HAFTAYA BAKIŞ 11 ARALIK 2013 ERDOĞAN TOPRAK CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI TÜRKİYE VE DÜNYA GÜNDEMİ



Benzer belgeler
TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YAŞANAN GELİŞMELER VE 2011 YILI EKONOMİK BEKLENTİLERİ. Dr.Süleyman Yaşar. 17 Nisan 2011

Sayı: 2009/18 Tarih: Aileler krize borçlu yakalandı; sorunu işsizlik katladı

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

Serbest ticaret satrancı

Cumhuriyet Halk Partisi

DÜNYA DA BU HAFTA ARALIK 2015

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Temmuz Ayı Tekstil Gündemi

AKTİF EĞİTİMCİLER SENDİKASI EKONOMİ SERVİSİ YÜKSEK ENFLASYON / KAMU ÇALIŞANLARI KAYIP RAPORU

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

NİSAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Türkiye-Kosova Serbest Ticaret Anlaşması IV. Tur Müzakereleri. Caner ERDEM AB Uzman Yardımcısı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

06 Temmuz 10 Temmuz 2015

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Dünyada silahlanma artıyor, Türkiye 20'nci sırada

Ekonomik Ticari Gelişmeler

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

EKİM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU ARALIK 2018 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

2014 YILI EYLÜL AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

2014 YILI ŞUBAT AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN 2014 YILI MART AYI İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

2014 YILI NİSAN AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

AKP ye Soruyoruz CHP EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI

İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları

PİYASALARDA FOMC BEKLENTİSİ

Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

2014 YILI EKİM AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

Kasım. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum. Piyasalarda Bugün Ne Oldu? USDTRY EURUSD ALTIN BRENT PETROL GBPUSD

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2012, No: 44

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

2014 YILI TEMMUZ AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU HAZİRAN 2018 İTKİB HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

NİSAN-MAYIS VAN İLİ İSTATİSTİKLERİ 2014

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Türk araçlarının taşıma yaptığı ülkelere göre yoğunlukları gösterilmektedir. Siyah: ilk 15 ülke

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 AĞUSTOS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

HAFTALIK BÜLTEN 31 AĞUSTOS EYLÜL 2015

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Türkiye ye doğrudan sermaye yatırımı Aralık 2016 da yaklaşık 2 milyar dolar ile son. Türkiye nin cari işlemler açığının. Merkezi yönetim bütçesinde,

Yıllık açık 100 milyar doları aşacak... DIŞ TİCARET ALARM VERİYOR!

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

HAFTALIK EKONOMİ RAPORU

YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

GÜNLÜK BÜLTEN 23 Mayıs 2014

Orta Asya da Çin ve Rusya Enerji Rekabeti

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 EYLÜL İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Aralık. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

Faik ÖZTRAK Tekirdağ Milletvekili

TEKSTİL VE HAMMADDELERİ SEKTÖRÜ 2015 YILI OCAK AYI İHRACAT PERFORMANSI. Genel ve Sanayi İhracatında Tekstil ve Hammaddeleri Sektörünün Payı

TİCARİ İLİŞKİLER DURUM İKÖ ÜLKELERİ ARASINDA AVRUPA BİRLİĞİ >>

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı. 25 Şubat 2019

MART 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Haftalık Ekonomi ve Dış Ticaret Görünümü

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum


2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

Devrim Öncesinde Yemen

Araştırma Notu 15/179

Türkiye ve Avrupa Birliği

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

Transkript:

HAFTAYA BAKIŞ TÜRKİYE VE DÜNYA GÜNDEMİ

HAFTAYA BAKIŞ TÜRKİYE VE DÜNYA GÜNDEMİ ANA BAŞLIKLAR AB NİN HÜKÜMETE DAYATTIĞI, GERİ KABUL ANLAŞMASI, TÜRKİYE AÇISINDAN İKİNCİ BİR GÜMRÜK BİRLİĞİ AÇMAZINI YARATACAKTIR. FATURASI DA AĞIR OLACAKTIR. TÜRKİYE YE VİZESİZ AB İÇİN ŞİMDİ YENİ KOŞULLAR ÖNE SÜRÜLÜYOR VE GERİ KABUL ANLAŞMASI İÇİN İMZALARIN ATILMASI AŞAMASINA GELİNMİŞ DURUMDA. TÜRKİYE GERİ KABUL ANLAŞMASI NI İMZALADIĞI TAKDİRDE, TIPKI GEÇMİŞTE GÜMRÜK BİRLİĞİ ANLAŞMASINDA OLDUĞU GİBİ TARİHİ BİR HATAYA İMZA ATMIŞ OLACAKTIR. AB, TÜRKİYE Yİ YENİ ANLAŞMAYA ZORLARKEN, BİR YANDAN DA AB SINIRLARININ GÜVENLİĞİ İÇİN EUROSUR PROJESİYLE KAÇAK GÖÇMENLERİ DAHA SINIRA GELMEDEN UZAKLAŞTIRMAYI HEDEFLİYOR. AB, ÜLKELERİNE YÖNELİK KAÇAK GÖÇ AKININI DURDURMAK İÇİN; AKILLI SINIR, GİRİŞ-ÇIKIŞ KAYIT SİSTEMİ, YOLCU SEYAHAT PROGRAM SİSTEMİ GİBİ UYGULAMALARI DEVREYE SOKUYOR. BUNUN İÇİN KENDİ BÜTÇESİNDEN 144 MİLYAR EURO HARCAMAYI GÖZE ALIYOR. HÜKÜMET, KUZEY IRAK ENERJİ ANLAŞMALARI İLE BİR KEZ DAHA DİPLOMATİK ALANDA BAĞDAT LA TERS DÜŞTÜ. ÜÇLÜ MEKANİZMADA GERİ ADIM ATMAK ZORUNDA KALINCA, ANKARA-BAĞDAT HATTINDA YENİDEN GERİLİM BAŞLADI. AB-ABD NİN UKRAYNA DAKİ HESABI, YUGOSLAVYA DA OLDUĞU GİBİ, KATOLİK VE ORTODOKS OLARAK BÖLÜNMÜŞ, DOĞU VE BATI İKİ UKRAYNA YARATARAK, RUSYA YI İZOLE ETMEK. 1

ÇİN-ABD REKABETİ PASİFİK TEN, AFRİKA VE GÜNEY AMERİKA YA KADAR HER YERDE, DÜNYAYI YENİDEN ŞEKİLLENDİRİYOR. AFRICOM, BATININ AFRİKA DAKİ NATO SU OLARAK ÇİN VE RUSYA NIN ÖNÜNÜ KESMEK İÇİN DEVREDE. IRAK TAKİ TERÖR OLAYLARI SEÇİMLER YAKLAŞTIKÇA ARTARKEN, KUZEY IRAK TA ÖZELLİKLE KERKÜK TE SON BİR İKİ HAFTADAN BU YANA TIRMANIŞ GÖSTEREN RADİKAL İSLAMCI TERÖRÜN ARDINDAKİ NEDENLERİ İYİ GÖRMEMİZ GEREKİYOR. RADİKAL İSLAMCI TERÖR, NEDEN KUZEY IRAK I VE ÖZELLİKLE KERKÜK Ü HEDEF SEÇTİ? ŞİÖ NÜN ENERJİ KLÜBÜ KİMLERİ RAHATSIZ ETTİ? BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN KREDİ RİSKİ ARTARAK BÜYÜYOR. 1 TRİLYONU AŞAN KREDİ RİSKİ İÇİN HÜKÜMETİN ALDIĞI SOĞUTMA ÖNLEMLERİ SEÇİM EKONOMİSİNİN PARÇASI. BANKALARIN VE KATILIM BANKALARININ TOPLAM TÜKETİCİ KREDİLERİ 242,3 MİLYAR TL'DEN 243,7 MİLYAR TL'YE, BİREYSEL KREDİ KARTI KULLANIMI 81,6 MİLYAR TL'DEN 82,5 MİLYAR TL'YE YÜKSELDİ. KREDİ KARTI BORCUNU, TÜKETİCİ KREDİSİ TAKSİTLERİNİ ÖDEYEMEYEN, MERKEZ BANKASI NIN KARA LİSTESİNE GİRMİŞ KİŞİLERİN SAYISI 3 MİLYON KİŞİNİN ÜZERİNE ÇIKMIŞ DURUMDA. ÜÇÜNCÜ ÇEYREKTE BÜYÜME 4,4 OLDU. ANCAK BÜYÜMEDE İÇ TÜKETİM HORMONU ETKEN OLURKEN, SANAYİ ÜRETİMİ DİBE VURDU. YENİ ÖNLEMLERLE İÇ TÜKETİMİN DE ÖNÜ KESİLİNCE, BÜYÜMEDE DURGUNLUK HAKİM OLACAK. BÜYÜME HIZININ EN ETKİN KALEMLERİNDEN SANAYİ ÜRETİMİ, EKİM AYINA YÖNELİK OLARAK TÜİK İN ÖNCEKİ GÜN AÇIKLADIĞI VERİLERE BAKILDIĞINDA, DİBE VURMUŞ DURUMDA. EKİM AYINDA SANAYİ ÜRETİMİ AYLIK BAZDA YÜZDE 3,1 DÜŞÜŞ GÖSTERDİ. 2

TÜPGAZ, BENZİN, MOTORİN ZAMLARI, HÜKÜMETİN SEÇİMLER NEDENİYLE ERTELEDİĞİ, BEKLETTİĞİ FİYAT ARTIŞLARINI DAHA FAZLA GECİKTİREMEDİĞİNİ GÖSTERDİ. ZAMLAR ENFLASYON ARTIŞINI GETİRECEK VE GENİŞ KESİMLER İÇİN YAŞAM DAHA DA ZORLAŞACAK. 2014 BÜTÇESİ, KÂĞIT ÜZERİNDE SIRALANMIŞ RAKAMLARDAN İBARET. HÜKÜMET DOLAYLI VERGİLER VE ZAMLARLA BÜTÇEYİ AYAKTA TUTMAYA ÇALIŞIYOR. BU BÜTÇE AYNI ZAMANDA EKONOMİK İFLASIN DA İTİRAFI! İÇ SİYASETTE YAŞANANLAR, TÜRKİYE POLİTİKASININ VE SİYASETİNİN YENİDEN DİZAYN EDİLMESİNE ÇALIŞILDIĞINI GÖSTERİYOR. HÜKÜMET, KENDİ DIŞINDAKİ SİYASETİ BİÇİMLENDİRME PEŞİNDE. DEMOKRATİKLEŞME PAKETİNDE GETİRİLEN DÜZENLEMELER, BAŞBAKANIN VE HÜKÜMETİN GERÇEK NİYETİNİ BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ. HER TÜRLÜ YORUMA AÇIK ESNEK KRİTERLERE DAYALI DÜZENLEMELER, POLİS DEVLETİNİ YASAL HALE GETİRİYOR. 3

HAFTAYA BAKIŞ TÜRKİYE VE DÜNYA GÜNDEMİ DETAYLAR AB NİN HÜKÜMETE DAYATTIĞI, GERİ KABUL ANLAŞMASI, TÜRKİYE AÇISINDAN İKİNCİ BİR GÜMRÜK BİRLİĞİ AÇMAZINI YARATACAKTIR. FATURASI DA AĞIR OLACAKTIR. Türkiye ikinci bir Gümrük Birliği anlaşması hatası ile karşı karşıya. Gümrük Birliği anlaşması ile Avrupa Birliği ne verilen tavizlerin ekonomik ve siyasi faturası bugün geri dönülmesi bir şekilde karşımıza çıkıyor. Türkiye ye vizesiz AB için şimdi yeni koşullar öne sürülüyor ve Geri Kabul Anlaşması için imzaların atılması aşamasına gelinmiş durumda. İkinci dünya savaşından sonra kurulan Avrupa Konseyi ne Türkiye 1949 yılında üye oldu. İlk üyelerden birisiydik. Avrupa Konseyi, Avrupa kıtasında bir daha savaş yaşanmaması, barış ortamının kalıcı olması amacıyla, üye ülkelerin yurttaşlarının birbirlerini daha yakından tanımalarına olanak sağlamak, dostluk ortamını sürekli kılmak için Vizesiz Avrupa kavramını geliştirdi. Bu kavram çerçevesinde hazırlanan anlaşmayı Türkiye de imzaladı. Böylece, Türkiye aslında Avrupa ya vizesiz seyahat hakkını 1957 de elde etmişti. 1957 yılında Avrupa Konseyi Üyesi Ülkeler Arasında Şahısların Serbest Dolaşımı Anlaşması nın imzalanmasıyla, 1960 yılına gelindiğinde, aralarında Türkiye nin de bulunduğu Avrupa Konseyi ülkelerinin büyük çoğunluğu karşılıklı olarak birbirlerinin yurttaşlarına vize uygulamasına son vermişti. Türk vatandaşlarının serbest dolaşım hakkı 1960 yılından itibaren uygulamaya girmişti. 4

Ancak 1980 lere gelindiğinde ülkemizdeki terör ve anarşi ortamının giderek yükselmesi, peş peşe sıkıyönetim ilanları, siyasi nedenlerle yurt dışına ilticaların artış göstermesi ile birlikte, ilk olarak Almanya, Türk vatandaşları için 1957 anlaşmasını askıya aldığını, Avrupa Konseyi genel sekreterliğine 9 Temmuz 1980 tarihinde bildirdi. Almanya, kendi güvenlik ve asayişi için bu kararı aldığını, iltica hakkını kötüye kullanıp, ikamet ve yerleşme amacıyla Almanya ya gelen Türklerin sayısında olağanüstü artış olduğunu belirterek, bu kararı aldığını duyurdu. Üç yıl içinde, Türk vatandaşlarına vize konusunu yeniden gözden geçireceğini açıklamasına karşın bugüne kadar askıya alma kararını yürürlükten kaldırmadı. Almanya yı Fransa izledi ve 1980 Askeri darbesi ile birlikte de Türk vatandaşlarına vize ve 1957 anlaşmasının askıya alınması uygulaması, hızla diğer Avrupa ülkeleri tarafında yürürlüğe sokuldu. Böylece Türkiye Vizesiz Avrupa alanından 1980 yılından itibaren çıkartıldı. Darbeden sonra 1984 yılına kadar TBMM üyesi milletvekilleri, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi nden (AKPM) çıkartıldıkları için de, Türkiye bu konuyu uzun süre uluslararası alanda siyasi olarak gündeme getiremedi. Böylece 1980 de geçici denilerek alınan askıya alma önlemi aradan geçen 33 yılda kalıcı hale geldi. Türkiye özellikle ekonomik ve siyasi nedenlerle, turizmde yapılan atılımlar, dış sermaye girişlerine duyulan büyük ihtiyaç yüzünden başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerine ve diğer dünya ülkelerine mütekabiliyet çerçevesinde vize uygulaması yapamadı. Ancak son yıllarda özellikle Almanya da, Fransa da yaşayan bazı Türk yurttaşları, Türkiye den bazı sanayi ve ticaret odaları vize konusunu gündeme getirerek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne, Adalet Divanı na, Avrupa Konseyi ne başvurularda bulundular. 5

Bu nedenle de Türk vatandaşlarına vize konusu Türkiye-AB ilişkilerinin gündeminde önemli bir konu başlığı olarak yeniden gündeme geldi. Yukarıda kısaca tarihsel geçmişini aktardığım ve Türk vatandaşlarının 1957 den bu yana kazanılmış hakkı olduğu halde, tek taraflı olarak askıya alınan, hukuki temelden yoksun vize ve serbest dolaşım hakkının sınırlandırılması konusunda, AB tarafı şimdi farklı koşullar öne sürerek, Türkiye yi ileride çok ciddi sorunlarla baş başa bırakacak bir anlaşma imzalamaya zorlamaktadır. AB tarafı Türk vatandaşlarına vize muafiyeti için Türkiye nin önüne biyometrik pasaport, sınır güvenliği ve geri kabul anlaşması gibi yeni koşullar koymaya başladı. Geri Kabul Anlaşması ile Vize Muafiyeti Anlaşması birbirleriyle ilişkilendirilerek, biri diğerinin ön koşulu haline getirildi. Yani Avrupa Konseyi ve AB olmadan önce AET ile imzalanan ve normal hukuki koşullarda, uluslararası hukuk açısından da hâlâ yürürlükte olan anlaşmalar bugün Türk vatandaşlarına vizenin kaldırılması için pazarlık konusu haline geldi. Türkiye kanımca Geri Kabul Anlaşması nı imzaladığı takdirde, tıpkı geçmişte Gümrük Birliği anlaşmasında olduğu gibi tarihi bir hataya imza atmış olacaktır. Başbakan 16 Aralık ta bir müjdesi olduğunu söylüyor. 3 yıl aradan sonra AB liderleriyle Başbakan düzeyinde ilk kez bir araya gelinecek. Şayet imzalanır da Geri Kabul Anlaşması yürürlüğe girerse, 28 AB ülkesine, Türkiye üzerinden kaçak giriş yapmış üçüncü ülke vatandaşlarının otomatik olarak Türkiye ye iadeleri gündeme gelecek. Türkiye AB ülkelerinden kendisine gönderilen bu kaçak göçmenleri geldikleri ülkelere, kendi ülkelerine gönderemeyecek. 6

Çünkü Türkiye, bu göçmenleri ülkelerine geri göndermek istediğinde, bu sefer önüne Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi engeli çıkacak. Şu anda Özbekistan, Irak, İran, Filistin, Suriye ve çeşitli Afrika ülkelerinden kaçak gelip, Türkiye kendilerini anavatanlarına iade etmek istiyor diye AİHM de Türkiye aleyhine açılmış yüzlerce dava var. AİHM hem bu insanların hayati risklerini gündeme getirerek Türkiye yi sorumlu tutuyor hem de Türkiye yi binlerce euro tazminata mahkûm ediyor. Dolayısıyla Türkiye açısından bu insanların ikameti, barındırılması, iş bulunması, güvenliklerinin sağlanması gibi sorunlar gündeme gelecek. Türkiye de şu anda sadece resmi kayıtlara göre 600 bin Suriyeli sığınmacı var. Gayriresmî rakamlara göre ise bu sayı 1 milyonun üzerinde. Avrupa da, Ege de, Akdeniz de her gün bir kaçak göçmen dalgası ortaya çıkıyor. Daha geçenlerde İtalya da Lampedusa Adası yakınlarında kaçak göçmenleri taşıyan gemi alabora oldu, 390 Afrikalı göçmen öldü. İtalyan güvenlik güçlerinin kaçak göçmenleri taşıyan tekneyi bilhassa kurtarmadıkları, adaya yaklaşmalarını engelleyerek ölmelerine sebebiyet verdikleri iddiaları var. Soruşturmalar açılmış durumda. Ülkemizde özellikle Ege kıyılarımızda defalarca kaçak göçmen tekneleri devrildi ya da yakalandı kurtarıldı. Şimdi bu anlaşmadan sonra, AB ülkelerine Türkiye üzerinden gittikleri iddia edilen tüm bu göçmenler, Geri Kabul Anlaşması imzalandığında Türkiye ye iade edilecek ve Türkiye AİHM kararları gereği bu insanları ülkelerine geri gönderemeyecek. Hükümet bu anlaşmayı büyük bir başarı olarak, büyük bir zafer olarak sunmak isteyecektir. Bunun karşılığında AB nin Türkiye ye ne söz verdiği, ne vaatte bulunduğu bilinmiyor. 7

Konuşulanlara bakılırsa, bu anlaşmanın imzalanması durumunda AB, Türk vatandaşlarına kademeli olarak 3 yıl sonunda vize uygulamasını kaldıracak. Fakat kişisel düşüncem, bunun gerçekleşeceğini sanmıyorum. Şayet bu anlaşma karşılığında, tam üyelik sözü alındıysa ki sanmıyorum, o zaman Geri Kabul Anlaşması nın Türkiye ekonomisine getireceği yük konusunda da AB nin katkısını talep etmek zorunludur. Aksi halde Türkiye, yüzbinlerce, belki de milyonlarca kaçak göçmenin akın ettiği bir geçiş ülkesi haline gelecektir. Türkiye bu anlaşmayı imzaladığı takdirde gerçekte 1957 anlaşmasıyla hâlâ yürürlükte olan kazanılmış haklarından da kendi iradesiyle feragat etmiş olacaktır. Hükümetin kapalı kapılar ardında yürüttüğü bu pazarlıklarla ve imzalanacak bu anlaşma ile AB nin Türkiye ye dayatmak istediği tam üyelik yerine imtiyazlı ortaklık önerisine kapı açtığını, taviz verdiğini düşünüyorum. AB, TÜRKİYE Yİ YENİ ANLAŞMAYA ZORLARKEN, BİR YANDAN DA AB SINIRLARININ GÜVENLİĞİ İÇİN EUROSUR PROJESİYLE KAÇAK GÖÇMENLERİ DAHA SINIRA GELMEDEN UZAKLAŞTIRMAYI HEDEFLİYOR. Türkiye yi Geri Kabul Anlaşması nı imzalamaya zorlayan AB bir yandan kendi sınırlarını güvence altına almak, göçmen girişlerini durdurmak için EUROSUR adı altında Akıllı Sınır uygulamasını başlattı. 1 Aralık tan itibaren başlatılan ve aşamalı olarak tüm AB yi kapsayacak bu projeye karşı çıkanlar, projenin sınır koruma değil, gözetleme amaçlı olduğunu, özel istihbarat ve güvenlik şirketlerinin bu proje ile zengin edildiğini savunuyorlar. Eurosur sayesinde kaçakları taşıyan teknelerin batması durumunda daha hızlı harekete geçilmesi umuluyor. Bu yeni AB elektronik sınır kontrol sisteminin, 2020 yılına kadar 144 milyar euroya mal olması bekleniyor. 8

Ancak EUROSUR yapılanmasına göre, sınır bilgilerinin paylaşılması, AB üyesi ülkelerin kendi inisiyatiflerinde olacak. Dolayısıyla, AB üyesi ülkeler, ayrıca kendi aralarında birbirleriyle bilgi paylaşımı anlaşması yapmak durumundalar. Her türlü elektronik iletişim ve altyapı olanağını devreye sokan EUROSUR projesinde, tüm bunlara karşın batan bir kaçak göçmen teknesine ulaşılması için en az 6 saat gerekiyor. Sistemin en çok eleştirilen unsurlarından birisi de bu. İnsan Hakları İzleme Örgütü, (Human Rights Watch) Eurosur sisteminin asıl amacının koruma-kurtarma değil, gözetleme olduğunu öne sürerek, gözetleme yoluyla kaçak göçmenlerin, AB sınırlarından, kıyılarından uzak tutulmasının, geri çevrilmelerinin hedeflendiğini savunuyor. AB nin sınırlarının korunması için 2008 yılında başlatılan akıllı sınır' projesi EUROSUR un yanı sıra iki akıllı sınır projesi daha planlanıyor. Giriş-Çıkış Sistemi "EES" ile yabancıların Avrupa ya giriş-çıkışları kontrol edilecek. Kayıtlı Yolcu Programları "RTP" ile de, bireysel verilerini daha önceden Avrupa makamlarına bildirip kontrol ettiren üçüncü ülke vatandaşlarının AB ye daha hızlı giriş yapmaları sağlanacak. AB Komisyonu, akıllı sınır sistemleri ve biyometrik kontrollerle, özellikle vizesi dolduğu halde AB ülkelerinde kalmaya devam edenlerin izini de sürmek ve bu kişileri sınır dışı etmek istiyor. Bu gelişmeleri analiz ettiğimizde, karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor. AB bir yandan kaçak göçmen sorununu çözmek, AB ülkelerine yönelik kaçak göç akınını durdurmak için akıllı sınır, giriş-çıkış kayıt sistemi, yolcu seyahat program sistemi gibi uygulamaları devreye sokuyor. Bunun için kendi bütçesinden 144 milyar euro harcamayı göze alıyor. 9

Gözetleme sistemleri ile karada, denizde, havada, göçmen hareketlerini izleyip daha sınırlarına yaklaşmadan bunları geri çevirmeyi hedefliyor. Kişisel bilgilerini önceden AB makamlarına bildirenlere daha hızlı vize vermeyi vaat ederek çok ciddi bir küresel, kişisel veri depolaması oluşturmayı öngörüyor. Diğer yandan da AB, yine de sistemde olabilecek kaçakların yükünü Geri Kabul Anlaşması ile Türkiye nin üzerine yıkmak istiyor. Başlangıçta belirttiğim şekilde, Türk vatandaşlarına vizesiz AB gibi ucu açık ve zamanı belirsiz bir vaat karşılığında Türkiye yi Geri Kabul Anlaşması nı imzalamaya zorlamaktadırlar. HÜKÜMET, KUZEY IRAK ENERJİ ANLAŞMALARI İLE BİR KEZ DAHA DİPLOMATİK ALANDA BAĞDAT LA TERS DÜŞTÜ. ÜÇLÜ MEKANİZMADA GERİ ADIM ATMAK ZORUNDA KALINCA, ANKARA-BAĞDAT HATTINDA YENİDEN GERİLİM BAŞLADI. Hükümetin Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (KIBKY) ile imzaladığı enerji ve boru hattı anlaşmaları Bağdat tan geri döndü. Bir anlamda yanlış hesap Bağdat tan dönmüş oldu. AKP iktidarı dış politikada, komşularla olan ilişkilerde yanlışlarını sürdürüyor. Yanlışlardan ders almak yerine aynı yanlışta ısrar ediyor. Bağdat yönetimi, Irak anayasası ve Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile merkezi hükümet arasındaki anlaşmalara, mutabakatlara göre Türkiye nin bölge yönetimi ile devletten devlete anlaşma imzalayamayacağı uyarısını sıkça yaptı. Hükümet buna karşılık, Bağdat yönetimini dışlayarak Barzani yönetimi ile anlaşma görüşmelerini sürdürmeye devam etti. Aralık başında Bölgesel Yönetimin Başbakanı Neçirvan Barzani Ankara ya geldi. Başbakan ile saatler süren görüşmeler yaptı. 10

Bu görüşmelerde anlaşmaların imzalandığı açıklandı. Yeni boru hattının yılbaşından sonra devreye gireceği duyuruldu. Neçirvan Barzani bu anlaşmaları, kısa sürede Maliki hükümetinin bilgisine ve onayına sunacaklarını söyledi. Ancak Ankara daki bu görüşmeler, imzalanan anlaşmalar, hem Irak merkezi yönetiminin hem de ABD nin tepkisini çekti. ABD, Bağdat Hükümetinin onayı olmaksızın, Irak ın herhangi bir bölgesinden petrol ihraç edilmesine ABD yönetiminin karşı olduğunu, böyle bir uygulamaya destek vermediğini, bu konuda Maliki yönetimine hak verdiğini açıkladı. ABD yönetiminin bu açıklamasının ardından Başbakan, Enerji Bakanını apar topar Bağdat a gönderdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Irak Başbakanı nın enerji konularından sorumlu yardımcısı Hüseyin Şehristani, görüşmenin ardından yaptıkları açıklamada, Kuzey Irak tan Türkiye ye ulaştırılacak petrol konusunda, Irak Yönetimi nin onayının alınmasının gerektiği üzerine Ankara ile Bağdat ın anlaşmaya vardığını ifade etti. Bu açıklama ile bir anda Ankara daki Başbakan-Neçirvan Barzani görüşmesi ve imzalandığı açıklanan anlaşmalar boşlukta kaldı. Hükümetin bu girişimi böylece fiyasko ile sonuçlanmış oldu ve Bağdat yönetimi, AKP iktidarının kendisini dışlayarak Irak ta adım atamayacağını dünyaya da göstermiş oldu. Hatta hükümet kendi eliyle başlattığı bu yanlışın sonucunda, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı nın daha önce yapmış olduğu anlaşmaları da riske soktu. TPAO, Kürt Özerk Bölgesi nde yürütülecek petrol arama çalışma faaliyetlerine katılma konusunda, KIBKY ile bir anlaşma yapmıştı. Şimdi hükümetin yanlışları yüzünden TPAO nun bu anlaşmalarının da Irak Merkezi Hükümeti ne onaylatılması ya da aynı anlaşmanın bir benzerinin Bağdat yönetimi ile de yapılması zorunluluğu ortaya çıktı. 11

Bu yeni durum üzerine hükümet geri adım atmak zorunda kaldı ve Dışişleri Bakanlığı, bir açıklama yaparak, petrol ve gaz alanında Türkiye nin Irak Kürt Özerk Yönetimi ile herhangi bir sözleşme imzalamadığını, sadece anlaşmaya vardığını ifade etti. Bir şekilde hükümet ve Başbakan hem kendisini hem de Barzani yi tekzip etmek zorunda kaldı. Bu yaşananlar ülkemiz adına küçültücü, incitici gelişmelerdir. Yani Dışişleri Bakanlığı nın bu açıklamasıyla atmak zorunda kaldığı geri adım sonrasında, Neçirvan Barzani nin Ankara ziyareti, Başbakan ile bir araya gelmesi, bu buluşmada enerji anlaşmalarının imzalandığı, Kuzey Irak-Türkiye petrol boru hattının kısa süre sonra devreye gireceği yönündeki açıklamaların tümü Türkiye tarafından reddedilmiş oldu. Böylece hükümet aslında, KIBKY ve Barzani ile yürüttüğü görüşmelerin, imzalandığı açıklanan enerji anlaşmalarının, Uluslararası hukuka ve Irak Anayasası na aykırı olduğunu itiraf etmiş oldu. Bir başka şekilde ifade etmek gerekirse, önce Bağdat ile anlaşıp, sonra Barzani ile müzakerelere başlanmasının doğru ve hukuka uygun olacağını kabul etmiş oldu. Şimdi Dışişleri Bakanlığı, Kuzey Irak taki enerji kaynaklarının taşınması, uluslararası pazarlara ulaştırılması konusunda, üçlü bir mekanizma ile Ankara-Erbil-Bağdat arasında ele alınmasını uygun görüldüğünü ilan etti. Ancak hükümetin attığı bu geri adımlara ve üstü örtülü biçimde Bağdat yönetiminden adeta özür dileyen bir tavra girmesine karşın, Bağdat yönetimi, bugüne kadar kendisi dışlanarak yürütülen müzakere süreci ve anlaşmalardan sonra şimdi üçlü mekanizma önerisinin gündeme getirilmesine tepkili. Hükümet, Enerji Bakanı Taner Yıldız ı bir kez daha Bağdat a göndererek sorunu çözmeyi umuyor. Ya da Başbakan Maliki nin Ankara ziyaretinde iki Başbakanın konuyu çözümlemesi umut ediliyor. 12

Bağdat yönetiminin, Türk işadamlarının özel jetlerinin KIBKY uçuşlarını yasaklaması ve hava sahasını Türk özel jetlerine kapatması da Maliki yönetiminin üçlü mekanizma için masaya oturmadan önce Türk tarafına ceza vermek istemesi olarak değerlendirilmeli. Hükümet yaptığı yanlışlarla, Türkiye yi küçük düşürmeye devam ediyor. Ancak böylesine kritik ve hayati gelişmeler, Türkiye yi zora sokan süreçler nedense gündeme gelmiyor, medyamızda yer bulamıyor. Kanımca, yapımı hemen hemen tamamlanan Kuzey Irak-Türkiye petrol boru hattının yılbaşından itibaren açılacağı ve petrolün akmaya başlayacağı belirtiliyor olsa da, yukarıda belirttiğim gerekçeler, Bağdat yönetiminin tavrı ve ortadaki pek de olumlu sayılamayacak siyasi ve diplomatik tablo, boru hattının işleyişini biraz daha geciktirecektir düşüncesindeyim. AB-ABD NİN UKRAYNA DAKİ HESABI, YUGOSLAVYA DA OLDUĞU GİBİ, KATOLİK VE ORTODOKS OLARAK BÖLÜNMÜŞ, DOĞU VE BATI İKİ UKRAYNA YARATARAK, RUSYA YI İZOLE ETMEK. Rusya nın son dönemde, Suriye, İran ile ilgili Cenevre müzakere süreçlerinde ön plana çıkması. Gürcistan seçimleri, Ermenistan ile yeni askeri üs anlaşmalarıyla Kafkaslarda tekrar eski siyasi ve askeri etkinliğini pekiştirmesi, Mısır da, Irak ta etkin konuma gelmesi küresel diplomaside dikkat çeken gelişmeler. Tam da bu aşamada Ukrayna da yaşanan gelişmeler, AB ile Ukrayna arasındaki Siyasi ve Ekonomik İşbirliği anlaşmasının imzalanamaması sonrasında ülkede çıkan kargaşanın ardında kanımca, Rusya nın bu yükselen etkinliğini kırma girişimleri var. George Soros un Açık Toplum Enstitüsü nün geçtiğimiz yıllarda, Ukrayna, Belarus, Moldova, Gürcistan gibi ülkelerde desteklediği Turuncu Devrim hareketi Ukrayna ve Gürcistan da etkili olmuştu. 13

Gürcistan da bu destekle işbaşına gelen Şaakaşvili yönetimi son seçimlerde ağır bir hezimete uğradı ve yerini Rusya-Putin yanlısı yönetime bıraktı. Ukrayna da da Turuncu Devrim sonrası işbaşına gelen Yulya Timoşenko hükümeti, daha sonra büyük yolsuzluklara karışınca devrildi. Başbakan Timoşenko da şu anda cezaevinde. AB nin Ukrayna ile Siyasi ve Ekonomik İşbirliği anlaşmasını Timoşenko nun serbest bırakılması koşuluna bağlaması üzerine Devlet Başkanı Yanukoviç bu anlaşmayı imzalamaktan vazgeçti. Tabii ki vazgeçme nedeni sadece bu değil. Putin yönetimi de, Ukrayna ya bu anlaşmayı imzalamaması yönünde siyasi ve ekonomik baskı yapıyor. Putin yönetimi, ABD ve AB nin Turuncu Devrim Hareketleri ile Rusya yı kuşatmaya, siyasi, askeri ve ekonomik ablukaya almak istediğini düşünüyor. Bunun için de özellikle Ukrayna, Rusya açısından çok önemli aynı zamanda zincirin son halkası da denilebilir. Dolayısıyla Ukrayna daki süreci değerlendirdiğimizde, Rusya yı dünya sahnesine yeniden çıkaran, Avrupa, Kafkaslar, Kuzey Afrika ve Ortadoğu da etkin hale gelen Putin in Avrupa ile bağlantısını Ukrayna üzerinden kesme operasyonu gündemde. Ukrayna daki AB yanlısı gösterilerin hedefi de Rusya ve Putin yanlısı Yanukoviç Hükümeti. AB tıpkı Türkiye ile imzaladığı Gümrük Birliği anlaşmasının bir benzerini Ukrayna ile imzalamak istiyor. Putin ise Ukrayna nın BDT (Bağımsız Devletler Topluluğu) Gümrük Birliği ne girmesinden yana ve Ukrayna yı batıya kaptırmak istemiyor. Enerji konusunda Rusya ya olan bağımlılığı nedeniyle, Almanya, Ukrayna konusunda daha düşük profilli bir yaklaşım sergilese de Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck Rusya daki insan hakları ihlallerini ve muhalefete yönelik baskıları gerekçe göstererek Şubat ayındaki Soçi 2014 Kış Olimpiyatları açılışına katılmayacağını, törenleri protesto ettiğini 14

açıkladı. AB nin Ukrayna üzerinden Rusya yı ekonomik ve siyasi olarak kuşatma planı güttüğüne inanan Putin yönetimi bir yandan da AB nin, Yugoslavya, Çekoslovakya da yaptığı gibi Ukrayna yı da bölmek istediğine inanıyor. AB içinde de bu yönde plan ve stratejiler var. Rusya nın Atlantik teki stratejik konumlanması, Kuzey Boru hattı ile Sibirya ve Baltık üzerinden Avrupa ya ikinci doğal gaz boru hattıyla, AB yi kendisine enerji açısından daha da bağımlı kılmasına karşı, AB Rusya yı Ukrayna üzerinden vurmaya çalışıyor. Bunu yaparken de ülkenin bölünmesini de göze alıyor. AB anlaşmasının imzalanmamasıyla Ukrayna da gündeme gelen AB ve Rusya yanlısı ideolojik bölünmenin yanı sıra inanç ve dil boyutundaki bölünme de AB tarafından teşvik ediliyor. Ukrayna nın batısı Katolik ve Ukraynaca konuşuyor, Doğusu ise Ortodoks ve Rusça konuşuyor. AB bu bölünmüşlüğü keskinleştirmeye çalışıyor. Putin, Kiev e asıl şantajı AB yapıyor, Avrupalı partnerlerimizin Kiev e tehditlerini işittik. Hem de dev kitlesel protestolar düzenlenmesine yardım sunma derecesinde tehditler. Bu, baskı ve şantajdır. diyor. Kuşkusuz Ukrayna halkının otoriter bir rejime karşı çıkışı, demokrasi taleplerini olumlu ve saygıyla karşılamak gerekir. Ancak bu taleplerin arkasındaki gerçek niyeti, tıpkı Arap Baharı hareketlerinde olduğu gibi, o ülkelerdeki rejimlerin ne şekle dönüştüğünü de hatırlamak durumundayız diye düşünüyorum. AB nin ve ABD nin desteklediği ayaklanmalar, şayet ülkenin bölünmesi ya da bir iç savaş yolunu açarsa, bunun Ukrayna halkının yararına olmayacağı açıktır. Yanukoviç yönetimi muhaliflerle görüşmeye, müzakereye hazır olduğunu açıkladı. Parlamentodan yeniden güvenoyu aldı. Buna karşın ayaklanma ve eylemler çatışma boyutuna yükselerek devam ediyor. 15

2015 teki başkanlık seçimlerinde yeniden seçilmeyi, Rusya ve Putin in desteğini arkasına almayı hedefleyen Yanukoviç in de istifa etmemekte ısrarcı olduğu görülüyor. Ukrayna daki gelişmelerin alacağı şekil ve içine gireceği süreç, Doğu Avrupa dan Orta Asya ya kadar bulunduğumuz coğrafyada çok ciddi sonuçları beraberinde getirecektir. ÇİN-ABD REKABETİ PASİFİK TEN, AFRİKA VE GÜNEY AMERİKA YA KADAR HER YERDE, DÜNYAYI YENİDEN ŞEKİLLENDİRİYOR. AFRICOM, BATININ AFRİKA DAKİ NATO SU OLARAK ÇİN VE RUSYA NIN ÖNÜNÜ KESMEK İÇİN DEVREDE. Uzakdoğu da bir başka gerilim Çin ve Japonya arasında tırmanıyor. ABD de duruma Japonya nın yanında müdahil oldu ve bölgeye çok sayıda savaş uçağı, ağır bombardıman uçağı sevk etti. Çin denizindeki enerji kaynaklarının paylaşımı temelinde yaşanan bu gerginlik gerekçesiyle ABD bölgedeki askeri etkinliğini ve yığınağını artırma yoluna gidiyor. Birkaç yıl önce Doğu Çin Denizi nde Güney Kore ve Japonya ile Diaoyu Adaları krizi çıkmıştı. Japonya da ABD yandaşı bir hükümet gelince gerilim daha da arttı. Çin, geçen ay tartışmalı bölgeyi hava savunma sahası olarak ilan etti. Buna göre o adaların bulunduğu tartışmalı bölgeden geçen tüm yabancı sivil ve askeri uçaklar önce kendilerini Çin makamlarına tanıtmakla mükellef olacaktı. ABD bunu tanımayacağını açıkladı. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden Japonya ya gitti, Tokyo da ABD ve Japonya ortak açıklama yaparak Çin in ilan ettiği hava savunma sahasını tanımadıklarını açıkladılar. Bu açıklamanın ardından ABD nin girişimiyle, Güney Kore de, Çin in hava savunma sahasını tanımayacağını duyurdu. 16

Bu gerginlik, Ortadoğu dan ziyade Uzakdoğu-Asya-Pasifik bölgesine yönelen ABD yönetimi açısından önemli bir koz oldu ve bölgedeki hareketliliği arttırdı. Çin e karşı Japonya ve Güney Kore yi yanına alan ABD, Çin in Afrika daki etkinliğini kırmak için de yeni bir oluşuma yöneldi. Çin in milyarlarca dolarlık yatırımla girdiği Afrika ya özel bir askeri örgütlenme ve organizasyona yönelen ABD bu kıtada AFRICOM silahlı kuvvetlerini kurdu. ABD, denizden petrol geçişi olan Somali ve bulunduğu bölgeyi kontrolüne alırken, geri kalan ülke ve bölgelere de Fransa yı yerleştirdi. Bilindiği gibi Fransa ordusu AFRICOM Askeri örgütlenmesi çerçevesinde Orta Afrika Cumhuriyeti ne (OAC) askeri müdahalede bulundu. Kısaca Ortadoğu bölgesinde Rusya nın etkinliğinin artmasına bir anlamda göz yuman ABD nin küresel düzeyde asıl stratejik hedefi ve mücadele yürüttüğü ülkenin Çin olduğu bu son iki gelişmeyle iyice netleşmiş oluyor. Rusya-Çin cephesi de ABD nin bu operasyon ve organizasyonlarına karşı boş durmuyorlar. İki ülkenin patronajındaki BRICS ve ŞİÖ gibi ekonomik ve askeri örgütlenmeler aracılığıyla, Uzakdoğu, Orta Asya, Afrika, Latin Amerika, Güney Afrika ya kadar yayılan bir coğrafyada gerçekleştirdikleri askeri satışlar ve ulusal parayla ticaret içeren ikili anlaşmalarla, ABD nin en büyük silahı olan dolara ciddi darbeler indirme planları yapıyorlar. Türkiye, bölgede ve dünyada, AKP iktidarıyla hemen her alanda irtifa kaybederken, küresel gelişmeler, siyasi ve ekonomik alandaki oluşumlar yeni bir dünya düzenine doğru gidiyor. Hükümetin gündeminde ve ajandasında ise bütün bunların dışında ülkeyi ayrıştırıcı, kamplaştırıcı konular yer alıyor. 17

IRAK TAKİ TERÖR OLAYLARI SEÇİMLER YAKLAŞTIKÇA ARTARKEN, KUZEY IRAK TA ÖZELLİKLE KERKÜK TE SON BİR İKİ HAFTADAN BU YANA TIRMANIŞ GÖSTEREN RADİKAL İSLAMCI TERÖRÜN ARDINDAKİ NEDENLERİ İYİ GÖRMEMİZ GEREKİYOR. RADİKAL İSLAMCI TERÖR, NEDEN KUZEY IRAK I VE ÖZELLİKLE KERKÜK Ü HEDEF SEÇTİ? ŞİÖ NÜN ENERJİ KLÜBÜ KİMLERİ RAHATSIZ ETTİ? Irak taki terör olayları seçimler yaklaştıkça artarken, Kuzey Irak ta özellikle Kerkük te son bir iki haftadan bu yana tırmanış gösteren Radikal İslamcı terörün ardındaki nedenleri iyi görmemiz gerekiyor. Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı Kerkük teki İslamcı terörün bu yükselişine Türkiye duyarsız kalamaz. Kerkük teki petrol varlığı Irak ın en zengin enerji kaynaklarından birisi. Suriye deki diplomatik ve askeri fiyasko sonrası Kerkük te terör eylemlerinin yükselişe geçmesini anlamlı buluyorum. Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) olarak bölgede eylemlere girişen El Kaideciler, Suriye den Kerkük e yönelmeye başladılar. Eylemlerini Kuzey Irak a ve özellikle de Kerkük e taşıdılar. IŞİD in arkasında Suudi Arabistan açıkça yer alıyor ve silah, para desteği veriyor. İsrail de Suudi Arabistan ile birlikte IŞİD i eğitiyor, destekliyor. Asıl hedefleri bölgeyi sürekli çatışma ortamı içinde tutarak istikrarsızlaştırmak. Irak merkezi yönetimi ile Barzani diyaloga geçip, petrol ve doğalgaz gelirlerinin paylaşımı konusunda mutabakat sağlamak üzereyken, Kerkük gibi ülkenin ve bölgenin en zengin petrol ve doğal gaz rezervlerinin bulunduğu bir bölgede Radikal İslamcı terörün artış göstermesi farklı bir stratejinin devreye sokulduğunu gösteriyor. 18

Tam da Hükümet Barzani yönetimi ile petrol ve doğal gaz anlaşmaları yapmaya hazırlanırken, Bağdat yönetimi ile üçlü mekanizma oluşturmaya yönelirken bu olayların artış göstermesi Türkiye ye de mesaj olabilir mi? Irak olmadan Barzani ile enerji anlaşmalarını imzalayamayan AKP iktidarının, arayışları arasında ŞİÖ yü (Şanghay İşbirliği Örgütü) yeniden gündeme getirmesini de bu açıdan değerlendiriyorum. ŞİÖ bünyesinde, Enerji Kulübü nün kurulmasını öngören anlaşma, Rusya, Afganistan, Belarus, Kazakistan, Çin, Moğolistan, Hindistan, Tacikistan, Türkiye ve Sri Lanka Enerji Bakanları tarafından imzalandı. Dolayısıyla ŞİÖ nün bu alandaki (enerji) etkinliğinin artmasına paralel olarak, IŞİD ve diğer radikal İslamcı örgütlerin terörü tırmandırması bu açıdan bakıldığında anlamlı hale geliyor ve amaç daha da netleşiyor. Rusya ve Çin in bölgedeki etkinliğinin artmasına paralel, ŞİÖ nin Enerji Kulübü oluşumunun hemen ardından yükselen İslamcı terör, belirttiğim gibi Kerkük ü ve Irak ı hedef seçerken, arkasındaki destekçileri de Suudi Arabistan, İsrail ve tabii ki ABD. BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN KREDİ RİSKİ ARTARAK BÜYÜYOR. 1 TRİLYONU AŞAN KREDİ RİSKİ İÇİN HÜKÜMETİN ALDIĞI SOĞUTMA ÖNLEMLERİ SEÇİM EKONOMİSİNİN PARÇASI. Hükümetin kredi kartları ve tüketici kredileri ile ilgili olarak aldığı önlemler, bankacılık sisteminin içinde bulunduğu riskleri de gözler önüne serdi. Önceki haftalarda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu nun (BDDK) haftalık verilerine göre, kredi kartı, tüketici kredisi, bireysel ihtiyaç kredisi, konut ve otomobil kredilerindeki son durumu sizlere aktardım. BDDK nın Kasım sonu itibarıyla yayınladığı verilere bakıldığında ise Bankacılık sistemindeki toplam kredilerin 29 Kasım haftasında 1 trilyon 26 milyar TL'ye yükseldiği görülüyor. Bir haftalık artış 10 milyar TL! 19