MİLLİ MÜCÂDELE DÖNEMİNDE İSTANBUL'DA FAALİYETTE BULUNAN GİZLİ GRUPLAR. İçindekiler Tablosu. I. Karakol Cemiyeti... 2

Benzer belgeler
İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER

SAYFA BELGELER NUMARASI

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

HAMZA GRUBU. (23 Eylül Aralık 1920)

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

- 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun

34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

İÇİNDEKİLER... SUNUŞ III

B.M.M. Yüksek Reisliğine

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

626 Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti arasında imzalanan Kültür Anlaşmasının tasdiki hakkında Kanun

KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ MUSTAFA KEMAL İN SAMSUN A ÇIKIŞI GENELGELER KONGRELER

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

KRONİK 1957 YILI MEVZUATI [*]

842 İstanbul Yüksek mühendis okulu ile Teknik okulunun Maarif vekilliğine devri hakkında kanun

TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME

SıraNe 236 HAVA YOLLARI DEVLET İŞLETME İDARESİ BÜTÇESİ

HER NEVİ MADEN OCAKLARINDA YERALTI İŞLERİNDE KADINLARIN ÇALIŞTIRILMAMASI HAKKINDA SÖZLEŞME

871 Müze ve rasathane teşkilât kanunu. ( Resmî Gazete ile neşir ve ilâm : 3/V U/ S ay i : 2742 )

KURTULUŞ SAVAŞI ( ) Gülsema Lüyer

U M U M Î F İ H R İ S T

ER VE ERBAŞ HARÇLIKLARI KANUNU BÖLÜM: 1. Kanunun Şümulü

İŞLETME VE İŞTİRAKLER MÜDÜRLÜĞÜ ORGANİZASYON ŞEMASI

TÜRKİYE HÜKÜMETİ İLE MİLLETLER ARASI ÇALIŞMA TEŞKİLATI

(Resmî Gazete ile ilânı : 28. V Sayı: 7218) Kabul tarihi 5394 < 24. V. 1949

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

SELANİK BAŞKONSOLOSUMUZUN KAÇIRILMASI

8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ

Cumhuriyet Halk Partisi

Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır.

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi S. 56, Bahar 2015, s KİTAP TANITIMI

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

ATATÜRK. Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik'te doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde

3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun bu hükmünden yola çıkarak, İçişleri Bakanlığının emniyet ve asayişi sağlamada, yürütme organları olarak

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri

İ4Ğ Karadeniz Boğazı Tahlisiye İdaresinin 1928 senesi İnıiee kaıiünüüa ıniizeyyel kanun

RĠYASETĠCUMHUR SENFONĠ ORKESTRASI KURULUġU HAKKINDA KANUN (1)

ER VE ERBAŞ HARÇLIKLARI KANUNU (1)

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA MERKEZİ. Yayımlandığı Resmi Gazete :Tarih: 29/02/1960 Sayı:10444

Mustafa Kemal Atatürk ün Hayatı

ÇANAKKALE SAVAŞI NDA SAĞLIKÇILAR. Yrd. Doç. Dr. Burhan SAYILIR

ASKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ KURULUŞ GÖREV VE YETKİ YÖNETMELİĞİ

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

UNUTULAN SAVAŞLAR / KUTÜ L-AMMARE ZAFERİ

Devre : X. îçtima: 3 S. SAYISI :

SİVİL SAVUNMA HİZMETLERİNDE ASKERİ İŞBİRLİĞİ YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete ile neşir ve ilanı : 24 Mayıs 1966 Sayı : BİRİNCİ BÖLÜM Genel Esaslar

T.C. GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ TURİZM FAKÜLTESİ SAYI :.. /.. / 2017 İLGİLİ MAKAMA

Madde 1 - Köylerin içme ve kullanma suyu ihtiyacı, DSİ Umum Müdürlüğü tarafından temin ve tedarik olunur.

Değerli Üyemiz, 21/02/2011

Şerafettin TUĞ Kaymakamı

Esibabı mucibe lâyihası

GİRESUN BELEDİYESİ RUHSAT VE DENETİM MÜDÜRLÜĞÜ

MİLLÎ SAVUNMA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜK MÜZESİ

EĞİTİM EMEKÇİLERİ ÖRGÜTLENME TARİHİNDEN

9 EYLÜL 1922 BAKİ SARISAKAL

AKTAY TURİZM YATIRIMLARI VE İŞLETMELERİ A.Ş. ANASÖZLEŞME TADİL TASARISI

GLn ipisi için..." omülki A^mır. fark yaratmak istepenkre... Tarih. 300 Adet Tamamı Özgün Çözümlü Açık Uçlu Sorular.

TEKNİSYEN KADROSU HİZMET ŞEMASI

TEOG Tutarlılık. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

1895: Selanik Askeri Rüştiyesi ni bitirdi, Manastır Askeri İdadisi ne girdi.

KURTULUŞ SAVAŞINDA BİR VATANDAŞIMIZIN UÇAK BAĞIŞI

Ölülerin muayenesi ve defin ruhsatlarının verilmesi, fert. toplum ve çevre sağlığının açısından önem arz etmektedir.

T.C. BATMAN ÜNİVERSİTESİ

ATATÜRK ün Balmumu Heykelleri

256 Petrol Dairesi Reisliği 1959 yılı Bütçe Kanunu. (Resmî Gazete ile ilânı : 4. III Sayı: 10150)

SİVİL HAVACILIK DAİRESİ MÜDÜR MUAVİNİ KADROSU HİZMET ŞEMASI

ATATÜRK'ÜN POLİS İLE İLGİLİ SÖZLERİ VE ATATÜRK'ÜN TÜRK POLİSİNE VERDİĞİ ÖNEM

3- Hareketimizin; Ankara'da Musab bin Umeyr Derneği dışında hiçbir grup, dernek, cemaat ya da örgütle bir bağlantısı bulunmamaktadır.

MEDYA'DA YER ALAN HABERLERLE ALAKALI KURTUBA GENÇLİK HAREKETİ AÇIKLAMASI

BURSA SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1.NCİ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ KURULUŞ-GÖREV VE YETKİ YÖNETMELİĞİ

Merkezi İdarenin Taşra Teşkilatı. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

T.C. LÜLEBURGAZ BELEDİYESİ TEMİZLİK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜNÜN GÖREV YETKİ SORUMLULUK VE ÇALIŞMA ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

Harf üzerine ÎÇDEM. Numara

SİVİL HAVACILIK DAİRESİ MÜDÜR MUAVİNİ KADROSU HİZMET ŞEMASI

Necdet TUNA Tuğgeneral ATASE Daire Başkanı

1116 numaralı mektep pansiyonları kanunu lâyihası ve Ma arif ve Bütçe Encümenleri mazbataları

MUSTAFA İPEK HALİLİYE SÜLEYMANİYE İMAM HATİP ORTAOKULU

ÇERKEZKÖY BELEDİYESİ YAZI İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ NE AİT TEŞKİLAT GÖREV VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA YÖNETMELİK İKİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, HUKUKİ DAYANAK, KURULUŞ

TÜRK SİLÂHLI KUVVETLERİ ASTSUBAY SINIFLANDIRMA YÖNETMELİĞİ 1

İşte Osmanlı'nın çökmesine neden olan anlaşma!

TERCÜME-İ HALİMDEN BİR HÜLASA.

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

KURTULUŞ SAVAŞI KARTPOSTALLARI MEHMED İN HİKAYESİ *

Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Ziyareti:

T.C. BAŞBAKANLIK GÜMRÜK MÜSTEŞARLIĞI Gümrükler Genel Müdürlüğü

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 8

T.C. BEŞİKTAŞ BELEDİYESİ YAZI İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Temel İlkeler

Gazi Ahmet Muhtar Paşa

T.C. BATMAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU MÜDÜRLÜĞÜ STAJDEFTERİ. Bilim Dünyasına Açılan Pencereniz

Mezarların açılması, ölülerin çıkarılması, ölülerin tahniti, tabutlanması ve nakli fert, toplum ve çevre sağlığı açısından önem arz etmektedir.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA MERKEZİ TEŞKİLAT KANUNU

RE SEN TAAHÜTNAME VE KEFALETNAME

1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ve Meskenlerin Haiz Olacakları Sağlık Şartlarına Ait Talimatta bu şartlarla ilgili hususlar belirtilmiştir.

Transkript:

İçindekiler Tablosu I. Karakol Cemiyeti... 2 A. Karakol Cemiyeti nin Kuruluşu ve Aldığı İsimler... 2 B. Karakol Cemiyeti nin Teşkilat ve Kadrosu... 3 C. Karakol Cemiyeti nin Faaliyetleri... 4 II. Felâh Grubu (23 Eylül 1920-4 Ekim 1923)... 6 A. Felâh Grubu nun Kuruluşu ve Yapılan İsim Değişiklikleri... 6 B. Felâh Grubu nun Teşkilat ve Kadrosu... 7 C. Felâh Grubu nun Faâliyetleri... 10 III. Müdâfââ-i Millîye Heyet-i Merkeziyesi... 12 A. Teşkilatın Kuruluşu... 13 B. Müdafaa-i Milliye Teşkilat ve Kadrosu... 13 C. MM Grubu Teşkilâtı ve Kadrosu... 14 D. MM Grubu nun Faâliyetleri... 15 IV. İmâlât-ı Harbiye Grubu... 15 V. Muhavenet-i Bahriye Heyeti... 16 A. Muâvenet-i Bahriye Heyeti nin Teşkilat ve Kadrosu... 16 B. Muâvenet-i Bahriye Heyeti nin Faaliyetleri... 17 VI. Namık Grubu... 17 A. Grubun Kuruluşu ve Teşkilatı... 18 B. Namık Grubu nun Faâliyetleri... 18 Dipnotlar... 19 Doç. Dr. Mesut AYDIN İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi / Türkiye Sayfa No: 1

I. Karakol Cemiyeti A. Karakol Cemiyeti nin Kuruluşu ve Aldığı İsimler Karakol Cemiyeti, Millî Mücâdele yıllarında İstanbul da kurulan ilk ve en önemli gruplardan biridir. Karakol Cemiyeti, İttihat ve Terakki Cemi yetinin devamı niteliğinde olup, Enver ve Talat Paşaların direktifleri ile kurulmuştur. Bazı hatıra ve tetkik eserlerde, Umûmî Harpte kurulmuş olan Teşkilât-ı Mahsûsâ nın Umûm İslâm Alemi İhtilâl Komitesi, İttihat ve Terakki Cemiyeti nin ise Karakol Cemiyeti ismi ile devam etmesi hususunun Talat, Enver ve Cemal Paşalar tarafından kararlaştırıldığına dair bilgiler mevcuttur. 1 Karakol Cemiyeti nin kuruluş ve ismi ile ilgili olarak elimizde ayrıntılı bilgiler vardır. Bu bilgiler genel olarak, cemiyetin kurucuları olarak Kara Kemal ve Kara Vasıf Beylerin olduğunu ve cemiyetin isminin de bu iki kişinin lâkaplarından kaynaklandığını ifade ederler. 2 Mütarekenin akdinden kısa bir süre sonra kurulmuş olan Karakol Cemiyeti nin kuruluş gayesi ise İttihatçıları bir bayrak altında toplamak ve korumak idi. Sâbık İâşe Nazırı Kara Kemal Bey, memleketi terketmekte olan Talat Paşa dan aldığı direktif ile Erkân-ı Harb Miralayı Kara Vasıf Bey i evine davet ederek, Karakol isminde gizli bir teşkilât kurulmasının lüzumunu şu şekilde açıklamıştır:...vasıf, Talat Paşa dan giderken aldığım emir mucebince, İttihatçılıkta sebât edecekler, bir teşekkülle birbirlerine bağlanmadı ve bir parola kabul ederek, birbirlerini tanımalıdırlar. Paşa ile aramızda Karakol kelimesi takarrur etmişti. Bu isim her ikimizin isimlerinin başındaki Kara kelimesinin ilk harfleri ile müşterektir. Bu parolayı (K.G) şeklinde kısaltırsak hem paşanın dediği olur, hem de ikimizin remzini ihtivâ etmiş bulunur... 3 İttihat ve Terakki Cemiyeti nin devamı olarak düşünüldüğüne göre Karakol Cemiyeti nin kuruluş tarihi de kesin olmamakla birlikte 1918 Kasımı nın ilk günlerine tesadüf etmelidir. Karakol Cemiyeti nin kuruluş tarihi ile ilgili olarak tezat teşkil edebilecek birçok bilgi verilmektedir. 4 Sivas Kongresi sırasında Kara Vasıf Bey in Mustafa Kemal Paşa ile bir görüşmesinde, Paşanın "... Ben Mondros Mütarekesi üzerine İstanbul a geri gelince, kurulmuş olan Karakol Teşkilatı nın hedefini çok iyi öğrendim. Galip devletlerin nazarında İttihat ve Terakki nin faaliyetini gizlemek için bulduğumuz usul budur... dediğini dikkate alırsak Karakol Cemiyeti nin kuruluş tarihiyle ilgili bir tespit yapabiliriz. 5 Zira, Mustafa Kemal in 13 Kasım 1918 tarihinde İstanbul a geldiği düşünülürse Karakol Cemiyeti nin de kuruluşu Kasım ın ilk günlerine tekabül etmelidir. Karakol Cemiyeti, Anadolu tarafından Fahriyyen 'arz-ı hizmet eyleyen bir teşkilât olarak kabul görmüştür. 6 Bir başka ifade ile grubun tanınması, diğer grupların tanınma olayında olduğu gibi Anadolu Ordusu kadrosuna dahil edilmesi manasını taşımamaktadır. 7 Bunun bir sebebi de Karakol Cemiyeti nin Ankara nın emri ile kurulmamış olması ve üyelerinin çoğunun tanınmış İttihatçılardan teşkil edilmiş olmasından kaynaklanmaktadır. 8 Karakol Cemiyeti İstanbul un işgaline (16 Mart 1920) kadar faaliyette bulunmuştur. Kurucularından bazılarının İngilizler tarafından tutuklanması ve bir kısım üyelerinin de Anadolu ya kaçmalarından sonra bir ara dağılmıştır. Karakol Cemiyeti nin işgalden sonra tekrar toparlanıp faaliyete geçirilmesi için yapılan Sayfa No: 2

teşebbüsler bir süre sonra sonuçsuz kalmıştır. Bilindiği gibi, cemiyetin şifre anahtarını ve mührünü 9 Kara Vasıf Bey den alan Yüzbaşı Emin Ali Bey, teşkilâtı yeniden canlandırmak istemişse de başarılı olamamıştır. 10 Cemiyetin, daha sonra Üsküdar Şubesi Reisi olan E. H Kaymakamı Muğlalı Mustafa Bey in riyâseti altında faaliyete geçtiği ve Zabıtan Grubu ismini aldığını görüyoruz. 11 Grubun 27 Ekim 1920 tarihinde faaliyete başladığı ve 1921 Ekim ayında ise yeniden isim değiştirerek Yavuz Grubu ismini aldığı bilinmektedir. 12 Zabıtan Grubu, grup amiri Mustafa Bey in Anadolu ya geçmesiyle birlikte Yavuz ismini almıştır. Yavuz Grubu da yeniden teşkil edilen bir heyet-i merkeziye tarafından bir süre daha varlığını sürdürmüştür. Grubun, Yavuz Sultan Selim in resmedildiği bir mühür kullandığı da elde edilen bilgiler arasındadır. 13 B. Karakol Cemiyeti nin Teşkilat ve Kadrosu Karakol Cemiyeti nin ilk teşkilât kadrosu zamanın bilinen İttihatçılarından ibarettir: Sâbık İâşe Nazırı Kara Kemal Bey, E. H. Miralayı Kara Vasıf Bey, Halil Bey, Baha Said Bey, Yenibahçeli Şükrü Bey, Çerkez Reşid Bey ve Ali (Çetinkaya) Bey. 14 Karakol Cemiyeti nin ilk heyet-i merkeziyesini teşkil eden üyeleri ise E. H Miralayı Kara Vasıf Bey, Yüzbaşı Baha Said Bey, Dava Vekili Refik İsmail Bey, Sevkiyâtçı Ali Rıza Bey, Karadeniz Boğazı Kumandanı E. H. Miralayı Galatalı Şevket Bey, 10. Kafkas Fırkası Kumandanı E. H. Kaymakamı Kemaleddin Sami Bey ve E. H. Miralayı Edib Servet Bey dir. 15 Karakol Cemiyetinin ilk teşkilâtı hakkında, cemiyetin Teşkilât-ı Umûmîye Nizâmnâmesi nde geniş bilgiler bulmak mümkündür. 16 Teşkilât nizamnâmesine göre Karakol Cemiyeti nde bir genel merkez oluşturularak faaliyet sahası tesbit ve tanzim edilmiştir. Cemiyetin merkez-i umûmîsi, beş sorumlu üyeden ibaret olup, her üyenin kendi ihtisas sahasında mesai yapmasına itina edilmiştir. Her sorumlu üyenin, seçtikleri muavinleri vasıtasıyla kendi teşkilatlarını, kısım ve şubelere ayırmıştır. Her şubenin gizlilik ve titizlik içinde görev yapmaları planlanmış olup bir şubenin diğerinden haberdâr olmamasına, şahısların tanınmamasına gayret sarfedilmiştir. 17 Karakol Cemiyeti ndeki bu teşkilâtlanmanın zincirleme olarak en alt seviyeye kadar gerçekleştirildiği, taşradaki vilâyet ve kazalarda da teşkilâtlanmaya gidildiği görülmektedir. Bu vaziyet ise diğer gruplara nazaran farklı bir özellik göstermektedir. Çünkü diğer grupların faaliyet sahaları mekân olarak yalnızca İstanbul ve çevresi olmuştur. Karakol Cemiyeti nin böyle bir teşkilâtlanmaya gitmesinin en önemli sebeplerinden biri, taşradaki İttihat ve Terakki mensuplarını bir bayrak altında toplamak istemesidir. Karakol Cemiyeti nin ilk teşkilâtındaki sorumlu üyelerin meşgul olduğu daireler, ilgili nizâmnâmede şu şekilde belirtilmiştir: 18 1- Siyâset, İstihbârât ve Haricîye Dairesi 2- Millî Ordu, Muhârebe Çeteleri ve Seferberlik Dairesi 3- Sevkiyât, Nakliyât, Muhârebe ve Muvâsala Dairesi Sayfa No: 3

4- Maliye Dairesi 5- Muâmelât-ı Zâtîye ve Propaganda Dairesi Karakol Cemiyeti nin bu teşkilâtlanmayı ne dereceye kadar gerçekleştirdiği meçhuldür. Zirâ, İstanbul un işgaline kadar cemiyetin faaliyetleri hususunda açık bir bilgiye sahip değiliz. Ancak, bu teşkilâtın yine aynı zamanda İstanbul semtlerinde kuvvetli direniş teşkilâtları kurduğunu tesis ettiğini bilmekteyiz. 19 Karakol Cemiyeti nin isim değiştirerek Zabıtan Grubu ismi ile faaliyet göstermesi sonucunda teşkilât hususunda da bazı tadilâta gidildiği görülmektedir. 20 Karakol Cemiyeti zamanında kurulmuş olan mahallî teşkilâtların, Zabıtan Grubu zamanında da korunarak faaliyetlerine devam ettirildiği görülmüştür. 21 Ankara, çok geniş bir teşkilâta sahip olan Zabıtan Grubu ndan istifade etmekten daima kaçınmış ve şüphe duymuştur. Grup mensuplarının İttihatçı olmaları ve grup hakkında bazı dedikoduların duyulması, grup ile Ankara arasındaki ilişkinin asgari düzeyde seyretmesine sebep olmuştur. Özellikle, grup mührünün İngilizlerin eline geçmesi ve bu mühür ile Anadolu ya çok miktarda subay gönderilmesi, grubun büsbütün gözden düşmesine ve Anadolu nun yardımından mahrum kalmasına sebep olduğu gibi 22 grubun veya bazı üyelerinin yabancı casus teşkilatı tarafından satın alındığı zannı hasıl olmuştur. 23 C. Karakol Cemiyeti nin Faaliyetleri Vatanın selâmeti ve milletin istiklâlini temin maksadıyla yola çıkan Karakol Teşkilâtı mensupları, kendilerini ne gibi vazifelerin ve mesuliyetlerin beklediğini, yayınladıkları beyânnâmelerinde izâh etmişlerdir. 24 Türk Milleti nin zararına faaliyet gösteren cemiyet, fırka ve casus şebekelerinin, propaganda merkezlerinin tespit edilmesi cemiyetin vazifesi arasında sayılmaktadır. Muhtelif şekillerde ortaya çıkartılan bu casus şebekeleri ve diğer faaliyet merkezlerinin hedeflerine ulaşmaması için her türlü yola müracaat eden istihbârât dairesi, ilgili yerlere casus yerleştirmeyi de ihmâl etmemiştir. Cemiyetin üçüncü teşkilâtı olarak kabul edilen Zabıtan Grubu zamanında da bu tip çalışmalara devam edildiği görülmektedir. Cemiyetin teşkilât ve kadrosu bahsinde isimleri belirtilen bir çok subay, Harbiye Nezâreti nde, sarayda, İşgal Kuvvetleri Karargahlarında istihdâm edilmiş ve Anadolu nun işine yarayacak bir çok bilgi elde edilmiştir. İstanbul İnsanı nın hissiyâtını en üst seviyede tutarak, Millî Mücâdele ye karşı daima hizmetkâr bir tavır almalarında da propaganda faaliyetlerinin rolü büyük olmuştur. Nitekim, cemiyetin İstanbul daki yüksek tahsil gençliği arasında başlattığı propaganda faaliyetleri neticesini göstermiş, işgallere karşı, çok sayıda miting ve nümâyiş yapılmıştır. Teşkilât mensuplarının, kahve, ev ve Cuma namazını müteakip tertip ettikleri sohbetler ile de müsbet bir netice elde edilmiştir. Ayrıca yapılan propaganda faaliyetleri, gençlerin millî hislerine hitap ederek Millî Mücâdele ye gönüllü neferlerin kazandırılmasına vesile olmuştur. 13 Ocak 1920 de Sultanahmet Meydanı nda toplanan 150 bin Türk evlâdı İstanbul Türkündür ve Türk Kalacaktır! protestoları ile heyecân ve teessürlerini müttefiklerin Sayfa No: 4

yüzlerine haykırmışlardır. Bu durum işgalcileri telaşlandırmış ve bu tarihten sonra cebir yoluna müracaat etmişlerdir. 25 Karakol Cemiyeti, bir taraftan İstanbul daki faaliyetleriyle etkili olurken diğer taraftan da Rusya ile siyâsî faaliyetlere başladığı görülmüştür. Siyâsî faaliyetler için daha önce Rusya ya gitmiş olan eski İttihatçılar, zemini hazırlamışlardı. Baha Said Bey, siyâsî faaliyetler neticesi olarak, Karakol Cemiyeti ve Uşak Kongresi Heyet-i İcrâiyesi adına bir anlaşma imzalamıştı. Yapılan anlaşma ile birtakım yardımlar vaadi karşılığında siyâsî tavizler verilmekte idi. 26 Yapılan bu anlaşma Anadolu da büyük tepkilere sebep olmuştur. Özellikle, Kazım Karabekir Bu ne cür ettir? Uşak Kongresi de kim oluyor? Ordu da kimler acaba malumâtdâr? Kayıdsız-şartsız felaketimizi mucib olan bu cinayeti nasıl irtikâb etmişler? Bu muâhedenin kuvve-i te yediyesi nedir? Hususiyle ben Şarkın kumandanıyım, benden habersiz neye muvaffak olunabilir? sözleriyle yapılan anlaşmaya karşı tepkisini göstermişti. 27 Cemiyetin, Millî Mücâdele nin sonuna kadar devam eden en önemli faaliyeti Menzil Hattı Teşkilâtı dır. Cemiyetin, İstanbul ile Anadolu arasındaki irtibatı muhafaza edebilmek için düşünmüş olduğu Menzil Hattı yla bir kolu da Anadolu ya uzanmış oluyordu. Başlangıcı Üsküdar da olmak üzere teşkil edilen Menzil Hattı nın, Anadolu tarafından da desteklendiği bilinmektedir. Menzil Hattı nın amirliğini ise Yenibahçeli Şükrü Bey ve bilahare Yüzbaşı Dayı Mesut Bey sürdürmüştür. 28 Cemiyet, bu yoldan çeşitli tarihlerde Anadolu ya pek çok subay, er ve sivil şahsı geçirerek, cephelerin personel ihtiyacını karşılamıştır. 29 Aynı zamanda, gönderilen silâh ve cephane ile de en kritik dönemde Anadolu nun ihtiyacına cevap verilmeye çalışılmıştı. Teşkilâtın bu yol ile birçok subayı Anadolu ya geçirmesine karşılık, yine aynı yol ile çok sayıda casus ve şüpheli şahsın Anadolu ya girmesine mani olamadığını görmekteyiz. Nitekim, teşkilât mensubu bazı kişilerin, bu işleri gizli tutmaması sebebiyle İngilizlerce öğrenilmiş ve kendi adamlarını da bu yolla Anadolu ya göndermeyi başarmışlardı. Bu tarihlerde kadrosunu tamamlayan Felâh Grubu, subay sevkiyâtı hususunda epey mesafe kat etmiş ve Ankara nın takdirlerini toplamış durumda idi. Ankara nın ise bu hadiselerden dolayı, cemiyeti küstürmek için pasivize duruma getirdiği bilinmektedir. Nitekim, Zabıtân Grubu zamanında EHUR a gönderilen bir raporda,...336 senesi zarfında 1500 zâbit gönderildi. Bilâhare zâbit sevkiyâtı diğer grublara havâle edildiğinden 337 senesi zarfında yalnız 500 e karîb zâbit gönderildi. denilerek subay sevkiyâtından men edildikleri açıkça gözlenmektedir. 30 Bunu takip eden günler içinde de grubun bütün subay sevkiyatı durdurulmuş ve iskelelere gönderilen bir emirle, dört köşe mühürlü belgeler (Karakol-Zabıtan) ile gelenlerin kabul edilmemeleri bildirilmiştir. 31 Cemiyetin üçüncü dairesi sayılan sevkiyât, nakliyât, muhâbere ve muvâsala dairesi ise her türlü silah, cephane ve mühimmât sevkiyâtı işleri ile meşgul olmuştur. Ayrıca, kurye temini ve diğer dairelerle irtibat tesisi de bu dairenin vazifesi idi. Aynı vazifeyi, Zabıtan Grubu zamanında talimât ve tebligât şubeleri yerine getirmişlerdi. Özellikle, Harbiye Dairesi Reisi E. H Miralayı Ömer Lütfi (Yenibahçeli) Bey ile Eslihâ Piyâde ve Makinalı Şube Müdürü E. H Binbaşısı Naim Cevat Bey in yardımları ve diğer memurların fedâkârlıkları sayesinde işgalcilerin kontrollerinde bulunan ambar ve depolardan alınan silah ve cephaneler süratle, Anadolu ya geçirilmiştir. 32 Zabıtan Grubu zamanında ise Anadolu ya yapılan silah ve cephane sevkiyâtı, teşkilâtın Sayfa No: 5

kadrosunun genişliğine nazaran, çok az miktarda olmuştur. Bunun sebeplerinden biri ise Ankara nın emri ile kurulmuş olan Felâh Grubu nun bu sahaları kontrol altına almış olması ve Zabıtân Grubu na yapılmakta olan cüzî miktardaki tahsisâtın kesilmiş olmasıdır. 33 Fakat, memleketlerinin selâmeti için canlarını fedâya hazır olan bu insanlar yine de temin ettikleri harp malzemelerini Anadolu ya göndermekten geri kalmadılar. 34 Grubun en son teşkilâtı olan Yavuz Grubu zamanında yapılan faaliyetlere ait hiçbir malumata tesadüf edilememiştir. Fakat Millî Mücâdele yıllarında İstanbul da nakliyât işleri ile meşgul olan Hüsnü Himmetoğlu, Yavuz Grubu adına tonlarca mühimmâtın Anadolu ya sevkini gerçekleştirdiğini belirtmektedir. 35 II. Felâh Grubu (23 Eylül 1920-4 Ekim 1923) A. Felâh Grubu nun Kuruluşu ve Yapılan İsim Değişiklikleri Millî Mücâdele yıllarında Anadolu ya yardım gayesi ile Ankara, EHUR un tasvibi ile kurulmuş olan ilk gizli grup Felâh Grubu dur. İstanbul un fiilî olarak işgal edilmesinden sonra fevkalade şartlar altında kurulmuş olan grup, Sevres Muahedesi nin İstanbul Hükümeti ne zorla kabul ettirilmesine karşı bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Misâk-ı Millî kararları doğrultusunda Türk Milleti nin varlığını devam ettirmek üzere vazifeye başlayan TBMM Hükümeti nin İstanbul daki tek ve hakiki temsilcisi olmuştur. Bu grup, değişik tarihlerde isim değiştirerek Hamza, Mücâhid, Muhârib ve Felâh isimleri altında yaptığı faaliyetlerle, Millî Mücâdele tarihindeki mümtaz yerini almıştır. Felâh Grubu nun ilk teşkilâtı ve çekirdeği olan Hamza Grubu 23 Eylül 1920 tarihinde faaliyete başlamıştır. 36 Grubun isminin, Hz. Hamza nın kuvveti ve cesaretinden ilham alınarak seçilmiş olduğu tahmin edilmektedir. Bu hususta kesin ve açık bilgiler olmasa bile, o dönem Türk insanının halet-i ruhîyesi göz önünde bulundurulursa, bu ismin bir nevi moral takviyesi olduğu ortaya çıkmaktadır. Zirâ, büyük işler başarmak arzusu ile ortaya çıkan bu insanların mânen de kuvvetli olmaları gerekmekteydi. Özellikle, grubun daha sonraları almış olduğu isimler tetkik edilecek olursa, bunların da aynı düşüncenin ürünü oldukları görülecektir. Aynı zamanda, Hamza, Mücâhid, Muhârib ve Felâh isimleri, İşgal Kuvvetlerine karşı bir baskı unsuru olarak ortaya çıkmıştır. Hamza Grubu nun kurucusu E. H. (Erkân-ı Harb: Kurmay) Yüzbâşı Neşet Bey dir. 37 Neşet Bey in bu teşkilâtı kurmadan evvel de Molteke isimli gizli teşkilâtı kurarak faaliyette bulunduğu bilinmektedir. 38 Başlattıkları faaliyetlere resmî bir sıfat kazandırmak amacı ile Ankara ya giden E. H Yüzbaşı Neşet Bey, Mustafa Kemal Paşa dan hüsnükabul görmüş ve ondan aldığı direktif ile İstanbul a geri dönmüştür. 39 EHU Reisi İsmet Bey in de bu hususta bir emri mevcuttur. EHU Reisi Miralay İsmet Bey in E. H. Yüzbaşı Neşet Bey e gönderdiği bir şifrede: Riyâsetiniz altında Anadolu ya eşhâs ve malzeme göndermek ve istihbârât yapmak üzere İstanbul da mahrem bir teşkilâtın kurulması lüzumu görülmüştür. Mu tezâsının ifâsını ricâ ederim denilmiştir. 40 Neşet Bey, verilen direktife uygun olarak, İstanbul da çalışmalara başlamış ve yakın arkadaşlarından teşkil ettiği Hamza Grubu nun programını E. H Yüzbaşılarından Şakir Sayfa No: 6

Muzaffer Bey vasıtası ile Ankara ya göndermiştir. 41 Hamza Grubu, bu suretle 23 Eylül 1920 tarihinde İstanbul da, istihbârât, subay sevki, silah, cephane ve mühimmât sevki hususlarında faaliyete başlamış oluyordu. 42 Hamza Grubu, grup mensuplarından Şakir Muzaffer Bey in saraya ve İngilizlere bilgi vermesinden şüphelenilmesi ve gruba ait şifre anahtarının İngilizler in eline geçmesi üzerine, isim değiştirmek zorunda kalmıştır. Grup, 15 Aralık 1920 tarihinden itibaren Mücâhid ismini almıştır. 43 Hamza Grubu nun isim değiştirmesinde amil olan diğer bir olay da ilk teşkilât zamanında Ankara dan gelmesi beklenen çanta nın yirmi günden fazla bir zaman geçmesine rağmen, gruba ulaşamamış olması idi. 44 Nitekim, çantanın içinde, gruba yardımda bulanacak birçok kişinin ismi ile Ankara nın gruba gönderdiği emirler yer almaktaydı. Çantanın epey bir müddet İstanbul da dolaşmasına rağmen grubun eline geçmemesi, bu konudaki endişe ve tedbirleri haklı çıkarmaktadır. Mücâhid Grubu da faaliyet sahasında 23 Şubat 1921 tarihine kadar kalabilmiş ve grup bundan sonra Muhârib isim ile faaliyetlerine devam etmiştir. 45 Grup, Muhârib ismi ile de faaliyet sahasında fazla kalamayarak 31 Ağustos 1921 tarihinde Felâh isimini almıştır. 46 Grup adına 15 Ağustos 1921 tarihinde İzmit e gönderilen bir motorun 47 hamulesini bırakarak İstanbul a geri döndüğü bir sırada, bütün motor mürettebâtı İngilizlerce tevkif edilmişti. İzmit e sevkiyâtı gerçekleştiren Nazmi Bey in, Muhârib Grubu na ait sevk makbuzlarını imhâ etmemesinden dolayı, İngilizlerin eline düşmüştü. Bu olay üzerine Muhârib Grubu, derhal ilgili makamları uyararak, grubun isminin değiştirileceğini bildirmişti. 48 Ankara Ehur da 15 Ağustos 1921 tarihinde yayınladığı bir emir ile grup isminde yapılan değişiklik sebebiyle yeni tatbik mühürlerinin 49 gönderilmesine kadar Muhârib mührünün muteber kabul edileceğinin bildirmiştir. 50 Böylece, Muhârib Grubu yerini Felâh Grubu na bırakmış ve Felâh Grubu da Millî Mücâdele nin sonuna kadar görevine devam etmiştir. Felâh Grubunun görevi ise 4 Ekim 1923 tarihinde sona ermiştir. 51 B. Felâh Grubu nun Teşkilat ve Kadrosu Grup, Hamza Grubu ismi altında faaliyete başladığı tarihlerde küçük bir teşkilata sahip bulunuyordu. Hamza Grubu, üç şubeden müteşekkil olup altı tane de mensubu mevcuttu. Grubun teşkilat raporu incelendiğinde her şubenin birden fazla vazifeyi yerine getirmeye çalıştığı görülmektedir. Bu hususta, grup amiri olan E.H Yüzbaşısı Neşet Bey, Ankara ya müracaât ederek, İstanbul dan Ankaraca şâyân-ı itimât kişilerin isimlerini istemiştir. Hamza Grubu nun ilk teşkilatı yapılan araştırmaya göre şu şekilde tespit edilmiştir: 52 I. Şube: 1- İstihbârât, 2- Mutbuât, 3- Propaganda. II. Şube: 1- Subay temini, 2- Subay, er ve askerî personelin sevki, 3- Kurye temini III. Şube: 1- Mühimmât temini, 2- Sanatkâr temini, 3- Mühimmât sevkiyâtı ile ilgilenmekteydi. Grubun I. Şube işleriyle E. H. Yüzbaşısı Seyfeddin (Akkoç) Bey meşgul olmuştur. 53 Sayfa No: 7

Seyfeddin Bey (320-122), grubun üç kurucusundan biri olup yaklaşık bir yıl grupta çalışmış ve 1921 yılı Ağustos ayında Anadolu ya çağrılmıştır. 54 Hamza Grubu nun II. Şubesi aynı zamanda grup amiri olan E. H Yüzbaşısı Neşet Bey meşgul olmuştu. Neşet Bey, gruptan ayrıldığı 4 Şubat 1921 tarihine kadar, Mücâhid Grubu amirliğini de yapmıştır. 55 Grubun III. Şube amiri ise E. H Yüzbaşısı Şakir Muzaffer Bey idi. Ş. Muzaffer Bey, saraya yakınlığı ve İngilizlere bilgi taşıdığı hususunda üzerine toplanan şüpheler sebebiyle, grupta vazife yapması mahzurlu görülmüş ve uzaklaştırılmıştır. 56 Hamza Grubu nun ilk teşkilâtı, görüleceği gibi, çok küçük ve faaliyet sahası ise bir hayli genişti. Bu durum, grubun teşkilât faaliyet raporunda da belirtilmiş ve Ankara dan yardım talebinde bulunulmuştur. 57 Ankara EHUR bu isteği yerine getirerek, kısa zaman içerisinde İstanbul da bulunan Şâyânı-itimâd subayların, grupta toplanmasını sağlamıştır. 58 Ankara dan 1 Aralık 1920 tarihinde gelen isimler taranarak Hamza Grubu nun ikinci teşkilâtı ve kadrosu mümkün olduğu kadar genişletilmiş grup mensuplarının o andaki vazifeleri ile mütenâsip bir şekilde tanzim edilmişti. 59 Ayrıca, Bahriye Şubesi ismi ile bir şube daha kurulması düşünülmüş fakat gerekli olan bahriyeliler ile temas sağlanamadığı için sonuçsuz kalmıştır. 60 Bu şube ancak, Felah Grubu teşkilâtı zamanında gerçekleştirilebilmiş ve faaliyete başlayabilmiştir. 61 Hamza Grubu, bu teşkilâtının yanında bir tedbir olarak İhtiyat Grupları da teşkil etmişti. 62 Herhangi bir tehlikeye maruz kalındığında, Hamza Grubu nun görevini devralacaktı. Bu vazife ile teşkil edilen ilk ihtiyat grubunun ismi Ferhad idi. Onun da yerine geçecek olanının ismi ise Kerimî idi. Bu gruplar, Hamza Grubu nun kurulması ile birlikte ihtiyât grubu olarak tespit edilmiş ve Ankara EHUR a bildirilmişti. Hamza Grubu nun kuruluş ve faâliyet raporunda: "... Hamza Grubu na bir hâl olduğu takdirde yerine Ferhâd Grubu kâim olacak. Ferhâd Grubu hiç bir iş ile işgâl etmeyecekdir. Ferhâd Grubu yerine de Kerimî Grubu nâmıyla üçüncü bir grup kâim olacak. Bunun da şimdilik bir müessisi mevcûd ve kezâ hiç bir işle iştigâl etmeyecekdir. şeklinde Ferhâd ve Kerimî Gruplarının kuruluş gayeleri izâh edilmiştir. 63 Hamza Grubu nun bu kadrosu ve teşkilât yapısı hemen hemen Felâh Grubu teşkilâtının sonuna kadar devam etmiştir. Yalnız, kadrosu ile ilgili olarak bazı değişiklikler, ilâveler yapıldığı söylenebilir. Grubun şubelere göre taksimatına gelince, I. Şube, istihbârât, propaganda ve bunlarla ilgili vazifeleri yapmak üzere teşkilâtlanmıştı. Böyle bir teşkilâtlanma yoluna gidilince, şubenin daimî mensupları yanında fahriyyen vazife yapacak olan kişilerin sayısında da artış görülmektedir. Grubun teşkilât raporunda bu şubenin nasıl çalışacağı ve ne surette eleman istihdâm edeceği açıkça görülmektedir. Raporda "... Bu işlerimizi görürken bir takım mevâki -i mühimmede i timâd edeceğimiz kimselerin bulunmasına muhtâcız. Bunun için de ba zı zevâtı mühim makamlar nezdinde tayin ettirmeğe çalışacağız. Fakat bu adamları maksâd-ı millîmizin hâ inleri telâkkî etmemek için isimlerini oraya yazacağız. ba zı namuslu zevât, hârîcin tâkibât ve desisâtına ma rûz kalmamak için bu gibi vezâ ifi kabûlden imtinâ ediyorlar. Biz bunları te min ederek o işlere sevk etmek istiyoruz. şeklinde, konuya açıklık getirilmeye çalışılmıştı. 64 Grubun eleman istihdâm etmeyi düşündüğü yerler ise şuralardı: 65 Harbiye Nezâreti, İşgal Merkez Kumândânlığı, İstanbul Polis Müdüriyeti ve Harîciye Nezâreti dir. Ayrıca, Yunan Ordusu nun teşkilât ve harekâtı hakkında bilgi toplamak amacıyla biri Bursa da diğeri İzmir Sayfa No: 8

veya Manisa da iki muhbir istihdâm edeceği Ankara ya bildirilmişti. 66 Grubun istihbârât çalışmaları, İstanbul un çeşitli semtlerinde meydana getirilen merkezler vasıtasıyla yürütülmüştür. Bu istihbârât merkezleri de grup mensuplarının evlerinde tesis edilmişti. İstihbârât merkezlerinin yerleri ise, biri Fatih te, ikisi Şişli de ve diğer biri de Eminönü civarındaydı. Buralardaki merkezlere muhabere tesisâtı montajı yapılıp, Anadolu ile irtibâtın muntazam bir şekilde cereyân etmesi sağlanmıştır. 67 İstihbârât Şubesi, grubun son zamanlarında bir hayli genişlemiş ve tecrübeli subayları kadrosunda toplamıştır. Bunlar, Piyade Yüzbaşısı Aziz Hüdai Bey, 68 Piyade M. E. Bedihî Efendi, Piyade Kıdemli Yüzbaşısı Kemal Bey dir. Bunlardan Kemal Bey, Askerî istihbârât, Piyade Yüzbaşısı Aziz Hüdai Bey istihbârât ve matbuât, Piyade M. E. Bedihî Efendi ise umumî istihbârât işlerine memur edilmişlerdir. Grubun ikinci şubesini Kıtaât-ı Fenniye Şubesi teşkil etmekte olup telgraf, telsiz ve diğer muhâbere malzemesinin Anadolu ya gönderilmesi ile ilgili vazifeleri vardı. Şube amiri olan Hilmi Beyin, Yıldız daki Kıtaât-ı Fenniye Deposu nun müdürü olması, bu işleri bir hayli kolaylaştı rmıştı. 69 Hilmi Bey, Ankara nın emri ile İstanbul da kalmaklığı mahzurlu görülerek Anadolu ya çağrılmış ve orada istihdâm edilmişti. 70 Geçiş tarihi kesinlikle belli olmamakla beraber Muhârib Grubu teşkilatı zamanında geçmiş olması muhtemeldir. Zirâ, Felâh Grubu teşkilatında ismine tesadüf edilmemektedir. Hilmi Bey in gruptan ayrılmasından sonra yerine tayin edilen Telgraf Yüzbaşısı Mehmet Ali Bey, son teşkilatta da görev almış ve Anadolu nun takdirlerini kazanmıştır. 71 Grubun üçüncü şubesi ise Muâmelât-ı Zâtîye Şubesi olup, amiri aynı zamanda grup başkanı olan E. H. Yüzbaşı Neşet Bey dir. Neşet Bey, 4 Şubat 1921 tarihinde, Mücâhid Grubu Amiri iken Ankara ya çağrılmış ve orada istihdâm edilmiştir. 72 Onun ayrılmasından sonra bu şubeye Kıdemli Yüzbaşı Fehmi Bey memur edilmiştir. Ayrıca, Sahra Topçu Yüzbaşısı Rasim Bey, Sahra Topçu Yüzbaşısı Kerim Bey ve Ağır Topçu Yüzbaşısı Cevdet Bey de bu şubede vazife yapmışlardır. Bunlardan Sahra Topçu Yüzbaşısı Rasim ve Kerim Beyler, Anadolu ya geçecek olan subayların vesikalarını temin edip, sevkleri ile ilgili işlemleri yerine getirirlerdi. 73 Bunların haricinde bu şubede istihdâm edilmiş birçok kurye mevcut olup, mühim vazifeleri başarı ile yerine getirmişlerdir. IV. Şube ise Mühimmât Şubesi dir. Bu şube en mühim ve faal çalışan şubelerden biridir. E. H. Yüzbaşısı Şakir Muzaffer Bey in gruptan uzaklaştırılmasından sonra gruba dahil olan E. H Yüzbaşısı Ekrem Bey, bu şubeye müdür olmuştur. E. H Yüzbaşısı Neşet Bey in Ankara ya çağrılarak orada istihdâm edilmesinden sonra grup amirliğini de üstlenen Ekrem Bey, bu vazifeyi, grubun lağvedilmesine kadar sürdürmüştür. 74 Ekrem Bey, 1920 yılı içerisinde esâretten dönünce, İstanbul EHUR Talim ve Terbiye Şubesi nde vazife almış ve bu yılın sonuna doğru da gruba dahil olarak iki vazifeyi birden yerine getirmeye çalışmıştır. 75 Ekrem Bey, grupta çalıştığı sıralarda, gösterdiği fevkalade gayretlerine karşılık, 31 Ağustos 1922 tarihinden muteber olmak üzere kaymakamlığa terfi ettirilmiştir. 76 Şubenin memuru ise Piyade Yüzbaşısı İsmail Hakkı Bey dir. 77 Mühimmât Şubesi, Muhârib Grubu teşkilâtının sonuna kadar faal çalışamıyordu. Bu durumu etkileyen en önemli faktör ise eleman eksikliğiydi. Grup, şubenin takviye edilmesi Sayfa No: 9

amacıyla harekete geçmiş ve bu sahada faaliyette bulunanları tespit etmişti. 78 Bu sıralarda, tek başına faaliyette bulunan Topçu Kaymakamı Eyüp Bey in grup tarafından fark edilmesi, işleri bir hayli hafifletmişti. Grup, Eyüp Bey ile İstanbul Harbiye Dairesi Reisi Miralay Asım (Gündüz) Bey in tavassutuyla temasa geçmiş ve Ankara nın bilgisi dahilinde onu gruba dahil etmiştir. Ankara dan gelen 23 Mayıs 1921 tarihli yazıyla da Topçu Kaymakamı Eyüp Bey in, grubun İmâlât-ı Harbiye Şubesi ni temsil edeceği kaydedilmiştir. 79 Bu emir aynı zamanda, Eyüp Bey in Anadolu Ordusu kadrosuna alındığını da göstermektedir. Grubun diğer bir şubesi ise Levâzım Şubesi dir. 80 Bu şube levâzım ve para işleri ile meşgul olmuştur. Şube amiri ise Levazım Yüzbaşısı Sabit Bey dir. Şubede vazifeli memurlardan Levâzım Yüzbaşısı Kemaleddin ve Rıza Beyler, seçildikleri halde vazifeye başlamışlardır. Yalnızca Levâzım Yüzbaşı Vasfi Bey, gruba dahil olmuştur. Hamza Grubu nun ikinci teşkilâtında belirtilen ve bir türlü faaliyete geçirilemeyen Bahriye Teşkilâtı Şubesi ise ancak Muâvenet-i Bahriye Heyeti nin Felâh Grubu na katılmasından sonra gerçekleşmiştir. Felâh Grubu 8 Kasım 1922 tarihine kadar müstakil olarak vazifesine devam etmiş ve bu tarihten sonra da İstanbul Kumândânlığı nın işlerine, her hususta yardım edileceği kaydedilmiştir. 8 Kasım 1922 tarihli yazıda, yapılacak olan yardımlar ile grubun müstakil olarak faaliyet etmesinin engellenmemesi, özellikle belirtilmişti. Fakat, 1 Ocak 1923 tarihinde Ankara dan gelen bir yazı grubun kaderini tayin ediyordu. EHUR II. Şube den, Hüsameddin imzalı 1 numaralı emirde, grubun mesâisinden İstanbul Kumândânlığı nı haberdâr edeceği açıklanmıştı. 81 Bu durum, Felâh Grubu nun İstanbul Kumândânlığı nın kontrolü altına girdiğini göstermektedir. Nitekim, 3 Şubat 1923 tarihinde EHUR dan gönderilen bir emirde, Felâh Grubu nun silâh, cephâne, malzeme temini ve sevkiyâtı gibi faaliyetlerine son verildiği belirtilmiştir. 82 Bu vazifelerin bundan böyle İstanbul Kumândânlığı na verildiği izâh edilerek MMV. ile Felâh grubu arasındaki hesapların kapatılacağı da ifade edilmiştir. Felâh Grubu nun sevkiyât ve muâmelât-ı zâtîye ile meşgul olan subaylarının Ankara-İstanbul arasındaki haberleşme ile meşgul olacağı da kayda bağlanmıştı. Bu faaliyetler hususunda ise grubun doğrudan EHUR a bağlı olacağı ilave edilmiştir. Verilen emirlere ek olarak grubun, İstanbul un İşgal Kuvvetleri tarafından tahliyesi sırasında vazifelendirileceği ve bunun için de ayrıca bir talimâtnâme ile bu hususa açıklık getirileceği bildirilmiştir. 83 Felâh Grubu nun şeklen devam eden varlığı, yaklaşık dokuz ay sonra, 4 Ekim 1923 tarihinde sona ermiştir. 84 C. Felâh Grubu nun Faâliyetleri Felâh Grubu nun ilk teşkilâtı olarak kabul edilen Hamza Grubu teşkilâtı, ilk olarak üç şube ile faaliyete başlamıştı. Daha sonraları ise bu teşkilatın Bahriye Şubesi nin açılması ile şube sayısının altıya çıktığı bilinmektedir. Bu şubelerin faaliyetleri ise kısaca şu şekilde izah edilebilir: İstihbarât Şubesi kurulduğu tarihten itibaren Ankara ile irtibâtını devam ettiren en önemli merkez hüviyetini korumuştur. Ankara dan gelen emirlere göre harita tedâriki, propaganda ve matbuât faaliyetleri yanında, İstanbul un durumu hakkında yapılan istihbarât faaliyetleri, bu şubenin önde gelen meşguliyeti arasındaydı. İstanbul Hükümeti nezdinde yerleştirdiği elemanları vasıtasıyla önemli bilgiler Ankara ya gönderilmekteydi. Sayfa No: 10

1920 yılı sonundan itibaren, Yunan Ordusu nun sevkü l-ceyşini ordu miktarını ve teferruâta ait bilgileri ihtivâ eden raporlar, 1922 yılı sonuna kadar düzenli şekilde gönderilmeye çalışılmıştır. Bu raporlar, Ankara EHUR için mükemmel ve mühim bir kaynak teşkil etmişti. 85 İstihbârât Şubesi nin diğer bir vazifesi ise İstanbul halkına Anadolu da cereyân etmekte olan Millî Mücâdele lehinde propaganda yapmak idi. Bilindiği gibi, İstanbul da İşgal kuvvetlerinden ekâlliyetlere kadar Anadolu da cereyân eden Millî Mücâdele ye muhalif olanlar mevcuttu. Bunların menfî yönde yapmış oldukları propagandanın İstanbul halkı üzerindeki tesirlerini bertaraf etmek gerekiyordu. Bu maksatla, karşı propaganda faaliyetleri büyük bir ehemmiyet taşıyordu. Bu vazifenin ise istihbârât şubesi tarafından başarı ile yerine getirildiğini görmekteyiz. İstihbârât Şubesi nin diğer bir faaliyet sahası ise Trakya ile ilgili istihbârât faaliyetleri olmuştur. Bu hususta EHUR dan Felâh Grubu na gönderilen 29 Kasım 1922 tarihli bir emirde, Balkanlar da tesis edilecek bir istihbârât şebekesinden bahsedilmektedir. Ayrıca, bu şebekenin bir kroki ile tespit edilip, merkez kurulacak yerlerin Ankara ya bildirilmesi de istenmişti. 86 Felâh Grubu cevap olarak gönderdiği yazıda Köstence, Bükreş, Varna, Eskizağra, Belgrat, Sofya, Filibe, İzmir, Gümülcine, Siroz, Selanik, Üsküp, Manastır ve Atina da istihbârât merkezleri kuracağını bildirmiştir. Ayrıca, Varna, Filibe ve Sofya da bu yerler için birer memur tedârik edildiğini ve haberleşme faaliyetlerinin başlatıldığı kaydedilmekteydi. Grubun bu husustaki faaliyeti, diğer sahalardaki faaliyetleri sona erdiği halde, lağvedildiği tarih olan 4 Ekim 1923 e kadar devam etmiştir. 87 Felâh Grubu nun çeşitli makamlar ile yapmış olduğu haberleşme de istihbârât şubesi vasıtasıyla gerçekleştirilmişti. Felâh Grubu, kurulduğu tarihten itibaren Anadolu ile irtibatı aralıksız sürdürmüş ve bu yol ile aldığı emirleri kusursuz bir şekilde yerine getirmeye çalışmıştır. Grup, bu irtibat ve haberleşme sistemini zamanın şartlarına göre tanzim ederek, İngiliz casuslarının ve muhbirlerinin tuzağına düşmeden gerçekleştirmiştir. Ankara dan veya sahillerdeki istihbârât zabitliklerinden gönderilecek olan kuryelerin, kendileri ile doğrudan temasa geçmelerini mahzurlu bulan grup verdikleri adreslere müracaat edilmesini ve bu suretle irtibatın sağlanmasının uygun olacağını düşünmüştür. Bu sayede, Ankara ile aralarındaki haberleşme mekanizmasını emniyet altına almaya çalışmışlardır. 88 Grup, bu meydânda çeşitli tarihlerde değiştirilmek üzere bir takım adresler vererek haberleşmeyi emniyet altına almıştır. 89 Grubun, Ankara ile haberleşmesini temin edecek diğer bir yol ise sahillerdeki İstihbârât Zâbitlikleri ile şifre haberleşmesidir. Ankara-İstanbul arasındaki haberleşme ise şu şekilde yapılmakta idi. Hamza Grubu tarafından hazırlanan herhangi bir rapor veya yazı, kurye vasıtasıyla İnebolu ya gönderilecek orada şifre ediliyor ve telle Ankara ya ulaştırılıyordu. Bu yol ile yapılan haberleşmeler ilk zamanlarda, İnebolu İstihbârât Zâbiti nin kayıtsızlığı yüzünden pek iyi sonuç vermemiş ve grup, bazı tehlikelere maruz kalmış ise de İstihbârât Zâbitliği nin Ankara tarafından dikkatinin çekilmesinden sonra işler normale dönmüştür. 90 Grup teşkilat ve faaliyet raporunda da belirttiği gibi EHUR. un herhangi bir şube amiri ile temasa geçmesi halinde, nâm-ı müsteârlarını tesbit etmiş ve Ankara ya bildirmişti. Bu nâm-ı müsteârları ise şu şekilde tanzim edilmiştir: 91 Sayfa No: 11

Yıldız: I. Şube Amiri E. H Yüzbaşısı Seyfeddin Bey. Ay: II. Şube Amiri E. H Yüzbaşısı Neşet Bey. Güneş: III. Şube Amiri E. H Yüzbaşısı Şakir Muzaffer Bey. 92 Ankara EHUR, gruba gönderdiği emirlerde, emir hangi şubeyi ilgilendiriyorsa, o şubenin nâm-ı müsteârını kullanmış ve bu durum Felâh Grubu teşkilatı sonuna kadar devam etmiştir. 93 Ayrıca, Ankara EHUR, gruba gönderilecek yazıların başına, her hangi bir yanlışlığa meydan verilmemesi için F harfi ile işaret edilmesini, doğrudan tel haberleşmesinde ise F. G başlığının konulmasına kararlaştırmıştır. 94 Grup, isim değiştirip yeni bir isim altında faaliyete başladığı zaman haberleşmelerinde kullandığı şifre anahtarını ve vesikalarında kullanmış olduğu mühürlerini de değiştirmeyi ihmal etmemiştir. Hamza Grubu, Mücâhid ismini alınca şifre ve mührünü değiştirdiğini öğrenmekteyiz. 95 Aynı durum Mücâhid 96 ve Muhârib Gruplarının isim değiştirmelerinde de olmuştur. 97 Grubun ikinci şubesi olan Kıtaat-ı Fenniye Şubesi, Telsiz, telgraf, telefon ve bunlara mahsus malzemelerin temini ve sevklerini gerçekleştirmeye çalışmıştır. 98 Grubun üçüncü şubesi ise Anadolu nun işine yarayan subay, er ve askerî sanatkârların temin edilmesi ve bunların sevkleri hususunda faaliyet gösterilmişti. Bunun için de Harbiye Nezâreti Muâmelât-ı Zâtîye Dairesindeki adamları ile sıkı bir irtibât kurularak oradaki sicil defterlerine göre subay seçimi yapılmasına özen gösterilmiştir. Anadolu ya geçecek subaylara verilecek olan şâyân-ı itimâd belgelerini de bu şube hazırlamaktaydı. Bunlara ilâveten, grubun kurye olarak istihdâm ettiği şahısların temini ve vazifelerinin tanzimi de bu şube tarafından sevk ve idare edilmekteydi. Karakol Cemiyeti nin gözden düşmesinden sonra Anadolu ya subay sevk işlemleri yalnız bu şube tarafından gerçekleştirilmiştir. Millî Mücâdele nin sonuna kadar da bu vazifesine devam etmiştir. Grubun dördüncü şubesini önceleri Mühimmât ve son haliyle de İmâlât-ı Harbiye şubesi teşkil etmektedir. Bu şubenin faaliyetleri Millî Mücâdele nin kazanılmasında çok önemli bir yer tutmaktadır. Eldeki mevcut imkânlar kullanılmak suretiyle cereyân eden Millî Mücâdele ye silâh ve cephâne temin etmeye çalışan bu şube, yaklaşık olarak 160-170 vapur ile cephâne sevkiyâtını gerçekleştirmiş ve tonlarca mühimmâtı Anadolu ya nakletmiştir. 99 Bunlardan başka, motor, taka, sandal, mavna ve sallar da da mühim miktardaki silâh, cephâne ve mühimmâtı İstanbul dan İzmit, Akçaşehir ve Ereğli üzerinden Anadolu ya zayiât vermeden sevk etmeyi başarmıştır. 100 Ayrıca, mübayaâ yolu ile dışarıdan silâh ve cephâne temini işleri ile de meşgul olan bu şube, silâh ve mühimmâtı diğer müteşebbislerden daha ucuza temin ederek Anadolu Maliyesi ni külfete sokmamıştır. 101 Teşkilâtın beşinci şubesini Levâzımât Şubesi temsil etmektedir. İstanbul dan Anadolu nun işine yarayacak levâzım malzemelerinin temini işinde bir hayli başarılı olmuştur. Özellikle, Saraçhâne ambârlarındaki malzemenin danışıklı döğüş şeklinde mübayaâsını gerçekleştiren bu şube, askeri eşya konusunda Ankara nın müracaât ettiği tek şube olmuştur. Levâzım Şubesi, grubun çeşitli sahalardaki sevkiyâtın bütün nakliyât ve hesap işlerini de üstlenmişti. 102 Grup tarafından sevk edilecek şahıslara verilecek harcırahların tanzim edilmesi, grup mensuplarının maaşları, muhbir ve casuslara tahsis edilen paraların tedâriki ve nakliye ücretlerinin tespit edilmesi bu şubenin vazifeleri arasında idi. Sayfa No: 12

III. Müdâfââ-i Millîye Heyet-i Merkeziyesi A. Teşkilatın Kuruluşu Müdâfââ-i Millîye Teşkilâtı, Osmanlı Hükümeti nin İşgâl Kuvvetleri karşısındaki aczi ve İstanbul dahilindeki ekâlliyetlerin mütecâviz hareketleri sonucu kurulmuş bir teşekküldür. İstanbul Türkünün can, mal ve namuslarının korunması ve ekâlliyetlerin her türlü tecavüzüne karşı zorunlu bir ihtiyaçtan ortaya çıkan bu teşkilâtın ilk nüvesi Topkapı semtinde atılmıştır. Mahallî teşkilâtlar, muhitlerince sevilen, sayılan şahısların teşebbüsleri ile tedrîci olarak kurulmuş ve bilâhare genişlemiştir. Müdâfaâ-i Millîye Teşkilâtı nın kuruluş gayesi, grubun 2 Kasım 1922 tarihinde Ankara EHUR a gönderdiği raporda şu şekilde izah edilmektedir:.her türlü ihtimâl ve tehlike karşısında ve İstanbul un herhangi bir ihtilâl vaziyetinde, hâl ve mevkî e hâkim olarak İstanbul daki müslümân kuvetlerini gâye-i millîyeye doğru sevk ve idare etmek ve Anadolu daki mücâdeleye İstanbul dan ma nen ve maddeten zâhir olmak üzere teşekkül etmiştir. 103 1920 yılının ilk aylarında kurulmuş ve resmiyeti Anadolu tarafından tasdik edilmiş bulunan Müdâfaâ-i Millîye Teşkilâtı nın içindeki bu şahısların gayretleri sonucu değişik sahalarda faaliyette bulunmak amacı ile tamamen hususî surette kurulmuş olan bir grup daha ortaya çıkmıştır. Bu grup mensupları, Müdâfaâ-i Millîye Teşkilâtı nın yalnız baş harflerini alarak, MM ismini kullanmışlardır. Böylece, bir teşkilat görünümünde olan fakat gerçekte biri istihbârât, propaganda vs. hususlarında faaliyet gösteren MM Grubu, diğeri ise Müsellâh Müdâfaâ-i Millîye Teşkilâtı olarak iki ayrı teşkilât ortaya çıkmıştır. 104 B. Müdafaa-i Milliye Teşkilat ve Kadrosu Millî Mücadele yıllarında İstanbul da faaliyette bulunmuş olan Müdâfaa-i Millîye Teşkilatı nın çekirdeği Topkapı da kurulmuş olan mahalle teşkilatıdır. Karakol Cemiyeti mensuplarından olan Yüzbaşı Emin Ali Bey ve Kasımpaşa Bahriye İtfâiye Taburu Bölük Kumândanlarından İsmail Hakkı Bey tarafından kurulmuş olan bu teşkilatın kısa zamanda genişlediğini görmekteyiz. 105 Müdâfaa-i Millîye Teşkilâtı, İstanbul genelinde üç mıntıkada teşkilâtlanmıştır. Bu mıntıkalardan ilki İstanbul Mıntıkası 106 olup, diğerleri ise Beyoğlu 107 ve Üsküdar 108 Mıntıkalarıdır. Kuruluşundan yaklaşık bir yıl sonra 3 Mart l92l tarihinde Anadolu tarafından resmîyeti kabul edilmiştir. 3l Temmuz l92l tarihinden itibaren Anadolu Ordusu Kadrolarına alınan Müdafaâ-i Millîye Teşkilatı nın ilk Heyet-i Merkeziyesi ise şu kişilerden teşkil edilmiştir. 109 Süvari Mîrâlâyı Esad Bey (Reis), Topçu Kaymakamı Kemal Bey, 110 Piyâde Kaymakamı Hafız Besim Bey (Reis vekili), Merkez Kumândân Muâvini Süvâri Binbaşı Ferhat Bey, Kıdemli Yüzbaşı Ömer Lütfi Bey, Süvari Yüzbaşı Kâmil Bey (Harbiye Nâzırı Yâveri), Piyade Yüzbaşı Lütfi Bey. Esat Bey in 25 Kasım 1922 de istifa etmesi 111 üzerine 5 Aralık 1922 tarih ve 644/855 numaralı emir ile İhsan Paşa teşkilatın başına geçmiştir. 112 Sayfa No: 13

Taşkasap ta Şeyh Visâlî Dergâhı nda gizli toplantılar tertip ederek çalışmalarını sürdüren teşkilât, İstanbul un o tarihlerdeki 1054 mahallesinde mevcut olan tulumbacıları, hammalları, arabacıları, İstanbul Merkez Kumândânlığı emrindeki inzibat zabitlerini, jandarma ve polis memurlarını elde ederek kuvvetli bir silahlı mukâvemet ağı kurmuştur. Ayrıca, Harbiye Mektebi, Tıbbiye Mektebi, Dârü l-eytâm, Galatasaray ve İstanbul Sultânîleri talebeleriyle bütün Müslüman sporcuların teşkilâta dahil edildiği de bilinmektedir. 113 Harp Tarihi Arşivi nde yaptığımız araştırmalarda Müdâfaâ-i Millîye Teşkilâtı na ait üye defterine tesadüf edilmiştir. Bu defterde her üye numara sırasına göre kayda geçmiş ve semt değiştirenlerin kayıtları, ilgili semtte yeniden tanzim olunmuştur. Teşkilât içindeki hizip ve çekişmelere rağmen, Müdâfaâi Millîye nin silâhlı mensuplarının sayısı 10.000 i geçmiştir. 114 Ayrıca, Müdâfaâ-i Millîye Teşkilâtı, İstanbul un İşgal Kuvvetleri tarafından tahliye edileceği zaman muâzzâm bir silahlı kuvvet vücuda getirmiş, ekâlliyetlerin tecâvüzlerine karşı halkı müdafaâ etmişlerdir. Bu hususta Ankara nın da teveccühlerini kazanmışlardır. C. MM Grubu Teşkilâtı ve Kadrosu MM Grubu nun teşkilâtını iki devre içinde incelemek mümkündür. Birinci devre kuruluşundan, Süvari Kaymakamı Hüsameddin (Ertürk) Bey in Anadolu ya geçişine kadar olan zamanı teşkil eder. Bu devre, grub için pek silik ve pasif şekilde geçmiştir. İstanbul un işgâl edilmesini müteâkib, burada fazla hizmet veremeyeceğini anlayan Fevzi Paşa, Anadolu ya geçmiş ve giderken Hüsameddin Bey i de Ankara ya çağırmış idi. 115 İşgâlden sonra sıkı bir takibe maruz kalan ve Fevzi Paşa ya vermiş olduğu sözü yerine getirmeye karar veren Hüsameddin Bey, 1921 senesinin Ocak ayında Anadolu ya hareket etmiştir. Hüsameddin Bey, EHUR Harekât Şubesi Müdürü Salih Bey e 29 Ocak 1921 tarihinde çektiği bir telgrafta ailesiyle birlikte Samsun a geldiğini ve Fevzi Paşa ya haber vermesini istemiştir. 116 Hüsameddin Bey, daha Samsun da iken Fevzi Paşa dan aldığı bir telgraf ile İstanbul da bir grup kurulmasını ve başkanlığını da kendisinin yapacağını öğrenir. Fevzi Paşa, 30 Mart 1921 tarihinde Hüsemeddin Bey e göndermiş olduğu şifrede, İstanbul ve gruplarının hâl-i hazırdaki vaziyetini anlattıktan sonra yeni bir gurubun kurulması hususunda şöyle bir direktif vermiştir: 117...Bu ana kadar eşhâs ve mahâfîl-i muhtelifenin hudûd-ı esasîyesini tanımış ve Anadolu ya lâzım olan malzeme, mühimmât, teçhizât, eslihâ vesa ir levâzımın tedârik edildiği menâbi i ögrenmiş bulunan Muhârib ve Mustafa Bey Gruplarının mâ kûl hareket eden bir kısım azâlarının kabul ve idhâli tensîb ve takdîrinize muhâmmel olmak üzere zât-ı alîlerinin riyaset buyuracakları esaslı bir grubun yeni baştan teşkili ve diğer teşkilâtların ilğâsı da te emmül olunmaktadır. Fevzi Paşa nın emir ve direktifleri ile ortaya çıkan yeni vaziyet, o sıralarda hususî bir mahiyet arz eden MM Grubu, dolayısıyla da Hüsameddin Bey için biçilmiş bir kaftan idi. 118 Hüsameddin Bey, hemen faaliyete geçmiş ve o tarihlerde firardan yeni dönmüş bulunan ve MM Grubu nun başında olan Topkapılı Mehmed Bey in Samsun da bulunduğunu öğrenmişti. 119 Hüsameddin Bey, Mehmed Bey e, Fevzi Paşa dan aldığı telgrafı göstererek İstanbul da yeni bir gurup kurulmasını istediğini ve amirliğini de kendisinin üstlenmesi gerektiğini izâh etmişti. Bu hususta Mehmed Bey in yardımını talep ederek, ona:.istanbul daki gizli teşkilatımıza bu keyfiyeti tamim et. Ankara dan göndereceğim talimatı, istihbarâtçı, teşkilâtçı ve propagandacı arakdaşlara tebliğ et. Aramızda mevcut gizli şifreyi, işlerimizde kullan, aynı zamanda top, tüfek, cephane, askeri levâzım ve eczây-ı tıbbiye ne Sayfa No: 14

bulursanız, elinize ne geçerse onları da buraya gönderiniz. diyerek, gerekli direktifi verdiği bilinmektedir. 120 Bu vesile ile de grup, faâl bir hüviyet kazanmıştı. MM Grubu nun resmen kuruluşu ise 1921 yılı Nisan ayına tesadüf etmektedir. 121 Böylece, istihbârat ve propaganda işlerinde faaliyet gösteren, son zamanlarda da silah, cephane sevkiyâtı gerçekleştiren ve Ankara dan idare edilen bir grup kurulmuş oldu. Grup, kendisine mahsus bir mühür kazdırarak, 122 Hüsameddin Bey in başkanlığında faâliyete başlamıştır. 123 MM Grubu nun ilk heyet-i merkeziyesi ise şu kişilerden teşkil edilmişti: Topkapılı Mehmed Bey, Yüzbaşı Emir Ali Bey, Topçu M. E. Muhlis Bey, Kuvây-ı İnzibâtiye Fırkası Topçu Kumândânı Erzurumlu Kaymakam Kemal Bey 124 ve muhasebeye ise Topkapılı İhsan Bey memur edilmişlerdi. Hüsameddin Bey, grubu Ankara dan idare etmekte ve İstanbul da ise işleri Topkapılı Mehmed Bey ayarlamaktaydı. MM Grubu, Hüsameddin Bey in ısrarlı çalışmaları ve EHU Reisi Fevzi Paşa nezdinde yaptığı propaganda neticesinde, İstanbul da tutulmuş ve 24 Mart 1922 tarihinde Anadolu Ordusu kadrosuna alınmıştır. 125 D. MM Grubu nun Faâliyetleri MM. Grubu, ilk kurulduğu tarihlerde teşkilâtsızlık ve parasızlık yüzünden pek faâl bir rol oynamamıştı. Yapılan hizmetler, daha çok ikinci derecede önemi hâîz istihbârât bilgilerinin temin edilmesinden ibaretti. Fakat, MM Grubu nun ıslâh edilip resmî bir hüviyet kazanmasından sonra Millî Mücâdele ye önemli hizmetleri geçmiştir. MM Grubu faâliyetlerini propaganda, istihbârât, silâh ve cephane sevkiyâtı gibi hususlar üzerinde yoğunlaştırmıştı. Grup, istihbârât ile ilgili olarak birçok yerde eleman istihdâm etmiş ve bunlar vasıtasıyla elde ettiği bilgileri Ankara ya ulaştırmıştır. 126 Grup, İstanbul da muhâlif cemiyet, fırka ve casus teşkilâtları ile ilgili istihbârât bilgilerini sürâtle Ankara ya göndermiştir. Özellikle Hürriyet ve İtilâf Fırkası, Askerî Nigehbân Cemiyeti, Kızılhançerciler ve İngiliz Casusları hakkındaki istihbârât faaliyetleri dikkate şâyândır. MM Grubu, Çocukları Çalıştırma Derneği isimli bir dernekten de azamî derecede istifade ederek, istihbarât sahasında önemli bilgiler elde etmiştir. Vahdeddin, Boğaziçi ndeki Kalender Kasrı nı, bu cemiyete tahsis etmiş ve burada yatılı bir ziraat mektebi açmıştı. Bu mektepte sık sık müsâmereler tertip edilmiş, İngiliz, Fransız ve İtalyan işgal kuvvetlerinin yüksek rütbeli subayları da çağrılmıştı. Grup, bu vesile ile birçok önemli bilgileri elde ederek Anadolu ya göndermişti. 127 MM Grubu nun silah, cephane ve mühimmât temini hususunda da kendini kabul ettirdiği görülmektedir. Bunda, İstanbul un çeşitli semtlerindeki depo, ambar gibi yerlerde vazifeli subay ve diğer şahısların da rolü büyük olmuştur. 128 Grub, İstanbul daki silah depolarından Anadolu ya gönderdiği harp malzemelerinin yanı sıra çok lüzumlu olan malzemelerin mübâyaâ işiyle de ilgilenmiştir. Nitekim, o dönemde Anadolu ya karşı tavırlarını değiştiren Fransızlar ile yapılan mübâyaâ müzâkereleri dikkati çekmektedir. 129 MM Grubu, İstanbul da İşgal Kuvvetlerinin zaâfından istifade ederek 20 vapur, 36 motor, 4 taka, 3 sandal ve 1 mavna ile yaklaşık 40.000 ton silah, cephane ve mühimmât sevkiyâtını gerçekleştirmişti. 130 Sayfa No: 15

IV. İmâlât-ı Harbiye Grubu İşgâl Kuvvetleri denetimi altında bulunan depolardan Anadolu ya silâh, cephane ve mühimmât temin etmek maksadıyla kurulmuş hususî bir teşkilâttır. 19 Mart 1920 tarihinde kurulmuş olan ve yaklaşık 9 ay müstakil olarak faâliyet gösteren İmâlât-ı Harbiye Grubu nun kurucusu Ağır Topçu Kaymakamı Eyüp (Durukan) Bey dir. 131 Bilindiği gibi; İşgal Kuvvetleri, Osmanlı Devleti nden Mondros Mütârekesi ahkâmına göre, bütün silâh, cephâne ve mühimmâtın tesbit ve teslim edilmesini istemişlerdir. Osmanlı Devleti de bu meyanda bir komisyon teşkil etmiş idi. 132 Harbiye Nezâreti Harbiye Dâiresi Reisi nin amirliğinde kurulan bu komisyonda Kaymakam Eyüp Bey de bulunmaktaydı. 133 Eyüp Bey, İşgal Kuvvetleri isteklerinin harfiyen yerine getirilmesine taraftar değildi. Hatta, tanzim edilecek cetvellerde, tesbit edilecek olan harp alet ve edevâtının sayısını olduğundan az göstermek veya hiç vermemek fikrindeydi. Fakat kendisi gibi düşünen bir kaç arkadaşı ile bu fikri kabul ettiremediği görülmektedir. İşte bu hadiseden sonra düşüncelerini tatbik etmek için bazı şahsi teşebbüslerde bulunmaya karar vermişti. İmâlât-ı Harbiye Grubu nun kurulması ile neticelenen bu faâliyetlerin gayesi, Anadolu da başlayan Millî Mücâdele ye İstanbul dan silah, cephane ve mühimmât tedârik etmekti. Eyüp Bey, kurduğu bu grup ve elemanları 134 vasıtasıyla Tapa, Tophâne, Feshâne, İmâlâthâne, Baruthâne, Ayazma ve Ağaçlı, Beykoz, Tahniye, Bez ve Zeytinburnu Fabrikalarından, Karadeniz, Hadımköy ve Çanakkale Depoları ile Çobançeşme, Karaağaç, Pirîpaşa ve Zeytinburnu Ambarlarından mümkün olduğu kadar istifade yoluna gitmiştir. İmâlât-ı Harbiye Grubu, Topçu Miralayı ve Harbiye Dairesi Reisi Asım Bey ile Topçu Miralayı Ömer Lütfi Bey in tavassutu sonucunda Muhârib (Felâh) Gurubuyla birleşme yoluna gitmiştir. EHUR da 23 Mayıs 1921 tarihinde Muhârib Grubu na gönderdiği şifre ile bu duruma açıklık getirmiştir. Şifrede: Anadolu Ordusu kadrosuna idhâl edilmek suretiyle Topçu Kaymakamı Eyüp Bey in mâiyetine intihâb edeceği diğer iki zâbit ile grubunuzun imâlât-ı Harbiye şubesini temsil etmeleri tensib kılınmıştır 135 denilmektedir. Böylece, imâlât-ı Harbiye ile Felâh Grubu teşrik-i mesâi ederek Anadolu nun teveccühünü kazanmıştır. V. Muhavenet-i Bahriye Heyeti A. Muâvenet-i Bahriye Heyeti nin Teşkilat ve Kadrosu MMV nin ve Anadolu Ordusu nun her sınıfta olduğu gibi bahriye teşkilâtında da büyük eksiklikleri bulunuyordu. MMV bu eksikliği tamamlamak ve Millî Mücâdele nin deniz cephesini teşkilâtlandıracak olan Umur-u Bahriye Müdürîyeti ni 10 Temmuz 1920 de teşkil etmekle işe başlamıştı. 136 Bu tarihlerde, İstanbul da kurulmuş çeşitli gizli teşkilâtlar olmasına rağmen, hemen hepsi, kara kuvvetlerinin harp malzemelerini temin ile meşgul bulunuyorlardı. Bu durum, MMV Bahriye Şubesi nin dikkatini çekmiş, bahriye ile ilgili gizli bir teşkilâtın kurulması için çalışmalar başlatılmıştı. Fakat, zamanın şartları gözönünde tutularak, müstakil bir grup yerine, faâliyette bulunan bir grup içinde şube olarak kurulması uygun görülmüştü. Diğer taraftan, 16 Ocak 1921 tarihinde EHUR dan Mücâhid Grubu na gönderilen bir emirde de grubun bahriye şubesinin Sayfa No: 16