İBİBİK. Herkese merhaba, Haberler

Benzer belgeler
"Yaşayan Bahar", ilkbahar mevsiminin gelişini kutlamak üzere tüm Avrupa ülkelerinde gerçekleştirilen bir etkinlik.

KUŞLAR. İlker Özbahar Kuş Araştırmaları Derneği

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

İZMİT KÖRFEZİ SULAKALANI. Hazırlayan : Bahar Bilgen

Türkiye nin Akbabaları

Kuş Gözlemciliği. Süleyman Ekşioğlu Kuş Araştırmaları Derneği

Kelaynakların Hazin Öyküsü

BİLMEN LAZIM BİTKİLERİN VE HAYVANLARIN DÜNYASINA TEFEKKÜR PENCERESİNDEN BAKALIM

Yumurtalık Lagünleri Yönetim Planlaması Projesi Kuş Çalışması Akyatan-Tuzla Lagünleri Yönetim Planlaması Projesi Kuş Çalışması 2009

RES Projelerinin Değerlendirilmesinde Yer Seçiminin Önemi ve Dikkate Alınacak Ekolojik Parametreler

YENIÇAĞA GÖLÜNDE (BOLU) TURNA NIN (GRUS GRUS) ÜREME VE ALAN KULLANIMI AKGÖL DE (YUNAK-KONYA) ÜREYEN KUŞ ÇALIŞMASI. Hazırlayan: Riyat GÜL

Kısa Dönemli Amaç Davranışlar Araç Gereçler

Çaylaklar. Berrin Akyıldırım. İKGT Mayıs-2008

YEŞİL DENİZ KAPLUMBAĞASININ KORUNMASI İÇİN İŞBİRLİĞİ YAPIYORUZ BROŞÜR TR 2017 AKYATAN2016 NIN YOLCULUĞU

AYI (Ursus arctos) SAYIMI

Doğada Keşif Yapıyoruz

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

DİKKUYRUKLAR. 4. Sınıf Dikkuyruklar- İsmin Hal Ekleri

HAYVANLAR ÂLEMİ. Nicholas Blechman. Hazırlayan Simon Rogers. Çeviren Egemen Özkan

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

ADIM ADIM YGS LYS Adım DAVRANIŞ 2

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar.

Türkiye nin En Harika 10 Doğa Olayı

GÖKYÜZÜNÜN HAKİMLERİ: YIRTICI KUŞLAR H. Mehmet Gürsan Uzman Biyolog

Rüzgar Türbinleri ve Kuşlar. Riyat GÜL Doğa Araştırmaları Derneği

LEYLEK HALKALAMA ÇALIŞMALARI Amaç, Yöntem, Uygulama, Önemli Hususlar ve Sonuçlar

Kocaman Bir Set! 3. Her sene milyonlarca turist Çin Seddini görmeye gelir. 4. Turisler duvarın üstünde yürümeyi çok severler.

FLORA, FAUNA TÜRLERİ VE YABAN KUŞLARININ KORUNMASI TÜZÜĞÜ

esenofset katkılarıyla

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

Hangi balık ne zaman yenir? Çipura: Akdeniz ve Ege kıyılarında yaygın olan çipura ya seyrek de olsa Marmara da da rastlanır. Ege de Kasım, Akdeniz de

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

Aşağıdaki parçayı okuyalım. Ardından soruları yanıtlayalım.

CANLILAR DÜNYASINI GEZELİM TANIYALIM

GEZ ARASTIR ÖGREN EGLEN. llkokul 1., 2. ve 3. sınıflar için.

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir.

İHBAR

BALIK BAYKUŞU (Brown fish owl) Ketupa zeylonensis

Güneş ve Ay Tutulmaları: Nasıl ve Neden Olur?

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar

a 3 -<» rt3 ft3 Ö o\3 CO o\3 Ö o\3 CO v-< 0x3 Ö V-i -i» 3 Gezi / İlgaz Anadolu'nun Sen Yüce Bir Dağısın 0x3 Ö 0x3 Kitap / Kayıp Gül

1. SINIF 2. Dönem Günlük Ödevler HAFTA-1

Vektörler Bölüm Soruları 1. İki vektör eşit olmayan büyüklüklere sahiptir. Toplamları sıfır olabilir mi? Açıklayınız.

MEMELİ BİYOLOJİSİ M.YAVUZ MEMELİLERİN YAŞAMINA BİR BAKIŞ

Sonsuza Kadar Beraber Sonsuza Kadar Ayrı

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

ÇEVREMİZDEKİ VARLIKLARI TANIYALIM

Bil Bakalım! Dinozorlar nasıl yürür? DİNOZORLAR! Aramberri Canavarı kimdir?

Denizlerimizi ve Kıyılarımızı Koruyalım

Cornelia, şarkı söylemek isteyen kaz

TUROB Vakantiebeurs / Utrecht - HOLLANDA 2013 Turizm Fuarı Sonuç Raporu

Selin A.: Yağmur yağdığında neden gökkuşağı çıkar? Gülsu Naz Ş.: Neden sonbaharda yapraklar çok dökülür? Emre T.: Yapraklar neden sararır?

GOBUSTAN KAYALIKLARI VE İLK SANATÇILAR

ADIM ADIM YGS-LYS 54. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-14 HAYVANLAR ALEMİ 5- OMURGALI HAYVANLAR-3 SORU ÇÖZÜMÜ

MEŞE. Bilimsel İsmi: Quercus L. Kullanım Alanları ve İlginç Bilgiler

Adım-Soyadım:... Aşağıdaki parçayı okuyalım. Ardından soruları yanıtlayalım.

EFDAL ERENKÖY ANAOKULU PENGUENLER GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ

ADIM ADIM YGS-LYS 52. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-12 HAYVANLAR ALEMİ 3- OMURGALI HAYVANLAR SORU ÇÖZÜMÜ

Değerli Dostlar, başlık olarak önce Ankara nın Denizi diyecektim, ama yüzlerce farklı cins kuştan bahsetmek isteyince Kuş Cennetlerimizden Biri

Ne zaman göç edeceklerini nereden biliyorlar?

Adıyaman'ın İsmi Nereden Geliyor?

Biyolojik Çeşitlilik

YARATILIŞ MİTLERİ DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

ASTRONOMİ TARİHİ. 3. Bölüm Mezopotamya, Eski Mısır ve Eski Yunan da Astronomi. Serdar Evren 2013

GEZİ ÖNCESİ ALIŞTIRMALAR 6-13 YAŞ GRUBU

GÖL EKOSİSTEMİNDE EKOLOJİK KUŞAKLAR

Çanakkale 1915 Köprüsü Kuş Gözlem Çalışması

CANLILAR DÜNYASINI GEZELİM TANIYALIM / CANLILAR VE HAYAT

YALOVA KUŞ LİSTESİ X X X X X X X X X

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI

1. ÜNİTE VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM

Minti Monti. Tilki Tilki Baksana. Bana bak! Hayır, bana bak! Yavru Tilki Neyin Peşindesin? Okula Hazırlık İçin 5 Öneri TİLKİ OKULU

Kuşların Gizemli Yolculuğu -Göç!

Türkiye de bir ilk: Mersin ilinde omurgalı fosili Metaxytherium (Deniz İneği) bulgusu

HÜCRE BÖLÜNMESİ A) MİTOZ BÖLÜNME a) Hazırlık evresi:

ANADOLU YABAN KOYUNU

SEYİTALİ RÜZGÂR ENERJİSİ PROJESİ KUŞ GÖÇ YOLLARI ÇALIŞMASI

ORIENTEERING SEMBOLLERİ VE AÇIKLAMALARI

Minti Monti. İlkbahar 2015 Sayı:17 Ücretsizdir. Kızıl Panda

Baykufl. Diflili in, karanl n, bilgeli in sembolü, ölümden sonraki hayat n gizemine sahip, bilinmeyenin ö retmeni ve gecelerin efendisi...

ÖZEL EFDAL ANAOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİ DENIZYILDIZI GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ

Sedirler (Cedrus) Türkiye de doğal olarak yetişen. Türkiye de egzotik (yaygın ya da parklarda)

COĞRAFYA YEREL COĞRAFYA GENEL COĞRAFYA

Ellerimiz Deklanşörde, Kulaklarımız da Kuş Seslerinde KIRMITLI KUŞ CENNETİ NDEYİZ Saat sabahın altısı Ellerimiz deklanşörde, kulaklarımız ise kuş

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.

Hidroloji ORM 424 SULAK ALAN EKOLOJİSİ. 5. Hafta Sulak Alan Canlıları Hayvanlar ve Mikroorganizmalar. Dr. Öğr. Ü.

CORYLACEAE 1C 1 E. Anemogam, kışın yaprağını döken odunsu bitkilerdir. Gövde kabukları çatlaksız ya da boyuna çatlaklıdır. Tomurcuklar sürgüne

Minti Monti. .. Kus. Gozlemcisi. Olmak Ister Misin? Kuş Gözlemi Minti Monti Kuş Okulunda. Kuş Yemliği Yapalım Sümsük, Sen Ne Ilginç Bir Kuşsun!

SABANCI ÜNİVERSİTESİ PEYZAJ PROJESİ

Doğal ve doğal olmayan yapı ve tesisler, özel işaretler, çizgiler, renkler ve şekillerle gösterilmektedir.

BÜLTENİMİZDE NELER VAR?

SONUÇ RAPORU. CYF Fuarcılık A.Ş.

2012 YILI TEKSTİL SEKTÖRÜ İHRACAT DEĞERLENDİRME RAPORU AKİB GENEL SEKRETERLİĞİ TEKSTİL SEKTÖR ŞUBESİ. Erman Yerman / Şef

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

KAKAONUN YETİŞTİRİLMESİ

Muhammed ERKUŞ. Sefer Ekrem ÇELİKBİLEK

Termessos Milli Parkı nın Baykuş Türleri

Antalya / Boğazkent Mahmuzlu Kızkuşu (Vanellus spinosus) Populasyonu Üzerine Araştırmalar

Transkript:

Yıl 1, Sayı 2 Mayıs 1999 ISSN: İBİBİK Kuş Araştırmaları Derneği yayın organıdır. Üç ayda bir yayınlanır. Herkese merhaba, İbibik in birinci sayısına gösterdiğiniz ilgi için çok teşekkür ederiz. İkinci sayıyı sizlere ulaştırmanın kıvancını duyuyoruz. Her sayıda daha da çok beğeneceğinizi umduğumuz İbibik de bu sayıdan itibaren Gözlem Köşesi, ve Hangi Tür? bölümleri yer alacak. Gözlem Köşesi nde doğa gözlemlerinizden derlediğimiz nadir veya önemli türler ile ilgili kayıtlar veya ilginç bulduğunuz gözlemleriniz yer alacak. Kayıtların seçiminde çok genel kriterler belirleyici olmakla beraber kayıtların doğruluğu konusunda tüm sorumuluk gözlemciye ait olacaktır. Hangi tür köşesi ile sizlere kuşlarla ilgili ödüllü bulmacalar soracağız bulmacaların cevaplarını bir sonraki İbibik te bulabileceksiniz. İbibik önceki sayılarına web sayfamızdan www.kad.org.tr ulaşabilirsiniz. Bir sonraki sayıda görüşmek dileğiyle herkese bol kuşlu günler, Yayın Ekibi Haberler 6 Ocak 1999 da Derneğimizin 1. yaşını eğlenceli bir parti ile kutladık. Kara Akbaba 99 isimli projemiz 1999 yılı şubat ayında başlamıştır. Türkiye nin en önemli Kara Akbaba üreme alanlarından biri olan Kızılcahamam da yürütülen çalışmada, bölgede üreyen akbabaların ekolojilerinin yanısıra besin durumu, bölgedeki diğer yırtıcılarla olan ilişkileri ve yerel halkın akbabalar ve diğer yırtıcılar hakkındaki görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca yerel halk tarafından yırtıcılara karşı yoğun olarak kullanlan zehirlerin kullanılmaması amacıyla bir kampanya başlatacağımız projede, akbabalar ve doğal yaşamıda dikkate alan bir milli park yönetimi oluşturulması amacıyla bir atölye çalşması gerçekleş-tirilecektir. Doğal Hayatı Koruma Derneği tarafından 16 Ocak- 3 Şubat 1999 tarihleri arasında gerçekleştirilen Kış Ortası Sukuşu Sayımlarında ** alanda ***** sukuşu sayıldı. Derneğimizdende 8 üyesinin katıldığı sayımların sonuçları önümüzdeki günlerde DHKD tarafında bir rapor olarak yayınlanacak. Burdur Gölü nde Dikkuyrukların yanısıra Burdur doğasını korumak için çok emeği geçmiş olan iki dostumuz ARMAĞAN İLCI ve GÜLÇIN İLCI BOZKURT U geçtiğimiz aylarda elim bir trafik kazası sonucunda kaybettik. Değerli bu iki insanı Burdur da 8 Ocak günü düzenlenen bir tören ve ertesi gün onlara ithaf ettiğimiz Burdur Gölü Sukuşu sayımı ile andık. Kendilerine Allah dan rahmet ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz. 22-23 Mayıs 1999 tarihlerinde KAD ve DHKD nin işbirliği içinde düzenleyeceği 6. Kuş Gözlem Okulu İstanbul da: 8-9 Mayıs 1999 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi Turgut Noyan Salonu nda ve Ankara da ODTÜ Mimarlık Amfisi nde saat 10:00-13:00 da gerçekleştirilecek. Okulda kuşgözlemciliği ve kuşlarla ilgili teorik ders anlatımları ve gezilerin yanısıra farklı bakış açılarından kuşlar ve dünyalarını tanıtan konuşmacılar, tanıtım standları yer alacak. Ayrıntılı bilgi ve kayıt için KAD tel/faks: 0312 476 40 49 e-posta:kad@kad.org.tr veya DHKD tel/faks: 0212 528 20 30/40 e-posta: kelaynak@dhkd.org Dernek üyelerimizden Okan ARIHAN, 8-12 Mart 1999 tarihlerinde Fas ın Agadir şehrinde düzenlenen Kelaynağın eski dağılımının tekrar sağlanması için strateji geliştirmesi konulu toplantıya Kuş Araştırmaları Derneği adına katılmıştır. Derneğimizin e-posta adresi kad@kad.org.tr olarak değişti. Yeni hazırlanan web sayfamızı www.kad.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz. BAYKUŞLAR Gececil olmaları, ürkütücü ötüşleri, sessiz uçuşları ve büyük gözleriyle insanlara çok gizemli gelen ve korku veren baykuşlar birçok toplumda uğursuz olarak nitelendirilmiştir. Kızılderililer başının üzerinden baykuş uçan bir kişinin öleceğini düşünür ve baykuşların büyücülerin yardımcısı olduğuna inanırlarmış. Bu nedenle birçok kızılderili toteminde baykuş motifine rastlamak mümkündür. Şekil 1: Baykuş çizimi, Roy Vickers (Looking at Indian Art, H. Stewart)

Baykuşlar alacakaranlıkta ve gece beslenen yırtıcı kuşlardır. Gündüz beslenen diğer yırtıcı kuşlar gibi güçlü pençeleri ve kanca şeklindeki gagalarının yanısıra baykuşların gece avlanmaya uygun bazı farklı adaptasyonları vardır. Baykuşların gözleri çok büyüktür (en küçük baykuşun gözleri bile insanınki kadar büyüktür) ve ışığı toplayan çubuk hücreleri baykuşların gözlerinde çok sayıdadır. Böylelikle baykuşlar karanlıkta insandan 50-100 kez daha iyi görebilirler. Diğer kuşların tersine gözleri başlarının ön tarafında yer aldığı için baykuşlar üç boyutlu görürler. Gece görüşleri çok iyi olduğu için karanlıkta rahat uçabilen baykuşlar uzağı iyi göremezler çünkü çubuk hücreleri çok olmasına karşın renge duyarlı olan koni hücreleri baykuşların gözlerinde çok fazla değildir. Bu nedenle gündüz yırtıcıları gibi yüksekten değil ağaçlara veya çatılara tüneyerek daha alçak yerlerden avlarını gözlerler. Gözleri çok büyük olduğundan kafataslarında göz kaslarına yer olmayan (şekil 2) baykuşların gözleri sabittir ve değişik noktalara bakabilmek için başlarını döndürmek zorundadırlar. Boyunlarındaki özelleşmiş kaslar ve 14 omur sayesinde baykuşlar başlarını 270 döndürebilirler. Şekil 2: Baykuş kafatası (Bubo virginianus),(owls by Tony Angell) Baykuşların gözleri her ne kadar iyi gelişmişse de keskin kulakları karanlıkta avlanabilmelerinde daha etkindir. Birçoğu günbatımında ya da gündoğumunda avlanmayı tercih etse de bazı baykuşlar tamamen karanlık olduğunda bile rahatlıkla avlanabilirler. Kulak deliklerinin çok geniş olması çok düşük şiddetteki sesleri duyabilmelerini sağlarken kulak deliklerinin asimetrik oluşu ise baykuşların sesin geliş yönünü dikey olarak algılamalarına yarar (şekil 3). Deliğin yukarıda olduğu sol kulak aşağıdan gelen seslere daha duyarlıyken deliğin aşağıda olduğu sağ kulak yukarıdan gelen seslere daha duyarlıdır. Eğer ses iki kulakta da aynı şiddette duyuluyorsa sesin göz hizasından geldiği anlaşılır. Yüzlerindeki tüylerin asimetrikliği de bu özelliklerini destekleyen başka bir adaptasyondur(şekil 4). Kulakların asimetrikliğine ters olarak yüzün sol tarafındaki tüyler aşağıya doğru sağ tarafındaki tüyler ise yukarıya doğru yoğunlaşmıştır. Bu özellikleri sayesinde baykuşlar küçük bir farenin çıkardığı sesleri bile duyarak avlarının yerini kolaylıkla tespit ederler. Şekil 3: Baykuşta asimetrik kulaklar (The Birdwatcher s Handbook) Şekil 4: Yüzdeki tüylerin asimetrikliği (Gill B. F.,Ornithology) Baykuşlar (balıkla beslenenler hariç) sessiz uçabilme yeteneğine de sahiptir. Diğer kuşlardan farklı olarak birincil uçma tüylerinin üzerinde kadifemsi bir doku vardır ve bu doku uçuş sırasında tüyler arasındaki hava akımından doğan sesleri engeller. Bu sayede baykuşlar avlarına sessizce yaklaşabilirler. Baykuşların böcekler, küçük memeliler, sürüngenler ve balıklar dahil olmak üzere geniş bir dietleri vardır. Avlarını bütün olarak yutarlar ve bir süre sonra tüy, kemik gibi sindirilemeyen kısımları pelet olarak kusarlar. Peletlerin bazıları bir avdan oluşurken özellikle böcekle beslenen baykuşlarda düzinelerce avın bir pelet halinde kusulması da söz konusu olabilir. Bu peletler kuşbilimcileri için oldukça önemlidir. Bu sayede baykuşların beslendikleri hayvanlar konusunda bilgi toplanabilir. Genellikle tek başlarına avlanan baykuşlar kışın yiyeceğin bol olduğu bölgelerde toplanırlar. Çok kolay görülememelerine rağmen ağaçlardaki beyaz dışkı izlerine ya da kustukları peletlere bakılarak baykuşların toplandığı bölgeleri tespit etmek mümkündür. Ekvatordan kuzeye doğru gidildikçe baykuş türlerinde bir artış gözlenirken gündüz avlanan diğer yırtıcı kuş türlerinde azalma görülür. Bunun nedeni kuzeydeki uzun gecelerin ve alacakaranlıkların gececil olan baykuşlar için daha elverişli olmasıdır. Batı Palearktik teki baykuşlar Tytonidae ve Strigidae olmak üzere iki aileye ayrılır. Türkiye de Tytonidae ailesinden peçeli baykuş (Tyto alba) görülür. Strigidae ailesi Buboninae ve Striginae olmak üzere iki alt aileye ayrılır. Türkiye de Buboninae alt ailesinden puhu (Bubo bubo), ishakkuşu (Otus scops), çizgili ishakkuşu (Otus brucei), balık baykuşu (Ketupa zeylonensis) ve kukumav (Athene noctua) görülür. Striginae alt ailesinden ise kulaklı orman baykuşu (Asio otus) (şekil 5), alaca baykuş (Strix aluco) ve paçalı baykuş (Aegolius funereus) görülür. Şekil 5: Kulaklı Orman Baykuşu, Özge Keşaplı Kaynaklar -Rand A. L., Ornithology -Gill B. F., Ornithology -Ehrlich P.R., Dobkin D.S., Wheye D. & Pimm S.L., The Birdwatcher s Handbook -Cramp S., The Birds of the Western Palearctic

En Eski Sanatta Baykuş da Var! Bu yıl Grotte Chauvet (Fransa) da başlanan arkeolojik calışmalarda 32,000 yıl öncesine ait mağara resimleri inceleniyor. At ve gergedan resimleri arasında kazılmış bir Baykuş figürü de var. Almanya daki Cologne Universitesi nden Gerhard Bosinski Burada daha once gördüklerimize hiçbir şekilde tekabul etmeyen kompozisyonlar var diyor. (Daha fazla bilgi için bkz. Science, 12/2/1999 283(5404): 920-921) Uygar Özesmi Birinci Akdeniz Martısı Konferansı nın ardından... Geçtiğimiz günlerde Fransa nın Le Portel Kasabası ilginç bir bilimsel toplantıya ev sahipliği yaptı: Birinci Akdeniz Martısı Konferansı. Büyük ölçüde Le Portel Belediyesi nin maddi katkıları ve Fransız, Hollandalı ve Belçikalı bilimadamlarının çabaları ile 4-7 Eylül 1998 tarihinde gerçekleşen Konferansın ana konusu başlıktan da anlaşılacağı üzere bir deniz kuşu olan Akdeniz Martısı idi. Akdeniz Martısı (Larus melanocephalus) Ülkemizinde bulunduğu Batı Palearktik Bölgesi nde (Avrupa nın tamamı, Kuzey Afrika kıyıları ve Ural Dağları na kadar olan geniş bir bölge) yaygın olarak gözlenen bir türdür. Avrupa nın birçok ülkesi ile birlikte Türkiye, Rusya ve Ukrayna da üremekte olan Akdeniz martısı, kışı Atlantik, Kuzey Afrika ve Güney Akdeniz kıyılarında geçirmektedir. Ancak bu tür ile ilgili biyolojik bilgiler henüz yeterli değildir. Birçok ülkede Akdeniz martısının üreme trendi (eğilimi), hangi koloninin nerede kışladığı ve hangi göç yollarını kullandığı bilinmemektedir. Bu türe ait biyolojik bilgiler elimizde olmadan türün korunması mümkün olamamaktadır. Farklı ülkelerden katılan bilimadamları arasında bilgi alışverişini geliştirmek, tür hakkında gelecekte planlanan çalışmalardan haberdar olmak, gerektiğinde ülkeler arasında ortak çalışmalar yapmak ve türün korunması için ortak stratejiler belirlemek toplantının temel amaçlarıydı. Konferansın bir bölümü de, Türkiye nin de katıldığı Akdeniz Martılarının Markalanması Projesi nin sonuçlarının değerlendirilmesine ayrıldı. 1990 yılında Belçika, Hollanda ve Fransalı bilimadamlarının koordinatörlüğünde Akdeniz martısının ürediği ülkelerdeki kolonilerde markalama çalışmaları başlatıldı. Her ülke farklı renkteki üzerinde sayı ve harflerin yer aldığı plastik markaları, kendi kolonilerindeki yavruların ayaklarına, yumurtadan çıktıktan 2 ve 3. hafta sonrasında takıldı. Türkiye bu projeye 1997 yılı üreme döneminde yavrulara siyah renkteki halkaları takarak dahil oldu. Bu çalışma Sualtı Araştırmaları Derneği Deniz Kuşları Araştırma Grubu tarafından gerçekleştirildi. 1997 üreme döneminde 79 plastik halka, 1998 yılında da yaklaşık 200 plastik ve metal halka Bolluk Gölü nde (Orta Anadolu) üreyen yavrulara Türk araştırmacılar tarafından takıldı. Bu proje, her ülkede üreyen bireylerin hangi göç yollarını kullanarak kışlama alanlarına gittiğinin takibi, markalı bireylerin kendi doğduğu koloniyi tercih edip etmedikleri gibi birçok biyolojik veriyi belirlemeyi amaçlıyordu. Türkiye de Orta Anadolu da üreyen bireylerden ikisi göç ve kış döneminde İtalya ve İspanya da kaydedildi. Türkiye de üreyen bireylerle ilgili kesin sonuçların verilebilmesi için henüz çok erken, ancak Batı Avrupa da üreyen kolonilerden ilginç sonuçlar elde edildi (Özellikle Hollanda, Belçika, Fransa ve Macaristan kolonilerinde). Örneğin Hollanda da markalanan bireylerin bir sonraki yıl Macaristan da başka bir alanı üremek için seçtikleri gözlendi. Özellikle Batı Avrupa kolonilerindeki bireyler Atlantik ve özellikle de İngiliz Kanalı nı kullanarak Güney Akdeniz e kışlamak için ulaştıkları belirlendi. Konferansın düzenlendiği Le Portel Kasabası nın da Akdeniz martısının göç yolunda olması ve kışlama alanı olarak özel bir yeri vardır. Le Portel, İngiliz Kanalı nın doğu kıyısında ve Fransa nın kuzey-batı Atlantik sahillerinde yer almaktadır. Bu bölge Akdeniz martısının dahil olduğu birçok deniz kuşunun Atlantiğe ulaşmak için kullandığı bir geçiş yolu ve kışlama bölgesidir. Konferansa katılan bilimadamları düzenlenen arazi çalışmaları sırasında farklı ülkelerde markalanan birçok Akdeniz martısı bireylerini Le Portel de görme şansını da elde ettiler. Diğer katılımcılar adına bizlere bilimsel bilgi alışverişi ortamını sağlayan Belçikalı, Hollandalı ve Fransalı bilimadamlarına teşekkürü bir borç biliriz. Sühendan Karauz MISIR MİTOLOJİSİNDE KUŞLAR Christian Jacq ın Eski Mısır la ilgili olarak yazmış olduğu Ramses kitaplarında gökyüzünde süzülen Zümrüdü Anka kuşunda sözedilir. Bu kuşun görüldüğü yıl Mısır da bereket olur ve başarılı bir yıl geçermiş. Eski Mısırlıların böyle düşsel bir kuşa inanıp inanmadıklarını bilemiyorum, ancak şu bir gerçek ki Eski Mısır da kutsal sayılan ve hatta ölümünden sonra yeniden yaşamaları için mumyalanan kuşların da olduğudur. Mısır da bir çok kuş çeşitli biçimlerde betimlenmiştir. Kimi zaman ördek biçimli bir kozmetik kutusu ya da bir kolyede süs olarak, kimi zaman da tapınakların duvarlarını süsleyen kabartma ve fresklerde karşımıza çıkmak-tadırlar. Ancak kuşkusuz en önemlisi tanrıların sembolü olan kuşlardır. Bu konuda önceliği doğan a vermek doğru olacaktır sanırım. Çünkü Eski Mısır da bu kuş bir çok tanrının da simgesidir. Bunlar; gökyüzünün tanrısı ve kanatlarıyla dünyayı koruyan Horus, uzun ve çift tüylü taç giyen, savaşın tanrısı Month, başının üzerinde güneş diski taşıyan güneş tanrısı Ra, ölüm tanrısı Sokar ve Horus un dengi ve dişi bir doğan şeklinde betimlenen Hathor dur.

Şekil: Doğan ve Kutsal İbis Piramidler devrinde kralın yükselmesi, doğanın uçuşu ile temsil edilirdi ve doğanın görüntüsü yazılı dil içersinde tanrı simgesiydi. Geç dönemde Firavun II Sheshonq un gümüş kefeninde olduğu gibi mumya konan tabutlarda ya da mumyaların kendilerinde sıklıkla doğan maskları bulunurdu. Mısırlılar kendi krallarının doğan biçiminde görülen gök tanrısı Horus un yeniden bedenlenmiş hali olduğuna inanırlardı. Bu olguyu en güçlü anlatan yapıtlardan biri, keskin yüz çizgileri ve tehlikeli pençeleriyle kral Nectanebo II nin heykelidir. Mısır da bir çok doğan türü bulunmasına karşın Mısırlı sanatçılar Horus un gösterimlerinde herhangi özel bir tür yerine, genelleştirimiş bir doğan betimlemesi yapmışlardır. Bu türlerden Bıyıklı Doğan (Falco biarmicus) ve Gök Doğan (Falco peregrinus) hala çöl sınırındaki kireçtaşı kayalıklarda, eski kalıntılarda ve piramitlerde yuva yapar ve ürerler. Doğanlar çölden yükselen sıcak hava akımlarında süzülürken hayret verici akrobatik hareketler yaparken görülebilirler. Doğanlara ilişkin heykeller geç dönemin sert taşlarına yapılan hayvan şekillerinin geleneğini taşımaktadırlar. Bu heykellerde baş ve ayaklar ayrıntılı biçimde işlenirken gövde ve kanatlarda ayrıntılara daha az yer verilmiştir. Mısır mitolojisinde önemli bir yere sahip diğer bir tanrı ise Thoth dur. Thoth, bilgeliğin tanrısıdır ve İbis onun semblolüdür. Kelaynak (Geronticus eremita) ve Çeltikçi (Platalea leucorodia) Türkiye de yaşayan ibis türleridir. Ancak Thoth un simgesi olan ibis, Türkçesi, Kutsal İbis olarak adlandırılan Sacred İbis dir (Threskiornis aethiopica) Sacred İbis, beyaz bir gövdeye, siyah baş ve boyna sahiptir. Ancak eserde gövde yeşildir. Çünkü yeşil, bitkilerin ve verimliliğin simgesidir. Bu tür şu an Orta ve Güney Afrika da yaşayan yakın türlerden daha büyüktür. Yıllık Nil taşkınlarında, sulak alanlarda üremek için Ethiyopya dan Mısır a bir zamanlar çok büyük sürüler halinde gelirlerdi. Günümüzde ise bu kuş türü 1876 dan beri Mısır da görülmüyor. Çok sayıda mumyalanmış ibis, tanrı Thoth un ana kült merkezi olan Kahire yakınındaki Hermopolis in nekropolünde bulunmuştur. Bu sayıda tanrılarla bağlantısı olmayan fakat bültenimizin adını taşıyan bir kuşa değinerek bu yazıya son vermek istiyorum. Dikkat çekici tepe tüyleri bulunan İbibik (Upupa epops) günümüz Mısır ında halen yaygın bir kuştur. Bir papürüse yapılmış olan ve yine bir papürüs bitkisi üzerinde betimlenmiş bir İbibik tasviri altındaki hieroglifte büyüsü gizlenmiş olan yazmak-tadır. Bu da ibibiği gizemli bir kuş yapmaktadır ki bununla birlikte bu kuşun bedeni; kalbi, kafası ve kanı büyü uygulamalarında yer almıştır. Diğer sayılarda mitolojik dünyadaki gezintimize kaldığımız yerden devam etmek üzere Seda Karaöz KUŞ YUVALARI İçinde bulunduğumuz bahar mevsiminde doğadaki hareketlilik artıyor. Bu aralar en hareketli canlılardan biri de kuşlar. Kuşlar uçuşuyorlar, ot çöp toplayıp bir dala yığıyorlar, kısacası yuva yapıyorlar. Peki kuşlar yuvalarını nasıl yapıyorlar? İlk bakışta kuş yuvaları gelişi güzel bir araya getirilmiş çalı çırpıdan oluşmuş gibi görünebilir ama genellikle birbiri içine geçmiş elemenlardan oluşur. En düzensiz kuş yuvasında bile bu örgü özelliği görülür. Bu yapının temelinde bir simetri ve çapraz düzenleme vardır. Bazı kuşların bu düzenlemeyi nasıl yaptıklarına bir bakalım. Yuva yapma stratejisi kuş türlerinde çeşitlilik gösterir. Bazı kuşlar yuvalarını kayaları delerek yaparlar. Bunu yaparken ellerinde olan tek aletleri cok verimli ve etkili kullandıkları gagalarıdır. Örneğin Arıkuşlarının gagaları ince, sivri ve kırılgan görünüşlüdür. Bu gaga yapısının sebebi havada sinekleri ve böcekleri kolaylıkla kapmaktır. Yuva yaparken de en öncelikli organları yine gagalarıdır. Yuva yaparken Arıkuşları havada asılı halde kanat çırparlar ve bir yandan da gagalarıyla yuva yapacakları taşı delmeye başlarlar. Bu durum tutunabilecekleri kadar derin bir delik açıncaya kadar devam eder. Sonra arı kuşu yaklaşık 90 cm. uzunluğunda dar bir tünel açar. Ve işte yuvası hazırdır! Bir yuvanın en önemli görevi yumutaları korumaktır. Her ne kadar Tahtalı, Ekin Kargası, ve kartal gibi büyük ağaçlara yuva yapan kuşlar, yuvalarını pürüzsüz hale getirmek için fazla birşey yapmasalar da, birçok kuş için bu büyük bir gereksinimdir. Yumurtaları o kadar kırılgandır ki onları korumak için yuvanın ortasına yumuşak maddeler koymaları gerekir. Yumuşatıcı maddeler kuşların zevkine göre değişir. Ardıçlar çamur kullanırken bıyıklı baştankara çiçek taç yapraklarını seçer. Avusturalya bal kuşlarıysa saçlara düşkündür. Atların sırtından, hatta zaman zaman insanların kafalarından, saç koparıp yuvalarına götürürler. Küçük kuşlar için dallar ve saplar zor yuva malzemeleridir. Bunun için başka yuva malzemesi seçmek zorundadırlar. Örneğin, Sinekkuşları örümcek ağlarını kullanır. Önce örümcek ağlarını gagalarında biriktirir, yuva yapacakları yeri bulduklarında da hovering denilen hareketle havada asılı kalırlar ve ağızlarındaki malzemeyi oraya yapıştırırlar. Bu kuşlar bazen iki dal arası ya da yaprak sapı gibi kendilerinin bile zor tüneyebilecekleri yerlere yuva yaparlar. Ebabiller için yuva yapmak büyük bir problemdir. Ebabiller hayatlarının büyük kısmını havada uçarak geçirirler. Yiyeceklerini havada yakalarlar, havada çiftleşirler, ve hatta havada uyurlar. Ama kuluçkaya yatmak icin yere inmeleri gerekir. Yere inmek ve tekrar havalanmak bu kuşlar için oldukça zordur. Sürekli uçan bu kuşlarda bacaklar küçülmüş ve yere indiklerinde vücut ağırlığını taşıyamayacak kadar güçsüzleşmiştir. Ebabiller yuva yapacakları kayanın etrafinda sürekli uçarlar ve dilleriyle kayayı ıslatırlar. Tükrük kuşun kanat çırpışlarının etkisiyle kısa sürede kurur. Zamanla kayada yuvanın hatları belirmeye başlar.

Kuş bu davranışına yuva hatları belli olup küçük bir duvara dönüşene kadar devam eder. Yapı yarı yuvarlak bir kupa şekline geldiğinde iki yumurtayı taşıyacak kadar büyük demektir. Görüldüğü gibi yuva yapma stratejisi kuşların gereksimlerine ve fiziksel özelliklerine göre çeşitlilik gösterir. Kimisi çok özenli hazırlarken kimisi çalı çırpılarla, göreceli olarak daha özensiz yuva hazırlarlar. Bakalım bizim çevremizdeki kuşlar ne tür yuva yapma çabası içindeler. KAYNAK: David Attenborough, Trials of Life Gözlem Köşesi Banu Sarıtaş 9.01.1999 Burdur Gölü Akkuyruklu Kartal 1 Karaçaylak 1 Dikkuyruk 1784 Kervan Çulluğu 1 Küçük Kuğu 3 (2 erg., 1 genç) O. Can, A.. Tireli, M. Yarar, U. Gökduman 9.01.1999 Burdur Gölü Paçalı Şahin 1 Mezgeldek 1 O. Arıhan, K. A. Boyla 29.01.1999 Belek Boyunçeviren 1 Özgür, Özge Keşaplı 28.02.1999 Nallıhan Akkuyruklu Kartal E. Vaassen, A. Aykurt 20.03.1999 ODTÜ Turna 800 Derya Kahraman, Ersin Haspolatlı 22.03.1999 Beytepe Turna 50-60 A. Yener, E. Vaassen 4 (1 ölü) 1 (ergin) 23.03.1999 ODTÜ Turna 164 Ö. Keşaplı, O. Can 27.03.1999 Balıkesir-Edremit İbibik 1 Bilge Bostan 28.03.1999 Kurtsuyu 1 (yuvada) Alahan Sakallı Akbaba 1 Kızıl Akbaba 3 Edwin, Mürüvet Vaassen, Akif, Havana. Aykurt 29.03.1999 Burhaniye-İskele Kara Gerdanlı Dalgıç 4 Özgür, Özge Ö. Keşaplı, Okan Can, Bilge Bostan, İstem Özen 31.03.1999 Kepirli Kızıl Akbaba 4-5 Küçük Akbaba 15 Küçük Orman Kartalı E. Vaassen, A. Aykurt 500+ 01.04.1999 Kepirli Ak Pelikan 120 Kızıl Akbaba 2 Küçük Akbaba 3 Küçük Orman Kartalı 500+ E., M. Vaassen, A. Aykurt 02.04.1999 Çamlıyayla Uludoğan 1 Turna 131 (2.200m) Saz Delicesi 1 (2.200m) E.,& M. Vaassen, A., H. Aykurt 03.04.1999 Göksu Deltası Uludoğan 1 İzmir Yalıçapkını 1 E., M. Vaassen, A., H. Aykurt (2 çift yuvada) ÖNEMLİ BİR KUŞ ALANI: MOGAN GÖLÜ Özel Çevre koruma statüsüne sahip Mogan Gölü Ankara nın 20 km günyinde Konya yolu üzerindeki Gölbaşı kasabasının güney batısında yaklaşık 759 ha bir alanı kaplamaktadır. Çökek bataklığı ile birlikte yüzölçümü 1500 hektar, deniz seviyesinden yüksekliği 973 metredir. Gölün doğu kıyısından Konya yolu kuzey ve batı kıyısından Haymana yolu geçmektedir. Güneyinde Çökek bataklığı ve tarım arazileri vardır. Bu alanlarda daha az insan aktivitesi olması nedeniyle yaban hayatı daha canlıdır. Saz kuşağı hemen hemen heryerde gölü çevrelemekte ve kuşların üremesi için uygun habitat oluşturmaktadır. Gölün kuzey çıkış ağzı ve Çökek bataklığı ile buluştuğu güney kıyılarında saz şeridi geniş bir alana yayılır. Gölün etrafının yollarla çevrili olması nedeniyle ulaşım çok kolaylıkla sağlanmaktadır. Alanda üreyen 30 çift Alaca balıkçıl (Ardeola rallides), 50 çift Macar ördeği