ÜNİTER YAPIDAN FEDERASYONA YUMUŞAK GEÇİŞ

Benzer belgeler
Atilla NALBANT ÜNİTER DEVLET. Bölgeselleşmeden Küreselleşmeye

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

ENSTİTÜ/FAKÜLTE/YÜKSEKOKUL ve PROGRAM: MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ-ELEKTRIK-ELEKTRONIK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ DERS BİLGİLERİ. Adı Kodu Dili Türü Yarıyıl

Partilerin 1 Kasım 2015 Seçim Beyannamelerinde Mahalli İdareler: Adalet ve Kalkınma Partisi

Yerel Yönetim Vizyonu. Emin Dedeoğlu , Eskişehir

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri

T.C. İZMİR İLİ URLA BELEDİYESİ MECLİS KARARI

KALKINMA AJANSLARINA VE 5449 NO LU KALKINMA AJANSLARININ KURULUŞU, KOORDİNASYONU VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUNA İLİŞKİN BİLGİ NOTU

T.C. ANTALYA VALİLİĞİ İl Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü

2012 YILI YATIRIM PROGRAMI NIN

Türkiye'de "Decentralization" Süreci

GENEL OLARAK DEVLET TEŞKİLATI SORULARI

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İL ÖZEL İDARELERİ PAYININ DAĞITIM VE KULLANIM ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İBRAHİM ARAP. e-posta: Tel: / : Dokuz Eylül Üni. Sosyal Bilimler Enst.

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

ADRES: Akdeniz Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Kamu Yönetimi Bölümü, Kampüs/Antalya

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 8. SINIF TÜRKİYE CUMHURİYETİ İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

YÖNETİMDE MERKEZDEN VE YERİNDEN YÖNETİM SİSTEMLERİ DOÇ.DR.HAKAN SUNAY A.Ü. SPOR BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

TURKIYE DE YEREL YONETIMLER: Doç.Dr. Ahmet MUTLU

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

Maliye Bakanlığı (BÜMKO) 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca bir önceki yılda Başbakan oluru ile iptal edilen boş sürekli işçi kadrolarını il

Ş U B A T MALİ YÖNETİM MERKEZİ UYUMLAŞTIRMA DAİRESİ 2006 YILI FAALİYET RAPORU BÜTÇE VE MALİ KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

4.DÖNEM DERS ÖĞRETİM PLANI

21- BÖLGESEL POLİTİKA VE YAPISAL ARAÇLARIN KOORDİNASYONU

Politika; (Latince kökenli) Şehir yaşamı ve bu yaşamı düzenleme anlamındadır.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 8. SINIF T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU PLANI VE KAZANIM TESTLERİ

III-13 KAMU İDARELERİNCE HAZIRLANACAK PERFORMANS PROGRAMLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI Balgat / ANKARA Tel: ; Faks: e-posta: sayistay@sayistay.gov.tr

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Bölgesel kalkınmada BKA ların genel görünümü

b. Mevzuat Çalışmaları ( Yasa ve Anayasa çerçevesinde yapılması gereken mevzuat çalışmaları )

TÜRKİYE DEMİRYOLU ULAŞTIRMASININ SERBESTLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI

TÜRKİYE DE YEREL YÖNETİMLER. Yerel Yönetimler Maliyesi Dersi

KAMU MALİ YÖNETİMİ VE KONTROL KANUNU

MALİ TAKVİM OCAK. - Maliye Bakanlığınca (BÜMKO) ayrıntılı harcama programı vizeleri yapılır.

Prof. Dr. Semih ÖZ Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

SAĞLIK VE MİLLİ GÜCE ETKİSİ

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü DAĞITIM YERLERİNE

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

Sirküler Rapor Mevzuat /33-1 BAĞIMSIZ DENETİME TABİ OLACAK ŞİRKETLERİN BELİRLENMESİNE DAİR KARARDA DEĞİŞİKLİK YAPILDI

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Maliye Bakanlığı Tebliğin Adı. Kurum

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

YEREL YONETİMLERDE PLANLAMA VE BÜTÇELEME. Prof. Dr. H. Hakan Yılmaz AÜ SBF Maliye Bölümü

YEREL YÖNETİMLERDE STRATEJİK PLAN ve UYGULAMA ÖRNEKLİ PERFORMANS ESASLI BÜTÇE. Dr. Ali İhsan ÖZEROĞLU Hatice KÖSE

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ...


Türkiye Milli Eğitim Sisteminin Yasal Dayanakları. 2. Eğitim ve Öğretimi Düzenleyen Yasalar. 3. Milli Eğitim Şuraları. 4.

AÇIK SİSTEM. Sistemler, çevrelerinden girdiler alarak ve çevrelerine çıktılar sunarak yaşamlarını sürdürürler. Bu durum, sisteme; özelliği kazandırır.

T.C. KUZEY ANADOLU KALKINMA AJANSI 2014 YILI BÜTÇESİ

Hibe Programını Uygulayan Kuruluş. Türkiye İş Kurumu , Avrupa Birliği Bakanlığı. Sivil Toplum Geliştirme Merkezi

SAĞLIK HİZMETLERİNDE HALKLA İLİŞKİLER

( tarih ve Mükerrer Sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır) Harcama Yetkilileri Hakkında Genel Tebliğ (Seri No: 1)

Tarımın Anayasası Çıktı

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

İktisat Tarihi I. 5/6 Ocak 2017

T.C VAN İLİ GENEL MECLİSİ

MAHALLİ İDARE BİRLİKLERİ

SAĞLIK YÖNETİMİ TÜRKİYE DE SAĞLIK HİZMETLERİNİN GELİŞİMİ VE ÖRGÜTLENMESİ

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Public Sector Budget in Turkey Türkiye de Kamu Kesimi Bütçesi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ


AFET YÖNETİM SİSTEMLERİ

HOCAİLYAS ORTAOKULU. ÜNİTE 1: Bir Kahraman Doğuyor T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK-8

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

KAMU YÖNETİMİ KAMU YÖNETİMİ YRD.DOÇ.DR. BİLAL ŞİNİK

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLERİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

YERELYÖNETİM TARKANOKTAY

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

10.HAFTA Ulusal sağlık politikaları

tepav Eylül2011 N POLİTİKANOTU Yerelde Siyasi Sorumlulukla Hizmet Sorumluluğunun Örtüşmemesi ve Seçim Sisteminden Kaynaklanan Temsil Sorunları

PROGRAM YÖNETİMİ BİRİMİ 2009 YILI FAALİYET RAPORU

KAMUNUN SAĞLIK VE SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMLERİ STRATEJİK ÖNEMDEDİR

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26313

Üst Ölçekli Planlar Mekansal Strateji Planı

GÜNEY EGE KALKINMA AJANSI BİLGİLENDİRME SUNUMU

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

KALKINMA BAKANLIĞI DESTEKLERİ DOĞU KARADENİZ KALKINMA AJANSI

Onbirinci Bölüm: İl Özel İdaresinde Mali Yönetim ve Bütçe. Bölüm Hedefleri. Anahtar Kavramlar. İlgili Mevzuat

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

Transkript:

ÜNİTER YAPIDAN FEDERASYONA YUMUŞAK GEÇİŞ Jeopolitik Dergisi, Eylül 2006 Yıldırım Koç Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında 5449 sayılı Kanun 25 Ocak 2006 tarihinde kabul edildi ve 8 Şubat 2006 tarihli Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanun tasarısı 2 Temmuz 2005 günü TBMM Genel Kurulu nda görüşülmeye başlandı. İlk 25 maddesi hızla kabul edildi. Ancak kamuoyunda başlayan bazı tartışmalar sonrasında tasarının görüşülmesi durduruldu. Tasarı 2006 yılı Ocak ayında yeniden ele alındı ve 25 Ocak 2006 günü kabul edildi. Tasarının ilk ortaya çıkışında bölge kalkınma ajansı kavramı kullanılıyordu. Tartışma sürecinde bölge sözcüğü çıkarıldı. Ancak, yasa dikkatle okunduğunda ortaya çıkan tablo, yaşamın her alanında ulusal düşünmek yerine bölgesel düşünme ve davranma alışkanlığını yerleştirme çabasıdır. 5449 sayılı Yasayla öngörülen düzenleme, Türkiye Cumhuriyeti nde üniter yapıdan federasyona yumuşak geçiş çabalarının bir unsurudur. Federasyon ise Türkiye nin parçalanmasının ilk adımıdır. Yasanın teknik içeriği Dergide yer alan başka yazılarda ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Bu yazı, kalkınma ajanslarını genel bir stratejinin neresinde yer aldığını incelemeyi amaçlamaktadır. Yasa bu açıdan incelendiğinde iki özellik öne çıkmaktadır: - Merkezi idare zayıflatılarak yerel yapılanmalar güçlendirilmektedir; - Bölgesel düzeydeki faaliyetlerin finansmanında Avrupa Birliği kaynakları önem kazanmaktadır. Yasa, ulusal düzeyde planlamanın fiilen ortadan kaldırıldığı bir dönemde, bölgesel planlamayı temel almaktadır. Ayrıca, Ajansın Görev ve Yetkileri başlıklı 5. maddede, bölge merkezli bir çabanın ön planda olduğu açıkça görülmektedir. Görev ve yetkilerde yer alan geniş tanımlı düzenlemeler, kalkınma ajanslarının çok geniş yetkiler kullanabilmesine olanak tanımaktadır. Amaç, üniter yapı içinde merkezi idarenin yerine getirmesi gereken görevlerin yerel düzeydeki yapılara devridir. Bu süreçte Avrupa Birliği fonlarından yararlanılması önemli bir unsurdur. Böylece, Türkiye nin kalkınma öncelikleri yerine, Avrupa Birliği nin Türkiye politikaları uygulanacaktır. Kaynak sağlayan Avrupa Birliği nin görevlileri de yerel düzeydeki faaliyetlerin her aşamasında hazır bulunacaklar, istihbarat toplayacaklar, kurdukları ilişkiler ve ellerindeki mali imkanlar aracılığıyla müdahaleler ve yönlendirmeler yapacaklardır. Avrupa Birliği, Türkiye de azınlık yaratma çabalarında böylece çok geniş olanaklara kavuşacaktır. Bu noktada sorulması gereken ilk soru, kalkınma ajansları düzenlemesinin hangi dinamiklerin sonucunda gündeme geldiğidir. Ulusal yapılar yerine yerel ve bölgeler yapılar oluşturmanın veya üniter yapı yerine federasyonlaşmanın araçlarından biri olan kalkınma ajansları, hem Avrupa Birliği nin, hem de laik cumhuriyete karşı olanların stratejilerinin bir parçasıdır. Bu noktada da emperyalist güçlerle laik cumhuriyet karşıtlarının bir ittifakı söz konusudur. Emperyalist güçler Türkiye yi parçalamaya çalışmaktadır. Laik cumhuriyete karşı olan yasadışı örgütlenmeler de amaçladıkları düzeni kurmada bu hedefe uygun hareket etmektedir. 1

Türkiye Cumhuriyeti nin kurulmasında merkeziyetçilik ve devletçilik kullanılmıştır. Laik ve demokratik bir cumhuriyet olan Türkiye Cumhuriyeti ne saldıranlar da merkeziyetçilik yerine yerelleşmeyi, devletçilik yerine özelleştirmeyi hedeflemektedir. Osmanlı İmparatorluğu merkezi feodal bir yapıydı. Çok farklı kökenlerden oluşan bir halkı vardı. 19. yüzyılın ikinci yarısında yarı-sömürgeleşmişti ve emperyalist güçler artık Osmanlı İmparatorluğu nun paylaşılmasına karar vermişti. Halk, dini kimliğe göre belirlenmiş millet lerden oluşuyordu. Diğer bir deyişle, mozaik gibi bir yapıya sahipti; birbiriyle bağlantılı; ancak bütünleşmemiş bir yapı. Yarı-sömürgelik, ülke ekonomisinin emperyalist sistemin uzantısı olması anlamına geliyordu. Bütünleşmiş bir iç pazar yerine, içe dönük yerel ekonomik birimler ile emperyalizmle bütünleşmiş yapılar iç içeydi. Emperyalistler Osmanlı yı paylaşma kararını verince, henüz çağdaş bir millet in oluşmadığı ülkede çeşitli etnik ve dini yapılanmalar arasında kolayca çelişkiler yaratabildiler ve işbirlikçiler bulup Osmanlı ya karşı ayaklanmalar örgütleyebildiler. Devleti kurtarmaya çalışan insanlar, emperyalizmin bu çözücü etkisine karşı Osmanlıcılık ı geliştirmeye çalıştı. Amaç, farklı kökenlerden ve inançlardan insanlardan çağdaş bir Osmanlı milleti yaratmaktı. 19. yüzyılın ikinci yarısındaki bu girişimler başarılı olamadı; çünkü bu toplumsal ve siyasal süreci tamamlayacak bir ekonomik altyapı yoktu. Ayrıca, kamu hizmetleri sınırlıydı ve bunlar ağırlıklı olarak yerel yönetimler eliyle sunuluyordu. İttihat ve Terakki de ilk başlarda Osmanlıcı idi. Ancak gerek bu girişimlerin özellikle Ermeni ve Rumlardan gelen ihanetle başarısızla sonuçlanması, gerek Türkçülüğün bu dönemde gelişmesi, bu politikadan vazgeçilmesine yol açtı. İttihat ve Terakki, Osmanlıcılıktan Türkçülüğe geçti ve Türklük temelinde bir millet yaratmaya çalıştı. Türkçülüğün geliştiği en önemli merkez olan Türkocakları 1912 yılında kuruldu. Ancak bu Türkçülük, soy temelinde bir bütünlük olarak algılandı ve hareket içinde Turancılığa kaymalar da yaşandı. Bir milletin yaratılmasında ekonomik altyapının önemini kavrayan İttihat ve Terakki önderleri, milli iktisat uyguladılar; bir yerli burjuvazi yaratmaya çalıştılar. Ancak anti-emperyalist mücadelenin ön planda olmadığı bir yarı-sömürgede bir yerli (ve milli) burjuvazi yaratma ve bu yolla ülkede iç pazarı bütünleştirerek bir milletin oluşumu için altyapı oluşturma girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı. Atatürk ün en büyük katkısı, Osmanlıcıların yapamadığını başarmasıdır. Osmanlıcılar, farklı köken ve inançlardan insanlardan bir millet yaratmaya çalışmışlardı; başaramamışlardı. Atatürk, farklı köken ve inançlardan insanlardan bir millet yarattı. Bilindiği gibi, Atatürk ün Türk milleti tanımı şöyledir: Türkiye Cumhuriyeti ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir. Atatürk ün, dehasının ötesinde ilk şansı, emperyalizmin açık saldırısı ve işgali oldu. Milletin oluşmasında ortak düşman önemlidir. Anadolu ve Trakya nın farklı kökenlerden ve inançlardan insanlarını birleştiren ortak düşman emperyalizmdi. Düşman somuttu ve saldırgandı. İşgalcilerin yaptıkları zulüm, kitle iletişim araçlarının gelişmediği bir dönemde bile hızla duyuluyordu. Mustafa Kemal Paşa, Osmanlıcıların hiçbir zaman sahip olmadıkları bu avantajı, yerel direnişleri ulusal bir hareket içinde bütünleştirerek çok iyi değerlendirdi. Yerel direniş örgütleri, Sivas ve Erzurum Kongrelerinde bütünleştirildi ve bir milletin yaratılmasında ilk adım atıldı. Atatürk ün Türk milletini yaratmadaki ikinci şansı, İmparatorluğun son dönemlerinde Ermenilerin çoğunun ve 1919 yılından itibaren de ülkedeki Rumların çoğunun emperyalistlerle işbirliği ve vatana ihanetleriydi. Tehcir ve mübadele sonrasında halk içindeki farklılıklar göreceli olarak azalmıştı. Atatürk, Türk milletinin oluşturulmasında ekonomik altyapının ve merkezi idare eliyle kamu hizmeti götürmenin öneminin çok iyi bilincindeydi. Başarılı bir Bağımsızlık Savaşı nın sağladığı güç ve itibarı da kullanarak, daha savaş döneminden başlayarak savunduğu devletçiliği gündeme getirdi. Bu tercihte, büyük olasılıkla, Almanya nın ve Japonya nın sanayileşmesinde devletin rolü, 2

Almanya da Birinci Dünya Savaşı sırasında uygulanan planlama ve dönemin stratejik müttefiki Sovyetler Birliği nin uyguladığı politikaların da etkisi oldu. Ancak bunların ötesinde, yeni bir milletin oluşturulmasında burjuvazinin girişimlerine güvenilemeyeceğini İttihat ve Terakki deneyiminde yaşamış olan Atatürk ün bu rolü devletçiliğe vermiş olduğu da düşünülebilir 1. Ayrıca, emperyalist güçlerin Osmanlı nın sömürgeleştirilme ve yıkılış sürecinde ve İstiklal Savaşı sırasında etnik kimliği de kullanmış olmaları, kamu hizmetlerinin sağlanmasında merkezi idarenin rolünü de öne çıkarttı. 1921 Anayasasında en temel kamu hizmetlerinin yerel yönetimler eliyle yerine getirilmesi öngörülüyordu. 1921 Anayasasının 11. maddesi aşağıda sunulmaktadır: Vilayet, mahalli umurda manevi şahsiyeti ve muhtariyeti haizdir. Harici ve dahili siyaset, şer i, adli ve askeri umur, beynelmilel iktisadi münasebet ve hükümetin umumi tekalifi ile menafii birden ziyade vilayata şamil hususat müstesna olmak üzere Büyük Millet Meclisince vaz edilecek kavanin mucibince Evkaf, Medaris, Maarif, Sıhhiye, İktisat, Ziraat, Nafia ve Muaveneti İçtimaiye işlerinin tanzim ve idaresi Vilayet Şuralarının salahiyeti dahilindedir. İç isyanlar sonrasında bu anlayış değiştirildi. 1924 Anayasasında merkezi idarenin yetki ve sorumlulukları belirleyici oldu. Atatürk, yerel yönetim mi, merkezi idare mi? sorusuna, merkezi idare; özel sektör ve yabancı sermaye mi, devletçilik mi? sorusuna da devletçilik yanıtını vererek Türk milletini yarattı. Farklı etnik kökenlerden ve inançlardan insanlardan Türk milletinin yaratılmasında iki konuda önemli bir tercih yapıldı: - Devlet, yerel yönetimler temelinde değil, merkezi idare temelinde inşa edildi ve en önemli kamu hizmetlerinin merkezi idare tarafından halka sunulması kararlaştırıldı. - Ekonomide, sağlık hizmetlerinde, eğitimde ve diğer en önemli alanlarda, yerli özel sektör veya yabancı sermayeye değil, devletçiliğe önem verildi. Mustafa Kemal Paşa, bu politikalara daha 1921-22 yıllarında karar verdi ve zaman içinde istikrarlı bir biçimde uyguladı. Türkiye gibi dünyanın en önemli jeostratejik konumlarından birine sahip bir ülkede farklı kökenlerden ve inançlardan insanlardan Türk milletinin yaratılmasında, merkezi idareye dayalı devlet yapısı ve devletçilik belirleyici rol oynadı. Ancak, ulusötesi sermaye ve Türkiye ye saldıran emperyalist güçler (ABD emperyalizmi ve AB emperyalizmi), 1980 li yıllardan itibaren hem devletçilik yerine özelleştirme, hem de merkezi yönetim yerine yerelleşme saldırısını başlattı. Sovyetler Birliği nin varlığını sürdürdüğü ve emperyalizmin Türkiye de bu nedenle etkili olduğu 1991 öncesi dönemde, özelleştirme ve yerelleşme girişimleri sınırlı kaldı. Ancak 1991 yılında Sovyetler Birliği nin çökmesi ve Türkiye nin ABD emperyalistleri tarafından Ortadoğu da kullanılmasına izin verilmemesi üzerine, emperyalistlerin özelleştirme ve yerelleştirme yoluyla Türkiye yi parçalama girişimleri aniden yoğunlaştı. Bu girişimler, özellikle AKP iktidarları döneminde çok etkili bir biçimde uygulandı 2. 1 Türk milletinin oluşumunda devletçiliğin rolü konusunda ayrıntılı bilgi için bkz. Yıldırım Koç, Özelleştirme, Türkiye yi Parçalamanın Bir Aracı, Kaynak Yay., İst., Aralık 2005. 2 Yerelleşme ille de özelleştirme ile birlikte gelişmek zorunda değildir. Yerelleşme (veya eyaletleşme) sağlandıktan sonra, bazı hizmetler belediyeler tarafından kamu hizmeti olarak sağlanabilir. Merkezi devletin elindeki kamu hizmetleri (devletçilik) ulusu bütünleştirirken, belediyelerin elindeki kamu hizmetleri, ulusu bölmede etkili bir biçimde kullanılabilir. 3

AKP nin yerelleşme doğrultusudaki en önemli adımı, 2003 yılı Aralık ayında gündeme geldi. Kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasına ilişkin yasa tasarılarında sağlığın yanı sıra eğitim hizmetlerinin de yerelleştirilmesi öngörülüyordu 3. Gelen tepkilerin ardından tasarıda bazı değişiklikler yapıldı ve 5227 sayılı Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun 17 Temmuz 2004 tarihinde kabul edildi. Sayın Cumhurbaşkanımız bu kanunu 7 Ağustos 2004 tarihinde bir defa daha görüşülmesi amacıyla TBMM Başkanlığı na geri gönderdi. Ancak AKP nin yerelleştirme girişimleri parça parça kararlı bir biçimde sürdürüldü. 10.7.2004 gün ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu ile, büyükşehirlerin belediye sınırları 50 kilometreye kadar genişletildi ve İstanbul ve Kocaeli nde ise illerinde tüm arazi belediyelerin denetimine devredildi. 6.1.2005 gün ve 5283 sayılı Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Ait Sağlık Birimlerinin Sağlık Bakanlığı na Devredilmesine Dair Kanun ile, SSK sağlık tesisleri Sağlık Bakanlığı na devredildi. Cumhurbaşkanımızın TBMM Başkanlığı na iade ettiği 5227 sayılı Kanunda Sağlık Bakanlığı nın taşra teşkilatının yerel yönetimlere devredilmesi öngörülüyordu. Halen üzerinde çalışılan bir tasarıya göre, bu düzenleme yeniden gündemdedir ve devlet hastaneleriyle birlikte eski SSK sağlık tesisleri de yerel yönetimlere devredilecek; ulusal bütünlük açısından son derece önemli olan sağlık hizmetleri yerelleştirilecektir. 13.1.2005 gün ve 5286 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Kaldırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü kaldırıldı ve personeli ve araç-gereçleri yerel yönetimlere devredildi (İstanbul ve Kocaeli de büyükşehir belediyelerine, 79 ilde il özel idarelerine). 22.2.2005 gün ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ile merkezi idarenin bazı görevleri il özel idarelerine devredildi. 26.5.2005 gün ve 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu ile yerel yönetimlerin bölgesel birlikler kurabilmeleri düzenlendi.aynı kanunla, köylere hizmet götürme birlikleri kurulmaya başlandı. Köylere hizmet götürme birliklerine ilişkin maddede 29 Aralık 2005 gün ve 5445 sayılı Kanunla bir değişiklik de yapıldı. Maddenin halen yürürlükte bulunan biçimine göre (Madde 18), İlçelerde, tarım ürünlerinin pazarlanması hariç olmak üzere, yol, su, kanalizasyon ve benzeri altyapı tesisleri ile köylere ait diğer hizmetlerin yürütülmesine yardımcı olmak, bizzat yapmak, yaptırmak ve kırsal kalkınmayı sağlamak üzere, tüm köylerin iştiraki ile o ilçenin adını taşıyan, köylere hizmet götürme birliği kurulabilir. Bakanlar Kurulu, bu konuda genel izin vermeye yetkilidir. Bakanlar Kurulu kararıyla çeşitli yörelerde köylere hizmet götürme birlikleri kurulmaktadır. Böylece, köye hizmet götürme iyice yerelleştirildi. Bu çalışmalara paralel olarak, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü bünyesinde KÖYDES (Köylerin Altyapısının Desteklenmesi Projesi) gerçekleştirildi. KÖYDES in ifade edilen amacı, köylerin ve bağlılarının içmesuyu ve yol sorunlarının, Vali ve Kaymakamların önderliğinde, İl Özel İdareleri ve Köylere Hizmet Götürme Birlikleri aracılığı ile mahalli imkan kabiliyetlerin en verimli bir şekilde kullanılarak, kısa sürede ve en düşük maliyetle çözümlemek tir. KÖYDES projesi, 2005 yılı Nisan ayından beri uygulanmaktadır. Yüksek Planlama Kurulu nun 1 Mart 2006 günlü Resmi Gazete de yayımlanan 2006/3 sayılı Kararı, önümüzdeki dönemde köye yönelik hizmetlerin yerine getirilmesi konusunda önemli bir yeniden yapılanmanın gündemde olduğunu göstermektedir. 2006 yılında köylere hizmet götürülmesi için 2 katrilyon lira (2 milyon YTL) aktarılmaktadır. Bu paranın yarısı köy yollarının yapımında, 600 bin YTL lik bölümü köy içmesuları için, 340 bin YTL lik bölümü toprak ve küçük su kaynaklarının geliştirilmesi amacıyla ve 60 bin YTL lik bölümü de köy kanalizasyonları için kullanılacaktır. Yüksek Planlama Kurulu 3 Tasarılara ilişkin ayrıntılı bilgi için bkz. Y.Koç, Yerel Yönetimler Reformu: Devleti Yeniden Yapılandırmak mı, 81 Eyalete Parçalamak mı?, Jeopolitik, Bahar 2003, Yıl 2, Sayı 6, s.102-119. 4

kararına göre, tahsis edilen ödeneklerin Köylere Hizmet Götürme Birlikleri (KHGB) aracılığıyla kullanılması veya kullandırılması esastır. Yerelleşme ve bölgeselleşme konusunda başka girişimler de gündemdedir. Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan 28 Haziran 2008 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan a sunduğu bir raporda asgari ücretin her bölgede farklı belirlenmesini istedi. Aynı talep 2006 yılı Temmuz ayı başlarında, ABD ve AB nin denetimindeki IMF den de geldi 4. Elektrik üretim, iletim ve dağıtımında da özelleştirme ve ulusal düzeydeki düzenlemelerden bölge esaslı düzenlemelere geçiş çalışmaları sürdürülmektedir. 25.1.2006 gün ve 5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun un yerelleşme doğrultusundaki düzenlemeleri bu gelişmeler ışığında değerlendirilmelidir. Yerelleşme ve özelleştirme, Türkiye de devleti zayıflatacak, devlet-ulus ilişkisini gevşetecek, farklı kökenlerden oluşan Türk milletinin bütünleşmesine büyük darbe indirecektir. Kalkınma ajansları bu genel saldırının bir unsuru olarak değerlendirildiğinde daha da büyük bir önem kazanmaktadır. 4 Bkz. 12 Temmuz 2006 günlü gazeteler. 5