,._.'-'j"'''~ ~~ TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ AKADEMiK ARAŞTIRMALAR DERCİSİ Kış ve Yaz Dönemlerinde, Yılda İki Kez Yayınlanan Uluslar Arası Hakernli Bir Dergidir. KONYA ÖZEL SAYISI Sayı S/ Kış Konya-2008
OSMANLI HAT KAYNAKLARINDAKi KONYALI HATTATLAR Prof. h.c.m. Uğur DERMAN* Özet: Konya' daki mahalli hattatların sayısı elbette çoktur. Biz "Osmanlı Hat Kaynaklarındaki Konyalı Hattatlar" konulu çalışmamızda hat kaynaklarımızda bahsi geçen Konyalı hattatlardan, kütüphanelerde rastlayabildiklerimizin eserlerinden ve ayrıca Osmanlı-Türk hattatları arasında Konyalı hattatların bulunduğu yeri gösteren bir şecere sunmayı amaçlıyoruz. Anahtar Kelimeler: Hattatlar, Konyalı Hattatlar, Osmanlı Hat Kaynaklcn-ı. KHATTATS eıcalligraphers") OF KONYA IN THE OTTOMAN KHATT SOURCES Abstract: Of course there are numerous DevletininDrs in and araund Konya. Basen primarily on our study, entitled "Khattats ("Calligraphers") of Konya in the Otlarnan Khatt Sources" we aims at the genealogical structure of the calligraphers of Konya among the Ottoman-Turkish calligraphers by investigating their works in libraries mentioned in our sources of calligraphy. Key words: Calligraphers, Khattats of Konya, Ottoman Khatt Sources "Türk-İslam Medeniyeti'nde Konya'nın Yeri". sempozyıımuna kahlmaklığım teklif edildiğinde hahrıma ilk gelen konu başlığı "Osmanlı Hat Kaynaklarındaki Konyalı Hattatlar" oldu. Daha önce böyle bir çalışma yapmamışhill ve doğrusu birçok isimle karşılaşacağıını sanıyordum. Ancak, kaynak niteliği taşıyan alh eserin1 taranmasını bitirdiğimde hayal kırıklığına uğradığıını itiraf etmeliyim. Başvurduğuın eserlerden Tulıfe' de 10, Devlıa' da 1 hattahn hal tercümesine rastladım ki, Dev ha' da kaydı bulunan Ali Konevi * Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi, Türk Hat ve Ebrfı San;atçısı, Türk- İslam Kitap San' atları Bilim Tarihçisi. 1 Müstakirrızade Süleyman Sadeddin, Tulıfe-i Hattıltfıı (neşreden: İbnillemin Mahmud Kemal), İstanbul 1928; Suyolcuzade Mehmed Necib, Devlıah"i'l-Küttılb (tashih ve tertib eden:kilisli Muallim Rıfat), İstanbul1942; Nefeszade İbrahim, Giilzılr-ı Savılb (tashih ve tertib eden:kilisli Muallim Rıfat), İstanbul 1939; Mustafa Ali, Menıl/ab-ı Hiiııerverıln, İstanbul 1926; Habib, Hatt u Hattıltıln, İstanbul 1305; İbnillemin Mahmud Kemal İnal, Soıı Hattatlar, İstanbul1955. 7
Tulıfe' de de mevcuddur. Bulabildiğim bu Konyalı hattatların eserlerini de - Ebubekir Raşid Efendi'ninkiler dışında- görebilmiş değilim. Aldığım neticeden şöyle bir mana çıkarmak durumunda kaldım: Konya' daki mahalli hattatların sayısı elbette çoktur. Fakat şurası muhakkak ki, hüsni hat denilen nazlı güzel kendini ancak İstanbul' da aşikar ediyor; bunun farkına varan müstaid Konyalılar da bu güzel şehre gelip onun peşine düşüyorlar. Tabiidir ki, Osmanlı'nın payitahtında kaleme alınan hüsn-i hat konulu kaynak kitapların müellifleri, bu şehirde feyz bulan hattatları derhal tesbıt ederek yazmışlardır. Çünkü bahse konu eserlerde, İstanbullular kadar, taşralı olan hattahara da yer ayrılmıştır. Elverir ki, bu sonuncu zümre İstanbul'a gelip yerleşsin veya kendi beldesine dönerek İstanbul! hattı oralara da taşısın. başlıyalım: Şimdi kaynaklarda bahsi geçen Konyalı eski hattatları sırayla tanıtmaya 1) ALİ KONEVI EFENDi: Konya' dan İstanbul' a gelerek Yedikuleli Seyyid Abdullah Efendi' den (1081/1670-1144/1731) sülüs-nesilı yazılarını meşketti. Seyahat için İstanbul' dan ayrılıp ancak hocasının vefatından sonra dönebildi ve onun yetiştirdiklerinden Şemseddin bin Süleyman' a 2 devamla icazet aldı. Kendisi de talebeye hat meşkederdi. Bir ara Edirne'ye gitti. Tulife onun bu şehirde icazet verdiklerinden Seyyid Mehmed Vehbi'yi kaydediyor.3 Nesilı hattının hem ince, hem de kalın şeklini yazmakta mahir olup daha ziyade mushaf kitabetiyle uğraşan Ali Konevi Efendi İstanbul'un Çarşıkapı semtindeki Çorlulu Ali Paşa Medresesi'nde oturmaktaydı; vefa h 1170 /1757' dedir.4 2) EBÜBEKİR RAşiD EFENDi: Konyalı hattatlar içinde öncelikle tanıhimaya layık olan Ebubekir Efendi' nin baba adı Mehmed' dir. İstanbul' a gelerek N uruosmaniye külliyesindeki hücrelerden birine yerleşti ve -aşağıda tanıtılacak olan- heınşehrisi Kazzazzade Seyyid Ahmed'den yazı öğrenmeye başladı; sonraları Hüseyin Hablfye (ö.1157/1744) devamla icazete hak kazandı. "Raşid" ismi bu sırada kendisine verilenmahlas olmalıdır. Vefah Şaban 1197 (Temmuz 1783)'dedir, medfenide belli değildir. Onyedi mushaf (1190/1776 tarihli nüshası Topkapı Sarayı Müzesi 2 Tulıfe, 5.227. 3 Tulıfe, 5.497. 4Tulıfe, 5.105; Deulıa, 5.109. 8
Kütüphanesi- M.26'dadır), birçok en'am ve cüz, murakkaa ve hilye yazmıştır. Onun sülüs-nesihdeki kemal mertebesini gösteren bir kıt' asım sunuyoruz. sayılan Resim: Ebubekir Raşid' in sülüs-nesih kıt' ası Talebesi arasında hüsn-i hattı daha somaki nesillere aktarmış tek isim Kebecizade Mehmed Vasfi Efendi'nin (ö.1247/1831) hazırladığı "Hattatlar Silsilesi"nde 5 Hacı Ebubekir Raşid'in 44 talebesinin adı veriliyor ve bunlar arasında baş halife olarak Konyalı Hacı Hafız İsmail Şakir, üçüncü halife olarak Nükati İbrahim efendiler zikrediliyor. Herhalde ikinci halife de kendisi olmalıdır, ancak bunu belirtmiyor. Silsilede adı geçen, fakat pek çoğunun 5 Şevket Rado, Tiirk Hattatla11, İstanbul,trhsz., silsile s.s-11. 9
kimliği belirlenemeyen talebeleri şunlardır: Seyyid Ahmed;Seyyid Hüseyin Hfunid; Hacegandan Hacı Emin;Üsküdarlı Hacı Emin İzzeti; Kekeme Emin; Kayserili (Hocapaşalı) Seyyid Mustafa; Hafız Hacı Hüseyin; Kayserili (Laleli Camii imfum) Seyyid Mustafa; Yahya Paşazadeler (bu iki kardeşin isimleri yazılmamış); Bostancıbaşızade Ahmed Ağa; Galata' da kalyoncu Naili Ahmed; Kemankeş Hacı Hüseyin; Naili Paşa'nın tarunu Halil; Hafız Ahmed; Çörekçizade Mehmed; Alaiyeli Abdullah; Kilerci Derviş Ahmed; Şeyhulislfun Aşir Efendi'nin kilereisi Hacı Hüseyin; Tezkireci Hanif; Reisülküttab İsmail Bey; Rfıznamçecizade Nüman; Remzi Ali; Yekta Mehmed; Akarçeşme imaını Hafız; Kapıcıbaşızade Sadık Bey; Üsküdarlı Naili Ahmed; Saray-ı Hümayun ağalarından Lutfi Ahmed Ağa;Vehbi Ağa; Şeyhzade Ağa; Arnavud Mehmed Ağa; Armudçuzade Ağa; Bostam Ali; Kayserili Mustafa; Beylerbeyi hatibi; Beylerbeyi hatibinin kardeşi Seyyid. Osman Vehbi; Osmaniye hatibi Halebii Hafız; Osmaniye hatibizade Müderris Seyyid; Osmaniye hatibinin kardeşi Seyyid Ahmed;Muradpaşalı Hafız Bekir; Haseki Odabaşı Mehmed Sadık Ağa. Bunlar arasında adı geçmeyen Abdülkadir bin Hasan adındaki Anadoluhisarlı bir hattab da Tulıfe tesbit etmektir. 6 Müstaklmzade Süleyman Sadeddin Efendi, Ebubekir Raşid'i Tulıfe-i Hattatfn'inde tanıbrken, onun "guzfiz-ı lıuffiiz" dan, yani hafızların kabasabalarından olduğunu belirtiyor. Bunun, şahidi bulunduğu bir takım hadiselerden mi, yoksa kitabında haşiye olarak belirttiği şu konuşmadan mı kaynaklandığını bilemiyoruz: Müstakirnzade'nin de kabldığı bir icazet merasiminde Eğrikapılı Rasim Efendi'nin (1099/1688-1169/1756) vefahna düşürülen "Rfi.sim Üstiid geçdi ba'delıu ceffe'l-kalem" tarih mısrfu müzakere olunduğunda, Ebubekir Raşid Efendi."Rasim Efendi'nin geçişinden soma kalemin kuruduğu"7 hükmünün doğru. olmadığını, Rasim Efendi' den başka kimsenin ve kendilerinin hat ehli arasına kabimamalarma karar vermenin batıl dava sayılacağını söylemesiyle ortalık karışır. Toplanbda bulunan -Rasim Efendi'nin öndegelen talebesinden-ibrahim Tahir Efendi (Tulıfe, s.43-44) bu söze şöyle cevap verir: "Evet, diğer hat e/ıli de müsellemdir, inkfir olımmaz. Liikin onlar 'nakkaş' makıllesidir. Tarihte 'üstiid' denilince, mutlaka ilim ve fazileti ile hat sanatını kendisinde toplamış olan bir hattat, eşi-benzeri bulunmazlardan olmakla, yine aynı hüküm doğnı olur. Meselfi hiiftzlar arasında yedi viicu/ıla okuyanzara çok rastlanır. Liikin devrimizde oniki ilinıle kıraat femıini kendinde toplamış olan Yusufziide Efendi'den başkası yoktıır. Bu mes'ele de omm gibidir". Bu sözlere karşı Raşid Efendi susmak mecburiyetinde kalmışhr.8 6 Tıılife, s.260. 7 Müstakirnzade "ceffe'l-kalem" sözünü, bugünkü lisfuurruzda kazandığı "düşünmeksizin hükmetmek" olarak değil de, Arapça'daki "kalemin kuruması" asli manasıyla kullanrruşhr. 8 Tulıfe, s.137. 10
Son rrusrfu.nda ebcedle Rasim Efendi'ye düşürülen vefat tarihinin yer aldığı manzume Müstakimzade'ye aiddir; onun Ebubekir Raşid Efendi'yi haddini bilmez olarak tanıhşının biraz da bu yüzden olduğunu sanıyorum. Tulife' de -kendisinin de hüsn-i hat hocası olan- Eğrikapılı R~sim Efendi' den bahsederken, bu manzı1menin tamarnını Müstakirnzade kitabına dercetmiştir.9 Şimdiye kadar yeni harflerle neşrine rastlamadığım bu 16 beyitlik tarih manzı1m~esini Ebubekir Raşid vesüesiyle sunmak istiyorum. Burada hüsn-i hatla ilgili birçok tabir ve ıstılah geçmekteyse de, bunların izahı ayrı bir makaleye konu olabilir. Ancak, bu tabirleri farklı harflerle yazarak belirtmekle yetiniyoruz. Tarih manzı1mesi aşağıdadır: "Nilmdaş-ı Hace-i Alem" Mehemmed Rasim'in Valıid-i ke'l-elfi irfan fdi zatı, çün kalem Ya'ni üstad-ı saray-ı padişalı fdi, olup Ol reis-i hıtta-i hat elıl-i şevka ınugtenenı Mılcid olurdu kavaid hüsn-i hatdan olsa kim, Şi'r ii inşada dalıf olmuş kemal fle alem Hankah-ı hatda sahib-dest-i mürşid pfr idi. Munsifan ol, Şeyh-i hatta oldu Derviş et} Dedem S fizike nılr-f siyalıf dudesf kılmış celi Her cilzetden rehber-f irşad-ı tavr-ı şeş-kalem Süls ii reyhan, nesh ii tevkl vii muhakkak nk' ada İctilıadı müncelf, ta'likı de kılmışdı zam. Kürsi-f hüsn-i hata mirac ikf tenvfndir, Hazret-i Şeyh'a asa olsa sezadır elfi hem. Noktası necm-i Hüda, beyne' s-sütı1ru kelıkeşan, Ka'betü'l-uşşiik-ı hat müsveddesi olsa ne gam. Mezheb-i mansılr-ı kı1fi hacegana müntesib Nakş-beııd sajha-f ta'lfm-i salik-pak-dem 9 Tıılıfe, s.469. 11
Seyyid Abdullah Efendi venniş izn fdüp nefes Ruhu şiid olsun bisırr-ı Sure-i Nfın ve'l-kalem Hattı evsafin anın tecfife kafi olmaya, Rlkdan-ı bedr-i zerrfn encümü rlk eylesem. Eyledi lıabs-f nefes ol huş derdim mazlıan Kıldı fanf yazısııı yek nazrade tayy-ı kadem. Kıt' a-1 Yakut eşkin döksün İbn Mukle de, Pirkatiyle surh-ıkilki ağlasın kan, dembedem. Tii kiramen katibin a'miili der-defter kıza, Tii ki icrii fde alıkam-ı kazii levh u kalem Defterin kılsın, beriiet gfcesi defn oldu çün Yazdığı Kur'an'ın ecriyle küşiide zü'l-kerem Levh-ı iifiika Utiirid resm eder tiirflıini: Rasim Üstad geçdi,ba' dehu ceffe'l-kalem 1169 3) HÜSEYiN: Konya' dan İstanbul' a gelerek Eğrikapılı Rasim Efendi' den meşketti, bunun yanısıra ticaretle de uğraşh. Tuhfe'nm tamamlandığı yıllarda (1200/1786) henüz hayattaydı.lo 4) Hat kaynaklarında yer alınamakla beraber, Kebecizade'nill -yukarda bahsi geçen- Hattatlar Silsilesi'nde Ebubekir Raşid'in baş hallfesi olarak tanıttığı Hacı HM:ız İsmail Şakir Efendi Konya'da doğmuş ve 1200/1786'da muhtemelen İstanbul' da vefat etmiştir; bunun dışında kendisiyle ilgili bir malumata sahip değiliz. 5) KAZZAZZADE SEYYİD AHMED EFENDi: Konya' dan gelip İstanbul' a yerleşen Kazzazzade (İ plikçizade) Seyyid Ahmed, Uzunçarşı semtinde ohırurdu. Sülüs-nesih yazılarını Kevkeb HM:ız lo Tıılıfe, s.183. 12
Mehmed Efendi' den (ö.1129/1717) öğrenip icazet alıruş, 1165 /1752' de vefat e trni. tir. 11 ş. 6) NiZAMEDDiN DEDE: Hz. Mevlana' dan bizzat hilafet alan Konyalılardandır. Hüsn-i hattı Yak.utü'l-Musta'sırni'den (ö.698/1298) öğrendi ve 700/1300 hududunda vefat etti. Sipehsruar'ın (ö.1312), Meniikıb'ırun sonlarında onun yalruz ismini verdiğini, diğerlerinin ise "hallieler" faslında kendisinden bahsettiklerini Tulıfe bildiriyor.12 7) SEYYİD OSMAN: Konya'da doğdu ve İstanbul'a geldi. Tophaneli Yahya Fahreddin Efendi' den (ö.1169/1756) sülüs-nesilı yazılarını öğrendikten soma devlet büyüklerine intisab etti. Bu arada Kethuda-yı Sadr-ı Ali Abdullah Efendi'ye (Tulıfe, s.286) hat hocalığında bulundu. Tulıfe'nin tamamlandığı yıllarda (1200/1786) Konya'da ikametini sürdürüyordu.13 8) SEYYiD ÖMER bin ABDÜLKADiR: Konya' dan İstanbul' a gelerek Şekerzade Mehmed Efendi' den (ö.1166/1753) sülüs-nesilı yazılarını meşketti. Birçok talebenin yetişmesi için Müstakimzade'nin kaydına göre, "Konevfler küliilı oynatıyor" mealiyle ömrünü süren ve üstadlığını gösterenlerdendir.l4 9) RECEB DEDE: Konyalı ve mevlevidir. Müstakimzade Sadeddin Efendi 1019/1610 tarihinde tamamlamış olduğu -hüsn-i hat denrneğe layık- bir mushafını ziyaret ettiğini belirtiyor. Lakin, anlaşılan, hocasını ve ölüm tarihini tesbit edemerniş ki, yazmarnış.l5 11 Tulıfe, 5.105. 12 Tıı/ıfe, 5.568. 1 3 Tıı/ıfe, 5.308. 14 Tıı/ıfe, 5.347. 15 Tıı/ıfe, 5.202. 13
10) SEYYİD süleyman bin İSMAİL: Konya'dan gelip İstanbul'da Hüseyin Habl1ye (ö.1157/1744) talebe oldu ve icazet aldı. Sultanahmed'in Kadırga'ya inişindeki Şehid Mehmed Paşa (Sokullu) Camii'nin hatibliğinde ve Galata Sarayı'ndaki gılmarun hocalığında bulundu. Seyyid Mehmed Nuri Mısrl'nın 1162/1749'daki ölümü üzerine Topkapı Sarayı'nın hat muallimliğine getirildi. 1199 /1785' de vefat etmiştir.lg ll) ŞEYH SEYYİD YUSUF NESİB DEDE ibn ŞEYH ÖMER: Konyalıdır. Kahire Mevlevlhanesi şeyhi Siyalıi Mustafa Dede' den bu tarikatin derinliklerini öğrendi. Konya' da Bostan Çelebi Efendi'ye Mesnevf dersinde okuyucu oldu. Şam ve diğer yerlerde meşlhatden sonra Naci Dede'nin vefatında İstanbul'daki Yenikapı Mevlevlhanesi'ne şeyh olduğu Seyyid Hüseyin Vehbi'nin şu tarihiyle belirtiliyor: "Hep kudümunla Nesib, isliimiyan etdi semii'. 1123 ". 32 ay bu Mevlevlhane' de irşad mevkıinde bulundu, ders verdi. Hakkında daha fazla bilgi Sakıb Dede'nin (ö.1735) Sefine-i Nefise'sinde bulunur. Nesib Dede 1126 yılının Muharrem ayı ortasında (1714 Ocak ayı sonu) vefat etti ve Mevlevihane haziresine defnedildi. Müstakirnzade, onun Jıurde ta'lfk hattının ancak İmad ile kıyaslanabilecek kadar güzel olduğunu kaydediyar ve divfuundan şu beyti naklediyor: "Ferağ geldi bahar ii çemenlıayiilinden Geçilmedi hattı-ı aııber-şikenlıayiilinden "17 Hat kaynaklarımızda bahsi geçen Konyalı hattatlar işte bunlardan ibarettir. Eğer müze ve kütübhanelerde onların eserlerine sonradan rastlarsak, belki çıkacak yeni ipucları ile konuyu daha da genişletmek mümkün olabilecektir. Son olarak Osmanlı-Türk hattatları arasında Konyalı hattatların bulunduğu yeri gösteren bir şecere sunuyoruz. Şeyh Hamdullah'la başlatılan bu soyağacındaki Konyalıların isimleri italik olarak yazılmış, metindeki sıra numaraları da yanlarına eklenmiştir. l6 Tu/ıfe, s.210. 17 Tu/ıfe, s.754. 14
- ŞÜKRULLAH HALİFE (ö.950/i543'den sonra) ı PIR MEHMED bin ŞÜKRULLAH (ö.988/1580) ı BÜYÜK DERViŞ ALİ (ö.l084!173) HALiD ERZURÜMI ~) NEFESZADE İSMAİL (ö.1090/1679) /' 1 SUYOLCUzAOE ~ 1 (ö.l097/1686 1 1 HAFIZÖSMAN 1052/1642-1110/1698) YI AOAKAPILI YEDiKULELi ABDUL!Ml 1001/11670 1 ~E MEHMED ~~ (ö.1166/1753!~ci D~~~B MEHMffi YAHYA FAHREDDiN HÜSEYiN HABLİ KAZZAzzADE 1 (O.H69/l706 7/1744) AHMEDI5) t=:r~~ 1 SEYYİD SÜLEI~HA.IV(IO) EGRİKAPILI RASİM ALi KONEVi rj) 1099/1688-1169/1756) SEYYiD OSMAN O) j'),vail SA KİR f:l) 15
Kaynakça: 1- M üstaklınzade Süleyman Sadeddin, Tul-ıfe-i Hattiitfn (neşreden: İbnillemin Mahmud Kemal), İstanbul 1928. 2- Suyolcuzade Mehmed Necib, Devlıatü'l-Küttfib (tashlh ve ternb eden:kilisli Muallim Rıfat), İstanbul 1942. 3- Nefeszade İbrahim, Gülzfir-ı Savfib (tashlh ve ternb eden:kilisli Muallim Rıfat), İstanbul 1939. 4- Mustafa Ali, Menfikıb-ı Hünerveriin, İstanbul 1926. 5- Habib, Hatt u Hattiitfin, İstanbul1305. 6- İbnillemin Mahmud Kemal İnal, Son Hattatlar, İstanbul 1955. 7- Şevket Rada, Türk Hattatlan, İstanbul,trhsz. 16