil, köyde yaşayanlar da kendi ürün yetiştirdikleri yerlerinden mahrum kaldılar. Birazcık yeri ve suyu olanlar, toprak ağası sayılarak Rusya ve Ukrayna nın ıssız bozkırlarına sürgün edildiler, Sovyet hâkimiyeti kendi bütün tedbirlerini bu şekilde zorbaca usûllerle gerçekleştirmeye başladı. İç ve dış düşmanlarını yenen Sovyet devleti, 30 ların başından itibaren toplumu yat unsurlar (yabancı unsurlar)dan temizlemeye başladı. Bu sıralarda Millî İttihad ve Millî İstiklâl teşkilâtlarıyla ilgisi bulunan herkes tutuklanarak hapse atıldılar; Kâsımoviçler işi, Bedriddinoviçler işi, Narkompros işi gibi cinâî işler (Suç unsurları) icat edildi. 1937 yılına gelince de, halka karşı, onun gülü olan aydınlara karşı uygulanan kırgın son raddeye vardı. 30 ların tarihî manzarası bu hadiselerden ibarettir. Fakat bununla birlikte halk, bu devirde yeni sistemin uyguladığı politikanın semerelerini de gördü. Bu sebeple yeŋi hayat ın kurulmakta olması, yeŋi kişi nin doğmakta olduğu hakkındaki efsanelere inandı. Halkın bu ümidini şar ve yazarlar takviye etti, kuvvetlendirdi. Ülke hayatındaki değişiklikleri gören yazarlar, Sovyet politikalarını benimseyip metheden şiirler, deneme ve hikâyeler yazmaya başladılar. Bu yazarların propaganda ve ajitasyon silâhı olarak kullanılabileceğini fark eden parti, bunları tek ve güçlü bir teşkilât içersinde toplayıp birleştirme kararı aldı. VKP(b) Merkez Komitesinin Edebiy-bediiy teşkilâtlarnı kayta tüziş hakıda ki 28 Nisan 1932 tarihli kararı doğrultusunda proleter yazarlar birlikleri kapatılarak onların yerine tek Yazuvçılar Uyuşması kuruldu. 1934 yılı Ağustos ayında Moskova da toplanan Bütünittifak yazarlarının I. Kurultayı, SSCB Yazuvçılar uyuşmasının kurulduğunu ilân etti. Aynı yıl SSCB Yazuvçılar Uyuşmasına bağlı ve onun uzantısı olarak Özbekistan Yazuvçılar Uyuşması da kuruldu. Uyuşma tarafından gazete ve dergiler çıkarılmaya başlandı. Çok geçmeden Özbekistan Devlet Nefis Edebiyat Neşriyatı da çalışmaya başladı. Böylece Sovyet politikasını kollayıp gözeten yazarlar için bütün şartlar sağlanmış oldu. 30 lu yıllar edebiyatının en yaygın türü olan şiir sahası, Sovyet rejimini terennüm etmek, onun faziletlerini gözler önüne sermekte, diğer türlere göre bayraktar oldu. Bütünittifak yazarlarının I. Kurultayında kabul edilen karara göre, şairler beş yıllık kalkınma plânı çerçevesinde büyük kuruluşlara, fabrikalara, kolhoz ve sovhozlara giderek, yeni hayat ı kurmakta olan işçilerle tanıştılar ve onların emeğini terennüm etme işine giriştiler. Bu şiirler, güzel sanatlarla/estetikle hiçbir ilgisi bulunmadığı için bugün artık unutulmuştur. 30 lu yılların ortalarında Aybek, H.Âlimcan, G.Gulam, Uygun, Mirtemir, Şeyhzîde, Osman Nâsır, Emin Umerî gibi şairlerin sanatında, şiirin güzel örnekleri ortaya çıktı. 1936 yılında A.S.Puşkin in eserlerinin Özbek diline tercüme edilmeye başlanmasıyla birlikte Özbek şair ve yazarlarının Rus şe riyatı kuyaşı ndan (Puşkin den) istifade etme, onun şiirinden ibret alma 1

imkânı doğdu. Bu yıllarda Özbek şairleri D.Bedniy, A.Bezimenskiy, M.Carov gibi sosyalizmin şairleri değil, Puşkin, Lermontov gibi seçkin söz sanatkârlarının tecrübesinin büyük estetik değere sahip bulunduğunu idrâk ettiler. Aybek in, Bir ölkeki, tuprağıda altın gülleydi mısraıyla başlayan Özbekistan şiiri, Özbek şiirinin realiteyi idrâk etme yoluna girdiğini gösterdi. Çok geçmeden Aybek, Çimyan Defteri kitabını teşkil eden şiirleri yazıp, onlarda anavatanın meftun edici manzarasını ortaya koydu. Aybek in şiirine H.Âlimcan, Uygun, Mirtemir, Osman Nâsır ve Emin Umerî nin şiirlerindeki samimiyet ve duygulanmalar yakındır. Bu şairlerin eserleriyle Özbek şiiri 30 lu yıllarda gelişmesinin yeni bir merhalesini idrâk etti. Aybek şiire, kendi kalbinin Çolpan ın bediî âlemiyle nurlanan heyecanlarını katarken, Âlimcan, Uygun ve Emin Umerî ona musıkî, nezaket, Osman Nâsır felsefîlik, Mirtemir ise Özbeklik ruhu kattı. Bu yıllarda bilhassa öne çıkan ikinci temayül ise Gafur Gulam la ilgilidir. Şair devrin canlı nefesini, Türksib Yollarıda, Yalavberdârlikke gibi şiirlerinde somut bir şekilde göstermeye çalıştı. Bu temayülün başka temsilcileri ise, 30 lu yıllar realitesini kuvvetli bir şekilde eserlerine aksettiremediler. Gerçekten de bu vazifeyi o yıllarda destan türüne el atan/meyleden şairler üzerlerine almak istediler. Onların çoğu, yeni dönemin halka baht ve refah getiren bir dönem olduğunu göstermek hevesiyle dün ile bugünü mukayese etmeye başladılar. Dün ile bugünü mukayese etmek, bu yıllarda liro-epik şiirin uzun süre devam eden önemli meselelerinden biri hâline geldi. G.Gulam ın Kokan, Uygun un Cantemir gibi destanlarında, Sovyet devri göklere çıkarılırken, dün, karanlık ve vahşetin timsali olarak tasvir edildi. Aybek (Dilber-devr kızı), H.Âlimcan (Zeyneb ve Aman), Osman Nâsır (Nahşan) gibi şairler, 30 lu yıllar edebiyatı kahramanını çağdaşları arasından bulmaya ve onların tipini yaratmak suretiyle rejimi yüceltmeye gayret ettiler. 1936 yılında devlete bir milyon ton pamuk teslim edildi. Bu münasebetle onlarca pamuk üreticisi/işçisi Sovyet hükûmeti tarafından nişanla ödüllendirildiler. Dönem, bu insanların Özbek edebiyatına yeni kahramanlar olarak dahil edilmesini gerektirdi. Onlar hakkında birçok şiir ve deneme yazıları yazıldı. H.Âlimcan Zeyneb ve Aman destanında bu insanları kahraman olarak seçti. Bu eserlerin bir kısmı rejime teşekkürnameden ibaret olmasına mukabil, kahramanların halkın içinden seçilmiş olması, Özbek edebiyatı için bir yenilikti. Şairler bununla birlikte, bu dönemde tarihi de unutmadılar. Aybek ve Şeyhzâde, Ali Şîr Nevâî münasebetiyle tarihî şahsiyetler hakkında şiir yazılabileceğini ispatladılar. Abdullah Kâdirî nin iki romanı ile başlayan Özbek romancılığı, 30 lu yıllarda da bu türde birçok eser verdi. Bu eserlerin bir kısmı (S.Âynî nin Kullar, Çolpan ın Keçe ve Kündüz, Aybek in Kutluğ Kan gibi romanları), tarihî geçmişi anlatırken, bir kısmı da (A.Kâdirî nin Âbid Ketman, Abdullah Kahhar ın Serâb, Hüseyn Şems in Düşman gibi eserleri) Sovyet realitesini tasvir ettiler. Sovyet devleti, tarihin çeşitli dönemlerine, bu cümleden olmak üzere iç savaş (Bolşevikler, Türkistan daki iç savaşı Basmacılık Hareketi diye adlandırdılar), köylerdeki arazilerin kolektifleştirilmesi meselelerine ilginin değiştiği günümüzde, millî âzatlık için mücadele edenleri karalayıcı, kolektifleştirmenin (kolhoz-sovhozların) halkı soyup talan etmek üzere kurulduğunu ise alkışlayıcı eserleri bugün müspet/olumlu değerlendirmek zordur. Hüseyn Şems in Düşman ve Hukuk adlı romanları, bu gruba girmektedir. Maalesef köy hayatını bozarak yanlış gösteren eserler bunlarla sınırlı değildir. 30 lu yıllar nesrinde böyle çirkin manzaralarla birlikte okuyucuyu gururlandıran, onu hâlâ heyecanlandıran eserler de yok değildi. Bunlar en başta Çolpan ın Keçe ve Kündüz, Aybek in 2

Kutluğ Kan romanlarıdır. Aybek, romanında 1916 yılı isyanının hazırlık safhasını estetik ölçü içersinde tetkik ederken, Çolpan da romanının birinci kitabında tahminen bu dönemi, yani Dünya Savaşı arefesindeki halkın hayatından manzaraların tasvirini vermektedir. Maalesef bu romanın Kündüz adlı ikinci kitabı bugüne kadar bulunamadı. Bunun için de Çolpan ın bu romanı hakkında bir şey söylemek zordur. Fakat Keçe de 20. yüzyılın 10 lu yıllarındaki Özbek halkının hayatı hakkâni ve estetik bir şekilde tasvir edilmektedir. Kutluğ Kan romanı, Özbek romancılığının zirve eserlerinden biri olarak kabul edilmektedir. S.Aynî nin Kullar romanı, Özbek edebiyatında tarihî olayları tasvir eden ilk epopeya olup, eserde Özbek ve Tâcik halklarının son yüz yıllık tarihiyle ilgili olaylar zinciri tasvir edilmektedir. Yazar, üs nesil temsilcilerinin hayatını anlatmak suretiyle dünkü kul ların, Sovyet döneminde hür kişilere dönüştüklerini anlatmak ister. Yazarın ideolojik maksadı, Sovyet dönemini yüceltmek olduğu için, beş kısımdan ibaret eserin son kısımlarında Sovyet realitesini, bilhassa kolektifleştirme işlerini tasvir ederken tarafgir davrandığı görülmektedir. Genel olarak Sovyet dönemi edebiyatı, dün ve bugünü ifade değerlendirirken sadece ak ve kara renklerden faydalanmıştır. Yazarlar geçmişi sadece kara, Sovyet dönemini ise sadece ak renklerle tasvir etmeyi âdet hâline getirmişlerdir. Parti de, kaba tenkitçilik de, sosyalist realizm kriterleri/ölçüleri de yazarlardan bunu talep etmiştir. Bu tasvir üslûbuna alışmış olan yazarlar, kadınların serbestliğine karşı olanları, kolektifleştirmeye karşı olanları düşman ve hattâ haşerat kabul ederek ifşa ve ihbar etmeye büyük önem verip, böyle kişileri karanlık geçmişin timsâlleri olarak ifade ettiler. Bu konudaki eserler, geleneksel usûllere göre yazıldı ve onlarda ruh ve karakter tasvirlerine mutlak surette yer verilmedi, ihmal edildi. Bu durum, 30 lu yıllarda yazılan kıssa ve hikâyelerin çoğunu da bu estetik cevherden mahrum etti. 30 lu yıllar nesir sanatından söz ederken A.Kâdirî, A.Kahhar ve G.Gulam gibi yazarların adını zikretmemek olmaz. Onlar, yukarıda sözü edilen yazarlarla birlikte, bu dönemde bir taraftan realist hikâye, diğer taraftan hicvî nesrin teşekkülüne/oluşumuna büyük katkıda bulundular. 30 lu yılların memnuniyet verici taraflarından birisi, Özbek halk şifahî sanatına olan itibarın artmış olmasıdır. Bunun semeresi olarak H.Âlimcan, Mirtemir, Şeyhzâde, Sultan Cora nın halk hikâyesi tarzında yazılan destanlarında açıkça görülmektedir. Bu edebî temayül, tiyatro edebiyatında da etkisini göstermiştir. Sâbir Abdullah ın Tâhir ve Zühre draması, halk hikâyeleri esas alınarak Özbek yazarları tarafından yazılan en güzel eserlerden biridir. Fakat bu dönemde Özbek tiyatro edebiyatının bütün dikkati, esas itibariyle inkılâp konusunu anlatmaya ve inkılâp/devrim düşmanlarını ifşa ve ihbar etmeye çevrilmiş görünmektedir. Kalem faaliyetleri, Ekim ihtilâlinin Özbek halkının hayatındaki rolünü izah etmeye yönelik olan K.Yaşın, 30 lu yıllarda Târ-mâr piyesini yazdı. İkki Kommünist piyesinin tekrar işlenen bu sahne varyantında, Basmacılık Hareketine nokta koyan inkılâp süvarileri (at cambazları) tipi yaratıldı. Ziyâ Said ve N.Seferov un Tarih Tilge Kirdi, Z.Fethullin in Nikâb Yırtıldı ve Satkınlar piyeslerinde, bu yıllardaki sınıf kavgaları tarih gerçeğine zıt olarak tasvir edildi. Bu ve diğer daramaturglar, kendilerindeki estetik ve teknik eksikliği, hayattaki karmaşık cereyanları tahlil edememelerini sadece bir şey ile, inkılâbı kabul edemeyen, Sovyet hükûmetinin siyasetinden razı olmayan kişilere olan nefret taşlarını yağdırmak suretiyle gizlemek istediler. Hâlbuki, onlar arasında Münevverkaarı, Ubeydullah Hocayev, Fıtrat, Çolpan gibi halkın kahraman evlâtları da az değildi. 30 lu yıllarda Özbek tiyatrosu, siyasî minbere dönüştü. Bu minberde yer alan eserler arasında Tâhir ve Zühre den başka, K.Yaşın ın kadınların serbestliği konusundaki Nurhan ve 3

Gülsara, aynı şekilde Nâmus ve Muhabbet piyeslerini de bu grup içersinde değerlendirmek mümkündür. 30 lu yıllar edebiyatı muayyen bir takım kazanımların yanı sıra hataları da olan bir edebiyattır. Parti edebiyata rehberlik ederken, yazarları kendi kontrolüne alarak hayatın hakikatlerine zıt eserler yazdırmaya başladı. Sovyet edebiyatının temel sanat metodu, bu meselede partiye yardımcı oldu. Realiteye dikkat nazarıyla bakıp parti politikasının yanlışlıklar içinde olduğunu hisseden-fark eden yazarlar, edebiyat sahasından uzaklaştırıldı. 1937 yılı boranı onları kökünden söküp savurdu. Bu dehşetli korkudan kurtulan yazarlar da Sovyet rejiminin her tedbir ve politikasını eserleriyle desteklediler. 30 lu yıllar edebiyatının eriştiği en büyük zafer, onun halkla yakın ilişki kurabilmiş olmasıdır. Halk edebî söze, yazarın sözüne bu dönemde inandı. Yazarlar, Büyük Fergana Kanalı gibi büyük inşaatlarda işçilerle beraber olarak onları şevklendirmek suretiyle partinin verdiği görevleri yerine getirmek için seferber oldular. Edebiyat tarihinde emsâli görülmeyen bu hadisenin önemi, bilhassa savaş yıllarında görüldü. Savaş yıllarında şiir, nesir ve tiyatro türlerinde yazılan eserlerin çoğu, seferberlik ruhuna sahip eserlerdir. Aybek in Ölim Yavge!, H.Âlimcan ın Kolıŋge Kural Al!, Yigitlerni Frontge Cönetiş, G.Gulam ın Sen Yetim Emessen, Sağınış, Şeyhzâde nin Küreş Neçün?, Kapitan Gastello, Uygun un Vatan Hakıda Koşık, Mirtemir in Oleg ve Ortakları, Zülfiye nin Unı Ferhâd Der ediler gibi şiirleri, bu dönemde yazılan gazete yazıları, cephe kahramanları hakkındaki deneme yazılarıyla beraber halkı kahramanca mücadele ve emek konusunda seferber etti. Bundan çeyrek asır önce cephe gerisine, merdikârlığa gitmemek için isyan eden halk, Moskova önlerine giderek düşmanla mertçe savaşmaktı. Edebiyat, vatan sözünün ifade ettiği mananın ne kadar geniş olduğunu halka idrâk ettirdi ve gözünü açtı. Savaş dönemi şiirine mahsus olan seferberlik ruhu, nesir ve tiyatro eserlerinin de temelini/esasını oluşturdu. İ.Erenburg, V.Vasilevskaya gibi Rus gazete yazarlarının tesiriyle H.Âlimcan, G.Gulam, A.Kahhar keskin gazete yazıları ve denemeler yazıp faşizmin rezil mahiyetini izah etmeye, savaş meydanlarında cesaret gösteren Özbek askerlerinin destanını yazmaya gayret ettiler. Şüphesiz, nesir, yazarına büyük imkânlar yaratmaktır. Gazete yazıları ve denemelerin bu dönemdeki öneminin artmasına rağmen yazarlar savaş devri gerçeğini ifade etmekte hikâye, kıssa ve roman türlerinden faydalanmamaları mümkün değildi. Bunun için de A.Kahhar, Aydın, Said Ahmed, cephe gerisindeki insanların cesaretini anlatmak maksadıyla hikâye türünün imkânlarından faydalanarak Esrar Baba, Hatınlar, Kempirler Sim Kakdı, Mestan Bibi gibi hikâyeleri yazdılar. Kutluğ Kan romanından sonra savaş arefesinde Nevâiy romanını yazmaya başlayan Aybek, 1942 yılı kışında ikinci büyük eserini bitirdi. Edip Nevâî gibi büyük şahsiyetlerin hayatına, hattâ savaş yıllarında müracaat etmek de dönemin meselelerinden kaçmak değil, bilâkis bu meselelere yeni bir açıdan yaklaşılabileceğini gösterdi. O, bundan beş asır önceki döneme, yani Timuroğulları sülâlesinin son yıllarına dikket çekerek, şehzâdeler arasındaki çekişme ve kanlı kavgaları, insanlık tarihindeki en güçlü sülâlelerden biri olan Timuroğullarının tarih sahnesinden çekilmesine yol açan sebep olarak gösterdi; akıl, zekâ ve dehâ, tıpkı güneş gibi, hattâ beş asır sonra da halkın hayatına nurunu saçmasının mümkün olduğunu gösterdi; büyük tarihî şahsın halkın kaderindeki rolü, Nevâî nin hayatı misâlinde inkişaf etti. Bununla birlikte Aybek, savaş konusundan uzakta kalınamayacağını fark edip, 1942-3 yılı kış mevsiminde cepheye giderek gelecekteki kahramanlarıyla tanıştı. Maalesef, o cepheden dönünce başladığı Kuyaş Karaymas 4

romanını tamamlayamadı. Bunun sebebi, onun cephe hakkında anlatmak istediği gerçeğin bu devrin talepleri ile uygun düşmemesiydi. (Yazar, aradan yıllar geçtikten sonra, kendi kahramanlarının cephede helâk olmalarının mutlak olduğunu anlatmanın mümkün olduğu devirde eserine dönerek onu tamamladı.) Özbek tiyatro yazarları da, dönemin talebine uygun olarak halkı kahramanlığa davet eden sahne eserleri yazdılar. Tiyatro sahneleri böyle eserleri dört gözle beklediği için yazarlar başka sanat temsilcileriyle birlikte çok kısa süre içersinde piyeslerini sahneye taşıdılar. Özbekistan Kılıçı (N.Pogodin-H.Âlimcan-Uygun-S.Abdulla), Kasas (Tuyğun ve E.Umeriy), Devran Ata (Yaşın ve S.Abdulla) gibi dramalar bu tarzda meydana geldi. Bu eserler K.Yaşın ın kalemine mensup ÖlimBaskınçılarge piyesiyle birlikte bu dönem tiyatro edebiyatının seferberlik gayesi ile yoğrulan örneklerini teşkil etti. Sovyet halkının savaş dönemindeki önderi İ.V.Stalin, nutuklarının birinde cephede mertçe savaşan orduya Suvorov, Kutuzov gibi büyük Rus generallerinin ruhu yardımcı olsun, demişti. Bu cümleden mülhem olarak Özbek yazarları halkımızın millî kahraman simalarına müracaat ettiler. Aybek Mahmud Târâbiy, H.Âlimcan Mukanna, Şeyhzâde Celâliddin Mengüberdi, Uygun ve İzzet Sultan Alişer Nevâiy piyeslerini kaleme aldılar. İlk üç eserdeki millî âzatlık için mücadele konusu, savaş devri ruhuna bilhassa uygundu. Savaş devri edebiyatı, devrin taleplerine lebbey (evet, peki) diye cevap vermeye gayret etti. Talebi derhâl yerine getirmek, bu dönem edebiyatının en önemli özelliğidir. Devrin hadiseleriyle uyumlu olarak yazılan eserler, halkın ruhî hayatına/psikolojisine /maneviyatına tesir ederek seferberlik görevini mükemmelen yerine getirdi ve halkı vatanperverlik ruhuyla eğitmeye önemli katkıda bulundu. Fakat bununla birlikte hattâ savaş devri edebiyatı da hayata dikkat nazarıyla bakabilmeyi, karmaşık hayatî cereyanları tahlil edişi, kendisinde halkın dehâsını ifade edici tipler yaratması gerektiğini de gösterdi. Ali Şîr Nevâî ye ithaf edilen roman ve piyesin bahtlı kaderi, bu fikrin doğruluğunu tasdik etmektedir. Savaşın galibiyetle sonuçlanması ve zafer tacının şahsen Stalin e giydirilmesi, savaştan sonraki karmaşık tarihî vaziyetin meydana gelmesine sebep oldu. Eğer ülke içerisinde Stalin in şahsına tapınma son haddine vardıysa, kendisinin dünya çapında bir dâhi olduğuna inanan Stalin uluslar arası vaziyetin bozulması ve soğuk savaşın başlamasına sebep olan tedbirleri/uygulamaları hayata geçirdi. İşte bu her iki durum, savaştan sonraki Özbek edebiyatının ideolojik muhtevasına olumsuz etki etti. Şahsen Stalin in teşebbüsüyle partinin edebiyat ve sanatla ilgili aldığı kararları ( Zvezda ve Leningrad dergileri hakkında ve diğerleri), edebî hareketi yolundan/rayından çıkardı. 40 lı yılların sonu ile 50 li yılların başında başlayan katağanın ikinci dalgası ise Özbek edebiyatına bilhassa olumsuz etki etti. Savaştan sonraki yıllarda halkı zafere taşıyan unsurlar gözden geçirilirken G.Gulam Vakt, Küz Keldi, Aybek Reise, Şeyhzâde Akssadâ, Kuyaş, Ay ve Kız gibi şiirler yazıp, halkın güç/kudret kaynaklarını anlamaya çalıştılar. Fakat soğuk savaş ve onun devamı olan barış taraftarları hareketi konuları, Özbek şiirini kuru retorik derecesine düşürdü. Lirik şiir, insanî duygu ve hayaller dünyasını terk ederek yeni savaş alevini yakmak isteyenleri karalama, barış için imza atmaya davet etme gibi popülist meseleler dairesinde dönüp durdu. Bu şartlar altında/bu durumda Zülfiye nin H.Âlimcan için yazdığı Bahar keldi seni sorakleb gibi şiirleri, Mirtemir in Karakalpak Defteri, Mirmuhsin in Dalalar ve Adamlar gibi şiir kitaplarının ortaya çıkışı, Özbek lirik şiirini tamamen kurumaktan kurtardı. 5

İki mensur eserinden sonra şiirin ipek gömleği dar gelen Aybek, bu devirde destan türüne ilgi gösterip, Kızlar ve Hamza destanlarını yazdı. Genel olarak bu devirde şiirin liro-epik türlerinde dikkate değer eserler çok yazıldı. Mirmuhsin in Usta Ğıyas destanı, basit bir emekçinin parlak tipini yaratmasıyla edebî hayatta bir hadise oldu. Askad Muhtar ın Kette Yolda, Şükrullah ın Çallar gibi destanlarının ortaya çıkışı da 50 li yıllarda destan türünün bilhassa canlanması ve gelişmesi bakımından önemli tesir icra etti. Lirik şiirin savaştan sonraki yıllarda kendi mevkiini liro-epik eserlere bırakması bir tesadüf değildir. Savaşa katılanların ana vatanlarına dönüşleri ve viran olan köyleri ayağa kaldırması, sadece destan değil, kıssa ve romanlarda da aksettirmeyi gerektiriyordu. Devrin bu mühim konusunu ilk defa olarak kaleme alan Aybek, Altın Vâdiyden Şebedeler adlı romanında, dünkü savaşçı Öktem Nâsırov un savaş yıllarında yerle bir olan/viran olan kolhozu tekrar ayağa kaldırmadaki emek cesaretini tasvir etmek istedi. Bu hayırlı niyeti gerçekleştirmek, bu devirde kolay değildi. Parti kararlarıyla yazarların hayatın acı gerçeklerini kaleme almaları resmen yasaklanmamış olsa da buna izin de verilmiyordu. Bunu fark eden Aybek, eserin temeline zıddıyeti üstün körü hafifçe koydu ve aynı şekilde bu şey de eserin başarılı çıkışına engel/mani oldu. Savaştan sonraki durumun hassasiyeti, A.Kahhar ı kolektifleştirme yıllarını tasvir ettiği Koşçınar romanını, Perde Tursun u ise Okıtuvçınıŋ Yolı adlı kıssasını yazmaya davet etti. Bu her iki eser, daha sonra ciddî şekilde tekrar işlenmiş olsa da halkımız tarihinin son derecede karmaşık devirlerinin bu eserlerde hakkânî ifadesini bulduğunu söylemek zordur. Bu devir edebiyatının asıl zıddıyeti, yenilik ile eskilik arasında oldu. Bu zıddıyet, tiyatro eserleri, bilhassa Uygun un Hayat Koşığı, Altınköl ve Nevbahâr gibi eserlerinin çekirdeğini teşkil etti. Keskin hayatî zıddıyetlerden kaçmaya çalışmak, bu ve başka piyeslerin yüksek edebî eser derecesine yükselmesine engel teşkil etti. Tiyatro sahasında çok eser veren Yaşın, bu yıllarda General Rahimov, N.Seferov ise Şark Taŋı piyeslerini yazdılar. 40 lı yıllar Özbek edebiyatı, bugünkü bakış açısıyla değerlendirildiğinde, Aybek in Nevâiy romanı yahud G.Gulam ın Vakt şiiri ile yarışabilecek/boy ölçüşebilecek eserleri fazla veremedi. Fakat daha sonra bu edebî zeminden Âdil Yakubov, Pirimkul Kâdirov, Şükür Hâlmirzayev, Erkin Vâhidov, Abdullah Âripov gibi şair ve yazarlar yetişip çıktılar. 30 ve 40 lı yıllar edebiyatı, Aybek ve G.Gulam, H.Âlimcan ve Şeyhzâde, Uygun ve Yaşın, Mirtemir ve Sâbir Abdullah, Osman Nâsır ve Zülfiye, Askad Muhtar ve Mirmuhsin, Şükrullah ve Hamid Fulam, Şühret ve Türâb Tola gibi kabiliyetli yazarları yetiştirdi. Eğer partinin edebiyata rehberleği doğru olsaydı, sosyalistik realizm metodu onların kabiliyetini dizginlemeseydi ve kaba tenkitçilik edebiyatımızın üstüne durmadan kara bulutlar sermeseydi, bu sanatkârlar birçok ölmez eserler yazarlardı. 6