ADALET ESKİ BAKANI AV. BEKİR BOZDAĞ YENİ TÜRKİYE YENİ ANAYASA VE BAŞKANLIK SİSTEMİ



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Biz yeni anayasa diyoruz

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR

Baki olan Rabbimiz ve davamızdır

1-Hâkim ve Savcılar idari görevleri dolayısıyla aşağıdaki kurumlardan hangisine bağlıdır?

CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ. Sorular Cevaplar

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x)

Cumhuriyet Halk Partisi

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

ACR Group. NEDEN? neden?

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ HAKKINDA BİLGİ NOTU

Cumhuriyet Halk Partisi

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ PAKETİ Ne getiriyor, Ne götürüyor? Onur Bakır Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Uzmanı

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Başbakan Yıldırım, 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı sonrası basın çadırını ziyaret etti

10. Herhangi bir sebeple boşalan bakanlığa en geç kaç gün içinde yeni bakan atanır? A) 5 gün B) 10 gün C) 15 gün D) 20 gün E) 25 gün

Cumhurbaşkanı. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Merakla Beklenen Anket Sonuçları Açıklandı

Özgürlükleri daha da güçlendirmek istiyoruz

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Başbakan Sayın Binali YILDIRIM KANAAT ÖNDERLERİ VE STK İLE BULUŞMASI KAYSERİ

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

Yeni anayasa neyi hedefliyor?

SARACAĞIZ YARALARIMIZI

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti

GÜCLÜ DEMOKRASİ GÜCLÜ MECLİS MECLİS CUMHURBASKANINI VE BAKANLARI DENETLİYOR


TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

ANAYASA DERSĐ ( ) ( GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI

Cumhuriyet Halk Partisi

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ

Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata

TBMM MİLLETVEKİLLERİ Cinsiyete göre dağılım. TBMM MİLLETVEKİLLERİ Partilere göre dağılım YEREL YÖNETİMLER KADIN ORANI (%)

tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Temmuz2017 N201722

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

1921'den Günümüze "TC" Anayasaları...

Şimdi fazla ileri gitmiş bu gerici diktatörlüğü terbiye etmek, mümkünse biraz değiştirip halka kabul ettirmek istiyorlar.

3.Meclisin faaliyetlerine ara vermemesi şeklinde olan meclisin her zaman açık olması yasamanın hangi ilkesi ile ilgilidir?

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ

Bölüm 6 DEVL ET ŞEKİLL ERİ I : MONARŞİ VE CUMHURİYET

AĞUSTOS 2015 GÜNDEM ARAŞTIRMASI NA DAİR

TÜRK YARGI SİSTEMİ YARGITAY Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı

Kazandı ama bu sonuç Erdoğan ı mutlu etmez

AK Parti'de Aday Adaylığı Müracaatları Başladı

KAMU YÖNETİMİ. 5.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

(Đktisat, Đktisat ĐÖ ve Maliye Bölümleri)

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bayram namazı sonrası açıklama yaptı

ANAYASA HUKUKU DERSİ

Cumhuriyet Halk Partisi

Halk Erdoğan'a Ey Tayyip, ananı da al ve git demiştir. Uğur Mumcu yine haklı çıkmıştır.

13. ASKERLİK GÖREVİ Ordu Hayatı Savaş Yönetimi ve Siyaset Ordu Okuldur SEÇİM

Macit Gündoğdu:2019 Yerel Seçimleri ne hep beraber emin adımlarla yürüyeceğiz

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ...XI GİRİŞ... 1 İkinci Meclisler... 1 Osmanlı Âyan Meclisi ve 1924 Anayasaları... 3 Cumhuriyet Senatosu...

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

10SORUDA AİLE SİGORTASI

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

Onlar konuşur, AK Parti yapar

ANAYASA CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 13.00

183 YILLIK GELENEĞİ DAHA ÇAĞDAŞ HALE GETİREREK DEVAM ETTİRECEĞİZ

BODRUM YENİ MUHTARLARINI SEÇTİ

İ Ç İ N D E K İ L E R

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26313

Cumhuriyet Halk Partisi

Türkiye nin Yeni Anayasa Arayışı: TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Tecrübesi

ÖMER GÜNEY CHP MENEMEN BELEDİYE BAŞKAN A.ADAYI

İMF siz Yapamayacak mıyız?...47 Yakın İzleme Programı Üzerine...48 Daha Dikkatli Olma Zamanı...49 Siyasette İstikrarsızlığa Yılında Ekonomi

MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN

HUKUK. Soru Bankası İÇTİHAT

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

A N A L İ Z. 7 Haziran dan 1 Kasım a Seçim Beyannameleri: Metin Analizi. Furkan BEŞEL

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI

ANAYASA HUKUKU DERSİ

TBMM BAŞKANI CEMİL ÇİÇEK İN ANAYASA DİLİ SEMPOZYUMU KONUŞMA METNİ

DEVLET BAKANI VE BAŞMÜZAKERECİ BABACAN: TÜRKİYE, İŞ YAPMAK, HİZMET ÜRETMEK, ÜRÜN ÜRETMEK, PARA KAZ

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı

Seçmen sayısı. Böylesine uçuk rakamlar veren bir YSK na nasıl güvenilir?

Şehit yakınları ve gaziler için iş kurası

Transkript:

ADALET ESKİ BAKANI AV. BEKİR BOZDAĞ YENİ TÜRKİYE YENİ ANAYASA VE BAŞKANLIK SİSTEMİ 7 MAYIS 2015

"YENİ TÜRKİYE, YENİ ANAYASA VE BAŞKANLIK SİSTEMİ" ADALET ESKİ BAKANI AV. BEKİR BOZDAĞ IN ÜNİVERSİTEMİZ FEN - EDEBİYAT FAKÜLTESİ KONFERANS SALONUNDA VERMİŞ OLDUĞU 7 MAYIS 2015 TARİHLİ KONFERANSININ TAM KONUŞMA METNİDİR.

Prof. Dr. Tamer UÇAR Rektör Sayın Bakanım, çok değerli protokol mensupları sevgili öğrenciler, siyasi ve sivil toplum örgütlerinin çok değerli temsilcileri, öğretim elemanları hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum hoş geldiniz diyorum. Üniversitemiz hızla büyüyor, gelişiyor. Son yıllarda büyük bir atılım içerisine girmiş bulunmaktayız. Türkiye mizin biliyorsunuz 2023 ve 2071 vizyonu var. Üniversitemiz de ülkemizin 2023 te Büyük Türkiye 2071 de Cihan Devleti olma hedeflerine hazır olduğunu, geçtiğimiz 4 yıl içerisinde 8-10 yıllık performans göstererek ispat etmiş bulunmaktadır. Bugün de Sayın Bakanımız teşrif ettiler. Böyle bir programa ev sahipliği yapmış olmaktan dolayı mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyor emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Sözlerimi fazla uzatmadan hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. 4

Adalet Eski Bakanı Av. Bekir Bozdağ Bozok Üniversitemizin; Saygı Değer Rektörü, Değerli Protokol, Değerli Akademik Kadrosu, Çok Kıymetli Öğrenci Arkadaşlarım, Ben de sözlerimin başında hepinizi saygı ile selamlıyorum. Konferansın hayırlı olmasını temenni ediyorum. Öncelikle sizlerle bizleri buluşturan Cihannüma Kulübüne, onun değerli başkanına, yönetimine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Üniversitemiz Rektörü Sayın Tamer Uçar a ve İlahiyat Fakültemizin Dekanı Sayın Salih Karacabey e de bu programa verdikleri katkıdan dolayı, ayrıca ismini bilemediğim ama katkısı olan bütün herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Tabi yeni anayasa, büyük Türkiye, başkanlık sistemi kavramları esasında yerli yerine oturmuş değil. Çünkü herkes bu işin bir tarafından çekiştiriyor. Bir muhalif ve eleştirel sahiplenme bakışından farklı farklı sonuçları ortaya koyuyor. Ama bu işin objektif bir bakışa ihtiyacı var. Yeni anayasa konusunda da, başkanlık sisteminin de, yeni Türkiye nin de mutlaka objektif bir değerlendirmeye; bu değerlendirmenin de bilgi temelli olmasına ciddi ihtiyaç var. 5

Cumhuriyet Dönemi Anayasalarının Ortak Özelliği Olağanüstü Dönemlerde Yapılmış Olmalarıdır Maalesef bugün yeni anayasa ve başkanlık sistemi konusunda tartışma yapanların çok önemli bir kısmı gazetelerin haberlerine, televizyonların yorumlarına göre değerlendirmeler yapıyor. Önemli bir kısmı da cehaletlerini bilgi olarak millete takdim ediyorlar ki bu işin uzmanları bunu çok yakın bir şekilde görüyor ve biliyor. Ben bu değerlendirme içerisinde izninizle ilk önce anayasa üzerinde duracağım. Sonra Yeni Türkiye ve Başkanlık Sistemi üzerine izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti anayasalarına baktığımızda esasında cumhuriyet öncesi olmak üzere diğerleri cumhuriyet sonrası yapılmış anayasalar. Hem 1921 ve 1924, hem 1961 ve 1982 anayasalarımızın tamamının ortak özelliği nedir derseniz, ortak özellikleri; olağanüstü şartlarda yapılmış olmalarıdır. 1921 anayasasının yapıldığı yıllar savaş yıllarıdır. Yokluğun, kıtlığın, yoksulluğun bol olduğu; tabi Türkiye nin de şartlarının çok zor olduğu dönemlerde yapılmış. Ama gene de iyi bir tartışma ortamından sonra yapıldığını görüyoruz. 1924 anayasasına gelince Türkiye nin rota değiştirdiği bir dönem, yine ülke savaştan çıkmış yine yokluk ve yoksulluğun zirve yaptığı bir dönemde parlamento 1924 anayasasını oluşturuyor. Olağanüstü şartlar Türkiye nin o döneminde de hakim. Tabi rejim değişikliği oluyor. O dönem değişikliklerine bakarsanız pek çok reformların yaşandığını hep beraber görüyoruz. Ama 1961 ve 1982 anayasalarına geldiğinizde esasında ülkenin savaştan çıkması, savaşa girmesi nedeniyle değil ama yaşanmış olan hukuk dışı darbeler nedeniyle olağanüstü şartlar var. Yine olağanüstü şartlar altında bir anayasa yapım sürecini yaşamışız. Onun için Türkiye nin evvela herkesin ve her kesimin kendisini hür hissettiği, olağan şartların egemen olduğu millet iradesinin yansıdığı, parlamento çatısının altında yeni bir anayasa yapmaya ihtiyacı var. 6

Olağan Şartlar Altında Yeni Bir Anayasa İhtiyacı Çok Açıktır Olağan şartlar altında yeni bir anayasa ihtiyacı çok açık bir şekilde ortada durmaktadır. Bugüne kadar biz bunu başaramadık. Zaman zaman konuşuyoruz. Yeni anayasayı yapmamız lazım mı? Lazım. Peki buyurun yapalım. Ben son üç dönem parlamentodayım, yeni anayasa konusu bizim hükümetlerimizin daha doğrusu partimizin seçim beyannamelerinde hep yer aldı. Ama bu dönem içerisinde yeni anayasa başarılabildi mi? Başarılamadı. 2007 seçimlerine giderken daha büyük çaplı yeni anayasa vaadi seçim beyannamesinde vardı ve seçimden sonra hatırlayacağınız gibi Ergün Özbudun başkanlığında -Anayasa hukukçusu değerli bir insandır- bir bilim komisyonu kuruldu. Anayasa hazırlamak üzere bir öneri taslağı o tarihte başladı. Ben de o komisyonun parti kanadında üyeliğini yaptım. Komisyonla beraber çalışmalar yürüttük. Hiç unutmuyorum Mart ayı sonunda Nisan ayı başında, 2008 in Nisanı nda bilim komisyonunun hazırladığı anayasa önerisi taslağını Türkiye kamuoyuyla paylaşacak ve bu öneri üzerinde Türkiye kamuoyunun somut bir tartışma ortamı yaşaması için bir zemin oluşturma hedefleniyordu. Anayasayı kamuoyuyla paylaşacağımız tarihi millete ilan etmiştik ama 14 Mart 2008 de Yargıtay Başsavcısı kapatma davası açtı bize. Ben dahil 73 tane arkadaşımızı bu ülke için tehlikeli gördüler, siyasi yasak talep ettiler. Ve bu süreç hakim kaldı. Daha sonra hatırlarsanız 2010 da 26 maddelik bir anayasa reform paketi meclisten geçti. O zaman parti, gelin bakın böyle bir imkân var daha ne yapalım? Dediler ki daha önceden siz paketle geldiniz, biz şimdi beraber yapalım. Tamam, biz de geldik. Gelin elinizde hiçbir paket yok. Yazılı metin yok. Beraber çalışalım dediğimizde de bu sefer aynı şey köle tekrarı. Bunlar ne yapacağını bilmiyorlar. Eli boş bize gelmişler. Dolayısıyla bizim bunlara verebileceğimiz bir destek yok dendi. Maalesef destek vermediler. Ama yine 26 maddelik büyük anayasa paketi halkın yüzde 58 inin kabulüyle anayasaya dönüşünce herkes; Gelin yeni anayasayı hemen yapalım. dedi. 7

Derdimiz Yeni Anayasa İhtiyacını Karşılamak Şimdi referandum 12 Eylül 2008 de oldu seçim de Haziran da olacak. Seçim tarihi belli. Şimdi yeni bir anayasa yapma vakti maalesef yoktu ama bütün partiler çağrıda bulundu. Biz de dedik ki sizin niyetiniz eğer yeni anayasa ise bu süre zarfında yetişmeyeceğini en iyi siz biliyorsunuz. Samimi iseniz seçimden sonra oturun birlikte Türkiye ye yeni anayasayı yaparız. Seçim oldu arkasından meclis bir anayasa uzlaşma komisyonu kurdu. Her parti üç üyeyle temsil edildi. Bu üç üyenin her birinin kanaati diğer bütün üyelerin kanaatinin toplamının ağırlığı kadardı. Yani şunu demek istiyorum bu komisyonda kararlar oy birliği ile çıkıyor. Bir partinin herhangi bir anayasa madde önerisini diğer partilere diğer üyelere dayatma şansı yok. Sizin önerinizi herhangi bir üye kabul etmediğinde o öneri geçersiz sayılıyor. Biz böylesi bir fedakârlığı gösterdik. 326 vekilimiz var, eşit temsili kabul ettik. Derdimiz yeni anayasa ihtiyacını karşılamak. Maalesef zamana yayıldı yayıldı ve yeni anayasa ihtiyacı karşılanamadı. Çünkü ben hala aynı kanaatteyim. Komisyonda oturan bazı partilerin yeni anayasayı yapmak değil de yeni anayasa iradesini zamana yaymak suretiyle sonuçsuz bırakmak için buraya girdiğini hala inanıyorum ve böyle olduğuna adım gibi eminim. Ve sonuçta başarısız olundu, yapılamadı. Tabi şimdi herkes yeni anayasayı bir daha konuşuyor. Türkiye nin yeni anayasaya ihtiyacı çok açık. Bugüne kadar mevcut anayasamız defalarca değişmiş. 70 in üzerinde anayasa maddesinde değişiklik var. Fıkralarla birlikte baktığınızda rakam 100 ün üzerine çıkıyor. Çok büyük değişiklikler olmuş. İltizam bozulmuş, insicamı bozulmuş, uyumu bozulmuş çok ciddi sıkıntılar var. Neden değişmesi lazım yeni anayasanın? Biraz önce söylediğim olağan şartlarda Türkiye nin yeni bir anayasa yapma ihtiyacı olduğu için değişmesi lazım. Herkesin hür olduğu bir ortamda anayasa yapılırsa o anayasa herkesin anayasası olma niteliğini kazanabilir. 8

Bugüne kadar Türkiye bunu başaramadı ama TUSİAD, MUSİAD, TOBB, Barolar Birliği, Memur-Sen pek çok sivil toplum örgütü hatta 93 te siyasi parti ve en son uzlaşma komisyonu yaptığı çalışmalarla Türkiye için yeni anayasa önerileri ortaya koydu. Herkes, bir ihtiyaç var, benim arzu ettiğim anayasa da böyle olsun diye anayasalar yazıp Türkiye kamuoyu ile paylaştı. İhtiyaç olmasa bu kadar ayrı ayrı sivil toplum örgütü yeni yeni anayasa önerileri hazırlayıp Türkiye kamuoyuyla paylaşır mı? Paylaşmaz. Hepsi ihtiyacı gösteriyor. Peki neden dediğinizde 1982 Anayasası nın özelliğine bakmamız lazım. Bizim mevcut anayasamızın ana özelliği nedir derseniz; ana özelliği korkudur. Herkesten korkan bir anayasadır. Milletten korkuyor, yasamadan korkuyor, yürütmeden korkuyor, yargıdan korkuyor, herkesten korkuyor. Daha da kötüsü herkesi ve her kesimi anayasanın kabul ettiği düzen için potansiyel bir tehlike ve tehdit algılaması üzerine bina edilmiş. O yüzden dikkat ederseniz Anayasanın her bir maddesinin arkasında bu tehlike ve tehdidin nasıl bertaraf edeceğine dair mekanizmalar oluşturulmuş. O açından bu Anayasadan güçlü bir Türkiye yi kimse inşa edemiyor. Yeni Türkiye yi Korkuların Üzerine Bina Edemeyiz Yeni Türkiye yi korkuların üzerine bina edemeyiz. Bizim İstiklal Marşımız ne diye başlıyor; Korkma diye ama bizim Anayasamızın her bir harfine emin olun bu milletten ve bu millete ait olan herşeyden korku sinmiş. Onun için bir defa bu korku duygusunu Anayasadan çıkarmamız, milletine güvenen, yasamasına güvenen, yürütmesine güvenen, yargısına güvenen, herkese güvenen, güven üzerine inşa edilen bir anayasa ihtiyacı var. Bir başka özellik bizim anayasamızda bütün hak ve hürriyetler kâmil manada var. Hangi hakkı ararsanız anayasada bulursunuz. 9

Ama bizim anayasamız bütün bu hak ve hürriyetleri tanırken arkasından bunları nasıl etkisiz hale getirileceğinin de yolunu gösteriyor. İşte seyahat hürriyeti var, bilim, sanat hürriyeti var. Arkasından şu yoldan giderseniz bilim, sanat hürriyetini istediğiniz gibi ayar yapabilirsiniz. Bu hürriyetleri kullanmayı engellemenin yöntemlerini gösteriyor. Hürriyetlerin teminatı yolunu değil dikkat edin hürriyetleri yok etmenin, hürriyetleri sınırlamanın, hürriyetleri daraltmanın yollarını gösteren bir anayasa var. Halbuki demokratik bir anayasada hürriyetleri daraltma, sınırlandırma, kaldırma değil de hürriyetleri teminat altına alma ve o hürriyetleri sınırlamama, kaldırmamanın kuralları olmalı. Hiçbir iktidar, hiçbir parlamento çoğunluğu onu ortadan kaldıramamalıdır. Bizim anayasaya bu açıdan baktığımızda esasında hürriyetleri veren sonra da verdiği gibi geri alan bir anayasa gibi duruyor. Onun için bazıları ama-yasa demiş, bu hakkın var ama şuradan geri alırım. Onun için Anayasayı ama-yasa da olmaktan çıkartacak hürriyetin esas teminat altına alındığı, hürriyetin sınırlanması tahdidi konusunda anayasal organların sınırlandırıldığı bir anayasaya da Türkiye nin çok ciddi anlamda ihtiyacı var. Onun için bu açıdan da bizim anayasamız son derece önemli. Örneğin düşünce hürriyetini düzenleyen anayasada maddemiz var. Bilim ve sanat hürriyetini düzenleyen maddemiz var. Bizim anayasamızı, bilim ve sanat hürriyetini düzenleyen maddeyi eğer hükümetler tam manasıyla uygulasın Türkiye de üniversitelerin bilim ve sanat yapma imkânı ortadan kalkar. Çünkü anayasanın kabul ettiği, resmi ideolojinin hilafına bir eğitim yapabilme imkanınız yok sizin. Açık bir örnek vereyim; bizim Cumhuriyetimizin nitelikleri sayılırken bir özellik sayılıyor. Diyor ki; İnsan haklarına saygılı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti. deniyor. İnsan haklarına saygılı! Siz hukukta, hukuk devleti üzerine veya herhangi bir bölümde doktora yapıyorsunuz. 10

Dediniz ki; İnsan haklarına saygılı değil de insan haklarına dayalı olmasını istiyorum. Saygı duymak ayrı şey, dayalı olmak ayrı şey. Şimdi bizim anayasamız; İnsan haklarına ben saygılıyım. diyor, İnsan haklarına dayalıyım. demiyor. E tabi, o zaman gerçek anlamda hukuk devletini siz daha başında temelsiz bırakıyorsunuz. Şimdi bunu eğer tam uygulasınlar, emin olun, böyle bir doktora tezini yazamaz üniversiteler. Ama bereket ki, bunlar ölü maddeler olduğu için uygulamıyorlar. Ama uyguladıkları zaman sıkıntı ayyuka çıkıyor. Matematik, Kimya, herhangi bir bilim anayasa kuralı tanır mı? Eğer anayasa kuralı tanırsa bunlar bilim olma vasfını yitirirler. Bunlar özgür ortamda iş yapacaklar, araştıracaklar, ona göre hareket edecekler. Değerli Arkadaşlar, Bizim anayasamızda bir başka şey, korkulardan bahsettim, hak arama yollarını önü bu korkularla hep kapatılır. Nasıl kapatılmış? Örnek olsun diye söylüyorum; siz memur oldunuz, atandınız. Devlet, memurları kim olacağına dair inceliyor. Atandınız fakat daha sonra yanlış bir adam olduğunuz anlaşıldı. Sizi memurluktan atamıyorlar. Terfinizi önlemek için uyarma cezası, kınama cezası veriyorlar. Sonra da terfilerle ilgili mevzuatta, falan yere atanmak için uyarma ve kınama cezası almamış olmak şartı getiriliyor. Şimdi sizin yolunuz daha işin başında kapanıyor. Hukuk devletinde yargı yolu kapalı bir idari işlem olur mu? Olmaz. Uyarma, kınama veriyorsunuz, mahkemeye de gidemiyor. Ben haksızlığa uğradım, benim üzerimdeki bu haksızlığı kaldırın, hakkımı bana teslim edin. deme hakkını tanımıyorsunuz vatandaşımıza uyarma ve kınama cezalarıyla Ee şimdi, hâkim savcı olduğunda veya asker kişi olduğunda daha tehlikeli; Bunu bir saniye bile görevde tutmamak lazım diyor mevcut anayasa. Onun için YAŞ kararıyla, HSYK kararıyla ihraç yapıyor, adamın ekmeğini elinden alıyorsunuz. 11

Haksızlığa uğradı, mahkemeye gidip ben haksızlığa uğradım deme hakkını da tanımıyorsunuz. Ne yapıyorsunuz; idareyi koruma altına alıyorsunuz. Hâlbuki anayasa idareyi değil, vatandaşı koruma altına alır, idareyi vatandaşına karşı sınırlar. Bu nedir? Korkuyor, korktuğu için eleme sisteminden yanlışlıkla geçenleri temizlemek için kendi içinde ayrı mekanizmalar kurmuş. Yürütmeden de korku var, az önce de söyledim. Şimdi idarenin bütün eylem ve işlemleri yargıya açıktır. İdari Yargı Kendisini Türkiye nin Hükümeti Zannediyor Bizim idari yargı yapılanmamıza baktığımızda idari yargı kendisini Türkiye nin hükümeti zannediyor, belediye başkanı zannediyor, valisi zannediyor, rektörü zannediyor. Her işi ben bilirim. diyor. Bilme imkanın yok senin. İş hukuka uygun mu, değil mi? Bunun denetimini yapacaksın. Ama bizimkiler Allah var, yani bizim yargının bilmediği konu yok. Yani, maden işlerini de çok iyi biliyor, ekonomi işlerini de çok iyi biliyor, dış politikayı da çok iyi biliyor, her konuda karar veriyor ve anayasanın çizdiği sınırlara rağmen yerindelik denetimi yapıyorlar. İdarenin takdir hakkını ortadan kaldıracak, onlarca, yüzlerce, binlerce karar var. Neden? Çünkü idareyi de oradan frenliyor. Ayrıca anayasa mahkemesinden frenliyor. İstemediği işler olduğu zaman oradan önünü kesiyor. Yasama da öyle, orada da anayasa mahkemesi var. Onun da karşısında ayrı bir denetim mekanizması kurulu. Bu nedir? Denetim olsun, olsun, ama bütün bunlar güvensizlikler ve korkular üzerine bina edildiği için yanlış olan şeylerdir. Bir başka şey size söyleyeyim. Şimdi 7 Haziran da seçimler var değil mi bizim? Türkiye nin başbakanı kim olur anayasaya göre? Herhalde herkesin aklındaki cevap şu: En çok milletvekili çıkaran partinin genel başkanı olur. Ama bizim anayasaya göre böyle bir şey değil. 12

Bizim anayasa diyor ki: Başbakan milletvekilleri arasından Cumhurbaşkanı tarafından atanır. diyor. Cumhurbaşkanı vekil olmak kaydıyla herhangi birini başbakan atayabilir. Tekeli oraya vermişler. Neden? Çünkü verenler Kenan Paşa gibi cumhurbaşkanlarının geleceğini hesap etmişler, Tayyip Bey in cumhurbaşkanı olacağını pek hesap etmemişler, öyle anlaşılıyor. Onun için de oraya vermişler yetkiyi. Hatırlar mısınız bilmem, sene 1997, merhum Erbakan Hoca başbakanlıktan istifa edince o zaman bir grup Doğru Yol Partisi, Refah Partisi milletvekilleri, hatta Büyük Birlik Partisi de var, imza toplayıp Demirel e verdiler. Dediler ki; Siz eğer Başbakanlık görevini Tansu Çiller hanımefendiye verirseniz biz O na güvenoyu vereceğiz. dediler. 276 nın üzerinde imzayı da sayın Cumhurbaşkanımıza takdim ettiler. Sayın Demirel ne yaptı? Yalım Eralp zannedersem, ona götürdü. O zaman Bağımsız mı veya Doğru Yol içinden mi tam hatırlamıyorum. Yalım Eralp e milletçe Başbakanlık görevi verdi. Neden? Çünkü istemediğiniz bir yönetim çıkarsa o yönetimi frenlemek görevi Cumhurbaşkanına verilmiş, anayasa da onu teminat altına almış. Yürütmeye güvenmiyor. Neden güvenmiyor yürütmeye? Esasında yürütmeden öte, yürütmeyi seçen millete güvenmiyor. Çünkü millet bizim istemediğimiz birilerini seçerse biz buradan onun ayarını yapalım. Anayasanın içerisinde daha pek çok konu var. Ben tek tek bunu buradan alıp size uzun uzun anlatsam çok vakit alır. Milletin Bütün Kesimlerinin Katkısı İle Yeni Bir Anayasayı Hep Beraber Yapmamız Lazım Türkiye bu Anayasa ile yolunu yürüyemez. Güçlü bir Türkiye haline gelemez. Yeni bir Türkiye olamaz. O yüzden bizim bu anayasayı baştan aşağıya değiştirmek değil, baştan aşağıya çöpe atıp yerine yepyeni bir anayasa yapma mecburiyetimiz var. Çünkü bu anayasayı değiştire değiştire Türkiye yi daha özgür hale getiremeyiz. 13

Bu anayasayı değiştire değiştire anayasadaki darbe ruhunu ortadan kaldıramayız. Bu anayasayı değiştire değiştire insan haklarına saygı temelinde kurulmuş yapıyı, insan haklarına dayalı bir anlayışa çeviremeyiz. Çünkü bu anayasanın her bir harfi, her bir yerine hakim olan ruh darbe ruhudur. Bu ruhu öldürmemiz lazım. Öldürmenin yolu da bunu kaldırıp bir kenara koyacağız. Yerine, yeni bir anlayışla, milletin bütün kesimlerinin katkısı ile yeni bir Anayasayı hep beraber yapmamız lazım. Türkiye bunu başardığı zaman yolu daha aydınlık olacaktır. Daha güçlü bir Türkiye olma vasfını kazanacaktır. Çünkü bizim anayasamızın içerisinde o kadar çok mayın var ki; mesela yaşadığımız olaylardan biri, 367 krizi. Anayasayı yüz defa okuyun. Türkiye de böyle bir kriz olur mu? Olmaz. Böyle bir yorum olur mu? Olmaz. Anayasa buna izin verir mi? Vermez. Ama bazıları çıktı, 367 den neler çıkardılar, Türkiye nin başına nasıl çoraplar ördüler, hep beraber ne yaptık, gördük. Yani anayasanın içerisinde her derde deva var. Hürriyeti çoğaltmak isterseniz ona imkan var, hürriyeti yok etmek isterseniz ona da imkan var. Hakları çoğaltmak isterseniz ona da yer var, yok etmek isterseniz ona da var. O yüzden bu kadar nerede, ne yapacağı belli olmayan sonuçlar doğuran, yoruma çok açık olan ve temel hak ve hürriyetlerin teminatlarını ortadan kaldıran bir anayasa ile Türkiye nin daha fazla yoluna devam etme imkanı yok. Bazen diyorlar ki anayasa ekmek mi verir bize, karın mı doyurur, iş mi olur, aş mı olur? Değerli arkadaşlar anayasa bütün bu işlerin sağlıklı yürümesi için var. Çünkü anayasa devleti kuran temel yasa. Devletin organları arasındaki ilişkiyi düzenleyen, vatandaşla devlet arasında sınırları tayin eden en önemli şey anayasadır. O olduğu için, sağlam olursa o zaman diğer işlerin hepsi tıkır tıkır yürür. Ama biz bunu, bugüne kadar maalesef beceremedik, becerme imkânımız da olmadı. Türkiye, Yeni Anayasa yapabilir mi? Yapar, bu gücümüz var mı? Var. 14

Ama şimdi geçmişe dönüp baktığımızda biz anayasayı sanki yapamazmışız gibi bir hava esiyor, estiriliyor. Onun için bazı anayasa profesörleri diyor ki; Yeni Anayasa yapmak darbecilere mahsus. Çünkü ancak onlar yapıyor. Biz siyaset kurumu, vekiller bir araya gelip yeni bir anayasa yapamıyoruz. Yeni bir anayasa yapmak için darbe mi olması lazım? Hayır. Milletin iradesinin olması yeter. Ama maalesef Ankara daki siyaset, milletin yeni anayasa talebi esas olmasına rağmen, bu iradeyi yeni anayasaya bugüne kadar dönüştüremedi. İnşallah bundan sonraki süreçte dönüştürülür. Çok net söylüyorum. Yeni Anayasa eski Türkiye nin son anayasası olacaktır. Yeni Türkiye nin ilk anayasası da olmayacaktır. Çünkü Yeni Türkiye yeni anayasasını kendi şartları içerisinden yeniden yapabilmelidir. Çünkü bizim kafalarımız o eski Türkiye nin kodlarına göre şekillendiği için biz ne kadar yeni de desek sonuçta o kodlardan kendimizi kurtaramıyoruz. Onun için bu eski Türkiye nin son anayasası olacaktır. Yeni Türkiye ilk anayasasını kendi şartları içerisinde yeniden yapma ihtiyacı duyacaktır. O zaman Türkiye nin önü, ufku daha da açılacaktır. Buna yürekten inandığımı ifade etmek isterim. Umarım bu seçimde parlamentoda Yeni Anayasayı yapacak iradeye sahip bir çoğunluk olur ve milletimizin arzu ettiği bir anayasa hayata geçirilmiş olur. Değerli Arkadaşlar Başkanlık sistemine ilişkin bir kaç hususu sizlerle mukayeseli olarak paylaşmak istiyorum. Türkiye de başkanlık sistemi bilinmiyor. Başkanlık sistemini tartışanlar da bilmiyor. Anayasa hukuku profesörleri, hükümet sistemleri üzerine çalışanlar bu konuları biliyor. Ama bizdeki anayasa hukukçularının kitaplarına bakın, hükümet sistemleri üzerine yazılan edilenlere bakın. 15

Adam başkanlık sistemi üzerine doktora yapmış, adeta başkanlık sisteminin ne kadar kötü olduğunu ispat etmek mantalitesi üzerine bir doktorayı yaptığını görüyorsunuz. Anayasa hukuku kitaplarında ve siyaset bilimi kitaplarında esasında başkanlık sistemine neredeyse yer ayrılmamış gibi. Açıyorum ne var şurada, bir bakayım diyorum. Hiçbir şey yok. Üç-dört cümle, bir-iki sayfa. Yani bu sistem ne zaman olmuş, nasıl olmuş, ne olmuş, özelliği nelerdir gibi tartışma götüren konulara cevapların hiçbirisi maalesef yok. Türkiye de başkanlık sistemini, anayasa hukuku profesörleri ve siyaset bilimcileri, çok net söylüyorum üniversite öğrencilerinden de, bu milletten de maalesef es geçerek gizlemişlerdir. Kitaplarına az yer vererek gizlemişlerdir. Öğrenciler okusa, ona göre bu sistemler hakkında karar verseler eminim çok doğru kararlar verecekler. Ben çok net söylüyorum. Başkanlık sisteminin nitelikleri ile parlamenter sisteminin niteliklerini yan yana yazın, hangisinin başkanlık sistemi, hangisinin parlamenter sistem olduğunu üzerine koymayın, insanlara sorun; Bu Türkiye için hangisi daha doğrudur? diye sorun. Emin olun büyük bir çoğunluğunun başkanlık sistemini tercih edeceğini göreceksiniz. Sonra üzerine adını koyduğunuzda tercih edenlerin de Abi ben buna karşıyım dediklerine de şahit olacaksınız. Neden, çünkü bu konuda bilgimiz yok, yalanlar gerçeklerin yerine ikame edilmiş durumda. Başkanlık Sistemi, Yasama Ve Yürütmenin Birbirinden Tam Ayrı Ve Birbirine Karşı Tam Bağımsız Olduğu Sistemin Adıdır İzniniz olursa parlamenter sistemi ve başkanlık sistemini, iki sistemin ana özellikleri yönünden karşılaştırarak bir özet yapmak isterim; Başkanlık sistemi dediğimiz şey nedir demek isterseniz; yasama ve yürütmenin birbirinden tam ayrı ve birbirine karşı tam bağımsız olduğu sistemin adıdır. 16

Yasama ve yürütme birbirinden ayrı olacak, birbirine karşı tam bağımsız olacak. Biz hep demiyor muyuz, yasama ayrı olsun, yürütme ayrı olsun, kuvvetler ayrılığı olsun, herkes onu söylemiyor mu? Onu söylüyor. Peki, şu anda Türkiye de parlamenter sistem var yasama ve yürütme bir birinden ayrı mı değil mi? Ve herkese soruyorum; kendi aklınca, bilgisince cevap versin. Bizim ayrı bir meclisimiz var, doğru mu? Doğru. Ayrı bir hükümetimiz var, doğru mu? Doğru. Yürütmemiz var, doğru mu? Doğru. Peki, bunlar birbirinden ayrı mı? Kesinlikle ayrı değil. Nedir? Türkiye de kâğıt üzerinde kuvvetler ayrılığı vardır ama hem kâğıt üzerinde hem uygulamada kuvvetlerin birleşmesi var. Neden, çünkü hükümet olmak için 276 vekile ihtiyacınız var, güvenoyu alacaksınız. Sonra komisyonlar var mecliste, 25 kişi, bazı komisyonlar daha fazla. Bu komisyonların hepsinin salt çoğunluğu iktidar grubuna aittir. Sonra genel kurul var 550 kişiden oluşan, buradaki salt çoğunluk da iktidar grubuna aittir. Yani başbakanın, hükümetin istemediği bir konunun parlamentoda görüşülmesi mümkün değil, komisyondan geçmesi de mümkün değil, genel kuruldan geçmesi de mümkün değil. Hükümet ne derse o olur. Neden, çünkü parlamentodaki herkes kendisini hükümet grubundan, hükümetin bir parçası olarak görüyor. Öyle olduğu için de Türkiye her devresinde yasama ve yürütmenin emrinde olmuştur. Bu CHP nin tek başına iktidar olduğu dönemde de böyledir, Demokrat Parti nin iktidarı döneminde de böyledir, Adalet Partisi nin iktidarı döneminde, Anavatan ın iktidar olduğu dönemde de, Ak Parti iktidarlık döneminde de, koalisyon iktidarlığı döneminde de böyledir. Biz ne diyoruz, diyoruz ki; Ayrı olsun, yasama yürütmenin emrinde olmasın, yürütme de yasamanın emrinde olmasın. Herkes kendi işini, kendi tabii olduğu kurallar çerçevesinde yapsın. Birbirine karşı tam bağımsız olsun. Ayrı tutmak mı iyi, yoksa bir tutmak mı iyi? Şimdi bizi eleştirenler diyor ki; Siz kuvvetler ayrılığını yok ediyorsunuz. 17

Ya şimdi bütün kuvvetler bizim elimizde, niye yok edelim? Yani yasama zaten hükümet grubun çoğunluğu olduğu için bizim elimizde, yürütme de bizde. Biz niye elimizdeki gücü, kuvveti verelim? Ama Türkiye de değerli arkadaşlar siyasi açıdan baktığınızda büyük problemleri hep bu kuvvetlerin ilişkisindeki problemler ortaya çıkarmıştır. Biz onu görüyoruz, onun için diyoruz ki; Kuvvetleri birbirinden ayırmak, birbirine karşı bağımsız yapmak gerekiyor. Şimdi bunun nedenlerini ben özelliklerini anlattıkça siz daha net bir şekilde göreceksiniz. İki, başkanlık sistemi siyasi istikrar demektir. Parlamenter sistem her zaman siyasi istikrar demek değildir. Neden derseniz, başkanlık sisteminde yürütme sandıktan çıkar yüzde 51 i alan başkan olur. Parlamenter sistemde ise yürütme sandıktan çıkar ama sandıktan 276 yı bulan yürütme olabilir. Eğer sandıktan 276 bir parti grubu çıkmazsa o zaman koalisyon olur. Koalisyon olduğu zaman da siyasi istikrar ortadan kalkar. Bizim parlamenter sistem her zaman siyasi istikrarı doğurmaz, halk isterse olur. Ama başkanlık sisteminde siyasi istikrar sistemin zorunlu sonucudur. Şimdi bakın bizim 62. Hükümetimiz var. İşte Cumhuriyet in 92. veya 93 yılı, 62. hükümetimiz var. Dikkat edin 1950 ye kadar CHP tek başına iktidar, 1950-1960 arası Demokrat Parti iktidar, 1965-1970 arası Adalet Partisi tek başına iktidardır. 1983-1990 arası Anavatan tek başına iktidar, 2002-2015 arası ise Ak Parti tek başına iktidardır. Bakın bu tek başına iktidar olduğu dönemleri çıkardığınızda, neredeyse altı ayda bir Türkiye de hükümet değişikliği görüyorsunuz. Ama tamamını koyduğunuzda 17 aya tekabül ediyor. Bu tek başına iktidarları da koyup ona göre böldüğünüzde iktidarların ortalama ömrünün 17 ay olduğunu görüyorsunuz. 17 ayda siz ne yaparsınız. Bir büyük projeye başlıyorsunuz daha işin besmelesini çekmeden iktidardan gidiyorsunuz. 18

Yeni gelen hükümet ya bu proje nasıl olur, neydi, ne değildi öğrenene kadar o değişiyor. Ondan sonra öbürü geliyor, bir adım atacak vakit bulamıyorsunuz. Siyasi istikrar yok, onun için İtalyanlar yeni bir kanun çıkardılar, koalisyon hükümetini yasakladılar. İşte başkanlık sistemi arkadaşlar, siyasi istikrarı doğrudan sandıkta doğuruyor. Sistemin kendi doğuruyor. Ama parlamenter sistemde halk koalisyon da çıkarabilir, tek başına iktidar da. İşte 2002 de Türkiye iflas ettiği için tek başına iktidar çıkardı. Ama bunu her zaman çıkarmayabilir, başkanlık sistemi her zaman istikrar demektir. Örneğin Türkiye kaç yıllık bir ülke diye sorsan herkes kafasına göre bir rakam söylüyor. Mesela Amerika da kaçıncı başkan var desen, herkes orada da bir rakam söylüyor. Mesela ben 62. Hükümet dedim ya Türkiye de, size bu rakamı söylemeden kaçıncı cumhuriyet hükümeti iş başında desem, çoğumuz bunu bilemezdi ama Amerika da çok kolay. Amerika nın kuruluş tarihi belli mi? Belli. Aradaki süreyi dörde böldüğümüzde kaçıncı başkanın görev yaptığını görürsünüz. Eğer Türkiye de siyasi istikrar olsaydı, zannedersem bugün 18. Hükümetin olması gerekiyordu. 62. Hükümet olması için yüz mü, iki yüz mü bilmem siz hesap edin rakamları çıkartacaksınız. İstikrarsızlık herkese kaybettiriyor. Başkanlık Sistemi Güçlü İktidar Çıkarır Bir başka şey; başkanlık sistemi güçlü iktidar çıkarır. Parlamenter sistem güçlü istikrarı her zaman çıkaramaz, istikrarla biraz doğrudan bağlantılı. Siz şimdi sandıkta birine başkan yetkisi veriyorsunuz, bütün yetkileri o kullanıyor. Ama düşünün ki parlamenter sistemdeyiz, şimdi öyle, 280 ile hükümet oldunuz, tek başına iktidarsınız. Milletvekillerinden bir grup geliyor diyor ki Başbakana; Sayın Başbakanım, bir talebimiz var, yaparsanız memnun olurum. Başbakan Olmaz. dedi. Yanlış bir talep yapamayız. dedi. 19

Yanlış bir talep yapamayız. dedi. Arkasından da diyor ki; Bak benim gibi düşünen birkaç tane arkadaşım var. Senin de 276, 4 tane vekilin var, ne kadar dik durabilir o Başbakan. Koalisyon ortaklarınız var, beraber çalışıyorsunuz. Siz sağlıkta reform yapacaksınız ama öbür ortak reforma karşı. Bu adımı atarsanız koalisyonu bozarım diyor, bu adımı atabilecek misiniz? Bak, biz tek başına iktidar olduğumuz halde, böyle bir sorun yaşadık. Sosyal Güvenlik Kurumu nu birleştiren bir adım attık. Hastaneleri birleştiren bir adım attık. Hatırlarsanız, SSK hastaneleri falan hepsini kaldırdık, tek bir çatı altında birleştirdik. SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı nı da SGK ya dönüştürdük. Şimdi MHP de milletvekili olan bir arkadaşımız var; o zaman bizde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Başeskioğlu. Bu reforma karşı çıktı, komisyonlarda ve genel kurulda; Bu kanunun görüşmelerine ben oturmam. dedi ve oturmadı. Biz koalisyon olsak bu SGK reformunu yapabilir miydik? Milletin en çok memnun olduğu bir tarihi bir adım atabilir miydik? Adam o kadar onu ülke için tehlikeli görüyor ki, Buna oturmam. diye meydan okuyacak kadar onu doğru kabul ediyor ve bizim yanlış yaptığımıza, kendisinin doğru yaptığına inanıyor. Ee koalisyon olsak böyle bir adım atabilir misiniz? Atamazsınız, zayıf iktidar. Ama Başkanlık Sistemi Her Türlü Operasyona Karşı Dirençli Bir Sistemdir Şimdi sizin milletvekillerinize karşı birileri başka operasyonlar çekebilir. Nedir? Milletvekillerinizi parayla, tehditle, şantajla transfer edebilirler. Şimdi zaten bu konularda mahir olanlar çoğaldı. Dolayısıyla kafa tuttunuz, yapmayacaksınız bir şey, bir bakıyorsunuz oradan iki gazete manşet atmış. Neden, parlamenter sistem güçlü iktidar doğurmuyor, aksine zayıf iktidarlar çıkarabiliyor. Öte yandan da iktidarlar operasyona her türlü açık kalıyor. Başkanlık sistemi her türlü operasyona kapıyı kapatıyor. 20