GASTRİK BYPASS AMELİYATI BEYNİMİZİN BESİNLERE TEPKİ VERME YOLUNU DEĞİŞTİRİR!

Benzer belgeler
DİYABET CERRAHİSİ ZİRVESİ KONSENSUS KONFERANSI

66 KİLO VERDİM, 31 YAŞIMDA YENİDEN DOĞDUM! BAŞAK ÜSTÜNDAĞ

VAHŞİCE YİYORDUM, ŞİMDİ İŞTAH KALMADI! KAAN KURAL

GASTRİK BYPASS NEDİR? NASIL KİLO KAYBEDİLİR? GASTRİK BYPASS AMELİYATI HANGİ DURUMLARDA YAPILIR?

OBEZİTE CERRAHİSİ GEÇİREN KİŞİLERDE KİLO VERMEK BEYNİ İŞTE BÖYLE ETKİLİYOR!

AMELİYATLA ZAYIFLAYIP TİP 2 DİYABETİ ALT ETTİLER!

GASTRİK BYPASS AMELİYATI BEYNİMİZİN BESİNLERE TEPKİ VERME YOLUNU DEĞİŞTİRİR!

GASTRİK BYPASS AMELİYATI BEYNİMİZİN BESİNLERE TEPKİ VERME YOLUNU DEĞİŞTİRİR!

GLOBAL OBEZİTE: EKONOMİK VE SİYASİ BAKIŞ AÇISI

OBEZİTE VE METABOLİK CERRAHİ: PROF. DR. HALİL COŞKUN

66 KİLO VERDİM, 31 YAŞIMDA YENİDEN DOĞDUM! BAŞAK ÜSTÜNDAĞ

DİYABET CERRAHİSİ ZİRVESİ KONSENSUS KONFERANSI

İleri Obez Diyabetiklerde Tedavi Yaklaşım Bariatrik Cerrahinin Zamanlaması

GASTRİK BYPASS AMELİYATI HANGİ DURUMLARDA YAPILIR? DOÇ. DR. HALİL COŞKUN MİLLİYET GAZETESİ / KADİR ZEREY

METABOLİK CERRAHİ İLE TİP 2 DİYABET NASIL TEDAVİ EDİLİR? (VİDEO) OBEZİTE CERRAHİSİ TİP 2 DİYABETİ TEDAVİ EDEBİLİR!

OBEZİTE VE METABOLİK CERRAHİ: PROF. DR. HALİL COŞKUN

VAHŞİCE YİYORDUM, ŞİMDİ İŞTAH KALMADI! KAAN KURAL

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

Doç. Dr. Halil Coşkun. Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu

ÇOCUK OBEZ HASTALARDA CERRAHİ SEÇİM KRİTERLERİ

VAHŞİCE YİYORDUM, ŞİMDİ İŞTAH KALMADI! KAAN KURAL

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI HIZLI KİLO VERİMİNE KARŞI KADEMELİ KİLO KAYBI

GLOBAL OBEZİTE: EKONOMİK VE SİYASİ BAKIŞ AÇISI

Metabolik Cerrahinin Diyabet Tedavisinde Yeri

Cerrahi sonrası erken ve geç dönemde metabolik takip. Prof. Dr. İbrahim Şahin İnönü. Üniversitesi

TÜP MİDE AMELİYATI ÜZERİNE 3. DURUM BİLDİRİM RAPORU (2011)

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

VAHŞİCE YİYORDUM, ŞİMDİ İŞTAH KALMADI! KAAN KURAL

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

Bariyatrik Cerrahi Güncelleme Cerrahi yöntem seçimi

OBEZİTEYİ ANLAMAK! FAZLA KİLO İLE OBEZİTE ARASINDAKİ FARK NEDİR?

OBEZİTE CERRAHİSİNDEN SONRA KALSİYUM, B1 ve B2 VİTAMİNİ ALIMININ ÖNEMİ

TİP 2 DİYABETİN TEDAVİSİNDE MİNİMAL İNVAZİV CERRAHİ

OBEZİTEYİ ANLAMAK! FAZLA KİLO İLE OBEZİTE ARASINDAKİ FARK NEDİR?

Neden MGB Tercih Ediyorum? DR. HALİL COŞKUN İSTANBUL

Bariyatrik Cerrahi. Prof.Dr. Ahmet Çorakcı Ufuk Tıp Fak. End.ve Met.BD

OBEZİTE CERRAHİSİNDEN SONRA YENİDEN KİLO ALMANIN TEDAVİSİ

OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ

Bariatrik Metabolik Cerrahi Derneği nden BASIN AÇIKLAMASI

Kocaeli İlinde Obezite ve Bir Tedavi Alternatifi Olan Obezite Cerrahisi Farkındalığının Değerlendirilmesi

OBEZİTE CERRAHİSİNDEN SONRA GEBELİK VE SONUÇLARI

DİYABETES MELLİTUS. Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC

Obezite Cerrahisi ve Metabolik Cerrahi

DİYABET CERRAHİSİ NEDİR? NE DEĞİLDİR?

OBEZİTE CERRAHİSİ GEÇİREN KİŞİLERDE KİLO VERMEK BEYNİ İŞTE BÖYLE ETKİLİYOR!

AMELİYATLA ZAYIFLAYIP TİP 2 DİYABETİ ALT ETTİLER!

OBEZİTE VE METABOLİK CERRAHİ: PROF. DR. HALİL COŞKUN

BARİATRİK BESLENME UZMANI: UZM. DYT. NAZLI ACAR

KİLO KAYBI AMELİYATI VE ÇAPRAZ BAĞIMLILIK: AŞIRI YEME BOZUKLUĞUNA BİR BAKIŞ

Metabolik Cerrahi. Kime? Ne zaman? Hangi Tedavi? Prof.Dr. Umut BARBAROS. İstanbul Tıp Fakültesi. Genel Cerrahi Anabilim Dalı

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

DİYABET CERRAHİSİ NEDİR? NE DEĞİLDİR?

DİYABETES MELLİTUS. Dr. Aslıhan Güven Mert

Diyabet Nedir? Diyabetin iki tipi vardır:

VERİLERLE TÜRKİYE ve DÜNYADA DİYABET. YARD.DOÇ.DR. GÜLHAN COŞANSU İstanbul Üniversitesi Diyabet Hemşireliği Derneği

OBEZİTENİN FARKLI ALT-TİPLERİ VE YENİ TEDAVİ YAKLAŞIMLARI

METABOLİK-BARİATRİK CERRAHİDE BESLENME YAKLAŞIMI VE BARİATRİK CERRAHİ DİYETİSYENLİĞİ KURSU

Metabolik Sendrom ve Diyabette Akılcı İlaç Kullanımı. Dr Miraç Vural Keskinler

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler

DOÇ.DR.HALİL COŞKUN SHOW TV ANA HABER / BAŞAK ŞEKERPARE DOÇ. DR. HALİL COŞKUN SHOW TV ANA HABER / VOLKAN AKYILDIZ

MERVE SAYIŞ TUĞBA ÇINAR SEVİM KORKUT MERVE ALTUN

Op Dr Aybala AKIL. ACIBADEM Bodrum Hastanesi

DİYABETTE İLAÇ VE İNSÜLİN TEDAVİSİ

OBEZİTE CERRAHİSİNDE SIKÇA SORULAN SORULAR (SSS)

BARİATRİK CERRAHİ İLE BESLENME KOMPLİKASYONLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ

HASTA/HASTA YAKINI ZORUNLU EĞİTİM İŞLEYİŞ PROSEDÜRÜ

Obezite Nedir? Harun AKTAŞ - Trabzon

OBEZİTE KADERİNİZ DEĞİL!

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

TIBBİ HİZMETLER BAŞKANLIĞI DİYABETİMİ YÖNETİYORUM PROJESİ DİYABET YÖNETİMİ KURSU RAPORU

İNFERTİLİTE (KISIRLIK) VE OBEZİTE ARASINDAKİ İLİŞKİ

21 EKĠM 2011 SUPHĠ ÖNER ÖĞRETMEN EVĠ HOŞ GELDİNİZ. Hüseyin GÖKÇE İl Sağlık Müdürlüğü Eğitim Şube Müdürü

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?

Kilomdan ben mi memnun değilim çevremde ki kişiler mi?psikolojik olarak yaşam şeklimi değiştirmeye hazır mıyım?

14 Kasım Dünya Diyabet Günü. Kadınlar ve Diyabet: Sağlıklı bir gelecek hakkımız

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI: KALSİYUM, B1 VE B2 VİTAMİNİ

Bireyselleştirilmiş tip 2 diyabet tedavisinde yaklaşım

ÇEVİRMEN İHTİYACI Çevirmen gerekli miydi? Evet Hayır Gerekli ise onam sırasında nitelikli bir çevirmen yanınızda var mıydı?

DİYABETTEN KORUNMADA CİNSİYET İLİŞKİLİ FARKLILIKLAR. Dr. İlhan TARKUN Kocaeli Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmıştır.

DİYABETTE BESLENME PRENSİPLERİ

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

Bariatrik cerrahi sonrası insülin salgısı ve beta-hücre fonksiyonu. PROF. DR. Ş.EROL BOLU 26 Mayıs 2014

OBEZİTEYE BAĞLI UYKU APNESİNE ÇÖZÜM CERRAHİ! AKŞAM GAZETESİ

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI: KALSİYUM, B1 VE B2 VİTAMİNİ

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

AŞIRI ŞİŞMANLIK VE CERRAHİ TEDAVİSİ. Prof. Dr. Mustafa Taşkın Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilimdalı

Sağlıklı besleniyoruz Sağlıkla büyüyoruz. Diyetisyen Serap Orak Tufan

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

ÇOCUKLARINIZDA OBEZİTEYE DİKKAT!

KARACIGERINI KORU SIGORTAYI ATTIRMA!

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

Kalp Hastalıklarından Korunma

Obez Çocuklarda Kan Basıncı Değişkenliği ve Subklinik Organ Hasarı Arasındaki İlişki

OBEZİTE NEDİR? Erkeklerde %20,5 Kadınlarda ise % 41,0 Toplamda % 30,3 olarak bulunmuştur. İstanbul 33,0 Orta Anadolu 32,9

İNFERTİLİTE (KISIRLIK) VE OBEZİTE ARASINDAKİ İLİŞKİ

OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ

DOÇ. DR. HALİL COŞKUN WEB UYGULAMASI - ANDROİD VE İOS

Transkript:

GASTRİK BYPASS AMELİYATI BEYNİMİZİN BESİNLERE TEPKİ VERME YOLUNU DEĞİŞTİRİR! Imperial College London MRC Klinik Bilimler Merkezi nin ortaya koyduğu çalışmaya göre Gastrik Bypass ameliyatı sadece açlık hissini azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda zevk için yeme hissini de aza indirgiyor. Böylelikle bu araştırma, bypass ameliyatının beynimizin besinlere verdiği tepkileri de değiştirdiğine yönelik güçlü kanıtlar elde etmiş oldu. GUT dergisinde yayımlanan araştırma [Obese patients after gastric bypass surgery have lower brain-hedonic responses to food than after gastric banding] uzun dönemde gastrik bypass ameliyatı geçirmiş hastaların neden mide bandı ameliyatı geçirmiş hastalardan daha fazla kilo kaybettiğinin açıklanmasına yardımcı olacak nitelikte. Resim 1: Gastrik bypass ve Mide Bandı cerrahisinden sonra sonra obez hastalar arasında yüksek kalorili gıdalara karşı tüm beyin aktivasyonlarının karşılaştırılması. MRC Klinik Bilimler Merkezi nden Araştırmayı yöneten Dr Tony Goldstone açıklamasında konuya Şu açıkça ispatlanmıştır ki; gastrik bypass geçiren hastalar, mide bandı geçiren hastalara

oranla daha fazla kilo kaybetmektedir.bypass esnasında barsak üzerinde yapılan fiziksel değişikliklerin bir biçimde zevk için yemek güdüsüne müdahale ettiğini ve bu sonuca ulaşıldığını düşünüyoruz. Şeklinde değinmiştir. Bu bulgular, farklı bariatrik cerrahi türlerinin yeme davranışlarını etkilemek konusunda farklı etkileri olduğunu vurguluyor. Bu da, obezite hastalarının tedavisinde beslenme alışkanlık ve istekleri dikkate alınarak yöntem seçilmesi ve yöntem seçimine karar verirken daha kişiselleştirilmiş bir yaklaşım göstermeye yardımcı olabilecektir. İnsanlar ve hayvanlar üzerinde yapılan önceki çalışmalarda gastrik bypass ameliyatına tabi olanlar, yüksek yağ oranlı ve şekerli yiyeceklerden uzaklaşma eğilimine girmişlerdir. Bununla birlikte hangi farklı türlerdeki kilo kaybı cerrahilerinin ne türde gıda yönelimi değişikliklerini etkilediği henüz tam olarak keşfedilmemiştir. Bunun belirlenmesi obez hastalarda tedavi ve ameliyat yöntemi seçerken daha kişiselleşmiş bir tedavi/cerrahi seçilmesi için son derece önemli olacaktır. MRC nüfus araştırma finanse sistemleri Tıp Kurulu Başkanı konuya İnsanlar sadece açken yemek yemez. Zevk ve ödüllendirme güdülenmeleri hem ne yediğimizi, hem ne kadar yediğimizi etkiler.bu çalışma bizlerin yeme davranışını denetleme rolümüzün barsak-beyin etkileşiminden etkilendiğini destekleyen katıtlar sunmaktadır. Bu da gelecekte obezite için ameliyatsız tedavileri geliştirmekte önemli rol oynayabilir. şeklinde değinmiştir. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI) ile 83 araştırma gönüllüsü üzerinde çalışma yapılmıştır.(30 kişi: uzun dönem bypasslı ), (28 kişi: uzun dönem mide bandı) (25 kişi: ameliyatsız) Bu kişiler benzer vücut ağırlığına sahiptir. Gastrik bypass ve mide bandı ameliyatı kontrol gruplarında beynin gıdalara verdiği tepkide belirgin farklar ortaya çıkmıştır.

Doç. Dr. Halil Coşkun AMELİYATLA ZAYIFLAYIP TİP 2 DİYABETİ ALT ETTİLER! Gülşah Peker, Kadir Zerey ve Nurdan Ak, obezite cerrahisiyle tip 2 diyabeti yendi. Toplamda 228 kilo verip zayıflayan 3 hasta, tekrar yaşama dönmenin tadını çıkarıyor. Modern tıp sayesinde tip 2 diyabeti yenmek artık hayal değil. İnce bağırsağın son bölümünün başa, baş bölümünün sona alındığı metabolik cerrahi operasyonuyla, şeker hastalığı yüzde 95 oranında ortadan kalkıyor. Hastalar diyabetlerinden kurtulurken 3-4 ay sonra diyet yapmasına gerek kalmadan beslenebiliyor. Kiloları yüzünden nefes almakta dahi zorlanır hale gelen Gülşah Peker, Kadir Zerey ve Nurdan Ak da bu hastalığı yenenlere 3 örnek İşte onların diyabetten kurtulma hikâyeleri: BU İŞE EN ÇOK KIZIM SEVİNDİ 33 yaşındaki Gülşah Peker e 8 yıl önce şeker teşhisi konuldu. Vücudunda çıkan yaralar için doktora gittiğinde karaciğerinin iflas etmek üzere olduğunu öğrendi. Bir gün açlık kan şekeri 480 çıkınca, hastaneye kaldırıldı. Günde 5 defa insülin yapan, 2 tansiyon ve 2 de şeker hapı kullanan Peker 6 sene içinde, 70 li kilolardan 135 kiloya kadar çıktı. En sonunda artık şekeri 700 lere dayanınca ayaklarında uyuşma, midede kaynama şikâyetiyle hastaneye gitmeye karar verdi. Doktorlar obezite cerrahisini önerdi. Hastanede ameliyatını olmuş ve taburcu olan Kadir Zerey den bilgi alan, internette bu ameliyatı olanların hikâyelerini okuyan genç kadın ameliyat kararı verdi. 135 kilo ile ameliyata girdi. Ertesi gün insülin

kesildi ve şekeri 100 lere indi. Şimdi 70 kilo olan Gülşah Peker, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: Diyabetten kurtulmama ve zayıflamama en çok eşim ve 14 yaşındaki kızım sevindi. Diyabet yüzünden yataktan kalkamıyordum. Çok halsizdim. Saat 3-4 lere kadar uyuyordum. Yaşamın ne demek olduğunu şimdi anlıyorum. 5 İNCİ SINIFTA 104 KİLOYA ÇIKTI Web tasarım uzmanı 25 yaşındaki Kadir Zerey ise kendini bildi bileli kiloluydu. 5. sınıfta ilk kez tartıya çıktığında 104 kiloydu. Lise birinci sınıfa giderken diyabet tanısı konuldu. Lise 2 ye giderken insülin kullanmaya başladı. Zerey hikâyesini şöyle anlattı: İnsülin seviyem 50 yaşındaki babamın 2 katı kadardı. Diyabeti bedenimden hiçbir zaman atamayacağımı düşündüm. Gastrik by-pass olan bir arkadaşımdan cesaret alarak bu işi araştırmaya başladım. Ameliyata karar verdim. 151 kilo ile ameliyata girdim. Şu anda 73 kiloyum. Böyle çok daha yakışıklıyım. 2 YILDA 85 KİLODAN KURTULDU 44 yaşındaki Nurdan Ak 10 yaşına kadar kilo alsın diye balık yağı içirilmiş. 10 yaşında babasının vefatı ve 20 yaşında tip 2 diyabet teşhisi hayatının 2 dönüm noktası oldu. Psikolojisi bozulan Ak, kendisini yemeye verdi. Liseyi bitirdiğinde tam 110 kiloydu ve bu kilosundan utandığı için üniversiteye başlamadı. En sonunda 160 kiloya kadar çıktı. Bir odadan diğerine geçerken bütün aile nefes alıp verişlerini duyuyordu. Annesinin ilacını yazdırmak için doktora gittiği sırada kendi doktoru ile tanışıp ameliyat olmaya karar verdi. Ameliyattan sonra 2 yılda tam 85 kilo vererek 75 kiloya inen, şeker hastalığından kurtulan Nurdan Ak, ameliyattan sonra karın germe ameliyatı yaptırdı. 100 HASTAYI BU YOLLA İYİLEŞTİRDİK Doç. Dr. Halil Coşkun (Obezite Cerrahisi Uzmanı): Şimdiye kadar 100 hastamıza obezite cerrahisi yaparak, tip 2 diyabet hastalıklarını bitirdik. Diyabetten kurtardık. Kilo vermeleri

tabii ki çok önemli ama asıl sorunları diyabetti. Hem kilo verip, hem de diyabetten kurtulunca hayata pozitif bakan, işine, okuluna geri dönen, yaşama yeniden sarılan insanlar oluyorlar ve bu biz hekimleri de çok mutlu ediyor. TİP 2 DİABETES MELLİTUS (T2DM) CERRAHİSİ NEDİR? Son dönemde bu konuyla ilgili gerek yazılı basında gerekse görsel basında birçok haber çıkmaya başlamıştır. Haber başlıkları ise Tip2 Diyabet Cerrahi Yöntem ile Tedavi Edilebilmektedir. Bu son derece çarpıcı idda gerçekte nekadar doğrudur? ve bu nasıl olmaktadır? Bu konuyu çokta detaya girmeden mümkün olduğunca yalın bir dille açıklamaya çalışacağım. Bugün için artık obezite cerrahisi ameliyatlarının ağır obez hastalarda T2DM un uzun süreli iyileşme ya da gerileme ile sonuçlandığını gösteren önemli miktarda bilimsel veri bulunmaktadır. Ancak burada önemli olan noktat2dm un önemli kilo kaybı oluşmadan çok daha önce, tipik olarak günler ya da haftalar içinde gerilemesidir. Artmakta olan bulgular bu ameliyatların antidiyabetik etkilerinin, tek başına gıda alımı ve kilo üzerine etkileri ile açıklanamayacağını düşündürmektedir. Obezite cerrahisi ameliyatlarından biri olan gastric bypass da ağır obez ve T2DM olan olguların %85 in den fazlası ameliyattan 24 saat sonra kanşekeri düzeylerinde önemli gerileme olduğu hatta normale geldiği bilinmektedir. Buna benzer şekilde biliopankreatik diversiyon/duedonal switch ameliyatlarında da %95 oranında kanşekerinde gerileme ile T2DM

düzeldiği gözlenmiştir. Obezite ameliyatları sonrası T2DM de düzelme oranları (ortalama); Buchwald JAMA 2004 Mide Bandı (%48) Gastric Bypass (%84) Biliopankreatik Diversiyon veya Duedonal Switch (%99) İşte tüm bu veriler acaba sindirim sisteminde yapılacak buna benzer bir ameliyatın kilo kaybı olmadan non-obez (normal kilolu) olgularda da T2DM tedavi edilip edilemeyeceğini gündeme getirmiştir. Konuyla ilgili ilk önemli çalışmalardan bir tanesini yapan Dr. F. Rubino (Ann Surg 2004), non-obez diyabetik sıçanlarda yapmış olduğu çalışmada duedonumun (oniki parmak barsağı) kesilerek, mideden gelen sindirim içeriğinin jejenuma (incebarsağın başlangıç kısmı) verilmesi sonucunda (duodenal jejunal bypass) kan şekeri değerlerinde ciddi gerileme olduğunu tespit etmiştir. Bu deneysel çalışma Dr. R. Cohen tarafından ise ilk normal kilolu T2DM insana uygulanarak başarılı bir şekilde T2DM edavi edilmiştir (SOARD 2007). (Proksimal Barsak Hipotezi) Diğer taraftan bu konu üzerinde çalışmalar yürüten Dr. Strader (Am J Physiol Endocrinol Metab 2005) diyabetik sıçanlarda ileal interpozisyon (ince barsağın son kısmındaki 10 cm lik ileal kısmın çıkarılıp ince barsağın ilk bölümüne bağlantı yapılması) tekniği ile kanşekeri değerlerinde kendiliğinden gerileme tespit ederek diyabet tedavisini gerçekleştirmiştir. (Distal Barsak Hipotezi) Bugün için yukarıda tariflenen 2 ameliyat tipi T2DM un en etkili cerrahi yöntemleri olarak görünmektedir. Ancak bu konuyla ilgili yapılan çalışmalar halen çok sınırlıdır, orta ve uzun dönem sonuçları ile ilgili halen yeterli veri bulunmamaktadır. Diyabet cerrahisindeki bu hızlı gelişmeler sonucunda 2007 yılında Roma/İtalya da International

Conference on Gastrointestinal Surgery to Treat Type 2 Diabetes toplantısı yapılmıştır. 2011 yılında ise benim de katıldığım bir toplantı olan 2nd World Congress Interventional Therapies for Type 2 Diabetes kongresi New York/ABD de düzenlenmiştir. Sonuç olarak, obezite+t2dm olan olgularda mevcut obezite ameliyatları T2DM çözmekle birlikte normal kilolu kişilerde diyabete yönelik bu 2 ameliyatın rutine girmesi için henüz erken görünmektedir. İlerleyen yıllarda yapılacak olan prospektif randomize çalışmaların sonuçları bu konuda daha net bilgileri ortaya koyacaktır. Doç. Dr. Halil Coşkun DİYABET CERRAHİSİ ZİRVESİ KONSENSUS KONFERANSI Tip 2 Diyabet Tedavisinde Gastrointestinal Cerrahinin Değerlendirilmesi ve Kullanılması İçin Öneriler (Ann Surg 2010;251:309-405). Diabetes Mellitus (DM), dünya genelindeki morbidite ve mortaliteye önemli katkısı bulunan ve yayılmakta olan bir pandemiyi temsil etmektedir. Mevcut durumda %90-%95 i Tip 2 Diabetes Mellitus (T2DM) olmak üzere yaklaşık 240 milyon kişi bu hastalığa yakalanmış olup, bu rakamın 2025 yılında 380 milyonu aşması beklenmektedir. Farmakoterapi ve hastalık yönetimindeki önemli ilerlemelere rağmen hastaların büyük bir kısmı yetersiz kontrol edilmekte olup, hiperglisemi ve ilişkili metabolik konplikasyonlarda tam düzelme nadirdir.

Artan küresel diyabet kriziyle karşı karşıya olan sağlık bakım hizmetleri sağlayıcıları için olabildiğince güçlü tedavi araçları keşifleri gerekmektedir. Davranışsal ve medikal yaklaşımlara ek olarak Gastroİntestinal (GI) sistem üzerine çeşitli carrahi türleri ağır obez hastalarda diyabetin iyileştirilmesi için oldukça güçlü seçenekler teşkil ederek sıklıkla diyabet ilaçları olmaksızın kan glukoz düzeylerini normale döndürmektedir. Bu etkiler yalnızca önemli kilo kaybının değil, aynı zamanda bazı durumlarda kilodan bağımsız ilave mekanizmaların da sonucudur. Diyabet geleneksel olarak temel tedavi hedefi son organ komplikasyonlarının geciktirilmesi olan kronik ve amansız bir hastalık olarak düşünülürken GI cerrahisi yeni bir son nokta sunmaktadır: diyabetin komple gerilemesi konsepti. Ne var ki diyabet tedavisinde GI cerrahisinin rolü net bir şekilde belirlenmemiştir. Bu noktada dünya çapında çok disiplinli bir uzman grubunun, GI cerrahisinin diyabetin tedavisi için kullanılması ve araştırılması için üzerinde uzlaşılmış öneriler ve ilkeler geliştirmek amacıyla bir araya geldiği ve yaygın olarak Diyabet Cerrahisi Zirvesi olarak bilinen birinci Uluslararası Tip 2 Diyabetin Tedavisi için Gastrointestinal Cerrahi Konferansı nın sonuçları açıklanmıştır. DİYABET CERRAHİSİ ZİRVESİNİN GEREKÇESİ Artan sayıda bulgular konvensiyonel obezite cerrahisi operasyonlarıyla birlikte daha yeni deneysel prosedürleri de içeren çeşitli GI cerrahisi türlerinin T2DM u çarpıcı bir şekilde iyileştirerek olguların büyük bir bölümünde hastalığın tamamen kaybolduğunu göstermektedir. Bazı GI cerrahisi prosedürlerini takiben T2DM, önemli kilo kaybı oluşmadan çok daha önce, tipik olarak günler ya da haftalar içinde gerilemektedir. Artmakta olan bulgular bu operasyonların antidiyabetik etkilerinin, tek başına gıda alımı ve kilo üzerine etkileri ile açıklanamayacağını düşündürmektedir. Bu nedenle bugün dünyanın her yanında çeşitli GI operasyonlarının obezite ile ilişkili diyabeti ve giderek

artan bir şekilde de tek başına diyabeti tedavi etmek amacıyla kullanılmakta olması şaşırtıcı değildir. Klinisyenler GI operasyonlarını açık bir parametre ya da bilimsel bulgularla desteklenen endikasyonlar olmaksızın diyabeti tedavi etmek amacıyla kullanmaktadır. Ortaya çıkan bu uygulama yalnızca konvensiyonel obezite cerrahisi prosedürlerinin değil, aynı zamanda sıklıkla insanlarda uygulamaya başlanmadan önce hayvanlarda yeterince test edilmemiş olan yeni deneysel GI operasyonlarını da içermektedir. Diğer taraftan belirli operasyonların önemli sayıda olguda T2DM un tam olarak gerilemesine neden oldukları ve diyabete bağlı ölümü azaltabildiği göz önüne alındığında, bu prosedürlerin endikasyonlarının obezite cerrahisi için mevcut obezite bazlı kriterleri karşılamayan diyabet hastalarını da içerecek şekilde genişletilmesi klinik açıdan uygun olabilir. Ancak araştırmalardaki bu muhtemel kazançlara ve diyabetin yönetiminde iyileşmiş sonuçlara olan acil ihtiyaca rağmen bu uygulamalar için klavuzlar bulunmadığı gibi bu tür bir Diyabet Cerrahisi nin risklerini ve yararlarını değerlendirecek klinik çalışmalar için yeterli planlama da mevcut değildir. Bu nedenlerle alanında önde gelen bilim adamlarından oluşan çok disiplinli bir grup, T2DM un tedavisi için GI operasyonlarıyla ilgili mevcut bulguları eleştirel bir şekilde değerlendirmek amacıyla İtalya Roma da bir araya gelmiştir. Bu konferansın amacı doğmakta olan diyabet cerrahisi için farkındalığı artırmak ve bu uygulamanın klinik kullanımı ile bilimsel araştırma için standartlar oluşturulmasına yardımcı olmaktır. Resmi adı Uluslararası Tip 2 Diyabetes Mellitusun Tedavisi için Gastrointestinal Cerrahi olan bu toplantı Diyabet Cerrahisi Zirvesi (DCZ) olarak bilinmektedir. DCZ nin amaçları GI cerrahinin T2DM un tedavisinde kullanılması için klavuzlar geliştirmek ve ileri araştırmalar için bir gündem oluşturmaktır.

DCZ nin amacı diyabet cerrahisinin başlangıcından itibaren makul, çok disiplinli bir yaklaşımın kurulmasına doğru ilk adım olmak ve bununla birlikte obezite cerrahisine sekte vurmuş olan bazı aksiliklerin de önüne geçmektir. DİYABET CERRAHİSİ ZİRVESİNİN HEDEFLERİ DCZ aşağıdaki spesifik amaçlarla tasarlanmıştır: Belirlenen obezite cerrahisi operasyonlarının (gastrik bypass, mide kelepçesi, biliopankreatik diversiyon) ve daha yeni prosedürlerle cihazların (örn duodenal bypass, ileal interpozisyon, tüp mide) T2DM üzerine etkilerini açıklayan mevcut verileri eleştirel olarak değerlendirmek Hayvan ve insan verilerine dayalı olarak ve gıda alımı ile kilo üzerine etkilerinden bağımsız olarak GI operasyonlarının T2DM u iyileştirebilmesinin makul mekanizmalarını tartışmak GI cerrahisinin obez olan ve obez olmayanlarda T2DM un tedavisinde mevcut kullanımı için endikasyonları ve kontrendikasyonları saptamak. Diyabet cerrahisinde maksimum etkili ve etik klinik çalışmaların gelişimi için öneriler geliştirmek Diyabet bakımı için daha geniş bir tıbbi strateji içerisinde cerrahinin uygun rolünü belirlemek BULGULAR Tip 2 Diyabeti Bulunan Ağır Obez (VKİ > 35 kg/m 2 ) Hastalarda Obezite Cerrahisi Çeşitli obezite cerrahisi operasyonlarının ağır obez hastalarda T2DM un son derece önemli, tekrarlanabilir ve uzun süreli iyileşme ya da gerileme ile sonuçlandığını gösteren önemli miktarda bulgu birikimi vardır. Ayrıca randomize kontrollü bir çalışmada ve uzun süreli, iyi planlanmış karşılaştırmalı bir çalışmada da (SOS) cerrahinin ağır obez

hastalarda T2DM nin konvansiyonel yönetiminden daha üstün olduğunu ve daha iyi bir glisemik kontrol ile sağkalım artışı sağladığını göstermektedir. Bazı yaygın kanıların aksine obezite cerrahisi düşük operatif mortalite ile ilişkilidir. Çeşitli çalışmalarda obezite cerrahisi mortalite oranlarının %0.25 ila %0.5 arasında değiştiği bildirilmiştir. Aslında bu mortalite oranları, örneğin ABD de mortalite oranı %0.26 ila %0.6 arasında olan laparostomik kolesistektomi gibi birçok elektif majör abdominal prosedürdekilerden daha düşüktür. Daha fazla sayıda merkez ağırlıklı olarak laparoskopik yaklaşımlara, sistem genelinde kontrollere ve birleşik çok disiplinli ekiplere geçtiğinden, son yıllarda prosedüre bağlı komplikasyonlar azalmıştır. En yaygın komplikasyonlar anastomotik kaçak (%3.1), yara enfeksiyonu (%2.3), pulmoner olaylar (%2.2) ve kanamadır (%1.7). Laparoskopik prosedürlerin komplikasyon oranları genel olarak daha düşük olup, en yaygın olanları kanama (%1.7) ve anastomotik kaçaktır (%1.4). Genel olarak beslenme eksiklikleri hem kısıtlayıcı hem de malabsorptif yaklaşımlarda oluşabilmekle birlikte biliyopankreatik diversiyon (BPD) gibi malabsorptif prosedürlerde çok daha belirgindir. En yaygın beslenme eksiklikleri protein, demir, B12 vitamini, folat, kalsiyum ve yağda eriyen vitaminleri içermektedir. Bu eksikliklerin çoğu ameliyattan sonra takviye alınmasıyla önlenebilmektedir. Roux en Y gastrik bypass (RYGB) ya da BPD yi takiben beslenme eksikliklerinin gelişimini izlemek ve oluştuklarında uygun tedaviyi sağlamak amacıyla hastaların yakından takip edilmesi gerekmektedir. Gerektiğinde hastalara multivitaminlerin yanı sıra demir, kalsiyum, folat ve B12 takviyelerinin verilmesi gereklidir. VKİ < 35 kg/m 2 Olan Hastalarda Obezite Cerrahisi ve Diğer Gastrointestinal Operasyonlar Genel olarak DCZ de sunulan yayınlanmış çalışmalarla yeni araştırmalar, hem konvansiyonel obezite cerrahilerinin hem de

yeni prosedürlerin (yani duodenaljejunal bypass, ileal interpozisyon, tüp mide), görünürde kısa ila orta vadede düşük komplikasyon ve mortalite oranlarıyla birlikte VKİ< 35 kg/m 2 olan hastalarda T2DM de iyileşme ya da gerileme sağladığını göstermektedir. Ancak şu anda bu çalışmaların örneklem büyüklükleri ile postoperatif izlem süreleri, bu hasta popülasyonunda cerrahinin, özellikle de yeni prosedürlerin uzun süreli etkililiğini ve güvenliğini değerlendirmek için yeterli değildir. 30 kg/m 2 nin altında bir VKİ ye sahip hastalarda yeni GI prosedürleri ve genel olarak cerrahi, çalışmada yer alan hasta sayısının azlığı ve kısa izlem süresi verileri nedeniyle problematiktir. Bununla birlikte mevcut bulgular 35 kg/m 2 deki hassas bir eşik değerin, cerrahinin glisemik ve metabolik kontrolü indükleme potansiyelinin ön görülmesi için uygun bir parametre olmadığını düşündürmektedir. Ayrıca mevcut çalışmalardan hiçbiri orta derecede obez hastalarda (VKİ: 30 35 kg/m 2 ) konvansiyonel obezite cerrahisi operasyonlarını takiben fazla kilo kaybının bulgularını ortaya koymamıştır. GI Cerrahiyi Takiben Diyabetin İyileşme Mekanizmaları GI cerrahinin glukoz metabolizması ve metabolik sendrom üzerindeki etkileri, diyabet patofizyolojisinin anlaşılmasında önemli sonuçlar barındırabilen klinik olarak etkileyici ve bilimsel olarak ilginç bir fenomeni yansıtmaktadır. GI cerrahinin diyabet üzerindeki etki mekanizmasının aydınlatılması diyabet ilaçları için yeni hedefler saptanmasına yardımcı olabilir. Mevcut bulguların incelemesi GI cerrahi prosedürlerinden sonra diyabetteki çarpıcı iyileşmenin arkasındaki tam moleküler mekanizmalara ilişkin sonuçlar sağlamamaktadır. Bununla birlikte GI kanalının anatomisinin yeniden düzenlenmesinin, kilo kaybına katkısı bulunan ve kilo kaybından bağımsız mekanizmalarla glukoz dengesini etkileyebileceği gerçeğini destekleyen yeterli bulguların bulunduğu görünmektedir. Bugüne kadar çalışılmış

olan obezite cerrahisinden sonra değişen birkaç barsak hormonunun ötesinde GI kanalı biyolojik olarak aktif düzinelerce peptit üretmekte olup diğer muhtemel mekanizmalar henüz keşfedilmeyi beklemektedir. GI cerrahinin glukoz dengesi üzerindeki yararlı etkilerinden sorumlu ajanların aydınlatılmasına yardımcı olacak ileri araştırmalar gereklidir. SONUÇ DCZ, ağır obez (VKİ > 35 kg/m 2 ) hastaların yanı sıra konvensiyonel ilaç ve davranış tedavisi ile yetersiz kontrollü olan dikkatli seçilmiş orta derecede obez hastalarda T2DM un tedavisi için GI cerrahisinin değerli rolünü onaylamaktadır. Mevcut bulgulara dayalı olarak DCZ, obez olmayan hastalarda konvensiyonel ve yeni GI prosedürlerinin şimdilik yalnızca IRB onaylı klinik çalışmalarda kullanılmasını önermektedir. Cerrahi endikasyonlar için yeni ve daha uygun parametreler ile daha az obez ya da kilolu hastalarda cerrahinin uygun rolünün saptanmasına yönelik olarak tasarlanan ileri klinik araştırmalar önemli bir öncelik olarak görülmelidir. Son olarak DCZ, GI metabolik cerrahisinde etki mekanizmalarının araştırılmasını, diyabet patofizyolojisinin anlaşılmasını artırmak ve sonunda hastalığın tedavisini iyileştirmek üzere olağanüstü bir fırsatı yansıtması nedeniyle güçlü bir şekilde desteklemektedir. Doç. Dr. Halil Coşkun 66 KİLO VERDİM, 31 YAŞIMDA

YENİDEN DOĞDUM! BAŞAK ÜSTÜNDAĞ Geçirdiği mide operasyonu ile bir yılda 66 kilo veren Başak Üstündağ için hayat yeni başlıyor. Üstündağ artık doğum günlerini ameliyat tarihi olan 20 Nisan da kutluyor! Pelin Çini/pelin.cini @ milliyet.com.tr Başak Üstündağ ın yaşam öyküsü Hadi canım! Bu kadar da olmaz dedirten cinsten. Zaten o da anlatırken arada Türk filmi gibi değil mi? diyor. Siz de dinleyici olarak muhtemelen gözyaşları içinde (En azından benim için öyle oldu) Bırak filmi milmi, devam et sen. Eee sonra ne oldu? diyorsunuz. Ben de 100 küsur kilodan 60 lara düştüğüm için zayıflama hikayeleri daha doğrusu insanların hayatlarını değiştirmeyi becerdikleri ve mutlu son la biten gerçek öyküleri seviyorum. Başak ınki de öyle. 66 kilo verdiniz. Ortalama bir insanın ağırlığı kadar kilo kaybettiniz İnanılmaz tabii ki. Kilodan dolayı dört sene bağdaş kurup oturamadığımı hatırlarım. Şimdi eski pantolonlarımın tek bacağına giriyorum ve bol geliyor. Kimse yolda tanımıyor tabii. Ben bile aynada tanımakta zorlanıyorum kendimi. Bir de şu an hedefimi geçmiş durumdayım. Aklımda maksimum 65 kilo vermek vardı ama baktım ki kilolar gitmeye devam ediyor.

Doktorum da bunun bir sorun olmadığını söyledi. Şu an 66 kilo ağırlığındayım, 38 beden giyiyorum. 60 olsam yeter. * Hep kilolu muydunuz? Şişman bir bebek miydiniz? Hep tombiktim. Toplumumuzda Şişman bebek sağlıklı bebektir diye büyük bir yanılgı var. Anne ve babalar çocuklarına zorla yemek yediriyorlar. Oysa bilmiyorlar ki diyabet, kalp ve damar hastalıklarının birçoğunun temeli o yaşlarda atılıyor. Benim hikayem de böyle başladı. Annem ve babam çalıştıkları için beni babaanneme bırakırlardı. Kadın da emanetim diye yediriyor da yediriyor. Hiç unutmam sobada bir tam ekmeği ısıtır, üzerine yağ ve bal sürer zorla yedirirdi. Hâlâ tereyağından baldan nefret ederim. İlkokulda da, ortaokulda da okulun en şişman çocuğuydum, hep Ergenliğe girince atar derlerdi. Derken lise başladı, ben kiloları atmadım üzerine kilo eklemeye başladım. Kimileri canı sıkkın olduğunda hiçbir şey yiyemez, kimi insansa her şeye saldırır. Siz ikinci gruptansınız sanırım Aynen öyle. Duygusal yiyiciyim. Üzüntü, sıkıntı, hasret herhangi bir duygu beni tetiklerdi ve yerdim. Tatlıya karşı da aşırı düşkünlüğüm vardı. Ne zaman canım yansa, kendimi yalnız, mutsuz hissetsem pastaneye giderdim. * Peki, ne oldu da canınıza tak etti? Klasik senaryo yani bir erkeğe âşık olursun o da seni şişmansın diye istemez durumu benim başıma gelmedi. Erkeklerden yana şanslıydım. Ne zaman Ben bu çocuğu tavlayacağım dediysem tavladım. İçine kapanık, asosyal şişmanlardan değildim. Çok arkadaşım vardı, çok dışarı çıkardım. Kilolarımın yaşantımı kısıtlamasına izin vermezdim. Benim canıma tak eden nokta vücudumda necrobiosis lipoidica isimli hastalığın belirmesiyle başladı. Bu bir çeşit hücre kanseri, çok yeni bir rahatsızlık ve nedeni de tedavisi de bilinmiyor. Hastalığın birebir kilo ile ilgili yok ancak vücudunda açık yaralar

çıkıyor. Suya değmen yasak, hep bandajlı geziyorsun. Ağrı ise felaket. Türkiye de ne kadar hastane varsa gezdim. Günlerce yattığım oldu, geçmedi. Teşhis konulduktan sonra Bir çıkış yolu bulmalıyım dedim. Madem bu hastalık var, belki bu dünyadaki zaman kısıtlı. Bu süreyi zayıf geçirmek istedim. * Neden herhangi bir diyet programı ve spor değil de ameliyat? Her şeyi denedim. Akupunkturlar, bitkisel çaylar, zayıflama hapları, tek gıda rejimleri, doktorların özel diyetleri Hiçbiri işe yaramadı. Maksimum 10 kilo verip geri alıyordum. İçimdeki duygusal açlık zayıflamamı engelliyordu. Ancak midem küçülürse yapabilirim dedim. Bu arada yapı itibariyle çok garantici biriyim. Öyle maceraya atılmam. Doktorumu bulmam iki yılımı aldı. Araştırdım. Bu ameliyatı kimler yapıyor? Hangisinin hasta kaybı daha düşük, hangisinin ameliyatlarından sonra hastaları daha hızlı toparlanıyor diye. * Ne kadar zamanda kaç kilo verdiniz? İlk ay 22 kilo verdim. Dördüncü ayda 44 kilo gitmişti. Bu arada bir mucize oldu ve yaralarım da iyileşmeye başladı. Bir ay sonra kontrole gittiğimde doktorum bacağımdaki bandajlardan birini açtı. Bir baktım, yara yok. Görüyorum ama inanamıyorum. Üç ay sonra da tüm yaralar kapandı. Son bandajın çıktığı günü unutamam. Tüm gün ağlaya ağlaya banyo yaptım. * Eşinizle ne zaman tanıştınız? O nasıl girdi bu hikâyeye? Daha önce kötü bir tecrübe yaşamıştım. Sırf kiloluyum diye birlikte olduğum adamın ailesi evime gelmiş ve bana hakaretler etmişti. O adam da ailesini dinleyip beni ertesi gün terk etmişti. Oysa evlilik tarihi belirleyecektik, her şey hazırdı! Eşimle de tanıştığımda aklımda aşk yoktu. Zaten biz şişmanlar ne kadar kilo versek de duruma alışamayız. Bir adam bizimle flört edince Aman canım, bana mı bakacak? deriz. Yine öyle oldu ama bu defa karşımdaki kişi kararlı ve dürüst çıktı. Hani Beni her halimle kabul etsin deriz ya. Erdem işte o adam. Onu karşıma alıp

Bak ben kilo veriyorum. Bu bir süreç. Sonunda güzelleşsem de kollarım, bacaklarım sarkacak. Sonra bir de bacaklarımda eski yara izlerim var. Bunları sorun yapacaksan hemen şimdi git dedim. Yaralarımı görmek istedi ve sonra eğilip bacağımdakini öptü. Risk, kale ameliyatlarından çok daha düşük Üstündağ ın doktoru Halil Coşkun Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesi nde genel cerrahi ana bilim dalında öğretim üyesi. Coşkun Başak daha önce tüm diyet programlarını denediği için bu, onun için ideal yöntemdi diyor * Başak hanımın ameliyatının ismi laparoskopik mini gastrik baypas ameliyatı. Bu yöntem ile kilo verme mekanizması iki şekilde işler. Oluşturulan yani küçültülen mide ile fazla gıda alımı engellenerek yemek yeme miktarı azaltılıyor ve bu yeni mide ile ince bağırsak arasında yapılan özel bağlantı sayesinde alınan gıdalar direkt olarak ince bağırsağa geçiyor. Bu da emilim oranını düşürüyor. * Obezite cerrahisinde sadece bu ameliyat yok, en az onun kadar sık uygulanan mide bandı (kelepçe) ve tüp mide operasyonları da bulunmakta. Ayrıca bir de ameliyatsız bir yöntem olan mide balonu uygulaması var. Hepsini gerçekleştiriyorum. Uygulamalarım haftada 12-15 vaka arasında değişmekte, şu ana kadar 750 den fazla ameliyat gerçekleştirdim. Hastaların yüzde 90 ı memnun. * Hasta seçerken American Society for Metabolic and Bariatric Surgery nin kriterlerine uyulmakta. Bunları kısaca sayayım: Hastanın vücut kitle indeksinin 35-40 arasında olması, en az üç yıldır obez olması, hormonal hiçbir problem taşımaması ve alkol-ilaç bağımlısı olmaması gerekli. * Bu ameliyatlardaki ölüm riski yüzde 0,5 in altında. Bu oran kalp ameliyatındaki riskten (yüzde 3,5) düşüktür. Toplumdaki algı bence medyaya yansıyan negatif olgulardan kaynaklanıyor, oysa genele bakmak gerek. Ameliyat sayısı tüm dünyada hızla artmakta. 2008 yılında tüm dünyada 350 bin operasyon yapıldı. * Başak hanımı ilk gördüğümde ileri derecede obezdi, ayrıca

Tip 2 diyabeti vardı. İnsülin kullanımı çok yüksek ve hayat kalitesi son derece düşüktü. Bu ameliyatın aynı zamanda anti-diyabetik etkisi de var. Nitekim ameliyattan 24 saat sonra Başak hanımın kan şekeri de normale döndü ve insülinden kurtulmuş oldu. Kilo kaybının getirdiği etki ile ayaklarındaki yaralar düzeldi. Riskli bir karardı ama bunu birlikte verdik. * Ameliyat sonrasında beslenme çok önemli. İlk iki hafta sıvı diyet, sonraki iki hafta püreli diyet ve sonrasında dengeli bir şekilde normal gıdalara geçiş sağlıyoruz. Beslenme şekli genel hatlarıyla düşük kalorili gıdalardan oluşmalı, bununla birlikte yüksek protein oranına sahip olmalıdır. Ayrıca en önemli şeylerden biri de vitamin ve mineral takviyelerinin düzenli olarak alınması. * Gastrik baypas ameliyatı son derece etkili bir operasyon, 18 aylık bir dönem içerisinde fazla kilonuzun yüzde 80 ini kaybedebilirsiniz. Dördüncü yıldan sonra beslenme alışkanlıklarınız değişmemiş ise bir kısım hastada da görüldüğü gibi yüzde 25 lik oran geri alınabilir. TİP 2 DİYABETTE İLAÇ TEDAVİSİNE KARŞI OBEZİTE CERRAHİSİ İlaç tedavisi ve obezite cerrahisinin Tip 2 Diyabet üzerinde etkisini karşılaştıran bir çok çalışmanın sonuçlarına göre, Obez Tip 2 Diyabet hastaları için cerrahi tedavi ilaç tedavisine başlamaktan çok daha yararlı olabilir. Tip 2 Diyabet, genellikle fazla kilo ile ilişkilendirilen, hücrelerin yaşamını sürdürebilmek için aldığı glukozu,

enerjiye çevirme yeteneğini etkileyen bir hastalıktır. Hastalık; şayet etkin bir tedavi yöntemine gidilmezse vücudunuzda bir çok ciddi sağlık sorunlarına ve komplikasyonlara yol açar. Tip 2 Diyabet için klasik tedavi genellikle diyet, egzersiz, yaşam tarzı değişikliği ve beraberinde ilaç tedavisini içerir. Tam bir iyileşme zordur ve bu yapılan tedavinin amacı hastalığın yan etkilerini azaltmak ve kan şekeri seviyelerinin düzenlenmesidir. Bu yaklaşım değişebilir olmakla birlikte, 3 yeni çalışma göstermiştir ki, Tip 2 Diyabetli Obez hastalarda medikal tedavi ile karşılaştırıldığında, kilo kaybı cerrahisi daha olumlu sonuçlar vermektedir. Çalışma No:1 İlk çalışma, STAMPEDE (Surgical Treatment and Medications Potentially Eradicate Diabetes Efficiently) baş araştırmacı ve Cleveland Klinik Obezite ve Metabolizma Enstitüsü Müdürü Prof. Philip R Schauer tarafından ve LifeScan tarafından sağlanan destek ile yürütüldü. Bu çalışmada 150 kişilik, diyabeti kontrol altında olmayan (%93 ü 12 ay boyunca kontrol edilmiş) hasta grubu, 3 ayrı çalışma grubuna bölündü. 1- Medikal (İlaç tedavisi), 2- Gastric Bypass ve 3- Sleeve Gasterektomi (Tüp Mide). Çalışma sonuçları göstermiştir ki; Medikal tedavi grubunda iyileşme % 12, Gastric Bypass grubunda %42 ve Tüp Mide grubunda %37 idi. Ek bulgular ise glisemik kontrolun üç grupta da iyileşme gösterdiğini, kilo veriminin Gastric Bypass ve Tüp Mide grubunda daha fazla olduğunu, düşük glukoz, lipid ve kan basıncı düzeyleri için ilaç kullanımının her iki cerrahi girişim sonrası ileri derecede düştüğünü ancak medikal tedavi

grubundaki hastalarda arttığını gösterdi. Çalışma sonucuna göre araştırmacılar, kontrolsüz Tip 2 Diyabeti olan obez hastalarda 12 aylık ilaç tedavisine karşın obezite cerrahisinin tek başına çok daha fazla hastada, çok daha etkin bir glisemik kontrol sağladığını ortaya çıkarmışlardır. Bu çalışma 26 Mart 2012 de New England Journal of Medicine (10.1056/NEJMoa1200225) de Bariatric Surgery versus Intensive Medical Therapy in Obese Patients with Diabetes başlığıyla yayımlandı. (The ClinicalTrials.gov identifier is NCT00432809.) Çalışma No:2 Bu çalışma Dr. Geltrude Mingrone tarafından İtalya, Roma Katolik Üniversitesinde gerçekleştirildi. Bu çalışma bir diyabetolojist, bir diyetisyen ve bir hemşirenin Gastric Bypass, Biliopankreatik-diversiyon veya ilaç tedavisi gören 60 rastgele hastayı incelemesiyle başladı. Çalışma sonuçları 2 yılda diyabet remisyonunun (gerilemesinin) Gastrik Bypass grubunda % 75 ve biliopankreatik-diversiyon grubunda % 95, buna karşılık ilaç tedavisi grubunda diyabette hiç gerileme görülmemesi şeklinde gözlenmiştir. Ayrıca araştırmacılar Obez Tip 2 Diyabet hastalarında medikal tedaviye oranla obezite cerrahisinin glukoz kontrolunde daha etkin ve yararlı olduğunu bildirmişleridir. Bu çalışma, 26 Mart 2012 de New England Journal of Medicine (10.1056/NEJMoa1200111) de Bariatric Surgery versus Conventional Medical Therapy for Type 2 Diabetes başlığı ile yayımlandı. (The ClinicalTrials.gov identifier is NCT00888836.)

Çalışma No:3 Bu çalışma da Dr. Nicola Basso tarafından İtalya, Sapienza, Roma Üniversitesinin Morbid Obezite Cerrahi-Tıbbi Tedavi Merkezinde yürütüldü. Bu çalışmada Tip 2 Diyabeti olan ve 30 Tüp Mide ameliyatı geçiren hasta ile Tip 2 Diyabeti olan ve 30 standart ilaç tedavisi yapılan hasta grubu karşılaştırıldı. Hastalar gerek diyabetik durumları açısından, gerekse obezite ile ilişkili komorbidite ( uyku apnesi, hipertansiyon, dislipidemi) açısından 18 ay boyunca, her 3 ayda bir takip ve kontrol edildi. Çalışma sonucunda standart ilaç ilaç tedavisi gören tüm hastalarda diyabet ve etkileri devam ederken, buna karşın Tüp Mide sonrası hasta grubunda diyabetin %80 oranında düzeldiği gözlenmiştir. Diğer komorbiditeler ile ilgili olarak, Tüp Mide grubunda, obstrüktif uyku apne sendromunun görülme sıklığı % 50 düştü ve hipertansiyon ve dislipidemi için ilaç kullanımı önemli ölçüde azaldı. Standart ilaç tedavisi alan grupta ise, hastalarda hipertansiyon ve dislipidemi ve obstrüktif uyku apne sendromunun görülme sıklığı değişmedi ve ilaç kullanımında bir artış gözlendi. Araştırmacılar tarafından bildirilen sonuç: Bu çalışmada konvansiyonel tıbbi tedavi ile karşılaştırıldığında, Morbid Obez Tip 2 Diyabetik hastaların tedavisinde Tüp Mide ameliyatı etkinliğini doğrulamaktadır olmuştur. Bu çalışma 16 Nisan 2012 de Archives of Surgery de Obesity, Type 2 Diabetes Mellitus, and Other Comorbidities A Prospective Cohort Study of Laparoscopic Sleeve Gastrectomy vs Medical Treatment başlığıyla online olarak yayımlandı. Tüm bunların anlamı nedir?

Geçmiş tecrübeler ve gözlemsel çalışmalar, Tip 2 Diyabet düzelmesi veya obezite cerrahisi uygulanan hastaların büyük bir çoğunluğunda diyabette iyileşme olduğunu göstermiştir ancak bu zamana dek obezite cerrahisinin ana odak noktası hep obezite tedavisi olmuştur. Bu çalışmalar doğrultusunda Morbid Obez ve Tip 2 Diyabetli hastalarda obezite cerrahisi belki de morbid obeziteye olduğu kadar diyabet tedavisinde de birincil tedavi olarak tavsiye edilmelidir. Tip 2 Diyabet ve obeziteyle ilişkili hastalıklar için obezite cerrahisi günden güne yapılan çalışmalar doğrultusunda yüksek bir destek alsa da, Tip 2 Diyabeti olan herkes kilolu sınıfına girmediği için cerrahi adayı sayılmaz. Diyabet tedavisinin geleceğinde kişiselleştirmiş tedavi seçenekleri içerisinde cerrahi tedavi de medikal tedavi gibi bir seçenek olarak görülecek, her iki seçenekte de diyet ve egzersizle yaşam biçimini değiştirebilecek hastalar kazançlı çıkacaktır. Doç. Dr. Halil Coşkun