Tematik Bölüm 100 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT MARATONUNDA İZMİR



Benzer belgeler
TÜRKİYE DIŞ TİCARETİNDEN İZMİR İN ALDIĞI PAYIN ANALİZİ

TÜRKİYE VE İZMİR İN OCAK- HAZİRAN 2013 DÖNEMİ DIŞ TİCARET RAKAMLARI

PERAKENDE SEKTÖRÜNÜN YÜKSELİŞİ DEVAM EDİYOR

TÜRKİYE VE İZMİR İN OCAK-MART 2015 İHRACAT RAKAMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

Lojistik. Lojistik Sektörü

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

plastik sanayi PLASTİK SEKTÖR TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİ VE 2014 BEKLENTİLERİ 6 AYLIK Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

2015 AĞUSTOS DIŞ TİCARET BÜLTENİ 30 Eylül 2015

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat 2012

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz 2013

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran 2012

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU. İzmir Bölge Müdürlüğü

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan 2013

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AYDIN COMMODITY EXCHANGE ARALIK 2013 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ.

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos 2013

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AYDIN TİCARET BORSASI

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım 2013

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran 2013

TORBALI TİCARET ODASI MOBİLYA SEKTÖR ANALİZİ

AYDIN TİCARET BORSASI

TÜRK PERAKENDE SEKTÖRÜ VE BEKLENTİLERİMİZ

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım 2012

AYDIN TİCARET BORSASI

Türkiye Ekonomisindeki Son Gelişmeler

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE NİN BATIYA AÇILAN YÜZÜ İZMİR İN PROFİLİ

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GÖSTERGELERLE HATAY. Levent Hakkı YILMAZ İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

Aylık Dış Ticaret Analizi

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak 2014

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Şubat 2013, Sayı: 7 Intrade, Fatih Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü Aylık Dış Ticaret Bülteni 1 $24 $22 $20 $18 $16 $14 $12 $10 $8 $6 $4 $2 $0

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME

TR42 DOĞU MARMARA BÖLGESİ 2011 YILI OCAK-ŞUBAT-MART AYLARI EKONOMİK GÖRÜNÜM RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül

AYDIN TİCARET BORSASI

Tablo 1. Seçilen Ülkeler için Yıllar İtibariyle Hizmetler Sektörü İthalat ve İhracatı (cari fiyatlarla Toplam Hizmetler, cari döviz kuru milyon $)

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

EGE BÖLGESİ İLLERİ EKONOMİK GÖRÜNÜM

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Perakende Sektörüne Yeni Düzenleme Geliyor

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

AYDIN TİCARET BORSASI

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

KONYA DIŞ TİCARET BÜLTENİ

KONYA DIŞ TİCARET BÜLTENİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİ GÖSTERGELERİ

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

2017 OCAK-EKİM AYLARI TÜRKİYE VE MALATYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER. Doç. Dr. Ahmet UĞUR Malatya Ticaret Borsası Akademik Danışmanı

inşaat SEKTÖRÜ 2015 YILI ÖNGÖRÜLERİ

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

Transkript:

Tematik Bölüm 100 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT MARATONUNDA İZMİR

TEMATİK BÖLÜM 100 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT MARATONUNDA İZMİR 1. İzmir in Ekonomik Panaroması İzmir, 8.500 yıllık geçmişinde bir çok medeniyetin birlikte hoşgörüyle yaşadığı bir kenttir. Doğal limanı, jeopolitik konumu ve iklimi, İzmir in ticaret potansiyelinin hep canlı kalmasının en önemli nedenleri olmuş; deniz ticaretinin önemli bir merkezi olarak yüzyıllar boyunca adından söz ettirmiştir. Günümüzde de İzmir Körfezi deniz taşımacılığından ve sahip olduğu doğal plajları sayesinde turizmden fayda sağlamaktadır. Toplam 11.973 km2 yüzölçümüne sahip olan İzmir in 11 i metropol ilçe olmak üzere toplam 30 ilçesi bulunmaktadır. Türkiye nin en kalabalık üçüncü kenti olan İzmir de 4.005.459 kişi barınmaktadır. Bu nüfusun % 91,4 ü kent merkezinde yaşamaktadır. Bu durumda İzmir in kentleşme oranı, Türkiye nin (% 77,3) üzerindedir. İzmir nüfusunun yaklaşık % 15 ini genç nüfus oluşturmaktadır. Yıllık nüfus artış hızı 8,6 dır. İzmir in nufüs projeksiyonuna göre 2023 yılında nüfusunun 4.405.279 olması beklenmektedir. 2010 yılı Türkiye Gayri Safi Katma Değer den (GSKD) en fazla pay alan 3. bölge 63,3 milyar TL ile İzmir dir. Kişi başına gayri safi katma değer ise 16.195 TL dir. İzmir in ürettiği GSKD içerisinde hizmetlerin payı % 68,4, sanayinin payı % 25,8 ve tarımın payı % 5,9 dur. Ticaret, sanayi ve turizm kent merkezinde yoğunlaşırken merkez dışındaki ilçeler daha çok tarım, hayvancılık ve turizm ile geçimlerini sağlamaktadır. 2012 yılında İzmir de 1.424.000 kişi istihdam edilmiştir. Bu istihdamın % 58,4 ü hizmetler, % 31,6 sı sanayi ve % 10,1 i tarım sektöründedir. İzmir in istihdam oranları, Türkiye geneli ile benzerlik göstermekle birlikte işsizlik oranının İzmir de daha yüksek değerlerde olduğu gözlemlenmektedir. 41

Tablo 3. İzmir in Makroekonomik Verileri (2008-2013) 2008 2009 2010 2011 2012 2013 11,8 16,2 15,1 14,7 14,8-156 227 231 243 247-1.171 1.170 1.303 1.410 1.424-39,9 39,0 42,5 45,5 45,3-464,4 492,9 457 609 705 1.209 1.045 654 1.889 2.361 8.918 1.323* İhracat (Milyar $) 21,6 14,3 16,8 20,1 21,1 15,3* İthalat (Milyar $) 26,1 16,1 22,2 22,3 22,6 16,7* -4,5-1,9-5,4-2,2-1,4-1,4* 82,7 88,2 75,7 90,1 93,3 91,6* 4.813 4.432 5.103 5.532 4.985 4.086* Kapanan Firma Sayısı 2.941 3.002 1.773 2.371 2.027 1.560* Yabancı Turist Sayısı 1.040.217 1.060.273 1.155.820 1.388.271 1.368.924 1.158. 974* 17,7 17,6 22,7 27,6 32,8 26,4* 26,8 29,7 33,7 37,9 41,7 43,1** 19,9 21,5 29,4 38,8 45,9 51,8** 667 697 718 748 772 790 İşsizlik Oranı (%) İşsiz Sayısı (Bin Kişi) İstihdam Düzeyi (Bin Kişi) İstihdam Oranı (%) Kamu Yatırımları (Milyon TL) Teşvikli Sabit Yatırım Tutarı (Milyon TL) Dış Ticaret Dengesi (Milyar $) İhracatın İthalatı Karşılama Oranı (%) Kurulan Firma Sayısı Genel Bütçe Vergi Gelirlerinin Tahsilatı (Milyar TL) Banka Mevduatları (Milyar TL) Banka Toplam Nakdi Kredileri (Milyar TL) Banka Şube Sayısı Uluslararası Sermayeli Şirketlerin Sayısı (1954-2013 Ağustos) * Ocak-Eylül 1.897 Dönemi Dönemi ** Ocak-Haziran 42

2013 yılı Ocak-Eylül döneminde gümrüklere göre İzmir in ihracatı 15,3 milyar dolar, ithalatı 16,7 milyar dolara ulaşmıştır. Bu veriler ışığında İzmir, ülke ihracatının % 13,6 sını tek başına karşılamaktadır. İhracatın ithalatı karşılama oranı bakımından İzmir (% 91,6), Türkiye geneline göre (% 60) oldukça iyi durumdadır. İzmir in ihracatında tekstil-konfeksiyon, kazanlar, makinalar, mekanik cihazlar ve aletler, nükleer reaktörler, bunların aksam ve parçaları, demir-çelik, tütün ve tütün yerine geçen işlenmiş maddeler öne çıkmaktadır. İthalatta ise; mineral yakıtlar, mineral yağlar ve bunların damıtılmasından elde edilen ürünler; bitümenli maddeler; mineral mumlar, motorlu kara taşıtları, traktörler, bisikletler, motosikletler ve diğer kara taşıtları; bunların aksam, parça, aksesuarı, kazanlar, makinalar, mekanik cihazlar ve aletler, nükleer reaktörler; bunların aksam ve parçaları, demir-çelik ve plastikler en fazla ithal edilen fasıllardır. İzmir in dış ticaretinin büyük bir bölümü İzmir Alsancak Limanı ndan gerçekleşmekte; İzmir Alsancak Limanı, sadece İzmir e değil tüm Türkiye ye hizmet vermektedir. Kente 56 yıldır hizmet veren Alsancak Liman ı günümüzde hem yük hem kruvaziyer yolcu gemilerine evsahipliği yapmaktadır. Fakat her iki fonksiyon için de kapasitesi yeterli gelmemektedir. İzmir Alsancak Limanı nın yenilenmesi ile birlikte, gemi bekleme maliyetleri ile ulaşım maliyetlerinden tasarruf edilmesi, çalışan sayısı ve iş fırsatlarının artması beklenmektedir. İzmir Alsancak Limanı dışında, Aliağa Nemrut körfezinde ve Dikili de limanlar bulunmaktadır. Çeşme de ise Ro-Ro ve Feribot Limanı mevcuttur. Türkiye'nin transit limanı olacak Kuzey Ege Çandarlı Limanı'nın 2018 yılına kadar devreye girmesi beklenmektedir. İzmir de ticaretin yoğun olduğu bölgeler kent merkezinde bulunan çarşılardır. Kemeraltı, Karşıyaka, Mimar Kemalettin, Yenişehir, Çankaya, Alsancak ve Karabağlar çarşıları kentin alışveriş mekanlarıdır. Bunun yanısıra Hatay, Balçova, Buca, Güzelyalı, Bornova gibi semt çarşıları da bulunmaktadır. İhtisas ve karma sanayi siteleri ise KOBİ ve esnafa iş olanakları yaratmaktadır. İzmir ekonomisinde, sanayi de önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle 1923 yılında düzenlenen ilk İktisat Kongresi nin ardından planlı sanayileşme dönemine geçilmesi ile birlikte İzmir bu alanda öncü kent olduğunu göstermiştir. 43

İzmir de şu anda mevcut 13 adet Organize Sanayi Bölgesi nin 8 inde (Atatürk OSB, İTOB OSB, Tire OSB, Kemalpaşa OSB, Aliağa OSB, Pancar OSB, Buca Giyim OSB ve Bergama OSB) sanayi üretimi gerçekleşmektedir. Ayrıca Aliağa, Bornova ve Torbalı ilçeleri sanayi yatırımların yoğunlaştığı ilçelerdir. Genel olarak tekstil, konfeksiyon, gıda, içki, tütün yem sanayi önemli işkolları arasındadır. Bunların dışında, demir-çelik, petro kimya, otomotiv, çimento, ayakkabı, gübre, tarım makineleri ve seramik sanayi üretimi de yapılmaktadır. İzmir de tarıma dayalı sanayi kolları da gelişmiş düzeydedir. İzmir ESBAŞ ve İZBAŞ olmak üzere 2 serbest bölgeye sahiptir. İhracata dayalı kalkınma stratejisi çerçevesinde, ülke ihracatını arttırmada önemli bir araç olarak görülen serbest bölgeler, İzmir dış ticaretinin gelişimine önemli katkı koymaktadır. İzmir de son dönemlerde teknoloji ve ar-ge alanında yatırımların da artmaya başladığı gözlemlenmektedir. Odamızın kurucusu olduğu İzmir Bilimpark da dahil olmak üzere 3 teknopark kentimizde yer almaktadır. İzmir de en son 2011 yılında Şifa Üniversitesi nin kurulması ile birlikte vakıf üniversitesi sayısı 5 e (İzmir Ekonomi, Yaşar, İzmir ve Gediz Üniversiteleri) yükselmiştir. 4 devlet üniversitesi (Ege, Dokuz Eylül, İYTE ve Katip Çelebi Üniversiteleri) ile birlikte toplam üniversite sayısı 9 a ulaşmıştır. İzmir doğal plajları ve koyları ile bir turizm kenti olma özelliğine sahiptir. Denizkum-güneş turizminin yanısıra kültür, inanç, sağlık turizmi için de turistlerin tercih ettiği kentlerden birisidir. İzmir, sağlık turizmi açısından önemli fırsatlar barındırmaktadır. Zengin jeotermal kaynakları ve kaplıcaları ile İzmir dünyada sağlık turizminin merkezi olabilecek potansiyele sahiptir. İzmir in en başarılı olduğu alanlardan birisi kruvaziyer turizmdir. 2004 yılından bu yana her yıl kente gelen gemilerin sayıları artmaktadır. Odamızın katkısı ile İzmir bu alanda dünya çapında ödüle layık görülmüştür. Bundan sonraki süreçte de, tüm İzmir in kruvaziyer turizmi geliştirmesi yönünde katkı koyması beklenmektedir. İzmir in hedefi dünyanın en zengin kentleri olan New York, Paris, Londra, Shanghai, Dubai gibi marka kentler arasında yer almaktır. İzmir-Ankara, İzmir-İstanbul, İzmirAntalya, İzmir-Konya gibi yüksek hızlı tren projeleri, otoyol projeleri, kruvaziyer limanı, metro, tramvay, körfez vapurları gibi kent içi ulaşımı kolaylaştıracak alt yapı sistemlerinin yapımının önümüzdeki yıllarda hız kazanacağı düşünülmektedir. 44

Bu sayede İzmir bir Dünya Kenti ne dönüşecek, tanınırlığı artacaktır. Yeni konaklama yatırımları ile turistik yatak kapasitesi artırılarak, turist sayısı katlanacaktır. İzmir i tanıma fırsatı bulan uluslararası yatırımcılar, İzmir ve Türkiye deki yatırım fırsatlarını daha yakından tanıyacak ve yabancı yatırımların sayısı artacaktır. İzmir in cazibe merkezi olmasıyla kentsel dönüşüm projeleri de hızlanacaktır. 2. İhracat Perspektifinden İzmir de Sektör Analizleri 2.1. Tarım Tarımsal ekonomiler sıralamasında 7. sırada yer alan ülkemiz tarımının milli gelire, istihdama ve dış ticarete katkısı giderek artmaktadır. Tarım sektörü; 2008 yılında % 4,3, 2009 yılında % 3,6, 2010 yılında % 2,4, 2011 yılında % 6,1 ve 2012 yılında % 3,5 oranında büyüme göstermiş olup ülkemiz ekonomisine ciddi katkılar sağlamıştır. Türkiye nin tarıma elverişli alanlarının % 11 inin yer aldığı bölgemiz; farklı iklim ve toprak özellikleri, ürün deseni, bilinçli ve bilgili üreticisiyle yüksek bir tarım potansiyeline sahiptir. Ege nin, Türkiye bitkisel üretim değerindeki payı yaklaşık % 19 düzeyindedir. Özellikle son yıllarda, bitkisel üretimde, sebze başta olmak üzere sebze-meyve üretiminde önemli gelişmeler kaydetmiştir. Bölgemizin toplam ihracatının içinde tarımın payı ve önemi giderek artmaktadır. 2011 yılı TÜİK verilerine göre tarım, hayvancılık, balıkçılık, gıda ürünleri ve içecekte, bölgemiz yıllık ihracat rakamı 2,73 milyar dolar düzeyinde gerçekleşirken bu rakam 2012 yılında 2,87 milyar dolara ulaşmıştır. 2013 yılı ilk 8 ay rakamlarına göre ise bölgemizin söz konusu sektörlerdeki ihracatı 2,12 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Elverişli coğrafi koşulları ve iklimiyle, zengin toprak yapısıyla, bilgi birikimi ve tarımsal sanayi tecrübesiyle İzmir, ülkemiz tarımının lider kentidir. Türkiye toplam tarım üretiminin % 5 i İzmir tarafından karşılanmaktadır. Yanı sıra tarım ve tarıma dayalı sanayi ürünleri dış ticaretimizde önemli bir yere sahip bulunmaktadır. 45

TÜİK verilerine göre, tarım, hayvancılık, balıkçılık, gıda ürünleri ve içecekte kentimiz ihracatı; 2011 yılında 1,58 milyar dolar iken 2012 yılında 1,69 milyar dolara yükselmiştir. 2013 yılı ilk 8 ay rakamlarına göre ise 1,37 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2011 ve 2012 yıllarında kentimizin toplam tarım, hayvancılık, balıkçılık, gıda ürünleri ve içecek ihracatındaki payı % 11 düzeyinde gerçekleşmiş olup, 2013 yılı ilk 8 ayında bu oran % 13,4 e yükselmiştir. Tarım, hayvancılık, balıkçılık, gıda ürünleri ve içecek sektörleri ayrı ayrı değerlendirildiğinde; ülkemiz tarım ve hayvancılık ihracatının % 14,8 i; su ürünleri ihracatının % 13,3 ü, gıda ve içecek ihracatının ise % 9,5 i ilimizce gerçekleştirilmektedir. Sektör ülke genelinde olduğu gibi ilimiz ve bölgemizde de beslenmenin yanında istihdama ve ekonomiye katkısı ve ihracat potansiyeli bakımından büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla sektörün bu denli öneme sahip olması, tarım-sanayi entegrasyonunun sağlanması, katma değeri yüksek tarımsal ürünlerin üretilmesi ve sektörün rekabet edebilirliğinin sağlanmasını zorunlu kılmaktadır. Sektörün ekonomiye katkısını arttırmak adına üretilen ürünlerin endüstriyel ürün haline getirilip katma değer oluşturulması önem arz etmektedir. Bu kapsamda; Tarımsal üretim altyapısının geliştirilmesine, Üretimde verimliliğin artırılması ve hasat kayıplarının azaltılmasına, Ürünlerde pazar değerinin ve markalaşmanın artırılmasına, Örtü altı tarımın yaygınlaştırılması ve modernizasyonuna, Tarımsal örgütlenmelerin güçlendirilmesine yönelik çok yönlü ve geniş bir uygulamayı gerektiren çalışmaların yapılması gerekmektedir. Türkiye nin en önemli ihraç limanlarından birinin yer aldığı bölgemiz tarım alanında teknolojik gelişmelerin en hızla yaygınlaştığı ve uluslararası arenada rekabet edilebilirliği en yüksek olan bölgemizdir. 46

Bölgemiz tarımı, dünyanın çok az bölgesinde görülebilecek müthiş potansiyeli ile incirden tütüne, narenciyeden süt hayvancılığına, zeytinyağından hububata, tıbbi ve aromatik bitkilerden şarapçılığa, çiçekçilikten arı ürünlerine kadar inanılmaz bir çeşitliliğe sahiptir. İzmir, geniş tarım hinterlandı ile ülkemizin en geniş ürün desenine sahip kentidir. Modernize bir yapıya sahip İzmir tarımında; pamuk, tütün, zeytinzeytinyağı, üzüm, incir tarımı ağırlıklı yer tutmakta ve bu ürünlerin ihracatı kent ekonomisine büyük bir katkı sağlamaktadır. Geleneksel tarım ürünlerinin yanı sıra organik tarım, seracılık, jeotermal seracılık, kesme çiçek, süs bitkileri, süt, narenciye, kuru meyve, yaş meyve ve sebze, şarapçılık, fidancılık, küçükbaş hayvancılık ile su ürünleri olmak üzere son dönemlerde artan yatırımlar tarımda yarattıkları katma değer ile öne çıkmaktadır. Bu alanlar kent tarımının ve dolayısıyla ekonomisinin gelişmesi açısından önemli fırsatlar olarak değerlendirilebilir. İzmir organik tarım ihracatında öncüdür. Ege İhracatçı Birlikleri nin verilerine göre, 15.530.000 TL lik organik ürün ihracatının önemli bir kısmı organik tarımın başkenti olan İzmir den gerçekleştirilmektedir. İzmir organik tarım ürünü ihracatına devam etmelidir. Bir başka deyişle, mevcut pazarlara hizmet etmeyi sürdürmelidir. Bununla birlikte; yenilikçilik ve rekabet gücü ölçütleri üzerinden organik tarımsal ürünlere katma değer eklenmesine çalışılmalıdır. Organik tarımsal ürünlere ek olarak organik gıda ürünleri geliştirilmelidir. İzmir de organik tarım ürünleri ve organik gıdalar için bir piyasa oluşturulmaya çalışılmalıdır. Bu kapsamda; Organik gıdalar için etkin bir tedarik zinciri ile dağıtım kanalı tesis etmek, İzmir organik sektörüne, İzmir menşeli organik tarımsal ürünler ile organik gıda ürünlerine güven duyulmasını sağlamak, Üretilen organik tarım ürünlerinin yeterli miktar ve çeşitte olmalarını sağlamak, İzmir de organik gıdalara yönelik iç talep yaratmak öncelikli hedefler olarak belirlenmelidir. Mevcut Avrupa pazarlarına organik ürün sağlamaya devam ederken İzmir in, iç pazarda da organik üretimden (hammaddeler) organik gıda (ürünler) üretimine geçişe öncelik tanıması gerekmektedir. 47

İzmir in çok büyük tarımsal potansiyeli de göz önünde bulundurulduğunda 2023 için 40 milyar dolarlık ülkemiz tarımsal ihracat hedefi doğrultusunda koyacağı katkı büyük önem taşımaktadır. Bunun için İzmir'de mevcut tarımsal işletmeler ile tarımsal ürün ihracatçılarının gıda güvenliği ve sürdürülebilir üretim uygulamalarına yönelik Ar-Ge altyapısının geliştirilmesi, inovasyona önem verilmesi ve kalifiye çalışan istihdamının sağlanması gerekmektedir. Bununla birlikte sektörün ihracatını arttırabilmek için dış pazarın talep ettiği çeşit ve kalitede, katma değeri yüksek üretim yapılmasına yönelik çalışmalar da yapılmalıdır. Ayrıca Bölgemiz ile özdeşleşen ürünlerin uluslararası pazarlardaki bilinirliğinin arttırılmasına yönelik olarak çalışmalar sürdürülmelidir. 2.2. Sanayi Sanayi sektörü, onlarca sektörle bağlantısı, ve yarattığı katma değer ve istihdam bakımından ekonomik büyümenin kilit sektörü konumundadır. GSYİH içerisindeki ortalama % 25 civarındaki payı ve büyüme oranlarına büyük oranda etkisi nedeni ile sürdürülebilir kalkınma açısından vazgeçilmez bir kaynak niteliği taşımaktadır. Sanayi sektörünün yapısı itibariyle toplam kuruluş sayısının % 99 unun Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerden (KOBİ) oluştuğu görülmektedir. Sektördeki toplam istihdamın % 56 sı ve üretilen katma değerin % 25 i KOBİ ler tarafından gerçekleştirilmektedir. Sektörde, 1980 yılına kadar uygulanan ithal ikameci politikalar ve 1980 sonrasında geçiş yapılan ihracata dönük sanayileşmenin uygulamaya konulmasıyla, piyasa ekonomisinin ilke ve esaslarının geliştirilmesi yönünde önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Bu reformlar özel sektörün dinamizminin artırılmasına önemli katkılar sağlamış ve Türk ekonomisinin iç ve dış etkilere karşı uyum yeteneğini artırmıştır. Böylece, son yıllardaki endüstriyel büyümenin kaynağını özel sektörün yatırımları ve dinamizmi oluşturmuştur. Sonuçta, ekonomik krizlerin olduğu yıllar dışında, sanayi katma değerinde, ihracat hacminde ve ihracat içerisinde imalat sanayiinin payında önemli artışlar olmuştur. 48

Sanayi katma değerinde ortalama yıllık büyüme oranı 1980-90 da % 6,6, 1990-2000 de % 4,2, 2000-2010 arasında ise % 4,6 olmuş, 2011 yılında % 12,6 ve 2012 de % 7,2 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran 2013 yılının ilk ve ikinci çeyreklerinde gerileyen iç ve dış talebin de etkisiyle % 2,1 ve % 3,1 gibi oldukça düşük düzeyde gerçekleşmiştir. Sanayinin GSMH içindeki payı 1980 de % 18,3 iken, 2000 yılında % 23 e, 2011 yılında % 27 ye çıkmış, 2012 yılında ise % 25,6 ya gerilemiştir. 2013 ün ilk sekiz ayında sanayi sektörü 2012 ikinci yarısında başlayan (10 aylık) dış konjonktürün cılız, ancak kısmen olumlu etkilerini içerse de, yurt içinden dışarıya sermaye çıkışının sıkıntılarını yaşamıştır. 12 ay öncesine göre, yabancı sermaye girişleri % 78, toplam sermaye hareketleri % 52, net kaynak aktarımı % 84 oranlarında gerilemiştir. Mayıs ta yabancı sıcak parada net çıkış gerçekleşmiş; dış borçlanma (krediler) durmuş; dış kaynak desteği, kayıt dışı sermaye ile (azalmaya başlayan) doğrudan yatırımlar sınırlı kalmıştır. İç tasarrufların yetersizliği, rekabet gücü zafiyeti, dış ülkelerde ekonominin ve piyasaların bulanıklığı, sınai üretimin canlanmasındaki en önemli engelleri oluşturmaktadır. Buna ek olarak Eylül 2013 te tüketici güveninin son beş yılın en sert düşüşünü göstererek % 6,6 gerileme ile % 72,1 e inmesi tüketicideki güven zafiyetinin sanayici müteşebbislerin sanayi ciro endeks tahminlerinde de ihtiyatlı olmasına yansıdı. Bu yılın ilk sekiz ayının toplamındaki sanayi ciro endeksi, geçen yıla göre % 6,6 artış gösterdi. 2013 ün ilk çeyreğinde % 1,3 ve ikinci çeyreğinde % 3,1 artış gösteren sanayinin yılın tamamındaki bu temponun üzerine çıkması zor görünüyor. Bunda iç talebin yeterli ivmeyi verememesi yanısıra kamu harcamalarının daralması ve dış talepteki yetersizlikler önemli rol oynuyor. Sanayide gelişmiş ülkeler liginde yer alabilmemiz için birçok alanda köklü tedbirlerin alınmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı ile 2014-2016 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program, bu tedbirleri ana hatlarıyla ortaya koymaktadır. Öncelikli olarak, inovasyona dayalı ve verimlilik arttırıcı bir büyüme modeline geçilebilmesi sanayinin olmazsa olmazıdır. Çünkü imalat sanayi için en önemli ihtiyaç, üretimin katma değer yaratma kapasitesinin arttırılmasıdır. 49

Özellikle yüksek teknolojili ürün üreten sektörlerde ülkemiz, bir üretim merkezi haline gelmelidir. Sürdürülebilir kalkınmanın ekonomik unsurlarından biri de uygun iş ve yatırım iklimidir. İşverenlerin istihdam yaratabilmeleri için iş ortamının, büyümeye ve kalkınmaya uygun olması zorunluluk arz etmektedir. İş ve yatırım ortamını iyileştirmek yönünde gerçekleştirilen düzenleme ve reformlar önemli olmakla birlikte, KOBİ'lerin ve işgücü piyasasının rekabetçiliğinin artırılması yönünde daha fazla çabaya gereksinim duyulmaktadır. Daha geniş üretim, yatırım ve istihdam için reformlar konusundaki kararlılık devam ettirilmelidir. Küresel ekonomik koşullar, son dönemde üretim ve yatırım ortamını negatif etkilemektedir. Bu kırılgan zemin dikkate alınarak, doğrudan yabancı yatırım çekmek için çalışmalar yoğunlaştırılmalıdır. İşgücünün beceri düzeyi arttırılmalıdır. Bu gelişim, eğitim süresinin uzaması ve eğitimli nüfusun payının arttırılması yanı sıra bir bütün olarak eğitimin kalitesinin arttırılmasına da bağlıdır. Beşeri sermaye donanımının geliştirilmesi için örgün eğitimin yanı sıra, gelecekteki verimlilik, istihdam ve büyüme performansının geliştirilmesi için yaşam boyu eğitim programlarının da yaygınlaşması ve derinleştirilmesi gerekmektedir. Kadınların iş yaşamında çalışan ve girişimci olarak aktif bir şekilde yer almaları son derece önemlidir. OECD ülkelerinde 2012 yılı rakamlarına göre, kadınlarda işgücüne katılım oranı % 62 iken ülkemizde bu oran % 32'ler düzeyindedir. Yapısal temellere sahip olan ithalat bağımlılığı problemi, ülkemizin rekabet gücü açısından önemli bir kırılganlık kaynağıdır. Son bir yıl içerisinde toplam ithalatımızın % 73,3'ünü ara malı ithalatının oluşturması, bu konuda alınması gereken önemli bir yol olduğunu göstermektedir. Bu nedenle Türkiye'de üretimin ithalata olan bağımlılığının azaltılması için ortauzun vadeli politikalar geliştirilmesi hayati önem taşımaktadır. Ekonomide, üretimin, istihdamın ve dağılımın, birlikte ve koordineli olarak yürümesi gerekir. Üretimde kullanılan ham madde ve ara malının yarıdan çoğu, bazı sektörlerde % 60 ı ithal aramalı ve ham maddedir. Bu nedenle bugüne kadar bir üretim planlaması yapılamamıştır. 50

Hükümetin 2014-2016 Orta Vadeli Program'ında öngörülen, ithalata bağımlı üretim yapısını değiştirmeye yönelik yeni teşvik sistemi ile ihracata yönelik üretimde daha düşük maliyetli girdi tedarikine katkı sağlamayı amaçlayan Girdi Tedarik Sistemi uygulama sonuçlarının titizlikle değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, Türkiye'nin en önemli ithalat kalemini oluşturan enerji alanında yerli üretimin güçlenmesi, enerji verimliliğini gözeten yatırımlarının artması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımında ilerleme kaydedilmesi de üretimde ithalat bağımlılığının azalmasına önemli bir katkıda bulunacaktır. Yatırımların finansmanında iç tasarrufların değerlendirilmesi giderek daha önemli hale gelmektedir. Ülkemizde tasarruf oranı 1990'ların sonlarında % 20'nin üzerindeyken 2012'de % 12 seviyelerine kadar gerilemiş, hane halkı borçlarının GSYH'ye oranı ise % 18'e ulaşmış durumdadır. Orta Vadeli Program'da yurtiçi tasarrufun artırılması, aşırı borçlanmaya dayalı tüketimin kontrol altına alınması, üretimin ve ihracatın güçlendirilmesi hedeflerine titizlikle uygulanmalıdır. İmalat sanayi, teknolojik açıdan, düşük teknolojili sanayilerin ağırlıklı olduğu bir yapıya sahiptir. Düşük teknoloji kullanan sektörlerin toplam imalat sanayindeki ağırlığı % 69, Orta teknoloji sektörlerinin imalat sanayinden aldığı pay ise % 23 tür. İleri teknoloji kullanan sektörlerimizin ise imalat sanayinin yapısında % 8 oranında ağırlığa sahip olması bu alanda almamız gereken yolun daha çok olduğunu bize göstermektedir. Yıllardır düşük tutulan kur, bu ürünlerin üretiminde ithal girdi oranının yükselmesiyle sonuçlanmış, ucuz kur ile yapılan ithalat ise bir kısım sanayi işletmelerine rekabet gücü kazandırırken, aynı ürünü üreten pek çok yerli firmanın bu üretimden çekilmesine ve istihdam kaybına yol açmıştır. Gerçekçi kur uygulamasına geçilmelidir. Türk sanayi içinde önemli bir paya sahip olan Ege Bölgesi ve İzmir de sanayinin gelişimi oluşturulan sınai bölgelerinde devam etmektedir. İstanbul Sanayi Odası'nın açıkladığı Türkiye'nin en büyük 500 firması sıralamasında ilginç sonuçlar göze çarpmaktadır. İlk 500'de İstanbul'dan 198 firma girerken, İstanbul u Ege Bölgesi'nden toplam 58 firma, İzmir den ise 34 firma, Ankara dan 27, Gaziantep'ten 23, Kayseri'den 13, Adana'dan 12 firmayla takip etmiştir. Çanakkale bu yıl ilk kez listede yer alırken, 17 ilden sadece 1'er firma ilk 500'e girmiştir. 51

İzmir de 2012 yılında üretimden satışlara göre belirlenen 100 büyük firmasına ilişkin üretim performansı ise İzmir sanayinin nabzını tutan bir tablo sergilemektedir. İlk 10 da yer alan firmalar, 100 büyük firmanın üretimden satışlarının % 61,5 ini, ihracatının % 67,6 sını, istihdamının ise % 37,5 ini karşılamıştır. 2011 yılına göre 2012 yılında ilk 500 şirketin biraz daha iyi bir performans gösterdiği görülmektedir. Yaşanan iç ve dış durgunluğa karşılık yeni yöntemler geliştirerek karlılık-yatırım alanlarında yeni çözümler ürettikleri saptanmaktadır. Diğer yandan, yüksek miktarda borçlanmalarını her ne kadar döndürüyor olsalar da özkaynaklarının çok üzerinde borçlandıkları görülmektedir. Bu durum göz önüne alındığında dövizdeki ve faizlerdeki her hangi bir kalıcı yükselmeye karşı çok hassas oldukları anlaşılmaktadır. İzmir de imalat sanayi ürünleri ihracatı toplam ihracatın yaklaşık % 90 ını oluşturmaktadır. Sektörel bazda baktığımızda ilk 3 sırayı demir ve çelik, kazanmakine ve cihazlar, aletler, parçaları ile örme giyim eşyası ve aksesuarlarının oluşturduğu görülmektedir. Türkiye nin 2023 hedefi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmak, kişi başına geliri 25 bin dolara çıkarmak, 500 milyar dolar ihracat gerçekleştirmektir. Bu hedefler dikkate alındığında İzmir in yapması gerekenler de öne çıkmaktadır. Lojistik ağını ve donanımını yenilemek ve geliştirmek için limanlar, demiryolu ve karayolu bağlantılarının güçlendirilmesi gerekmektedir. İzmir in içerisinde barındırdığı potansiyelini 2023 yılına gelindiğinde aktif hale getirmesi ve geliştirmiş olabilmesi için altyapı yatırımlarına kesintisiz devam edilmesi gerekmektedir. 2.3. Ticaret 2.3.1. Dış Ticaret Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye nin Ocak-Eylül 2013 dönemindeki ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre % 0,4 azalarak, 112,4 milyar dolar olurken, ithalatı geçen yılın aynı dönemine göre % 6,0 artarak 187,6 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. İhracatın ithalatı karşılama oranı Ocak-Eylül 2012 döneminde % 63,8 iken, 2013 yılının aynı döneminde % 60 a gerilemiştir. Ocak-Eylül 2013 döneminde Türkiye nin en fazla ihracat yaptığı ilk üç ülke 10 milyar dolar ile Almanya, 8,4 milyar dolar ile Irak ve 6,3 milyar dolar ile İngiltere olarak sıralanmıştır. 52

Aynı dönemde Türkiye nin en fazla ithalat gerçekleştirdiği ilk üç ülke sırasıyla 18,5 milyar dolar ile Çin, 18,4 milyar dolar ile Rusya ve 17,5 milyar dolar ile Almanya dır. TUİK in firmaların ait olduğu vergi dairelerinin il merkezleri esas alınarak oluşturulan verilere göre, İzmir in Ocak-Eylül 2013 dönemi ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre % 6,7 artarak, 6,8 milyar dolara ulaşmıştır. Bu rakamla İzmir, OcakEylül 2013 döneminde değer bazında en fazla ihracat yapılan iller sıralamasında İstanbul, Kocaeli ve Bursa dan sonra dördüncü sırada yer almıştır. İhracatçı firma sayısı bakımından ise, 3.999 adet ihracatçı firma ile İstanbul dan sonra ikinci sırada yer almıştır. Bununla birlikte TÜİK, üretimini ve ihracatını İzmir de yapan ancak vergi daireleri farklı şehirlerde olan şirketlerin yaptığı ihracatları İzmir kayıtlarına girmediğinden, şehrimiz açısından aleyhimize bir durum ortaya çıkmaktadır. Tablo 4: Ocak- Eylül 2013 döneminde İhracatçı Firmaların İllere Göre Dağılımında İlk 10 Şehir İl Adı İhracatcı Firma Sayısı 2012 2013 İhracat Değeri ( Bin Dolar) 2012 2013 1 İstanbul 26.948 27.814 57.360.248 52.984.079 2 Bursa 3.195 3.302 8.108.577 9.224.463 3 Kocaeli 1.114 1.211 9.249.414 9.182.494 4 İzmir 3.888 3.999 6.431.944 6.864.807 5 Ankara 3.450 3.581 5.257.488 5.893.902 6 Gaziantep 1.147 1.387 4.059.426 4.498.701 7 Manisa 392 401 3.074.555 2.737.871 8 Denizli 755 826 1.930.781 2.122.712 9 Sakarya 257 285 1.406.419 1.717.684 10 Adana 833 889 1.358.447 1.562.753 *Sıralama Ocak-Eylül 2013 İhracat değerine göre yapılmıştır. Veriler; Maliye Bakanlığı kayıtlarında, Firmaların ait olduğu vergi dairelerinin İl Merkezleri esas alınarak oluşturulmaktadır. Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu, 2013. Ocak-Eylül 2013 döneminde, ülkeler bazında İzmir in en fazla ihracat yaptığı ülke 772,2 milyon dolar ihracat rakamı ile Almanya olmuştur. Almanya yı, 476,8 milyon dolar ile ABD ve 375,6 milyon dolar ile İngiltere izlemiştir. 53

Tablo 5: İzmir in İhracatında Başlıca Ülkeler Ülke adı Ocak-Eylül 2013 (Dolar) 1 Almanya 772.276.026 2 ABD 476.870.606 3 İngiltere 375.697.179 4 İspanya 352.022.119 5 Hollanda 295.982.992 6 Fransa 281.575.164 7 İtalya 276.435.552 8 Rusya Federasyonu 237.125.698 9 Irak 197.472.151 10 Suudi Arabistan 181.651.436 Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu, 2013. Ocak- Eylül 2013 döneminde fasıllar düzeyinde İzmir in en büyük ihracat kalemi Örme Giyim Eşyası ve Aksesuarı olurken, bu fasılı sırası ile Kazanlar, makinalar, mekanik cihazlar ve aletler; bunların aksam ve parçaları ve Demir ve Çelik izlemiştir. Tablo 6: İzmir'in İhracatında Başlıca Ürünler 1 2 3 4 5 6 7 Fasıl adı Ocak-Eylül 2013 (Dolar) Örme giyim eşyası ve aksesuarı 625.692.002 Kazanlar, makinalar, mekanik cihazlar ve aletler, nükleer reaktörler; bunların aksam ve parçaları 584.200.541 Demir ve çelik 503.183.875 Tütün ve tütün yerine geçen işlenmiş maddeler 440.132.631 Yenilen meyvalar ve yenilen sert kabuklu meyvalar; turunçgillerin ve kavunların ve karpuzların kabukları 403.555.684 Motorlu kara taşıtları, traktörler, bisikletler, motosikletler ve diğer kara taşıtları; bunların aksam, parça, aksesuarı 399.672.042 Plastikler ve mamulleri 386.894.163 Mineral yakıtlar, mineral yağlar ve bunların damıtılmasından elde edilen ürünler; 8 bitümenli maddeler; mineral mumlar 9 Örülmemiş giyim eşyası ve aksesuarı Hayvansal ve bitkisel katı ve sıvı yağlar; yemeklik katı yağlar; hayvansal ve bitkisel 10 mumlar Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu, 2013. 54 374.086.484 311.782.534 233.120.816

TÜİK in firmaların ait olduğu vergi dairelerinin il merkezleri esas alınarak oluşturulan verilere göre, İzmir in Ocak-Eylül 2013 dönemi ithalatı, geçen yılın aynı dönemine göre % 0,5 azalarak, 7,9 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde İzmir de ithalatçı firma sayısı ise 4.274 olmuştur. Tablo 7: İzmir'de İthalatçı Firma Sayısı ve İthalat Değeri İl Adı OCAK-EYLÜL İthalatçı Firma Sayısı İthalat Değeri 2012 2013 2012 İzmir 4.268 4.274 7.957.392 Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu, 2013. 2013 %DEĞ. 7.920.331-0,5 Ocak-Eylül 2013 döneminde ülkeler bazında, İzmir, en fazla ithalatı 894 milyon 494 bin dolar ile Rusya Federasyonu ndan gerçekleştirmiştir. Rusya Federasyonu nu 786 milyon 864 bin dolar ile Almanya, 773 milyon 130 bin dolar ile Çin izlemiştir. Tablo 8: İzmir'in İthalat Gerçekleştirdiği Başlıca Ülkeler Ülke adı Ocak-Eylül 2013 (Dolar) 1 Rusya Federasyonu 894.494.426 2 Almanya 786.864.521 3 Çin 773.130.695 4 ABD 442.822.257 5 İtalya 419.403.943 6 İspanya 305.730.601 7 Polonya 237.202.793 8 Fransa 229.175.251 9 Bulgaristan 227.366.193 10 Hollanda 167.080.593 Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu, 2013. Ocak-Eylül 2013 döneminde fasıllar düzeyinde İzmir in en büyük ithalat kalemi Mineral yakıtlar, mineral yağlar ve bunların damıtılmasından elde edilen ürünler; bitümenli maddeler; mineral mumlar olurken, bu fasılı sırası ile Motorlu kara taşıtları, traktörler, bisikletler, motosikletler ve diğer kara taşıtları; bunların aksam, parça, aksesuarı ve Kazanlar, makinalar, mekanik cihazlar ve aletler, nükleer reaktörler; bunların aksam ve parçaları izlemiştir. İzmir in ve Ege Bölgesi nin dış ticareti incelendiğinde, Ege Bölgesi ve İzmir de yapılan dış ticaretin Türkiye için oldukça önem taşıdığı görülmektedir. Özellikle İzmir ihracatında gümrük verilerinde yüksek rakamlara ulaşılırken, firma vergi kimlik numaraları baz alındığında ihracat rakamlarının daha düşük olduğu görülmektedir. 55

İzmir in dünya ekonomisinden ciddi bir pay alabilmesi ve Türkiye ekonomisine daha fazla katkı koyabilmesi için, İzmir de bugünküne göre daha fazla dış ticaret hacmi yaratılması için çalışmalar yapılması gerekmektedir. Ancak sadece rakamın artması yetmemekte, yapılacak ihracatın yapısının değişmesi yani daha kaliteli ve katma değeri daha yüksek ürün ihraç edilmesi gerekmektedir. İhracata dayalı büyümenin önemi kavranmalıdır. İhracatın sorunları hep konuşulmaktadır ancak ihracatın ciddi anlamda büyümesi için ihracatın önündeki engellerin kaldırılması ve ihracatın ciddi anlamda teşvik edilmesi gerekmektedir. İhracatçıların büyümesi öngörülen gelişmekte olan piyasalara ve ihracatımızın az olduğu yeni pazarlara dönük pazar çeşitlendirmesi çalışmaları, devlet tarafından etkin bir şekilde desteklenmeye devam edilmelidir. Eximbank kredilerinin daha hızlı ve kolay alınabilmesi ve kredi ödeme vadelerinin uzatılması sağlanmalıdır. Başta Çin ve Rusya olmak üzere bazı ülkelerle olan dış ticaret kompozisyonumuz sürdürülemez seviyelere ulaşmıştır. Büyük miktarlarda dış ticaret açığı verdiğimiz ülkelere yönelik daha fazla ihracat yapılmasının sağlanması amacıyla ihracat desteklerinin daha da arttırılması, cari açığın finansmanı ve sürdürülebilir ekonomik kalkınma açısından son derece önemlidir. 2.3.2. İç Ticaret Türkiye ekonomisinde dış piyasalardaki likiditenin olumlu etkisiyle 2009 küresel krize rağmen 2003-2012 arasında yıllık ortalama % 5,1 lik büyüme hızına ulaşılmıştır. Ancak 2012 yılı ikinci yarısından itibaren dış siyasi-ekonomik konjonktürde yaşanan bulanıklık ve belirsizliklerin yurt içinde kamu ve özel kesim yanı sıra tüketici tercihlerinde de kararsızlığı arttırdığı, bunun da ticari aktivitelerde dalgalanmaya yol açtığı görülmektedir. Bu kapsamda 2011 yılı ilk ve ikinci çeyreklerinde sırasıyla % 14,9 ve 9,1 artış gösteren ticaret sektörü büyüme oranı, 2012 yılının ikinci yarısından itibaren hız kesme sürecine girmiş, büyüme hızı geçen yılın ilk çeyreğinde % 0,7 ikinci çeyreğinde % 1,2 olmuştur. Daralma sürecinin kısmen aşıldığı 2013 yılında sektörde ilk çeyrek büyüme oranı % 2,9 olurken ikinci çeyrekte bu oran % 5 e çıkmıştır. 2013 ilk çeyreğinde ekonomik aktivitelerdeki büyümeye % 2,1 ile özel tüketim harcamaları, % 0,7 ile kamu tüketim harcamaları, % 2,2 ile kamu yatırım harcamaları gaz verirken, özel yatırım harcamaları % 2,1 lik gerilemeyle frenleyici etki yapmıştır. 56

İkinci çeyrekte ise özel tüketim harcamaları % 5,3 artarak ekonomiye % 3,4 lük hatırı sayılır bir katkı sağlamıştır. İlk çeyrekte gerileyen özel yatırımlar ikinci dönemde stok değişimi ile birlikte % 8,7 artarak ekonomiye % 1,9 luk pozitif katkı yapmıştır. Aynı dönemde esas artış % 36 ile kamu yatırımlarında olmuş, ekonomik-ticari aktivitelere % 1,4 lük artı değer katmıştır. Kamu tüketimi ilk çeyreğe göre % 0,1 artışla % 0,8 lik pay almıştır. Özel kesim yatırımlarının istikrarlı olamadığı, özel tüketim ve kamu yatırımlarının büyüme hızında belirleyici olduğu bir dönemde sıcak para ve tüketime dayalı, reel sektör odaklı olmayan gelişme stratejileri ticarette istikrarlı ve sürdürülebilir büyüme sağlamaktan uzak olup dalgalanmaları tetikleyici gelişim göstermektedir. Bu nedenle belirsizlikleri azaltıcı, güven artırıcı stratejilere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kapsamda rakip konumdaki birçok ülkede ulusal paraların % 20'ler düzeyinde değer kaybettiği bir ortamda dövizi geri çekmek yerine kuru gerçek değerine bırakmak gerekmektedir. Aksi takdirde kur artışlarının ihracatçılar için dış piyasalarda oluşturduğu kısmi olumlu etki de ortadan kalkacaktır. Böylece hem iç hem de dış talepte yavaşlama görülebilecek bu da büyümeyi daha da yavaşlatabilecektir. Bunda kuşkusuz 2002-2012 yıllarını kapsayan dönemde yurtdışında yerleşik kişilerin 2002-2012 yılları arasında Türkiye ye yönelik doğrudan yatırımlarının 101 milyar dolara ulaşması en önemli faktör olmuştur. Söz konusu yabancı yatırımların yaklaşık 65,5 milyar doları hizmetler sektörüne yönelirken, toptan ve perakende ticaret sektörü 4,9 milyar dolarlık yatırım çekebilmiştir. Toptan ve perakende ticaret sektörüne yönelen yabancı sermayenin % 78 i olan 3,8 milyar doları son beş yılda gelmiştir. Bunda; Türkiye de çalışabilir nüfusun toplam nüfus içerisindeki payının, kadınların işgücüne katılımının ve kentlerde yaşayan nüfusun artması, Kentli nüfustaki artış ve orta gelir grubunun genişlemesi, Yıllık geliri 25.000-50.000 dolar arasında olan hane halkı sayısının 2005 yılındaki 1,5 milyon düzeyinden 2015 sonuna kadar 4 milyona çıkacak olması, Otomotiv satışları, elektrikli alet ve bilgisayar talebi, uçak yolculuğu gibi tüketim göstergelerinin giderek iyileşmesi, Tüm evlerin neredeyse yarısına bilgisayar bulunması, internet ve cep telefonu kullanımının yaygınlığı gibi etkenler gelecek dönemlerde ticari hayatın canlılık kazanabileceği ve ticarette derinleşme anlamında önemli fırsatlar barındırdığı için yabancı yatırımcıların ilgisine neden olmaktadır. 57

Bu kapsamda demografik dinamiklerle birlikte teknolojiyle paralel bir değişim gösteren müşteri alışkanlık ve tercihlerinin, önümüzdeki dönemde ticaret sektörünün rotasının şekillenmesinde yol gösterici olacağı tahmin edilmektedir. Karşılıksız çek adedi 2013 yılı ilk altı ayında 305.571 olmuştur. 2012 ilk altı ayında bu sayı 405.840 olmuştur. Bu ise geçen döneme göre karşılıksız çek sayısında % 32 azalma olduğu anlamına gelmektedir. Protestolu senet sayısı 2013 yılının ilk 9 ayında geçen yılın aynı dönemine göre % 5,6 oranında artışla 814.034 e, protestolu senet tutarı % 16,3 oranında artışla 5.553.297.000 TL ye ulaşmıştır. Ödenmeyen çek ve senetlerde geçen seneye göre kısmen iyileşme gözlense de ekonominin güven anketleri son dönemde tekrar negatif seyir tarafına geçmektedir. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği verilerine göre, 2013 yılı Ocak-Eylül dönemini kapsayan ilk dokuz ayında 37.344 şirket ve kooperatif kurulmuştur. Bu dönemde; kurulan şirket sayısı, 2012 yılının aynı dönemine göre % 24,30, kurulan kooperatif sayısı % 6,21 artarken, gerçek kişi ticari işletme sayısı % 14,81 azalmıştır. Aynı dönem içinde kapanan şirket sayısı % 14,24, kapanan kooperatif sayısı % 0,65 ve kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı Haziran ayındaki re sen iptal çokluğuna bağlı olarak % 145,09 artmıştır. Kapanan şirket sayısı % 14,24 artarak 11.210, kapanan kooperatif sayısı % 0,65 oranında artışla 1.386 ve kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı Haziran ayındaki reysen iptal çokluğuna bağlı olarak % 145,09 artışla 58.738 olmuştur. İlk ve ikinci çeyrekte makul ölçülerde gerçekleşen büyümeye rağmen ekonomideki yavaşlamanın tüketim harcamaları üzerindeki sınırlayıcı etkisi Ocak ve Ağustos aylarında kendisini iyiden iyiye hissettirmiştir. Aylar itibariyle tüketim harcamalarında en yüksek gerilemenin yaşandığı aylar % 3,9 ile Ocak olurken onu % 3,2 ile Ağustos, % 1,6 ile Haziran ve % 0,5 ile Nisan ayları izlemiştir. Tüketim harcamasının en yüksek orana ulaştığı ay ise % 5,3 ile Nisan olmuş, % 1,7 ile Temmuz, % 2,1 ile Mart, % 0,5 ile Şubat ayları izlemiştir. Tüm dünyada dengelerin değiştiği, TL nin hızla değer yitirdiği ve toplumda ekonomik karamsarlığın adeta zirve yaptığı ağustosta tüketimin azalması normal sayılmalıdır. Bu belirsizlik TÜİK tarafından hesaplanan hizmet, perakende ticaret gibi endeksleri de etkilemektedir. Buna göre perakende ticaret sektöründe 2012 nin ilk ve ikinci yarılarında % 5,1 ve % 3 gerileyen tüketici güven endeksi 2013 ilk yarısında % 2,3 lük artışa dönmüştür. 58