MEMORIAL YURTDIŞINDA DA BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR



Benzer belgeler
MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

TC SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ ANTALYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

Kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri...

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

TROMBOSİTOPENİ KONTROLÜ

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

KALP KRİZİNDE İLK MÜDAHALE VE STENTLİ HASTANIN YAŞAMI. Uzm.Dr. Selahattin TÜREN Kardiyoloji Bölümü

PIHTIÖNLER (KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI }EDOKSABAN (LİXİANA)

KANSER TANIMA VE KORUNMA

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

HEPATİTLER (SARILIK HASTALIĞI) VE KRONİK BÖBREK HASTALIKLARI VE

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi. Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Prof. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

Sağlıklı Kan Basıncı Sağlıklı Kalp Atımı

KAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?

Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor

Eğer metabolizmanızda bir sorun varsa, başta kilo kontrolünüz olmak üzere vücudunuzdaki pek çok şey problemli hale gelir.

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

Aşırı Sıcaklarda Alınması Gereken Önlemler

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

MEME KANSERİ Erken tanı konulduğunda şifa şansı son derece yüksek bir kanser türüdür.

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

Hisar Intercontinental Hospital

Aşırı Sıcakların Sağlık Üzerine Etkileri

Kan basıncının normalden fazla olmasıdır. Büyük tansiyon 140 mm Hg veya küçük tansiyon 90 mm Hg dan fazla ise yüksek tansiyon olarak kabul edilir.

Zehirlenmelerde İlkyardım. Zehirlenmeler. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın Acil Tıp AD

KOAH VE EGZERSİZ KOAH TA EGZERSİZ TAVSİYELERİ

Damar Tıkanıklığı Nedir ve Belirtileri Nelerdir?

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan

HODGKIN DIŞI LENFOMA

Menopozda Öz-bakım. Doç.Dr.Nevin Hotun Şahin İ.Ü Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

Mebusevleri M. Anıt C. Şafak A. 8/ Tandoğan Ankara 1

Sigaranın Vücudumuza Zararları

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

Kan Kanserleri (Lösemiler)

neden az yağlı az kolesterollü diyet?

SAĞLIKLI KALP İÇİN AKTİF YAŞAM

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

Yasemin ELİTOK. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi. Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD, Erzurum

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır.

Pankreas, midenin arkasında karın içine yerleşmiş bir organdır. Gıdaların sindirim ve kullanımında büyük rol alır. Vücut için önemli hormonlar

YANIK, DONMA VE SICAK ÇARPMASINDA İLKYARDIM


Vücudumuzda oluşan tümör hücrelerini yok etmek için uygulanan ilaç tedavisine kemoterapi denir.

Anne Sütünün Önemi. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi

YAZIN NÜKSEDEN HASTALIKLARA KARŞI DİKKAT - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

MEME KANSERİ TARAMASI

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı. VEREM HASTALIĞI ve VEREM HAFTASI

PLASTİK CERRAHİ MEME ESTETİĞİ

MERVE SAYIŞ TUĞBA ÇINAR SEVİM KORKUT MERVE ALTUN

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

Reflü Hastaları Ne Yapmalı?

GEBELİK VE LOHUSALIK

GRİP İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ 2008

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın

AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR

Endometriozis. (Çikolata kisti)

KEMIK ERIMESI ERKEKLERI DE TEHDIT EDIYOR


ÇOCUKLARDA BESLENME. Dr.Belkıs Kütük Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Liv Hospital Ankara

İLK YARDIM DENEME SINAVI Aşağıdakilerden hangisi yaşam bulgusu değildir? A) Bilinç. B) Solunum ve dolaşım. C) Vücut ısısı kan basıncı

PIHTIÖNLER(KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI DABİGATRAN(PRADAXA)

DİYABETİK AYAK NEDİR? FİZYOPATOLOJİK SÜREÇ

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

Op Dr Aybala AKIL. ACIBADEM Bodrum Hastanesi

KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU

Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU

MASTEKTOMİ VE HEMŞİRELİK BAKIMI. Uzm. Hem. Emine Üstünova Acıbadem Atakent Hastanesi 6. Kat Sorumlu Hemşiresi

Spor yaralanmaları ve tedavi yöntemleri

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

LENFATİK VE İMMÜN SİSTEM HANGİ ORGANLARDAN OLUŞUR?

Gebeliğiniz süresince Doğum Öncesi Bakım Hizmetleri;

OKUL ÇAĞINDA BESLENME

9. Sigarayı bırakma zamanı

BUNAMA (DEMANS) NEDİR?

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI PASİF ETKİLENİM

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

DIŞ KULAK YOLUNDAN YABANCI CİSİM / POLİP ÇIKARTILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

KULLANMA TALİMATI. CASODEX film tablet 28 tablet içeren ambalajda sunulmaktadır.

Meme Kanseri Nedir? Kimler Risk Altındadır?

DENGELİ BESLENME NEDİR?

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı. Cildimiz, yaşlanma belirtilerini en belirgin olarak yansıtan organdır.

VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER. Boşaltım Sistemi

Kemoterapi Hastalarında Tedavi Uyumunun Arttırılmasında Eczacı Danışmanlığı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Kilomdan ben mi memnun değilim çevremde ki kişiler mi?psikolojik olarak yaşam şeklimi değiştirmeye hazır mıyım?

SICAK ÇARPMASI ELEKTRİK-YILDIRIM ÇARPMASI. Dr. Mehmet TUĞRUL İ.Ü.İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji AD.

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI VE VEREM HAFTASI

Anjiyografi Bilgilendirme Formu

Diyabette Bakım,Takip ve İzleme. İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD Endokrinoloji,Diyabet ve Metabolizma Uzm.Hem.

09/11/2015 BEYAZ KAN HÜCRELERİ. Lökosit ya da akyuvarlar olarak adlandırılan beyaz kan hücresi, kemik iliğinde üretilir.

9-ZEHİRLENMELERDE İLKYARDIM

gereksinimi kadar sağlamasıdır.

Transkript:

önsöz MEMORIAL YURTDIŞINDA DA BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR Uğur Genç Memorial Sağlık Grubu Ceo Geçtiğimiz yıl özellikle İstanbul ve Antalya daki hastanelerimiz 92 farklı ülkeden yaklaşık 18.500 yabancı hastaya hizmet verdi. 1 MEMORY Son verilere göre; 2013 yılında yaklaşık 5 milyon kişi sağlık turizmi için dünyanın çeşitli ülkelerine seyahat etti. Bu rakam, yaklaşık 25 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğü anlamına geliyor. Geçtiğimiz yıllarda hastalar ileri sağlık teknolojilerinden yararlanmak ve daha kaliteli hizmet alabilmek için gelişmiş ülkeleri tercih ederken, son yıllarda sağlık hizmetlerinin pahalı olması ve uzun bekleme süreleri gibi nedenlerle bu seyahatler Hindistan, Tayland, Malezya, Singapur ve Güney Kore gibi gelişmekte olan ülkelere kaydı. Kaliteli sağlık hizmeti, ileri teknolojik imkanlar, uluslararası akreditasyona sahip sağlık merkezlerinin varlığı ile Türkiye de sağlık turizminde en çok tercih edilen ülkeler arasında yer almaya başladı. Ülkemiz, coğrafi yakınlığının da katkısı ile Balkanlar, Rusya, Ukrayna, Orta Asya ülkeleri, Ortadoğu, Güney komşularımız ve Kuzey Afrika dan 800 milyon kişilik bir nüfusa hizmet sunabilir durumdadır. Memorial Sağlık Grubu olarak sağlık turizmindeki bu potansiyelin farkındayız ve 2006 yılından beri sağlık turizmi konusunda kapsamlı çalışmalar yapıyoruz. Geçtiğimiz yıl özellikle İstanbul ve Antalya daki hastanelerimiz Organ Nakli, Kemik İliği Nakli, Kalp ve Damar Cerrahisi, Ortopedi ve Travmatoloji, Estetik Cerrahi ve Tüp Bebek gibi bölümlerde 92 farklı ülkeden yaklaşık 18.500 yabancı hastaya hizmet verdi. Grubumuz bünyesinde Antalya da bulunan Medstar Antalya Hastanesi ile onkoloji ve hematoloji ayağında yurtdışından gelen hastalara kapsamlı bir tedavi imkanı da sunuyoruz. İstanbul da yaz sonunda açacağımız Onkoloji Merkezimiz de yurtdışı hastalarımız için önemli bir cazibe merkezi olacak. Sektördeki en yeni teknolojik cihazlarla kuracağımız merkezde şu an poliklinik olarak hizmet veren medikal onkoloji ve onkolojik cerrahi bölümlerine eklenecek radyasyon onkolojisi ile tüm bölümleri tek bir çatı altında toplayacak ve hastalara entegre bir hizmet sunuyor olacağız. Yurtdışı pazarlama aktiviteleri kapsamında Bakü, Tiran, Saraybosna, Kazan ve Duhok da ofislerimiz bulunuyor. Yakın zamanda Erbil ve Moskova da da yeni ofislerimiz açılacak. Ofislerimizde görev yapan ekiplerimiz sayesinde o ülkedeki hastalara ve doktorlara Memorial hizmet farkını anlatıyoruz. Lokasyonlarımızda ve yurtdışında görev yapan yaklaşık 55 kişilik uluslararası pazarlama departmanı çalışanları aracılığı ile hastalarımızı havaalanında karşılayıp, ülkelerine dönene kadarki tüm süreçte yanlarında olup farklı bir ülkede olduklarını onlara hissettirmemeye çalışıyoruz. Katıldığımız yurtdışı fuarları, yine farklı ülkelerde gerçekleştirdiğimiz sosyal sorumluluk projeleri, her ülkeye özel geliştirdiğimiz reklam kampanyaları ile birçok ülkede Memorial markasını ve ülkemizi tanıtma fırsatı buluyoruz. Önümüzdeki dönemde de yeni ülkelerde farklı projelerimizi hayata geçirerek, ülkemizin geleceğinde daha da önemli hale gelecek sağlık turizmine destek vermeye ve Memorial markasını dünyaya tanıtmaya devam edeceğiz. Sağlıcakla kalın. Sağlıkla Kalın,

16 İçİndekİler YAZ 2014 04 Sağlıklı Bir Tatil 20 Uyku Sırasında İçin Dikkat Etmeniz Nefesiniz Duruyorsa Gerekenler 22 Yeni Yaşam Tarzı 05 Tatilde de Formunuzu İyi Hissederek Kilo Koruyun Verme 06 07 08 10 12 14 16 18 Çocuğunuzla Sağlıklı Tatilin Püf Noktaları Tatile Çıkmadan Alacağınız Önlemlerle Cildinizi Koruyun Meme Kanseri İle İlgili En Sık Sorulan Sorular Meme Kanserinde Akıllı İlaçlarla Kişiye Özel Tedavi Ameliyatsız Aort Kapağı Değişimi TAVI Kalpte Ritim Bozukluğu İnme Riskini 5 Kat Artırıyor Aşil Tendonu Kopması Ameliyatsız Tedavi Edilebilir Kronik Böbrek Hastalığı Belirti Vermeden Sinsice İlerleyebilir 2 MEMORY 23 24 26 28 30 31 32 34 36 Botoksla Aşırı Terleme Tedavisi Obezite Böbrek Taşı Riskini Artırıyor Yaşlanmayı Geçiktirin Tüp Bebek Tedavisinde En Zor Senaryo: Az Yumurta Sayısı. Peki Çözüm? Hamilelik Döneminde Şeker Hastalığı Korkunuz Olmasın Doğum Yönteminizi Belirleyin Düzensiz Adet Kanamaları Hastalık Habercisi Olabilir Çocuklarda Yaz İshalleri Tehlikeli Olabilir Çocuklarda Lenf Bezi Büyümesini Önemseyin 48 38 40 42 44 46 48 50 Safra Kesesi Taşı Ameliyat İzi Oluşmadan Alınıyor Kalp Damar Hastalıklarının Tedavisi Kişiye Özel Belirlenmeli Varikosel Tedavisinde Mikrocerrahi Tekniği Başarı Şansını Artırıyor Cerrahi Kanser Tedavisinde Bilinmesi Gerekenler Reflü Hastalığında Cerrahi Öncesi Altın Dönem Tokalaşırken Dirseğiniz Ağrıyorsa Damar Tıkanıklığının Tedavisi Dikkat Gerektiriyor 6

YAZ 2014 3 58 10 52 Sinüzitle Başa Çıkmak 63 Mümkün 54 56 57 58 60 61 62 Miyomların Konforlu ve Kesin Tedavisi İçin İleri Yaşta Kalça Kırığı Yaşamı Tehdit Ediyor Kıl Dönmesinde Cerrahi Yöntemler Kalıcı Tedavi Sağlıyor ÇocUğunuzu Sünnet Ettirirken Dikkat Etmeniz Gerekenler 13 Yıl Sonra Gelen İkiz Mutluluk Antalya da İlk Kez Küçük Kesi İle Kalp Kapağı Tamiri Kanseri yendi yaşama Üçüncü Kez Tutundu 28 64 66 67 68 69 70 72 Dünyada ilk Kez Bernard SoulIer Sendromu Hastaya Böbrek Nakli Yapıldı MEMORIAL ŞİŞLİ HASTANESİ NDE ONKOLOJİ ALANINDA YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR 3. MemorIal Ortopedi Günü Ünlü Cerrahları Bir araya Getirdi Prof. Dr. Münci Kalayoğlu Dünyanın Yaşayan En Yaratıcı 20 Çocuk Cerrahı Arasında Prof. Dr. Semra Kahraman Başkanlığında İki Uluslararası Etkinlik MemorIal Sanat Galerileri 10. MemorIal Geleneksel Çocuk Resim Yarışması Sonuçlandı Anlaşmalı Kurumlar Memorial Sağlık Grubu Yatırımları A.Ş. adına Turgut Aydın Yayın Direktörü Yeliz Soydan Şengün Medya ve İletişim Koordinatörü Yayın Kurulu Esra Aydemir, Binhan Urfalı, Yasemin Aktaş, Yasemin Gül, Fulya Daldal, Selin Konu, Ahsen Diner, Melis Öztürk, Elif Çetin, Hatice Yörük, Yılmaz Tarancı, Mustafa Çiçek, Seçil Özer Tasarım Zerrin Sogul, Ceren Yörük, Suna Köse, İrem İpekbayrak İLETİŞİM Memorial Genel Müdürlük Kaptan Paşa Mahallesi, Piyale Paşa Bulvarı, Halit Ziya Türkkan Sokak Famas Plaza C. Blok Okmeydanı-Şişli-İstanbul Tel: 0212 314 66 66

MEMORY AJANDAM SAĞLIKLI BİR TATİL İÇİN DİKKAT ETMENİZ GEREKENLER Yaz ayları hava sıcaklıklarındaki yükselme ile birlikte çeşitli yaşam tarzı değişikliklerini de zorunlu kılıyor. Özellikle tatilde beslenme ve uyku düzeninin değişmesi, güneş ışınlarına daha fazla maruz kalınması ya da fiziksel aktivitelerin artması sağlıklı kalmak için pek çok önlem alınmasını gerektiriyor. Uz. Dr. Özgür Mollaoğlu Memorial Şişli Hastanesi Dahiliye Bölümü Tatilden fazla kilolar ve sağlık sorunları ile dönmeyin Tatilde genellikle insanlar kendilerini rahat hissetmekte ve limitsiz yemek yiyebileceklerini düşünmektedir. Ancak güne hafif bir kahvaltı ile başlamak, ara öğünlerde yoğurt, meyve gibi atıştırmalıklar tercih etmek, öğle ve akşam yemeklerinde ağır yiyecekler yerine doğru pişirme yöntemleri ile hazırlanmış sebze ve et tüketmek yerinde olacaktır. Kısa bir süre içinde mideye çok yüklenmek mide ve bağırsak problemleri başta olmak üzere pek çok sağlık sorununa neden olabilir. Yaz aylarında karşılaşılabilecek besin zehirlenmeleri açısından dışarıda ve açıkta satılan besinlerden kaçınılmalıdır. Özellikle çabuk bozulabilen et, süt ve ürünlerini tüketirken dikkatli olmakta yarar vardır. da sıvı kısıtlaması olanların doktorlarıyla görüşüp tedavi ve alacakları sıvı miktarını belirlenmeleri uygun olacaktır. Güneş çarpması hayati tehlikeye neden olabiliyor Saat 10.00-16.00 arasında güneş ışınlarından uzak durun Güneş ışınlarının en dik geldiği saatlerde dışarıda olunmamalıdır. Gün içinde uygun faktörlerde güneş koruyucu ürün kullanmak, geniş kenarlı şapkalar ve şemsiyelerden faydalanmak gerekir. Bunun dışında bol ve serin tutan açık renkli giysiler tercih edilmelidir. Doğrudan klimanın karşısına geçilmemeli ancak serin ortamlarda bulunulmalıdır. Temizliğinden emin olunmayan denizlere ve havuzlara girilmemesi enfeksiyonlardan korunmak için önemlidir. tuz kaybı sonucu bilinç kaybı, aşırı halsizlik, baş ağrısı, bulantı, kusma, kramplar ve ateş yükselmesi meydana gelebilir. Bu durumda kişi serin bir yere alınmalı, vücudunu sıkan giysiler varsa çıkarılmalı, vücut ıslak bezlerle ıslatılmalı ve soğutulmalıdır. Bilinci açıksa su içirilmeli (bilinci kapalıysa sıvı içirilmemelidir) ve vakit kaybetmeden tıbbi yardım alınmalıdır. Ağır egzersizlerden kaçının Tatilin amacı her ne kadar dinlenmek olsa da fiziksel aktiviteler ihmal edilmemelidir. Sabah erken ya da akşam saatlerinde yürüyüş yapılabilir. Egzersiz öncesi ve sırasında bol su içilmelidir. Fırsat buldukça yüzmek tüm vücut kaslarını çalıştıracak ve kişiyi zinde tutacaktır. Vücudunuzun artan sıvı ihtiyacını karşılayın Yaz aylarında vücudun sıvı gereksinimi artmaktadır. Bunu karşılamanın en iyi yolu ise su tüketimidir. Günlük 2-2.5 litre su tüketimi sağlık için önemlidir. Bu dönemde özellikle serinletici, alkolsüz ve kafeinsiz içecekler tercih edilmelidir. Kafeinli içecekler sıvı ihtiyacını artırmaktadır. İdrar söktürücü (diüretik) ilaç kullananların ya Sıcak çarpmasına karşı dikkatli olun Sıcak havalarda güneş altında ve sıcak ortamda uzun süre kalındığında karşılaşılabilecek en önemli sağlık sorunları sıcak ve güneş çarpmalarıdır. Sıcak çarpması ciddi bir sağlık sorunudur ve tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilir. Sıcak havada aşırı terlemenin neden olduğu su ve 4 MEMORY

YAZ 2014 5 MEMORY AJANDAM TATİLDE DE FORMUNUZU KORUYUN Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte bütün bir yıl hayali kurulan tatil planları da hayata geçmeye başladı. Pek çok kişi yaz tatili öncesi diyetlerle fazla kilolarından kurtuldu ancak işin önemli kısmı şimdi başlıyor. Tatilde kilo almamak için ne yapmak gerekiyor? Uz. Dyt. Yeşim Çelik Memorial Şişli Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü etmeye çalışılmalı, sütlü tatlılar, dondurma, meyve salatası, dondurmalı içecekler, buzlu meyveli içecekler seçilerek şerbetli ve hamurlu tatlılardan kaçınılmalıdır. Tatlı yanında kaymak ve krema gibi yağlar tüketilmemelidir. Yağsız yemekler de son derece lezzetli olabilir HER ŞEY DAHİL TATİLLERE DİKKAT! Son yıllarda büyük şehirlerde yaşayan ve dinlenmeye az zaman ayırabilen çalışanların tatil anlayışı her şey dahil hizmetlerin yer aldığı bir kavrama dönüştü. Ancak sınırlı da olsa bu tatil günleri bazen kilo konusunda sıkıntılara hatta sağlık sorunlarına neden olabilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta 1-2 dakikada yenilen kalorili bir yiyeceğin yakılması için 2 saatten uzun süre egzersiz yapılması gerektiğidir. Bu nedenle tatil döneminde nasıl olsa yüzüyorum diyerek besin alımını artırmak doğru bir davranış değildir. YEMEKLERDE BAHARAT TÜKETMEKTEN KAÇININ Yemeklerle beraber en çok tüketilen besin ekmek olduğundan tatildeyken masada ekmek bulundurmamak veya 1-2 dilim tahıllı ekmeği tabağa almak yeterli olacaktır. Yemeklerde baharat çok kullanılmaktadır. Ancak baharatlar tat değiştirerek iştah artışına neden olabilmektedir. Özellikle bol baharatlı ve acılı besinlerin tüketiminden kaçınılmalıdır. Öğün atlamak bir sonraki öğünde aşırı besin tüketilmesine yani gereksiz kalori alımına neden olacaktır. Atlanan öğünden sonra tüketilen besinlerin çoğu yağ olarak vücutta depolanmaktadır. EGZERSİZE ARA VERMEYİN Tatil dinlenmek demektir düşüncesi ile fiziksel aktivitelerden kaçınmamak önemlidir. Yazın yüzme, hafif yürüyüşler ve bisiklet binme gibi aktiviteler tatilde de formunuzu korumaya yarımcı olacaktır. BALLI REÇELLİ KAHVALTILARDAN UZAK DURUN Kahvaltıda bal ve reçel gibi tatlı yiyeceklerin tüketilmemesi gerekmektedir. Çünkü ilerleyen saatlerde kişi dondurma, meyve veya tatlı yemek isteyebilir. Tatlı için arkadaşlar ve aile ile ortak tabak hazırlanması önerilmektedir. Sadece tadımlık birkaç lokma alacak şekilde daha çok hafif tatlıları tercih GÜNDE EN AZ 2-3 LİTRE SU İÇİN Vücut suyunu dengede tutabilmek için günde en az 2-3 litre su içilmelidir. Her yemekten önce 1 bardak su tüketmeyi alışkanlık haline getirmek önemlidir. Yaz günlerinde serinletici alternatifler olan meyveli sodalar ve karışımlar serinlemeye yardımcı olacaktır.

MEMORY AJANDAM ÇOCUĞUNUZLA SAĞLIKLI TATİLİN PÜF NOKTALARI Birçok anne baba için küçük bir çocukla evde kalmak bile yeterince yorucu olabilirken, tatile birlikte çıkmak hayal bile edilemeyebilir. Dinlenmek, yılın yorgunluğu atmak için çıkılan tatil bir anda yorucu ve stresli bir hal alabilir. Ancak bazı önemli noktalara dikkat ederek tatilin keyfini çıkarmak mümkün. Uz. Dr. Gökhan Mamur Memorial Etiler Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü SİZ NASIL GİYİNİYORSANIZ ÇOCUĞUNUZU DA ÖYLE GİYDİRİN Güneşten koruyan bir şapka ve ince pamuklu giysiler yazın çocuklar için idealdir. Soğuk eller ve ayaklar çocukların üşüdüğünü göstermez fakat ter onların sıcakladığının en önemli göstergesidir. Klima ve vantilatörler çocukların rahatlamasını sağlayacaktır fakat uzun süre doğrudan üzerine hava gelmesine izin verilmemelidir. Bebeklerdeki; kuru cilt, ateş, ishal, sinirlilik veya uykuya eğilim, havale gibi belirti ve bulgular onun aşırı derecede ısındığını ifade eder. Bu durumda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. KORUYUCU KREM GÜNEŞE ÇIKMADAN SÜRÜLMELİDİR Güneş ışınları 10:00-16:00 saatleri arasında çok etkilidir. Güneş şemsiyeleri veya ağaçlar güneşin etkilerinden korunmak için yeterli değildir. 0-12 aylık çocukların ciltleri özellikle ince olduğundan güneş ışınlarına karşı çok hassastır. Bu dönem içinde gelişen önemli bir güneş yanığı, çocuğunuzun ileriki yaşamında ölümcül cilt kanseri riskini ikiye katlamaktadır. Açık tenli ve açık göz renkli çocuklar daha çok risk altındadır. Yaşamın ilk 6 ayında bebeklerin doğrudan güneş ışığına maruz kalmamalarına dikkat edilmelidir. Doktora danışılmadan güneş kremi sürülmemelidir. Çocuklar için bariyer tarzı yani titanyum ve çinko içeren, koruyucu faktörü 30 olan, UVA ve UVB koruma sağlayan, mümkünse waterproof (suya dayanıklı) olan ve ciltte beyaz katman bırakan güneş kremleri tercih edilmelidir. 9 YAŞINDAN KÜÇÜK ÇOCUKLAR TEK BAŞLARINA SUYA GİRMEMELİDİR Yaz tatilinin büyük bir bölümü havuz ya da deniz kenarında geçmektedir. Ancak masum görünen bu eğlenceli ortam bazen üzücü sonuçlara yol açabilmektedir. Suyun bulunduğu her ortamda çocuklara dikkat edilmeli, ebeveynler su yakınında veya suya giren küçük çocuktan en fazla bir kol mesafesi kadar uzak olmalıdır. Çok sığ olan bebek havuzlarında dahi çocukların yalnız oynamalarına izin verilmemelidir. Ayrıca girilen suyun temizliği de çok önemlidir. Çok veya az klor çocuklara zarar vereceğinden havuzların temiz ve bakımlı olmalarına dikkat edilmelidir. Havuzlar çocukların kendi başlarına giremeyecekleri şekilde parmaklıklarla çevrili olmalıdır ve yaz mevsimi dışında kullanılmadıkları süre içinde çocukların suya düşmelerini engellemek amacıyla brandalarla kapatılmalıdır. BÖCEK ISIRMALARI VE SOKMALARI DA UNUTULMAMALI Yaz aylarında sinek sokmalarına çok sık rastlanır. Kapalı alanda sprey şeklinde böcek öldürücü kimyasalların kullanılması küçük bebekler için zararlı olabilir. Bebeklerin kollarını ve bacaklarını koruyan giysiler seçilmelidir. Çocukları güneşin zararlı etkilerinden korumakla birlikte yeteri kadar sıvı tükettiklerinden de emin olun. Pencereler ince tül storlarla kaplanarak, çocuk beşikleri cibinlik denilen tüllerle korunmalıdır. Arı sokmalarında ise arının iğnesi, iğnenin girdiği yönün zıttına doğru, iğne ucunu dışarı ittirerek çıkarılmalıdır. İğneyi tırnak veya cımbızla yakalamaya çalışmak kalan zehrin de yaranın içine sızmasına neden olabilmektedir. Kene sokmasında ise iğne özellikle ilk 9-12 saat içinde çıkarılması gerekir. Arı ve kene sokmalarında vakit kaybetmeden tıbbi yardım alınmalıdır. SICAK HAVALAR KEYFİNİZİ KAÇIRMASIN Sıcak havalarda sıvı tüketimine özen gösterilmelidir. Çok sıcak ve nem oranı yüksek havalarda çocukların koruyucu krem sürülse bile 20 dakikadan fazla güneşte kalmasına izin verilmemelidir. Çocuklar yalnız olarak arabada bırakılmamalıdır. Camları yarı açık bir aracın iç ısısı 15 dakikada 35 dereceden 40 dereceye çıkmaktadır. Camlar kapalı ise bu ısı 65 derecedir. 6 MEMORY

YAZ 2014 7 MEMORY AJANDAM TATİLE ÇIKMADAN ALACAĞINIZ ÖNLEMLERLE CİLDİNİZİ KORUYUN Yaz mevsiminde güneş ışınları, deniz, havuz gibi nedenlerle cilt yıpranmakta ve özel bir bakım gerektirmektedir. Bu dönemde yapılacak cilt koruyucu uygulamalar, cilde kaybettiklerini geri kazandırmaktadır. Uz. Dr. Sema Karaoğlu Memorial Kayseri Hastanesi Dermatoloji Bölümü NEMLİ ORTAMLAR ENFEKSİYON VE MANTAR GELİŞİMİNE NEDEN OLABİLİR Havaların ısınması ile birlikte terleme miktarı, dolayısıyla derinin nemlenme oranı ve terleme ile derideki yağ salgısı da artar. Derinin kıvrım yerleri denilen; ayak parmak araları, özellikle meme altları, karın büyükse göbek altları, kasıklar, koltuk altları, erkeklerde kemer altında kalan kısımlar anatomik yapıları gereği daha fazla neme maruz kalmaktadır. Nemli ortam hem bakteriyel hem de mantar enfeksiyonlarının gelişimine neden olmaktadır. Bakteriyel enfeksiyonların yol açtığı tüm bu alanlarda; kötü kokular, deri yüzeyinde hasarlanma, mantar nedeniyle şiddetli kaşıntı, kaşıntı sonrası hasarlanan deri ile derinin ikincil mikroplarla bulaşması zincirleme reaksiyon ile devam etmektedir. Terleme miktarı bazen o kadar fazla olur ki, küçük kırmızı bazen çok kaşıntılı ve halk arasında bilinen adıyla küçük su toplamaları oluşur. Tüm bu sorunlar; açık renkli ve pamuklu giysiler, sık duş alma, terleme azaltıcı ürünlerin kullanılması gibi önlemlerle ortadan kaldırılabilir. Ancak alınan tedbirlere rağmen şikayetler devam ederse mutlaka bir dermatoloji uzmanına başvurmak gerekmektedir. TOPRAKLA İLGİLENECEKLER MUTLAKA ÖNLEM ALMALI Yaz döneminde özellikle toprakla ilgilenecek kişiler, uzun süre temasta eldiven ve kalın pamuklu çorap giyerek, toprakla teması azaltmalıdır. Aksi takdirde; el ve ayaklarda kuruma, deride pürüzler ve çatlaklar oluşabilir. Topuk çatlakları bazen derinleşerek kişinin yürümesine engel olabilmektedir. Bu özellikle diyabetik hastalarda dikkat edilmesi gereken önemli bir durumdur. Şeker hastaları yaz aylarında bağ ve bahçe işleri ile uğraşırken bu yüzden diyabetik ayak denilen ciddi sağlık problemleri ile karşılaşabilmektedir. Gerekli önlemler alınmamış ve lezyon oluşmuşsa, dermatoloji uzmanı kontrolünde ilaç tedavisine başlanmalıdır. SUYA DİRENÇLİ GÜNEŞ KREMİ KULLANILMALI Tatil bölgelerinde, havuz ve deniz kenarında güneşlenirken, zararlı ışınlardan korunmaya özen gösterilmelidir. Buralarda özellikle suya dirençli güneş koruyucuları tercih edilmelidir. Çünkü güneş yanıkları genellikle suyun içindeyken gerçekleşmektedir. Suya dirençli koruyucu, kişiyi suda da koruyacaktır. Ancak sudan çıkıp havlu ile kurulanınca koruyucunun etkisi kaybolacağından, sıklıkla tekrarlanmalıdır. KOLAY VE ÇABUK KURUYAN KUMAŞ MAYOLAR TERCİH EDİLMELİ Çıplak ayakla havuz kenarlarında dolaşmamak, saunaya girildiğinde başka bir kişinin havlusunu, yine havuz ve denizde başka bir kişinin özel eşyalarını kullanmamak son derece önemlidir. Suda ve sıcakta deri nemi arttığı için gözenekler daha çok genişlemektedir. Böylece deri çok daha kolay zedelenip, küçük sıyrıklar meydana gelmektedir. Bu durum bazı siğillerin, mantar ve bakteri enfeksiyonlarının bulaşmasını kolaylaştırır. Hijyen koşullarına dikkat edilerek bunlardan korunmak mümkündür. Kolay ve çabuk kuruyan kumaşlardan üretilmiş mayoları tercih etmek, deniz ya da havuzdan çıktıktan sonra ıslak mayo ile vakit geçirmemek deriyi uzun süre nemli tutmamak açısından önemlidir. Sıcak ve güneşli bir günü, havuz ve denize girerek geçirdikten sonra mutlaka banyo yapılmalıdır. Banyo sonrası ise cildin uygun nemlendiricilerle bakımının yapılması, ertesi güne sağlıklı ve tatile devam etmeye hazır bir ciltle uyanmaya yardımcı olmaktadır. İnce çorapları, uzun kolluları attık. Yazlıklarına, otellere, tatil beldelerine gidenler; denizle, havuzla, güneşle iç içe olmaya başladı.

BENİM SAĞLIĞIM MEME KANSERİ İLE İLGİLİ EN SIK SORULAN SORULAR Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser tipidir. Kadın kanserlerinin tümünün %33 ünden ve kanserle ilişkili ölümlerin %20 sinden sorumludur. Kansere bağlı ölümlerde ise akciğer kanserinin arkasından 2 inci sırada gelmektedir. Meme kanseri yaşla birlikte artış gösterdiğinden, 40 yaşından sonra her kadının yılda bir kez düzenli olarak meme muayenesi ve mamografi yaptırması gerekir. Meme kanseri erken tanı ile tamamen tedavi edilebilir. Bu nedenle her ay kendi kendine meme kontrolü erken teşhis açısından hayati önem taşımaktadır. Meme kanseri konusunda yeterli ve doğru bilgiye sahip olmak da tedavide başarı şansını artıran önemli bir faktördür. İşte meme kanserini tanımaya yönelik, en çok merak edilen sorular ve yanıtları Memede ele gelen her kitle kanser midir? Memede ele gelen kitlelerin % 90 nından fazlası kanser değildir. Bunlar genellikle meme içinde büyüyen kistler, iyi huylu tümörler olabilir veya memenin kendi dokusu kitle gibi bir hal alabilir. Daha çok regl öncesinde meme iç yapısı çok yoğun olduğundan, bu dönemde yapılan meme kontrolleri kitle varlığı düşüncesi Prof. Dr. Abdullah İğci Memorial Şişli Hastanesi Genel Cerrahi Bölüm Başkanı oluşturabilir. Fibrokistler kansere dönüşür mü? Fibrokistler meme içindeki fizyolojik değişimlerdir ve hastalık olarak kabul edilmemektedir. Bu nedenle kanser dönüşme riskleri de yoktur. Fibrokistik yapıların varlığı sırasında memede kanser gelişebilir ancak sebep bu yapılar değildir. Stres, üzüntü ve sıkıntı durumlarında fibrokistlerin sayısı artar ve gerginliğe yol açar. Kafein kullanımı, tuzlu, yağlı yiyecekler de bu gerginliği tetikler. Fibrokistlerin artışı memede ağrıya neden olur. Fibroadenom kanserleşir mi? Fibroadenom, iyi huylu bir tümördür. Etrafında kapsülü vardır ve çevreye yayılması mümkün değildir. Bunda meme kanseri oluşma riski, normal meme dokusundan kanser gelişme riski kadardır. Çapı arttıkça riski % 1-2 oranında artar. Fibroadenom, soya tüketimi ve doğum kontrol hapı kullanımı nedeniyle bir miktar büyüyebilir ancak bunun kanser yapıcı bir etkisinin olduğu söylenemez. Meme kanserinde en önemli risk faktörleri nedir? Meme kanserinde en büyük risk faktörü kadın olmaktır. Kadın cinsiyeti 100 kat artmış riski ifade eder. Menopozdaki kadınlarda risk daha da yüksektir. Östrojen hormonuna maruz kalınan sürede artış olması, meme kanseri gelişme riskini artırır. Göğüs bölgesine radyoterapi yapılması ve özellikle 15 yaşından önce tedavi görmüş olmak önemli bir risk faktörüdür. Yağ içeriği yüksek yiyeceklerin uzun süreli tüketimi ve her gün 1-2 kadeh alkol tüketimi meme kanserinin artışında etkilidir. 8 MEMORY

YAZ 2014 9 Kendi kendine meme muayenesi için en uygun zaman hangisi? Kadınlar kendi kendine meme muayenesine 20 yaşından sonra başlamalıdır. 20 yaş ve altındaki genç kadınlarda meme kanseri riski düşük olduğundan kafa karıştırıcı ve paniğe yol açıcı etkisi nedeniyle, kendi kendini meme kontrolü önerilmemektedir. Meme muayenesi yapmak için en ideal zaman, adet döneminin bitiminden 4-5 gün sonraki dönemdir. İlk mamografi ve meme ultrasonu ne zaman yapılmalı? Ailesinde meme kanseri öyküsü bulunanlar özellikle genetik meme kanserleri riski altında olanlar 26 ve ailesel meme kanserine yakalanma oranı yüksek gruplar 32-34 yaşlarında bir kez, sonraki yıllarda 40 yaşına kadar 1-2 yılda bir mamografi yaptırabilir. 40 yaşından sonra ise her yıl düzenli olarak mamografi yaptırılmalıdır. Mamografinin kanser oluşumuna etkisi var mı? Geçmişte, hastaların yüksek doz radyasyona maruz kaldığı düşünülen mamografilerde bile 30 yıllık hasta takiplerinde, alınan radyasyonun vücut için önemli seviyede bir tehlikesi bulunmadığı ispat edilmiştir. Günümüzde kullanılan dijital mamografi teknolojisi, geçmişe göre 10 kat daha az radyasyon içermektedir. Kişinin düzenli mamografi çektirirken dikkat etmesi gereken en önemli ayrıntı, cihazın kaliteli ve sağlıklı bir görüntü vermesidir. Çünkü yetersiz ve kalitesiz görüntü, memedeki çok önemli bir tümörün atlanmasına neden olabilir. Meme kanserinin erken tanısında çok önemli bir payı olan mamografik bulgular iyi kalitede filmlerle daha net bir şekilde seçilmektedir. Hatta meme dokusundaki değişimler kanserleşmeden önce dijital mamografiler sayesinde yakalanabilir. Günümüzde meme kanserindeki cerrahi Meme kanseri ameliyatlarında günümüzde, hasta tıbbi açıdan uygunsa ve risk faktörü yoksa meme koruyucu cerrahi uygulanmaktadır. Hastanın memesinin alınması durumunda ise ikinci yıldan sonra bazı risk faktörleri ortadan kalktığında yeni meme yapılabilmektedir. Çünkü meme kanseri nedeniyle memenin kaybedilmemesi ya da daha sonra yeniden bir memeye sahip olunması hastayı psikolojik açıdan rahatlatarak, sosyal yaşama adaptasyonunu daha kolay sağlamasına yardımcı olmakta ve tedavi başarısını artırmaktadır. Son yıllarda, memesi alınmak zorunda olan hastalara deri koruyucu mastektomi işlemi ve hemen ardından da rekonstrüksiyon yapılmaktadır. Genç hastalarda meme korunur, yaşlı hastalarda meme alınır mı? Tıbbi olarak böyle bir görüş kesinlikle doğru değildir. Meme, her yaşta kadın için çok önemlidir. Yaşlı hastaların memesi alınacak diye bir kural ya da böyle bir anlayış yoktur. Uygunsa tümörünün evresi, şekli, biçimi ve yaygınlığına bakılarak 70-80 yaşındaki bir kadının memesi de korunabilir. Meme koruyucu cerrahi yapılabilme kriterleri nedir? Bu operasyon için hastanın memesinin alınmasını istememesi ve meme koruyucu cerrahiyi tercih etmesi gereklidir. Bu hastanın en temel hakkı ve tercihidir. Bu durumda doktorun öncelikli olarak meme koruyucu cerrahiyi düşünmesi gerekir. Kanserin bir bölgede olması gerekir. Memedeki tümörün de çok büyük olmaması, meme büyüklüğü ile kanserin orantısının bulunması gerekir. Kanser büyük meme küçükse memenin tümü alınmalıdır. Koltuk altı metastazları meme koruyucu cerrahi yapılmasını engellemez. Meme hangi durumlarda mutlaka alınır? Meme içinde yaygın tümörleri bulunan, memenin birçok noktasında aynı anda başlamış kanseri olan hastalarda meme koruyucu cerrahiler yapmak mümkün değildir. Bu durumda memenin mutlaka alınması gerekir. Hastanın mamografisinde yaygın ve kötü kireçlenmeleri varsa meme kanserinin birçok odakta başlamasına neden olacağı düşünülüyorsa, bu hastaların memesinin alınması planlanmalıdır. Daha önce göğüs duvarına radyoterapi yapılan hastalarda, meme koruyucu ameliyat sonrası yeniden radyoterapi yapılması gerektiği için, bu hastalara mastektomi uygulanmalıdır.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Memorial Sağlık Grubu Antalya Onkoloji Merkezi Başkanı BENİM SAĞLIĞIM MEME KANSERİNDE AKILLI İLAÇLARLA KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ Meme dokusunda ortaya çıkan ve yayılma özelliği gösteren bir kanser türü olan meme kanseri, günümüzde 10 kadından birini hayatının bir bölümünde etkilemektedir. 10 MEMORY

YAZ 2014 11 Meme kanserinde erken tanı; tedavi seçeneklerinin sayısı ve tedavide başarıya ulaşma ile hayatta kalma şansını artırması bakımından önemlidir. Meme kanseri, yayılmadan önce, erken evrelerde tespit edilirse, hastaların % 90 ından fazlası normal yaşamını sürdürmektedir. Meme kanseri erken evrede yakalandığında tedavi edilebilir bir hastalıktır ve günümüzde en önemli tedavi seçeneklerinden biri de hedefe yönelik akıllı ilaçlar ile kişiye özel tedavi yaklaşımlarıdır. 20 YAŞINDAN SONRA KENDİ KENDİNE MEME KONTROLÜ ÖNEMLİ Meme kanserinde erken tanı için temelde önerilen birbirlerini tamamlayıcı üç yöntem vardır. Bunlar kendi kendine yapılan meme muayeneleri, doktor tarafından yapılan meme kontrolleri, mamografi ve meme ultrasonudur. Meme kanserinin erken tanısı için; 20 yaşından sonra her ay kendi kendine meme kontrolleri ve 40 yaşından sonra da yılda bir kez meme muayenesi ile mamografi önerilmektedir. Mamografi çekimlerine referans olması için 30 lu yaşlarda en az bir kez mamografi çektirilerek sonucun saklanması uygun olacaktır. MEME GÖRÜNTÜLEMEDE TOMOSENTEZ TEKNOLOJİSİ Kanserde erken tanıda yenilikçi teknolojinin doğru ve deneyimli doktorlar tarafından kullanılması, hastalara sunulması son derece önemlidir. Meme görüntülenmesinde iyi bir görüntü elde etmenin yanında hasta konforu da ön planda olmalıdır. Bu amaçla memeyi sıkıştırmadan ve ağrıya yol açmadan 3 boyutlu görüntüleme, 1 mm lik kesitlerle en ince ayrıntısına kadar inceleme şansı veren Tomosentez teknolojisi kullanılmaktadır. Meme görüntülenmesi ile birlikte gerektiğinde biyopsiler alınarak, hasta için en doğru ve bilimsel tanı yöntemi için karar alınıp uygulanmaktadır. ile cerrahi yöntemleri tartışmalı, hastanın yaşı, tıbbi ve psikososyal durumu, istek ve beklentileri de dikkate alınarak dengeli bir karara varılmalıdır. Meme kanserli hastalar cerrahi tedavi öncesinde onkoloji konseyinde değerlendirilmeli, hastanın tedavi kararı konseye katılan hekimlerin ortak görüşleri doğrultusunda alınmalıdır. HAP ŞEKLİNDE AKILLI İLAÇLARLA TEDAVİ Meme kanseri, 4 ana türde ve farklı tedavi stratejileri ile bireye ve bireyin tümöre özgü tedavisini gerektiren bir hastalıktır. 15 yıl öncesine kadar meme kanserli hastalar için klasik kemoterapi ilaçları ve hormon tedavi dışında başka bir seçenek yokken, günümüzde daha yeni ve daha etkin kemoterapi ilaçları, hedefe yönelik ve ağızdan hap şeklinde alınan akıllı ilaçlar ile yeni hormonal tedavi ilaçlarının birlikte kullanımının getirdiği sonuçlar oldukça başarılıdır. Artan tedavi seçenekleri sayesinde; cerrahi öncesi, cerrahi sonrası ve ileri evre hastalığın tedavilerinde son derece başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Meme kanserinde de tek bir tedavi yöntemi tüm hastalara iyi gelir anlayışı terk edilmiş, yerini bireye özgü tedavilere bırakmıştır. Bu sayede hastalarda daha etkin tedaviler ile başarı şansı artmış, istenmeyen yan etkilerden uzaklaşılmıştır. CERRAHİDE MEME KORUYUCU YAKLAŞIM Meme cerrahisinde tümörün geride kalmayacak şekilde çıkarılması ve koltuk altına yayılım gösteren lenf bezlerinin eksiksiz alınması amaçlanır. Tümörün erken dönemde saptandığı vakalarda, meme koruyucu cerrahi ve koltuk altına yönelik bekçi lenf nodu örneklemesi yapılmaktadır. Meme cerrahı, ekiple birlikte her hasta

BENİM SAĞLIĞIM AMELİYATSIZ AORT KAPAĞI DEĞİŞİMİ: TAVI Günümüzde, Girişimsel Kardiyoloji alanındaki yeni uygulamalar ve hastaya uygun olarak geliştirilen işlemler sayesinde, daha önce ameliyat gerektiren birçok sorun damardan girilerek uygulanan girişimsel yöntemlerle ameliyatsız çözülebilmektedir. Aort kapağının ameliyatsız olarak değiştirilmesi de bunlardan biridir. Bugün için özellikle yaşı ilerlemiş, kalp hastalığının yanında başka kronik sağlık sorunları bulunan, genel anestezi alması sakıncalı bulunan ve genel sağlık durumu ameliyata uygun olmayan aort kapak hastaları girişimsel bir yöntem olan TAVI (Transcatheter Aortic Valve Implantation) ile tedavi edilebilmektedir. AORT KAPAK DARALMASINDA GİRİŞİMSEL TEDAVİ Aort kapağı kalpten çıkan ana damarın ağzındaki kapaktır. Yaşla birlikte bu kapakta kireçlenme görülebilmekte ve kapak iyi açılıp kapanamamaktadır. İleri yaşa bağlı olarak ortaya çıkan aort kapak daralması, daha çok erkeklerde görülmektedir. Aort kapak daralmaları genellikle ileri yaş hastalığıdır ve bu hastalarda açık kalp ameliyatı sonrası iyileşme ve normal yaşama dönmede güçlükler vardır. Kardiyolojide devrim niteliğinde değerlendirilebilecek TAVI yöntemiyle, ameliyat şansı olmayan ya da yüksek riskli hastaların aort kapağının içine ameliyatsız kateter yardımıyla yeni kapak konulmaktadır. Bu yöntemle, göğüs açılmadan kapak değişimi sağlanmaktadır. Prof. Dr. Ali Oto Memorial Ankara Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı İŞLEM KALP AÇILMADAN KAPALI OLARAK YAPILIR TAVI de, girişimsel olarak kalbe yönelik yapılan tüm işlemler hasta anjiyo olacakmış gibi kateter masasında gerçekleştirilir. Hastaya, genel anestezi ya da kısa etkili bazı ilaçlar verilerek kısmen uyutulması sağlanır. Hasta uyutulduktan sonra kasık atardamarından girilerek kateter (damar içine girebilen ince bir borucuk) yardımı ile kalbin aort kapağına ulaşılır. Bu borucuk içinden geçirilen bir tel kalbin içine yerleştirilir ve bu tel üzerinden kapağın geçeceği kadar genişletmek için özel bir balon aort kapağına ulaştırılır. Balon şişirilerek kapak hafifçe genişletilir. Daha sonra aynı tel üzerinden üzerine kapak yüklenmiş olan (sıkıştırılmış bir biçimde ) kateter ile aort kapağına ulaşılır. Kalbe iletilen kateterle kapağın yerleştirilmesi gereken noktaya ulaşıldıktan sonra kullanılan kapağın türüne göre ya balon şişirilerek ya da kendiliğinden açılan kapaklarda kapağın üzerindeki örtü yavaşça çekilerek kapak istenen konuma yerleştirilir. EKO eşliğinde yapılan işlem sonrası hastaya anjiyo uygulanarak kapağın doğru yerleştirildiğine ve iyi çalıştığına karar verildikten sonra işlem sonlandırılır. Kalbi durdurmadan ve göğsü açmadan kalbe damardan kateter yolu ile ulaşıp daralmış olan kapağın genişletilmesi ve bu genişletilmiş olan bölgeye yeni bir kapağın yerleştirilmesi işlemi olan TAVI, açık cerrahinin uygulanamadığı ya da yüksek riskli olduğu hastalarda kullanılan bir yöntemdir. 12 MEMORY

YAZ 2014 13 TAVI İŞLEMİ İÇİN UYGUN HASTA SEÇİLMELİ İleri yaş hastalarında ortaya çıkan aort kapak kireçlenme lerine bağlı daralmalarda, geleneksel yöntemler hala geçerliliğini korumaktadır. Çok ileri yaşta olmasına rağmen genel sağlık durumunda herhangi bir sorun ve açık ameliyat olmasında sakınca bulunmayan hastalar için en uygun tedavi açık kalp ameliyatıdır. Bu nedenle ameliyata uygun olmayan kişilerin aort kapak tamir ya da değişikliğinin TAVI yöntemi ile yapılabilmesi için bazı koşullar gereklidir. Çünkü her hasta grubunda tedavi yöntemi olarak TAVI nin seçilmesi söz konusu değildir. TAVI nin başarılı sonuç verebilmesi ve hastanın işlem sonrası yaşantısını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için işleme uygun hastanın seçimi çok önemlidir. HASTA 3 GÜNDE TABURCU EDİLİR Yaklaşık bir saat süren TAVI işlemi sonrası hasta kontrol amaçlı olarak bir gece yoğun bakımda kalır ve herhangi bir sorun yaşanmazsa genellikle 3 günde hastaneden çıkar. TAVI işlemi sonrası hastanın normal yaşama dönüşü ortalama 1 hafta içinde gerçekleşir. Ancak kapak değişimi yapılan hastaların düzenli olarak ilaç kullanması gerektiğinden ilk 1 ila 3 ay kontrollerinin düzenli olarak yapılması çok önemlidir. TAVI UYGUN HASTALARDA AÇIK KALP AMELİYATINA GÖRE DAHA AYRICALIKLI Açık kalp ameliyatı sonrası yoğun bakım süresi daha uzundur, hastanın hastane yatış ve toparlanma süreci de uzun zaman alır. Açık kalp ameliyatları kalp durdurularak yapıldığı için vücuda ek bir yük getirir ve kalbin önceki haline dönüşü belli bir süre gerektirir. TAVI de ise kalp durdurulmaz. Bu nedenle kalbin performansı işlemden olumsuz yönde etkilenmez. TAVI nin ameliyat kaynaklı komplikasyon riskleri de açık cerrahiye göre çok daha azdır. GELECEKTE HER YAŞ İÇİN UYGULANABİLİR Aort hastalıklarında, özellikle genç hastaların tedavisindeki en geçerli yöntem, açık cerrahi ile aort kapağın tedavisidir. Cerrahiye uygun olan hastalar mutlaka açık cerrahi ile tedavi edilmelidir. Girişimsel yolla kapak tamiri ve değişimi işlemi olan TAVI ise, henüz açık ameliyat yapılamayacak ileri yaş hastaları için ya da cerrahi tedavi riski yüksek hastalar için yıllarca düşünülerek ve ameliyat riskleri göz önüne alınarak geliştirilen bir yöntemdir. Günümüzde her yıl binlerce hastaya uygulanmaktadır. Teknoloji alanındaki gelişmeler ve yenilikler sayesinde bu işlem, genç hastalar için de ameliyata karşı bir seçenek olabilecek girişimsel yöntemlerden biri olmaya adaydır.

BENİM SAĞLIĞIM KALPTE RİTİM BOZUKLUĞU İNME RİSKİNİ 5 KAT ARTIRIYOR İnme, dünya genelinde ilk, Türkiye de ise üçüncü sırada sakatlık nedeni... Kalp hastalıklarından sonra ikinci ölüm sebebi olarak da gösterilen hastalık, yaş ilerledikçe özellikle 60-65 yaşlarından sonra daha sık görülüyor. İnme riskini artıran risklerin başında ise kalpte en sık görülen ritim bozuklukları arasında yer alan atriyal fibrilasyon geliyor. 14 MEMORY

YAZ 2014 15 Doç. Dr. Yakup Krespi Memorial Şişli Hastanesi İnme Rahabilitasyon ve Araştırma Ünitesi Başkanı ARİTMİYE BAĞLI İNME DAHA TEHLİKELİ OLABİLİYOR Atriyal fibrilasyon (AF) yani anormal kalp ritmi ya da aritmi altta kalp kapak hastalıkları gibi başka bir kalp hastalığı yatmasa bile inme riskini 4-5 kat artırmaktadır. Tüm inmelerin yaklaşık üçte birinin aritmiye bağlı geliştiği görülmektedir. Ayrıca aritmiye bağlı inme daha ağır bir seyir göstermekte ve daha ölümcül olmaktadır. Aritmide yaş ile birlikte inme sıklığı artış göstermektedir. Yaş dışında birçok etken aritmi ile birlikte inme geçirme riskini yükseltir. Örneğin aritmi ile birlikte diyabet, hipertansiyon, kalp yetmezliği, daha önceden inme, geçici iskemik atak veya başka bir damar hastalığı geçirmiş olma öyküsü, yaş, cinsiyet gibi durumlar bu riski artıran en önemli risk faktörleridir. Paroksismal yani aralıklı aritmili hastalarda inme riski ile kalıcı aritmili hastalardaki inme riski ile benzerdir. Koruyucu tedavi açısından her iki durum arasında hiçbir fark yoktur. gerçekten düşük riskli olup tedavi gerektirmeyen hastaları bulmak yaklaşım olarak ön plana geçmiştir. Buna göre 65 yaşın altında, yalnızca aritmisi olan yani başka risk faktörü olmayan hastalarda tedaviye gerek kalmamaktadır. Pratik olarak diğer tüm hastalarda OAK tedavisine başvurmak gerekmektedir. ARİTMİDE İNMEDEN KORUNMADA ASPİRİN YETERLİ Mİ? Günümüzde aritmide aspirin ile etkili inme korumasına dair kanıtlar zayıftır. Tek başına kullanıldığında sanki aspirin daha az kanama riski taşır gibi yanlış bir kanı vardır. Ancak aspirinin özellikle yaşlı hastalarımızda neredeyse oral antikoagülanlara benzer bir kafa içi kanama riski taşıyabildiği unutulmamalıdır. Bu nedenle aspirin aritmiye bağlı inme korumasında yalnızca kan sulandırıcı ilaçların kullanımını reddeden hastalarla sınırlı tutulmalıdır. ANTİKOAGÜLAN İLAÇLARIN KANAMA RİSKİ İLE NASIL BAŞ ETMEK GEREKİR? İlaçlı koruma kararı verilirken oral antikoagülan tedavinin yüksek ölüm ve kısıtlılık riski nedeniyle en korkulan komplikasyonu olan beyin kanamasını da içeren ağır kanama riski, inme riskine karşı göz önünde bulundurulmalıdır. İlaçlı koruma başlatılmadan bir kanama riski değerlendirmesi yapılmalıdır. Kontrol altında olmayan hipertansiyon, anormal böbrek/karaciğer fonksiyonu, kanama öyküsü veya eğilimi, eş zamanlı ilaç/alkol kullanımı bu risklere örnek olarak verilebilir. Amaç koruyucu ilacı verebilmek için değiştirilebilir kanama risklerini ortadan kaldırmaya çabalamaktır. ARİTMİYE BAĞLI İNMEDEN KORUNMAK MÜMKÜN Aritmiye bağlı inmelerin önlenmesinde günümüzdeki en etkin yaklaşım oral antikoagülan (OAK) yani kanın pıhtılaşmasını sağlayan ilaç kullanımıdır. Günümüzde koruyucu tedavi gereksinimi olan hastaları bulup seçme yerine Oral antikoagülan tedavinin yararlarının potansiyel zararlarından fazla olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Tedaviye karar verirken DOKTOR ve hasta için önemli olan davranış kanama riskinden korkmaktan çok, inmeden korunmak olmalıdır.

BENİM SAĞLIĞIM AŞİL TENDONU KOPMASI AMELİYATSIZ TEDAVİ EDİLEBİLİR Genç ve erişkin yaş gruplarında sık rastlanan ve günlük yaşamı olumsuz etkileyen aşil tendonu kopması, PRP adı verilen ve hastanın kendi kanından hazırlanan bir solüsyon ile ameliyatsız tedavi edilebilmektedir. 16 MEMORY

YAZ 2014 17 Isınmadan yapılan spor en önemli risk faktörü Prof. Dr. Sinan Karaoğlu Memorial Kayseri Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü Aşil tendonu, baldır kaslarını topuk kemiğine bağlayan kalın ve güçlü bir tendondur. Parmak uçlarında vücudu kaldıran en önemli yapı olan aşil tendonu, insanın koşma ve yürümesinde önemli rol oynamaktadır. Bu kalın ve sağlam tendonun yırtılması genellikle spor aktivitelerinde olduğu kadar basit bir ev işi sırasında ya da merdiven inip çıkarken bile oluşabilir. Aşil tendonu kopması en sık erişkin yaş grubunda görülmektedir. Kopma ya da yırtılmanın en sık görülen nedenleri arasında; ısınmadan yapılan spor karşılaşmaları, ani ve aşırı zorlanmalar yer almaktadır. Sanılanın aksine, tendon üzerine direkt travmalar, kopmanın enden oluşum nedenidir. Bunların dışında kronik aşil tendinitleri yani tendonun topuğa yapışma yerindeki uzun süreli ağrı ve kalınlaşmalar da yırtılmanın diğer nedenleri arasındadır. Aşil tendonu kopması bazı antibiyotiklerin kullanımından da kaynaklanabilir. Kopma sırasında yüksek ses ve ağrı oluşur Tendonun kopması sonrası yırtılma ile birlikte ağrı da hissedilmektedir. Ayak bileğinin ya da baldırın arkasında gerçekleşen kopma, genellikle uzaktan bile duyulabilecek kadar şiddetli bir ses çıkarır. Bununla birlikte topuk kemiğinin üstünde oluşan çökme, morarma ve kasta kuvvetsizlik, aşilin koptuğunun bir göstergesidir. Ağrının şiddeti, kopmadan belli bir süre sonunda azalmaya başlar ve ayak parmaklarına giden tendonlar sayesinde hasta kendi kanı ile iyileşiyor ayak bileğini oynatmak mümkün olabilir. Ancak hasta yürürken kendini ileri itemez ve parmak uçlarında yükselmesi imkansızlaşır. PRP yöntemi ile ameliyatsız tedavi seçeneği Tedavisinde önceleri açık ameliyat tercih edilen aşil tendonu kopmalarında, günümüzde PRP adı verilen hastanın kendi kanından hazırlanan trombositten zengin plazma ile ameliyatsız tedavi seçeneği gündeme gelmiştir. PRP yöntemi ile özel bir tüpün içine az miktarda kan alır ve santrifüj işlemi yani yüksek devir ile tüplerdeki kan bioteknolojik bir yöntemle bileşenlerine ayrılır. Böylece mililitrede 1.5 milyona kadar trombosit yoğunluğuna sahip olan bir plasma elde edilir. Bu yöntem, kısa süreli alçıyla fonksiyonel rehabilitasyona destek amaçlı kullanılmaktadır ve cerrahi ameliyattan çok daha kolaydır. PRP egzersiz ile desteklenmeli Tendonu iyileştiren tek başına PRP değil, kısa süreli alçılama ve fonksiyonel rehabilitasyondur. Daha sonra egzersizler ile iyileşmenin hızlanması sağlanır. Cerrahi tedaviye göre daha çabuk iyileşme sağlayan fonksiyonel rehabilitasyon ve PRP ile cerrahi tedavi sonrası oluşabilecek komplikasyon ihtimallerinin de önüne geçilmiş olur. Normalde de var olan bir iyileşme süreci PRP ile güçlendiriliyor PRP ile vücutta kesilen bir yerin, kırılan kemiğin ya da kopan tendonun iyileşmesi daha kuvvetli hale getirilmesi mümkündür. Bir ay içerisinde travmadan oluşan dokudaki boşluk tamamen dolar ve kuvvetlenir. Dokudaki açıklığın büyüklüğüne göre PRP tedavisi bir seans veya daha fazla da yapılabilir. Travmanın oluşmasından sonraki ilk haftada hasta dinlendirilmeli, yürüyüş koltuk değnekleri yardımıyla yapılmalıdır. Bir ay sonunda ise aşil tendonlarını zorlamayan ve aşırı germeyen basit egzersizler ile özellikle yüzme önerilir.

BENİM SAĞLIĞIM KRONİK BÖBREK HASTALIĞI BELİRTİ VERMEDEN SİNSİCE İLERLEYEBİLİR Kronik böbrek hastalığı yavaş seyreden fakat ülkemizde görülme sıklığı giderek artmakta olan bir rahatsızlıktır. Böbreklerin işlevini tam olarak yerine getirememesinden kaynaklanan bu durum, yaşam kalitesini bozmakla kalmayıp, hayatı tehdit edici boyuta gelebilir. 18 MEMORY

yaz 2014 19 BÖBREKLERİN FONKSİYONLARI NELERDİR? Böbrekler yalnızca zararlı maddeleri ve fazla sıvıyı uzaklaştırmakla kalmaz aynı zamanda kan basıncını kontrol etmeye yardımcı olur, kan hücrelerinin üretimi için gerekli hormonu salgılar ve aktif D vitamini üreterek kemiklerin sağlıklı olmasına katkıda bulunur. Ayrıca her böbrekte fonksiyon gösteren yaklaşık 1 milyon nefron, yani hücre vardır. Bunlar böbrekten geçen kanı filtre ederler, bu filtre olan bölüm böbreğin tüplerinden geçer ve bu sırada vücudun ihtiyaçlarına göre çeşitli maddeler ve sıvı buna eklenir veya bu maddeler geri emilerek idrar oluşur. BÖBREK FONKSİYONLARI NASIL ÖLÇÜLÜR? Böbrek hastalıklarının erken tanı ve tedavisi böbrek yetmezliğinin gelişmesi ve ilerlemesini önlemek için oldukça önemlidir. Yapılacak basit testlerle böbrek hastalığının varlığı saptanabilir. Bunlar: İdrar tetkiki Kanda kreatinin ve üre değerlerinin tespiti Kan basıncının ölçümü olarak sıralanmaktadır. KRONİK BÖBREK HASTALIĞI NEDİR? Kronik böbrek hastalığı, böbreklerde aylar ve yıllar içerisinde gelişen ve ilerleyici olma potansiyeline sahip olan fonksiyon kaybı olarak tanımlanabilmektedir. Böbreğin temel fonksiyonel birimi olan nefronlar (hücreler) işlevini yerine getiremez ise belirli bir süreden sonra böbrek artık kanı yeterince süzemez ve bu durum kronik böbrek hastalığına yol açmaktadır. NEDENLERİ NELERDİR? Kronik böbrek hastalığının en sık görülen nedeni diyabet yani şeker hastalığıdır. Uzun süre iyi kontrol edilememiş diyabet hastalığı böbreklerde protein kaçağına ve fonksiyon kaybına yol açabilmektedir. Diğer önemli bir nedeni de hipertansiyondur. Bu nedenle kan basıncının iyi kontrolü; kalp, beyin, göz gibi organların yanı sıra böbrekleri korumak adına da son derece önemlidir. Bunun dışında böbrekte oluşan çeşitli iltihaplanma ve kalıtımsal hastalıklar da bu duruma neden olmaktadırlar. BU BELİRTİLERE DİKKAT EDİN Kronik böbrek hastalığı genellikle yavaş bazen de tamamen sessiz seyredebilir ve ancak yapılacak tetkiklerle ortaya koyulabilir. İdrarda protein görülmesi, kreatinin ve üre değerlerinde artış kronik böbrek hastalığın en önemli bulgularıdır. Bunların dışında hastalık, hipertansiyon, yüzde veya bacaklarda ödem, halsizlik, iştahsızlık, bulantı, sık idrara çıkma, kramplar, kaşıntı, uyku bozuklukları, konsantrasyon güçlüğü yakınmaları ile de kendini gösterebilmektedir. Kronik böbrek hastalığı ülkemizde her 6 kişiden 1 inde görülmektedir. KRONİK BÖBREK HASTALIĞI NASIL TEDAVİ EDİLİR? Bazı böbrek hastalıklarının tedavisi ile kronik böbrek hastalığı önlenebilmektedir. Ancak hastalık belirli bir aşamaya geldikten sonra bunu tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmasa da, hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilir, hatta durdurulabilir. Kan basıncının kontrolü, aşırı tuz tüketiminden kaçınmak, düzenli egzersiz, vücut ağırlığının kontrolü, sigaradan uzak durmak, böbreğe zarar verebilecek ilaçları ve içeriği tam bilinmeyen bitkisel ürünleri kullanmamak kronik böbrek hastalığından korumak amacıyla alınabilecek önlemler arasındadır. Diyabet hastaları Hipertansiyon hastaları Yaşlılar Prof. Dr. Kayser Çağlar Memorial Ankara Hastanesi Nefroloji Bölümü RİSK ALTINDA MISINIZ? Ailesinde böbrek hastalığı olanlar Daha önce böbrek hastalığı geçirenler böbrek fonksiyonları açısından belirli aralıklarla izlenmelidir.

BENİM SAĞLIĞIM UYKU SIRASINDA NEFESİNİZ DURUYORSA Horlama, baş ağrısı, halsizlik, gece sık idrara çıkma ve unutkanlık gibi belirtilerle kendini gösteren uyku apnesi hastalığı tedavi edilmediği takdirde; depresyon, yüksek tansiyon, kalp krizi ve inmeye neden olabiliyor. Uyku apnesi, iş performansının düşmesine, dikkat bozukluğuna ve hatta trafik kazalarına zemin hazırlayan bir hastalıktır. HASTALARIN YAŞAM KALİTESİ EN AZA İNİYOR Uyku apnesi, uyku sırasında nefesin durması veya yüzeysel hale gelmesidir. Bu nefes durması gece boyunca defalarca tekrarlayabilmekte ve birkaç saniyelik sürelerden bazen 1-2 dakikalık sürelere kadar uzayabilmektedir. Uyku sırasında, üst solunum yolunun açık kalmasını sağlayan kaslarda gevşeme, dil kökü veya yumuşak damağın veya aşırı büyümüş bademciklerin hava yolunu tıkaması sonucu kişinin en az 10 saniye nefes alamaması durumu, tıkayıcı uyku apnesi (obstrüktik uyku apnesi) olarak adlandırılmaktadır. Bu esnada solunum çabası devam eder, bir süre sonra artan solunum çabası beyni uyarır ve hava yolu açılır. Solunumu durana kadar horlayan kişi, gürültülü bir homurdanma ile yeniden nefes almaya ve horlamaya başlar. 20 MEMORY