Anahtar Sözcükler: ABSTRACT Key Words:



Benzer belgeler
Toprak etütleri; Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1

AVRUPA KAYINI (Fagus sylvatica) NIN YILDIZ (ISTRANCA) DAĞLARINDAKİ YENİ YAYILIŞ ALANLARI

Gümüþ Daðý (Kütahya-Türkiye) Orman Vejetasyonu Üzerine Fitososyolojik Bir Araþtýrma

BÖLÜM 3. Artvin de Orman Varlığı

Endüstriyel Ağaçlandırma Alanlarının Seçimi. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler)

Mustafa COŞKUN Orman ve Su İşleri Uzmanı

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

Düzce ve Batı Karadeniz Bölgesindeki Endemik ve Nadir Bitki Taksonlarının Ex-situ Korunması Amacıyla


Gölcük (Kocaeli/Türkiye) Bitki Örtüsünün Fitoekolojik ve Fitososyolojik Yönden Araştırılması

Aksi durumda yabacı bir bölgeden getirilen ırk/ırklar o yöreye uyum sağlamış yerel ırklarla polen alışverişine giriştiklerinde genetik tabanda

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler :

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

selenyum durumu Nuray Mücellâ M Cafer TürkmenT rgızistan Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüB Çanakkale

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014

AVRUPA KAYINI (Fagus sylvatica) NIN YILDIZ (ISTRANCA) DAĞLARINDAKİ YAYILIŞ ALANLARI

Dr. Nihal ÖZEL Toprak ve Ekoloji Araştırmaları Bölüm Başmühendisi

A New Association for Alliance Quercion ilicis in West Menteşe Mountains (Muğla)

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

T.C ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

ORMAN AMENAJMANI ( BAHAR YARIYILI)

ÇORUH VADİSİ FISTIKÇAMI ORMAN EKOSİSTEMLERİNE İLİŞKİN BİTKİ ÖRTÜSÜ VE BAZI FİZİKSEL VE KİMYASAL TOPRAK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ

ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ

AĞAÇLANDIRMALARDA UYGULAMA ÖNCESİ ÇALIŞMALAR

PERKOLASYON İNFİLTRASYON YÜZEYSEL VE YÜZETALTI AKIŞ GEÇİRGENLİK

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU

KAVAK ÖKALİPTUS VE KIZILAĞAÇTA YETİŞME ORTAMI İSTEKLERİ. Prof.Dr. Ali Ömer Üçler 1

MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ SAYI: 17, OCAK , S: İSTANBUL ISSN: Copyright 2008

ORMANCILIKTA UZAKTAN ALGILAMA. ( Bahar Yarıyılı) Prof.Dr. Mehmet MISIR. 2.Hafta ( )

ÖNSÖZ İZMİR Nihal ÖZEL

Vejetasyon, herhangi coğrafi bölgenin bir kesimi üzerinde, yaşam koşulları birbirine benzeyen bitkilerin bir arada toplanma şeklidir

AĞAÇLANDIRMALARDA UYGULAMA ÖNCESİ ÇALIŞMALAR

Toprak oluşum sürecinde önemli rol oynadıkları belirlenmiş faktörler şu

REHABİLİTASYON VE RESTORASYON PROJESİ YAPIM ESASLARI. Muharrem MARAZ Orman Mühendisi 24/05/2016 ANKARA 1

COĞRAFİ KONUM ÖZEL KONUM TÜRKİYE'NİN ÖZEL KONUMU VE SONUÇLARI

ORMAN AĞACI ISLAHI. Yrd. Doç. Dr. DENİZ GÜNEY ( GÜZ DÖNEMİ)

Ekosistem Ekolojisi Yapısı

T.C ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

REHABİLİTASYON PROJE DİSPOZİSYONU

Bir ekosistemin genel mevkisi tanıtılırken şu özellikler belirtilmesi gerekir.

ISPARTA-YUKARIGÖKDERE (EĞİRDİR) YÖRESİ NDEKİ ODUNSU VEJETASYONUN SINIFLANDIRILMASI VE HARİTALANMASI

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

EKOLOJİ EKOLOJİK BİRİMLER

COĞRAFYA YEREL COĞRAFYA GENEL COĞRAFYA

Büyükhemit Deresi ve Civarýnýn (Delice-Kýrýkkale) Vejetasyonu

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

Birsen DURKAYA, Ali DURKAYA ZKÜ Bartın Orman Fakültesi, BARTIN

4. Hafta Bahçe bitkilerinin ekolojik istekleri: İklim ve toprak faktörleri, yer ve yöney

TOPRAK ANA MADDESİ KAYAÇLAR. Oluşumlarına göre üç gruba ayrılırlar 1. Tortul Kayaçlar 2.Magmatik Kayaçlar 3.Metamorfik (başkalaşım) Kayaçlar

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

Anadolu nun Biyoçeşitliliğini oluşturan sebepler

ve 20 Tekne Kapasiteli Yüzer İskele

TOPRAK İLMİ, ORMAN EKOLOJİSİ, HAVZA AMENAJMANI VE ETÜD-PROJE İŞLERİ

TRABZON İLİ SÜRMENE İLÇESİ ÇAMBURNU YÖRESİNDE ÇIKAN ORMAN YANGINI HAKKINDA RAPOR

BETULACEAE. Alnus cinsleri vardır.

YEŞİL ENERJİ HAYAL DEĞİL! Doç. Dr. Serdar Gökhan ŞENOL EGE Ü. Botanik Bahçesi Herbaryum Uygulama ve Araştırma Merkezi

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

Tohum ve Fidanlık Tekniği

TRABZON YÖRESİ BAZI YOL ŞEVLERİNİN ÖRTÜ BİTKİLERİ VE YETİŞME ORTAMLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

TRAKYA DA VEJETASYON DEVRESİ VE BU DEVREDEKİ YAĞIŞLAR. Vegetation period and rainfalls during in this time in Trakya (Thrace)

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL

TEMEL HARİTACILIK BİLGİLERİ. Erkan GÜLER Haziran 2018

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

REHABİLİTASYON PROJE DİSPOZİSYONU

FİDANCILIK TEKNİĞİ DERS 2: FİDANLIK İŞLETMELERİ İÇİN YER SEÇİMİ

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

KURAK BIR BÖLGEDE BĠR KISIM TOPRAK ÖZELLIKLERININ MEKANSAL DEĞIġKENLIĞI

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK

CORYLACEAE 1C 1 E. Anemogam, kışın yaprağını döken odunsu bitkilerdir. Gövde kabukları çatlaksız ya da boyuna çatlaklıdır. Tomurcuklar sürgüne

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

Dersin Kodu

TOPRAKLARA KARAKTER KAZANDIRAN ETMENLER

HONAZ DAĞI ve ÇEVRESİNİN BİTKİ ÖRTÜSÜ 1

ORMAN AMENAJMANI ( BAHAR YARIYILI)

YABAN HAYATINDA BİTKİLENDİRME. Yrd. Doç. Dr. DENİZ GÜNEY

MARMARA BÖLGESi. IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ

Derleyip Hazırlayan: Yrd. Doç. Dr. Aysel ULUS

FAGACEAE. kürenin subtropik ve serin bölgelerinde ormanlar kuran 600 kadar türü vardır.

Türkiye de iklim değişikliği ve olası etkileri

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK

1. İnsan etkisi dışında, kendiliğinden oluşan her unsur doğayı oluşturmaktadır. Buna göre, aşağıdakilerden hangisi bir doğal unsurdur?

İl Kuruluşuna Göre Yeri...: İli...: İlçesi...: Beldesi...: Köyü/Mahallesi...: Özel Mevkii...

Silvikült Temel Esasları 7. Klasör

B- Türkiye de iklim elemanları

ANAKAYALARIN TOPRAK VERME ÖZELLĠKLERĠ ve AĞAÇLANDIRMA AÇISINDAN YORUMLANMASI. AGM Etüt ve Proje ġube Müdürlüğü

2229 Ayrıntılı Etkinlik Eğitim Programı SAAT/ GÜN



Transkript:

ÖZ 2006-2009 yılları arasında gerçekleştirilen bu çalışma, Güney Marmara Bölgesi içinde yer alan Kapıdağ Yarımadası nın fitososyolojik ve fitoekolojik yönden incelenmesini içermektedir. Bu amaçla yarımadanın tamamı incelenmiş ve alınan örnek alanların fizyografik, toprak ve iklim özellikleri ile vejetasyon yapısı ayrı ayrı irdelenmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda bölgede sekiz bitki birliği ve bu birliklere ait yedi alt birlik tespit edilmiş ve söz konusu birlikler sintaksonomik olarak sınıflandırılmıştır. Bu birliklerden Roso caninae Pinetum brutiae ass. nova birliği Quercetalia(ea) Ilicis ordo ve sınıfına bağlı Quercion Ilicis alyansına dahil edilmiştir. Asphodelo aestivii Sarcopoterietum spinosi ass. nova birliği Cisto-Micromerietalia(ea) sınıfı ve ordosu içine dahil edilmiştir. Diğer bütün birlikler ve bu birliklere ait alt birlikler ise Quercetea pubescentis sınıfı içinde yer alan Querco-Carpinetalia orientalis ordosuna bağlı Quercion frainetto alyansı içinde değerlendirilmiştir. Anahtar Sözcükler: Fitososyoloj, Fitoekoloji, Kapıdağ Yarımadası ABSTRACT This study has been carried out between the years 2006-2009. It is reviewing the phytosociologic and phytoecologic of the Kapıdağ Peninsula. The study area is in South Marmara Region. For this purpose, the whole peninsula has been examined and sampled. Physiographic, soil and climatic properties with vegetation structure of the sample areas have been discussed. At the end of the studies have been identified eight associations and seven subassociations are belonging to two of associations in the region. Associations in question have been classified as syntaxonomicaly. Roso caninae Pinetum brutiae ass. nova association is one of the these associatons and it belongs to Quercetalia(ea) ilicis class-ordo and Quersion ilicis alliance. Asphodelo aestivii Sarcopoterietum spinosi ass. nova association belongs to Cisto-Micromerietalia(ea) class and ordo. All other associations belong to Quercetea pubescentis class, Querco-Carpinetalia orientalis ordo and Quercion frainetto alliance. Key Words: Phytosociology, phytoecology, Kapıdağ Peninsula I

ÖNSÖZ Bu çalışma 2006-2009 yılları arasında, Güney Marmara Bölgesi içinde yer alan Kapıdağ Yarımadası nda gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, Kapıdağ Yarımadası nın fitososyolojik ve fitoekolojik yapısının incelenmesi amaçlanmıştır. Hazırlanan çalışmanın bir kısmı, Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Anabilim Dalı na da doktora tezi olarak sunulmuştur. Çalışmamız esnasında her türlü bilgi birikimi, tecrübesi ve tavsiyeleriyle bize yardımcı olan danışmanımız Prof. Dr. Yusuf GEMİCİ ye, değerli katkılarından dolayı Prof. Dr. Özcan SEÇMEN e, her koşulda desteğini bizden esirgememiş olan Ege Ormancılık Araştırma Müdürlüğü nün değerli Müdürü merhum Ergün AVCIOĞLU na ve şu anki Müdürü Sayın Dr. Salih PARLAK a, yine Ege Ormancılık Araştırma Müdürlüğü Toprak ve Ekoloji Araştırmaları Başmühendisi Dr. Nihal ÖZEL e ve Orman Yüksek Mühendisi Muhammet KILCI ya, Jeoloji Mühendisi Nuran ALTUN a ve toprak analizlerini gerçekleştiren toprak laboratuarı personeline, Bilgi İşlem Bölümü personeli Bülent TOKSOY a, Bandırma Orman İşletme Müdürlüğü ne, Erdek Orman İşletme Şefliği ne, Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Arş. Gör. Ademi Fahri PİRHAN ve Hasan YILDIRIM a teşekkür ederiz. Yapmış olduğumuz bu çalışmanın ormancılığımıza ve konuyla ilgili tüm kesimlere yararlı olması ve katkıda bulunmasını dileriz. İzmir, 2010 Dr. Hafize Handan ÖNER Gıyasettin AKBİN II

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZ... I ABSTRACT... I İÇİNDEKİLER... III ÇİZELGELER DİZİNİ... V ŞEKİLLER DİZİNİ... VI SİMGELER VE KISALTMALAR... VII 1. GİRİŞ... 1 2. ÇALIŞMA BÖLGESİNİN TANITIMI... 5 2.1. Coğrafik Durum... 5 2.2. Jeolojik Yapı... 6 2.3. Büyük Toprak Grupları... 6 2.4. İklim Özellikleri... 7 2.4.1. Sıcaklık değerleri ( C)... 7 2.4.2. Yağış miktarı (mm)... 9 2.4.3. En çok esen rüzgar yönü ve ortalama rüzgar hızı (Bofor)... 9 2.4.4. Nisbi nem (%)... 9 3. MATERYAL ve YÖNTEM... 10 3.1. Materyal... 10 3.2. Yöntem... 10 3.2.1. Flora çalışmalarında kullanılan yöntemler... 10 3.2.2. Vejetasyon çalışmalarında kullanılan yöntemler... 10 3.2.2.1. Örnek Alanların Seçimi... 10 3.2.3. Fizyografik faktörlerin belirlenmesinde kullanılan yöntemler... 11 3.2.4. Toprak profilinin tanıtılması ve toprak örneklerinin alınmasında kullanılan yöntemler... 11 3.2.5. Toprak analiz yöntemleri... 12 3.2.6. Değerlendirme Metodları... 12 III

4. BULGULAR... 13 4.1. Genel Vejetasyon Yapısı... 13 4.1.1. Orman vejetasyonu... 15 4.1.1.1. Roso caninae Pinetum brutiae ass. nova... 15 4.1.1.2. Violo sieheanae - Fagetum orientalis ass. nova... 17 4.1.1.3. Carpino betuli-castanaetum sativae ass.nova... 20 4.1.1.4. Acero - Quercetum petraeae ass. Nova... 23 4.1.1.5. Cerastio bannaticii Quercetum frainetto ass nova... 25 4.1.1.6. Crataego monogynae - Quercetum infectoriae ass. nova... 27 4.1.2. Maki vejetasyonu... 30 4.1.2.1. Vibirno - Arbutetum unedo ass. nova... 30 4.1.3. Frigana vejetasyonu... 33 4.1.3.1. Asphodelo aestivii - Sarcopoterietum spinosi ass. nova... 33 4.2. Flora... 36 5. TARTIŞMA VE SONUÇ... 37 5.1. Vejetasyon... 37 5.1.1. Genel vejetasyon... 37 5.1.2. Tespit edilen birliklerin fitososyolojik ve fitoekolojik yorumları... 38 5.2. Flora... 58 6. ÖNERİLER... 63 ÖZET... 65 SUMMARY... 67 KAYNAKLAR DİZİNİ... 68 EKLER... 75 IV

ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge Sayfa Çizelge.1. Bandırma Meteoroloji İstasyonu klimatolojik rasat değerleri... 8 Çizelge 2. Kapıdağ Yarımadası bitki birliklerinin sintaksonomik sınıflandırması... 14 Cerastio bannaticii - Quercetum frainetto ass. nova birliği... 25 Çizelge 3. Kapıdağ Yarımadası nda en fazla cins içeren familyalar... 59 Çizelge 4. Kapıdağ Yarımadası nda en fazla takson içeren familyalar... 59 Çizelge 5. Kapıdağ Yarımadası nda en fazla takson içeren cinsler... 60 Çizelge 6. Kapıdağ Yarımadası nda tespit edilen taksonların flora bölgelerine göre dağılımı... 60 Çizelge 7. Kapıdağ Yarımadası nın floristik açıdan Karadağ ve Kazdağı ile karşılaştırılması... 61 Çizelge 8. Kapıdağ Yarımadası endemik takson ve bu taksonlara ait risk kategorileri... 62 Çizelge.1. Bandırma Meteoroloji İstasyonu klimatolojik rasat değerleri (1975-2008)... 8 Çizelge 2. Kapıdağ Yarımadası bitki birliklerinin sintaksonomik sınıflandırması... 14 Cerastio bannaticii - Quercetum frainetto ass. nova birliği... 25 Çizelge 3. Kapıdağ Yarımadası nda en fazla cins içeren familyalar... 59 Çizelge 4. Kapıdağ Yarımadası nda en fazla takson içeren familyalar... 59 Çizelge 5. Kapıdağ Yarımadası nda en fazla takson içeren cinsler... 60 Çizelge 6. Kapıdağ Yarımadası nda tespit edilen taksonların flora bölgelerine göre dağılımı... 60 Çizelge 7. Kapıdağ Yarımadası nın floristik açıdan Karadağ ve Kazdağı ile karşılaştırılması... 61 Çizelge 8. Kapıdağ Yarımadası endemik takson ve bu taksonlara ait risk kategorileri... 62 V

ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil Sayfa Şekil 1. Kapıdağ Yarımadası... 5 Şekil 2. Kapıdağ Yarımadası jeoloji haritası (Anonim, 1987)... 6 Şekil.3. Kapıdağ Yarımadası toprak haritası (Anonim, 1980)... 7 Şekil.4. Bandırma Meteoroloji İstasyonu Thornthwaite metoduna göre su bilançosu grafiği... 9 VI

SİMGELER VE KISALTMALAR Toprak Analiz tablolarında kullanılan kısaltmalar ppm Milyonda kısım (İng.: Parts per million) EC Elektriki iletkenlik mmhos Milimhos AAS Atomik Absorbsiyon Spectrofotometre N Total azot P Yarayışlı fosfor Na Değişebilir sodyum K Değişebilir potasyum Ca Değişebilir kalsiyum Mg Değişebilir magnezyum Anakaya ve ana materyal için kullanılan kısaltmalar Alv. Allüviyal F. Fillat G. Granit Gnd. Granodiorit Klv. Kollüviyal Kmt. Kumtaşı Krç. Kmt. Kireçli Kumtaşı Krçsz. KT Kireçsiz Kahverengi Toprak KT Kahverengi Toprak Kv. Ş. Kuvarsit Şist M Mermer Ş Şeyl Tzt. Toztaşı V. T. Volkanik Tüf Bitki Listesinde kullanılan kısaltmalar Akd. Akdeniz Flora Elementi Akd. d. Akdeniz dağ Flora Elementi D. Akd. Doğu Akdeniz Flora Elementi D. Akd. d. Doğu Akdeniz dağ Flora Elementi. Btn.-Akd. Bütün Akdeniz Flora Elementi Av.-Sib. Avrupa-Sibirya Flora Elementi Öks. Öksin Flora Elementi Hir. Öks. Hyrcano-Öksin Flora Elementi Hir.-Öks. d. Hyrcano-Öksin dağ Flora Elementi İr.-Tur. İran-Turan Flora Elementi End. Endemik VII

1. GİRİŞ Doğada hiçbir canlının tek başına, bağımsız bir şekilde bulunmaması, mutlaka kendi türü veya diğer türlere ait bireylerle birlikte bir yayılışa sahip oldukları her an gözlenebilen bir gerçektir. İnsanoğlunun bitkilerle ilişkisi, ilk çağlardan itibaren bitkileri tanımaya ve incelemeye başlamasına dayanır. Her ne kadar başlardaki amaç yaşamlarını devam ettirmek için faydalanmaya dönük olsa da ve belirli bir temele dayanmıyorsa da bu çalışmalar, gelişimle birlikte bilimsel bir içerik kazanmış, flora ve vejetasyon çalışmaları özgün çalışma alanlarına kavuşmuşlardır. Temel bir bilimsel kavram olan flora ve vejetasyon, kendi bilimsel amaçlarının dışında uygulamaya dönük çok önemli sonuçlar ve veriler sunmuşlardır. Bitkisel temelli ilaçlar, geçmişin deneme-yanılma yöntemlerinin çok ötesinde bileşenlerinin incelenerek etkin maddelerinin açığa çıkarılmasıyla günümüzde modern tıbbın hizmetinde daha sık kullanılır olmuştur. Tarımsal açıdan var olan gen kaynaklarının tespit edilmesi, korunması, geliştirilmesi, üretimin arttırılması; hayvancılıkta mera ıslahı; arıcılıktaki önemli bitkilerin tanınması; biyoteknolojide genetik kaynakların oluşturulması; ormancılıkta, ormanı oluşturan bileşenlerin tanımlanması ve bu doğrultuda orman tiplerinin ayrılması ve belirlenmesi bitki çeşitliliğinin ortaya konmasının, belki de şu ana kadar farkına varılmış olan önemli uygulamalarındandır. Fitososyoloji (Bitki sosyolojisi); herhangi bir bölgenin vejetasyonunu bitkilerin birbirleri ile ve çevreleriyle olan ilişkilerinden yararlanarak araştırır ve vejetasyonu bitki birlikleri halinde sınıflandırırken fitoekoloji (Bitki ekolojisi); bitkiler ve bitki birliklerinin çevre ile olan ilişkilerini incelemektedir (Kılınç, 2005). Bitki sosyolojisi; bitki toplumlarının çok değerli bilgilerini (floristik komposizyon, sosyolojik yapı, kuruluş özellikleri, yayılışı, yıllık, kısa ve uzun süreli gelişim dinamikleri ve yaşama evreleri, toplum tarihçesi, ekonomik ve ekonomi ötesi verimlilik yeteneği vb.) bir araya getirmesi, depolaması ve vejetasyonu sınıflandırmanın da ötesinde, çeşitli analizlere olanak sağlaması açısından da önemlidir. Bitki sosyolojisi çalışmalarından elde edilen veriler; toplum ekolojisi ve ekosistem araştırmalarında, turizm planlamalarında, peyzaj ekolojisi ve coğrafya çalışmalarında, tarım ve ormancılıkta, yerleşim, endüstri, yol vb. planlamalarda, tehlikeli etkilerin izlenmesinde, peyzaj yönetimi ve doğa korumada önemli kullanım alanlarına sahiptir (Kavgacı ve Özalp; 2006). Özel (1999) Saatçioğlu nun, günümüz ormancılığında flora ve vejetasyon çalışmaları ile belirli orman tiplerinin ayırt edilmesini esas kabul etmekte olup öncelikle iklim ve toprak koşullarındaki farklara göre orman tiplerinin ayrıldığını ve bu farklılığın ağaç türü, meşcere yapısı ve meşcereye eşlik eden florada da kendini gösterdiğini söylediğini bildirmektedir. Ülkemiz biyolojik çeşitlilik açısından çok zengin bir konumdadır. Bu zenginliğin bir parçası olan flora zenginliğini Davis (1965) Türkiye nin coğrafik konumuna 1

(Avrupa-Sibirya, Akdeniz ve İran Turan flora bölgelerinin kesişme noktasında olması ve Güneybatı Asya ile Güney Avrupa arasındaki bitki göçlerinde köprü görevi yapması); çok sayıda cins ve seksiyonun farklılaşma ve yine çok sayıda kültür bitkisinin orjin merkezi olmasına ve kuvaterner dönemi ardışık buzullaşmasının bir sonucu olan endemik tür fazlalığına bağlamaktadır. Türkiye de Biyolojik Veri Tabanı Çalışmaları, III. Beş Yıllık Kalkınma Planı, 2001-2005 Özel İhtisas Komisyonları, Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesine ilişkin olarak hazırlanan notta; İçerdiği bitki taksonlarının gösterdiği son derece fazla çeşitlilik ve klasik tahıl bitkilerinin gen havuzuna dahil edilmesi nedeniyle; Türkiye, olası potansiyele sahip endüstri ve tahıl bitkilerinin farklılaşma merkezi durumundadır. Bu nedenle Türkiye nin bitki çeşitliliği tespit edilmeli, korunmalı, izlenmeli ve akılcı biçimde işletilmelidir. denmektedir. Yukarıda verilen bilgilerin ışığında çalışmamızın öncelikli amacı, ilgili bilim dallarına katkı sunması da gözetilerek, bugüne değin bitki örtüsü yeterince çalışılmamış olan Kapıdağ Yarımadasını fitososyolojisini ve fitoekolojisini incelemektir. Bu amaç doğrultusunda, çalışmamızın kapsamı çalışma alanımızın florasını ortaya koymak, mevcut bitki birliklerini tanımlayarak, bunları sintaksonomik olarak sınıflandırma ve söz konusu birliklerin yetişme ortamı özelliklerini ortaya koymaktır. Baytop (2004) a göre bugüne kadar birçok araştırıcı Türkiye bitkileri ile ilgilenmiş, koleksiyonlar oluşturmuş, değerli yayınlar yapmışlardır. Bugün dahi, birçok araştırıcının ilgisi Türkiye florasına yeni katkılar sağlamaktadır. Türkiye bitki örtüsü üzerine ilişkin ilk verilere, her ne kadar bilimsel çalışmaların dışında olsa da, 17. yy da yaşamış olan Evliya Çelebi nin Seyahatnamesi nde rastlanmaktadır. Gerçek anlamda ilk çalışmalar ise 1700 lü yıllarda, Flora Orientalis in yazarı olan Boissier (1867-1888) ile başlamaktadır. Bu eser genel bir Türkiye vejetasyon yapısını ortaya koymuştur (Baytop, 2004). Türkiye flora ve vejetasyonu ile ilgili çalışmalar 1950 li yıllardan sonra artmış, flora alanında Davis in (1965-1988) Flora of Turkey and the East Aegean Islands eseri Türkiye florası ile ilgilenen her botanistin ilk başvuru kaynağı olmuştur. Güner ve diğer araştırıcılar tarafından 1998 ve 2000 yılında çıkarılan iki ek ciltle bu eser on bir cilde ulaşmıştır (Cullen et all, 1998, Güner ve ark., 2000). Vejetasyon ile ilgili çalışmalar ise Schwarz (1935), Walter (1956,1968), Regel (1963), Zohary (1973), Quezel, Barbero ve Akman (1978-1980), Akman, Barbero ve Quezel (1978-1979) ile birlikte sistemli olarak yapılmaya başlanmıştır (Baytop, 2004). Bitki toplumlarının sistematiği, bu bitki toplumlarının ekolojik, sosyolojik ve morfolojik özellikleri, dinamikleri ve gelişim süreçleri konularında yapılan çalışmaları içeren bitki sosyolojisi için Avrupa da iki temel yaklaşım mevcuttur. Bu yaklaşımlar ve kullanılan kavramları şöyle açıklayabiliriz: 2

Kommünite topluluk olarak Türkçeleştirilmektedir. Biyolojik kommünite; belli bir alanda ya da habitatta yaşayan populasyonların tümüdür. Yani; benzer çevresel istekleri olan ve birlikte yaşayabilme yetisi gösteren populasyonlar kümesidir. Doğal kommünitelerin tam sınırını belirlemek oldukça zordur. Zira, genellikle iç içe geçmiş durumdadırlar. Hayvanlar aleminde bazı kommüniteler bilhassa besin zinciri açısından komşu kommünitelerden nispeten ayrılsa da aslında, kommüniteler; bakterilerden ağaca kadar büyük sayılarla ifade edilmesi söz konusu olan populasyonların bileşimidir. Öte yandan, besin zincirinin ilk basamağı olan bitkiler her kommünitenin temel belirleyici yapı taşıdır. Bu bağlamda kommüniteler çoklukla hakim bitki tür veya türlerine göre ayrılmaktadırlar. Mesela karaçam (Pinus nigra) ormanı, Doğu kayını (Fagus orientalis) ormanı, kermes meşesi (Quercus coccifera) garigi gibi. Sucul kommüniteler ise, kıyı çamur, kıyı kumul, tuzlu bataklık gibi fiziki faktörler göz önüne alınarak ayrımlanmaktadır. Kommunite ve birlik (asosiasyon) ifadeleri çoklukla birlikte kullanılmalarına karşın yaklaşım açısından aralarında bir farklılık söz konusudur (Villee, 1981; Kılınç, 2005). Kommünite, dahası ekosistem bileşenlerinin tamamı eş değerde bir öneme sahip değildir. Burada geçerli olan kommünite kararlığını sağlayan canlı türlerinin tespitidir. Kommüniteyi oluşturan canlılar arasındaki enerji akışı, birlikte olma nedenleri, populasyonlar arasındaki ilişkiler, çevre baskısı ilişkilerinin örgüsünde bu enerji akışının araştırılması, kommünitenin tanımlanmasında çoklukla yeterli olabilmektedir. Bu sınır dahilinde, karasal kommünitelerde hakim bitki türleri, yüksek hayvan gruplarına ait populasyonlar büyük önem arz etmektedir. Kommünitedeki enerji akışının ve benzeri sorunların tespiti için uzun yıllara dayanan gözlemler gerekmektedir. İnsan baskısı ve insanoğlunun doğal kommüniteleri kontrol etme çabaları kommünitelerde bir diğer önemli etkendir. Yakın tarihte populasyonların denetlenmesindense, habitat ve biyotopların kontrol edilerek populasyonların kontrol altına alınması yönünde bir yaklaşım söz konusudur. Assosiasyon, kommüniteye karşılık olarak kullanılan ve birlik olarak Türkçeleştirilmiş bir kavramdır. Aslında, farklı araştırma yöntemlerini açıklayan bu iki kavramdan kommünite; Anglo-Sakson Ekolünce varyans analizine göre tanımlanırken, birlik; Zurich-Montpellier Ekolüne göre karakteristik ve ayırt edici türlere bağlı olarak tanımlanmaktadır. Zurich-Montpellier Ekolünün liderliğini yapan Braun-Blanquet bitki birliğini tanımlarken belirli bir ekolojinin varlığını ortaya koyan, bazı karakteristik veya sadece o birliğe ait bir takım türlerle tayin edilen, yaşadığı çevre ile dengede olan ve nispeten değişmez bir bitki grubudur ifadesini kullanmıştır (Akman ve Ketenoğlu, 1992; Kılınç, 2005). Buna göre; karakteristik türler ve floristik bileşim aynı zamanda ekolojik parametrelerin de bir göstergesidir. Bu yüzden ekolojik analiz, floristik analizden sonra gelir. Karakteristik türler ve ayırt edici türler esas alınarak belirlenen bitki birlikleri, sintaksonomik kurallar uyarınca alyans, ordo, sınıf gibi üst kategorilere bağlı olarak sınıflandırılırlar. Söz konusu üst kategorilere karşılık gelen sintaksonlar 3

ekolojik ve/veya coğrafik boyuta da sahip iseler de, temelde karakteristik türlere göre ayrılmaktadırlar. Sintaksonomide yer alan assosiasyon normal taksonomiyi ifade eden idiotaksonomideki türler gibi soyut bir kavramdır (Akman ve Ketenoğlu, 1992; Kılınç, 2005). Başta Akdeniz ülkeleri olmak üzere geniş bir kullanım alanına sahip olan Braun- Blanquet Yöntemi ülkemizde de en çok tercih edilen yöntemdir. Çalışmamıza konu olan Kapıdağ Yarımadası nın fitososyolojisinin araştırılması Braun-Blanquet Yöntemi kullanılarak çalışılmıştır. Araştırma bölgemiz, mevcut literatüre göre az çalışılmış olması, coğrafik konumunun getirdiği özellik ve ilginçliği ve buna bağlı olarak Karadeniz, Akdeniz ve İç Anadolu karasal iklim şartlarının kesiştiği Marmara Geçiş Bölgesi içinde bulunması, şu ana kadar özgün ve detaylı bir araştırmaya tabi tutulmaması nedeniyle seçilmiştir. Ayrıca bu araştırma alanı; Doğa Derneğinin yayınlamış olduğu Türkiye nin Önemli Doğa Alanları isimli kitapta, Marmara Adaları içinde korumaya bağımlı gerileme (-1) gösteren önemli doğa alanı içinde yer almaktadır (Anonim 2006a). Alanın bir bölümü gerekli koruma çalışmaları yapıldığı takdirde düzelebilecek veya doğal yaşam üzerinde etkisi nispeten düşük zararlar görmüştür (Değerlendirme süresi 1995-2005). 4

2. ÇALIŞMA BÖLGESİNİN TANITIMI 2.1. Coğrafik Durum Araştırmamıza konu olan Kapıdağ Yarımadası; ülke coğrafyasının Güney Marmara Bölümünün kıyı ortasında yer almaktadır. Kapıdağ, kıyıya yakın bir ada durumunda iken tarihi çağlar içinde genişliği 1700 m, uzunluğu 1500 m olan dar ve kısa bir kıstak ile Anadolu ya bağlanmıştır (Hızal, 2008). Coğrafi terimle bir tombolo (kıyı yakınında bulunan ada ile kara arasında dalgaların getirdiği malzemelerin birikmesi sonucunda adanın kara ile birleşmesiyle oluşan yer şekli) oluşumu olarak ifade edilen, yaklaşık olarak 300 km 2 lik (28732,50 ha) (Atalay, 2002) üçgen şeklinde bir yarımadadır (Şekil 1). Şekil 1. Kapıdağ Yarımadası Figure 1. Kapıdağ Peninsula Kapıdağ Yarımadası Balıkesir İlinin Erdek İlçesi siyasi sınırları içinde bulunmaktadır. Yarımada Greenwich başlangıcına göre 27 o 53' 24,73'' batı boylamı ve 40 o 27'41,33'' kuzey enlemi arasında kalmaktadır. Denizden yüksekliği 0-808 m arasında değişmektedir. Yarımadanın en yüksek noktası 808 m ile Dedebayırı (Kurtkayası) Tepesidir. Diğer önemli tepeler ise Yatak Tepe (774 m), Dumanlı Tepe (668 m), Kese Tepe (783 m), Çokala Tepe (718 m) ve Büyük Gamla Tepe (797 m) dir (Anonim, 2002). Yarımada yüzey şekli itibariyle bir dağ sisteminin parçasıdır. Mevcut bu dağ sisteminin ana hatları doğu-batı doğrultulu olup kara ile birleştiği kıstağın doğu yanında Bandırma Körfezini, batı yanında ise Erdek Körfezini kazandırmıştır. Yine bu nedenle; kuzey-güney ve kısmen de doğu-batı farkı oluşmuş ve yarımada birçok vadi ile derin bir şekilde yarılmış olduğundan, ortam şartları kısa mesafelerde dahi değişiklik göstermektedir (Sönmez; 2001). 5

Yarımada su kaynakları açısından zengindir. En önemli akarsuları; kuzeye akan Değirmendere, Ceylan Dere, Bağlar Dere, Pekmez Dere, Muğla Dere, Keslidağ Dere, Eğridere, Kurtboğaz Dere ve Ballıpınar Dereleridir (Anonim, 2002; Koç, 2001). 2.2. Jeolojik Yapı Kapıdağ Yarımadası hem topoğrafik hem de jeolojik özellikleri açısından, Güney Marmara nın özgün bir alanıdır. Yapılan jeolojik çalışmalar üç ayrı litolojik birimin varlığını açığa çıkarmıştır (Aksoy, 1998). En altta Permiyen öncesi yaşlı, ayırtlanmamış metamorfik karmaşık yer alırken bu seriyi Paleosende granitoid magması kesmektedir. Stratigrafi olarak en genç birim ise kıyı kesimlerde yer alan güncel alüvyon çökellerdir (Şekil 2). Şekil 2. Kapıdağ Yarımadası jeoloji haritası (Anonim, 1987) Figure 2. The geology map of Kapıdağ Peninsula (Anonim, 1987) 2.3. Büyük Toprak Grupları Kapıdağ Yarımadası nda; geniş yayılım gösteren Kireçsiz Kahverengi Orman Toprağı ile Kireçsiz Kahverengi Toprak ve Kollüviyal Topraklar, granit, granodiyorit gnays, şist, amfibolit, mermer, kristalize kalker ve fillat gibi metamorfikler üzerinde bulunmaktadır (Şekil 3). 6

Şekil.3. Kapıdağ Yarımadası toprak haritası (Anonim, 1980) Figure. 3. The soil map of Kapıdağ Peninsula (Anonim, 1980) 2.4. İklim Özellikleri Kapıdağ Yarımadası na ait iklim verileri en yakın istasyon olan Bandırma meteoroloji istasyonundan alınmıştır. Kapıdağ Yarımadası Bandırma Meteoroloji İstasyonu verilerine göre; kıyı bölgeleriyle deniz etkisinin sokulduğu yerlerde yarı nemli (C2) iklim tipi (Thornthwaite); Batı Akdeniz az yağışlı, yazı sıcak mezotermik, kışı serin iklim tipi (Emberger, 1960); yazı sıcak mezotermik iklim tipi (Trewortha); Karadeniz etkisine açık kıyı sahası (Erinç, 1996) içinde yer almaktadır (Güngördü, 1999, Anonim, 2008). Yağışın en fazla kış ve sonbahar mevsimlerinde olması nedeniyle yarımadada merkezi Akdeniz yağış rejimi tipi (K.S.İ.Y.) görülmektedir (Akman, 1990). Çalışma alanının iklim tipi Marmara İklimidir. Ayrıca bölgede oseyanik iklimin de etkisi görülmektedir (Erkal, 1996). Kapıdağ Yarımadası nda egemen rüzgarlar kuzey sektörlüdür (Taştüner, 1993; Anonim, 2008). 2.4.1. Sıcaklık değerleri ( C) Güney Marmara Bölgesinde bulunan Kapıdağ Yarımadası bu coğrafik konumundan dolayı kuzey yüzlerinde Karadeniz in nemli ve serin etkisi altındadır. Yükseltisinin az oluşu ve yarımada yapısıyla bu etki güney yüzlerde de fark edilmektedir. Bölgenin yıllık ortalama sıcaklığı 14,0 o C dir. Kapıdağ Yarımadası, Güney Marmara nın kışın en fazla ısınan kıyı kesiminde bulunmakta olup, en düşük sıcaklığın ölçüldüğü ortalama Ocak ayı sıcaklığı 5,1 o C dir. Yazın ise en yüksek sıcaklığın gözlendiği Temmuz ve ağustos aylarında ortalama 23,6 o C dir. Günlük ortalama sıcaklığının en düşük olduğu gün 21-22 ocak olup 4,4 o C ve en yüksek olduğu gün 17 Temmuz olup 24,2 o C dir (Anonim, 2008). 7

Bitki büyüme metabolizmasını düzenleyen çevresel faktörlerin içinde sıcaklığın etkinliği oldukça yüksektir. Sıcaklık, terleme hızı, tohum çimlenmesi gibi fizyolojik olaylar ve vejetatif gelişme, üreme ve benzeri bitkilerin çeşitli periyodik fenomenlerini etkiler (Öztürk ve Seçmen, 1992). Büyüme üzerine sıcaklığın etkisi, fotosentez ve metabolizma reaksiyonlarında olduğu kadar su ve mineralle beslenmede, transpirasyon ve göçte de kendini göstermektedir. Yıl boyunca sıcaklığın değişmesi, büyümenin yıllık ritminde temel faktörlerden biridir. Ancak sıcaklık aynı zamanda dolaylı olarak bitki yaşamında ilk durum değişmelerinde tayin edici bir faktör gibi etki eder. Yani bitkinin latent yaşama girmesi veya çıkması veya çiçek açma kabiliyeti kazanması gibi durumlarda etkindir. Aktif bir yaşam için sıcaklık sınırları oldukça dar olup genellikle -5 ve -10 ile +45 o C arasında değişmektedir.yüksek sıcaklıklar bitkinin yapısını bozmakta ve dokular 125-150 o C ta ölmektedir. Öte yandan soğuk bitkiyi öldürmez ancak gelişmeyi önler. (Akman ve ark., 2001). Bitki örtüsü üzerinde olumsuz etki yaratan ekstrem sıcaklıklar göz önüne alındığında Kapıdağ Yarımadası bitki hayatına en uygun alanlardan biridir. Zira, yıllık ortalama donlu gün sayısı 24,8, ilkbahar donlarının oranı % 11.7 ve sonbahar donlarının oranı % 3.6 dır. Çizelge.1. Bandırma Meteoroloji İstasyonu klimatolojik rasat değerleri (1975-2008) Table.1 Bandırma Weather Station climatic observation values (1975-2008) Aylar I II II IV V VI VII VIII IX X XI XII Yıllık Sıcaklık o C 5,1 5,4 7,7 12,1 16,6 21,3 23,6 23,6 20,0 15,6 10,4 6,9 14,0 Yağış (mm) 98,41 71,92 67 53,84 33,36 23,92 18,82 16,8 36,49 70,62 95,25 113,75 700,22 Nisbi nem 76,63 74,78 73,45 71,07 70,50 65,90 66,47 68,45 67,64 71,75 73,68 75,79 71,34 (%) Hakim Rüzgar KD KD KD KD KD KD KD KD KD KD KD KD KD Söz konusu ekstrem sıcaklıkların frekansları ise; 0 o C nin altındaki sıcaklıkların bütün ölçülen sıcaklıklara oranı % 2,3, 30 o C nin üzerindeki sıcaklıkların oranı ise % 1 dir. Optimum sıcaklıklar bakımından, 9-21 o C ler arasında ölçülen sıcaklıkların oranı ise % 46,7 dir (Anonim, 2008; Şekil 4). Gerek bitki hayatı için kritik bir devre olan ilkbahardaki donlu günlerin oranının gerekse buharlaştırmayı arttırıcı etkisi olan 30 o C nin üzerindeki günlerin frekansının düşük öte yandan optimum sıcaklık frekansının yüksek olması, Kapıdağ Yarımadası nın bitki örtüsü üzerinde olumlu etki yaratmıştır (Güngördü, 1999). 8

Bandırma YAĞIŞ 200,0 180,0 160,0 140,0 160,0 120,0 140,0 120,0 100,0 100,0 80,0 80,0 60,0 60,0 40,0 40,0 20,0 20,0 0,0 0,0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 AYLAR P. EVAPOTRANSPİRASYON P. Evapo transpirasyon Yağış Şekil.4. Bandırma Meteoroloji İstasyonu Thornthwaite metoduna göre su bilançosu grafiği Figure 4. Water balance of the Meteorological Station of Bandırma according to the Thornthwaite method 2.4.2. Yağış miktarı (mm) Bölge, Marmara geçiş tipi yağış rejiminin egemen olduğu Güney Marmara da olması nedeniyle Akdeniz ikliminin etkisiyle en çok yağış kış aylarında, en az yağış da yaz aylarında düşmektedir. Bununla beraber, Karadeniz e yakınlık yaz kuraklığını azaltmaktadır. Kuzey yüzlerde Karadeniz ikliminin etkisiyle yaz yağışları % 7,6, kış yağışları ise % 43,5 tir. Yıllık ortalama yağışın 700 mm olduğu yarımadada, yağışların 900 mm nin üzerinde olduğu tepelik alanlar, 700-900 mm arasında olduğu kuzey etekler ve yağışların 500-700 mm arasında olduğu güney etekler olmak üzere üç faklı bölge söz konusudur (Taştüner, 1993). 2.4.3. En çok esen rüzgar yönü ve ortalama rüzgar hızı (Bofor) Kapıdağ Yarımadası, Bandırma Meteoroloji İstasyonu verilerine göre, yıl boyunca bütünüyle kuzey sektörlü rüzgarların hakimiyeti altındadır. Bölgede yazın esen rüzgarların % 86,8 Kuzey 22,5 o Batıdan, kış rüzgarlarının % 34,1 i Güney 10 o Batıdan esmektedir. İlkbahar rüzgarlarının % 66,6 sı Kuzey 18 o, sonbahar rüzgarlarının ise % 73,6 sı Kuzey 27 o Batı yönlüdür. 2.4.4. Nisbi nem (%) Kapıdağ Yarımadası ndaki aylık ortalama nisbi nem değerleri %65,90 (haziran ayı) ile %76,63 (ocak ayı) arasında değiştiği gözlenmiştir. Yarımadada özellikle Karadeniz üzerinden gelen kuzey rüzgarlarının getirdiği serin ve nemli hava önemli bir ekolojik etken durumundadır. 9

3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1. Materyal Yapılan çalışmanın materyalini araştırma alanı olan Kapıdağ Yarımadası nda doğal yayılış gösteren vasküler bitkiler ile mevcut bitki birlikleri ve bu birliklerin bulundukları alanlara ait iklimsel ve fizyografik özellikler ile örnek alanlardan alınan toprak örnekleri oluşturmaktadır. 3.2. Yöntem 3.2.1. Flora çalışmalarında kullanılan yöntemler Çalışma alanının florasını tespit edebilmek amacıyla, öncellikle vejetasyonun en yoğun olduğu dönemler ile geçiş dönemlerinde bölgeye gidilerek bitki örnekleri toplanmış ve toplanan örnekler Ege Ormancılık Araştırma Müdürlüğü Herbaryumu ve Ege Üniversitesi Rektörlüğü Botanik Bahçesi ve Herbaryum Uygulama ve Araştırma Merkezinde, başta Flora of Turkey (Davis, 1965-1988) olmak üzere çeşitli flora kitaplarından ve herbaryum koleksiyonlarından yararlanılarak tayin edilmiştir. Bitki örnekleri Ege Ormancılık Araştırma Müdürlüğü Herbaryumunda muhafaza edilmektedir. 3.2.2. Vejetasyon çalışmalarında kullanılan yöntemler Çalışma alanının fitososyolojisi ile ilgili çalışmalar dünyada ve ülkemizde yaygın olarak kullanılan Braun-Blanquet (1969) yöntemi uyarınca gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla vejetasyon dönemi boyunca; vejetasyonu temsil eden, homojen olduğu gözlenen ve rastlantısal olarak seçilen örnekleme alanları alınmış ve bu alanlardaki türlerin bolluk, örtüş ve sosyabilite değerleri saptanmıştır. Örnek alanların büyüklükleri en küçük alan yöntemi esas alınarak belirlenmiştir. Buna göre; yüksek odunsuların baskın olduğu yerlerde 1000 m 2, alçak odunsu ve çalıların baskın olduğu yerlerde 400 m 2 ve alçak odunsu ve otsuların baskın olduğu yerlerde 100 m 2 lik alanlar şeklinde alınmıştır. 3.2.2.1. Örnek Alanların Seçimi Kapıdağ Yarımadası tamamen dolaşılmış ve bitki örtüsünün bileşiminin, anakayanın, toprağın değiştiği alanlarda örnek alanlar alınarak öngörülen kayıtlar (arazi formları) tutulmuş ve örnek alanlara ait fizyografik faktörler ile coğrafik bilgiler kaydedilmiş, alanın koordinatları da kayda geçilmiştir. Bu verilerin ışığında, vejetasyon ham çizelgeleri hazırlanmıştır. Bu aşamadan sonra, var olan ilgili çalışmalar da dikkate alınarak bitki birlikleri belirlenmiştir. Birliklerinin isimlendirilmesinde Uluslararası Bitki Sosyolojisi Adlandırma Kodu (Weber et all., 2000.) esas alınmıştır. 10

Çalışma alanımız olan Kapıdağ Yarımadası nda alınan örnek alanların lokaliteleri GPS (Global Position System) ile tesbit edilmiştir. Bu alanlardan bazıları hava durumu muhalefeti ve alandaki yoğun bitki örtüsü nedeniyle alınamamıştır. Çalışmamız sırasında sadece örnek alanlardan değil, aynı zamanda bu alanların dışından da örnekler toplanmıştır. Buna göre alınan örnek alanların lokaliteleri, örnek alan numaralarına göre Ek.1 de verilmiştir. 3.2.3. Fizyografik faktörlerin belirlenmesinde kullanılan yöntemler Enlem-Boylam Dereceleri, Çalışma alanındaki örnek alanların koordinatları GPS aleti yardımıyla önce UTM (Universal Transverse Mercator) olarak kaydedilmiş, daha sonra bunlar Google Earth üzerinde enlem ve boylama çevrilmiştir. Yükselti: Örnek alanların yükseklikleri günlük ayarlanmış altimetre ile ölçülmüştür. Bakı: Örnek alanlarda pusula yardımı ile yön olarak kaydedilmiştir. Değerlendirmeler 4 ana ve 4 ara olmak üzere 8 yön üzerinden, ayrıca gölgeli ve güneşli bakılar olmak üzere iki grup üzerinden yapılmıştır. Eğim: Eğim klizimetre yardımıyla ölçülerek kaydedilmiştir. Eğimin değişken olduğu yerlerde örnek alanın bulunduğu yerdeki eğim dikkate alınmıştır. Arazi Yüzü Şekli: Örnek alanların yeryüzü şekli mutlaka kaydedilmiş ve hangi yeryüzü şeklinde yer aldığı belirlenmiştir. 3.2.4. Toprak profilinin tanıtılması ve toprak örneklerinin alınmasında kullanılan yöntemler Örnek alanların seçiminden sonra örnek alanın ortalama özelliğini temsil eden bir yerde toprak çukuru açılmıştır. Toprak genel olarak anakayaya/anamateryale kadar, mutlak toprak derinliğinin fazla olduğu yerlerde ise 100 cm e kadar kazılmış ve profil tanımları yapılarak özel olarak hazırlanmış formlara doldurulmuştur. Toprak örnekleri horizon oluşumu gösteren alanlarda horizonlara göre, diğer alanlarda derinlik kademelerine göre alınmıştır. Mutlak ve fizyolojik toprak derinlikleri mm hassasiyetli şerit metre yardımıyla ölçülmüştür. Toprağın iskelet miktarı, yüzeysel kayalılık ve yüzeysel taşlılık oranları Anonim, 2006b deki Taşlılık Oranı Tahmin kartları kullanılarak tahmini olarak belirlenmiştir. Örnek alanların anakayası çoğunlukla yerinde belirlenmiş, kimi hallerde ise örnek alınarak laboratuarda belirlenmiştir. Profil aynasında usulüne uygun olarak tespit edilen horizonlar veya katmanlardan (tabaka) yaklaşık 1 kg kadar olacak şekilde toprak örnekleri alınarak naylon poşetlere 11