Ankara - İstanbul YHT hattı gelecek yıl hizmette Kasım 18, 2013-3:42:40 Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Tren (YHT) hattının gelecek yıl yılın ilk aylarında hizmete açılacağını belirterek, "Marta gitmeyebilir, şubatta açılabilir" dedi. Yıldırım, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, bakanlığının 2014 yılı bütçesi üzerinde sunum yaptı. TCDD Genel Müdürlüğünün serbestleşme yönünde yeniden yapılandırıldığını anımsatan Yıldırım, demiryollarının durumu hakkında bilgi verdi. Yıldırım, Türkiye'nin komşularıyla tam entegrasyonu sağlamayı hedeflediklerini dile getirdi. Marmaray'ın 29 Ekim'de hizmete açıldığını anımsatan Yıldırım, bu projenin hem prestij hem de İstanbul'un trafik sorununa çözüm olduğunu söyledi. Yüksek Hızlı Tren hatları konusunda da bilgi veren Yıldırım, "Nüfusun büyük bir kısmını kapsayan 15 ili önümüzdeki 5 yıl içerisinde hızlı, yüksek hızlı, normal demiryolu hattıyla buluşturacağız" dedi. Ankara-İstanbul YHT hattında bir kısmında test çalışmalarına başladıklarını anlatan Yıldırım, "Önümüzdeki yılın ilk aylarında Ankara-İstanbul'un açılışını yapacağız. Özellikle Bozüyük-Sakarya arasındaki güzergahta heyelanlar var, çok zorluklar yaşıyoruz. heyelanlar oldu, işleri sıfırdan yapmak zorunda kaldık. İnşallah önümüzdeki yılın ilk aylarında, belki şubat, mart... Marta gitmeyebilir şubatta açılabilir. Bunların testleri biraz uzun sürüyor. Vezirhan-Köseköy, Pamukova, Mekece, Sakarya geçişi... Yol ağırlıklı olarak viyadük. Biraz zorlanıyoruz ama işin sonuna geldik" diye konuştu. Ankara-Sivas hattında çalışmaların devam ettiğini belirten Yıldırım, Yenişehir-Bilecik hattı için bu yıl sonuna kadar ihale yapılacağını bildirdi. Yıldırım, "Bakü-Tiflis-Kars Projesi en geç önümüzdeki yılın sonu devreye girecek. 3 ülkenin birlikte yürüttüğü bir proje. Tek taraflı olarak bitirilmesi yetmiyor" ifadelerini kullandı.
"Milli Sinyal Sistemi kuracağız" Bakan Yıldırım, demiryollarının daha etkin kullanılması gerektiğine dikkat çekerek, karayollarında taşıt sayısının giderek arttığını, çevre ve güvenlik açısından demiryollarının daha etkin kullanılmasının önemli olduğunu vurguladı. Demiryollarının yüzde 65'ine karşılık gelen 7 bin 750 kilometre yol yenilediklerini bildiren Yıldırım, demiryollarının sinyalizasyon ve elektrifikasyon eksikliği bulunduğunu, bu sorunların çözülmesi yönünde adım attıklarına dikkat çekti. Milli Sinyal Sistemi'ni geliştirmeye karar verdiklerini ve bunun için bir güzergah belirlediklerini ifade eden Yıldırım, Afyonkarahisar-Denizli-Isparta arasında 21 istasyon ve 338 kilometrelik bir alanda bu sistemin TÜBİTAK, TCDD ve İstanbul Teknik Üniversitesi işbirliğinde kurulduğunu, Sakarya'daki testlerin başarılı olduğunu, bu uygulamanın yapılacağını kaydetti. "Ankara metroları gelecek yıl hizmete girecek" Binali Yıldırım, Ankara'daki metro çalışmalarına da değinerek, "2014'ün başlarında iki hattı açmış olacağız. Kızılay-Çayyolu ve Sincan-Batıkent hatları. Keçiören-Tandoğan hattı 2014 ortalarında bitmiş olacak" diye konuştu. Lojistik merkezlerin yapımının devam ettiğini belirten Yıldırım, toplam 19 lojistik merkez yapıldığını bildirdi. Van Gölü geçişleri için yeni gemiler yapıldığını ve gelecek yıl sonunda ilk geminin devreye gireceğini kaydeden Yıldırım, feribotların da yıl sonunda hizmete geçeceğini söyledi. Tehlikeli yük taşıyan karayolu araçlarının lisanslandırılması yurtdışında yapılıyorken şu anda bunun TSE tarafından gerçekleştirildiğini anımsatan Yıldırım, bu şekilde 100 milyon avro tasarruf sağlanacağına dikkat çekti. "Bilet fiyatlarına da el attık" İstanbul'a inşa edilecek yeni havalimanının, mayıs ayında ihale edildiğini ve tamamlandığında dünyanın en büyüğü olabileceğine işaret eden Yıldırım, komisyon üyelerinin yeni havalimanının devreye girmesi halinde İstanbul'daki diğer havalimanlarının kapatılıp kapatılmayacağını sorusunu da cevaplandırdı. Yıldırım, "Hayır kapatılmayacak. Şehir havalimanı olarak devam edecek. Tarifesiz uçuşlara hasredilecek, tarifeli uçuşlar yeni meydana gidecek" dedi. CHP Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu'nun uçak bilet fiyatlarının yüksek olduğunu belirtmesi üzerine Bakan Yıldırım, "O işe de el attık" dedi. Mevcut havalimanlarının bazılarının terminallerinin yenilendiğini de dile getiren Yıldırım, diğer projelere ilişkin şu bilgileri verdi: "Hakkari Havalimanı'nın inşaatı devam ediyor. ORGİ de toparlandı. Kars Terminali bitti. Mardin, Balıkesir Koca Seyit Terminali, Konya Terminali ek tesisleri 2014 yılında tamamlanacak. Diyarbakır Havalimanı 2014 sonu. Van Ferit Melen de 2014 de tamamlanmış olacak. Hakkari Havalimanı'nı 2013'e bitirmek istiyorduk ama hem müteahhit taşeronlarından kaynaklanan bir sıkıntı yaşadık, biraz da güvenlik sorunu vardı. Şimdi hızlandı. 2014 yılında başlayacağımız çalışmalar, Sinop Havalimanı terminal binası, Çanakkale, Muş, Balıkesir merkez. İzmir Adnan Menderes Havalimanı iç hatlar terminal binası, yaklaşık 300 bin metrekarelik bir alanda yapılıyor. Bu yılın sonunda bitirmeyi hedefliyoruz. Böylece ciddi bir kapasite artışı sağlayacağız. Çukurova Havalimanı da YİD ile modeliyle yapımı devam ediyor."
Gemi Trafik Yönetim Sistemi yaygınlaşıyor Türkiye'nin uydularının tam kapasite çalıştığını ve talebi karşılamakta zorlandıklarını anlatan Yıldırım, uydulardan 4A'nın gelecek yıl şubatta, 4B'yi mayısta fırlatacaklarını, yerli uydu çalışmalarının ise devam ettiğini bildirdi. Çandarlı Limanı'nın inşasının devam ettiğini anlatan Yıldırım, Filyos Limanı'nın yatırım programına konulduğunu ve gelecek yıl çalışmalarına başlayacaklarını da belirtti. Krize rağmen Türkiye'nin, dünyadaki toplam kapasitesini oluşturan gemi filosunun yüzde 90'ına sahip 30 ülke arasında 13. sırada olduğunu kaydeden Yıldırım, kruvaziyer turizmindeki artışın da devam ettiğine işaret etti. Gemi Trafik Yönetim Sistemini İstanbul'un ardından İzmir'e, Mersin-İskenderun ve İzmit'e de kurulacağını söyledi. Bakan Yıldırım, "Türk gemilerinin sicili bozuktu, kara listedeydi, limanlarımızdan çıkamaz haldeydi. Şu anda beyaz listenin en üst noktalarına geldi. Yüz geminin 17 tanesi limanlarda tutuluyordu. Şu anda üçüncü, ortalaması 7'dir. Yüzde 5,6'ya kadar dünya ortalaması var. Bir sene boyunca 13 gemimiz tutuldu, eskiden bu sayı 200'ü buluyordu" dedi. İç sularda özellikle baraj göllerine yönelik taşımaları geliştirmek için tekneler yaptırdıklarını bildiren Yıldırım, milli bir Türk Sigorta şirketi kurarak çevre felaketinde bir fon oluşturarak zararları karşılayacağını, böylece Türkiye'nin yabancı reasürans şirketlerine para vermekten kurtulacağını ifade etti. Bakan Yıldırım, bilişim sektörünün 10 yıl içerisinde 10,5 milyar liradan 47 milyar liraya ulaşan bir büyüme gösterdiğini dile getirerek, yatırımların yıllar itibariyle çok aşağıya düşmediğini vurguladı. "(Sabit telefonla) Duygusal bağımız var" Türkiye'nin aylık 323 dakika ile cep telefonu görüşme süresiyle Avrupa birincisi olduğunu belirten Yıldırım, ancak sabit abone sayısında bir düşüş yaşandığını dile getirerek, "Artık evin içinde bile kullanmıyoruz. Evin içinde de odadan odaya çocuklar cep telefonu ile konuşuyor. Ama yine de o sabit telefonu evden çıkarmayı bir türlü gerçekleştiremiyoruz. Bir duygusal bağımız da olduğu için evde kalmasının yararlı olacağını düşünüyoruz. Düşüşü önlemenin yolları var. Sabit-mobil yakınsamasını gerçekleştirmek lazım. Şirketler bu düşüşü önlemek için buna yatırım yapmalı" değerlendirmelerinde bulundu. Operatörler arasında geçişi kolaylaştırdıklarını ve ara bağlantı ücretini düşürdüklerini kaydeden Yıldırım, 69 milyon mobil telefon abonesinin 62 milyonunun, sabit abonelerin ise 483 bininin numarasını taşıdığına dikkat çekti. Yıldırım, "En ucuz biziz. Bizden sonra en ucuz Portekiz. Türkiye'de abone başına gelir 9,89 avro" dedi. Geniş bant kullanımı içerisinde mobilin payının giderek arttığını anlatan Yıldırım, Türkiye'de 66 yaş üstündeki vatandaşların internet kullanımına ilişkin verilere bakıldığında İzmir'de yaşayan 102 yaşındaki bir vatandaşın internet kullanıcısı olduğunu ve kendisini ziyaret ettiklerini de söyledi. Yıldırım, ayrıca ICANN'ın ilk ofisinin ABD'de olduğunu, ikincisinin İstanbul'a açılacağını da kaydetti. Yıldırım, 18 Kasım 2002'de göreve başladıklarını, bugün 11. yılı doldurduklarını belirterek, ülkenin gelişmesine katkı sağlamak, insanların yaşam standardını yükseltmek, hizmetleri adil ve herkes için erişilebilir şekilde yurt sathına sunmak için bugünün işini yarına bırakmadan ulaştırma, haberleşme ve
denizcilik konusunda faaliyetlerini sürdürdüklerini söyledi. Türkiye'nin yarınının bugününden daha iyi olmak zorunda olduğunu dile getiren Yıldırım, 11 yılda bu bilinçle hareket ettiklerini kaydetti. Yıldırım, Amerika'da başlayıp Avrupa'ya yayılan krizin küresel ticaretin finansmanını zora soktuğunu, bunun da ulaştırma ve iletişime yansıdığını bildirdi. Yıldırım, küresel taşımacılığın yüzde 87'sinin denizyoluyla yapılması nedeniyle deniz ticaretinde olumsuzluk yaşandığını, krizin içinde olan ve olmayan ülkelerin aynı şekilde bedel ödediğini dile getirdi. 2014 yılı bütçesinin yatırım ödeneklerinin yaklaşık 9 milyar lira olduğunu ifade eden Yıldırım, "Diğer harcamaları dikkate aldığımızda toplam tasarı olarak bütçe büyüklüğü 22 milyar lira civarında. 2013 bütçesi 19.1 milyar liraydı. Bununla karşılaştırdığımızda yüzde 14,5 artışı ifade ediyor" Karayolları Genel Müdürlüğü'nün bütçe ödeneğinin 2013'te 6,9 milyar lira iken 2014'te 7.1 milyar liraya yükseldiğini ifade eden Yıldırım, 2007 yılından beri karayollarında bütçeyle belirlenen ödeneklerin üzerinde çalışma yapıldığını söyledi. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün bütçesini mütevazi bulduğunu bildiren Yıldırım, genel müdürlüğün şu andaki bütçesinin 25 milyon 174 bin lira olduğunu, yüzde 16.44'lük bir artışın söz konusu olduğunu kaydetti. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) bütçesinin geçen yıl 1,5 milyar lira iken bu yıl 1,8 milyar liraya yükseldiğini dile getiren Yıldırım, artışın yüzde 18 olduğunu belirtti. Türkiye'nin ulaşımda kavşak noktası olduğuna dikkati çeken Yıldırım, özellikle Avrupa, Orta Asya, Kafkasya, Orta Doğu, Afrika gibi bölgelerin tam ortasında bulunması nedeniyle yıllarca bu önemli stratejik konumun farkında olunduğunu bildirdi. Söz konusu civarda 1,5 milyar nüfus, yıllık gayri safi hasılanın 26 trilyon doların üzerinde olduğunu anlatan Yıldırım, "Bu büyük pazara Türkiye en kolay en hızlı ulaşabilen ülkelerin başında geliyor. 3 saat uçuşla 50'den fazla ülkeye ulaşma imkanı var" dedi. "2003-2013 döneminde 212.5 milyar lira yatırım" Ulaştırma sektöründe 2003-2013 döneminde 212.5 milyar lira yatırım gerçekleştiğine dikkati çeken Yıldırım, bakanlığın yaptığı yatırımın 133 milyar lira, yerel yönetimlerin yaptığı yatırımın 72 milyar lira, diğer kamu kuruluşlarının yaptığı yatırımın ise yaklaşık 10 milyar lira olduğunu kaydetti. Haberleşme sektöründe yatırımların büyük kısmının özel sektör tarafından yerine getirildiğini vurgulayan Yıldırım, yüzde 58'inin özel sektör, yüzde 41'inin bakanlık, yüzde 1'inin de diğer kuruluşlar ve küçük işletmelerin yatırım yaptığını bildirdi. "Kamu-özel sektör ortaklığıyla 47 milyar liralık proje sözleşmeye bağlandı" Son 11 yılda kamu-özel sektör ortaklığı ile 47 milyar liralık projenin sözleşmeye bağlandığını, 6 milyar liralık kısımının tamamlandığını, geriye kalan kısmın ise devam ettiğini anlatan Yıldırım, haberleşme yatırımları da dahil olduğunda 10 yıllık yatırım miktarının yaklaşık 268 milyar lira olduğunu bildirdi. Sektörler itibariyle karayolunda 297, demiryolunda 52, havayolunda 47, denizyolunda 49, haberleşmede 15 proje olmak üzere toplam 460 ana, 3 bin 898 de alt proje bulunduğunu ifade eden Yıldırım, toplam 184,5 milyar lira olan toplam bedelin, 98,2 milyar liralık kısımın gerçekleştiğini, kalan kısmın 86 milyar lira olduğunu, projelerin yaklaşık 6 yılda tamamlanacağını dile getirdi. Ulaştırma ve haberleşme sektörünün bir ülkenin kalkınması, ekonomik gelişimi için çok önemli
olduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Kendi başına ticaret değildir. Bir ekonomi getirisi doğrudan olmamakla beraber bu sektörün en önemli özelliği ülkenin ekonomisinin gelişmesi, sosyal yaşam standartlarının artırılması için araçtır" diye konuştu. Ulaştırma sektörü GSMH içindeki payı 2003'te 13,7 iken bugün bu oranın 15.3'e yükseldiğini dile getiren Yıldırım, Türkiye ekonomisi büyüdükçe ulaştırma yatırımlarının büyüdüğünü, 2003'te toplam yatırımların OECD ölçeklerine göre yüzde 0.45'ten yüzde 1'e çıktığını bildirdi. Karayolu taşımacılığının düzenlenmesi ve denetlenmesi ile karayolu yapımı olmak üzere iki bölümden oluştuğunu anlatan Yıldırım, 2013 yılı 10 ayında yaklaşık 1,5 milyon taşıt, 531 bin 568 de yetki belgesi düzenlendiğini kaydetti. Karayolunda taşımacılık yapan toplam firma sayısının 44 bin 357 olduğunu ifade eden Yıldırım, taşıt sayısının 90 bin 600 civarında, yıllık taşınan yolcu sayısının da 1 milyar 417 milyon olduğunu söyledi. Kamu-özel ortaklığıyla 270 istasyonda 40 milyonun üzerinde araç muayenesi gerçekleştiğini bildiren Yıldırım, 75 yol kenarı denetim istasyonu kurulduğunu, 10 ayda 27 milyon aracın ağırlık ve boyut kontrolünün yapıldığını kaydetti. Türk taşımacılarının sınır kapılarına göre ihraç taşımlarının bazılarında azalış olmasının nedeninin iç karışıklıklar ve krizden kaynaklandığına dikkati çeken Yıldırım, bu yılın 10 ayında yurt dışı taşımalarının 2003 yılına göre yüzde 166 artışla 393 bin 700'den 1 milyon 46 bin 831'e çıktığını anlattı. Bunun dış ticaretinin artmaya devam ettiğini bildiren Yıldırım, çoklu taşıma belgesinin dış ticareti rahatlattığını söyledi. 2003'te 141 kotanın bulunduğunu, kullanılan belge sayısının da 531 olduğunu ifade eden Yıldırım, bu yıl itibariyle kotanın 538'e, kullanılan belge sayısının da 3 bin 712'ye çıktığını bildirdi. Bunun için çok ciddi mücadele verdiklerini belirten Yıldırım, "Avrupa'nın en büyük filosu bizde. Bizden sonra Ruslar ve Almanlar geliyor. Şu anda Türkiye, bölgesinde en fazla UBAK belgesi kullanan ülke haline geldi. Önümüzdeki sene bu sayı daha da artacak" diye konuştu. "107 bin hurda araç için 500 milyon lira ödendi" Yıldırım, 1990 ve daha eski model araçlardan 107 bin aracın hak sahibine 500 milyon lira ödeme yapıldığını ifade etti. Karayolu ağının 65 bin 627 kilometreye ulaştığını belirten Yıldırım, Türkiye'den 12 bin 573 kilometre uzunluğunda 8 adet uluslararası karayolu koridorunun geçtiğini söyledi. Bakan Yıldırım, Türkiye'nin büyümeye devam ettiğini, yolların miktar ve kalitesinin artması gerektiğini, doğu ve güneydoğu bölgelerine gelecek yıllarda arzı artıracak şekilde altyapı yatırımlarının artırılması gerektiğini kaydetti. "Avrasya Tüneli 2015 yılı Mayıs ayında tamamlanacak" YİD modeliyle yapılan projeler hakkında bilgi veren Yıldırım, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nde çalışmaların hızla sürdüğünü, dünyanın en geniş platformlu köprüsü olacağını bildirdi. Yıldırım, toplam 14,5 kilometre deniz ve yer altında devam eden Avrasya Tüneli Projesi'nin 2015 yılı Mayıs ayında tamamlanacağını belirtti. Soruları yanıtladı Yıldırım, Bakanlığının 2014 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda soruları yanıtladı.
Sayıştay raporlarında bakanlığın yatırımda olmadan iş yapıldığı iddialarının doğru olmadığını ifade eden Yıldırım, yaptıkları işlerin yatırımda olduğunu bildirdi. Bakanlığın Kamu İhale Kanunu'na göre yüzde 10 ödeneği olmayan hiçbir işin ihale edilemeyeceğini kaydeden Yıldırım, "Bugüne kadar hep bunu uyguladık. Yaptığımız projenin yüzde 10 ödeneği bütçede göründüğü an ihalesine çıktık" diye konuştu. Kaynağı olmayan, yatırımda bulunmayan hiçbir işin bugüne kadar yapılmadığı düşüncesinde olduklarını dile getiren Yıldırım, Sayıştay'ın değerlendirme sürecinin henüz tamamlanmadığını, ön rapor olarak tespitlerin yapıldığını anlattı. "Biz de kuluz, biz de yanlış yapabiliriz her şeyi doğru yapıyoruz iddiasında değiliz" diyen Yıldırım, yanlış olanı dürüstçe yanlış diyerek kabul ettiklerini, dikkat edeceklerini söylediklerini, önemli olanın kasıt olup olmadığı ve kasıt sonucunda kamu zararının oluşup oluşmadığı olduğunu söyledi. Yıldırım, Sayıştay ile ilgili tartışmanın bu aşamada yapılmasının doğru bir anlam ifade etmediğini bildirdi. "Harcamaların yasal olmadığını iddia etmek doğru değil" Sayıştay raporlarında Bakanlığının döner sermayesine ilişkin iddialar bulunduğunu ifade eden Yıldırım, merkezi bütçe kapsamında 4 bulgu, döner sermaye kapsamında 12 bulgu tespit edildiğini, cevaplarda bütçe için 1, döner sermaye içinde 5 bulguya yer verildiğini, cevaplarda bu bulguların bir kısmının uygun görüldüğünü, bir kısmında da ısrar edildiğini anlattı. Karayolları Genel Müdürlüğünün bütçesi ile yatırımı arasında fark bulunduğu eleştirilerine de değinen Yıldırım, "Doğru, biz bunu gizlemiyoruz, yıllardan beri böyle" dedi. Bakan Yıldırım, şöyle devam etti: İhtiyaçlar dikkate alındığında proje stoğunun tamamlanması için yeterli olmadığını ifade eden Yıldırım, "Yeni talepler var. Şu yol da yapılsın, bu yol da yapılsın, şu da bölünmüş olsun. Bir yandan yol yapılsın diye talep var, şu iş niye gecikti niye talepler var. Bir yandan da niye fazla harcadınız diye tenkit var. Ben bunu anlamakta zorlanıyorum. Bütçeye neden koyamıyorum, bu genel politikadır. Bütçe disiplini açısından toplam yatırımlar içinde ayrılan kaynak belli, bunu değiştiremiyoruz. Bütçe kalemleri, gelirleri ve giderleri belli. Bu miktar içinde işimizi görmemiz lazım. Biz bu miktarın dışına mı çıkıyoruz? Büyük oranda çıkmıyoruz. Ürettiğimiz kaynak yıl içinde başka kurumların kullanma imkanı olmayan kalemlerdeki paralardan aktarma yapılıyor, yıl içi elde edilen arizi gelirler var ve yedek ödenek. Bunları kanuna dayalı olarak YPK kararıyla ek bütçe olarak çıkarıyoruz. Bu yapılan harcamaların yasal olmadığını, keyfi olduğunu iddia etmek doğru değil." Kamu zararı oluştuysa bunun hesabını vermenin boyunlarının borcu olduğunu belirten Yıldırım, Sayıştay temsilcisinin kendilerine teşekkür edilmesine milletvekillerinin tepki göstermesine ilişkin de "Teşekkürün, Sayıştay temsilcilerinin çalışmaları sırasında kurumda çalışanlarla iyi bir koordinasyon kurulmasından kaynaklandığını" ifade etti. Yıldırım, şöyle konuştu: "Onlar, işini bizim istediğimiz gibi yapsaydı, bu kadar tenkit olmazdı. Bizi haklı olarak sorguluyorsunuz. Biz, herşeyi vermişiz yine bildiklerini okumuşlar. Sayıştaycılar göreve başladıklarında ilk gün bir toplantı yaptık. Biz uygulayıcı bakanlığıyız. İşimiz sahada. Arkadaşlarımız gerekli her türlü desteği verecek. Vermezlerse bana gelin. Benden isteyin dedim. Neyi kimden saklayacaksınız, devlette bir şeyi saklama şansınız yok. Bugün çıkmazsa yarın çıkar, yarın çkımazsa öbür gün çıkar. Biz eğer kamuda iş yapacaksak, proje üreteceksek bakış açılarını pozitif yönden ele almalıyız. Sayıştaydaki arkadaşlarım, kararlarını vermeden sahaya gidip, orada yapılan işleri görmeli. İş nasıl yapılıyor, masa başındaki gibi mi? Yoksa arazi şartları neyi gerektiyor, onları dinlemelerini tavsiye ederim. O zaman
çok daha sağlıklı, çok daha güzel raporlar ortaya çıkabilir. Bir suistimal yapan varsa, kasıtlı olarak kamuyu zarara uğratan varsa, böyle bir proje gerçekleşmişse ve biz buna kayıtsız kalmışsak, örtbas ettiysek bu bizim için çok büyük bir züldür. Bunun her zaman hesabını vermek durumundayız. Bu konudaki hassasiyet sizde ne kadar varsa en az o kadar bizde var." "Marmaray ülke olarak gururumuz" "Marmaray Projesi ülke olarak gurumuzdur" diyen Yıldırım, projenin tarihi gelişimi hakkında bilgi vererek, 2009 yılında hayata geçirilmesi planlanan projenin geçikmesinin nedeninin arkelojik kazılar olduğunu kaydetti. Komisyon üyesi milletvekilleri arasında Marmaray'a binen olup olmadığını soran Yıldırım, milletvekillerinin "davet etmediniz ki" sözleri üzerine 550 milletvekiline, projede emeği geçen bakan, müsteşar, yetkili ve ilgililere davetiye gönderdiğini, parti genel başkanlarını da telefonla aradığını söyledi. Milletvekillerinin, Bakanlığın, yazılı soru önergelerine cevap vermediği eleştirilerine de değinen Yıldırım, sorulan sorulara hazırlanan cevapları tek tek incelediği için gecikme yaşandığını belirtti. e-tebligat'ın bu yıl ocakta devreye girdiğini anımsatan Yıldırım, 22 Nisanda fiilen kullanılmaya başlanılan e-tebligat kullanıcı sayısının 1281 olduğunu, Adalet Bakanlığının yazılım çalışmalarını tamamlamasının ardından daha yaygın kullanılacağını bildirdi. "(Vicdanım) Rahat" Yıldırım, başka bir soruyu yanıtlarken de altyapı projelerinin anahtar teslimi yapılamadığını dile getirdi. Şanlıurfa-Habur otobanının orta vadeli bir iş olduğunu da bildiren Yıldırım, otoban güzergahına yönelik çalışmanın sürdürüldüğünü söyledi. Demiryolu proje ihale şartnamelerine yüzde 51 yerli firma şartı koyduklarını anlatan Yıldırım, demiryolu sektöründe Türkiye'de birçok kalemde yerli üretim yapıldığını da belirtti. Muhalefete mensup bazı milletvekillerinin Bakanlığın ihaleleri konusunda "Sayın Bakan vicdanınız rahat mı?" şeklindeki soruları üzerine Yıldırım, "Rahat. Yaptığımız işler hukuk içerisinde. Kamu İhale Kanununun bize verdiği yetkiyle yapıyoruz. Rahatız. Varsa net bilgi onunla ilgilenelim" ifadesini kullandı. "Dinlemeler herkesin derdi" Ortam dinlemelerine ilişkin soruları da yanıtlayan Yıldırım'ın, esprili şekilde "Dinlenmiyoruz vaktimiz yok, çalışıyoruz. Onun için böyle bir derdimiz yok" sözleri gülüşmelere neden oldu. Bilişim teknolojisinin gelişmesiyle ortam dinlemesi konusunun herkesin gündemine oturduğunu ve sadece Türkiye'nin değil, herkesin derdi haline geldiğini belirten Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Almanya Şansölyesi ile ABD Başkanı arasında ciddi bir sürtüşme var. Fransa ile ABD arasında, İngiltere'de, bizde var. Bu çağın en büyük sorunu, tehdidi. İnternetle bu tehdit daha da büyük oldu. Sorunu doğru ortaya koyup çözümü doğru yerde aramamız lazım. Bizim bakanlık olarak görevimiz iletişim altyapısını hazır hale getirmek, bizim temel görevimiz bu. Vatandaş telefonda konuşamıyorsa bunun sorumlusu biziz ama dinleniyorsa bunun sorumlusu biz olamayız. Tayfun Bey de değil." "Yasal düzenleme lazım" Yasa dışı veya yasal dinlemenin mutahaplarının belli olduğunu vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:
"MİT, polis, jandarma kendi kanunlarına göre ister önleme, ister suçla mücadele isterse suç oluştuktan sonra delil toplama amaçlı dinleme yapabilirler, bunlara bu hak verilmiş. Bu kuruluşlar 2006 yılından önce hiçbir kurala tabi değildi, istedikleri gibi götürü olarak bir bölgeyi, hatta bütün Türkiye'yi karar alarak dinleyebiliyorlardı. Bu kadar geniş yetki alanı vardı. Getirilen bu kuruluşlar savcılığa müracaat edecekler. Savcılık çok acilse talebi TİB'e gönderecek ve 24 saat içerisinde bunu hakim kararına dönüştürecek, eğer yoksa normal hakime verecek, buna bakacak. Gelen bu talebi TİB, kanuna uygun mu değil mi diye inceliyor neye göre bu talep yapılıyor diye bakıyor oradaki hukukçular uygunsa yazılı olarak 'talabiniz yerine getirilir' diyor. Kendisi yerine getirmiyor, onlara dinleme için yasal izin veriyor. TİB'in dinleme yetkisi yok. Bu şekilde gelen taleplerden 10 bin tanesini de geri çevirmiş. Bu kadar da titiz çalışıyor. Sen şimdi hakimsin, dinliyorsun. Beni niye, ne kadar dinledin, benim haberim olsun, diyorsun. Sonucu ne oldu, bunun için yasal düzenleme lazım. Yapalım. İtirazım yok. Şaibeden kurtulsun herkes. Amerika'da böyle. Bazı ülkelerde bu var. Amerika'da dinlenme işlemi başladığı anda muhatabına haber veriyorlar." Yıldırım, bu konunun herkesi rahatsız ettiğine de işaret ederek, TİB Kanunu ile yasa dışı dinleme yaptığı belirlenenlerin Türk Ceza Kanununa göre cezalandırıldığını ve bu dinlemelerin mahkemede delil olarak kabul edilmediğini anımsattı. Konuşmaların ardından Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün 2014 yılı bütçeleri kabul edildi.