OBSTRUKTİF UYKU APNELİ HASTALARDA ÜST HAVA YOLU BOYUTLARININ BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ İLE DEĞERLENDİRMESİ

Benzer belgeler
AKUSTİK FARENGOMETRİ İLE HORLAMALI HASTALARIN POZİSYONA BAĞLI FARENGEAL HAVA YOLU DEĞİŞİKLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI

PROF. DR. TÜLİN TANER

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Obstrüktif Uyku Apne Sendromunda Diş Hekimliği Uygulamaları. Haluk İşeri. Ankara Üniversitesi Ortodonti Anabilim Dalı

Uykuda Solunum Bozuklukları Merkezimize Başvuran Hastaların Demografik Özellikleri, Tedavi Yöntemleri ve Tedaviye Uyumları

Ağır OUAS lı bir olguda klostrofobi ve uykuda ölüm korkusuna bağlı yaşanan CPAP cihazına uyum sorununun davranışsal destekle çözümlenmesi

Obstrüktif uyku apnesi sendromlu hastalarda rinomanometri sonuçlarının polisomnografi ve fizik muayene bulguları ile karşılaştırılması

Parkinson hastalığında Uyku yapısı Eşlik eden uyku bozuklukları Gündüz uykululuk Bektaş Korkmaz, Gülçin Benbir, Derya Karadeniz

Horlama toplumda insanlıkla beraber mevcut olmasına rağmen genellikle normal

Adenoid Hipertrofisi ve Uykuda Solunum Bozukluğu Olan Çocuk Hastalarda Kısa Süreli Oral Kortikosteroid Tedavisi

HORLAMA VE TIKAYICI UYKU APNESĠ HASTALIĞI. Prof. Dr. Ali Vefa YÜCETÜRK Celal Bayar Ün. Tıp Fak. KBB AD Öğretim Üyesi

Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Hastalarında Sürekli Pozitif Havayolu Basıncı Tedavisi Sonrası Kaybolan veya Yeni Ortaya Çıkan Uykuda Periyodik Bacak

İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı?

Obez Çocuklarda Kan Basıncı Değişkenliği ve Subklinik Organ Hasarı Arasındaki İlişki

WiNGATE ANAEROBiK PERFORMANS PROFiLi VE CiNSiYET FARKLıLıKLARı

VIDEOENDOSCOPIC IMAGING OF UPPER AIRWAY OBSTRUCTION CHANGES IN A MILD DEGREE OBSTRUCTIVE SLEEP APNEA PATIENT IN ACCORDANCE WITH NATURAL SLEEP STAGES

OSAS DA TEDAVİ YAKLAŞIMLARI: ÜST SOLUNUM YOLU CERRAHİSİ

Dr. Murat DAŞ Çanakkale Onsekiz Mart Ünivetsitesi Acil Tıp AD.

TIKANMAYA BAĞLI UYKU APNESİ HASTALARI VE BASİT HORLAYANLARDA HORLAMA SESLERİNİN SPEKTRAL ZARF ANALİZİ

Obstrüktif uyku apne sendromlu olgularda manyetik rezonans görüntüleme ile orofaringeal bölgenin değerlendirilmesi

Unilateral konka büllozanin alt konka üzerine etkisi: CT değerlendirmesi

Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Tedavisinde, Nazal Septum Deviasyonu Cerrahisinin Etkileri

Hakkari İl Merkezi Kamu Çalışanları Arasında Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Semptom Prevalansı

Titrasyonda hangisi tercih edilmeli? CPAP mı? APAP mı?

Kocaeli Med J 2018; 7; 1:42-46 ARAŞTIRMA MAKALESİ/ ORIGINAL ARTICLE ABSTRACT. Ömer Hızlı 1, Gaye Ecin Baki 2, Kürşat Murat Özcan 3

GENÇ BADMiNTON OYUNCULARıNIN MÜSABAKA ORTAMINDA GÖZLENEN LAKTATVE KALP ATIM HIZI DEGERLERi

Pozisyonel Obstrüktif Uyku Apne Sendromlu Hastaların Klinik ve Polisomnografik Özellikleri

Sağlıklı bireylerde farengeal hava yolu, dil boyutlarının ve hyoid pozisyonun belirlenmesi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ (DOKTORA TEZİ )

Uyku Fizyolojisi Uyku Hijyeni Obstrüktif Uyku-Apne Sendromu

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI DR.LÜTFİ KIRDAR KARTAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KULAK BURUN BOĞAZ KLİNİĞİ ŞEF: OP.DR. ŞEREF ÜNVER

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuç: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT The Evaluation of Mental Workload in Nurses Objective: Method: Findings: Conclusion:

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü

HORLAMA VE UYKU APNELERİ

BAŞ BOYUN KANSERLERİNDE ADAPTİF RADYOTERAPİ. Medikal Fizik Uzmanı Yonca YAHŞİ

Deomed Medikal Yay nc l k


TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

Obstrüktif uyku apne sendromlu hastalarda vücut kitle indeksi ve boyun çevresi ölçümlerinin apne hipopne indeksiyle korelasyonu

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI BAKIRKÖY DR. SADİ KONUK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KULAK BURUN BOĞAZ KLİNİĞİ ŞEF: DOÇ. DR. A. OKAN GÜRSEL

Obstrüktif Uyku Apne Sendromlu Hastalarda Uvulopalatal Flep Cerrahisinin Etkinliği

Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Ağıziçi Araç Tedavisi

MENSTRUALOÖNGÜNÜN VE ORAL SU ALıMıNıN TOTAL VÜCUT SUYU VE VÜCUT KOMPOZiSYONU ÜZERiNE ETKisi:

Otomatik CPAP ların (APAP) Teknik Özellikleri ve Tedavi Endikasyonları

OBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMLU HASTALARDA SEFALOMETRİK ANALİZ SONUÇLARI

Oturur ve sırtüstü pozisyonda pasif rinomanometri ölçümleri ve tıkayıcı uyku apne sendromu ile ilişkisi

Klinik Yaklaşım 1 OLGU

Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Genel Önlemler ve Medikal Tedavi

Taksi Sürücülerinde Gündüz Aşırı Uyku Hali ile Trafik Kazaları Arasındaki İlişki

Uykuda Solunum Bozuklukları Fizyopatoloji. Prof. Dr. Turan Acıcan AÜTF Göğüs Hastalıkları ABD

KLİNİK İNCİLER (ÜST SOLUNUM YOLU ACİLLERİ VE ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI)

Obstrüktif Uyku Apne Sendromunda Polisomnografi Değişkenleriyle Beden Kitle İndeksi İlişkisinin Değerlendirilmesi

Obstrüktif Uyku Apne Sendromu ile Lökosit ve Lökosit Alt Grupları Sayısı İlişkisinin Değerlendirilmesi

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMA VE TANIMLAR

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

İçerik AKUT APANDİSİT TANISINDA TESTLERİN DEĞERİ VE KULLANIMI. Testler. Öykü ve fizik muayene. Öykü

APNE-HİPOPNE İNDEKSİNİN FİZİK MUAYENE VE EPWORTH UYKULULUK SKALASI SKORLARI İLE İLİŞKİSİ

Uykuda Solunum Olayları Skorlaması. Eğt Gör Doç Dr. Zeynep Zeren Uçar İGHCEAH Uyku Bozuklukları Kliniği

TIKAYICI UYKU APNE SENDROMLU HASTALARDA UYKU ENDOSKOPİSİ BULGULARININ MALLAMPATİ VE MÜLLER MANEVRASI BULGULARI İLE KARŞILAŞTIRILMASI DR.

Prostat Kanserinde Prostat Spesifik Membran Antijen 177. Lu-DKFZ-617 ( 177 Lu-PSMA) Tedavisinde Organ ve Tümör Dozimetrisi: ilk sonuçlar

Melek ŞAHİNOĞLU, Ümmühan AKTÜRK, Lezan KESKİN. SUNAN: Melek ŞAHİNOĞLU. Malatya Devlet Hastanesi Uzman Diyabet Eğitim Hemşiresi

19-40 YAŞ ARASıNDAKi SEDANTER VE DÜZENli SPOR YAPAN BAYANLARıN KEMiK MiNERAL YOGUNLUKLARI ile FiziKSEL AKTiViTE SEViYELERi

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2

CPAP (Continuous Positive Airway Pressure) Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi Nöroloji Epilepsi ve Uyku Bozuklukları Birimi

BIPAP Cihaz Özellikleri ve Endikasyonları. Doç. Dr Remzi Altın ZKÜ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

Dr. Oğuz Köktürk. Tablo-1: Uykuda solunum bozuklukları

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARINDA CERRAHİ TEDAVİNİN YERİ

Çocuklarda Olgularla Ağır Astım Yönetimi: Konvansiyonel Tedaviler

OBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMLU HASTALARDA VÜCUT KİTLE İNDEKSİ VE BOYUN ÇEVRESİ ÖLÇÜMLERİNİN APNE HİPOPNE İNDEKSİYLE KORELASYONU

Acil Serviste Bilgisayarlı Tomografi Kullanımı. Doç. Dr. M. Ruhi Onur Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD

CPAP Titrasyonu (manuel titrasyon)

OSAS TANIM, SEMPTOMLAR & KLİNİK BULGULAR

RADYOLOJİ RADYODİAGNOSTİK ANABİLİM DALI-DÜTF- DİYARBAKIR

OBSTRÜKTİF UYKU APNELİ OLGULARDA YUMUŞAK DAMAK VE UVULA'DA OLUŞAN HİSTOPATOLOJİK DEĞİŞİKLİKLER

Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Cerrahi Tedavi

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya...

LARİNKS ve LARİNGOFARİNKS ANATOMİSİ. Dr. Nezahat Erdoğan İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Gebelikte beden kitle indeksi ve kilo değişimi ile albuminüri arasındaki ilişki

Dr. HANDAN TUĞÇE OĞUZ. Doktora, Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti AD

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

HEMODİYALİZ HASTALARINDA VOLÜM DURUMUNUN VÜCUT KOMPOZİSYON MONİTÖRÜ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ VE DİĞER YÖNTEMLERLE KARŞILAŞTIRILMASI

OBSTRUKTİF UYKU APNE SENDROMU

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Orta Anadolu da Son Yıllarda Yaşamış İnsan Femurlarının Antropometrik Analizi ve Kalkolitik Çağda Yaşayanların Femurları İle Karşılaştırılması

Obstrüktif Uyku Apnesi Olan Hastalarda Hastalık Şiddetinin Uyku Algılaması Üzerine Etkisi

ANAOKULU ÇOCUKLARlNDA LOKOMOTOR. BECERiLERE ETKisi

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

FORAMEN APİKALE'NİN DİŞ KÖKLERİNİN ANATOMİK APEKSLERİYLE İLİŞKİSİ. Tayfun ALAÇAM*

(İnt. Dr. Doğukan Danışman)

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

Tarihçe, CPAP Cihazının Teknik Özellikleri ve Aksesuarları. Dr. Hikmet Fırat SB Dışkapı Y.B Eğitim & Araştırma Hastanesi Uyku Bozuklukları Merkezi

Başoğlu Ö K 1 Yürekli B S 2 Taşkıranlar P 1 Tunçel Ş 1 Yılmaz C 2. Özet

AMAÇ İş yerinde bulunan ve sağlık açısından risk oluşturan faktörleri etkili bir şekilde kontrol altına alarak çalışanlar için sağlıklı ve güvenli bir

HATHA YOGANIN VE KALiSTENiK EGZERSiZLERiN STATiK DE GE ÜZERiNDEKi ETKiLERi

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

Obstruktif Sleep Apne de Ortodontik Yaklaşımlar: Vak a sunumu & Klinik Öneriler

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN

Tıkayıcı uyku apne sendromunun ve sürekli pozitif havayolu basıncı titrasyonunun evre 3 ve REM uykusuna etkisi

Transkript:

OBSTRUKTİF UYKU APNELİ HASTALARDA ÜST HAVA YOLU BOYUTLARININ BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ İLE DEĞERLENDİRMESİ THE EVALUATION OF UPPER AIRWAY DIMENSIONS BY COMPUTERIZED TOMOGRA- PHY IN SLEEP APNEA PATIENTS Dr. Ahmet DÜNDAR*, Dr. Mustafa GEREK*, Dr. Timur AKÇAM*, Dr. Yüksel PABUŞÇU** ÖZET: Bu çalışma, horlama şikayeti ile başvuran ve hikayesi sonucu uyku apnesi olması düşünülen olgulardan oluşmuştur. Obstrüktif uyku apnesi tespit edilen olguların (n=l5), uyku apnesi sendromu tespit edilmeyen horlamalı olguların (n=18) ve hikayesinde horlama şikayeti bulunmayan kontrol grubunun (n=9) üst solunum yolu 4 seviyede bilgisayarlı boyun tomografisi ile değerlendirilmiştir. Üç grupta da üst hava yolunun en dar segmenti belirgin olarak velofarenks (VF) seviyesinde bulunmuş olup; OUA grubunda 88.8±57.4 mm 2 olan VF kesit alanı, hem apnesiz horlamalı gruptan (p<0.05), hem de kontrol grubundun (p<0.01) daha küçüktür. Nazofarenks, velofarenks, dil kökü ve hiyoid kemik (HK) seviyelerinde hava yolu lümeninin antero-posterior çapının transvers çapına oranı üç grupta da l 'den küçüktür ve gruplar arasında anlamlı farklılık göstermemiştir. Vücut kitle indeksi ve apne indeksinin R DK ile pozitif korelasyon gösterdiği tespit edilmiştir korelasyon (korelasyon katsayısı sırasıyla 0.412 ve 0.519). HK ve VF ise vücut kitle indeksi ile negatif korelasyon (korelasyon katsayısı sırasıyla - 0.396 ve -0.390) mevcuttur. Vücut kitle indeksi ile apne indeksi arasında korelasyon tespit edilmemiştir. Obstrüktif uyku apneli hastaların velofarenks seviyesinde daha dar hava lümenine sahip olduğu ve vücut ağırlığının artmasının bu darlığı arttırdığı tespit edilmiştir. Dil kökü seviyesinde hava yolu lümenin antero-posterior çapının, transvers çapına oranı arttıkça apne indeksinin artmakta olduğu ve vücut ağırlığının artışının da bu oranı arttırdığı görülmüştür. Anahtar Sözcükler: uyku apnesi, üsttü hava yolu boyutu SUMMARY: The subjects of this study composed of the patients who admitted to our institution with the complaint of snoring. The history and symptoms of the patients had predicted sleep apnea. Computerized tomographic scans of neck of obstructive apneic patienis {«=15), non-apneic patients (n=18) and ofcontrol group (n=9), which indudes the subjects who had no history of snoring, were evaluated. The narrowest seğmeni of upper airway wasfound at the level of velopharynx. The minimal cross-sectional area of velopharynx which was 88.8±57.± mm 2 in OSA group, was measured significantly narrower than both non-apneic snorers (p<0.05) and control group (p<0.01).any meaningful difference was not found between the ratio of anteroposterior dimension to transverse dimension of the upper airway inmen at the level of nasopharynx, veloplarynx, tongue base and hyoid bone in three groups and all the ratıos mere less than l. Both body mass index and apnea index had beenfound in positive correlation with RDK (The coefficients of correlation respectively 0,412 and 0.519). However, HK and VF had negative correlation with body mass index (The coefficients of correlation respectively -0.396 ve -0.390). Negative correlation betzoeen apnea index and VF had exist (The coefficient of correlation -0.318), but body mass index and apnea index had no evident correlation between them. As a consecjuence of this study, the patients with sleep apnea had been found ta have narrower airway lumen at the level of ve,lopharynx as compared l İth normal subjects and, the area of the lumen decreasses as the body mass increase. The apnea index increases as the anteroposterior diameter of airway lumen extends in the act of comparison with the transverse diameter at the level of tongue base. The enhancement of the BMI increases the AP/T ratio of the airway lumen. Key Words: sleep apnea, upper airway dimensions Giriş Hava yolunun boyutları ve üst hava yolu kas aktivitesinin seviyesi obstruktif uyku apnesinin fizyopatolojisinde rol oynayan faktörler olarak kabul edilmektedir. Uyku solunumun kasları ile birlikte üst hava yolu kaslarının aktivitesinde (*} GATA KBB Anabilim Dalı (**) GATA Radyoloji Anabilim Dalı ANKARA 134 azalmaya sebep olarak hava yolu lümeninde daralma oluşturur (1,2). Uyku esnasında üst hava yolunda meydana gelen fizyolojik değişiklik anatomik rahatsızlık veya yapısal bozukluk üzerinde meydana gelirse, üst hava yolu direncinde ilave bir artış meydana gelir. Artmış üst hava yolu direnci, intraluminal hava yolu basıncını azaltırken, inspiratuar akım hızı artmakta ve kollabe olabilme özelliğine sahip olan orofarengeal duvarların vibrasyonuna sebep olmaktadır.

Bu çalışmada obstrüktif uyku apnesi bsendrornu olan hastaların bilgisayarlı tomografi kullanılarak, OUA'si fizyopatolojisi ve etiyolisinde etkili olabilecek üst hava yolunun yapısal özelliklerinin saptanması amaçlanmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM Bu çalışma, Kasım 1995 ile Haziran 1998 tarihleri arasında horlama ve bazı uyku apnesi semptomlarından yakınan 33 olgunun bilgisayarlı boyun tomografisi ile elde edilen üst hava yolu özelliklerinin sonuçlarını içermektedir. Tüm hastalara standart polisomnografik test yapılmıştır. Denekler iki gece uyuduktan sonra, uyku kayıtları standart tekniğe uygun olarak skor edilmiştir (3). Bu paremetrelerden elde edilen veriler, olguda uyku apnesi olup olmadığını belirlemede temel değerlendirme yöntemi olmuştur. Apne indeksinin saatte 5'ten büyük olması uyku apnesi sendromu olarak kabul edilmiştir. Horlama yakınması olan olgulardan obstrüktif uyku apnesi sendromu tespit edilen 15'inin, apne tespit edilmeyen 18'inin ve kontrol grubu olarak horlama yakınması bulunmayan, lenfoma ön tanısı olup, evreleme çalışması yapılan, üst solunum yolunda asimetri tespit edilmeyen 9 olgunun bilgisayarlı boyun tomografisi ile üst hava yolu yapısı değerlendirilmiştir. Apneli ve horlamalı gruplarda birer bayan hasta yer almaktadır. Kontrol grubunun tümü erkektir. Bilgisayarlı tomografi incelemeleri GE Hi Speed Advantage Ct/i Helical Tüm Vücut Bilgisayarlı Tomografi cihazında, 7 mm kesit kalınlığı ve 7 mm masa hareketi ile yapılmıştır. Elde edilen verilerden retro-rekonstrüksiyon ile 3 mm kesit kalınlığında yeni görüntüler elde edilmiştir. Tüm görüntüler hasta supin pozisyonunda, baş nötral durumda iken elde edilmiştir. Hastaların çekim esnasında sakin nefes alıp vermesi ve yutkunmaması istenmiştir. Kesitler nazofarenks ile subglottik bölge arasından alınmıştır. ÜHY'nun sefalik bölgesinde sadece yumuşak damak posteriorunda kalan velofarengeal havayolu alanı ölçülmüştür. Yumuşak damak anteriorunda kalan oral kavitedeki hava dikkate alınmamıştır. Hipofarengeal hava yolu bölgesinde alan hesaplanırken epiglotun kaplamış olduğu alan dahil edilmemiştir. Sert damağın en alt sınırından geçen kesit alanı (NF), yumuşak damağın görüldüğü kesitlerdeki en küçük kesit alanı (VF), dil kökü seviyesindeki en küçük kesit alanı (DK), hiyoid kemik seviyesindeki en küçük kesit alanı (HK) ile bu seviyelerdeki hava yolunun antero-posterior ve lateral duvarlarının uzaklığı ölçülmüştür. OUA'Lİ, horlamalı ve kontrol gruplarının BT üst hava yolu ölçüm sonuçlarının varyans analizleri, Kruskal Vallis ve Mann Whitney-U testleri ile yapılmıştır. Analiz sonuçları p<0.05 olduğunda istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. BT ölçüm sonuçlarının vücut kitle indeksi (BMİ) ve apne indeksi (Aİ) ile korelesyonunu değerlendirmek için Spearman korelasyon analizi testi kullanılmıştır. İstatistik testleri SPSS for Windovs 7.5 ve bilgisayar programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. BULGULAR Obstrüktif uyku apneli olguların yaşları 29-60 arasında (ortalama 45.26±9.35), horlamalı olguların yaşları 38-62 arasında (ortalama 47.44±9.35) ve kontrol grubunun yaşları 28-55 arasında (ortalama 38±7.98) değişmekteydi. Üç grubun yaşları istatistiksel olarak birbirlerinden farklılık göstermemiştir. OUA'li hastaların vücut kitle indeksi (BMİ)H 30.31±5.04, apnesiz kronik horlamalı hastaların BMİ ise 27.70±2.92 olarak tespit edilmiştir. Kontrol grubunun 25.53±3.01 olan BMİ'si, OUA'li hastaların BMİ'den istatistiksel olarak daha küçüktür. Üç grupta da üst hava yolunun en dar segmentinin belirgin olarak velofarenks (VF) seviyesinde olduğu görülmüştür. OUA grubunda 88.8±57.4 mm 2 olan VF kesit alanı, hem apnesiz horlamalı hasta grubundan (p<0.05), hem de kontrol grubundan (p<0.01) daha küçük olarak tespit edilmiştir. Apnesiz horlama grubunun VF değerinin (137.7±69.9 mm 2 ) istatistiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte kontrol grubundan (189.5±135.5mm 2 ) daha küçük olduğu görülmüştür. Üst hava yolunun ikinci en dar segmenti dil kökü seviyesinde tespit edilmiştir. Nazofarenks (NF) ve hiyoid kemik (HK) seviyelerinde yapılan ölçüm sonuçlarında üç grup arasında istatistiksel 135

K.B.B. ve Baş Boyun Cerrahisi Dergisi, 1998; 6 (3): 134-238 bir farklılık gözlenmemiştir. Üst hava yolu aksiyel kesitlerinin şeklini değerlendirmek için NF, VF, DK ve HK seviyelerinde anteroposterior (AP) mesafenin, transvers mesafeye (T) oranı hesaplanmıştır. (R=AP/T). Dört seviyede de gruplar arasında R oranı bakımından istatistiksel bir farklılık olmadığı ancak R DK oranı ortalamasının OUA'lı grupta (0.72±0.24), diğer iki gruba göre (Apnesiz horlamalı grup: 0.59±0.22, Kontrol grubu: 0.57±0.08) daha büyük olduğu görülmüştür. Vücut kitle indeksi ve apne indeksinin, R DK ile pozitif korelasyon gösterdiğini tespit edilmiştir (korelasyon katsayısı sırasıyla 0.412 ve 0.519). HK ve VF ise vücut kitle indeksi ile negatif korelasyon (korelasyon katsayısı -0.396 ve -0.390) göstermiştir. Apne indeksi ve VF arasında da negatif korelasyon (korelasyon katsayısı -0.3198) bulunmuştur. Vücut kitle indeksi ile apne indeksi arasında korelasyon tespit edilmemiştir. TARTIŞMA VE SONUÇ Bilgisayarlı tomografi kullanarak obstruktif uyku apneli hastalar, apnesiz horlamalı hastalar ve horlama hikayesi olmayan olgulardan oluşan kontrol grubunun hava yolu aksiyel kesit alanlarını karşılaştırdığımızda, OUA'lı olguların apnesiz horlamalı olgular ve kontrol grubuna göre belirgin ölçüde daha dar velofarenks alanına sahip olduklarını tespit edilmiştir (p=0.003). Polo ve arkadaşları da BT ile velofarenks bölgesinin üst hava yolunun en dar segmenti olduğunu göstermişlerdir. Horlaması olmayan kişilerle karşılaştırıldığında OUA'lı hastalar daha dar velofarengeal alana sahip olmasına karşın, apnesi olmayan ciddi horlamalı hastalar ile OUA'lı hastalar ve kontrol grubu arasında istatistiksel bir farklılık olmadığını tespit etmişlerdir (7). Shepard ve arkadaşları UPPP'nin üst hava yolu boyutları üzerine etkisini incelemek üzere BT kullanmışlar ve preoperatif olarak hastaların %87'sinde üst hava yolu minimal kesit alanının iki kattan fazla arttığını tespit etmişlerdir. UPPP ameliyatına en iyi cevap veren hastalar ise preoperatif darlıkları sert damağın 20 mm altında yerleşim gösterip, minimal kesit alanı 1cm 2, den küçük olanlar olmuştur (10). Apnesiz horlamalı hastalar ile kontrol gru- bu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edememize rağmen, velofarenks aksiyel minimal kesit alanının, kontrol grubundan daha küçük olması dikkat çekici bulunmuştur. Bu grup içerisindeki olguların bir kısmında nazal septum deviasyonu, adenoid vejetasyon gibi OUA patogenezinde direkt etkili olmayan, ancak direkt olarak horlama sebebi oluşturan patolojilerin de bulunmasının bu sonucu oluşturduğunu düşünmekteyiz. Bu sebeple horlamalı hastalar, nazofarenks ve nazal pasajda obstrüksiyon oluşturarak hava yolu direncini arttıran ve uyku esnasında oral solunuma sebep olan patolojilerin bulunmadığı olgulardan seçildiğinde, velofarenks seviyesinde kontrol grubu ile istatistiksel farklılık tespit edilebilir. Üst hava yolu şeklinin uyku apnesi patogenezindeki rolünü değerlendirmek için sert damak alt ucu (NF) seviyesi, yumuşak damak arkasındaki en dar hava sütunu seviyesi (DK) ve hiyoid kemik (HK) seviyesinde anteroposterior mesafenin transvers mesafeye oranını hesapladığımızda her üç grupta da ortalama değerlerin l'den küçük olduğu, yani farenksin uzun ekseninin transvers düzelmede elips şeklinde olduğu tespit edilmiştir. Rodenstein ve arkadaşları, OUA'Iİ ve horlamalı hastaların kontrol grubu ile karşılaştırıldığında farenks lümenlerinin uzun ekseni anteroposterior düzlemde elips şeklinde olduğunu belirtmişlerdir (8). Mayesrs ve arkadaşları ise farenksin hiç bir seviyesinde AP/T oranının l'in üstünde olmadığını, ancak BMI'i büyük olan OUA'li ve horlamalı hastaların orofarenks ve hipofarenks lümeninin daha küçük bir transvers eksen ile dairesel bir özellik gösterdiğini belirtmişlerdir (6). Kuna ve arkadaşlarının gözlemine göre ise, OUA'li hastalar, horlamalı hastalar ve kontrol grubu arasında farengeal lümeninin şeklinde bir farklılık yoktur (4,5). Biz de istatistiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte OUA'lı hastaların velofarenks ve dil kökü seviyesinde hava yolunun diğer gruplara göre daha dairesel olduğunu gözledik. Dil kökü seviyesinde önemli bir tespitimiz RDK oranının BMI ve apne indeksi ile korelasyon göstermesidir (korelasyon katsayısı sırasıyla 0.412 ve 0.519). Bu antero - posterior duvar mesafesi art- 136

K.B.B ve Baş Boyun Cerrahisi Dergisi, 1998; 6 (3): 134-138 137

tıkça veya transvers mesafe azaldıkça apne indeksininin artış gösterdiğini ifade etmektedir. Ayrıca BMI'i arttıkça R DK 'nın artıyor olması, bunun Shehlton ve arkadaşlarının tespit etmiş olduğu (9) gibi, üst hava yolu lateral duvarındaki yağ doku su artışından kaynaklanan transvers mesafenin daralmasına bağlı olarak meydana geldiğim düşündürmektedir. Genioglossus kası hipofarenksin temel genişletici kasıdır. Uyanıklık gneioglossus aktivitesi yüksük olan hastalar daha çok uzun ekseni antero-posterior istikamette hava yoluna sahiptir ve hava yolu A-P istikamette uzun olan kişilerde genioglossus kası hava yolu açıklığını sağlamada yetersiz kalmaktadır. Bu sebeple, biz de bazı OUA'lı hastalarda bu faktörün uyku esnasında obstruksiyon gelişiminde etkili olabileceğini düşünmekteyiz. OUA'li hastalarda daha dar olarak tespit ettiğimiz velofarenks kesit alanının BMI'i ile ters korelasyon göstermekte olduğu tespit edilmiştir. OUA'li hastaların velofarengeal ölçümleri sonucu uvulalarının daha geniş ve uzun, lateral farengeal plikaların ve tonsilla palatinalarının daha büyük olduğu gösterilmiştir. OUA'li hastalarda daha dar olarak tespit ettiğimiz velofarenks (VF) kesit alanının, BMI ile ters korelasyon gösteriyor olması, kilo artışının velofarenkste darlık oluşturduğunu göstermektedir. BMI ile apne indeksi arasında bir korelasyon tespit etmemiş olmamıza rağmen, velofarenks (VF) ile apne indeksi arasındaki ters korelasyon OUA gelişiminde velofarenks (VF) darlığının ve BMI'inin önemini göstermektedir. Adipoz doku üst hava yolunu sıkıştırıp daraltarak uyku esnasında hava yolu kollapsına sebep olabilir. Bu sebeple, bu seviyede darlığa sahip uyku apneli hastalarda yumuşak damağa yönelik cerrahi uygulamalar denenmeden önce hastaların ideal kilolarına düşmelerinin sağlanması hastaların semptomlarının düzelmesini sağlayabileceği gibi, gerektiğinde yapılacak cerrahi girişimlerin başarı şansını da artıracaktır. OUA'li olguların dil kökü seviyesindeki hava yolu şeklinin OUA gelişiminde önemli bir faktör olduğu tespit edilmiştir. Muhtemelen lateral duvarlarda daralmaya bağlı olarak meydana gelen antero-posterior mesafedeki göreceli araş, apne indeksi ve vücut kitle indeksi ile artış göstermektedir. Yumuşak damağa yönelik cerrahi girişimlerde başarısız olunan olgularda bu faktörün de etkili olabileceği düşünülmelidir. Yazışma Adresi: Dr. Mustafa GEREK Gülhane Askeri Tıp Akademisi KBB Anabilim Dalı Etlik 06018 ANKARA Tel: 312 304 57 15 E-mail: mgerek@gata.edu.tr KAYNAKLAR: 1. AVRAHAMI E, ENGLENDER M. Relation between CT axial cross-sectional area of the oropharynx and obstructive sleep apnea syndrome in adults. Am J Neuroradiol, 16:135-140,1995. 2. DÜNDAR A, GEREK M. Uyku Apnesi. Sendrom, Haziran 12-29,1998. 3. DÜNDAR A, GEREK M, ÖZÜNLÜ A, YETİŞER S. Patient selection and surgical results in obstructive sleep aynea. Eur Arch Otorhinolaryngol, 254 (Suppl 1): 157-161,1997. 4. KUNA S. BEDI D, RYCKMAN C. Effect of nasal airway positive pressure on upper airway size and configuration. Am Rev Respir Dis., 138: 969-975,1988. 5. KUNA S, SANT'AMBROGIO G. Pathophysiology of upper airway closure during sleep. JAMA. 266:1384-1389,1991. 6. MAYER P, PEPIN J, BETTEGA G, VEALE D, FERRETTI G, DESCHOUX C, Levy P. Relationship between body mass index, age and upper airway measurements in snorers and sleep apnea patients. Eur Respir J, 9:1801-1809,1996. 7. POLO O, TAFTI M, FRAGA J,. PORKKA K, DEJEAN Y, BILLIARD M. why don't all heavy snorers have obstructive sleep apnea? Am Rev Respir Dis, 143:1288-1293,1991. 8. RODENSTEIN D, DOOMS G, THOMAS Y, LIISTRO G, STANESCU, CULEE C, AUBERT- TULKENS G. Pharyngeal shape and dimensions in healthy subjects, snorers, and patients with obstructive sleep apnoea. Thorax, 45: 722-727,1990. 9. SHELTON K, WOODSON H, GAY S, SURATT P. Pharyngeal fat in obstructive sleep apnea. Am Rev Respir Dis, 148: 462-466,1993. 10. SHEPARD J, GEFTER W, GUIL- LEMINAULT C, HOFFMAN E, HOFFSTEIN V, HUDGEL D, SURATT P, WHITE D. Evaluation of the upper airway in patinets with obstructive sleep apnea. Sleep 14(4): 361-371,1991. 138