AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

Benzer belgeler
AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İKİNCİ BÖLÜM. Mübeyen POLAT / TÜRKĠYE DAVASI. (Başvuru no. 3143/12) KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

ĐKĐNCĐ DAĐRE. Başvuru no: 45005/08. Fatime KARACA v. Türkiye

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Đclal KARAKOCA ve Hüseyin KARAKOCA v. TÜRKĐYE (Başvuru no /11)

ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru n o 46766/13 Yılser GÜNGÖR ve diğerleri / Türkiye

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Đclal KARAKOCA ve Hüseyin KARAKOCA v. TÜRKĐYE (Başvuru no /11)

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM MELDA AKPINAR VE DĠĞERLERĠ / TÜRKĠYE DAVASI. (Başvuru No /06) KARAR STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE. MEHMET ERKEK ve TÜRKĐYE davası KARAR STRASBOURG. 11 Haziran 2013

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru No /07) KARAR STRAZBURG. 24 Eylül 2013

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE EDĐP USLU -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:43/02) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE GÜNGİL TÜRKİYE. (Başvuru no /03 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG. 10 Mart 2009

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE. Başvuru no: 32697/10 Mehmet EZER v. TÜRKĐYE

YILDIRIM v. TÜRKĐYE KARARIN KISA ÖZETĐ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ MEHMET ÖZEL ve diğerleri - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no: 50913/99) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

İKİNCİ DAİRE BİL BELGİN İNŞAAT ŞTİ / TÜRKİYE. (Başvuru no /03) KARAR STRAZBURG. 1 Ekim 2013

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. GEÇGEL ve ÇELİK/TÜRKİYE (Başvuru no. 8747/02 ve 34509/03) KARAR STRAZBURG.

AVUKAT KİMLİKLERİNİN HAVAALANLARINDA DA GEÇERLİ OLDUĞUNA DAİR YAZIŞMALAR

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ZEYTİNLİ/TÜRKİYE (Başvuru no /04) KARAR STRAZBURG. 26 Ocak 2010

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE S.S. BALIKLIÇEŞME BELDESİ TARIM KALKINMA KOOPERATİFİ VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI

T.C. D A N I Ş T A Y ONBEŞİNCİ DAİRE Esas No : 2014/9315 Karar No : 2015/9212

İKİNCİ DAİRE BAYAR / TÜRKİYE (NO.5) KARAR STRAZBURG. 25 Mart 2014

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. (Başvuru no: 40988/06)

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. Şerif GECEKUŞU/TÜRKİYE (Başvuru no /05)

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE BOZ -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 2039/04) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ERHUN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru numaraları: 4818/03 ve 53842/07) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE. Başvuru no: 3270/09

ĠKĠNCĠ DAĠRE. Kandile YEŞİLFİDAN/ TÜRKİYE DAVASI ve diğer 10 başvuru. (Bk. ekli liste) (Başvuru no /11) KARAR STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. MEHMET YILDIZ vd.-türkiye DAVASI (Basvuru no:14155/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

CON S EI L D E KONSEYĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE SEBAHATTİN EVCİMEN TÜRKİYE. (Başvuru no /06) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

İlgili Kanun / Madde 818 S.BK /125 İŞ KAZASI ZAMAN AŞIMININ BAŞLANGICININ MALULİYET ORANIN KESİN OLARAK TESPİT EDİLDİĞİ TARİH OLDUĞU

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

Alipour ve Hosseinzadgan / Türkiye. (6909/08, 12792/08 ve 28960/08) AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

A V R U P A K O N S E Y Đ

ALINTI:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890)

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK)

İlgili Kanun / Madde 6098 S. BK. /56

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE MEHMET SELÇUK - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 13090/04 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE ŞENOL ULUSLARARASI NAKLİYAT, İHRACAT VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:75834/01)

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

BİRİNCİ BÖLÜM YAŞ DÜZELTME DAVASI BİRİNCİ KISIM YAŞ DÜZELTME DAVASINDA TEMEL BİLGİLER I--GENEL AÇIKLAMALAR-5 II--YAŞ DÜZELTME DAVASININ DAVACISI-5

CEZA MUHAKEMESİNDE KATILAN

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. MEHMET MÜBAREK KÜÇÜK - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no:7035/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

ĐKĐNCĐ DAĐRE EYÜP KAYA TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 17582/04) STRAZBURG. 23 Eylül 2008

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR. Başvuru Numarası: 2013/8492. Karar Tarihi: 8/9/2014 İKİNCİ BÖLÜM KARAR

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Başvuru no /11. Mansour Edin KESHMIRI. v. Türkiye

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAMAN VE BEYAZIT - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 73739/01) KARAR STRAZBURG

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YER VE GÜNGÖR/TÜRKİYE (Başvuru no /06 ve 48581/07) KARAR STRAZBURG.

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra;

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21

Cumhuriyet Halk Partisi

ANAYASA MAHKEMESİNDEN GVK GEÇİCİ 73 ÜNCÜ MADDEYLE İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

1136 SAYILI AVUKATLIK KANUNUNUN BAZI MADDELERİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN DEĞİŞİKLİĞİ ÖNERİSİ

Anayasa Mahkemesi nin Bağımsızlığı Hukuk Devletinin Güvencesi (Bulgaristan Deneyimi)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE PARSIL/TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 39465/98) KARAR STRAZBURG. 26 Nisan 2005

USUL. Zafer Öztürk / Türkiye davasında,

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Vergi Borcu, Haciz, Tahsil Zaman Aşımı Süresi

Bağdat Cad. No:108/B D:26 Fenerbahçe Kadıköy İSTANBUL. : Bilirkişi 2. Ek Rapor ve Ayrık 2. Ek Rapora Karşı Beyanlarımızdan İbarettir.

TBMM GENEL SEKRETERLİĞİ (MİLLİ SARAYLAR DAİRE BAŞKANLIĞI) BÜNYESİNDE STAJ YAPACAK OLANLARIN BELİRLENMESİ İLE GÖREV VE SORUMLULUKLARI HAKKINDA YÖNERGE

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru no. 7971/07) KARAR STRAZBURG. 28 Mayıs 2013

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE EVRENOS ÖNEN - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 29782/02) KARAR STRAZBURG. 15 Şubat 2007

İÇİNDEKİLER I - İŞYERİ KURMA

Yayın Tarihi: Revizyon Tarihi: TÜRKİYE YEŞİLAY CEMİYETİ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Transkript:

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR Başvuru No. 58194/10 Mümin ve Bahriye BALCI / Türkiye Başkan Paul Lemmens, Yargıçlar Işıl Karakaş, Nebojša Vučinić, Ksenija Turković, Robert Spano, Jon Fridrik Kjølbro, Stéphanie Mourou-Vikström ve Bölüm Yazı İşleri Müdürü Stanley Naismith in katılımıyla 20 Ekim 2015 tarihinde Daire halinde toplanan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (İkinci Bölüm), 4 Ağustos 2010 tarihli başvuruyu ve davalı Hükümet tarafından T.C. Adalet Bakanlığı, 2016. Bu gayri resmî çeviri, Adalet Bakanlığı, Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, İnsan Hakları Daire Başkanlığı tarafından yapılmış olup, Mahkeme açısından bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu çeviri, davanın adının tam olarak belirtilmiş olması ve yukarıdaki telif hakkı bilgisiyle beraber olması koşulu ile Adalet Bakanlığı, Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, İnsan Hakları Daire Başkanlığına atıfta bulunmak suretiyle ticari olmayan amaçlarla alıntılanabilir.

2 BALCI / TÜRKİYE KARARI sunulan görüşler ile başvuranın cevap olarak sunduğu görüşleri göz önünde bulundurarak, yapılan müzakereler neticesinde aşağıdaki kararı vermiştir: OLAYLAR 1. Başvuranlar Mümin Balcı 1957; Bahriye Balcı 1964 doğumlu Türk vatandaşları olup Urla da ikamet etmektedirler. Mahkeme önünde, İzmir Barosuna bağlı Avukat E. Çakır tarafından temsil edilmişlerdir. Türk Hükümeti ( Hükümet ) ise kendi görevlisi tarafından temsil edilmiştir. 2. Başvurunun kendine özgü koşulları, taraflarca ifade edildiği şekilde, aşağıdaki gibi özetlenebilir. 3. Başvuranlar 6 Temmuz 2002 tarihinde gece yarısına doğru, sekiz yaşındaki oğulları Osman ı, Urla Devlet Hastanesi Acil Servisi ne ( Hastane ) götürmüşler ve tarlada yürüdüğü sırada bir örümceğin kendisini ısırdığını bildirmişlerdir. 4. Acil servis doktoru F.G., çocuğu muayene ettikten sonra sağlık ekibinden, damar içi yoluyla, deksametazon (kortikosteroid) ve feniramin (antihistaminik) olmak üzere iki ilaç yapılmasını istemiştir. Doktor yapılan işlemler sonrasında ilgilileri evine göndermiştir. 5. Başvuranların oğlunun sağlık durumu geceleyin kötüleşmiştir. Yüzü şişmiş ve idrarını yapamamıştır. 6. Başvuranlar sabah saat 8.10 da oğullarını tekrar aynı hastanenin acil servisine götürmüşlerdir. Doktor F.Y. yeni tıbbi analizler yapmış ve ilgililere, çocuğu İzmir Behçet Uz Hastanesi ne götürmelerini tavsiye etmiştir. 7. Başvuranlar saat 11.00 sıralarında, oğullarını taksiyle Behçet Uz Hastanesi ne götürmüşlerdir. Sağlık durumu kötüleşmeye devam etmiştir. 8. Gece yarısına doğru, çocuk hayatını kaybetmiştir.

BALCI / TÜRKİYE KARARI 3 1. Ceza yargı organları önündeki yargılama 9. Mağdurun babası 8 Temmuz 2002 tarihinde, tıbbi ihmal nedeniyle Doktor F.G. den şikâyetçi olmuştur. Doktor F.G. yi, oğluna, bu tür antibiyotiğe alerjisi olup olmadığını önceden kontrol etmeden penisilin iğnesi yapmakla suçlamıştır. 10. Urla Cumhuriyet Savcısı gözetiminde, 9 Temmuz 2002 tarihinde, ölü harici muayenesi ve otopsi yapılmıştır. 11. Adli tabipler aşağıdaki tespitlerde bulunmuşlardır: Yapılan toksikolojik analizde, kanda herhangi bir toksik maddeye rastlanmamıştır. Çok sayıda organın damarlarındaki kan miktarındaki ani yükselme tespit edilmiştir. Kesin ölüm nedeni saptanamamıştır. 12. Urla Kaymakamlığı 2 Ağustos 2002 tarihinde, Doktor F.Y. nin kusuru bulunmadığı sonucuna varan idari rapora dayanarak, ilgili hakkında ceza soruşturması izni verilmemesine karar vermiştir. Cumhuriyet Savcısı söz konusu karara itiraz etmiştir. 13. İzmir Bölge İdare Mahkemesi 12 Kasım 2002 tarihli kararla, suçlanan doktor hakkında yeterli emare bulunmaması nedeniyle savcının itirazının reddine karar vermiştir. 14. Mahkeme, dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, başvuranların oğluna örümcek ısırığı nedeniyle verilen ilaçların uygun olduğu ve konuyla ilgili olarak Doktor F.Y. ye yüklenebilir herhangi bir ihmalkârlık bulunmadığının anlaşıldığını belirtmiştir. 15. Söz konusu karara rağmen, Cumhuriyet Savcısı 15 Nisan 2003 tarihinde Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu ndan tıbbi bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiştir. Kurul, birer Başkan, Adli Tabip, Biyokimya Uzmanı (akademisyen), Mikrobiyoloji Uzmanı (akademisyen), Alerji Uzmanı (akademisyen) ve İmmünoloji Uzmanından (akademisyen) oluşmaktaydı. 30 Haziran 2003 tarihinde sunulan raporda bilhassa şu hususlar bildirilmiştir: Osman Balcı nın kesin ölüm nedeninin tespit edilmesi talep edilmiştir.

4 BALCI / TÜRKİYE KARARI Dosyadaki Bilgiler Tanık İfadeleri Mümin Balcı : 6 Haziran 2002 günü Osman, karadul olarak tabir edilen bir örümcek tarafından sokuldu. Örümceği öldürdüm ve oğlumu Urla Devlet Hastanesi ne götürdüm. Doktor F.Y., penisiline alerjisi olup olmadığına bakmadan penisilin yaptı. Eve gittik. Osman çok kötü bir gece geçirdi. Sabah da hala kötü görünüyordu. Her tarafında ödemler vardı. İdrarını yapamıyordu. Tekrar hastaneye gittik. Doktor F.Y. in talebi üzerine oğlumu taksiyle İzmir de ki Behçet Uz Hastanesi ne götürdük. Doktorlar bana, yapılan tıbbi müdahalenin uygun olmadığını söylediler. Oğlumu kurtaramadılar. Celalettin Haytoğlu: Hastanede Mümin ve Osman ın yanındaydım. Doktor F.Y., Osman la on dakika ilgilendi. Karadul un zehirli bir örümcek olduğunu ve çocuklar için tehlikeli olabileceğini doktora söyledim. [Osman a] iki iğne yapıldı. Ertesi sabah, tekrar hastaneye gittik; çünkü Osman gitgide daha kötü oluyordu. Doktor F.Y., daha donanımlı bir başka hastaneye sevk edilmesini istedi ama ambulansla götürülmesine izin vermedi. Bunun üzerine İzmir de bulunan Behçet Uz Hastanesi ne gitmek için taksiye bindik. Orada, doktorlar, küçük çocuğa ilaç verilmeden önce alerji testi yapılmamasına üzüldüler. Urla Kaymakamlığı nın idari rapor sonuçları Osman Balcı ya damar içi yoluyla uygulanan ilaçlar penisilin içermemekteydi. Klinik vakaya tamamen uygun olarak kortikosteroid ve antihistaminik uygulanmıştır. Karadul tehlikeli bir örümcek olup, özelikle ısırığı ölümcül olabilmektedir. Anti serum Türkiye de bulunmamaktadır. Hasta, hayatını kaybetmesinden on dört saat önce donanımlı bir hastaneye nakledilmiştir. Sağlık personelinin çabalarına rağmen, meydana gelen komplikasyonlar nedeniyle hasta kurtarılamamıştır. Bu çok nadir bir vakadır. Doktor F.Y. tıbbi kurallara uygun tedavi uygulamıştır. Urla Devlet Hastanesi nde hastayı tedavi etmek için kullanılan ilaçlar - Deksametazon - Feniramin - Prilokain (lokal anestezik) İzmir Behçet Uz Hastanesinde hastanın sağlık durumuyla ilgili olarak düzenlenen tıbbi rapor: Hasta saat 11.00 de acil serviste kabul edildi. Hastanın genel durumu: orta / yüzde ödem Nörolojik muayene: doğal Hastanın bilinç durumu: açık Ateş: 36,5 o C Hidrasyon düzeyi: iyi Kardiyak nabız: dakikada 134

BALCI / TÜRKİYE KARARI 5 Hastanın durumu saat 11.30 gibi kötüleşti. Akciğer ödemi nedeniyle acı çekmeye başladı. Semptomlar, çok zehirli bir örümcek ısırığının neden olduğunu göstermektedir. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Toksikoloji Merkezi ile telefonla yapılan görüşmede, yapılan tıbbi tedaviye devam edilmesini tavsiye etmiştir. Bu tür ısırıklara karşı kullanılacak antitoksinin Türkiye de bulunmadığı bildirilmiştir. Hasta, akciğer ödemi ve kanamasına bağlı olarak kardiyak ve solunum durması neticesinde gece yarısı hayatını kaybetmiştir. Adli Tıp Kurumunun vardığı sonuç Hastanın sağlık raporu, otopsi sonuçları ve tanık ifadeleri göz önüne alındığında, Osman Balcı nın ölümü çok zehirli bir örümcek sokması neticesinde meydana gelmiştir. 16. Cumhuriyet Savcısı 25 Aralık 2003 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir. 2. İdari yargı organları önünde açılan tazminat davası 17. Başvuranlar 23 Kasım 2004 tarihinde İzmir İdare Mahkemesi önünde Sağlık Bakanlığı ndan davacı olmuşlardır. Dava dilekçelerinde, kamu sağlığı hizmetindeki aksaklık nedeniyle idarenin mahkûmiyetini ve tazminat ödemesini talep etmişlerdir. 18. Mahkeme, 29 Kasım 2005 tarihinde davanın esası hakkında karar vermeden önce tıbbi bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiştir. 19. Bir başkan, üç adli tabip, bir genel cerrahi uzmanı (akademisyen), bir ortopedi ve travmatoloji uzmanı, bir nöroloji uzmanı (akademisyen), bir dahiliye uzmanı (akademisyen), bir göğüs hastalıkları uzmanı (akademisyen), ve bir enfeksiyon hastalıkları uzmanından (akademisyen) oluşan on kişilik Adli Tıp Kurumu Kurulu 30 Ocak 2006 tarihinde raporunu sunmuştur. İşbu raporda varılan sonuçlar aşağıdaki şekildedir: Müteveffanın sağlık dosyası ve otopsi raporunu inceleyerek ve Doktor F.Y. nin tanık ifadelerini göz önünde bulundurarak, Adli Tıp Kurumu, tıbbi görüşünü almak üzere bir pediatri bilirkişi davet etmenin yararlı olduğunu değerlendirmiştir. Ölümün kesin nedeni tespit edilememiştir. Osman Balcı nın ölümüne anafilaktik şokun neden olduğu tespit edilmiştir.

6 BALCI / TÜRKİYE KARARI Doktor F.Y. tıbbi kurallara riayet ederek ilk yardımda bulunmuştur. Yapılan tıbbi müdahale, otopsi raporlarında bildirilen semptomları tetikleyecek nitelikte yan etkiler içermemektedir. Urla Devlet Hastanesi nde uygulanan tedavi tıbbi kurallara uygundur. Hastanın sağlık durumu, bir başka hastaneye ambulansla sevkini gerektirmemekteydi. Zehirli etkenin ne olduğu tespit edilemediğinden, bu tür klinik vakaları tedavi etmek amacıyla kullanılacak karşı antidotun gerekliliği ya da ithal edilmemesi yönünde görüş bildirilemeyecektir. 20. Başvuranlar 27 Mart 2006 tarihinde, avukatları aracılığıyla söz konusu rapora itiraz etmiş ve karşı bilirkişi raporu talep etmişlerdir. Oğullarının derhal İzmir Dokuz Eylül Devlet Hastanesi İlaç ve Zehir Danışma Merkezine nakledilmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir. 21. Mahkeme, dosyada yer alan bilgi ve belgelerin tamamı ile ayrıntılı olduğunu değerlendirdiği itiraz edilen tıbbi rapordaki bilimsel açıklamaları göz önünde bulundurarak, karşı bilirkişi raporu talebini reddetmiştir. 22. Mahkeme 13 Nisan 2006 tarihinde, bilhassa 30 Ocak 2006 tarihli bilirkişi raporuna dayanarak tazminat talebini reddetmiştir. 23. Başvuranlar söz konusu karara karşı temyiz başvurusunda bulunmuşlardır. 24. Danıştay 24 Aralık 2008 tarihinde itiraz edilen kararı, usuli kurallara ve yasal hükümlere uygun olduğunu değerlendirerek, tüm hükümleriyle onamıştır. 25. Danıştay, 24 Mart 2010 tarihinde tebliğ edilen 1 Şubat 2010 tarihli bir kararla başvuranlar tarafından yapılan karar düzeltme talebini reddetmiştir. ŞİKÂYETLER 26. Başvuranlar, Sözleşme nin 2. maddesine dayanarak, oğullarının yaşam hakkının ihlal edildiğinden yakınmaktadırlar.

BALCI / TÜRKİYE KARARI 7 27. Başvuranlar öte yandan, oğullarının ölümünün, yetersiz ve gecikmiş bir tıbbi müdahalede bulunan Urla Devlet Hastanesi sağlık personelinin hatası ve ihmali neticesinde meydana geldiğini iddia etmektedirler. Bu bağlamda, oğullarını gözetim altında tutmayan, özel ve daha donanımlı bir hastaneye ambulansla sevk etmeyen doktorların özenli davranmadıklarını ileri sürmektedirler. 28. Başvuranlar bununla birlikte, söz konusu acil hekimi hakkında ceza soruşturması açılmamış olmasından yakınmaktadırlar. 29. Başvuranlar aynı zamanda Sözleşme nin 6. maddesine dayanarak, idare mahkemeleri önündeki tazminat davasının süresinden de şikâyet etmektedirler. Mahkemeleri, ölümün kesin nedenini tespit etmemekle suçlamakta ve adil yargılanma hakları ihlal edildiğini iddia ederek, bu bağlamda bilirkişi raporuna karşı yaptıkları itiraz başvurularının ve karşı bilirkişi raporu taleplerinin sonuçlanmadığını belirtmektedirler. HUKUKİ DEĞERLENDİRME A. Sözleşme nin 2. maddesinin ihlal edildiği iddiası hakkında 30. Başvuranlar, olayın koşulları nedeniyle Sözleşme nin 2. maddesinin ihlal edildiğini ileri sürmektedirler. İşbu maddenin somut olayla ilgili bölümleri aşağıdaki şekildedir: 1. Herkesin yaşam hakkı yasayla korunur. (...) 31. Hükümet bu iddiaya karşı çıkmaktadır. 32. Hükümet öncelikle, başvuranların oğlunun ölümünde bir kasıt bulunmadığını ve bu durumda, etkili ve bağımsız bir yargı sistemi kurma yükümlülüğü yükleyen Sözleşme nin 2. maddesinin cezai nitelikte bir yargı yolu gerektirmediğini belirtmektedir. 33. Somut olayda, hukuk sisteminin başvuranlara Sağlık Bakanlığı nın sorumluluğunun tespit edilmesi amacıyla idare mahkemeleri önünde bir

8 BALCI / TÜRKİYE KARARI başvuru yolu sunduğu ve bu nedenle söz konusu yükümlülüğün yerine getirilmiş olduğunu değerlendirmektedir. 34. Hükümete göre, ulusal mahkemelerin dayandığı tıbbi bilirkişi raporlarında söz konusu sağlık personelinin mesleklerini icralarında herhangi bir kusur ya da ihmalleri bulunmadığının bildirilmiş olması nedeniyle başvuranlar lehinde karar verilmemiştir. 35. Mahkeme, Sözleşme nin 2. maddesinin, Devlet e yalnızca kasten ve yasaya aykırı şekilde ölüme sebebiyet verilmesini engelleme zorunluluğu getirmekle kalmayıp, aynı zamanda kendi yargı yetkisi altında bulunan kişilerin yaşamını korumaya yönelik gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü de yüklediğini hatırlatmaktadır. 36. Bu ilke, kamu sağlığı alanına da uygulandığından, (bk. diğer kararlar arasında, Calvelli ve Ciglio/İtalya [BD], No. 32967/96, 48, AİHM 2002-I ve Powell/Birleşik Krallık (kabul edilebilirlik hakkında karar), No. 45305/99, AİHM 2000-V), yetkililerin kamu sağlığı politikaları kapsamındaki eylem ve ihmalleri, bazı durumlarda, yetkililere 2. madde açısından sorumluluk yükleyebilmektedir (yukarıda anılan Powell kararı). 37. Söz konusu alanda, 2. maddenin Devlet e yüklediği pozitif yükümlülükler, her şeyden önce, sağlık personeli bakımından yüksek bir yeterlik seviyesi sağlamaya yönelik ve ister özel ister devlet hastaneleri olsun, hastanelerin, hastaların yaşamlarının korunmasını teminat altına almaya elverişli tedbirler almalarını gerektiren düzenleyici çerçeve oluşturulmasını gerektirmektedir. 38. Bununla birlikte, bir Sözleşmeci Devlet, bu gerekliliklere riayet edilmesi amacıyla gerekeni yaptığında, bir hastanın tedavisi kapsamında sağlık çalışanlarının yaptığı bir değerlendirme hatası veya sağlık çalışanları arasında koordinasyon sağlanamaması gibi sorunlar, bir Sözleşmeci Devleti Sözleşme nin 2. maddesi anlamında yaşam hakkının korunmasına ilişkin pozitif yükümlülük kapsamında hesap vermeye yükümlü kılmak için özel

BALCI / TÜRKİYE KARARI 9 olarak tek başlarına yeterlidirler (bk. özellikle, yukarıda anılan Calvelli ve Ciglio kararı, 49 ve yukarıda anılan Powell kararı). 39. Somut olayda, öncelikle, başvuranların, şahısların hiçbirini oğullarının ölümüne kasıtlı olarak neden olmakla suçlamadıklarını belirtmek uygun olacaktır. 40. Başvuranlar buna karşılık, oğullarının ölümünün doğrudan sağlık personelinin ihmali ya da muhakeme hatasına yüklenebilir olduğunu ileri sürmektedirler. 41. Mahkeme bu bağlamda, re sen ceza soruşturması açılması haricinde, başvuranların söz konusu sağlık personelinin sorumluluğu hakkında karara varmaya imkân veren idari yargı davası açtıklarını gözlemlemektedir. İlgililer, acil hekim tarafından tıbbi hata yapıldığını ve hastane servisine yüklenebilir eksiklikler bulunduğunu iddia etmelerine rağmen, Mahkeme, tıbbi bilirkişilerin, ulusal yargı organları gibi, sağlık personelinin hatası ya da ihmali bulunmadığını tespit etmektedir. Bilhassa, hastaya uygulanan ilaçların penisilin olmadığı tespit edilmiştir (bk. yukarıda 15. paragraf). 42. Otopsi raporu ve sağlık dosyası üzerinde yapılan inceleme neticesinde, ulusal makamlar, Urla Devlet Hastanesinde yapılan tedavinin gerekli tıbbi prosedüre uygun olduğu sonucuna varmışlardır. 43. Mahkemeler, başvuranları oğlunun sağlık durumunun ambulansla bir başka hastaneye sevkini gerektirmediğini değerlendirmişlerdir. 44. Öte yandan, çocuğu ısıran örümceğin türünün belirlenememiş ve hastanın ölümüne neden olan anafilaktik şoka sebep olan toksik maddenin kesin olarak saptanmasının mümkün olmamasına dayanarak, mahkemeler de, söz konusu ısırık için bir antidotu ithal etmenin gerekli olup olmadığı ile ilgili görüş bildirmenin mümkün olmadığı kanaatine varmışlardır (yukarıda 11, 15 ve 19. paragraflar). 45. Ne bu sonuçları sorgulamak, ne de sahip olduğu tıbbî bilgilerden hareketle bilirkişilerin vardığı ve ulusal yargı organlarının dayandığı sonuçların geçerliliği hakkında tahminlere dayalı olarak fikir yürütmek

10 BALCI / TÜRKİYE KARARI Mahkeme nin görevi değildir (Tysiąc/Polonya, No. 5410/03, 119, AİHM 2007-I ve Yardımcı/Türkiye, No. 25266/05, 59, 5 Ocak 2010 ve Kaya/Türkiye (kabul edilebilirlik hakkında karar), No. 20442/10, 35, 10 Temmuz 2012). 46. Bu nedenle, başvuranların Sözleşme nin 2. maddesine dayalı şikâyetleri, Sözleşme nin 35. maddesinin 3. fıkrası anlamında açıkça dayanaktan yoksundur. B. Sözleşme nin 6. maddesinin 1. fıkrasının ihlal edildiği iddiası hakkında 47. Başvuranlar, davanın koşullarının da, yargılamanın süresi ve hakkaniyetten yoksun olması nedeniyle Sözleşme nin 6. maddesinin 1. fıkrasının ihlal ettiğini ileri sürmektedirler. İşbu maddenin ilgili bölümleri aşağıdaki şekildedir: Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, ( ), bir mahkeme tarafından ( ) makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir. 48. Hükümet, bu iddiaya karşı çıkmaktadır. 49. Hükümet, başvuranların, idare mahkemeleri önünde avukat tarafından temsil edildiklerini ve silahların eşitliği ve çekişmeli yargılama ilkelerine riayet edilerek davalarını savunabildikleri yargılamanın adil olduğunu ileri sürmektedir. 50. Hükümet, Adli Tıp Kurumu nun yetkili, bağımsız ve tarafsız bir organ olduğunu; bunun yanı sıra Osman Balcı nın durumuyla ilgili olarak ayrıntılı ve kesin tıbbi bilirkişi raporları sunduklarını ve idare mahkemelerinin karar vermek için yasal olarak söz konusu raporlara dayandıklarını eklemektedir. 51. Öte yandan, Hükümet, iç hukuk yollarının tüketilmemesi nedeniyle, başvuranların idare mahkemeleri önündeki yargılamanın makul olmayan süresi ile ilgili iddialarını reddetmek için Mahkeme nin Ümmühan

BALCI / TÜRKİYE KARARI 11 Kaplan/Türkiye (No. 24240/07, 20 Mart 2012) ve Turgut ve diğerleri/türkiye (No. 4860/09, 26 Mart 2013) kararlarına atıfta bulunmaktadır. 52. Mahkeme, yargılamanın hakkaniyetiyle ilgili olarak, İzmir İdare Mahkemesinin, davanın esasıyla ilgili olarak karar vermeden önce, Osman Balcı nın kesin ölüm nedeninin tespit edilmesi amacıyla Adli Tıp Kurumundan bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiğini gözlemlemektedir. Söz konusu bilirkişi raporu, dosyada daha önce yer alan diğer iki tıbbi raporu güçlendirmektedir (yukarıda 11 ve 15. paragraflar). Mahkeme, avukat tarafından temsil edilen başvuranların, idare mahkemesi önünde, ihtilaf konusu raporlar kendilerine tebliğ edilmesi akabinde, bunların içeriği ve sonuçları ile ilgili görüşlerini dile getirebildiklerini kaydetmektedir. 53. Bu koşullarda ve bilhassa dosyada daha önceden, ulusal mahkemeler tarafından yeterince ayrıntılı olarak değerlendirilen üç tıbbi rapor bulunmasını dikkate alarak, Mahkeme, yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasına dair talebin reddedilmesinin Sözleşme nin 6. maddesi anlamında yargılamanın hakkaniyetine zarar verdiği kanaatindedir. 54. Bu nedenle, başvurunun bu kısmı Sözleşme nin 35. maddesinin 3. fıkrası anlamında açıkça dayanaktan yoksundur. 55. İdari yargı organları önünde yürütülen yargılamanın süresi bağlamındaki şikâyet ile ilgili olarak, Mahkeme [Hükümet tarafından hatırlatıldığı üzere] Ümmühan Kaplan/Türkiye (No. 24240/07, 20 Mart 2012) davasında pilot karar usulünün uygulanmasının ardından, Türkiye de tazminata ilişkin yeni bir hukuk yolunun oluşturulduğunu tespit etmektedir. Mahkeme, Turgut ve diğerleri/türkiye (No. 4860/09, 26 Mart 2013) kabul edilebilirlik hakkındaki kararında başvuranların iç hukuk yollarını tüketmedikleri, yani söz konusu yeni hukuk yolunu kullanmadıkları gerekçesiyle yeni başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir. Bu karara varırken, Mahkeme, özellikle bu yeni hukuk yolunun ilk bakışta (a

12 BALCI / TÜRKİYE KARARI priori) erişilebilir ve yargılama süresine ilişkin şikâyetlerin giderilmesi açısından tazmine ilişkin makul perspektifler sunabilecek nitelikte olduğunu göz önünde bulundurmuştur. 56. Mahkeme, yukarıda anılan Ümmühan Kaplan pilot kararında (yukarıda anılan 77. paragraf), Hükümet e daha önce tebliğ edilen bu tür başvuruların incelemesini normal usul yoluyla sürdürebileceğini belirttiğini hatırlatmaktadır. 57. Bununla birlikte Mahkeme, başvuranların 6384 sayılı Kanun ile kurulan başvuru yolunu kullanmamaları ile ilgili Hükümetin ilk itirazı bakımından, yukarıda anılan Turgut ve diğerleri davasındaki tespitleri tekrar etmektedir. Dolayısıyla Mahkeme, yargılamanın aşırı uzun süresi ile ilgili şikâyetin, Sözleşme nin 35. maddesinin 1 ve 4. fıkraları uyarınca iç hukuk yollarının tüketilmemesi nedeniyle reddedilmesi gerektiğini değerlendirmektedir (Rıfat Demir/Türkiye, No.24267/07, 35, 4 Haziran 2013 ve Yiğitdoğan/Türkiye (No.2), No.72174/10, 59, 3 Haziran 2014). Bu gerekçelerle, Mahkeme, oyçokluğuyla, Oybirliğiyle, Sözleşme nin 6. maddesinin 1. fıkrası bağlamındaki ve yargılamanın hakkaniyeti ile ilgili şikâyetin kabul edilemez olduğuna; Başvurunun geri kalan kısmının kabul edilemez olduğuna karar vermiştir. İşbu karar Fransızca dilinde tanzim edilerek, 19 Kasım 2015 tarihinde yazılı olarak tebliğ edilmiştir. Stanley Naismith Yazı İşleri Müdürü Paul Lemmens Başkan