Yıl: 3, Sayı: 9, Aralık 2016, s

Benzer belgeler
EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Metin Edebi Metin nedir?

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

Azrail in Bir Adama Bakması

Betül Erdoğan.

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

Yeni Türk Edebiyatında Kadıköy. 1. Adı Soyadı: Haluk ÖNER. 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd. Doç. Dr.

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu :Üniversite Derece Alan Üniversite Yıl Türk Lisans. Halk Atatürk Üniversitesi Türk Halk Hacettepe Üniversitesi 1971

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

Kitap Değerlendirmeleri. Book Reviews

içindekiler Önsöz 7 Motif ve Metin Merkezli Anlama - Açıklama Üzerine Düşünceler 9 Günümüz Adana Aşıklık GeleneğindeMizah 31

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Fen - Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

Vefatının 100. Yılında Sultan II. Abdülhamid ve Dönemi Uluslararası Kongresi

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

ÖZ GEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Oğuzhan KARABURGU 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu:

Takvimdeki Deniz (Şiir İncelemesi)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

Kültürel Belleğin Uzman Taşıyıcıları Olarak Âşıklar

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III

Pir Sultan ABDAL. Sana kıyanlar tarihin kara sayfalarında, sen ise milyonların kalbindesin Ey Ali Aşığı Pir Sultan

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Doç. Dr. Rıza BAĞCI

temlerini işlediği şiirlerinden bazıları: Yol Düşüncesi, Sessiz Gemi, Rintlerin Akşamı, Ufuklar, Mehlika Sultan.

Mustafa ARGUNŞAH-Hülya Hülya ARGUNŞAH (2007), Gagauz Yazıları, Türk Ocakları Kayseri Şubesi Yayınları, 296 s., Kayseri

TÜRK DÜNYASI MÜHENDİSLER VE MİMARLAR BİRLİĞİ

KURTULUŞ SAVAŞI KARTPOSTALLARI MEHMED İN HİKAYESİ *

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

Genezinli Eliçin Ailesi

ÖZ GEÇMİŞİM. Yüzüncı Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği / VAN ( )

-rr (-ratçi KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YAYINLARI: 961 HALDUN TANER. Mustafa MİYASOĞLU TÜRK BÜYÜKLERİ DİZİSİ : 98

AKŞEHİR ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ ÖĞRETİM YILI DİL VE ANLATIM DERSİ 11. SINIFLAR 1.DÖNEM 1.YAZILI YOKLAMASI

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Okudum harfini zihnim dolandı Yaralarım göz göz oldu sulandı Baktım çar köşede kadeh dolandı Nüş ettim pirlerin badesin tek tek

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 :

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

Get to know Hodja Dehhânî Through Other Poet s Poems:

ÖZGEÇMİŞ II. Akademik ve Mesleki Geçmiş

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

TEMEİ, ESER II II II

Perşembe İzmir Basın Gündemi

Savaş, kahramanlık ve vatan sevgisi gibi konuları destansı ve abartılı bir anlatımla işleyen şiirlerdir.

Ali Rıza Malkoç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS TÜRK SİYASİ TARİHİ I TST

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...III

Elveda Rumeli Merhaba Rumeli. İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa.

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ÇOCUK HAKLARI

Aşk Her Yerde mi? - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

1950 yılında yayımlamaya başladıkları derginin adına atfen Hisarcılar

ÖZGEÇMİŞ Yaşar Kemal in Romanlarında Toplumcu Gerçekçilik (devam ediyor)

SEVGİ, SAYGI ve YARDIMLAŞMA

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

Bacıyân-ı Rum. (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları)

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma. TDE117 Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı Doç. Dr. Beyhan Kanter A/4 A/4

e-imza Prof. Dr. Şükrü ŞENTÜRK Rektör a. Rektör Yardımcısı

EDEBİYAT. Celâleddîn Ergûn Çelebi GENC-NÂME HAZİNE KİTABI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

Bülent Ecevit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü

Bugün mihman gördüm gönlüm saz oldu. Mihman canlar bize safâ geldiniz. Kalktı gam kasavet bahar yaz oldu. Mihman canlar bize safâ geldiniz

DBY Ajans. This book has been supported by the Office of Scientific Research Projects of Istanbul Medeniyet University Istanbul, Turkey - March 2014.

TÜRK DİLİ-1. Yrd.Doç.Dr.Öğ.Yb. Ertan EROL

YRD. DOÇ. DR. ABDÜLKERİM GÜLHAN /4508.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI BAŞLANGIÇ

ÖZGEÇMİŞ. : Giresun Üni. Fen-Ed. Fak. Türk Dili ve Ed. Bl. : : /

Tablo 2: Doktora Programı Ortak Zorunlu-Seçmeli Dersler TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI GÜZ YARIYILI

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

İSTANBUL UN PENÇ HALLERİ. TA NER A L A KU Ş ve Ö Ğ R E NC İ L E R İ Mİ N YATÜR S E RG İ Sİ

ÖZGEÇMİŞ. Ekim Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Mimar Sinan Üniversitesi 1991 Marmara Üniversitesi 1994

ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr.

Yayın Değerlendirme / Book Reviews

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Kültür Nedir? Dil - Kültür İlişkisi

(d.1286/1869-ö.1319/1902) âşık

HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP

Kübra YILMAZ, Yudum HACIOĞLU, Kadri ŞAHİN, Abdülkadir Arslan

Anlama ve Yazma Becerileri

Zikir hareketleri, 1 li, 2 li, 3 lü ve 4 lü ritmlerden kuruludur. Bu ritmler, kendi içlerinde değişik hızlarda uygulanır.

Ömer Turhan. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Transkript:

Yıl: 3, Sayı: 9, Aralık 2016, s. 78-85 Mustafa ARSLAN 1 ÂŞIK SÜMMANÎ NİN TARİHİ OLAYLARA BAKIŞI Özet Bu makalede Âşık Sümmanî nin tarih anlayışı ve tarihi olaylara yaklaşımı ele alınmıştır. Sümmanî, âşık tarzı edebiyat geleneğinin önemli temsilcilerindendir. Yaşadığı dönem farklı ve önemli tarihi olayların yaşandığı bir bunalımlar devridir. Sümmanî kendinden önceki dönemin tarihi olaylarını, hem de içinde bulunduğu dönemi şiirlerine yansıtarak gelecek nesillerin bu olayları anlamasına imkân sunmuştur. Onun şiirlerindeki tarih yansımaları toplumun ortak belleği açısından birer hatırlama figürü olması bakımından önemlidir. Anahtar kelimeler: Sümmanî, tarih, bellek, hatırlama, aidiyet ÂŞIK SÜMMANÎ S APPROACH TO HISTORICAL EVENTS Abstract In this article, Âşık Sümmanî's approach to history and his approach to historical events are considered. Sümmanî is an important representative of the minstrel literature tradition. Sümmani's period is a devastating crisis in which different and important historical events are experienced. Sümmanî, by reflecting the historical events of the previous period and the poems of the period he was in, offered the opportunity for future generations to understand these events. The historical reflections in his poems are important in terms of being a remembrance figure in terms of the common memory of the society. Keywords: Sümmanî, history, memory, remembrance, belonging 1 Prof. Dr., Pamukkale Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü., marslan@pau.edu.tr.

Âşık Sümmanî nin Tarihi Olaylara Bakışı Geçmişle ilişki kurma, insanların içinde bulundukları ânı anlamlı ve şekilli kılmasının yollarından biridir. İnsanın geçmişle olan bağı bir yandan tarihi belge ve bilgiler, diğer yandan bir akış halinde oluşturulan zihinsel kodlamalarla kurulur. Geçmişle kurulan bu ilişkinin içeriği ve dizilişi tarih olarak adlandırılır. Tarih bir anlamda geçmişte olduğu bilinen olayların kronolojik sıralanmasının hikâyesidir (Dundes 2005: 306). Yani artık var olmayan zaman diliminde yaşanmış olayların, olup bitenlerin vesikalarla elde edilen hikâyesini, yaşanan zaman dilimine taşıyıp anlamak yahut anlatmaktan ibarettir. Diğer taraftan ise tarih, aynı zamanda yaşanmış geçmişte inşa edilen yahut vücut bulan düşünce, ilke veya kabullerden toplumsal hafızada kalan unsurların bugüne taşınması sürecini izlemektir. Bu iki yönü ile yazılan ve yaşanan olmak üzere, tarihin iki yönünden söz edilir. Bunlardan birincisi siyasal tarihi, ikincisi kültür tarihini ifade eder. Yazılan tarih, yaşanan tarihin binde biri bile değildir ve genellikle de merkezi yönetimin çevresiyle sınırlıdır. Farklı bir ifadeyle saray, bütün tarihsel olayların etrafında döndüğü bir merkezdir ve tarihçiler olayları merkezin görüşlerine uygun yazmak zorundadırlar (Türkmen 2005: 293). Yaşanan tarih veya kültür tarihi ise, resmi tarihçilerin yazamadıklarını yaşayan ve çeşitli şekillerde geniş kitlelere aktaran resmi olmayan kayıtçıların verilerinden oluşur. Bugün yaşanılan geçmiş hakkında o devirlerden kalma hatıralar, vesikalar, kitaplar veya eşya vasıtasıyla bilgi ediniriz. Ayrıca her zaman yaşanan tarihin toplumsal hafızada yer eden unsurlarını, sözlü kültür ortamlarında aktaran özel taşıyıcılar olmuştur (Assmann 2001: 57). Bu özel taşıyıcıların kendileri de halkın içinde olduklarından, bizatihi tarihi olayların doğrudan etkisinde kalırlar, onları yaşarlar ve tespit ederler. Âşıklar da bu türden tarihi olayları ve akış halinde oluşturulan zihinsel kodlamaları, eserlerinde dile getiren özel şahsiyetlerdir. Onlar, gerçekleştirdikleri icralar ve edebi üretimleriyle hem kendilerinin hem de yüz yüze veya dolaylı olarak iletişim kurdukları hedef kitlenin geçmişiyle ilişki kurma bağlamında önemli işlevlere sahiptirler. Türk kültür ve düşünce tarihinin farklı devirlerinde ve farklı havzalarında kam, ozan, baksı, ata, baba, dede, halk şairi, âşık gibi adlarla bilinirler. Aktarıcı ve sanatçı nitelikli bu özel şahsiyetler, yaşadıkları zaferleri, çektikleri sıkıntıları, acıları mısralara dökerler, hikâye ederler (Türkmen 2005: 294). Bir anlamda toplumun akış halinde kendine haslık ve süreklilik kazanan kültür tarihinin verilerini, bir âna, bir zaman dilimine ilişkin tespitlerle gelecek nesillerin anlamasına ve anlatmasına imkân sunarlar. Bu bağlamda, geçmişle ilişki kurmak ve bugünü anlamlı kılmak maksadıyla, âşıkların eserlerini de incelemek, onlardan elde edilen verilerle, tarihi süreci anlamak ve yorumlamak, özellikle 20. yüzyıl başlarından itibaren bilimsel bir çalışma alanı olarak şekillenmiştir. Konuyla ilgili yapılmış çalışmalar da bunu açıkça ortaya koymaktadır. Dolayısıyla burada Âşık Sümmanî nin tarihi olaylara bakışı nedir, bu olaylar onda nasıl duygular uyandırmış ve nasıl dile getirilmiştir gibi sorulara, ona ait olan veya düşünülen metinler üzerinden bazı cevaplar aranmaya çalışılacaktır. Bilindiği gibi Âşık Sümmanî nin yaşadığı elli üç yıllık ömür (1862-1915), toplumun pek çok yönden içinde bulunduğu tam bir bunalımlar devri ne rast gelmektedir. Bir yandan toplumsal alanda ortaya çıkan değişim-dönüşümler, diğer yandan dört bir cephede meydana gelen savaşlar, toplumun bütününü bir şekilde etkileyen çeşitli olaylara sebep olmuştur. Tabii olarak Sümmanî de, içinde bulunduğu konum ve sahip olduğu donanımlarla bu olayların doğrudan veya dolaylı etkilerine maruz kalmış, yaşadıklarını ve hissettiklerini mısralara dökerek gelecek nesillerin anlamasına ve anlatmasına imkân hazırlamıştır. Öte yandan Sümmanî, sözlü gelenek içinde yetişen ve icralarıyla âşık unvanı alan aktarıcı ve sanatçı nitelikli özel bir şahsiyettir. Kendilerinden önceki zaman dilimlerinde yaşanan ve özellikle sözlü gelenek yoluyla 79 Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı:9, Aralık 2016, s. 78-85

Mustafa Arslan kendilerine ulaşan bilgilerle de donanmış biri olarak, geçmiş, şimdi ve gelecek arasında zaman birleştirici bir işlev de üstlenmiş durumdadır. Bu düşüncelerden hareketle, Sümmanî nin tarihî olaylara bakışını, kanaatimizce iki farklı boyutta ele almak doğru olacaktır: 1. Yaşadığı dönemden önceki tarihî olaylar 2. Yaşadığı dönemdeki tarihî olaylar. Sümmanî nin yaşadığı dönemden önceki tarihî olaylara bakışı, din tarihi bağlamında yoğunlaşır. İslam ve tasavvuf düşüncesi içindeki çeşitli olaylar, âşığın şiirlerinde hatırlama figürleri olarak yer alır ve inanılan tarih algısı olarak yansıtılır. Yaradılış, Tufan, Miraç, Hicret, Kerbela, dinî şahsiyetler vb hatırlama figürleri üzerinden, geçmişte gerçekleştiğine inanılan olaylar, kendi zamanındaki olay ve olgulara sebep teşkil eden, anlam kazandıran bir özellikle dile getirilir. Ervah-ı ezelde levh-i kalemde/ Bahtımızı bir biçare yazdılar Gönül perişandır devr-i âlemde/ Bir günümü yüz bin zare yazdılar. 2 (s.259) Mısralarda Sümmanî nin, Elestü Bezm de gerçekleştiğine inanılan ve bugünkü durumunu anlamlandıran kaderin belirlenmesine ilişkin olaya yönelik tevekkülcü yaklaşımı görülür. Kader ezelden öyle yazıldığı için elden bir şey gelmez, onu değiştirmek mümkün değildir şeklindeki yaklaşım, aşığı içinde yaşadığı zor şartlara uyumlu kılar. Bundan rahatsız olunsa bile, isyan edilmez. Aşığın bu yaklaşımı eserlerinde sıkça tekrarlanan bir durumdur. Aşağıdaki mısralarda ise Nuh Tufanı na ve Hz. Süleyman a ilişkin hatırlama figürleri dikkat çeker: Nuh un gemisine bühtan edenler/ Yelken açıp yel kadrini ne bilir O Süleyman kuşdilini bilirdi/ Her Süleyman kuşdilini ne bilir. (s.293) 80 Bu ifadelerde de âşık, dünyada herkesin kendine biçilen rolü oynadığı, bunun dışına çıkamadığı ve bu yüzden farklı olayları, farklı özellikleri anlayamadığını şiirinde dile getirilir. Bir anlamda bilgisizliği eleştiren bir yaklaşım sergiler. Sümmanî nin şiirlerinde özellikle Hz. Peygamberin yaşadığı olaylar da, bellekte saklama, hatırlama ve aktarma çerçevesinde şekillenen, sözlü tarih/kültürel bellek gibi kavramlarla tanımlanan inanılan tarih olgusunun yansıtılmasında önem taşımaktadır. mısralarında Miraç, Aşkın penahında Miraç evinde/ İbtida hicapta ne gördü Resul Huzur-ı Maksutta bargâhında/ Esrara münasip ne sordu Resul. (s.214) İbtida şah ile eyledi hicret/ Girdi mağaraya ecline halvet Mara siper tuttu pûş olsun ceset/ Zehri de duvarda dermanda Sıddık. (s.204) mısralarında Hicret sırasında Sevr mağarasında yaşanan olay, icra ortamına katılanlara yönelik hatırlatma figürleri olarak kullanılır. 2 Parantez içinde sayfa numaraları gösterilerek alınan şiirler için bkz: Abdülkadir Erkal, Âşık Sümmanî, Fenomen Yayınları, Erzurum, 2007. Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı: 9, Aralık 2016, s. 78-85

Âşık Sümmanî nin Tarihi Olaylara Bakışı Aynı şekilde Muharrem ayı ve Kerbela olayı da, Sümmanî nin şiirlerinde geçmişle olan bağı kurmak anlamında kullanılan temel göstergelerdendir. Hz. Hüseyin in şehit edildiği Muharrem ayının onuncu günü ve Kerbela, bütün Müslümanların her yıl dönümünde üzüntüyle hatırladığı bir olaydır. Özellikle bazı Müslüman grupların daha yoğun duygularla yaşadığı bu elîm gün, Sümmanî de aidiyet bilincinin pekiştirilmesi bağlamında hatırladığı ve aktardığı önemli kodlamalardan biridir. Bazı mısralarını aldığımız aşağıdaki şiir buna güzel bir örnek olarak gösterilebilir: Artar bu sinemde daim ahı mah-ı Muharrem de Bağlanır sürur bendinin rahı mah-ı Muharrem de Çekerler hun, yakalar cak ederler ehl-i derd olan Bu gamda gamkeş olurlar ervahı mah-ı Muharrem de. Kâbe ehli bütün vardı kılalar deşt-i Kerbela Açıldı rıza-ı feyzin metaı mah-ı Muharrem de Nice kasdetti zalimler o cedd-i pak-i hünkâra Ya nice kılmasın Sümman vahı mah-ı Muharrem de. (s. 377) Görüldüğü gibi Kerbela da yaşanan vahim olay yüzyıllar sonra bile ehl-i dert olanlar gibi Sümmanî nin gönlünde de bir acıya sebep olmaktadır. Bu tavır, Yahya Kemal in İmparatorluğun yıkılışı karşısında duyduğu ıstırabı, hüznü dile getirdiği şiirleri hatırlatır. Ancak Her lahza bir alev gibi duyulan, o güne hasret değil hüzündür. O günler bir daha geri gelmeyecektir. Ancak onlardan kalan ıstıraba sadece vah etmek bile aşığa unutmamak ve hatırlamak bağlamında tatmin edici bir haz vermektedir. Ancak âşık, bir başka şiirinde Kerbela hatırlama figürü üzerinden farklı bir tavır sergiler: 81 Sümmanî der şu âlemde geçti ömrüm zar ile Kavuşamam nazlı yâre koydun bu efkâr ile Bugün Kerbela günüdür cengim var ağyar ile Cevr ü cefa bende çoktur sana borcum ne felek. (Kaya 2012: 27) Bu mısralardaki ifadeler meydan okuyucu ve destan üslubu içinde yansıyan aktif bir tavrın işaretleridir. Âşık vahim olayın üzüntüsünü hissedip vah demenin ötesinde, zamanı aşarak Kerbela günündeki düşmanla savaşmak arzusunu dile getirirken, tevekkülcü yaklaşımdan da sıyrılır, daha müdahil bir tavır sergiler. Verilen örneklerden de anlaşılacağı üzere Sümmanî, sözlü veya yazılı olsun, İslami Türk edebiyatında kalıplaşarak bir mazmun, bir motif olarak kullanılan tarihi olayları eserlerinde hatırlatmakta, kendine ve mensubu bulunduğu gruba ilişkin bir kimliklendirme ve aidiyet bilinci oluşturma bağlamında bunlardan faydalanmaktadır. Bu çerçevede kanaatimizce Sümmanî nin inanılan tarihi olaylar karşısındaki tavrının, bazen içinde bulunduğu gerçeklerden dolayı kabul ve tabi olma, bazen de bulunduğu realiteyi aşarak, hayali de olsa geçmişteki olayda taraf olma ve savaşma şeklindeki hareketlilik esasına dayandığını söylemek mümkündür. Sümmanî nin yaşadığı dönemdeki tarihî olaylara yaklaşımı ise, daha farklı özelliklere sahiptir. Bu bağlamdaki olayları yerel ve genel olmak üzere iki grupta toplayabiliriz. Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı:9, Aralık 2016, s. 78-85

Mustafa Arslan Bunlardan Tortum depremini anlatan Deprem Destanı, Narman ilçesine bağlı Şekerli köyündeki bir düğün sırasında çatının çökmesiyle yaşanan acı olayı anlatan Şekerli Köyünde Yıkılan Damın Destanı gibi örnekler, yerel olaylarla ilgilidir. Bu destanlarda yaşanan olaylar tasviri bir anlatımla dile getirilir. Hem aşığın hissettiği duygular hem de olay anında orada bulunanların ruh halleri ve davranışları, destanları dinleyenlerin veya okuyanların duygusal derinliklerine temas eden ve adeta onları da olayların içine çeken bir üslupla yansıtılır. Aşığın bu olaylar karşısındaki yaklaşımı da, yukarıda belirtilen dini olaylar karşısındaki kaderci/tevekkülcü tavırla aynıdır. Olaylar, yaşanılan ve gerçek olan olmakla birlikte doğal afettir veya kazadır. Dolayısıyla takdir-i İlahî dir ve insanın boyun eğmekten başka yapacağı bir şey yoktur. Bu anlamda, inanılan geçmişle ilgili temel kodlamalar ve hatırlama figürleri, Sümmanî nin doğal afet veya kaza nitelikli olaylar karşısındaki tavrını belirlemektedir. Sümmanî nin daha geniş kitleleri ilgilendiren yaşadığı dönemdeki tarihî olaylara yaklaşımı ise, yukarıdaki özelliklerden farklıdır. Gerek düşünce yapısı ve hayat tarzı bakımından toplumsal yapıda değişmelere yol açan olaylar, gerekse savaşlar, toprak kayıpları, zafer ve mağlubiyetler bağlamındaki olaylar karşısında Sümmanî, daha aktif, daha eleştirici ve daha mücadeleci bir yaklaşım sergiler. Örnek olarak; Halimden vasf edem devrolan demi Cihan halkı bütün berdare kaldı Değilsin müneccim bilmeziz zannın Neden fehm edersin dil zare kaldı. Hanidir mürüvvet hani adalet Kimi der hürriyet kimi der müsavat Herkes kendi fikrin eyler rivayet Akıl dane her kim kenare kaldı. Sümmani cuyun der, dü çeşmin hani Sermaye ettiler millete gamı Millete aydınlık derdin merhemi Bizi halk eyleyen Gaffar a kaldı. (s.180) şiiri, veya; 82 Nesine aldanam dar-ı dünyanın Dahi bundan böyle rahat mı kaldı Tutalım pâyını vahdethanenin Şimdiden gayrı lezzet mi kaldı. Tenden çıkan ruhlarımız saklandı Herkes dercesin buldu kaflandı Usul inceldikçe din zayıflandı Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı: 9, Aralık 2016, s. 78-85

Âşık Sümmanî nin Tarihi Olaylara Bakışı Erkânına doğru millet mi kaldı. Çok İslam terketti savm-ı salatı Bozulur işlemez haccı, zekâtı Yalnız dilde kaldı bir şahadatı Onda ihlas ile dikkat mi kaldı. (s.180-181) şiiri, bozulan toplum düzenine, bozulmanın temel sebeplerine ve çözüm noktalarına işaret eden ifadeleriyle, Sümmanî yi olaylar karşısında daha aktif, öğretici ve eleştirici bir konuma taşır. Sümmanî, devrinde yaşanan büyük savaşları veya yaptığı seyahatleri de şiirlerinde konu edinmiştir. Doksan Üç Harbi Destanı, Kahramanlık Destanı, Birinci Cihan Harbi Destanı, Hansarayı Destanı, Batum Destanı gibi şiirleri, onun bu olaylar karşısındaki tavrını ortaya koymaktadır. Âşık, bu şiirlerindeki olaylara bazen Yahya Kemal gibi destanî, bazen de Tanpınar gibi sükûnet ve mütevazı (Kaplan 1983: 112-113) nitelikli bir tavırla yaklaşır. Doksan Üç Harbi Destanı, Sultan Abdülhamit in bir yandan başarılı siyaseti ve kazandığı zaferleri öven diğer yandan onun tahtan indirilmesini, hürriyet ve eşitlik nutuklarıyla hor görülmesini bir ahmaklık olarak gören ifadelerle doludur. Kahramanlık Destanı ise, Birinci Dünya Savaşının başladığı yıllarda savaşa hazırlanan orduyu metheden, zafer beklentisi ile kaybedilen topraklara kavuşma hasreti çeken halktan bir insanın, saf ve samimi duygularını yansıtır. Ancak Birinci Cihan Harbi Destanı nda farklı cephelerden gelen haberler, âşığı bazen ümitsizliğe de sürükler. Aşağıdaki mısralar bunu yansıtmaktadır: Bu nice tahayyül bu nice karar Musavi renktedir kar ile zarar Sahibi sadaretten eyledi firar Vatana sahip gele mi bilmem. Yanlış renk gösterdi bağdaki güller Acaib mevkide öter bülbüller Pare pare oldu erbab-ı diller Garip zaman, güller sola mı bilmem. Bu dem zuhur eder er oğlu erden Doğmamış değildir rahm-ı maderden Bu vaktin ser kutbu adû ekberden Acep intikamım ala mı bilmem. Âşığın ifadelerindeki hareketlilik, hissedilen tedirginliği ve korkuyu yansıtmakla birlikte yaşanan olaylar karşısında düştüğü acizlik, rahm-ı maderden doğacak bir er oğlu erin devrin büyük düşmanından intikamını alacağı ümidiyle beklentiye dönüşür. Sümmanî nin savaşlara yönelik bu hareketli ve destanî yaklaşımı, Yahya Kemal in şiirlerindeki tarihi olaylara yaklaşımına benzer. Mehmet Kaplan a göre, Yahya Kemal in tarihe bakış tarzı umumiyetle destanîdir. O Süleymaniye de Bayram Sabahı nda bile camiin etrafında bir savaş havası yaratır. (Kaplan 1983: 112). Sümmanî ise, cephe gerisindeki insanlarda, savaşın ortaya 83 Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı:9, Aralık 2016, s. 78-85

Mustafa Arslan çıkardığı korku ve tedirginliği, ümit ve ümitsizlik arasında gidip gelen beklentiyi hareketli bir üslupla dile getirir. Bunu yaparken aynı zamanda, yaşanan kargaşanın sebeplerini de gösterir. Ona göre yaşanan sıkıntıların temel sebebi toplumun yanlış düşüncelere meyletmesi ve bozulmasıdır. Hürriyet, müsavat gibi fikirler, kargaşalara ve memleketin Halife-i ruy-ı zemin siz kalmasına yol açmıştır. Âşığın bu düşünceleri, onun milli bir tarih bilincinden çok, dini ve ümmetçi bir tarih bilincine sahip olduğunu, olaylara Osmanlılık nokta-i nazarından baktığını göstermektedir. Hansarayı Destanı nda ise daha farklı bir yaklaşım tarzı sezilir. Vardım Kırım ülkesine divanı Hansarayın Gönlümü müşerref etti dört yanı Hansarayın. Ol sarayı bezetmişler ne güzel nakış ile Gören gözler hun olup dolar çeşmi yaş ile Vardı payitaht yerine bu gönlüm sefa ile Şah o mevkiyi terk etmiş gör nice cefa ile. Seçilen bu mısralardan da anlaşılacağı üzere destan, tarihi olaylara ve özelliklere sahip bir şehrin ziyaret edilmesi anında, insanın derinliklerindeki duygu tellerinin titrediği, sevinç ve hüznün içiçe geçtiği kaotik bir ruh halini yansıtır. Mehmet Kaplan ın, Tanpınar ın Bursa da Zaman şiirinde tespit ettiği, hâlihazırdan, görünen küçük şeylerden maziye gitmek, geçmişe şimdiki zamanın ve kendi duygularının arasından bakmak şeklindeki mütevazı ve sakin (Kaplan 1983:112-113) tavır, Sümmanî nin bu şiirinde de hissedilmektedir. Âşık, Kırım hanlarının yaptırdığı Hansaray a varınca gönlü şerefli bir mutlulukla dolar, gördüğü nakışlar adeta gözlerinden kanlı yaşların akmasına sebep olur. Öte yandan hanların çeşitli cefalar ile terk ettiği makamlar onda hüzün yaratır. Sümmanî nin Kırım seyahatinde yaşadığı duygusal yoğunluk, muhtemelen onun kendi geçmişiyle kurduğu zamana ve mekâna bağlılık kodlamalarıyla ilgilidir. Bazı saha çalışmalarından elde edilen bilgilerde, asıl adı Hüseyin olan Sümmanî nin, aslen Ahıska muhaciri olan dedesi ve babasının Kırım dan göç ederek önce Narman ın Arıstı (Koçkaya) köyüne yerleştikleri ve yedi sene ikamet ettikleri, Sümmanî nin bu köyde doğduğu, daha sonra Samikale köyüne taşındıkları rivayet edilir (Yılmaz 2010: 16). Eğer bu bilgiler doğruysa, kanaatimizce âşığın Kırım a duyduğu muhabbet, tabii olarak ata yurdu özleminden kaynaklanmaktadır. 84 Sonuç olarak Sümmanî nin tarihi olaylara bakışı, olayların niteliği ve zamanı bakımından çeşitlilik gösterir. Dini tarih bağlamındaki inanılan olaylar karşısında pasif ve kabulcü, gerçek olduğu bilinen olaylar karşısında bazen çaresiz, bazen aktif, coşkulu bir tavır dikkat çeker. Yaşadığı zamana ilişkin tarihi olaylar karşısındaki tavrı ise, olayların niteliğine ve sebeplerine göre değişkenlik gösterir. Bazen daha hareketli ve müdahil olma arzusu, bazen sakin ve mütevazı duygu yoğunluğuyla olaylar arasında bir bağ kurulur. Genel anlamda ifade etmek gerekirse Sümmanî nin tarihi olaylara yaklaşımında ümmetçi ve Osmanlıcı bir grup anlayışının aidiyet bilinci etrafında şekillenmiş romantik bir bakış açısının hâkim olduğu söylenebilir. Ancak şiirlerinde bütün hüzün ve acı ifadelerine rağmen saf bir realizm ve objektiflik edasının hâkim olduğu da görülür. Tarihi olayların ifadesindeki imajlar gündelik Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı: 9, Aralık 2016, s. 78-85

Âşık Sümmanî nin Tarihi Olaylara Bakışı hayattan, tabiattan alınmıştır. Bu bakımdan Sümmanî de, daha çok dini-tasavvufi düşüncelerle şekillenen lirizm ve romantizmi, gündelik hayatın gerçekliğiyle kaynaştıran bir yaklaşımın olduğu söylenebilir. Öte yandan şiirlerinde, İslam öncesi veya sonrası Türk milli tarihine ilişkin olaylar hakkında, belirgin bir ize de rastlanmaz. Bu da, yaşadığı devir dikkate alındığında gayet normal bir zihinsel yapının sonucu olsa gerektir. KAYNAKLAR ASSMANN, Jan (2001); Kültürel Bellek, Çev: Ayşe Tekin, Ayrıntı Yayınları, İstanbul. DUNDES, Alan (2005); Tarih ve Mit, Halkbiliminde Kuramlar ve Yaklaşımlar-2, Yayına Hazırlayanlar: M. Öcal Oğuz-Selcan Gürçayır, Geleneksel Yay. Ankara, s.305-317. ERKAL, Abdülkadir (2007); Âşık Sümmanî, Fenomen Yayınları, Erzurum. KAPLAN, Mehmet (1983); Tanpınar ın Şiir Dünyası, Dergâh Yayınları, İstanbul. KAYA, Doğan (2012); Sümmanî nin Bilinmeyen Şiirleri, I. Uluslararası Âşık Sümmanî ve Âşıklık Geleneği Sempozyumu Bildirileri, Ankara, s.25-34. TÜRKMEN, Fikret (2005); Osmanlı Dönemindeki Önemli Olayların Âşık Şiirlerindeki Akisleri, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, S.V/2, İzmir, s.293-298. YILMAZ, İslam (2010); Narman da Âşıklık Geleneği ve Sümmanî Tesiri, PAÜ Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Bitirme Tezi, Denizli. 85 Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı:9, Aralık 2016, s. 78-85