G A Z E T E C İ L E R V E YA Z A R L A R V A K F I



Benzer belgeler
TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi tarafından düzenlenen Filistin Ulusal Projesi Görüşler ve Perspektifler Sempozyumu Filistin in çeşitli kesimlerinden

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI!

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

ÇÖZÜMÜN PARÇASI OLMAK

2. ISRAIL VE YAHUDILIK KONFERANSI BANDIRMA DA GERÇEKLESTI

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

Saygılarımızla, Genç Barış İnisiyatifi Derneği adına, M. Emre Akkaş Genel Başkan

ÜÇÜNCÜ TÜRK KENEŞİ İŞ FORUMU. (24 Ekim 2014, Nahçıvan) TÜRK KENEŞİ GENEL SEKRETERİ RAMİL HASANOV UN İŞ ADAMLARINA HİTABI

DİASPORA - 13 Mayıs

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

İÇİNDEKİLER. Sunuş Konu Proje Koordinatörü ve Uygulayıcı Kurum Tarih ve Yer Amaç ve Hedefler Katılımcılar...

Dr. Öğr. Üyesi İsmail SAFİ

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUHARREM YILMAZ IN DEMOKRASİNİN KURUMSALLAŞMASI VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım..

Yerel Demokrasi, Yerel Hukuk ve Evrensel Değerler

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

16 Ağustos 2013 BURHANETTİN DURAN

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

İSLAM DÜNYASI İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ

Yeni Anayasa Nasıl Olmalı, Nasıl Yapılmalı?

ACR Group. NEDEN? neden?

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 5-

2 Ders Kodu: KMY Ders Türü: Seçmeli 4 Ders Seviyesi Yüksek Lisans

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

UKBA. e Bülten TACİKİSTAN DAN TÜRKİYE YE UKBA DERNEĞİ AMERİKA DA SOHBET MECLİSLERİ KURDU KARDEŞLERİMİZLE PİKNİKTEYİZ

SPONSORLUK DOSYASI 14 Ocak 2015 / Sabancı Center

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI!

IUA. Ortak yönetim kültürünü paylaşan ülkelerdeki devlet taşra temsilcileri arasında bilgi birikimi ve. Uluslararası. İdareciler Birliği IUA

MKÜ de İftar Coşkusu. Akademik ve İdari Personel İçin Düzenlenen İft ara Büyük Kat ılım Oldu

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. Dizeleriyle başladı.

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

"Down Şefler Türkiye Projesi"

SPONSORLUK DOSYASI 14 Ocak 2016 / Sabancı Center

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

GENÇLİK ŞÛRASI ÖN KOMİSYON RAPORU DEMOKRASİ BİLİNCİ VE KATILIM MAYIS 2012

BURSA KENT KONSEYİ BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ NİN KATKILARIYLA

İ Ç İ N D E K İ L E R

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

TBD Antalya Şube Başkanı Akyelli: Özellikle yazılımcıların yatırımlarını Antalya da yapmamaları için hiçbir neden yok

TÜRKONFED 12. OLAĞAN GENEL KURULU

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

İçindekiler. Hakkımızda Misyon Vizyon TKYD Üyelik Ayrıcalıkları Faaliyetler

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

frekans araştırma

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ

(DEÜ Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Anayasa Hukuku Anabilim Dalı)

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

Değerli misafirler, Kıymetli iş insanları... Basınımızın değerli temsilcileri... Hanımefendiler... Beyefendiler...

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 17. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU PANEL, ÇALIŞTAY, FORUM, SEMPOZYUM, KURULTAY, KONFERANS, KONGRE

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ..i. İÇİNDEKİLER.iii. KISALTMALAR..ix GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DEMOKRASİ - VESAYET: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Ermenistan, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Gürcistan, Moldova, Rusya, Türkiye ve Ukrayna da kamu sektöründe çalışan 20 genç yönetici adayına

YILDIZ TEKNİKTE YENİ ANAYASA PANELİ

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26313

ARAŞTIRMA GRUBU. Prof. Dr. Özer SENCAR Prof. Dr. İhsan DAĞI Prof. Dr. Doğu ERGİL Dr. Sıtkı YILDIZ Dr. Vahap COŞKUN MAYIS

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN)

Uluslararası İlişkiler ULUSLARARASI İLİŞKİLER

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları,

HAZİRAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

SÖKE KENT KONSEYİ ÇOCUK MECLİSİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Diş Hekimliği Sempozyumu

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ SEPA 5

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3

Seçim süreci hakkında sorular ve cevaplar

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

ihh 6. ULUSLARARASI ÇOCUK BULUŞMASI RAPORU

2 Ekim 2013, Rönesans Otel

I. ULUSLARARASI SOSYAL VE EKONOMİK ARAŞTIRMALAR ÖĞRENCİ KONGRESİ

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

TURK ARAB YOUTH CONGRESS [TÜRK ARAP GENÇLİK KONGRESİ] PROJE DOSYASI DIŞ İLİŞKİLER KOMİSYONU

İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ SONUÇ DEKLARASYONU

İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü

T.C. ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SENATO KARARI KARAR TARİHİ TOPLANTI SAYISI KARAR SAYISI /

OSMANİYE KAHRAMANMARAŞLILAR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİNE GÖRKEMLİ AÇILIŞ.

MÜSİAD 2 EXPO BY QATAR DOHA Exhibition and Convention Center. Değerli Yönetim Kurulu Üyelerim, Sektör Kurulu Başkanlarım,

Transkript:

G A Z E T E C İ L E R V E YA Z A R L A R V A K F I

M. Fethullah Gülen- Onursal Başkan Sevgi ve Diyalog Günümüz insanının problemleri, ekonomik ve maddi olmaktan daha çok insanî boyutludur. Bugünkü nesiller, insanî melekelerini tam geliştiremediğinden dolayı muzdarip, ilahî nimetleri insanca paylaşamadığından dolayı rahatsız, sevgi fakiri olduğundan dolayı da endişeli ve tedirgindir. 2

Günümüz insanının problemleri, ekonomik ve maddi olmaktan daha çok insanî boyutludur. Bugünkü nesiller, insanî melekelerini tam geliştiremediğinden dolayı muzdarip, ilahî nimetleri insanca paylaşamadığından dolayı rahatsız, sevgi fakiri olduğundan dolayı da endişeli ve tedirgindir. Eğer günümüzün düşünce mimarları yeni bir dünya kurmayı planlıyorlarsa, bu dünyanın harcı mutlaka sevgi olmalıdır. Evet, bu yeni dünyanın insanları, canlı cansız tüm varlığa sevgi ile yönelmeli, herkesi ve her şeyi sevgi ile kucaklamalı, gözlerini açıp kapayıp sevgi mırıldanmalıdır. Sevgi insanı, herkesten evvel kendini düzeltmekle işe başlayan, bunu yaparken de herhangi bir beklentiye girmeden, evrensel ahenk adına önemli bir adım attığına inanan hakikat eridir. Bu hem çok zor, hem de oldukça kolaydır. Zordur, zira insanî kıvam ister; kolaydır, çünkü onu gerçekleştirmenin dinamikleri sayılan inanma ve her şeyi şefkatle kucaklama hassası zaten insanda mevcuttur. İslam ın ruhanî derinliği bu konuda bizim için tükenmez bir hazine sayılabilir. Bu hazine çok iyi değerlendirilerek yeni dünya mutlaka sevgi ve diyalog üzerine kurulmalıdır. Zaten sevgi bizim toplumumuzun en bariz vasfıdır. Eğer her gün çevremize, sonra da derecesine göre bütün varlığa karşı sevgimizi biraz daha artırır ve nefretlerimizi de azaltabilirsek, şimdiye kadar bir türlü gerçekleştirilemeyen sımsıcak ve yumuşak bir dünya elde edebiliriz. Hoşgörüyle el ele diyorum Gerekirse bu mevzuda her köşebaşında bir hoşgörü vakfı kurulmalı ve herkes hoşgörü soluklamalı 3

Mustafa Yeşil - Yönetim Kurulu Başkanı Diyaloga Mecburuz Geriye dönüp baktığımızda, artık o dünkü ön yargılarımızın yerini; birbirimizi tanıma ve anlama gayreti; öteki tanımının yerini herkesi kendi konumunda kabul tanımının almakta olduğunu sevinçle görüyoruz Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, kuruluşundan bu yana bu hedef ve niyetle çalışmalarına devam etmektedir!.. 4

Herkesin kendi kültür benliğiyle konuştuğu ve öteki olarak tanımladığı monolog çağının yerini diyaloğun almaya başladığı yeni bir çağın eşiğindeyiz. Bugün tüm dünyayı gezebiliyoruz, dünyanın bütün ulusları da bize gelebiliyor. Dünya üzerinde yabancı diller ve aksanların konuşulmadığı bir ülke ve şehir hemen hemen yok gibidir. İçinde yaşadığımız dünya gerçekleri; yuvarlak bir masa etrafında bir araya gelmeyi ve insanlığın mutluluğu adına dini, milli ve kültürel değerlerimizle yapacağımız katkıları konuşmayı mecbur kılmaktadır. Diyalog, azınlığın çoğunluk karşısında haklarını, kültür ve inançlarını muhafaza ve ifade adına muhtaç olduğu bir yol olmaktan daha çok, çoğunluğun; gücü ve hakkı temsil edenlerin adalet, huzur, barış ve insanca bir dünyanın tesisinde vazgeçemeyecekleri bir hayat tarzıdır. Birbirimizi anlama, tanıma ve farklılığımızı kabullenme diye tanımladığımız diyalog çalışmalarında dünyada ciddi mesafeler alındığı aşikâr. Geriye dönüp baktığımızda, artık o dünkü ön yargılarımızın yerini; birbirimizi tanıma ve anlama gayreti; öteki tanımının yerini herkesi kendi konumunda kabul tanımının almakta olduğunu sevinçle görüyoruz Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, kuruluşundan bu yana bu hedef ve niyetle çalışmalarına devam etmektedir!.. Yürüdüğü bu yolda en ufak bir tereddüt yaşamadığı gibi dostlarına da bu tereddüdü yaşatmamıştır. Demokratik hayatın tesisinde farklılıkların bir güzellik olduğu anlayışı önemli bir esastır Ancak Sadece benimki güzeldir anlayışı başka güzelliklere kapanmayı ve dolayısıyla da monoloğu beraberinde getirir Monolog ise iftirakı ve ayrımı!.. Dolayısıyla diyalog hem bir vesile hem de bir gayedir. Yakalanan bu olumlu atmosferin devamı için daha çok anlama, tanıma ve sevme adına diyaloğa; daha çok diyalog için tanıma ve anlamaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var Diyalog, azınlığın çoğunluk karşısında haklarını, kültür ve inançlarını muhafaza ve ifade adına muhtaç olduğu bir yol olmaktan daha çok, çoğunluğun; gücü ve hakkı temsil edenlerin adalet, huzur, barış ve insanca bir dünyanın tesisinde vazgeçemeyecekleri bir hayat tarzıdır. 5

M. Fethullah Gülen ile Papa John Paul II arasındaki görüşme 1998 yılında gerçekleşti Diyalogta İlk Adımlar Fethullah Gülen in Türkiye de başlattığı dinler arası diyalog çalışmaları kapsamında, Katolik dünyasının lideri Papa John Paul II ile Fethullah Gülen arasında bir görüşme gerçekleşti. Görüşmede, Vatikan Büyükelçiliği İstanbul Temsilcisi Monsenyör Georges Marovitch ve Rüştü Kalyoncu da hazır bulundu. 6

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Onursal Başkanı M. Fethullah Gülen ve Rum Ortadoks Patriği I. Bartholomeos Mutlu Yarınlar İçin El Ele konferansında sıcak mesajlar verdiler. 30 Eylül 1996 Fethullah Gülen - Patrik I. Bartholomeos Görüşmesi 1996 Türkiye de dinler arası diyaloğun kurumsallaşması, Fethullah Gülen in önderliğinde başladı. İlk adım 1996 yılında Polat Rönesans Otel de gerçekleşen, M. Fethullah Gülen ve İstanbul Rum Patriği I. Barthelomos görüşmesi idi. Dünya barışı ve diyalog adına önemli adımlar atan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Onursal Başkanı M. Fethullah Gülen; Papa II. Jean Paul, İstanbul Rum Patriği Patrik I. Bartholomeos, İsrail Sefared Hahambaşısı Eliyahu Bakshi Doron gibi birçok dini lider ve kurumla görüşmeler yaptı. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Onursal Başkanı M. Fethullah Gülen ve Rum Ortadoks Patriği I. Bartholomeos Mutlu Yarınlar İçin El Ele konferansında sıcak mesajlar verdiler. 11 Eylül saldırısı sonrasında gelişen İslami tehlike fobisinin alabildiğine yaygın olduğu ve medeniyetler çatışması tezinin yoğun ilgi gördüğü bir dönemde, dinler arası diyalog adına atılan bu tarz adımların önemi daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır. Fethullah Gülen Papa II. Jean Paul Görüşmesi 1998 Fethullah Gülen in Türkiye de başlattığı dinler arası diyalog çalışmaları kapsamında, Katolik dünyasının lideri Papa John Paul II ile Fethullah Gülen arasında bir görüşme gerçekleşti. Görüşmede, Vatikan Büyükelçiliği İstanbul Temsilcisi Monsenyör Georges Marovitch de hazır bulundu. Bu tarihi görüşme, diyalog ve karşılıklı dostluk çerçevesinde gerçekleşmiş ve her iki taraf da bir kısım önerilerde bulunmuştu. Bu önerilerden hareketle 2000 yılında Harran da üç semavi din mensuplarının buluşmasına tanıklık eden Ortak ata Hz. İbrahim konulu uluslararası bir sempozyum düzenlendi. Papa John Paul II - Fethullah Gülen buluşması, yıllardan beri konuşulan dinler arası diyalog görüşmelerinin kamuoyuna en somut yansımasıydı.tarihî Vatikan buluşması, Türkiye ve dünya basınında geniş yankı uyandırdı. Türkiye de yüksek tirajlı gazeteler bu görüşmeyi birinci sayfadan duyurdular. 7

Her Şey Bosnalı Çocuklar İçin 19 Eylül 1995 Ali Sami Yen Stadı / İstanbul İlk Programlar Büyük Bir Ümitle Başladı Sayın Fethullah Gülen ve Maradona nın da izlediği maçta, stadyumu dolduran on binlerin ve naklen yayından maçı seyreden milyonlarca kişinin yüreği, Bosnalı çocuklar için çarpıyordu ve Her Şey Bosnalı Çocuklar İçin diyordu. 8

Bosnalı çocuklar için yaşanan coşkuyu küçük büyük herkes paylaştı Her Şey Bosnalı Çocuklar İçin 1995 yılına gelindiğinde Avrupa nın ortasında bir kirli savaş cereyan ediyor, dünya ise bu acımasız savaşı üzüntüyle izliyordu. Aslında herkes bir şeyler yapıyordu. Ama vakit geçiyor ve Bosna-Hersek te kan gövdeyi götürüyordu. Pazar yerine düşen bombaların meydana getirdiği feci görüntüler, çocukların kan-revan içinde feryatları ile televizyon ekranları insanlara ürperti veriyordu. İşte böyle bir zamanda Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı üzerine düşeni, farklı bir açıdan yapmak istedi. Bu proje dahilinde dünya futbol devleri İstanbul da Bosnalı çocuklar için buluştular. Ali Sami Yen Stadı nda Türkiye Millî Takım Karması ile Dünya Futbol Karması, Bosnalı çocuklar yararına bir maç yaptılar. Stadyumu dolduran on binlerin ve naklen yayından maçı seyreden milyonlarca kişinin yüreği, Bosnalı çocuklar için çarpıyor ve Her Şey Bosnalı Çocuklar İçin diyordu. Maçı izlemeye gelenler arasında organizasyonu gerçekleştiren Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı nın Onursal Başkanı Sayın Fethullah Gülen ve dünya futbolunun tartışmasız en büyük yıldızlarından Maradona da vardı. Maçtan elde edilen gelirle, Saraybosnalı çocuklara çağdaş eğitimin bütün gerekleriyle donanmış iki okul açıldı. Sırp, Boşnak ve Hırvat çocukların bir arada eğitim aldığı bu güzel kurumlar halen eğitimlere devam etmektedir. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Onursal Başkanı Fethullah Gülen, dönemin Başbakanı Tansu Çiller, Bakan Hasan Ekinci, Bakan Hikmet Çetin, dönemin Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna, Bosna- Hersek in Efsanevi Lideri Bilge Kral ı Aliya İzzet Begoviç in eşi Halide Begoviç maçı birlikte izlediler. Mutlu Yarınlar İçin El Ele Açılış bölümünde Vatikan İstanbul Temsilcisi Geoges Marovitch, Katolik Cemaati Ruhani Lideri Lui Pelatre, Yunanistan Başkonsolosu Fotis Ksidas ın da katıldığı toplantı çok renkli bir mozaik meydana getirirken konuşmaların hoşgörü yüklü olması büyük takdir topladı. Çok sayıda seçkin davetlinin iştirak ettiği Mutlu Yarınlar İçin El Ele programının açılış bölümünde Fethullah Gülen şunları söylemişti: Konuşulanlar mutlaka önemli de, bunları uygulamaya dökmek daha önemlidir. Patrik Hazretleri bu centilmenliği yapmışlardır. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı nın kuruluşuna esas teşkil eden pek çok şey olmasına rağmen genelde daha çok hoşgörüye yöneldiler. Buna Türkiye ve dünyanın ihtiyacı vardı. Zira bir iki asır vardı ki, insanımız farklı düşüncelerle âdeta farklı kulvarlarda başkalaşmalara çekildi. Bugün o başkalaşmalar süreci yaşanıyor. Bu süreçte, birbirimizle sürtüştük, ayrılmanın, çözülmenin gereği olan şeyleri yaptık. Birbirimize katlanamadık, birbirimizi hazmedemedik. Birbirimizi kendi içimizde kabullenemedik. Kendi vifakımızı, kendi cennetimizi kaybettik. Ve bence bugüne kadar kaybettiklerimizi elde etmemiz de birbirimizi kabul etmekte yatmaktadır. Aslında üç seneden beri gördük ki, toplumumuz gerçekten diyaloğa, hoşgörüye açıkmış ve sineleri Toplantı çok renkli bir mozaik meydana getirirken yapılan konuşmalarda hoşgörüye vurgu yapıldı 9

Toplantı katılımcıları bir arada onunla doluymuş. Hiçbir adım mukabelesiz kalmadı. Hiçbir sine kendisine açılan sineye lakayd kalmadı. Hoşgörüyü kabullenen hoşgörülü insanlar olarak gönüllerimizde Hz. Yakub un hasret ve hicranı, Hüseyn-i Kerbela gibi fevkalade mahzun toplum kesimlerinin birbirini kucaklayacağı, medya ve aydınımızın toplumun değişik kesimlerinin birbirini kucaklaması noktasında rehberlik yapacağı günleri, bizi idare edenlerin idare etmeye talip olanların üsluplarını bir daha gözden geçirerek hoş görüyle düşüneceklerini bekliyor; düşünüyor ve gelecek adına Hoşgörüyle el ele diyorum Gerekirse bu mevzuda her köşe başında bir hoşgörü vakfı kurulmalı, herkes hoşgörü soluklamalı Ayrıca gecede, Musevi asıllı Türk İşadamı Müteveffa Üzeyir Garih in Şu an burada insanların birbirlerini sevmeleri ve birbirleriyle ilişki kurmaları için âdeta eğitim yapılıyor sözleri; Patrik I. Bartholomeos nun Fethullah Gülen Hocamızla birbirimizi çok seviyoruz. O hepimiz için barışın, hoşgörünün ve insanlık için muteber olan değerlerin bir timsalidir sözleri toplantının buluşma noktasını işaret ediyordu. Medeniyetlerarası Diyalog Sempozyumu: Çatışma değil diyalog; polemik değil müzakere 6-7 Haziran 1997, İstanbul Medeniyetler arası diyalog sempozyumunun, Amerikalı ünlü sosyal bilimci Samuel Huntington un Medeniyetler Çatışması tezinin bilimsel ve entelektüel mahfillerde sık tartışıldığı tarihlerde yapılması kamuoyunca anlamlı bulundu. (Amerikalı ünlü sosyal bilimci Samuel Huntington un tezi bilimsel ve entelektüel mahfillerde tartışılmakta idi.) Toplumlar arası ilişkilerde diyaloğun esas, çatışmanın ise siyasi ve ekonomik hedefler peşindeki yöneticilerin emellerine bağlı olarak istisna olduğuna inanan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, Neden diyalog olmasın? düşüncesinden hareketle 6-7 Haziran 1997 tarihlerinde uluslararası seviyede Medeniyetler Arası Diyalog kongresini organize etti. Sempozyuma katılan dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip ERDOĞAN, GYV Onursal Başkanı Fethullah GÜLEN, Prof. Dr. Toktamış ATEŞ, Prof. Dr. Mehmet AYDIN, Cengiz ÇANDAR, Abdurrahman DİLİPAK, Hayrettin KARACA, Prof. Dr. Mim Kemal ÖKE ve Taha AKYOL gibi ünlüler Hoşgörü fotoğrafı çekindiler. 10

Yurt içi ve Yurt dışından birçok değerli otoritenin katıldığı toplantı, Türkiye de Huntington un tezinin tartışılması açısından, konusunda ilk olma özelliğini taşıyordu. Birlikte Yaşama Sanatı Hoşgörü 700 1999 Eylül 21 22, İstanbul/Türkiye Sempozyuma katılan dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip ERDOĞAN, GYV Onursal Başkanı Fethullah GÜLEN, Prof. Dr. Toktamış ATEŞ, Prof. Dr. Mehmet AYDIN, Cengiz ÇANDAR, Abdurrahman DİLİPAK, Hayrettin KA- RACA, Prof. Dr. Mim Kemal ÖKE ve Taha AKYOL gibi ünlüler Hoşgörü fotoğrafı çektirdiler. Osmanlı Devleti nin kuruluşunun 700. yıldönümü, farklılıkların bir arada barış içinde yer alması perspektifinden hareket ederek değerlendirildi. Bu çerçevede, İstanbul un seçkin salonlarından biri olan, Cemal Reşit Rey Konser Salonu nda gerçekleştirilen sempozyumun konusu Birlikte Yaşama Sanatı, Hoşgörü 700 idi. Renkli geçen sempozyumun akşamında, üç semavi dinin koroları ilk defa birlikte bir konser verdiler. Musevi, Süryani, Ermeni, Rum, Katolik ve Müslüman korolarının söylediği ilahiler, hem zihinleri, hem de kalpleri paslarından arındırdı. Toplantının Katılımcıları Türkiye: Ali Yaşar Sarıbay, Prof. Dr., Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi, Bursa Ersin Kalaycıoğlu, Prof. Dr., Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi, İstanbul İlber Ortaylı, Prof. Dr., Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi, Ankara Latif Erdoğan, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı önceki dönem Başkanı, İstanbul Mehmet Aydın, Prof. Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı, İzmir Mim Kemal Öke, Prof. Dr., Bilimsel Koordinatör, İstanbul Mithat Baydur, Doç. Dr., Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi, İstanbul Süleyman Hayri Bolay, Prof. Dr., Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi, Ankara Şükrü Sina Gürel, Prof. Dr., Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Öğretim Üyesi, Ankara Türkkaya Ataöv, Prof. Dr., Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi, Öğretim Üyesi, Ankara ABD: Barbara Stowasser, Prof. Dr., Georgetown Üniversitesi Washington DC Richard Langhorne, Prof. Dr., Center gor Global Change and Governance, Newyork Robert Royal, Dr., Ethic and Public Policy Center, Washington DC Almanya: Johannes Kalter, Prof. Dr., Stuttgart Linden Museum Fransa: Stefanos Yerasimos, Prof. Dr., Fransız Anadolu Tetkikleri Enstitüsü İtalya: Thomas Michel, Prof. Dr., Secreterial for Interreligious Dialogue, Roma 11

A b a n t P l a t f o r m u P l a t f o r m u A b a n t

Abant Platformu Yönetim Kurulu 1. Prof. Dr. Levent Köker, Atılım Üniversitesi 2. Prof. Dr. Mete Tuncay, Bilgi Üniversitesi 3. Prof. Dr. Hayrettin Karaman, İSAM 4. Prof. Dr. Mehmet Altan, İstanbul Üniversitesi 5. Prof. Dr. Eser Karakaş, Bahçeşehir Üniversitesi 6. Prof. Dr. Beril Dedeoglu, Galatasaray Üniversitesi 7. Prof. Dr. Mümtaz er Türköne, Gazeteci- Yazar 8. Prof. Dr. Niyazi Öktem, Doğuş Üniversitesi 9. Doç. Dr. Ferhat Kentel, İstanbul Şehir Üniversitesi 10. Prof. Dr. Bekir Karlığa, Bahçeşehir Üniversitesi 11. Hüseyin Gülerce, Gazeteci - Yazar 12. Ali Bulaç, Gazeteci - Yazar 13. Mustafa Yeşil, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı 14. Harun Tokak, Diyalog Avrasya Platformu Eş Başkanı 15. Cemal Uşak, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı 16. Faruk Mercan, Abant Platformu Genel Sekreteri, Yazar 17. Dr. Ümit Kardaş, Hukukçu 18. Ümit Fırat, Helsinki Yurttaşlar Derneği 19. Cafer Solgun, Yüzleşme Derneği Başkanı 20. Herkül Milas, Yazar 13

Bu Ülkenin Problemlerine Çözüm Arayanlar ve Abant Ruhu Yeni Dönem Anayasa, Bolu, Abant 29 Nisan - 1 Mayıs 2011 14 Farklı düşüncelerden, farklı duruşlardan bir grup aydın, birlikte bir ilk adım atıyorlar. Doğanın essiz güzelliğine estetik kaygılarla usulca tutunma gibi bir şey bu. Farklı düşüncelerden, farklı duruşlardan bir grup aydın, birlikte bir ilk adım atıyorlar. Doğanın essiz güzelliğine estetik kaygılarla usulca tutunma gibi bir şey bu. 1998 in Temmuz ortaları... Yer, doğal güzellikleri ve gölüyle Bolu dağlarının arasına gizlenmiş Abant. Farklı düşüncelerden, farklı duruşlardan bir grup aydın, birlikte bir ilk adım atıyorlar. Doğanın essiz güzelliğine estetik kaygılarla usulca tutunma gibi bir şey bu. Çoğu ilk defa bir araya geliyor, çoğu yeni tanışıyorlar. Birbirlerine ilk defa sesleniyorlar ve birbirlerini ilk defa dinliyorlar. Başlangıçta varolan ürkeklik dostluğa, mesafeler anlayışa, sert bakışlar, sürtüşmeler nüktelere, fikri atışmalara, farklılıklar zenginliğe dönüşüyor. 1998 den 2011 e... Toplumların hayatında bu süre oldukça kısa sayılır. Bazen yapılan iş ve o işin etkisiyle zaman arasında orantı kurmak mümkün olmayabilir. Bu açıdan Abant toplantıları sürprizlere açık olarak yol buldu. Her yıl katlanarak büyüdü, içeriği derinleşti, etkisi sınırları aştı. Çok kısa sürede Abant Toplantıları bir klasik, bir gelenek haline geldi. Abant ta pişen düşünce, olgunlaştı, ruh buldu. Bir ayağı Türkiye de kalmak şartıyla, öteki ayağıyla Washington, Brüksel, Paris, Kahire ve Erbil e kadar uzandı. Bu hareketlilik ve sabitenin iç içe olması yerelden evrensele, evrenselden yerele bu dünyada Türk aydınının rolüne işaret ediyordu. Belki de tarihinde ilk defa Türk aydını bu çapta inisiyatif alıyor, ulusal ve uluslararası sorunları yok saymak yerine, artık kafa yoruyor, tavır alıyor, bütün farklılıklarına rağmen çözüm arayışını dile getiriyor, edilgenliğin öldürücü baskısından kurtuluyordu. Abant toplantıları vesilesi ile aydınlar ötekini de keşfediyorlardı. Farklılıkların zenginlik olduğu fikrini içselleştirerek birlikte yaşamanın felsefesini oluşturuyorlardı. Bu, Türk aydını için Abant ta yakalanmış

12 Haziran Seçimlerini Değerlendirme Toplantısı - Ceylan İntercontinental Otel, Taksim, 16 Haziran 2011 özellikle vurgulanması gereken çok büyük bir farklılıktı. Bu farklılık içinde; cesaret vardı, muhalif olana tahammül vardı. Açık tartışma vardı, ötekini önemseme ve dinleme vardı, çoğulculuk vardı, birlikte yaşamanın temel şartı olan ortak payda arayışı vardı, Vizyon vardı, ruh vardı, buluşturma vardı, farklılıkları yeşerterek kurulan birlik vardı, çoğulculuktaki birlik, birlikteki çoğulculuk vardı. Keşif vardı, saygı vardı, sezgi vardı, doğru anlama vardı, güven vardı, ortak kaygılar vardı, dışta kalan dünyaları hissetme vardı, diyalog ve hoşgörü vardı, sohbet ve muhabbet vardı, ülke sevgisi ve temel insanlık değerlerini paylaşma vardı, makul çözümler vardı, tam demokrasi vardı. Biz buna Abant ruhu diyoruz. Abant Ruhu nun bir etkisi de; Katılımcılarn ken dilerini de sorgulamayı, kendilerini de canları yansa da eleştirmeyi başarmış olmalarında aranmalıydı. İdeolojilerin ve doğmaların hayatı kuşattığı, yaşam ve düşünce alanlarını ipotek altında tuttuğu günlerde bunu başarmak devrim niteliğinde bir büyük hareketti. Abant ı zihin devrimi, kendi içinde devrim ya da bir iç olgunlaşma süreci olarak da okumak mümkün. Abant, Türk aydının başarısıdır, Türk aydının buluşma noktası, ortak payda arayışının bir sonucudur. Abant toplantıları, çatışmacı ve reddiyeci geleneğin kırıldığı bir başat platformdur. Abant toplantıları, Türkiye ve Türk aydını için bir kavşak noktasıdır. Abant toplantıları, Türk aydınının küresel sürece hatırı sayılır katkıları cümlesinden olarak yerini çoktan aldı. Dünün çatışan insanları ve çatışan düşünceleri, yer yer ötekinin yok edilmesi üzerine kurulu tavırları Abant ta, tartışa tartışa, konuşa konuşa ortak bildiri yayınlama gibi tarihi bir başarıyı da her yıl tekrarlayabilmiştir. Aydınlar, gerçekçi performansları sonucunda entelektüel birikimlerini hayatın gerçekleri ile buluşturdular. Aydınlar, zor konuları, zor zamanda, zor insanlarla Abant Ruhunun tılsımı etrafında kolay kıldılar. Ülkenin en çetrefilli sorunlarını seçtiler, cesaretle tartıştılar ve bildiriler yayınladılar. Bu tartışma ve tartışmalar sonucunda ulaşılan ortak bildiriler toplumu ve siyaseti derinden etkiledi. Sertlikleri, radikal tavırları kırdı, makul dışı çözüm arayışlarına da set oldu. Dünyanın ve Türkiye nin temel sorunlarının tartışıldığı bu özgün platform bir ayağı Türkiye de olmak şartıyla yeryüzünü dolaşıyor. Abant, Türkiye nin olduğu kadar dünyanın da Türkiyeli bir kazanımıdır. Abant, yerel bir oluşumdur, yerel bir platformudur, ama evrensel olana etkisi ve katkısı da inkar edilemez bir gerçektir. Abant ruhu, Abant katılımcıları Türkiye nin sesidir, Türkiye nin demokrat sesidir. Abant toplantıları, cesaretle seçtiği konular, katılımcı profili, toplum ve devlet katmanlarında gördüğü ilgiyle Türkiye nin makul çözüm platformudur. Bu ülkede öteki leştirmeye en çok direnenler Abant ruhunu kavramış, Abant ın havasından teneffüs etmiş olanlardır. Ötekinin sorunlarına, ötekinin acılarına en çok duyarlı olanlar Abant ruhunu özümsemiş olanlardır. Her sorunun başında çözüm için uğraşan birileri varsa bugün, mutlaka o Abant Ruhu nun sınır tanımayan taşıyıcılarından birisidir. Dikkatle bakarsanız tanıyacaksınız, siyasette de, sosyal hayatta da, akademik dünyada da göreceksiniz onları Yeni Dönem Anayasa Bolu Abant 29 Nisan 1- Mayıs 2011 15

Abant Platformu Toplantıları nın Doğuşu Küresel Politikalar ve Ortadoğu nun Geleceği, Bolu - Abant, 14-15 Temmuz 2006 16 Abant Platformu, Türkiye nin siyasî hayatına öteden beri hâkim olagelmiş bulunan dogmatik eğilimlerin, demokratik gelişmelerin önündeki en kalıcı engeller arasında birinci sırada yer aldığı teşhisinden hareketle ortaya çıkmıştır. Cumhuriyetimizin 80 yıllık düşünce hayatında, bir dönem partilerin ideolojik saplantıları ile, bir dönem Türk - Kürt ayırımı ile, bir dönem sağsol sürtüşmeleri ile, bir başka dönem laik-antilaik gerilimi ile ve özellikle 90 lı yıllarla birlikte ise Siyasal İslam sorunu ile doludizgin devam edegeldi. Hiç şüphe yok ki bütün bu tartışmaların merkezinde din, devlet, İslam, laiklik ve demokrasi gibi kavramlar ve bunların birbiri ile olan ilişkisinin tam olarak tanımlanamaması yatıyordu. Abant Platformu, işte tam da bu noktada bir kırılma noktası oluşturdu. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı nın hoşgörü ve uzlaştırıcı tavrı ile öncülük ettiği Abant Platformunda yıllar boyunca bu kavramlar masaya yatırıldı. Abant ta yaşanan, bir süreçti. Kimilerine göre bu süreç bir Rönesanstı, kimilerine göre devrim gibi kararların alındığı sıradışı bir toplantı, kimilerine göre ise Türkiye nin dönüşümü ve değişimiydi. Abant Toplantıları, birbirinden çok farklı insanları biraraya getirdiği zaman henüz kafalar çok karışıktı. İslam ve demokrasi birbiriyle çelişmez diyen akademisyenlerle laikliği dinsizlik sayan ve öteki ile konuşulacak bir şeyi olmadığını düşünenler tartışma platformunda birlikte oldular. Önce her kelimeden tartışma çıktıysa da yemek ve çay molalarında yapılan sohbetler, insani duygular bir süre sonra herkesi kaynaştırdı. Dünyaya ve farklı görüşlere yelken açan akade-

misyen, politikacı ve medya mensupları karşılıklı önyargılarından kurtuldu. Türkiye nin ortak değerlerini ve zeminini oluşturmak için yıllardır gayret eden Abant Platformu adeta bir think-tank gibi çalışan bağımsız bir kuruluştur. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı bu toplantılarda sadece, Abant Platformu nu bilim ve kültür hayatımıza armağan eden sadece bir ev sahibi konumunda Geçmişten Geleceğe Abant Platformu?????????????????????????????????????????????????????????????????????????????????? Demokrasi herkese lâzım? Kuruluşu 1998 e uzanan Abant Platformu nun temel anlayışını ve hangi kaygılar üzerine inşâ edilmiş olduğunu, Mete Tuncay ın bu sözü gayet iyi ifâde ediyor. Türkiye de, dünyanın en ileri standartlarına uygun, sağlıklı ve iyi işleyen, çoğulcu ve katılımcı bir demokrasi düzeninin kurulması, Abant Platformu nun uğrunda gayret gösterdiği en temel hedef. Bu hedefin toplumumuz için ne kadar hayatî önemde olduğu, geride bıraktığımız yıllar boyunca yaşanan hadiselere bakıldığında, çok daha iyi anlaşılıyor olmalıdır. Günümüz Türkiye sindeki gelişmeler, çağdaş ölçülere uygun, deyim yerindeyse tam bir demokrasi nin yerleştirilmesi bakımından eskisine göre kıyas kabul etmez bir noktada olduğumuzu göstermektedir. Bu noktaya kolay gelinmediği gibi, bundan sonrası da kolay değildir ama, Türkiye toplumu, şimdi, başta bürokratik vesayet mekanizmaları olmak üzere demokrasi- 17

İslam, Demokrasi ve Laiklik: Türkiye Örneği, Washington-ABD, 20-21 Nisan 2004 nin önündeki tüm engelleri aşmak bakımından çok daha güçlüdür. Abant Platformu, Türkiye nin siyasî hayatına öteden beri hâkim olagelmiş bulunan dogmatik eğilimlerin, demokratik gelişmelerin önündeki en kalıcı engeller arasında birinci sırada yer aldığı teşhisinden hareketle ortaya çıkmıştır. Demokrasinin vazgeçilmez temeli, farklılıkların diyalog içinde olması ise, bu diyalogun gerçekleştirilmesi suretiyle demokrasinin güçlendirilmesi de Abant Platformu nu tanımlayan gerçekliktir. Bu bağlamda Abant Platformu, siyasetin kurumsal yapıları olan örneğin parlâmento veya siyasî partiler içindeki kalıplaşmış müzakere düzenlerinden farklı, zaman ve mekân boyutlarının izin verdiği azamî ölçülerde, tüm farklılıkların kendilerini özgürce ifâde edebildiği bir kamusallık anlayışıyla çalışmış ve çalışmaktadır. Türkiye nin en canalıcı toplumsal ve siyasî mes elelerinin ele alındığı Abant Toplantıları, 23 Mart 1998 deki İslâm ve Lâiklik toplantısından bu yana düzenli olarak devam etmektedir. Yeni Ana yasa, Medeniyetler Köprüsü Türkiye gibi kritik önemi hâiz 2007 toplantılarından sonra, 17. ve 18. Abant toplantıları, Kürt Sorunu: Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak başlığı altında gerçekleştirilmiştir. 4-6 Temmuz 2008 de Abant ta gerçekleştirilen ve Türkiye nin konuyla ilgili tüm kesimlerini kucaklamayı hedefleyen ilk toplantıda, Kürt Sorunu nun demokratik çoğulculuk anlayışı içinde çözülebileceği üzerinde birleşilmiştir. Türkiye deki Kürt Sorunu nun demokratik çözümünde, ortak tarihî ve kültürel değerler temelinde, Irak taki gelişmelerin de hayati önem taşıdığı kabul edilmelidir. Bu kabulden hareketle, 15-16 Şubat 2009 da Erbil de gerçekleştirilen ikinci toplantı, Türkiye nin Kürt Sorunu nu çözümü için ne gibi maddî ve manevî imkânların mevcut olduğunu ortaya koymayı amaçlamıştır. 2011 yılında önce Yeni Dönem Yeni Anayasa, ardından 12 Haziran 2011 seçimlerini değerlendirme toplantısı yapılmıştır. Bir yönüyle Kürt Sorunu na, bir diğer yönüyle ifâde ve örgütlenme ile din ve vicdan hürriyeti başta olmak üzere bireysel hak ve hürriyetlerle ilgili çarpıklıklara bağlanan bu konuda alınacak daha epeyce bir mesafe bulunmaktadır. Abant Patformu, 2012 yılında da bu mesafenin en kısa sürede katedilerek Türkiye nin ileri bir demokrasi seviyesine erişmesi yönündeki çabalarını sürdürme kararlılığında olacaktır. Prof. Dr. Levent Köker, Abant Platformu Dönem Başkanı 18

Ötekileştirmeden Öteki Olmak Sorun, birbirimizi öteki leştirmeden ortak bir yurttaşlık bilinci içinde bir arada yaşama iradesine erişmektir. Abant toplantıları vesilesi ile aydınlar ötekini de keşfediyorlardı. Farklılıkların zenginlik olduğu fikrini içselleştirerek birlikte yaşamanın felsefesini oluşturuyorlardı. Abant toplantıları, 1998 den bu yana düzenleniyor. Ülkemizin gelecekte de, çağdaş dünyayla uyumlu olarak demokratik ve özgür bir yaşam sürebilmesi için, bu toplantılara hakim olan diyalog ruhunun yaygınlaşmasını zorunlu görüyorum. Toplantılardaki tartışmalarımız, sorunların çözümleri konusunda aramızda farklılıklar olmakla birlikte, hepimizin temel insanlık değerlerini paylaştığımızı ortaya koydu. Bu hiç kuşkusuz, aynı kültür gelenekleri içinde yetişmiş olmamızdan ileri geliyordu. Laikliği doğru anlamalı ve doğru uygulamalıyız. Türkiye de dine inananlarla, dinin kafalardaki egemenliğini geriliğin hem nedeni hem belirtisi sayanlar arasında en az iki yüzyıldır bir çekişme var. Din konusunda bilinemezciliği (agnostizmi) benimsemiş biri olarak, hiçbir bilimin dinin karşıladığı manevi ihtiyaçları tatmin edemeyeceğini, onun yanıtlamak iddiasında olduğu soruları çözemeyeceğini düşünüyorum. Ama metafiziğe sığınmadan, özgür ve adil bir yaşam ahlakını kabul eden insanlar da bulunmaktadır. (Ben kendi payıma, onlardan biri olduğum kanısındayım.) Fakat bu görüşte olmak, bize ötekileri inançlarından zorla döndürmeye çalışmak hakkını vermez. Sorun, birbirimizi öteki leştirmeden ortak bir yurttaşlık bilinci içinde bir arada yaşama iradesine erişmektir. Bu düşüncelerle, Abant toplantılarında başlayan anlayışın gittikçe genişleyen çevrelere hakim olmasını, gelenekçilerle yenilikçilik arasındaki gerilimin sağlıklı bir biçimde aşılmasını diliyorum. Prof. Dr. Mete Tunçay, Bilgi Üniversitesi Abant Platformu 2005-2009 Dönem Başkanı Abant Platformu İlkeleri 1. Abant Platformu, Türkiye nin kendi alanında özgür ve özgün bir düşünce kuruluşudur. Platform, toplumun zengin kültür kaynaklarını, barış içinde birarada yaşamak ve toplumsal uzlaşmayı yaygınlaştırmak için uygun zemin kabul eder. 2. Abant Platformu demokrat bir tutum ve duruşla belli kurallar çerçevesinde her konuyu tartışmaya açık tutar. 3. Abant Platformu, küreselleşen dünyada benliğini koruyarak var olabilmenin küresel meselelere de çözüm önerileri sunabilmekten geçtiği anlayışıyla uluslararası programlar düzenler. 4. Abant Platformu Türkiye nin fikir yelpazesindeki bütün renkleri ve farklı sesleri bünyesinde bulundurmaya azamî gayret gösterir. 5. Her fikir, şiddete başvurmadığı, saygı ve fikir ölçüsü içinde kaldığı müddetçe, saygıya lâyıktır. 6. Abant, bir ortak akıl, ortak payda ve diyalog arayışının adıdır. 7- Abant Platformu, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı nın desteklediği bir çalışma grubudur. 19

Abant Platformu Çalışma Kuralları 1. Abant Platformu, ayda bir kez toplanan yönetim kurulunun aldığı kararlar çerçevesinde faaliyetlerini yürütür. 2. Abant Platformu adına düzenlenecek olan toplantı ve faaliyetlerin her biri için ayrı bir yürütme komisyonu tespit edilebilir. 3. Abant Platformu Yönetim Kuruluna gerekli görüldüğü takdirde yeni isimler teklif edilebilir. Yeni üye alımına oy birliğiyle karar verilir. 4. Abant Platformu konferans, sempozyum, panel toplantıları düzenler; basılı kitap ve araştırma raporları yayınlar; kamuoyu anketleri, ve yayınlar yapar. 5. Abant Platformu çalışmalarının neticesini en geniş manada kamuoyu ile paylaşmayı hedef alır. 6. Abant Platformu Yönetim Kurulu nda ihtisas komisyonları oluşturulur. Yönetim kurulundan bu komisyonlara başkanlar seçilir. Her komisyon kendi altında, Platformun amacına ve çalışma ilkelerine bağlı kişilerle çalışma grubu kurar. 7. Abant Platformu Yönetim Kurulu nda kararlar oy çokluğu ile alınır. Toplantılara katılamayan üyelere teklif ve kararlar bildirilir 8. Abant Platformu Yönetim Kurulu için iki yılda bir, Şubat ayında başkan ve genel sekreter seçimi yapılır. 9. Genel sekreter yönetim kuruluna karşı sorumludur; yönetim kurulu gündemini hazırlar ve takip eder. 10. Genel sekreter platform adına düzenlenecek programları örgütler ve yönetim kurulu çalışmalarını yürütür. Bazı Toplantıların Sonuç Bildirileri 12 Haziran Seçimlerini Değerlendirme Toplantısı - Ceylan İntercontinental Otel, Taksim, 16 Haziran 2011 20