BİRKAÇ SÖZ. Foreword / Par l éditeur.

Benzer belgeler
PROF. DR. M. İLHAN BAŞGÖZ ÜN ÖZGEÇMİŞİ VE YAYINLARI

ABD Indiana Üniversitesi

ÖZGEÇMİŞ II. Akademik ve Mesleki Geçmiş

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)


KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Derece Alan Üniversite Yıl. Doktora Sosyoloji Ortadoğu Teknik Üniversitesi 2010 (ODTÜ)

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

T A R K A N K A C M A Z

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Y. Lisans Matematik Eğitimi University of Warwick 2010 Y. Lisans Matematik Eğitimi University of Cambridge 2012

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ PDR ÖĞRENCİSİ AHMET İSA SOYLAMIŞ RECEP YAZICIOĞLU BENİM İÇİN ÖRNEK ŞAHSİYETTİR

..OKULU ÖZEL EĞİTİM SINIF I. EĞİTİM-ÖĞRETİM YLILI HAFİF DÜZEYDE ZİHİNSEL ENGELLİLER; SINIFLAR TÜRKÇE DERSİ ÇERÇEVE PLANI

Kıbrıs'ta öğrenci olmak

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

Eğitim Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni. Sayı:1 Nisan 2015

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

ŞÜKRÜ ELÇİN 1. 1 Bilgilerin tamamı bizzat kendisinden alınmıştır.

ÇOCUKLAR İÇİN OYUN TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ EL KİTABI. Oyun Terapisi Nedir? Oyun Terapisti Kimdir?

7.2 Uluslararası bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitabında (Proceedings) basılan bildiriler

ÖZGEÇMİŞ. Kişisel Bilgiler: Eğitim Durumu: Emine BALCI. Doğum Tarihi 1985 Telefon 0(242)

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

PROF. DR. CENGİZ ALYILMAZ

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Çocuk ve Gençlik Romanları Yazarı Tokatlı Hemşerimiz İbrahim Ünsal Uçar İyi yazar olmak isteyen bir gencin 100 roman okuyup bir roman yazması lazım

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Staj Yeri Poyraz Reklam Ajansı

DOÇ. DR. OĞUZ KARADENİZ

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

Eğitim-Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni Sayı:2 Haziran 2016

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Başak Gorgoretti 2. Doğum Tarihi: 04 Kasım Ünvanı: Yardımcı Doçent 4. Öğrenim Durumu

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi

FARELER VE İNSANLAR ADLI ROMAN ÜZERİNE DÜŞÜNCELER Fareler ve İnsanlar İnsan ilişkilerine ve alt tabaka insanların umut dolu

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ/TÜRKÇE EĞİTİMİ (YL) (TEZLİ)

LanguageCert AÜ TÖMER C1 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI

ÖZGEÇMİŞ. : Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü

Bölge Uzmanı Nihai Form

Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar,

Lesley Koyi Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 5


ÖZGEÇMİŞ. Araştırma Görevlisi Okul Öncesi Öğretmenliği Gazi Üniversitesi

Metin Edebi Metin nedir?

ÖZGEÇMİŞ. Yüksek Lisans Tezi: Ahmet Vefik Paşa nın Çevirilerinde Osmanlılaşan Molière, Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü, Haziran 2004.

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Arşivcilik İstanbul Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

1. Adı Soyadı: Selim EMİROĞLU. 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd. Doç. Dr.

Kahraman Kit Misafirlikte

EĞİTİM FAKÜLTESİ Ortaöğretim Fen ve Ortaöğretim Fen ve ENSTİTÜSÜ

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

Birlikte Yürüyoruz. Görme Engellilerle Birlikte Yaşama Kültürünü Artırmak Amaçlı Hazırlanmış Araştırma Raporu Ekim 2012

ÖZGEÇMİŞ. Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Tarih Bölümü. Ankara Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Radyo TV-Sinema Bölümü.

İŞARET DİLİNİN GELİŞİMİ KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNE BAĞLIDIR - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

ÖZGEÇMİŞ. Gazetecilik ve Halkla Marmara Üniversitesi 1996

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

Yrd. Doç. Dr. Celal Deha DOĞAN. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Ölçme ve Değerlendirme Bilim Dalı- Doktora

Benimle Evlenir misin?

YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI

Prof. Dr. Cengiz Çokluk

Yeni Türk Edebiyatında Kadıköy. 1. Adı Soyadı: Haluk ÖNER. 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd. Doç. Dr.

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm/Program Üniversite

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

İLHAN BAŞGÖZ ÜN HALK EDEBİYATI ARAŞTIRMALARINA KATKISI

BİN YILLAR BOYU AZİZ İSTANBUL

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

Birbirimize anlatacağımız ne çok şey var; düşündünüz mü? İşte bu yazma nedenlerimden biri. İlki...

EĞİTİM FAKÜLTESİ Ortaöğretim Fen ve Ortaöğretim Fen ve ENSTİTÜSÜ

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Prof. Dr. Ayşe Bora Tokçaer

'MASALLARA DOKUN' KSS PROJESİ

Öğrenim Durumu. LİSANS Üniversite. YÜKSEK LİSANS Üniversite. DOKTORA Üniversite Enstitü Öğrenim Alanı Tez Başlığı KİŞİSEL BİLGİLER

BELGESELİ ANADOLU DA ZAMAN. 1. Bölüm: Hıdırellez Zamanı. 2. Bölüm: Kars'ta Kış Zamanı

ÖZ GEÇMİŞ. Yüksek Lisans Tezi: Ahmet Vefik Paşa nın Çevirilerinde Osmanlılaşan Molière, Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü, Haziran 2004.

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

Türk Dili ve Edebiyatı Kaynak Sitesi

Düşüncelerimizi, duygularımızı ve kültürümüzü oyunlar aracılığı ile ifade ederiz.

Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri

Çağdaş Türk Edebiyatı Araştırmaları. Songül Taş

ilk yar desteklerinizle daha fazla güzel çocuğumuza ulaşıyor, çok teşekkür ediyor, selam sevgi ve saygılarımızı yolluyoruz...

Selam vermekle karşımızdaki kimseye neyi ifade etmiş oluruz?

Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu adına hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ KİTAP VE KÜLTÜR KULÜBÜ BAŞKANI EMRE GÜREL KULÜP SAYESİNDE SOSYAL HAYATIMIZ RENKLENDİ İLETİŞİM YETENEĞİMİZ GELİŞTİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI

ÖZGEÇMİŞ. Misafir Öğretim Görevlisi, School of International Relations, University of Southern California, Bahar- Güz 2009

Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ. Maliye Anabilim Dalı Doktora Programı, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Dokuz Eylül Üniversitesi ( )

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın

Mutlu ve Başarılı Çocuk Nasıl Yetiştirilir?

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Unvan Alan Kurum Yıl Prof. Dr. Doç. Dr. Yrd. Doç. Dr. Görev Kurum Yıl

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

II. başarıya III. çalışmıyorsanız IV. ulaşmanız

Transkript:

BİRKAÇ SÖZ Foreword / Par l éditeur Merhaba sevgili okur, Millî Folklor, elinizdeki sayısıyla hem yeni bir yıla hem de 22. yayın yılına başlıyor. Pertev Naili Boratav ın Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi nde başlattığı folklor çalışmalarının yaşayan en önemli temsilcilerinden biri olan Prof. Dr. İlhan Başgöz e armağan ettiğimiz bu sayıda, onun biyografisi ve eserleri ile ilgili bilgilerin yanı sıra, kendisiyle halkbilimi çalışmalarının genel durumu ve eserleri üzerine yapılmış iki söyleşiyi de zevkle okuyacağınıza inanıyoruz. Başgöz dosyasının hazırlanmasındaki değerli katkıları için Evrim Ölçer Özünel e teşekkür ederiz. Başgöz bölümü dışında ona armağan edilen öz lü yazıları da ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz. Prof. Dr. Gürbüz Erginer Armağanı Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Halkbilim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gürbüz Erginer (1945-2009) için hazırlamakta olduğumuzu armağan sayı 2011 yılının Bahar sayısı (89. sayı) olacaktır. Armağan sayıya katılmak isteyenlere bu duyuralar çağrı niteliğindedir. Dergimiz armağan sayılar için başka bir yöntemle yazı talep etmemektedir. Milli Folklor: 2010 Dün Yarın Toplantısı İlkini 21 Şubat 2009 tarihinde gerçekleştirdiğimiz Millî Folklor Dergisi: Dün ve Yarın Toplantısının ikincisini 30 Ocak 2010 tarihinde Ankara da gerçekleştirdik. Toplantıya Yayın Kurulu Üyeleri, Hakem ve Danışma Kurulu Üyeleri, Akademik Temsilciler ve Sayı Hakemleri davet edildi. Toplantıda varılan kararlardan oluşan Sonuç Bildirisi katılımcıların yazılı ve nihai onayı da alındıktan sonra derginin Internet sayfasına ve bu sayıya konuldu. Toplantıda alınan kararların bir bölümü uygulanmaya başlandı, diğerlerinin de hayata geçirilmesi için alt yapı çalışmalarımız sürmektedir. Özür Dergimize değerli görüşleriyle katkı sağlayan Prof. Dr. Hülya Kasapoğlu Çengel, 84. sayıda da hakemlik yapmıştır. Bir hata sonucu adı Sayı Hakemleri arasında gösterilmemiştir. Hakemimizden ve okurlarımızdan özür dileriz. Yazarlarımıza Önemli Açıklamalar Dergimize yazı göndermek isteyen yazarlarımızın bilgilerine ve değerlendirmelerine sunmak istediklerimizi karşılaştığımız sorunlar odaklı olarak şu şekilde sıralayabiliriz: 1) Gönderilen yazıların mutlaka derginin her sayısında yayımlanan ve Internet adresimizde bulunan Yayın İlkelerimize göre hazırlanması gerekmektedir. 2) Derleme, çeviri ve tanıtma vb. yazıların dışında kalan bütün öz lü yazılarda alıntıların her ne şekilde olurda olsun yüzde otuzu geçmemesi gerekmektedir. 3) Konuyla ilgili uzman iki hakemin olumlu görüşü bulunmayan hiçbir öz lü yazıyı yayımlamıyoruz. İki hakemden birinin olumsuz olması durumunda mutlaka üçüncü bir hakeme başvuruyor ve Yayın Kurulu olarak nihai kararımızı üç hakemin görüşüne göre alıyoruz. Reddedilen yazıların hakem görüşlerini -hakem adı açıklamaksızın- talep edilmesi halinde yazarlarına veriyoruz. Reddedilen yazılarda başlık dahil yüzde yetmiş oranında değişiklik yapılmamışsa yeniden incelemeye almıyoruz. 4) Öz lerin Türkçe ve İngilizce metinlerinin 150-200 kelime arasında olmasını bekliyoruz. 4) Dergimiz hakemlik süreçlerini olumlu tamamlasa dahi hiçbir şekilde hiçbir makale için Yayımlanacaktır içerikli yazı vermemektedir. 5) Dergimize gelen ve hakemlik sürecini tamamlayarak yayın sırası bekleyen yazıların sayısı son dönemlerde epeyce artmıştır. Hakemlik süreçlerine bağlı olarak bir yazının yayımı ortalama iki yılda mümkün olabilmektedir. Bu süreyi kısaltmak amacıyla dergimizle yapılan ısrarlı yazışmalar veya görüşmeler bizi zor durumda bırakmaktadır. Özellikle bu konuda anlayış ve duyarlılık bekliyoruz. 6) Yazarlarımızın dergimizin ve dergi sorumlularının bütün adreslerine aynı anda yazılarını göndermeleri, yazıların takibini zorlaştırmaktadır. Bu nedenle gelenekselyy@yahoo.com adresi dışındaki adreslere gönderilen yazılar sisteme girmediği için 01 Nisan 2010 tarihinden itibaren dikkate alınmayacaktır. 7) Bir yazının yayımı gerçekleşmeden veya yayımlanmayacaktır kararı verilmeden aynı yazarın ikinci yazısı için hakemlik süreci başlatılmamaktadır. Yazı gönderirken yazarlarımızın bu konuda da duyarlılıklarını bekliyoruz. 86. sayıda görüşmek dileğiyle M. Öcal Oğuz Yayın Yönetmeni http://www.millifolklor.com

ABD Indiana Üniversitesi 17 Ekim 1977 Azerbaycan Isfehan Bazar-ı Kayseri Aşıkları Prof. Dr. M. İlhan Başgöz Güre de Halkbilimcilerle 19.6.1994 Prof. Dr. M. İlhan Başgöz http://www.millifolklor.com

PROF. DR. M. İLHAN BAŞGÖZ ÜN ÖZGEÇMİŞİ VE YAYINLARI An Autobiography and Bibliography of M. İlhan Başgöz Evrim ÖLÇER ÖZÜNEL* Prof Dr. İlhan Başgöz, resmî kayıtlara göre 15 Ağustos 1923 tarihinde Sivas ın Gemerek ilçesinde doğmuştur. Liseyi Sivas ta okuyan Başgöz, 1940 yılında Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi nin Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ne başlamıştır. 1945 yılında Ankara Üniversitesi nin Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun olmuş, 1949 yılında ise aynı üniversiteden folklor alanında hazırladığı tezle doktor unvanını almıştır. İlhan Başgöz, 1960 yılında gittiği ABD de California Üniversitesi nin Los Angeles ile Berkeley yerleşkelerinde ve Indiana Üniversitesi nde çalışmalar yapmıştır. 1975 yılında kendi kurduğu Türk Araştırmaları Yayın Dizisi nin genel editörü olarak, Türk kültürü konusunda yirmiye yakın İngilizce yapıtın yayımlanmasını sağlamıştır. 2000 li yıllarda belirli dönemlerde Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü nde ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi nde dersler vermiştir. ABD deki Pozisyonlar: Okutman, University of California, Los Angeles, CA. 1961-1963 Okutman, University of California, Berkeley, CA. 1963-1965 Yardımcı Doçent, Indiana University, Bloomington, IN. 1965-1967 Doçent, Indiana University, Bloomington, IN. 1967-1975 Profesör, Indiana University, Bloomington, IN 1975-Present Ödüller: Selected Columbia University Seminar Fellow, 1975. Başkan, The Turkish Studies Association, 1978-1979 and 1979-1980. Genel Editör, Turkish Studies Series, Indiana University, Bloomington, IN. Hakem Kurulu Üyesi, Journal of the Folklore Institute. 1973-1978. Genel Editör, Indiana University Turkish Studies Series Editör, Turkish Studies Association Bulletin, 1976-1979 Yardımcı Editör, Uralic and Altaic Series, Indiana University, Bloomington, IN, 1965-1978 Üye, Governing Board of the American Research Institute in Turkey, 1978-1980. Müdür, Director of the Turkish Studies Program, Indiana University Üye, Member of the Promotion Committee, College of Arts and Sciences, Indiana University, 1981-1982, 1982-1983 Elected Fellow, American Folklore Society, 1983 Distinguish Service Certificate, Ministry of Culture, the Republic of Turkey,1999. Gold Medal of Distinguished Literary and Scholarly Achivment, Association of Turkish Writers (Edebiyatcilar Birligi), 1996. Gold Medal of Nasreddin Hoca Research, Nasreddin Hoca Society (Turkey), 1999. Kazandığı Burslar: Ford Foundation grant 1961-1963 American Council of Learned Societies, research grant, 1964 * Gazi Üniversitesi, Türk Halk Edebiyatı Doktora Öğrencisi, evrimolcer@yahoo.com http://www.millifolklor.com

Social Science Research Council, research grant, 1967 U.S. Department of Health, Education, and Welfare, research grant, 1967 J.S. Guggenheim Fellowship awarded, 1973 The Social Science Research Council, grant, 1973 Used in conjunction with the Guggenheim award. Indiana University Cross Cultural Fellowship, grant, 1974 National Museum of Canada, research grant, 1974. Indiana University Presidential Grant, 1977 Academy of Sciences of the USSR, invitation, 1978 National Endowment for the Humanities, research grant, 1981 Center for West European Studies, Indiana University Summer Fellowship, 1982 Ford Foundation grant, 1983 International Communication Agency grant, 1983 The National Endowment for the Humanities, 1983 International Exchange Board grant, 1983 West European Studies Center grant, 1983 Russian and East European Institute grant, 1983 I.U. International Programs grant, 1983 Fulbright-Hase and IREX Grant, 1988. Prof. Dr. İlhan Başgöz Yayınlarından Seçmeler: Kitaplar: 1. Hikâye, Turkish Folk Romance as Performance Art.I.U.Press 2008. 2. Turkish Folklore and Oral Literature, Selected essays of Ilhan Başgöz. Ed. Kemal Sılay. Indiana University Turkish Studie Publication No..19, 1998. 3. Studies in Turkish Folklore, coedited with Mark Glazer, Turkish Studies, No. 1, (Indiana University, 1978), 248 pp. 4. Bilmece: A Corpus of Turkish Riddles, co-authored with Andreas Tietze, Folklore Studies, No. 22, (University of California Press, 1973), 1170 pp. 5. Turkish Folklore Reader, Uralic and Altaic Series, Volume No. 120, (Bloomington, Indiana University Publications, 1971), 270 pp. 6. Educational Problems of Turkey, 1920-1940, co-authored with Howard E. Wilson, Uralic and Altaic Series, Volume No. 68, (Bloomington, Indiana University Publications,(1967), 240 pp. Türkçe Kitaplar: 7. Türk Halk Edebiyatı, by Edmond Saussey, translated by İlhan Başgöz, Ankara Emek Basımevi, 1952. 8. Türk Halk Edebiyatı Antolojisi, İstanbul, Ahmet Halit Kitabevi, 1956, İkinci baskı: İstanbul, Ararat Yayınevi, 1968. 9. Manilerimizden, Ankara, Dost Yayınları, 1960. 10. Atatürk ve Türkiye Cumhuriyetinde Eğitim, Ankara, Dost Yayınları, 1968, 11. Türkiye nin Eğitim Çıkmazı ve Atatürk. Kültür Bakanlığı Başvuru Kitapları, 1995. 12. Pir Sultan Abdal (Sabahaddin Eyüboğlu İçin), Önsöz, İstanbul, Cem Yayınevi, 1978. 13. Karac oğlan, İstanbul, Cem Yayınevi, 1978. 14. Âşık Ali İzzet Özkan, Ankara, İş Bankası Yayını, 1979, İkinci baskı: 1994. 15. Folklor Yazıları, İstanbul: Adam Yayınları, 1986. 16. Yunus Emre, Araştırma ve Güldeste, İstanbul, 1989, Indiana University Turkish Studies Series publication in Turkish, no. 1. 17. Türk Halkının Bilmeceleri 2 cilt. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1992, İkinci baskı: 1996. http://www.millifolklor.com

18. Karacaoglan, İstanbul: Pan Yayıncılık, 1992. 19. Kardeşliğe Bin Selam. Interwiev with İlhan Başgöz. İstanbul: Tetragon Yayınevi, 2003. 20. Yük Taşımıyoruz Sevgi Taşıyoruz, Türkiye Bilimler Akademisi Akademi Formu 51, Ankara: Yeni Forum Matbaacılık, 2007. 21. Türkü. İstanbul: Pan Yayıncılık, 2008. Kitap Editörlükleri (Serilerin Genel Editörü Olarak): 22. An Anthology of Turkish Literature, by Kemal Silay, Turkish Studies Series, 1999. 23. Karacoglan, The Poetry of a Turkish Bard, by Karaba, Yarnel, Turkish Studies Series, 1996. 24. The Structural Changes in Turkish Society, ed. M. Belik, Turkish Studies Series, no. 10,1992. 25. Turkish Workers in Europe (An Interdisciplinary Study), co-edited by Norman Furniss, April 1986. 26. Studies in Turkish Folklore, by Ilhan Başgöz-Mark Glazer.Turkish Studies Series Publications, (Bloomington, IN), 1978. 27. Sex Roles, Family and Community in Turkey, by Cigdem Kagitçibaşı,Turkish Studies Series Publications, (Bloomington, IN), 1982. 28. Sait Faik, A Dot on the Map: Selected Stories and Poems, Ed.Talat halman Turkish Studies Series Publications, (Bloomington, IN), 1983. 29. Turkish Workers in Europe: An Interdisciplinary Study, Turkish Studies Series Publications, (Bloomington, IN), 1985. 30. Turkic Culture: Continuity and Change, ed.by Sabri Akural,Turkish Studies Series Publications, (Bloomington, IN), 1987. 31. Twenty Stories by Turkish Women Writers, Trans.by Nilufer Turkish Studies Series Publications, Turkish Sampler, Turkish Studies Series Publications, (Bloomington, IN), 1989. 32. Yunus Emre and His Mystical Poetry, Turkish Studies Series Publications, (Bloomington, IN), 1991. 33. Structural Change in Turkish Society,ed.by Mubeccel Belik Kıray Turkish Studies Series Publications, (Bloomington,IN), 1991. 34. The Middle East and the Balkans under the Ottoman Empire: Selected Essays of Halil Inalcık.Turkish Studies Series Publications, (Bloomington, IN), 1992. 35. Ottoman and Turkish Jewry: Community and Leadership, Turkish Studies Series Publications, (Bloomington, IN), 1992. İngilizce ve Fransızca Makaleler: 1. Turkish Folk Stories About the Lives of Minstrels, Journal of the American Folklore, 65/258, 1952, pp. 331-340. 2. Les devinettes, co-authored by Pertev N. Boratav, Philologicae Turcicae Fundamenta II, Darmstadt, 1965, pp. 77-89. 3. Dream Motif and Shamanistic Initiation, Asian Folklore Studies, 1, 1966, pp. 1-20. 4. The Functions of Turkish Riddles, Journal of the Folklore Institute, II/2, 1966, pp. 132 147. 5. Rain Making Ceremonies and Anatolian Seasonal Festivals, Journal of the American Oriental Society, 84/331, 1967, pp. 6. Turkish Story Telling Tradition in Azerbaijan Iran, JAF, 84/331, 1970, pp. 405. 7. Earlier References to Kukla and Karagoz, Turcica, III, 1971, pp. 9-21. 8. Riddle Proverbs and Related Forms in Turkish Folklore, Proverbium, 18, 1972, pp. 655-668. 9. Folklore Studies and Nationalism in Turkey, Journal of the Folklore Institute, IX/2-3, 1972, pp. 162-176. http://www.millifolklor.com

10. Love Themes in Turkish Folk Poetry, Review of National Literature, IV, 1973, pp. 99 114. 11. The Boarding School in Turkey, Social Change and Politics in Turkey, ed. by Kemal Karpat and Contributors, 1973, E.J. Brill, pp. 203-223. 12. The Structure of Turkish Romances, Folklore Today, ed. by Linda Dégh, Henry Glassie, Felix Oinas, Indiana University Publications, 1975, pp. 12-23. 13. The Tale Singer and His Audience, Folklore: Performance and Communication, ed. Dan Ben-Amos and K. Golstein, Pennsylvania University Publication, 1976, pp. 142-202. 14. The Epic Tradition Among the Turcic Peoples, Heroic Epic and Saga, ed. by Felix Oinas, Indiana University Publications, 1976, pp. 310-336. 15. Epithet in a Prose Epic: The Book of My Grandfather Korkut, Studies in Turkish Folklore, Indiana University Turkish Studies, No. l, ed. by Ilhan Basgöz, Mark Glazer, 1978, pp. 25-45. 16. Formula in Prose Narrative Hikâye, Folklore Reprint Series, Vol. 6, No. l, 1978, (A publication of Indiana University Folklore Student s Association.) 17. Frogs, Toads and Rain Ceremonies, Folklore on Two Continents, Essays in honor of Linda Dégh. ed. by Nikolai Burlakoff and Carl Lindahl, Trickster Press, Bloomington, 1980, pp. 104-112. 18. Religion and Ethnic Consciousness Among Turks in the Soviet Union, Islam in the Contemporary World, ed. by Cyriac Pullapilly, Cross Roads Books, 1980, pp. 238-250. 19. Yasar Kemal and Turkish Folk Literature, in Edebiyat (A Journal of Middle Eastern Literature published in English by University of Pennsylvania), Vol. V, No. 1-2,1980, pp. 37-54. 20. Human Dimension of Yunus Emre s Transformation, Yunus Emre and His Mystical Poetry, ed. by Talat Halman, Indiana University Turkish Studies, No. 2, 1981, pp. 23-41. 21. Yada Tradition Among the Turkish Peoples, a refereed article, in press for the Journal of Popular Culture, Vol. 16, 1982, No. 1. 22. The Names and Social Change in Turkey, Proceedings of the Academy of Sciences, Sweden, 1982, (in press) 23. Dede Korkut in Yunus Emre s Poetry, Studia Turcologica Memorial Alexii Bombaci Dicata, pp. 22-28. Napoli, 1982, Instituto Universitario Orientale Seminario di Studi Asiatici, Series Minor XIX. 24. Formula in Prose Epic, Hikaye in Folklorica, Festtschrift for Felix Oinas, ed. by P. Vorheis, Indiana University Publications, Uralic and Altaic Series, Vo. 141, 1983, 30 pp. 25. Yunus Emre and The Turkish Epic Tradition in Festschrift for Alessio Bombacci, ed. By Nullo Minis Napoli, 1983, (in press). 26. Folklore in a Changing Society, The Turkish Case, in Sudosteuropa Handbuch IV, TURKEY, ed. by Dr. K. D. Grothusen, Berlin, 1983, (in press) 27. The Meaning and Dimension of Change of Personal Names in Turkey, Turcica XV, 1983, pp. 201-218. 28. Turks in the Canadian Social Mosaic, Nord Nytt, 20, 1983, pp. 63-78. 29. Name and Society--a Case Study of Personal Names in Turkey, Altaistic Studies, Papers presented at the 25th Meeting of the Permanent International Altaistic Conference at Uppsala, June 7-11, 1982, Stockholm, 1985, pp. 1-15, edited by Gunnar Jarring and Staffan Rosen. 30. Digression in Oral Narrative: A Case Study of Individual Remarks by Turkish Romance Tellers, Journal of American Folklore, 99, 1986, pp. 5-23. 31. Digressions in Oral Narrative, a Case Study of Individual Remarks by Turkish Romance Teller, JAF, 1986, pp. 1-23. 32. The Structure of Turkish Folk Romance Hikâye reprinted in Folk Group and Folklore Genres; A Reader. Edited by http://www.millifolklor.com 9

Elliot Oring. Utah State University Press, 1989. 33. Proverbs about Proverbs, Proverbium, 7, 1990, pp. 7-17. 34. Proverb Image, Proverb Message, and Social Change Journal of Folklore Research, vol. 30, 1993, pp. 127-142. Republished in Cognition,Comprehension,and Communication: A Decade of North American Proverb Studies 1990-2000. Ed Wolfgang Mieder. Schnider Verlag Hohengehren,2003. 35. The Horse does the Work, the Hero Boasts: the Seven-Century Life of a Turkish Proverb Proverbium, vol. 11, 1994, pp. 47-57. Türkçe Makaleler: 36. Ata Candan Haber, A folk song from India, Translated from English, Yeni Ufuklar, Vol. 16, 1968, Sayi 189, pp. 40-44. 37. Köroğlu Düzeni, Özgür İnsan, Ankara, 24, 1975, pp. 78-82. 36. Habip Karaslan, Özgür İnsan, 24, 1975, pp. 67-77. Karac oglan Geleneği, Türk Dili, Ankara, 287, 1975, pp. 411-420. 37. Toronto ya Göçümüz, Özgür İnsan, III/29, 1976, p. 80. 38. İnsan Adları ve Toplum, Türk Dili, 294, 1976, pp. 164-171. 39. Bir Geziden İzlenimler I, II, Politika, günlük Gazete, 3-4 Ağustos, 1976. 40. Türk Halk Edebiyatında Protesto Geleneği, I-VI, Politika, 20-25 Temmuz 1976. 41. Bela Bartok, Türk Dili, 306, 1977, p. 296. 42. Pir Sultan Abdal Yorumları, Özgür İnsan, 5/40, 1977, p. 56. 43. Yollar, Türk Dili, 309, 1977, pp. 550-552. 44. Halk Şiiri, Milliyet Sanat Dergisi, 28 Ocak, 1977, sayı 216, p. 13. 45. Nereye Yavrum Nereye, Özgür İnsan, P. Seager den. 46. Kuklanın Eskiliği, Türk Dili, 321, 1978, pp. 510-515. 47. Karac oglan Türkmenistan da, Ulusal Kültür, 4, 1979, pp. 123-134. 48. Tekerlemeler: Basım, Milliyet Çocuk Dergisi, 21, 21 Mayıs 1979, p. 11, M. İlhan Can baba (Alias). 49. Âşık Edebiyatının Evrimi, (The Evolution of the Asik Poetry), Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, 19, 1984, pp. 592-593. 50. Yozgatlı Karacoğlan, Cumhuriyet, October 12, 1990. 51. Başgöz, İlhan. Nasreddin Hoca Hikâyelerinin Kökeni. Evrensel Kültür (195) 3.2008, 70-73 52. Yunus Emre de Halk Edebiyatı ve Toplumun Hikâyesi. Bilim ve Ütopya 14(162) 12.2007. 53. Doğu Anadolu da Folklor Derlemeleri, Öğretim materyalleri (Kayıtlar ve Bantlar) 1. Yunus Emre, Selected Poems, Indiana University Turkish Studies, Record Series No. 1, Bloomington, 1981. 2. Selected Poems of Yunus Emre, recited by Ilhan Basgoz and Talat Halman (LP in Turkihs and English), Turkish Studies Series Publications, Bloomington. 3. The Superintendent, Turkish Studies Series Publications, Bloomington. 4. How Was Fil Hamdi Caught?, Turkish Studies Series Publications, Bloomington. 5. The Midwife with a Trunk, Turkish Studies Series Publications, Bloomington. 6. An Episode of Two, Turkish Studies Series Publications, Bloomington. 7. The Voice of Turkish Authors, Turkish Studies Series Publications, Bloomington. 8. Turkish Literary Tapes and 400 pages typescripts being used by major University Turkish programs to teach literary Turkish. 10 http://www.millifolklor.com

PROF. DR. M. İLHAN BAŞGÖZ İLE SÖYLEŞİ An Interview with Prof. Dr. M. İlhan Başgöz Evrim ÖLÇER ÖZÜNEL* Evrim Ölçer Özünel: Sizi tanıtan pek çok yazıda, doğum tarihinizi net olarak bilmediğiniz vurgulanır. Siz de, 1921 ya da 1923 yıllarından birinde, arpalar biçilirken doğduğunuzu söylersiniz. Bu uzun ve verimli yaşamınızda folklora yönelmenizi sağlayan ilk adımı bizimle paylaşır mısınız? Prof. M. İlhan Başgöz: Doğum tarihim arpalar biçilirken 1921 olmalı. Bu tarihin 1923 le karışmasının tuhaf bir hikâyesi var. Amerikan vatandaşı olurken benim nüfus kâğıdımı istediler (çift vatandaşlığım var). Orada doğum tarihim olarak aslı 1339, tashihi 1337 yazılıydı. Amerikan Göçmenlik İdaresi bunun ne demek olduğunu bir uzmana sormuş. Bu uzman da aslı kaydını esas almış ve doğum tarihim olarak 1923 ü bildirmiş. Böylece Amerika daki bütün resmî belgelerde doğum tarihim 15 Ağustos 1923 olarak kaydedildi. 15 Ağustos un da hikâyesi var. Kaliforniya Üniversitesi nde işe başlayınca doğduğum yılı, ayı ve günü sordu sekreter. Orada bu çok önemli. Elbet arpalar biçilirken diyemezdim. Ekim dedim. Aradan bir zaman geçtikten sonra aynı soru gene sorulunca bu sefer, verdiğim uydurma ayı unutup Kasım dedim. Sekreter bana dedi ki: İlhan Bey insan anasından bir defa doğar. Gülüştük ve ben 15 Ağustos dedim. Amerikan pasaportumda 15 Ağustos 1923 yazar. Doğum tarihim 1921 olmalı. Gemerek te büyük babam 1337 tarihinde bir ev yaptırmış, taşların birinde bugün bile 1337 tarihi okunuyor. Ben bu ev yapılırken doğmuşum. Gemerek benim doğup büyüdüğüm yıllarda küçük bir kasaba idi. Babam ilkokul öğretmeni olduğu için, köy çocuklarının dünyasına pek katılmasam da, halk kültürünün içinde büyüdüm. Annem genç bir kızken Karadağ a yaylaya çıkarlarmış. Türküler söylerdi: Karadağ ın eteğinde Yayla derler yurdumuz var Herkes bizi dertsiz sanır Türlü türlü derdimiz var. Yazları büyük babamın Çıbık taki evinde akranım çocuklarla lıkka oynardık, mil oynardık, aşık oynardık. Ben ilkokul dördüncü sınıfta iken babam emekli oldu ve Sivas a göçtük. Sokakta oynamaya dehşetli düşkündüm. Okuldan çıkar çıkmaz derhal sokağa koşardım. Karanlık basana kadar çeşitli oyunlar oynardık. Bir sürü oyun tekerlemesi o yıllardan aklımdadır. Sivas lisesinde öğrenci iken Ankara Radyosu, Bir Türkü Öğreniyoruz adlı bir program başlattı. Adı sonradan Yurttan Sesler olan bu programda Muzaffer Sarısözen her hafta bir halk türküsü öğretirdi. İlk öğrendiğimiz türküler, Bico nerden geliyon ve Bursa nın ufak tefek taşları diye başlayan türkülerdi. İçinde büyüdüğüm kültürün, öğrendiğim türkülerin, oynadığım oyunların folklorun konusu olduğunu elbet o vakit bilmiyordum. Sonra, 1940 yılında Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesine başladım. İlk iki yıl Türk Diline meraklı idim. Türk Dili hocamız Tahsin Banguoğlu çok iyi bir doçentti. Öğrencinin halinden anlar ve iyi öğretirdi. Sonra 1943 yılında Pertev Boratav askerden döndü. Folklor ve Halk Edebiyatı dersi vermeye başladı. İlk aldığım derste öğrendim ki, konuştuğu dilin nesir olduğunu öğrenince hayret eden Tartüf gibi, ben de folklorun içinde doğup büyümüşüm de haberim yokmuş. O vakit kararımı verdim folklor dalında doktora yapacaktım. E.Ö.Ö.: Hocam, belleğinizde kosko- * Gazi Üniversitesi, Türk Halk Edebiyatı Doktora Öğrencisi, evrimolcer@yahoo.com http://www.millifolklor.com 11

caman bir arşiviniz olduğunu biliyoruz. Bu arşivden DTCF yıllarında, Pertev Naili Boratav ın asistanı olduğunuz günlere dair çarpıcı bir anınızı dergimizin arşivine aktarmanızı rica edebilir miyiz? İ.B.: Dil Tarih te benim için en önemli olay 1943 yılında Pertev Boratav la yaptığımız Kars derleme gezisidir. Bize, Özdemir Sarıca da katılmıştı. Özdemir bir asker öğrenci idi. Kars, Ruslardan kalma siyah taş evleri, Borluk suyu ve Borluk gazozu, Âşık kahveleri, taze kere yağı, (tereyağına kere yağı diyorlardı). Malakan ın çiftliğinden gelen balı ve Halkevinde seyrettiğim Deli Horon Barı ile beni fena çarptı. Bugün bile bu seyahat bütünü ile bende yaşar. Sesim çok kötü olduğu halde Kars ta öğrendiğim türküleri hâlâ söylerim. Elbet yalnız olunca. O vakit Erzurum Sarıkamış arasında Dekovil denilen dar hatlı bir tren işlerdi. Vagonlarında odun sobası yanan bu trenin lokomotifi odunla çalışırdı. Odun tükenince tren durur, Sarıkamış ormanlarından kesilip istasyonlara yığılan odunlardan yeteri kadar alınır, tren yeniden harekete geçerdi. E.Ö.Ö.: Amerika ya gittiğinizde Türkiye deki üniversiteler ve eğitim anlayışları ile oradakiler arasında bir fark gördünüz mü? Bu bağlamda, Amerika daki akademik hayatınızı biçimlendiren Indiana Üniversitesi nin entelektüel gelişim ve dönüşümünüzdeki yerinden söz edebilir misiniz? İ.B.: 1960 a kadar bir sürü olay var hayatımda. Dil Tarih te doktoramı bitirip asistan olmam, Tokat a sürülmem, öğretmenlikten atılmam, hapsolunmam, salıverilmem, evlenmem, Kars ta yedek subaylığım. Sonra Amerika ya gidişim. Amerika da ilk gittiğim Kaliforniya Üniversitesi dir. Daha üniversiteye vardığım ilk gün beni şaşırtan bir olay oldu. Bana fakülte dış kapısının ve ofisimin anahtarlarını verdiler. İstediğim zaman gelip, gece de ofisimde kalabilirmişim. Ya bir şey kaybolursa diye çok korkmuştum. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi nin kapısından çantalarımız aranmadan, hüviyetimizi göstermeden giremezdik. Oradan Indiana Üniversitesi ne geçtim ve Türk Folkloru okutmaya başladım. Bizim üniversite eğitim sistemimizle, Indiana daki veya daha genel olarak Amerikan üniversitelerindeki eğitim sistemi arasında 60 lı yıllarda önemli farklar vardı. Biz, Almanların otoriteye dayalı hocaöğrenci ilişkisini almışız. Hocalar çok otoriterdi. Yanlarına yaklaşamazdık. Ankara da biz çalışacak bir kahve köşesi bulmakta güçlük çekerdik. Kendi kütüphanemizden eve götürmemiz için kitap vermezlerdi. Amerika da ise, her öğrencinin kitaplıkta çalışması için özel masaları vardı. Kitaplık ise gece yarısına kadar açıktı. Indiana Üniversitesi nin kitaplığında 4 milyon kitap vardır. Ben emekli olmadan önce istediğim her kitabı Türkiye den satın aldılar. Bu yüzden Indiana Üniversitesi kitaplığındaki Türk folkloru koleksiyonu Türkiye de hiç bir kitaplıkta yoktur. Demem o ki, Amerikalı öğrencinin her şey elinin altındadır. Maddi yardım da öyle. Öğrenciye ya burs veriliyor, ya ailesi eğitim giderlerini karşılıyor. Üniversite eğitimi çok pahalı bir eğitimdir. Indiana Üniversitesinde yıllık harç ve gider 20.000 dolar olarak hesaplanır. Yine de liseyi Amerika da bitiren öğrencilerin yüzde 12 si üniversiteye devam ediyor. Bu oran, eğitimin ücretsiz olduğu komünist memleketlerde de tutturulamamıştı. Başka bir önemli özellik profesörlerin öğrenciye davranışında görülür. Hoca yukardan bakan bir ceberut değildir. Sistem öyle çalışmaktadır ki, burada öğrenci hocayı sıkıştırır, onu sorgular. Bunun iki nedeni var: Biri her ders için öğrencinin ciddi bir harç ödemesidir. Öğrenci parasının karşılığını ister. İkincisi, belli sayıda öğrenci bir dersi almazsa o ders açılmaz. Hoca güç durumda kalır, Beğenilmemiş demektir. Ayrıca da Amerikalı Ortaçağ zulmünü ve diktatör yumruğunu tatmadığı için otoriteden korkmaz. Benim dersimde koka kola içen ve derse köpeği ile giren öğrenciler olmuştur. Bence eğitim sisteminin en önemli yanı, ezbere değil araştırmaya dayalı olmasıdır. Daha ilkokuldan başlayarak öğrenci paper yazmaya yöneltilir. Burada lise ve üniversitede lisans altı eğitim öğrenciye 12 http://www.millifolklor.com

pek bilgi vermez. Yüzeysel ve basit şeyler öğretir. Ancak düşünme ve araştırma yeteneğini geliştirir. Ama doktora programına gelince iş değişir. Dünyanın dört tarafından, Amerika yı sevsin sevmesin, öğrenciler doktora yapmaya gelir. Dünyanın en iyi doktora eğitimi Amerikan üniversitelerinde verilir. Ancak, yurt dışından gelen öğrencilere biraz göz yumulur, onlar fazla zorlanmadan doktora alabilirler. Yani Amerika da doktora yapan her yabancı öğrenci ille de değerli bir bilim adamı adayı olmaz. Niceleri, okuyup yazacak kadar dahi İngilizce bilmeden doktorasını alır ve döner. Orta doğudan gelen bol paralı öğrenciler bunların başında yer alır. Bunlara bakarak Amerikan eğitim sisteminin sorunsuz olduğu sonucuna varmamak gerekir. Nice üniversite vardır ki, parayı veren düdüğü çalar ve üniversiteyi bitirir. Bana gelince ben Indiana Üniversitesi nde her şeye yeniden başladım diyebilirim. Boratav gibi bir hocadan okuduğum halde burada bir öğrenci gibi yeniden okumak zorunda kaldım. Amerika ya gelince İngilizce bilmiyordum. Sonra biz Ankara da yalnız Türkçe yazılan kitapları okumuştuk. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi kurulurken bazı yabancı kitaplar satın alınmış ve onlarla kalınmış. Benim Fransızcam iyi idi. Ama folklor dalında Fransızca yazılmış bir kaç kitaptan başka bir şey okumamıştım. Burada üniversiteye giren bir öğrenci dünyanın bütün dillerinden İngilizceye çevrilmiş muazzam bir kitap dünyası ile karşılaşır. Elini hangi konuya atsa, konunun en önemli kitapları anadilinde elinin altındadır. Öğrenci ders notlarından çok ders dışı kaynaklardan öğrenir. E.Ö.Ö.: Siz, ülkesine ve kültürüne bu denli âşık bir insan olarak yıllarca yurt dışında yaşadınız. Buna karşın laboratuar alanınız hep bu topraklar ve üzerinde üretilenler oldu. Folklor ürünlerini bağlamsal özellikleriyle değerlendiren ve her defasında yeniden yaratılan bir gösterim olarak gören bir bilim insanı olarak, sahada yaptığınız çalışmalar sırasında karşılaştığınız en ilginç derleme anı sizce hangisiydi? Bizimle paylaşır mısınız? İ.B.: On yıllarca yurt dışında yaşadığım halde, neden Türk folkloru üzerinde çalıştığımı soruyorsunuz. Ben Amerika ya gelirken yanımda büyük bir folklor hazinesi ile geldim. 1943 yılından itibaren derlediğim metinler kasetlerde, dergilerde buraya geldi. Kimsenin Türk folkloru üzerinde bir şey bildiği yoktu. Adı sanı bilim çevrelerinde bilinmeyen bir hoca öğrencisinden duyduğu beş Bektaşi fıkrası yayımlamış, o kadar. Amerika bilim dünyası folklorumuz hakkında ne öğrenmişse benden öğrendi. Amerikan folkloru üzerinde çalışamazdım. O konuda pek değerli bilim adamları çalışıyordu. Onlarla aşık atamazdım. Kendi folklorumuzla ilgilenmem bu nedenle normaldi. Alan çalışmalarında beni en çok etkileyen Aşkale nin bir köyüne yaptığım gezi oldu. Erzurum dan bir at kiralayarak köye vardım. Hüseyin Dede ye konuk oldum. Heybemde zebellah Grundig marka bir ses alma makinesi ile Hüseyin Dede nin evine indim. Kimim, neyim sormadılar. Alevilerde mihman Ali dir. Hüseyin Dede bir türlü sazı eline almıyor. İşi şakaya vurdum. Ben Ankara dan geliyorum. Hayvanlarınız için eksik vergi vermişiniz, hayvanlarınızı sayacağım, size yeni vergiler yazacağım dedim. İnanmadılar ve buzlar çözüldü. Ses makinemi indirdim, Hüseyin Dede gene nazlanıyor. Yemek ortaya geldi. Gidip heybemden bir şişe rakı getirdim. Dede sofra demsiz olmaz dedim. Bu yetti. Hüseyin Dede çağırdı oğlunu Bu adam cin midir, şeytan mıdır, getir şu sazı dedi. Onun türküleri şimdi Millî Kütüphane dedir. E.Ö.Ö.:Harvard Üniversitesi nden Gönül Tekin in Ayvalık ta gerçekleştirdiği yaz okulu çalışmaları, üniversite tarafından destekleniyor. Böylece okul hem Türkiye nin tanıtımına hem de alana önemli katkılar sağlayabiliyor. Sizin de Türkiye de yaz aylarında farklı üniversitelerden bir araya gelen öğrenci ve folklor gönüllüleri ile birlikte çalışmalar yaptığınız bir yaz okulu oluşturma çabalarınız olduğunu biliyoruz. Güre deki bu projenizin seyrini anlatır mısınız? İ.B.: Ayvalık ta Tekinlerin gerçekleştirdiği kurs hem Türkiye de Koç Holding den, http://www.millifolklor.com 13

hem Harvard Üniversitesi nden destek alıyor. İyi bir iş yapıyorlar. Aynı şeyi ben Güre de yaptırdığım bir evde gerçekleştiriyorum. Kimseden yardım istemedim. Her yaz 20 gün kendi bilim dalımda dersler veriyorum. Artık yaşlandım. Bilmem o binayı ne yapacağım. E.Ö.Ö.: Modernleşmeyle birlikte dünyanın pek çok yerinde folklor çalışmalarının köyden kente doğru bağlamsal bir göç yolu izlediğini gözlemek mümkün. Bu bağlamda, folklor konusunda yarım asır hizmet vermiş bir insan olarak son dönemde folklorla ilgili yapılmış çalışmalar arasında ufuk açıcı bulduğunuz bir yapıt ya da kuram var mı? Bu bağlamda özellikle Türkiye de yapılan yakın dönem folklor çalışmaları ve akademik düzeydeki kurumsal faaliyetler hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? İ.B.: Folklora kuramsal yaklaşımlarda son elli yılda büyük değişmeler yaşadık. Fransız mitoloji bilgini George Dumezil in çok sevdiğim bir yorumu var. Diyor ki, en değerli folklor kuramının ömrü on beş yıldır, sonra yerini bir başka yaklaşıma bırakır. Ama gerekli bilgilerle derlenen malzeme değerini hiç kaybetmez. Ben Amerika ya gelince metin yayımlaması ve motif çalışmaları moda idi. Sonra öteki sosyal bilimlerin etkisi ile fonksiyon çalışmaları moda oldu. Ben de Türk bilmecelerinin fonksiyonu konusunda bir araştırma yayınladım. Sonra V. Propp un etkisi ile masalın morfolojik yapısı moda oldu. Onu sosyal çevre içinde araştırma yöntemi izledi. Onun ardından, Gösterimci (performance) yaklaşım ön safta yer aldı. Gösterim 30 yıldan fazla bir zamanda bugün de ilgi çeken bir yaklaşım. Şimdilerde ethnopoetic studies modası var. Her söylemde şiirsellik arayan bu gelişme etnografya ile folklor çalışmalarını yaklaştırdı. Ötekinin söylemlerini incelerken, ötekinin bakış açısı önemli sayılıyor. Bu kuramları izleyen çalışmalar yaparken dikkat edilecek bir şey var. Hiçbir kuram, bir kültürü tümden izah etmeye yetmez. Amerika ya gelen yabancı örgencilerin çoğu hemen bir kuramı öğrenir kendi kültürlerine uygular ve tamam bizim kültürü de bu kuram açıklıyor derler. Bu yanlış bir yaklaşımdır. Kuram alıp oradan kültüre bakmak yerine kültürden kurama varmak doğrudur. O vakit kuramı eleştirmenin yolu açılır. E.Ö.Ö.: Asla emekli olamayacak bir bilim insanı olarak son dönem projelerinizden, yaptıklarınızdan ve gerçekleştirmeyi düşündüklerinizden söz edebilir misiniz? Bir de son olarak biz genç folklor araştırmacılarına yol haritası olması için söyleyeceklerinizi öğrenmek isteriz. İ.B.: Bu yaşta neden hâlâ usanıp yorulmadan yazıp, dersler verdiğimi de soruyorsunuz. Gözleminiz doğru. Şimdiye kadar çeşitli dergi ve gazetelerde basılan yazılarımı Pan Yayınevi 39 Anbar adı ile basıma hazırlıyor. Türk Folkloruna Giriş adlı bir ders kitabının yazılması da bitmek üzere. Van daki şark hizmetim bitmiş görünüyor, 2009 Sonbahar döneminde de ODTÜ de ders vermeye başladım. Ahmet Kutsi Tecer köylülere sormuş neden oynuyor, halay çekiyor, horon tepiyorsunuz, Cevap şu: Oynamasak yaşayamayız beyim. Benim de elim ve dilim oynamazsa galiba yaşayamam. Âşık Veysel in şöyle bir dizesi olacak. Geçer dolaplardan erer arzuya. Ben de nice dolaptan geçtim. Bu dolapların daha kolaylarından geçen nice arkadaşım şu gerçek dünyaya bir çivi çakamadan göçtüler. Ben hâlâ ayak diriyorum. Yahya Kemal in çok sevdiğim bir dörtlüğü var: Bir merhaleden güneşle derya görünür, Bir merhaleden her iki dünya görünür. Son merhale bir fasl-ı hazandır ki sürer, Geçmiş gelecek cümlesi rüya görünür. Ben henüz bu rüyaya dalmadım. Ama son merhalede olmanın ince sızısı içindeyim. Bütün okuyucularınıza selam ederim. E.Ö.Ö.: Hocam, öğrenciniz olma şansını yakalamış biri olarak dergimiz adına size çok teşekkür ediyorum. 14 http://www.millifolklor.com

İLHAN BAŞGÖZ LE İNGİLİZCE SON KİTABI HİKÂYE, TURKISH FOLK ROMANCE AS PERFORMANCE ART ÜZERİNE SÖYLEŞİ An Interview with İlhan Başgöz on Hikaye: Turkish Folk Romance as Performance Art Doç. Dr. Mustafa Kemal MİRZELER* 2008 yılının sonbaharında, İndiana Üniversitesi nde görüştük İlhan Başgöz le. İkimiz de heyecanlı idik. Onun kitabı yeni basılmıştı, ben de bu kitabı okumuş olmanın heyecanı içindeydim. Dr. Başgöz ü tanıtma gereği duymuyorum. Başgöz, Türk folkloru üzerindeki çalışmaları ile bütün dünyada tanınmış bir bilim adamıdır. Başgöz özellikle, Anadolu Âşıklarının tanıtıcı özelliği olan ve hayallenen bir aşkla, spiritual bir dünyayı birleştiren halk hikâyeleri üzerinde ısrarla durmaktadır. Ona göre bu hikâyeler bir Türk hayallemesinin ifadesidir. Ama bunların aynı zamanda evrensel ve mistik bir yanı da vardır. Bu hikâyeler Başgöz ü ömür boyu çok etkilemiştir. Başgöz ün son kitabı geleneksel ve mistik bir aşk anlayışını, gençliğin çağdaş ve evrensel bir özlemiyle birleştiren önemli bir eserdir. Başgöz 1921 yılında Gemerek te (Sivas ili, Şarkışla kazası) doğmuş ve genç yaşında üniversiteye girmiş ve yetmiş yaşını folklor çalışmalarına ayırmış. Doksan yaşına ayak bastığı bu günlerde iki kitap üzerinde birden çalışacak zihin ve beden sağlamlığına sahiptir. Hazırladığı kitaplardan biri bir ders kitabıdır ve Türk Folkloruna Giriş adını taşıyacaktır. İkincisi çeşitli konularda dergi ve gazetelerde çıkan yazılarını bir araya getirecek olan 39 Anbar adlı kitabı olacaktır. Soru cevap şeklinde olan konuşmamızı özetliyorum: Mustafa Kemal Mirzeler - Sizin kişiliğiniz bize hep bozulup, çürümemiş bir sevmek isteği ve dürtüsüne eşit ve dengeli görünür. Kişiliğinizdeki sakinlik, kendine güven ve durmuş oturmuşluk hep sevdalı olmak, sevilmek ve çevresinden kabul görmek temelinden geliyor galiba. Pek önemli bir insan deneyi bu ve bizim halk hikâyelerimizin en tanıtıcı yönü galiba. İlhan Başgöz - Zannettiğin kadar sakin ve huzurlu değilim bir defa. Bizim hikâye geleneğimizde bir evrensel insanlık deneyimi olan aşk, hep bir rüya ile başlar. Bu rüyaya siz gerçek bir rüya diyebilirsiniz veya bir hayalleme, esriklik hali de denebilir. Ne olursa olsun şurası kesindir ki, bu sevda insan ruhuna yeni bir ufuk açar, rahmetli Sabit Müdami nin deyişiyle artık kainati başka bir açıdan görmeye başlarsınız, dağ, taş, çayır çimen, dere tepe sizinle bir renkli hayallemenin dili ile konuşur olur artık. Shakespeare in Bir Yaz Gecesi Rüyası ndaki toptan değişim işte bu değişimdir. Veya Aucassin et Nicolet te içilen ve insanları hem birbirine hem mistik bir dünyaya açan coşkudur bu sevda. Bizim âşıklarımız öyle bir rüyayı hep beklerler. Rüyada aşk badesi içebilmek için geceleri tuzlu su içen âşıklarımız vardır. Tuzlu su içince susayacak ve gece aşk badesi içecek. Benim böyle bir rüyam olmadı. Ama çok hayal kurdum. Nice güzel kızı hayalledim. Hemen her * Western Michigan Üniv. İngilizce/Antropoloji/Folklor Bölümü Öğretim Üyesi, mmirzeler@wmich.edu http://www.millifolklor.com 15

konuda, güzeller dahil, hâlâ hayal kurarım. M.K.M. Bunları düşünen Başgöz, âşıklarımızın romantik aşk hayallemesi ile ruhun geleneksel tutkusu ve şiir ritmi arasında bir karşılıklı etkileşim görüyor. Ona göre bu etkileşimde bir yandan da Eski Yunan Bizans kültürünün ve bin yıllık Arap ve İran kültürü nün de yeri vardır. Bu çok yanlı bileşimin halk hikâyesi geleneğinde yaşadığına inanıyor Başgöz. Ayrıca destan geleneğini ve sözlü anlatımda gördüğümüz başka söylemleri de anlamak için bu, çok defa soyut, ama gösterimde bazen bedensel olarak anlatılan bu aşkın önemini belirtiyor. Başgöz ün araştırma mekânında en önemli yeri Kars tutuyor. Hikâye geleneğinin en merkez noktası, eski İran ve Azeri sözlü edebiyatını birleştiren bir sentez yeri olan Kars kahvehaneleridir. Bu kahvehaneler âşık geleneğini yaşatan âşıkların sanatlarını ilk öğrendikleri yerdir. Hikâyecinin geleceği bu kahvelerde biçimlenir; aşıkın sevda hayallemesi bu kahvelerde ortaya çıkar, aşkın tarifi de bu kahvelerde son şeklini alır. Ayrıca dinleyicinin istekleri ve hayalleri de bu kahvelerde ortaya çıkar. M.K.M. Hikâye anlatma geleneği ile nasıl tanıştığınızı anlatır mısınız? Hangi alan araştırmanız şimdiki folklorcu anlayışınızı kazandırdı size? İ.B. Öyle sanıyorum ki Pertev Boratav gibi büyük bir folklorcu ile çalışma şansını bulmam ve beni her zaman sanatlarına hayran bırakan bir hayli büyük âşıkla Kars kahvehanelerinde tanışmam folklor anlayışıma biçim verdi. Yani bir yandan gerçek bir bilginle beraberdim, bir yandan hep halkın içinde oldum. M.K.M. Önemli bir gerçek bu, hem halkın edebiyatına yukardan bakmak, yorumcu ve onu analitik bir gözle görmek, hem de halkın kültürünü onların arasında yaşamak. İ.B. Boratav Hoca, ben ve Dil Tarih in asker öğrencilerinden Özdemir Sarıca, Karsta Paydoncular Çarşısındaki kahveye ilk gidişimizi hatırlıyorum. 1943 olacak. Müdami hikâye anlatacakmış. Kahvehane bir yandan başka bir dünya, bir yandan toplum yapısının bir kopyası. Uzun ve dar bir koridor gibiydi kahve. En sonunda bir ocak, semaverde su akşama kadar kaynıyor. Ocağın sağ yanı en değerli yer. Orada Kars ın köklü ailelerinden varlıklı, saygıdeğer insanlar oturuyor. Biz de girip bir masaya oturduk. Müdami, Pertev Hocayı tanıyor. M.K.M. Hoca askerliğini Kars ta yaparken Müdami den hikâyeler derlemiş. Hocanın rastgele bir Masada oturduğunu görür görmez Müdami: Olmaz hocam yakışık almaz diye hemen ocağın yanındaki üzeri halı kaplı bir kanepeye davet etmiş. Herkes sırası ile bize hoş gelip, sefalar getirmişsiz diyor ve bir çay ısmarlıyor. Müdami Hoca nın Ankara Üniversitesi nden hikâyelerini dinlemeye geldiğini açıklamış. Biz artık bütün dikkatlerin odağı olduk. Kahvehanenin duvarında meşhur âşıkların Şenlik in, Sümmani nin sazları asılı, yanlarında da Atatürk ün bir resmi. İlhan Başgöz devam ediyor, Âşık sazını akord ederken siz bütün dinleyicilerle beraber başka bir dünyaya girdiğinizi hissediyorsunuz. Bu dünya bir Ermeni kızının aşkı yüzünden Kerem in yanıp kül olduğu, Âşık Garib in sevgilisine başlık parası kazanmak için yedi sene gurbete gidip çalıştığı, Tufarganlı Abbas ın bir zehir kuyusundan ötekine atıldığı dünyadır. Dinleyici bu hayal ve sevgi dünyasına dalınca odun derdini, ekmek derdini, gözü kör olası yoksulluğun yükünü unutuyor. Sanatın bu sihirli âleminde kendini, kısa bir zaman için de olsa mutlu hissediyor. M.K.M. Çok önemli bir kültür alış verişi yeri kahvehane değil mi? 16 http://www.millifolklor.com

İ.B. İdi kuşkusuz. Sözlü kültürde yaşayan halkın kendi kültürünü öğrendiği, sindirdiği, benimsediği yerdir kahvehane. İnsanları bir araya getiren, birbirinin dert ve sevinç ortağı kılan bir yerdir. Onun için gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül ahbap ister kahve bahane denilmiştir. Ayrıca, Âşıklar halk kültürünü en iyi bilen, koruyan ve kuşaktan kuşağa taşıyan insanlardır. Memleketimizin bir ucunu ötekine ulaştıran insanlardır bu adamlar. Bildiklerini size gönüllü verirler. Adları kitaplara geçmez, ama bildiklerini paylaşmaktan mutlu olurlar. Çok defa para pul da istemezler. Kahvede oturur bir çay içersin, saatlerce hikâyeciyi dinlersin. Çok demokratik bir eğlence yeridir kahvehane. İki türkü söyleyenin parasız yüzünü göstermediği dünyamızda Âşık gani gönüllü, cömert insandır. M.K.M. Halk nasıl görür âşıkları? İ.B. Düğünde, dernekte, kahvede, özel evde Âşıkın yeri en başköşedir. Köyün durağan kültüründe âşık yetenekli gençlerin gelecek ideali, yarın hayalidir. M.K.M. Çirkin endüstrileşme ve çağdaş değişim bu canlı canlı kültürü her halde yok ediyor. Halk hikâyesi geleneği belki yeni biçimler ve teknik içinde gene de yaşamaya ve bu şiir ve hayal âlemini yaşatmaya devam edecek. Teyplerde, kasetlerde, videolarda, televizyonlarda bu kültürün güzelliği, şiirselliği devam edecek. İ.B. Zannetmiyorum. Kars taki son Âşıklar Kahvesini ben 1982 de ziyaret etmiştim. Dinleyici eski dinleyici değildi. Çoğu Trabzon a yük taşıyan kamyon şoförleri idi. Bir gece kalıp ertesi sabah yola çıkıyorlardı. Halk hikâyesi bir gecede anlatılmaz. Bazen bir hafta sürer. Onu dinlemek için Kars ta yerleşmiş, geleneği bilen insan gerekir. Modern iletişimin tekniğine gelince bunların çok önemli bir eksiği var. Kahvehane anlatanla dinleyeni yüz yüze getirir, orada dinleyici heyecanlarını, umutlarını, korkularını, sevinçlerini anlatanla paylaşır. Bu sözlü kültürün genel karakteridir. Modern iletişim teknolojisinde kaset, televizyon ekranı, video diski hikâyeci ile dinleyici arasına bir duvar örüyor. Üstelik hikâyeci veya sanatçı artık, dinleyicisinin değil kültür endüstrisinin emrindedir. Onun emirlerini yerine getirecek, onun çal dediğini çalacak, söyle dediğini söyleyecektir. Dinleyici edilgen bir hale gelmiştir. Yaşşa âşık, parmakların nur olsun diye bağıramaz. Bu önemli bir iletişim eksikliğidir. M.K.M. Aşk hikayelerindeki şiirlerin iç güzelliğinin, yapısal güzelliğinin hem Türk sözlü şiir geleneğinde hem İslam mistik geleneğinde önemli bir yeri var galiba. Hikâye kitabınızda Âşık Garib in bir şiiri var. Orada zihin bir terazidir, göz aklı tartar, 48 haftadır, on iki aydır diyor. Bu şiir, doğa ve Tanrısal arasında bir söylem ilişkisi kuruyor, değil mi? İ.B. Bu şiir atışmada sorulan bir bilmecenin cevabıdır. Evet böyle yorumlanabilir. Yalnız bu şiirde değil Türk şiirinin bütününde doğa gerçekçi olarak anlatılmaz. İdealist bir felsefe yorumu ile verilir bize doğa. Geçmiş şairlerimizin, ister divan şairi, ister halk şairi olsun, hepsinde bu idealist bakış baskındır. Unutmayalım ki mistik anlatıma göre Tanrı kainatı, kendisini sevecek,bir varlık olsun diye yaratmıştır. Ve evrende her şey bu Tek Varlık tan yansımalar taşır. M.K.M. Kitabınızda, hikâyelerimizde zamanı belirtme, cografyayı belirtme kadar önemli değil diyorsunuz. Bazı hikâyeler zamanı belirtmeyi toptan unutuyorlarmış. Bunun nedeni zamanın, zamansızlık ilkesine göre daha bölünebilir, parçalanabilir olmasından mıdır? İ.B. Evet, doğru düşünüyorsunuz. Başka bir tarafı daha var hikâyenin. http://www.millifolklor.com 17

Onda kahramanlar biyolojik bir zamanda da yaşamaz. Kahraman 15-20 yıl süren bir macera yaşar, gene gayet genç olarak, yüzünde tek kırışıklık belirmeden sevgilisine kavuşur. Bakhtin in romans zamanı dediği, zamansızlıktır bu. M.K.M. Kerem ile Aslı hikâyesinde pek hoş bir aşk anlayışı var. Halkımızın kullandığı deyimi kullanırsak, kara sevda bu. Kerem ile Aslı nın tutkulu sevdası artık çoktan kayıp mı oldu? Ne düşünüyorsunuz, bugünün Anadolu halkı da, Kerem ve Aslı gibi sevdalanabilir mi? İ.B. Bugün de bu kara sevdayı yaşayan insanlarımız var. Ancak bu kara sevda toplumumuzda şiddete bulaştı. Ömrünü hapiste geçirmek pahasına da olsa, kara sevdalı sevgilisi uzaklaşmaya başlayınca çekip vuruyor onu. Bunu kadere ve Tanrı iradesine bağlayan yok artık. Bilgisayarda, birbirlerini tanımadan âşık olup, mevcut ilişkilerini paramparça eden sevdalılar aynı karasevdayı yaşıyor bence. Sabahattin Ali nin Selam adlı bir hikâyesi var. Küçük bir kasabaya bir tiyatro kumpanyası gelir. Kadınlardan biri, berber diyelim Ali nin dükkânının önünden geçerken selamlaşır onunla konuşur. Kumpanya kasabadan ayrılır. Bir zaman sonra bu tiyatrocu kadın, uzak bir kentte berber Ali nin bir arkadaşına rastlar. Benden berber Ali ye selam söyle der. Berber Ali selamı alır almaz, karısını ve iki çocuğunu bırakır. Ve kendisine selam gönderen tiyatrocu kadının peşinden yollara düşer. Bu kara sevdanın tam kendisidir. M.K.M. Öyle zannediyorum ki hikâye geleneğinde özün, iç dünyanın güzellikleri ve daha çok insanın iç dünyası ile ilişkiler bize anlatılıyor. Dış görünüşe ve davranışlara pek önem verilmiyor. iç hayat, iç dünya da bize eylemlerle, davranışlarla verilir. Bu eylem ve davranışları kişilerin iç dünyasına biz bağlarız. Ruhsal derinlik, ruhsal tahlil halk hikâyesinde yoktur. M.K.M. Kitabınızda hikâye gösteriminin canlılığından ve güzelliğinden bahsediyorsunuz. Sizin Kars kahvelerindeki anlatımı tasviriniz, bana, benim Güney Anadolu daki köyümde, Kiremithane nin duvarları çamur sıvalı kahvelerini hatırlattı. Orada bir anlatıcı âşığın önünde, hikâyedeki güzel için büyük arzular beslerdik. Gayet ustaca tasvir edilen bu güzel hayali hâlâ bizde yaşıyor. Günümüzde bu güzeller dünyası, internetin yalnızlığında yok mu oluyor? Çağdaş toplum krizinin nedenlerinden biri bu olabilir mi? İ.B. Kuşkusuz bu olabilir. Hikâye geleneğinde değerlerin, davranışların sosyal beklentilerin bir bütünlüğü vardı. Gösterimin yapıldığı kahvede kültürümüzün geçmişi, bugünü ve geleceği bir dengeli bütün halinde verilirdi bize. İnsanın huzuru ve iç dengesi kültürün süreliliğinden gelir. Orada nelerin iyi, nelerin kötü, nelerin güzel nelerin çirkin olduğunu, değerli, beğenilir ilkeler halinde öğrenirdiniz. İnternet ve televizyon artık bu kültür süreliliği mesajını bozdu, paramparça etti. Her şey bölük pörçük. Genç insanlar bir kaosta yaşıyor, neye inanacağını bilemiyor. Kültür kopukluğu insanda huzursuzluk, yalnızlık duygusu ve güvensizlik yaratır. Van da bir internet cafe ye gittim. Bilgisayarın önündekilerin hemen hepsi 6 ile 10 yaş arasındaki çocuklardı. Hepsi de vur kır ve yarışma oyunları oynuyordu. Yüzlerindeki gergin yalnızlıktan korktum. İ.B. Dış görünüş pek az yerde anlatılır, o da hazır klişelerle anlatılır. Bütün kadınların dış görünüşü birbirine benzer, 18 http://www.millifolklor.com

İLHAN BAŞGÖZ ÜN HALK EDEBİYATI ARAŞTIRMALARINA KATKISI İlhan Başgöz s Contributions to the Study of Turkish Folk Literature Prof. Dr. Mahir ŞAUL* ÖZ İlhan Başgöz un 1960 tan beri halk edebiyatının değişik alanlarında, özellikle halk hikâyesi konusunda yaptığı yayınlar edebiyatımıza önemli katkılar getirmiştir. Bu yazı Başgöz ün Amerika Birleşik Devletlerinde yayınladığı araştırmaları esas alarak bu katkıların bir zaman dizimini sunar ve daha geniş halk araştırmaları çerçevesi içinde değerlendirmesini yapar. Anahtar Kelimeler İlhan Başgöz, Türk Halk Edebiyatı, âşık edebiyatı ABSTRACT With publications starting in the early 1960s İlhan Başgöz made significant contributions to the study of Turkish folk literature, especially in the field of the hikaye form. This article considers this oeuvre on the basis of the chronology of his writings that appeared in English and places them within the broader context of folklore studies. Key Words İlhan Başgöz, Turkish Folk Literature, folktale, minstrel literature İlhan Başgöz 1961 yılında Amerika Birleşik Devletlerine geldikten sonra Türk folkloru üzerine İngilizce dilinde önemli yayınlar yaptı. O zamandan bu yana Türkiye ile ilişkisini de yakından sürdürdü, sık sık araştırma gezilerine ve yakınlarını görmeye geldi, Türkçe yayınlarını sürdürdü. 1979 yılında, sözgelimi, Âşık Ali İzzet Özkan in şiirlerini ve yaşamını kapsayan kalıcı bir kitap yayınladı. 1 Ancak İngilizce olarak Amerika da yaptığı yayınlar üniversite çevresi içinde tasarlanmış çalışmalar olarak önem taşımakla kalmaz, Başgöz ün en değerli akademik ürünlerini içerdikleri de söylenebilir. Bu araştırma ve yayınların kurumsal çevresi Indiana Üniversitesi nin (Bloomington) Türk Dili ve Edebiyatı Profesörlüğü oldu. Başgöz, Amerika da ilk bir kaç yılını California da (önce Los Angeles sonra da Berkeley de) geçirdikten sonra 1965 te Bloomington a gelip yerleşti; bu görevde 1997 yılına kadar kaldı. Bu tarihten itibaren de üniversitenin kurucusu olduğu Türk Araştırmaları Programı ile ilişkisini Emeritus (emekli profesör) olarak sürdürüyor. Bu görevde bulunduğu otuz küsür yıl içinde ve sonrasında yayımlamış olduğu İngilizce eserlerin büyük bir bölümünü Başgöz son yirmi yıl içinde kendi emeği ile Türkçe ye kazandırmıştır. Ancak bu yazıda bu İngilizce yayınları Amerika daki yayın sırasına göre ele alıp folklor çalışmalarına yaptıkları katkıları belirtmeye çalışacağım. Başgöz ün folklor yazılarını ele almadan, Amerika da yaptığı yayınların sadece bu konuyla sınırlanmadığını belirtmek gerekir. Başgöz Amerika Birleşik Devletlerine ilk olarak Ford Vakfının bir bursu ile cumhuriyet dönemi Türkiye eğitimi üzerine bir projeye katılmak maksadı ile geldi. Bu projenin niteliğini ve yurt dışına çıkabilmek için pasaport istediği zaman çektiği güçlükleri de Gönül Pultar ın yayımladığı uzun söyleşide etraflıca anlattı. 2 Bu eğitim projesinden ortaya çıkan ürün eğitim fakültesinin dekanı Howard E. Wilson ile birlikte hazırlanmış bir kitap olarak yayına sunuldu. 3 Uzun zaman bu kitap cumhuriyet dönemi eğitimi üzerine bilgi sahibi olmak * Illinois Üniversitesi Öğretim Üyesi, msaul@illinois.edu http://www.millifolklor.com 19