T.C. BAġBAKANLIK DEVLET ARġĠVLERĠ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Osmanlı ArĢivi Daire BaĢkanlığı Yayın Nu: 29 MAKEDONYA'DAK OSMANLI EVRAKI



Benzer belgeler
C D E C B A C B B D C A A E B D D B E B A A C B E E B A D B

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği

Haftalık ders sayısı 2, yıllık toplam 74 ders saati Kategoriler Alt kategoriler Ders içerikleri Kazanımlar Dersler arası ilişki IV.

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

Sultan Abdulhamit in hayali gerçek oldu BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU B İ L G İ. NOTU BALKANLAR 2 de İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

TÜRKLERDE BİLGİ-BELGE VE ARŞİV TARİHİ

ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI?

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

OSMANLI ARŞİV BELGELERİYLE YILLARINDA MAKEDONYA * Macedonia in with Ottoman Archive Documents Hale ŞIVGIN **

EĞİTİM- ÖĞRETİM YILI NUH MEHMET YAMANER ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10.SINIF OSMANLI TARİHİ I. DÖNEM I. YAZILI SORULARI A GURUBU

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

T.C. ESKĠġEHĠR ODUNPAZARI BELEDĠYE BAġKANLIĞI. SPOR ĠġLERĠ MÜDÜRLÜĞÜ. KURULUġ, GÖREV, YETKĠ, SORUMLULUK. ÇALIġMA USUL VE ESASLARINA ĠLĠġKĠN YÖNETMELĠK

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

ORMANCILIK VE SU ALANLARINDA MAKEDONYA CUMHURİYETİ NE YAPILAN ÇALIŞMA ZİYARETİNE AİT RAPOR

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

Sakarya ili kültür ve turizm bakımından önemli bir potansiyele ve çeşitliliğe sahiptir. İlde Taraklı Evleri gibi

ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR

Fevzi Karamw;o TARIH 10 SHTEPIA BOTUESE

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ SU ÜRÜNLERĠ VE SU SPORLARI. UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

AYLIK FAALĠYET RAPORU (01/02/ /02/2012)

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

REKABET KURULU (İHALE İTİRAZ MAKAMI) KARAR FORMU

toplantı döneminin 10. birleşiminin 1. oturumunun yapılması için toplandı.

İstanbul da Kurulan Cumhuriyetin İlk Milli Hemşirelik Okulu Kızılay Hemşirelik Lisesi

T.C. SĠLĠVRĠ BELEDĠYE BAġKANLIĞI ÖZEL KALEM MÜDÜRLÜĞÜ. GÖREV VE ÇALIġMA YÖNETMELĠĞĠ. Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Temel Ġlkeler

JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI 2014 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU

T.C. ESKĠġEHĠR ODUNPAZARI BELEDĠYE BAġKANLIĞI ETÜD PROJE MÜDÜRLÜĞÜ KURULUġ, GÖREV, YETKĠ, SORUMLULUK, ÇALIġMA USUL VE ESASLARINA ĠLĠġKĠN YÖNETMELĠK

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE

GÜNEġĠN EN GÜZEL DOĞDUĞU ġehġrden, ADIYAMAN DAN MERHABALAR

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

T.C. Sağlıklı Kentler Birliği Faaliyet Raporu

02 Nisan MĠMARLIK BÖLÜM BAġKANLIĞINA,

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atilla NALBANT ÜNİTER DEVLET. Bölgeselleşmeden Küreselleşmeye

YÖNETMELİK. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE. ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

YÖNETMELİK. e) Katılımcı: Yeterlilik kazanmak üzere sertifikalı eğitim programına katılan kiģiyi,

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

AVCILAR BELEDĠYE MECLĠSĠNĠN 6. SEÇĠM DÖNEMĠ 3. TOPLANTI YILI 2016 SENESĠ HAZĠRAN AYI MECLĠS TOPLANTISINA AĠT KARAR ÖZETĠ

Lozan Barış Antlaşması

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

2016 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU

KENTLERE SU SAĞLANMASINDA ĠLBANK IN VĠZYON VE MĠSYONUNDAKĠ YENĠ YAKLAġIMLAR MEHMET TURGUT DEDEOĞLU GENEL MÜDÜR

1891 MANASTIR SALNAMESİNDE MANASTIR VİLAYETİ

Balkan Araştırma Enstitüsü Dergisi, Cilt/Volume 3, Sayı/Number 2, Aralık/December 2014, ss

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam

MUSTAFA KEMAL ÜNĠVERSĠTESĠ BĠLGĠSAYAR BĠLĠMLERĠ UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ

YÖNETMELİK. Siirt Üniversitesinden: SĠĠRT ÜNĠVERSĠTESĠ YABAN HAYVANLARI KORUMA, REHABĠLĠTASYON UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

Arşiv Belgelerinin Sayısallaştırılması

DOĞU KARADENĠZDE HEYELAN SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNE ĠLĠġKĠN DÜġÜNCELER

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

En İyisi İçin. Cevap 1: "II. Meşrutiyet Dönemi"

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

KONU : Sermaye Piyasası Kurulu nun Seri : VIII, No:39 Sayılı Tebliği uyarınca yapılan açıklamadır.

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL TARİH VE GENEL TÜRK TARİHİ I. TARİH BİLİMİNE GİRİŞ...3

Osmanlı Devleti'nin kurucuları, Oğuzların Bozok koluna bağlı Kayı aşiretidir.

I.DÜNYA SAVAŞI ve BALKANLAR

Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU

T.C. BALIKESĠR EDREMĠT BELEDĠYE BAġKANLIĞI ÖZEL KALEM MÜDÜRLÜĞÜ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar

T.C. SĠLĠVRĠ BELEDĠYE BAġKANLIĞI ĠNSAN KAYNAKLARI VE EĞĠTĠM MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIġMA YÖNETMELĠĞĠ. BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Ġlke ve Tanımlar

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

İzmir de Doğalgaz Paneli nin Ardından

Olga Untila Kaplan, Osmanlı Dönemi nde Romence Basın ( ), Gece Kitaplığı, Ankara 2016, 409 s., ISBN:

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

DENĠZLĠ BÜYÜKġEHĠR BELEDĠYESĠ GENEL SEKRETERLĠĞĠNĠN TEġKĠLAT YAPISI VE ÇALIġMA ESASLARINA DAĠR YÖNETMELĠK

IUA. Ortak yönetim kültürünü paylaşan ülkelerdeki devlet taşra temsilcileri arasında bilgi birikimi ve. Uluslararası. İdareciler Birliği IUA

AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI 2013 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

T.C. DEFNE BELEDĠYESĠ MECLĠS KARARI

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat EKONOMĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ

BELEDĠYE BĠRLĠKLERĠNDE EĞĠTĠM ÇALIġMALARI

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU

2010 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

T.C. TALAS BELEDİYESİ BASIN YAYIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

IV.ULUSLARARASI POLİMERİK KOMPOZİTLER SEMPOZYUMU SERGİ VE PROJE PAZARI SONUÇ BİLDİRGESİ 7-9 MAYIS 2015

BALKAN AVASLARI. alkan Savaşları, I. Dünya. Harbinin ayak sesleri niteliğinde olan iki şiddetli silahlı çatışmadır. Birinci Balkan Savaşı nda

K A N A Y A N Y A R A K A R A B A Ğ

OSMANLI İMPARATORLUĞUNU SARSAN SON SAVAŞLAR HANGİLERİDİR?

Transkript:

T.C. BAġBAKANLIK DEVLET ARġĠVLERĠ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Osmanlı ArĢivi Daire BaĢkanlığı Yayın Nu: 29 MAKEDONYA'DAK OSMANLI EVRAKI ANKARA 1996

Proje Yöneticisi Ġsmet BĠNARK Devlet ArĢivleri Genel Müdürü Proje Sorumluları Necati AKTAġ Necati GÜLTEPE Devlet ArĢivleri Devlet ArĢivleri Genel Müdür Yardımcısı Genel Müdür Yardımcısı Ġsmet DEMĠR Osmanlı ArĢivi Daire BaĢkanı Yayına Hazırlayanlar Orhan SAKĠN Uğurhan DEMĠRBAġ Metin Tashih Ümmihani CERRAHĠ Seher DĠLBER Ali Osman ÇINAR Makedonca'dan Tercüme Ayten ARDEL Bilgisayar Dizgi Recep KARACAKAYA Sevinç AKÇA Sayfa Düzenleme Yakup YILDIRIM

MAKEDONYA'DAK OSMANLI EVRAKI

Ö N S Ö Z Osmanlı Devleti tarih sahnesinde sahip olduğu ağırlık ve üstlendiği rol ile Türk tarihinde çok önemli bir yer teģkil eder. Üç kıta üzerinde altı yüz yıldan fazla bir süre, kendi hâkimiyeti altında yaģayan çok çeģitli dinlere, ırklara, dillere ve kültürlere sahip olan toplumları, barıģ ve huzur içinde yaģatan Osmanlı Devleti, Kuzey Afrika'dan Kafkasya'ya, Kırım'dan Arabistan Yarımadası'na kadar yayılan uçsuz bucaksız bir coğrafya üzerinde sürdürdüğü hâkimiyeti sırasında, hangi kültürden ve medeniyetten gelirse gelsin, idaresi altındaki toplumlarla kültür alıģ veriģinde bulunmuģ, buralarda doğmuģ büyük medeniyetlerden, faydalı gördüğü unsurları kullanmakta tereddüd etmediği gibi, kendi kültür ve medeniyet anlayıģının izlerini de silinmez hâtıralar olarak daha sonradan ayrıldığı topraklarda bırakmıģtır. Anadolu'nun batısında kurulan Osmanlı Devleti'nin, geniģleme yönü ilk dönemlerde batıya doğru olmuģ, kısa sürede hızla geliģen ve büyüyen Osmanlı beyliği, Anadolu'dan Rumeli topraklarına geçer geçmez, yönetim anlayıģının esasını teģkil eden adalet, hoģgürü ve dürüstlük prensipleriyle, her yerde olduğu gibi, Rumeli'de de kendini kısa sürede kabul ettirmiģtir. Bu sebepledir ki, bölge halkı aynı dinden olduğu diğer devletler yerine, Osmanlı idaresini tercih etmiģtir. Rumeli'nin fethiyle Osmanlı yönetimine dahil olan Makedonya'da da, Osmanlı Devleti'nin yönetimi altında geçirdiği beģ yüz yıllık dönemin derin izleri, hem sosyal hem de kültürel alanda halen yaģamaktadır. Bağımsızlığını 1991 yılında kazanan Makedonya Cumhuriyeti'nin, Türkiye Cumhuriyeti ile olan çok yönlü münasebetlerinin içinde Osmanlı

Devleti'nden kalan sayısız kültür unsuru ile beraber arģiv malzemesi de değerli bir yer tutmaktadır. Osmanlı Devleti'nin 1913'te terk ettiği Makedonya'da kalan Osmanlı evrakından, bugüne kadar muhafaza edilmiģ olanları Üsküp'te ve diğer Ģehirlerdeki arģiv merkezlerinde bulunmaktadır. BaĢbakanlık Devlet ArĢivleri Genel Müdürlüğü ile Makedonya Devlet ArĢiv Ġdaresi arasında yapılan iģbirliği protokolü gereği, Makedonya'da bulunan Osmanlı arģiv malzemesinin bir kısmı 1991, bir kısmı da 1995 yılında fotokopi ve mikrofilm olarak, Devlet ArĢivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı ArĢivi Daire BaĢkanlığı'na kazandırılmıģtır. Bu sayede iki ülke arasındaki münasebetler geliģtirilmiģ ve Balkanlar'daki Türk kültür ve medeniyetinin tarihî geliģimini takip açısından çok önemli bir hizmet gerçekleģmiģtir. Bütün bunlar dikkate alındığı takdirde, BaĢbakanlık Osmanlı ArĢivi'ne kazandırılmıģ olanlarla beraber, Makedonya'da mevcut olan Osmanlı dönemi evrakını tanıtmak maksadıyla hazırlanmıģ olan bu eserin Osmanlı ve bölge tarihi üzerinde çalıģanlar için taģadığı önem ortaya çıkmaktadır. Eserin hazırlanmasında emeği geçenlere teģekkür eder, bu çalıģmanın ilgililere yararlı ve yardımcı olmasını dilerim. Arif YÜKSEL BaĢbakanlık MüsteĢar V.

S U N U Ş Anadolu Selçuklu Devleti'nin en güçsüz olduğu bir dönemde, Bizans sınırında bir uç beyliği olarak kurulan ve giderek cihanģumûl bir devlet Ģeklinde teģkilâtlanan Osmanlılar, devlet idaresi geleneği, iktisadî yapısı, toprak sistemi, askerî teģkilâtı ve kültür zenginliği ile, sayıları pek az olan dünya devletlerinin en dikkat çekicilerinden biri olmayı baģarmıģlardır. Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye, değiģik dil, din, ırk ve kültürlere mensup toplulukları, aynı potada kaynaģtırmayı baģararak yüzyıllarca huzur ve istikrar içinde yan yana yaģatmıģtır. Osmanlı Devleti'nde fethedilen ülkelerin halkları zorla ĠslâmlaĢtırma ve TürkleĢtirmeye tâbi tutulmamıģ, emperyalizm ve asimilasyon hiçbir zaman Osmanlı Devleti'nin politikası olmamıģtır. Yakın bir dönemde, dünyada ve ülkemizde tarihimiz üzerinde baģlatılan araģtırmalarla Osmanlı-Türk tarihi âdeta yeniden sorgulanmaktadır. Bu araģtırmalarla ortaya çıkartılan orijinal arģiv belgeleri; tarihimizin ve kültürümüzün zenginliğini ve yukarıda ifade edilen hususların doğruluğunu bir kere daha ortaya koymaktadır. Bilindiği gibi, arģivler bir ülkenin tapu senedi, bir milletin hüviyet varakası, bir nevi hâtıratı, onun bütün varlığı, hakları ve hususiyetleri ile onu geçmiģinden bugüne, bugününden yarınlarına bağlayan dayanağı ve en değerli kültür ve tarih hazinesidirler. Türkiye arģiv malzemesi bakımından çok büyük zenginliğe sahiptir. Osmanlı Devleti'nden devralınan büyük ve Ģerefli mirasla, bugün dünyanın en zengin arģiv potansiyeline sahip sayılı ülkelerinden birisi durumundayız. *

Orta, Yakın Doğu, Balkan ve Akdeniz ülkeleri içerisinde, kudretli ve kuvvetli devlet olabilme vasfını uzun süre devam ettiren Osmanlı Devleti'nde arģiv fikri çok eskilere kadar uzanmaktadır.arģivin, bir milletin tarih ve kültür hazinesi olduğunu idrâk eden ecdâdımız, bunun içindir ki, kurduğu arģiv teģkilâtına "Hazine-i Evrak" adını vermiģtir. Osmanlı arģivleri, idarî kayıtların devlet eliyle tespit edilip düzenlendiği ve günümüze kadar muhafaza edildiği örnek kuruluģlardır. Türk milleti ve devleti olarak sahip olduğumuz arģivler, yalnızca ülkemiz için değil, bütün Orta ve Yakın Doğu, Balkan ve bazı Akdeniz ülkelerinin tarihleri için de vazgeçilmez bir önemi hâizdir. Bu itibarla, sahip olduğumuz arģiv varlığımız, millî olduğu kadar milletlerarası bir önem ve değer de taģımaktadır. Bu bakımdan, arģivlerimiz konusu, üzerinde ısrarla durmamız gereken çok önemli millî meselelerimizden biridir. Osmanlı arģivleri, bugün dünya ilim çevrelerinin de teslim ettiği gibi, paha biçilmez bir vesika hazinesidir. Ancak, böyle bir hazinenin gerçek değerini kazanması, gerek milletlerarası münasebetler, gerekse ilmî bakımdan onlara dayanan araģtırmaların yapılması ve bu araģtırmaların neģredilmesiyle mümkün olacaktır. Bunun ilk Ģartı ise, Osmanlı arģivlerinin süratle tasnif edilip, değerlendirilmesidir. BaĢbakanlık Osmanlı ArĢivi'ni dünya ilim çevrelerinin yararlanacağı bir merkez haline getirmenin ilk Ģartı, Osmanlı ArĢivi'ndeki tasnifin tamamlanmasıdır. Osmanlı arģivlerinin değerlendirilmesi ifadesi ise, Türkiye'nin, Osmanlı arģivlerinin fon ve koleksiyonlarının tamamını, Osmanlı arģivlerinin merkezî fonksiyonunu görmezlikten gelerek en bloc yabancı arģivlere mikrofilm olarak devretmek, bunu baģka devletlere bırakmak safdilliği Ģeklinde de anlaģılmamalıdır. Unutulmamalıdır ki, yakın bir gelecekte, Osmanlı-Türk araģtırmaları dünya üniversitelerinde belli baģlı disiplinlerden biri haline gelecektir. Bu imkândan baģta bizler yararlanmalı ve buna öncü olmalıyız. Osmanlı tarihini, kendi millî tarihinin bir parçası sayan tek ülke Türkiye'dir. ġükretmek gerekir ki, bu Ģerefli tarihe ait arģivler, bu muazzam tarih ve kültür hazinesi bugün gerçek sahibi ve varisi elindedir.

Ondan kendi tarihi, millî kültürü ve geleceği bakımından azamî ölçüde yararlanmak ve yararlandırmak imkânları da elindedir. Bazı yabancı ilim adamları, Osmanlı arģivlerinin International concern olduğunu, bu arģivlerin Ġmparatorluğun, dolayısıyla Ġmparatorluk toprakları üzerinde yaģayan milletlerin de arģivi olduğu yolunda ifadeler de bulunmakta; Osmanlı arģivlerinin âdeta milletlerarası bir vesayet altına alınmasını ispata yeltenir bir tavır sergilemektedirler. Osmanlı arģivlerini milletlerarası bir kuruluģ haline getirmek ve vesayet altına sokmak konusunda yapılan çalıģmalar, bizleri ve bütün ilgilileri uyarmalıdır. ArĢivlerimize bunun için devlet ve millet olarak sahip çıkmalıyız. ĠĢte bunun için, arģiv meselesi, çok önemli millî meselelerimizden birisidir diyoruz. ĠĢte bu millî ve aynı zamanda ilmî endiģe ve düģüncelerle, Osmanlı ArĢivi'ni, Türk ve dünya ilim çevrelerinin istifadesine açmak ve Osmanlı tarihinin önemi sebebiyle bu arģivleri bir "Osmanlı Ġncelemeleri Merkezi" haline getirmek maksadıyla, arģiv belgelerinin tasnifi günümüzde geniģ bir kadro ile ve süratle sürdürülmekte, tasnifi tamamlanan fon ve seriler araģtırmalara açılmakta, bunlarla ilgili kataloglar ve dokümanter yayınlar yerli ve yabancı araģtırıcıların, ilim çevrelerinin yararlanmasına sunulmaktadır. Türk milletinin tarihî macerasını ortaya koyabilmek için, arģivlerimizdeki otantik ve orijinal arģiv belgelerinin mutlaka değerlendirilmesi, ilim âleminin istifadesine sunulması, kısaca bugüne kazandırılması sağlanmalıdır. Bizim, BaĢbakanlık Devlet ArĢivleri Genel Müdürlüğü olarak hedefimiz budur. ArĢiv belgelerimizin bugüne kazandırılması, bir bakıma vatan coğrafyasının tapusuna kavuģturulmasıdır. Bilinsin ki, arģivlerimiz Türk Devleti'nin devamlılığını sağlayan temel kuruluģlardan biridir. Millî tarih ve kültürümüzün, dolayısıyla kimliğimizin gerçek kaynağıdır. Bugüne kazandırılacak arģiv belgeleri, bu yüce milletin hukuka, hakka ve ilme saygısının ve insan sevgisinin delilleri olacaktır. * IX

ArĢivler, ait oldukları milletlerin tarihleri için temel kaynak hüviyetindedir. Zira toplumların hayatı ile ilgili idarî, siyasî, hukukî, askerî, iktisadî, dinî, ilmî, biyografik, teknik ve kültürel konulardaki araģtırmalar arģiv belgelerine dayanmadıkları takdirde eksik kalırlar. Bu sebeple arģivlerin en büyük özelliklerinden birisi de, toplum bilimlerine baģlangıç ve ilk elden kaynak olmalarıdır. Bundan dolayıdır ki, bir devletin ve milletin tarihi arģivlerinde saklıdır. ArĢivlerimiz, tarih araģtırmaları için bir odak noktası olmanın ötesinde; yapacağı yayınlar, düzenleyeceği sergiler ve organize edeceği eğitim faaliyetleri ile de millî tarih ve kültürümüzün bilinmesinde, dolayısıyla millî kimliğimizin diri tutulmasında çok büyük rol oynayan millî müesseselerimizden birisidir. Osmanlı Devleti'nin resmî yazıģmaları, merkez teģkilâtı dairelerinin belgeleri, bugün Ġstanbul'da BaĢbakanlık Devlet ArĢivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı ArĢivi Daire BaĢkanlığı'nda muhafaza edilmektedir. Bunun yanında, bazı müze, kütüphane, müftülük gibi diğer devlet dairelerinde de Osmanlı dönemi arģiv malzemesi bulunmaktadır. Ayrıca, Türk tarihinin Osmanlı dönemine ait çok sayıdaki arģiv malzemesinin çeģitli ülkelerin arģivlerinde bulunduğu da bilinmektedir. Devlet ArĢimiz, Türk tarih ve kültürüne ait arģiv malzemesinin, bilgi kaynaklarının merkezi olmak durumundadır. Böyle bir ilmî anlayıģ ve yaklaģımla kurulacak ve çalıģmaları düzenlenecek Devlet ArĢivimizin, Türk ilim ve kültür hayatına sağlayacağı en büyük fayda, geçmiģte çeģitli yollarla arģivden çıkmıģ veya arģive hiç intikal etmemiģ, bugün çeģitli ülkelerin arģiv ve kütüphanelerinde bulunan tarih ve kültürümüze ait arģiv belgelerinin çoğaltılmıģ örneklerini temin etmek olmalıdır. Bunun yanısıra, konu ile ilgili olarak yapılması gerekli çok önemli hizmetlerden biri de, çeģitli ülkelerin arģivlerinde bulunan arģiv kaynaklarımızın kataloglarının, bulundukları fonların envanterlerinin ve arģiv kaynaklarımıza dayanılarak yapılan neģriyatın temin edilmesidir. Ayrıca, Ģahıslar elinde hususî koleksiyonlarda bulunan çeģitli arģiv malzemesinin de satın alınarak, Devlet ArĢivimize kazandırılması yoluna gidilmelidir. Devlet ArĢivleri Genel Müdürlüğü bu tespit ve düģünceden hareketle, çeģitli ülkelerle iģbirliği yoluna giderek, Türk tarihi ve kültürü

ile ilgili belge örneklerini ve bunlara ait katalog ve envanterleri Devlet ArĢivimize kazandırma teģebbüs ve gayretlerini sürdürmektedir. BaĢbakanlık Osmanlı ArĢivi, Türkiye'nin olduğu kadar bugün müstakil devlet kurmuģ Orta ve Yakın Doğu, Balkan, Akdeniz, Kuzey Afrika ve Arap ülkelerinin kültür, iktisat ve siyasî tarihlerinin gün ıģığına çıkarılmasında, milletlerarası hakların ispat ve korunmasında, ayrıca vatandaģ haklarının gerektiğinde hukukî mesnedi olması bakımından dünya arģivleri içerisinde müstesna bir özelliğe sahiptir. Söz konusu devletlerin siyasî, içtimaî ve iktisadî tarihleri ile ilgili belgelerin Osmanlı ArĢivi'nde bulunması, bunun yanında Osmanlı Devletine ait mahallî idareleri ilgilendiren bir kısım belgelerin de bu devletlerin arģivlerinde yer alması karģılıklı iģbirliğini gündeme getirmektedir. Diğer taraftan, çağdaģ dünyanın bir özelliği de, iletiģim imkânlarının yaygınlaģması ile milletlerarası iģbirliğinin büyük bir hızla geliģmesidir. ġimdiye kadar birbirlerini ihmal etmiģ kıtalar, bölgeler, toplumlar, medeniyetler ve insanlar Ģimdi çok daha fazla birbirleriyle münasebet kurmakta ve birbirlerini daha iyi anlamak için gayret göstermektedir. ArĢivler, bütün araģtırmacılar için tarih ve insanlık kültürünün bilgi depoları olmaları dolayısıyla milletlerarası münasebetlerde özel bir öneme sahiptirler. BaĢbakanlık Devlet ArĢivleri Genel Müdürlüğü, bu çerçevede ve 1992-1995 yılları arasında Makedonya, Azerbaycan, Romanya, Bulgaristan, Macaristan, Rusya Federasyonu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu Tataristan Cumhuriyeti Devlet ArĢivleri ile iģbirliği protokolleri imzalamıģtır. Bu iģbirliği protokolleri çerçevesinde karģılıklı ziyaretler ve uzmanlar vasıtasıyla araģtırma ve incelemeler yapılmıģ, karģılıklı bilgi alıģ veriģinin yanı sıra mikrofilm ve fotokopi olarak belge kopyaları alınmıģ, sergiler açılmıģtır. BeĢ yüz yıl boyunca Osmanlı Devleti'nin Balkanlardaki en önemli merkezlerinden birisi olan ve Osmanlı kültür ve medeniyetinin bugün dahi canlı izlerini taģıyan Makedonya Cumhuriyeti ile arģivcilik alanındaki iģbirliğimiz, Türkiye Cumhuriyeti ile Yugoslavya Sosyalist Federe Cumhuriyeti arasında 4.9.1990 tarihinde imzalanan Kültür, Eğitim ve Mübadele Programı çerçevesinde baģlatılmıģtır. XI

Osmanlı Devleti'nin Makedonya'daki mahallî, idarî ve adlî birimlerinin geride bırakmıģ oldukları ve 16-19. yüzyıllara ait çeģitli defter ve belge serileri 1951 yılında kurulmuģ olan Makedonya Devlet ArĢivi'nde muhafaza edilmektedir. Bu belgeler Türk tarihinin olduğu kadar, Makedonya tarihinin de zengin yazılı kaynaklarıdır. Türkiye Cumhuriyeti ile eski Yugoslavya Sosyalist Federe Cumhuriyeti arasında, 4.9.1990 tarihinde imzalanan Kültür, Eğitim ve Mübâdele Programı na dayanarak, Genel Müdürlüğümüz ile Makedonya ArĢivi'nin 1990-1992 yıllarına ait iģbirliği plânı çerçevesinde, 1991 yılında Makedonya ArĢivi'ndeki Türk belgelerinin fotokopi ve mikrofilmlerini almak ve bu hususta gerekli çalıģmalar yapmak üzere, Osmanlı ArĢivi'nden görevlendirilen bir heyetin, 21 Kasım 1991-4 Aralık 1991 tarihleri arasında Makedonya arģivlerinde yaptığı çalıģmalar neticesinde; a. Yüz bir adet Manastır Kadılığı Sicil Defterleri'nin mikrofilmi, b. Makedonya arģivlerinde bulunan Osmanlı dönemine ait ferman, berat, buyruldu ve vakfiyelerden meydana gelen 356 belgenin mikrofilmleri, c. Makedonya'nın Osmanlı dönemi mahallî idarelerine ait (Kalkandelen, Köprülü, Kumanova, Üsküp gibi) yirmi idare merkezinin belgelerinden meydana gelen 6.250 adet belge fotokopisi, Osmanlı ArĢivi'ne kazandırılmıģ ve bunların tasnifi yapılarak araģtırmacıların istifadesine sunulmuģtur. Makedonya Devlet ArĢivi ile yapılan iģbirliği protokolü çerçevesinde, 9-22 Temmuz 1992 tarihleri arasında Üsküp ve Manastır'da "Osmanlı Fermanları" adı altında 80 adet padiģah fermanından müteģekkil bir sergi açılmıģtır. Devlet ArĢivleri Genel Müdürü Ġsmet BĠNARK ile Genel Müdür Yardımcısı Necati GÜLTEPE'nin katıldığı serginin açılıģı Makedonya CumhurbaĢkanı tarafından yapılmıģ; Makedonyalılar tarafından büyük ilgi ile gezilen sergi; aynı zamanda, Makedonya'da yaģayan yaklaģık 150.000 Türk'e büyük moral vermiģ, destek olmuģtur.

Bu sergi vesilesi ile Makedonya televizyon ve radyosu, Türkiye ve Türklerle ilgili programlar yapmıģ; sergi, Makedonya basınında büyük ilgi görmüģtür. Makedonya'da açılan Osmanlı Fermanları Sergisi'ne karģılık, 4-13 Kasım 1993 tarihleri arasında Ġstanbul Yıldız Sarayı Silâhhane Salonu'nda Makedonya Devlet ArĢivi ile ortaklaģa "X. Yüzyıldan Günümüze Makedonya ve Osmanlı Fermanları" adı altında bir sergi düzenlenmiģtir. Bu sergi münasebetiyle ülkemize gelen Makedonya Devlet ArĢivi heyeti ile yapılan görüģmeler sonunda, daha önce yapılmıģ olan ĠĢbirliği Protokolü, 1993-1994 yılları için yenilenmiģtir. Makedonya ile Türkiye arasında imzalanan iģbirliği prorotokolü çerçevesinde, 27 Haziran 1995-11 Temmuz 1995 tarihleri arasında Genel Müdürlüğümüz Osmanlı ArĢivi Daire BaĢkanlığı ġube Müdürü Orhan Sakin ile arģivist Uğurhan DemirbaĢ Makedonya ArĢivi'nde çalıģmalarda bulunmuģlar ve yapılan tespitler neticesinde, Osmanlı dönemine ait 10.551 adet mikrofilm ve fotokopi, 195 adet fotoğraf Devlet ArĢivimize kazandırılmıģtır. Ayrıca, Devlet ArĢivleri Genel Müdürü Ġsmet BĠNARK ile Osmanlı ArĢivi Daire BaĢkanı Ġsmet DEMĠR 1995 yılında sona eren iģbirliği protokolünün 1996-1997 yılları için yeniden uzatılması amacıyla, 19-24 Ekim 1995 tarihleri arasında Makedonya'ya giderek iģbirliği protokolünü yenilemiģlerdir. Balkanlarda Osmanlı yönetiminin sona ermesinden günümüze kadar geçen uzun yıllar boyu Makedonya'da kalmıģ olan bu belgelerden, Türk araģtırmacıların istifade imkânlarının oldukça sınırlı olduğu göz önüne alınırsa, Devlet ArĢivleri Genel Müdürlüğü'nün bu konudaki çalıģmalarının kıymetinin Türk ilim dünyası ve hamiyetli Türk araģtırmacılar tarafından takdir edileceği inancını taģımaktayız. Bu çalıģmadan, Türk araģtırmacıların yanı sıra, yabancı araģtırmacılar da istifade edebileceklerdir. Konusunda büyük bir boģluğu dolduracak Makedonya ArĢivi'ndeki Osmanlı dönemi arģiv malzemesinin tanıtılması için hazırlanmıģ olan bu eserin ortaya çıkmasında emeği geçen BaĢbakanlık Devlet ArĢivleri XIII

Genel Müdürlüğü Osmanlı ArĢivi Daire BaĢkanlığı personelini tebrik ediyorum. Bu vesileyle çalıģmalarımızda her türlü teģvik ve desteği bizlerden esirgemeyen BaĢbakanlık MüsteĢarı Sayın Arif YÜKSEL'e ve MüsteĢar Yardımcısı Sayın Abdülkadir GENELĠOĞLU'na teģekkürlerimizi sunmayı görev biliyorum. Ayrıca, bu eserin, Türk arģivciliğinin bir ilmî disiplin içerisinde ele alınmasına vesile teģkil etmesini ve Türk arģivciliği ile ilgili olarak yapılması gerekli yeni araģtırma ve çalıģmalara da ıģık tutmasını diliyorum. 1 ġubat 1996 İsmet BİNARK Devlet ArĢivleri Genel Müdürü

Ġ Ç Ġ N D E K Ġ L E R ÖNSÖZ... V SUNUġ... VII ĠÇĠNDEKĠLER... XV BĠRĠNCĠ BÖLÜM GĠRĠġ... 3 ĠKĠNCĠ BÖLÜM MAKEDONYA ARġĠVLERĠNDE BULUNAN OSMANLI DÖNEMĠ ARġĠV MALZEMESĠNĠN BUGÜNKÜ DURUMU... 21 A-TASNĠFSĠZ BELGELER... 22 B-TASNĠFLĠ BELGELER... 22 1-BELGE SERĠLERĠ... 23 a) Mahallî ve Mülkî Ġdarelerin Evrakı (Belediyeler, Kaymakamlık, Maliye ve Tapu Daireleri, Jandarma)... 23 b) Fermanlar, Beratlar, Vakfiyeler, Buyruldular... 26 c) Dinî Müesseseler, Tekkeler ve Bazı Özel ġahıslardan Toplanan Parekende Evrak... 46 2- DEFTER SERĠLERĠ... 46 a) Osmanlı Dönemine Ait Tapu Kütükleri (Manastır, Florina(Fırınlı), Resne, Pirlepe, Prespe, KuruĢova,Ohri, Kirçova, Selvice)... 46 b) Makedonya ArĢivinde Bulunan Osmanlı Dönemine Ait Kadı Sicilleri... 50 c) Üsküp Belediyesi ile Pirlepe Kazası Belediye, Maliye ve Tapu Dairelerinin Defterleri... 56 3- HARĠTALAR... 56

4- FOTOĞRAFLAR, FĠLM VE KĠTAPLAR... 66 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM OSMANLI ARġĠVĠNE KAZANDIRILAN MAKEDONYA'DAKĠ TÜRK VARLIĞIYLA ĠLGĠLĠ FOTOKOPĠ, FOTOĞRAF VE MĠKROFĠLMLER... 71 A- FOTOKOPĠ OLARAK ALINAN BELGELERĠN KATALOĞU... 71 B- FOTOĞRAF KATALOĞU... 88 C- FOTOĞRAF KATALOĞU'NUN ĠNDEKSĠ... 111 D- MĠKROFĠLMLER... 115 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM MAKEDONYA ARŞİVLERİNDEKİ OSMANLI DÖNEMİ BELGELERİNE BİR ÖRNEK... 119 A- ÜSKÜP'ÜN KÖYLERĠNE AĠT H. 1324/M. 1908 TARĠHLĠ MECLĠS-Ġ MEBUSAN SEÇĠM DEFTERĠNĠN ĠKĠNCĠ CĠLDĠNDEKĠ MÜSLÜMAN NÜFUSLA ĠLGĠLĠ BÖLÜMLERĠN TRANSKRĠPSĠYONU... 121 B- TRANSKRĠPSĠYONU YAPILAN DEFTERDEN ÖRNEKLER... 219 XVI

BĠRĠNCĠ BÖLÜM

2

G Ġ R Ġ ġ BeĢ yüz yılı aģkın bir zaman süresince Osmanlı Devleti nin yönetiminde kalan Makedonya da, Osmanlı-Türk kültürünün mirasının canlı delilleri halen yaģamaktadır. Ġnsanların günlük hayatlarına sinmiģ bir Ģekilde, yaģamaya devam eden çeģitli kültürel unsurlardan baģka, camiler, köprüler, ticarî veya dinî maksatlı her türlü mimarî eserler gibi, sağlam ve köklü Osmanlı kültür ve medeniyetinin ortaya çıkardığı müesseselerin izlerine, zaman içinde yaģanmıģ olan bütün tahribatlara rağmen, günümüz Makedonya sında her an rastlanmaktadır. Bugün Makedonya ArĢivi bünyesinde muhafaza edilen Osmanlı Devleti döneminden kalmıģ arģiv malzemesi de, Makedonya daki Osmanlı mirasının önemli bir unsurudur. Makedonya yı henüz içinde bulunduğumuz yüzyılın baģında terkeden Osmanlı Devleti nin iģleyiģine, bürokratik mekanizmalarının ne Ģekilde çalıģtığına, malî, askerî, idarî yapısının özelliklerine, mahallî idarî birimlere, bölgenin sosyal, ekonomik, askerî ve siyasî durumuna dâir bilgilerin en doğru Ģekilde yer aldığı arģiv malzemesi, Osmanlı Devleti, Makedonya ve burada yaģayan bütün etnik unsurların tarihi açısından en zengin kaynak durumundadır. Makedonya da halen mevcut bulunan arģiv malzemesi ile bu malzeme içinden Osmanlı ArĢivi ne kazandırılmıģ olanlar hakkında bilgi vermeye geçmeden önce, Makedonya nın bu evrak hazinesine sahip olması sonucunu doğuran tarihî süreci kısaca hatırlamakta yarar vardır. Burada esas olarak, Makedonya nın Türklerin eline geçiģi ile elinden çıkıģının tarihî dönüm noktaları ile ilgili, ana hatlar çerçevesinde, bilgi tazelemesinde bulunulması hedeflenmiģtir. * Makedonya olarak isimlendirilen coğrafî bölgenin siyasî sınırlarını kesin bir Ģekilde çizmek pek kolay değildir. Çok hareketli ve stratejik öneme sahip bir mevkide yer almasından dolayı, tarih boyunca sayısız göçlere ve savaģlara sahne olması; ayrıca çeģitli etnik unsurların bu bölge üzerinde hak iddia etmesi, ortaya değiģik Makedonya tanımlarının çıkmasına sebep olmuģtur. Osmanlı Devleti nin yönetimi altında kaldığı dönemde de Makedonya tabirinin hiç kullanılmayarak, bölgenin Rumeli topraklarının bir parçası olarak değerlendirilmiģ olması, Makedonya nın siyasî 3

sınırlarının tarifini zorlaģtırmaktadır. Esas olarak Balkan yarımadasının merkezinde bulunduğu söylenebilecek olan Makedonya topraklarını, coğrafî açıdan Üsküp Ģehrinin kuzeyinden güney doğuya ve güney batıya doğru çizilen geniģ bir yayın, Ege Denizine kavuģtuğu noktalar arasında kalan bölge olarak tarif etmek mümkündür. Bölgenin doğu sınırı, Ģimdi Bulgaristan içinde kalan Prin dağları ile Karasu nehri, batı sınırı ise ġar dağları, Jablanica dağları, Ohri ve Prespa gölleri ile Pindos dağları hattından Olimpos dağına çekilecek bir çizgi ile belirlenmektedir. Bugün tarihî Makedonya toprakları üçe bölünmüģ durumdadır. Yugoslavya nın dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan Makedonya Cumhuriyeti, tarihî Makedonya topraklarının ancak % 38 i üzerinde kurulmuģtur. Bu ülke kuzeyde Sırbistan, doğuda Bulgaristan, güneyde Yunanistan ve batıda da Arnavutluk ile çevrilmiģtir. Tarihî Makedonya topraklarının % 52 ile en büyük bölümünü teģkil eden Ege Makedonyası ise bugün Yunanistan sınırları içinde yer almaktadır. Makedonya nın geriye kalan % 10 luk bölümü Bulgaristan içinde kalmıģtır. Asırlar boyunca göçlerin ve savaģların çok yoğun olarak yaģandığı bir bölge olan Makedonya nın etnik yapısı da buna bağlı olarak oldukça karıģık bir görünüm içindedir. Arnavut, Türk, Sırp, Ulah, Rum, Makedon, Bulgar, Yahudi ve Çingene gibi unsurlardan meydana gelen Makedonya nın dinî yapısı da büyük bir çoğunlukla Ortodoks Hristiyan ve Müslümanlardan teģekkül etmiģtir. Rumeli bölgesinde müfettiģ olarak görevlendirilen Hüseyin Hilmi PaĢa tarafından 1904 yılında yaptırılmıģ olan nüfus sayımında; halkın % 51.80 i Müslüman, geri kalanların büyük çoğunluğu Ortodoks Hıristiyan ve çok azı da Yahudi dir. Osmanlı Devleti nin son dönemlerinde, bağımsızlık hareketlerinin hız kazandığı dönemde, her etnik unsur kendi varlığını daha fazla gösteren nüfus istatistikleri yayınlayarak, Makedonya dan daha fazla pay kapma gayreti içine girmiģlerdir. Bu dönemde Makedonya da yaģayan etnik unsurların her biri bir takım tarihî gerekçelere ve nüfus varsayımlarına dayanarak, Makedonya nın bir bölümünün veya Bulgar iddialarında görüldüğü gibi, tamamının kendilerine ait olduğunu ispatlamaya çalıģmıģlardır. Yunanistan, 1829 da bağımsızlığını kazanmasından sonra, Bizans Ġmparatorluğu nu tekrar kurmak hayali ile ve Büyük Ġskender zamanından Bizans ın son dönemine kadar kendi yönetimlerinde bulunmuģ olmasına dayanarak Makedonya nın Yunanlılara ait olduğunu ileri sürmüģtür. Sırplar ise, Avusturya tarafından Adriyatik denizine açılmaları engellenince, bu defa denize inme plânlarını Makedonya üzerinden Ege Denizine çıkmak suretiyle gerçekleģtirmek istemiģlerdir. Sırplar da, Yunanlıların yaptığı Ģekilde, XIV. yy. da 4

Makedonya yı iģgal etmiģ olmaları gibi bazı tarihî olayları gerekçe göstererek, Makedonya nın kendilerine ait olduğu Ģeklindeki tezlerini ispatlamaya çalıģmıģlardır. Bulgarlar ise, ortaçağda bir dönem idareleri altında tuttukları Makedonya yı ele geçirerek Ege Denizine inmeyi tasarlıyorlardı. Ayastefanos AntlaĢmasından sonra bütün Makedonya yı içine alan bir Bulgar prensliğinin kurulması, bu yolda hedefe ulaģıldığını düģündürmüģtür. Fakat daha sonraki tarihî olaylar Bulgarların maksatlarına ulaģmasını engellemiģtir. * Makedonya, Büyük Ġskender in imparatorluğunun dağılması neticesi ortaya çıkan irili ufaklı devletler döneminden sonra, Roma hâkimiyetine girmiģ; Romanın parçalanmasını takiben Bizans Ġmparatorluğunun idaresi altında kalmıģ ve XIV. yüzyılın ortasından itibaren de Türkler tarafından fethedilmeye baģlanmıģtır. Ġlkçağlardan bugüne kadar sürekli bir karıģıklık, göç ve savaģ ortamında yaģayan Makedonya, bütün tarihi içinde belki de en huzurlu dönemini Osmanlı Türklerinin yönetimi altında geçirmiģtir. Bu ülkede hiç bir zaman ırk, din, dil ve kültür birliği kurulamamıģ olmasında, sürekli savaģların ve göçlerin meydana getirdiği ortamın yanında; Osmanlı idare anlayıģının en önemli özelliği olan, herkesi gerek ferdî, gerek toplumsal olarak, hiç bir baskı altına almadan, dillerinde, dinlerinde ve her türlü inançlarında serbest bırakma prensibinin de önemli bir rolü olmuģtur. Osmanlı Devleti hâkim olduğu bütün bölgelerde olduğu gibi, burada da asimilasyon politikası uygulama yoluna gitmemiģtir. Böylelikle Makedonya çok dinli ve milletli etnik yapısını, Osmanlı fetihlerinden sonra gelen Müslüman-Türk unsurunun eklenmesi ile birlikte sürdürmüģtür. Balkanlardaki Osmanlı fetihleri baģladığı sırada, Makedonya Bizans, Sırp ve Bulgarlar arasında paylaģılmıģ haldeydi. Bu Balkan toplumlarının birbirleriyle hiç bir Ģekilde anlaģamamaları ve hatta aralarında büyük bir nefret olması, ayrıca Ortodoksluktan nefret eden Macarlar tarafından korkunç bir Katolik baskısına maruz kalmıģ olmaları, Osmanlı fetihlerini kolaylaģtırmıģtır. Balkanların yerli halkları da Osmanlı fethine karģı büyük bir direnç göstermemiģlerdir. Bizans ın, DuĢan ın güçlü Sırp devletinin ve Bulgar çarlığının güçten düģmüģ olduğu ve merkezî otoritenin kalmadığı bir döneme denk gelen fetihler sırasında, yerli halk, ortaya çıkan idare boģluğundan yararlanmakta olan derebeylerin zulmü altında bulunmaktaydı. Osmanlılar ilk önce bu derebeylerinin hâkimiyetine son vererek, bunlar tarafından halkın sırtına yüklenmiģ olan angaryalara son verdiler. Osmanlıların yerli halkın din ve ibadetlerine karıģmamaları, adil bir vergi düzeni kurmaları, Bizans idaresi altında yaģayan halkın her bakımdan sıkıntı içinde olması gibi sebepler fetihlerin hızını arttırmıģtır. 5

AĢıkpaĢazâde nin ifade ettiği Ģekilde Osmanlılar fethettiklerin yerlerin...kâfirlerini incitmediler, belki kâfirlerine dahi ihsân ettiler. Ayrıca, bu bölgeye önceden yerleģmiģ olan Peçenekler, Kumanlar ve Uzlar gibi Türk boylarının, aynı soydan geldikleri Osmanlılara fetihler sırasında yardımcı olmaları da önemli bir etkendir. Osmanlıların Rumeli ye ilk geçiģleri 1321 yılında Mudanya nın fethinden sonra keģif ve ganimet elde etmek için olmuģtur. Bu dönemde yapılan akınlar sayesinde bölge coğrafyası tanınmaya baģlanmıģtır. Bizans ın oldukça güç Ģartlar altında bulunduğu, taht mücadelelerinin olanca hızıyla sürdüğü bu devirde en parlak çağını yaģayan Sırpların, Stefan DuĢan ın krallığı döneminde Makedonya yı iģgale baģlaması üzerine, Bizans içindeki taht mücadelesinde Kantakuzen in tarafını tutmayı çıkarlarına daha uygun bulan Orhan Gazi, Sırp kralının Bizans tahtına göz dikmiģ olduğunu bildiğinden, Sırpların birlikte hareket etme teklifini kabul etmeyerek, Kantakuzen e yardım etmiģ ve Sırp iģgali altına girmek üzere olan Selanik in kurtarılmasını sağlamıģtır. Bizans Ġmparatorluğu içinde devam eden taht mücadelesinde Kantakuzen i destekleyen Osmanlıların, V. Ġoannes i destekleyen Sırp- Yunan kuvvetlerini 1352 yılında bozguna uğratmaları Osmanlıların Rumeli ne yerleģmesini sağlayan bir dönüm noktasıdır. DuĢan ın 1355 teki ölümünden sonra Sırp krallığının dağıldığı dönemde güney Makedonya, Osmanlı hâkimiyeti altına girmiģtir. Geri kalan bölgelerde de mahallî beylikler hüküm sürmüģtür. Osmanlı fütûhatı ilk önceleri gelip geçici bir yağma hareketi olarak değerlendirilmiģtir. Ancak, daha ilk fetihlerden itibaren gerçekleģtirilen Ģenlendirme faaliyetleri fetihlerin kalıcı olduğunu göstermiģtir. Bunun ilk iģareti fetihten hemen sonra verilmiģtir. Rumeli Türk ordularının baģında bulunan Orhan Bey in oğlu Süleyman PaĢa, fethedilen bölgelere Anadolu dan Türkmenleri göçürerek bir yandan bölgenin etnik yapısının TürkleĢtirilmesine çalıģmıģ, diğer yandan yerli halkı Anadolu ya göndermeye baģlamıģtır. Ayrıca fethedilen bölgedeki hâkimiyeti pekiģtirecek dinî, sosyal, ilmî müessese ve teģkilâtların kurulmasına büyük bir özen gösterilmiģtir. Fetihlerin ilk yıllarında önemli uç merkezleri fetihlerin ilerlemesi ile daha merkezî bir konumda kalmıģ ve kısa sürede buraları kalabalık medenî Türk Ģehirleri olarak yükselmiģlerdir. Serez in, Üsküp ün, Manastır ın durumu hep böyledir. Rumeli de ilerleyen dönemlerde fethedilen topraklara tımar ve zeamet sistemlerinin uygulanması ile buralarda devletin denetim ve kontrol mekanizmaları kurulmuģ, II. Murad döneminde ise devlet merkezi Bursa dan Edirne ye taģınarak Rumeli fetihlerine verilen önem ve fetihlerin geçici olmadığı tam olarak ortaya konmuģtur. Bölgeye Türk nüfusunun yerleģtirilmesinde bir baģka maksat da ordunun ileriye yönelik harekâtlarında geri emniyetinin sağlanmıģ olmasıydı. Bu uygulamalar sayesinde Balkanlar bir buçuk asır gibi kısa sürede Türk ülkesi haline gelmiģtir. 6