Analiz. seta CARİ AÇIK TARTIŞMALARI GÖLGESİNDE KÜRESEL EKONOMİK KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ ERDAL TANAS KARAGÖL



Benzer belgeler

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:4

internet adreslerinden

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

8. Finansal Piyasalar. 8.1 Finansal Koşullar ve Para Politikası

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI BİRİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Merkez Bankası Gecelik Borçlanma Faizi (%)

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.

CARİ AÇIK NEREYE KADAR?

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

2016 Temmuz Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Murat ÇETİNKAYA Başkan. 26 Temmuz 2016 Ankara

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

İDARE MERKEZİ ANKARA, 27 Ocak 2015

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Makro Veri. Cari açık yeni rekorda. Tablo 1: Cari Denge (milyon $) -month,

Ekonomi Bülteni. 19 Aralık 2016, Sayı: 49. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi. Dünya Ekonomisi. FED varlık alımlarını durdururken, Avrupa Merkez Bankası negatif faiz uygulamaya. başlamıştır.

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TEKSTİL VE HAMMADDELERİ SEKTÖRÜ 2015 YILI ŞUBAT AYI İHRACAT PERFORMANSI. Genel ve Sanayi İhracatında Tekstil ve Hammaddeleri Sektörünün Payı

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

TÜRKon/HED/13-39 DEĞERLENDİRME NOTU. Faks: +90 (212) TÜRKİYE EKONOMİSİ. Sanayi üretiminde kritik gerileme.

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti

2016 Ocak Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Erdem BAŞÇI Başkan. 26 Ocak 2016 Ankara

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2012 YILI 9 AYLIK FAALİYET RAPORU

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2010 YILI 9 AYLIK FAALİYET RAPORU

1-Ekonominin Genel durumu

Bu sunum, borç stoku ve borçlanma ile ilgili güncel bilgileri. kamuoyuna kapsamlı olarak sunmak amacıyla hazırlanmıştır.

Türkiye nin TL cinsinden yatırım yapma açısından

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

31/12/ /03/2012 tarihleri arasında fon getirisi %2,11 olarak gerçekleşirken, yönetici benchmarkının getirisi %2,49 olarak gerçekleşmiştir.

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

İDARE MERKEZİ ANKARA, 28 Ocak 2014

Rakamlarla 2011'de Türkiye Ekonomisi

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası

Merkez in 2016 Para ve Kur Politikası..! Kararlı para politikası duruşu enflasyonu düşürmekte temel belirleyici olmuştur..!

BAKANLAR KURULU SUNUMU

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

Mayıs 13. Emeklilik Fon Bülteni BNP Paribas Cardif Emeklilik NİSAN AYI PİYASA GELİŞMELERİ BNP PARIBAS CARDIF

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Sayı: Mayıs PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 18 Mayıs 2010

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU(EURO) YILLIK RAPOR

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ MAYIS 2018

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU

İSPANYA ÜLKE RAPORU AĞUSTOS 2017 ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

Ekonomi Bülteni. 24 Ağustos 2015, Sayı: 24. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Lojistik. Lojistik Sektörü

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

JAPON EKONOMİSİNİN ANA BAŞLIKLAR İTİBARİYLE ANALİZİ

7. Orta Vadeli Öngörüler

Tablo 7.1: Merkezi Yönetim Bütçe Büyüklükleri

2015 MAYIS ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

Transkript:

seta Analiz. SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı www.setav.org Kasım 2011 CARİ AÇIK TARTIŞMALARI GÖLGESİNDE KÜRESEL EKONOMİK KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ ERDAL TANAS KARAGÖL

S E T A A N A L İ Z seta Analiz. Sayı: 45 Kasım 2011 CARİ AÇIK TARTIŞMALARI GÖLGESİNDE KÜRESEL EKONOMİK KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ ERDAL TANAS KARAGÖL Araştırma Asistanı: AHMET SEMİH BİNGÖL İÇİNDEKİLER GİRİŞ 4 AB ÜLKELERİ, ABD VE KÜRESEL EKONOMİK KRİZ 5 YUNANISTAN 5 İRLANDA 7 PORTEKIZ 8 İSPANYA 9 İTALYA 10 SONUÇ 11 KÜRESEL EKONOMİK KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ 12 CARI AÇIK 12 BÜTÇE DENGESI 14 KÜRESEL EKONOMİK KRİZ VE GELECEĞE BAKIŞ 15 SONUÇ VE ÖNERİLER 21 2011 Yayın hakları mahfuzdur

KÜRESEL EKONOMİK KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ ÖZET 2008 yılından itibaren ABD de ekonomide güvensizlik, istihdamda sıkıntılar ve konut piyasasındaki problemler, Avrupa da ise yüksek devlet borçları ve bankacılık sorunları nedeniyle küresel ekonomide yeni bir yavaşlama durumu ortaya çıkmıştır. Euro bölgesi ekonomileri başta ekonomik büyüme olmak üzere diğer makro ekonomik göstergelerde ortaya çıkan gerileme, iflas noktasına gelen AB ülkeleri ekonomilerinde kapsamlı kamu maliyesi ve bankacılık reformlarının yapılması zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Küresel ekonomik krizin Türkiye ekonomisine etkileri de ekonomi çevrelerinde sürekli bir tartışma konusu olmuştur. Bilindiği üzere, 2001 ekonomik krizi sonrası Türkiye ekonomisinde bankacılık ve mali alanda gerçekleştirilen reformlar sayesinde, 2008 küresel ekonomik kriz kısmi bir daralma ile geçiştirilmiştir. Son 7 çeyrektir ekonomik büyümeyi sorunsuz ve rekorlar ile sürdüren Türkiye ekonomisi, 2011 yılının ikinci çeyreğinde ivmesi yavaşlasa da 2011 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 8,8, ilk 6 ayında ise yüzde 10,2 oranında büyümeyi gerçekleştirmiştir. Türkiye ekonomisi bugün gösterdiği yüksek büyüme performansı, güçlü bankacılığı ve sağlam bütçe dengesi sayesinde küresel ekonomik krizin tüm AB ülkelerini ve ABD yi etkilediği bu konjonktürde yatırım çeken ve cazibe merkezine aday güçlü bir ülke konumuna gelmiştir. Bu yüzden, Eylül 2011 de Standard&Poor s (S&P) Türkiye nin yerel para birimi kredi notunu BB+ dan BBB- ye yükseltmiş, görünümü pozitif olarak belirlemiş ve yatırım yapılabilir seviyeye çıkartmıştır. Türkiye, gösterdiği büyüme performansı ile Avrupa ülkelerinden ve gelişmekte olan ülkelerden önemli ölçüde ayrışmış ve ekonomisindeki dinamizmi ortaya koymuş bulunmaktadır. Bununla beraber, ekonomik büyüme hızlı bir ivme kazanmış ve bu büyümeyi sürdürebilmek için yüksek miktarlarda ara mal ve enerji ithalatı yapma zorunluluğu nedeniyle dış ticaret açıkları ve dolayısıyla cari açık ile karşılaşma olağan bir durum olmuştur. Dolayısıyla, ekonomide yapısal nedenlerden dolayı meydana gelen cari açık ile ekonomik büyümeyi birlikte devam ettirmek ve cari açığı sağlam finansman kaynakları ile sürdürülebilmek zorunlu bir durum olmuştur. 3

S E T A A N A L İ Z CARİ AÇIK TARTIŞMALARI GÖLGESİNDE KÜRESEL EKONOMİK KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ 4 GİRİŞ Son dönemde gerek küresel iktisadi faaliyetler ile ilgili olarak açıklanan verilerin giderek zayıflayan bir görünüme işaret etmesi gerekse Amerikan ekonomisinde güven, istihdam ve konut piyasası, Avrupa da ise yüksek devlet borçları ve bankacılık sorunları nedeniyle küresel ekonomide yeni bir yavaşlama riski ile karşı karşıya kalmıştır. Yunanistan, İrlanda ve Portekiz ile birlikte önümüzdeki dönemde özellikle İtalya ve İspanya gibi Türkiye nin ana ticaret ortaklarının büyüme görünümlerindeki bozulmanın dış talebi olumsuz etkileyebileceği, iç talepte ise artan küresel belirsizlik nedeniyle yavaşlamanın devam edebileceği tahmin edilmektedir. Euro bölgesine dâhil 17 ülkedeki zayıf kamu maliyesi krizin gittikçe Avrupa da ciddi bunalımlara sebep olacağına işaret etmektedir. Kaldı ki Avrupa yı düzlüğe çıkaracak kamu maliye politikalarının eksikliği ve mevcut politikalar üzerinde radikal ve kararlı çözümlerin hala alınamaması Avrupa daki vatandaşların hoşlanmadığı kemer sıkma politikaları ile karşı karşıya kalacakları kuvvetle muhtemeldir. Yaşanmakta olan krizin bu boyutlara ulaşmasında Euro bölgesi ülkelerinin kamu harcamaları ve vergi politikalarının uyumsuzluğu ve bu politikaların gerekli altyapıdan eksikliği önemli bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır. Ülke liderlerinin kriz durumunu yönetmedeki yetersizlikleri ve gelişmiş ülkelerin yeni bir uzlaşma metnini hala oluşturamaması sistemdeki eksikliklerin net bir şekilde ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu eksikliklerin geçmişte uygulanan kısa vadeli pratik yöntemlerle çözülemeyeceği ve sonuçlarının birkaç spekülatör haricinde herkesi etkileyeceği tahmin edilmektedir. 1 Ayrıca, Avrupa Birliği ülkelerinde gündemde kamu harcamalarının azaltılması ve bu bağlamda da temel sağlık ve eğitim harcamalarında kesintiye gidilmesi tartışılırken, bu tedbirlerin getireceği sonuçların ve oluşturacağı yeni yaşam biçimi hakkında bilgilendirmenin kimler 1. Cengiz, Pelin, Avrupa Daha Azla Yetinmeye Alışacak, Taraf, 04.09.2011.

KÜRESEL EKONOMİK KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ tarafından yapılacağı ciddi önem taşımaktadır. Yüksek sosyal refah sisteminin hüküm sürdüğü Avrupa da ortaya çıkacak alışılmadık bu yeni yaşam biçiminin ne sonuçlar doğuracağı belirsizliğini sürdürürken güvenilir liderlerinin olmaması da durumu daha da içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Kriz süreci hükümetleri zorlarken erken seçim kararlarının alınması ve muhalefet partilerin sert çıkışları sorunu çözecek gibi görülse de çözümün hükümet değişikliklerinde değil, ancak alınacak radikal kararlarda olduğu apaçık ortadır. Avrupa finansal krizinin daha da büyüyüp tedavisi zor salgın bir hastalık haline dönüşmemesi için yapılacak ortak mutabakat metinleri ve uygulanacak radikal ekonomik kararların en kısa zamanda yürürlüğe girmesi gerekmektedir. 2 Avrupa ülkelerinde mevcut durum Türkiye nin 2001 de yaşadığı krizle aynıdır. Bu sorunlar, yüksek kamu harcamaları ve borç yükü, bankacılık sektöründeki ciddi yapısal ve konjonktörel sorunlar ve bankalarının yaşadığı kısa vadeli fonlama sorunları olarak ortaya çıkmaktadır. Bu noktada Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye nin 2001 de gerçekleştirdiği bankacılık ve kamu maliyesi reformlarını mümkün olan en kısa zamanda uygulamaya geçirmeleri kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu çalışmanın amacı, küresel ekonomik krizin özellikle etkili olduğu Euro bölgesinde meydana gelen gelişmelerin, Türkiye ekonomisi üzerindeki olası etkilerine özellikle de cari açık penceresinden bakmaktır. Bu amaçla, ilk bölümde Euro bölgesinde sorunlu ülkeler incelenmiş ikinci bölümde ise küresel ekonomik krizin Türkiye de ekonomik krize yol açmaması için, cari açığın finansmanı ve sürdürülebilirliği ile ilgili öneriler sunulmaktadır. AB ÜLKELERİ, ABD VE KÜRESEL EKONOMİK KRİZ Yunanistan Yunanistan da artan kamu harcamaları, bütçe açığının gayri safi milli hâsılası içindeki payının artması, Avrupa Birliğinden alınan yardımların etkin ve yerinde kullanılmaması, kamu sektöründe çalışanların maaşlarının ikiye katlanması ve buna paralel olarak yaygın şekilde artan vergi kaçakçılığı ve ciddi anlamda yolsuzluk vakalarının görünmesi Yunanistan ı kriz durumuna sokmuştur. Kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor s un da ülkeyi yatırım yapılamaz diye ilan etmesi küresel piyasalarda düşüşe neden olmuş ve yaklaşık 300 milyar Euro borç ile baş etmeye çalışan Yunanistan bu borç batağından kurtulmak için AB ye sığınmak zorunda kalmıştır. Yunanistan ın krizin üstesinden tek başına gelemeyeceğinin anlaşılması üzerine Euro bölgesi ülkelerin Maliye Bakanları, Yunanistan için 30 Milyar Euro luk bir yardım mekanizmasının oluşturulmasına karar vererek ülke ekonomik faaliyetleri gözlemlenmeye başlanmıştır. Avrupa Birliği İstatistik Kurumu Eurostat, Yunanistan ın 2009 yılı bütçe açığının, iddia edildiği gibi GSYİH nin yüzde 12,7 si değil, yüzde 13,6 sı oranında olduğunu açıklaması Yunanistan Başbakanı Papandreu, AB ve IMF yardımının harekete geçirilmesini istemesiyle sonuçlanmıştır. 3 Mayıs 2010 da Yunan Hükümeti nin ekonomiyi düzeltme çabalarına destek olmak için, Euro bölgesindeki üye devletler, Yunanistan a 80 Milyar Euro dolayında maddi yardım sağlayan, Yunanistan Borç Fonu adında, üç 2. Yıldırım, Servet, Merkez Bankası Müdahale Etmeli mi? Radikal, 20.08.2011. 3. Eurostat, Greece CountryStatistics, 2009-2011. Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye nin 2001 de gerçekleştirdiği bankacılık ve kamu maliyesi reformlarını mümkün olan en kısa zamanda uygulamaya geçirmeleri kaçınılmaz hale gelmiştir. 5

S E T A A N A L İ Z AB nin Yunanistan ın bir kısım borçlarını silmesi veya ülkenin mevcut borçlarında yeni planlama ve düzenlemeler gerçekleştirmesi sorunun çözümü için büyük katkı sağlayacaktır. 6 yıllık bir program üzerinde anlaşmaya varmışlardır. Aynı zamanda, IMF ile yapılan yardım anlaşmasından sağlanacak olan 30 Milyar Euro ve toplam olarak 110 Milyon Euro miktarında bir borç paketi oluşturulmuştur. Bu yardımlar kriz ortamından kurtulmak için gerçekleştirilmiş olsa da, yardımların oluşturduğu risk ve endişeler kredi derecelendirme kuruluşları tarafından Yunanistan ın notunun düşülmesine neden olmuştur. 2011 Nisan ayında AB, Yunanistan ın bütçe açığının GSYİH nın yüzde 10,5 i oranında olduğunu ve bu oranın destek paketinde hedeflenen yüzde 9,5 lik hedefi karşılamadığını belirtmiştir. Bu durum, ülkenin borçlarını ödeyebilmesi konusundaki endişeleri tekrar gündeme getirerek yaşanmakta olan krizin boyutunu gözler önüne sermiştir. Bu dönemde Yunanistan ın uyguladığı kemer sıkma politikaları halk tarafından tepkiyle karşılanmış, ülke genelinde çeşitli aralıklarla grevler yapılmıştır. 2011 Temmuz ayında gerçekleşen Avrupa Birliği liderler zirvesinde Yunanistan ve Euro nun mevcut durumu ve iyileştirme başlığı altında dört önemli karar alınmıştır. Bu kararlara bakıldığında; Vadesi gelen tahvillerde 15 yıla kadar erteleme yapılması, Hazine bonolarının ikinci el piyasalarında işlem görmesi, Portekiz ve İrlanda faizlerin yüzde 3,5 ile sınırlandırılması, Yunanistan için Marshall planı uygulanması ve bu plan doğrultusunda kalkınma ve istihdamın sağlanması gibi uygulama ve tedbirler gözükmektedir. Zirve üyeleri zor günler geçiren İspanya ve İtalya ekonomileri için de kolaylıklar getirileceği kararında mutabakata varmışlardır. Zirve aynı zamanda piyasaları rahatlatmak için finans sektörünün de gerekli desteği sağlayacağını belirterek, Avrupa Kurtarma Fonu nda (EFSF) da esnekliklerin artırılması kararı alınmıştır. 4 2011 Eylül ayında Avrupa Merkez Bankası ve IMF tarafından Yunanistan a verilmesi kararlaştırılan yardım Yunan Hükümetinin bütçedeki açığın düşürülmesi için önerilen önlemleri kabul etmemesinden dolayı durdurulmuştur. Almanya nın, Yunanistan ın gerekli finansal koşulları yerine getirmediği sürece yardımın yapılamayacağını belirtmesi ve diğer AB üyelerinin Yunanistan da güvensizlik ortamının devam ettiğini belirtmeleri Yunan Hükümetinin ek mali önlemler almaya sevk etmiştir. Yunanistan ın iflasın eşiğinde olduğu söylentileri, Fransa nın Yunanistan için ikinci Kurtarma Paketi ni onaylamasını ve önümüzdeki zamanda uygulanacak ek yardımların Almanya ve diğer AB ülkeleri tarafından destekleneceği açıklamaları bölgedeki tansiyonu bir nebze düşürse de belirsizlik durumunu ortadan kaldıramamıştır. 5 Bugün AB Yunanistan ın borçlarını zamanında ödemesi konusunda baskıları ve ısrarcı tavırlarını devam ettirirken, ülkenin büyük sıkıntılar yaşadığına da tanıklık etmektedir. Birlik ülkelerinin Yunanistan a mali yardımda bulunması kısa dönemde sorun çözecek intibası bıraksa da, ülkenin borçlarını ödemeye başlamadığı sürece bu sıkıntılı durumdan kurtulması mümkün görülmemektedir. AB nin Yunanistan ın bir kısım borçlarını silmesi veya ülkenin mevcut borçlarında yeni planlama ve düzenlemeler gerçekleştirmesi sorunun çözümü için büyük katkı sağlayacaktır. Yunanistan da kriz ortamında 4. http://www.euractiv.com.tr 5. www.ikv.org

KÜRESEL EKONOMİK KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ oluşan düşük vergi gelirleri ve derin bütçe açığı, ülke genelinde ortalama gelirin yaklaşık yüzde 10 civarında azalması, 2010 yılında yüzde 4,5 küçülen Yunan ekonomisi bu yıl da yüzde 3 oranında küçüleceği tahmin edilmektedir. Aynı zamanda GSYİH nın yüzde 140 ına denk gelen borcun 2012 yılında yüzde 160 a yükselmesi tahmin edilmektedir. 6 Yaşanmakta olan krizin ağır etkilerinin diğer Euro bölgesi ülkelerine yayılmasını önlemek ve Yunanistan ı kurtarmak amacıyla için AB liderleri 27 Ekim 2011 de Brüksel de bir araya gelerek bazı somut kararlar almışlardır. Buna göre Yunanistan a ait borçlarının silinmesi ve ülke için genişletilmiş bir yardım paketinin hazırlaması ve bunun karşılığında Yunanistan ın kemer sıkma önlemleri ile hem bütçe açıklarını azaltması hem de tasarruflarını artırması konusunda anlaşmaya varmışlardır. Ancak, Yunanistan ın uzun vadede kalıcı çözüm ve iyileştirmelere ulaşması ve dolayısıyla iflas etmemesi için ülkedeki yetkili siyasi erklerin de üzerlerine düşeni yapmaları gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu süreçte ülke yöneticilerinin özelleştirmeleri hızlandırmaları, vergi, sağlık, eğitim, savunma ve diğer alanlarda yapısal reformları gerçekleştirmeleri zorunlu hale gelmiştir. Tablo 1: Ekonomik Göstergeler Yıl GSYİH Büyüme Oranı Bütçe Açığı/ GSYİH Borç/GSYİH Cari Açık/ GSYİH 2008 1,0p -9,8 110,7-14,7 2009-2,0p -15,4 127,1-11,0 2010-4,5p -10,5 142,8-10,5(p) Kaynak: Eurostat, http://epp.eurostat.ec.europa.eu/portal/page/portal/statistics/themes p: geçici değer Yunanistan ın uzun vadede kalıcı çözüm ve iyileştirmelere ulaşması ve dolayısıyla iflas etmemesi için ülkedeki yetkili siyasi erklerin de üzerlerine düşeni yapmaları gerekliliği ortaya çıkmıştır. İrlanda Bugün İrlanda yı kemer sıkma politikası noktasına getiren ekonomik krizin ABD de başlayan krizin bir uzantısı olarak nitelemek yanlış olmaz. Yaşanan krizin sebeplerine bakıldığında; emlak piyasalarında meydana gelen ani değer kayıpları ve bununla bağlantılı olarak kamu sektörü tarafından alınan tasarruf tedbirlerinin piyasalarda oluşturduğu panik durumunun artan işten çıkarmalara neden olduğu söylenebilir. 2008 yılına kadar ülkede yaşanan sürekli refah artışı ekonomik tablonun hep bu şekilde devam edeceği izlenimi bırakmış, bunun sonucunda da emlak fiyatlarında artışların katlanarak devam etmesi spekülatif bir emlak piyasasını oluşturmuştur. Ülkede kriz sonrası konut fiyatları yüzde 50-60 civarında değer kaybetmiş ve konut kredilerinin büyük kısmını yapılandırmaya giden bankalar zarar etmiştir. Gelinen noktada İrlanda hükümeti zor durumdaki bankaları kurtarmak için 46 Milyar Euro ya ihtiyaç duyulduğunu açıklayarak, AB ve IMF mali desteğinin beklendiğini kamuoyuna duyurmuştur. 7 Bankaların riskten kaçınmak için gerekli önlemleri almaması ve ilgili mekanizmaların etkili bir şekilde işlememesi bu noktaya gelinmesinde etki- 6. Yunanistan daki Kriz ile İlgili Merak Edilenler, 27.05.2010, http://www.stratejikboyut.com/haber/ yunanistandaki-kriz-ile-ilgili-merak-edilenler--36850.html. 7. www.ikv.org Avrupa Kriz Kronolojisi. 7

S E T A A N A L İ Z li olmuştur. Diğer bir ifadeyle İrlanda nın bu noktaya gelmesinin arkasında ciddi bir bankacılık krizi olmuştur. Kredi genişlemesinin konut ve gayrimenkul alanlarında yoğunlaşması kredi bolluğuna, bu da gayrimenkul fiyatlarının yükselmesine ve yine netice itibari ile banka bilançolarının şişmesine neden olmuştur. Bankacılık sektörünün girdiği çıkmaz nedeniyle bankalar yeni fonlar bulamamış ve bu da önemli miktarda mevduat çekilişini de beraberinde getirmiştir. Krizin başladığı günden bugüne kadar, Uluslararası Para Fonu (IMF), Avrupa Birliği ve Avrupa Merkez Bankası tarafından, İrlanda nın 2011 yılının ilk çeyreğinde krizle mücadelede ilerleme yolunda önemli adımlar atılmıştır. Tablo:2 Ekonomik Göstergeler Yıl GSYİH Büyüme Oranı Bütçe Açığı/GSYİH Borç/GSYİH Cari Açık/ GSYİH 2008-3,0-7,3 44,4-5,6 2009-7,0-14,3 65,6-3,0 2010-0,4-32,4 96,2-0,7 Kaynak: Eurostat, http://epp.eurostat.ec.europa.eu/portal/page/portal/statistics/themes Krizin başladığı günden bugüne kadar, Uluslararası Para Fonu (IMF), Avrupa Birliği ve Avrupa Merkez Bankası tarafından, İrlanda nın 2011 yılının ilk çeyreğinde krizle mücadelede ilerleme yolunda önemli adımlar atılmıştır. 85 milyar Euro miktarında kurtarma paketinin, uygulama alanlarında olumlu kullanıldığı da gözlemlenmiştir. Diğer taraftan işsizlik gibi diğer sorunların devam ettiği vurgulanarak, hükümetin belirlenen politikaları kararlılıkla sürdürmesi gerektiğinin altı çizilmiştir. Bu uygulamalarla İrlanda ekonomisinin önceden tahmin edilenden daha düşük bir oranda büyümeye geçeceği öngörülmektedir. Harcamalar kısmı incelendiğinde, harcamaların en büyük kısmını transfer ödemeleri ve kamu harcamalarının oluşturduğu görülmektedir. Aynı zamanda vergilendirme politikalarındaki yanlışlar uygulama ve düzensizlikler gelirgider dengesini sağlayamadığı gibi mevcut durum da uzun vadede iyileşme göstermeyecek izlenimi bırakmaktadır. Ülkedeki genel kanı, kriz sürecinin devam edeceği yönündedir. 2011 Eylül ayında kredi değerlendirme kuruluşu Moody s in İrlanda nın kredi notunu Baa3 ten çöp seviyesi olarak bilinen yatırım yapılabilir seviyesinin altına yani Ba1 e düşürmesi İrlanda yı zor günlerin beklediğine işaret etmektedir. 8 Portekiz Portekiz ekonomisindeki sorun Yunanistan ve İrlanda daki kadar ciddi boyutlara ulaşmamıştır. Portekiz in 2001 yılında İstikrar ve Büyüme Paktı kurallarını uygulayamayan tek Euro bölgesi ülkesi olması ülkede durgunluğun uzun zamandır yaşanmakta olduğunun bir kanıtıdır. Portekiz de cari açığın oldukça yüksek olması ve bankacılık sektöründeki yanlış uygulamalar krizin daha da derinleşmesine neden olmuştur. 2009 yılı verilerine göre ülkenin kamu borcu/gsyih ya oranının 83,0 ve bütçe açığı/gsyih ya oranının -10,1 olması bu rakamların Maastricht Kriterleri nden çok uzakta olduklarının bir göstergesidir. 9 8 8. IMF(2010) Country Report. 9. Eurostat Annual National Accounts. http://epp.eurostat.ec.europa.eu/tgm/table.do?tab=table&init=1&lan guage=en&pcode=tsieb020&plugin=1

KÜRESEL EKONOMİK KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ Tablo 3: Ekonomik Göstergeler Yıl GSYİH Büyüme Oranı Bütçe Açığı / GSYİH Borç/ GSYİH Cari Açık/ GSYİH 2008 0,0-3,5 71,6-12,6 2009-2,5-10,1 83,0-10,9 2010 1,3-9,1 93,0-9,9 Kaynak: Eurostat, http://epp.eurostat.ec.europa.eu/portal/page/portal/statistics/themes Ülkede bütçe açıklarının azaltılması için hazırlanan istikrar programının mecliste reddedilmesi ve akabinde Başbakan Jose Sacrates in istifası siyasi istikrarın bozulmasına neden olurken kredi derecelendirme kuruluşları da Portekiz in kredi notunu düşürmüşlerdir. Hazırlanan paket kapsamında 2013 yılına kadar bütçe açığının GSYİH nın yüzde 2 sine düşürülmesi, emekli maaşlarının dondurulması, kamu kesiminde 1500 Euro dan fazla olan maaşlarda yüzde 5 ila yüzde 10 arasında kesinti yapılması, sağlık, eğitim ve yerel yönetim harcamalarında kısıtlanmalara gidilmesi gibi uygulamalar gündeme gelmiştir. 10 Portekiz in AB den yardım talebi ve görüşmeler sonrasında Portekiz, Avrupa Birliği ve IMF ile 3 yıllık bir programla 78 milyar Euro tutarında dış yardım konusunda anlaşmaya varılmıştır. AB, IMF ve Avrupa Merkez Bankası tarafından yapılan incelemede, bütçe açığının küçülmesi için Portekiz in ciddi adımlar attığı tespit edilmiş ve hazırlanan finansal yardım paketinin 11,5 milyar Euro tutarındaki ikinci dilimin serbest bırakılmasının yolunun açıldığı belirtilmiştir. 11 Portekiz paket kapsamında 19,8 milyar Euro yu önceden almıştır. Başbakan Pedro Passos Coelho, bütçe açığının düşürülmesi için kamu harcamalarında 2 milyar Euro kesinti yapılacağını ve bu önlemlerin yeni kamu firmalarını ve çalışanlarını etkileyeceğini belirtmiştir. Özelleştirme ile ilgili adımların en kısa zamanda atılacağını belirten Başbakan olağanüstü ek gelir vergilerinden de 1 miyar 250 milyon Euro toplanmasının hedeflendiğini belirtmiştir. 12 Kriz sürecinin başlamasıyla İspanya ihracatta güçlü toparlanmalar gerçekleştirirken henüz tehlikeli bölge dışına çıkmış değildir. İspanya Yunanistan da yaşanan ve ardından Euro bölgelerine yayılmasından endişe edilen mali kriz kredi derecelendirme kuruluşu Standar&Poor s un kredi notu AA+ olan İspanya nın kredi notunu AA ya düşürmesine neden olmuştur. Bu not indiriminin ardından yatırımcılar ellerindeki tahvilleri satmış ve İspanya nın 10 yıllık tahvillerinin getirisi yüzde 4,1 e yükselmiştir. 13 Ülkede artan bütçe açığı ve yüksek işsizlik oranı şu an için tehlikeli görünse de, Yunanistan gibi bir mali yardımın uygulanması söz konusu değildir. Kriz sürecinin başlamasıyla İspanya ihracatta güçlü toparlanmalar gerçekleştirirken henüz tehlikeli bölge dışına çıkmış değildir. Bu durum ülke ekonomisinde uzun za- 10. http://www.abgs.gov.tr/files/empb/euro_plus_pact_son_internet.pdf. 11. Avrupa Birliği; Yunanistan, İrlanda ve Portekiz le İlgili Borç Tahminini Yükseltti, 13.05.2011, http://www. bloomberght.com/kuresel-piyasalar/haber/876623-ab-yunanistan-irlanda-ve-portekizle-ilgili-borc-tahmininiartirdi. 12. Değerli, Işıl ve Onur Örs (2011) Avrupa Birliği nde Küresel Finansal Krize Karşı Alınan Önlemler ve Birliğin Rekabet Gücünün Arttırılmasına Yönelik Girişimler: Euro Rekabet Paktı, ABGS, Ekonomik ve Mali Politikalar Başkanlığı, Mayıs 2011. 13. www.euroactiv.com. 9

S E T A A N A L İ Z İtalya nın asıl sorununun bütçe açığı ve borçlanma olduğu aşikârdır, ülkenin genel devlet brüt borç stokunun GSYİH ya oranı 2009 ve 2010 yıllarında sırasıyla; yüzde 116,1 ve yüze 119,0 dur. mandır yaşanan düzensizlikten kaynaklanmaktadır. İspanya bankaları ve hükümet açısından borçları arttıran kriz ortamından uzaklaşmanın uzun vadede gerçekleşeceği öngörülmektedir. Yetkililer bu süreçte güçlü ve geniş kapsamlı adımlar atarak kriz etkilerini minimize etmek için emeklilik yaşını 65 ten 67 ye çıkarmış, sürekli istihdamı cazip kılmak için girişimlerde bulunmuş ve en önemlisi Türkiye nin 2001 krizi sonrası gerçekleştirdiği sağlam bankacılık reformlarını uygulamaya başlamışlardır. Ülkede 2009 yılında bütçe açığının gayri safi milli hâsılaya oranı yüzde 11 iken bu oran 2010 yılında yaklaşık yüzde 6 seviyesinde gerçekleşmiştir. GSYİH reel artış oranı 2009 ve 2010 yıllarında sırasıyla yüzde -3,7 ve yüzde -0,1, cari açık dengesinin GSYİH ye oranı ise yüzde -5,5 ve yüzde -4,5 dir. İşsizlik oranının da 2009 ve 2010 yıllarında sırasıyla yüzde 11,3 ve yüzde 18,0 olması kriz bölgesinden uzaklaşmak için daha zamana ihtiyaç duyulduğunun bir göstergesidir. 14 Tablo 4: Ekonomik Göstergeler Yıl GSYİH Büyüme Oranı Bütçe Açığı / GSYİH Borç / GSYİH Cari Açık/ GSYİH 2008 0,9-4,2 39,8-9,5 2009-3,7-11,1 53,3-5,1 2010-0,1-9,2 60,1-4,6 Kaynak:http://www.abgs.gov.tr/files/EMPB/euro_plus_pact_son_internet.pdf İtalya Kriz etkisinin kısa zamanda yayılması bu rüzgârdan Avrupa da kuvvetli bir ekonomiye sahip İtalya yı da etkilemiştir. Kredi derecelendirme kuruluşu Standar&Poors un İtalya nın görünümünü durağan durumdan negatif duruma çevirmesi ve ülkede ekonomik büyümenin zayıf bulunması, piyasalarda sert satışları da beraberinde getirmiştir. İtalya nın 10 yıllık tahvilleri yüzde 5 seviyelerinde seyretmiştir. Son 10 yılda ortalama yüzde 0,2 oranında büyüme gerçekleştiren İtalya, 2009 krizi sonrasında yüzde 7 küçülme yaşamış ve hala toparlanamamıştır. 15 İtalya nın Euro bölgesi içindeki büyüklüğü açısından muhtemel iflas durumunun etkileri tahmin edilenden daha ciddi boyutlarda görünmektedir. İtalya nın asıl sorununun bütçe açığı ve borçlanma olduğu aşikârdır, ülkenin genel devlet brüt borç stokunun GSYİH ya oranı 2009 ve 2010 yıllarında sırasıyla; yüzde 116,1 ve yüze 119,0 dur. 2010 yılı bütçe açığının GSYİH ya oranının yüzde -4,6 olan İtalya da krizle mücadele eden diğer ülkeler gibi birtakım önlemler almak zorunda kalmıştır. 16 Tablo 5: Ekonomik Göstergeler Yıl GSYİH Büyüme Oranı Bütçe Açığı / GSYİH Borç / GSYİH Cari Açık / GSYİH 2008-1,3-2,7 106,3-2,9 2009-5,2-5,4 116,1-2,1 2010 1,3-4,6 119,1-3,3 Kaynak:http://www.abgs.gov.tr/files/EMPB/euro_plus_pact_son_internet.pdf 10 14. İstanbul Sanayi Odası, AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri, Rapor, 2011. 15. IMF (2010), Country Report. 16. İstanbul Sanayi Odası (2011), AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri, Rapor.

KÜRESEL EKONOMİK KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ İtalya, Avrupa Merkez Bankası talebi doğrultusunda kriz bölgesinden uzaklaşmak için birtakım tedbirler almaya başlamıştır. 2013 yılına kadar bütçe açığını 45,5 milyar Euro ya düşürmeyi amaçlayan tasarruf planını onaylayan hükümet, 2012 yılında 20 milyar Euro, 2013 yılında da 25,5 milyar Euro bütçe kesintisi uygulamayı kabul etmiştir. 17 Hükümet aynı zamanda bazı bakanlık ve yerel yönetimlerin 2012 ve 2013 bütçelerinde kesinti uygulayarak bütçe açığını azaltmayı hedeflemektedir. Alınan önlemler arasında emeklilik yaşının yükseltilmesi, yüksek gelirlilere uygulanacak dayanışma vergisi ve katma değer vergisinin arttırılması gibi uygulamalar da gündemdedir. 2011 Eylül ayında ekonomik büyüme görünümdeki zayıflama ve kamu borcunun gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYİH) yüzde 120 sine ulaşacağı öngörüsünü gerekçe gösteren uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor s (S&P), İtalya nın A olan uzun vadeli kredi notunu bir basamak düşürerek not görünümünü ise negatif olarak belirlemiştir. Sonuç Küresel ekonomik krizin çıktığı 2008 yılından itibaren ABD de meydana gelen durgunluk, hem bu ülkeyi hem de dünya ekonomilerini olumsuz etkilemiştir. ABD de yaşanan borç limitinin yükseltilmesi ve bütçe kısıntıları tartışmaları ve bu konuda yaşanan kötü gidiş, kredi değerlendirme kuruluşu Standart&Poors un (S&P) Amerika nın AAA olan kredi notunu AA+ ya düşürülmesine neden olmuştur. Euro bölgesinde ise, tüm senaryolar Yunanistan ın borçlarını ödeyememesi durumunda nelerin yaşanacağı noktasında yoğunlaşmaktadır. Euro bölgesinde ise, tüm senaryolar Yunanistan ın borçlarını ödeyememesi durumunda nelerin yaşanacağı noktasında yoğunlaşmaktadır. Yunanistan ın birlikten ihraç edilmesi neticesinde doğacak sonuçlar belirsiz iken, olası bir kriz ile diğer ülkeleri de etkilemesi durumu içinden çıkılmaz bir noktaya getirecektir. Yunanistan ın borçlarını ödeyememe ve olası bir iflas durumunda ise diğer Euro bölgesi ülkelerindeki Yunanistan tahvillerinin değerlerinin düşmesine yol açacaktır. Böyle bir olasılık sıkıntılı günler geçiren İtalya ve İspanya hatta Fransa yı da olumsuz yönde etkileyecektir. Zira Uluslararası derecelendirme kuruluşu Moody s, Fransa nın iki büyük bankası Societe Generale ve Credit Agricole un notunu düşürmüş, bu not indirimine gerekçe olarak da bu bankaların ellerinde yüksek miktarda Yunan tahvili bulundurmasını göstermiştir. Şu anda, Societe Generale in elinde 6,6 milyar Euro, Credit Agricole in ise 27 milyar Euro değerindeyunanistan tahvili bulunmaktadır. Yunanistan bankalarının tahvillerini elinde bulunduran İtalya, İspanya hatta Fransa nın büyük bankaları olumsuz etkilenecek, zira yatırımcılar bu ülkelere kredi vermeyecek, tahvillerin zarar etmesi ve kredilerin kesilmesi İtalya ve İspanya da bankacılık sektörünü de olumsuz etkileyecektir. Yaşanmakta olan krizin ağır etkilerinin diğer Euro bölgesi ülkelerine yayılmasını önlemek amacıyla için AB liderleri 27 Ekim 2011 de Brüksel de bir araya gelerek Euro yu kurtarmak için somut adımlar atmışlardır. Liderler Yunanistan ın borçlarının düşürülmesi konusunda bankalarla anlaşarak Yunanistan ın borçlarını üstlenen bankaların 11 17. http://www.bloomberht.com/kuresel-piyasalar/haber/945967-italyada-kabine-tasarrufonayladı,13.08.2011

S E T A A N A L İ Z AB ülkelerinde borçlanma, bütçe açıkları ve ekonomik büyüme gibi temel makro ekonomik göstergelerdeki kötü tablo nedeniyle oluşan karamsar hava Türkiye de yüksek olan cari açık kriz sebebi olur mu tartışmalarına hız kazandırmıştır. 12 yüzde 50 ye varan kayıpları üstleneceklerini duyurmuşlardır. Böylece Yunanistan ın bankalara olan 205 Milyar Euro civarındaki borcunun, 102 Milyar Euro ya düşürüleceği öngörülmektedir. Ayrıca Avrupa Mali İstikrar Fonu nun kaynaklarının 440 Milyar Euro dan 1 Trilyon Euro ya çıkarılacağı da kararlaştırılarak, yeni fonun çerçevesinin 2011 Kasım ında uygulamaya gireceği hususunda anlaşmaya varılmıştır. Zirvede alınan bir diğer önemli karar da gelecekte herhangi bir ülkenin temerrüde girmesinden kaynaklanacak kayıplara karşı koruma sağlanması için banka sermayelerinin güçlendirilmesi olmuştur. Gelinen bu noktada, acil bankacılık reformları ve kamu maliyesi tedbirlerinin başarılı bir şekilde uygulanması kaçınılmazdır. Özellikle de kamu maliyesinde bağlayıcı ve tüm ülkeler için zorunlu kuralların başarıyla uygulanması gerekmektedir. Zirvede alınan kararlar neticesini uzun vadede gösterecek, dolayısıyla bu kapsamda mali kuralları koyacak ve gözetleyecek yeni kurumların oluşturması da gerekli görülmektedir. KÜRESEL EKONOMİK KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ Cari Açık AB ülkelerinde borçlanma, bütçe açıkları ve ekonomik büyüme gibi temel makro ekonomik göstergelerdeki kötü tablo nedeniyle oluşan karamsar hava Türkiye de yüksek olan cari açık kriz sebebi olur mu tartışmalarına hız kazandırmıştır. Bilindiği üzere, Türkiye de 2010 sonuna kadar sürdürülen Yüksek faiz-düşük kur politikası nedeniyle, ihracat- ithalat dengesi kısaca dış ticaret açığı özellikle TL nin değerli olduğu dönemlerde açılmıştır. TL nin nispi olarak değerli tutulma politikası, enflasyonu düşürme ve toplam borç yükünü azaltma açısından olumlu bir karar olarak kabul görülse de, uzun vadede yurtiçi üretimin uluslararası rekabet gücünü azaltıcı ve cari açığı artırıcı bir rol oynamıştır. Cari açığın yüksek olmasının bir diğer sebebi ise ekonomideki yapısal sorunlardır. Yapısal sorunların ağırlıklı olduğu bir ekonomide ekonomik büyüme konusunda sıkıntılar yaşanır, yani daha düşük üretim ve daha az ihracat gerçekleşir. Türkiye ekonomisinin yapısal unsurları, ithalatın ağırlıklı olarak ara ve sermaye malı şeklinde olması büyümenin cari açığı artırıcı etkisini açıklamakta sıkça vurgulanan nedenler arasındadır. Cari açık ve büyüme verileri incelendiğinde, göreli olarak yüksek büyüme oranları Türkiye ekonomisinde büyümenin yüksek oranda ithalata bağımlı olmasının da etkisiyle artan oranda cari açık veren dönemlerde gerçekleştiği, büyümenin yavaşladığı veya ekonomik durgunluk dönemlerinin ise özellikle kriz sonrası cari açığın düşük olduğu dönemlere denk gelmesidir. 18 Şekil 1 de Türkiye de büyüme oranı ile cari açığın GSYİH ya oranlarının hareket kazandığı 2000-2010 dönemi gösterilmektedir. Ülke ekonomisinde yapısal nedenlerden dolayı, üretim için yüksek miktarda ara mal ve girdi ithalatının gerekliliği nedeniyle ithalat-ihracat dengesi ithalat lehine gelişmiş bu da cari açığı artırmıştır. Bununla beraber 2000 li yılların başından 2010 yılı sonuna kadar 18. Erkılıç, Serdar (2006) Erkılıç, Serdar (2006) Türkiye de Cari Açığın Belirleyicileri Uzmanlık Yeterlilik Tezi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası İstatistik Genel Müdürlüğü, Ankara.

KÜRESEL EKONOMİK KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ geçen dönemde izlenen yüksek faiz, düşük kur politikası dolayısıyla değerlenen TL de bu sürece katkı yapmıştır. Şekil 1: Büyüme Oranı ve Cari Açık/GSYİH Oranı Türkiye üretim için gerekli olan temel girdi olan enerjiyi ithal ettiği için, özellikle petrol fiyatlarındaki artışlar, üretim için hem ithalatı artırmış hem de üretimin maliyetini artırarak ihracatın daha pahalı hale gelmesine neden olmuştur. Toplam ithalat içerisinde önemli bir yere sahip olan petrol giderleri, dış ticaret hadlerini etkilemiştir. Petrol fiyatlarının düşük düzeylerde seyretmesi, dış ticaret hadlerinin ihracat lehine değişiklik göstermesine yol açmıştır. Düşük petrol fiyatları, ithalat giderlerinin kısılması anlamına gelmekte, ayrıca, dış ticarette talep hacmini artıracak fiyatlama politikalarına zemin hazırlamaktadır. Türkiye nin toplam enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 44 ü petrolden sağlanmaktadır. Ancak son yıllarda doğalgaz kullanımının artması bu oranın biraz düşmesine neden olmuştur. Türkiye nin petrol ihtiyacının yüzde 90 ı ithalat yoluyla karşılanırken ülkenin toplam ithalatının yaklaşık yüzde 9 unu ham petrol oluşturmakta ve GSYİH nın yüzde 2,27 si petrol ithalatı için harcanmaktadır. Son yıllarda Türkiye de ithal edilen petrol miktarı biraz dalgalanma göstermekle birlikte, ortalama olarak 23-24 milyon ton dolayında gerçekleşmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 19 verilerine göre ham petrol ve doğalgaz ile akaryakıt, sıvılaştırılmış petrol gazı ve kömür gibi enerji maddeleri ithalatına ödenen fatura, 2010 yılında yüzde 28,7 oranında büyüyerek 38 milyar 488,8 milyon dolara ulaşmıştır. Enerji ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 21 düzeyinde gerçekleşmiş ve ithalat faturasının beşte birden fazlasını, enerji ürünlerinin bedeli oluşturmuştur. 20 Türkiye enerji üretiminde dışa bağlı olduğu 19. www.tuik.gov.tr 20. www.tuik.gov.tr Türkiye üretim için gerekli olan temel girdi olan enerjiyi ithal ettiği için, özellikle petrol fiyatlarındaki artışlar, üretim için hem ithalatı artırmış hem de üretimin maliyetini artırarak ihracatın daha pahalı hale gelmesine neden olmuştur. 13

S E T A A N A L İ Z için uluslararası enerji fiyat hareketleri ülke cari açığı üzerinde doğrudan etkilidir. Bu bağımlılığı asgari seviyeye indirmek için yenilenebilir enerji kaynaklarının ülke üretimi içindeki payının arttırılması için çözümler geliştirilmekte ve nükleer santraller kurma çabası bu bağlamda yapılan çalışmalar arasında yer almaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, dış ticaret hacminin dışsal bir faktör olan girdi maliyetlerindeki değişikliklere göre şekillenmesi son derece tehlikelidir. Dış ticaret açığı ve dolayısıyla cari açık artışını hızlandıracak gelişmeler, önemli bir risk faktörüdür. Dolayısıyla, politika yapıcıların bu konuya kayıtsız kalmaması gerekmektedir. 21 Türkiye de ekonomik krizler, hep kamu maliyesinde oluşan yüksek açık ve cari açığın bu yüksek açığa bağlı olarak yükselmesinden kaynaklanmıştır. Bütçe Dengesi Kamu harcamalarının kamu gelirleri üzerinde artışı diğer bir deyişle bütçe açığında artış şeklindeki bütçe dengesinde azalmanın cari dengeyi negatif etkilemesi beklenmektedir. Artan harcamaların yeni borçlanma ile finansmanı faiz oranları üzerinde artış yönünde baskı oluşturmakta, faize duyarlı özel yatırımların maliyetini artırmaktadır. Bu literatürde kamu harcamalarının özel yatırımları dışlayıcı etkisi olarak da tanımlanmaktadır. Artan yurtiçi faizlerin yurtdışı faiz oranına göre göreli getiri farkı sermaye hareketleri serbestîsi altında, diğer ekonomik ve politik şartların da uygun olması varsayımıyla, yurtiçine sermaye girişini artırmaktadır. Artan sermaye girişi ülke parasının değerlenmesine neden olurken bu durum ihracatın göreli fiyatlar üzerinden rekabet gücünü azaltacak, dolayısıyla dış ticaret dengesini, geniş tanımıyla cari dengeyi negatif etkileyecektir. Türkiye de ekonomik krizler, hep kamu maliyesinde oluşan yüksek açık ve cari açığın bu yüksek açığa bağlı olarak yükselmesinden kaynaklanmıştır. Türkiye de 20 yılda gerçekleşen krizler incelendiğinde, 2001 krizi öncesinde kamu bütçe açıklarının milli gelire oranı yüzde -12,1 olmuştu. Gelinen bu noktada bütçe açığının/gsyih ya oranı yüzde 3 ün altına gerilemektedir. Bununla beraber kamu borç yükü de yüzde 40 civarında gözükmektedir. Tablo 6: Konsolide Bütçe Dengesi ve Cari Açık Yıllar Cari İşlemler Dengesi / GSYİH (Yüzde) Bütçe Dengesi / GSYİH(Yüzde) 2000-3,7-8,0 2001 1,9-12,1 2002-0,3-11,4 2003-2,5-8,8 2004-3,7-5,4 2005-4,6-1,3 2006-6,1-0,6 2007-5,9-1,6 2008-5,7-1,8 2009-2,3-5,5 2010-6,6-3,6 Kaynak: TCMB, Hazine, Bumko. 14 21. Erdoğan, Seyfettin ve Hilal Bozkurt (2009) Erdoğan, Seyfettin ve Hilal Bozkurt (2009) Türkiye de Cari Açığın Belirleyicileri: Mgarch Modelleri İle Bir İnceleme, Maliye Finans Yazıları, Yıl: 23 Sayı: 84 Temmuz 2009 135-172.

KÜRESEL EKONOMİK KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ Şekil 2 de Türkiye de bütçe dengesinin GSYİH ya oranı ile cari açığın GSYİH ya oranı arasındaki ilişki 1998-2010 yılları itibariyle gösterilmektedir. Buna göre, 2001 yılında bütçe dengesinin GSYİH ya oranı yüzde -12,1 iken cari açığın GSYİH ya oranı yüzde 1,9 olarak gerçekleşmiştir. Konsolide bütçe dengesi ve cari açık arasındaki ilişki 4-5 puanlık farklarla devam ederken 2010 yılında cari açığın GSYİH ya oranı yüzde -6,6, bütçe dengesinin GSYİH ya oranı yüzde -3,6 da kalmıştır. Grafikten de anlaşılacağı gibi, ekonomik krizin gerçekleştiği 2001 yılında yüksek bütçe açığının olması, kriz ortamının yarattığı etkinin önemli bir göstergedir. Şekil 2: Bütçe Dengesi/GSYİH Oranı ve Cari Açık/GSYİH Oranı Küresel ekonomik krizin çıktığı 2008 yılından itibaren, bu kriz dünya ekonomileri üzerindeki etkisini halen sürdürmeye devam ettirmektedir. KÜRESEL EKONOMİK KRİZ VE GELECEĞE BAKIŞ Küresel ekonomik krizin çıktığı 2008 yılından itibaren, bu kriz dünya ekonomileri üzerindeki etkisini halen sürdürmeye devam ettirmektedir. Avrupa ülkelerindeki kamu borcu sorunu nedeniyle AB ülkelerinde gittikçe derinleşen ekonomik kriz ve küresel büyümeye ilişkin endişelerin giderek güçlenmesi sebebiyle, Türkiye de de cari açığın olası bir krize sebebiyet vereceği kaygısı piyasalarda bu sorunun gündemde kalmasına neden olmuştur. Özellikle Ağustos 2011 yılında başta uluslararası kuruluşlar olmak üzere Merkez Bankası ve hükümet tarafından Türkiye ekonomisi ile ilgili olarak ihtiyatlı açıklamalar kamuoyunda panik havası yaratmıştır. Bu tür açıklamalar medya tarafından kriz uyarısı olarak algılanmış bu da TL nin değer kaybetmesine neden olmuştur. Türkiye nin çok güçlü yüksek enflasyon ve dolarizasyon tecrübesinin olması ve Merkez Bankasının döviz piyasalarında aşırı oynamalara karşı tepkisiz kalmaması, halkın ve yatırımcıların portföy tercihlerinde kalıcı değişiklikler olmaması, yerleşiklerin ulusal paradan uzaklaşmaması, dolar cinsi alım-satım işlemleri ve sözleşme türleri oluşmaması ve TL nin değerini korumak için, Merkez Bankası bu dönemde hareketlenen döviz piyasasına döviz satış ihaleleri açarak piyasalardaki çıkışı frenlemeye çalışmıştır. 22 15 22. Özkul,İsmet, Ekonomi Yönetimindeki Telaşın Asıl Nedeni Cari Açıktaki Başarısızlık, 22.09.2011, Habertürk.

S E T A A N A L İ Z 2011 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 8,8 olarak gerçekleşmesi ekonomik büyümede devam eden artışın hızı azalsa da devam ettiği görülmektedir. Ekonomik büyümeyi tüm sektörlerin katkı vermesi de ekonomide canlılığın tüm sektörlerde devam ettiğinin bir işareti olmuştur. Merkez Bankası, AB ülkelerinde artan sorunların yurt içi iktisadi faaliyet üzerinde durgunluğa yol açma riskini azaltmak amacıyla 4 Ağustos 2011 yılında Para Politikası Kurulu (PPK) 23 toplantısında bazı politika faiz oranlarında ölçülü bir indirime gitmiştir. Kurul, önümüzdeki dönemde gelişmelerin yakından izlenmesi ve gerek duyulması halinde uygun görülecek araç ve yöntemlerle piyasaya döviz likiditesi sağlanması konusunda mutabık kalmıştır. Bu çerçevede Kurul, kısa vadeli faizlerde oluşabilecek aşağı yönlü oynaklığı azaltmak amacıyla, gecelik borçlanma faizini önemli ölçüde artırarak faiz koridorunu daraltmaya karar vermiştir. Bu amaçla, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 6,25 ten yüzde 5,75 e düşürülmüş, Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 1,50 den yüzde 5 e yükseltilmiştir. Enflasyonun bugün için dünyadaki daralmadan dolayı herhangi bir risk durumu teşkil etmemesi nedeniyle, Merkez Banka sının son zamanlarda yaptığı müdahale ve aldığı kararlar bu doğrultuda yapılmış isabetli uygulamalar olarak görülmüştür. Merkez Bankası nın büyümeye öncelik verdiğini, enflasyona karşı çok büyük artış olmadığı takdirde harekete geçmeyeceğini belirtmiştir. Bu bağlamda Merkez Bankası nın yeni bir faiz indirimine gidip gitmeyeceği de belirsizliğini korumaktadır. Ağustos ayında enflasyon oranlarının beklentilerden daha yüksek gerçekleşmesi, Merkez Bankası nın bozulmaya karşı önlem alıp almayacağı tartışmalarını gündeme getirmiştir. Çekirdek enflasyonun yıllık bazda artması kurlardaki artışın fiyatlara kısmen yansıması önümüzdeki dönem enflasyonist baskıyı arttıracağına işaret olabilir. Merkez Bankası böyle bir baskıyı beklediklerini belirterek, döviz kuru kaynaklı fiyat hareketlerinin ikincil etkilerinin sınırlı kalacağını ifade etmiştir. Merkez Bankası nın aldığı faiz düşürme kararına rağmen, Türkiye nin 2011 yılının ikinci yarı büyümesinin 2010 ve 2011 yılının birinci çeyreğine göre AB ülkelerindeki mevcut durumdan dolayı daha yavaş olacağı beklentisi hakim görünmektedir. Cari açık ve ekonomik büyüme arasındaki ifade edilen çelişkiye rağmen, ülkede reformlarla tetiklenen ve hızla düzelen makro ekonomik istikrar ortamı, AK parti ile gelen siyasi istikrar, yatırım ortamının iyileşmesi ve bu bağlamda özelleştirmelerin, şirket satın alma ve birleşmelerin sağladığı motivasyon unsurları, ekonomide kaydedilen yüksek büyüme oranları, artan kişi başı satın alma gücü ve dinamik bir demografik yapıya dayalı büyük bir iç piyasanın varlığı ve tüm bu faktörlere bağlı olarak ülke risk priminin düşmesi nedeniyle ekonomideki büyüme performansı devam etmektedir. 24 Türkiye ekonomisinde, küresel ekonomik krizin en etkili olduğu yıl olan 2009 yılından itibaren son yedi çeyrek dönemde kesintisiz bir büyüme gerçekleşmiştir (Tablo 7). Bununla beraber, 2011 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 8,8 olarak gerçekleşmesi ekonomik büyümede devam eden artışın hızı azalsa da devam ettiği görülmektedir. Ekonomik büyümeyi tüm sektörlerin katkı vermesi de ekonomide canlılığın tüm sektörlerde devam ettiğinin bir işareti olmuştur. 16 23. http://www.tcmb.gov.tr/ 24. MÜSİAD (2010) Türkiye Ekonomisi Raporu.

KÜRESEL EKONOMİK KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ 25 Tablo 7: Gayri Safi Yurtiçi Hasıla Sonuçları (TÜİK) 25 Cari Fiyatlarla GSYİH Gelişme hızı Cari Fiyatlarla GSYİH Gelişme Hızı Sabit Fiyatlarla GSYİH Gelişme Hızı Dönem (Milyon TL) % (Milyon $) % (Milyon TL) % I* 207.926-3,6 125.955-30,0 20.843-14,7 II* 228.572-4,5 145.460-23,0 23.267-7,8 III* 261.710-0,3 173.946-19,7 27.233-2,8 IV* 254.350 9,1 171.343 9,4 25.660 5,9 2009 Yıllık* 952.559 0,2 616.703-16,9 97.003-4,8 I* 241.578 16,2 160.132 27,1 23.335 12,0 II* 267.528 17,0 174.074 19,7 25.669 10,3 III* 297.701 13,8 196.856 13,2 28.661 5,2 IV 298.294 17,3 204.766 19,5 28.015 9,2 2010 Yıllık 1. 105.101 16,0 735.828 19,3 105.680 8,9 I* 288.390 19,2 182.841 14,0 26.112 11,6 2011 II 318.404 19,2 203.626 17,1 27.910 8,8 * : İlgili dönemlerde güncelleme yapılmıştır. 2011 yılı cari açığının 2010 yılından yüksek olmasına rağmen iç talep yavaşlama eğilimlerinin ve ekonominin hızındaki düşüşün ve TL deki değer kaybının cari açık üzerinde olumlu etki yapacağı beklenmektedir. 2011 Ocak- Temmuz döneminde 50 milyar dolar olan cari açık, 2011 yılının ikinci yarısında bu artış hızının azalacağı hatta tüm yıl boyunca 70 milyar dolar olarak gerçekleşeceği beklenmektedir. Ayrıca, dünyadaki likidite bolluğunun cari açığın finansmanı konusunda problem olmayacağı ve alınan tedbirler sayesinde yılın geri kalan kısmında cari açığın düşeceği tahmin edilmektedir. Bu dönemde hükümetin gerçekleştirdiği sağlam maliye politikalarının ve bankacılık alanındaki reform ve tedbirlerin zamanlamasının yüksek cari açık durumunda bile ülkede risk olarak algılanmaması önemli bir durum olarak görülmektedir. Bu tartışmaların yapıldığı Eylül 2011 destandard&poor s (S&P)Türkiye nin yerel para birimi kredi notunu BB+ dan BBB- ye yükseltmiş, görünümü pozitif olarak belirlemiş ve yatırım yapılabilir seviyeye çıkartmıştır. Bu dönemde hükümetin gerçekleştirdiği sağlam maliye politikalarının ve bankacılık alanındaki reform ve tedbirlerin zamanlamasının yüksek cari açık durumunda bile ülkede risk olarak algılanmaması önemli bir durum olarak görülmektedir. 17 25. TÜİK, www. tuik.gov.tr

S E T A A N A L İ Z Tablo 8: Dış Ticaret ve Ekonomik Göstergeler Dış borçların çevrilebilmesi ve cari açığın azaltılması ancak ve ancak yakalanan ihracat ivmesine bağlıdır. İhracatın devamı için pazar ve mal çeşitlenmesi politikasının izlenmesi zorunlu bir durum olarak ortaya çıkmaktadır. 18 Yıllar Dış Ticaret - Yıllık (Milyon $) İhracat / İthalat Kapasite GSYİH İhracat İthalat Denge Hacim Kullanım Oranı Büyüme Oranı (Yüzde) 2002 36.059 51.554-15.495 87.613 69,9 75,4 6,2 2003 47.253 69.340-22.087 116.593 68,1 78,4 5,3 2004 63.167 97.540-34.373 160.707 64,8 81,7 9,4 2005 73.476 116.774-43.298 190.251 62,9 80,7 8,4 2006 85.535 139.576-54.041 225.111 61,3 81,7 6,9 2007 107.272 170.063-62.791 277.334 63,1 81,1 4,7 2008 132.027 201.964-69.936 333.991 65,4 64,7 0,7 2009 102.143 140.928-38.786 243.071 72,5 69,7-4,8 2010 113.883 185.544-71.661 299.428 61,4 75,6 8,9 2011 (1) 77.472 140.517-63.045 217.989 55,1 76,1 (2) 11,0 (3) 8,8(4) (1) 2010, 2011 Ocak-Temmuz (2) 2010, 2011 Ağustos ayı rakamı. (2005 Ocak ayından itibaren 2003=100 Temel yıllı Üretici Fiyatları Genel İndeksi (ÜFE) olarak hesaplanmaktadır. (2) 2010, 2011 Ağustos ayı rakamı. (2010 Ocak ayından itibaren İkili Sektörlere Göre Kapasite Kullanım Oranı Merkez Bankası tarafından hesaplanmaktadır. (3) 2011 (Q1) (4) 2011 (Q2) Kaynak:http://www.ekonomi.gov.tr/upload/791DD050-19DB-2C7D-3D50C82A87B0852D/baslica.xls Dış borçların çevrilebilmesi ve cari açığın azaltılması ancak ve ancak yakalanan ihracat ivmesine bağlıdır. İhracatın devamı için pazar ve mal çeşitlenmesi politikasının izlenmesi zorunlu bir durum olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye, cari açığın olumsuz etkilerini bertaraf etmek ve dış ticaretine yön vermek için Uzak Doğu, Hindistan, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve hatta Latin Amerika ülkelerinde yeni imkânlar ve pazarlar geliştirmelidir. 26 Aynı zamanda üretimle ihracatın birlikte ele alındığı İhracata Dönük Üretim Stratejisi geliştirmek amacıyla NUTS 2 düzeyinde kurulan kalkınma ajanslarına görevler ve sorumluluklar yükleyerek bölge bazlı ekonomiye çok önemli katkılar sağlanabilir. Bu amaçla, bölgesel gelişme politikaları belirlenerek, bu politikalar dâhilinde bölgelere yenilikçi ve rekabet edebilen yüksek katma değer yaratabilen sektörlerin kurulması amaçlanmalıdır. Yerel düzeyde kurumsal kapasitenin artırılması ile kırsal kalkınmanın sağlanması ve bu sayede ulusal düzeyde bölgesel gelişme stratejisinin de netleşmesi gerekmektedir. Ayrıca, Aralık 2010 da dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi ile orta ve ileri teknolojili sektörlerin üretim ve ihracat paylarının artırılması hedeflenirken düşük teknolojili sektörlerde de katma değeri yüksek ürünlerin üretiminin sağlanması amaçlanmıştır. Küresel piyasalarda ticaret hacmi yüksek olan ürünlerin üretilmesinde çeşitlilik hedeflenirken bu alanda aktif rol alan şirketlerin ekonomideki paylarının arttırılması ve uluslararası piyasalardaki talebe anında karşılık verebilecek bir sanayi yapısının gerekliliğin önemi ortaya çıkmıştır. İhracatın artırılması için üretimde çeşitliliğin arttırılması gerekliliği savunularak ima- 26. Karagöl, Erdal T. Türkiye de Cari Açık, Kriz Sebebi mi? Sabah, 23.07.2011.

KÜRESEL EKONOMİK KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ lat için teşvik sisteminin yaygınlaştırılması ve yurtiçi üretim kapasitesinin artırılması da büyük öneme sahiptir. Alınan tedbirler arasında Türkiye nin dış ticaret ve cari dengesinin sağlanması için etkin dış politikaların uygulanması bu doğrultuda sektörlerin uluslararası rekabete ve küresel pazarlarda payının artırılması da mevcuttur. 27 Ayrıca, üretim ve ihracatın ithalata olan bağımlılığını azaltmak amacıyla, ara malı ve yatırım mallarında yurtiçi üretim kapasitesini artırıcı politikaların karalılıkla uygulanması gerekir. İhracat miktarını yükseltme bağlanımında yatırımlar için uygun koşulların yaratılması ve verimli işgücü politikalarının geliştirilmesi hedeflenirken, meslek eğitimi reformları sayesinde nitelikli işgücü arz ve talebinin de arttırılması öngörülmektedir. Ayrıca, doğrudan yabancı yatırımların ülkeye çekilmesi için yasal ve hukuki alanlarda olumlu düzenlemeler yapılarak küresel piyasalardaki ekonomik ilişkilerin uluslararası rekabet yöntemleri doğrultusunda revize edilmesi ihracatı geliştirmek için uygulanacak adımlar olarak nitelendirilmektedir. 28 Ayrıca, cari açığın finansmanının ağırlıklı olarak doğrudan yabancı yatırımlar ve yabancı portföy yatırımları ile sağlandığı görülmüştür. 2010 yılında yavaşlama eğilimine giren doğrudan yabancı yatırımlar bu yılın ilk yedi ayında 9,1 milyar dolar ile zirve yapmıştır. 2010 yılının tamamında 9,3 milyar Dolarlık rakamına 2011 yılının ilk yedi ayında ulaşılmıştır. Yılın ilk 7 aylık döneminde gelen yabancı sermayenin yüzde 91 i AB ülkeleri tarafından gerçekleştirilmiş, bu da yabancı yatırımcıların Türkiye ekonomisine karşı duydukları güveni göstermiştir. Ancak, doğrudan yabancı yatırımların 2011 yılının ilk 7 aylık döneminde gerçekleşen 50 milyar dolar cari açığın sadece yaklaşık 9 milyar dolarının karşılıyor olması da ciddi olarak üzerinde düşünülmesi gereken bir husustur. 50 milyar olan cari açığın diğer kısmı ise krediler ve portföy yatırımları ile karşılanmaktadır. Bu durum, küresel ekonomide şu dönemde yaşanan belirsizlik nedeniyle küresel sermayenin liman arayışı içinde olması hasebiyle, sermayenin başka güvenli limanlara rahatça gidebileceğini dikkatte almakta fayda vardır. Bununla beraber, Ekim 2011 de yayımlanan Orta Vadeli Program (OVP) ile cari açığın giderilmesi için çeşitli tedbir ve uygulamaların süratli bir şekilde devreye sokulması hedeflenmektedir. Bu doğrultuda gelir, harcama ve borç stoku büyüklükleri gözetilerek, özel sektör öncülüğünde bir büyüme sürecinin desteklenmesi, rekabet gücü ve istihdam oranın arttırılması ile cari açık vererek büyümenin önüne geçilmesi öngörülmektedir. İthalat ve ihracat dengesinin sağlanması amacıyla, ithalatı kısıtlamak için vergi oranlarının artırılması ve ithal edilen malların yurtiçinde üretilmesi doğrultusunda çalışmaların yapılacağı vurgulanan hususlardır. OVP ye göre 2011 yılı sonu itibariyle cari açığın GSYİH ya oranın yüzde 9,4 e, 2012 yılında yüzde 8 e, 2013 yılında yüzde 7,5 e ve 2014 yılında ise yüzde 7 ye ulaşması öngörülmektedir. 29 Yaşanmakta olan küresel kriz ve durgunluk ortamının arttığı bu dönemde orta vadeli programın yayımlanması uzun vadede tahmin ve beklentilerin şekillenmesi açısından büyük önem arz etmektedir. Ekim 2011 de yayımlanan Orta Vadeli Program (OVP) ile cari açığın giderilmesi için çeşitli tedbir ve uygulamaların süratli bir şekilde devreye sokulması hedeflenmektedir. 27. 61. Hükümet Programı, http://www.basbakanlik.gov.tr/forms/pmain.aspx 28. T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı (2010) Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi. 29. http://www.kalkinma.gov.tr/ orta vadeli program:2012-2014 19

S E T A A N A L İ Z Tablo 9: Ödemeler Dengesi Analitik Sunum (*)(Milyon Dolar) Yılın ilk 7 aylık döneminde gelen yabancı sermayenin yüzde 91 i AB ülkeleri tarafından gerçekleştirilmiş, bu da yabancı yatırımcıların Türkiye ekonomisine karşı duydukları güveni göstermiştir. 2010 2011 Ocak-Temmuz Ocak-Temmuz CARİ İŞLEMLER HESABI -23.791-50.662 İhracat f.o.b. 68.512 81.253 İthalat f.o.b. -94.853-135.713 Mal Dengesi -26.341-54.460 Hizmetler Dengesi: Gelir 16.999 20.034 Hizmetler Dengesi: Gider -10.930-11.959 Mal ve Hizmet Dengesi -20.272-46.385 Gelir Dengesi: Gelir 3.050 2.577 Gelir Dengesi: Gider -7.201-7.640 Mal. Hizmet ve Gelir Dengesi -24.423-51.448 Cari Transferler 632 786 SERMAYE HESABI -26 0 FİNANS HESABI 31.185 50.238 Yurtdışında Doğrudan Yatırım -1.043-1.449 Yurtiçinde Doğrudan Yatırım 4.495 9.133 Portföy Hesabı-Varlıklar -224 2.759 Portföy Hesabı-Yükümlülükler 11.677 16.611 Hisse Senetleri 1.322-672 Borç Senetleri 10.355 17.283 Diğer Yatırımlar-Varlıklar 2.607 8.817 Merkez Bankası 2 1 Genel Hükümet -2-54 Bankalar 4.249-1.311 Diğer Sektörler -1.642 10.181 Diğer Yatırımlar-Yükümlülükler 13.673 14.367 Merkez Bankası -186-834 Genel Hükümet 1.770 1.450 Bankalar 16.283 6.700 Diğer Sektörler -4.194 7.051 Cari, Sermaye ve Finansal Hesaplar 7.368-424 NET HATA VE NOKSAN 228 10.603 GENEL DENGE 7.596 10.179 REZERV VARLIKLAR -7.596-10.179 Resmi Rezervler -6.681-9.091 Uluslararası Para Fonu Kredileri -915-1,088 (*) Geçici Kaynak: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 20