Üç İstanbul dan Üç Devre Bakmak



Benzer belgeler
HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 :

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Genç Yazar Muhammed Akbulut Edebiyat alanında popüler olmaktan ziyade gençlere örnek olmak isterim.

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...

HALİDE EDİB ADIVAR VURUN KAHPEYE ROMAN

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır.

İkrime Sabri: Mescidi Aksa nın. Bir Karışından Bile Taviz Vermeyiz

EDEBİYAT SOSYOLOJİSİ AÇISINDAN 12 EYLÜL ŞİİRİ Nesîme CEYHAN AKÇA, Kurgan Edebiyat, Ankara 2013, 334 s.,isbn Sabahattin GÜLTEKİN 1

II) Hikâye Dışı düzlemi

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI

Woyzeck: Öğleyin güneş tepeye çıkıp da dünya ateşe düşmüş gibi yanmaya başlayınca, işte o zaman korkunç bir ses bir şeyler diyor bana.

İBRAHİM ŞİNASİ

Kazanım: : Vatanımız için mücadele eden insanların fedakarlıklarını öğrenerek vatanseverlik duygusunu artırır.

6. TEMA ETKİN VATANDAŞLIK

Metin Edebi Metin nedir?

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ BESYO TME-110 TEMEL MÜZİK EĞİTİMİ 1.HAFTA

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

Sayın Mehmet Ali CAN Yeminli Mali Müşavir (E. Vergi Denetmeni)

1. Çağımızda, toplumların mutluluk ve. refahlarının hatta bağımsızlıklarının; bilimin. ışığında sürdürülen araştırma ve geliştirme

Sanatta Doğa ve İnsan İlişkisi

KOLEJ - FEN LİSESİ - ÇAMLICA ORTAOKULU XXVI. EDEBİYAT ve KİTAP GÜNLERİ ETKİNLİK İÇERİĞİ Okuyan insan, yaşayan insan

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

GÜNLÜK (GÜNCE)

Genezinli Eliçin Ailesi

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

Anne ve kız arasında en çok yaşanan iletişim sorunları nelerdir?

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

Benimle Evlenir misin?

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

Ev ve apartmana dair / H.Cahit YALÇIN

129 KADINI TEMSİLEN 129 KADIN MHP YE ÜYE OLDU

İNSANLIĞIN SAVAŞI YENDİĞİ YER; ÇANAKKALE SAVAŞ ALANLARI PROJESİ (TR R5)

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 6. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

SAN Kİ ÖNCELEYİN GÜL AŞIK OLMUŞTU. kadının yeniden yaratılmasına sebebiyet vermiştir, onlara olan eşsiz aşkıyla. Bir yandan bu

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Doğru bildiğini her yerde haykıran, kimseye eğilip bükülmeyen birisiydi Neyzen Tevfik..

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi

Başbakan Binali Yıldırım, başbakan olarak ilk kez memleketi Erzincan'a geldi.

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Çarşamba İzmir Basın Gündemi

Bir sözcüğün zihinde uyandırdığı ilk anlama gerçek anlam denir. Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır. Bu yüzden sözlük anlamı da denir.

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

YÜKSEKÖĞRETİME GEÇİŞ SINAVI (YGS)

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

Değerli Yöneticiler, son yıllarda vergi incelemeleri büyük ölçüde bu konu etrafında dönmeye başladı.

KİTABININ GELİRİNİ, İHTİYACI OLAN KIZ ÇOCUKLARINA VERECEK

Aile Avukatlığı ve Aile Rehberliği

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

Hazırlayan: «Benim ayrı odam olduğu gibi, yazı masam, kitap dolabım bile var idi.» Fatma ALİYE. Enes PALA

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

T.C. ANTALYA MÜFTÜLÜĞÜ Aile İrşad ve Rehberlik Bürosu HUZUR AİLEDE BAŞLAR AİLE HUZURU, KADINA ŞİDDET

Sinirbilimsel Yaklaşımlar

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

Çocuk ve Gençlik Romanları Yazarı Tokatlı Hemşerimiz İbrahim Ünsal Uçar İyi yazar olmak isteyen bir gencin 100 roman okuyup bir roman yazması lazım

Yaşam. Kandilli si. Hayalinizdeki. Yatırımın. Yaşamın ve

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 8. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ DERS SAATİ

Ata Hocanin bize kazandirdigi guzel insanlardan biri de sevgili Tulin dir... Tulin in yazisini paylasiyor,

Hiçbir şey olmamış gibi çekip giden, kalpleri hunharca katlederek bırakanların bu hayatta mutlu olacağına inanmıyordum. Zamanla bu inanç alev aldı;

KENDİMİZİ İFADE ETME YOLLARIMIZ

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

1) Eğer tartı eksik gelmişse, bu benim hatam değil, onun hatasıdır.

O Gün. mutluluğa. ömür boyu sürecek. adım atacaksınız

Aşk Her Yerde mi? - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Siirt'te Örf ve Adetler

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül :14

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Albert Camus Yabancı. Sevgisiz. Tolga İlikli

YAZARIN AMACI ve ANAFİKİR

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

MATBAACILIK OYUNCAĞI

Sevgili dostum, Can dostum,

FARELER VE İNSANLAR ADLI ROMAN ÜZERİNE DÜŞÜNCELER Fareler ve İnsanlar İnsan ilişkilerine ve alt tabaka insanların umut dolu

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TÜRKÇE

Diyanet'in yaz Kur'an kursları bugün başladı

İçindekiler. 1PERESE adalet

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

DÜNYA İNSANLIK AİLESİNİN YÜZAKI YAZARLARINDAN!... Ekmel Ali OKUR; Hemşerimiz, Adanalı, Adam gibi adam! İnşaat Mühendisi,

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

Sonsuza Kadar Beraber Sonsuza Kadar Ayrı

Yukarıdaki soru, bu yazının meselesini tüm boyutlarıyla içermese de konuyla ilgili karşılaştığım soruların özünü teşkil etmektedir.

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti

Transkript:

Üç İstanbul dan Üç Devre Bakmak Mithat Cemal KUNTAY, Üç İstanbul, Oğlak Yayınları, İstanbul, 2012. Tanıtan: Kudret SAVAŞ* Sosyal ve epik karakter taşıyan şiirlerini topladığı Türkün Şehnamesi adlı bir şiir kitabıyla monografileri ve poetik çalışmaları bulunan Mithat Cemal Kuntay ın tek romanı olan Üç İstanbul onun en tanınan eseridir. Uzun bir aradan sonra gözden geçirilerek tekrar yayımlanan ve romanın başkahramanı Adnan ın yaşam öyküsü izleğinde yakın tarihimizin üç farklı dönemini anlatan roman, karakter sayısının fazlalığıyla edebiyatımızın dikkat çekici romanlarından biridir. Birbiri ardınca üç farklı dönemi anlatırken devirlerin özelliklerini insan öyküleri üzerinden veren romanda özellikle bazı kavramların belirleyicilik taşıdığı görülür. Yazar, dile getirmek istediği durumları bu kavramları belirginleştirerek ifade eder. Bu kavramlar/mekânlardan başlıcaları konak, namus, değişim (çıkar ilişkileri çerçevesinde), çöküş, tüketimdir. Söz konusu kavramlar, olaylara ve karakterlere yön veren güçlü bir etkiye sahiptir. Osmanlı devletinin çöküş sürecinin farklı düzlemlerle birleştirilerek anlatılmaya çalışıldığı romanın ana tezi, devletle beraber köhneleşen ve hatta zaman zaman çürüme emareleri gösteren toplumun da aynı süreci yaşadığıdır. Okuyucu her ne kadar romanın sayfalarında ilerlerken farklı insanların birbiriyle kesişen öykülerini okursa da/öykülerine şahitlik etse de bu olayların toplamı dikkate alındığında devlet ve toplum yapısının birbirine koşut çöküşünü izlemek mümkündür. Roman adeta, Maliye nazırının eliyle Reji memurundan beş yüz lira borç isteyen 1 bir devletin serencamını şahıslar üzerinden sergilemek amacıyla kaleme alınmıştır. Bu teşrih işlemi sadece devletle sınırlı kalmamış; insanların hırsları, karanlık tarafları sergilenerek çöküşe giden yolun taşları adeta birer birer ortaya konmaya çalışılmıştır. Eserin ana kahramanı olan Adnan ın hayatıyla ilgili bilgilerin yer aldığı bölümlerin satır aralarında Osmanlı devletinin adım adım geri çekilişinin, yokluğun eşiğine gelişinin hikâyesi de verilir. Okuyucu bu satırları okurken/izlerken Adnan ın kişisel tarihinin yanı sıra devletin içe doğru çekilişini de hisseder ve romanın başlaması için gerekli olan alan, toplumsal ve bireysel anlamda oluşturulmuş olur. Çöküş ilk sayfalardan itibaren eser boyunca kendini hissettiren en temel * Öğretim Gör.,,, Türk İslam Edebiyatı A.B.D. kudretsavas@gmail.com 1 Mithat Cemal Kuntay, Üç İstanbul, Oğlak Yayınları, İstanbul, 2012, s. 56. (bundan sonra yapılacak tüm alıntılar söz konusu baskıdan yapılacaktır.) 160

kavramdır. Hatta bu anlamda eserin tamamı bu kavramın sergilenmesine hizmet eder. Söz konusu çöküşün tüm toplum katmanlarındaki yansımaları eserin ilerleyen sayfalarında ortaya konulur. Adnan ın yükselme hırsına kapılmadan önceki dönemi anlatılırken çöküş karşısında gençliğin durumu da roman kahramanlarından şair Raif in ağzından dile getirilir: Halkın önüne düşecek kudretimiz yok, arkasında yürüyecek adam da bulamıyoruz. 2 Bu sözler Hukuk Fakültesinden mezun olan gençlerin dilinden, dönemin gençliğinin ruh halini anlatan bir tespit olarak kendini hissettirir. Tertemiz duygularla mezun olan bu gençler henüz hayata atılmamış, hayatın dönüştürücü etkisine maruz kalmamış, fikir namusuna sahip insanlar olarak belirir. Ancak bu belirme kısa bir süre sonra geçim telaşı, toplumsal yapı ve bireylerin hırslarıyla karşılaşınca araçsal bir değer haline gelir. Beraber mezun olan gençlerden Tevfik Hoca, kendini para hırsına kaptırarak hızlı bir değişime uğrar. Bu durumu Moiz Sen bana Yahudi dersin; bu Tevfik Hoca da bir düzine Yahudi var. cümlesiyle dile getirir. Ancak değişime uğrayan sadece Tevfik Hoca değildir. Moiz de hırsının kurbanı olma yönünde hızla ilerlemekte, hatta bunun için Yahudiliğini kullanmaktan da geri kalmamaktadır. İstanbul a gelen Theodore Herzl in yanına gitmekten bile çekinmez. Ortaya konan tablo, idealist hislerle hayata atılan gençlerin kısa bir zaman içerisinde inanılmaz bir dönüşüme uğrayarak çöküş kadrosu içinde yer aldıklarını bize gösterir. Diğer kahramanlarınkısa anlarla dile getirilen değişimlerinin aksine romanın başkahramanı olmasından dolayı Adnan ın değişimi, dönemlerle paralel bir şekilde eser boyunca dile getirilir. Türk romanının en önemli meselelerinden biri olan Batılaşma meselesi de gençlerin aracılığıyla anlatılır eserde. Adnan ve Tevfik Hoca genç kuşakların yaşadıkları ruhsal karmaşayı anlatmada önemli bir rol üstlenir. Tevfik Hoca nın üç arkadaşıyla birlikte ve onların zorlamasıyla gittiği eğlence mekânında sarhoş olduktan sonra söylediği Yazık bu kafaya! Zeyd in, Amr ın dayağını tasrif etmekle, İsaguci ezberlemekle ömrün geçti Tevfik, heder oldun Tevfik! cümlesi gerçekte birçok karakter tarafından sergilenen muhafazakâr görüntünün gerçekte benimsenen bir ruh haliolmayıp sadece imkânsızlıklardan kaynaklandığı izlenimini vermektedir. Bu muhafazakârlık, kişilerin farklı ortamlara girme ve imkânlara sahip olamamasından kaynaklanan bir zorunluluktur adeta. Nitekim Tevfik, o zamana kadar kendisine çok uzak olan eğlence ve kadınlarla birlikte olma fırsatına erişince kendi benliğini, birikimini oluşturan değerleri ilk fırsatta elinin tersiyle iter. Bunu yazar Tevfik in dilinden Fıkha kızıyor, nahve köpürüyor, medreseye tükürüyor şeklinde anlatır. İmkânsızlıklar içinde yaşamaya çalışan Tevfik Hoca kendine yabancı olan ve bedensel zevklerle dolu yeni bir çevreye girdiğinde geçmişini ve geçmişinin inşa ettiği Tevfik i bir kalemde siliyor, Allah a sövmekten bile geri kalmıyordu. Bölümün sonunda Tevfik artık kararını vermiştir: Kokla, şu 2 Üç İstanbul, s. 34. 161

kara cübbeyi kokla; bütün Şark çamuru kokuyor. Kurtuldum, kurtuldum, kafamdaki beyaz felaketten (sarık), sırtımdaki kara felaketten (cübbe) kurtuldum nihayet!... Sarığımı yakacağım, cübbemi de! 3 Gerçekten de verdiği kararı uygulamaya başlayan Tevfik in değişmek ve daha iyi yaşamak adına sergilediği tavırlar romanın en komik durumlarını ortaya çıkarır: Giyimini tamamıyla değiştiren Tevfik ayrıca evlenmiştir. Üstelik bir batakhanede çalışan Filareti yle Çünkü Filaretionun gözünde Batı demektir, yeni bir yaşam demektir. Tevfik Hoca nın şahsındaki değişimle yazar, toplumun Batılılaşma konusundaki yüzeyselliğini dile getirme fırsatı bulur. Ancak bu değişim fikri, temeli olmayan sadece bedensel zevklerin tadılmasıyla ortaya çıkan bir değişimdir ve romanın başında kişilerin yaşadıkları değişimin yönü ve nedeni hakkında kaygı verici ipuçları içermektedir. Gerçekten de bu bölümde adı geçen üç kişinin roman boyunca sergiledikleri tavır bir değişimden olmaktan çok uzaklaşmış, hayata ve değerli olanlara karşı menfaat peşinde omurgasız bir tavrın ortaya konması şeklinde belirmiştir. Romanın ilk bölümlerinde bazen açıklamalar bazen de karakterlerin ağzından toplumun bazı kesimleriyle ilgili düşünceler ortaya konur. Bunlardan biri de Dağıstanlı Hoca aracılığıyla din adamlarının döneme dair düşüncelerinin dile getirildiği bölümdür. Romanda Dağıstanlı Hoca diğer din adamlarından farklı bir karakter olarak betimlense de onun en belirleyici özelliği Abdülhamit karşıtı olmasıdır. Bu durum Dağıstanlı Hoca Fatih teki sarıklılardan ayrı adamdır. Başı açık namaz kılar. Dostları ona ayran içen Luther derler. Mahallesinde de adı çıkmış: Bakkalın, kasabın Gâvur Hoca sıdır. Sultan Hamid i Daruşşafaka daki ders kürsüsünde üç kere fetva vererek kendi kendine hal etti. Sırtı, göğsü sırmalı kazaskerlere Haccac-ı Zalim in kavasları der. Bir tek oğlu var; kendi tabiriyle Abdülhamit in kanıyla abdest alsa, oğlunun cenaze namazını kılmaya hazırdır. cümleleriyle dile getirilir. 4 Adnan ın rastladığı başka bir din adamı iseşunları söyler Adnan a: Hey! Adnan Bey! Uyumayalım, uyumayalım, Buhari-i Şerif i yaktılar!. 5 Bu cümlenin analizini Adnan ın şahsında yazarın kendisi yapar ve din adamlarının idareye karşı olan tutumlarının zayıflığına, boşluğuna kızar. Ona göre Abdülhamit karşıtı olmanın gerekçesi Buhari nin yakılması değil, vatan topraklarının kaybedilmesi olmalıdır. Dağıstanlı Hoca ise ilerleyen sayfalarda karşımıza gençlerin gizli toplantılarına katılan kişilerden biri olarak çıkar ve toplantı boyunca din adamı kimliğini ihtilalci kimliğiyle sentezleyerek sergiler. Romanın ikinci bölümünü oluşturan İttihat ve Terakki döneminin anlatımı sırasında yine din adamını temsilen Dağıstanlı Hoca yı görürüz. Ancak yine etkinliğe sahip bir karakter olarak beliremez romanda. Hatta bu bölümde Adnan yarı şaka idare olarak temizlemeleri gereken zümrelerden birinin din adamları grubu olduğunu hocaya söyler. Bu yönüyle eser- 3 Üç İstanbul, s. 27-28. 4 Üç İstanbul, s. 52. 5 Üç İstanbul, s. 60. 162

bize, yaşanan değişimde rol alan din adamlarının asla etkin bir konuma erişemediklerini gösterir. Romanda yer alan temel mekân konak lardır. Bu haliyle roman sıradan insanların hayatını değil, belli bir seviyeye ulaşabilmiş insanların serüvenini anlatır. Bir başka ifadeyle söylemek gerekirse roman kadrosunu oluşturanların tamamına yakını eğitim görmüş, yönetime yakın veya yönetim katında olan değişik seviyelerden insanlardır. Romanın Abdülhamit devrini anlatan bölümünde genç bir bâlâ olan Hidayet in konağı bu görevi üstlenir. Bütün toplantılar orada yapılır ve bu konak davet edilenler için istikbalin merdivenlerini tırmanmanın bir yolu olarak görülür. Hidayet in konağı toplumun neleri değerli gördüğünü ve düşünme mekanizmasını anlatır okuyucuya. Gelenlerin birçoğunun gözünde Hidayet değersizdir; ancak yaşamak ve yükselmek için romanın erkek kahramanları oraya gitmekten kendilerini alamazlar. Hidayet ve konağı hakkında roman karakterlerinin kullandığı cümleler toplu bir analize tabi tutulduğunda Abdülhamit döneminin toplumsal panoramasını elde etmek mümkündür. Kimse yokken Naima okuyan, misafirleri geldiğinde ise onları Plutarkos la karşılayan, gece saraya söven, gündüz saraydan ihsan alan Hidayet i yaşatan ve onun etkin bir kişi olarak ortaya çıkmasına zemin sağlayan sarayla olan ilişkisidir. Ancak Hidayet bununla da yetinmez ve menfaatleri uğruna Batılı devlet ve kurumlarla da ilişkilerini iyi tutmayı ihmal etmez. Seyislerini Reji besler, cep harçlığını Rüsumat verir, mutfağına Hazine-i Hassa bakar 6 bir adam olan Hidayet tüm bu ilişkiler ağının ortasında Osmanlı bürokratının en canlı örneklerinden biridir. İttihat ve Terakki döneminin anlatıldığı bölümlerde ise Hidayet in konağının yerini Adnan ın konağı alır. Adnan artık önemli biri haline gelmiştir ve bir zamanlar Hidayet in üstlendiği toplumlaidare arasındaki iletişimi ve paylaşımı artık o sergilemektedir. Zaman ve idaredeki aktörler değişse de konaklarda yaşananlarda bir değişiklik olmamıştır. 93 Harbi ve sonrasında yaşananlardan hiç etkilenmeyen Hidayet in konağının yerini sadece dünya harbinin etkilerinin hiç hissedilmediği Adnan ın konağı almıştır ve bu konağın içindekiler İstanbul un kapısında üst üste yığılan genç ölüleri, Çanakkale de balya balya şehitleri-sanki Çin de vebadan ölenlerdi- uzaktan seçemiyorlardı. 7. Bu konağın içinde veya yanında olanlar için savaşın anlamı kazandıkları ve kaybettiklerinden ibarettir ve hepsi zengin olmayla ilgilenmektedir. Konak ahalisi ve saygın misafirlerin hepsi Alman markı dolu İngiliz kasası Kapısı istimbotluyalı Abdesthanesi kaloriferli yalı Pahalı metres Viyana seyahati Berlin ticareti yle 8 ilgilenir. Yazar bunları Memleketin tarihini okkayla, bayrağını arşınla satabilecek adamlar olarak niteler. 9 Konağın hanımı 6 Üç İstanbul, s. 74. 7 Üç İstanbul, s. 408. 8 Üç İstanbul, s. 417. 9 Üç İstanbul, s. 124. 163

Belkıs,Gastein kaplıcalarına gidemeyecekleri için harbin bitmesine sinirlenmektedir. Adnan ın konağı yeni bir toplumsal sınıfın kazandığı yeni konuma işaret eder. Önceki dönemde idare ve toplumun çeperinde yaşayanlar artık devletin, idarenin ve menfaat çatışmasının merkezine yerleşmişlerdir. Bunun canlı örneğini Adnan oluşturmaktadır. Belkıs ise önceki dönemin enkazından yeniden doğmayı başaran, konumunu hiç kaybetmemiş bir sınıfın temsilcisidir. İşgal döneminin konağı ise Naşit in konağıdır. Bu konakta bir süreliğine misafir olarak kalan Adnan, önceki dönemin bütün nimetlerinden uzaklaşmış bir halde yaşar. Buna dayanamayarak bir süre sonra bir otel köşesine çıkmak zorunda kalır. Romanda yer alan konaklar, yazara üç farklı dönemin değişmeyen özelliğini anlatmanın imkânını sunar. Toplumdan habersiz, çılgınca bir tüketim içinde yaşayan konak ahalisinin bu hayatı idari ve siyasi değişikliklerle sona erer. Ancak bu sadece bir nöbet değişimidir. Bu hayat tarzı yeni dönemin kişilerince aynen başka bir konakta devam ettirilir. Romanın en ilgi çekici yanlarından biri de roman kadrosunda yer alan kadınlardır. Roman boyunca çok sayıda kadın karakter görülür. Bütün kadın karakterlerin yazar tarafından olumsuz bir bakış açısıyla ele alınması da romanın başka bir ilginç yönüdür. Bunlardan sadece ikisi -Süreyya ve Adnan ın annesi- bu olumsuzluklardan kurtulabilmiştir. Yaşama düzeni bozulan tüm kadınların eninde sonunda kötü yola düşmeleri, hatta romanın temel kadın karakteri olan Belkıs ın sonradan evlendiği Rus prens tarafından satılması ve Amerika da hava gazıyla intihar etmek zorunda kalması; uçarı, sadakatsiz kadın karakterlere karşı yazarın sert tutumunu ortaya koyar. Adnan ın annesi romanda çok etkin olmayan bir görüntü sergilemekle beraber klasik Osmanlı kadınını, annesini temsil eder ve bu temsiliyle yazarın kötü bir sonu kendisine layık görmediği bir karakterdir. Yazarın örnek bir karakter olarak ortaya koyduğu temel karakter ise Süheyla dır. Döneminde ender rastlanan namuslu bürokratlardan biri olan Maliye nazırının kızı olan ve aldığı özel dersler sayesinde Adnan la tanışan Süheyla, ona âşık olur ve onunla evlenmeye razıdır. Ancak Adnan ın Belkıs ı tercih etmesiyle yıllarca sürecek sessiz bir bekleyiş başlar. Bu bekleyişi bozan ve kendini hatırlatan tek şey ise Süheyla nın memleketin durumunu anlatmak için Adnan a yazdığı mektuptur. Bu mektup şair Raif gibi, kendini olayların akışına kaptırmayan Süheyla nın memleketin gidişatını ve İttihat Terakki yi sorguladığı, dönemin namuslu insanlarının uyarılarına tercümanlık yapan bir mektuptur. Bir nazır kızı olmasına rağmen Süheyla, Çanakkale yaralılarına yardım etmek için, İstanbul da bir hastanede hemşirelik yapar. Bu haliyle toplumdan kopuk olmayan, milletinin acılarını paylaşan hatta paylaşmakla yetinmeyerek onlara derman olmaya çalışan bir duruş sergiler. Bu duruş, Mithat Cemal Kuntay ve dönemin pek çok roman yazarının ideal kadın anlayışını ele veren bir duruştur. Özgün bir duruşu temsil eden Süheyla bu haliyle roman yazarının tüm takdirini üzerinde toplar ve okuyucuya da bu bakış açısıyla sunulur. Bu 164

durum Süheyla ve Adnan ın evlenmesinden sonra da aynı pozitif yaklaşım içinde devam eder. Adnan ın tüm masraflarını karşıladığı gibi ona duyurmadan avukatlık bürosunun da tüm masraflarını karşılayan ve son ana kadar eşinin yanında olan Süheyla toplumsal olaylara olan ilgisi, eşinin yanından ayrılmamasıyla ve tüm naifliğiyle roman yazarının ideal kadın karakteridir. Eserde dikkati çeken en önemli husus ise toplumsal kirlenmişlik halidir. Sokaktaki insandan, devlet dairesindeki memura, evdeki kadına kadartoplumun her ferdi bu kirlenmişlikten payını alır. Bu bakış açısı altında yazar, adeta Sis manzumesinin eşliğinde payitahta bakar ve çok az sayıda kişi bu kirlenmişliğin dışında kalabilir. Diğer kahramanlarının aksine Adnan a çok da hor davranmayan yazar, onun kirlenmişliğinin eşliğinde toplumun katmanlarına iner ve bu katmanların kirini bize gösterir. Bu kirlenmeden kurtulabilen ender roman karakterleri ise bir eli parmaklarını geçmeyecek kadar azdır. Bunların en göze çarpanı, romanın temel karakterlerinden birisi olan Süheyla ile şair Raif tir. Bu iki karakter, toplumun namuslu kalmayı başarabilen erkek ve kadınlarının timsalidir. Türk toplumu açısından oldukça önemli olan üç dönemi roman kahramanları üzerinden anlatmayı deneyen eser, bireysel ve toplumsal değişimi sembolik anlamlar yükleyerek anlatmayı başaran eserlerden biridir. Farklı portreleri kronolojik bir akışla birbirine bağlayan eserde roman kadrosunun epeyce kalabalık olması okuyucu açısından zaman zaman sorun teşkil etse de her bir karakterin zamanı gelince sahneye çıkması ve olay örgüsünün gelişmesine katkıda bulunması, eserin bu zorluğu aşmasını mümkün kılar. Bu özellikleriyle Üç İstanbul daha uzun zaman ilgiyle okunacak ve kendisinden söz ettirecek bir roman olarak anılmayı hak eder. 165