Nâsıruddin El-Beyzâvî ve Osmanlı Kelâm Geleneğindeki Yeri

Benzer belgeler
OSMANLI MEDRESELERİ. Tapu ve evkaf kayıtlarına göre orta ve yüksek öğretim yapan medrese sayısı binden fazlaydı.

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

MEDRESE GELENEĞİNDE AKĀİD VE KELÂM İLMİ

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

İSLAM DÜŞÜNCE TARİHİ DERSLERİ

HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi

TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

Kelâm ve Mezhepler Tarihi II

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 19 / 2009, s tanıtım-değerlendirme

İslâmî Eğitim Kurumları

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK)

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

SOSYOLOJİSİ (İLH2008)

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ

II. BÖLÜM LK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLER

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI TÜRK EĞİTİM TARİHİ DERSİ İZLENCESİ

T.C. KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İlâhiyat Fakültesi Dekanlığı. REKTÖRLÜK MAKAMINA (Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı)

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı 1.ve 2. Öğretim Eğitim Planları

İSLAM FELSEFESİ: Tarih ve Problemler Editör: M. Cüneyt Kaya. ISBN sayfa, 45 TL.

AKADEMİK YILI

Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Dr. Öğr. Üyesi Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

Kâşif Hamdi OKUR, Ismanlılarda Fıkıh Usûlü Çalaışmaları: Hâdimî Örneği, İstanbul: Mizah Yayınevi, 2010,

Bin Yıllık Vakıf Medeniyeti ve Vakıfların Eğitimdeki Yeri Sempozyumu

İN'ÂMÂT DEFTERİ ÇERÇEVESİNDE II. BAYEZİD DÖNEMİ İSTANBUL MEDRESELERİNE BAKIŞ

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DEKANLIĞI EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DERSLER KATALOĞU. Dersin Optik. Kredi AKTS. Ulus.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

XV. YÜZYIL OSMANLI İLİM HAYATINDA SADEDDİN TAFTÂZÂNÎ VE SEYYİD ŞERÎF CÜRCÂNÎ ETKİSİ

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

Türk Eğitim Tarihi. Program İçeriği Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

TÜRK EĞİTİM TARİHİ 3. Dr. Öğr. Ü. M. İsmail Bağdatlı.

Dersin Optik Kodu. Ders Dur. (Z/S) Kredi AKTS. Ulus. Kredi. Dersin Optik Kodu. Kredi AKTS. Ulus. Kredi. Ders Dur. (Z/S) Dersin Adı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH

Lisans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Y. Lisans S. Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler /Temel İslam Bilimleri/Hadis 1998

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

OSMANLILAR Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu. İstanbul Ticaret Üniversitesi

AnkaraVilayetiYabanabadKazası ŞeyhlerKaryesi(1.Ş EYLÜL 1840)NüfusSayımı

ALİ HİMMET BERKÎ SEMPOZYUMU KASIM Hukuk Fakültesi Konferans Salonu, Kampüs / ANTALYA. Düzenleyenler

Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Yrd.Doç.Dr. Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ

Memlüklerin Son Asrında Hadis -Kahire Halit Özkan

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

İçindekiler. Kısaltmalar 13 GİRİŞ I. ÇALIŞMANIN KONUSU VE AMACI 15 II. İÇERİK VE YÖNTEM 16 III. LİTERATÜR 17

T.C. YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DEKANLIĞI FAKÜLTE KURULU KARARI

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ BAHAR YARIYILI OKUTULACAK MATERYAL LİSTESİ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

KUBBEALTI SOHBETLERİ

TÜRK EĞİTİM TARİHİ 4. Dr. Öğr. Ü. M. İsmail Bağdatlı.

SAHABE2 İSLÂM MEDENİYETİNİN KURUCU NESLİ PROGRAM - DAVETİYE NİSAN SAHABE VE RİVAYET İLİMLERİ- TARTIŞMALI İLMÎ TOPLANTI

Tahsin Görgün-Yayınlar ve Çalışmalar 1. Tahsin Görgün (Kısa Özgeçmiş)

1 KAFKASYA TARİHİNE GİRİŞ...

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Uluslararası İmam Eş arî ve Eş arîlik Sempozyumu Bildirileri (21-23 Eylül 2014)

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I

Tartışmalı İlmî Toplantı PROGRAM - DAVETİYE ARALIK 2013

SİİRT ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ CİLT: 4 SAYI 1 s MOLLA FENÂRÎ DE TASAVVUF METAFİZİĞİ

İBRAHİM BEDRETTİN ELMALI SEMPOZYUMU

1. Adı Soyadı: Zekeriya GÜLER 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Prof. Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl

Üniversitemiz Senatosunun tarih ve 2018/19 2 sayılı karar eki

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ENSTİTÜ KURULU TOPLANTI TUTANAĞI

Fakülte Kurulunun tarih ve 2018/02 1 sayılı karar eki İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İSLAM VE DİN BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

İLAHİYAT FAKÜLTESİ I. VE II. ÖĞRETİM HAZIRLIKSIZ İLAHİYAT MÜFREDATI

Osmanlı dan Günümüze Kur an Ve Hüsn-İ Hat Sempozyumu Kasım 2013, Amasya

T.C. VELÎ SEMPOZYUMU. Prof. Dr. Ali Rafet ÖZKAN KASTAMONU

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية

ÖZGEÇMİŞ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ. : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) : abulut@fsm.edu.tr

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

Yard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı

İSMAİL DURMUŞ PROFESÖR

HARRAN Ü. İLAHİYAT FAK AKADEMİK YILI GÜZ DÖNEMİ FİNAL VE BÜTÜNLEME SINAV TAKVİMİ

AZİZZÂDE HÜSEYİN RÂMİZ EFENDİ NİN ZÜBDETÜ L-VÂKI ÂT ADLI ESERİ NİN TAHLİL ve TENKİTLİ METNİ

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 9 (2016), ss

RESTORASYON ÇALIŞMALARI

ADANA İL MÜFTÜLERİ ( ) GÖREVDEN AYRILDIĞI TARİH Mehmet Hüsnü EREN Adana, 1870 Medrese

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

Sadrettin Gümüş, Seyyid Şerîf Cürcânî ve Arap Dilindeki Yeri, İstanbul: Fatih Yayınevi Matbaası, 1984, 211 s. Murat Dinler*

Sosyal Bilimler Enstitüsü

Transkript:

ARAŞTIRMA VE İNCELEME RESEARCH Nâsıruddin El-Beyzâvî ve Osmanlı Kelâm Geleneğindeki Yeri Naser Addin Al-Baidawi and His Place on Ottoman Theology Tradition Mustafa AYKAÇ a a MEB Taşköprü Anadolu İmam Hatip Lisesi, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni, Kastamonu Geliş Tarihi/Received: 27.06.2016 Kabul Tarihi/Accepted: 29.06.2016 Yazışma Adresi/Correspondence: Mustafa AYKAÇ MEB Taşköprü Anadolu İmam Hatip Lisesi, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni, Kastamonu, TÜRKİYE/TURKEY maykac19@gmail.com ÖZET İslâmî ilim dallarının tamamına yakını hakkında eserler yazan el-beyzâvî güçlü bir ilmî şahsiyettir. Özellikle Tefsir ve kelâm alanlarında verdiği eserler İslâm coğrafyasında çok etkili olmuş, yüzyıllarca kendinden söz ettirmiştir. Osmanlı padişahlarının el-beyzâvî Tefsiri okumak için huzur dersleri adı verilen ve üst düzey devlet adamlarının katıldığı dînî sohbetler düzenlediğini yine onun kelâm kitaplarının uzun yıllar Osmanlı medreselerinde okutulduğunu biliyoruz. Biz de bu çalışmamızda, kelâm kitapları Tavâli u l-envâr ve Misbâhu l-ervâh çerçevesinde el- Beyzâvî nin eserlerinin Osmanlı kelâm geleneğindeki yerini araştıracağız. Anahtar Kelimeler: el-beyzâvî; Tavâli u l-envâr; Medrese; Osmanlı ABSTRACT al-baidawi who made reviews about all of the Islamic branches, is a strong scientific personality. His studies that about commantary and Islamic theology have been effected on Islamic geography. We know that The Ottoman sultans had organized religious conversations which based on his commantary book and are called as Peace lessons and important state men participated in these lessons. And we also know his theological books had been studied in Ottoman madrasahs for long years. In this study we have tried to examine place of his theological books, Tavâli u l-envâr and Misbâhu l-ervâh on the Ottoman theology tradition. Key Words: al-baidawi; Tavâli al-anvâr; Madrasah; Ottoman :388-403 1. EL-BEYZÂVÎ NIN HAYATI VE YAŞADIĞI DÖNEMDE SIYASÎ DURUM T âceddin es-sübkî nin, künyesini Abdullah bin Muhammed bin Ali Ebû l-hayr el-kâdî Nâsıruddin el-beyzâvî 1 şeklinde zikrettiği el- Beyzâvî nin, doğum tarihi bilinmemektedir. Vefat tarihi hakkında ise farklı bilgiler mevcuttur. Ancak bunlardan H.685 senesi genel kabul görmüş, el-beyzâvî nin üzerinde yapılan çalışmalarda genellikle bu tarih benimsenmiştir. Ölüm tarihi olarak H.685 yılı kabul edilerek, 100 yıl yaşadığı düşünülse, el-beyzâvî nin H. 585-685 yılları arasında yaşadığını söylenebilir. Bu zaman aralığının milâdî karşılığının, 1186-1286 yıllarıdır. Copyright 2016 by İslâmî Araştırmalar 1 Taceddin es-sübkî, Tabakâtu ş-şâfiiyyeti l-kübrâ, Tah: Abdulfettah Muhammed el-huluv, Mahmud Muhammed et-tanâhî, Dâru İhyâu Kütübi l-arabî, Bask yy ts. C. VIII, s. 157. 388

el-beyzâvî nin yaşadığı bu yıllar siyasi açıdan İslâm ülkelerinde büyük karışıklıkların yaşandığı bir dönemdir. Bu devirde İslâm ın kültür merkezi durumunda bulunan önemli yerleşim bölgeleri Moğolların işgaline uğramıştır. el-beyzâvî nin yaşadığı Fars ülkesinin Şiraz şehri, Oğuzların Üçoklar boyuna mensup Salgur veya Salur boyu tarafından kurulan bir devletin hâkimiyetinde idi. Miladi 1147-1284 yılları arasında hüküm süren Salgurluların başta bulunan hükümdarı için atabeg ünvanı kullanıldığı için tarihte Salgur Atabegleri olarak anılmışlardır. Moğol istilasının İslâm coğrafyasını yakıp yıktığı bir dönemde, Salgurlu Atabeglerinin Moğollarla iyi geçinmesinden dolayı, İran bölgesinin korunaklı bir yer olması Şiraz ve civarını âlimlerce tercih edilen bir yer haline getirmiştir. 2 Bu şartlarda el- Beyzâvî, birçok Ehl-i Sünnet âliminden ders alarak kendini geliştirmiş, anayurdundan ayrılmadan kendini yetiştirme imkânı bulmuştur. Bölgeye Salgur atabeglerinin hâkim olduğu yıllarda doğmuş ve ölmüş olan el-beyzâvî nin hayatının çoğunun geçtiği yer olan Şiraz, Salgurluların başkentliğini yapmış bir şehirdir. İran ın Fars bölgesine Salgurlu Atabeyliği kurarak hâkim olan Üçoklar, zaman zaman Moğolların ve Harezmşahların güdümünde olmuşlardır. Salgurlulardan İkinci Sa d ın kızı Abiş Hâtun un H.685/M.1286 senesinde (el-beyzâvî ile aynı yıl) ölmesiyle Salgurlular bu bölgede hâkimiyeti kaybetmiş ve bölge, resmen Moğol idaresi altına girmiştir. Salgurlu Fars Atabegliği, doğrudan Moğol hâkimiyeti altına girdiği bu tarihe kadar 138 yıl hâkimiyetlerini sürdürmüşlerdir. Bu durumda, el-beyzâvî nin 100 yıl yaşadığı varsayılsa bile, hayatının tamamının bölgeye Salgurluların hâkim olduğu bir dönemde geçtiğini söyleyebilir. Çocukluğu Şiraz ın Beyzâ kasabasında geçen el-beyzâvî nin babası, o zamanki Şiraz atabegi Ebubekir bin Sa d a yakın kimselerden olup, ken- 2 Yusuf Şevki Yavuz, Beyzâvî TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), İstanbul 1992, C. VI, s. 100. disini Şiraz kadı l-kudâtı yapmıştı. el-beyzâvî nin dedesi Muhammed de aynı şekilde bu makamda görev yapmıştır. İlerleyen yıllarda ataları gibi aynı görevi ifa edecek olan el-beyzâvî, kendisine bir akîde kitabı yazdığını dedesinin, ilk öğretmeni olduğunu bildirmektedir. 3 İlk derslerini dedesinden alsa da, Ğâyetü l-kusvâ adlı eserinin mukaddimesinden zamanın önemli âlimlerinden olan babası Ömer b. Muhammed den çeşitli fen bilimlerini, fıkhı, fıkıh usulünü, mantık ve felsefeyi öğrendiğini biliyoruz. Şeyh Muhammed bin Muhammed el-kütahtâî de onun ikinci hocası olarak zikredilir. Doğum ve ölüm tarihleri bilinmeyen Muhammed bin Muhammed el- Kütahtâî nin, zamanın Moğol sultanı Hülâgü nün oğlu Ahmet Ağâ ya yakın isimlerden olduğu, Sultan Ahmet Ağa nın kendisinden etkilendiği ve cuma geceleri zikir ve ziyaret için yanına geldiği el-beyzâvî tarafından zikredilmektedir. 4 Müellifimiz Muhammed el-kütahtâî den çok etkilenecek ve ünlü tefsiri Envâru t-tenzil ve Esrâru t- Te vîl ini bu hocasının isteği üzerine yazacaktır. el-beyzâvî vefat ettiğinde de bu hocasının kabrinin yanına defnedilmiştir. 5 2. İLMÎ ŞAHSİYETİ İbadete düşkün, salih, zâhid ve şafiî bir ilim adamı olan el-beyzâvî, İslâmî ilim dallarında yetkin bir şahsiyetti. Kemaleddin el-meraği 6, Abdurrahman b. Ahmed el-isfehanî 7, Ahmed b. Abdurrahmân el-mevsılî 8, Ahmed b. Hasan Fahruddin el-cârberdî 9, Ebû Abdullah Muhammed b. İsmail ez-zencânî 10, Zeynuddin el- 3 Nâsıruddin Abdullah b. Ömer el-beyzâvî, Ğayetü l-kusvâ fi Dirâyeti'l- Fetva, Tah: Ali Muhyiddin Ali Karadâğî, Beyrut 2008, C. I, ss. 64-65. 4 el-beyzâvî, Ğayetü l-kusvâ, C. I, s. 79. 5 Ebu l-fidâ İsmail İbni Kesîr, el-bidâye ve n-nihâye, Tah: Riyaz Abdulhamit, Muhammed Hassan Abîd, Şam 2010, C. XV, s. 523; Taşköprîzade, Miftâhu s-saade, C. II, s. 92; Kâtip Çelebi, Mustafa b. Abdullah Hacı Halife, Keşfü z-zünûn an Esâmi il-kütübi ve l-fünûn, Dâiretü İhyai t-türâsi l-arabî, Beyrut ts, C. I, ss. 187-188. 6 el-beyzâvî, Kitâbu Misbâhu l-ervâh fî Usuli d-dîn, Tah: Saîd Fûdi, Dâru r-râzî, Bsk yy 2007, s. 29. (Muhakkikin Önsözünden) 7 Muhammed Zuhaylî, el-kâdî el-beyzâvî, Şam 1999, s. 47. 8 el-beyzâvî, Misbâhu l-ervâh, s. 29. 9 Muhammed Zuhaylî, el-kâdî el-beyzâvî, s. 46. 10 el-beyzâvî, Misbâhu l-ervâh s. 33-35. 389

Henkî 11, tanınmış öğrencilerindendir. Bu öğrencilerden el-cârberdî ve el-henkî meşhur Eş arî kelâmcısı el-îcî nin hocalarıdır. 12 el-beyzâvî, yetkin bir âlim olup tefsir usulü, tefsir, fıkıh usulü, fıkıh, Arapça, mantık konularında eserler vermiştir. 13 Eserlerini şu şekilde sıralayabiliriz: 1- Envâru t-tenzil ve Esrâru t-te vîl: Bu eser onun en meşhur eseri olan tefsiridir. Râgıb el-isfehânî'nin el-müfredât isimli eseri, ez- Zemahşerî nin el-keşşaf isimli eseri ve Fahreddin er-râzî nin Mefâtihu'l-Ğayb isimli eseri onun bu tefsirini hazırlarken faydalandığı eserlerdir. el- Beyzâvî nin yazdığı bu tefsir, mezkur eserlerin önemli yanlarını içerdiği için değer kazanmış, İslâm ilim hayatında kabul görmüş, yıllarca medreselerde okutulmuştur. Osmanlı Devleti zamanında da devlet adamlarının katıldığı meclislerde bu tefsiri okuma esasına dayanan ve huzur dersleri denilen toplantılar düzenlenmiştir. 14 2- Tavâli u l-envâr min Matâli i l-enzâr: el- Beyzâvî nin ikinci önemli eseri olup kelâm ilmine dairdir. Eser bir mukaddime ile üç bölümden meydana gelmektedir. Eserin mukaddimesinde kelâma ait temel prensipler, ele alınmıştır. Birinci bölümde mümkinât, ikinci bölümde ilâhiyat ve üçüncü bölümde de nübüvvet ve meâd ile ilgili konular ele alınmıştır. 3- Misbâhu'l-Ervâh fî Usûli d-dîn: el- Beyzâvî nin kelâm ilmine dair yazdığı Tavâli u l- Envâr min Matâli i l-enzâr isimli eserinin özeti şeklinde olan bir kelam kitabıdır. Medrese öğrencilerine yönelik olarak hazırlanmıştır. 4- Ğâyetu l-kusvâ fî Dirâyet 'l-fetva: el- Gazâlî ye ait olan el-vasîtu l-muhît bi Aktâri l- Basit isimli eserinin özeti şeklindeki Şâfiî fıkhına dair bir eserdir. 15 5- Minhâcu l-vusul ilâ İlmi l-usul: el- Beyzâvî nin bir mukaddime ile yedi bölümden müteşekkil olan fıkıh usulü kitabıdır. Üzerine birçok şerh yazılmıştır. 16 6- Nizamu't-Tevârîh: el-beyzâvî nin tarih kitabıdır. İlk insandan M.1275 yılına kadar olan sürede yaşayan peygamberleri ve halifeleri, Emevî, Abbasi, Samanoğulları, Saffarîler, Gazneliler, Selçuklular, Salgurlu Atabegliği ve Moğollar dönemleri ile ilgili önemli olayları anlattığı bir eserdir. 17 7- Lübbü l-elbâb fî İlmi l-i rab: Bu eser, Osman bin Ömer bin Ebû Bekr İbni Hacib in (H.Ö. 646) nahiv konusunda yazdığı el-kâfiye sinin özeti mahiyetindedir. 8. Risale fî Ta rifati l-ulûm ve Mevzûcâtihâ: İlimlerin tariflerinin yapıldığı ve bazı ilmî konularının açıklandığı risale şeklinde bir eserdir. 9. Müntehe'l-Münâ bi Şerhi Esmâillahi'l- Hüsnâ: Giriş ve iki bölümden müteşekkil olan ve içinde Allah ın zât ve sıfatlarının açıklandığı bir eserdir. 10. Tuhfetu l-ebrâr Şerhu Mesâbîhi s-sünne: Müellifimizin, Ferra el-begavî nin (H.Ö.516) Mesâbihu s-sünne adlı hadis kitabının şerhi niteliğinde olan eseridir. 11. Havâssu l-kur an: Bu eser, el-beyzâvî ye nispet edilen, ancak eserlerini zikreden kaynaklarda adına rastlanmayan bir eserdir. 18 Kaynaklarda el-beyzâvî ye nispet edildiği halde günümüze kadar ulaşmayan eserleri de mevcut olup bu eserleri şöyle sıralayabiliriz: el- Îzah fî Usûliddin 19, Şerhu Matâli i l-envâr 20, 11 Taşköprîzade, Miftâhu s-saade ve Misbâhu s-siyade, Beyrut 1985, C. I, s. 195. (Taşköprîzâde bu âlimin künyesini Hebkî olarak zikretmektedir.) 12 Taşköprîzade, Miftâhu s-saade, C. I, s. 195. 13 Şemseddin Muhammed ed-davûdî, Tabakâtu l-müfessirîn, Daru l- Kütübi l-ilmiyye, Beyrut ts, C. I. s. 248; Taceddin es-sübkî, Tabakâtu ş- Şâfiiyyeti l-kübrâ, Tah: Abdulfettah Muhammed el-huluv, Mahmud Muhammed et-tanâhî, Dâru İhyâu Kütübi l-arabî, Bask yy ts, C. VIII, s. 157. 14 Ebu l-ûlâ Mardin, Huzur Dersleri, İstanbul, 1951, s. 13. 15 Kâtip Çelebi, Keşfü z-zünûn, C. II, s. 1192; ed-davûdî, Tabakâtu l- Müfessirîn, C. I, s. 248. 16 Kâtip Çelebi, Keşfü z-zünûn, C. II, s. 1878; ed-davûdî, Tabakâtu l- Müfessirîn, C. I, s. 248. 17 Kâtip Çelebi, Keşfü z-zünûn, C. II, 1959; Muhammed Zuhaylî, el-kâdî el-beyzâvî, s. 164. 18 Yusuf Şevki Yavuz, Beyzâvî, DİA, VI, s. 102. 19 Muhammed Zuhaylî, el-kâdî Beyzâvî, s. 150. 20 ed-davûdî, Tabakâtu l-müfessirîn, C. I, s. 248. 390

Mirsâdu l-efham ila Mebâdi i l-ahkâm 21, Şerhu l- Minhâc 22, Şerhu Mukaddimeti İbni Hâcib 23, Ta lîk alâ Muhtasarı İbni Hâcib, Şerhu l-mahsul min İlmi l-usûl 24, Şerhu Müntehâbi l-mahsul fi l- Usûl 25, Muhtasar fi l-hey e, Şerhu l-fusul li t- Tûsî, Şerhu l-kâfiye 26, Şerhu t-tenbîh 27 ve et- Tezhib ve l-ahlâk. 28 3. OSMANLI ÖNCESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM FAALİYETLERİ Müslümanların Medine ye gelir gelmez bir mescit bina ederek bu mescidin uygun yerlerine eğitim amaçlı odalar açmaları, İslâm ın eğitim adına attıkları ilk adım sayılabilir. İslâm dünyasında eğitim mekânları suffe diye isimlendirilen bu dersliklerin kurulmasından itibaren eğitim mekânları gelişerek kendine ait müfredatı, belli hocaları olan eğitim kurumları haline gelecektir. Müfredat bakımından önceki dönemlerde naklî ilimler eğitimi ön plana çıkarken, Abbasiler zamanında yapılan tercüme faaliyetleri neticesinde felsefî metinler, Müslüman düşünce dünyasına giriş yapmış, böylece aklî ilimler de, bu müfredat içinde kendine yer bulmuştur. İslam dünyasında ilk sistemli ilmî atılım, Beytü l-hikme nin kurulmasıdır. Beytü l- Hikme nin Abbasi halifelerinden Me mun döneminde H.215-M.830 tarihinde Bağdat ta kurulduğu kabul edilmektedir. İslâm ın farklı bölgelere yayılarak Antik Yunan, İran, Hint ve diğer kültürlerle temasa geçilmesi sonucu farklı fikirlerle karşılaşılması Beytü l-hikme nin kuruluş sebebini teşkil etmiştir. Yabancı kültürler karşısında, Müslümanların kendi inançlarını savunma ve İslâm ın üstünlüğünü göstermenin yanı sıra, farklı 21 Kâtip Çelebi, Keşfü z-zünûn, C. II, s. 1655. 22 ed-davûdî, Tabakâtu l-müfessirîn, C. I, s. 248. 23 ed-davûdî, Tabakâtu l-müfessirîn, C. I, s. 248. 24 İbni Kesîr, el-bidâye ve n-nihaye, C. XV, s. 523. 25 ed-davûdî, Tabakâtu l-müfessirîn, C. I, s. 248; İbni Kesîr, el-bidâye ve n- Nihâye, C. XV, s. 523. 26 ed-davûdî, Tabakâtu l-müfessirîn, C. I, s. 248; İbni Kesîr, el-bidâye ve n- Nihâye, C. XV, s. 523. 27 İbni Kesîr, el-bidâye ve n-nihâye, C. XV, s. 523. 28 el-beyzâvî, Ğayetü l-kusvâ, C. I, s. 114; Y. Şevki Yavuz, Beyzâvî, DİA, VI, s. 102. kültürleri tanıma gayesiyle bir merkezin kurulmasına gerek görülmüştür. Bu sebeplere bağlı olarak Antik Yunan ilmî ve felsefî eserleri Arapça ya çevrilmeye başlanmıştır. 29 Sonraları Beytü l- Hikme yerine kurulan Tercüme ve Telif Okulu ise, onuncu asrın başlarına kadar faaliyette bulunmuş, yerine kurulan Dâru l-ilimlerse beklenen etkiyi gösterememiştir. Selçuklular devrinde medreselerin kurulması, eğitim alanında yapılan en büyük yenilik olmuştur. 30 Selçuklulardan önce Karahanlı hükümdarı Buğra Hân ın Buhâra da, Tamgâç Buğra Karahan İbrahim in Semerkand da, Gazneli Mahmud un Gazne de, kardeşi Sebüktekîn in de Nişâbur da birer medrese inşa ettirdiği bilinmektedir. Onuncu asırda Ebu Ali Hüseynî nin Nişâbur da kurduğu ve bin öğrencinin hadis eğitimi aldığı el- Medresetü l-ehliyye denilen hususî medrese gibi, farklı devletlerde devlet adamları ve zengin ilim adamları tarafından birçok medrese kurulduğu bilinmektedir. Selçuklular devri medreselerinin diğerlerinden farkı ise, devlet eliyle kurulmaları, bir sisteme sahip olmaları, öğrenci ve hocalarının geniş imkânlara sahip olmalarıdır. 31 M.1066 yılında Kündürî nin yerine Selçuklu veziri olan Nizamülmülk tarafından, başta Bağdat olmak üzere birçok yerde medreseler açılmış, bunlar Nizamiye Medreseleri olarak anılmıştır. Devlet ve hükümdarlar tarafından maddi manevi her alanda desteklenen Nizâmiye Medreselerinin, gerek eğitim, gerek teşkilat bakımından çağdaşı olduğu diğer eğitim kurumlarından çok ileride olduğu bilinmektedir. Nizamiye Medreselerinin ders programlarında, İslâmi ilimlerle birlikte, müspet ilimler de vardı. Felsefe, tarih, astronomi, tıp ve matematik gibi pozitif ilimler, burada dînî 29 Ali Öngül, Selçuklularda Eğitim Faaliyetleri ve Yetişen İlim Adamlarına Genel Bir Bakış, Celal Bayar Ün. SBE Dergisi, Manisa 2003, C. I, S. 2, s. 67; Mahmut Kaya, Beytülhikme, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), İstanbul 1992, C. VI, s. 88. 30 Ali Öngül, Selçuklularda Eğitim Faaliyetleri ve Yetişen İlim Adamlarına Genel Bir Bakış, s. 67. 31 Mehmet Köroğlu, Nizamiye Medreselerinin İcra Ettiği Fonksiyon ve Etkilediği Coğrafya, (Yüksek Lisans Tezi) Manisa 2006, ss. 34-40. 391

ilimlerle beraber öğretiliyordu. Medreselerin gelir kaynağı olması için adanan vakıflar, Selçuklular zamanındaki bu eğitim birimlerinin sağlıklı işlemesinin başlıca sebepleri olmuştur. Selçuklu medreselerinde kurulan vakıf sistemi sayesinde öğrenciler ve hocalar maddi bir sıkıntı yaşamamıştır. 32 Nizamiye Medreselerinin orjinalliği de sahip olduğu bu vakıflar sebebiyledir. Vakıflar sayesinde devamlı bir maddi gelire sahip olan bu medreseler, ilmî ve idarî özerklikleriyle birlikte, bir de maddî özerkliğe sahip olmuş oluyordu. Nizamiye Medreseleri bu özellikleri sebebiyle, İslâm dünyasının ilk medresesi olmasa bile, getirdikleri bu muhteşem sistemle, gerçek anlamda ilk medrese olarak kendini kabul ettirmiştir. 33 Akîde bakımından Hanefî/Mâturîdî geleneğe bağlı olan Selçukluların, sadece Şâfiî/Eş arî geleneğe bağlı olan Nizamiye Medresesi açmadığını da belirtmemiz gerekir. Bağdat Nizamiye Medresesinden önce, Tuğrul Bey tarafından Nişabur da açılan ve ilk Selçuklu medresesi olarak kabul edilen medrese, bir Hanefî medresesi idi. Sultan Alparslan tarafından Nişabur da bir hanefî medresesi açıldığı bilinmektedir. Sultan Alparslan ın vezirlerinden olan Ebu Sa d el-müstevfî nin Ebu Hanife nin türbesini yenileyerek, hemen yanına hanefî eğitim veren ve Ebu Hanife Medresesi olarak bilinen bir medrese yaptırdığı bilinmektedir. Melikşah tarafından İsfehan da yaptırılan medrese, Bağdat ta Melikşah ın veziri Tâcülmülk tarafından yaptırılan medrese, Suriye Selçuklu Hükümdarı Tutuş tarafından Bağdat ta yaptırılan medrese, Kûfe de hac emiri Kutlug b. Beytekin tarafından yaptırılan medrese, Ebu Amr en-nesevî nin, Harezm de yaptırdığı medrese hanefî geleneğe uygun eğitim veren medreseler arasında sayılabilir. 34 4. OSMANLI DÖNEMİ EĞİTİM-ÖĞRETİM FAALİYETLERİ Nizâmiye Medreseleri ile başlayan eğitim öğretim faaliyetlerinin, Osmanlı medreselerinde zirve noktasına ulaştığını söyleyebiliriz. İlk dönem Osmanlı medreselerinin vakfiyelerinin yazılış üslup ve formatlarına bakıldığında, Selçuklu ve İlhanlı medrese vakfiyelerine benzediği görülmektedir. Bu da Osmanlı medreselerinin, İslâm medrese geleneğinin bir devamı olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla, Osmanlı medrese geleneği, Nizâmiye Medrese geleneğine dayanmaktadır. Osmanlı medreselerinin ilk müderrisleri de, bu geleneklere bağlı ilmî ortamda yetişen ilim adamlarıdır. 35 Osmanlılar döneminde de temel eğitim yuvaları medreseler olup Medreseler geçirdikleri evrelere göre dört aşamada ele alınır: 1. Kuruluşundan Semâniye Medreselerine Kadar Olan Dönem (M.1331-1471): İlk Osmanlı medresesi H.731-M.1330 yılında Orhan Bey tarafından, İznik te yaptırılmıştır. İlk müderrisi ise Dâvud-u Kayserî olmuştur. Orhan Bey, Bursa yı ele geçirince, bir medrese de buraya inşa edilmiştir. Daha sonraki yıllarda İznik, Bursa ve Edirne de yeni medreseler kurulmuştur. 36 Bu dönemde Çandarlı Hayrettin Paşa tarafından ilk defa hadis öğrenimini sağlamak için, İznik te Dâru l- Hadis Medresesi açılmıştır. 37 Böylece, ilmî seyahatlerle yapılan hadis öğrenimi faaliyetleri, devlet eliyle bir kurum bünyesinde toplanarak sistemleştirilmiş olmaktadır. 2. Fatih Dönemi Semâniye Medreselerinden, Kânûnî Dönemi Süleymaniye Medreselerine Kadar Olan Dönem (M.1471-1557): Fatih, eski medrese sistemine Semâniye ve Tetimme medreselerini ekleyerek, eğitim kalitesini artırmıştır. İstanbul daki sekiz kilise fetihten sonra Fatih tarafın- 32 Ziya Kazıcı, İslâm Müesseseleri Tarihi, İstanbul 1991, s. 220. 33 Ziya Kazıcı, İslâm Müesseseleri Tarihi, s. 221. 34 Abdurrahman Acar, Selçuklu Medreseleriye İslâm Kültür ve Medeniyetine Kazandırdıkları, Uluslararası Türk Dünyasının İslâmiyete Katkıları Sempozyumu (31 Mayıs - 1 Haziran 2007), Isparta 2007, s. 354. 35 Osman Demirci, Osmanlı Medreselerinde Kelâm Öğretimi (İznik, Bursa, Edirne, İstanbul) Basılmamış Doktora Tezi, Marmara Ün, S.B.E, İstanbul 2012, s. 23. 36 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilâtı, Ankara 2014, ss. 3-5. 37 Mustafa Bilge, İlk Osmanlı Medreseleri, İstanbul 1984, ss.12-13. 392

dan medreseye çevirmiş ve başına ellişer akçe yevmiye ile çalışan müderrisler atamıştır. Bu medreseler medreseye dönüştürülen sekiz kiliseye nispetle Sahn-ı Semân veya Semâniye Medreseleri şeklinde isimlendirilmiştir. Fatih dönemi medreselerinin en yüksek eğitimin verildiği medreseler bu medreseler olmuştur. Semâniye medreselerinin arka tarafında ve bunlara nispeten daha küçük olan medreseler kurulmuştur. Mûsıla-i Sahn veya Tetimme adı verilen bu medreseler derece bakımından orta derecedeki öğrencilerin eğitim aldığı ve Sahn-ı Semân medreselerine öğrenci yetiştiren medreseler olmuştur. Fatih dönemi medreselerini Sahn-ı Seman ve Tetimme medreselerinin kurulması sonrasında düşükten yükseğe Hâşiye-i Tecrîd Medreseleri, Miftah Medreseleri, Telvîh Medreseleri, Hâriç Medreseleri, Mûsıla-i Sahn Medreseleri, Sahn-ı Semân Medreseleri 38 şeklinde sıralayabiliriz 3. Kânûnî Dönemi Süleymâniye Medreselerinden, Medreselerde Yapılan Islahatlara Kadar Olan Dönem (M.1557-1913: Fâtih tarafından kurulan Semâniye Medreselerinde tıp ve matematik gibi pozitif ilimlerin eğitimini verecek medreseler yoktu. Bu ihtiyaçtan dolayı, Kânûnî tarafından mevcut medreselere ilaveten tıp ve matematik eğitimi veren medreseler kurulmuş, bunlarla birlikte bir tane de Dârü l-hadis Medresesi açılmıştır. Kânûnî döneminde Süleymâniye Medreselerinin yapılmasıyla, Osmanlı Medreseleri düşük olandan yüksek olana Hâşiye-i Tecrîd Medreseleri, Miftah Medreseleri, Telvîh Medreseleri, Hâriç Medreseleri, Dâhil Medreseleri, Sahn-ı Semân Medreseleri, Süleymaniye Medreseleri, Altmışlı Medreseler, Süleymâniye Dârü l-hadisi 39 şekilde sıralanmaktaydı. XVII. ve XIX. yüzyıllarda medreseler, çeşitlenerek, on iki çeşide ulaşmıştır. 40 38 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilâtı, Ankara 2014, ss. 5-12. 39 Cahid Baltacı, XV-XVI. Yüzyıllarda Osmanlı medreseleri, İstanbul 2005, C. I, s. 74. 40 Cahid Baltacı, XV-XVI. Yüzyıllarda Osmanlı medreseleri, C. I, ss. 73-75. 4. Medreselerin Islahatından, Kaldırılışına Kadar Olan Dönem (M.1913-1924): XVIII. yüzyılda Osmanlı Devleti nde yapılan ıslahat hareketleri askeri karakterli olup, devletin yeni mektepler açmasıyla medreseler kendi kaderine terk edilmiştir. 41 Yapılan ıslahat faaliyetleri sonucu Dârü l- Hilâfetil l-âliye ismiyle kurulan medreselerin müderrislik sistemi, idare şekli, müfredâtı ve öğrencilerinin nitelikleri ile ilgili yenilikler getirilmiştir. Bu dönemde Dârü l-hilâfetil l-âliye ismiyle anılan İstanbul daki Medreselerin tahsil süresi 12 yıl olarak düzenlenmiş olup hazırlık kısmı haricinde Tâlî Kısm-ı Evvel, Tâlî Kısm-ı Sânî, Âlî Kısım olmak üzere üç bölümden oluşmaktaydı. 42 Uzun yıllar İslâm dünyasına eğitim öğretim vererek hizmet eden medreseler, Osmanlı Medreselerini kapatan 3 Mart 1924 tarihli Tevhîd-i Tedrîsat Kanunu ile eğitim hayatından çekilmiştir. 5. OSMANLI DÖNEMI KELÂM ÖĞRETİMİNDE EL-BEYZÂVÎ NIN YERİ Nizamiye Medreseleri, Anadolu medreseleri için bir örnek olmuş, bu medreselerin eğitim sistemi Osmanlı medreselerine de aktarılmıştır. Hanefi- Mâturîdî îtikad anlayışını benimseyen Osmanlı ilim geleneğinin rey taraftarı olması, medreselerin kelâm ilmine çok yoğun yer vermesini sağlamıştır. En yoğun kelâm eğitimi ise Fatih dönemi medreselerinde verilmiştir. Medreselerin ilk sınıflarında akâid dersleri şerhleriyle birlikte okutulmuştur. Osmanlı hükümdarı Fatih Sultan Mehmed Han, İslâm tarihinde bir ilk olarak, bir nizamname yayınlayarak medreselerde okutulacak kelâm kitaplarını dahi belirlemiştir. Bu nizamnameye giren kelâm, Osmanlı medreselerinin en temel derslerinden biri olmuştur. Ders kitabı olarak da, felsefe ile birleştirilmiş olan Müteahhirûn dönemi Eş ârî kelâm kitapları tercih edilmiştir. Osmanlı medreselerinde kelâm, en 41 Cahid Baltacı, XV-XVI. Yüzyıllarda Osmanlı medreseleri, C. I, s. 76. 42 Osman Demirci, Osmanlı Medreselerinde Kelâm Öğretimi (İznik, Bursa, Edirne, İstanbul), s. 41. 393

son Hariç Elli Akçeli medreseler programında bulunmuş daha üst medreselerde ise, kelâm ders programına alınmamıştır. 43 Devletin ve toplumun devamı, rey taraftarı Sünnî İslâm düşüncesinin korunmasıyla ilişkili görülmüş, bu sebeple kelâm, Osmanlı medreselerinin en temel dersi olarak kabul edilmiştir. Osmanlı Medreselerinin kelâmî geleneğini, Eş arî kelâm âlimleri olan Fahreddin er-râzî (H.Ö.606-M.Ö.1210), Sadeddin et-teftazâni (H.Ö.793-M.Ö.1390) ve Seyyid Şerif el-cürcânî (H.Ö.815-M.Ö.1413) belirlemiştir. Daha çok müteahhirûn dönemi Eş arî kelâm kitapları medreselerde okutulmuş, el-gazzâlî, başta ilimlerin tasnifi olmak üzere Osmanlı âlimlerini birçok açıdan etkilemiştir. Seyyid Şerif el-cürcânî ve et- Teftazânî medreseye yön veren en önemli müteahhirûn dönemi kelâmcıları olup, bu iki âlime ait birçok eser, medresede ders kitabı olarak okutulmuştur. Müteahhirûn dönemi kelâm anlayışı, kelâmın meşrûiyetinin sorgulanmasına yol açarak, felsefi yönü olmayan bir kelâm ilmi talep edilerek, felsefe öğrenmenin gereksiz olduğu da söylenecektir. 44 Öncelikle el-beyzâvî nin, Osmanlı nın tüm zamanlarında üzerinde en çok durulan belki de en önemli eserinin, Kâdı Tefsiri diye meşhur olan Envâru t-tenzil olduğunu söylememiz gerekir. Öyle ki, padişah ve ileri gelen devlet adamlarının katıldığı huzur dersleri denilen münazaralı sohbetlerin amacı, sırf el-beyzâvî nin Envâru t- Tenzil ini okumaktı. 45 Birçok kelâmî meseleyi tefsirinde açık açık tartışsa da, bu eseri üzerine doyurucu çalışmalar yapılması sebebiyle çalışmamızın konusu müellifimizin kelâmî görüşlerini, kelâm kitapları çerçevesinde araştırmak olduğundan tefsiri ile ilgili konulara girmiyoruz. Dolayısı ile müellifimizin Osmanlı kelâm geleneği üzerindeki etkileri önemli bir kelâm kitabı olan Tavâli u l-envâr ve onun özeti olan Misbâhu l- Ervâh etrafında araştırılacaktır. Bu eserlerden Misbâhu l-ervâh, el-beyzâvî tarafından eğitime yeni başlayan öğrenciler için hazırlanmış bir eser olup hangi medreselerde hangi şartlarda okutulduğuna dair bir bilgi tespit edemedik. Ancak Tavâli u l-envâr ın medreselerde okutulduğuna dair kesin bilgilere sahibiz. İlk dönem medreselerinde hadis alanında el-buhari nin Sahih i, tefsir alanında ez- Zemahşeri nin Keşşaf ı, el-beyzâvî nin Envaru t- Tenzil adlı eseri okutulmuştur. Fıkıh alanında Kudûrî nin Muhtasar ı, Siraceddin Muhammed Secavend in Ferâiz i, Ali b. Ebubekir el- Mergınânî nin el-hidâye si, Burhânü ş-şerîa Mahmud un el-vikâye si, okutulmuştur. Akâid alnında el-îcî ve Ömer en-nesefî nin Akâid i, Ahmed b. Cafer el-hanefî nin Akâidü t-tahâvî si, fıkıh usûlü alanında et-teftazâni nin Telvih i, Celaleddin Ömer bin Ahmed el-habbâzî nin Muğnî si, İbni Hacib in Müntehâ sı, Abdullah b. Ahmed el-hasefî nin Menâru l-envâr ı okutulmuştur. Kelâm alanında ise bir Şii kelâm eseri olan et-tûsî nin Tecrîdu l-kelâm ı, 46 Eş arî ekolü kelâmî eserleri olan el-beyzâvî nin Tavâli u l- Envâr ı ve el-îcî nin el-mevâkıf ı okutulmuştur. 47 Kelâm öğretimi açısından Fatih döneminde açılan Tetimme ve Semâniye Medreselerinin ulaştığı ilmî seviyeye sonraki dönemlerde ulaşılamamıştır. Fatih Sultan Mehmed in felsefî ve aklî ilimlere olan merakı, medreselerin müfredatına da yansımıştır. Bu dönemde medrese tarihinde ilk defa kelâm kitaplarının okutulması kanunla belirlenmiştir. Buna göre kelâm, Dâhil Medreselere kadar her seviyedeki medreselerde farklı kitaplardan okunacaktır. Bu dönemde kelâm eğitimi o kadar yayılmıştır ki, Yirmili Medreseler Seyid Şerf el-cürcânî nin Hâşiye-i Tecrîd kitabının ismine izafeten Tecrid Medreseleri diye 43 Osman Demirci, Medrese Geleneğinde Akâid ve Kelâm İlmi, Kelâm Araştırmaları Dergisi, yıl. 2013, C. XI, S. 1, s. 255. 44 Osman Demirci, Medrese Geleneğinde Akâid ve Kelâm İlmi, s. 257. 45 Ebu l-ûlâ Mardin, Huzur Dersleri, s. 13. 46 Bu eser Tecrîdu l-kelâm ismiyle meşhur olmuş olup Tecridu l-itikâd veya Tecrîdu l-akâid isimleri ile de anılır. 47 Mustafa Bilge, İlk Osmanlı Medreseleri, s. 43-55. 394

anılır olmuştur. Taşköprizâde nin otobiyografisinden edindiğimiz bilgiye göre, yine bu medreselerde, el-isfehânî nin Tavâli şerhi, Nasîruddin et-tûsî nin Tecridu l-kelâm ı Seyid Şerif in bu eserlere yaptığı hâşiyeleri ile beraber okutulmuş, bu kitapların okutulmasına Otuzlu Medreselerde de devam edilmiştir. Taşköprizâde, müderrislik yaparken Yirmi akçeli medreselerde kelâm derslerinde Hâşiye-i Tecrid in baştan umûr-u âmme ye kadar olan bölümünü okuttuğunu, Miftah Medresesinde yine Haşiye-i Tecrid in umûru âmme bahsinden vücûbu l-imkân bahsine kadar olan kısmını okuttuğunu, kırk akçeli medresede Şerh-i Mevâkıf ın vücûbu l-imkân konusundan araz konusuna kadar olan bölümünü okuttuğunu, Elli Akçeli Hariç Medresesinde yine Şerh-i Mevâkıf ın İlahiyat bahsini okuttuğunu, Atmış Akçeli Medresede de yine şerh-i Mevâkıf ı okuttuğunu söylemektedir. 48 Bu bilgiler bize, bir taraftan dönemin medrese eğitiminde kelâm eğitiminin ağırlığına dair ipuçları verirken diğer taraftan mezhep taassubunun olmadığını göstermektedir. Çünkü, Osmanlılar her ne kadar Hanefî-Mâturîdî geleneği benimsese de bu dönemde yukarıda da görüldüğü üzere, Eş arî, hatta Şiî kelâm kitapları medreselerde yaygın olarak okutulmuştur. Tetimme Medreselerinde el-beyzâvî nin Tavâli u l-envâr ı, el-isfehânî nin şerhiyle birlikte okutulmuş Kırklı Medreselerde et-teftazânî nin Şerhu l-akâid i yine Kırklı ve Hariç Ellili Medreselerde Şerhu l-mevâkıf okutulmuştur. Bu kitaplara ek olarak Şerhu l-mevâkıf kadar olmasa da, et-teftazânî nin Şerhu l-makâsıd ı ile II. Bayezıd döneminden itibaren Celâleddin ed-devvânî nin İsbât-ı Vâcib i de okutulmaya başlanmıştır. 49 Osmanlı medreselerinde okutulan kelâm kitapları Kânûnî sonrası dönemde herhangi bir ka- nuna dayanmaksızın, medrese müfredatının dışında kalmıştır. Tam olarak hangi medresede okutulduğu tespit edilemeyen et-teftazânî nin Şerhu l- Akâid i, Celâleddin ed-devvânî nin Celâl olarak bilinen Şerhu l-akâidi l-adûdiyye si ve Hayâlî Ahmed Efendi nin Hayâlî diye bilinen Hayâlî Hâşiyesi medreselerde okutulmuştur. 50 Osmanlı medreselerinde okutulan kelâm kitapları, Kânûnî den önce ve Kânûnî den sonra okutulanlar şeklinde temelde ikiye ayrılabilir. Klasik dönem medreseleri olarak isimlendirilebilecek Kânûnî den önceki medreselerde, müteahhirûn dönemi Eş arî kelâmcılarının eserleri olan Tavâl iu l-envâr, el-mevâkıf, Şerhu l- Mevâkıf, Şerhu l-makâsıd gibi eserlerin yanı sıra, Şiî olan et-tûsî nin Tecrîdu l-kelâm ı, Seyyid Şerif el-cürcânî nin bu eser üzerine yazdığı Hâşiyei Tecrîd i gibi kitaplar okutulmuştur. Kânûnî sonrası Osmanlı medreselerinde okutulmaya devam eden kelâm kitapları ise daha kısa, basit ve felsefî konulardan mümkün olduğunca uzak duran Molla Celâl, Şerhu l-akâid, Hayâlî gibi eserler olmuştur. Bu eserlerin okutulmasında da belli bir standart bulunmamaktadır. 26 Şubat 1910 yılında yayınlanan Medâris-i İlmiye Nizamnamesi ile düzenlenen programda kelâm öğretimi, ancak medreselerin yedinci ve sekizinci yıllarında kendine yer bulabilmiştir. Buna göre, medresenin yedinci yılında sadece Şerhu l-akâid, sekizinci yılında da yine Şerhu l- Akâid bu sefer Hayâlî şerhiyle okutulacaktır. 1 Ekim 1914 yılında yayınlanan Islah-ı Medâris Nizâmnâmesi ile de bütün medreseler Darü l- Hilafetü l-âliye Medresesi adı altında birleştirilmiştir. Her birinin öğretim süresi dörder yıl olan Tâli Kısm-ı Evvel, Tâli Kısm-ı Sâni, Kısm-ı Âli olarak üç kısma ayrılmıştır. Tâli Kısm-ı Evvel ve Tâli Kısm-ı Sâni nin müfredatına kelâm dersi girememiştir. Ancak, dört senelik Kısm-ı Âli öğ- 48 Taşköprîzâde, İsâmu d-din Ebu l-hayr Ahmed Efendi, eş-şakâiku n- Nu mâniyye fî Ulemâi d-devleti l-osmâniyye, Beyrut, 1975, s. 325-341. (Taşköprizâde nin kendi otobiyografisinden) 49 Osman Demirci, Medrese Geleneğinde Akâid ve Kelâm İlmi, s. 259. 50 Mustafa Sait Yazıcıoğlu, XV. ve XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreselerinde İlm-i kelam Öğretimi ve Genel Eğitim İçindeki Yeri, Ankara Ün. İslâmî İlimler Enstitüsü Dergisi, S. IV, Ankara, 1980, s. 273. 395

retiminin her senesine kelâm dersi konularak, kelâm hak ettiği değeri yeniden kazanmıştır. 51 Medreselerin ıslahı meselesi, gerçek anlamda II. Meşrûtiyet ile beraber gündeme gelmiştir. Bu dönemde medreseler üzerine birçok yazılar yazılarak, medreselerin ıslahına yönelik önerilerde bulunulmuştur. Yeni müfredatta, kelâm öğretimine öncelik verilmiş, bilim ve felsefeye uyumlu yeni kelâm kitaplarının yazılması tavsiye edilmiştir. Ayrıca şartların değişmesiyle klasik kelâm kitaplarının dayandığı ilmî dinamiklerin değiştiği düşünülerek, kelâm kitaplarının yeni bir tarz ile yazılmasının gerekliliği dile getirilmiştir. Bunun paralelinde de Yeni İlm-i Kelâm düşüncesi gelişmiştir. Abdullatif el-harpûtî ve İzmirli İsmail Hakkı tarafından yazılan Yeni İlm-i Kelâm konulu kelâm kitapları bu düşünce etkisiyle yazılmış eserlerdir. Osmanlılar döneminde, birer kelâm eseri olarak Mâturîdî akâid metinleri de revaçtadır. Bir Mâturîdî kelâmcısı olan Ebû Hafs Necmeddin Ömer b. Muhammed en-nesefî nin Metnü l- Akâid isimli eseri, Eş arî kelâm ekolüne bağlı olan Teftâzânî nin yazdığı şerh ile okutulmuştur. Islah edilen medreselerin müfredatında da Mâtürîdî kelâm geleneğine ait akâid metinlerine yoğun olarak yer verilecektir. 1915-1916 yıllarında hazırlanan müfredatta, bu medreselerde okutulacak olan eserlerde de bir farklılık olacak, medreselerin Tâli kısımlarındaki müfredatta Emâlî, Akâid-i Nesefiye, Müsâyere, Kaside-i Nûniye Şerhi, kitapları yer alırken, Âlî kısmı müfredatında ise Şerhu l-akâid, Şerhu l-makâsıd, el-milel ve n-nihal, Molla Celâl ve Tehzîbu l-kelâm kitapları yer alacaktır. 52 Yukarıdaki anlattıklarımızdan, Osmanlı medreselerinde Fatih zamanından itibaren zen- 51 Mustafa ŞANAL, Osmanlı Devleti nde Medreselere Ders Programları, Öğretim Metodu, Ölçme ve Değerlendirme, Öğretimde İhtisaslaşma Bakımından Genel Bir Bakış, Erciyes Ün. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 14, Yıl: 2003/I, s. 154-156. 52 Osman Demirci, Osman Demirci, Osmanlı Medreselerinde Kelâm Öğretimi (İznik, Bursa, Edirne, İstanbul), s. 349. gin bir kelâm eğitimi verilirken, Kanûni den itibaren kelâm eğitiminin iyice sınırlandırıldığını ve basitleştirildiğini anlıyoruz. Osmanlı nın kuruluşundan Fatih dönemine kadar olan süre ile Fatih ten de Kanûnî ye kadar olan süre zarfında el- Beyzâvî nin kelâmî eserlerinin, şerh ve haşiyelerinin okutulduğunu biliyoruz. Kanûni den medreselerde yapılan ıslahatlara kadarki süre zarfında el-beyzâvî nin kelâm kitapları olan Tavâli ve Misbâh ın veya bunlar üzerine yazılmış herhangi bir şerh veya hâşiyenin resmî olarak okutulduğuna dair bir delil tespit edemedik. Ancak, resmî olarak medrese müfredatında bulunmaması, ilim dünyasının bu eserlere uzak olduğu anlamına gelmemektedir. Üsküp kadısı Mustafa Sıdkı bu hususta güzel bir örnektir. Mustafa Sıdkı, el- Beyzâvî nin önemli kelâm kitabı olan Tavâli u l- Envâr ını Türkçe ye çevirmiştir. 53 Mustafa Sıdkı nın doğum ve ölüm tarihini tam olarak bilmesek de, tercümeye H.1163-M.1749 Cemâziye l-âhirinde başladığını ve H.1165-M.1751 Muharreminde bitirdiğini biliyoruz. Bu da bize ilgili dönemde resmî olarak okutulmasa da medrese dışı ilim çevrelerinde el-beyzâvî in kelâmî eserlerine ilginin devam ettiğini göstermektedir. Mustafa Sıdkı nın müellifimizin Tavâli u l-envâr ını tercüme etmesi duyulan bu ilgi sebebiyledir (Tablo 1, 2). 6. OSMANLI DÖNEMİNDE EL-BEYZÂVÎ DEN ETKİLENEN ÂLİMLER VE YAPTIKLARI ÇALIŞMALAR el-beyzâvî nin muhtasar kelâm eseri Misbâhu l- Ervâh ını yeni medrese öğrencileri için hazırladığını biliyoruz. Muhtasar olması sebebiyle bu eser Tavali u l-envâr ın gölgesinde kalmıştır. Osmanlı döneminde müellifimiz üzerinde yapılan çalışmalar Tavali u l-envâr ve tefsiri Envâru t-tenzil çerçevesinde yoğunlaşmıştır. Osmanlı dönemi ilim adamlarının hâl tercümelerinin yapıldığı 53 Eserin yazması için bkz: İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi Giresun bölümü no: 160. Ayrıca bu tercüme hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Kamil Tiftik, Kadı Beyzâvî nin Tavâli u l-envâr ının Mustafa Sıtkı'ya Ait Tercümesi, Yüksek Lisans Tezi Marmara Ün. Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1997. 396

TABLO 1: Osmanlı Devletinin başlangıcından, Fatih devrine kadar el-beyzâvî nin eserlerinin hangi medreselerde okutulduğunu gösteren tablo. Medrese Türü: el-beyzâvî nin Tavâli u l-envâr ı el-isfehânî nin Matâli u l-enzâr ı veya Şerhu Tavâli si el-cürcânî nin Hâşiyesi Telvih Medreseleri dengi medreselerde Okutulmakta --- --- Ellili Hâriç Medreseleri dengi medreselerde Okutulmakta --- --- TABLO 2: Fatih ten Kanûnî ye kadar el-beyzâvî nin eserlerinin hangi medreselerde okutulduğunu gösteren tablo. Medrese Türü: el-beyzâvî nin Tavâli u l- Envâr ı el-isfehânî nin Matâli u l-enzâr ı (veya Şerhu Tavâli i) el-cürcânî nin Hâşiyesi Yirmili/Hâşiye-i Tecrîd Medreseleri --- Okutulmakta Okutulmakta Otuzlu/Miftah Medreseleri --- --- --- Kırklı/Telvih Medreseleri --- --- --- Ellili/Hâriç Medreseleri --- Okutulmakta --- Dâhil / Mûsıla-i Sahn / Tetimme Medreseleri Okutulmakta Okutulmakta --- Sahn-ı Semân Medreseleri --- --- --- kaynaklarda, el-beyzâvî üzerine şerhi vardır., el-beyzâvî üzerine haşiyesi vardır., el-beyzâvî üzerine ta lîk yazmıştır., Şerh-i el-beyzâvî si vardır. v.b kapalı ifadeler kullanılmıştır. Bu ifadelerle müellifimizin meşhur kelâm kitabı Tavâli den başka, belki de ondan daha meşhur tefsiri Envâru t-tenzil in de kastedilmesi mümkündür. Ayrıca müellifimizin tefsiri üzerine de birçok, belki de kelâm kitaplarından daha çok şerh ve haşiye yazılmıştı. Bursalı Mehmet Tahir in eseri, Osmanlı Müellifleri nin birinci cildinin 46-48. sayfalarında, Envâru t-tenzil üzerine şerh yazan kırk altı (46), ta lik yapan yirmi beş (25), haşiye yazan beş (5) olmak üzere toplam yetmiş altı (76) ilim adamının listesi bulunmaktadır. Bu liste, müellifimizin kelâm kitapları üzerinde çalışma yapan âlimlerin tespiti açısından önem arzetmektedir. Bu noktada Envâru t-tenzil tefsiri üzerine çalışan âlimlerin, aynı zamanda Kelâm kitabı Tavâli üzerinde de çalışma yapmış, eser vermiş olma ihtimalini gözden uzak tutmamak gerekir. Müellifimizin kelâm kitaplarının etkilediği âlimleri şöyle sıralayabiliriz: Abdurrahman Rahmi el-bursevî (Mevczâde): Bursa lı olup Bursa hisarındaki Nasuhî dergâhı şeyhlerinden Kemter Ali Efendi halifelerindendir. Vefat tarihi H.1161 yılı olup Tahkîkât Ale l- Beyzâvî adında bir eseri vardır. 54 Abdurrahman b. Mehmet b. Ömer el-halebî: II. Beyazıd dönemi âlimidir. Yazdığı tâlikâtı Şerhu l-matâli haşiyesi üzerinedir. 55 Ahmed b. Muhammed: Müellifimizin Tavali u l-envâr ına şerh yazmıştır. 56 Alâeddin Ali b. Mehmet Kuşçu: Sultan II. Mehmet dönemi meşhur âlimlerinden olup, Ayasofya Medresesi müderrislerindendir. Emir Uluğ Bey in öğrencilerinden olup Hocazâde ile akraba, Ali et-tûsî ile arkadaştır. Seyyid Şerif el- 54 Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, İstanbul H. 1333, C. I, s. 363. 55 Taşköprîzâde, eş-şakâik, s. 195. 56 Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. I, s. 222. 397

Cürcânî nin, Havâşî alâ Şerhi l-matâli adlı eserindeki hamd bahislerine ta lik yazmıştır. 57 Alâeddin Ali Musannifek: II. Mehmet döneminde yaşamıştır. İsmin sonundaki kef harfi Farsça dan geçme olup tasğir için eklenmiştir. Fahreddin er-râzî nin torunu olup Haşiyetü Şerhi l-matâli adında eseri vardır. 58 Molla Ali el-acemî: II. Murat dönemi âlimlerinden olup Seyyid Şerif el-cürcânî nin öğrencilerinden olup bu hocasının yazdığı, Havâşî alâ Şerhi l-matâli isimli eseri üzerine haşiyesi vardır. 59 Ali et-tûsî: II. Murat ve II. Mehmet dönemlerinde yaşamıştır. Dönemin ileri gelen âlimlerden olmuş, İstanbul un fethinden sonra İstanbul da kiliseden çevrilen bir medreseye yani Semâniye Medresesinde müderrislik yapmıştır. Padişahın emriyle meşhur Tehafüt ünü yazarak, İbni Rüşd ü savunmuştur. el-cürcânî nin yazdığı Şerhu l-matali haşiyesi üzerine haşiyesi vardır. 60 Allâmek Mehmet Efendi: Bosna lıdır. Vefat yılı M.1636 olup, el-beyzâvî nin kelâm kitapları üzerine haşiyeleri vardır. 61 Efdalzâde Hamîdüddin Efendi: Vefat yılı H.908 Şerhu't-Tavâli adında bir eseri vardır. 62 Bu eser, Süleymaniye Kütüphanesi Fatih Kitaplığı No: 2981 de kayıtlıdır. Hacı Paşa: Yıldırım Beyazid döneminde yaşamış meşhur bir âlimolup Aydıneli vilayetindendir. Önceleri kelâmla ilgiliyken, sonradan tıp ilmine yönelmiştir. Anadolu nun İbni Sînâ sı diye bilinmektedir. Şerhu Tavâli i l-envâr fî İlmi l- Kelâm isimli bir eser yazmış olup eser bu isminin yerine son cümlesinde geçen Mesâlikü l-kelâm fî Mesâili l-kelâm ibaresiyle de anılır. 63 Ayrıca el- 57 Taşköprîzâde, eş-şakâik, ss. 97-99. 58 Taşköprîzâde, eş-şakâik, s. 100. 59 Taşköprîzâde, eş-şakâik, s. 62. 60 Taşköprîzâde, eş-şakâik, s. 60. 61 Mehmet Süreyya, Sicill-i Osmanî, Matbaa-i Âmire, İstanbul H.1308, C. IV, s.159. 62 Yusuf Şevki Yavuz, Tavâli u l Envâr, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), İstanbul 2011, C. XXXX, ss.180-181. 63 Cemil Akpınar, Hacı Paşa, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), İstanbul 1996, C. XIV, s. 496. İsfehânî nin Tavâli şerhi olan Matâli u l- Enzâr ının şerhine de, Havâşî alâ Şerhi Matâli isminde bir haşiye yazmıştır. 64 Hacı Mustafa Sıdkı: Üsküp kadılığı yapmıştır. Hayatı hakkında fazla bilgi olmayıp M.1752 yılında Tavâli u l-envâr ı Türkçe ye çevirmiştir. Onun bu eseri Kamil Tiftik tarafından, 1997 yılında yüksek lisans tezi olarak transkrip edilmiştir. İstanbul kütüphanelerinde çeşitli nüshaları mevcuttur. 65 Humâduddîn Gülnârî: Yazdığı Şerhu t- Tavâli adlı eseri Süleymâniye Kütüphanesi Ayasofya Kitaplığı No: 2297 de kayıtlıdır. İbni Kemal Paşa: Asıl ismi Şemseddin Ahmed olup vefat tarihi H.940 yılıdır. Şehzade Bayezid a (II. Bayezid) lalalık yapan büyükbabası Kemal Paşa'ya nisbetle Kemalpaşazâde, Kemalpaşaoğlu veya İbn Kemal diye anılır. Eseri Şerhu t-tavâli, Süleymaniye Kütüphanesi, Carullah Kitaplığı No:1169 da bulunmaktadır. İshak Hocası Ahmet Efendi: Aydın lıdır. Bursa zenginlerinden İshak Efendi adında bir kişinin oğluna eğitim vermiş olup, uzun müddet bu işle iştigal ettiği için İshak hocası ismiyle anılmıştır. M.1708 de vefat etmiştir. Haşiye-i Metni Tavâli i l-envâr fi l-kelâm adında bir eser yazmıştır. 66 İvaz Efendi: Manavgat lı olup Sahn-ı Semân Medreselerinde müderrislik, farklı Osmanlı vilayetlerinde kadılık ve Rumeli Kazaskerliği yapmış, M.1586 yılında vefat etmiştir. el-beyzâvî haşiyesi vardır. 67 Kara Halil Efendi: Boyabat lı olup M.1711 de vefat etmiştir. Mekke Kadılığı ve Anadolu Kazaskerliği yapmıştır. Haşiye-i Tavâli adında bir eseri vardır. 68 64 Taşköprîzâde, eş-şakâik, s. 34. 65 Kamil Tiftik, Kadı Beyzâvî nin Tavâli u l-envâr ının Mustafa Sıtkı'ya Ait Tercümesi, s. IV. 66 Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. I, s. 232. 67 Mehmet Süreyya, Sicill-i Osmanî, C. III, s. 606. 68 Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. I, s. 403; Mehmet Süreyya, Sicill-i Osmanî, C. II, s.291. 398

Kara Yakup b. İdris: Niğde li olup vefat yılı 1526 dır. Karaman ın Lârende kasabasında müderrislik yapmış olup Haşiye Ale l-beyzâvî adında eseri vardır. 69 İbni Şeyhi l-arabî e1-mevsîlî: Yazdığı Şerhu t-tavâli adlı eseri, İstanbul Süleymâniye Kütüphanesi, Bağdat lı Vehbi Kitaplığı No: 788 da bulunmaktadır. Kemaleddin İsmail Efendi: Vefat yılı M.1514 olup Molla Hüsrev ve Hayâlî nin öğrencisidir. Kazaskerlik yapmıştır. Kâdî el-beyzâvî haşiyesi vardır. 70 Kutbeddin Râzî: el-isfehânî nin Tavâli ul- Envâr şerhi olan Matâli u l-enzâr ına şerh yazmıştır. 71 Lütfullah Tokâdî: Sultan II. Beyazıd devrinde yaşamıştır. Bursa Murâdiye Medresesi, Filibe Medresesi, Edirne Dârü l-hadis Medresesi ve Semâmiye Medresesinde müderrislik yapmıştır. Şerhu l-matâli üzerine bir haşiye yazmış olup, Taşköprîzâde, bu eserde daha önceki âlimlerin eserlerinde bulunamayan değerli açıklamalar olduğunu bildirmiştir. 72 Mevlânâ İmâd: Yazdığı Şerhu't-Tavâli isimli eser, Süleymaniye Kütüphanesi, Hüsnü Paşa Kitaplığı No: 1152 de bulunmaktadır. Molla Sirâceddin el-halebî: Sultan II. Mehmet dönemi âlimlerindendir. Halep lidir. Timur un bölgeyi işgalinden sonra, Timur ile beraber Maveraünnehir e gitmiştir. Daha sonra İstanbul a gelip, Fatih in hocalığını yapmıştır. Seyyid Arabî nin yazdığı Tavâli şerhine Havâşî alâ Şerhi t-tavâlî adında bir eser yazmıştır. 73 Molla Şeyh Muhammed Tunusî el-ğûşî: Tunus lu olup, Sultan Süleyman devrinde İstanbul a gelerek padişahın taltifine mazhar olmuştur. Taşköprîzâde onun el-isfehânî nin Şerhu 69 Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. I, s. 397. 70 Mehmet Süreyya, Sicill-i Osmanî, C. IV, s. 79. 71 Taşköprîzâde, eş-şakâik, s. 269. 72 Taşköprîzâde, eş-şakâik, s. 169. 73 Taşköprîzâde, eş-şakâik, s. 103. Tavâli ini ve Kutbeddin er-râzî nin Şerhu l- Matâli ini ezbere bildiğini söylemektedir. 74 Molla Şeyh Şebüsterî: Asıl adı bilinmemektedir. Sultan Süleyman devri ilim adamlarından olup Seyyid Şerif in Şerhu l-matâli adlı kitabı üzerine haşiyeler yazmıştır. 75 Molla Hüsrev: Osmanlı âlimi ve müftüsüdür. Edirne'de, Şah Melek Medresesinde müderrislik yapmıştır. H.885-M.1480 yılında vefat etmiştir. Haşiye alâ Tavâli i l-envâr adında haşiyesi vardır. 76 Muhammed Efendi: Amasya müftülüğü yapmış, M.1565 te İstanbul'da vefat etmiştir. Beyzâviyye Haşiyesi ve Misbâh Tercümesi vardır. 77 Muhyiddin Mehmet Niksârî: II. Beyazıd devri ilim adamlarındandır. Fatih ve Ayasofya Medreselerinde müderrislik yapmıştır. Kâdî el- Beyzâvî ye haşiyeleri vardır. 78 Muhyiddin Mehmet Efendi: Yavuz Sultan Selim zamanında saray hocalığı ve Edirne Üç Şerefeli Medresesinde müderrislik görevlerinde bulunmuş, M.1522 de vefat etmiştir. el-beyzâvî ye haşiye yazmıştır. 79 Muhyiddin Mehmet Karabağî Efendi: Karabağlı olup, İran da öğrencilik, Anadolu da müderrislik yapmıştır. Vefat yılı M.1537-1538 dir. el- Beyzâvî ye ta likât yazmıştır. 80 Muhyiddin Muhammed Tablbâzî: II. Beyazıd devri ilim adamlarından olup, Bursa, Edirne ve Semâniye Medresesinde müderrislik görevinde bulunmuştur. H.906 da vefat etmiş olup el- Beyzâvî nin Tavâli adlı eserine şerh yazmıştır. 81 74 Taşköprîzâde, eş-şakâik, s. 269. 75 Taşköprîzâde, eş-şakâik, s. 272. 76 Ferhat Koca, Molla Hüsrev, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), İstanbul 2005, C. XXX, s. 254. 77 Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. II, s. 19. 78 Mehmet Süreyya, Sicill-i Osmanî, C. IV, s. 340. 79 Mehmet Süreyya, Sicill-i Osmanî, C. IV, s. 341. 80 Mehmet Süreyya, Sicill-i Osmanî, C. IV, s. 343. 81 Taşköprîzâde, eş-şakâik, s. 201; Mehmet Süreyya, Sicill-i Osmanî, C. IV, s. 341; Muhammed Zuhaylî, el-kâdî el-beyzâvî, s. 157. 399

Muslihuddin Mehmet Efendi (Lârî): Hindistan lı olup eğitimini İran da almıştır. Hindistan da Hümayun Şah ın hocalığını yapmıştır. Diyarbakır Hüsrev Paşa Medresesinde görev yapmış, M.1572 yılında vefat etmiştir. Kâdî el-beyzâvî ye haşiyeleri vardır. 82 Ayrıca bu âlimin Şerhu t-tavâli adındaki eseri, İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesinde, Arapça Bölümü No: 3677 de kayıtlıdır. Muslihuddin Mustafa b. Salih Hocazâde el- Bursevî: II. Mehmet dönemi âlimlerdendir. İstanbul un fethinden sonra, Semâniye Medresesine müderris olarak tayin edilmiştir. Fatih Sultan Mehmet in isteğiyle meşhur Tehâfüt ünü yazarak Gazâli yi savunmuş, H.893-M.1487 yılında vefat etmiştir. Hocazâde, Şerhun li t-tavâli adında bir kitap yazmıştır. 83 Hocazâde ye ait bu eser bu isimle yazma halinde Mısır Kahire Kütüphanesinde, İlm-i Kelâm bölümü 1383 ve 893 numaralarda kayıtlıdır. Aynı eser Şerhu t-tavâlî adıyla da, Süleymaniye Kütüphanesinde, Şehit Ali Paşa bölümünde 1597 numara ile kayıtlıdır. Muzafferuddin Ali Şirâzî: Sultan II. Beyazıd devri ilim adamlarındandır. Semâniye Medreseleri müderrislerindendir. Şerhu l-matâli haşiyeleri konusunda tam bir uzman olarak nitelendirilmektedir. 84 Müneccimbaşı Ahmed Efendi: Karaman Ereğli li olup M.1702 de vefat etmiştir. Müneccimbaşılık ve padişah musahipliği yapmıştır. Haşiye-i el-beyzâvî adında bir kelâm eseri vardır. 85 Müstecizâde Nâimî Halil Efendi: Konya lı olup Müstecizâde lâkabiyle tanınmış bir müftüdür.. H.1230 da Manisa da vefat etmiştir. Haşiye ale l-beyzâvî adında bir eseri vardır. 86 Nurullah Efendi: Şirvan lı olup M.1655 de vefat etmiştir. Müderrislik yapmış, Kâdî el- Beyzâvî ye ta likât yazmıştır. 87 Saçaklızâde Muhammed İbni Ebi Bekir Mar aşî: Darende li Hamza Efendi ve Abdülgani Nablusî nin öğrencisidir. Vefat yılı H.1145/ M.1732 dir. Tavâli üzerine derin analizlerde bulunarak mutlak hakikatin neden ibaret olduğuna dair Neşr-i Tavâli adında bir Tavâli şerhi yazmıştır. 88 Çeşitli alanlarda birçok eseri bulunan Saçaklızâde nin başlangıçta, daha çok kelâm sahasında yoğunlaştığı, ancak, Şam a gidişinden sonra hocası Nablusî nin etkisiyle tasavvufa meylettiği, bu sebeple kelâma ve kelâmcılara ağır eleştiriler yönelttiği söylenmektedir. 89 Saçaklızâde Muhammed Mar âşî nin bu eseri, Neşru t-tavâlî ismiyle Mısır Kütüphanesi no: 50 de; Süleymâniye Kütüphanesi Hüsnü Paşa bölümünde no: 260 da kayıtlıdır. Bu eser, Tavâli u l-envâr ın muhtasarı niteliğindedir. Aynı şerh Süleymâniye Kütüphanesi Koca Ragıp Paşa No: 818 de Nasru t-tavâlî adıyla kayıtlıdır. Sarıgörez Nûreddin Efendi: Karesi lidir. Sarı saçlı ve kısa boylu olması dolayısı ile Sarıgörez lakabı verilmiştir. Asıl adı Hamza dır. Meşhur âlimlerden Hocazâde, Hatibzâde Muhyiddin Efendi ve Sinan Paşa ya öğrencilik yapmıştır. Tavâli üzerine bir hâşiye yazmış ve M.1522 yılında vefat etmiştir. 90 Şemseddin Leysî: Vefat yılı H.888 olup, Şerhu't-Tavâli adında bir eseri vardır. Bu eseri, Süleymaniye Kütüphanesi Şehit Ali Paşa Kitaplığında 1596 numarada bulunmaktadır. Şeyhülislâm Zekeriya Efendi: Sultan III. Murad devri âlimlerindendir. Uzun süre kadılık yapmış, kazaskerlik rütbesine ulaşmıştır. M.1592 82 Mehmet Süreyya, Sicill-i Osmanî, C. IV, s. 494. 83 Taşköprîzâde, eş-şakâik, ss.76-85; Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. I, s. 293; Saffet Köse, Bursa nın Hocazâdesi, Hayatı ve İlmî Kişiliği, Uluslararası Hocazâde Sempozyumu, Bursa 2011, s. 117. 84 Taşköprîzâde, eş-şakâik, s. 199. 85 Mehmet Süreyya, Sicill-i Osmanî, C. I, s. 232. 86 Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. I, s. 47. 87 Mehmet Süreyya, Sicill-i Osmanî, C. IV, s. 585. 88 Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. I, s. 325. 89 Tahsin Özcan, Saçaklızâde Mehmed Efendi, TDV İslâm Ansiklopedisi (DİA), İstanbul 2008, C. XXXV, s. 368. 90 Yusuf Şevki Yavuz, Tavâli u l Envâr, s. 181. 400

yılında vefat etmiştir. Ta lika ale l-beyzâvî adında bir eseri vardır. 91 Şucâeddin İlyas Efendi: Dimetoka lıdır. Bursa ve Edirne kadılığı, Semâniye Medresesi müderrisliği yapmıştır. M.1523 te vefat etmiş olup Tavâli üzerine şerhi vardır. Taşköprîzâde Ahmed Efendi: Bu konuyla ilgili bilgileri içeren eş-şakâiku n-nu mâniyye ismli kitabın yazarı olan Taşköprîzâde, bu eserinde kendi hayatını anlatırken kendi kelâm eğitiminden bahsetmekte ve hocası Mevlânâ Mesud Rûmî nin kendisine Allâme el-isfehânî nin Şerhu t-tavâli sini okuttuğunu, hemen peşinden de Seyyid Şerif in Şerhu l-matâli ini okuduğunu bildirmektedir. 92 Taşköprîzâde, Şerhu Dibâceti t- Tavâli adında bir eser yazarak, Tavâli in dibâcesini de şerh etmiştir. 93 Ubeydullah b. Muhammed el-ibrî: Şerhu Tavâli i l-envâr min Metâli i l-enzâr adında bir eser yazmış olup bu eseri, Tavâli u l-envâr ın ilk şerhidir. 94 Yarhisârî Muslihuddin Mustafa: Hocazade'nin talebelerinden en mümtazı olarak nitelendirilmektedir. İstanbul kadılığı vazifesinde iken M.1505 yılında vefat etmiştir. Haşiye-i Tavâli adında bir eseri vardır. 95 Yozgadî Çuhadarzâde Hacı Keşfî Mustafa Efendi: Memleketi Yozgat âlimlerinden Kara Mûsa, Kayseri âlimlerinden Hacı Torun, Manisa Müftüsü Hacı Evliyâzâde Ali Efendi ve İstanbul dersiâmlarından Kavala lı Yusuf Efendi nin öğrenciliğini yapmıştır. M.1890 yılında da vefat etmiş olup Kâdî el-beyzavî üzerine ta likât yazmıştır. 96 Yusuf b. Hamza el-ilyas: Şehruz ludur. İbrahim el-elânî ve Mahmud el-bilevî den tahsil 91 Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. I, s. 321. 92 Taşköprîzâde, eş-şakâik, s. 327 93 Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. I, s. 346. 94 Yusuf Şevki Yavuz Tavâli u l Envâr, a.y. 95 Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. II, s. 53. 96 Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. II, s. 58. görmüştür. Haşîye-i Cedîde ale l-beyzâvî ve Haşiye-i Kadîme ale l-beyzâvî diye iki kelâm kitabı yazmıştır. 97 el-beyzâvî nin eserleri üzerine Osmanlı Devleti döneminde yazılan şerhler ve haşiyeler incelendiğinde bu çalışmaların çoğunun Osmanlı nın kuruluşundan Kânûni Sultan Süleyman a kadar olan zaman aralığına ait olduğunu tespit etmekteyiz. Bu tespitle doğru orantılı olarak medreselerdeki kelâm eğitiminin aynı dönemde yoğunlaştığını görmekteyiz. Bu durum, bize resmî teşviğin ilim üzerindeki etkisini göstermesi bakımından önemli bir husustur. Kânûni den itibaren felsefî eserlere soğuk bakılarak, felsefe içeren müteahhirîn dönemi eserler terk edilmiş, basit ve sırf kelâm konuları içeren akâid metinlerine rağbet edilmiştir. Bilindiği üzere Eş arî kelâmının önemli temsilcisi el- Gazâlî ile eleştirel bir bakış açısı ile kelâm-felsefe tanışması gerçekleşmiş, er-râzî ile kelâm kitaplarında felsefî konular kelâmî içeriğe dâhil edilmiş ve müellifimiz el-beyzâvî ile beraber felsefe konuları kelâm kitaplarının yarısından fazlasını kaplar duruma gelmiştir. el-beyzâvî nin 1991 yılında Beyrut ta basılan ve Abbas Süleyman tarafından tahkik edilen Tavâli u l-envâr nüshasında, muhakkikin önsözü ve diğer ekler çıkarıldığında felsefî konular toplam 113 sayfada anlatılırken kelâm ilminin konuları diyebileceğimiz konularsa toplam 82 sayfada anlatılmıştır. Buna göre, müellifimizin eserinin yarıdan fazlasının, tam olarak yüzde elli sekizinin felsefî konularla ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Müellifimizden sonra gelen diğer kelâmcıların da onun yaptığı gibi felsefe konularını kelâmî eserlerinde ele aldıklarını görüyoruz. İbni Haldun (H.Ö.808/M.Ö.1406) kelam ilminin gelişim süreci ile ilgili olarak, el- Gazali ve er-razi'yi takip eden sonraki dönem kelâmcılar, felsefe kitaplarındaki konularla kelâm konularını birleştirmede fazla ileri gittiler. Bu iki 97 Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. I, s. 56. 401