HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU BAĞLAMINDA AKDEDİLEN YETKİ SÖZLEŞMELERİ ÜZERİNE BAZI DÜŞÜNCELER

Benzer belgeler
Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE

Türk-Alman Üniversitesi. Hukuk Fakültesi. Ders Bilgi Formu

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

Dr. Ayşe KÖME AKPULAT İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı İŞ MAHKEMELERİNDE YARGILAMANIN ÖZELLİKLERİ

Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

MEDENİ YARGIDA CENİNİN TARAF EHLİYETİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XIX

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

Türk-Alman Üniversitesi. Hukuk Fakültesi. Ders Bilgi Formu

Savunmanın Genişletilmesi ve Değiştirilmesi Yasağı Kapsamında Zamanaşımı Def inin İncelenmesi. Stj. Av. Müge BOSTAN ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

ADİL YARGILANMA HAKKININ TÜRK MİLLETLERARASI USÛL HUKUKU ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1. kısım, 1. bölüm, 4. bölüm 1. ayrım, 6. bölüm 1. ayrım

TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21

2- Dâvanın, her biri hakkında aynı sebepten neşet etmesi. hükmü öngörülmüş. iken,

İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE

Bir Karar Işığında Yetki Sözleşmesine Bakış 1067

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

ADİ VE TİCARİ İŞLERDE FAİZE İLİŞKİN YENİLİKLER

Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden:

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /16

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

Türkiye Adalet Akademisi HMK Toplantısı

Dr. TANER EMRE YARDIMCI HUKUK YARGILAMASINDA SOMUTLAŞTIRMA YÜKÜ

MEDENİ USUL HUKUKU ÖZEL HUKUK YARGISI

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 7 İÇİNDEKİLER 9 KISALTMALAR CETVELİ 19 GİRİŞ 23 BİRİNCİ BÖLÜM DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ VE AYRILMASI HAKKINDA GENEL BİLGİLER 1.

KESİN SÜRE VERİLİRKEN GİDERLERİN KALEM KALEM AÇIKLANMASI GEREKTİĞİ

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6 İŞYERİ DEVRİ İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİ ALACAKLARINA ETKİSİ

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2, 18-21

T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E.2012/12635 K. 2012/18907 T

Dr. Hediye BAHAR SAYIN. Pay Sahibi Haklarının Korunması Kapsamında Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı

SULH SÖZLEŞMELERİ 1 A- GİRİŞ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet Meslek Yüksekokulu DAMGA VERGİSİ ve HARÇLAR BİLGİSİ DERSİ Açık Ders Malzemesi

1. BÖLÜM HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU BİRİNCİ KISIM:

Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını isteyen: Türk Tabipleri Birliği. Vekili : Av. Mustafa Güler Strazburg Cad. 28/28 Slhhiye/ANKARA

İlgili Kanun / Madde 4847 S. İşK/22

TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ VE MEDENÎ YARGI TEŞKİLATI - 2

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/17

USUL İŞLEMLERİ, SÜRELER, ADLİ TATİL, ESKİ HALE GETİRME

İlgili Kanun / Madde 6100 S.HMK/120, 324

İSTANBUL TAHKİM MERKEZİ ACİL DURUM HAKEMİ KURALLARI (EK-1)

(AİHS m. 6) (2709 S. K. m. 36) (6100 S. K. m. 77, 114, 115) (1136 S. K. m. 27) (1086 S. K. m. 67, 193, 409) (492 S. K. m. 32) (818 S. K. m.

Doç. Dr. EMREHAN İNAL İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı. Kentsel Dönüşüm Hukukunda RİSKLİ YAPI

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161

İŞ MAHKEMELERİ KANUNU

Konişmentoda Yer Alan Yetki Kayıtları

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler

AVUKAT YASİN GİRGİN

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

BORÇLAR HUKUKUNDA KESİN HÜKÜMSÜZLÜK YAPTIRIMININ AMACA UYGUN SINIRLAMA (TELEOLOJİK REDÜKSİYON) YÖNTEMİ İLE DARALTILMASI

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/32 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2008/14944 Karar No. 2010/2311 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /9

İlgili Kanun / Madde 5434 S.ESK/ S. SGK/101

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

"Tüketici Aleyhine Başlatılacak İcra Takibinde Parasal Sınır" "Tüketici Aleynine Ba~latllacak icra Takibinde Parasal ~ınırn

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /6, S. İşK/14 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/1888 Karar No. 2015/6201 Tarihi:

BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ VE GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA KARARLARI. DR. ADEM ASLAN Yargıtay 11.HD. Üyesi

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2014/ Sayılı Kanunla Vergi Yargılamasına ve Ticaret Mahkemelerine İlişkin Getirilen Yenilikler

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6

Elektronik İmzalı Belgelerin Delil Niteliği

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/22, S. STSK/36

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/8

NOTERLER TARAFINDAN ELEKTRONİK ORTAMDA YAPILABİLECEK OLAN İŞLEMLER VE BU İŞLEMLERİN GERÇEKLEŞTİRİLMESİ USÛLÜ

VI. Cilt'in içindekiler Sayfa Kadastro mahkemeleri 5657 A) Genel bilgi 5657 B) Kadastro mahkemesinin teşkilâtı 5660 C) Kadastro mahkemesinin

DAVACI : Nesrin Orhan Şahin vekilleri Av.Serap Yerlikaya ve Av.İlter Yılmaz

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

ELEKTRİK DAĞITIM ŞİRKETLERİNİN LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİ BAŞVURULARI KAPSAMINDAKİ İŞLEMLERİNE KARŞI AÇILACAK DAVALARDA GÖREVLİ YARGI MERCİİ

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN

İlgili Kanun / Madde 6098 S. TBK/ S. İşK/14

M&BIRLIK HUKUK BÜROSU ÇEKİŞMESİZ YARGI

HUKUKU KISA ÖZET KOLAYAOF

İdari Yargının Geleceği

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STK/25

ANONİM ORTAKLIKTA GENEL KURUL KARARLARININ HÜKÜMSÜZLÜĞÜ

GİRİŞ I. BELİRSİZ ALACAK DAVASI

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2014/1. İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, 6, S. İşK/14

TEMSİL (Yetkisiz Temsile Kadar)

İlgili Kanun / Madde 4853 S.TTHK/8

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ek 1 Nolu Protokol

PARASAL SINIRLAR TABLOSU A. HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNA GÖRE PARASAL SINIRLAR VE TABLOSU

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN

Transkript:

Hukuk Muhakemeleri Kanunu Bağlamında Akdedilen Yetki Sözleşmeleri 459 HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU BAĞLAMINDA AKDEDİLEN YETKİ SÖZLEŞMELERİ ÜZERİNE BAZI DÜŞÜNCELER Prof. Dr. Süha TANRIVER * A. Yetki Sözleşmelerinin Tanımı ve Hukukî Niteliği Tacirlerle tacirlerin, tacirlerle kamu tüzel kişilerinin ve kamu tüzel kişilerinin kendi aralarında, üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri (sulh olmak suretiyle sona erdirebilecekleri) hukukî ilişkilerden kaynaklanmış ya da ileride kaynaklanabilecek olan hukukî uyuşmazlıklarla ilgili olarak açılacak davalar bağlamında, kanunen yetkili konumda bulunan genel ve özel (diğer) yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesi kaydıyla, kanunen yetkili olmayan bir yargı yerini yetkili hâle getirmek; yani, alternatif bir yetki kuralı yaratmak yahut kanunen yetkili konumda bulunan genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini tümüyle ortadan kaldırıp; salt kararlaştırılmış olan yer mahkemesini yetkili kılmak amacıyla yapmış oldukları sözleşmeye, yetki sözleşmesi denir. Yetki sözleşmeleri, hukukî nitelikleri itibariyle, aslî (doğrudan) etkilerini, medenî usul hukuku alanında ortaya çıkardıkları için (yani, kategorik olarak tanımlanmış hukukî ilişkiden kaynaklanan hukukî uyuşmazlıklarla ilgili açılacak davalar bakımından, kanunen yetkili olmayan bir yargı yerinin yetkili hâle gelmesi sonucunu yarattığı için), usul sözleşmeleri bütünü içerisinde yer alırlar. Ancak, bu durum, yetki sözleşmelerine, borçlar hukukuna ilişkin ilke ve kuralların, hiç uygulanmayacağı anlamına, asla gelmez. Türk Borçlar Kanunu nun sözleşmelerin kuruluşu, geçerliliği (m.1; m. 25-27) ve irade sakatlıkları (m. 13 vd.; m. 30 vd.) ile ilgili ilke ve kuralları, bir usul * Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Usûl ve İcra-İflâs Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 16, Özel Sayı 2014, s. 459-468 (Basım Yılı: 2015) Prof. Dr. Hakan PEKCANITEZ e Armağan

460 Prof. Dr. Süha TANRIVER sözleşmesi olan yetki sözleşmeleri bakımından da, uygulanma alanı bulur 1. Bu durumda, yetki sözleşmelerinin kurulabilmesi için de, tarafların irade beyanlarının karşılıklı ve birbirine uygun olması şarttır; aksi takdirde, bir yetki sözleşmesinin varlığından söz edilemez. Öte yandan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu nun 19. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan ve yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalının, süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmaması hâlinde, davanın açıldığı yer mahkemesinin, yetkisiz olsa bile, kanunen yetkili mahkeme statüsüne kavuşacağını öngören düzenlemeden hareketle, anılan durumda, taraflar arasında, zımnî bir yetki sözleşmesinin var olduğu da, ileri sürülemez 2. Hukuk Muhakemeleri Kanunu nun 19. maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen durumda, somut hukukî ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıkları konu alan davalar bağlamında, kanunen yetkili olmayan bir mahkemenin, yetkili mahkeme statüsüne kavuşması, tarafların iradesinden değil; bizâtihi anılan kanun hükmünden kaynaklanmakta ve kesin olmayan yetkinin, yine aynı Kanun da, bir ilk itiraz şeklinde düzenlenmiş bulunmasının, doğal bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Yine, yetki sözleşmelerinin geçerlilik şartlarından birisini, yazılı şekilde gerçekleştirme oluşturur 3. Zımnî yetki sözleşmesi yapılmasına cevaz veren bir düşünce, yetki sözleşmeleri bağlamında bir geçerlilik şartı olarak belirlenmiş olan yazılılığın tümüyle göz ardı edilmesi sonucunu doğurur ki; bunun kabulü de mümkün değildir 4. Çünkü, yazılı şekilde yapılmayan yetki sözleşmeleri, hukuken geçersizdir. 1 2 3 4 Budak, Ali Cem; Hukuk Muhakemeleri Kanunu na Göre Yetki Sözleşmeleri (MİHDER, 2012/1, s. 1-25), s. 17-18; Bolayır, Nur; Hukuk Muhakemeleri Kanunu na Göre Yetki Sözleşmeleri (İBD, 2011/5, s. 131-147), s. 146-147; Aşık, İbrahim; Hukuk Muhakemeleri Kanunu na Göre Yetki Sözleşmeleri (TBBD, 2011/97, s. 11-48), s. 21. Aynı yönde, bkz: Aşık, s. 31-32; aksi yönde görüş için, bkz: Kuru, Baki/Arslan, Ramazan/Yılmaz, Ejder; Medenî Usul Hukuku Ders Kitabı, 25. Baskı, Ankara 2014, s. 156-157; Bilge, Necip/Önen, Ergun; Medenî Yargılama Hukuku Dersleri, 3. Bası, Ankara 1978, s. 202; Bolayır, s. 138 ve o sayfadaki dn.26; Karslı, Abdurrahim; Medenî Muhakeme Hukuku, 3. Bası, İstanbul 2012, s. 276; Yılmaz, Ejder; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 2. Baskı, Ankara 2013, s. 211. Bkz: aşa. B. Aşık, s. 32.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu Bağlamında Akdedilen Yetki Sözleşmeleri 461 Öte yandan, bir an için, davalının süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak yetki ilk itirazında bulunmaması hâli, kanunen yetkili olmayan bir yargı yerinin yetkisinin, davalı tarafça kabul edilmesi anlamına gelecek zımnî bir irade beyanı olarak değerlendirilse bile, bu beyanın muhatabı davacı değil; davanın açıldığı mahkemenin hâkimidir. Yani, irade beyanları arasında birbirine uygunluğun bulunduğu kabul edilse dahi, sözleşmenin kurulabilmesi için, varlığı gereken diğer öğe olan, karşılıklılıktan söz edilemez. Yetkinin kesin olmadığı hâllerde, davalı, süresi içerisinde, cevap dilekçesinde, yetki itirazında bulunmuş; yani (mahkemenin yetkisine açıkça itiraz etmiş) ancak, bu itirazında, yetkili mahkemeyi göstermemişse, davanın açıldığı mahkeme, kanunen yetkisiz konumda bulunsa bile, yetki itirazını, öngörülen usule uygun bir biçimde yapılmadığı için, dikkate alamayacak ve somut hukukî ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili dava bağlamında, yetkisiz yargı yeri (yani, davanın açıldığı yer mahkemesi) yine, kanun uyarınca, kendiliğinden yetkili hâle gelecektir (HMK m. 19, II, IV). B. Yetki Sözleşmeleri Bağlamında Kanunla Getirilmiş Bulunan Sınırlamalar Hukuk Muhakemeleri Kanunu nda, yetki sözleşmeleri bağlamında, kişi ve konu bakımından bazı sınırlamalar getirilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu nun 17. maddesi uyarınca, yetki sözleşmelerinin, tacirlerle tacirler, tacirlerle kamu tüzel kişileri ve kamu tüzel kişilerinin kendi aralarındaki hukukî ilişkilerden kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak açılacak davalar bağlamında, yapılması gerekir. Buna karşılık, tacirlerle tacir olmayanlar ve yine kamu tüzel kişileriyle tacir olmayanlar arasında yetki sözleşmesinin yapılması, hukuken mümkün değildir. Getirilmiş olan bu sınırlamayla güdülen amaç, ekonomik açıdan daha zayıf konumda bulunan tacir olmayan kişinin, ekonomik açıdan daha güçlü bir konumda bulunan tacir ve kamu tüzel kişisi karşısında korunmasını sağlamak 5 ; daha güçlü olanın, zayıf olana, mahkemenin yetkisini tâyin bağla- 5 Aşık, s. 22.

462 Prof. Dr. Süha TANRIVER mında, iradesini empoze etmesinin önüne geçmektir 6. Kaldı ki, ekonomik açıdan daha zayıf olanın, daha güçlü konumda bulunan kişiye karşı korunması, kamu düzeninin de gereklerinden birisini oluşturur. Uyuşmazlığın taraflarından birisi bakımından mecburî dava arkadaşlığının işlerlik kazandığı hâllerde, yetki sözleşmesinin, hukuken bağlayıcılık kazanabilmesi için, Hukuk Muhakemeleri Kanunu nun 17. maddesinde, kişi bakımından getirilmiş olan sınırlamanın, dava arkadaşlarının tamamının şahsında gerçekleşmiş olması şarttır 7. Çünkü, mecburî dava arkadaşlığında, ortada tek bir dava vardır ve dava arkadaşları, kural olarak, birlikte hareket etmek zorunluluğuyla karşı karşıyadır (HMK m. 59-60). Buna karşılık, ihtiyarî dava arkadaşlığının işlerlik kazanabileceği hâllerde ise, yetki sözleşmesiyle ilgili olarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu nun 17. maddesinde kişi bakımından öngörülmüş olan sınırlama, şahsında gerçekleşmiş bulunan dava arkadaşı, bu sözleşmeyi yapabilir; diğerleri ise, yapamaz. Hep birlikte bir yetki sözleşmesi yapmışlarsa, hukukî bağlayıcılık, yalnızca sözleşmenin yapıldığı sırada, kişi bakımından kanunda öngörülmüş olan sınırlamayı, şahsında gerçekleştirmiş olan dava arkadaşı bakımından ortaya çıkar; diğerlerinin hukukî durumu bundan etkilenmez. Çünkü, ihtiyarî dava arkadaşlığında, dava arkadaşı sayısınca, ortada dava mevcuttur ve her biri diğerinden bağımsız olarak, sadece kendisi bakımından etki doğuracak şekilde, hareket edebilme olanağına sahiptir (HMK m. 58). Hukuk Muhakemeleri Kanunu nun 18. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, tarafların üzerinde serbestçe tasarrufta bulunamayacağı, yani kamu düzenine ilişkin hususlarla kesin yetki kurallarının işlerlik kazandığı hâllerde, yetki sözleşmesi yapılamaz. 6 7 Türk hukukunda tâbi olunacak hukukî rejim itibariyle, tacir kavramının kapsamı içerisine, çok geniş bir kategoriyi teşkil edecek şekilde, tacir olmadıkları hâlde, sorumluluk bakımından, tacirler hakkındaki hükümlere tâbi tutulanlar da dahildir. Dolayısıyla, tacir olan - olmayan ayrımının, zayıf olanın korunması bağlamında, objektif bir ölçüt işlevini yerine getirip getirmediği hususunun, bir kez daha sorgulanmasında yarar vardır. Bu bağlamda, yine, bkz: Budak, s. 9-12; Karslı, s. 278. Ayrıca, tacir olmayıp da, sorumluluk bakımından tacirler hakkındaki hükümlere tâbi tutulmuş olanların yetki sözleşmesi yapamayacakları yönündeki görüş için, bkz: Yılmaz, s. 200. Bolayır, s. 134; Karslı, s. 282.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu Bağlamında Akdedilen Yetki Sözleşmeleri 463 Öte yandan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu nun yetki sözleşmeleriyle ilgili kuralları, ilk derece mahkemelerinin yetkisinin tâyini bağlamında uygulanma alanı bulur. Hukuk Muhakemeleri Kanunu nun 357. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, istinaf yargılamasını gerçekleştirecek olan bölge adliye mahkemelerinin yetkisiyle ilgili olarak, yetki sözleşmesi yapılamaz. Ancak, yetkinin kesin olmadığı hâllerde, ilk derece mahkemesinin yetkisiyle ilgili olarak yapılmış bulunan bir yetki sözleşmesiyle, dolaylı olarak, bu sözleşmede öngörülen yer mahkemesinin yargı çevresi içinde yer aldığı bölge adliye mahkemesinin yetkisinin tâyinine de, bir anlamda, müdahale edilebildiğini vurgulamak gerekir. Buna karşılık, en üst derece yargı yeri konumunda bulunan Yargıtay ın, yer itibariyle yetkisi ise, ülkenin bütününe şâmildir; dolayısıyla, bu bağlamda, zaten yetki sözleşmesiyle herhangi bir kayıtlama getirilmesi de, düşünülemez. C. Yetki Sözleşmelerinin Geçerlilik Şartları Yetki sözleşmelerinin geçerlilik şartlarının neler olduğu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu nun 18. maddesinin ikinci fıkrasında gösterilmiştir. Bu geçerlilik şartlarının ikisi esasa; birisi ise, şekle ilişkindir. Her şeyden önce, yetki sözleşmesinin, geçerlilik kazanabilmesi için, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukukî ilişkinin, belirli olması veya belirlenebilir bir nitelik taşıması şarttır. Yani, yetki sözleşmesinde, uyuşmazlığın kaynaklandığı veya kaynaklanacağı hukukî ilişki tipinin, kategorik olarak ferdîleştirilmiş (somutlaştırılmış) bulunması, yasal bir zorunluluktur. Yine, yetki sözleşmesinin geçerlilik kazanabilmesi için, bu sözleşmede, yetkili kılınmak istenen mahkeme veya mahkemelerin açıkça tâyin edilmiş olması; yani, belirlenmiş bulunması şarttır. Açıkça belli edilmiş olmak kaydıyla, birden fazla yer mahkemesinin yetkili kılınması da, hukuken mümkündür. Belirli olmak kaydıyla, birden fazla yer mahkemesini yetkili kılma bağlamında, taraflara tanınmış olan usulî olanağın, dürüstlük ilkesine uygun olarak kullanılması gerekir (HMK m. 29, I; TMK m. 2). Dürüstlük kuralına ve kamu düzeninin korunması düşüncesine dayanılarak, taraflardan birisinin, nerede isterse orada dava açabilmesine olanak verecek şekilde, yetki sözleşmesinde, yetki bağlamında bir belirlemede bulunulmasına, izin verilmeme-

464 Prof. Dr. Süha TANRIVER lidir 8. Kaldı ki; bu hâlde, yetkili kılınan mahkeme de, zaten belirlilikten yoksundur. Bu nedenle de, yetki sözleşmesi, geçerlilik kazanamaz. Ayrıca, yetki sözleşmesinin geçerlilik kazanabilmesi için, yazılı şekilde gerçekleştirilmiş bulunması da şarttır. Burada sözü edilen yazılı şekilden maksat, adî yazılı şekildir. Yani, yetki sözleşmeleri bağlamında, adî yazılı şekil, bir sıhhat şekli konumundadır (TBK m. 13-15) 9. Yetki sözleşmeleri, ayrı ve müstâkil bir sözleşme biçiminde gerçekleştirilebileceği gibi; mevcut bir sözleşmeye, mahkemenin yetkisine dair bir kayıt konulmak suretiyle de gerçekleştirilebilir. İkinci hâlde, yetki şartından söz edilir. Yetki şartı, gerek tâbi olunacak hukukî rejim gerek doğurduğu hukukî sonuçlar itibariyle, bağımsız bir yetki sözleşmesi hükmündedir ve asıl sözleşmeden, tümüyle ayrı, müstâkil bir hukukî varlığa sahiptir. Bu nedenle, asıl sözleşme, resmî şekle tâbi bulunup; bu şekle uygun olarak gerçekleştirilmediği için, geçersiz olsa dahi, yazılı bir biçimde, asıl sözleşmeye dercedilmiş bulunan yetki şartı, hukuken geçerlidir ve kendisinden beklenen etkileri, medenî yargılama hukuku alanında doğurur. Hukuk Muhakemeleri Kanunu nun 18. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülmüş bulunan geçerlilik şartlarına uygun bir biçimde akdedilmemiş olan yetki sözleşmeleri, hukuken geçersizdir. Çünkü, 18. maddenin ikinci fıkrası, emredici bir usul hukuku normudur ve bu norma aykırılık, hukuka aykırılık sayılır; dolayısıyla, anılan norma aykırı bir biçimde gerçekleştirilmiş bulunan yetki sözleşmeleri, kesin hükümsüzlük yaptırımıyla karşı karşıya kalırlar; yani, eski deyişle, mutlak bûtlan la malûldürler (TBK m. 26; m. 27, I); hiç bir hukukî sonuç da doğuramazlar. Hâkim, sözü edilen hâlde, yeni yasal deyişle kesin hükümsüzlüğün, eski deyişle mutlak butlanın varlığını, re sen gözetmek zorundadır 10. Bu durum, bizâtihi, kesin hükümsüzlük (eski deyişle mutlak bûtlan) yaptırımının doğasından kaynaklanmaktadır. Yani, işaret edilen durumda, sanki mahkemenin yetkisinin tâyinine 8 9 10 Pekcanıtez, Hakan/Atalay, Oğuz/ Özekes, Muhammet; Medenî Usul Hukuku, 14. Bası, Ankara 2013, s. 183-184; Bolayır, s. 142, Aşık, s. 38; Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 155; Üstündağ, Saim; Medenî Yargılama Hukuku, C. I-II, 7. Bası, İstanbul 2000, s. 217. Yazılı şeklin geçerlilik şekli değil, ispat şekli olduğu yönündeki görüş için, bkz: Yılmaz, s. 211. Karş. Bolayır, s. 139-140.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu Bağlamında Akdedilen Yetki Sözleşmeleri 465 dair herhangi bir belirlemede bulunulmamış gibi bir hukukî sonuç ortaya çıkar. Yapmış olduğumuz bu tespit, yetki sözleşmelerine ilişkin olarak kanunda, kişi ve konu bakımından getirilmiş olan sınırlamalara uyulmamış olması hâlinde de işlerlik kazanır. Dava, hukuken geçerli bir biçimde yapıldığına inanılan yetki sözleşmesinde belirtilen yer mahkemesinde açılmışsa, yetki sözleşmesiyle kararlaştırılmış olan yer mahkemesi, kanunen yetkili olmayan bir yargı yeri hâline gelir; yani dava, yetkisiz mahkemede açılmış sayılır. Ancak, mahkeme, yetkisizliğini re sen gözetip, yetkisizlik kararı veremez. Mahkemenin yetkisizlik kararı verebilmesi için, davalının, süresi içerisinde vereceği cevap dilekçesinde, usulüne uygun olarak, yetki ilk itirazında bulunması gerekir. Bu durum, yetki sözleşmelerinin yapılmasına, yetkinin kesin olmadığı hâllerde hukuken olanak verilmiş bulunmasının doğal bir sonucudur. Süresi içerisinde verilen cevap dilekçesinde, usulüne uygun bir biçimde yetki ilk itirazında bulunulmazsa, anılan mahkeme, artık, tarafın bu bağlamda herhangi bir beyanda bulunmamasının değil; bizâtihi kanun hükmü uyarınca (HMK m. 19, IV), kendiliğinden yetkili mahkeme statüsüne kavuşur. Ancak, yetki sözleşmesi, kesin bir yetki kuralının işlerlik kazandığı bir durumda yapılmışsa, hem kesin yetki mevcut ise yetki sözleşmesi yapılamayacağını öngören kanunî yasaklamaya uyulmamış bulunması (HMK m. 18, I) hem de kesin yetkinin, mahkemeye ilişkin dava şartları arasında yer alması ve dava şartı teşkil eden bir hususun (HMK m. 114, I/ç), tarafların, anlaşmak suretiyle üzerinde tasarruf edebileceği yahut karşılıklı olarak muvafakat verebileceği bir alan konumunda bulunmaması hasebiyle 11, yetki sözleşmesinde öngörüldüğü için, dava kendisinde açılmış olan yer mahkemesi, geçersiz bir yetki sözleşmesinin varlığını re sen gözetip, yetkisizlik kararı da vermek zorundadır. Yetki sözleşmesinin geçerliliğinin tartışıldığı hâllerde, bu sözleşmenin geçerliliğini koruyup korumadığının tespitine, yetki sözleşmesiyle tâyin edilmiş olan yer mahkemesince karar verilmesi, daha doğru olur 12. 11 12 Tanrıver, Süha; Medenî Usul Hukukunda Derdestlik İtirazı, 2. Bası, Ankara 2007, s. 30-31, dn. 56. Üstündağ, s. 221; Karslı, s. 279.

466 Prof. Dr. Süha TANRIVER D. Yetki Sözleşmelerinin Türleri ve Etkileri Taraflar, yapmış oldukları yetki sözleşmesiyle, aralarındaki somut, yani kategorik olarak tanımlanmış hukukî ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili açılacak davalar bağlamında, kanunen yetkili konumda bulunan genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesi kaydıyla, kanunen yetkili olmayan bir yargı yerini yetkili hâle getiriyorlar; yani, alternatif bir yetki kuralı yaratıyorlarsa, olumlu yetki sözleşmesinden söz edilir. Bu tür bir yetki sözleşmesinin varlığı hâlinde, davanın, mutlaka yetki sözleşmesinde tâyin edilmiş olan yer mahkemesinde, açılması zorunluluğu yoktur. Dava, kanunen yetkili konumda bulunan genel yetkili mahkemeyle, özel yetkili mahkeme veya mahkemelerin herhangi birisinde açılabilir. Ancak, dava, yetki sözleşmesiyle yaratılmış olan alternatif yetki kuralında belirtilmiş olan yer mahkemesinde açılmışsa; bu mahkeme de, davaya bakmak zorundadır; davalı da, anılan durumda, yetkisizlik iddiasında bulunamaz. Olumlu yetki sözleşmesi yapılmak isteniyorsa, buna ilişkin iradenin, anılan sözleşmede, açıkça ortaya konulması, yani kanunen yetkili konumda bulunan genel yetkili mahkemeyle, özel yetkili mahkeme veya mahkemelerin yetkisinin devam edeceği hususunun, kesin ve tereddütsüz bir biçimde vurgulanması gerekir. Bu bağlamda, herhangi bir belirlemede bulunulmamışsa, yapılan yetki sözleşmesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu nun 17. maddesinin son derece açık metni uyarınca, olumsuz yetki sözleşmesi olarak nitelendirilir; yani, dava, sadece yetki sözleşmesinde tâyin edilmiş olan yer mahkemesinde açılabilir; kanunen yetkili konumda bulunan genel yetkili mahkemeyle, özel yetkili mahkemelerin yetkisi tümüyle ortadan kalkar. Buna karşılık, taraflar yapmış oldukları yetki sözleşmesiyle, aralarındaki, somut hukukî ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak açılacak davalar bağlamında, salt yetki sözleşmesinde öngörmüş oldukları yer mahkemesinin yetkili hâle gelmesini sağlamışlarsa, olumsuz yetki sözleşmesinden söz edilir. Olumsuz yetki sözleşmesinin varlığı hâlinde, kanunen yetkili konumda bulunan genel yetkili mahkeme ile, özel yetkili mahkeme veya mahkemelerin yetkisi tümüyle ortadan kalkar; dava, sadece yetki sözleşmesinde belirtilmiş olan yer mahkemesinde veya mahkemelerin birisinde açılabilir. Bir başka ifadeyle, olumsuz yetki sözleşmesinin varlığı hâlinde, somut bir biçimde, kategorik olarak tanımlanmış hukukî ilişkilerden

Hukuk Muhakemeleri Kanunu Bağlamında Akdedilen Yetki Sözleşmeleri 467 kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili davalar bağlamında, kanunen yetkili olmayan bir yargı yeri, tek yetkili yargı yeri hâline getirilmekte; yani, somut hukukî ilişki tipinden doğan uyuşmazlıkları konu alan davalarla sınırlı olarak işlerlik kazanabilecek, kesin bir yetki kuralı yaratılmaktadır. Burada da, yetki sözleşmesinde belirtilmiş olan yer mahkemesinin yetkisinin kesinliği, yine, bizâtihi kanundan kaynaklanmaktadır. Kategorik olarak tanımlanmış hukukî uyuşmazlıklarla ilgili davalar bağlamında, yetkili mahkemenin tâyininin, tarafların müşterek iradesine bırakılmış olması, yetki sözleşmesinde öngörülen yer mahkemesinin yetkisinin kesinliğinin, kanundan kaynaklanmadığı anlamına asla gelmez. Kanun koyucu, yetkinin kesin olmadığı hâllerde, taraflara, somut hukukî ilişki tipi ile sınırlı bir biçimde işlerlik kazanacak kanunen yetkili olmayan bir yargı yerini, anlaşmak suretiyle yetkili hâle getirme olanağı tanımış ve aksine bir vurgu da yapılmamışsa, kararlaştırılan yargı yerini, tek yetkili yargı yeri statüsüne kavuşturmuştur. Bu çerçevede, tarafların iradelerine itibar edilmesi, yetkinin kesinlik niteliğinin, kanundan kaynaklanmadığı şeklinde, yorumlanıp değerlendirilemez. Yapılan bu tespitler çerçevesinde, olumsuz yetki sözleşmesinin varlığı hâlinde, davanın, somut hukukî ilişki tipinden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili davalar bağlamında, kesin bir yetki kuralının ihdası nedeniyle, sadece yetki sözleşmesinde belirtilmiş olan yer mahkemesinde açılması gerekir; kanunen yetkili konumda bulunan genel yetkili mahkeme ile özel yetkili mahkemelerin yetkisi ise tümüyle ortadan kalkar. Dolayısıyla, dava, yetki sözleşmesinde belirtilmiş olan yer mahkemesi dışında, bir başka yer mahkemesinde açılmışsa, mahkemenin, yetkisizliğini re sen gözetip; yetkisizlik kararı vermesi gerekir 13. Çünkü, kesin yetki, mahkemeye ilişki dava şartları arasında yer alır (HMK m. 114, I/ç) ve bu sebeple, davanın her aşamasında, mahkemece re sen gözetilir; taraf da, davanın her aşamasında, yetki itirazında bulunabilir (HMK m. 115, I). Anılan durumda, mahkemece, yetki itirazının dinlenebilmesi için, bu itirazda, yetkili mahkemenin gösterilmiş olması da şart değildir (HMK m. 19, II nin mefhumu muhalifinden). 13 Aksine görüş için bkz: Bolayır, s. 140; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 188. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu nun yürürlükte bulunduğu dönemde, tarafların, hâkimin dahi re sen nazar-ı itibara alması gereken kuvvette bir yetki kuralı yaratamayacağı yönündeki görüş için, bkz: Üstündağ, s. 220.

468 Prof. Dr. Süha TANRIVER Buna karşılık, yapılan yetki sözleşmesi, olumlu bir yetki sözleşmesi ise, dava, yetki sözleşmesinde belirtilmiş olan yer mahkemesinin yanı sıra, kanunen yetkili konumda bulunan genel yetkili mahkemeyle, özel yetkili mahkeme veya mahkemelerin birisinde de açılabilir. Olumlu yetki sözleşmesinin varlığı hâlinde, davanın açıldığı mahkeme, anılan sözleşmede belirtilen yer mahkemesi konumunda değilse; yetki sözleşmesinde yer alan yetkiye dair kaydı, kendiliğinden dikkate alamaz; dikkate alabilmesi için, davalı tarafın, süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak, bu hususa uyulmadığını, cevap dilekçesinde ilk itiraz biçiminde, ileri sürmesi gerekir. Bunun gündeme gelebilmesi için de, davanın açıldığı mahkemenin, kanunen yetkili konumda bulunan genel yetkili mahkeme ve ayrıca özel yetkili mahkeme statüsünde olmaması gerekir. İster olumlu ister olumsuz bir biçimde gerçekleştirilmiş olsun, yetki sözleşmesinde öngörülmüş bulunan mahkeme, dava, kendisinde açılmışsa, açılmış olan bu davaya, bakmak zorundadır. Anılan durumda, davalı taraf da, yetkisizlik iddiasında bulunamaz. Yapılmış olan yetki sözleşmeleri, uyuşmazlığın taraflarının yanı sıra, onların küllî ve cüzî haleflerini de bağlayıcı bir etki doğurur. Bu bağlılığın ortaya çıkabilmesi için, küllî ya da cüzî halefin, tacir ya da kamu tüzel kişisi olması şart değildir 14. Aksine bir çözümleme, esas itibariyle, maddî hukuk kökenli bir kurum olan halefiyet kurumunun doğasıyla bağdaştırılamaz. 14 Karş. Bolayır, s. 134; Karslı, s. 281.