Benzer belgeler
23 Kasım 2005 tarihinde İstanbul da gerçekleşen 1. Uluslararası Türk-Afrika Kongresi nde sunulan tebliğ.

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI

Temel Kaynak 4. Ülkeler

STRATEJ K V ZYON BELGES

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

Çeviren: Dr. Almagül sina

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Umman Tarihinin Dönüm Noktalar

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL

Sunuyu flu flekilde vermek istiyorum; bir politikam z n temel ilkeleri nelerdir, genel bir görüfl amac yla buna ana hatlar yla bakmaya çal flaca m.

Ekonomi Alan ndaki Uygulamalar ve Geliflmeler 2

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

United Technologies Corporation. Tedarikçilerden fl Hediyeleri

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

Türk Üniversite Mezunlar Birli i, Makedonya

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

Danışma Kurulu Tüzüğü

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

4691 SAYILI TEKNOLOJ GEL fit RME KANUNU 4691 SAYILI KANUN

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

Uluslararas Afrika Üniversitesi, Hartum, Sudan

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ 6

EVOK Güvenlik in hedefi daima bu kalite ve standartlarda hizmet sunmakt r. Hasan ERDEM R. Mustafa AL KOÇ. Yönetim Kurulu Baflkan.

Uygulama Önerisi : ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi

Endüstri 4.0. nsanl n Gelece i. Tümüyle bilgisayar

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları


1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler

10. Performans yönetimi ve bütçeleme bağlantıları

YAZARLAR HAKKINDA Alfabetik S rayla Yüksel Baykara ACAR Minhaç ÇEL K Bülent Ç ÇEKL Muharrem EKfi

25 Nisan 2016 (Saat 17:00 a kadar) Pazartesi de, postaya veya kargoya o gün verilmiş olan ya da online yapılan başvurular kabul edilecektir.

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler

6 MADDE VE ÖZELL KLER

Tablo 45 - Turizm İşletme Belgeli Tesislerde Konaklama ve Belediye Sayıları

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi.

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

AMERĐKA DA YAŞAM BOYU. Prof. Dr. Erdal ZORBA

Amacımız Fark Yaratacak Makine Mühendisleri Yetiştirmek - OAIB Moment Expo

YENİLENEBİLİR ENERJİDE EĞİTİM

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

KIRK YIL ÖNCEDEN BUGÜNE ÇA DAfi B R STRÜKTÜR DERS

Prof. Dr. Bilal Sambur ile Medya ve Dindarlık Üzerine 08/04/2015

C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER

T.C AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK YÜKSEKOKULU HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ DÖNEM İÇİ UYGULAMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

Prof. Dr. Mehmet Haberal, Uluslararas Bilimsel Çal flma S n rlar n Geniflletiyor

ÇINAR KOLEJ Ö RENC LER Ç N RENKL B R DÜNYA

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını,

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir.

F inans sektörleri içinde sigortac l k sektörü tüm dünyada h zl bir büyüme

YAZILI MÎRAS YAYIN MERKEZ

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK İŞBİRLİĞİ PROJE DANIŞMANLIK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Mercedes-Benz Orijinal Ya lar

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Girişimcileri destekleyen

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor

29 Ekim coflkusu Ekim Maritim Pine Beach Resort Antalya - Belek

MALAT SANAY N N TEMEL GÖSTERGELER AÇISINDAN YAPISAL ANAL Z

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur.

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir.

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN

YURTDIŞI VATANDAŞLAR DANIŞMA KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NE

1. SUNUŞ PROJE KOORDİNATÖRÜ TARİH AMAÇ VE HEDEFLER HEDEF KİTLE KONGRE MALZEMELERİ METODOLOJİ...

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö

AÇIKLAMALAR VE UYGULAMALAR

Duhanc Hac Mehmet Sok. No: 35 Küçükçaml ca Üsküdar - stanbul

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

PROJE ODAKLI İŞ GELİŞTİRME; Kent Atölyeleri örneği

KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ LİSANSÜSTÜ ÖĞRENCİLERİNİN BURSLARDAN YARARLANDIRILMALARINA İLİŞKİN BAŞVURU VE KAYIT KABUL YÖNERGESİ

SPONSORLUK DOSYASI. SPONSORLUK DOSYASI

stanbul Kültür Üniversitesi, Türkiye

FELSEFE GRUBU ÖĞRETMENİ

Hart Walker, gövde deste i ve dengeli tekerlek sistemi sayesinde, geliflim düzeyi uygun olan çocuklar n, eller serbest flekilde yürümesini sa lar.

YÜKSEK LİSANS ve DOKTORA KONTENJAN VE KOŞULLARI

Transkript:

Türk - Afrika Sosyokültürel liflkileri Muhammed Bakari Çev. Hasan Öztürk Tarihi arka plan Türkiye ve Afrika aras ndaki sosyal ve kültürel iliflkilerin kökleri 1923 y l nda Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluflundan daha öncelerine ve hatta Osmanl mparatorlu u na kadar götürülebilir. mparatorluk en parlak dönemlerinde bugün Balkanlar olarak adland rd m z bölgede Yunanistan dahil di er ülkeleri, Kuzey Afrika n n genifl bir k sm n, günümüz Ortado u sunun tamam n ve merkezinde Anadolu nun bulundu u co rafyan n büyük k sm n topraklar na katm flt. 19. yüzy l sonlar na gelindi inde yine Osmanl ya ba l olan M s r daki Hidiv hanedan ise Sudan a do ru ilerlemekteydi. Osmanl mparatorlu u bat ya do ru ise Bat Afrika içlerine do ru ilerlemekteydi. Askeri ya da bürokratik varl n oluflturulamad bölgelerde Zengibar Sultanl - nda oldu u gibi diplomatik veya siyasi ba lant lar kuruldu. Osmanl mparatorlu u nun bu bölgelerin birço unda uzun y llar kalacak flekilde yay l fl n n en temel sebeplerinden birisi çeflitli etnik, dini ve dilsel gruplar n belirli ölçüde otonomiye sahip olmalar na f rsat tan yan geliflmifl bir millet sistemi ortaya koymas d r. 1 Selefi Roma mparatorlu u gibi Osmanl da her yönüyle bir çok etnik toplulu a sahip bir yap dayd. Osmanl mparatorlu- u nun payitaht merkezi ayn zamanda Hilafetin baflkenti say lmaktayd. Kanatlar n n alt nda özellikle Balkanlar da önemli derecede H ristiyan nüfusu bulundurduysa da mparatorlu un merkezi Müslüman olarak kald ve Müslüman etnik gruplar stanbul dan gönderilen bürokratlar sebebiyle do al olarak o bölge yerel idarelerinde Sultan n temsilcisi olarak alg lanmaktayd. 20. yüzy l bafllar nda Avrupal güçler çeflitli topluluklar idarecilerine karfl k flk rtarak Osmanl n n ifllerine do rudan kar flmaya bafllay ncaya kadar bu gayri müslim halklar n birço u kendilerini slam Halifeli i nin bir parças olarak görmekteydiler. Avrupal güçler mparatorlu u parçalamak gibi bir gizli gündeme sahiptiler. Bu k flk rtmalara maruz kalan az nl k gruplar bu olanlardan haberdard. Bunlar daha sonralar ne çeliflkidir ki Arabistanl Lawrence olarak bilinen

342 Yükselen Afrika ve Türkiye / Rising Africa and Turkey T. E. Lawrence taraf ndan idare edilen Arap Uyan fl olarak tarihe geçti. 1920 lere kadar Avrupal güçlerin baflta imparatorlu u parçalamak ve ortaya ç kan yeni parçalar n kendi emperyal arzular do rultusunda yeniden düzenlenmesi gibi bütün hedefleri neredeyse gerçekleflmifl durumdayd. Ancak, bütün ihmallere ra men Osmanl mparatorlu u çok kültürlü topluluklardan oluflan genifl bölgeler oluflturmay ve bunlar yaflatmay baflarm flt r. Bu, farkl rk, etnik, dini ve dil gruplar ndan insanlar n farkl topluluklar aras nda dostane iliflkileri garanti alt na alan, modus operandi ve modus vivendi ß için çal flan bir tür farkl l k içinde birlik modelidir. Bu yüzdendir ki imparatorlu un alt içerden ve d flardan oyulmaya bafllayana kadar Müslüman, H - ristiyan ve Yahudileri içeren farkl gruplar ve di er az nl klar bar fl içinde yaflayabildiler. nanç ve gelenekleri söz konusu oldu unda her topluluk veya millet kendi kendilerini yönetim hakk n garanti alt na alarak potansiyel çat flmalar bertaraf etmifllerdir. Bütün gruplar asli olarak alg lan rken topluluklar n içifllerine müdahale edildi i vakalar çok nadir olmufltur. Bundan, birbirinden tamamen farkl gruplar aras nda hiçbir çat flma veya sorun yaflanm yordu anlam ç kart lmamal d r. Çat flma insan yaflam n n bir parças d r ama bar fl ve istikrar n kalbinde yatan fley ise çat flma ve sorunun çözümünde kullan lan metotlard r. Baz durumlarda askerlik yapmak yerine cizye ad nda vergi ödeme zorunlulu u getirilerek bu az nl klar n yasal olarak hareketsiz b rak ld göz önüne al nd nda Müslüman ço unluk içinde yaflayan az nl klar n belirli bir miktarda asilik gösterdikleri do rudur. çinde çal flt klar slami tüzel çerçeveye bak ld nda Osmanl bürokratlar tarihteki Müslüman imparatorluklar n yapt klar gibi gayri Müslimleri silahl kuvvetlerde görev almaktan muaf tuttular. Asl nda yap lan Osmanl ortaya ç kmadan yüzy llar önce kurumlaflm fl bir gelene i devam ettirmekti. Ama bu do al düzenin bir parças ym fl gibi alg land. O zamanlar hiç kimse bunu kin do uracak bir tür ayr mc l k olarak görmedi. Fakat bu çok dinli ve çok rkl durumun yüzy llarca sürdürülebilece i gerçe i, Osmanl idare sisteminin nispi adaleti hakk nda çok fley söylemektedir. Baz az nl klar kendilerini Müslüman Osmanl idaresi alt nda iken di er dinlerin yönetimi alt nda olduklar ndan daha güvende hissetmifllerdir. Bu özellikle Osmanl Yahudileri için geçerlidir. spanya tarihinin en karanl k dönemlerinden birisi olan ve Müslümanlar n ve Yahudilerin toplu halde ülke d fl na kovuldu- u ve spanyollar n Reconquista dedikleri dönemde ço u Yahudi as ll olan birçok insan spanya dan d flar sürgün edildi. spanya y terk etmek zorunda b rak lan bu mülteciler Osmanl mparatorlu u na s nd lar ve bu insanlara daha sonralar stanbul dan Tunus a kadar mparatorlu un her köflesine yay lmalar na izin verilerek hareket serbestli i tan nd. Müslüman ve Yahudilerin

Türk-Afrika Sosyokültürel liflkileri 343 1492 de spanya y terk etmeye zorlanmalar stanbul un Fatih Sultan Mehmet taraf ndan 1453 te fethedilmesinden yaklafl k 40 y l sonra olmas da dikkat çekicidir. Osmanl da zorla asimilasyon asla gerçekleflmedi. Farkl etnik ve dini gruplar n, kültürel ve dini özelliklerini yitirerek bir kimlik kayb yaflamalar tehlikesine karfl uygulanan millet sistemi sayesinde farkl etnik yap koruma alt na al nm flt. slam dinine geçifllerin yafland olaylar ise genel itibari ile münferit vakalard ve zorlama ile al nm fl kararlar de ildi ve belki de cizye vergisinden kurtulmak için baflvurulan bir metot idi. Türk materyal kültürü ve yay l fl Bu farkl etnik toplumlara ayr lma, dini ve kültürel kalabal klar, zamanla ayr bir Osmanl kültürünü oluflturdu. Bununla genel olarak kastedilen, Osmanl n n yemek kültürü, müzi i, mimarisi ve giyimidir, ancak bu kültürel göstergeler ayn zamanda Osmanl n n yay lma süreciyle birlikte popüler kültürü de meydana getirdi. Kültürel kal nt lardan geriye kalanlar birçok toplumun günümüz halk kültürünün bir parças olarak Osmanl sonras kültürde hala görülebilir. Örnek vermek gerekirse milli kostüm olarak kabul edilen fleyler genellikle di er kültürlerden al nan giyim flekilleridir ve bunlar giyenler ço- unlukla giydikleri elbisenin kökenini bilmezler. Mesela fes tipik bir örnektir. Bafla giyilen bu aksesuar birçok kültüre yay lm flt r ve Osmanl kültürüne ait oldu u aç kça bilinir. Fes hala farkl ülkelerde ve bölgelerde kullan lmaktad r. M s r da uleman n önemli bir sembolüdür ve bunu giyenin Ezher de okumufl kifli manas na Ezherli (Klasik slami e itim alan ö renci) oldu una iflaret eder. Ayr ca yerli Fas kültüründe de yayg nd r ve hem kral hem de halk taraf ndan çeflitli ortamlarda kullan l rd. Fes, terk edilmeyi reddeden Osmanl miras ndan sadece bir tanesidir. Bir yazar n ifadesine göre; Bu geride kalm fl bir ça n miras d r, renkli siyasi geçmifle sahip kültürel bir simgedir. Paflalar ve polis fes giyme taraftar olduklar dönemlerde, siyah ipekten bu püsküllü flapka, kendisine giyene sayg gösterilmesini sa lad. Fas tan Türkiye ye, Suriye ye, M s r a bir tarz ortaya koyar. Fes, Do u Afrika ya kadar ulaflt. Yazar, fesin 1950 sonlar ve 60 l y llar n bafllar nda sömürgecilik dönemi Kenya s nda okul üniformas n n bir parças oldu unu hat rlamaktad r. Fes, sömürgeci devletin ortadan kaybolup Kenya n n ba ms zl n kazanmas ndan sonra Kenya da kullan m n yitirdi. Materyal kültürün di er nesneleri de vard r, t pk hal gibi. Fakat ayn zamanda baz lar akla gelmedik fleyler olsa da bir temas kurulmas na yarayan dilin konufluldu u bölgeden al nan kültür nesneleri de vard r. Svahili dilindeki Karakosi kelimesi ilginç bir örnektir. Siyasette yardakç lar için çok kullan lan bir sözcüktür ve geçmifli Osmanl dönemine kadar uzanan Türkçe de Kara-

344 Yükselen Afrika ve Türkiye / Rising Africa and Turkey göz olarak bilinen el ile oynat lan kuklan n isminden türemifltir. Ayr ca ortak slam kültüründen kaynaklanan Afrika dillerinin Türkçe ile paylaflt Farsça ve Arapça as ll birçok kelime vard r ve günümüzde ise ngilizce nin küresel ölçekte yay lmas ndan dolay birçok ngilizce sözcük Afrika dillerine girdi. Yeni iliflkiler: e itim Geride b rakt m z yirmi y l içinde Afrikal ö renciler daha önce hiç görülmemifl yo unlukta Türk Hükümeti nin bafllatt bir inisiyatif ile Türk üniversitelerine çeflitli branfllarda e itim almaya bafllad. Bu kapsamda karfl l kl olarak bilim adamlar de iflim programlar uyguland ve slam Konferans Örgütü üye ülkelerinin Müslümanlar n az nl kta oldu u ülkelerdeki Müslüman ö rencilere burs sa lamas yolu ile gerçeklefltirildi. Türkiye de bu ö rencilere Türk üniversitelerinde kontenjan ayarlad. Buraya e itim almaya gelen ö rencilerden Türk üniversitelerinin ço unda e itim dili olan Türkçe yi iyi seviyede okuma, yazma ve konuflma becerisi göstermeleri beklenmektedir. Bu da Afrikal ö rencilerin Türk toplumuna entegrasyon sürecini h zland rmaktad r. Dil konusunda yeterlilik ayn zamanda yabanc ö rencilere Türk kültürünü ve Türkiye nin dünyaya bak fl n daha iyi anlama imkan vermektedir. lginç bir fenomen ise Türkiye ye e itim almaya gelen Afrikal ö renciler aras nda zaten Türkçe bilen veya Türkiye ye gelmeden bu dili ö renmifl ö rencilerin say s ndaki art flt r. Bu ö rencilerin ço unlu unu da Nijerya, Kenya ve Senegal gibi Afrika k tas nda stratejik öneme sahip ülkelerdeki Türk okullar ndan mezun olanlar oluflturmaktad r. Bu okullar bulunduklar ülkenin milli müfredat - n takip etmekteler ve ülkelerindeki ulusal çapta düzenlenen s navlara girmektedirler. Ancak bu ö renciler ek olarak, mecburi olmad halde, ekstra faaliyet olarak Türk dilini de ö renmektedirler ve böylece bir dünya vatandafl olarak tecrübelerini art rmaktad rlar. Bu ö renciler Türkiye ye e itim almaya geldiklerinde di er ö rencilere nazaran sosyal anlamda ülkeye daha kolay uyum sa lamaktad rlar. Kendi ülkelerindeki ve Türkiye deki e itim yap lar ndaki farkl l klar göz önüne al nd nda ö renciler ne kadar uyumlu olursa olsun en bafllarda yap sal farkl l klara al flmada ve ifllerin yürütüldü ü tarz bak m ndan sorunlar yaflamaktad rlar. Ancak yine de bu ö renciler, Türkçe yi ö renmemifl ve sistemi s f rdan tan maya bafllayan ö rencilere k yasla daha az stres alt nda kalmakta ve daha az problemle karfl laflmaktad rlar. Burada olumlu bir di er noktay daha söyleyebiliriz ki o da Türk üniversitelerinde okuyan Afrikal ö renciler aras nda okulu b rakanlar n say s n n çok az oldu u gerçe idir. Ço u okullar n baflar ile bitirmektedir. Mezun olanlar n bir k sm da t p ve mühendislik alanlar nda yüksek lisans programlar na bafllamaktad r. Umar z Türk Hükümeti bu burslar sadece fen bilimleri ve teknoloji alan nda s n rl tutmaz ve daha geniflletir. Burada önem verilmesi gereken bir di er nokta da Afrikal

Türk-Afrika Sosyokültürel liflkileri 345 ö renciler burs almaya ve Türkiye de Türk dili ve edebiyat, tarih ve siyaset gibi sosyal bilimlerde e itim görmeye teflvik edilmelidir. Böylece bu ö renciler mezun olduktan sonra bu alanlarda yüksek lisans ve doktora e itimlerini al p ülkelerine geri dönüp Afrika daki yüksek ö renim kurumlar nda bu konular n ö retilmesini sa layabilirler. Yine bu ö rencilerin bir k sm Türk üniversitelerinden mezun olduktan sonra Türkler ile evlilik yapt lar. Ailelerini kendileriyle birlikte götürüp Afrika ya yerlefltiler veya Türkiye de kalmaya devam edip Türk vatandafll na geçtiler. Ülkelerine geri dönen Afrikal lar n ço u mesleklerinde önemli pozisyonlar elde etmekte ve Türk e itim kurumlar nda edindikleri yetenek ve bilgi ile ülkelerinin kalk nmas na önemli ölçüde katk da bulunmaktad rlar. Türk üniversitelerinde e itim alm fl Afrikal lar aras nda iflsizlik hemen hemen yok gibidir. Akademik ve kültürel de iflimler K sa ve uzun dönemli ö renci ve akademisyen de iflim programlar ayarlayarak, sporcular, müzisyenler ve sanatç lar için periyodik ziyaretler düzenleyerek ve özellikle iki taraf n da kültürünü ve tarihini tan tacak nitelikte TV programlar n karfl l kl olarak yay nlayarak bu ba lar daha da kuvvetlendirilebilir ve daha da ilerletilebilir. Svahili, Hevsa (Hausa) ve Zulu gibi önde gelen Afrika dillerinin Türk üniversitelerinde ö retilmesi ve bununla birlikte Türkçe nin ve Orta Asya da kullan lan lehçelerinin Afrika üniversitelerinde ö retilmesi önem arz etmektedir. Afrikal lar n ço u, Türkçe nin Orta Asya n n ço unda ortak dil oldu undan ve Azerbaycan, K rg zistan, Türkmenistan ve Özbekistan gibi stratejik öneme sahip ülkelerde ve Tacikistan, Afganistan ve Çin in baz bölümlerini içine alan genifl bir co rafyada toplamda iki yüz milyonu aflk n kifli taraf ndan konufluldu undan haberdar de il. Hem Türkler hem de Afrikal lar için karfl - l kl olarak birbirlerinin dillerini ö renmeleri iki taraftan da insanlar n daha rahat dolaflmalar n kolaylaflt racak ve ticaret art fl n olumlu yönde etkileyecektir. Türk ifladamlar Afrika da baz kilit ülkelerde varl klar n zaten devam ettirmektedir. Ancak Afrikal lar Türkiye yi kaliteli ve nispeten ucuz tekstil ürünleri ile tan yan birkaç müteflebbis ifladam ve iflkad n d fl nda henüz Türkiye ile ticaret potansiyelini henüz keflfedebilmifl de iller. Akademisyen de ifliminin yan nda üniversiteler di er ülkelerden yazarlara ev sahipli i yaparak, Türkçe, tarih, siyaset ve edebiyat alanlar nda dersler bafllatarak önemli bir kültürel rol oynayabilirler. Afrika edebiyat dünya edebiyat n n önemli bir parças d r ve Afrikal yazarlar n eserleri Türkçe ye tercüme edilebilir ve böylece Türk insan n n bu edebiyat miras n tan mas sa lana-

346 Yükselen Afrika ve Türkiye / Rising Africa and Turkey bilir. Ayn zamanda Afrikal okurlar n da Türkiye yi tan malar için büyük Türk yazarlar n eserleri de Afrika dillerine tercüme edilmelidir. Bu faaliyetler iki toplum aras ndaki bilgi bofllu unu daraltacakt r. Türkler Afrika hakk nda fazla bir bilgiye sahip de iller ve sahip olduklar bilgi de Afrika y genelde açl k, k tl k ve do al afetler ile tasvir eden Bat l medya taraf ndan sunulmaktad r. Türkiye de son dönemlerde Afrika ya odaklanan baz programlar yap lmaktad r ki Samanyolu TV deki AYNA ve Kanal 5 te gösterilen baz programlar buna örnek olarak verilebilir. Ancak bu programlar n sunucular ziyaret etti i ülke hakk nda gerekli okumay yapmam fl ve yeterli seviyede bilgi edinmemifl olduklar ndan program boyunca ne yaz k ki gerçek Afrika yerine klifleleflmifl Afrika resmini sunmaktad rlar. Bu tür programlar Afrikal entelektüeller, sanatç lar, yazarlar ve e itimcilerle röportajlar yaparak iki toplumun birbirlerini daha iyi tan mas na ve anlamas na yard mc olabilirler. Ancak bunun yerine söz konusu programlar Afrikal halklar n yaflamlar n etkileyen gerçek sorunlar araflt rmaktansa pazar yerlerini ve çölleri görüntülemektedirler. Bu durumu iyilefltirme ad na televizyon program de iflimleri yap labilece i gibi Nairobi merkezli URTNA (Union of Radio and Television Networks of Afrika Afrika Radyo ve Televizyon A lar Birli i) arac l ile Afrikal belgesel yap mc lar ndan Afrika n n farkl yönlerini tan tan belgeseller de temin edilip Türkiye de yay nlanabilir. Bu kapsamda TRT de kendi haz rlad Türk kültürünü ve tarihini tan t c programlar Afrikal televizyon kanallar nda yay nlatmak üzere Afrikal kurumlara gönderebilir ve böylece Afrika da Türk kültürünün, toplumunun ve tarihinin daha iyi tan t lmas sa lanm fl olur. Daha önce de belirtti im gibi hem Türkiye de hem de Afrika da dil derslerinin bafllat lmas önemlidir. Baz Afrika üniversiteleri, bölgesel merkez olarak bile, Türk dili derslerini bafllatmak için teflvik edilmelidir ve di er taraftan da Türk üniversiteleri de Svahili ve Hevsa gibi Afrika dillerini ders olarak okutmaya bafllatmak yönünde teflvik edilmeli ve desteklenmelidir. Bu üç dil iflbirli ini ilerletmek için önemlidir ve sadece kendi bölgelerinde çok genifl bir kitle taraf nda kullan lan bir dil oldu u için de il ayn zamanda kültürel miraslar n n tafl y c lar olarak da önemlidir. Afrikal lar, Türkçe nin Orta Asya da 141 milyon insan taraf ndan konufluldu undan haberdar de il. Ayn flekilde Türkler de Orta ve Do u Afrika da Svahili dilinin yüz milyonu aflk n kifli taraf ndan konufluldu undan ve Bat Afrika da 200 milyondan fazla kiflinin Hevsa dilini konufltu undan haberdar de il. Afrika da birçok insan Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan ve K rg zistan n homojen bir dil ve kültür bütünü oldu unu bilmiyor. K rg zistan hariç neredeyse di er tüm Orta Asya devletleri de erli küresel kaynaklar, petrol ve do al gaz deposu olarak ortaya ç k-

Türk-Afrika Sosyokültürel liflkileri 347 m flt r ve bu yüzdendir ki bu co rafya son dönemlerde stratejik olarak önemli jeopolitik bölge 2 halini alm flt r. Sovyet komünist imparatorlu un bir parças olarak bu devletler Sovyet hakimiyeti alt nda idi ve hemen hemen d fl dünya ile olan ba lar tamamen kesilmiflti ve bireysel kimlikleri 1991 de Sovyetler Birli i nin y k lmas n n ard ndan tan nmaya ve bilinmeye baflland. E itim düzeyinde de Türk ve Afrika üniversiteleri ö renci ve akademisyen de iflimini ve ö rencilerin Afrika ve Türk üniversitelerinde karfl l kl olarak faydalanabilecekleri dersleri almalar n kolaylaflt racak bir memorandum imzalayabilirler. Bu ayn zamanda biyoloji, botanik ve zooloji gibi fen bilimlerinde uzmanlaflan Türk ö rencilere biyolojik çeflitlili e sahip ve zengin ekolojiye sahip Afrika ülkelerinde vakit geçirme imkan tan mas aç s ndan da önemlidir. Bu tür gezileri yaz tatillerinde düzenleyerek ö rencilerin hem tropikal çevrede dinlenmeleri hem de bir fleyler ö renmeleri sa lanabilir. Çok az bilinen bir di er gerçek ise bugüne kadar çok az say da Türk ö rencinin Afrika da e itim ald d r ve bunlar da genellikle özel sponsorluk imkanlar yla gerçeklefltirilmifltir. Son y llarda özellikle Kenya, Nijerya, Tanzanya ve Güney Afrika Cumhuriyeti gibi ngilizce konuflulan Afrika ülkelerinde üniversitelere kabul edilen Türk ö rencilerin say s nda art fl vard r. Örne in bir Türk ö renci e itim almak üzere Dakar a gitmifltir. Bu, önemli bir geliflmedir ve Afrika üniversitelerinden mezun olan Türk ö renciler Türkiye ve Afrika aras nda önemli sosyal ve kültürel köprüler oluflturmaktad r, çünkü bu ö rencilerin ço u Svahili ve Hevsa gibi yayg n kullan lan Afrika dillerinden birini ö renmektedir. Bu ö renciler Türkiye nin Afrika daki diplomatik misyonlar na kat lmalar yönünde teflvik edilmeli ve desteklenmelidir. Ayr ca Türkiye de bir mezunlar derne i kurarak Afrika dan Türkiye ye e itim almaya gelen ö renciler ile Türkiye den Afrika ya e itim almaya giden ö renciler aras ndaki ba lar korunabilir. Bu dernekler sadece ö renciler aras nda irtibat korumak için de il ayn zamanda iki toplum aras nda bir kültürel köprü görevi de üstlenebilir. Bu tür dernekler ABD, Hindistan ve Almanya da ö renim gören ö renciler aras nda zaten kurulmufl durumda ve geçmiflte birlikte olan ö rencileri bir araya getirecek ve yeni ba lar kurmalar n sa layacak organizasyonlar düzenleyerek aktif olarak faaliyet göstermektedir. Sporun teflvik edilmesi Afrika k tas dünyada kendini ispatlam fl atletleriyle meflhurdur. Kenyal ve Fasl uzun mesafe koflucular ülkelerinde ve uluslararas alanda yar fllarda mücadele etmekte ve sadece kendi ülkelerine de il ayn zamanda Afrika k tas na da onur ve methiye kazand rmaktad rlar. Bu atletlerin bir k sm millet fluuruna sahiptir ve dünya standartlar nda ortamlar haz rlayarak yeni nesil atlet-

348 Yükselen Afrika ve Türkiye / Rising Africa and Turkey lerin yetiflmelerinde aktif rol almakta, yeni gençlerin yetiflerek yeni dünya rekorlar k rmalar için onlar n e itimleri için u raflmaktad r. Baz yerlerde sa lanan imkanlar o derece yüksek standarttad r ki bir k s m Avrupal atletler bile kimi zaman bu ülkelere gelerek yüksek seviyede, ülkelerinde olmayan imkanlardan istifade etmekte, yeteneklerini gelifltirmektedir. Türk atletleri, hem erkek hem bayan, Afrika ülkelerindeki bu imkanlardan istifade etmenin ve Kipchoge Arap Keino, Mike Boit ve Michael Arap Sang gibi yaflayan büyük atletlerin tecrübelerinden bir fleyler ö renerek performanslar n art rman n yollar n araflt rmal d r. Afrika futbolu Nijerya, Kamerun, Fas, M s r ve Güney Afrika gibi milli tak mlar n göz kamaflt ran performanslar ile dünya çap nda sayg nl k kazanmaktad r. Türk futbol severler Afrika n n yetenekli futbol ustalar n canl izleme f rsat n pek bulamamaktad r. Afrika ve Türk Spor Bakanl klar kendi ülkeleri aras nda hem Afrika da hem de Türkiye de dostluk maçlar ayarlamal - d r. Yeniden kültür Türkiye s radan vatandafllar n endiflelerini dile getiren ve hayat n paradoks ve sorunlar n ele alan filmleriyle geliflmifl bir sinema kültürüne sahip. Türk sinemas ndaki temalar n ço u, aile yap s ndaki benzerlikler ve Afrika kültüründe ailenin merkezi rolünden dolay birçok Afrika ülkesinde haz r bir izleyici kitlesi bulacakt r. Ayr ca Türk filmlerinin Hollywood yap m filmlerden daha ucuza gelecektir. Afrikal ve Türk film prodüktörleri ve yönetmenlerinin bir araya gelerek sorunlar n tart fl p birbirlerinin tecrübelerinden faydalanacaklar ortamlar haz rlanabilir. Afrika Birli i nin kültür bölümü ve Türk Kültür Bakanl bu gruplar bir araya getirmek için inisiyatifi ellerine alabilirler. Ayr ca Türkiye en güçlü müzik kültürüne sahip ülkelerden biridir. Ara s - ra Türk müzisyenler Cape Town, Nairobi, Accra, Tunus, Fez ve Kahire gibi çeflitli Afrika baflkentlerinde Afrikal müzik severler ile buluflturulursa karfl l kl olarak takdir ve anlay fl daha da ilerleyecektir. Ve yine Afrika Birli i kültür bölümü nezaretinde dünyaca ünlü Afrikal müzisyenler stanbul da ve Ankara da kültür merkezlerinde konser verebilir ve böylece Afrika müzik dehas n sergileyebilirler. Veya Afrikal dans gruplar, Sultans of Dance gibi profesyonel dans gruplar ile ortaklafla gösteriler düzenleyebilir. Ya da meflhur Türk müzisyenlerin ve sanatç lar n özellikle Do u, Kuzey ve Kuzeydo u Afrika ülkelerinin baflkentlerinde gösteriler düzenlenmesi için sponsorlar aranabilir. Bu bölgelerde Ortado u müzi inin derin etkisi oldu undan Türk müzi i kolayl kla benimsenecek ve takdir toplayacakt r. Popüler kültürün ekonomik faaliyetler

Türk-Afrika Sosyokültürel liflkileri 349 üzerinde do rudan etkisi oldu u unutulmamal d r. Günümüz Amerikan kültürünün popülerli i ayn zamanda küresel ölçekte Amerikan mallar na olan talebi de art rd bilinmelidir. Türk ve Afrikal bilim adamlar n n bir araya gelip tar m ve hayvanc l k alanlar nda ilerlemek için ortaklafla bilimsel projeler üretmemeleri için de bir neden yoktur. Amerikal, Avrupal ve Japon bilim adamlar zaten Afrikal meslektafllar ile t p, genetik ve tar m gibi bir çok hayati öneme sahip alanda iflbirli i içerisindedir. Dillerin karfl l kl ö renilmesi Afrika, Türkiye nin Türk dilini modernlefltirme tecrübesinden çok fley ö renebilir. Bir milletin nüfusunun önemli bir k sm n n bilgiye eriflimine olanak tan nmazsa anlaml bir kalk nma gerçekleflemeyece i art k her geçen gün daha iyi anlafl lmaktad r çünkü bunlar o devletin her vatandafl na bir yabanc dil yoluyla ulaflt r lamaz. Yap lacak tek mant kl fley, o ülkenin genelinde konuflulan ve anlafl lan ana dilini veya ulusal dilini modernlefltirmektir. Mustafa Kemal Atatürk ün modernlefltirme projesinin bir k sm mümkün oldu unca insanlar n e itim almalar n kolaylaflt rmakt ve bu da ancak Türk dilinin modernlefltirilmesiyle baflar labilirdi. Bu ba lamda Atatürk, 1930 larda dil bilimcileri seferber ederek Türk dilinin ve Türkçe sözlü ün standart hale getirilmesi ve modernlefltirilmesi için Türk Dil Kurumu nu hayata geçirdi. Birçok Afrika ülkesi dil ve kalk nmayla iliflkisi üzerine hala kara kara düflünmektedir. Hem UNESCO ya göre hem de dil psikolojisi alan nda araflt rma yapanlar n tecrübelerine göre, kavramlar ana dil ile çocuklar taraf ndan daha kolay içsellefltirilmektedir. Japonya ve Kore örnekleri Bat l olmayan toplumlara ekonomik ve teknolojik kalk nman n gerçeklefltirilebilmesi illa da bir Avrupa dili ile gerçekleflmek zorunda olmad n gösterdi. Modernlefltirilmesi ve gelifltirilmesine yönelik bir irade olduktan sonra yerel dilleri tamamen ortadan kald rmaya gerek kalmadan yerel diller de eski sömürgeci devletin dili kadar kalk nma için iyi bir ayg tt r. Ayr ca, Naom Chomsky nin gelecekteki çal flmalara yön verecek nitelikte olan 1957 y l nda üretici dil bilimi alan ndaki eseri yaklafl k yar m yüzy ld r ça dafl dil biliminde yap lan araflt rmalar, herkesçe bilinen flu gerçe i yeniden do rulad ; hiçbir dil do ufltan üstün veya ehemmiyetsiz de ildir. Bir entelektüel düflünce arac olarak onlar n kaderlerini sadece bu dillerin kalk nmas na yat r m yapma iradesi belirleyecektir. Befleri dillerin görünürdeki çeflitlili i asl nda alt bini aflk n dünya dilinin ortak ve evrensel özelliklerini örtbas etmektedir. Kald ki bu özellikler nihayetinde di er yabanc dilleri ö renmemizi ve birinden di erine tercüme etmemizi sa layan özelliklerdir, aksi halde bu diller evrensel olmad için böyle bir fley imkans z olacakt r. Chomsky nin eseri ayn zamanda baz dillerin di er dillere göre nispe-

350 Yükselen Afrika ve Türkiye / Rising Africa and Turkey ten daha zor oldu u inanc n da elefltirmektedir. Bir dili ö renmek kolay, di er dili ö renmek zor diye bir fley yoktur, varsay lan n aksine dilin ne kadar iyi ve çabuk ö renilmesini belirleyen yafl, do ufltan gelen yetenekler, o kültürdeki dil ö renmeye bak fl gibi özel faktörler vard r. Bu bak mdan okullarda e itim dili olarak yerli dillerin teflvik edilmesiyle ilgilenen e itimciler Türkiye yi ziyaret ederek ve buradaki dil planlamac lar ile fikir al fl veriflinde bulunarak çok fley ö renebilirler. Türkiye dünyadaki en güçlü kültürel kimliklerden birine sahiptir ve bu kimli in dili de Türkçe dir. stanbul do umlu ngiliz düflünür ve Mustafa Kemal Atatürk ün de biyografisini haz rlayan Dr. Andrew Mango Türk olman n bu güçlü anlam n kavram flt r ve flunu gözlemlemifltir; Genellikle Türklerin bir kimlik krizi yaflad, Do u ile Bat aras nda kalm fl bir ülke oldu u iddia edilir. Gerçekte, Türkler den daha güçlü bir milli kimlik hissine sahip birkaç halk vard r. Onlar n sorunu olduklar gibi kabul edilmektir, Müslüman geçmiflleri ile ayr bir halkt r, dikkatleri kendi üzerine çekmeye merakl, uyufluk Do u nun bir parças olmaktan uzakt r, genellikle Bat y lükse bo ulmufl ve afl r rahat bulur. Türkiye, Avrupa Birli i için sadece bir aday de il ayn zamanda ona karfl bir meydan okumad r. 3 Sonuç olarak, Türkiye ve Afrika aras nda zaten karfl l kl ç karlar n bulundu u alanlar n oldu unu ve e itim ve ticaret alanlar nda zaten bu iki kültür aras nda iliflkilerin kurulu oldu unu belirtmek isterim. Bu alanlar ileride iki kültür aras nda karfl l kl faydalar n elde edilebilece i al flveriflin kurulaca- bir matris olabilir. Karfl l kl anlay fl için çal flmalar yap lmadan iki taraf n da istifade edebilece i iliflkilerin kurulmas çok zordur. Maalesef, bat l olmayan ülkeler kaynak yetersizli i mazereti alt nda bat dünyas d fl nda kalan bölgelere yönelik kurumlar kurmamakta ve çal flmalar yürütmemektedir. Buna karfl, büyük Bat l ülkelerin hepsi kendi d fllar ndaki bölgeleri tan mak için sayg n kurumlar infla etmifl, çal flmalar yürütmüfltür. Bu inisiyatifler bazen yüzy llar öncesine kadar uzan r. Oysa baz projeler, ngiltere gibi önde gelen Bat l ülkelerin, kinci Dünya Savafl n n sona ermesinin h zla artan sömürgecilikten kurtulma dalgas yüzünden yeni bir uluslararas sistemi ortaya ç kard n hissettikleri bir ortamda bafllat lan projelerdir. Bunlar, flimdiye kadarki adaletsiz sömürgeci iliflkilerden belirgin flekilde farkl laflan diplomatik inisiyatifleri gerekli k ld. Londra Üniversitesi, Do u ve Afrika Çal flmalar Okulu nun (SOAS) kurulmas metropol merkez ile sömürge çevre aras nda de iflen iliflkilerin do rudan bir sonucudur. SOAS, sömürgelerde görev alacak memurlar n e itim merkezi olmaktan ç k p Afrika ve Asya daki siyasi, ekonomik ve kültürel kurumlar n incelendi i bir merkez haline geldi. sveç ve Norveç gibi skandinav ülkeleri ciddi anlamda Afrika üzerine çal flmalar yürütmektedir. Amerika Birleflik Devletleri, önde gelen üniversitelerinde canl ve dinamik fle-

Türk-Afrika Sosyokültürel liflkileri 351 kilde iflleyen Afrika çal flmalar birimleri bulunmaktad r. Bu üniversitelerden baz lar flunlard r; California Üniversitesi, Los Angeles Üniversitesi, Northwestern Üniversitesi, Florida Üniversitesi ve Madison da Wisconsin Üniversitesi. Geliflmifl imkanlar ndan dolay binlerce Afrikal ö renci kendi k talar - n çeflitli yönlerini çal flmak için bu okullardan geçtiler. Bu ö renciler ayn zamanda ABD ye Afrika k tas ile ilgili iliflkilerinde bilirkiflilik yapmaktad r. Türk Afrikac lar n yükselifli Asl nda Türkiye de Afrika ile ilgilenen kimse yok demek do ru olmaz. Ufak olsa da Afrika toplumunun farkl yönleri üzerine araflt rmalar yapm fl Türk araflt rmac lar n bir araya geldikleri bir grup bulunmaktad r. Bu araflt rmac lar günümüz Afrika sorunlar hakk nda güçlü fikirlere sahipler. Yine bu araflt rmac lar, Amerikan Afrika Çal flmalar Derne i nin (African Studies Association of America) yapt gibi veya yeni kurulmas na ra men ilk toplant - lar n baflar l bir flekilde 29 Haziran 5 Temmuz 2005 aras nda SOAS ta gerçeklefltiren Avrupal Afrikac lar n (European Africanists) yapt gibi her y l bir araya gelip çal flmalar n tart flacaklar bir tür Türkiye Afrika Çal flmalar Derne i yada benzeri bir kurum kurmaya teflvik edilmelidir. Türkiye de yaflayan Afrikac lar bu derneklerin faaliyetlerine kat labilirler ve böylece kendilerini Afrika ile ilgilenen sosyal bilimcilerden oluflan heyecanl ve genifl bir grup içinde bulacaklard r. Bunun yan s ra Türk araflt rmac lar Afrika dan sanat, müzik ve siyaset gibi farkl konularla ilgilenen meslektafllar n Türkiye ye konuflma yapmaya ça rabilirler ve bu da Türkiye de Afrika ya olan ilgiyi art racakt r. Sayg de er uluslararas iliflkiler Profesörü Prof. Dr. Ahmet Davuto lu taraf ndan idare edilen stanbul merkezli sivil toplum kuruluflu Bilim ve Sanat Vakf ilgilenen ö rencilere Afrika tarihi ile ilgili dersler vermektedir. Tüm bu bireysel çabalar nihayetinde bir Afrika fikrinin oluflmas n sa layacakt r ve meyvelerini verecektir. Afrika ülkeleri ise sadece Bat ya do ru aç l m ile s n rl kalmamal, akademisyenlerini Bat ve Afrika d fl ndaki toplumlar araflt rmaya teflvik etmelidir.

352 Yükselen Afrika ve Türkiye / Rising Africa and Turkey Notlar 1 Osmanl mparatorlu u tarihine enfes bir girifl için bkz. Halil Inalcik ve Donald Quataert: An economic and social history of the Ottoman Empire: Cambridge University Press. 1994. ß Modus operandi, bir kifli yada bir fleyin çal flma biçimi modus vivendi ise iki memleket aras nda geçici nitelikte gümrük ve ticaret anlaflmalar anlam na gelen Latince terimlerdir. (çevirmenin notu) 2 Bkz. Pope, Hugh: Sons of the Conquerors:The Rise of the Turkic World. Overlook Duckworth. New York. 2005. 3 Mango, Andrew: The Turks Today. John Murray (Publishers). 2004 s. 4.