1970'LERiN BAŞıNDA SAYILARLA TÜRK BASıNı



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

5 milyon kişi online ticarete 31 milyar lira harcıyor

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim AKP

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b.

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

BİRLEŞİK METAL-İŞ B İ RLEŞİK METAL İŞÇİLERİ SENDİKASI UNITED METALWORKERS UNION

Yoksul, ayakkabı zengin araba peşinde

Altın Ayarlı İslâmi Finans

Birinci Medya Reklam. Markanıza Değer KATALIM. Yeni Nesil TV - GençTVExpress Apple Ipad Online SMS EXPRESS CEP ABONE 2399

Araştırma Notu 15/180

EKİM 2014 KAHRAMANMARAŞ SELİM IŞIK

tepav Haziran2011 N POLİTİKANOTU 12 Haziran 2011 Seçiminde Seçim Sisteminin Parlamento Yapısına Etkileri

İÇİNDEKİLER Teknik veriler 2... Dergi profili 3... ½ milyon okuyucu 4... Erişim alanı : Ülke geneli

İktisat Tarihi II. XI. Hafta

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

Birinci Medya Reklam. Markanıza Değer KATALIM. Yeni Nesil TV - GençTVExpress Apple Ipad Online SMS EXPRESS CEP ABONE 2399

Türkiye Milli Eğitim Sisteminin Yasal Dayanakları. 2. Eğitim ve Öğretimi Düzenleyen Yasalar. 3. Milli Eğitim Şuraları. 4.

TÜRK PERAKENDE SEKTÖRÜ VE BEKLENTİLERİMİZ

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş )

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

frekans araştırma

LÜTFEN KAYNAK GÖSTEREREK KULLANINIZ 2013

Standart Eurobarometer 76. AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU Sonbahar 2011 ULUSAL RAPOR TÜRKİYE

Bilecik Siyasi Gündem Araştırması

Takvim-i Vekayi Gazetesi (1831)

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Gençlerin Doğu Ekspresi keyfinde usulsüzlük iddiası

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat 2014

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ

Kurumlar, Kurullar. Haldun DARICI *

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

TEPAV Perakende Güven Endeksi TPE

Neden Daha Fazla Satın Alalım?

Nitekim işsizlik, ülkemizin çözümlenemeyen sorunları arasında baş sırada yer alıyor.

AKTİF EĞİTİMCİLER SENDİKASI EKONOMİ SERVİSİ YÜKSEK ENFLASYON / KAMU ÇALIŞANLARI KAYIP RAPORU

Haziran 25. Medya ve Güven. Gündem. Tüm hakları gizlidir.

Araştırma Notu 17/212

Modern Pazarlama Anlayışındaki Önemli Kavramlar

TARIM DIŞI İŞSİZLİK ARTIŞTA (Temmuz Ağustos - Eylül)

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 73

İBRAHİM ŞİNASİ

Kemal LOKMAN. Petrol Dairesi, Ankara

Araştırma Notu 16/191

Pazarlamanın Önemi. Toplumsal açıdan önemi. İşletmeler açısından önemi. Para Uzmanlık Pazar - 1. BBY 465, 6 Ekim 2015

YOKSULUN LOKMASI KÜÇÜLDÜ, ZENGİNİN SOFRASI BÜYÜDÜ SAVAŞ ERDOĞAN I TÜRKİYE NİN UTANÇ TARİHİNE BİR NUMARA OLARAK GEÇİRECEKTİR VE ASLA AFFEDİLMEYECEKTİR.

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

PAZARLAMA İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

Markaların 2017 Sonu Büyüme Hedefleri. 7,000 Mağaza. 6,000 Mağaza 5,000 Mağaza

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Aralık 2011, No:16

TEKSTİL VE HAZIR GİYİM ÜRÜNLERİ İTHALATINA UYGULANAN KORUNMA ÖNLEMLERİ 2 YILLIK DEĞERLENDİRME

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Temmuz 2013, No: 65

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

NÜFUS POLİTİKALARI. Taylan BATMAN Yeşilpınar Mirioğlu ÇPL

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ KISIM BELEDİYE VERGİLERİ BİRİNCİ BÖLÜM MESLEK VERGİSİ

İSLAM VE MEDYA ARAŞTIRMALARI YAZILI BASINDA RAMAZAN REKLAMLARI GİRİŞ

AYDIN TİCARET BORSASI

2014 OCAK AYI İŞSİZLİK RAPORU

Umutta kriz yok; Piyango kuyruğunda 2 yılda 11.3 milyar TL harcadık

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim CHP

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

Hürriyet yazarı Gila Benmayor,bugünkü yazısını TURMEPA nın bir araştırmasından yola çıkarak kaleme almış.

DEVLET BAKANI VE BAŞMÜZAKERECİ BABACAN: TÜRKİYE, İŞ YAPMAK, HİZMET ÜRETMEK, ÜRÜN ÜRETMEK, PARA KAZ

AYDIN TİCARET BORSASI

Elektronik ticaret e-ticaret

MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Technology. and. Machine

BİMEKS B.B.Bodrumspor a Teknoloji Sponsoru Oldu

Konut Satışları Temmuz Konut Satışları Temmuz

Ürün Fiyatlandırılması

Araştırma Notu 18/229

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Via Properties, bu süreci en başarılı şekilde yönetmiş ve 2014 yılını iletişimde güçlü bir şekilde sonlandırmıştır.

Bilgiye Erişim Merkezi

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

, (1964), , ( ), , (1979), , ( ), 1991, ( ), 1994, (1995), 1996, ( ), , (2005), 2006-

Şöyle ki ; Etnik köken olsaydı Bir şiir yüzünden yere düşen yiğidi %85 oy ve Üç Millet Vekili ile Parlamentoya gönderilmezdi,

Mevsimlik Çalışma Arttı, İşsizlik Azaldı: Nisan, Mayıs, Haziran Dönemi

DÜŞÜKLER VE ÖLÜ DOĞUMLAR 6

tepav Tasarruf kamudan başlar Nisan2012 N DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

AYDIN TİCARET BORSASI

Başkent Üniversitesi Öğrencilerinin Medya Tüketim Alışkanlıkları

İşgücü Piyasası Görünümü: Mayıs 2013

HALKLA İLİŞKİLERE GİRİŞ

KADIKÖY ANADOLU LİSESİ

Sayı: 2009/18 Tarih: Aileler krize borçlu yakalandı; sorunu işsizlik katladı

DENİZLİ İLİ ÇALIŞAN NÜFUSUN İÇME SUYU TERCİHLERİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER. PAÜ Tıp Fak. Halk Sağlığı A.D Araş. Gör. Dr. Ayşen Til

Forex Ek Kazanç Sistemi

HALKLA İLİŞKİLER VE SPONSORLUK

Takdim. Bu, Türkiye nüfusu göz önüne alındığından her 90 kişiden birinin aday olması anlamına geliyor (TV, Haberleri, ).

ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ

HANEHALKI GELİR VE TÜKETİM ANKETİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Transkript:

1970'LERiN BAŞıNDA SAYILARLA TÜRK BASıNı (1950-1970 YILLARl ARASINDAKİ GELİŞME, SAYıSAL ANALİz, GENEL TUTUMLAR VE DURUM) önder ŞENYAPill İmar ve İskan Bakanlığı Bölge Planlama Uzmanı Türk basını, son on beş-yimıi yıl içinde, büyük bir deişşim geçirdi. Her şeyden önce, geniş kitlelerce okwımaya başladı. Günlük gazetelerimiz yük. sek tirajlara ulaştı. Net satışlan 100.000'in üstüne çıktı. Aynca gazete sayısı da arttı. Nitekim, 1946 yılında Türkiye'de 194 gazete ve 332 dergi yayırnlanmışken 1946 seçimle:riiı.i takip eden 1947 yılında gazete sayısı 322'ye dergi sayısı da 379'a yükselmiştir. Bundan sonraki her yıl bir önceki yıla oranla yine yukardakine benzer artışlar olmuş ve 19S7 yılına rastiayan ilk onuncu yılda gazete sayısı 88S'e, dergi sayısı 549'a ulaşmıştır. Yirmi yıl sonra yani 1967 yılındaki durum ise 1099 gazete ve 112S dergidir ki, bu 1099 gazetenin 411'İ günlüktür.! Gazete sayısının ve satışlarının artmasını, çok kimse, Türkiye'de okuryazar sayısının artmasına bağlamaktadır.. Oysa, 19S0'de, TürJdye'de okumayazma bilenlerin tüm nüfusa oran % 33,6 idi. Bu oran, 19S5'te % 40,5; 1960'ta ~o 39,S; 1965'te ise % 48,7'ye yükselmiştir. Kuşku yok Iki, bu artışın gazete tirajlanna etkisi vardır. Ama, kabaca yaptığımız hesaplar, tiraj artışlannda, okuma-yazma bilenlerin sayıca artmış olmasının ötesinde bazı etmenlerin payı bulunduğunu ortaya koymaktadır. Şöyle ki, 19S0 yılında Türkiye'de toplam okuma~yazma bilenlerin sayısını 100 kabul edersek, I%S yılında bu değer, yaklaşık olarak, 21S'e yükselmiştir. Oysa, Tür.kiye'nin en çok satılan gazetesi Hürriyet, (yanlış hatırlamıyorsak), 1950'lerin ilk yansı aşıldıktan epeyce sonra 100 bin tirajın üstüne çıkmıştır. 19S0'lerin başında 3040 bin satabilen bir gazete «büyük» olarak niteleniyordu. 19S0'de en çok satan gazetenin 50.000 sattığını kabul etsek, bugiirn günlük net satışı 550.000'in üstünde olan bir gazetenin satışı, 1950 satış sayısı 100 ise, 1970'te 1100 olmuş deı Yusuf Tavus: BaslD Rehberl, Başnur Matbaası, Ankara, 1969, s. 256.

68 AMME İDARESİ DERGİSİ mektir. Görüldüğü gibi, okuma yazma bilenler sayısı 1oo'den ııs'e yükselirken, en çok satan gazetenin satışı 100 iken ll00'e yükselmiştir. Tiraj artışı, ya1mzca bir gazetede görülse, açıklamayı, gene, yalnızca okuma-yazma bilenlerin artışına bağlamak kolaylaşacaktır. Ancak, o yıllardan bu yana yayınını sürdüregelen, aynca, yayın hayatına yeni atılan birçok gazetenin de tirajı yükselmiştir. TÜRK HALKıNıN GAZETE OKUMA EG:tıiMI...ERl Gazetelerin satışını arttıran ana etmenin ne oldu~u tartışmaya geçmeden önce, halkımızın gazete okuma e~eri üstüne, yapılmış araştırmalardan yararlanarak, bazı bilgiler verelim. Bu bilgiler, gazetenin halk üstün de ne denli etkili bir araç olarak kullanılabildiğini, ya da kullarulabileceaini göstermesi bakımından önemli olduğu gibi, Türk gazetelerinin bu eğilimleri nasıl kullandığını göstermesi yönünden de, ilerdeki tartışmalarımız için cıe. ğer taşımaktadır. «...siyasal Bilgiler Fakültesi,Basın ve Yayın Yüksek Okulu üçüncü sınıf öğrencileri Prof. Dr. Neı:mm Abadan'ın yönetiminde Ankara'da yaptıkları «Radyo, basın ve televizyon» konusunda ki halkoyu yoklaması sonucunda, radyolarımızın halkın % 98'i tarafından dinlendiğini ve halkın % 89'uırıun da her gün gazete okuduğunu tesbit etmişlerdir. Yine 'bu yoklamaya göre, halkın % 39'utek bir gazete % s2'si birden fazla gazete okumaktadır. Öte yandan, PEVA (Pıiyasa Etüd ve Araştırma Bürosu)'nın 1967 yılında muhtelif devrelerde 8 büyük ilimizde yaptığı etüdlerden, İstanbul'da % 86; Ankara'da % 91; İzmir'de % 85,2; Adana'da % 71,8; İzmit'te % 83,8;. A.4aEı;ızarı'n4a % 90; Bursa'da % 90,8; ve Balıkesir'de halkın % 8s,9'unun gazete okuduğu anlaşılmaktadır. PEVA bu etüdlerinde gazete okuma nisbetinin şehirlerde da ha yüksek olduğunu, ancak kazalann da şehirlere kıyasla pek te farklılık göstermediğini, Marmara bölgesindeki 10 kazada gazete okuma nisbetinin % 85'1 bulduğunu ortaya koymaktadır. Köy. lerde ise şehir ve kazalarla kıyaslanamayacak bir durum mevcut tur.ıız Köylerdeki durumun ne olduğwıu ise bir başka araştırmadan yararlana rak inceleyelim 3 Köyde okuma-yazma bilenlere sorulan «Ne kadar sık gazete okursun?» sorusuna cevap verenlerden % 20,2'si hiç gazete okumadı~ı bildirmiştir. 2 Yusuf Tavus, a.g.e., s. 256-257. 3DPT-SPD Araştınna Şubesi, Toplum Yapısı Araştınna Grubu: Türk Köyünde Modernleşme Elllimleri Araştınnası- Rapor I, DPT Yayını, (Dr. Ahmet Tuğaç, İbrahim Yurt, Gill Ergil, Hüseyin T. SeviI), Ankara 1970, ss. 191-194.

1970'LERİN BAŞıNDA SAYILARLA TÜRK BASINI 69 Her gün gazeteokuyanların oranı ise % 13,l'rlir. Bu oranlar, gazete okumanın, hala bir şehirlilik lüksü olmaktan çıkmadı~ını da anlatmaktadır. Yapılan araştırma sonucu, gazete okuma sıklı~ı hakkında aşa~daki çizelge elde edilmiştir:. Köylülerln Gazete Okuma Sıklığı Karşılıklar Sayı % Hiç 418 20,2 Ayda bir ya da daha az 429 20,7 Birkaç haftada bir 222 10,7 Haftada bir 496 24,0 Birkaç günde bir 228 11,0 Her gün 271 13,1 Bilmiyen 4 0,2 TOPLAM 2068 100,0 Okuma yazma bilmeyenlerle, okuma-yazma bilip de hiç gazete okumadığını bildirenlere «Hiç gazete okuyaru. dinler misin?» sorusu sorulmuş ve şu cevaplar alınmıştır:. Gazete okuyanı dinliyorum diyenler % 48,8 Okuma-yazma bilmeyen ya da bildiği halde hiç gazete okumayan erkeklerden gazete okuyanı dinleyenler % 67,7 Okuma-yazma bilmeyen ya da bildiği halde hiç gazete okumayan kadınlardan gazete okuyanı dinleyenler % 39,5 O~uma~yazma bilip de hiç gazete okumadı~nı bildiren erkeklerden gazete okuyanı dinleyenler % 67,8 Okuma~yazma bilip de hiç gazete okumach~ı bildiren kadınlardan gazete okuyanı dinleyenler % 54,3 Köyde yaşayan halkın, ister okuma-yazma bilsin, isterse bilmesin, % 59,4' ünün günlük gazeteleri e temas halinde olduklan ortaya çıkmaktadır. Bölgelere göre gazete okuma sıklığı ise şöyle saptanmıştır:

70 AMME İDARESİ DERGİSİ Bölgelere Göre Okur YazarKöylülerin Gazete Okuma Sıklıp Bölgeler.~ ::t:~ N t:l t:l ~ ı:!.t!.~ t:l.:' ~ ::t:.t:::ı~.: ~.t:::ı -v') t:l t:l ~~.t!."l!::s ~ ::t:~~ E ~ ı.. cı,,", ] ~~ E ~ 1s.. cı f...,,,, ---~-------- Ege Bölgesi 15,8 17,6 66,6 100,0 Marmara Bölgesi 16,0 16,5 67,5 100,0 Gelişmiş BöL. Toplamı 15,9 17,2 66,9 100,0 Orta Kuzey Bölgesi 20,7 39,9 39,9 100,0 Akdeniz Bölgesi 30,9 23,5 44,7 0,9 100,0 Karadeniz Bölgesi 13,4 29,8 56,8 100,0 Orta Güney Bölgesi 19,0 38,0 42,9 100,0 Orta Derecede Gelişmiş Bölgeler Toplamı 20,4 32,9 46,4 100,0 Doğu Kuzey Bölgesi 32,2 45,4 22,4 100,0 Doğu Güney Bölgesi 27,7 45,4 26,0 0,9 100,0 Orta Doğu Bölgesi 18,0 48,1 33,9 100,0 Az Gelişmiş Bölgeler Toplamı 25,2 46,5 28,4 0,2 100,0 GENEL TOPLAM 20,2 31,5 48,1 0,2 100,0 Görüldüğü gibi, okuma-yazma bilen köylülerin gazete okuma sıklığında bölgeler arası açık farklılıklar vardır. Özellikle sosyo-ekonomik yönden geliş miş bölgelerinköylülerinden haftada bir ya da daha çok gazete okuyanla rın yüzdesi öteki bölgelerden daha yüksektir. Bu farklılı~n nedenleri, gelişmiş bölgeler ulaşma olanaklarının bolluğuna, kentle ilişkinin çokluğuna, dolayısıyle köye sık gazete gelmiş olmasına ve son olarak dışa açılmanın yoğunluğuna koşut olarak ülke çapmdaki olaylara daha çok ilgi duyulmasına bağlıdır. Köylülerin gazete yazıları arasında bir seçme yapıp yapmadıgını anla mak üzere sorulan «daha çok hangi çeşit gazete yazılarını okursun?» sorusu na verilen karşılıklardan çıkan sonuçlar şöyledir:

1970'LERİN BAŞINDA SAYlLARLA TÜRK BASıNI 71 Hepsini % 17,6 Yurt haberlerini % 35,0 Dünya haberlerini % 11,7 Cinaı haberleri % 12,9 Makaleleri % 6,0 Dinsel yazıları % 4,0 Tefrika ve Röportajları % 2,9 Spor haberlerini % 4,3 Başka yazıları % 4,3 TOPLAM (LAı 100,0 Köylülerin gazete yazıları arasında seçme yaptıkları ve çoğunluğun yurt haberlerini okudukları anlaşılıyor. Ancak, yurt haberlerinin geniş bir kapsamı bulunduğu, sosyal, ekonomik ve siyasalolaylara değgin haberlerle birlikte magazin türündeki haberlerin de yurt haberleri başlığı altında toplandığı bir gerçektir. Gazetelerimizin yurt haberlerine ne ölçüde yer verdiklerini ileride göreceğiz. Türkiye'de çıkan bellibaşlı gazetelerden hangilerinin köylülerce daha çok okunduğu konusunda yapılan soruşturma sonunda ise şu bulgular elde edil miştir: Hangi gazete olursa olsun % 13,2 Hürriyet % 31,8 Tercüman % 12,8 Cumhuriyet % 12,4 Milliyet % 5,9 Akşam % 5,1 Ulus o' /0 2,3 Adalet %ı 2,0 Ötekiler % 11,8 Köylerde de en çok okunan gazetenin Hürriyet olduğu gözlenmektedir. GAZETELERiMiziN SATıŞLARı Bugün Türkiye'de net satışı 50.000'in üstünde olan 8 adet günlük gazete vardır. Bu gazetelerden birinin net satışı 5OO.000'in üstündedir: üç gazetenin 200.000'in, iki gazetenin ıoo.000'in, iki gazetenin ise 50.ooo'in üstünde net satışı bulunduğu Basın tum Kurumu'nca resmen açıklanmaktadır. Kurumun açıklamalarına göre, 1970 yılının ilk dört ayında gazetelerin günlük ortalama net satışlarında izlenen gelişmeler ve 1969 yılı ağustos ayındaki durumları aşağıda gösterilmiştir.

72 AMME İDARESİ DERGİSİ 1 970 Ağustos Ocak Şubat -- Mart Nisan ----._-,-- 1969 Hürriyet 585.067 563.619 560.031 560.350 656.370 Saklambaç 287.135 271.603 266.890 277.067 229.754 Günaydın 223.493 249.188 279.273 294.583 200.814 Tercüman 214.737 211.857 232.560 210.664 178.308 Milliyet 184.866 182.157 188..859 186.360 154.127 Cumhuriyet 106.943 105.181 110.035 103.387 93.732 Akşam 56.118 64.831 52.491 47.141 70.034 Yeni Asır 45.526 45.894 47.038 54.607 40.444 Yeni Istanbul Açıklanmasına izin vermemektedir. 65.216 Son Havadis 36.983 37.721 39.848 39.646 41.374 Bugün 25.548 26.036 26.111 26.312 35.791 Ulus 15.902 18.088 15.401 16.096 16.640 Dünya 13.324 13.511 14.164 13.817 13.508 Zafer 11.830 11.084 11.501 11.339 7.771 B. Sabah 12.659 11.015 11.921 11.055 15.804 Yeni Gazete 10.594 10.129 13.287 11.176 11.644 Şimdi, gazetlerimizin satışlannı nasıl artırdıkları sorusunakarşılık bul mağa çalışalım:. 1950'ler «Babıali Basını»nda yeniden biçimlenme.hareketlerinin ilk görüldüğü yıllardır. Uzun yıllar süregelen klasik gazetecilik anlayışı, 1950'lerde yerini yeni bir anlayışa bırakmağa -başlıyordu. Klasik anlayış, kabataslak anlatılmağa çalışılırsa, halkı bir fikir çevresinde toplamak; bir fikrin, bir görüşün yayılmasına çalışmak; hir davayı savunmak, savaşını yapmak diye tanımlanabilir. Bugün, yüksek tirajiı gazetelerin hu anlayıştan tümüyle sıynldıklan söylenebilir. Eski anlayışın bugünkü asıl uygulayıcılan, «Ana dolu Basını» diye anılan yersel gazetlerdir. Geniş kitlelere seslenen yüksek tirajlı gazeteler, halka benimsetilecek fikirlerle uğraşmak yerine, doğrudan doğruya halki konu edinmek Hkesini öne almışlardır. Gazetelerimizi içerikleri yönünden ele aldığımızda, bu anlatırnın ne derneğe geldiği iyice açıklığa kavuşacaktır. Burada özetle belirtmek gerekirse, Türkiye'de gazetecilik, 20 yıl öncelerinden, halkı uyarmak, aydınlatmak görevini ıbir yana hırakarak, kara dönük bir tutumu benimsemek yolunda nk adımlan atıyordu. Babıali'de eiiilerde benimsenmeye başlayan yeni gazetecilik anlayışı, İngiltere'de 1900'lerde uygulamaya sokulmuştu. «İngil. tere'de ıo. Yüzyılın başına kadar giinlük gazeteleri ancak orta sınıf alabiliyor ve okuyabiiiyordu. Günlük gazete alacak paralan olmayanlar için pazar günleri haftalık gazeteler çıkıyordu. Bütün gazeteler a~rbaşiılığı iletanınmış 'The Times' gazetesini taklit etmeye çalışıyorlardı. Oysa 1870 yılında çıkan Ilk Öğretim Mecburiyeti Kanunu sonucunda 1900 yılı içinde orta yaşlı okuma yazma bilenlerin sayısı büyük çapta artmıştı. (...) Manchester şehrinde George Newness adında bir tuhafiyecinin aklına günün

1970'LERİN BAşıNDA SAYILARLA TÜRK BASINI 73 birinde bir dedikodu dergisi çıkarmak geldi. Bu fikrini hangi gazeteciye söylediyse gülüp geçti. Ama Newness biriktirdiği parayla 'Tits-Bits' adlı bir dergi çı,karttı. Az okumuş, yanm yamalak bilgisi olan halkın anlayabileceği bir dergiydi bu. Üç ay içinde derginin satışı 900.0QO'e çıktı ve Newness zengin oldu.» «Bunu gören ve sonradan Lord Northscliffe admı alan Alfred Harmsworth adında biri bu dergiyle rekabet etmek üzere 'Aııswers' adında bir dergi çıkarmaya başladı. (...) Bu dergiyle para kazanan Northcliffe sonradan Dail Mail'i çıkarmaya başladı. Gazetenin başlığında şu yazı vardı: 'Yarın peniye bir penilik gazete', 'İşi çok olanın gazetesi'». «Aslında Daily Mail birdenbire bugünkü anlamında bir kitle gazetesi olamadı. Ancak otuz yıl sonra Daily Mirror tam istenilen örneğe uydu. Northcliffe başlangıçta uzun bir süre işçi s ınıfıyle ilgilenmedi. Daha çok memurlara, küçük esnafa, kalkınma sayesinde hızla gelişen aşağı orta sınıfa seslenmeye çalışıyordu. Daily Mail'de uzun hikaye ve uzun yazı yoktu. Başka gazetelerde sütunlar tutan parhlmento görüşmeleri bir iki satırla geçitiyoreıu. Ayrıca bunlara heyecanlı bir hava da verilmekteydi. Onlü adamlara ve kadınlara ait dedikodulara uzun paragraflar ayrılmıştı. Gazete halk fikirleriyle değil, halkın kendisiyle meşgul olmayı prensip edinmişti. Spor ve at yanşlarıyla ilgiliydi. Northcliffe'in gazetelerinde kadın modasına, yeni tuvaletiere, yemek pişirme usullerine öteki gazetelerden çok yer veriliyordu.}} «Dail Mail'in getirdiği yenilik yalnızca yeni okumaya <başlayan halka seslenmesinden ibaret değildi. Northcliffe aynı zamanda halkın ilgisinden ticari bakımdan yararlanmayı da düşünmüştür. Gazetelerin sahipleri eskiden ya belirli aristokrat aileler ya da siyasi partilerdi. Daily Mail ise bir sabun ya da konserve fabrikası gibi hisse senetleri olan ticari bir teşebbüstü. Kardan başka amacı yoktu. Bu yüzden Handan azami derecede yararlanmaya bakıyordu. Artık gazete satışının artması bir tikrin yayılması için değil, çok ildn almak için gerekliydi. İlan almak için gazetenin sürümünü artırmak, sürümü artırmak için de fiyatı son derece düşük tutmak gerekiyordu. İlfm fiyatları bin okuyucu başına bir santim olarak hesaplanıyor, böylece okuyucunun parasını ilan sahibi ödemiş oluyordu.»4 Daily Mail'in başlattığı çığırın nasıl bir gelişme gösterdiği, nasıl yayıldiği hakkında ise Lord Francis-Williams şunları yazıyor. 5 «Mecburi eğitim görmüş halkın aradığı bilgiyi halka kolayca vererek büyük kazançlar sağlayan, böylece çok satış yapan bir gazeteden yararlanarak piyasaya fazla miktarda ucuz mal sürmek isteyenlerin ilanlanndan azami gelir elde eden Daily 4 Lord Francis-Williams:..Modern Gazetecilik», 20. Yüzyıl Tarihi, ss. 103-4. s Lord Francis-Williams: «Modern Gazetecilik», 20. Yüzyıl Tarihi, ss. 103-4.

74 AMME İDARESİ DERGİSİ Mail gazetesi modern halk gazeteciliğinin 6 babası oldu. Çok satış yapmak isteyen her gazete sonradan hep onu taklit etti. Kitle basını Amerika'da bambaşka yoldan gelişti. Hearst, New York Journal gazetesini çıkardığı zaman Amerika'da herhangi bir geleneği yıkmış değildi. Çünkü Amerika'da zaten hal ktan ayrı bir gazetecilik yoktu. Hearst'in getirdiği yenilik şehir halklarının sömürülmesi metodunda olmuştur. Amerika'da eskiden beri korkunç ve kavgacı bir gazetecilik vardı. Chicago ve Batı bu çeşit gazeteciliğe aitbinlerce hikaye ile doluydu. Ama Hearst, gerek satış rekoru ve gerekse gazete sahibi olmanın sağladığı güçten yararlanma bakımından bütün eski Amerikan gazetelerini gölgede bıraktı.. Hearst, kalabalık şehirlerin pis mahallelerinde yoksulluk içinde yaşayan yarı okumuş, az eğitilmiş halkın gazetelerden, hayatının kendisin~ değil hayatından daha güzel, daha başka bir şeyi beklediğini anladı. Halka her sabah dünyanın en güzel eğlenceler.ini sundu: «arıkası var»lı komediler, siyası skandallar, seks, aile faciaları, işitilmemiş olaylar vb. verdi. Bunu yapmakla büyük satışı olan bir gazetenin halkı nasıl istediği yola sürük leyebileceğini de göstermiş oldu. Hearst'in bu politikası yalnız İngiltere'deki gazeteler için değil, bütün dünyadaki gazeteler için örnek oldu. Böylece Hearst modern gazeteciliğin başlıca babası oldu.» Yeni ilir gazete ve bu gazeteyi yaratan yeni gazetecilik anlayışı, elbette, bağımsız olarak ortaya çıkan olgular değildi. 20. Yüzyıl başında toplum büyük bir değişime uğramıştı ve değişmenin yarattığı ortam yeni anlayışın ve bu anlayışın ürünü olan gazetenin tutunmasına yararlı olmuştu. «Bugün bütün sanayileşen toplumlarda görülen durum, Londra'nın başına geçen yüzyılın içinde geldi. Şehirler birdenbire büyüdü ve toplum hayatına ağırlığını koymaya başladı. Eskiden kalma yerli taşra gelenekleri yıkılmaya yüz tuttu. Yüzyılın sonunda «,küıtürsüz halkın en bayağı duygularına» seslenmeye çalışan basın, halk üzerinde tehlikeli etkiler yaratmaya başladı. «Spor hastaları» arttı. Amatörlük ortadan kalktı. Kumann her çeşidi aldı yürüdü. Bütün bunlar yalnız o günlerin İngiltere'sinde değil, her gelişen toplum için de birer problem oldu (... ) Ama teknolojik yenilikler eski toplumun kalıplarını kanunlardan ya da gümrük tarifelerinden daha çabuk yıktı. Nitekim «kitle pazarı» ı. Dünya Savası'ndan sonra,kullanılmağa başlayan «halkla ilişki» ve (ckitle kültürü» kelimelerinden önce ortaya 6 «... 20. Yüzyılın başında yaşayan insanların çoğu hala «düşük kültür» seviyesindeydi. Geleceğin farkında değillerdi. «Modern» ve «yeni» kelimelerini, «modern sanat», «modern ahlak», «modern din» ve «modern hayat» terimlerini kullanıyorlardı; ama, bu «modern"li~n ne olduğunu henüz bilmiyorlardı, «iyi bir şey» olup olmadığını da kestiremiyorlardı». Asa Briggs, «Avrupa'da Kitle Toplumu», 20. Yüzyıl Tarihi, s. 108.

76 AMME İDARESİ DERGİSİ larını, beş santimde en azından iki paragraf bulundurmalarını tavsiye etmektedir. Bütün eleştirilere rağmen kitle toplumu İngiltere'de gelişti, bütün dünyaya yayıldı. Reklam gelirleriyle beslenen basın, ticarı amaçlarla yönetilen,bir kültür bu piyasayı genişletti. (... )»7 Yukarıdaki satırlarda öne sürülen koşulların 1950 yıllarında Türkiye'de de geçerli olmağa başladığı bilinmektedir. İkinci Dünya Savaşı'nı izleyen yıllarda, özellikle 1950 yılından sonra, ülkemizde, kentleroe yaşayan nüfusun (LO.OOO den çok nüfusu olan yerleşmeler kent olarak alındığında) toplam ülke nüfusuna oranla hızla arttığı görülmüştür. 1950 yılına dek % 18 çevre. sinde seyreden bu oran, 1955 yılında % 22,1, 1960 yılında % 26,1, 1965 yılında % 29,5, 1970 yılında % 33'e ulaşmıştır. Makinalaşmadan doğan topraktan kopma olayı, toprak mülkiyetindeki kutuplaşma, yoğun tarım (entansif tarım) yöntemlerinin uygulanmasına geçilmesi ve bir de hızlı nüfus artışı Türkiye' de kırdan kente akan nüfus selini kabartmıştır. 8 Böylece, «kitle toplumu ka pita1isti>min aradığı «geniş ve kalabalık bir kent» ve «kent nüfusunun gittikçe artması» koşulları gerçekleşmeğe başlamıştır. Asa Briggs'in değindiği, 1914 Manchester'inde sekiz kişiye bir sinema koltuğu düşmesi gibi bir örnek vermek ve Tür,kiye'nin yukarda anlatılmağa çalışılan süreçe -benzer bir süreç içinde bulunduğunu göstermek İstersek, hızla büyüyen ve büyümesini aynı hızla sürdüren Anakara'daki sinema sayısı üstünde durabiliriz: 1953 Ankara İmar Komisyonu Raporu'na göre, Ankara'da o yılda varolan sinema sayısı lo'dur. 1970 yılı Şubat ayında bu sayı 4O'ı bulmuştu. Bugün ise 47'dİr ve açılmak üzere olanlarla 50'yi bulacaktır. 9 Yeni kapitalistin gerçekleşmesini istediği ikinci koşul halkın bol para sarfetmesi, öteki bir deyişle, toplumun «tüketici» niteliğinin güçlenmesidir. Türk toplumunu bir tüketici toplum durumuna getirmek yolunda ilk önlem ler (tedbirler) de 1950'lerin başlagıcında alınmıştır, - ya da alınması düşünülmüştür. 14 Mayıs 1950 seçimleri ile iktidara gelen Demokrat Parti'nin ilk Hükümet Programında şu tümcelere rastlanınaktadır: «... Geniş halk: tabakalarını sıkan ve İstihsal hayatını baskı altında tutan bir takım vergilerden tenzilat yapmak suretiyle kazancı dar olan vatandaşları ve istihsal hayatını terahlığa kavuşturmak lüzumuna kaniiz...»10 Böylece devlet, hem özel girişimi özendirmek (teşvik etmek), hem de özel girişim eliyle üretilecek mal ve hizmetlerin daha çok tüketilmesini sağlamak amacıyle, gerek işletmelerden, gerekse vatandaşlardan aldığı vergi 7 Asa Briggs: «Kitle Toplumu», 20. Yüzyıl Tarihi, ss. 105-8. s Konu hakkında geniş bilgi için bkz: Türldye'de Kentleşme, (Ö. Şenyapılı, M.B. Kıray, C. Talas, C. Geray, R. Keleş, i. Tekeli, M. Doğan, O. G. Arınangil, M. Çapar'dan oluşan Komİsyon Raporu), Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yayını, Ankara, 1971. 9 Önder ŞENYAPıLı' «Ankara 70», Mimarlık 70-3, s. 26-44. LO Kazım ÖZTüRK. Türldye Cumhuriyeti Hükümetleri ve Programları, Ak Yayınları, İstanbul, 1968, ss. 354 5.

1970'LERİN BAşıNDA SAyıLARLA TÜRK BAsıNI 75 çıkmıştı. Fikir ve eğlence pazarları kurulmadan önce çay ve et pazarları kurulmuştu. 19. Yüzyılın sonuna doğru İngiltere'ye dışarıdan getirtilen yiyecek maddeleri halkın eline daha çabuk varmağa başlamıştı. Büyük mağazalar kurulmuş, fiyatlar düşmüş, halkın alım kabiliyeti bir bakıma yükselmişti. Kitle toplumunun kapitalist eski kapitalistten farklıdır. Eskidenkapitalistler kazandıkları paraları biriktirmekle zengin olurlardı, halbuki ıkitle toplumunun kapitalisti bu ıkadar dar görüşlü değildir. Hayali geniştir. Malını satacak pazar bulamazsa pazar yaratır. Ve elbette ki elverişli ekonomik ve sosyal durum 18.1' olmazsa başarı sağlayarnayacağını da bilir. Bu elverişli durumlar nelerdir? Önce geniş ve kalabalık bir şehir. Sonra şehir l1üfusumm gittikçe artması. Çünkü perakende ticaretin ve eğlence fırsatlarının çoğunu bu geniş ve kalabalık şehir yaratacaktır. Örneğin nüfusu en kalabalık olan Manchester'de 1914'de sinemalarda sekiz kişiye bir sandalye düşmesi rastlantı değildir. ııkinci olarak, halkın bol para sarfetmesi gerektir. Üçüncü ve aynı derecede önemli olarak, emekçi halkın çalışma saatleri bazen kamınlarla, bazen toplu sözleşmelerle azaltılmalı, emekçilerin boş saatları artrnalıdır. Dördüncü olarak da, iş yerlerinden evlere dönmek ucuz ve kolayolmalıdır. Beşinci olarak, evde, büroda, tatil günlerinde, eğlencelerde ve fabrikalarda durmadan yenilikler yapılmalıdır. Altıncı olarak, reklama sarfedilen para ve reklam hacmi, sigara sarfiyatı, tren, vapur ve otobüs için harcanan para boyuna artmalıdır. Bu sosyal etkenlerin çoğu birbirine bağlıdır. Örneğin, rekla (na bu kadar çok para harcanmazsa, büyük tirajlı ucuz gazeteler olamazdı. Perakendeciler göz alıcı vitrinler yapmasını öğrenmeselerdi geniş çapta satışlar mümkün olmazdı. Daktilo makinesi ve telefon olmasaydı, bu -karışık işlerin içinden çıkılamazdı... İş adamlarınınhepsi «kavgacı ve cahil» İnsanlar değillerdi. Yüzyılın başında, «birkaç bin kişinin lüksü halindeki maddeleri gelecekte bütün halkın ihtiyaç duyacağı maddeler haline getirmek» isteyen iş adamları olduğu gibi, «kitle toplumu»nda «kalite»nin düştüğünden yakınan yazarlar vardı. Örneğin George Gissing adında bir romancı 1891 yılında yayın işini bir ticaret, okuyucu kitlesini de bir pazar sayan yayınevlerinden. yakınmıştı. Yazar, New Grub Street adındaki piyesini «çeyrek eğitim görmüş» olanlar İçin yazdığını şöyle anlatır: «Yani bunlar, devlet okullarında okuyup yazmayı şöyle böyle öğrenmiş, ama dikkat lerini bir yere devamlı olarak toplamaktan aciz, büyük bir genç kuşaktır. Bu çeşit insanlar tranlerde, otobüslerde, tramvaylarda meşgulolacak bir şeyler isterler. Pazar günleri çıkan dergilerden ya da ilavelerden başka bir şeyle ilgilenmezler. Bü tün istedikleri şey ucuz, kolay, hap gibi bilgiler, hikayeler, kısa sözler, biraz istatistik, biraz ltokkabazlıktır.» Bütün bunları göz önünde tutan yazar, öteki yazarlara uzun makale yazmama

1970'LERİN BAŞıNDA SAYlLARLA TÜRK BASıNı 77 lerden vazgeçeceğini açıkça duyuruyordu. Amaç ulusal geliri artınnaktı. Ve bu artışın özel kesime ağırlık verilerek sağlanması temel düşünceydi. ll 11 Başbakanı Adnan Menderes, 29.5.1950 günü Büyük Millet Meclisi'ne sunduğu Hükümet Programında şöyle konuşuyordu: «Eski iktidarın tek parti hakimiyetinde ifadesini bulan siyasi görüş ve kanaatleri onun iktisadi ve mali politikasına da aksetmiştir. Vatandaş yalnız devletin siyasi ve idari hükmü altında bulundurulmakla iktifa olunmak istenmemiş, onu iktisadi sahada da nüfuz altında tutmak temayülüne göre hareket edilmiştir. Böylece, zamanla müdahalecl kapitalist, bürokratik ve inhisarcı bir devlet tipi ortaya çıkmıştır. Bu tip devletin; masrafları mütemadiyen artırarak memleketi borçlanma yoluna sokmuş olmasını ve iş istihsal hayatını kısırlaştıram iktisadi kaynaklarımızın gelişmesine engelolmuş bulunmasını tabii görmek lazımdır. Hal böyle olunca, iktisadi ve mali düşüncelerimize göre hükümetimizce takip edilecek yolu şu dört esasta ifade etmek mümkün olacaktır: 1- <..J 2 - İktisadi cihazlanmamızı süratlendirmek. Bu maksatla: A) <...> B) Hususi teşebbüsün kendlni hukuki ve filli emniyet altında hissetmesini satlayacak bütün tedbirlert almak. ve onun süratle gellşmeslne yardım etmek, C) Memlekette mevcut sermayenin istihsale akmasını kolaylaştırmak, Ç) Yabancı sermaye ve tekni~inden geniş ölçüde faydalanabilmenin şartlarını tahakkuk ettirmek ve icaplarını yerine getirmek. 3 - e.> 4 - İstihsal hayatını devletin zararlı müdahalelerinden ve her çeşıt bürokratik engeııerden kurtarmak. Yukarda dört madde içinde toplamaya çalıştı~ımız esasların bütün hükü met şubelerine taalluk eden çok mühim ve çok çeşitli tedbirlere ihtiyaç göstere ceği şüphesizdir. Şimdiye kadar verdiğimiz İzahattan anlaşılmış olacaktır ki, iktisacii ve mali göruşlerlmlzln esası bir taraftan devlet müdahalelerini asgariye indirmek, di ler taraftan Iktisadi sahada devlet sektörünü mümkün olduğu kadar daraltmak ve buna emniyet vermek suretiyle hususi teşebbüs sabasını mümkün olduju ka dar genişletmek diye ifade olunabilir. Bu esasların takibinden do~acak ilk neticelerden biri devlet tesis ve Işletmecflltlnl tabiatı ve mahiyet icabı olarak yalnız ve,v$llnız hususi teşebbüs ve sermayenin hiç bir suretle ele alamayacalt Işlere ve bır de aynı zamanda amme hlzmetl mahiyetinde olan Iktisadi Işlere hasretmek olacaktır. Çünkü bize göre hususi mülkiyet ve şahsi hürriyete dayanan bir iktisat rejiminde, Iktisadi sahanın asıl olarak ferde veya şırket halinde hususi teşeb. büse alt olması lazımdır. Devletin dojn.tdan dojn.tya iktisadi teşebbüslere g1rişmesl, Dizım veya murakabecl olarak Iktlsadi sahada üzerine vazifeler alması ancak bir Istisna teşkd. etmell ve ancak kati zaruret haline lnhlsar etmendir. Bundan böyle amme karakterini haiz olmayan sahalarda işletmeclllie geç. meyeceğlmlz gibi muhtellf sebepler altında kurulmuş olan işletmeleri, amme hiz meti gj~-:,en ve ana sanayle taalluk edenler hariç, muayyen bır plan dahilinde elve rişli şartlarla peyderpey hususi teşebbüse devretmeye çalışacatıı... TIcari sahada Iç ve dış şartlann müdahaleyi zorlamadıitı hallerde ışı serbesı. ve nonnal kaldelere bırakmak asılolacaktır.... 'T~k~i' ~~~~~~~da asıl söyliyeceklerimiz, bir vergi olmak hedefini çoktan aşmış bulunan devlet lnhl8arcılıtını asgari hadde Indirmek kararındayız. Memleket ekonomisinde bır taraftan müstahsul diğer taraftan müstehllkl yakından alakadar eden bu konuların Işletilmesinde mücerret devlet elinde bulunmaktan dopıı ve husu8i teşebbüslere yer vermlyen veya onlara üstün tutulan zihnlyetln sona erditın1,imdiden açıklayabulriz. Bunlardan hangilerinin do~rudan doğruya husus!

78 AMME İDARESİ DERGİSİ 1950'lerde Türkiye «kitle toplumu» özelliklerini kazanmağa başladı. Bugün, gittekçe kalabalıklaşan kentlerimizin yanı sıra, «halkın bol para sarfetmesi» ilkesi de gerçekleşmiş görünmektedir. Örneğin, Türkiye'de «her hafta futbol yüzünden LO milyon liralık ekonomik hareket doğmaık.tadır».u 67 ilin 4Tsinden ve 10 ilçeden Türkiye liglerine katılan 88 takımdan 44'ü her hafta ya:klaşık olarak 20 bin,km. yolkatederek, başka bir kentte maç yapmağa gitmektedir. Takımlarmı yalnız bırakmak istemeyen taraftarlar da, otobüsler, özel trenler kiralayarak takımlarının gezisine katılmaktadır. Yapılan hesaplara göre, her hafta ortalama 30.000 kişi 500 otobüsle takımlarının peşinde dolaşmaktadır. Kişi başma ortalama LO TL yol parası ödendiği kabul edilirse 300.000 TL'lık bir harcama ortaya çıkmaktadır. Yakın mesafedeki maçlar için trenle seyahat eden 10.000 kişinin ise kişi başına 15 TL ödediğ,i kabulüyle 150.000 TL harcadığı düşünülürse, futbol dolayısıyle haftalık toplam seyahat harcamaları 450.000 TL'sını bulmaktadır. Uzak kentlere gidenlerin geceleme ve yemek giderleri, kişi başma 30 TL'dan 900.000 TL tutmaktadır. Bu sayıların düşük tahminler olduğu da belirtilmektedir. 1968 yılı şubat ayınm 18. günü İstanbul'da oynanan Fenerbahçe-Eskişehirspor ma çma 30.000 EskişehirHnin geldiği kesin olarak saptanmıştır. Gene futbol dolayısıyle, her hafta 5 milyon liralıık Spor-Toto oynanmaktadır. Her hafta to to oynayanların sayısı, ortalama 1,5 milyon kişidir. Yılda 40-42 hafta oynanan Toto, 1%8-1969 döneminde 240 milyon liralık gelir sağlamıştır. Ayrıca, her hafta 450 bin kişinin futbol maçlarını izlediği, kişi başma ortalama 5 TL hesabı ile 2 milyon 250 bin lirahk futbol maçı bileti kesildiği tahmin edilmektedir. Halkın bol para sarfettiğine bir öteki kanıt, «Meşrubat şişelerini imal etmekte olan Paşabahçe Fabrikası'nın Topkapı'daki yeni tesisleri ile beraber son iki yılda 28 ve 50 milyon olmak üzere 78 milyon adet şişe imal ettiği»ne değgin bilgi gösterilebilirp Bunun gibi, bugün ülkemizde, yılda, 60 milyon liralık plak,13 50 milyon liralık oyuncak 14 satılmaktadır. 1969 yılında 8,5 milyon liralık eğlence yer leri reklamı yapılmıştır. IS Asa Briggs'in yukarıya aktar.dığımız yazısında öne sürdüğü koşulların bir ötekisi «reklama sarfedilen para»nın artmasıdır. Türkiye'de reklam harcamalarının yıldan yıla arttığı, 1968 ile 1969 yıllarının karşılaştırılmasıyle ortaya çıkmaktadır. 1968 yılında basın yoluyla yapılan reklamların tutarı 95 milyon iken, 1969 yılında 135 milyon olmuştur. teşebbüslere bırakılması ve hangilerinin ne gibi şartlarla devlet elinde kalması gerekti~ini tayinde kuııanaca~ımız ölçü devlet masraflarına karşılık bulmak ve bunu kolayca elde etmek hedefi yerine memleket Iktisadlyatını mali politikanın dar çerçevesinden kurtararak vatandaş faajlyetlne hasretmek bnkanlannı aramak ve hazırlamak olacaktır. Kazım ÖZTÜRK: Türkıye Cumhurlyetlerl Hükümetlerl ve Programları; AK Yayınları, İstanbul 1968, ss. 348 355. ıı Reklam,lAralık 1969, s.1. 13 Reklam, 26 Ocak 1970. 14 Reklam, 15 Aralık 1970. 15 Reklam, 23 Şubat 1970.

1970'LERİN GAZETE SATıŞLARıNı BAŞıNDA SAYILARLA TÜRK BASINI ETKiLEYEN GERÇEK NEDEN 79 Türkiye'de okur yazar oranında 20 yıl içinde büyük artış olmadığı halde, gazete satışlarının büyük ölçüde artmasını açıklay,.acak başka bir nedenin aranması gerektiğine yazımızın başında değinmiştik. Bu neden, Asa Briggs'in «reklama bu kadar çok para harcanmazsa, büyük tirajlı ucuz gazeteler olamazdı» yolundaki sözleri ve yukarıda sıraladığımız çeşitli örnekler ışığındakendiliğinden ortaya çıkmaktadır. 1950 lerde yeni bir «kitle toplumu» doğuyordu ve bu kitle toplumu kendine özgü «kitle basını»nı da doğuracaktı. Basın Dünyası adlı hültende yayımlanan yazısında Zeyyat Gören, konu ile ilgil'i olarak şunları yazıyor: «...İnın ve reklam son 5-10 sene öncesine kadar gazetelere kendiliğinden gelirdi. Daha doğrusu, 1-2 gazete ilan alır, diğerleri ya bazı desteklerle yuvarlanır gider veya bir müddet sonra kapanırdi. Esasen, Türkkamuoyunda ilana fazla değer verilmezdl Tüccar, esnaf, fabrikatör, malını satmak için ilan vermeği, emlakçı, komisyoncu başkasının malından alacağı komisyon için cebinden para harcamayı akıllarına geti rmezlerdi.» 1950'lerdeki değişmeyle tecimsel yarışma kaçınılmaz duruma,geldi ve dün reklama para harcamayı akıllarına getirmeyenler, bu yoldaki harcamaların yarışmanın bir gereği olduğunu gördüler. Böylece, önce reklam ajansıarının sayısı artmağa başladı. Öte yandan, Babıali'de de değişmeler görüldü. Zey yat Gören, Babıali'de görülen değişmeyi şöyle anlatıyor: «.. 0 1950'lerde Ba bıali'de yeni bir nesil, başka bir dünya görüşü, kültürü ve enerjisi ile yıllar boyunca devam edegelen klas.ik gazeteciliği değiştiriyordu. Uzun makale ve fıkraları ile ukauilık dolu gazetelerin yerini, bol haber ve bol resim almağa başlamıştı.... Bol resim ve kısa haberlerle dolu çıkan yeni gazeteler okuyucu miktarını artırdı. Diğer taraftan da gazetelerin tirajı yükseldi. Yüksek tirajlı gazeteler, ilan şirketlerinin diktasından çıkarak, ilan ücretleri ve ta rifelerini kendi tirajlarına göre ayarlamağa başladılar. ilan, artık eskiden olduğu gibi, usulen verilen bir şey değil, gazetede okunan faydalı bir konu haline gelrneğe başlamıştı. (... ) bugün mevcut ilan şirketleri sayısı 100'ü buldu.» Elbette, gözlenen gelişmelerin birbirine bağlı olduğunu gözden kaçırmamak gerekir. Ekonom1k düzende özelkesime ağırlık verilmesinin karar~ laştırılması, özel girişim sayısının artmasına yol açarken, reklam şirketlerinin çoğalmasına, gazetelerin yeni duruma ayak uyduracak biçimde yeni bir anlayışı benimsemelerine, bu yeni anlayışla daha çok okuyucu kazanmalarına ama daha çok okuyucuya ulaşabilecek güce erişmek için reklam gelirine gereksinmelerine; sayısı artan mal ve hizmet üreticilerinin ise reklam şirketleri ve gazetelere gereksinmelerine yol açmıştır. Tecimsel yarışmanın üretimin özel girişim eliyle yapılması durumunda ortaya çıktığını belirtmeye, elbette, gerek yoktur. Üretimin tek elden düzenlendiği ekonomik sistemlerde reklama gereksinilmez. Emlere değin, Türki ye'de ekonomik faaliyetin büyük yüzdesi devletin elindeydi. Gerek üretimin, gerekse dışalımın (ithalatın) devlet eliyle yapılması durumunda reklamın söz konusu olmayacağı bilinmektedir. Piyasaya, genellikle bir tek ürün sü

80 AMME İDARESi DERG1SI rulür. Mallar (ve dolayısıyle firmalar) arası yarışmaya yol açacak olan tüketici seçimi söz konusu değildir. Devletin piyasaya birden çok çeşitte mal sürmesi durumunda bile reklamdan yararlanmak yoluna gidilme:;:.. Oysa, kar etmeğe dönük bir ekonomik düzende, ister ithal yoluyla, ister üretimde bulunarak pazarı ele geçirmeğe, pazar payını artırmağa çalışan, dolayısıyle, yarışan firmalar bulunacaktır. Reklam harcamalarının artması, yarışan firma sayısının kabarmasıyle doğru orantıhdır)6 Mal ve hizmet üreticilerinin hangi sayılara ulaştıklarını bir,kaç örnekle görelim. 1969 yılı sonuna göre, ülkemizde SOO'ükamu, 6.l62'si özelkesime ilişkin olmak üzere, toplam 6.662 sanayi iş yeri vardırp ğinde Bugün İstanbul-İzmit arasında büyük yatırırnh ciddikuruluşlar niteli 130 fabrika yer almaktadır. ls Büyüklü küçüklü 63 cam fabrikasının yanı sıra,19 1970 başında 42'si Marmara, 8'i Ege, 6'sı Karadeniz, 2'si Orta Anadolu, I',İ Güney Anadolu Bölge sinde olmak üzere 59 konserve fabrikası bulunuyordu. 20 Plak yapımcıhğı birkaç yıl öncesine değin 5 büyük firmanın elinde iken, 1969 sonunda firma sayısı 70-80'e çıkmıştır. Plak fabrikalarının sayısı ise, 6 yıl içinde, 2'den ll'e YÜkselmiştir. ıl 1969 yılında 20 yerli, 20 yabancı olmak üzere 40 sigorta şirketi bulunmaktaydı. 22 Açıklandığına göre, 1951-1968 yılları arasında, - 18 yılda - ayni ve nakti olarak Türkiye'ye giren 101 milyon 170 bin 914 dolarhk yabancı sermayenin katkısıyla kurulmuş 121 tesis bulunmaktadır. 23 Kimin nereye, ne ölçüde reklam verdiğini araştıran Moran Reklam Araştırma Servisi'nin listesinde 240 marka ve 1.300 ayrı ürün yer almaktadır. 1969 yılında 4.646.335 TL tutarında reklam harcaması yapan alkolsüz. içkiler dalında yer alan içki adları şunlardır: Ankara Gazozu, Bosstay, Coca Cola, Çilingoz, Elvan, Fanta, Fruko, Has Portakal Özü, Kocataş, Kulüp, Oralet, Pepsi, Sunal Kokteyl, 7 Gün, Meysu, Aroma, Limpo, Taskobirlik Üzümsuyu vb. Mal ve hizmet üreticilerinin artması ve hele aynı işlevli malların çeşitli firmalarca üretilmesi reklam harcamalarını daha da artıracaktır. Bu bakım dan, gazetelerimiz, olanaklarını genişletrneğe, basım araçlarını yenilemeğe, 16 Bu konuda daha geniş tartışma için bakınız: Önder ŞENYAPILI: «Bir Kamuyla İlişkiler Sorunu olarak Reklamcılık», Amme İdaresi DergisI, Eylül 1971, ss. 90-116. 17 Reklam, 19 Ocak 1970. IS Reklam, 19 Ocak 1970. 19 Reklam, 2 Mart 1970. 20 Reklam, 12 Ocak 1970. 2ı Reldam, 26 Ocak 1970. 22 Reldam, 29 Aralık 1969. 2L Reklam, 19 Ocak 1970.

1970'LERİNBAŞINDA SAYILARLA TÜRK BASINI 81 daha geniş kitlelerce okunabilmeğe, dağıtımlarını daha iyi örgütlerneğe çaba göstermektedirler. Bir gazetenin satışı ile giderlerini karşıladığı, reklam gelirleri ile kazancını sağladığı kabul edilmekte ve bu kabule göre, yüksek tirajlı bir gazetenin ~o 65 oranında reklama yer vermesi, bugün, olağan sayılmaktadır. Gazetelerimizin ne oranda reklama yer verdiklerini ileride göreceğiz. Burada şunu belirtelim ki, bugün, yüksek tirajh gazetelerimizin reklamdan elde ettikleri gelirler milyonlarca TL dır. Yapılan araştırmalara göre, geniş kitlelerce okunan gazetelerimizin 1969 yılındaki reklam gelirleri şöyle saptanmıştır ;24 Reklam Geliri Ilan sayfası Tarifesi Süt/TL Hürriyet SS milyon TL 90 Milliyet 23»» 65 Tercüman 14»» 65 Cumhuriyet 9»» 50 Günaydın 7»» 75 Yeni Asır 6.5» }) 20 Akşam 4»» SO Saklarnbaç 3.8»» 30 Dünya 2.5»» 45 Son Havadis 2» }} 40 Ulus 1.5»» 25 Yeni Gazete 1»» 20 Bugün 1»» 35 Ege Ekspres 1»» 15 Demokrat lzmir 0.8»» 15 Adalet O.b»» 25 Gazetelerimizin reklam yoluyla büyük kazançlar sağlayınca, basım araçlarını yenilemek, İstanbul'dan başka, İzmir, ve Anadolu için Ankara'da ayrı basımlar yapmak yoluna gitmişlerdir. BabıaJi gazeteleri, daha 10-13 yıl önce başkent Ankara'da bile saat lo.ooo'dan, lloo'den önce okunamaz iken, bugün Türkiye'nin hemen tüm il merkezlerinde İstanbul gazetelerini günügününe okumak olanaklıdır. Öte yandan, Kasım 1969'dan bu yana «Reklam» adlı haftalık bir gazete yayınlanmağa başlamıştır. Reklamcılık ve pazarlama konularında haber ve makalelere yer veren adı geçen gazetenin amacının Türkiye'de renkli reklamı yaygınlaştırmak olduğu gözden kaçmamaktadır. Çeşitli iş kollarındaki firmaların renkl'i reklamı benimsemeleri durumunda açmazda kalabilecek 24 Gelirler, Reklam Gazetesi 2 Mart 1970, s. 3'ten, ilan sayfası tarifesi Reklam Gazetesi,lA Kasım 1969, s. 3'ten alınmıştır.

82 AMME İDARESİ DERGİSİ lerini farkeden yiiksek tirajlı gazetelerin çoğu off-set tekniğiyle basım ola nakları aramağa başlamışlardır. Bazıları varolan off-set basım şirketleriyle anlaşırken, bazıları bu tür basım araçları getirtmişlerdir. Bugün, en yüksek tirajlı LO gazetenin Ankara'da S'i, İstanbul'da 4'ü, İzmır'de 6'sl off-set basım tekniğiyle yayımlanmaktadır. Yüksek gelir, gazetelerimizin teknik donatım yönünden zenginleşmesine; gerek yönetim, gerek basım, gerekse dağıtım alanlarında örgütleşmelerine yol açmıştır. Yönetim açısından örgütleşme, kadroların genişlemesi, konulara göre iç uzmanlaşmanın doğması olarak ortaya çıkmaktadır. Yakın zamanadek tek bir yazı işleri müdürü tüm gazetenin - her konunun sorumlusu iken, bugün, büyük diye nitelenen gazetelerde genel yayın müdürünün altında, konulara göre sorumlu müdürler sıralanmaktadır. Basım işleri yönünden, yukarıda da değinildiği gibi, çağdaş basım tekniklcrinden ve araçlarından yararlanmak olanağını bulan gazetelerimiz, büyük yerleşme merkezler'inde ayrı basım yerleri kurmuşlardır. Bu, dağıtımınkolaylaşmas1uı da sağlamaktadır. En önemli örgütleşme dağıtım alanında görülmektedir. Gerek genel dağıtım örgütlerinin gelişmesi, gerekse gazetelerin kendi dağıtım araçlarını zenginleştirerek geniş ve hızlı dağıtım yapabilmeleri, okuyucu sayısını önemli sayıda etkilemiştir. GAZETELERİMİZİN tçl!:rigi Gelişmenin temelinde yukarıdaki etmenlerin yattığını sandığımızı belirttikten sonra, bu gelişmenin gazetelerimizin içeriğini nasıl etkilediğini araştırmak kaçınılmaz olmaktadır. En çok satışı bulunan gazetelerimiz arasından 9'unu seçerek bunları içerık yönünden inceledik. Aslında bu sayı, başlangıçta 12 idi. Fakat Yeni İstal1bıtl'un, son,kağıt z..ımlarından sonra yayın hayatından çekilmesi, Ulus gazetesinin el değiştirerek Barış adı altında yayımlanması ve Yeni Asır gazetesinin ise, çok satılmasına karşın hir bölge gazetesi niteliğini koruduğu nedenleriyle adı geçen üç gazeteyi araştırma dışında bıra'ktık. İncelenen gazeteler arasında yer alan Yeni Gazete, 10.000 çevresinde satışıyle en düşük satışı bulunan gazetedir. Ancak, çok okunan bir gazete olabilmek amacıyla yaptığı çeşitli atılımlar, tirajını yükseltmeğe yeterli olamamıştır. Hem bu yönden ilginç gözükmektedir, hem de 10.000 çevresinde satışı olan gazetelerden birinin de araştırmaya katılmasının yararlı olacağı düşünülmüştür. (Söz konusu gazete 1971 yılının sonlarına doğru kapanmıştır.) Araştırmamız, 6-11 nisan 1970 günleri yayımlanan gazeteleri kapsamaktadır. Pazar günleri, gazetelerin içeriklerinde belirgin değişiklikler gözlendiğinden ı 6 gün boyunca yayımlanan gazeteler incelenmiş, pazar gazeteleri in

] 970'LERİN BAŞıNDA SAYILARLA TÜRK BASıNı 83 celerne dışı bırakılmıştır. Normal günlerde gazeteyle birlikte verilen ekler hesaplamalara katılmamıştır. Bunun nedeni, bu eklerin düzensiz ve sı,k sık değişen biçimlerde verilmesidir. Ayrıca, 5-10 nisan 1971 günleri yayımlanan gazeteler de incelenmiş, bir yıl içinde büyük değişmelerin olmadığı gözlenmiştir. Dolayısıyle bu yazıda, yalnızca 1970 yılına ilişkin değerler verilmektedir. Gazete içeriğininkonulara göre oranları, gazetenin toplam (tüm sayfaları toplamı) yüzölçümüne göre hesaplanmıştır. Her gün için ayrı ayrı yapılan hesaplamalar 6 günün sonunda toplanmış ve ortalamalar bulunmuştur. Şimdi, gazetelerimizin (incelediğimiz 9 gazetenin) reklama ne ölçüde yer verdiklerini görelim. Reklam dışı Reklam dışı Reklam içerik Reklam içerik (%) (%) (%) (%) ---- ----- Hürriyet 54 46 Cumhuriyet 32 68 Saklambaç 12 88 Akşam 27 63 Günaydın 24 76 Son Havadis 21 79 Tercüman 30 70 Yeni Gazete 17 83 Milliyet C) 36,5 63,5 ORTALAMA 27 73 (*) Bu ve ilerdeki çizelgelerdeki Milliyet'e ilişkin oranlar 1971 yılına göredir. Görüldüğü gibi, en çok satılan gazetemiz sayfalarının yarısından çoğunu reklamlara ayırmaktadır. İngiliz gazetelerinde, 1965 Temmuz'una göre bu oranlar şöyledir: 25 Satış Reklam Reklam dışı içerik Sayfa Sayısı Oranı Oranı Sayısı (000) ---- (%) (%) Times 24 258 36 64 Guardian 22 276 37 63 Telegraph 32 1.351 s6 44 Mail 16 2.425 39 61 Express 16 4.042 39 61 Sun 14-1.361 31 69 Worker 4 60 4 96 Mirror 24 (*) 4.957 35 65 Sketch 20 (*) 826 20 80 (*) Küçük boyda yayımlanmaktadır. 25 Kaynak: Raymond Williams. Communications, Penguin Books, London 1968, s. 37.

AMME İDARESİ DERGİSİ İngiltere'de satış bakı-tnından beşinci sırayı alan gazete reklama en çok ver veren' gazetedir. Worker ve Skefch dışındaki gazetelerin ise reklama ayırelıklan yer oranı hemen hemen eşittir. Az sablrnaiatına karşın, Times ve (-;uardin «okuyucuların sosyal ve ekonomik durumları reklam verenleri çektiği için) sayfalarının iiçte birinden daha çoğunu reklama ayırmaktadırlar. Worker, hem satışının düşük olması, hem de politik tutumu yüzünden az reklam alabilmektedir. 1965 Temmuz'unda yapılan bu araştırmaya göre, İn Basını ortalama olarak % 33 oranında reklamlarla donatılıdır. 1961 Temmuz'unda bu oran % 31 idi.2 6 Ti.irk Basını ise, sayfalarının ortalama % 27'sini reklamlara ayırmaktad,r. 191O'larda (Yalman'ın araştırmasına göre),bu oran 0 19 idi. Yukardaki iki çizelge incelendiğinde, gerek İngiliz, gerekse Türk Basınınch reklqm tutarının, gazatenin «popüler», ya da «nitelikli» oluşuyle bağımlı olmadığıgözlenmektedir. İngiltere'de Telegraph; Türkiye'de Hürriyet bir vana b1rakı1acak olursa, gazeteler, yalnızca" satışlarının çokluğuna bağlı olarak siyasal tutumları, yöneldikleri okuyucu kitlesinin sosyal ve.:i~i);ıo'11ik durumu, vb. nedenlerle de, yaklaşık oranlarda reklam alabilmektcdirler: Nitekim, Cumhuriyet Gazetesinin % 32 oranında reklama yer ver '-ıcsi, (satış bakımından 6. sırayı almasına ka'işı1ık) bu görüşü doğrulayıcı niteliktedir. (Araştırmanın yapıldığı sıralarda Cumhuriyet ile Özel Kesim arasında reklam savaşı henüz keskin olarak belirmemiştl) R~vınond Williams, iki Dünya Savaşı arasına rastlayan yıllardan bu yana!!azetelerin belli oranlarda reklama yer,verdiklerini aşağıdaki çizelgeye rbvzmarak belirtmektedir. 1937 1955 1961 1965 Times 33 40 32 36 Mail 41 36 32 39 Min~or 26 34 33 35 Yukarıdaki çizelge, aynı zamanda, klasik terimlerle, «nitelikli» ya da '(a~ırbaşlı» (Times), «popüler» (ya da Türkiye'de daha çok kullanılan terimlc «bulvar gazetesi») (Mail), «küçük boyutlu» (tabloid) (Mirror) diye ır.ılan gazetelerin belli ölçülerde reklama dayanmalarının, zamanımızın orta le bir özelliği olduğunu göstermektedir. «Reklam» başlığı altında toplanan gazete aslında çok çeşitlidir. R"l':mond Williams, (Türk, basınındaender rastlanan) pres6j reklamları, gereklamları, otomobil, içki ve sigara; öteki tüketim malları, yiyecek, ilaç, çeşitli mal ve hizmet reklamları olmak üzere, reklamları 8 gruba ayıra ~':ı'<, h<:1ngi.gazetenin, hangi konuda çok rcklamyaptığmı da araştırn;ııştır. Bı! ar<:1ştırma sonucunda, "bazı konulardaki reklamlara bazı gazetelerde hiç \'cr verilmediği, bir bakıma reklam konularında' bir «uzmanlaşma»nın varrııduğu ortaya çıkmaktadırp Biz böyle bir ayrıma ve araştırmaya gitmedik. 26 Ra"mond Williams. a.g.e., s. 37. Raymond Williams. a.g.e:, ss. 38-39.'

1970'LERİN BAşıNDA SAYILARLA TÜRK BASINI 85 Genel gözlemimize göre, Türkiye'ue.her türlü reklam, her tür glzi..:tec.lc yayımlanabilmektedir. «Uzmanlaşma» henüz keskin olarak bellrmemiştir. Ama gene de, küçük çapta varolduğu söylenebilir. (Örneğin, Saklal11baç de plak, eğlence yerleri vb. reklamlar daha geniş çapta yayımlanmaktadır.) Tevfik Çavdar'dan öğrendiğimize göre, Nisan 1909 ile Ekim 1911 arası İstanbul Basınının bir sayısal ayrışımi (analizi) Ahmet Emin Yalman ta rafından yapılmıştır. 28 Yalman'ın araştırması 60 yıl önceki Türk Basını ile bugünkü Türk Basinı'nı Karşılaştırma olanağı verdiği için, bizce büyük önem taşımaktadır. Bu bakımdan, Çavdar'ın yapıtındaki satırları aşağıya aktarmakta yarar görmektey.iz. «Türk Basın Bürosu'nun verdiği bilgilere göre 1913 yılındaki belli başlı günlük gazeteler (İstanbul'da yayınlananlar şunlardır: Tanin (6 sayfa) Sabah (4») İkdam (6 )}) T ercüman-! Hakikat (4») Tasviri Efkar (6») İkdam (4») Bunlar dışında resmi gazete olarak da «Takvim-i Vakayi" yayımlanmaktadır.» «O dönemde çıkan gazetelerin kapsadıkları konular yönünden yapılacak bir analizin zamanını dikkatle seçmek gerekiyordu. Büyük, toplumu sarsıcı olayların olduğu bir z::ımanda yapılacak incelemeler, Türk basınının normal koşullar altında hanei konulara eğildiğini göstermekten uzak olacaktır. Ahmet E.min YaIrnan da aynı sakıncayı ileri silrerek, olayların durolduğu. Nisan 1909 ile Ekim 1911 arasını inceleme için ele alıyor.» «Önce iradi olarak, o günlerin değişik yönlerden, önemli altı günlük gazetesini seçiyor. Bunlar destekledikleri gruplar itibariyle şu gazetelerdir: (Hükümet taraftarı) Tanin Sabah (Bağımsız, Muhalefete s'.:mpatisi var) Yeni Gazete (Bağımsız, Hükümete sempatisi var) İkdam (Ilımh muhalif) Alemdar (Muhalif) Tanzimat (Aşırı so]) Bu seçim bir çok yönlerden eleştirilebilir. Ne var ki o günlerde, olayıarın içinde yaşamış bir incelemecinin bugünkü koşullara göre eleştirisini yapmak jnsaf sınırını aşar.» 28 Tevfik. ÇAVDAR, «Milli Mü<;~dele Başlarken Sayılar,la... Yaziyet ve Manzara-i Umumiye», Milliyet Yayınları, ıstanbul 1971, ss. 108 113. ÇuYdaı:'ılı: 108. sayfadaki dip notuna göre, söz konusu araştırma için verilen bilgi şöyledir: Ahmet Emİri (Yalınan), «The DevelOpment of Modern Turkey as Measured by its Press,» Columbia ljr1hersity, New York, 1914.

86 AMME İDARESİ DERGİSİ «Gazetelerin seçiminden sonra, araştırmacının anlattığına göre, zaman içersinde bir örnekleme yapılarak, gazetelerin herbirinden değinilen dönem içersinde yirmi sayı seçilmiş. Seçilen sayılardaki yazıların işgal ettiği yüz ölçümlerine göre önce genel konular bakımından; sonra da belirli konular açısından iki tablo meydana getirilmiş. Bu tablolar aşağıdadır: Konulann İşgal Ettikleri Yözölçümüne Göre Oransal Dağılımı Yeni Tanin Alemdar Tanzimat İkdam Gazete Sabah Makaleler 6.17 9.25 11.20 6.28 10.17 11.74 İktibaslar 6.93 8.89 16.72 12.68 6.44 7.17 Özel makale ve Romanlar 17.92 19.08 14.48 10.85 11.48 12.07 Haberler 45.36 52.72 55.39 43.35 53.46 47.14 İlanlar 23.62 10.06 221 26.84 18.45 21.88 BelkU K.onulann İşgal Ettikleri Yözötçümüne Göre Oransal Dağılımı Tanin Alemdar Tanzimat İkdam Yeni Gazete Sabah Dünya Politikası 4.50 6.49 15.54 8.78 6.25 5.43 Türk Dış Politika 11.11 8.80 10.15 6.61 9.85 8.90 Genel İç Politika 4.42 11.28 5.87 11.44 5.52 8.24 Parlamento 5.18 4.20 8.09 5.20 4.72 4.40 Parti Politikası 5.16 11.05 30.47 6.10 1.71 0.58 Okuyuculann siyaset üstüne mektuplan 1.84 9.38 5.21 0.56 1.13 0.80 İktisat 2.95 2.85 4.26 3.28 4.26 8.66 Din 1.04 1.30 0.84 0.49 1.27 0.50 Askeri Konular 5.40 2.88 2.71 1.15 3.60 1.45 Kültür ve Bilim 15.67 10.10 6.16 7.36 14.39 11.96 Muhakeme Haberleri 222 1.82 0.28 0.95 3.45 1.23 Sağlık ve Belediye Konulan 2.70 3.17 1.56 3.15 4.60 8.55 Cinayet vb. haberi 2.75 2.96 2.02 3.49 6.36 1.63 Okuyucu Mektupları 1.26 1.23 0.53 2.48 2.13 2.06 Roman ve Hikaye 7.81 7.49 5.79 6.49 10.59 Resmi ilan 8.27 0.95 2.33 2.11 3.26 Eğitim ilan. 3.38 0.85 0.66 3.09 1.73 3.70 Reklam 1129 7.69 1.22 21.00 14.46 13.31 Kişisel ilanlar 0.68 0.74 0.33 029 0.19 0.74 Yukandaki çizelgelere yazunızın öndeki bölümlerinde değineceğiz ve bugünkü,basınımızla,karşılaştıracağız. Ancak, burada, Tevfik Çavdar'ın bu iki tabloya ilişkin olarak söylediklerini aktarınakta yarar vardır: