T.C. NEVŞEHİR VALİLİĞİ İL ÇEVRE ve ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ

Benzer belgeler
T.C. NEVŞEHİR VALİLİĞİ

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI KAPADOKYA GEZİSİ RAPORU

T.C. NEVŞEHİR VALİLİĞİ İL ÇEVRE ve ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz.

Muhteşem Pullu

T.C. NEVŞEHİR VALİLİĞİ İL ÇEVRE ve ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ

Ramazanoğlu Medresesi: 1540 yılında yapılmış klasik Osmanlı medresesidir.

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

CAPPADOCIA ULTRA TRAIL

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

ŞANLIURFA YI GEZELİM

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ

HALFETİ İLÇEMİZ. Halfeti

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ

KAPADOKYA. Melih ÖZTEKİN. Eralp ÖZYAĞCI. Mert ÇİL. Başak DEMİRBAŞ

AKSARAY Aksaray ın Tarihçesi "Şehr-i Süleha"

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

İL ÇEVRE DURUM RAPORU

Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ)

16 18 EKİM 2014 KAPADOKYA TURU

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ. Selçuklu Dönemi Yapıları ile Bahçe ve Peyzaj Sanatı

Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

PERVARİ İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

No İlçesi Eserin adı Adresi Pafta Ada Parsel 1 Merkez Nevşehir Kalesi Merkez Damat İbrahimpaşa Külliyesi Merkez Tahtalı Cami 28

Abd-i Kethüda (Cücük) Camisi

Adıyaman'ın İsmi Nereden Geliyor?

TARİH BOYUNCA ANADOLU

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 2 SASANİLER-İSPANYA EMEVİLERİ-TULUNOĞULLARI

Aktiviteler. Aşağıda Alan Turizm ile yapmış olduğumuz ortak aktiviteler bulunmaktadır.lütfen her konuda bizden bilgi almakta

BİRECİK İLÇEMİZ Fırat ta Gün Batımı

Kapadokya Turu 2015 Tur Genel Tanımı Neler Yapılır?

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

Kapadokya Turu 2015 Tur Genel Tanımı Neler Yapılır?

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

Üç Şerefeli Camii. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

YAPILAN İŞLER LİSTESİ

AYASULUK TEPESİ VE ST. JEAN ANITI (KİLİSESİ) KAZISI

KARAMAN ERMENEK BALKUSAN KÖYÜ

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 ULUDERE

CAMÝÝ VE MESCÝTLER. Nevþehirli Damat Ýbrahim Paþa Camisi (Kurþunlu Cami) (Merkez)

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ

Roma mimarisinin kendine

Tur Danışmanımız: Ali Canip Olgunlu

GEZİ PLANI 04/EKİM/2013 (09:00-18:00) Gezide ulaşım ücretsiz olup yemek katılımcıların sorumluluğundadır.

TOKAT DOĞAL SİT ALANLARI

2. İstanbul Boğazı 31 kilometre uzunluğundadır. 3. İstanbul Boğazı Asya ve Avrupa yı birbirinden ayırır. 4. İstanbul Boğazını turistler çok severler.

ILISU KASABASI. Ramazan ÖZDEMİR TC AHİLER KALKINMA AJANSI AKSARAY YATIRIM DESTEK OFİSİ

STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI. Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur.

2016 Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

Edirne Köprüleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

2500 YILLIK YERLEŞİM YERİ: AVŞAR AVŞAR DA ÖREN YERLERİ

NEVŞEHİR İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI

SİVEREK İLÇEMİZ. Siverek

İzmir den İstanbul a akşamüstü uçağı.

ERUH İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

Turizmde Arz (Tarihsel Çekicilikler)

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 SİLOPİ

FOSSATİ'NİN "AYASOFYA" ALBÜMÜ

SELANİK ESKİ CUMA CAMİSİ

Antik dönemde adı Nyssa olan Nevşehir, NEVŞEHİR TARİHİ

TUR 1 - ĠSTANBUL KLASĠKLERĠ

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

BEÇİN KALESİ KAZISI KALE ÇEŞMESİ SONUÇ RAPORU

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI

2016 Özalp Tarihçesi: Özalp Coğrafyası: İlçe Nüfus Yapısı: Yaş Grubu Erkek Kadın Toplam 0-14 Yaş Yaş Yaş Yaş Yaş

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

T.C. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Düzce Yatırım Destek Ofisi Yatırıma Uygun Turizm Alanları Raporu Sektörel Raporlar Serisi IX

ANTAKYA SAMANDAĞ GEZİSİ I 25 HAZİRAN 2012 MUSA DAĞI SİMON DAĞI

Kurşunlu Camii. Kayseri deki Sinan. Kurşunlu Camii, klasik dönem Osmanlı mimarisinin Kayseri deki özgün eserlerinden biridir. 16.

BİLİNMEYEN BİR KAPADOKYA NIN PEŞİNDEN Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum? Yazılarımda marka olmuş yerleri anlatmaktan öte, hak ettiği halde pek

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

Edirne Hanları - Kervansarayları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

İzmir İli Arkeolojik Yüzey Araştırmaları

HABERLER ÖZBEKİSTAN-TÜRKİYE ULUSLARARASI ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR PROJESİ: ÖZBEKİSTAN DA YERKURGAN MERKEZ TAPINAĞI 2013 YILI ARKEOLOJİK KAZI ÇALIŞMASI


Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: ).

ŞANLIURFA ARKEOLOJİ MÜZESİ

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

ARTUKLU DÖNEMİ ESERLERİ Anadolu da ilk köprüleri yaptılar.

FATİH SULTAN MEHMET İN Sarayları

KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

Sunuş. Kayseri Kültür Yolu Gezi Rehberi

Tarihi ve bugünü ile. Her an Harran

NEVŞEHİR MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ. Nevşehir de Göçmen Eğitimi Uygulamaları ve Sorunları

BAYKAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

Transkript:

T.C. NEVŞEHİR VALİLİĞİ İL ÇEVRE ve ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ NEVŞEHİR İLİ 2009 YILI ÇEVRE DURUM RAPORU 2009 NEVŞEHİR

İÇİNDEKİLER Sayfa No A-COĞRAFIK KAPSAM A. 1. Giriş 1 A. 2. İl ve İlçe Sınırları 5 A. 3. İlin Coğrafi Durumu 19 A. 4. İlin Topografyası ve Jeomorfolojik Durumu 19 A. 5. Jeolojik Yapı ve Stratigrafi 23 B - DOĞAL KAYNAKLAR B. 1. Enerji Kaynakları 28 B. 2. Biyolojik Çeşitlilik 29 B. 3. Toprak 32 B. 4. Su Kaynakları 33 B. 5. Mineral Kaynakları 33 C- HAVA (ATMOSFER VE İKLİM) C. 1. İklim ve Hava 36 C. 2. Havayı Kirletici Gazlar ve Kaynakları 40 C. 3. Atmosferik Kirlilik 40 C. 4. Hava Kirleticilerinin Çevreye Olan Etkileri 40 D-SU D. 1. Su Kaynaklarının Kullanımı 42 D. 2. Doğal Drenaj Sıstemlerı 44 D. 3. Su Kaynaklarının Kirliliği ve Çevreye Etkileri 44 D. 4. Su ve Kıyı Yönetimi, Strateji ve Politikaları 44 D. 5. Su Kaynaklarında Kirlilik Etkenleri 45 E-TOPRAK ve ARAZİ KULLANIMI E. 1. Genel Toprak Yapısı 46 E. 2. Toprak Kirliliği 46 E. 3. Arazi 47 F-FLORA-FAUNA VE HASSAS YÖRELER F. 1. Ekosistem Tipleri 49 F. 2. Flora 50 F. 3. Fauna 51 F. 4. Hassas Yöreler Kapsamında Olup (*) Bölümdeki Bilgilerin 54 G-TURİZM G. 1. Yörenin Turistik Değerleri 70 G. 2. Turizm Çeşitleri 71 G. 3. Turistik Altyapı 74 G. 4. Turist Sayısı 75 G. 5. Turizm Ekonomisi 75 G. 6. Turizm-Çevre İlişkisi 75 H-TARIM VE HAYVANCILIK H. 1. Genel Tarımsal Yapı 76 H. 2. Tarımsal Üretim 78 H. 3. Organik Tarım 82 H. 4. Tarımsal İşletmeler 82

H. 5. Tarımsal Faaliyetler 82 I- MADENCİLİK I. 1. Maden Kanununa Tabii Olan Madenler ve Taş Ocakları 84 I. 2. Madencilik Faaliyetlerinin Yapıldığı Yerlerin Özellikleri 87 I. 3. Cevher Zenginleştirme 87 I. 4. Madencilik Faaliyetlerinin Çevre Üzerine Etkileri 87 I. 5. Madencilik Faaliyetleri Sonucunda Arazi Kazanım Amacıyla 87 J-ENERJİ J. 1. Birincil Enerji Kaynakları 88 J. 2. İkincil Enerji Kaynakları 89 J. 3. Enerji Tüketiminin Sektörlere Dağılımı 89 J. 4. Enerji Tasarrufu İle İlgili Yapılan Çalışmalar 89 K-SANAYİİ VE TEKNOLOJİ K.1. İl Sanayiinin Gelişimi, Yer Seçimi Süreçleri ve Buna Etkileyen 91 Etkenler K. 2. Genel Anlamda Sanayinin Gruplandırılması 91 K. 3. Sanayiinin İlçelere Göre Dağılımı 91 K. 4. Sanayi Gruplarına Göre işyeri Sayıları ve İstihdam Durumu 92 K. 5. Sanayi Gruplarına Göre Üretim Teknolojisi ve Enerji Kullanımı 92 K. 6. Sanayiden Kaynaklanan Çevre Sorunları ve Alınan Önlemler 93 K. 7. Sanayi Tesislerinin Acil Durum Planı 93 L-ALTYAPI, ULAŞIM VE HABERLEŞME L. 1. Altyapı 94 L. 2. Ulaşım 96 L. 3. Haberleşme 97 L. 4. İlin Plan Durumu 97 L. 5. İldeki Baz İstasyonu Sayısı 98 M-YERLEŞİM ALANLARI VE NÜFUS M. 1. Kentsel ve Kırsal Planlama 103 M. 2. Altyapı 108 M. 3. Binalar ve Yapı Çeşitleri 108 M. 4 Sosyo-Ekonomik Yapı 110 M. 5 Yerleşim Yerlerinin Çevresel Etkileri 111 M. 6. Nüfus 114 N- ATIKLAR N. 1 Evsel Katı Atıklar 116 N. 2 Tehlikeli ve Zararlı Atıklar 116 N. 3 Özel Atıklar 116 N. 4. Diğer Atıklar 118 N. 5. Atık Yönetimi 118 N. 6 Katı Atıkların Miktar ve Kompozisyonu 118 N. 7 Katı Atıkların Biriktirilmesi, Toplanması, Taşınması Ve Aktarma 118 Merkezleri N. 8. Atıkların Bertaraf Yöntemleri 119 N. 9. Atıkların Geri Kazanımı ve Değerlendirilmesi 119 N. 10. Atıkların Çevre Üzerindeki Etkileri 119 O- GÜRÜLTÜ VE TİTREŞİM O. 1. Gürültü 120 ii

O. 2. Titreşim 121 P- AFETLER P. 1. Doğal Afetler 122 P. 2. Diğer Afetler 123 P. 3. Afetlerin Etkileri ve Yardım Tedbirleri 123 R- SAĞLIK VE ÇEVRE R. 1. Temel Sağlık Hizmetleri 125 R. 2. Çevre Kirliliği ve Zararlarından Oluşan Sağlık Riskleri 125 S. ÇEVRE EĞİTİMİ S. 1. Kamu Kuruluşlarının Çevre Eğitimi ile İlgili Faaliyetleri 131 S. 2. Çevreyle İlgili Gönüllü Kuruluşlar ve Faaliyetleri 131 T- ÇEVRE YÖNETİMİ VE PLANLAMA T.1. Çevre Kirliliğinin ve Çevresel Tahribatın Önlenmesi 132 T.2. Doğal Kaynakların Ekolojik Dengeler Esas Alınarak Verimli 132 Kullanımı, Korunması ve Geliştirilmesi T.3. Ekonomik ve Sosyal Faaliyetlerin, Sonuçlarını Çevrenin Taşıma Kapasitesini Aşmayacak Biçimde Planlaması T.4.Çevrenin İnsan-Psikososyal İhtiyaçlarıyla Uyumunun Sağlanması 132 T.5. Çevre Duyarlı Arazi Kullanım Planlaması 132 132 iii

TABLOLAR Sayfa No Tablo B.1: Aylık Ortalama Güneşlenme Süresi ( Saat, dakika) 28 Tablo B.2: Dadağı-Arafa Kömür Özellikleri 28 Tablo B.3: Ormanlık Alan Bilgileri 29 Tablo B.4: Nevşehir İli Yer Altı Suyu Kaynakları Kullanım 33 Durumu Tablo B.5: Nevşehir İli Metalik Maden Envanteri 35 Tablo C.1: Rüzgar bilgileri 36 Tablo C.2: Basınç bilgileri 36 Tablo C.3: Nem bilgileri 36 Tablo C.4: Sıcaklık bilgileri 36 Tablo C.5: Buharlaşma bilgileri 37 Tablo C.6: Yağmur bilgileri 37 Tablo C.7: Kar, dolu, sis ve kırağı bilgileri 37 Tablo C.8: Isınma Amaçlı İthal Kömürün Özellikleri ve Sınırları 38 Tablo C.9: Sanayi Amaçlı İthal Kömürün Özellikleri ve Sınırları 39 Tablo C.10 Yerli Kömürün Özellikleri ve Sınırları 39 Tablo C.11 : Belde ve Köylerde Kullanılacak Yerli Kömürlerin Özellikleri 39 Tablo D.1: Nevşehir Su Kaynakları 42 Tablo D.2: Akarsu Bilgileri 43 Tablo E.1: Genel Arazi Dağılımı 47 Tablo F.1: Ormanların Hakim Ağaç Türlerine Göre Dağılımı 49 Tablo F.2: İşletme Sınıfı ve Kapalılığa Göre Orman Alanlarının 49 Dağılımı Tablo F.3: Sahipli Hayvan Bilgileri 52 Tablo F.4: Sahipsiz Hayvan Bilgileri 52 Tablo F.5: Hayvan Hakları İhlalleri Hakkında Bilgiler 53 Tablo F.6: Göreme Tarihi Milli Parkı Coğrafi Durum 57 Tablo F.7: Sahanın Adı ve İdari Durumu 58 Tablo G.1:Ziyaretçi Durumları 75 Tablo H.1: Ekilebilir Arazi Dağılımı 76 Tablo H.2: Önemli Tarım Ürünleri Üretim, Pazarlama ve Tüketim Durumu 76 Tablo H.3: Hayvansal Ürün Miktarları 77 Tablo H.4: Tarım Alet Makina Sayıları 77 Tablo H.5:Tarla Bitkileri Üretim Miktarı 78 Tablo H.6: Buğday Üretim Miktarı 79 Tablo H.7: Baklagiller Üretim Miktarı 79 Tablo H.8: Meyve Üretimine Ait Bilgiler 79 Tablo H.9: Bağ Üretim Miktarı 80 Tablo H.10: Sebze Üretimine Ait Bilgiler 80 iv

Tablo H.11: Büyükbaş Hayvancılığa Ait Bilgiler 81 Tablo H.12: Küçükbaş Hayvancılığa Ait Bilgiler 81 Tablo H.13: Kümes Hayvancılığı Bilgileri 81 Tablo H.14: Arıcılık Bilgileri 82 Tablo I.1: İlimizdeki Sanayi Madenleri Bilgileri 84 Tablo I.2: Metalik Maden Bilgileri 85 Tablo I.3: Linyit özellikleri 85 Tablo J.1: Jeotermal envanteri 89 Tablo L.1: Temiz Su Sistemi Bilgileri 94 Tablo L.2: Yeşil Alan Bilgileri 95 Tablo L.3 : Baz İstasyonları Bilgileri 98 Tablo M.1: Kentsel gelişme alanı bilgileri 105 Tablo M.2: Üniversite öğrenci sayısı 108 Tablo M.3: Büro ve Dükkânlara Ait Bilgiler 109 Tablo M.4:Yaş Gruplarına göre nüfus dağılımı 114 Tablo N.1: İl Merkezi Tıbbi Atık Miktarları 117 Tablo P.1: İlçelerimizin Deprem Bölgeleri Haritasındaki Yeri 114 Tablo R.1: Sağlık Kurumlarının İlçelere Göre Sayısı 125 Tablo R.2: Bulaşıcı Hastalıklarla İlgili Bilgiler 125 Tablo R.3.: Zoonotik Hastalıklar 126 Tablo R.4: Uygulanan tüm Antijenlerin Dağılımı 126 Tablo R.5: Bebek Ölüm Nedenleri 127 Tablo R.6: Ölümlerin Yaş Gruplarına Göre Dağılımı 127 Tablo R.7: Aile Planlaması Çalışmaları 128 Tablo T.1: ÇED Gerekli Değildir kararı verilen faaliyetler 133 v

ŞEKİLLER Sayfa No Şekil A.1: Nevşehir İl ve İlçe Sınırları 5 Şekil A.2: Açık saray harabeleri 8 Şekil A.3: Balondan bir görünüm 22 Şekil A.3: Peri bacaları 27 Şekil B.1: İlimizdeki bir tuz madeni 34 Şekil E.1: Arazi Dağılımı 47 Şekil F.1: Uçhisar Kalesi 60 Şekil F.2: Paşabağı peribacaları 63 Şekil F.3: Vadiden bir görünüm 64 Şekil G.1:Hacıbektaş Veli Türbesi 72 Şekil G.2: Atlı doğa gezisi 72 Şekil G.3: Golf alanı 73 Şekil G.4: Balon uçuşları 74 Şekil H.1: Ekilebilir Arazi Dağılımı 76 Şekil I.1: Tuz Madeni 84 Şekil I.2:Kireç ocağı 86 Şekil I.3:Kum ocağı 86 Şekil L.1: Orman Haftası ağaçlandırma çalışmaları 93 Şekil M.1: Katı atık deponi sahası 112 Şekil M.2: Yaş nüfus dağılımı 114 Şekil P.1: Nevşehir İli Deprem Bölgeleri Haritası 122 vi

LİSTELER Sayfa No Liste B.1: IUCN-Red Data Book V ve R Kategorisinde bulunan türler 31 vii

COĞRAFİK KAPSAM A.1. GİRİŞ Nevşehir, İç Anadolu Bölgesi nde 38º-39º kuzey enlemleri ile 34º-35º doğu boylamları arasında bulunmaktadır. İlin sınırını doğuda Kayseri, batıda Aksaray, güneyde Niğde ve kuzeyde Yozgat ile Kırşehir oluşturmaktadır. Nevşehir ilinin yüzölçümü 5.386 km2dir. Kızılırmak vadisinin güney yamacına kurulmuş olan İl merkezinin rakımı 1.150 m dir. İl, doğudan batıya doğru inildikçe çukurluğu artan Kızılırmak vadisinin ikiye ayırdığı, güney ve kuzey bölgelerine doğru gidildikçe yükselen bir konum arz eder. Nevşehir, tarih ve doğanın iç içe geçerek, bütünsel bir güzellik sergilediği beldeleri ve bölgede yaşamış uygarlıkların zenginleştirdiği kültürel birikimi ile Türkiye nin eşsiz turizm cennetlerinden biridir. Erciyes Dağı ile Hasan Dağının aktif birer yanardağ olduğu dönemlerde püskürttükleri lav ve tüflerin milyonlarca yılda yağmur, rüzgâr, akarsular gibi etkenler yoluyla aşınması sonucu oluşan ve şeklinden dolayı peribacası olarak adlandırılan, dünyada bu kadar yoğun örneği olmayan oluşumlar, bölgemizde turizmi etkileyen en önemli doğal kaynaktır. Peribacaları gibi ilginç jeolojik yapıların yanı sıra, kayalara oyulan yerleşim yerleri de ender doğal ve kültürel merkezlerdendir. Yapılan kazılardan elde edilen bilgilere göre Nevşehir İli nin M.Ö 3000 yıllarına kadar uzanan bir tarihi olduğu anlaşılmaktadır. İlimiz tarih öncesi çağlardan beri yerleşmeye sahne olmuştur. Yer altı kaynakları bakımından zengin olan Nevşehir in Acıgöl ve Derinkuyu yörelerinde perlit; Avanos ta kaolin, Gülşehir de barit, tuz ve linyit bulunmaktadır. İlimiz toprakları yer altı suları bakımından da zengin olup, Kozaklı ilçesinde kaplıcalar bulunmaktadır. A.1.1. Nevşehir in Tarihi Gelişimi Nevşehir, ilk dönemlerde Nyssa, daha sonraki dönemlerde Soandos Nisa ve Muşkara adları ile anılmıştır. İlinin en eski yerleşim yeri Gülşehir ilçesi Civelek Mağarası nda görülür. Yapılan kazılar sonucunda Eski Tunç Çağı na (M.Ö. 3000 2000) ve Assur Ticaret Kolonileri Çağı na (M.Ö.2000 1750) ait eserler ele geçmiştir. Nevşehir civarında bulunan çok sayıdaki höyüklerde özellikle Eski Tunç Çağı na ait kalıntılar tespit edilmiştir. M.Ö. 2000 1750 yılları arasında Kuzey Mezopotamya da yaşayan Assur tacirler Anadolu da ticari koloniler kurarak ilk ticaret örgütünü oluşturmuşlardır. Bu ticaretin merkezi Kayseri Kültepe, Kaniş-Karum dur. (Karum: Ticaretin yapıldığı pazaryeri, ticari organizasyonun yapıldığı yer, liman, koy anlamındadır.) Belgelerde adı geçen ve yeri saptanabilen karumlardan biri de Karum-Hattuş tur (Boğazköy). Karumlardan daha küçük pazaryerleri ise Wabartum olarak adlandırılmıştır. Nevşehir civarında sayısız wabartumlar tespit edilmiş ancak bu yerleşim yerlerinde yazılı belge bulunamadığından yerleşimlerin wabartum adları bilinememektedir. M.Ö. II. binin başlarında Avrupa dan Kafkaslar üzerinden gelerek Kapadokya Bölgesi ne yerleşen Hititler, daha sonra yerli halkla kaynaşarak imparatorluk kurmuşlardır. Dilleri Hind-Avrupa dil grubundandır. Başkentleri Hattuşaş (Boğazköy) olan Hititlerin önemli şehirleri Alacahöyük ve Alişar dır. Kapadokya Bölgesi nde bulunan bütün höyüklerde Hititlere ait kalıntılara rastlamak mümkündür. Friglerin Orta Anadolu nun önemli kentlerinin hemen hepsini yıkarak Hitit İmparatorluğu nu ortadan kaldırılmasından sonra Orta ve Güneydoğu Anadolu da Geç Hitit Krallıkları ortaya çıkmıştır. Kapadokya Bölgesi ndeki Geç Hitit Krallığı ise Kayseri, Niğde,

Nevşehir i içine alan Tabal Krallığı dır. Bu döneme ait Gülşehir-Sivasa (Gökçetoprak), Acıgöl-Topada, Hacıbektaş-Karaburna Köyü nde Hitit Hiyeroglifi ile yazılmış kaya anıtları bulunmaktadır. Kimmerler in Frig egemenliğine son vermesi sonucu Anadolu da Medler (M.Ö. 585), daha sonra da Persler (M.Ö. 547) görülür. Eski Pers dilinde Katpatuka olarak adlandırılan Kapadokya bölgesi, Cins Atlar Ülkesi anlamına gelmekteydi. Persler, Zerdüşt dinine bağlı olduklarından ve ateşi kutsal saydıklarından bölgedeki volkanları özellikle Erciyes ve Hasandağı nı kutsal saymışlardır. Persler, Kapadokya dan geçerek başkentlerini Ege ye bağlayan, Kral Yolu nu geliştirmişlerdir. Makedonya Kralı İskender M. Ö. 334 ve 332 de Pers ordularını arka arkaya bozguna uğratarak bu büyük İmparatorluğu yıkmıştır. İskender, komutanlarından Sabiktas ı bölgeyi denetimi altına almakla görevlendirince, halk buna karşı çıktı ve eski Pers soylularından Ariarathes i kral ilan etti. I. Ariarathes (M.Ö. 332-322) Kapadokya Krallığı nın sınırlarını genişletti. Kapadokya Krallığı, Roma nın bir eyaleti olduğu M.S. 17 yılına kadar varlığını korumak için Makedonyalılarla, Pontuslularla, Galatlarla, Romalılarla mücadele etmiştir. M.S. 17 de Tiberius Kapadokya yı Roma ya bağlayarak bölgedeki kargaşaya son verdi. Romalılar bölgeyi ele geçirdikten sonra batıya bir yol yaparak Ege ye ulaşımı sağladılar. Bu yol hem askerî hem de ticari açıdan önemliydi. Bu sırada Anadolu da yayılmaya başlayan ilk hristiyanların bir kısmı büyük şehirlerden köylere göç etmeğe başladılar. Kayseri nin önemli bir din merkezi haline geldiği 4. yüzyılda, kayalık Göreme ve çevresini keşfeden hristiyanlar, Kayseri Piskoposu da olan Aziz Basil in dünya görüşünü benimseyerek kayalar içinde manastır hayatını başlattılar. 2. yüzyıl sonlarında Kapadokya da önemli sayıda hristiyan toplulukları bulunmaktaydı. 3. yüzyılda kuvvetli şahsiyete sahip rahipler bölgeyi dini düşünce ve yaşantının merkezi haline getirdiler. 4. yüzyılda Kapodokya üç büyük azizin (Kayseri Piskoposu Büyük Basil, kardeşi Nyssalı Gregory ve Nazianuslu Gregor) memleketi olarak bilinirdi. Bölge halkı Greko-Roma fikirlerinden ziyade İran ın etkisi altında kalmıştır. Orta ve Doğu Anadolu da olduğu gibi Kapadokya da Bizans ın ilk yıllarında sakin bir dönem yaşamıştır. İmparatorluk sınırları Akdeniz havzasından Kafkaslara kadar uzandığı için Kapadokya Bölgesi bu imparatorluğun merkezi haline geldi. Ancak 7. yüzyıldan itibaren Persler tekrar Anadolu yu istila ettiler ve Kayseri yi işgal altında tuttular. Daha sonra Kudüs ü ele geçirdiler ve Hakiki Haçı Ctepsiphon a taşıdılar (Ctepsiphon: Bağdat sınırları içinde antik bir yerleşim yeri). Bunun üzerine İmparator Heraclius Anadolu nun elde kalan kısımlarını askeri eyaletlere ayırdı ve Kapadokya, askerî açıdan organize edildi. Orduda hizmet edenlere topraklar verildiğinden toprağa sahip askerî aristokrat grubu ortaya çıktı. Daha sonra imparator Heraclius kaybedilen toprakları geri alıp Hakiki Haçı Kudüs e geri götürdü. Ancak doğu eyaletlerinde askerî bir düzen bulunmadığından Araplar tarafından işgal edildi. Kayseri 647 ve 726 da iki kez el değiştirdi. Derinkuyu ve Kaymaklı gibi düz ovalarda yaşayan halk yer altı yerleşimini tercih ederek kendilerini savundular. Dağlık bölgelerdeki kaya kiliseleri ve hücreler sığınak oldu. Malazgirt Zaferinden sonra Bizans ın elinde bulunan Anadolu nun Fethi hareketi içinde başta Kutalmışoğlu Süleyman Şah olmak üzere Artuk, Tutak, Danişmend, Mengücek, Ebulkasım, Ebulgazi vb. Türkmen Beyleri yer almışlardı. Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah ın ölümünden sonraki iktidar kavgası sırasında Doğu Anadolu da Saltuklu, Danişmend, Mengücek ve Artuklu Türkmen Beylikleri oluşmuştur. 1075 tarihinde Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından İznik merkez olmak üzere Nevşehir in de içinde bulunduğu Orta Anadolu, Güney Marmara, İç Ege ve Doğu Akdeniz Bölgeleri nin geniş bölümlerinde de Türkiye Selçukluları Devleti kurulmuştur. Aslında 1067 de Kayseri yi 2

fetheden Türkmen Beyleri nden Afşin Bey Kızılırmak ın orta çığırı boyunca fetihlerine devam ederek Nevşehir ve çevresini de Selçuklu toprakları içerisine katmıştı. Süleyman Şah 1081 yılında Bizansla yaptığı antlaşma ile Anadolu da egemenliğini fiilen olduğu gibi hukuken de kabul ettirmiş, sultanlığını ilan ederek kudretli bir devlete sahip olduğunu ortaya koyup Büyük Selçuklu Devleti ile olan sembolik bağlılığını sona erdirmiştir. Türkiye Selçuklu Devleti nin kuruluşu Süleyman Şah Antakya ya düzenlediği ilk sefer sırasında Ebul Gazi yi (Hasan Bey ki Hasandağı bu zatın ismi ile anılır.) Kapadokya ya vali tayin eder. Nevşehir Türkiye Selçukluları Dönemi nde doğu-batı istikametinde birer menzillik mesafede yapılmış kervansaraylarla ve bunlar arasındaki güzergahı izleyen ticaret yolu üzerinde küçük bir yerleşim yeri idi. Bu yol batıda Ege kıyıları, Doğuda Orta Asya Türk Dünyası ve Çin e, Mezopotamyaya yönelen çok işlek, canlı bir ticari hayata sahip, kültür köprüsü görevi de gören önemli bir yoldur. Özellikle I. Alaaddin Keykubat Döneminde (1217-1230) bu yol üzerinde kervansaraylarla çok zengin yükler taşınarak doğu- batı, kuzey- güney istikametinde iç ve dış ticaret canlılık kazanmış, Türkiye Selçukluları en parlak dönemlerini yaşamıştır. Bu dönem ve sonrasında yapılan şifahaneler, aşevleri, yollar, köprüler, kaleler ve külliyelerle Anadolu bayındır hale gelmiştir. Türkiye Selçuklu Sultanı II. Keykavus ile IV. Rüknettin Kılıçarslan ın birlikte saltanat sürdükleri dönemde anlaşmazlığa düşünce IV. Rüknettin Kılıçarslan Ürgüp e sığınmıştır. Türkiye Selçuklu Devleti 1243 Kösedağ Savaşında mağlup olduktan sonra fiili idare Moğollara geçmiş ve Sultanın yanında Moğol valileri tarafından yönetilmeye başlanmıştır. Son Selçuklu Sultanlarından III. Alaaddin Keykubat da Moğol Hükümdarı Gazan Han la anlaşmazlığa düştüğünde Ürgüp yakınlarında sığındığı mağarada sıkı bir takiple yakalanmıştı. II. Mesut son Türkiye Selçuklu Sultanı olarak Kayseri de 1308 de ölünce Moğollar sembolik de olsa Selçuklu tahtına kimseyi oturtmadılar. Anadolu yu merkezden gönderdikleri valilerle yönetmeyi sürdürdüler. Bu idari yetersizlik sonucunda Anadolu nun çeşitli yerlerinde beylikler ortaya çıktı. Osmanlılar, Karamanlılar, Menteşeoğulları, Germiyanoğulları gibi. Türkiye tarihinde Anadolu Türk Beylikleri Dönemi başladı. Beylikler Dönemi Anadolu Selçuklu Devleti parçalanınca Moğalların Anadolu Valisi Timurtaş ın daha sonra da Eratna Bey in egemenliğini taşıyan Nevşehir, 1381 de Kadı Burhanettin tarafından ele geçirildiyse de 1397 de yöreye Karamanoğulları egemen oldular. Bir Oğuz boyu olan Karamanlı Aşireti 13. yüzyılda Anadolu ya gelmişti. Türkiye Selçuklu Hükümdarı I. Alaaddin Keykubat onları İçel Bölgesi ne yerleştirmişti. Kerimüddin Karaman Bey başkenti Ermenek olan Karamanlı Beyliğini kurdu. Kerimüddin Karaman Bey in yerine geçen Mehmet Bey 1277 de Türkçe yi resmi dil ilan ederek Türk kültürüne büyük hizmet etmiş oldu. Karamanoğulları Türkiye Selçuklu Devleti başkenti Konya yı zaptederek merkezlerini burayı taşıyıp, Türkmenler arasında büyük saygınlık kazandılar. Karamanoğulları Nevşehir in de içinde bulunduğu Orta Kızılırmak Konya Bölümü ve Anamur- Mersin kıyılarına kadar Doğu Akdeniz de egemenlik alanlarını genişlettiler. 1397 de Yıldırım Bayezit Karaman İlini topraklarına katınca Nevşehir (Muşkara) Osmanlı Beyliğine dahil oldu. Yıldırım Bayezıt ın Konya yı fethinden sonraki gelişmeleri anlatan Aşık Paşazade Tarihi nde: Etrafın şehirlerine haber vardı kim bu gelen padişah gayet adildir. Ve ol şehirlerden dahi adam geldi kim hana gelip şehri tımar edin!... Aksaray ı, Niğde yi ve Kayseri yi verdiler. Develi, Karahisarı ve Uçhisarı cümlesini nevalisi ile teslim ettiler. der. Ancak bu dönem kısa sürdü. Yıldırım Bayezıt 1402 Ankara Savaşında Timur a yenilince Karamanlı Beyliği yeniden kuruldu. Bir ara Nevşehir Kadı Burhaneddin Beyliği egemenlik alanına dâhil olmuştur. Osmanlıları en çok uğraştıran bu beyliğe II. Bayezit 1487 de son verince Karaman Beyliği ne ait topraklarla beraber Muşkara da Osmanlı Devleti sınırları içine dâhil oldu. 3

Nevşehir ve yöresi Osmanlı idaresi altında bir süre barış içinde yaşadı. Özkonak ta Yavuz Sultan Selim in Doğu Seferi sırasında yapılan köprü Nevşehir deki Erken Osmanlı yapısı olması açısından önemlidir. Kanuni Sultan Süleyman tahta çıktığında (1520) hazinenin gelirini arttırmak için yeni bir arazi tahriri yaptırdı. İl yazıcılarının bir kısmı ürün miktarını ve tarla ölçümlerini fazla göstererek vergileri arttırdılar. Bazı dirlik sahiplerinin toprağı ellerinden alındı. Bu durum halk ve asker arasında hoşnutsuzluğa neden oldu. Ayrıca 1582 den başlayıp ardarda gelen İran seferleri de Anadolu tımar düzenini bozmuştu. Sefere çağrılan dirlik sahiplerinden bazıları ailelerini karışık ortam içerisinde bırakıp gidemeyeceklerini ileri sürerek yasalara karşı çıkarak Celâli oldular. Devlet isyanları güçlükle bastırabildi. Tüm bu olumsuzluklar Nevşehir de etkisini şiddetli şekilde gösterdi. Yöre halkı arzuladığı barış, huzur ve kalkınma dönemini Damat İbrahim Paşa zamanında yaşamıştır. Cumhuriyet Döneminde Nevşehir Nevşehir Mondros Mütarekesi günlerinde 12. Kolordu ya bağlı 11. tümenin denetim alanı içindeydi. Karargâhı Niğde de bulunan tümenin önemli silah ve cephane depolarından biri de Nevşehir de idi. Kapadokya yöresi Milli Mücadele yıllarında Mütareke nin belirlediği paylaşım alanlarının dışında kaldığı için önemli bir olaya sahne olmamıştır. Bununla birlikte Dellaczade Hacı Osman Efendi; Sivas Kongresi'ne Nevşehir delegesi olarak katılmış, memleketinde Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti'nin şubesini kurmuş ve milli mücadeleye katılımı sağlamıştır. Milli Mücadele yıllarında Nevşehir e ilişkin olarak anılması gereken bir başka gelişme de Mustafa Kemal in 22 Aralık 1919 da Hacıbektaş a gelmesidir. Bektaşileri Milli Mücadele ye kazandırmak amacını güden Mustafa Kemal, Hacı Bektaşı Veli Tekkesi Çelebisi Cemalettin Efendi ve tekke şeyhi Salih Niyazi Baba ile görüştü. Ülkenin içinde bulunduğu durum uzun uzadıya ele alındı. Her iki Bektaşi önderi de Mustafa Kemal ile aynı düşüncede olduklarını ve Milli Mücadele saflarına katıldıklarını açıkladılar. Bu Mustafa Kemal in Sivas Kongresi sonrasında kazandığı en önemli başarılarından biriydi. Bu görüşmeden sonra Anadolu nun her yanındaki Bektaşi Tekkeleri birer Kuvay-i Milliye karargâhı işlevi gördü. Nevşehir Osmanlıların son dönemlerinde Niğde Sancağı na bağlı bir kaza idi. Cumhuriyetimizin ilanından sonra 1924 te Niğde yeni idari yapılanmada bir İl olarak ortaya çıkarken Nevşehir de ilçelerinden biri oldu. 6429 sayılı yasa ile Nevşehir 20 Temmuz 1954 tarihinde il haline getirildi. Kırşehir ve Kırşehir e bağlı Mucur, Avanos, Hacıbektaş (1945 te ilçe oldu.), Kayseri ye bağlı Ürgüp (1935 te ilçe oldu.), Niğde ye bağlı Arapsun (1948 de Gülşehir adını aldı.) Nevşehir in ilçeleri haline getirildi. Kozaklı ve Hamamorta köyleri Avanos a bağlı birer köy iken birleştirilerek 1954 te Kozaklı adıyla ilçe olarak Nevşehir e bağlandı. Kırşehir 1957 de tekrar İl yapıldı. Mucur ilçesi ile beraber Nevşehir den ayrıldı. Daha önceleri Melegübü ismi ile anılan bir bucak merkezi olan Derinkuyu 1 Nisan 1960 ta ilçe durumuna getirildi. Acıgöl kasabası ise 4 Temmuz 1987 de ilçe olmuştur. 4

A. 2. İL VE İLÇE SINIRLARI Nevşehir İli, Merkez İlçe dâhil 8 ilçeye sahiptir. İlçeler; Acıgöl, Avanos, Derinkuyu, Gülşehir, Hacıbektaş, Kozaklı ve Ürgüp tür. Şekil A.1: Nevşehir İl ve İlçe Sınırları Kaynak: http://harita.sitesi.web.tr A. 2. 1. Acıgöl 1914 yılında bucak merkezi, 1952 yılında kasaba olan Acıgöl, 1987 yılında kanunla Nevşehir İli'ne bağlı bir ilçe olmuştur. Adı 1926 yılında, yakınında bulunan suyu acı gölden dolayı Acıgöl olarak değiştirilmiştir. Daha önce Acıgöl Dabada-Dobada-Topada gibi isimlerle anılmıştır. Nevşehir İli'nin batısında yer alan Acıgöl, güneyden Derinkuyu İlçesi ve Aksaray İli, kuzeyde Gülşehir, batıda Aksaray İli ve doğuda Merkez İlçe ile çevrilidir. Nevşehir-Ankara Karayolu üzerinde bulunan Acıgöl İlçesinin merkezi Nevşehir'e 20 km. uzaklıktadır. İlçenin 5 belediyesi ve 8 köyü vardır. İlçe ekonomisi genelde tarıma dayalıdır, hayvancılık da önemli yer tutmaktadır. 5

Acıgöl de tespit edilebilen en eski yerleşim M.Ö. VIII. yüzyıla aittir. Ağıllı köyü yakınlarındaki Topada Geç Hitit Dönemi ne ait Hitit hiyeroglifi ile yazılmış kaya anıtında bölgenin siyasi durumu ve liderinin icraatları ile ilgili bilgiler yer almaktadır. Nevşehir Müze Müdürlüğü nün Kurugöl de yaptığı kazılar sonucunda M.Ö. II. yüzyıla ait taştan yapılmış lahitler içerisinde ve ölü küpleri içerisinde Arkaik Dönem e ait lekithoslar (koku şişesi), yüzük, fayanstan kolyeler ele geçmiştir. Acıgöl ün bir başka özelliği de yerleşim merkezinde yer alan yeraltı yerleşimidir. İki tanesi orjinal olmak üzere üç girişi tespit edilebilmiştir. Orjinal olmayan üçüncü girişin her iki tarafında kapı yüksekliğinde taşlar konulmuş, yatay tek taşla da (lento ) kapı desteklenmiştir. Girişin uzantısında yer alan mekânlar bazalt taştan kemerli olarak yapılmıştır. Ancak 50 100 yıl öncesine aittirler. Gerek teknik, gerekse şekil açısından Özlüce ve Mazı Yeraltı Şehri ne benzerlik göstermektedir. Henüz tam olarak temizlenmemiş olan yeraltı şehrinde büyük salonlar birbirlerine tünellerle bağlanmıştır. Kısa bir koridor vasıtasıyla yeraltı şehrinin kaya oyma mekânlarına ulaşılır. Girişteki kısa koridorun karşısındaki sürgü taşlı alan şehrin birinci orjinal girişi ve ilk salonudur. Kısa bir koridorla ikinci büyük salona geçilir. Bu mekânda yer alan üç büyük niş oturma ya da yatak odalarıdır. Bu kısıma giriş dar bir aralık vasıtasıyladır. Tavan kısımları iyi oyulmuş beşik tonozlu gibidir. Burada havalandırma bacalarının yanı sıra haberleşme delikleri de bulunmaktadır. Bu kısımdan üçüncü büyük salona geçiş dar, alçak, oldukça kavisli bir galeri sayesindedir. Galeri boyunca kandil koymak için küçük nişler bulunur. Küçük mekânın üç tarafında kaya kiliselerinin apsisleri gibi oyulmuş küçük odalar yeralır. Buradaki havalandırma bacası diğerlerinden farklı olarak yukarıya doğru konik bir biçimde daralmaktadır. Bugüne kadar pek çok yeraltı şehrinin orjinal girişleri bulunamamıştır. Bilinenler ise fazla bir özellik göstermezler. Acıgöl yeraltı şehrinin ikinci orjinal girişi Mazı yeraltı şehrinin tam benzeri olup ustaca düşünülmüş bir örnektir. Girişin yan duvarları düzensiz taşlardan, tavan kısmı ise düzgün, ince, uzun taşlardan örülmüştür. Aynı tip örgü sistemi civardaki ev kapılarında da görülmektedir. Tatlarin Acıgöl ilçesinin 10 km kuzeyinde yer alan Tatlarin kasabası, gerek yeraltı kenti ve kiliseleri gerekse konut mimarisi ile Kapadokya Bölgesi nin ilginç yörelerinden birisidir. Tatlarin Kilisesi Acıgöl ilçesine bağlı olan ve Acıgöl ün 10 km kuzeyinde yer alan Tatlarin kasabasının kale olarak adlandırıldığı tepesinin yamacında yer alır. İki nefli iki apsisli, beşik tonozlu olan kilisenin narteksi yıkılmıştır. Oldukça iyi korunmuş olan fresklerdeki sahneler bantlarla birbirinden ayrılmıştır. Zeminde koyu gri, tasvirlerde ise mor, hardal ve kırmızı renkler kullanılmıştır. Sahneleri: Apsiste Meryem ve Çocuk İsa, Michael ve Gabriel; Konstantin ve Helena, başkalaşım, İsa nın cehenneme inişi, Kudüs e giriş, İsa nın çarmıha gerilmesi ve dokuz azizin yanı sıra kiliseyi yaptıran kişinin portresi de yer almaktadır. Tatlarin Yeraltı Şehri Nevşehir ili, Acıgöl ilçesinin 10 km kuzeyinde, Tatlarin kasabasının kale olarak adlandırıldığı tepesinde yer alır. Yeraltı şehri ilk olarak l975 yılında tespit edilmiş, 1991 yılında ziyarete açılmıştır. Kale mevkiinde yeraltı yerleşimlerinin dışında pek çok kilise bulunmakta ancak bunların büyük bir bölümü doğal nedenlerle yıkılmıştır. Asıl giriş kapısı yıkılmış olan yeraltı şehrine batı yönündeki iki mekân sayesinde girilebilmektedir. Yeraltı şehri, oldukça geniş alanlara yayılmış, ancak küçük bir kısmı temizlenebilmiştir. Halen iki 6

katı gezilebilmektedir. Mekânların büyüklüğü, erzak depolarının sayısının ve kiliselerin çokluğu normal bir yeraltı yerleşiminden ziyade askeri garnizon ya da manastır kompleksini akla getirir. Girişten 15 metre uzunluğundaki kavisli bir koridor vasıtasıyla dikdörtgen planlı geniş bir mekâna ulaşılır. Girişteki 1,5 metre çapında ortası delikli bir sürgü taşı bu mekânın giriş çıkışını kontrol altına alınmasını sağlamaktadır. Sağ taraftaki nişin içinden aşağıya doğru oyulan ve halk tarafından zindan olarak adlandırılan mekânda üç iskelet bulunmuştur. Tuvaletin de yer aldığı bu ana mekânın sağ tarafında kiler/mutfak bulunmaktadır. Bu alanın Roma Dönemi nde mezarlık alanı, Bizans Dönemi nde de kiler olarak kullanılmış olması gerekmektedir. Çünkü bu odadaki nişler, yöredeki Roma Dönemi kaya mezarlarındaki -ölülerin yatırıldığı- nişlerden farksızdır. Ancak daha sonraki dönemlerde bu nişlerin tabanları oyulmuş ve içine erzak konulmuştur. İkinci girişte ahır yer alır. Daha önce erzak deposu olarak kullanıldığı şüphesiz olan bu geniş mekân sütunlarla desteklenmiştir. Tabanında beş adet ambar bulunmaktadır. Tavan kısmında yeraltı yerleşiminin başka mekânlarına ulaşılabilen havalandırma bacası yer alır. Birinci büyük mekân ile ikinci büyük mekân dar bir koridorla birbirine bağlanır. Zikzak biçimli bu koridorda tuzak ve bağlantıyı kesen sürgü taşı bulunmaktadır. A. 2. 2. Gülşehir Gülşehir, 1209 tarihinde Mengücükoğulları hâkimiyetinde iken, Selçuklular tarafından işgal edilmiş ve Arapsun olan adı da o tarihte Gülşehir olarak değiştirilmiştir. Gülşehir ilçesi, güneyde Nevşehir, kuzeyde Hacıbektaş, doğuda Avanos ve Merkez ilçeler, batıda Kırşehir ve Aksaray illeriyle çevrilidir. Gülşehir ilçesinin Nevşehir kent merkezine uzaklığı 18 km. dir. İlçenin bir bucak, 5 kasaba belediyesi vardır. Damat İbrahim Paşa nın Nevşehir e yaptığı imarı, bir başka Osmanlı Sadrazamı Karavezir Mehmet Seyyid Paşa da Gülşehir e yapmış, 30 haneli Gülşehir i bir külliye ile donatmıştır. Külliye; cami, medrese ve çeşmeden oluşmaktadır. İlçede temel geçim kaynağı tarımdır. İlçenin sulak yerlerinde sebzecilik, meyvecilik; sulak olmayan yerlerinde ise tahıl ve bağcılık tarımı yapılmaktadır. Bağlardan elde edilen kaliteli ve yüksek bomeli yaş üzümleri şıra, sirke ve şarapçılıkta kullanılır. Civelek Mağarası Gülşehir in 4 km doğusunda yer alan Civelek köyü yakınlarındaki mağara, sadece Gülşehir in değil aynı zamanda Nevşehir in de en eski yerleşimidir. Mağara, köyün Gürlek Tepe olarak adlandırılan tepesinde yer alır. Kalkerli bir yapıya sahip olan mağaraya 14 m uzunluğunda aşağıya doğru uzanan bir galeri vasıtasıyla inilebilmektedir. Ana mekânı 22x11 m olan mağaranın tavan kısımlarında kalsit kristalden oluşan 5 15 cm arasında değişen uzunluktaki sarkıtlar yer almaktadır. Nevşehir Müzesi ve İtalyan mağara bilimcileri ile birlikte yapılan çalışmalarda mağara tabanında, özellikle göçen kaya parçaları arasında ve galerilerde Kalkolitik Döneme (M.Ö. 5000 3000) ait, elde şekillendirilmiş tek kulplu fincanlar, çeşitli boylarda çömlekler, dokumacılıkta kullanılan ağırşaklar, taştan ve kemikten aletler ele geçmiştir. Ayrıca mağaranın çevresinde yapılan yüzey araştırmalarında da obsidiyenden ve sileksten yapılmış aletler bulunmuştur. Mağara koruma altına alındığından ziyarete kapalıdır. Açık Saray Harabeleri Nevşehir-Gülşehir yolu üzerinde, Gülşehir e 3 km uzaklıktaki Açık Saray Harabeleri, tüf kayalar içine oyulmuş sayısız mekânları, Roma Dönemi kaya mezarları, IX. ve X. yüzyıla tarihlenen kaya kiliseleri ile önemli bir piskoposluk merkeziydi. Halk arasında Hacı Bektaş Veli Mescidi olarak adlandırılan mekânın mihrabının günümüze kadar korunmuş ve İslami bir yapı olması açısından dikkat çekmektedir. Kareye yakın planlı mescidin batı kesiminde 7

yüksekçe nişler yeralmaktadır. Bu ören yerinde bulunan mantar biçimindeki peribacaları yörede tektir. Şekil A.2:Açık saray harabeleri Kaynak:İl Çevre ve Orman Müdürlüğü,2009 Aziz Jean (Karşı) Kilisesi Gülşehir in hemen girişinde yer alan ve iki katlı olan Aziz Jean Kilisesi nin alt katında kilise, şarap mahzenleri, mezarlar, su kanalı ve görevlilere ait mekânlar, üst katında ise İncil den alınmış sahnelerle süslenmiş bir diğer kilise yer almaktadır. Alt kata ait kilise, tek apsisli, haç planlı, haç kolları, beşik tonozludur. Merkezi kubbesi çökmüştür. Süsleme açısından direk ana kaya üzerine kırmızı aşı boyası ile stilize hayvan, geometrik ve haç tasvirleri resmedilmiştir. Üst kattaki kilise ise tek apsisli ve beşik tonozludur. Ana apsisteki resimlerin dışında oldukça iyi korunmuş olan kilise siyah bir is tabakası ile kaplıydı. Kilisenin restorasyonu ve konservasyonu 1995 yılında Restoratör Rıdvan İşler tarafından yapıldıktan sonra bugünkü haline gelmiştir. İsa ve İncil siklusunu içeren kilisede sahneler, bantlar içinde frizler halindedir. Siyah zemin üzerine sarı ve kahverengi renkler kullanılmıştır. Niş tonozlarında ve cephelerinde bitkisel ve geometrik motifler tercih edilmiştir. Batı ve güney duvarında, Kapadokya Bölgesi nde oldukça nadir olarak resmedilen son yargı sahnesi yer alır. Kilise, apsisinde yer alan yazıtına göre 1212 yılına tarihlenmektedir. Sahneleri: Apsiste Deesis, ön cephesinde kuş tasvirleri altında müjde, tonozunda madalyonlar içinde aziz tasvirleri; tonozun güney kanadında son yemek, ihanet, vaftiz, altında Meryem in ölümü; kuzey kanadında İsa nın çarmıhtan indirilmesi, kadınlar boş mezar başında, İsa nın cehenneme inişi; batı ve güney duvarında ise son yargı. Sivasa Gökçetoprak Yeraltı Şehri Yeraltı şehri, Gülşehir ilçesinin 35 km batısında yer alan Gökçetoprak köyü yakınlarındadır. İlk kez 1989 yılında Fransız araştırma ekibi, 1991 yılından itibaren de İtalyan asıllı Roberto Bixio ve Stefano Saj Commissione Nazionale Cavita Artificiali yeraltı şehirlerinde çalışmalarda bulunmuştur. Sivasa yeraltı şehri, bölgeye göre farklı bir jeolojik karaktere sahiptir. En altta kızılımsı kahverengi renkte olan çamur taşı, üstünde kalınlığı 3 4 m yi bulan aglomera (iri taneli tüf) ve en üst kısımlarında da sert bir volkanik kayaç olan andezit kaya blokları bulunmaktadır. Yeraltı şehri, çamur taşı ve aglomera formastasyonunun içine kazılmıştır. Platonun yamacına oyulan yeraltı şehrinin girişi dar bir kaya bloğu vasıtasıyladır. Henüz tam olarak temizlenmemiş ve ışıklandırılmamış olan yeraltı şehrinin iki katı tespit edilebilmiştir. Her iki katında da büyük düzgün olmayan dikdörtgen mekânlar birbirlerine dar 8

ve uzun koridorlarla bağlanmıştır. Koridorların girişlerinde bulunan kapı taşları, dışarıda kesilip içeriye getirilmişlerdir. Yeraltı şehrinin 1,5 km uzağında bulunan kaya bloklarının üzerindeki izler bunu kanıtlayan en iyi delildir. Yeraltı şehrinin ikinci katında yer alan su kuyusu 25 m derinlikte olup içinde halen su bulunmaktadır. Gökçetoprak köyünün kuzey ve batı yamaçlarında da yöre halkı tarafından halen ahır, depo ve samanlık olarak kullanılan çok sayıda yeraltı yerleşimleri bulunmaktadır. Karavezir (Kurşunlu ) Camii Karavezir Camii; ilçe merkezinde Karavezir Seyyid Mehmet Paşa tarafından 1780 yılında Mimar Ebubekir Halil Ağa ya yaptırılan muhteşem kurşun kaplı bir Camii dir. Vakfiyesinden cami mimarının 8 akçe yevmiye ile çalışan Ebu Bekir Veledi Halil Efendi olduğu anlaşılmaktadır. Üç kapılı bir avluda yer alan Karavezir Camii, yaklaşık 400 m² bir alanı kaplamaktadır. Osmanlı mimarisinin karakteristik özelliklerini taşıyan cami, iki renkli kesme taştan yapılmış, kare planlı, ana mekânını kaplayan 11 m çapındaki kubbe dört kemer üzerine oturtulmuştur. Kubbe dört sivri kemer ve köşelerde pandantifler ile beden duvarları üzerine oturmuştur. Kubbe ağırlığını kısmen köşe kuleleri ve payeler, kısmen de kemerler taşır. Kuzey cephesinde fazla simetrik olmayan 6 sütunun taşıdığı üç gözlü son cemaat yeri bulunmaktadır. Üç kubbede de derinlemesine aynalı tonozla örtülüdür. Sütunlar birbirlerine basık sivri kemerle bağlanmıştır. Son cemaat yeri kubbeleri, içten pandantiflerle, dıştan kasnağa oturur. Kubbelerde yer yer nemden dökülmüş olmakla beraber kalem işi süslemeler bulunmaktadır. Giriş kapısı çerçevesinin üzerinde profilli barok üslupta mermer kitabe bulunmaktadır. Yeşil zemin üzerine altın yaldızla işlenmiş madalyon şeklinde I. Abdülhamid in tuğrası yer alır. Tuğranın yan taraflarında siyah, yeşil, mavi renkte yağlı boya ile boyanmış birer demet çiçek bulunmaktadır. A. 2. 3. Hacıbektaş 1270 yılında Hacıbektaş-i Veli'nin yerleşmesiyle bir yerleşim birimi haline gelmiştir. 1541 yılına kadar Niğde İline bağlı bir köy iken, 1854 yılında belediye teşkilatını kurarak Kırşehir'e bağlanmış, 1948 yılında Kırşehir'in bir ilçesi haline getirilmiş, 1954 yılında Nevşehir'in il olmasıyla Hacıbektaş bir ilçe olarak Nevşehir'e bağlanmıştır. Hacıbektaş ilçesinin Nevşehir il merkezine uzaklığı 47 km.dir. Hacıbektaş'ın bir ilçe belediyesi, 2 kasaba belediyesi ve 28 köyü vardır. Nevşehir-Kırşehir yolu üzerinde Nevşehir e 45 km uzaklıkta olan Hacıbektaş İlçe merkezinde yapılan kazılar sonucunda Eski Tunç Çağı, Hitit, Frig, Hellenistik ve Roma Dönemi ne ait ele geçen eserler, Hacıbektaş Arkeoloji Müzesi nde sergilenmektedir. Hacıbektaş yakınlarındaki Karaburna köyü yakınlarında Topada ve Sivasa da olduğu gibi Geç Hitit Dönemi ne ait Hitit hiyeroflifi ile yazılmış Karaburna kaya anıtı bulunmaktadır. Bu yazıtta Kral Sapas ın NIAS SAPAS ile yaptığı anlaşma ve bu anlaşmaya uymadıkları takdirde Haran tanrısı Armas, tanrıçası Kumiapi ve Datti Kubaba nın aşağılayacağından bahsetmektedirler. Hacı Bektaş-ı Veli Müzesi Nevşehir İli Hacıbektaş ilçesinde Hacı Bektaş-ı Veli Külliyesi nin 1. avlusunda girişin sağındaki yapı 1959 1964 yılları arasında restore edilmiş, 16 Ağustos 1964 tarihinde Etnografya Müzesi olarak düzenlenmiş ve ziyarete açılmıştır. Müze, 1. avlu (Nadar avlusu ), 2. avlu (Dergah avlusu ) ve 3. avlu ( Hazret avlusu ) olmak üzere ana bölümden oluşmaktadır. 1. Avlu: Eskiden Nadar (At) avlusu da denilen bu bölüme, güneydeki anıtsal görünümlü Çatal Kapı dan girilir. Girişin hemen sağında 1902 yılında Tekke Postnişini 9

Feyzulla Dedebaba zamanında Sadrazam Halil Paşa nın eşi Fatma Nuriye Hanım tarafından yaptırılan ve üzerinde Mühr-ü Süleyman motifi bulunan Üçler Çeşmesi yer alır. Eskiden bu avlu içinde günümüze kadar ulaşmayan; atevi, ekmekevi, hamam, tuvalet, mihmanevi, çamaşırhane gibi bölümler bulunmaktaydı. 2. Avlu: Eskiden Dergâh Avlusu da denilen bu bölüme, üçgen alınlıklı ve sivri kemerli Üçler Kapısı ndan girilir. Bu avlu içinde sırasına göre sağda; Arslanlı Çeşme, aşevi, Baba Köşkü, Tekke Camii, ortada; havuz, solda; mihmanevi, meydanevi, kilerevi ve Dedebaba Köşkü gibi bölümler bulunmaktadır. Arslanlı Çeşme: Klasik Mısır Sanatı tarzında İskenderiye mermerinden yapılmış olan arslan yontusu, ünlü Mısır Valisi Kavalalı M. Ali Paşa soyundan Fatma Hanım tarafından, M. 1875 yılında Tekke ye hediye babında gönderilmiştir. Arslanların içine yerleştirildiği esas çeşme, M. 1554 yılında eski Silistre Valisi Malkoç Bali Bey hayrına yaptırılmıştır. Aşevi Baba Köşkü: Protokolde, Dedebaba dan sonra gelen Aşevi Babası nın oturduğu köşk, bugün Müze idaresi olarak hizmet vermektedir. Aşevi: Kitabesinden M. 1560 ta Malkoç Bali Bey hayrına yaptırıldığı anlaşılan aşevi nde meşhur karakazan, halife kazanları ve diğer mutfak eşyaları sergilenmektedir. Tekke Camii: M. 1834 yılında, Padişah II. Mahmut tarafından yaptırılan camii klasik tarzda; içten kubbeli görünümüne rağmen dıştan kurşun kaplamalı ve basık külahlı olarak inşaa edilmiştir. Güdük minaresi orjinal olmayıp restorasyon ürünüdür. Havuz: Giriş kapısının tam karşısında bulunan havuzun kitabesinden anlaşıldığına göre; 1906 1908 yılları arasında dönemin Beyrut Valisi nin (H. Rıfat Paşa) eşi Nazlı Hanım tarafından yaptırılmıştır. Güney duvarı, üçgen alınlıklı olarak yapılmış olup; oniki dilimli Hüseyni taç ile sonlandırılmıştır. Fıskiyesinde, Korinth tipi antik başlık kullanılmıştır. Mihmanevi: Tekke faal iken, gelen konukların ağırlandığı bu bölüm, bugün müze deposu olarak kullanılmaktadır. Meydanevi: Tekke nin en önemli bölümlerinden biri olup, kitabesine göre; M. 1367 yılında Sultan Murat tarafından yaptırılmıştır. Burada tarikata intisap etme yani ikrar verme ve nasip alma törenleri yapılıyordu. Meydan Odası nın rekonsrüksiyon olarak bingi tekniğinde inşaa edilen tavanı ilgi çekicidir. Bu bölümde; oniki makamı simgeleyen postlar, levhalar, Bektaşi Tahtı, müzik aletleri, tablolar, eski siyah-beyaz fotoğraflar, mühürler ve diğer etnoğrafik eserler sergilenmektedir. Kilerevi: İki katlı olan bu bölümün alt katı, eskiden Tekke kasası ve depo olarak; üst kat ise, Dedebaba Köşkü olarak hizmet veriyordu. Şimdi ise Kütüphane deposu olarak hizmet vermektedir. 3. Avlu: Eskiden Hazret avlusu da denilen bu bölüme, basık kemerli, yeşil kanatlı, Altılar Kapısı ndan girilir. Atatürk Köşesi, Pirevi, Balım Sultan Türbesi ve Hazire bulunmaktadır. Pirevi: Girişin tam karşısında yer alan bu yapı kompleksi, M. XIII.-XVI. yüzyıllar arasında tamamlanmıştır. Girişin sağ ve sol yanında; Tekke ye hizmet etmiş bulunan Dede ve Babalar ın mezarları bulunmaktadır. Akkapı denilen süslemeli mermer kapıdan, kalem işi motiflerle bezeli olan Orta Methal yani salona girilir. Sağ tarafta; Tekke nin çekirdeği sayılan ve Dervişlerin zikredip, olgunlaştıkları Çilehane (kızılcahalvet) denilen hücre yer alır. Üstünde kitabesi bulunan, mütevazı bir kapıdan, Kırklar Meydanı na geçilir. Tavanı ahşap, duvarları kalem işi bezemelerle süslü olan bu bölümde; muhtemel olarak Hindistan dan Tekke ye hediye olarak gelmiş olan ünlü Kırkbudak şamdan, Hz. Ali nin el yazması Kur an-ı Kerim den bir sure, İran Şahı nın adağı ipek halı, sancaklar, fincan takımları, Türbe nin süslemeli orijinal gümüş kapısı, bazı silahlar ve Bektaşi kültürüne ait bazı etnoğrafik eserler sergilenmektedir. Meydanın doğusunda; Horasan Erleri, batısında Çelebiler in mezarları bulunmaktadır. Gökeşik de denilen, mütevazı ve süslemeli mermer kapıdan Huzur-u Pir e yani Hünkâr Hacı Bektaş-ı Veli Türbesine girilir. Yapı Selçuklu mimarisi geleneğinde inşaa 10

edilmiş olup; kubbe ve duvarları kalem işi bezemelerle süslenmiştir. Yüksek tip sandukası yeşil puşidelerle süslüdür. Türbe nin üst kısmı; dıştan sivri külahlı ve kurşun kaplamalıdır. Güvenç Abdal Türbesinde ise Güvenç Abdal, eşi Dünya Güzeli ve hizmetkârlarının sandukaları bulunmaktadır. Türbe kemerli tonozla örtülü olup, restorasyon ürünü bezemelerle süslüdür. Balım Sultan Türbesi: Avlunun sağ tarafında, piramidal külah örtülü ve Selçuklu mimarisi tarzında inşaa edilmiştir. Balım Sultan; Dimetoka daki Bektaşi Tekkesinde yetişmiş ve daha sonra merkez Tekke ye gelerek, Bektaşilik e önemli hizmetlerde bulunmuştur. Bu nedenle de Bektaşilik te Pir-i Sani (İkinci Pir) olarak kabul edilir. Balım Sultan sandukasından başka Kalender Şah mezarının da bulunduğu Türbe, ölümünden üç yıl sonra M. 1519 da; Yavuz Sultan Selim in komutanlarından Dulkadiroğulları Beyi, Şeyhsuvar Ali Bey tarafından inşaa ettirilmiştir. Kubbe içi ve duvarları kalem işi bezemelerle süslü olan türbe içinde; şamdan, orijinal kapı ile bazı levhalar sergilenmektedir. Türbenin önünde ise kutsal sayılan tarihi Dilek Ağacı (Karadut-Morus Nigra) bulunmaktadır. Hazire: Balım Sultan Türbesi nin hemen yanında bulunan mezarlıkta, Tekke ye hizmette bulunan dervişler yatar. Hüseyni, Elifi ve Ethemi tipteki mezar taşı başlıkları, Türk - İslam Sanatı nın özgün eserlerindendir. Diğer Müze ve Örenyerleri Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzesi: İlçe merkezinde ve Hacıbektaş Veli Müzesi nin 100 m kadar batısındadır. Sulucakarahöyük te, 1967 1976 yılları arasında yapılmış olan bilimsel kazılarda ortaya çıkan arkeolojik buluntular sergilenmektedir. Arkeolojik ve etnografik eserlerin sergilendiği müzede, iki eser deposu, laboratuvar ve kütüphane bulunmaktadır. Hacıbektaş arkeoloji ve etnografya müzesinin belli başlı eserleri arasında Eski Tunç, Asur Ticaret Kolonileri, Hitit, Frig, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine aitçift kulplu kaplar, kâseler, pişmiş topraktan ölü gömme küpleri gibi eserler bulunmaktadır. Kadıncık Ana Evi: Velâyetname de adı geçen ve Bektaşilik te önemli sayılan bir kişinin ikamet ettiği evdir. Müze Müdürlüğü ne başvurulması halinde görevli sağlanarak ziyaret edilebilir. Bektaş Efendi Türbesi: M. 1603 yılında ölmüş olan Bektaş Efendi ile ilgili pek bir bilgi yoktur. Kubbesi ve duvarları kalem işi bezemelerle süslü olan türbe, Selçuklu Kümbet Mimarisi tarzında inşaa edilmiştir. Çilehane-Deliklitaş: İlçenin 3km. doğusundaki Arafat Dağı nda bulunan mağaradır. Hacı Bektaş-ı Veli nin bu mekânda halvette bulunduğuna inanılır. Ayrıca, bu delikten geçenlerin günahlarından arındığı yönünde bir inanç da vardır. Zemzem çeşmesi, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre ve Ozanlar Anıtları ile 5.000 kişilik modern amfitiyatro bu tepede bulunmaktadır. Beştaşlar: İlçenin 5 km kadar kuzeyinde; Çivril Köyü yakınlarında bulunmaktadır. Jeolojik bakımdan önem taşıyan, beş adet dev boyutlu taş vardır. Taşların efsanesi, Velayetname de ayrıntılı olarak anlatılır. Atatürk Evi: İlçe merkezinde bulunan evde; M. Kemal Atatürk, 22-23 Aralık 1919 tarihlerinde konuk edilmiştir. XIX. yüzyılda inşaa olunan ev, restore edildikten sonra, Müze- Ev olarak halkın ziyaretine açılmıştır. A. 2. 4. Avanos Nevşehir in 18 km kuzeyinde olan Avanos un antik dönemdeki adı Venessa dır. Çok sayıda çanak çömlek atölyesi bulunan ilçede seramik yapım geleneği Hititlerden beri süregelmektedir. Kızılırmak ın getirdiği kırmızı toprak ve milden elde edilen seramik çamuru, Avanoslu seramik sanatçılarının elinde şekil almaktadır. 11

Avanos u ikiye ayıran ve Anadolu nun en uzun nehri olan Kızılırmak ve onun çevresi, çağlar boyunca çok sayıda olaylara sahne olmuştur. Avanos yakınlarında, Kızılırmak ın hemen kenarındaki bir Roma mezarlığında ele geçen mermerden lahit, Merkez Kapadokya Bölgesi nde bugüne kadar ele geçen tek lahit olması açısından ilginçtir. Lahit, 1971 yılında tesadüfen ortaya çıkmış, semerdam biçimindeki kapağı kimliği tespit edilmeyen şahıslarca açılmış ve içindeki buluntular ne yazık ki çalınmıştır. Ceset üzerinde yapılan patolojik ve paleoantropolojik araştırmalar sonucunda lahitin, saçları kına ile boyanmış bir kadına ait olduğu anlaşılmıştır. Avanos ta XIII. yüzyıl Selçuklu Dönemi ne tarihlenen Saruhan Kervansarayı ve Alaaddin Camii bulunmaktadır. Saruhan Nevşehir in Avanos ilçesinin 5 km güney doğusunda Ürgüp ün ise 6 km kuzeyinde, Damsa vadisinde yer alır. Han, doğu-batı bağlantısındaki Aksaray-Kayseri güzergâhındadır. II. İzzettin Keykavus zamanında -belki de onun tarafından- 1249 yılında yaptırılan Saruhan 2.000 m² lik bir alanı kaplamaktadır. Zelve Avanos a 5 km, Paşabağlarına 1 km uzaklıktaki Zelve, Aktepe nin dik ve kuzey yamaçlarında kurulmuştur. Üç vadiden olaşan Zelve Ören Yeri, peribacalarının en yoğun olduğu yerdir. Vadideki peribacaları sivri uçlu ve geniş gövdelidir. Uçhisar, Göreme, Çavuşin gibi kaya oyma mekânlardaki trogloditik yaşamın ne zaman başladığı bilinmeyen Zelve, özellikle IX. ve XIII. yüzyılda hıristiyanların önemli yerleşim ve dini merkezlerinden biri olmuş; aynı zamanda rahiplere ilk dini seminerler de bu yörede verilmiştir. Yamaçların dibinde yeralan Direkli Kilise Zelve deki manastır hayatının ilk yıllarına aittir. Kilise süslemelerinde tercih edilen kabartma haçlar daha çok ikonoklastik düşünce ile yakından ilgilidir. İkonoklastik Dönem öncesine tarihlenen Balıklı, Üzümlü ve Geyikli Kiliseler vadinin önemli kiliselerindendir. 1952 yılına kadar iskân edilmiş vadide manastır ve kiliselerden başka yerleşim yerleri, iki vadiye açılan tünel, değirmen, cami ve güvercinlikler bulunmaktadır. Çavuşin Bölgenin en eski yerleşim yerlerinden biri olan Çavuşin, Göreme-Avanos yolu üzerinde, Göreme ye 2 km uzaklıktadır. Çavuşin deki Vaftizci Yahya adına yapılan kilise bölgeye hâkim bir yerdedir. Muhtemelen V. yüzyılda yapılmış -boyanmış- olduğundan bölgenin en eski kilisesidir. Kapadokya da pek görülmeyen geniş avlusu son yıllarda kayaların kopması sonucu yıkılmıştır. Eski Çavuşin vadisindeki harabeler, hristiyan dervişlerinin ve topluluklarının yaşadığı yerlerdi. Çavuşin in hemen yanındaki Güllüdere de beş kilise bulunmaktadır. Vadinin yakınındaki Haçlı Kilise aynı zamanda müslüman Arapların akınlarına karşı savunma amaçlı olarak da kullanılmıştır. Paşabağları ve Aziz Simeon Hücresi Göreme-Avanos yolunun sağında, yoldan 1 km içeridedir. Eskiden Rahipler Vadisi bugün Paşabağı olarak adlandırılan bu alan, kendine özgü peribacalarıyla doludur. Çok gövdeli ve çok başlı olan bazı peribacalarının içlerine şapel ve oturma mekânları oyulmuştur. Üç başlı peribacalarının birinde Aziz Simeon adına yapılmış bir şapel ve inziva hücresi bulunmaktadır. Dar bir baca vasıtasıyla ulaşılabilen hücrenin girişini antitetik haçlar süslemektedir. İçinde ocak, oturma ve yatma mekânları ile ışık girmesini sağlayan pencere aralıkları mevcuttur. 12

V. yüzyılda Halep yakınlarında münzevi bir hayat sürdüren Aziz Simeon, mucizeler yarattığı söylentileri çıkınca, halkın aşırı ilgisinden kaçarak önce iki metre yüksekliğinde bir sütun üzerinde daha sonra 15 m yüksekliğinde bir sütun üzerinde yaşamaya başlar. Aziz Simeon, aşağıya sadece müritlerinin getirdiği az miktarda yiyecek ve içeceği almak için iner. Kapadokyalı münzeviler ise bir sütun yerine hazır buldukları peribacalarını oyarak dünyevi hayattan uzaklaşırlar. Peribacasını aşağıdan yukarı doğru oyarak 10 15 m yükseklikte kaya odalarda yaşar, kaya yataklarda yatarlar. Çavuşin (Nicephorus Phocas) Kilisesi Göreme-Avanos yolu kenarında, Göreme ye 2,5 km uzaklıktadır. Oldukça yüksek tek nefli, beşik tonozlu, üç apsisli olan kilisenin narteksi yıkılmıştır. 964/965 yıllarına tarihlenmektedir. Sahneleri: Tonozda müjde, ziyaret, bakireliğin ispatı, Mısır a kaçış, Yusuf un ikinci rüyası, Havarilerin Tanrı yolunda görevlendirilmesi, üç müneccimin tapınması, masum çocukların katliamı, Elizabeth in takip edilişi, Zekeriya nın öldürülmesi; batı duvarında Yusuf ve Meryem deney sonrası, Beytüllahim e yolculuk, doğum, son yemek, ihanet, İsa nın cehenneme inişi, vaftiz; kuzey duvarında İsa Platus önünde, İsa Golgota yoluna, İsa çarmıhta, İsa nın ölümü; güney duvarında Kudüs e giriş, Lazarus un diriltilmesi, kör adamın iyileştirilmesi, İsa nın çarmıhtan indirilmesi, kadınlar boş mezar başında; apsis duvarında başkalaşım resmedilmiştir. Güllüdere (Aziz Agathangelus) Kilisesi Çavuşin köyüne yaklaşık 2 km uzaklıktaki Güllüdere vadisinin en soldaki kolunda yer alır. Vadinin hemen başlangıcında, solda dik bir yamaç üzerine yapılmıştır. Nef, dikdörtgen planlı, düz tavanlı ve geniş tek apsislidir. VI-VII. yüzyıla tarihlenen mimariye IX.-X. yüzyılda apsis ilave edilmiştir. Apsisteki iki ya da üç fresk seviyesi apsisin devamlı olarak boyandığını gösterir. Madalyon içinde tahtta oturan İsa nın sağında ve solunda yeralan İncil yazarlarının sembolleri simetrik olarak resmedilmiştir. Düz tavan, kabartma olarak yapılmış, ortada daire içinde haç, kenarlarda ise palmiye motiflerinin arasında çelenk motifleriyle dekore edilmiştir. Bu şekilde haçı esas alan dekorasyonlar daha çok İkonoklastik Döneme aittir. Kapadokya da yaşayan halkın haça karşı özel sevgisinden dolayı İkonoklastik Dönem sonrasında da sevilerek yapılan bir motiftir. Çünkü haç Kudüs teki Kutsal Haç ı temsil etmekteydi. Sahneleri: Geniş apsiste Peygamberin görünümü, Melekler Gabriel ve Michael, İsaac, Ezekiel, kiliseye adını veren Aziz Agathangelus ve Anastasia, apsisin ön cephesinde ise vaftiz sahnesi. Özkonak Yeraltı Şehri Avanos un 14 km uzağında yer alan yeraltı şehri, İdiş dağının kuzey yamaçlarına volkanik granit bünyeli tüf tabakalarının oldukça yoğun olduğu yere yapılmıştır. Geniş alanlara yayılmış olan galeriler birbirlerine tünellerle bağlanmıştır. Kaymaklı ve Derinkuyu yeraltı şehirlerinden farklı olarak katlar arası haberleşmeyi sağlayacak çok dar ve uzun delikler bulunmaktadır. Düzgün oyulmuş odaların girişleri kapatıldığında havalandırma da bu dar (5 cm) ve uzun deliklerle sağlanmıştır. Yine diğer yeraltı şehirlerinden farklı olarak sürgü taşından sonra, tünel üzerine (düşmana kızgın yağ dökmek maksadıyla) delikler oyulmuştur. Özkonak yeraltı şehrinde Kaymaklı ve Derinkuyu yeraltı şehrinde olduğu gibi hava bacası, su kuyusu, şırahane ve sürgü taşları bulunmaktadır. A. 2. 5. Ürgüp Nevşehir in 20 km doğusunda olan Ürgüp Kapadokya Bölgesinin en önemli merkezlerindendir. Göreme de olduğu gibi tarihsel süreç içerisinde çok sayıda isme sahip 13