KUTADGU BİLİG DEKİ EDİMSÖZ EDİMLERİ ILLOCUTIONARY ACTS IN QUTADGU BİLİG

Benzer belgeler
Düzsöz, etkisöz ve edimsöz eylemleri

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 :

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

Tanrı dan gönderilen Adam

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu AİLE İÇİ İLETİŞİM

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İlk Kilisenin Doğuşu

CÜMLE TÜRLERİ YÜKLEMİNİN TÜRÜNE GÖRE. Fiil Cümlesi. *Yüklemi çekimli fiil olan cümlelere denir.

Metin Edebi Metin nedir?

YÛSUF HÂS HÂCİB. Kutadğu Bilig Metin. Hazırlayan Mustafa S KAÇALİN

Kutadgu Bilig Dizini YAZITLAR GÖKTÜRKÇE TÜRKLER. 1. I Tanrı Azze Ve Cellenin Medhini Söyler. 2. II Peygamber Aleyhi's Selâmın Medhini Söyler

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

İLETİŞİM BECERİLERİ. DOÇ. Dr. Bahar Baştuğ

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Kral Davut (Bölüm 2)

CÜMLE ÇEŞİTLERİ. Buna yükleminin türüne göre de denebilir. Çünkü cümleyi yüklemine göre incelerken yüklemi oluşturan sözcüklerin türüne bakılır.

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

Etkin Dinleme. Yönetici tarafından yazıldı Salı, 03 Mart :38 - Son Güncelleme Çarşamba, 18 Mart :25. Etkin Dinleme

CÜMLENİN ÖGELERİ YÜKLEM / ÖZNE

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. lk Kilisenin Do u u. 60. Hikayenin 55.si.

Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi / Journal o f Turkish World Studies, Cilt: VI, Sayı 2, Sayfa: , İZMİR 2006.

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Akıllı Kral Süleyman

İnsanlar, tarihin her döneminde olduğu gibi bundan sonra da varlıklarını sürdürmek, haberleşmek, paylaşmak, etkilemek, yönlendirmek, mutlu olmak gibi

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. 60. Hikayenin 21.si.

» Ben işlerimi zamanında yaparım. cümlesinde yapmak sözcüğü, bir yargı taşıdığı için yüklemdir.

Saygının Hakim Olduğu Bir Çalışma Ortamı İlkesi

Ye aya Gelece i Görüyor

3) Bir gün bu delikten bir tarla faresi çıktı. cümlesinde aşağıdaki sorulardan hangisi nin cevabı

Bir duygu, düşünce veya durumu tam olarak anlatan sözcük ya da söz öbeklerine cümle denir. Şimdi birbirini tamamlayan öğeleri inceleyeceğiz.

Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

Kutadgu Bilig Dizini. Baş Orhun Yazıtları Türkler Gök Türkçe. 1. I Tanrı Azze Ve Cellenin Medhini Söyler

KUTADGU BİLİG DEKİ HÜKÜMDAR KÜNTOGDI TİPİNE GÖSTERGEBİLİMSEL AÇIDAN BİR YAKLAŞIM DENEMESİ

7. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı

Selam vermekle karşımızdaki kimseye neyi ifade etmiş oluruz?

Cümle içinde isimlerin yerini tutan, onları hatırlatan sözcüklere zamir (adıl) denir.

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Dua. Dua İbadetin Özüdür. Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2

Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı.

Yeşaya Geleceği Görüyor

SUNUMUN ÖNEMİ VE SUNUM TÜRLERİ

Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Tanrı nın Güçlü Adamı

tellidetay.wordpress.com

Bundan sonra Sabahlatan da hayatın çeşitli alanlarına dair eğitim serileri bulunacak. Bunlara da bu İspanyolca eğitim makalesi ile başlıyoruz.

Topluluk Zorlukla Kar ıla ıyor

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

İZLENİM YÖNETİMİ - 2 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

Sunum Teknikleri Eğitimine HOŞ GELDİNİZ. Program. Neler bilmem gerekir?

Nezaket. Konuşucu ilişkili nezaket: Kendini alçaltma Dinleyici ilişkili nezaket: Dinleyici yükseltme

KÜL TİGİN ABİDESİ VE KUTADGU BİLİG DEKİ ORTAK FİİLLERİN TAMLAYICI İLİŞKİSİ AÇISINDAN İNCELENMESİ

Elişa, Mucizeler Adamı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

İLETİŞİM TEKNİKLERİ. Diğer Sağlık Personeli Temel Eğitim Programı. Dr.V.Aydan İZGİ

Words of Revenge in The Divanu Lugat-it Turk and Kutadgu Bilig

TÜRKÇE BİÇİM KISA ÖZET.

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

International Journal of Language Academy ON A DIFFERENT USAGE OF CONDITION SUFFIX SA IN KUTADGU BILIG 1

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar

ETKİLİ İLETİŞİM BECERİLERİ. İLETİŞİM ve SÜRECİ

TÜRKİSTANLI BİR BİLGE: YUSUF HAS HACİP

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

Tanrı Köle Yusuf u Onurland- ırıyor

MİSYON, VİZYON VE DEĞERLER

Dinleme DİNLEME. Dinlemenin Amaçları. Dinlemeyi Etkileyen Faktörler. Motivasyonun, Duyguların ve Amacın Etkisi

Fiiller nesne alıp almamalarına göre değişik şekillerde adlandırılır. Bunları dört grupta inceleyebiliriz.

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. 60. Hikayenin 22.si.

SPOR HUKUKU 1.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

Samuel, Tanrı Çocu u Hizmetkarı

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim :05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim :08

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Türkçe. Cümlede Anlam Cümlenin Yorumu. Metinde Kazandıkları Anlamlara Göre Cümleler

Sevinç, imza günü geldiğinde erken kalktı. Kütüphanesinden o yazara ait bulunan tüm kitapları çıkarttı.

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Odabaş

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Aldatıcı Yakup

Agape Kutsal Kitap - God's Love Letter Scriptures

ÖĞRENME ALANI: KONUŞMA KAZANIM: Konuşmaya Hazırlık Yapma

KUTADGU BİLİG'DE"KÜ" "Kü" in "Kutadgu-Bilig"


5. SINIF TÜRKÇE KELİME TÜRLERİ TESTİ. A) Ben ise yağmur yağmasını bekliyordum. Cümlesindeki isimlerin hepsi tekildir.

Yazılı Ödeviniz Hakkında Kendinize Sormanız Gereken Bazı Sorular

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

Petrus ve Duanın Gücü

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İlk Paskalya

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Güzel Kraliçe Ester

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Güzel Kraliçe Ester

KUTADGU BİLİGDE ḳıl- YARDIMCI FİİLİNİN FİİL+FİİL ŞEKLİNDE KURULAN BİRLEŞİK FİİL YAPILARINDAKİ KULLANIMI ÜZERİNE

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

Transkript:

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Semih TEZCAN a Armağan, Cilt:13, Yıl:13, 13:443-472 KUTADGU BİLİG DEKİ EDİMSÖZ EDİMLERİ Özen YAYLAGÜL * ILLOCUTIONARY ACTS IN QUTADGU BİLİG Öz Bu çalışmada, İslâmî Türk edebiyatının ilk hacimli metni olan Kutadgu Bilig deki edimsöz edimleri ele alınmıştır. Edimsöz edimleri, söz edimlerinin bir grubunu teşkil eder. Söz söyleme yoluyla gerçekleştirilen eylemler olan söz edimleri, tarihî pragmatiğin önemli inceleme konularından biridir. Tarihî pragmatik, içinde bulunulan zaman diliminden önceki, genellikle uzak bir geçmiş zamanda üretilen metinlerdeki dil biçimleri ve özelliklerini inceler; geçmiş bağlamdaki dil kullanımı ve anlamın nasıl oluşturulduğunu araştırmaya odaklanır. Tarihî pragmatik, son yıllarda, tarihî dilbilim çalışmaları alanında gelişme gösteren bir alt alan olmuş; çeşitli dillerle ilgili artzamanlı söz edimi çalışmalarının sayısı gittikçe artmıştır. Buna rağmen Türk dili alanında bu tür çalışmalar yok denecek kadar azdır. Söz edimleri kültüre ve zamana özeldir. Edimsel fiillerin özel bir anlamsal ve pragmatik alanı vardır. Her toplum kendi özel söz edimlerini ve edimsel fiillerini yaratır. Söz edimi çalışmaları bir topluluğun normları ve değerleri konusunda bize ışık tutabilir. Kutadgu Bilig kurmaca bir metindir. Bununla birlikte kurgu, gerçek yaşamı taklit eder. Fakat gerçek yaşam, kısaltılarak, genişletilerek, seçkiler yapılarak yansıtılır. Bu çalışmada, Kutadgu Bilig deki edimsöz edimleri tespit edilerek sınıflandırılmaya ve edimsöz edimleri arasındaki ilişkiler ve işlevler belirlenmeye çalışılmış; bu yolla dönemin Türk dünyasının normları ve değerlerini ortaya koymak amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: tarihî pragmatik, Kutadgu Bilig, söz edimleri, edimsöz edimleri, edimseller Abstract In this paper, it has been analysed illocutionary acts in Qutadgu Bilig that is a first voluminous text of Islamic Turk litereture. Illocutionary acts are one group of speech acts. Speech acts are actualized by speaking, and they are one of important isues of historical pragmatics. Historical pragmatics analyses linguistic forms and particulars in texts that they have been writen far long ago, and is focused to study use of language and that how is mean established in past context. Historical pragmatics is a issue of recent date that has been developed in area of historical linguistics, and have been increased count of diachronic speech * Doç. Dr. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, ozeny@omu.edu.tr 443

AIBU Journal of Social Sciences, Semih Tezcan Festschrift, Vol:13, Year:13, 13:443-472 act studies that are about differant languages. However in Turkish language area this kind studies are inconsiderable. Speech acts are cultural and temporal items. Performative verbs have a special semantic and pragmatic area. Each people establishe own special speech acts and performative verbs. Studies of speech acts illuminate us about norms and values of a special communite. Qutadgu Bilig is a fictional text. However fictions echo real world. But in a fictional text, real world is reflected as diminished, enlarged and excerpted. In this paper, it had been attempted determining, classifying illocutionary acts and relations between them, functions of illocutionary acts of Qutadgu Bilig. Thus it had been aimed to reveal norms and values of Turkish world of Qarakhanid period. Keywords: historical pragmatics, Qutadgu Bilig, speech acts, illocutionary acts, performatives Biz konuşurken aynı zamanda eylemde de bulunmuş oluruz. Eylemler, iş, hareket ve oluşu anlatırlar. Söz edimleri söz konusu olduğunda eylemin gerçekleşmesi için söz söylemek dışında herhangi bir hareket yapmak gerekmez. Başka bir deyişle, söz edimleri, yalnızca bir sözün söylenmesiyle gerçekleştirilen eylemlerdir. Söz edimleri, eşzamanlı ve artzamanlı çeşitlilik gösteren bulanık kavramlardır. Austin (1962) söz edimlerini üç ayrı grupta toplar: Düzsöz edimi (Locutionary act), Edimsöz edimi (Illocutionary act), Etkisöz edimi (Perlocutionary act). Düzsöz edimleri bir iletinin aktarımıyla, fikirleri oluşturma işlemiyle ilgilidir. Edimsöz edimi söylemin aktarılmasıyla, kişilerarası iletişimle ilgilidir. Düzsöz edimleriyle bizler fonetik bir eylemi; yani sesleri eklemleyerek bir söz edimini gerçekleştirmiş oluruz. Edimsöz edimleriyle başkalarına bir şeyler söyleyerek dünyada bir takım değişiklikler gerçekleştiririz. Etkisöz edimiyle ise, başkalarına bir şeyler söyleyerek onlarda bir durum değişikliği yaratırız. Bir konuşmacı eşzamanlı olarak bu üç edimi de gerçekleştirebilir. Edimsöz edimi, etkisöz edimi ve diğer söz edimi fiilleri arasındaki farklılıklar bir takım fiiller ve fiil benzeri ifadelerin sınıflandırılmasıyla gösterilebilir: 1) Edimsöz edimleri: bildirmek, duyurmak, öngörmek, izin vermek, açıklamak, sormak, istemek, teklif etmek, emretmek, önermek, ifade etmek, tebrik etmek, teşvik etmek, teşekkür etmek, öğüt vermek, azarlamak vb.; 2) Etkisöz edimleri: dinleyicinin öğrenmesini sağlamak, ikna etmek, razı etmek, aldatmak, cesaretlendirmek, rahatsız etmek, korkutmak, oyalamak, eğlendirmek, dinleyicinin bir şey yapmasını sağlamak, etkilemek, baskılamak, dinleyicinin bir şeyi düşünmesini sağlamak, gerilimi hafifletmek, meşgul etmek, sıkmak, dikkat çekmek, şaşırtmak, sıkıntı vermek vb. ile ilgilidir. Bununla birlikte bu fiillerden 444

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Semih TEZCAN a Armağan, Cilt:13, Yıl:13, 13:443-472 bazılarının bütünüyle söz edimi fiili olduğu söylenemez. Söz edimi fiilleriyle diğer fiiller zaman zaman örtüşebilir. Söz edimleri analitik olarak da sınıflandırılabilir. Söz edimi fiillerinin iki farklı kullanımı vardır: [Bağlı bir cümle parçası+söz veriyorum vb. bir fiil] yapısındaki cümlelerde konuşmacı niyetlerine odaklanan edimsellerin kullanımı ve tanımlayıcı kullanım. Bir söz edimi fiili, başka bir durumda bir söz edimiyle ilgili konuşmak için kullanılabilir. Austin e göre, edimseller söylemde örtük veya belirtik olarak yer alabilir. Söz gelişi, Yarın geleceğim cümlesinde söz ver-; Kapıyı kapat! cümlesinde emret- edimseli örtük olarak yer alır. Cümle söylenirken yerine getirilen edimin hangisi olduğunu gösteren dilsel ögenin yer almadığı cümleler ilkel/örtük, Emrediyorum kapıyı kapat! veya Kapıyı kapatmanı emrediyorum! gibi cümle söylenirken yerine getirilen edimin hangisi (yukarıdaki örnekte emret-) olduğunu gösteren dilsel ögenin bulunduğu cümleler belirtiktir. Örtük edimseller, dolaylı söz edimleri olarak da adlandırılır. Yapı ve işlev arasında doğrudan bir ilişkinin olduğu her yerde bir belirtik/doğrudan söz ediminden; yapı ve işlev arasında dolaylı bir ilişkinin olduğu her yerde ise, örtük/dolaylı bir söz ediminden söz edilebilir. Söz gelişi, bildirgeler, bir durumu ortaya koyduklarında doğrudan bir söz edimi yapısına sahipken, bir isteği ortaya koyduklarında dolaylı bir söz edimi yapısına sahip olur. Traugott (1991), söz edimi fiillerinin etimolojik kökenlerinin dört anlam alanından birinde yer aldığını belirtir. Bu alanlar: 1) Söyleme fiilleri (bağırmak, çağırmak gibi); 2) Mental ve psikolojik durumlar (bilmek, istemek, övmek gibi); 3) Görmeyle ilgili fiiller (parlamak, seyretmek gibi); 4) Uzamsal ifadeler (üstünü örtmek gibi). Mental ve metaforik fiiller konuyla ilgili önemli ipuçları verir. J.R. Searle (1979), edimsöz edimlerini sınıflandırırken beş farklı grup teklif etmiştir: bildirgeler (declarations), kesinleyiciler (representatives), dışavurucular (expressives), yönelticiler (directives) ve yükleyiciler (commissives). 1) Bildirgeler (Declarations): Bir bildirge kullanımında konuşmacı sözcükler yoluyla dünyayı değiştirir. Söz gelişi, bir hakemin Çık dışarı, bir nikâh memurunun Sizleri karı koca ilan ediyorum cümleleri bu gruba girer. Bir bildirge kullanımında, konuşmacı dünyayı sözcükler yoluyla değiştirir. Başka bir deyişle, konuşan kişinin sözleri sonunda dış dünyada bir değişiklik gerçekleşir. Bildirgeler, bir ritüelde oynadıkları rollere göre güç kazanırlar. Gerekli şartlar sağlanmadığında geçerlilikleri söz konusu 445

AIBU Journal of Social Sciences, Semih Tezcan Festschrift, Vol:13, Year:13, 13:443-472 446 değildir. Söz gelişi, bir hâkimin Sana idam cezası veriyorum sözlerinin söz edimi gücüne sahip olması için, bu sözlerin mahkeme salonunda, duruşma anında, davacı, davalı, avukat vb. katılımcılar huzurunda söylenmesi gerekir. Bir hâkim, bu şartlar sağlanmadan bu sözleri ettiğinde, söz gelişi evinde kızmış olduğu karısına bu sözleri sarf ettiğinde hiçbir yaptırım gücü taşımaz. Bu gruba giren edimsel fiiller; ad ver-, ceza ver-, veto et-, vaftiz et-, takdis et-, ertele-, vazgeç-, ata-, işten çıkar-, ilan et- gibi fiillerdir. 2) Kesinleyiciler (Representatives): Bir kesinleyici kullanımında, konuşan kişi söylediklerini inanç dünyasına uygun hale getirir. Dolayısıyla konuşan kişi, bir önermenin doğruluğunu veya yanlışlığını savunur. Dünya düzdür; Sıcak, güneşli bir gün gibi cümleler bu gruba girer. Bu gruba giren edimsel fiiller; beyan et-, ileri sür-, iddia et-, duyur-, bildir-, öngör-, ısrar et-, tespit et-, haber ver-, açıkla-, kestir-, onayla- gibi fiillerdir. Bu gruba cevap ver- veya yanıtla- gibi bir edimselle belirtik olarak veya bu edimseller olmadan yanıtlamanın gerçekleştirildiği ifadeleri de eklemek gerekir. 3) Dışavurucular (expressives): Üzgünüm, Tebrikler, Teşekkürler, Pardon, Bamyadan nefret ediyorum gibi ifadeler bu gruba girer. Bu tür ifadeleri kullanarak konuşan kişi söylediklerini duygu dünyasına uygunlaştırır. Dolayısıyla konuşan kişi hislerini ya da duygusal tepkilerini ortaya koyar. Bu edimsöz edimlerinin konuşmacının içinde bulunduğu ruhsal durumu ifade etmek yanında toplumsal samimiyet kurallarına veya ilişki işlevine hizmet etme görevi vardır. Bu gruba giren edimsel fiiller; özür dile-, kutla-, üzüntülerini bildir-, taziyede bulun-, teşekkür et-, selâm ver-, tebrik et-, şikâyet et- gibi fiillerdir. 4) Yönelticiler (directives): Dokunma, Kapıyı kapa veya Kapıyı kapatabilir misin? gibi ifadeler bu guruba girer. Yöneltici ifadelerin kullanımında konuşan kişi, dinleyen kişi yoluyla dünyayı söylediklerine uygunlaştırmaya çalışır. Dolayısıyla konuşan kişi, dinleyenden bir şey yapmasını ister. Bu gruba giren edimsel fiiller; emret-, buyur-, dile-, iste-, talep et-, rica et-, tavsiye et-, arz et-, men et- gibi fiillerdir. Bu amaçla başka fiillerin de emir kipiyle kullanılmaları söz konusudur. Leech (1983) ün, J.R. Searle ün (1979) da bahsettiği 5 söz edimi grubu dışında yer verdiği rogative talep edici, sorgulayıcı fiillere de bu grupta yer verilebilir. Dolayısıyla bu çalışmada; sor-,

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Semih TEZCAN a Armağan, Cilt:13, Yıl:13, 13:443-472 soruştur-, talep et- gibi edimsellerle belirtik olarak veya bu edimseller olmadan da sorma ediminin gerçekleştirildiği bir edimsöz edimi grubu olan rogative talep edici, sorgulayıcı, söz edimlerine yönelticiler arasında yer verilmiştir. 5) Yükleyiciler (commissives): Konuşan kişinin yükümlük altına girdiği Geri döneceğim; Namusum ve şerefim üzerine ant içerim gibi ifadeler bu gruba girer. Bir yükleyici kullanımında, konuşan kişi, kendisi yoluyla dünyayı söylediklerine uygunlaştırmaya çalışır. Bu edimsöz edimini gerçekleştiren kişi, kendisinin gelecekte bir şey yapacağını belirtir. Bu gruba giren edimsel fiiller; söz ver-, vaat et-, karar ver-, tehdit et-, gönüllü ol-, yemin et-, ant iç- gibi fiillerdir. Konuşurken bu edimsöz edimlerinden en az birini kullanırız. Bu çalışmada, Kutadgu Bilig (KB) metnindeki edimsöz edimlerinin dilbilimsel ve sosyokültürel bağlamlarında incelenmesi amaçlanmıştır. Bununla birlikte edimsöz edimlerinin sınıflandırılması konusunda bazı sorunlar olduğu söylenebilir. Bu sorunlardan biri çokanlamlılık sorunudur. Türk dilindeki fiillerin çoğu birden fazla anlama sahiptir ve fiil bir anlamıyla bir sınıfta, diğer anlamıyla diğer sınıfta yer alabilir. Söz gelişi, teklif et- fiili hem bir yöneltici hem de bir yükleyici olabilir. Bir diğer sorun aktarılan söylemlerle ilgilidir. Aktarılan söylemler, birden fazla edimsöz edimi taşıyabilir. Bunların derin yapılarındaki önermelerin belirlenmesi ve buna göre bir sınıflandırma yapılması gerekebilir. Bütün bunlar göz önünde bulundurularak KB deki edimsöz edimleri şöyle sınıflandırılabilir: 1) Bildirgeler KB deki bildirgeler genellikle örtük olarak yer almış olmakla birlikte birkaç yerde belirtik bildirgeye de yer verilmiştir. Belirtik bildirgelerde kullanılan edimsellerden biri at ur- ad vermek tir: kitāb atı urdum kutadġu bilig/kutadsu okıġlıka tutsu elig (350) Kitabın adını Kutadgu Bilig koydum; okuyana kutlu olsun ve ona yol göstersin. Ad verme eyleminde söz söyleme dışında herhangi bir fiziksel eylem söz konusu değildir. Dolayısıyla, konuşmacı (Yusuf Has Hacib), yalnızca kitāb atı urdum kutadġu bilig kitaba Kutadgu Bilig adını verdim diyerek bir eylem gerçekleştirmiş ve sadece bu sözü söylemekle dünyada bir değişiklik gerçekleştirmiştir. Bundan sonra kitabın adı Kutadgu Bilig olarak anılacaktır. Ad vermek edimseli doğrudan bir söylem içinde yer alabileceği gibi bazı örneklerde at atan-, aslı atan-, X adını ataġıl gibi 447

AIBU Journal of Social Sciences, Semih Tezcan Festschrift, Vol:13, Year:13, 13:443-472 sözlerle dolaylı olarak, bir yöneltici içinde, kimi zaman şartlı yan cümlelerde varsayımsal olarak da yer alabilmiştir: anasında tuġsa atansa atı/musāfir bolup mindi üdlek atı (1388) Anasından doğup ad verilince misafir olup zaman atına bindi. Bir kişinin doğumuyla ona herhangi biri tarafından bir ad verilir. Bu at atan- ad verilmek eylemi yalnız söz söyleyerek; yani Sana X adını veriyorum denmek suretiyle gerçekleştirilir. 1388. beyitteki bu söz edimi dolaylı bir aktarımla ve varsayımsal olarak verilmiştir. ürüŋ kuş kutı teg bu erdem kutı/yorı kuş ataġıl sen erdem atı (3011) Bu erdem talihi beyaz kuş talihi gibi(dir). Git sen erdem adını kuş diye adlandır ; ukuş birle aslı atanur kişi (303) İnsan akılla esas adını alır. Kişiye at atan- veya aslı atan- eylemlerinin belirttiği şekilde başkaları tarafından ad verilebileceği gibi kişi kendisi de at urun- ad almak veya at kötür- adını yükseltmek metaforik eylemlerini gerçekleştirebilir: kişilik üçün at urundı kişi/kişilik bile at kötürdi kişi (1600) İnsana insanlığından dolayı bu ad verilmiştir; insan insanlık ile adını yükseltir. Burada at urun- ve at kötür- edimsellerinin kesinleyici bir söz edimi içinde yer aldığı görülür. Söyleme edimselleri de bildirgeler arasında yer alır. İnsan sürekli bir şeyler söyleyerek dış dünyada bir değişiklik yapmaya çalışır. ay-, ayu bėr- söz söyleme edimselleri genellikle örtük olarak yer almakla birlikte, belirtik örnekleri de vardır: ayu bėrdim emdi eşitti özüŋ/munı uktuŋ erse kesildi sözüg (4566). Şimdi söyleyiverdim, sen işittin; bunu anladıysan sözümü bitiriyorum. Buradaki ayu bėr- söyleme edimseli nin gerçekleştirilmesi dinleyicide bir durum değişikliği yaratma amacını taşımaktadır. Genellikle kesinleyici edimsöz edimleri içinde kullanılan ve sosyal hiyerarşiyi yansıtan ötün- arzetmek edimselinin bildirgeler içinde kullanıldığı örnekler de görülür: takı ma negü söz yorımış alın/kadaşım eşitti ötüŋey tilin (3810) Daha da ne söz, çare konuşulmuşsa, kardeşim duydu, (size) diliyle arzedecektir. Burada gerçekleştirilecek olan tilin ötün- dille arz etmek edimseli üst sosyal tabakadan kişilere, burada hükümdara yönelik olarak, söz söylenerek gerçekleştirilir. Ötün- arz etmek eylemi mektup kanalıyla; yani yazıyla da gerçekleştirilebilir. Bildirmek anlamında taŋuk tut- edimseli kullanılır: kapuġdakı er at kiçig ya uluġ/taŋuk tuttı barça kılıp cān yuluġ (1768) Kapıda hizmet eden büyük küçük herkes, ona candan fedaya hazır olduklarını bildirdiler. 448

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Semih TEZCAN a Armağan, Cilt:13, Yıl:13, 13:443-472 2) Dışavurucular Dışavurucular, psikolojik davranışlarla ilgilidir. Konuşan kişi hislerini ya da duygusal tepkilerini örtük veya belirtik olarak ortaya koyabilir. KB deki dışavurucuları olumlu nezaket ve olumsuz nezaket bağlamında ele almak ve sınıflandırmak uygun olur: A) Olumlu nezaketle ilgili edimsöz edimleri: Karşıdaki kişiye yönelik olumlu duyguların dışavurulması bu kişi/kişilerle ilişki kurmak veya sürdürmek isteğinden kaynaklanır. Bu gruptaki edimsöz edimleri, olumlu nezaket ve olumlu yüz göstergesidir. Olumlu duygular bir olay veya duruma yönelik olabileceği gibi kişi/kişilere yönelik de olabilir. Konuşmacı ve dinleyici arasındaki yakınlığı vurgulayan olumlu nezaket biçimlerini kullanma eğilimi, bir dayanışma stratejisi olarak görülebilir. Bununla birlikte olumlu nezakette karşıdakini yükümlülük altına sokmaktan kaçınılır. Bu, grup içinde benimsenen ilkelere uygun hareket taktiği olabileceği gibi, özel bir durumda ferdî bir konuşmacı tarafından kullanılan bir seçim de olabilir. KB de karşılaşmalarda, ayrılmalarda iyi duyguların ifade edildiği edimsöz edimleri yanında Yaratıcıya yönelik teşekkür bildiren edimsöz edimleri de sıklıkla kullanılır. - Birinci kişiden ikinci kişiye yönelik olumlu duyguların dışavurulması için ögdini tilinde yorıt-, ögdi kıl-, edgü kol-, küler yüz tut-, alkış bėr- gibi edimseller kullanılır. Bu tür övgü sözleriyle bir yandan karşıdakinin değeri yüceltilip saygınlığı arttırılmaya çalışılırken diğer yandan övülen kişilerle ilişkilerin korunması, sürdürülmesi amaçlanır. Bu nedenle övgü sözleri olumlu nezaket unsurlarıdır: körüp sewdi hācib bu ay toldını/tilinde yorıttı kamuġ ögdini (530) Hâcib bu Ay Toldı yı gördü ve sevdi; ona her tür övgüde bulundu. Buradaki dışavurucu edimsöz edimi dolaylı bir söz aktarımı içinde verilmiştir. Geçmişte gerçekleştirilen dışavurucu edimsöz edimleri konuşmacı tarafından belirli geçmiş zaman çekimiyle aktarılabilir: saŋa edgü koldum bilir bir idim (3501) Sana iyilik diledim; bir olan Tanrım bilir ; saŋa tügmedim men bu kaşım közüm/küler yüz tutar-men sewinçlig özüm (6232) Ben sana bu kaşımı gözümü çatmadım; sevinçli özüm, güler yüz gösteririm ; tilin bėrdi alkış kör ögdülmişe/ayur ay bügü beg uzun kėç yaşa (6410) Bak Ögdülmiş diliyle alkış verdi (hükümdarı övdü): Ey hakim bey, sen çok yaşa dedi. Burada dolaylı aktarım söz konusu olduğu için övmek anlamındaki alkış bėr- edimseli belirtik olarak yer alabilmiştir. Genellikle konuşan kişi, muhatabına doğrudan seni övüyorum demez; övgüler dolaylı olarak, çoğu kez anlatıcı veya 3. kişi kanalıyla aktarılır veya 1. kişi tarafından geleceğe yönelik olarak yükleyici bir söz edimi içinde yer alır: sewigli sewinçin anı ögdiler (450) Sevenler sevinçle (onu) övdüler ; tüzü 449

AIBU Journal of Social Sciences, Semih Tezcan Festschrift, Vol:13, Year:13, 13:443-472 yalŋuk oġlı sewer edgüni/bu edgü kayu ol ögeyin anı (3270) Bütün insanoğulları iyiyi sever; bu iyi nerede, onu öveyim. İyi dileklerde bulunma edimi bazı kalıplaşmış sözlerle gerçekleştirilir. Uzun ve sağlıklı yaşama temennisi üküş yıl yaşa, kėç yaşaŋ, uzun kėç yaşa, uzun kėç yaşaġıl, esen inç tirilgil edimsöz edimleriyle dile getirilir: esenin tirilgil üküş yıl yaşa/sewinçin awınçın üküş ėl aşa (1480) Ömrünü sıhhatle geçir, çok seneler yaşa; saltanatın sevinç ve huzur içinde geçsin ; ay bügü beg uzun kėç yaşa (6410) Ey hakim hükümdar, ömrün uzun olsun ; esen inç tirilgil ay kılkı silig ( 2528) Ey yumuşak huylu (hükümdar), huzur içinde uzun seneler yaşa ; ilig kėç yaşaŋ (2302) Ey hükümdar! Çok yaşayın. Uzun yaşam dileği yanında Tanrıdan sevap ve iyilik için yardım da dilenebilir: yakınlık ulamış üçün bir bayat/muyan bėrsü miŋ miŋ tümen edgü at (3319) Gösterdiğin bu yakınlığın Tanrı sevabını versin, yüz binlerce iyi ada kavuş. Bir başka kalıp söz olan nelük emgediŋ Niye zahmet ettin? Böyle bir sıkıntıya katlanmana gerek yoktu. Benim için bunu yapman gerekmezdi anlamlarına gelen bir edimsöz edimi olup dinleyicinin konuşmacı yararına girmiş olduğu yükümlülüğün gereksizliğini ortaya koyan bir söz edimidir. Karşıdakini yükümlülükten kurtarmaya çalıştığı için olumlu nezaket göstergesi olarak kabul edilebilir: ayur ay kadaşım nelük emgediŋ (3960) (Odgurmış, kendini ziyarete gelen Ögdülmiş i karşılarken) Ey kardeşim, niye zahmet ettin der. Karşılaşmalarda selām kıl- selâm vermek, selāmlaş- selâmlaşmak, esenleş- karşılıklı olarak iyi dileklerde bulunmak edimsöz edimleri sıklıkla kullanılır: kapuġ açtı terkin ol utru çıkıp/selām kıldı tuttı kör elgin alıp (3958) Kapıyı çabucak açtı, o karşısına çıkıp selâm verdi, elini alıp tuttu ; kopa keldi terkin aŋar kıldı yol/bu er kirdi ötrü selām kıldı ol (5960) Koşarak çabucak geldi, ona yol verdi, bu adam girdi, sonra o selâm verdi ; selāmlaştı kapuġ açtı çıktı kadaşın körüp/kuçuştı esenleşti yüz köz öpüp (3292) Kapıyı açıp çıktı, kardeşini görüp selâmlaştı, kucaklaştı, yüz göz öpüp esenleşti. Dışavurucular, Roman Jakobson tarafından ileri sürülen iletişimin altı işlevinden biri olan vericiye yönelik duygusal veya anlatımsal işlevle ilgilidir. Selâm vermek, selâmlaşmak gibi edimler ise, iletişimin temel ögelerinden biri olan kanala yönelik ilişki işlevini gerçekleştiren işlevsel dil birimleridir; herhangi bir bilgi taşımazlar, bir duyguyu açığa vurmaktan çok ilişki kurma ve sürdürme işlevine sahiptirler. Bununla birlikte ilişki kurma ve sürdürme isteği olumlu yüz ve olumlu nezaketle ilgili olduğundan selâm vermekle ilgili edimsöz edimlerine de bu grupta 450

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Semih TEZCAN a Armağan, Cilt:13, Yıl:13, 13:443-472 yer verilmiştir. Selâm, işlevsel bir sözcük olsa da kişilerarası ilişkide çok önemli anlamlar yüklenir. KB nin bilge tipi Odgurmış, selâmın anlamını hükümdara şöyle açıklar: yanut bėrdi odġurmış aydı selām/bilip kılmadım men eŋ aşnu ulam/selām ol kişike selāmet yolı/selām kıldı erse uruldı ulı/selām ol kişike imînlik emān/selām kılsa ötrü imîn boldı cān (5054-5056) Odgurmış (hükümdara) yanıt verdi: Ben bilerek bunu yaptım ve önceden selâm vermedim dedi. Selâm insana selâmet yoludur; kim selâm verirse, karşısındakine güvence vermiş olur. Selâm, insan için emniyet ve selâmettir; selâm veren kimse karşısındakinin hayatını emniyet altına almış olur. Ayrılırken hoşça kal anlamında esen edgü kal, esen kal selāmet söz öbeklerinin kullanımı yanında, karşılaşmalarda kullanılan esenleşedimselinin ayrılırken de kullanıldığı görülür: sözin kesti koptı adakın örü/esenleşti atlandı keldi berü (5822) Sözünü kesti, ayağa kalktı, veda etti, atına bindi ve beri geldi ; ıdışlıġ suwuġ içtim emdi tükel/tükettim tiriglik esen edgü kal (6060) Kaptaki suyun tamamını içtim ve hayatımı tamamladım, sen sağ ve hoşça kal ; sen erdiŋ maŋa köz yarukı tükel/barır-men seniŋdin esen edgü kal (1162) Sen benim gözümün nuru idin; şimdi senden ayrılıyorum, sen sağ ve esen kal ; kimiŋ kırkta keçse tiriglik yılı/esenleşti erke yėgitlik tili (364) Kimin yaşı kırkı geçerse, gençlik insana: -Allaha ısmarladık, der ; baġırsaklık erdi meniŋ bu sözüm/esen kal selāmet ay körklüg yüzüm (1481) Benim bu sözüm şefkattendi. Ey güzel yüzlüm, sen sağ ve esen kal. Bu son örnekte Türk dili kökenli sözcüklerle kurulan esen edgü kal söz öbeği yerine, Arapça kökenli selāmet sözcüğünün eklenmesiyle kurulan esen kal selāmet söz öbeğinin kullanılması İslamî kültüre geçişin göstergesidir. Hal hatır sormak da olumlu nezaketle ilgili bir edimsöz edimidir. Bu amaçla KB de Nasılsın? anlamında köŋlüŋ neteg, ne boldı özüŋ benzeri sözler kullanılır: ilig su āli ay toldıka/ayıttı ilig emdi köŋlüŋ neteg (1069) Hükümdarın Ay Toldı ya sorusu: Hükümdar Ay Toldı ya Şimdi nasılsın? diye sordu ; ilig aydı ay toldı sözle sözüg/nelük şük turur sen ne boldı özüŋ (957) Hükümdar sordu: Ay Toldı, konuş; niye sessiz duruyorsun; sana ne oldu, nasılsın? Bir diğer kalıplaşmış söz, köz yaruk bol- göz aydın olmak olup muhataba yönelik olumlu duyguları dışavurucu, sosyal ilişkileri düzenleyici bir edimsöz edimini oluşturur: cevāb kıldı ögdülmiş aydı bu söz/sėni kördi erse yaruk boldı köz (3321) Ögdülmiş cevap verdi, bu sözü söyledi: Seni görünce gözüm aydın oldu. 451

AIBU Journal of Social Sciences, Semih Tezcan Festschrift, Vol:13, Year:13, 13:443-472 İyi dileklerde bulunmak için kutadsu kutlu olsun; saadet ve şans getirsin edimsözü kullanılır: kutadsu okıġlıka tutsu elig (350) (Kitabın adını Kutadgu Bilig koydum); okuyana kutlu olsun ve ona yol göstersin. Taziyede bulunmak da bir olumlu nezaket göstergesidir. Taziyede bulunma edimsöz edimi ta ziyet kıl- edimseliyle dolaylı aktarım içerisinde belirtik hale getirilmiştir: eşitti ilig keldi ewdin turup/aŋar ta ziyet kıldı köŋlin urup (6304) Hükümdar (bunu) işitti, saraydan kalkıp (Ögdülmiş in yanına) geldi; ona gönülden başsağlığı diledi. Başsağlığı dilekleri dolaylı olarak teselli sözleri ve öğütlerle de ifade edilebilir: kadaşı mürîdi kumaru çıkıp/selām kıldı ötrü közi yaş saçıp/yorıp keldi utru ayur ay kadaş/muyan bėrsü teŋri köŋül kılma fāş (6286-6287) Kardeşinin müridi Kumaru çıkıp, onu gözyaşları ile karşıladı. Ona yaklaşarak:- Ey kardeş, gönlün yaralanmasın, sabırlı ol; Allah sana ecrini ihsan etsin, dedi, kumaru tegip tıdtı aydı serin/bayat hükmi tapla köŋül ög tilin (6293) Kumaru onun feryatlarını engellemeye çalıştı: Sabırlı ol, Tanrının hükmüne gönlünle, aklınla ve dilinle rıza göster dedi, negü tėr eşitgil ay kılkı tüzün/bu beytig okıġıl awınġıl özün (2306) Davranışı düzgün (insan) ne der dinle, bu beyti oku, kendini avut. Teselli etmek, dolaylı olarak yer alan bir edimsöz edimidir: bayat edgü kılġay bu söz sözleme/tügün urma otun meniŋ köŋlüme (1084) Bu sözü söyleme, Tanrı (seni) iyi edecek, (böyle sözlerle) benim gönlümü dağlama. Tebrik etme edimsöz edimi de dolaylı olarak yer alır: kamuġ işçi barça köründi kelip/tapuġ tozġu birle neŋ artut kılıp (1769) Hizmetinde bulunanların hepsi gelip tebrik ettiler; hediye olarak yiyecek ve giyecek birçok şey takdim ettiler. 1. kişiden ikinci kişiye yönelik iyi dilekler mektuplar kanalıyla da iletilebilir. Mektup kanalıyla gerçekleştirilen edimsöz edimleri, yüzyüze konuşmadakine benzer. KB de ölüm döşeğindeki Ay Toldı, yazdığı mektup kanalıyla hükümdar Kün Togdı ya iyi dileklerini iletir: uzun kėç yaşaġıl ay ėlig kutı/üküş ėl aşaġıl bu beglik atı (1350) Ey devletli hükümdar, çok uzun yaşa; bu saltanat ile çok illere hükmet. Mektupların temel işlevi uzamsal olarak birbirinden farklı konumlanmış katılımcılar arasındaki iletişimi sağlamaktır. Mektuplarda birkaç farklı iletişim aşaması belirlenebilir. Söz gelişi, mektubun giriş kısmında hitap eden hitap edileni selâmlar, iyilik ve sağlık dilekleri iletilir. Bu kısım, toplumun sosyal hiyerarşisi ve nezaket kodlarıyla belirlenir. Böylece bu ilk aşamada konuşmacı temsilî bir söz edimi gerçekleştirir. KB de mektuplar hiyerarşik olarak en yukarıda olduğuna inanılan Tanrının adını anmak ve onu övmekle başlar: bayat atı birle sözüg başladı/törütgen 452

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Semih TEZCAN a Armağan, Cilt:13, Yıl:13, 13:443-472 igidgen keçürgen tėdi/ayur-men bitidim bayatım atı/bu at ol kamuġ törlüg igke otı/üküş ögdi artuk telim miŋ senā/kılur-men bayatka aŋar yok fenā/tiledi törütti kamuġ teprerig/tirilgü bėrür yėm tutar ol tirig (3188-3192) Tanrı adı ile başladı: Yaratan, besleyen ve göçüren odur dedi. Sonra devam etti: Tanrının adını yazdım, bu ad her türlü derde devadır. Tanrıya pek çok hamd ve binlerce sena ederim. Onun için ölüm yoktur. Bütün hareket edenleri o diledi ve yarattı; onlara rızık ve hayat veren odur. Kadirdir, adildir, hak kanunları koyan odur; yarattığı bütün mahluklara gücü yeter Hükümdar, daha sonra Odgurmış ın halini hatrını sorar ve ona övgüler dizer: iligdin selām köŋül aytu bitig/bitidim esenlik öze ay tetig/esen barmu erki et öz inçlikin/negü teg yüder erki üdlek yükin/eşittim seniŋ edgü kılkıŋ yaŋıŋ/bu üdte yok ol tėp saŋa tuş teŋiŋ/bayat kılmış emdi saŋa edgülük/bilig bėrmiş erdem ukuş ög ülüg/bu yaŋlıġ kılınçıŋ eşitti özüm/sini ārzūladı ay körklüg yüzüm (3197-3201) Ey zeki insan! Bu hükümdardan selâm ve hatır sorma mektubudur; bunu sana sağlık dileğiyle yazdım. Vücudun sağ ve sıhhatte midir; devran yükünü acaba nasıl yükleniyor? Senin iyi tavır ve hareketini duydum; bu devirde sana denk ve eş bulunmadığını işittim. Tanrı sana şimdi lutfetmiş, bilgi vermiş; fazilet, akıl ve anlayış nasip etmiştir. Senin böyle olduğunu işittim, ey güzel yüzlüm, gönlüm seni arzuladı. - Üçüncü kişiden ikinci kişiye yönelik olumlu duyguların dışa vurulduğu edimsöz edimleri: Konuşmacının 3. kişinin iyi duygularını 2. kişiye aktardığı durumlar da sıktır. A ve B kişisi konuşurken A konuşmacısı dinleyici durumundaki B den ortamda bulunmayan C kişisine iyi dileklerini iletmesini isteyebilir ve bu istek başka bir zaman diliminde B kişisi tarafından C kişisine A dan üküş ögdi aytıġ selām/ıdur-men saŋa benzeri sözlerin söylenmesiyle gerçekleştirilebilir: iligdin üküş ögdi aytıġ selām/ıdur-men saŋa ay ukuşı temām (3907) Ey anlayışı tam! Hükümdardan çok övgülü sözler, selâm iletiyorum sana. Burada selām ıd- selâm göndermek edimseli konuşma zamanında 1. tekil kişi çekimiyle yer almıştır, 1. kişi; yani konuşmacı (B kişisi) selâmı gönderen değil, taşıyan ve C kişisine aktaran konumundadır. Bu nedenle selām ıdedimselini selâm iletmek şeklinde anlamlandırmak uygun olur. - Üçüncü kişilere yönelik olumlu duyguların dışa vurulduğu edimsöz edimleri: Konuşmacının, dinleyici kanalıyla ortamda bulunmayan 3. kişilere yönelik olumlu nezaket sergilediği edimsöz edimleri de vardır. Bunlar için genellikle selām tegür- selâm söylemek edimselinin kullanımı yanında uzun ömür, sağlık ve esenlik dileklerinin aktarımının yapıldığı da görülür. selām tegür- edimseli sıklıkla yöneltici bir edimsöz edimi içine yerleştirilerek aktarılır: sewüg sawçıka miŋ meniŋdin 453

AIBU Journal of Social Sciences, Semih Tezcan Festschrift, Vol:13, Year:13, 13:443-472 selām/tegürsün bayatım kesüksüz ulam (1348) Tanrım sevgili peygambere benden durmadan çok çok selâm söylesin ; tüzü ėşleriŋe yėme ök adın/tegürsün selāmım idim kesmedin (1349) Diğer bütün ashabına da Rabbim sonsuz selâmlarımı ulaştırsın ; tüzü tört ėşiŋe meniŋdin selām/tegür ay bayatım tutaşı ulam (6520) Onun dört arkadaşına benden durmadan ve devamlı binlerce selâm ulaştır. Herhangi bir edimsel olmadan dolaylı olarak da 3. kişiye yönelik olumlu duygular ikinci kişilere açıklanabilir: kamuġ edgülükte takı artukı/bu ögdülmiş ol emdi köŋlüm tokı (3057) Bütün bu iyilikler arasında en iyisi, şimdi ruhumu doyuran bu Ögdülmiş tir. Takdir etmek edimseli genellikle örtük olarak yer alır: yėme yakşı aymış bügü bilgi yarp (3393) Parlak bilgili hakim yine çok güzel söylemiş ; idi yakşı aymış bu beyt ayġuçı (4286) Bu beyti söyleyen çok güzel söylemiş ; kalı sewmeyin kör bu edgü kişig/kalı ögmeyin men bu edgü işig (933) Bu iyi kişiyi nasıl sevmeyeyim. Ben bu iyi işi nasıl övmeyeyim. - Tanrıya yönelik teşekkürler ve övgüler: Tanrıya yönelik teşekkür ve övgü için şükr kıl-, senā kıl- gibi özel sözcükler yanında insanlara yönelik olarak da kullanılan ög- fiili kullanılır: munı bėrdiŋ emdi maŋa sen atā/kılur-men munıŋ şükri yüz miŋ kata (3058) Bunu şimdi sen bana ihsan ettin; bunun için (sana) yüz bin kez şükrediyorum ; üdi emdi ermiş munukı özüm/saŋa tuştı şükrin kılur til sözüm (3310) Zamanı şimdiymiş, işte ben sana kavuştum, dil (ve) sözüm buna şükreder. Şükürler genellikle 3. kişi aktarımlı olarak verilir; şükür kıl- edimseli yanında senā kıl-, ög- edimselleri de kullanılarak olumlu duyguların dışa vurumu pekiştirilebilir. Bu teşekkür sözleri, doğrudan Tanrıyı muhatap alarak söylenebileceği gibi, bir başka muhataba hitap ederken 3. kişi konumundaki Tanrıya yönelik de söylenebilir: bilig inçke tegdi yarudı küni/bayatka şükür kıldı ögdi anı (1782) Bilgi huzura kavuştu, günü aydınlandı; Tanrıya şükretti, onu övdü ; bayatka şükür kıldı ögdi üküş (1030) Tanrıya şükretti, çok övdü ; şükür kıldı artuk sewindi ilig/senā kıldı rabka kötürdi elig (3116) Hükümdar şükretti ve çok sevindi; elini kaldırdı ve Tanrıya sena etti ; bu ay toldı elgin kötürdi yana/bayatıġ üküş ögdi kıldı senā (1256) Bu Aytoldı, yine elini kaldırdı, Tanrıyı çok övdü, sena etti. Tanrıya yönelik övgü ve teşekkürler yanında bir başkası için de dua edilebilir ve bu kişi övülebilir: sözin kesti ögdülmiş öpti yėrig/ėligke du ā kıldı ögdi birig (3050) Ögdülmiş sözünü bitirdi, yeri öptü; hükümdara dua etti, Tanrıyı övdü. ajun bodnı tındı awınçın kutun/iligke du ā kıldı bodnı bütün (1886) Dünya halkı huzur ve saadet içinde rahata kavuştu; bütün halk hükümdara dua etti. Burada bütün halkın hükümdara dua 454

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Semih TEZCAN a Armağan, Cilt:13, Yıl:13, 13:443-472 etmesi, onun iyi yönetimine yönelik bir teşekkür mahiyetindedir. Aynı zamanda hükümdara yönelik bir takdir de söz konusudur. dua kıl- edimini gerçekleştiren kişiler bu eylemi Tanrıya yönelik gerçekleştirmekte, eylemden muhatap durumundaki hükümdarın yarar sağlaması beklenmektedir. Dua etmek bir memnuniyet göstergesidir ve dolaylı aktarımlar içinde belirtik hale gelebilir:. köŋüldin bėrü kıldı edgü du ā (1265) Gönülden iyi dualar etti ; bu sözler eşitti sewindi ėlig/du ā kıldı rabka kötürdi elig (3051) Hükümdar bu sözleri işitti ve sevindi; elini kaldırdı ve Rab a dua etti. Burada dua kıl- edimseli aktaran söylem içinde yerini bulmuştur. Bu belirtik bir edimsel olmakla birlikte dolaylı bir aktarım içinde yer almıştır. Doğrudan aktarımlarda dua kıl- edimseli örtük olarak yer alır; dua eden kişi Tanrım sana dua ediyorum şeklinde değil, karşıdakine Tanrı nın gerçekleştirmesine yönelik iyi dileklerde bulunarak bu edimsöz edimini gerçekleştirir: ajun kalmasunı seniŋsiz kuruġ/bayat kesmesüni seniŋdin uruġ/negü erse ārzū tilekiŋ kamuġ/aça bėrsü teŋri saŋa ol kapuġ/negü erse ārzū tilekiŋ takı/tükel bėrsü teŋri saŋa ay akı/sewinçin awınçın tirilgil uzun/erejlengil ança ay kılkı tüzün (6411-6414) Dünya sensiz kuru kalmasın; Tanrı senin neslini kesmesin. Ne gibi arzu ve dileğin varsa, Tanrı sana bunların kapılarını daima açık tutsun. Daha ne gibi arzu ve dileğin olursa, ey cömert, Tanrı sana bunları da ihsan etsin. Sevinerek, avunarak, uzun ömür sür ve huzur içinde yaşa, ey halim, selim insan. - Konuşmacının kendine yönelik hediyeyi kabulü sırasında söylediği; ilig sundı aldı tayak elgiŋe/ayur bu kumaru kutadsu maŋa (6325) Hükümdar uzanıp değneği eline aldı; Bu yadigâr bana uğurlu olsun, dedi benzeri sözler de kişinin kendine yönelik iyi temennilerini göstermesi açısından ilgi çekicidir. 6325. beyitte konuşmacı kutadsu maŋa bana uğurlu olsun sözleriyle kendisi için iyi dileklerde bulunmuştur. B) Olumsuz nezaketle ilgili edimsöz edimleri: Olumsuz nezaket, bir kişinin olumsuz yüzüyle ilgilidir. Olumsuz yüz; bağımsız olmayı, eylemlerinde özgür davranmayı, diğerlerinin zorla kabullerinden uzak olmayı gerektirir. Olumsuz sözcüğü burada kötü anlamda değil, olumlunun karşı kutbu olarak düşünülmelidir. Birinin olumlu yüzü kabul edilme, bir grubun üyesi olmaya çalışma, isteklerini diğerleriyle paylaşmayı bilmeyi gerektirir. Olumlu yüz bağımlı olmayı, olumsuz yüz ise, bağımsız olmayı gerektirir. Bir kişinin olumlu yüzünü koruma eylemi dayanışma gösterme eğiliminde olacaktır. Olumlu yüz, konuşmacıların aynı şeyleri istediği ve onların ortak bir hedefleri olduğunu vurgular. Olumsuz yüzde ise, tam tersi bir durum söz konusudur. Konuşmacıların istekleri farklıdır ve bağımsız olmak tercih edilir. KB de olumsuz 455

AIBU Journal of Social Sciences, Semih Tezcan Festschrift, Vol:13, Year:13, 13:443-472 eylemlerin hoşgörülmesi, silinmesi, perdelenmesini amaçlayan edimsöz edimleri de oldukça çoktur: - üdri kol- özür dilemek edimseli olumsuz nezaketle ilgili bir edimsöz edimi oluşturabilir: özüm udri koldum men emdi saŋa/kodu bėr mėni sen sarılma maŋa (3809) Ben şimdi senden özür diliyorum; sen bana sarılma beni rahat bırak. Burada konuşmacı Odgurmış, muhatabı Ögdülmiş in kendine yönelik bir isteğini (saraya davetini) geri çevirir ve olumsuz bir yüz sergilerken, bu olumsuz tutumunu perdelemek için üdri kol- özür dilemek edimsel fiilini kullanıp, reddi yumuşatmaya çalışır. Daveti reddetmek olumsuz yüz ve olumsuz nezaketle ilgilidir: kodu bėr ay ilig mėni sen maŋa/du āçı bolayın bu yėrde saŋa (3791) Ey hükümdar! Sen beni bana bırak; burada sana duacı olayım. Burada Odgurmış, hükümdarın saraya davetini reddederek bir yükümlülükten kaçınırken kendini bir başka yükümlülük altına sokuyor; hükümdar için dua etmeyi vaat ediyor. Bu vaat, reddi yumuşatma amacı taşır. üdri kol- özür dilemek edimselini kişi, yüzünün zedelenmesini ve saygınlığını kaybetmeyi engellemek için de kullanabilir. Kitap sahibi (Yusuf Has Hacip), kitabın başında bilgili insandan söyleyebileceği yanlış sözlerden ötürü (daha böyle sözler söylemeden) özür diler: sözüm sözlemişke saŋa eymenü/özüm üdri koldı saŋa uş munu (204) Sözümü sana söylemiş olduğum için çekinerek işte böyle senden özür diledim. Olumsuz bir tepkiyle karşılaşmayı, bağlı bulunulan topluluktan dışlanmayı ve bu gruptaki insanlarla bağların kopmasını engellemeyi amaçlayan konuşmacı, af dileyebilir. Bu amaçla keçür- affetmek fiili de emir kipiyle çekimlenerek kullanılabilir: eşitsü ayayın özüm bilmişin/ilig me keçürsün hatā bolmışın (1920) Ben kendi bildiğimi söyleyeyim; hükümdar dinlesin ve hatalarımı affetsin. Özür ve af dilekleri, keçür- affetmek edimselinin belirli geçmiş zaman 1. kişi çekimiyle karşılandığında gruba bağlılık korunur. Bu türden edimseller genellikle bildirgeler içinde kullanılır ve saygınlığın yeniden kazanılmasını beraberinde getirir: keçürdüm men anda seniŋ üdrüŋi/aġırladım ötrü ol erdem teŋi (798) O zaman ben senin kusurunu affettim ve sana meziyetin oranında saygı gösterdim. Özür ve af dileme edimsöz edimleri, saygınlık kaybını en aza indirme; saygınlığa zarar veren bir durumu giderme amacı taşır. - Olumsuz nezaket yaratan edimsöz edimlerinden biri olan zorlamak küçe- edimseliyle belirtik hale getirilir: kese sözledim söz eşittiŋ anı/nelük emgetür sen küçeyü mėni (3961) Sana kesin sözümü söyledim; neden beni ısrarla bu işe zorluyorsun (=Beni zorlama, beni zorlayarak bana sıkıntı verme.) Karşıdakini yapmak istemediği bir şeyi yapması 456

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Semih TEZCAN a Armağan, Cilt:13, Yıl:13, 13:443-472 konusunda zorlamak, ısrarcı olmak da olumlu yüzü zedeleyen olumsuz bir nezaket göstergesidir. - Bir kişinin olumlu yüzünü zedeleyen durumlardan biri de bu kişiye yönelik yergilerdir. KB de yer- yermek edimseli olumsuz nezaket unsuru olarak hoş görülmeyen durum ve kişilere yönelik olarak kullanılır: neteg yirmegü bu ukuşsuz işig (1776) Bu akılsız işi nasıl yermeli? - İletişim kurulan kişinin hatalarını düzeltmeye çalışma veya görüşlerine katılmama olumlu yüzü zedeler. Bu nedenle şikâyet etmek, itiraz etmek, reddetmek, geri çevirmek edimsöz edimleri de olumsuz nezaket unsurlarıdır. KB de reddetmek, geri çevirmek anlamlarında ewre süredimsel fiili kullanılır. Başarısızlık dolaylı olarak itiraf edilir: mėni ewre sürdi sözüm tutmadı/sözin kadra kördüm küçüm yetmedi (6244) Beni geri çevirdi, sözümü tutmadı; sözüne karşı koymayı denedim; fakat gücüm yetmedi ; negü kıldım erki elig men saŋa/nelük türdüŋ emdi bu öç kek maŋa (369) Hükümdar ben sana ne yaptım ki, bana nasıl bu kini bağladın? - KB de konuşmacının muhataba yönelik olumsuz duygularını dışavuran edimsöz edimlerinden biri de esirkep açı- olup esef ederek kızmak anlamındadır: esirkep açır-men saŋa ay yėgitlik/ kamuġ körkümi sen yırattıŋ yırattım (6528) Ey gençlik esef ederek sana kızıyorum; bütün güzelliğimi sen uzaklaştırdın, ben uzaklaştım. Teessüf etmek, dolaylı bir söz edimi olarak da yer alabilir: şekerde süçigrek söz ıdtım saŋa/aġuda açıġ keldi yaŋı maŋa (3913) Sana şekerden daha tatlı söz gönderdim; dönüp bana zehirden daha acı geldi. - KB de kişinin kendi olumsuz yüzünden dolayı şikâyet ettiği, pişmanlık dile getiren edimsöz edimleri pek çoktur. Bu amaçla pişman olmak anlamındaki ökün- fiili sıklıkla kullanılır: tilin sözlemese söz asġı telim/ökündürdi sözlep mėni bu tilim (3879) Sözü söylememenin faydası çoktur; bu dilim beni söylemekle pişman etti ; oġulsuz ölürde ökündi tilin (3373) Çocuksuz ölürken pişmanlığını ikrar etti. İnsan pişmanlık içinde bulunabilir ve feryat edebilir: ulıyu barır-men ökünçün muŋun (1075) (Hükümdarın ölüm döşeğindeki Ay Toldı nın durumunu sorması üzerine Ay Toldı şöyle der): İşte bugün senden ayrılıyorum; pişmanlıkla, sıkıntı içinde feryat ederek gidiyorum ; ulır-men ökünüp asıġ yok ökünç (1364) Pişman olup feryat ediyorum, pişmanlığa fayda yok ; ökündi ayur ay tiriglik isiz (1116) Pişman oldu, söyler: Ey hayat yazık! ; sözin kesti oġlın kuçup yıġladı/olındı yana ol ökünçler yėdi (1510) Sustu, oğlunu kucaklayıp ağladı, tekrar ah vah etti ve pişmanlıklar getirdi ; bu yaŋlıġ ökündi üküş yıġladı (1121) Böylece çok nedamet getirdi ve çok ağladı ; 457

AIBU Journal of Social Sciences, Semih Tezcan Festschrift, Vol:13, Year:13, 13:443-472 isizim yėgitlik tiriglik isiz/ökünçün sıġıt birle gūrke kirür (1516) Bana yazık oldu, gençliğime ve hayatıma yazık oldu; pişmanlıkla ve ağlayarak mezara giriyorum. Hayıflanmak edimsöz edimi; isiz, isizim yazık ünleminin yer aldığı bazı söz öbekleri vasıtasıyla ortaya konur: isizim yėgitlik isizim yėgitlik/tuta bilmedim men sėni terk kaçıttım (6522) Yazık gençliğime, gençliğime yazık; ben seni tutmasını bilmedim, çok çabuk elden kaçırdım ; yawalıkta keçti tiriglik isiz/süre ıdtım üd kün bu beglik isiz (1156) Hayatım yazık ki boş yere geçti; vaktimi ve beylik zamanımı yazık ki boşuna harcadım. Günahı itiraf etmek de ayur-men sözünden sonra günahın itiraf edilmesiyle veya dolaylı söz edimleriyle gerçekleştirilir: ökündi bu ay toldı tındı uluġ/ayur-men yitürdüm könilik yoluġ (1128) Bu Aytoldı pişman oldu; itiraf ediyorum, ben doğruluk yolunu yitirdim, dedi ; törüttüŋ mėni sen kötürdüŋ kutun/yazukluġ kuluŋ men tapuġsuz otun (1258) Sen beni yarattın, saadet içinde yükselttin, ben senin kusurlu, günahkâr ve asi kulunum ; içip yatmış er teg udıp odlu keldim/özüm yolda azmış bayatka uyadtım (6540) İçip yatmış adam gibi uyuyup uyanınca, yoldan çıkmış olduğumun farkına vardım, Tanrıdan utandım. Uyad- utanmak da kişinin olumlu yüzünün zedelenmesinin göstergesidir. İtiraf etmek bir pişmanlığı dile getirdiğinde dışavurucu olmakla birlikte kişinin kendisiyle ilgili bir durumu kesinlik içinde ortaya koyduğu için kesinleyici olarak da kullanılabilir: bayat tapġı kaldı kişi tapġı kıldım/ajun tegre yügrü özümni kürettim (6541) İnsanlar hizmet ettim, Tanrı ibadeti kaldı; dünya işleri peşinde koşarak yolumu şaşırdım ; tilek ārzū birle yügürdüm nėçe men/kuturmış böri teg ajunnı ulıttım (6542) Uzun zaman gönlüme göre hareket ettim; kudurmuş kurt gibi dünyayı inlettim. 3. Kesinleyiciler KB de kesinleyiciler önemli bir yer tutar. Kesinleyiciler, psikolojik olarak konuşmacının güven alanıyla ilgilidir. KB de kesinleyiciler genellikle örtük olarak yer alır. Konuşmacı, bu dünyadaki tecrübeye dayalı bazı bilgileri bildirmek, iddia etmek, ileri sürmek vb. eylemleri yanında inanç dünyasıyla ilgili bildirimlerde de bulunabilir: neteg kim tiledi me boldı kamuġ/kimi kim tilese kılur ol uluġ (6) Nasıl ki diledi ve her şey olduysa kimi dilerse o yücelir. Kesinleyiciler, daha çok geniş zaman kipiyle ortaya konur: bilig birle yalŋuk bedüp çawlanur (2451) 458

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Semih TEZCAN a Armağan, Cilt:13, Yıl:13, 13:443-472 İnsan bilgiyle büyüyüp üne kavuşur. Fakat konuşmacının şahit olduğu durumlarla ilgili bildirimlerde bulunduğu durumlarda belirli geçmiş zaman çekimi tercih edilir: kayu sü bolur bolsa başsız tuşaŋ/uş ol sü buzuldı (2302) Hangi ordu başsız kaldıysa, o ordu bozuldu. Delil gösterme, genellikle dolaylı olarak yapılır: ayur ay oġul kördüŋ emdi mėni/ne hālin barır-men unıtma munı (1501) Söyler: Ey oğul! Beni görüyorsun, ben ne halde gidiyorum. KB nin birçok yerinde başka insanların deneyimleri aktarılarak söylenenlere inanılması için delil gösterilir. Böylece iddiaların desteklenmesi yoluna gidilir ve dinleyicide bir durum değişikliği yaratılmaya çalışılır. Söz gelişi, Ögdülmiş, hükümdara kalabalık ordu yerine seçkin az sayıda askerin daha üstün bir güç oluşturacağını söyledikten sonra kendini destekleyecek, bu konuda tecrübeli ve güven verecek bir harp adamının sözlerini aktarma yoluna gider: sınamış yaġıçı kişi teŋlemiş/on iki miŋ er sü üküş sü timiş/çerig sançmış alp er tutuzmış ayu/maŋa tört miŋ er sü tükel sü tėyü (2334-2335) Tecrübeli harp adamı kıyas etmiş, on iki binlik ordunun büyük bir kuvvet olduğunu söylemiştir. Emretmiş, ordular mağlup etmiş olan kahraman adam: Benim için dört bin asker tam bir ordudur, demiştir. - Hükümdara yönelik bildirimler için arz etmek, sunmak anlamlarında ötün- edimseli kullanılır: bu erdi ay ilig meniŋ bilmişim/munukı ötündüm saŋa ukmışım (2174) Ey hükümdar, benim bildiğim bunlardır; aklımın erdiklerini işte sana arz ettim ; bu erdi ay ilig özüm bilmişi/munukı ötündüm ayıtmış tuşı (2525) Ey hükümdar, benim bildiklerim bunlardır; işte sorulduğu için arz ettim ; bu erdi ay ėlig meniŋ bilmişim/ötündüm ėligke tükendi işim (2739) Ey hükümdar, benim bildiğim bu kadardır; işte hükümdara arz ettim ; ötündi iligke eşitmiş sözin (3849) Hükümdara işittiği sözleri arz etti. - Şüphesiz anlamındaki sėziksiz sözcüğü+geniş zaman çekimli bir fiille kullanılarak da bir kesinleyici edimsöz edimi gerçekleştirilir: sėziksiz ölüm bir kün āhır kelir/tirilmiş bu cānlıġ cānın alġalır (1472) Şüphesiz ölüm bir gün sonunda gelir; dirilmiş bu canlı canını alır ; uluġsıġ bedük tutsa begler köŋül/sėziksiz uçuzluk körür ay oġul (2118) Beyler büyüklük taslar ve kibirli olurlarsa, ey oğul, onlar şüphesiz itibar görmezler. Kesinleyicilerde siziksiz hiç şüphesiz gibi sözlerin kullanılması konuşmacının bildirimin doğruluğuna tam inancını gösterir. Konuşmacı söylediklerini bizzat deneyimlemiş de olabilir. KB de telim körmişim çok görmüşümdür biçiminde kişinin kendi deneyimini ortaya koyduğu söz edimleri de vardır: telim körmişim bar tegimsiz kişi/turup ilke yazdı kesildi başı (2516) Çok görmüşümdür, liyakatsiz kimseler günün birinde memlekete karşı suç işlemişler ve başları kesilmiştir. 459

AIBU Journal of Social Sciences, Semih Tezcan Festschrift, Vol:13, Year:13, 13:443-472 - Tahmin ve öngörüleri ortaya koymak için [F-gelecek zaman kipi ol] veya [F-gelecek zaman kipi ok] yapısı kullanılır: yana yandru terkin mėni ıdġa ol/eger barmasa sen köŋül kodġa ol (3825) Çok geçmez, o beni buraya gönderecektir; sen ona gitmedikçe, o ısrar etmekte devam edecektir ; ilig aydı emdi maŋa çāre yok/munı edlese-men kişi bolġu ok (1633) Hükümdar devam etti: Şimdi benim için başka çare yok; onu yetiştirirsem, o muhakkak adam olur. - Müjdelemek de geleceğe dönük bir iddiada bulunmak anlamına geldiğinden kesinleyiciler içinde sıralanabilir. KB de müjdelemek edimsöz edimi kutuŋ kur badı, küne tuġdı sözleriyle gerçekleştirilir: hācib çıktı aydı ay ay toldı tur/tapuġka körüngil kutuŋ badı kur (580) Hâcib çıktı ve Ey Ay toldı, buyur hükümdarın huzuruna gir; artık talihin yaver oldu, dedi ; küsemiş turup çıktı andın yana/kelip aydı ay toldı tuġdı küne (511) Küsemiş kalkıp çıktı, ona doğru gelip: Ey Ay Toldı, sana gün doğdu dedi. - Emin olmak edimsöz edimi için [bu ol bu belgülüg] yapısı kullanılır: ay ilig bu ol bu kutuŋ belgülüg (5586) Ey hükümdar! Budur talihin bu, belli. - İzah etmek edimsöz edimi yora bėr-, yor- fiiliyle belirtik hale getirilir: negü kılmışıŋnı sen adra seçe/yora bėrdiŋ uktum kamuġnı aça (797) Niçin yaptığını sen birer birer izah ettin, ben de her şeyini açıkça anladım ; ötüg bėrdi ögdülmiş aydı ay beg/yorayın bu sözni köŋülteki teg (2673) Ögdülmiş şunları arz etti: Ey bey, bu sözü anladığım kadarıyla izah edeyim, dedi. - KB de sık sık ay-, ayıt- sormak yöneltici edimsellerine karşılık cevāb kıl- veya yanut bėr- kesinleyici edimsellerinin kullanıldığı görülür: ayur söz yorıdı neçe törlügün/ol aydı men aydım ukuşun ögün (2269) Ögdülmiş cevap verdi ve: Ey hükümdar, aramızda kaç türlü söz geçti; onun akıl ve idrak dairesinde söylediği sözlere ben de öylece cevap verdim, dedi. 4. Yönelticiler Yönelticiler arasında direktifler önemli bir yer tutar. Direktifler dört sınıfta toplanabilir: edimseller, zorunluluk bildiren ifadeler, modal ifadeler, dolaylı görünümler. Modal ifadeler; zorlama, izin, olasılık ifade eden fiillerle kurulur. Bu çerçevede ek-fiiller veya deyimlerin kullanımı önemlidir. Dolaylı direktifler temelde iki grupta toplanabilir: Dinleyici temelli soru cümleleri ve konuşmacı temelli bildirimler. Dinleyici temelli 460

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Semih TEZCAN a Armağan, Cilt:13, Yıl:13, 13:443-472 soru cümleleri, dinleyicinin gelecekte bir eylemi gerçekleştirmek için yeterlilik veya gönüllülüğünü sorgulayan cümlelerdir. Konuşmacı temelli bildirimler; 1. tekil kişi zamiri veya 1. tekil kişi eki + konuşmacı tutumu veya istemini ifade eden bir fiille oluşturulmuş ifadelerdir. 3. kişili yapılar ise, belli bir kişiye yönelik değildir. Ahlakî zorlamalar taşıyan ifadelerde daha sık rastlanır. Yöneltici edimseller olarak KB de buyur- buyurmak, tutuz- buyurmak, emanet etmek, yarlıka- buyurmak, kol- istemek, öt saw bėr- öğüt vermek, ārzūla- arzulamak, tile- dilemek, yalwar- yalvarmak, okı- davet etmek edimsellerinin kullanıldığını görürüz. Yaratıcıya yönelik isteklerde du ā kıl- dua etmek, niyaz etmek edimseli kullanılır. Bunun dışında hācetim bu ihtiyacım bu (1484), tilekim bu ol ( 3019, 3023) dileğim budur şeklinde de istekte bulunulabilir; muhatapta bir durum değişikliği yaratılmaya çalışılır. Buyurmak, emretmek edimsöz edimi buyur- edimseliyle gerçekleştirilir: yana berk bu mülkni tutuġlı kişi/yaraġlıġ erenke buyurdı işi (40) Yine bu mülkü sağlam tutan kişi işi (bu iş için) uygun adama buyurdu. Burada buyur- edimseli dolaylı bir söz aktarımı içinde yer almıştır. Buyurmak edimsöz edimi genellikle [F-emir kipi (-gıl)] yapısıyla belirtik hale getirilir: törü tüz yorıtġıl bodunka köni (1374) Halka kanunu doğru dürüst uygula. yarlıka-, hiyerarşik olarak daha üsttekinden daha alttakine yönelik bir edimsel olup buyurmak, emretmek temel anlamı yanında konuşmak için izin vermek anlamı da vardır. Hükümdarın, Ay Toldı ya sorusunu (ilig aydı ay toldı sözle sözüg/nelük şük turur sen ne boldı özüŋ (957) Hükümdar dedi: -Ay toldı, konuş; niçin susuyorsun, sana ne oldu? ) Ay Toldı şöyle yanıtlar: ilig yarlıkamaz negü sözleyin/ayıtmazda aşnu negü ötneyin (959) Hükümdar ne söyleyeceğimi henüz buyurmadı; sormadan neyi arzedeyim. Buyurmak, emretmek anlamlarındaki bir diğer fiil tutuz-tır: çerig sançmış alp er tutuzmış ayu (2335) Emretmiş, ordular mağlup etmiş olan kahraman adam söyler Öğüt vermek edimsöz edimi öt saw bėr-, pend bėr-, ötle- edimselleriyle gerçekleşebileceği gibi dolaylı olarak gerçekleştiği örnekler çok daha fazladır: bu ay toldı yasın keçürdi ilig/okıp oġlıŋa bėrdi öt saw erig (1548) Hükümdar bu Aytoldı nın yasını atlattı; oğlunu çağırıp öğüt verdi ; ay toldı oġlı ögdülmişke ötlemişin ayur/köŋül til köni tut bayatka tapın/usanma yarınlık işiŋni itin (1278) Ay Toldı, oğlu Ögdülmiş e öğüt verir: Gönlünü, dilini doğru tut, Tanrıya tapın; gafil olma, yarının işini 461