Altay Dillerindeki Bazı Ev Gereç Adları Üzerine*



Benzer belgeler
ALTAY D LLER NDEK BAZI EV GEREÇ ADLARI ÜZER NE * ( LM ARA TIRMALAR, S. 25, BAHAR/2008, s )

oyuk (Phyojungugodesajon, I. 651); Türkiye Türkçesinin bazı a ızlarında küme avcı kulübesi (Acıpayamlı, 1976: 129). Yukarıdaki analizler temelinde

Divanü Lügati t-türk te Geçen baδram ~ bayram Kelimesinin Etimolojisi Üzerine. Mustafa ARGUNŞAH Galip GÜNER

Dünyadaki milletlerin temel yapısını aile kurumu teşkil eder. Her aile üyesi için de farklı

Dersin Kodu ve Adı Tarih Saat Yer Gözcü CLE-102 Türkiye Türkçesi Şekil Bilgisi F. ERSOY

NOSTRATİK DİL TEORİSİ İÇERİSİNDE ALTAY DİLLERİ

ZfWT Vol. 5, No. 2 (2013)

KÖL TĐGĐN VE BĐLGE KAĞAN YAZITLARINDAKĐ AMGA (AMGI) KORGAN ÜZERĐNE

GERİ SÖZCÜĞÜNÜN ETİMOLOJİSİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ İNSANİ BİLİMLER VE EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ DÖRT YILLIK-SEKİZ YARIYILLIK DERS PROGRAMI

A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED] 53, ERZURUM 2015, TÜRK DİLİNDE BİR GEÇMİŞ ZAMAN EKİ -çi


DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ "X" 1.YARIYIL 1.YARIYIL 2.YARIYIL 2.YARIYIL. Kodu Adı Z/S T+U AKTS Birleşti

YENGEÇ SÖZCÜĞÜNÜN ETİMOLOJİSİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME Süleyman Kaan YALÇIN *

Altay Dilleri Kuramı ve Korece

Selahittin Tolkun, Özbekçede Fiilimsiler, Dijital Sanat Yayıncılık, Kadıköy, İstanbul, 2009, s. 269.

ÇİNCE ALTAYCA İLİŞKİSİ *

ÇAĞDAŞ TÜRK YAZI DİLLERİ I TDE303U

Yayın Değerlendirme / Review

TÜRK DİLİ - I İÇİNDEKİLER HEDEFLER DİL AİLELERİ, DİL GRUPLARI, DİL TÜRLERİ. Dil Aileleri Dil Grupları Dil Türleri

DİL KİMLİK İLİŞKİSİ ÇERÇEVESİNDE RUSYA FEDERASYONU NDAKİ TÜRK HALKLARININ VE TÜRK LEHÇELERİNİN DURUMU

BALTA KELİMESİNİN KÖKENİNE DAİR

Türk dünyası, bilişim alanında ortak terimler kullanmalı

Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi / Journal of Turkish World Studies, XI/1 (Yaz 2011), s GİYSİ ÜST ÖZET

KURLUGAN KELİMESİNİN KÖKENİ ÜZERİNE

Sepetlerin Doldurulması

ÇUVAŞÇA VARAK / ORTAK TÜRKÇE ÖZEK SÖZCÜĞÜ ÜZERİNE. Özet

YAYIN DÜNYASINDAN. on yirmi yılda özelde Eski

Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi(2013) 6/2,

KIŞ WINTER 2011 SAYI NUMBER 3 SAYFA PAGE ÖZET

Tesislerimizde konsept farklılıkları gereği kullanılan ekipmanlarda, marka ve ölçülerinde farklılıklar olabilir.

ORTA TÜRKÇEDE ZIRH, KALKAN ANLAMI TAŞIYAN BAZI SÖZCÜKLER

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE?

ESKİ VE ORTA TÜRKÇE HAYVAN İSİMLERİNİN ETİMOLOJİSİ

İşitme Engelli Öğrenciler için Tek Kart Resimler ile Kelime Çalışması. Hazırlayan Engin GÜNEY Özel Eğitim Öğretmeni

TÜRK LEHÇELERİNİN SINIFLANDIRILMASINDA BAZI KRİTERLER

Eski Korece de Türkçe Ödünç Kelimeler

TÜRKİYE DE ALTAYİSTİK ÇALIŞMALARI

No KRİTERLER EVET HAYIR EVET HAYIR 1

ÜNİTE NO: III DİLİMİZİN YERİ VE BUGÜNKÜ DURUMU

TÜRKÇEDEKİ ÇOCUK SÖZÜ GERÇEKTEN DOMUZ YAVRUSU MU DEMEK? Milan ADAMOVIĆ ** Aziz MERHAN ***

TÜRK DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNDE ÜNLÜLERİN SINIFLANDIRILMASINA YÖNELİK ELEŞTİREL BİR DEĞERLENDİRME. 2. Araştırmanın Kapsamı ve Kaynakları

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ DERS PLANI

Culture and Local Meals

YİYECEK İÇECEK İŞLETMELERİNDE SERVİSTE KULLANILAN MALZEMELER. Erciyes Üniversitesi Turizm Fakültesi Yiyecek ve İçecek Servisi Arş. Gör.

önce biz sorduk 50 Soruda KPSS 2017 soru ÖABT TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI TAMAMI ÇÖZÜMLÜ SORU BANKASI Eğitimde

kpss Önce biz sorduk 50 Soruda SORU Güncellenmiş Yeni Baskı ÖABT TÜRK DİLİ EDEBİYATI Tamamı Çözümlü SORU BANKASI

WORLD ORGANİZASYON. EKİPMAN KİRALAMA FİYAT LİSTESİ ÜRÜN ADI STOK MİKTARI EBATLARI BİRİM FİYATI ÜRÜN RESMİ NOT

Dile Âşık Bir Adam Dr. Sergey Anatolyeviç Starostin

MOĞOLCADAKİ ŞAHIS ZAMİRLERİNİN SİSTEMİ * D. TÖMÖRTOGOO

KİTÂBİYAT KARAHAN, AKARTÜRK (2013), DÎVÂNU LUGATİ T-TÜRK E GÖRE XI. YÜZYIL TÜRK LEHÇE BİLGİSİ, TDK YAY., ANKARA.

Yayın Değerlendirme / Book Reviews

AVRUPA balkan(lar)ı, TÜRKÇE bal(yk) ve BUNLARIN ASIL ANLAMLARI SORUNU *

1. DÜNYADAKİ BAŞLICA DİL AİLELERİ

DÜNYA DİLLERİNDE GÜNEŞ ÇİÇEĞİ OLARAK ADLANDIRILAN BİTKİ TÜRKÇEDE NEDEN AYÇİÇEĞİ?

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ. Hafta 7

OSMANİYE AĞZINDA KULLANILAN FİİLDEN AD TÜRETEN gel EKİ ÜZERİNE Yrd. Doç. Dr. Mustafa TANÇ

Bilge Kağan Yazıtındaki Karagan Kısıl Adı ve Yeri Üzerine Düşünceler

TASARIM İZLEME RAPORU

KUZEY DOĞU TÜRKÇESİ ESKİ TÜRKÇE

Stalin konusu ve gerçeğin tahrifi

ALTAY DİLLERİNDE /K/ FONEMİ /K/ PHONEME IN ALTAIC LANGUAGES

TÜRK DĐLĐ: DÜNYA DĐLĐ

Türkiye Türkçesindeki Farsça Sözcükler ve Kullanım Şekilleri

Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi Online Thematic Journal of Turkic Studies. Yıl V, Sayı 1, Ocak 2013 Kültürümüzde İklim ve Mevsimler

DOÇ. DR. HATİCE ŞİRİN USER İN BAŞLANGICINDAN GÜNÜMÜZE TÜRK YAZI SİSTEMLERİ ADLI ESERİ ÜZERİNE

(TÜRKÇE) I. (Ana sayfada görünecektir.)

Eski Türk Edebiyatı Programı Ders Listesi. Zorunlu Olarak Alınması Gereken AKTS Toplamı

Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi Online Thematic Journal of Turkic Studies

TOPTAN MİLYONCU SİPARİŞ KATALOĞU ÜRÜN NO : A1

EKİM 2015 ÜRÜN LİSTESİ

Türkçe İlgi Hâli Eki ni n Kökeni Üzerine

DİL BİLGİSİ KAYNAKLARINA GÖRE TÜRKİYE TÜRKÇESİNİN ÜNLÜ VE ÜNSÜZLERİ Çalışma Taslağı 6 Kasım 2008

A.JITAHCTHKA )KaHE TYPKOJIOriDI. AI1TAII1CTII1KA 111 TK)PKOnOrll1fl ALTAISTICS AND TURKOLOGY

ÖZGEÇMİŞ. : Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. : :

3. Yarıyıl. 4. Yarıyıl. Eski Türk Edebiyatı Programı Ders Listesi KODU DERSİN ADI Z/S T P K AKTS TDE ÖZEL KONULAR Z

TEMMUZ - AĞUSTOS 2018

A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED] 54, ERZURUM 2015, TÜRKÇEDE SON SESTE GÖRÜLEN ÜNLÜ TÜREMELERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Türk Lehçeleri Arasındaki Aktarma Çalışmalarının Bugünkü Durumu ve Karşılaşılan Sorunlar

NOGAY DİLİNİN BUGÜNKÜ SORUNLARI CURRENT PROBLEMS OF THE NOGHAY LANGUAGE

ORTA ASYA (ANONİM) KURAN TERCÜMESİ ÜZERİNDE ÖZBEKİSTAN DA YAPILMIŞ BİR İNCELEME. ТУРКИЙ ТAФСИР (XII-XII acp) *

BATI MÜZİK ÇALGILARI ÜFLEMELİ ÇALGILAR

ÇEVRE KORUMA VE KONTROL MÜDÜRLÜĞÜ. ATIK KOORDİNASYON MERKEZİ (6 Hat)

ÖZGEÇMİŞ : : cuneyt.akin@hotmail.com

TÜRKÜLERDE ESKİ (ARKAİK) SÖZLER

Dr. Mikail CENGİZ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Ahmet Yesevi Üniversitesi Türkoloji Fakültesi

3. Emine Yılmaz Ceylan, Çuvaşça Çok Zamanlı Ses Bilgisi, TDK yay., 675, Ankara 1997.

İÇİNDEKİLER 1.BÖLÜM: TASARIM ELEMANLARI

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ FİNAL PROGRAM VE GÖZETMENLİKLERİ CUMARTESİ

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 435

A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED] 49, ERZURUM 2013, 67-72

OKUMAK KELİMESİ ÜZERİNE İNCELEME

T.C. İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ TEKLİF FORMU

ESKİ TÜKÇEDEKİ YAÑŞA- FİİLİNİN YAŞADIĞI BİR ÖRNEK: YENÇELEŞMEK

ÖZET ON MORPHOLOGIC STRUCTURE KAŞ DIALECT ABSTRACT

Karahanlı Eserlerindeki Söz Varlığı Hakkında

ve Montaj K (8211)

Doç.Dr. ENGİN ÇETİN ÖZGEÇMİŞ DOSYASI

Dr. Mikail CENGİZ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Ahmet Yesevi Üniversitesi Türkoloji Fakültesi

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı

Transkript:

ilmi ARAŞTIRMALAR, Sayı 25, 2008, 97-103 Altay Dillerindeki Bazı Ev Gereç Adları Üzerine* Shoira Osmanova Çev.: Galip Güner** Altay Dillerindeki Bazı Ev Gereç Adları Üzerine Bu makalede Altay dillerinde 'oyuk' anlamını taşıyan bazı ev gereç adları üzerinde durulmaktadır. Türkçe biçimler esas kabul edilerek Moğolca, Mançu-Tunguzca, Korece ve Japoncadaki uygun şekillerle karşılaştırılmaktadır. Makalede esas olarak kemeke 'soba, soba deliği', kentuk 'un saklanan büyük toprak kap', konek 'kova; çuval' ve kumbara 'küçük toprak veya metal kap' kelimeleri ele alınmaktavebu biçımierin etimolojileri yapılmaktadır. Anahtar Kelımeler: Türkçe, Moğolca, Mançu-Tunguzca, Korece, Altay dilleri, etimolo.ıi. Notes On Some Altaic Household Words Thıs paper discusses several household words in the Altaic languages meaning 'hollow'. The paper takes the Turkic forms as basic and compares them with related formsin Mongolian, Tungus-Manchu, Korean and Japanese. The lexicon addressedin the paper mainly includes words such as kemeke 'stove, stove hole'; kentük 'large earthenware.ıar for storing flour'; könek 'bucket, vessel, sack'; kumbara 'smail earthenware or metal vessel'. The goal of this paper is to propose a number of etymologies for these words. Key Words Turkish, Mongolian, Tungus-Manchu, Korean, Japanese, Altaic languages, etymology. Bu yazı Manas Unıversıtesi Sosyal Bilimler Dergisi, S 19, 2008, s. 123-128'de Notes on Same Altaze Househo/d W ards adıyla Ingilizce olarak yayımlanmıştır. Arş. Gor, Ercıyes Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Turk Dili ve Edebiyatı Bölümü. gunerg@ercıyes.edu tr GÖKKUBBE, Istanbul 2008

ilmi ARAŞTIRMALAR 98 Bu makalede, Altay dillerinde "oyuk" anlamını taşıyan bazı ev gereç adları üzerinde durulmaktadır. Ayrıca bu kelimelerin birçoğunun etimolojileri için teklifler de yapılmaktadır. Makalede Türkçe biçimler temek kabul edilmekte ve Moğolca, Mançu-Tunguzca, Korece ve Japoncada ilişkili olduğu biçimlerle de karşılaştırılmaktadır. Makalede ele alınan söz varlığı esasen kemeke, kentük, könek ve kumbara gibi kelimeleri ihtiva etmektedir. (1) KEMEKE 'soba, soba deliği'. Çuvaş Türkçesi kamaka, Altay Türkçesi ktimdga, Hakas Türkçesi kimege; Şor Türkçesi kebege; Oyrat Türkçesi kemege; Kırgız Türkçesi kemege (Rasanen, 1969: 250; Levitskaja, 1997: 35-36; Fedotov, 1996: I. 25 1). Starostin Türkçe kemeke'yi Japonca keme 'soba' ve Korecekama 'kazan' ile karşıtaştım (http://starling.rinet.ru 08.01.07). Eski Japonca kama, kama-dwo; Orta Japonca kiıma; Tokyo kama, kamado, Kyoto kama; Kagoshima kama 'soba; çaydanlık' (Martin 1987: 435) ve Orta Korece kama, Modern Korece kama 'soba; fırın; kazan'. Korecede kama kelimesinin farklı kullanımları vardır. kama kelimesi ' çanta; torba' anlamlarına gelebildiği gibi ' tahtırevan; sandalye' anlamlarında da kullanılabilmektedir (Phyojungugodesajon, 1999: I. 31 ). Korece kama kelimesinin son anlamının Çuvaş Türkçesi küme ~ kümme 'tahtırevan; çocuklar için sandalye'; Tatar Türkçesi ve Başkırt Türkçesi keyma 'tahtırevan; sandalye' (Fedotov, 1996: I. 321-322); Tatar ağzında Kyme 'gezici'; Kazak Türkçesi ve Nogay Türkçesi Kyjma 'tahtırevan' (Levitskaja, 1997: 36) kelimeleri ile de tanıklandığını belirtmek gerekir. Ben, kemeke ve kama kelimelerinin bütün anlam alanlarının ' oyuk' (*Keme, *Kitme)'tan türediğine inamyorum. Diğer örnekler: Evenkicede kemeke 'vulva, ferç' (Tsintsius, 1975: I. 448); Orta Korecede küme 'oyuk' (Phyojungugodesajon, I. 651); Türkiye Türkçesinin bazı ağızlarında küme 'avcı kulübesi ' (Acıpayamlı, 1976: 129). Yukarıdaki analizler temelinde kemeke kelimesinin Keme ' oyuk' ve ona 'ateş yakılan küçük oyuk' anlamı katan -ke küçültme ekiyle birleşmesinden türediği yönünde bir varsayımda bulunabiliriz. (2) KENTÜK ' un saklanan büyük toprak kap'. kentük kelimesinin Türkçede çok çeşitli kullanımları vardır. Karahanlıca kenditk 'büyük toprak kap' (Kashgariy, 1963: I. 444); Orta Türkçe künditk 'su şişesi; testi' (Clauson, 1972: 729); Özbekçe kandik 'un, tahıl kabı' (Akobirov, 1988: 199); Özbek Türkçesinin Taşkent ağzında kandu 'tahıl saklamaya yarayan büyük kap', Fariş ağzında kanduk 'raf (Shoabdurahmonov, 1971: 141); Azerbaycan Türkçesi ki:indi 'teneke; tahıl, un ambarı'; Halaç Türkçesi kandi 'sepet'; Kırgız Türkçesi kendik 'tahıl, yakıt için oda'; Çuvaş Türkçesi kandi 'yuvarlak ahşap kase' (http://starling.rinet.ru 08.01.07), kun-

ALTAY DiLLERiNDEKi BAZI EV GEREÇ ADLARI ÜZERiNE 99 ta~ konta~ kuntak~ kontak 'el sepeti' (Fedotov, 1996: I. 307); ve Türkiye Türkçesinin Başkışla ağzında güdük ( < gündük) 'toprak kap' (Acıpayam lı, 1976: 87). The Etymological Dictionary oj the Altaic Languages Proto-Türkçe *kendük (*kentük) 1. 'un saklanan büyük toprak kap'; 2. 'teneke; tahıl, un ambarı'; ProtoMoğolca *kundaga 'küçük kap'; Proto-Mançu-Tunguzca *kondi 'kepçe; kutu'; Prota-Japonca *kimtti 'boru' biçimlerinin kelimenin Proto-Altayca biçimi olan *kiantu'dan ' bir çeşit kap' türemiş olduğunu ileri sürer (http://starling.rinet.ru 08.01.07). Bunlara ek olarak 'sepet" anlamına gelen Orta Korece kun-tjok6i (Phyojungugodesajon, I. 71 O) kelimesi de bu gruba dahil edilebilir. Clauson (1972: 729) kendük kelimesinin kesinlikle İran kökenli Kençekçe kelimelerden biri olduğunu ifade etmektedir. krş. Farsça kandü, Orta Farsça kandük 'tahıl saklanan büyük kilden kap' (ayrıca bkz. A6ayev 4. 173). Gerçekler göz önüne alındığında Japonca 'boru' anlamında kimtti Özbek Türkçesinin ağızlarma ait kelimelerden hm 'boru'; kanda ' oluk' (Shoabdurahmonov ed. 1971: 141), kan ' baca' (Muhamadjonov, 1981: 107) ile karşılaştırılabilir. Bu örnekler Türkçe kentılk 'un saklanan büyük toprak kap'; Moğolca kundaga 'küçük kap'; Mançu-Tunguzca kondi 'kepçe, kutu' ; Korece kun-tjok6i ' sepet'; Japonca kimtti 'boru' nun ortak Altayca bir kelime olan < 1 kian 1 ' delik, oyuk'tan gelişmiş olabileceğini göstermektedir. Diğer önemli bir sorun da kentük kelimesindeki ikinci öge olan /tük/ün açık Ben kentük birieşiğindeki ikinci öge olan /tük/ün Altay döneminde ' kil ' anlamını ifade ettiğine inanmaktayım. Örneğin bu bağlantı aşağıdaki kanıtlarla karşılaştırılabilir: Korece 'soya so su, pirinç şarabı, kim çi [Kore turşusu] vs. saklamaya yarayan toprak kap ' (Phyojungugodesajon I. 1592) anlamında tok (<tok) kelimesi. Bundan başka Kaşgar'i'nin 'çanak yapılan çamur' olarak açıkladığı Türkçe toy kelimesi gibi. Bu kelimelerin benzerleri olarak: Evenkice tiiksa; Evence tiik; Negidal tiiksa; Udighe takece, Ulcha toaqsa, Orok töqso, Nanai toaqsa 'kil'; ayrıca Yazılı Moğolca toyusu(n), Moğolca tooso(n), Buryat tooho(n) 'toz' (Tsintsius, 1977: II. 154). lığa kavuşturulmasıdır. Bu bölümler değerlendirildiğinde kentük kelimesinin etimolojisi hakkında bir varsayımda bulunmak mümkündür: kentük < ken < kian ' delik, oyuk' ve+ titk (tiik ~ tok- toj~ toy) < tuk 'topraktan yapılmış kap' ki bu kap 'topraktan yapılmış oyuk, derin bir kap'tır. şöyle (3) KÖNEK ' kova, kap, çuval' kelimesi aşağıdaki biçimlerde görülebilir: Türkçesi kündk ' bir kova çeşidi' (Budagov, 1871 : 96); Türkmen Türkçesi kenek 'süt sağılan deri kova' ; Tatar ağzı kunok ' kutu veya huş ağacının kabuğundan yapılmış kova' ; Başkırt ağzı 'örme sepet' ; Altay Türkçesi könök ' kova'; Kırgız Türkçesi kenek ' deri çuval ' (Levitskaja, 1997: 104); Tuva Türkçesi Başkırt

ilmi ARAŞTIRMALAR 100 xenek 'çaydanlık', xuu1j 'ahşap kova' (Sidikov, 1983: 59); Özbek ağzı konak 'mayalanmış sütü saklamaya yarayan deri kap' (Marufov ed. ı981: I. 4ı5); xanak 'evin içindeki yıkama çukuru/oyuğu' (Muhamadjonov, ı 981: ı 67). Türkçe könek > Yazılı Moğolca könüg 'kova', Moğolca xeneg 'kova', Buryat xuneg 'ahşap kova'; bundan başka Mançu-Tunguzca: Salon xonge 'kova', Evenki köni 'huş ağacının kabuğundan yapılmış kutu' (Tsintsius, ı975: I. 412, 478), ayrıca Even kernek 'kupaları ve bardakları saklamaya yarayan kutu' (Dani1ova, 199ı: 32). Tuva Türkçesindeki xenek, XUUIJ ve Özbek ağzındaki xanak biçimleri büyük olasılıkla Moğolcadan geri alınan ödünçlemelerdir. Bunlara ek olarak Kore dilinde 'sırlanmış koyu kahverengi uzun küp' anlamındaki konegi kelimesini de kaydetmekte fayda var. The Etymological Dictionary of the Altaic Languages (http://starling.rinet.ru 08.01.07) kelimenin Türkçe proto-biçim *köjnek 'kova, kap'; Moğolca proto-biçim *kunija 'huş ağacından yapılan tabak'; Tunguzca proto-biçim *xufıa- 1. ' kepçe', 2. 'yüksük', 3. 'parmak', 4. ' ağaç kova'; Korece proto-biçim *kiriıi 'yemlik, yalak'; Japonca proto-biçim *kum- ' kepçe ile çıkarmak' şekillerini ortaya koyar ve bunların Proto-Aitayca yapısının (http://starling.rinet.ru/cgibin/ response.cgi?single= ı & basename=\data\alt\altet&text_recno=526&root=confıg) ' kepçe' anlamındaki *k'öfıi olduğunu ileri sürer. Yukarıdaki anlamlardan başka, könek kelimesi ve kü1jg (Malov, 1951: 395), künk (Türkçe Temel Sözlük I-2. 782) gibi Türkiye Türkçesi biçimleri de 'kanal, oluk' anlamlarını ifade etmektedir. Ayrıca Moğolca konak da ' oluk' anlamında dır (http://starling.rinet.ru 08.01.07). Altayca *köjnek, *kunija, *xufıa-, *kufıi kelimelerinde 'oyuk, çukur' anlamının egemen olduğu aşikardır. Bunun yanında Korecenin Kangwon, Kyongi, Jonra, Chuchong, Hanghe ağızlarında kunjok ve Haınbuk ağzında kunjae de 'delik, oyuk' (Phyojungugodesajon I. 640); Yazılı Moğolca köndei, Kalmuk könda, Dagur kuendi 'delik, oyuk', Buryat xünxi de 'buzun altındaki oyuk' (http://starling.rinet.ru 08.0 1.07) demektir. Tartıştığımız görüşleri toparladığıınızda Türkçe *köjnek 'kova, kap'; Mo*kunija 'huş ağacından yapılan tabak'; Tunguzca *xufıa- ı 'kepçe', 2 'yüksük', 3 'parmak', 4 'ağaç kova' ve Korece *kufıi 'yemlik, yalak' (http://starling.rinet.ru 08.01.07) kelimelerinin ortak *k'öfıe 'delik, oyuk' kökünden geldiği yönünde bir varsayıında bulunmak mümkündür. ğolca (4) KUMBARA 'küçük toprak veya metal kap'. Türkiye Türkçesi kumbara 'çocukların para biriktirmek için kullandığı deliği olan toprak veya metal kap' (Türkçe Temel Sözlük ı-2. 765); Kırgız Türkçesi kurma 'küçük testi ' (Budagov, 1871 : 93), Kazak Türkçesi kumira 'küçük testi' (Ismoilov, 1990: 58). Ayrıca Tür-

ALTAY DiLLERiNDEKi BAZI EV GEREÇ ADLARI ÜZERiNE 101 kiye Türkçesi ağızlarında kumbar ~ kumbari (Acıpayamlı, 1976: 126) kelimesi bir yiyecek ismi olarak da kullanılmaktadır (bir çeşit kızartılmış bağırsak). Eren'in (1999: 266) Türkçe Kumbara'nın Farsça olduğu yönünde yaptığı önerisi mümkün görünmemektedir. The Etymological Dictionary of the Altaic Languages (http://starling.rinet.ru 08.01.07) Prota-Türkçe *kumgan 'çaydanlık, testi'; Proto-Moğolca *kombuga 'çuval'; Proto-Mançu-Tunguzca *komba 'kepçe' ve Prota-Japonca *kamil 'çaydanlık' biçimlerinin kelimenin Proto-Altayca biçimi olan ve 'bir çeşit kap' anlamına gelen *kumba(ka) 'dan türetildiğini ileri sürmektedir. Benim bakış açıma göre, Evence Kubere 'demlik' (Danilova, 1991: 34) ve Korecenin Jeju ağzında kombak (komphak) 'süzgeç'i (Phyojungugodesajon I. 495, 497) de bu gruba ekleyebiliriz. kumgan kelimesinin Türkçede çeşitli kullanımları bulunmaktadır. Bu kelime 'tencere', 'çaydanlık', 'demlik', 'testi' anlamlarına gelebilmekte ve aşağıdaki biçimlerde görülmektedir: Karahanlı Türkçesi kumgan; Türkiye Türkçesinin ağızları kumgan, kumgan, kumgon; Karakalpak, Balkar, Kırgız, Nogay, Uygur ve Kazak Türkçeleri kumgan, Özbek Türkçesi kumgon; Kazak ağzı kumkan; Tatar, Başkırt Türkçeleri qomyan ve Başkırt ağzı komkan; Azeri Türkçesi kumgan; Türkmen ağzı kumgan; Çuvaş Türkçesi ve Çuvaş ağzı kamkan; Kumuk Türkçesi qumman; Karakalpak Türkçesi, Türkiye Türkçesi ve Özbek ağzı kuman; Türkiye Türkçesi ağzı koman (Sevortjan, 1989: VI. 139). Bunlara ek olarak bu kelimelere şu dillerde de rastlanılmaktadır: Yazılı Moğol cada xumxan 'fincan, kupa', Moğolca xumx 'testi, kavanoz' (Fedotov, 1996: I. 252); Mançuca.:tumyan 'testi' ile Negidalca 'kepçe, kaşık' ve 'Budistlerin kutsal su için kullandıkları kap' anlamına da gelen komjan (Tsintsius, 1975: I. 408, 477). kumgan kelimesinin etimolojisiyle ilgili 'olarak çeşitli görüşler vardır. Clauson'a göre (1972: 627) kumgan Arapça kumkuma'dan bozulma olabilir. Riisanen (1969: 300) kumgan'ı Moğolca kumagan ile karşılaştırır. Eyuboğlu (1995: 433) Türkçe kumgan kelimesinin eski Türkçe ko-/koy- 'koymak' fiili ile -man ekinden oluştuğunu ileri sürmektedir. Rahmatullayev (2000: 575-576) kumgan'm eski Türkçe kum- 'dalgalanmak' > 'kaynamak'ın üstüne -ga+n eklerinin getirilmesiyle kurulduğunu iddia etmektedir. Bana göre, fonetik ve sernantik noktalar göz önüne alındığında kumyan, Kumbara, Ku(m)bere kelimelerinin 'oyuk, çukur, iç açı' anlamlarına gelen kumi kökünden geldiği savunulabilir. The Etymological Dictionary of the Altaic Languages (http://starling.rinet.ru 08.0 1.07) Moğolça prota-biçim *kömüg 'kenar', (bir dağın) uzantısı', barınak'; Mançu-Tunguzca prota-biçim *kum- '1 kenar 2. oyuk, çukur 3 uçurum'; Korece proto-biçim *kum- 'çukur, delik' ve Ja-

102 ilmi ARAŞTIRMALAR ponca Proto-biçim *kuma 'iç açı, çukur' biçimlerinin kelimenin Proto-Altayca biçimi olan ve 'oyuk, çukur, iç açı' anlamlarına gelen *kumi (-o-)dan türetildiğini ileri sürmektedir. Yukarıdaki iddiaları da dikkate alarak kumgan kelimesindeki yan~ gan~ kan ve Kumbara kelimesindeki bara ~ bere morfemlerini analiz ederek devam etmek istiyorum. Kaşgari (1963: I. 327) Oğuzca 'su içilen bardak' anlamına gelen bart kelimesini kaydetmektedir. Clauson (1972: 358) bart'ın 'şarap veya herhangi bir sıvıyı ölçmek için kullanılan kap' anlamına geldiğini göstermektedir. Eren (1999: 40) Türkiye Türkçesi bardak 'su veya benzeri şeyleri içmek için kullanılan kap' ve 'toprak testi' kelimesinin < /bart/ 'su içmek için kullanılan bardak' ve/+ (a)k /küçültme ekinden türediğine işaret etmektedir. bardak Tatar Türkçesi 'toprak testi', Azeri Türkçesi 'toprak testi' (Eyuboğlu, 1995: 820) ve Türkiye Türkçesinin pek çok ağzında 'su içilen ağaç kap' anlamını üstlenmektedir (Acıpayamlı, 1976: 18). Ayrıca Evencede baran 'büyük derin kap' (Danilova, 1991: 34) ve Korecede bari 'kadınların bakırdan yapılmış pirinç kasesi' anlamıyla kayıtlıdır (Phyojungugodesajon II. 2418). bart~ baran~ bari kelimelerinin genel anlamı 'kap'tır ve etimolojik olarak da bara ve Kumbara kelimesindeki ikinci öge ile bağlantılı görünmektedir. Böylece Kumbara kelimesinin Altay dillerindeki etimolojisini şu şekilde düşünmek mümkündür: Kumbara <Kum< kumi 'oyuk, çukur, iç açı'+ bara 'kap'. Buna göre, 'derin kap' anlamına gelen kumbara kelimesinin Altayca proto-biçimini şöylece ortaya koyuyorum: (*kumbara >Türkçe Kumbara > Kumbuga > Kumga > kumga +n > kumgan; Moğolca kombuga > qombuya 1 xombogo; MançuTunguzca kömba > qombu/ qombo ve Korece komba+k > kombak). Bütün bunlara ek olarak Altay dillerindeki Kumbara ve kombuga kelimeleri temelinde g, y, x ve r fonetik uygunluklarını da kurmak mümkündür. Örneğin: Türkçe g, Moğolca y; Mançu-Tunguzca g, Korece r; krş. Türkçe yagi 'düşman'. Moğolca dayin 'düşman', Mançu-Tunguzca dagu-r 'arkadaş, dost'; Korece darida 'başkası'; Türkçe r, Moğolca y, Mançu-Tunguzca x; krş. Türkçe sariy 'sarı, griye çalan'; Moğolcasayaral 'gri'; Mançu-Tunguzcasaxarin 'siyah'. Kaynakça Abayev, V. I. (1989), Istoriko-etimologiceskij slovar' osetinskogo jazyka IV, Moskva Leningrad: Nauka. Acıpayamlı, O. (1976), Zanaat Terimleri Sozlüğu, Ankara: Türk Tarih Kurumu. Akobirov, S. F. and Mihajlov, G. N. (1988), Uzbeksko-russkij slovar ', Tashkent: Ozbek Sovet Ensiklopediyasi Bosh Redaksiyasi.

ALTAY DiLLERiNDEKi BAZI EV GEREÇ ADLARI ÜZERiNE 103 Budagov, L. Z. (1871), Sravnitel 'nyj slovar' turetsko-tatarskıx nareeij I, Sanktpeterburg: Tipografiya Imperatorskoj Akademii Nauk. Clauson, G. (1972), An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish, London: Oxford Press. Danilova, A. A. (1991), Bytovaja leksika evenskogojazyka, Yakutsk: Yakutskij naucnyj centr. Eren, H. (1999), Turk Dilinin Etimotojik Sözlüğıi, Ankara: Bizim Büro. Eyuboğlu, İ. Z. (1995), Tıirk Dilinin Elimolajik Sozlitğu, Ankara: Sosyal Yayınları. Fedotov, M. R. ( 1996), Etimologiceskij slovar' cuvashskogo jazyka I, Cheboksary: Cuvashskyj gosudarstvennyj institut gumanitarnyx nauk. Tsintsius, V. İ. (ed.) (1975, 1977), Sravnitel'nyj slovar' tunguso-man'ciurskixjazykov, I, Il, Leningrad: Nauka. İsmoilov, İ., Meliyev, K. and Saparov, M. (1990), Orta Osiyo va Qozog 'iston turkij tillari leksikasidan tadqiqot, Toshkent: Fan. Kashgariy, M. (1963), Devonu lug'otit turk I, ll, III, Toshkent: Ozbekiston Fanlar Akademiyasi. Levitskaja, L.S., Dybo, A. V. and Rassadin, V. I. (1997), Etimologiceskij slovar' tjurkskix jazykov: Obscetjurkskije i meiljurkskije osnovy na bukvy "K", "!}", Moskva: Yazyki russkoj kul'tury. Malov, S. Y. (1951 ), Pamjatniki drevnetjurkskoj pis 'mennosti, Moskva-Leningrad: Akademii nauk SSSR. Martin, S. E. (1987), The Japanese Language Through Time, New Haven - London: Yale University Press. Marufov, Z. M. (ed.) (1981), Ozbek tilining izohli lug'ati I, ll, Moskva: Rus tili. Muhamadjonov, Q. (1981), Janubiy Qozog'istondagi ozbek shevalari, Toshkent: Fan. Phyojungugodesajon I, II, III, (1999), Gugripgugoyonguwon, Seoul: Tusantonga. Rahmatullayev, S. (2000), Ozbek tilining etimologik lug'ati, Toshkent: Universitet. Rasanen, M. (1969), Versuch eines etymologisches Worterbuchs der Turksprachen, Helsinki: Suomalais- Ugrilainen. Sevortjan, E. V. and Levitskaja, L. S. (1989), Etimologiceskıj slovar' tjurkskix Jazykov: Obscetjurkskije i meitjurkskije osnovy na bukvy ")/{", ")/{'', "U", Moskva: Nauka. Shoabdurahmonov, S. S. (ed.) (1971), Ozbekxalq shevalari lug'ati, Toshkent: Fan. Sidikov, S. (1983), Mongolsko-Tjurkskie jazykovye parall eli, Frunze: Ilim. Starostin, S., Dybo, A. and Mudrak, O. (2003), Etymological Dictionary of the Altaic Languages I, II, III, Leiden-Boston: Brill. http://starling.rinet.ru 08.01.07.