A.B.D. DIŞ İLİŞKİLER POLİTİKASI GÜNDEMİ



Benzer belgeler
UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme

İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ SONUÇ DEKLARASYONU

DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI İhracat Genel Müdürlüğü PAZARA GİRİŞ KOORDİNASYON YAPISI VE HEDEF ÜLKELER

Ayakkabı Sektör Profili

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

YAPI FUARI TURKEYBUILD İSTANBUL FUARI ZİYARET ORGANİZASYONU SONUÇLARI

G20 BİLGİLENDİRME NOTU

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Basın Sohbet Toplantısı. 14 Temmuz 2009, İstanbul

2 Ekim 2013, Rönesans Otel

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ODA/BORSA BAŞKANLARI. 2 Temmuz 2009, Ankara

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları,

Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Çözümler LİZBON SÜRECİ ve KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ


UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2008

IMF, Birleşmiş Milletlerin uzmanlaşmış kurumlarından biri olsa da, kendi tüzüğü, yönetim yapısı ve mali kaynağı vardır.

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

CAM SANAYİİ. Hazırlayan Birsen YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

TKBB Olağan Genel Kurulu

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

Serbest ticaret satrancı

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

Sayın Yönetim Kurulu Üyesi/ ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım,/

ULUSLARARASI EKONOMİK KURULUŞLAR (İKT206U)

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı

TR 71 BÖLGESİ 2013 YILI İHRACAT RAPORU AHİLER KALKINMA AJANSI

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

GTİP : PLASTİKTEN KUTULAR, KASALAR, SANDIKLAR VB. EŞYA

smart solutions FUAR KAPANIŞ RAPORU

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve 2030 Sonrası Kalkınma Gündemi

1 OCAK ARALIK 2011 DÖNEMİ FAALİYET RAPORU

TÜRKİYE DE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ KORUNMASI : ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLARA ETKİLER RAPORU

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE

Türkiye, 2012 yılında dünyada uluslararası doğrudan yatırım liginde iki basamak yükseldi

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

2015 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

ÇEVRESEL TARIM POLİTİKASI

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2006

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Suriye de insan hakları ihlallerinin

* EL KAZANDI BİZ ÖVÜNÜYORUZ *BORSA 2012 DE DE YABANCIYA ÇALIŞTI *İstanbul da kazanıp, New York ta, Londra da şampanya patlattılar

Uluslararası 15. MÜSİAD Fuarı ve 18. IBF Kongresi Lansmanı Yazın başlangıcını hissetmeye başladığımız Haziran ayının bu ilk

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

(09-11 Mayıs 2016, Ankara) Kıymetli İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Ülkeleri Temsilcileri, Değerli Katılımcılar,

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

Aselsan l Halka Arz Profili

AVRUPA KONSEYİ İNSAN HAKLARININ KORUYUCUSU ÖZET

WORLD FOOD DAY 2010 UNITED AGAINST HUNGER

2013 YILI OCAK-HAZİRAN DÖNEMİ ADANA DIŞ TİCARET RAPORU. HAZIRLAYAN : CENK KADEŞ Ekonomik Araştırmalar Şefi

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

DOLARLIK MAL VE HİZMET H ÜRETEN ÜLKE TARAFINDAN DOLARLIK KREDİ HACMİ SORUN YARATIYOR

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2012

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

ALTIN MÜCEVHERAT. Hazırlayan Birsen YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

Konuşmamda sizlere birkaç gün önce açıklanan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı hakkında bilgi vereceğim.

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM ORTAKLIĞI SİSTEMİ

İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DIŞ PİYASALARDAKİ DURUMU

4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

ASYA-PASİFİK MUCİZESİNİN SIRRI

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015

AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE DE JENERİK İLAÇ ENDÜSTRİSİ 2 HAZİRAN 2005 ANKARA

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Dr. Vahdettin Ertaş IX. Kurumsal Yönetim Zirvesi Açılış Konuşması 14 Ocak 2016

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

Güncel BES Verileri. Toplam Fon Büyüklüğü (milyar TL) 43,75. Faizsiz Fon Büyüklüğü (milyar TL) 1,85 152,31

TEB KOBİ BANKACILIĞI

Ekonomik Ticari Gelişmeler

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN KAMU ALTYAPI YATIRIMLARININ SERMAYE PİYASALARI ARACILIĞIYLA FİNANSMANI KONULU

BÖLGESEL TİCARET TOPLANTISI İZMİR

2014 YILI OCAK-HAZİRAN DÖNEMİ ADANA DIŞ TİCARET RAPORU. HAZIRLAYAN : CENK KADEŞ Meslek Komitesi ve Kararlar Şefi

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

15 Ekim 2014 Genel Merkez

9. Dubai Uluslararası Gayrimenkul ve Emlak Fuarı (İPS) en yeni projemiz olan Dubai Sustainable City yi duyurmak için mükkemmel ve en doğru ortamdi.

FİNANSAL SİSTEM DÜZENLEMELERİ VE EKONOMİK BÜYÜME

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

ISLAMIC FINANCE NEWS ROADSHOW 2013-TURKEY

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

Transkript:

A.B.D. DIŞ İLİŞKİLER POLİTİKASI GÜNDEMİ CİLT 8 A.B.D. DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI ELEKTRONİK DERGİSİ SAYI 1 AMERİKAN ENTERNASYONALİZMİ Ağustos 2003 1

AMERİKAN ENTERNASYONALİZMİ Vatandaşlarının ve ideallerinin yeryüzündeki tüm milletlere ulaşması Amerika nın hem gururu hem de armağanıdır. Evrensel özgürlük, eşitlik ve refah rüyasından yola çıkarak farklı kültürlerin, fikrin, bakış açısının ve yeteneğin birarada yoğurulduğu bir ülke haline gelmemiz, bize kuvvetli olmayı sürdürmemizi sağlayan zengin bir çeşitlilik bahşetmiştir. Bu güçten doğan büyük sorumluluk ve arzu sayesinde uluslararası toplum ile sürekli etkileşim görevini üstlenmiş bulunuyoruz. Şunu söylemekten gurur duyuyoruz: Amerikan tarzı; dünyadaki özgürlüğü, demokrasiyi, serbest ticareti ve gelişmeyi desteklemektir. Bugüne kadar çok acı çekmiş insanlara güvenlik sağlamaktır. Birlikte daha barışcı bir geleceğe ve daha çok refaha ulaşmak için diğer uluslara esin kaynağı olmak ve onlardan esinlenmektir. Bütün bunlar sadece sözcüklerde kalacak değildir; Amerikalılar tüm bu hayalleri gerçeğe dönüştürmeye kararlıdırlar. Uluslar ve hükümetler arasındaki farklılıklar kaçınılmazdır. Ama bu farklılıklar Amerikan tekyanlılığı ve dışlanmışlığı ile eşit sayılmamalıdır. Deneyimlerimiz ve ilgi alanlarımız bizim bazen, bazı şeyleri daha değişik bir şekilde görmemize neden olabilir. Kendi açımızdan, ana prensiplerimizden ödün vermemizi gerektireceğine inandığımız herhangi bir fikirbirliğine katılmamayı yeğleyebiliriz. Aynı şekilde, başka ulusların da kendi temel prensiplerinden ödün vermelerini gerektirecek bir fikir birliğine katılmalarını beklemeyiz. Bir konu hakkında kesin ve güçlü hisler duyuyorsak en önde yer alırız. Bununla beraber, A.B.D. her zaman uluslararası anlaşmayı sağlamayı amaçlar ve bunun da en iyi kanıtı A.B.D. nin tüm dünyada ve bütün kıtalarda müttefikleri ve ortakları ile gerçekleştirdiği yoğun işbirliğidir. Sizlere, Amerika nın kapsamlı işbirliği gerçekleştirme geçmişini, fikirlerini ve liderliğini örnekleyecek ve temel prensiplerimize sadık kalarak global sorumluluğa nasıl ulaşmaya çalıştığımızı gösterecek olan bu elektronik dergiye hoş geldiniz diyorum. Bunları sizler gibi Amerikan Enternasyonalizmi ne inanan başkaları ile de paylaşacağınızı umuyorum. Colin L. Powell Dışişleri Bakanı A.B.D. Dış İlişkiler Gündemi A.B.D. Dışişleri Bakanlığı Elektronik Dergisi - Cilt 8 - Sayı 1 - Ağustos 2003 2

A.B.D. DIŞ İLİŞKİLER POLİTİKASI GÜNDEMİ Dışişleri Bakanlığı Elektronik Dergisi AMERİKAN ENTERNASYONALİZMİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ Amerikan Enternasyonalizmi: Özgürlük, Demokrasi ve Gelişmeyi Desteklemek 5 Kim R. Holmes Uluslararası Organizasyon İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı ULUSLARARASI TEŞKİLATLAR İLE ÇALIŞMAK Birleşmiş Milletler ve Çok Yanlı Amerikan Diplomasisi: Daha İyi Bir Dünya İçin İlkeler ve Öncelikler 8 Kim R. Holmes Uluslararası Organizasyon İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı AMERİKA NIN GLOBAL EKONOMİDEKİ ROLÜ Dünya Ekonomisinde Amerika nın Rolünü Anlamak 12 Kevin A. Hassett Ekonomi Politikası Direktörü, American Enterprise Instıtute (Amerikan Girişim Enstitüsü) James K. Glassman Konuk Profesör, American Enterprise Institute ve Washington Post Yazarı Ticaret Rüzgarlarını Serbest Bırakmak: Lego-Blok Yaklaşımı (Building-Block Approach) 16 Büyükelçi Robert Zoellick A.B.D. Ticaret Heyeti Temsilcisi Terörist Finansmanını Durdurmak için Gösterilen Global Çaba 21 Jimmy Gurulé Hukuk Profesörü, Notre Dame Hukuk Fakültesi, Notre Dame Üniversitesi DEMOKRATİK İDEALLERİ VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİNİ GELİŞTİRMEK Bir Işık Tutmak: Tüm Dünyada Demokrasiyi Güçlendirmek için Amerikan Çabası 25 Paula Dobriansky Global İlişkilerden Sorumlu Müsteşar Demokrasi İçin Dünya Çapında Bir Hareket Gerçekleştirmek: Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü 28 Carl Gershman Demokrasi için Ulusal Bağış Fonu Başkanı (National Endowment for Democracy) 3

GLOBAL DEĞERLER Toplum Sağlığı Sınır Tanımaz 31 Tommy Thompson Sağlık ve Beşeri Hizmetler Bakanı Uluslararası Liderlik: Sorumlu Çevre Politikası 35 John Turner Okyanuslar, Uluslararası Çevrecilik ve Bilim Konularından Sorumlu Bakan Yardımcısı Amerikan Sivil Toplum Kuruluşları nın Uluslararası Uzantıları 39 Robert Kellett Mercy Corps Online Yöneticisi İLAVE OKUMA REHBERİ Bibliografya ve Konuyla İlgili İnternet Siteleri 42 A.B.D. DIŞ İLİŞKİLER POLİTİKASI GÜNDEMİ Dışişleri Bakanlığı Elektronik Dergisi Cilt 8, Sayı 1, Ağustos, 2003 A.B.D. Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Enformasyon Programları Dairesi, kitlelere A.B.D. politikası, toplumu ve değerlerini anlatan bilgi ve hizmetleri sunar. Sözkonusu büro, yayınladığı beş elektronik dergide A.B.D.ve uluslararası toplumun önemli konularına değinmektedir. Dergiler, Ekonomik Bakış Açıları; Global Konular; Demokrasi Konuları; A.B.D. Dış İlişkiler Gündemi ve Amerikan Toplumu ve Değerleri başlıkları altında toplanmış olup A.B.D. politikasını analiz ve yorumlar eşliğinde sunmaktadır. Dergiler İngilizce, Fransızca, ve İspanyolca yayınlanmakta olup bazı seçme bölümler Arapça ve Rusça olarak da sağlanmaktadır. İngilizce dergiler genelde ayda bir, çevirileri ise derginin yayınından itibaren iki - dört hafta içerisinde yayınlanır. Dergilerde yayınlanan fikirler A.B.D. hükümet politikasını ve görüşlerini tam olarak yansıtmayabilir. A.B.D. hükümeti bu konuların içeriğinden ve ilgili Internet sitelerinin yayınlarından dolayı hiç bir sorumluluk almaz, bu konulardaki sorumluluk tamamen o sitelerin yayıncılarına aittir. Dergilerde yer alan yazıların, aksine bir telif hakkı hükmü olmadıkça tekrar yayınlanmalarına ve başka bir dile çevrilmelerine bir engel bulunmaz. Fotoğrafların tekrar yayınlanmaları için ait oldukları mercilerden izin alınmasını gerekir. Dergilerin son ve daha önceki sayıları ile, gelecek sayıların programına Uluslararası Enformasyon Programları Bölümü ne ait http://usinfo.state.gov/journals/journals.htm sitesinden ulaşılabilir. Dergiler online transfer edilebilir, yüklenebilir ve basılabilir gibi çeşitli elektronik formatlarda hazırlanmıştır. Öneri ve eleştirilerinizi en yakınınızdaki A.B.D. Büyükelçilikleri ne veya editoryal ofislere iletebilirsiniz: Editor, U.S. Foreign Policy Agenda 4

Political Security IIP/T/PS U.S. Department of State 301 4th Street, S.W. Washington, D.C. 20547 United States of America e-mail: eiforpol@pd.state.gov A.B.D. Dış İlişkiler Gündemi nin bu sayısına Uluslararası Enformasyon Programları Bölümü nün Uluslararası Internet Ana Sayfası nda aşağıda belirtilen internet sitesinden ulaşabilirsiniz: http://usinfo.state.gov/journals/itps/0801/ijpe/ijpe0801.htm Yayıncı Yayın Yönetmeni Genel Yayın Yönetmeni Katkıda Bulunanlar Kaynak Danışmanları Program Asistanı Görsel Yönetmen Grafik Asistanı Editoryal Kurul Judith Siegel Michael T.Scanlin David Anthony Denny Brenda Butler Jennifer Flahive Soo Jung Han Merle David Kellerhals, Jr. Margaret Ann McKay Jody Rose Platt Jacquelyn S. Porth Jay Richter Christopher Siefken Samuel Moncrief Anderson Camille Lyon Rebacca Ford Mitchell Vivian Stahl Liliana Vivanco Tracy Nelson Min-Chih Yao Sylvia Scott George Clack Robert Holden Judith S. Siegel 5

ÖNSÖZ AMERİKAN ENTERNASYONALİZMİ: ÖZGÜRLÜK, DEMOKRASİ VE GELİŞMEYİ DESTEKLEMEK Kim R. Holmes Uluslararası Organizasyon İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Kim R. Holmes, Amerikan enternasyonalizmi, koruyucu ve de yayılmacı olmadan, özgürlüğün korunması, fırsatların tanınıp yaygınlaştırılması, insanın saygınlığını, özgürlüğünü, refah ve barışı, yurtiçi ve yurtdışında destekler. diyor. Holmes, A.B.D. nin bu amaçları destekleyen tavrının derginin içeriğindeki yazılardan anlaşılacağını, zira bu yazıların Amerika nın dünya ile olan ilişkisinin son derece belirleyici örneklerini içerdiğini söylüyor. Barış, refah ve özgürlük bu temel ilkeler Amerikan enternasyonalizmi denilen benzersiz dış ilişkiler politikasının işlerliğini sağlar. Biz Amerikalıların geleneksel olarak temel ilkelerden hareketle konuşma özgürlüğünü, seçme hakkını, din özgürlüğünü ve özgür basını desteklemesi, sıklıkla diktatör ve ideologları rahatsız etmektedir. Özgür olmayan toplumların liderlerinin aksine biz inanıyoruz ki, ekonomik ve siyasal özgürlük, insan hakları ve fırsatlar sadece seçilen elit bir zümreye sunulacak ayrıcalıklar olmamalıdır; bunlar her kadının ve erkeğin hakkı olarak korunmalı ve desteklenmelidir. Başkan Bush, West Point de 2002 mezunlarına yaptığı konuşmada Amerikan enternasyonalizmini şöyle anlatmıştır: Milletimizin amaçları her zaman savunmamızdan daha önde gelmiştir. Adil ve özgürlüğü savunan bir barış için daima savaşmaya hazırız. Barışı savunmak için teröristlerle ve zalimlerle savaşacağız. Barışı korumak için büyük güçler arasında fevkalade ilişkiler geliştireceğiz. Ve her kıtada özgür ve açık toplumlar oluşmasını destekleyerek barışı yaygınlaştıracağız. Bu adil barışı gerçekleştirmek Amerika nın görevidir. Amerikalılar bu olağanüstü görevi anlıyorlar. İşte bundan dolayı Başkan a terörizm ile savaşması, Afgan halkını Taliban dan ve Iraklıları Saddam Hüseyin in ürkütücü rejiminden kurtarması için böyle güçlü bir destek veriliyor. Bugünkü Amerikan değerleri, Amerika nın 2. Dünya Savaşı nı kazanmasını sağlayan azmi ve savaştan perişan çıkmış milletini yeniden yapılandırmaya kendini adaması ile aynı doğrultudadır. Aynı değerler Soğuk Savaş süresince de bizim gayretlerimize rehber olmuştur. Tüm insanların özgür olmasına dair içimizde var olan istek, bize zaman, yetenek ve yaşam bakımından çok şey kazandırmıştır. Amerika çoğunlukla başarılı olmuştur. Henry Kissinger in Ulusal Güvenlik Danışmanı görevinde iken söylediği gibi, Bir dış ilişkiler politikası, dahiyane bile olsa, sadece bir kaç kişinin kafasında şekillenmiş ama hiç kimsenin yüreğinde yer almamışsa, o politikanın başarılı olmasına olanak yoktur. Amerikan enternasyonalizminin başarılı olmasının nedeni, onu oluşturan değer ve ilkelerin zaten milyonların yüreğinde yer almasındandır. Bu değerler sadece Amerika ya özgü olmayıp aynı zamanda global ve evrensel değerlerdir. Bu değerler belirli kültürel normları dayatmazlar, bunun 6

yerine her topluma uyacak araçlar ve özgürlük çerçevesinde, o toplumun kültürüne, etnik karakterine ve dini inançlarına göre şekillenirler. Tarih göstermiştir ki, en kuvvetli, en dengeli, hoşgörülü ve müreffeh ülkeler, her zaman evrensel insan haklarına, hukuk düzenine ve demokrasiye saygı gösterenlerdir. İnsan haklarının ve temel özgürlüklerin desteklenmesi uluslararası toplumun her üyesinin ulusal çıkarı kapsamındadır, zira barışı koruyabilen, ekonomik gelişmeyi sağlayan, uluslarası terörizm ve suç ile savaşan, insani krizler yaşamayan ve global çevreyi geliştiren devletler her zaman insan haklarına saygılı hükümetler tarafından yönetilenlerdir. Amerikan enternasyonalizmi, koruyucu ve yayılmacı olmadan, özgürlüğün korunması, fırsatların tanınıp yaygınlaştırılması, insan saygınlığını, özgürlüğünü, refahı, barışı yurtiçi ve dışında desteklemektedir. Amerika bir yere müdahalede bulunduğu zaman, bunu isteksiz olarak yapmış ve ancak gerekli olduğu kadar orada kalmıştır. Biz genelde ülkeleri bulduğumuzdan daha iyi koşullarda bırakmaya gayret ederiz. Yardıma acilen ihtiyacı olanlara, biz her zaman, gerek aleni ve gerekse özel olarak, insani yardımda bulunuruz. Birleşmiş Milletler sistemi kapsamındaki hareketlerimiz de bu hedeflerimizi ve tüm diğer ilgi konularımızı ilerletmek amacını gütmektedir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, İnsan Hakları Komisyonu, Barış Koruyuculuğu veya diğer özel konular çerçevesinde, hangi kapsamda olursa olsun, Birleşmiş Milletler in çalışmalarının daha etkili olması için gayret gösteririz. Bizim temel ilkelerimiz ve değerlerimiz sadece hükümetimizin uyguladığı iki yönlü ve çok taraflı politikadan değil, ayrıca Amerikan vatandaşlarının özel sektörde, dini gruplarda, ve sivil toplum örgütleri kapsamında, dünyada özgürlüğü desteklemek ve fırsatları öne çıkarmak için verdikleri günlük çabalardan da anlaşılmaktadır. Bazıları bizim amaçlarımızı şüphe ile karşılasa da, Amerikan enternasyonalizmi bazıları tarafından bir eleştiri kriteri olarak görülse de, bizim ilkelere ve değerlere olan bağlılığımızın boşa gitmediğinin farkındayız. Amerikan enternasyonalizmi katı bir doktrin değildir; zaman zaman dünyanın karşılaştığı problemlere acil çözüm getirmeye çalışan bir başkanın karakterine büründüğü görülmüştür. Başkan Bush un Amerikan enternasyonalizmi gerçek ve global terörist tehditlerine, salgın hastalıklara, fakirliğe ve diğer benzeri olaylara bir karşılık olduğu için, Amerikalılarda yankı bulmaktadır. Bu sebeplerle Amerikalılar, Başkan Bush un masum insanları El-Kaide ve diğer teröristlerin kitle imha silahlarının pençesinden kurtarma, özgürlüğü destekleme, Millenium Challenge Account gibi yeni girişimlerle refah seviyesini yükseltme çabalarını, HIV/AIDS gibi ölümcül salgın hastalıklarla savaşmak için Global Fon a ve benzeri programlara binlerce dolarlık yatırım vaadini desteklemektedir. Amerikan enternasyonalizmi en iyi şekilde A.B.D. nin eylemleri ile açıklanabilir. İlerdeki yazılarda Amerika nın dünya sorunları ile olan ilişkisinin somut örneklerini görebileceksiniz. Bu yazı dizisine Amerika nın Birleşmiş Milletler ile olan çok taraflı ilişkisine yön veren, özgürlüğü, demokrasiyi, barışı ve refahı desteklemeye dair ilke ve önceliklerinin açıklanması ile başlıyoruz. Ekonomist Kevin Hassett ve akademisyen James Glassman Amerikan ticaret politikasının, kendi ticaret bütçemizde açık yaratması pahasına, dünya ekonomisine 7

ve gelişmekte olan ülkelere olan katkılarını tartışıyorlar. A.B.D. Ticaret Heyeti Temsilcisi Robert Zoellick, özgürleştirme ve ticaret anlaşmaları kapsamında Amerika nın Lego-Blok Yaklaşımı nın (Building-Block Approach) özgürlüğü, refahı, ve güvenliği nasıl desteklediğini anlatıyor. Eski Hazine Müsteşarı, Notre Dame Üniversitesi Hukuk Profesörü Jimmy Gurulé, A.B.D. dış ilişkiler politikasının uluslararası bir işbirliği oluşturarak, teröristlerin finansmanını etkili bir şekilde engellemesini inceliyor. Dışişleri Müsteşarı Paula Dobriansky ve Demokrasi için Ulusal Bağış Fonu Başkanı (NED) Carl Gershman, yazılarında Amerika nın, özgürlüğün yaygınlaşması için gösterdiği çabalardan sözediyor. Her iki yazı da çabalarımızın etkisini, demokratik olmayan bazı ülkelerde bizim etkimizle gelişen örgütlerin varlığını ve Demokrasi için Ulusal Bağış Fonu gibi sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını anlatıyor. Sağlık ve Beşeri Hizmetler Bakanı Tommy Thompson, Amerika nın, SARS gibi toplum tehditleri ile savaşmak için ve dünya sağlığını daha iyiye götürmek için uluslararası önlemler geliştirdiğini ve SARS gibi toplumları felakete sürükleyen hastalıkları dünya yüzünden silmeyi amaçladığını yazıyor. Dünya Sağlığı Erken Uyarı Girişimi (Early Warning Global Health Initiative) ile Sağlık ve Beşeri Hizmetler Bakanlığı, Dünya Sağlık Güvenlik Girişimi (HHS Global Health Security Initiative) gibi bu amaçla çalışan girişimlerin çabalarını inceliyor. Çevre tehditleri ve felaketlerinin sınırının olmadığı bilinen bir gerçek. Okyanuslar, Uluslararası Çevre ve Bilimsel İşlerden Sorumlu Bakan Yardımcısı John Turner, Amerika nın, dünya kaynaklarını koruma altına almaya ve çevreye zararlı kimyasal maddelerin kullanımını azaltmaya yönelik uluslararası bir proje geliştirme çabalarına değiniyor. Son olarak, Mercy Corps tan Robert Kellett, fakirliği yenmeye ve insanlara politik ve ekonomik özgürlüklerini kazandırmak için uğraşan Amerikan sivil toplum örgütlerinin çalışmalarına açıklık getiriyor. Bu konuda tabii ki daha pek çok şey yazılabilir. Fakat bu yazıların ışığında altında da Amerikan enternasyonalizminin tek yönlü olmaktan çok uzak olduğunu görebiliriz. Amerikalılar özgürlüğün, barışın ve refahın evrensel ilkeler olduğuna ve hür ülkelerin, bunu diğer ülkelere anlatma sorumluluğu taşıdığına inanıyorlar. Başkan Bush un dediği ve bu yazılarda anlatılan çok taraflı politikaların belirttiği gibi Hiçbir ülke bu ilkelerin sahibi değildir ve hiçbir ülke bu ilkelerden muaf değildir. Bizim diğer insanlara zorla kendi kültürümüzü benimsetmek gibi bir amacımız yok. Amerika, uzlaşılması mümkün olmayan ve insan haysiyetini kırıcı istemler karşısında daima kararlı olacaktır. Dostlarımız ve müttefiklerimizle birlikte, her zaman terörü yenmeye, açlığı, hastalıkları ve baskıyı tüm dünyadan yoketmeye ve özgürlüğü ve demokrasinin sunduğu fırsat olanaklarını yaymak için çalışmaya devam edeceğiz. A.B.D. Dış İlişkiler Gündemi - A.B.D. Dışişleri Bakanlığı Elektronik Dergisi - Cilt 8 - Sayı 1- Ağustos 2003 8

ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR İLE ÇALIŞMAK BİRLEŞMİŞ MİLLETLER VE ÇOK YANLI AMERİKAN DİPLOMASİSİ: DAHA İYİ BİR DÜNYA İÇİN İLKELER VE ÖNCELİKLER Kim R. Holmes Uluslararası Organizasyon İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Uluslararası Organizasyon İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Kim Holmes, A.B.D. nin Birleşmiş Milletler Teşkilatı ndaki hareket tarzının üç ilkeye dayandığını söylemektedir. Ve şöyle eklemektedir: Amerika, Birleşmiş Milletler Teşkilatı nın, onu kuranların vizyonu doğrultusunda; boş vaadler yerine etkili ve sonuç getirici bir çok taraflılıkla; ve Birleşmiş Milletler kaynaklarının iyi yönetimini sağlayarak hareket etmesini öngörmektedir. Dünyanın her köşesindeki uluslar, siyasal özgürlük ve serbest pazar, teknoloji ve ticaret, ve büyük güçler arasındaki barışın mümkün kıldığı benzeri olmayan bir zaman diliminde yaşamaktalar. Buna karşın, hem doğal hem de insan yapımı olağanüstü problemlerin ve artan tehlikelerin de boy gösterdiği bir devredeyiz. HIV/AIDS gibi salgın hastalıklar milyonlarca insana ölüm getirip toplumlara felaket saçıyorlar. Çok fazla sayıda insan hala en temel insan haklarından ve iyi bir gelecekten yoksun olarak yozlaşmış dikta rejimleri altında yaşam sürüyorlar. Son olarak, zamanımızın en büyük tehditi olan teröristler ve despotlar, özgürlüğün yaygınlaşmasından korkarak, özgür toplumları yıkmak için çalışıyorlar. Dünyanın her köşesinde inanılmaz sayıda masum insan öldürüyorlar. Ayrıca kimyasal, biyolojik ve nükleer silahlarla teçhizatlanıp kadın-erkek, herkesin önem verdiği değerleri yok etmek için daha büyük felaketlere bile yol açmak amacındalar. Bu hükümetin en önemli amaçlarından biri, bir yandan zamanımızın dış ilişkiler politikasını başarı ile uygularken, diğer yandan da daha çok insanın demokrasi ve özgürlüğün nimetleriyle tanışmasını sağlamaktır. Bunu sağlamak için de çok taraflı diplomasinin gereğine inanıyoruz. İster Birleşmiş Milletler kapsamında, ister Kuzey ve Güney Amerika Devletleri Teşkilatı nda (Organization of American States), Asya- Pasifik Ekonomik İşbirliği Forum unda veya A.B.D. nin katılımcı bulunduğu herhangi bir diğer uluslararası organizasyonda olsun, diplomatlarımız çağımızın sorunlarına çare bulmak için tüm gayretleri ile diğer ülkelerle işbirliği halindeler. Başkan Bush un dediği gibi: Terörün yok edilmesinden başlayarak, hastalık ve açlığın mağlup edilmesi, insan özgürlüğün yaygınlaştırılmasına kadar bu konular Amerika nın dünyadaki gündemidir. Bunu başarmak için de dost ve müttefiklerimizin aklına, önerilerine ve yardımına gerek duymaktayız. Bush yönetimi, etkili çok taraflılığın daima belirgin, saygıdeğer ve ulaşılabilir bir nedeni olması inancındadır. Çok taraflılığın övgüye değer büyük hedeflerden çok, günümüz problemlerine yönelik pratik eylemlerle, ulaşılabilir sonuçlara varması amaçlanmaktadır. Fikirbirliği hem istenilen bir şeydir, hem de potansiyel olarak faydalıdır. Fakat fikirbirliğinin sağlanması dünyadaki insanların özgürlük, barış, ekonomik ve sağlık konularında gereksinim duyduğu fırsatlar pahasına olmamalıdır görüşünü taşımaktayız. 9

Uluslararası kuruluşun her üyesi, her zaman, her konuda fikirbirliğine varamamaktadır. Buna karşın, Birleşmiş Milletler üyelerinin iyi niyet çerçevesinde bir sonuca varmak için birbirlerine karşı sorumlu olduklarına inanıyoruz. A.B.D. bu iyi niyeti, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ndeki tartışmalı konularda fikir birliğine varmak için uzlaşma sağlayarak defalarca göstermiştir. Geçtiğimiz yıl, Amerika nın tüm gayretine karşın, Güvenlik Konseyi Irak a karşı kuvvet kullanmak için fikirbirliğine varamamıştır. Buna karşın, son savaştan hem önce hem de sonra, A.B.D. diğer konsey üyelerinden önemli konularda onay almayı başarmıştır. İlk olarak, 1441 no lu karar (8 Kasım 2002) ile Irak ın uluslararası sorumluluklarını ihlalinin durdurulması yoksa ciddi sonuçlarına katlanması öngörülmüştür. İkinci olarak, Irak ın kurtulmasından sonra alınan 1483 no lu karar (22 Mayıs 2003) ile Birleşmiş Milletler in on yıllık yaptırımları kaldırılmış; Irak ın hükümet kurulana kadar koalisyon tarafından yönetilmesi kararlaştırılmış ve Birleşmiş Milletler in koalisyon ile işbirliği yaparak Iraklılara daha iyi bir gelecek hazırlaması karara bağlanmıştır. Amerika, mümkün olan her zaman, etkili Güvenlik Konseyi eylemi yaratmak için çalışmaktadır. Ayrıca pek çok Birleşmiş Milletler komitesine büyük miktarda finansal yardım aktararak açları doyurmaktan, doğal felaketleri haber verecek erken uyarı sistemleri kurmaya veya uluslararası posta sistemleri geliştirmeye kadar, çeşitli konularda daha iyi bir dünya yaratmayı amaçlamaktadır. İLKELER Birleşmiş Milletler in uzmanlaşmış komisyonları her zaman başarılı girişimlerde bulunmuşlardır. Ama zaman zaman bazı girişimler de başarısızlıkla sonuçlanmıştır. A.B.D.nin ulaşmaya çalıştığı hedef başarı oranının yükseltilmesidir. Amerika nın Birleşmiş Milletler ile olan ilişkisi üç temel ilke, yani kısaca çok taraflılık doğrultusunda yürütülür: Birinci İlke: Amerika, Birleşmiş Milletler in, bu organizasyonu kuranların vizyonuna uygun olarak çalışmasını ve yürütülmesini istemektedir. Bunun için de tüm Birleşmiş Milletler üyelerinin, uluslararası barışa ve güvenliğe katkıda bulunarak, vatandaşlarına özgürlük, sağlık ve ekonomik fırsatlar yaratması gereğine dayanmaktadır. Bu istek doğrultusunda, Amerikalılar, Irak ın Birleşmiş Milletler kararlarına uymasını öngörmekten, Doğu Timor da demokrasi ve barışı desteklemeye veya SARS virüsü ile savaşmaya kadar, konu ne olursa olsun, kendi liderlerinden Birleşmiş Milletler in, kendi vizyonuna ve kuruluş ilkelerine sadık kalmasını sağlamasını beklemektedirler. Bush yönetimi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu nun son oturumu esnasında da, bu sonuç getirici politikayı uygulamıştır. Dünyanın en ciddi insan hakları ihlalcilerinden biri olan Libya ya karşıtlığımızı belirtiğimiz zaman, dayanağımızın Birleşmiş Milletler in kuruluş ilkeleri ve Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi olduğunu belirtmiştik. Şimdi bu problemli ulusu yapılandırmaya çalışırken, onun kendi potansiyeline ulaşması ve milyonlarca kadın, erkek ve çocuğun mahrum bırakıldığı siyasal ve bireysel haklarını elde etmeleri için uğraşıyoruz. İnsan Hakları 10

Komisyonu kendi değerlerine sadık kaldığı sürece Amerika da ve dünyanın her tarafında ona destek olacak iyi niyeti bulacaktır. İkinci İlke: Biz etkili çok taraflılık arayışındayız. Çok taraflılık politikası boş vaadlerden daha fazlasını gerçekleştirmelidir; barışı, özgürlüğü, gelişmeyi, sağlığı ve insani yardımı bireylere somut olarak ulaştırmalıdır. Birleşmiş Milletler komisyonları başarılı oldukça, Amerika mutlu olacaktır. Ama yetersiz kaldıkları sürece, Amerika bunu açıkça belirtecek ve diğer ulusların da belirtmesini bekleyecektir. Aynı zamanda, A.B.D. nasıl kendi savunması için harekete hazırsa, Güvenlik Konseyi nin alacağı ortak kararlarda da şiddeti engellemek ve özgürlüğü desteklemek için yer almakta duraksamayacaktır. Üçüncü İlke: Birleşmiş Milletler kaynaklarının iyi kullanılmasını istiyoruz. Birleşmiş Milletler kaynaklarını akıllıca kullanmalıdır. Yardım, ulaşması gereken insanlara ulaştırılmalıdır. A.B.D. diğer üyelerle birlikte, Birleşmiş Milletler kaynaklarının ve finansmanının akılcı yönetimine ve planlanan programlarının doğru yolu izlemesine yardımcı olmaya hazırdır. Amerika, Birleşmiş Milletler i daha etkili ve verimli kılmak için daima desteklemeye devam edecektir. ÖNCELİKLER A.B.D. nin ilişkisini belirleyen bu üç ilke beraberinde beş Amerikan önceliğini gündeme getirmektedir: Birinci Öncelik: Barışın sağlanması ile savaş ve despotizm tehditi altında olan masumların korunması gibi konular Birleşmiş Milletler üyelerinin karşılaşacakları ana konulardır. Teröristler ve Saddam Hüseyin gibi kendi komşularına bile saldırmış olan agresif diktatörler, uluslararası güvenlik için bir tehdit oluşturmaktadırlar. Bundan dolayı, önümüzdeki yıl A.B.D. aşağıda sıralananlara öncelik verecektir: - Uluslararası barışa ve güvenliğe karşı yapılacak tüm tehditler çerçevesinde, özellikle terrörist ve kitle imha silahlarına sahip yasadışı rejimlere karşı Güvenlik Konseyi nin etkisini kuvvetlendirmek. - Terörle savaş için Birleşmiş Milletler üyelerinin kapasitelerini daha etkin hale getirmek. - Eşit görev ve yük dağılımını sağlamak ve özellikle Afrika gibi Birleşmiş Milletler in son derece aktif olduğu yerlerde kan dökülmesinin önlenmesi ve barışın korunması için daha etkili hareket etmek. - Başkan Bush un terörizme son vererek daha demokratik ve barışcı bir Orta Doğu yaratma amacına uygun bir Arap-İsrail anlaşması önermek. Amerika bu amaçları doğrultusunda Birleşmiş Milletler ile işbirliğine devam edecek ve Birleşmiş Milletler in tüm forumlarında Israil lehine, Israil in hakkı olan fakat elde edemediği adil davranışın sağlanmasına gayret gösterecektir. İkinci Öncelik: Çok taraflılık politikasını demokrasinin, özgürlüğün ve iyi yönetimin hizmetine vermek. Bu hedefler tüm Birleşmiş Milletler aktivitelerinin ortak amacı olmalıdır. Gerek Meksika, Monterrey deki 2002 Uluslararası Finansman Geliştirme 11

Konferansı nda ve gerekse Güney Afrika, Johannesburg daki Sürdürülebilir Gelişme Dünya Zirvesi nde Amerika, vatandaşlarına özgürlük tanımayan ve onların temel gereksinimlerine saygı göstermeyen hükümetlerin, aynı zamanda halklarını fakirliğe de mecbur ettiği görüşünü uluslararası platforma getirmişti. Bu tür hükümetler genellikle uluslararası şiddetin kaynağı olmaktadırlar. Halbuki, ülkelerinde hukuk düzeni uygulayan milletler, ekonomik gelişme için gerekli koşulları da yaratmış olduklarından, uluslararası barışcı bir düzenin mihenk taşlarından biri haline gelmektedirler. Bundan dolayı, A.B.D., Birleşmiş Milletler sisteminin, özgürlüğü desteklemeyi, hukuk düzeni ve iyi yönetimi düzenin ayrılmaz bir parçası olarak kabul etmesinin, gerekli bir öncelik olduğunu savunmaktadır. Bu çerçevede A.B.D., Birleşmiş Milletler in, yeni kurulan demokrasileri desteklemesi, yargıçların yetiştirilmesi, hukuk düzeninin benimsenmesi ve yolsuzluğun giderilmesi çerçevesindeki çabalarına daima yardımcı olacaktır. Üçüncü Öncelik: Acil yardıma gerek duyan ulus ve bireylere yardım ulaştırılması. A.B.D., Birleşmiş Milletler in insani yardım politikasını ve uygulamasını hep övgüyle karşılamıştır. Biz, Birleşmiş Milletler in açlığa ve fakirliğe karşı uygulamalarına, mültecilere yaptığı yardımlara ve HIV/AIDS gibi hastalıklara karşı verdiği çabalara her zaman destek olmaya devam edecegiz. Ayrıca, sadece 2002 yılındaki katkımızın $929 milyon olduğu Dünya Yiyecek Programı uygulamasında en önde gelen bağışçı olmayı da sürdüreceğiz. Diğer ülkelerin de Birleşmiş Milletler in böyle önemli uygulamalarına bizim gibi eli açık yaklaşımlarda bulunmasını umuyoruz. Dördüncü Öncelik: Sonuça yönelik ekonomik gelişmeyi ilerletmek. Gerek Meksika, Monterrey deki 2002 Uluslararası Finansman Geliştirme Konferansı nda gerekse Güney Afrika, Johannesburg daki Sürdürülebilir Gelişme Dünya Zirve sinde Amerika, gelişmekte olan ülkelerde ekonomik büyümeyi sağlayacak noktalarda bir fikirbirliği oluşmasını sağlamıştır. Sürdürülebilir gelişme, insanlara hukuk düzeni ve ekonomik özgürlüğün yanısıra, piyasa güçlerinin aksine değil, onlarla birlikte çalışmanın getireceği sonuçtur. Yılların deneyimine dayanarak, yapılacak yabancı finansal yardımın, ancak hükümetler gerekli reformları uyguladıkları takdirde büyümeyi destekleyebildiği söylenebilir. A.B.D. günümüzde, B.M. Geliştirme Programı ve B.M. Çevre Programı gibi Birleşmiş Milletler komisyonlarının tüm uygulamalarına Monterrey ilkelerinin uyarlanabilmesi için Birleşmiş Milletler üyeleri ile bağlantı halindedir. Ayrıca Amerika, dünyanın en fakir yerlerinde ekonomik gelişmeyi desteklemede ve gıda güvenliğini sağlamada biyoteknolojinin önemini uluslararası platformda anlatmaya çalışmaktadır. Beşinci Öncelik: Birleşmiş Milletler i reform yapmaya ikna etme çabaları. Temel ilkelerin üzerinde yoğunlaşma, kuruluş misyonlarına sadık kalma ve bağışları akıllıca kullanma uygulamaları, yalnızca Birleşmiş Milletler Teşkilatı nı daha ileriye götürmekle kalmayacak, aynı zamanda kuruluşun gerek Amerika içinde gerekse tüm dünyadaki güvenilirliğini ve desteğini arttıracaktır. A.B.D. diğer üyelerle birlikte çalışarak, başarı düzeyi düşük komisyonlarda reform yapmak ve günün koşullarindan uzak kalmış programları sona erdirmek amacındadır. Ayrıca, biz sadece Birleşmiş Milletler in ideallerini benimsemiş olan üyelerin, kuruluş içinde liderlik pozisyonlarına getirilmesi görüşündeyiz. 12

SONUÇ Başkan Bush un görüşü aynen şöyledir: Çok taraflılık; özgürlüğün, sürdürülebilir gelişmenin, sağlıklı halkların ve kalıcı barışın hizmetindedir. Dışişleri Bakanı Colin L. Powell ve Amerikan diplomatlarının her gün diğer ülkelerin diplomatları ile çeşitli toplantılarda uyguladıkları çalışmalar da bu doğrultudadır. Özgürlüğü yaygınlaştırmak, ekonomik gelişmeyi desteklemek, ölümcül hastalıklarla savaşmak veya barışı sağlamaya çalışmak gibi hedeflerin hangisi sözkonusu olursa olsun, şunu bilmeliyiz ki, bu hedeflerin herhangi birini gerçekleştirmek, diğerlerinin de başarılı olmasına bağlıdır. Her büyük amaç, bir döngü yaratarak bir diğerini de peşinden sürükler. Eğer A.B.D. ve diğer uluslar bu yapıcı çok taraflılık politikasını birlikte uygularlarsa, sıradan kadın, erkek ve çocukların yaşam koşullarını daha iyiye götürebilirler. Başkan Bush ve Dışişleri Bakanı Colin L. Powell iyi niyet ve çalışma ile, bu amaçta başarılı olacaklarından eminlerdir. A.B.D. Dış İlişkiler Gündemi A.B.D. Dışişleri Bakanlığı Elektronik Dergisi - Cilt 8 - Sayı 1 - Ağustos 2003 13

GLOBAL EKONOMİDE AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ NİN ROLÜNÜ ANLAMAK Kevin A. Hassett Ekonomi Politikası Direktörü, American Enterprise Instıtute (Amerikan Girişim Enstitüsü) James K. Glassman Konuk Profesör, American Enterprise Institute ve Washington Post Yazarı Eski A.B.D.Federal Rezerv Kurulu Kıdemli Ekonomisti ve Amerikan Girişim Enstitüsü Ekonomi Politikası Direktörü Kevin Hassett ve Amerikan Girişim Enstitüsü Konuk Profesörü, Washington Post yazarı James Glassman, Dünya serbest pazarından en başta fayda sağlayanların zengin ülkeler ve başarılı şirketler olduğu inancı tamamiyle saçmalıktır. diyorlar. Yazılarında, A.B.D. nin bütçe açığının %44 ünün, A.B.D. nin gelişmekte olan ülkelerle yaptığı ticaretten kaynaklandığını ve global ticaret hacminde meydana gelecek herhangi bir yavaşlamanın en çok gelişmekte olan ulusları etkileyeceğini belirtiyorlar. Herhangi bir ülkenin, A.B.D. nin bugün olduğu gibi dünya ekonomisine egemen olması tarihte çok ender rastlanan bir olaydır. A.B.D nin ürettiği mallar ve hizmetler Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GDP) 2002 yılında $10 trilyonu aşmıştır. Bu, hemen A.B.D. yi izleyen beş ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla sının toplamından daha fazladır. Özetle, A.B.D. dünya nüfusunun 1/20 sine sahip olarak, dünya üretiminin üçte birini ve geçen yıllık büyümenin de beşte üçünü gerçekleştirmiştir. A.B.D. ekonomisinde metropol alanlardaki üretim, ülkelerin tek başına yaptıkları üretimden daha fazladır. Örneğin, 2002 yılında, Chicago nun Gayri Safi Yurtiçi Hasıla sı Avustralya nınki ile eşitti. Boston ınki ise Taiwan, Dallas ınki Suudi Arabistan, San Francisco nunki Hong Kong ve Milwaukee ninki ise Pakistan ile eşdeğerdi. Bu denli üstün bir pozisyonun diğer ülkeler tarafından zaman zaman kıskançlık ve kızgınlıkla karşılanmasının doğal oluşuna karşın gerçek şu ki, ekonomi hiç bir zaman sıfıra sıfır, elde var sıfır tarzı bir oyun değildir. Birbirine ticaretle bağlı bir dünyada, A.B.D. nin kazanması için diğer ülkelerin de refah içinde olması gereklidir; diğer ülkeler kazanıyorsa o zaman A.B.D. de refah içinde olacaktır. Ticaret iki yönlü bir sokak gibidir. Tüketiciler ithal edilen mallardan faydalanırlar, çünkü bu sayede daha üstün kalite mal ya da daha ucuz fiyat seçenekleri bulurlar. Üreticiler (iş sahipleri ve çalışanları) ise ihraç mallardan faydalanırlar. Bu da onlara daha çok müşteri ve hizmet sağlar. 2002 yılında, gelişmekte olan ülkelerden A.B.D. ne ithal edilen mallar $317 milyar tutmuştur. (A.B.D. dünyadaki gelişmekte olan ülkelerden ithalat yapan en büyük tek pazardır.) A.B.D. nin aynı ülkelere yaptığı ihracat ise $130 milyar civarındaydı. İthalat ve ihracat aynı derecede önemlidir ama aradaki farka dikkatinizi çekmek isteriz; A.B.D. nin gerçekleşen $187 milyarlık bütçe açığı buradan kaynaklanmaktadır. Bu toplam bütçe açığının %44 üne karşılık gelmektedir. 14

Özetle, A.B.D. sözkonusu gelişmekte olan ülkeler olduğunda, sattığından fazlasını satın almaktadır. Bir kaç örnek verebiliriz: Geçtiğimiz yıl, Filipinler A.B.D. ne $11 milyarlık mal satıp $7 milyarlık mal almış, yani A.B.D. ye $4 milyarlık bütçe açığı yaratmıştır. Malezya nın A.B.D. ne sattığı mallar, aldığı mallardan $14 milyar daha fazladır. Kore nin A.B.D. ile farkı Kore lehine $13 milyar, Brezilya nın ise Brezilya lehine $3 milyardır. Şaşırtıcı olabilir ama yüksek teknoloji şu anda gelişmekte olan ülkelerin en büyük ihracat malzemesidir. Bilgi ve iletişim teknolojisi, gelişmekte olan ülkelerin ihracatlarında $325 milyarlık kaynak kökenli mallara ve $405 milyarlık düşük teknoloji hacmine karşın $450 milyarlık bir hacim yaratmış durumdadır. A.B.D., gelişmekte olan ülkelerden sadece yüzlerce milyar dolar değerinde mal almakla kalmayıp ayrıca aynı ülkelere yüklü miktarda yatırım da yapmaktadır. Afrika daki her sekiz dolarlık yabancı yatırımın üç doları A.B.D den gelmektedir bu oran diğer ülkelerin yatırımından çok daha fazladır. (ikinci sırada olan Fransa nın yatırımı %18 tutmaktadır ki bu, A.B.D. nin yatırımının yarısından daha azdır.) 1996 ve 2000 yılları arasında A.B.D. nin Afrika daki yatırımı $9.2 milyar, Fransa nın $4.4 milyar ve İngiltere nin $3.3 milyar olarak gözükmektedir. Son 20 yıllık sürede finans piyasalarının serbestleştirilmesi ve entegrasyonu, sermayenin tüm dünyada en iyi şekilde değerlendirilmesine neden olmuştur. Columbia Üniversitesi nden Geert Bekaert ve iki meslektaşı tarafından bu yıl yayınlanan akademik raporda, özsermaye piyasa serbestleştirilmesinin, ortalama olarak beş yıllık bir süre içinde yıllık reel ekonomik büyümede yüzde bir oranda artış sağladığı belirtilmektedir. Yazarlar, bu rakkamın sürpriz olacak derecede büyük olduğuna dikkat çekmektedirler. (Zira Gayri Safi Milli Hasıla büyümesi yılda sadece yüzde 3 olarak belirlenmektedir). Serbestleştirme, yabancı yatırımcıların diğer ülkelerin menkul kıymetlerine, borsasına yatırım yapabilmesi anlamını taşıyor. Araştırmalara göre, serbestleştirmeden en fazla kar eden ülkeler gelişmekte olan ülkeler gibi diğer konularda en geride olsalar bile, makro-ekonomik reformları uygulamakta ilerici davrananlar olmaktadır. Örneğin, Hindistan da, serbestleştimeyi izleyen beş yıl içinde, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla yıllık ortalama yüzde 5.7 lik bir artış göstermiştir. Serbestleştirmeden önceki beş yıllık ortalama yüzde 3.2 idi. Tayland ın ortalama beş yıllık büyümesi borsanın serbestleştirilmesinden önce yüzde 3.5 iken serbestleştirmeden sonra yüzde 8.7 olmuştur. Bu demek değildir ki, tüm gelişmekte olan ülkeler aynı büyüme oranına kavuşmuşlardır ama ortalama olarak büyüme artmış ve artışlar görünür boyutta olmuştur. Şunu eklemek gerekir ki, yatırım da iki yönlü bir sokaktır. A.B.D. dengeli ve güvenli bir yatırım beldesi olduğundan, sermaye yatırımlarının (borsa, menkul kıymetler, gayrimenkul kıymetler ve çeşitli iş yatırımları) odak noktası durumundadır. Bu yatırım akışı A.B.D. için gerekli ithalatı oluşturarak, A.B.D. nin de kendi büyük ticaret açıklarını karşılayabilmesini sağlamaktadır. A.B.D. deki yatırımlardan kaynaklanan gelir, genellikle yabancı girişimciler ve yatırımcılar tarafından kendi ülkelerinde yeni iş kaynakları açmak veya varolan işlerini büyütmek için kullanılmaktadır. Bu, A.B.D. yi, dünya ekonomisine güç veren bir çeşit makina konumuna getirmektedir. 15

A.B.D. nin başarısı, kendi özkaynaklarından veya kalabalık nüfusundan kaynaklanmaz, asıl gücü insanlarının, çok düşük oranda hükümet müdahalesi ile, yalnız veya grup oluşturak kendi seçimlerini yapabilecekleri (nerede çalışacakları, ne satın alacakları, ne ödeyecekleri) serbest-pazar sisteminden gelir. Sermaye ve iş gücü daima en verimli olacakları yeri yeğler. Bundan dolayı da araştırmalar serbest ekonomi ve başarı oranı arasında daima direkt bağlantı göstermiştir. Geniş anlamda çok taraflı veya iki yönlü ticaret anlaşmaları çerçevesinde uygulanan serbest ticaret, refaha giden yoldaki en önemli etkendir. Serbest ticaretin gelişmekte olan ülkelere olan faydaları, orantılı olarak, örneğin A.B.D. ne olduğundan daha büyüktür. Rotterdam Erasmus Üniversitesi nden Joseph Francois e göre yeni global ticaret anlaşmaları, eğer uygulanabilirlerse, gelişmekte olan ülkelere yıllık $90 - $190 milyarlık gelir yaratacaktır. Dünya Bankası nın son araştırmaları, küreselleşme ile entegre olan gelişmekte olan ülkelerin, aynı entegrasyonu göstermeyen ülkelere oranla, üç buçuk kere daha fazla büyüme gösterdiğini gözler önüne sermiştir. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan ın da söylediği gibi Fakirler çok fazla küreselleşme olduğundan fakir kalmıyorlar, çok az olduğundan dolayı fakir kalıyorlar. Uruguay Yuvarlak Masa Toplantısı nda uygulamaya konulan serbest ticaret buna iyi bir örnek oluşturmaktadır. Bu uygulama ile, altı yıl içinde gelişmekte olan ülkelerin ihracatları $1 trilyon hacminde artış göstererek, 2002 yılında toplam $2.4 trilyona ulaşmıştır. Bu süre içinde A.B.D. nin ithalatındaki artış %82 olmuştur. Nedenini anlamak zor değildir: Bu ithalatın beşte üçü A.B.D. ye gümrüksüz olarak giriş yapmıştır. Uzun vadeli ekonomik büyümenin kesin koşulu, global ekonomiye katılmak ve ticaret sisteminin içine girmektir. Buna karşın, A.B.D. Uluslararası Geliştirme Dairesi (USAID) in 2002 yılında $850 milyar olan yiyecek yardımı bütçesi, bu yıl $1.2 milyara yükseltilmiştir. A.B.D., Afrika nın güney kesiminde uygulanan Dünya Gıda Programı kapsamında dünyadaki en büyük bağışçı olmakla birlikte, bir yandan da Orta Amerika, Sudan ve başka çeşitli bölgelere yapılan acil yardımlarda bulunmuştur. Ayrıca, Bill ve Melinda Gates Vakfı gibi özel yardım kuruluşları da fakirlik ve açlık ile savaşmak için milyarca dolar bağış yapmaktadır. Dünya serbest pazarından en çok fayda elde edenlerin zengin ülkeler ve başarılı şirketlerin olduğu inancı tamamiyle saçmalıktır. A.B.D., dünya ticaret platformundan aşağı inse de refah içinde olmaya devam edecektir. Hatta, tüm ticaretini durdursa bile, kişi başı $30.000 i aşan Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ile A.B.D. yüksek yaşam standardını koruyabilecektir. Tek olasılık, sadece A.B.D. deki yaşam koşullarının 2003 yılı düzeyinden 90 ların ortalarının düzeyine düşmesidir. Fakat, eğer ticaret durursa veya yavaşlarsa, asıl perişan olacak olanlar gelişmekte olan ülkelerdir. Vatandaşları uygun fiyatlara iyi kalite malları alamaz hale gelirler ve küçük ülkeler pazarlarını büyük ölçüde artırmaktan yoksun kalırlar. A.B.D., dünyanın en büyük ekonomisine sahip olmanın getirdiği sorumluluğun bilincindedir. Yabancı ülkelere Amerikan pazarlarına girme olanağı tanıyarak ve diğer ülkeleri daha fazla açılmaya iterek A.B.D., gelişmekte olan ülkelerin büyümesinde kilit nokta durumundadır. 16

Bu yazılarda yayınlanan fikirler yazarlara ait olup, A.B.D. hükümet politikasını ve görüşlerini tam olarak yansıtmayabilir. A.B.D. DEKİ BELLİ BAŞLI METROPOL ALANLARIN DİĞER ÜLKELERLE GAYRI SAFI YURTİÇİ HASILA (GDP) KARŞILAŞTIRMASI Sıra Metro Alan GSYH Ülke GSYH(milyar) (milyar) 1 New York, NY 523.43 Hindistan 502.42 2 Chicago, IL 389.46 Avustralya 399.09 3 Los Angeles-Long 373.77 Avustralya 399.09 Beach,CA 4 Boston,MA-NH 285.92 Taiwan 281.51 5 Washington-DC - 282.18 Taiwan 281.51 MD-VA-WV 6 Houston,TX 212.88 Avusturya 206.2 7 Philadelphia,PA 210.6 Avusturya 206.2 8 Atlanta,GA 210.2 Avusturya 206.2 9 Dallas,TX 195.72 Suudi 190.98 Arabistan 10 Detroit,MI 179.31 Türkiye 182.83 11 SanFrancisco,CA 155.56 Hong Kong 162.98 12 San Jose,CA 153.49 Hong Kong 162.98 13 Minneapolis- 145.6 Yunanistan 133.24 St.Paul, MN-WI 14 Seattle- 138.18 Yunanistan 133.24 Bellevue,WA 15 Orange County, 137.73 Yunanistan 133.24 CA 16 Phoenix-Mesa, AZ 132.38 Finlandiya 132.23 17 San Diego, CA 119.26 Irlanda 121.8 18 Newark, NJ 109.41 Iran 106.39 19 Oakland, CA 108.7 Iran 106.39 20 Baltimore, MD 106.33 Iran 106.39 Kaynak: Economy.com dan Dismal Scientist YakınDoğu &Kuzey GSYH (milyar) Metro Alan GSYH (milyar) Afrika Suudi Arabistan 190.98 Dallas, TX 195.72 Iran 106.39 Baltimore, MD 106.33 B. Arap Emirliği 71.24 Riverside- San 70.26 Bernardino, CA Pakistan 65.14 Milwaukee- Waukesha, WI 64.19 17

Cezayir 54.15 Fort Lauderdale, 54.39 FL Kuveyt 33.22 Omaha, NE-IA 33.52 Suriye 22.14 Des Moines, IA 22 Tunus 21.25 Ann Arbor, MI 21.3 Libya 19.74 Columbia, SC 20.08 Lübnan 17.33 Bakersfield, CA 17.47 Katar 17.26 Fort Wayne, IN 17.12 Yemen 10.04 Springfield, MO 10.02 Ürdün 9.3 Tallahassee, FL 9.27 Bahreyn 8.51 Newburgh, NY 8.56 Kaynak: Economy.com dan Dismal Scientist A.B.D. Dış İlişkiler Gündemi A.B.D. Dışişleri Bakanlığı Elektronik Dergisi - Cilt 8 - Sayı 1 - Ağustos 2003 18

TİCARET RÜZGARLARINI SERBEST BIRAKMAK: LEGO-BLOK YAKLAŞIMI (BUILDING BLOCK APPROACH) Büyükelçi Robert Zoellick A.B.D. Ticaret Heyeti Temsilcisi Başkan Bush un Bakanı ve A.B.D. Ticaret Elçisi Robert B. Zoellick e göre, Dünyanın bir ucundan diğer ucuna serbest ticaret uygulaması gerçekleştirmek çok zor bir olaydır. Buna karşın, Amerika bu işte kararlıdır. Zoellick, 1989-92 arasında gerçekleşen Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA) görüşmelerinde ve Uruguay Yuvarlak Masa Toplantısı nda görev almıştır. Aşağıda, Zoellick in, Economist dergisinin 7-13 Aralık 2002 sayısı için yazmış olduğu makaleden alıntılar bulacaksınız. Başkan Bush un birinci başkanlık dönemi yarıya ulaşırken, Amerikan ticaret politikası hakkındaki yorumlarda bir değişiklik ortaya çıkmıştır: Artık tartışma A.B.D. nin serbest ticareti ilerletip ilerletmediği üzerinde değil, nasıl ilerlettiği sorusuna dönüşmüştür. Amerika, amacının serbest ticareti dünya çapında, bölgesel ve ikili olmak üzere geliştirmek niyetiyle Amerika içinde destek toplamak olduğunu açıkça belirtmiştir. Birkaç cephede birden hareket eden A.B.D., serbestleştirme içinde yeni rekabetler yaratarak gelişmekte olan ülkelerin gereksinimlerini hedefleyip yepyeni bir politik dinamizm gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır. Amerika nın ticaret politikası bizim geniş açılı ekonomik, siyasal ve güvenlik konulardaki hedeflerimizle de bağlantılıdır. Bu entellektüel entegrasyon bazı ticaret duayenlerini şaşırtabilir ama bu, 1945 den sonraki yapılanma ile düz bağlantılıdır. Hatta kökeni Boston Limanı na İngiliz çayı döken protestoculara kadar dayanır. Ülkemizi ayakta tutmak için ticaret stratejimizin de temel ilke ve değerlerimizle ve aynı zamanda ekonomik çıkarlarımızla bağdaşması gerekir. Dış ülkelerde etkili olabilmek için küçük veya büyük tüm ticaret ortaklarımıza kulak vermemiz ve onlardan öğrenmemiz zorunludur. Başkan Bush, global bir lider olmak için ülkedeki ticaret politikasını değiştirmek zorunda kalmıştır. Ticaret konusunda destek isteyen her Amerikan Başkanı, korumacıların, globalizasyon karşıtlarının ve partizanlığın üstesinden gelmelidir. Buna karşın, Başkan herhangi bir ekonomik yavaşlama veya terörizm ile dikkatini dağıtmak zorunda kalmamıştır. Başkan Bush, Kongre nin önemli ticaret yetkilerini yeniden düzenleyen 2002 Ticaret Kanunu nun yasalaştırılmasını istemiştir. Cumhuriyetçiler ve ticaret yanlısı Demokratlar, çevre ve işgücü ticareti konularında korumacılık ve egemenlik haklarına dokunmadan bir uzlaşmaya varmışlardır. Gerek duyana hemen sağlanacak bir ödenek de içeren yasa, ithalat/ihracat vergilerini, gelişmekte olan ülkelerden yapılacak $20 milyarlık tahmini ithalat beklentisi ile sıfıra indirmiştir. Kongrede koalisyon elde etmek için, yönetimin A.B.D. nin çıkarlarını korumak amacıyla, uluslararası kurallar bazında hareket edeceğini göstermesi gerekmekteydi. Amerika nın ithalat/ihracat vergileri ortalaması yüzde 1.6 olduğundan, düşük limitler için geçerli olan Kongre desteği, yönetimin diğer ülkeler tarafından uygulanan kuralları uygulayıp uygulamamasına bağlıdır. Senato dan bir Cumhuriyetçi liderin bana söylediğine göre, yönetimin uluslararası kuralları uygulamadaki geçmişi, Başkan a daha kapsamlı yetki tanınması için en güçlü neden olmuştur. Başkan Bush un ülkede uluslararası kurallar çerçevesinde daha serbest bir ticaret uygulaması için gösterdiği ısrarcı tutum, Amerika nın tüm dünyada serbest ticareti destekleme gücünü arttırmıştır. DOHA DAKİ GÖREV Dünya Ticaret Teşkilatı nın Seattle da yaşadığı çöküşün hemen sonrasında yönetime gelen Bush hükümeti, yeni bir global ticaret uygulamasının gerektiğinin bilincindeydi. Avrupa Birliği ve diğerleri ile birlikte çalışarak, Doha Geliştirme Gündemi nin (Doha Development Agenda) tüm zorluklara karşın yürürlüğe konulmasına yardımcı olduk. Bu arada Taiwan ve Çin in Dünya Ticaret Teşkilatı na üye olmaları kuruluşun kuvvetlenmesine yardımcı olurken, Rusya yı üye yapma çabaları da sürdürülmektedir. A.B.D., kararlaştırılmış bitim süresi olan 2005 sonuna kadar Doha Geliştirme Gündemi ni tamamlamakta kararlıdır. Dünya Ticaret Teşkilatı nın ana hedefi olan pazar girişlerini açarak büyümeyi gerçekleştirebilmek için tarım, endüstri ve tüketici malları ile ilgili teklifler hazırlamış bulunmaktayız. 19

Tarım alanında Amerika nın amacı, sübvansiyonlarla ithalat/ihracat vergilerini entegre ederek onları çok daha aşağıya çekmek ve zamanla tamamen yok etmektir. Uruguay da yapılan en son dünya ticaret görüşmelerinde, yüksek ve asimetrik sübvansiyonlar ve ithalat/ihracat vergileri, zamanla kontrol altına alınabilme amacıyla kabul edilmiştir. Örneğin, Amerika, Avrupa Birliği nin, Amerika dakinin üç katı fazla olan üretim çarpıtan sübvansiyonlarını, ekonomideki tarım mikyasının eşit oranda olmasına karşın kabul etmiştir. Dünya Ticaret Teşkilatı limitleri dahilinde $123 milyara kadar her türlü yiyecek ve çiftçilik vergisini altı yıla kadar yetkilendiren çiftçilik yasası, Amerika nın tarım sübvansiyonunu tek taraflı olarak kesmeyeceğini ispat etmiştir. Fakat Amerikan çiftçileri ve Kongre, sünvansiyonun kesilmesinin tüm ülkeler tarafından aynı anda uygulanması görüşündedir. A.B.D., tarım ödemelerinin en korkuncu ve en çarpığı olan ihracat sübvansiyonlarının kaldırılması düşüncesindedir. Tarim üretimini çarpıtan global sübvansiyonları $100 milyar civarında düşürebilirsek, kendi limitimizi de yarı yarıya indirmiş olacağız. Eğer global tarım vergisini %60 tan %15 e çekebilirsek, Amerikan ortalaması da % 12 den % 5 e düşecektir. A.B.D., tarım vergilerinin ve çarpık sübvansiyonların tamamiyle kaldırılması için bir tarih üzerinde anlaşılmasını öngörmektedir. Mamul eşyalar konusundaki Amerikan önerisi, dünyayı, ithalat/ihracat vergilerinden 2015 yılında tamamen serbest kılacak niteliktedir. Bu sektör 1947 yılında yapılan Ticaret ve Tarife Genel Anlaşması nı (GATT) hazırlayanlar tarafından ilk hedeflenen sektördür. Şimdi 50 yıllık çalışmanın sonucunda, dünyadaki ticaret emtiasının yarısı ithalat/ihracat vergisinden arındırılmış durumda olduğundan, artık işi tamamlamak zamanının geldiğine inanmaktayız. Sıfır ithalat/ihracat vergisi sayesinde, gelişmekte olan ülkelerin mamul eşya üreticileri eşit koşullarda rekabet edecek duruma geleceklerdir. Bu öneri, birbirlerine %70 ithalat/ihracat vergisi ödeme zorluğu çeken gelişmekte olan ülkeler arasındaki engelleri de kaldıracaktır. Tarım ve mamul eşyalara yönelik engellerin kalkması ile, gelişmekte olan ülkelerin gelirleri $500 milyarın üzerinde artış gösterecektir. Ticaret hizmetleri bazındaki Amerikan önerisi ise, uluslararası ekonomide yeni gündeme gelen bir sektörün büyüme ve gelişmesini sağlayacaktır. Hizmetler, Amerikan ekonomisinin üçte ikisini ve çalışma hacmimizin % 80 ini oluşturan bir sektör iken, dünya ticaretinin ancak % 20 sine karşılık gelmektedir. Dünya Bankası nın hesaplarına göre, hizmetler konusunda engellerin kaldırılması, sadece gelişmekte olan ülkelere $900 milyar fayda sağlayacaktır. A.B.D. gelişmekte olan ülkelerin serbest ticarete ulaşma aşamasında karşılaştıkları sorunlarla da ilgildir. Gelişmekte olan ülkelerin ticaret görüşmelerine katılma kapasitelerini arttırmak, kuralların uygulanması ve fırsatların yakalanabilmesini sağlamak için, A.B.D. bu yıl, bu ülkelere $368 milyon harcamıştır. A.B.D, Inter-Amerikan Geliştirme Bankası (Inter-American Development Bank) ile ticaretin entegrasyonu ve finans konularında ortaklık yapmış olup Dünya Bankası ile Uluslararası Para Fonu nun (IMF) beyanlarını kaynaklarla desteklemelerini beklemektedir. Doha da karara bağlandığı gibi, global fikri mülkiyet ve telif hakları kurallarındaki esneklikler fakir ülkelerin HIV/AIDS, verem, sıtma ve diğer salgın hastalıklar ile savaşmak için alacakları ilaçların üretim lisanlarına sahip olmalarına olanak tanıyabilir. Ayrıca, A.B.D. fakir ülke ve bölgelerin, kendi üretemedikleri takdirde, dışarıda üretilmiş ilaçları elde etmelerine yardımcı olmayı arzu etmektedir. Ancak diğer ilaç endüstrisi sahibi ülkelerin de bu anlaşmalara özel koşullar ekleyerek, geleceğin ilaçlarının üretiminde faydalı olacak araştırmalar bazında, fikri mülkiyet ve telif hakları haklarının korunmasını baltalamamaları gerekmektedir. Doha görüşmelerinde, gelişmekte olan ülkeler için özel muamele uygulamaları gündeme gelmiştir. Buna karşın esnek geçişler ve özel gereksinimler sürekli bir korumacılığa dönüşüp dejenere olmamalıdır. Ticaret engellerini gizleyen iyi niyet hareketleri, en fakir insanlara fiyat artışı getirirken, rakiplere de maliyet yükselterek, diğer gelişmekte olan ülkelere üretici firmalardan yapılacak ihracata mani olmaktadır. Oxfam gibi sivil toplum örgütlerinin artık gelişme için ticaretin önemini farkına varmalarından memnunluk duymaktayız. Ama bu kuruluşların şunu da bilmeleri gerekir ki, bu faydaların sağlanması, ülkedeki ithalat engellerinin kaldırılması, ihracatın desteklenmesi ve rekabetin güçlendirilmesi ile bağlantılıdır. Dünya Ticaret Teşkilatı gelişmekte olan ülkelere ihracat bazında yardımı, önceki nesillerin uyguladığı eski sömürgecilik ticaretinden farklı olarak sağlayacaktır. 20