Bosna Bahar ını Ararken

Benzer belgeler
DAYTON BARIŞ ANTLAŞMASINA GÖRE BOSNA-HERSEK DEVLETİ

Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla (GSYH) 2013-IV. Çeyrek (Ekim, Kasım, Aralık) ve 2013 Yılı Değerlendirmesi

Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2016-III. Çeyrek (Temmuz, Ağustos, Eylül) Değerlendirmesi

Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla (GSYH) 2014-III. Çeyrek (Temmuz, Ağustos, Eylül) Değerlendirmesi

BOSNA HERSEK ÜLKE BÜLTENİ

Bosna'da Sırp Referandumu Ne Anlama Geliyor?

Devrim Öncesinde Yemen

Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2016-IV. Çeyrek (Ekim, Kasım, Aralık) ve 2016 Yılı Değerlendirmesi

Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 2014-IV. Çeyrek (Ekim, Kasım, Aralık) ve 2014 Yılı Değerlendirmesi

Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) II. Çeyrek (Nisan, Mayıs, Haziran) ve 2015 İlk Yarı Değerlendirmesi

Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2016 II. Çeyrek (Nisan, Mayıs, Haziran) ve 2016 İlk Yarı Değerlendirmesi

Yargı-Siyaset Geriliminde Yeni Bir Boyut: Seçim Barajı ve Bireysel Başvuru Yolu

24 Haziran a Doğru Türkiye Ekonomisini Doğru Anlamak

Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 2015-III. Çeyrek (Temmuz, Ağustos, Eylül) Değerlendirmesi

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla (GSYH) 2014-II. Çeyrek (Nisan, Mayıs, Haziran) ve 2014 İlk Yarı Değerlendirmesi

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

TÜRKİYE NİN NABZI AĞUSTOS 2015 ERKEN SEÇİM ÖNCESİ SİYASAL DURUM DEĞERLENDİRMESİ

Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 2014-I. Çeyrek (Ocak, Şubat, Mart) Değerlendirmesi

Nitekim işsizlik, ülkemizin çözümlenemeyen sorunları arasında baş sırada yer alıyor.

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

Sosyal Politika Perspektifinde Asgari Ücret

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Dinleme Skandalı Gölgesinde Türk-Alman İlişkileri

Ekonomi Bülteni. 11 Mayıs 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2015-I. Çeyrek (Ocak, Şubat, Mart) Değerlendirmesi

Siyasi Krizden Sosyal Krize Orta Afrika Cumhuriyeti

İMF siz Yapamayacak mıyız?...47 Yakın İzleme Programı Üzerine...48 Daha Dikkatli Olma Zamanı...49 Siyasette İstikrarsızlığa Yılında Ekonomi

BOSNA-HERSEK SİYASETİNİ ANLAMA KILAVUZU

tepav Tasarruf kamudan başlar Nisan2012 N DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

Sırbistan da Seçimlerin Galibi: İstikrar

Hackerlar ortaya çıkardı: Birleşik Arap Emirlikleri İsrail yanlısı kurumları fonluyor!

Faiz Neden Düşmeli? ERDAL TANAS KARAGÖL, ÜLKÜ ISTIKLAL ORTAKAYA

Türkiye nin AB Süreci nde Yeni İletişim Stratejisi

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Sayı: 2009/18 Tarih: Aileler krize borçlu yakalandı; sorunu işsizlik katladı

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

Yeni Anayasa Yapımında Yöntem Arayışı

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı

8. ULUSLARARASI BALKAN FORUMU

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

Başbakan Davutoğlu Bosna-Hersek te

İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI

GENEL BAŞKANIN MESAJI

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

2016 FACEBOOK ŞEFFAFLIK RAPORU VE TÜRKİYE

Yurtiçinde ise sadece TCMB Anketi aylık TÜFE beklentisi açıklanacak.

Türkiye Ekonomisinde Görünüm: Çeyrek Nasıl Geçti?

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar

CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI

TÜRKİYE NİN NABZI KASIM 2014 Cumhurbaşkanlığı Sarayı, İş Kazaları, Barış Süreci ve Sığınmacılar Sorunu

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler...

SARACAĞIZ YARALARIMIZI

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

Faik ÖZTRAK CHP Tekirdağ Milletvekili

Faik ÖZTRAK Tekirdağ Milletvekili

YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA GÜÇLÜ NÜN KONUŞMASI

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

Ekonomik Performansın Temel Taşı: Siyasi İstikrar

TARIM DIŞI İŞSİZLİK ARTIŞTA (Temmuz Ağustos - Eylül)

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

TIMSS 2015 Sonuçlarının Anlattıkları

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI

Türkiye küçük Millet Meclisleri Mayıs 2014 O.P. Raporu

Yeni Büyükşehir Yasası Perspektifinde 2014 Yerel Seçimleri

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ VE SİYASİ ANALİZ

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

AESK ve Türkiye REX. Dış İlişkiler. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

KAYSERİ SANAYİ ODASI BOSNA HERSEK ÜLKE RAPORU

OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Milletlerarası Ticaret Odası Değişen Küresel Ekonomi ve Türkiye Toplantısı 7 Mart 2014, İstanbul

Partilerin Vaatleri Seçim Sonuçlarını Nasıl Etkiler?

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2012, No: 44

Yeni Türkiye nin Yumuşak Güç Unsuru: Turizm

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

MISIR IN SİYASAL HARİTASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Büyüme Değerlendirmesi : Çeyrek

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2014, No: 90

EUR/USD ANALİZİ DESTEK : DİRENÇ :

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Haziran 2013, No: 62

* Ass. Jasmina Guric

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 3 UNDERSTANDING IRAQ THROUGH CARTOONS 3

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

Transkript:

SAYI: 31 ŞUBAT 2014 Bosna Bahar ını Ararken MEHMET UĞUR EKİNCİ Bosna-Hersek teki eylemler bir Bosna Baharı mı? Eylemlerin sebepleri ve hedefleri neler? Ülkede gerçek anlamda bir değişim için neler gerekli? Bosna-Hersek te Şubat ayının başlarında gençler, işsizler, emekliler ve durumlarından memnun olmayan işçi ve memurlar sokağa dökülerek değişim talebinde bulundu. Arap baharının bugün adeta bir kışa dönüşmüş olmasına rağmen dünya kamuoyunda yarattığı naif heyecandan olsa gerek, artık neredeyse hükümetlere karşı her protesto hareketi, hele biraz da şiddet içeriyorsa bir bahar olarak nitelendiriliyor. Bosna Hersek te olayların patlamasının ardından da bazı gözlemciler bu olaylar için Bosna Baharı yakıştırmasını yaptı. 1 Doğrusunu söylemek gerekirse, günümüzde Bosna-Hersek, mevsimsel olduğu kadar siyaseten de adeta kışın tam ortasını yaşamakta. Toplumsal hayattan kopuk, kendi dar gündemine hapsolmuş biçimde yürüyen ve halkın güvenini kaybetme noktasına gelmiş olan ülke siyaseti, en öncelikli meselelere dahi çözüm üretmeyi başaramıyor. Bu şartlar altında toplumda birikmiş olan tepkiler son dönemlerde birtakım sokak eylemleriyle açığa çıkmaya başladı. Bu eylemler, ilk bakışta ekonomik sebeplerden çıkmış gibi görünse de aslında ülkenin daha da derin olan siyasi ve idari sorunlarını hedef alarak 1. Srecko Latal, The Bosnian Spring Starts With a Bang, Balkan Insight, 7 Şubat 2014. ülkede yönetim zihniyetinden kurumlara kadar topyekün bir değişim talep ediyor. DAYTON UN MİRASI Bosna-Hersek, uluslararası toplumun Bosna Savaşı nın bitirilmesi için Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatlardan oluşan üç etnik grubu memnun etme prensibine dayalı olarak hazırladığı ve imzalanmasına önayak olduğu Dayton Antlaşması nın kapsamında belirlenmiş bir Anayasaya sahip. Bu Anayasa uyarınca, üç unsurun da siyaset ve yönetimde söz sahibi olması uğruna son derece karmaşık, hantal ve masraflı bir idari ve bürokratik sistem kuruldu. Olağanüstü şartlarda oluşturulmuş olan Anayasanın barış ortamında tadil edilerek ülkenin zamanla normalleşeceği öngörülmüştü. Bu beklentiyle uluslararası kuruluşlar zaman içinde ülke üzerindeki kontrollerini zayıflatarak bir anlamda ipleri Bosna-Hersek in iç aktör ve dinamiklerine terk etti. Fakat ülkenin kendi dinamikleri, mevcut sorunların giderilmesi için hala ortak bir irade oluşturamadı. Uluslararası toplumun daha sonra sunduğu Anayasa değişikliği önerileri de Bosna-Hersek teki siyasi aktörlerin çoğunluğunca kabul görmedi. MEHMET UĞUR EKİNCİ Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü nde lisans, Bilkent Üniversitesi Tarih Bölümü nde yüksek lisansını tamamladı. Ohio State Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesi nde doktora dersleri aldıktan sonra doktorasını Londra Üniversitesi SOAS Siyaset ve Uluslararası Çalışmalar Bölümü nde tamamladı. Araştırma alanları arasında güncel Balkan politikaları, Avrupa siyaseti, iç siyaset-uluslararası siyaset bağlantıları, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri dış politikası ve siyasi tarihi bulunmaktadır.

Etnik politikaların toplumsal karşılığının hala kuvvetli olduğu Bosna-Hersek te medeni haklar çerçevesinde siyaset yapılamıyor. Üç kurucu etnik unsurun kendi etnik partileri var ve bunlar Bosna-Hersek halkının tamamından ziyade öncelikle kendi milletlerinin çıkarlarını esas alıyor. Her üç unsurun siyasi temsilcilerinin, kendi milli çıkarlarına aykırı buldukları her yasa, yönetmelik veya uygulamayı engelleme hakları var. Bu durumda ülkede birçok sorunun çözümü siyasi hesaplar yüzünden tıkanıyor veya çok yavaş ilerliyor. Ortak değerleri ön plana alan medeni (civic) partilerin varlığı umut verici olsa da, bunların siyasi etkileri sınırlı durumda. Ayrıca bu partiler de zaman zaman siyasi hesaplar içine girerek değerleri ikinci plana atabiliyorlar. Örneğin, multi-etnik partiler arasında şu esnada en kuvvetli parti durumundaki SDP nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nin Seydiç-Fintsi kararı üzerine yapılan tartışmalarda iç siyaset dengelerini gözetmek uğruna Hırvat milli partilerinin duruşunu desteklemesi, partinin ilerlemeci siyaset anlayışının sorgulanmasına sebep oldu. Bunun üzerine partinin önde gelen isimlerinden ve Üçlü Cumhurbaşkanlığı Konseyi nin Hırvat üyesi olan Jelyko Komşiç partisinden istifa etti ve yeni bir multi-etnik parti olarak Demokratik Cephe yi (DF) kurdu. Kurulan bu yeni partinin 2014 seçimlerinde multi-etnik partiler arasındaki liderliği SDP den alabileceğine dair beklentiler var. Aslen Hırvat olan, fakat Bosna Savaşı nda Boşnaklarla beraber savaşmış Komşiç in özellikle Boşnaklar arasında sevilen bir lider olduğu ve Hırvatlardan çok Boşnakların oylarıyla Üçlü Konsey üyeliğine seçildiği biliniyor. Fakat Demokratik Cephe nin ülkede başta ekonomik sorunlar olmak üzere kronikleşmiş meselelerin çözümüne dair program ve vaadlerini uygulamaya koyabilmesi için öncelikle Sırp ve Hırvatlar ın desteğini alması gerekiyor. Bunun da önümüzdeki seçimlerde gerçekleşebilmesi imkansız olmasa da bir hayli zor görünüyor. Zira Sırp ve Hırvatlar arasında multi-etnik partilere teveccüh bugüne değin oransal olarak oldukça sınırlı kaldı. Ülkedeki iki entiteden biri olan Sırp Cumhuriyeti nde karizmatik lider Milorad Dodik idaresinde merkezileşmiş bir siyasi yapı var ve bu yapı büyük ölçüde Sırp milli ve dini kimliğinden besleniyor. Hırvatlar da diğer entite olan Bosna-Hersek Federasyonu nda (FBiH) daha fazla etkin olabilmek için çoğunlukla kendi milli partilerine (HDZ BiH ve HDZ 1990) destek veriyor. Boşnaklara bakıldığında, onlar arasında da Aliya İzzetbegoviç in muhafazakar çizgisini devam ettiren SDA nın popülerliği hala yüksek. Etnik politikaların bu kadar güçlü olması ülke siyasetinde ciddi bir kördüğüm yaratıyor. Bir konuda reform adımı atılacağı zaman ulusal partiler ya veto haklarını kullanıyorlar veyahut kendi milletlerinin lehine pazarlıklara girişiyorlar. Böylece ülke içinde ortak bir anlayış tesis edilemiyor. BEBEK DEVRİMİ VE BOSNA BAHARI Ülkenin karmaşık yapısından kaynaklı siyasi ve idari sorunlara son yıllarda ekonomik sorunlar da eklendi. Global finans krizine kadar nispeten iyi giden Bosna-Hersek ekonomisi, 2009 da rekor bir küçülme yaşadı ve bunun yaralarını hala sarabilmiş değil. Ülkede ekonomi 2011 den beri hala küçülme eğiliminde. Kişi başına düşen yıllık gelir 2008 den beri 4.500 Dolar civarında takılıp kalmış durumda. Üstelik, -kayıt dışı ekonomi bir kenara bırakılırsa- resmi rakamlara göre yüzde 43 dolaylarında görünen kronikleşmiş işsizlik de bir türlü çözüme kavuşturulamıyor. Gerek global kriz, gerekse ülkedeki siyasi istikrarsızlıklar yüzünden 2009 dan beri doğrudan dış yatırımlar düşük seviyede seyrettiğinden ek istihdam yaratılması zorlaşıyor. Neticede özelleştirmeler sonucunda işten çıkarılanların yanısıra bazı firmaların iflas etmesi sonucu birçok kişi işini kaybetti. İşsiz kalmış ve çeşitli sebeplerle maaşlarını alamayan vatandaşlar nihayet Şubat 2014 ün başlarında sokağa dökülerek ülkenin kötü ekonomik durumunu ve devam eden özelleştirmeleri protesto etti. 5 Şubat ta bir sanayi şehri olan Tuzla da başlayan eylemler kısa süre içinde Saraybosna, Bihaç, Mostar 2

BOSNA BAHAR INI ARARKEN ve Banya Luka gibi diğer büyük kentlere de sıçradı. Sokaklarda yürütülen protesto gösterilerinin yanısıra bazı öfkeli vatandaşlar hükümet binalarına saldırdı. Saraybosna ve Mostar daki hükümet binaları ile diğer bazı kamu binaları ateşe verildi. 200 e yakın yaralanma vakası oldu. Olaylar karşısında çaresiz kalan dört kanton başbakanı ve bazı bürokratlar istifa etti. Hızla büyüyen olaylar gerek ülkede gerekse uluslararası kamuoyunda heyecan yarattıysa da birkaç gün içinde kendiliğinden yatıştı. Gözaltına alınanlar serbest bırakılırken, eylemciler demokratik platformlar oluşturarak haklarını barışçı yollardan arayacaklarını açıkladı. Nitekim sokaklardaki şiddetin sona ermesine rağmen, başta FBiH hükümeti olmak üzere siyasetçileri istifaya davet eden gösteriler devam ediyor. 2 Bu eylemler, katılım ve şiddet bakımından bugüne kadar ülkede görülmemiş boyutta olsa da aslında ülkedeki ilk büyük çaplı toplumsal protesto hareketi değil. Geçtiğimiz yaz Türkiye de Gezi eylemleri devam etmekteyken Bosna-Hersek te de bir protesto hareketi başlamıştı. Sosyal medyada Babylution (Bebek Devrimi) gibi orijinal (ve aynı zamanda romantik) bir adla ifade edilen eylemler, bürokratik sorunlar yüzünden bebeklere kimlik numaralarının geç verilmesi ve bu sebeple 3 aylık hasta bir bebeğin kimlik numarası olmadığından tedavi için yurt dışına çıkarılamayıp hayatını kaybetmesi üzerine başladı. 3 Bu haberin duyulması üzerine evvela benzer sorunlar yaşayan aileler yanlarına bebek arabalarını da alarak meclis binası önünde gösteri yaptılar. Bu eylem kısa süre içinde Saraybosna, Tuzla, Mostar, Zenitsa gibi şehirlerde binlerce vatandaşın katılımıyla, yıllardır süregelen siyasi, idari, hukuki ve bürokratik sorunların dile getirildiği ve değişim sloganlarının atıldığı geniş tabanlı bir protesto hareketine dönüştü. Her bakımdan fazlasıyla bölünmüş durumdaki Bosna-Hersek te farklı etnik, 2. Elvira M. Jukic, Bosnian Protesters Urge More Politicians to Resign, Balkan Insight, 10 Şubat 2014. 3. Marija Arnautovic, Bosnian Baby-lution Gains Force As Protesters Unite Across Ethnic Lines, Radio Free Europe Radio Liberty, 11 Şubat 2014. dini ve siyasi kimliklerdeki insanlar ilk kez böylesine geniş katılımlı bir eylemde bir araya geldiği bu eylemler uluslararası kamuoyunda hayretle karşılandı. Fakat ülkede değişim arayanların heyecanı uzun sürmedi, protestolar kitleselleşemeyerek kısa sürede söndü. Benzer bir şekilde 7 Şubat ta başlayan eylemler de çok süratli biçimde yayılıp yine çok hızlı yatıştı. Olayların kısa sürmesi sokaklardaki şiddet ve gerilimin de fazla büyümeden durulması anlamına geldiğinden sevindirici olmakla beraber eylemlerin hafife alınabileceği anlamına asla gelmiyor. Zira toplumda siyaset kurumuna duyulan güvensizlik, yüksek işsizlik oranı ve ekonomik durgunluk göz önüne alındığında olayların büyük bir deprem dalgasının öncü sarsıntıları şeklinde değerlendirilmesi ve geleceğe dair ciddi önlemlerin alınması gerekmektedir. BUNDAN SONRASI? Eylemlerin partiler ve etnisiteler üstü niteliğine rağmen siyasi liderlerin olaylar sonrasındaki ilk açıklamalarına bakıldığında meseleyi hala büyük ölçüde etnik gruplar ve partiler arası siyaset ekseninde değerlendirdikleri ve kabahati diğerlerinin üzerine atmaya çalıştıkları göze çarpıyor. Örneğin SDA lideri Bakir İzzetbegoviç olayların büyümesinden diğer büyük Boşnak partisinin lideri ve Güvenlik Bakanı Fahrudin Radonçiç i sorumlu tutarken Radonçiç kanton hükümetlerini suçladı. 4 Ekim 2014 te cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılacağı ülkede halen muhalefette bulunan, ama oy potansiyeli yüksek SDA ile DF nin halen yapılanma sürecinde olmasından istifade etmek isteyen SDP erken seçim talep etti. Fakat seçimlerin öne alınması gerek teknik olarak, gerekse Avrupa nın seçimlerden önce çözülmesini beklediği Seydiç-Fintsi meselesini siyasi partilerin hala çözüme kavuşturamamış olmaları yüzünden pek olası görünmüyor. Hırvat partilerinin liderleri sessiz kalsalar da olayların hemen ardından Hırvatistan Başbakanı Milanoviç in sürpriz bir ziyaretle Mostar a gelmesi ve 4. Lana Pasic, Who is behind Bosnia s riots?, Aljazeera.com, 10 Şubat 2014. 3

kendileriyle görüşmesi, olayların milli davalarını etkilemeyeceğinin işaretini veriyor. Nitekim Milanoviç bir açıklama yaparak AB nin Bosna-Hersek hakkında daha net bir tavır sergilemesini isteyerek Hırvatların taleplerini yeniden gündeme getirdi. 5 Hırvatların nüfus oranı bakımından az olmalarına karşın ülkenin kurucu unsurlarından biri olduklarını öne sürerek istedikleri yerel özerklik, Boşnak partilerinin daha fazla merkeziyet talebiyle çatışıyor. Sırp partileri de benzer bir biçimde Sırbistan hükümeti ile müzakerelerde bulundu. Sırbistan hükümetinin daveti üzerine Özerk Sırp Cumhuriyeti (RS) Cumhurbaşkanı Milorad Dodik ile muhalefetteki Sırp partisi SDS nin lideri Mladen Boşiç, Belgrad a giderek bir durum değerlendirmesi yaptılar. Burada bir açıklama yapan Dodik, ülkede bölünmüşlüğün bir vakıa olduğunu ve bu şartlar altında durumun asla düzelemeyeceğini öne sürerek partisinin öteden beri dile getirdiği bölünme fikrini yeniden ortaya attı. 6 Dodik, RS sanki bu ülkenin bir parçası değilmiş ve buradaki Sırplar ülkenin siyasi ve ekonomik sorunlarından etkilenmiyormuş gibi, eylemlerin FBiH te çıktığını ve öncelikle orayı ilgilendirdiğini iddia ederek 7 hem Sırpları bu olaylardan uzak tutmaya, hem de ülkedeki meselelerin sorumluluğunu Boşnak ve Hırvatlara yüklemeye çalıştı. Hırvat ve Sırp partilerinin, hami devletleriyle görüşerek ülkede meydana gelen olayları kendi milletlerinin lehine olacak talepleri gündeme getirmek için bir fırsat olarak kullanmalarının Bosna-Hersek halkının ortak sorunlarına çare olabilecek bir tutum olmadığı açıktır. Hırvat partisinin talepleri uyarınca FBiH te etnik unsurların daha fazla özerklik elde etmelerinin ülkede ortak vatandaşlık bilincini geliştirmek bir tarafa, etnik ayrılıkları daha da müesseseleştireceği söylenebilir. Sırp partisinin bölünme çağrısı ise 5. Milanović: Želim podgrijati strasti BiH na putu ka EU, Balkans.aljazeera.com, 9 Şubat 2014. 6. http://www.glassrpske.com/novosti/vijesti_dana/vucic-nesuglasice-resavati-na-izborima-foto/146392.html 7. Marija Ristic, Serbia, Croatia Meet Bosnian Leaders to Calm Unrest, Balkan Insight, 10 Şubat 2014. gerek Bosna-Hersek te, gerekse uluslararası toplumda karşılık bulmayan, gerçekçilikten uzak bir taleptir. Ülkenin siyasi iklimine bakıldığında, derinleşmiş sorunlara siyasi aktörlerin uzun vadeli ve kuşatıcı bir çözüm geliştirmeleri oldukça kuşkulu görünmektedir. Nitekim eylemciler, sokaklara seslerini siyasetçilere duyurabilmek için çıktıklarını, bunun için başka bir yol bulamadıklarını söylemekteler. Ülkenin karmakarışık idari yapısı, siyasi bölünmüşlüğü ve içinden geçtiği ekonomik darboğaz yüzünden insanlar geleceğe dair ümitlerini kaybetmek üzereler. Seçimler ve meşru siyaset buna bir çare bulamadıkça Bosna sokaklarında daha fazla insan, daha sert sloganlar ve daha şiddetli eylemler görmemiz olasıdır. Normal bir ülkede düzen ve istikrarı bozabileceğinden endişe edilecek eylemler, Bosna da -düzenin kemikleşmiş anormalliği göz önüne alınınca- insanlar için neredeyse bir ümit ışığı olabiliyor. Belki de bu eylemler siyasete asıl görevlerini hatırlatacak, halkı da etnik bariyerler ve tarihsel husumetleri bir tarafa bırakıp ortak bir gelecek hedefiyle birbirine yaklaştıracak. Bosna-Hersek te kapsamlı bir değişim ve reform için iç siyasi dinamiklerin yetersizliği, uluslararası toplumun üzerine düşen sorumluluğu yeniden gözler önüne sermektedir. Bosna Savaşı nın bitirilmesi için gerekli ama uzun vadede sürdürülebilirliği o gün dahi kuşkulu olan Dayton Antlaşması nın imzalanmasında payı olan küresel güçlerin, bu antlaşmanın kurduğu düzene işlerlik kazandırılması için de azami gayreti göstermeleri gerekirdi. Ne var ki ABD, Batı Balkanlar ın siyasi, ekonomik ve sosyal dönüşümünde inisiyatifi uzun zamandır Avrupa Birliği ne bırakmış durumda. Birleşmiş Milletler e bağlı Yüksek Temsilcilik de ulusal kurumların asgari şartlarda işlerliğini sağladıkça gitgide geri plana çekildi. AB ise tam üyeliğe potansiyel aday konumundaki Bosna-Hersek ten birçok yapısal reform talep etmesine karşın aktif bir müdahale veya şartlılık politikası uygulamaktan bugüne değin kaçındı. Avrupa Birliği, ülkede etnik çatışma yaşanmaksızın yapısal reformların en azından kağıt üzerinde 4

BOSNA BAHAR INI ARARKEN gerçekleştirildiği takdirde Batı Balkanlar ın Birlik ile entegrasyon sürecinde Bosna-Hersek in üyeliğinin de bir şekilde gerçekleşeceğini öngörüyor olabilir. Fakat bugüne kadar görüldüğü üzere ülkede önemli bir çatışma olmadığı halde varlığını sürdüren etnik bölünmüşlük hali ve bunun siyaseti tıkayıcı rolü yüzünden ülkede reformlar gerçekleştirilememektedir. Bu kısır döngünün aşılması için ülkede etnik siyaset anlayışının zayıflaması ve ortak bir siyaset anlayışının geliştirilmesi şarttır. Bu yönde atılan siyasi adımlara uluslararası toplum destek vermelidir. Bosna da denizlerin dalgalanmadan durulacağı yok. Fakat bir çiçekle de bahar gelmiyor. Önemli olan değişimin gerek Bosna halkı, gerekse Batı Balkanlar ın siyasi ve toplumsal hayatı üzerinde hasar bırakmadan, yumuşak bir geçişle gerçekleşebilmesi. Bunun için de uluslararası toplumun elini taşın altına koyarak gerek ülkenin topyekün kalkındırılmasına daha fazla yardımcı olması, gerekse normalleşme ve reform için yapıcı ama zorlayıcı teşvikler sunması şart. Türkiye bunun birinci kısmı için üzerine düşeni uzun zamandır yapıyor, fakat ikincisi için sorumluluk başta AB olmak üzere uluslararası kuruluşlara düşüyor. Elbette burada önemli olan, uluslararası kuruluşların Bosna daki kökleşmiş sorunlara palyatif değil uzun vadeli çözümler öne sürmesi ve Bosna siyasetinin de meseleleri bu minvalde halletmeye gayret göstermesidir. Aksi takdirde Bosna Savaşı nın yarattığı sorunlara çözüm olarak getirilen Dayton Antlaşması nın yaklaşık 20 sene içinde yeni sorunlara yol açmış olduğu gibi, önerilecek yeni çözümlerin de uzun vadede yeni tartışmalar ve gerilimlere sebep olması kaçınılmazdır. www. info@ @setavakfi SETA Ankara Nenehatun Caddesi No: 66 GOP Çankaya 06700 Ankara TÜRKİYE Tel:+90 312.551 21 00 Faks :+90 312.551 21 90 SETA İstanbul Defterdar Mh. Savaklar Cd. Ayvansaray Kavşağı No: 41-43 Eyüp İstanbul TÜRKİYE Tel: +90 212 315 11 00 Faks: +90 212 315 11 11 SETA Washington D.C. 1025 Connecticut Avenue, N.W., Suite 1106 Washington, D.C., 20036 USA Tel: 202-223-9885 Faks: 202-223-6099 SETA Kahire 21 Fahmi Street Bab al Luq Abdeen 5 Flat No 19 Kahire MISIR Tel: 00202 279 56866 00202 279 56985