MENOPOZ DÖNEMİNDE KADIN. Evren Bayraktar GÖRGEL Doç. Dr. Funda Pınar ÇAKIROĞLU



Benzer belgeler
Klimakterium ve Menopoz. Araş. Gör. Uzm. Betül Mammadov

Yrd. Doç. Dr. Şenay TOPUZ

MENOPOZ DÖNEMİNDE KADIN. Evren Bayraktar GÖRGEL Doç. Dr. Funda Pınar ÇAKIROĞLU

BESLENME İLKELERİ BESLEME, BESİN ÖĞESİ VE SAĞLIK

MENOPOZ DÖNEMİNİN ÖZELLİKLERİ

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

gereksinimi kadar sağlamasıdır.

MENOPOZ. Dr. Serdar Balcı, Dr. Eser Çolak. Başkent Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum

SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE

İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

SUNUM PLANI MENOPOZ DÖNEMİNİN ÖZELLİKLERİ MENOPOZDA GÖRÜLEN SORUNLAR MENOPOZ DÖNEMİNDE BESLENME İLKELERİ YAŞLILIKTA BESLENME

OKUL ÇAĞINDA BESLENME

MERVE SAYIŞ TUĞBA ÇINAR SEVİM KORKUT MERVE ALTUN

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

SAĞLIKLI BESLENME. AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Sağlıklı Yaşam Merkezi Dyt. Melda KANGALGİL

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

ENERJİ METABOLİZMASI

DİYABETTE BESLENME PRENSİPLERİ

Vitaminlerin yararları nedendir?

HİPERLİPİDEMİ TEDAVİ KILAVUZU VE YAŞAM TARZI ÖNERİLERİ

Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi

GEBELİKTE YETERLİ ve DENGELİ BESLENME


Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar.

Sağlıklı besleniyoruz Sağlıkla büyüyoruz. Diyetisyen Serap Orak Tufan

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri

ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME

ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME

MENOPOZ. Menopoz nedir?

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

GEBELİK DÖNEMİNDE BESLENME. Dr. Hülya YARDIMCI A.Ü. Beslenme ve Diyetetik Bölümü

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

Menopozda Öz-bakım. Doç.Dr.Nevin Hotun Şahin İ.Ü Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi

Sporcu Beslenmesi Ve Makarna. Prof. Dr. Funda ELMACIOĞLU Beslenme ve Diyetetik Bölümü Bölüm Başkanı

KALP DAMAR SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI RİSKLERİNDEN KORUNMA

Araş.Gör.İnci Türkoğlu Araş.Gör.Neslihan Ülger Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü

KALP DAMAR HASTALIKLARI VE BESLENME

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ

Eğer metabolizmanızda bir sorun varsa, başta kilo kontrolünüz olmak üzere vücudunuzdaki pek çok şey problemli hale gelir.

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU

EKMEKSİZ DİYET OLUR MU? ŞİŞMANLIĞIN TEK SUÇLUSU EKMEK Mİ? Dilara Koçak Beslenme ve Diyet Uzmanı 8 Mart

(İnt. Dr. Doğukan Danışman)

Prof. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

İŞÇİLERDE, SPORCULARDA VE YAŞLILARDA BESLENME

ANNE ve ÇOCUK BESLENMESİ

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın

Yeterli ve Dengeli Beslen!

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT İLKÖĞRETİM OKULU Sağlık Bülteni-1. YETERLİ ve DENGELİ BESLENME. PSİKOLOJİK DANIŞMA ve REHBERLİK BÖLÜMÜ

Yağlar ve Proteinler

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler

ÇOCUKLARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA

YAŞLI DEĞERLENDİRME FORMU. Boy/kilo / BKİ):

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

BESLENME. Doç. Dr. Ferda Gürsel

SAĞLIKLI BESLENME. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

OKUL ÖNCESİ ÇOCUK BESLENMESİ. Dr. Hülya YARDIMCI

Emzirme dönemindeki beslenmeniz en az hamilelikte beslenmenize dikkat etmeniz kadar önemlidir.

BÜYÜME. Vücudun ya da vücut bölümlerinin boyut olarak artması Yaşamın ilk 20 yılında görülen en önemli biyolojik süreçtir.

GÜNLÜK OLARAK NEDEN YETERLİ MİKTARDA KALSİYUM ALMALIYIZ?

VÜCUT KOMPOSİZYONU 1

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ

ANNE ve ÇOCUK BESLENMESİ

Nedenleri tablo halinde sıralayacak olursak: 1. Eksojen şişmanlık (mutad şişmanlık) (Bütün şişmanların %90'ı) - Kalıtsal faktörler:

Düzenleyen :Burcu GÜLBAHAR Okul Rehber Öğretmeni

Dengeli Beslenme. Efe Kaan Fidancı

.. YILI SAĞLIKLI BESLENME KURS PLANI MODÜL SÜRESİ. sahibi olmak * Beslenme Bilimi * Beslenme Biliminin Kapsamı 16 SAAT.

Kanser Hastalarında Beslenme

Diyabette Beslenme. Diyabet

OSTEOPOROZ. Uzm Dr Duygu KURTULUŞ HNH FTR Kliniği K

neden az yağlı az kolesterollü diyet?

ÇOCUKLARDA BESLENME. Dr.Belkıs Kütük Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Liv Hospital Ankara

1 gr yağ: 9 kilokalori, 1 gr protein ve karbonhidrat: 4 kilokalori, 1 gr alkol 7 kilokalori verir.

Obezite Nedir? Harun AKTAŞ - Trabzon

PROF. DR. ERDAL ZORBA

SÜT, OYUN, OKUL VE ERGENLİK DÖNEMİNDE BESLENME - 2

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı

BESLENME İSTANBUL İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ

SAĞLIKLI BESLENME VE MENÜ PLANLAMA BİLKENT ÜNİVERSİTESİ KAFETERYALAR İŞLETMESİ MÜDÜRLÜĞÜ

Gebelikte Beslenme Vitaminler

MENAPOZ DÖNEMİ MENAPOZ DÖNEM VE HORMONLAR

BESİNLER. Süt, yumurta, peynir, et, tavuk, balık gibi hayvansal kaynaklı besinler

Tip 2 Diyabetlilerde Kardiyovasküler Hastalık Riskini Azaltma: Eğitimin Etkinliği

DENGELİ BESLENME NEDİR?

SINCAN İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR?

Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU

5. Sınıf Fen ve Teknoloji

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

Transkript:

MENOPOZ DÖNEMİNDE KADIN Evren Bayraktar GÖRGEL Doç. Dr. Funda Pınar ÇAKIROĞLU ANKARA 007

9 MENOPOZ DÖNEMİNDE KADIN Evren Bayraktar GÖRGEL Doç. Dr. Funda Pınar ÇAKIROGLU Ankara 007

ISBN: 97897076 ANKARA ÜNİVERSİTESİ BASIMEVİ İncitaşı Sokak No: 0 060 Beşevler /ANKARA Tel: 0() 66 Basım Tarihi: 0/07/007

ÖNSÖZ İnsan yaşamı bir süreç olarak düşünülürse "menopoz dönemi" kadınlar için mutlak geçirilecek süreçlerden biridir. Bebeklik, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik dönemlerinin kendine özgü fiziki ve duygusal özellikleri olduğu gibi menopoz dönemi de kendine özgü özellikleri içerir. Bu dönem kadınlarda yaşlılığa geçişin en önemli başlangıç noktasını gösterir. Menopoz hormon dengesinin değişmesi sonucu överlerden androjen hariç steroidlerin sağlanmasının azalması, östrojen yapımının yavaş yavaş azalarak amenoreye varması ile oluşur. Buna bağlı olarak da kadınların % 0'sinde psikolojik, fizyolojik ve davranışsal değişiklikler görülmektedir. Bunlarla birlikte beslenme alışkanlıklarındaki değişimler beden ve ruh sağlığını etkileyebilmektedir. Bu kitapta konu ile ilgili bilgiler verilmeye çalışılmış,ayrıca menopoz dönemindeki bir grup kadında beslenme ve sağlık durumlarının belirlenmesi amacı ile yapılan araştırma sonuçlan ortaya konmuş,önerilerde bulunulmuştur. Kitaptaki bilgilerin, verilerin ve önerilerin konu ile ilgilenenlere, araştırmacılara yararlı olacağı düşünülmektedir. Bundan dolayı araştırmaya katılmayı kabul eden ve araştırmanın gereklerini yerine getiren kadınlara teşekkürü bir borç biliriz. III

İÇİNDEKİLER SİMGELER DİZİNİ viii ÇİZELGELER DİZİNİ ix l.giriş.kadin HAYATININ DÖNEMLERİ..Çocukluk dönemi..ergenlik dönemi (puberte ve adölesan dönemi). Cinsel olgunluk dönemi.4.klimakterium ve menopoz dönemi..yaşlılık (senium) dönemi 4. MENOPOZUN TANIMI SINIFLAMASI VE MENOPOZU ETKİLEYEN FAKTÖRLER.. Genetik faktörler 6.. Genital faktörler 6.. Psişik faktörler 6.4. Fiziki ve çevresel faktörler 6.. Sigara kullanımı 6.6.Genel sağlık durumu 7.7. Sosyal faktörler 7 4. MENOPOZDA GÖRÜLEN DEĞİŞİKLİKLER 7 4.. Menstrual değişiklikler (siklus bozuklukları) 7 4.. Vazomotor değişiklikler 8 4.. Psikolojik değişiklikler 9 4.4.Üregenital atrofik değişiklikler 9 4.. Dermatolojik değişiklikler 9 4.6. Sindirim sistemi değişiklikleri 0 4.7. Kilo değişikliği 0 4.8. Kardiyovasküler sistem değişikleri 4.9. Kas ve iskelet sistemi değişikleri V

. KONU İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR 6. MATERYAL ve YÖNTEM 0 6.. Araştırma Örnekleminin Belirlenmesi 0 6.. Araştırma Verilerinin Toplanması 6.. Verilerin Değerlendirilmesi 6... Boy uzunluğu ve vücut ağırlığı ölçümleri 6... Bel ve kalça çevresi ölçümleri 6... Bel/ kalça oranlarının değerlendirilmesi 6..4. Günlük enerji harcamasının değerlendirilmesi 6... Besin tüketim sıklığının değerlendirilmesi 6..6. Beslenme durumlarının değerlendirilmesi 6..7. Biyokimyasal analizler 6..8. Biyofizik ölçümler 4 7. BULGULAR ve TARTIŞMA 4 7.. Kadınlara Ait Genel Bilgiler 4 7... Kadınların bazı sosyodemografık özellikleri 4 7... Kadınların menarj, menopoz, menstrual siklus ve doğurganlık özellikleri 6 7.. Kadınların Beslenme Durumları 0 7... Kadınların günlük öğün sayıları 0 7... Kadınların öğün atlama durumları 7... Kadınların öğün aralarında yiyecek ve içecek tüketim durumları. 7..4. Kadınların besin tüketim sıklıkları 7.. Kadınların Bazı Alışkanlıklarına Ait Bulgular 4 7.4. Kadınların Günlük Enerji ve Besin Öğesi Alımları İle Enerji Harcamaları 44 7.4.. Kadınların günlük enerji ve besin öğesi alımları 44 7.4.. Kadınların günlük enerji harcamaları 7.. Kadınların Antropometrik Ölçümleri ve Vücut Kompozisyonları. 7.6. Kadınlara Ait Biyokimyasal Bulgular 8 VI

7.7. Kadınlara Ait Biyofizik Bulgular 6 8. SONUÇ ve ÖNERİLER 67 KAYNAKLAR 69 ÖZET 79 ABSTRACT 80 VII

SİMGELER DİZİNİ D.M.H BKİ WBC RBC HGB E FSH LH Dinlenme Metabolik Hızı Beden Kitle İndeksi White Bloode Celi (Beyaz Kan Hücresi) Red Bloode Celi (Kırmızı Kan Hücresi) Hemoglobin Estrodiol Folikül Sitümülen Hormon Lüteinizan Hormon ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge. Kadınların bazı sosyodemografık özellikleri Çizelge. Kadınların menarj, menopoz, menstrual siklus ve doğurganlık özellikleri 6 Çizelge. Kadınların günlük öğün sayıları 0 Çizelge 4. Kadınların öğün atlama durumları Çizelge. Kadınların öğün aralarında yiyecek ve içecek tüketme durumları Çizelge 6. Kadınların günlük tükettikleri ortalama yiyecek miktarları 4 Çizelge 7. Kadınların bazı besinleri tüketim sıklıkları 7 Çizelge 8. Kadınların bazı alışkanlıklarının dağılımı 4 Çizelge 9. Kadınların, enerji ve besin öğeleri tüketimlerinin ortalama değerleri 4 Çizelge 0. Kadınların enerji ve besin öğesi alım düzeylerinin RDA'ya göre değerlendirilmesi 49 Çizelge. Kadınların menopoz durumlarına göre günlük enerji harcamaları ortalamaları Çizelge. Kadınların yaş gruplarına göre günlük enerji harcamaları ortalamaları 4 Çizelge. Kadınların yaş gruplarına ve menopoz durumlarına göre bazı antropometrik ölçüm ortalamaları VIII

Çizelge 4. Kadınların yaş gruplarına göre şişmanlık durumları 8 Çizelge. Kadınların bazı biyokimyasal değerlerinin ortalamaları 9 Çizelge 6. Kadınların yaş gruplarına göre biyofizik ölçümlerinin ortalamaları 6 Çizelge 7. Kadınların menopoz durumlarına göre biyofizik ölçümlerinin ortalamaları 64 Çizelge 8. Kadınların yaş gruplarına ve menopoz durumlarına göre osteoporoz riski 66 IX

. GİRİŞ Doğum, ölüm ya da ergenliğe geçiş, insan yaşamının önemli dönüşüm noktalarıdır. Yaşamın bir toplumsal olgu olarak, oldukça önemli olan geçiş dönemlerinden biri de yaşlılığa geçiştir. Kadınlarda yaşlılığa geçişin en önemli başlangıç noktasını üretkenliğin sonlanmasını gösteren "menopoz" oluşturur (Ersoy 998).Yaşamın böylesine önemli bir değişkenliğinin zamanlamasını düzenleyen mekanizmalar ve bu değişikliğin yansımaları, özellikle son on yılda bilim adamlarının ilgi odaklarından biri haline gelmiştir. Ortalama insan ömrünün son yüzyılda dramatik bir şekilde arttığı ve menopoz yaşının sabit kaldığı göz önüne alınacak olursa, kadın yaşamının büyük bir bölümünün postmenopozal dönemde geçeceği açıktır (Özbaşar, 000).Menopoz bir yıllık amenore ile belirlenmiş, son kez menstruasyon görülmesidir. Yaşlanmaya bağlı olarak överlerden siklik hormon salgılanmasının azalması nedeniyle oluşan menopoz ülkeden ülkeye, toplumdan topluma farklı olmakla birlikte genellikle 4 yaşlarında ortaya çıkar (Tekin 000). Menopozdan 6 yıl öncesi premenopozal dönem 68 yıl sonrası postmenopozal dönem olarak tanımlanmaktadır (Keçecioğlu 997). Menopoz hormon dengesinin değişmesi sonucu överlerden androjen hariç steroidlerin sağlanmasının azalması, östrojen yapımının yavaş yavaş azalarak amenoreye varmasıyla oluşur. Buna bağlı olarak da kadınların %0'inde psikolojik, fizyolojik ve davranışsal değişiklikler görülmektedir. Bunlarla birlikte, beslenme alışkanlıklarındaki değişimler beden ve ruh sağlığını etkileyebilmektedir (Kilciler 99). Bu kitapta kadın hayatının dönemlerinden, menapozu etkileyen faktörlerden, menapozda görülen değişikliklerden bahsedilmiş ve yapılan araştırmada, menopoz dönemindeki kadınların beslenme durumları (alışkanlıkları,enerji ve besin öğesi tüketim durumları,fiziksel aktiviteleri) ve sağlık durumları (biyokimyasal ve biyofizik bulguları,şişmanhk durumları ) belirlenmiş, veriler işiğında önerilerde bulunulmuştur.

. KADIN HAYATININ DÖNEMLERİ İnsan yaşamı bir süreç olarak düşünüldüğünde bu süreçte yaşam belli dönemlere ayrılarak incelenir. Çünkü her dönem farklı özellikler gösterir ve her dönemde insan fiziksel ve duygusal gelişimler içerisindedir. Kadın hayatı, kesin sınırları incelenebilir. Çocukluk Dönemi 08 yaş Ergenlik Dönemi 98 yaş (Puberte ve Adölesan) Cinsel Olgunluk Dönemi 949 yaş 4 Klimakteryum ve Menopoz Dönemi 064 yaş olmamakla birlikte beş dönemde Yaşlılık (senium) dönemi 64 yaşın üzeri (İlgaz 980, Coşkun 996). Bu yaş süreleri kesin bir biçimde sınırlanamaz. Bireysel farklılıkların yanı sıra toplumsal gelişme, beslenme koşulları, ve çevresel faktörler başlangıç ve bitiş sürelerini değiştirebilmektedir (İlgaz 989, Coşkun 99)... Çocukluk dönemi Toplumların geleceği o toplumu meydana getiren bireylerin nitelikleriyle doğrudan ilişkilidir. Çocuğun yaşamının ilk yıllarındaki sağlıklı ortam hayatının daha sonraki dönemlerini önemli ölçüde etkilemekte ve sağlıklı gelişmesine yön vermektedir. Bu dönemde çocukların yeterli ve dengeli beslenmeleri büyük önem taşır. Çünükü bu dönem de büyüme ve gelişmenin hızlıdır. Bu dönemde kazanılacak olumlu davranışlar ve beslenme alışkanlıkları yaşam boyu insan sağlığı üzerinde olumlu etkisini gösterecektir. Çocuğun gereksinimi olan besin öğelerini karşılayacak yiyecek miktarları normalin altında ve üstünde olmayıp, yeterli ve mümkün olduğu kadar çeşitli olmalıdır.çocukluk dönemi büyüme süreci olduğu için bu dönemde enerji ve protein gereksinimi yüksektir. En hızlı büyüme çağı en çok enerji harcanan zamandır, ve vücut dokularının büyümesi sürekli protein sentezini gerektirdiğinden, vücut dokusuna en hızlı çevrilebilen kaliteli proteinin sağlanması zorunludur. Yine bu dönemde metabolik faaliyetlerin hızlı olması nedeniyle vitaminlere olan gereksinim de yüksektir (Baysal 00, Coşkun 996)... Ergenlik dönemi (puberte ve adölesan dönemi) Adölesan dönemi; fiziksel, biyokimyasal, ruhsal ve sosyal yönden, hızlı büyüme, gelişme, olgunlaşma süreçleriyle çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir (Baysal 00).Bu çağda, özelliklerde kızlarda vücut biçimi büyük önem taşır. Dış genital organlarda ilk gelişme genellikle memelerde

görülür. Bunlardan hemen sonra böbrek üstü bezinden üretilen androjen hormonlarının etkisiyle vulva ve pubik kılları, peşinden de koltuk altı kılları oluşmaya başlar (İlgaz 980, Baysal 00).Bu dönemin en önemli olayı menarj adı verilen ilk menstruasyon kanamasının olmasıdır. Kızlarda vücut ağırlığı ve boy uzunluğundaki artış menarjdan yıl öncedir. Vücut ağırlığındaki artış yaklaşık 0 yaşma kadar, boy uzunluğundaki artış ise 7 yaşına kadar devam eder. Bu dönem büyüme sürecini içerdiğinden enerji veya yeni dokuların yapımı için daha fazla miktarda protein, vitamin, mineralleri gerektirir. Adölesan dönemi hayat boyunca toplam enerji gereksiniminin en fazla olduğu dönemdir ve menstrual siklusun başlaması demir ihtiyacını artırmaktadır (Kınık 996)... Cinsel olgunluk dönemi Doğurganlık dönemi olarak bilinen bu dönemin ortalama başlangıç yaşı 9 iken, ülkemizde sosyo kültürel etmenler göz önünde bulundurularak olarak kabul edilmektedir. 4 yaş arasında yer alan bu dönem yaklaşık 0 yılı yani kadının en üretken ve aktif olduğu yılları kapsar (İlgaz 980, Coşkun 99).Bu dönemde 40000 kadar ovülasyon meydana gelir. Follikül oluşması, ovülasyon, korpus luteum oluşumu ve menstruasyon düzenli olarak devam eder ve anne olmanın sevinci de yine bu dönemde yaşanır (Çanga 979). Gebeliğin ve emzikliliğin yaşandığı bu dönemde besin gereksiniminin karşılanması, dölün ve bebeğin normal büyüyüp sağlıklı olması kadar, anne sağlığı için de önem taşır. Gebelikte anne yeni bir canlı taşıdığı için ek enerji ve besin öğelerine olan ihtiyaç artar. Bunun karşılanamadığı durumlarda da, anemi, diş çürükleri guatr, osteomalasia gibi hastalıkların ortaya çıkması kolaylaşır. Emziklilik dönemi de, annenin daha fazla enerji ve besin öğelerine ihtiyaç duyduğu bir dönemdir. Bu ihtiyacın giderilmediği durumlarda ise annenin sağlığı bozulduğu gibi süt verimi de düşer ve dolayısıyla çocuk anne sütünden mahrum kalarak başka beslenme yollarına ihtiyaç duyar (Baysal 00). Her iki dönemde de özellikle kalsiyumun (Ca) karşılanamaması sadece bu dönemlerde değil ileri dönemlerde Ca depolarının erken boşalmasına neden olarak menopoz ve osteoporoz için risk faktörü oluşturur..4. Klimakterium ve menopoz dönemi Cinsel olgunluk devresinin sona ermesinden sonra bu dönem başlar. Fakat burada kesin bir sınır belirlemeye imkan yoktur. Bu geçiş, belli belirsiz meydana gelir. Genel olarak klimakterium'un ortalama olarak 4 yaşında başladığı kabul edilmektedir (Çanga 979). Klimakterium (climacterium) Yunanca bir kelime olup merdiven basamağı anlamına gelen "klimkterikoz" kelimesinden türetilmiştir (Taşkın 994, Coşkun 996). Bu dönem, kadın yaşamının üretkenlik (reprodüktif) dönemi ile yaşlılık dönemi arasında yer alan, överdeki morfolojik ve fonksiyonel

değişimlere bağlı olarak hormonal dengenin farklılaşması sonucu ortaya çıkan semptomlar ile karakterize bir geçiş dönemidir, ve kadın hayatında önemli bir aşamayı tanımlar. Çeşitli fizyolojik, psikolojik ve sosyal değişikliklerin ortaya çıktığı bu dönemde en önemli olay menstruasyonun daimi olarak kesilmesi yani, menopozdur. Klimakterium dönemi yaklaşık 4 yaş civarında başlar ve menopozdan sonraki belli bir süreyi de içine alarak yaşlılık dönemi kabul edilen 6 yaş sınırına kadar devam eder. (Kinişçi vd. 987, Taşkın 994, Coşkun 996, Hotun 998). Klimakterium ve menopoz kelimeleri birbirine karıştırılmaktadır. Klimakterium, cinsel olgunluk döneminden yaşlılık döneminin (senium) başlamasına kadar ki dönem içerisinde kadının son adetini gördükten sonra yaşlılık dönemine (senium'a) uzanan devredir (Çanga 979). Klimakteryum'un başlama zamanına kadının evli, bekar, tekeşli (nullipar) veya çokeşli (multipar) oluşunun ve koitusların azlığı veya çokluğunun etkisi yoktur. Eğer klimakterium ile ilgili şikayetler, kadının çok erken bir hayat devresinde başlarsa erken klimakterium, daha geç (60) yaşlarında başlarsa geç klimakterium denir (Çanga 979). Klimakteryum ile başlayan ovarial folliküllerdeki azalma ile beraber östrojen üretimi düşer. Ovarial folliküllerin tamamen tükenmesi ile östrojen salgılanması durur ve överlerde atrofı görülür. Sonuçta üreme siklusu ortadan kalkar ve menopoz ortaya çıkar (Taşkın 994). Klimakterium dönemi WHO'nun sınıflamasına göre başlıca üç bölüm altında incelenir (WHO 98). menopoz: İlk semptomların görüldüğü klimakterium başlangıcından menopoza kadar geçen süredir (Kişnişçi vd. 987). Bu dönemde, ovariumlar artık eski çalışma gücünü yavaş yavaş kaybeder. Menstrüel siklus düzeni kaybolur ve fertilite şansı düşer. Düzensiz sikluslar birkaç ay veya birkaç yıl sürebilir (Çanga 979, Taşkın 994, Hotun 998). Menopoz: En son adet kanamasının görülmesidir. (Kinişçi vd.987). menopoz: Menopozdan yaşlılık dönemine kadar geçen süredir (Kinişçi et al 987). Bu da ortalama olarak menopozdan sonraki 68 yıllık süreyi kapsar. Bir kadının postmenopozda olabilmesi için aylık amenore periyodunu tamamlamış olması gerekir (Akkuzu ve Akın 987, Barlow 99, Hotun 998).Bu dönemde artık vejetatif ve pisişik bozukluklar ortadan kalkar. Yaşlılığa bağlı olarak organik hastalıklar görülür (Çanga 979)... Yaşlılık (senium) dönemi Yaşlılık organizmanın geriye dönüşü olmayan bir şekilde yıpranması ve işlevlerinin bozulmaya başlaması şeklinde tanımlamaktadır. Doku ve hücrelerdeki yaşlanma dikkate alınarak 64 yaş ve daha yukarı yaştaki

bireylerin yaşlılık döneminde oldukları kabul edilir. Bu dönemin daha sağlıklı ve daha mutlu geçmesi için bu yaş grubunda bulunan bireylerin beslenmelerine önem vermeleri gereklidir (Baysal 00). Yaşlıların çoğunluğunda (%6'i) kronik hastalıklardan bir ya da bir kaçının bulunduğu bir gerçektir. Bu dönemde öncelikle hastalıklara uygun beslenme yoluna gidilmeli, doktor veya uzmanlarca verilmiş bir diyet varsa mutlaka uyulmalıdır. Yaşlılıkta bazal metabolizmanın yavaşlaması, fiziksel hareketliliğin azalması, gibi nedenlerle enerji harcaması düşer. Buna karşın protein ihtiyacı değişmez, ancak bu ihtiyacın kaliteli proteinlerden karşılanması önerilmektedir. Yaşlılık dönemin önemli rahatsızlıklarında olan koronerarter hastalıkları (KAH) için risk oluşturabilecek diyetteki yağ miktarı ve çeşidine de dikkat etmek gerekir (Baysal 00).. MENOPOZUN TANIMI, SINIFLAMASI VE MENOPOZA GİRİŞİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Menopoz sözcüğü, Yunanca Mens (ay) ve pause (durmak) sözcüklerinden türetilmiştir. WH0 menopozu, överlerin foliküler aktivitelerini yitirmeleri sonucu menstruasyonun kalıcı sonlammı olarak tanımlanmıştır. Dünya genelinde eski çağlardan bu yana görülme yaşının ırksal özelliklerle ve çevresel faktörlerle değişmediği kabul edilmekte ve 4 yaş olarak bildirilmektedir. Buna karşılık ülkemizde yapılan çalışmalar, Türk kadının da menopoz başlangıç yaşının 4648 arasında bulunduğunu göstermektedir (WHO 98, Kişnişçi vd. 987, Barlow 99, Luzuy and Campana 99, Taşkın 994). Menopoz, başlangıç yaşı ve biçimi bakımından değişik bölümde incelenebilir. Natürel (Doğal) Menopoz: Folliküllerin tükenmesi ile ortaya çıkan, fizyolojik durumdur. Erken Menopoz: Doğal menopoza girme yaşı 40 yaşın altında ise bu durumua "erken menopoz" ya da "prematür över yetmezliği" denilir ki doğal menopozlu kadınlarında %l4 kadarını oluştururlar. Bu durumun etiyolojisi hakkında henüz kesin bir sonuca varılmamakla birlikte genetik olarak X kromozomundaki değişimler sorumlu tutulmaktadır. matür menopoz ; idiyopatik (en sık görülen tiptir), familial, otoimmun hastalıklara bağlı, radyasyon ve kemoterapi sonrası, enfeksiyon kaynaklı, çevresel faktörlere bağlı, rezistan över sendromu, kürtaj ve düşükler, sık gebelik,uzun süre emzirme, ciddi şişmanlık, hipotroidizm,ooferektomi gibi çeşitli nedenlerle oluşabilir. Cerrahi menopoz: Bazı operasyonlar normal zamandan önce menopoza girişe neden olur veya yaşı ne olursa olsun, adet görmekte olan bir kadının överleri herhangi bir nedenle çıkarılırsa bu durumda "cerrahi

menopoz" olgusu ortaya çıkar. Ayrıca radyasyon tedavileri sırasında över fonksiyonları kalıcı bir şekilde kaybolabilir. Kanser kemoterapisi uygulamalarında meydana gelen fonksiyon kayıpları ise geri dönüşümlüdür (Kişnişçi vd 987, Alper and Garner 98, William and Beck 989, Ansan 99, Khaw 99, Hotun 998)... Genetik faktörler Menopoza girme yaşı, menopozdan etkilenme gibi konularda genetik faktörler önemli ve kesin bir yer tutmaktadır. Bir aileye mensup kadınların hemen hemen aynı yaşlarda menopoza girdiği görülmektedir (Studd and Whitehead 988)... Genital faktörler Menopozun ortaya çıkmasında över fonksiyonlarındaki dengenin önemli rolü vardır. Düzensiz adet gören kadınlar, düzenli adet görenlere kıyasla daha erken menopoza girmektedir. Bunun dışında, doğurganlık durumu, menarş yaşı, hormonal kontraseptif kullanımı, iki yıldan uzun emzirme gibi faktörlerin menopoz yaşını etkileyebileceği üzerinde durulmaktadır (Sayıner vd. 987, Hotun 998, Maral vd. 998)... Psişik faktörler Psişik travmalar menopozun ortaya çıkışını hızlandıran etmenlerden sayılmaktadır. Savaş, göç, deprem gibi toplumsal olaylardan ya da uzun süren hapishane hayatından sonra adetten ani ve erken kesilmeler ortaya çıkabilmektedir (Sayıner vd. 987, Hotun 998)..4. Fiziki ve çevresel faktörler Soğuk iklimlerde yaşayanlar, sosyo kültürel nedenlerden dolayı ağır ve zor şartlar altında çalışan kadınlar daha erken yaşta menopoza girebilmektedir. Çevre kirliliği, radyasyon, yüksek rakımda yaşamanın erken menopoza neden olabileceği bildirilmektedir (Sayıner vd. 987, Hotun 998).Van Keep tarafından Perulu kadınlar üzerinde yapılan bir çalışma sonucunda, yüksekliğe bağlı oksijen yetersizliğinin erken menopoza neden olabileceği bulunmuştur (Ersoy 998)... Sigara kullanımı Bugün pek çok hastalığın oluşumunda primer rol oynayan sigara, menopozda da etkin role sahiptir. Yoğun sigara içenler, içmeyenlere oranla ortalama,, yıl daha erken menopoza girebilmektedir (Çanga 979, Studd and Whitehead 988, Payer 99). Sigaranın menopoz yaşını öne alma etkisi tam anlaşılamamakla birlikte iki mekanizma üzerinde durulmaktadır. Bunlardan ilki, sigaranın anti östrojenik bir etkiye sahip

olduğu, diğeri ise sigaranın içerdiği zararlı maddelerin oosit yaşlanmasını hızlandırdığıdır (Çanga 979)..6. Genel sağlık durumu Ağır metabolik hastalıklar, genetik bozukluklar, enfeksiyon hastalıkları, kemoterapi ve radyoterapi kullanımında menopoz, yaşını etkilediği bildirilmektedir (Hotun 998).Vücut yağ kitlesinin östrojen üretimindeki rolü nedeniyle, zayıf kadınlarda menopoz biraz daha erken olabilmektedir (Speroff et al 996). Doymuş yağların tüketiminin yüksek olması östrojen düzeyini arttırırken, doymamış yağların etkisi azdır. Ancak en önemli nokta toplam yağ tüketimidir (Şanlıer 99). Papua Yeni Gine'de yapılan bir çalışmada, malnütrisyonu olan kadınların, sağlıklı kadınlara kıyasla 4 yıl daha erken menopoza girdikleri bulunmuştur. Yine bu ve diğer bazı çalışmalarda boyu kısa ve kilosu az olan kadınların menopoza girme yaşının daha erken olduğu tespit edilmiştir (Barlow 99)..7. Sosyal faktörler Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika'da yapılan bazı araştırmalarda; kırsal ve geleneksel toplumlarda menopoz yaşının, yıl daha erken olduğu bulunmuştur (Payer 99). Irkı, eğitimi, evlilik yaşamı, sosyal sınıf, köy ya da kentte yaşama gibi sosyal faktörlerin menopoz yaşı üzerine etkilerinden söz ediliyorsa da tam olarak kanıtlanmış değildir (Horun 998). 4. MENOPOZDA GÖRÜLEN DEĞİŞİKLİKLER Menopozda ortaya çıkan östrojen eksikliği, kadınların yaşam kalitesini düşürür. Bu dönemde çok çeşitli fizyolojik ve psikolojik değişiklikler ortaya çıkar. Erken dönemde ateş basması, terleme, çarpıntı, baş ağrısı, uykusuzluk gibi vazomotor semptomlar, kaskemik ağrıları, depresyon, dikkat kaybı, unutkanlık, libido azalması gibi rahatsızlıklar, vajinal atrofı ve üriner problemlerdir. Uzun süre de ise osteoporoz, kardiyovasküler hastalıklar ve kanserlerin görülme oranlarında artış gözlenmektedir (Marsh and Whitehead 99, Griffıng and Ailen 994). 4.. Menstrual değişiklikler (siklus bozuklukları) Adet düzensizlikleri ile çok sık karşılaşılabilinir. menopozal menstruasyon anovulatvar tiptedir. Över fonksiyonları azalır, fertilite düşer. Ancak bu överlerin tamamen durması anlamına gelmez. Överler daha uzun yıllar az miktarda östrojen salgılayabilir ve buna bağlı adet kanamaları devam edebilir. Ancak bu dönemde görülen vajinal kanamaların en sık sebebi östrojen eksikliğine bağlı endometrial veya vajinal atrofıdir. Bir diğer sebep ise, endojen östrojen fazlalığı ve bu fazlalığın progesteron ile karşılanmamasıdır (Ansan 99, Taşkın 994, Coşkun 996, Yıldırım 996, Ertüngealp ve Seyfıoğlu 996, Atosu ve Şahmay 996). Siklus

anomalileri yaklaşan menopozun ön habercisi olarak ortaya çıkar. Bununla birlikte genellikle menstrual siklusun uzaması ve kanamanın miktarca azalması, kanamanın fonksiyonel olduğunu gösterir (Sayıner vd. 987, Taşkın 994, Kazancıgil 996). 4.. Vazomotor değişiklikler Perimenopoz ve postmenopozdaki kadınların % 78'i ateş basmalarından yakınır. Bu oran natürel menopozda % 70, cerrahi menopozda % 790 arasında, yüz, boyun ve göğüste rahatsız edici ısı yayılma hissi ve ardından terleme olarak görülmektedir (Hammond 994, Atosu ve Şahmay 996, Speroff et al 996, Huber 997). Mekanizması tam olarak aydınlatılmamış olan vazomotor değişiklilerin belirtileri genellikle yüz kızarması, sıcak basması, gece terlemesi şeklinde görülmektedir ve bu üç belirti birden, "sıcak basması" olarak adlandırılır (Taşkın 994, Hotun 998). Sıcak basmasındaki başlatıcı mekanizma, iyi bilinmemekle beraber, oluşumunda ki fizyolojik basamaklar daha iyi anlaşılmıştır. Menopozda ateş basmasındaki fizyolojik değişiklikler; Cildin yalıtkanlığında azalma, cilt ısısı artışı Vücut santral ısısında azalma Nabız hızında artma Ellere doğru kan akımı artışı Servikal sempatik yol boyunca vazodilatasyon Luteinaz Hormon (LH), Adreno Kortikotiroid Hormon (ACTH), Grovvth Hormon (GH) Kortikosteroid DHE, Androstenodionda artış. Kalıcı (REM) uykunun bölünmesi şeklinde sıralanabiliir. (Speroff 996, Yıldırım 996, Ertüngeal ve Seyfioğlu 996, Atosu ve Şahmay 996). Sıcak basmaları, aniden gelen ısı dalgalanmaları şeklindedir. Göğsün üstü ve boyunda başlayarak, çene, yüz ve başa doğru yayılan kızarma dışarıdan da fark edilir. Kızarma ile beraber ısınma hissi de olur. Deri rengi birden, pembeden kırmızıya kadar değişme gösterir. Sıcak basmalarını süresi birkaç saniyeden birkaç dakikaya kadar sürebilir ve günde kez olabilir. Isı artışından sonra, özellikle etkilenen bölgelerde yoğun terleme ile ısı düşer. Özellikle gece meydana gelen ısı değişimleri ve terleme uykudan uyandıracak kadar şiddetli olabilir (William and Beck,989, Hatcher et al 990, Payer 99, Hotun 998, Donald et al 996).

4.. Psikolojik değişiklikler Menopozla birlikte başlayan yaşam sürecinde, ortaya çıkan değişimlerin kadın psikolojisine yansıması, bu süresin en önemli semptomlarının da ortaya çıkmasına neden olur. Hatta çok genel bir yaklaşımla, menopozla ilgili yakınmaların bir çoğunun psikolojik kökenli olduğu, hemen hemen tamamının psikolojik yansımasının bulunduğu söylenebilir (Ersoy 998). Yapılan bir çok alan çalışmalarında, menopoz dönemde majör depresyon prevalansmda artış saptanmamış, ancak depresif belirtilerde artış gözlenmiştir. Bu belirtilerin de daha çok premenopozal yıllarda olduğu, postmenopozal yıllarda ise psikiyatrik azalma gözlenmiştir. Uyku dağınıklığı, uyuyamama da tespit edilen diğer bulgulardandır (Kaptanoğlu 996). Menopozda görülen duygu durum değişiklikleri;gerginlik, sinirlilik, halsizlik, isteksizlik, sık ve kolay ağlama, irritabilite artışı, uykusuzluk, konsantrasyon güçlüğü, yaşam olaylarından kolay etkilenme,iştah artışı, karakter değişiklikleri, unutkanlık, erken uyanma, çabuk öfkelenme ve toplumdan uzaklaşma isteği şeklinde sıralanabilir. Menopozla çocuklardan ayrı kalmanın aynı zamana denk düşmesi ve bu durumun "analığın hiçlenmesi" olarak görülmesi ve bununla birlikte "cinsel varlığın idame ettirilmesi gereği" birleşince ortaya psikopatolojik bir tablo çıkabilir. Menopozla birlikte psikoseksüel yaşantıda oluşan değişikliklerin, cinsel organları etkileyen fiziksel ve fizyolojik değişikliklerle doğrudan bağlantılı olduğu, bunun kökeninde de hormonal dengelerin bozulmasının organizmaya ve psikolojik yapıya yaptığı etkilerin yer aldığı düşünülür (Kaptanoğlu 996). 4.4. Üregenital atrofik değişiklikler Genital atrofı; üreme organlarının küçülmesi anlamına gelir ve bu olgu yaşam kalitesini önemli ölçüde azaltabilir uzun süreli östrojen eksikliği sonrasında menopozda, üreme organlarında gerileme görülür, küçülme uterus, vajina, vulva ve üretranın distal kısmında ortaya çıkar. Genital atrofıye bağlı olarak;sık idrara çıkma, konstipasyon, vulvada puriritis, disparonaya, uterus prolapsusu, stres inkotinans ve sistosel,rektosel gibi değişiklikler ortaya çıkar (Barlow 99, Luzuy and Campana 99, Taşkın 994, Coşkun 996). 4.. Dermatolojik değişiklikler Deri hücreleri, ter bezleri ve saç follikülerinde östrojen reseptörleri bulunmaktadır. Yaşın ve östrojenin azalmasının etkisi ile tüm bedeni örten deride değişiklikler olmaktadır. Epidermis, menopozdan sonra incelmeye başlar ve kalınlığı yılda %l oranında azalırken, kollojen miktarı da azalır. Epidermal kıvrımlar ve dermal papillalar kaybolur. Buna paralel olarak da

saçlı deri ve vücutta kıl foliküllerinin yoğunluğu azalır. Yağ ve ter bezlerinin fonksiyonlarının yavaşlamasına bağlı olarak da cilt kurur, esnekliği kaybolur, deri kolay travmatize olur ve yaraların iyileşmesi gecikir (Şirin 99, Uçanok ve Bayraktar 996, Atosu ve Şahmay 996, Ertüngealp ve Seyfıoğlu 996, Yıldırım 996, Speroff et al 996). Ayrıca estrodiol seviyesinde ki azalma ve adrenoskortikol aktivitenin artması ile çene, dudak, üstü göğüste ve karında kalın tüyler çıkma eğilimi artar. Koltuk altı ve pubik kıllarda seyrelme olur (Ansan 99, Hotun 998). 4.6. Sindirim sistemi değişiklikleri Ağız mukozası östrojen reseptörleri yönünden oldukça zengindir. Östrojen azalması ile birlikte menopozal dönemde, ağız kuruluğu, ağızda kötü tat, diş eti hastalıkları görülebilmektedir. Kolon spazmı ile birlikte distansiyon, konstipasyon veya diyare, hemoroitlerde artış bildirilmiştir. menopozal dönemde barsak mukoza atrofisi, mide sekresyonlarında azalma, gastrik reflü ve safra taşı oluşumu da söz konusudur (Taşkınalp 996, Şahin 998). 4.7. Kilo değişikliği Östrojen düzeyindeki değişme doğrudan doğruya veya dolaylı olarak diğer hormonları ve metabolizmayı etkiler. Değişen metabolizma iştahı artırmakta, yeme alışkanlığındaki değişimler, yaşlanmayla birlikte azalan dinlenme metabolik hız (DMH) ve azalmış fiziksel aktivite şişmanlığı ortaya çıkarmaktadır (Kilciler 99). Menopoz sonrasında kadınlarda özellikle android tıp şişmanlık görülmekte ve menopozda toplam yağ birikimi artmaktadır. Kilodaki değişiklikler menopozdan ziyade yaşlanmayla daha fazla ilişkili olsa da menopoza giren kadınlarda, yaş eşleştirmeli çalışma yapılan kadınlara göre daha yüksek düzeylerde vücut yağı ve daha merkezi bir yağ dağılımı bulunmuştur (Heaney 989, Laurey et al 00). Azalmış fiziksel aktivite sadece kilo artışıyla güçlü bir şekilde ilintili olmayıp, aynı zamanda postmenopozal kadınlarda gözlenen yağsız kitledeki kayıp ve vücut yağında artışla da ilgilidir.menopoz dönemindeki kilo artışları kaygı yaratmaktadır. Çünkü; postmenopozal kadınlar, kısmen östrojen üretimindeki azalma ve buna eşlik eden total ve düşük dansiteli lipoprotein kolesterol düzeylerinde artma yüzünden, artmış koroner kalp hastalığı riski altındadır (Blumenthal et al, 99). Menopozal kadınlarda fiziksel aktivite ve varsa diğer hastalıklar göz önünde bulundurularak beslenme şekilleri belirlenmelidir. Bu dönemdeki kilo artışına dikkat edilmeli, diyet kilo artışını engellemeye yönelik oluşturmalıdır. Diyet günlük enerjinin %60'ı karbonhidrattan gelecek şekilde hazırlanmalıdır. Basit karbonhidratlar boş kalori içerdiği ve lezzeti arttırdığı 0

için yerine kompleks olanlar tercih edilmelidir. Örneğin mercimek çorbası, un çorbası veya şehriye çorbasına tercih edilmelidir. Enerji içeriği kısıtlı diyetlerde günlük enerjinin %0'i proteinden sağlanmalıdır ve diyette iyi kaliteli protein kaynağı kullanılmalıdır. Toplam enerjinin yağdan gelen oranı, yağda eriyen vitaminler ve esansiyel yağ asitleri içeriği düşünülerek %0 kadar olmalıdır. Posa çiğnemeyi uyararak, yemek yeme için gerekli zamanı uzatır ve gaita hacmini artırarak barsak hareketlerini hızlandırır. Bunun için örneğin meyve suyu yerine meyveyi tercih ederek posa alımı arttırılmış olacaktır. Bununla birlikte kepekli ekmek, bulgur pilavı ve kuru baklagillerde posa miktarı fazla olduğu için tercih edilmesi gereken besinlerdir. Diyetle birlikte en az 68 bardak sıvı alınmalıdır. Bütün bunlara ek olarak, tavuk ve balık eti kırmızı ete tercih edilmeli, kırmızı et tüketildiğinde ise mümkün olduğunca yağsız tüketilmelidir. Pişirmede kızartma yerine ızgara veya haşlama yöntemi tercih edilmelidir. Etli yemeklere yağ konmamalı, yemeklerde zeytinyağı kullanılmalıdır. Süt ve yoğurt kalsiyum ihtiyacı için önemli yiyecekler olduğundan günde porsiyon tüketilmeli ancak bunların yarım yağlı veya yağsız olmalarına dikkat edilmelidir. Öğle ve akşam yemeklerinde mutlaka pişmiş sebze veya salata yenmeli, salataya az miktarda yağ ilave edilmelidir. Sebzelere ilave edilen yağ vitaminlerin vücuttaki yararlığını artırır. Öğün sayısı düzenlenmelidir. Öğün sayısı belirli aralıklarla ve düzende, 68 öğün olmalıdır. Böylece aşırı yemek yeme, acıkma hissi, atıştırmalar önlenebilir. (Tüzün vd. 997,Baysal, 00). 4.8. Kardiyovasküler sistem değişiklikleri Bugün tüm dünyada koroner kalp hastalığı kadın ve erkek populasyonda önde gelen ölüm nedeni kabul edilmektedir. Reprodüktif dönemde kadınlar, erkeklere oranla.4. kat daha az kardiyovasküler hastalık riskine sahipken, menopozla birlikte, 0 yaşından sonra hızla erkeklerde görülen seviyeler ulaşırlar. Özellikle prematür menopoza giren kadınlarda koroner arter hastalıkları riski normal yaşta, menopoza giren kadınlara göre daha yüksektir. Bununla birlikte orta yaş üzeri kadınlarda ki ölümlerin yaklaşık %46'sı kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle olmaktadır (Stamfer et al. 99, Yıldırım 996, Ertüngealp ve Seyfioğlu 996, Atosu ve Şahmay 996, Huber 997). Östrojen, koroner arter hastalıkları (KAH) riskini çeşitli mekanizmalar ile azaltmaktadır. Östrojen antioksidant özelliği, arterial endotelial hücreleri oksidize ederek düşük dansiteli lipoproteinlerden korumakta, trombosit agregasyonu, adhezyon ve oluşmasını engellemektedir. Östrojenin lipid metabolizması üzerine de etkileri vardır. Östrojen, kardiyovasküer sistem açısından koruyucu rolü olan yüksek dansiteli lipoproteinleri artırıp, KAH riskini artıran LDL ve kolesterolü düşürmektedir (Şirin 99, Adam 997). menopozal dönemde azalmaya başlayan östrojen, post menopozal