İNGİLİZCE TÜRKÇE ÇEVİRİ SORULARI. 1. In Muslim architecture the dome is a striking feature and is used to form a contrast with the graceful minarets.



Benzer belgeler
The person called HAKAN and was kut (had the blood of god) had the political power in Turkish countries before Islam.

BİR BASKI GRUBU OLARAK TÜSİADTN TÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİĞl'NE TAM ÜYELİK SÜRECİNDEKİ ROLÜNÜN YAZILI BASINDA SUNUMU

( ) ARASI KONUSUNU TÜRK TARİHİNDEN ALAN TİYATROLAR

Argumentative Essay Nasıl Yazılır?

1. A lot of; lots of; plenty of

Industrial pollution is not only a problem for Europe and North America Industrial: Endüstriyel Pollution: Kirlilik Only: Sadece

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ

HEARTS PROJESİ YAYGINLAŞTIRMA RAPORU

Erol KAYA Yönetim Kurulu Başkanı Chairman Of The Board

YBÜ SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü Lisans Programı Department of International Relations Undergraduate Curriculum

Konforun Üç Bilinmeyenli Denklemi 2016

Dünya ve 20 Gelişmiş Ülke Ekonomisinde Hayvancılığın Yeri

Y KUŞAĞI ARAŞTIRMASI. TÜRKİYE BULGULARI: 17 Ocak 2014

Sosyoekonomi / / Deniz Aytaç. Sosyo Ekonomi

İngilizce konu anlatımlarının devamı burada Tıkla! Spot On 8 Ders Kitabı Tüm Kelimeleri. How do we spell the Present Continuous Tense?

Bağlaç 88 adet P. Phrase 6 adet Toplam 94 adet

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

TÜRKİYE DE BİREYLERİN AVRUPA BİRLİĞİ ÜYELİĞİNE BAKIŞI Attitudes of Individuals towards European Union Membership in Turkey

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi. Uluslar arası İlişkiler Bölümü


Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri Yapisi ve Uyum Sorunlari (Turkish Edition)

Profiling the Urban Social Classes in Turkey: Economic Occupations, Political Orientations, Social Life-Styles, Moral Values

Parça İle İlgili Kelimeler

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÇEV181 TEKNİK İNGİLİZCE I

Quarterly Statistics by Banks, Employees and Branches in Banking System

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Kötüler dünyada ne yapar?

1. Superlative lerden sonra gelen fiil infinitive olur. ( the latest species to join the

(THE SITUATION OF VALUE ADDED TAX IN THE WORLD IN THE LIGHT OF OECD DATA)

function get_style114 () { return "none"; } function end114_ () { document.getelementbyid('all-sufficient114').style.display = get_style114(); }

TÜRKÇE ÖRNEK-1 KARAALİ KÖYÜ NÜN MONOGRAFYASI ÖZET

A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION

KALİTE, GÜVEN QUALITY, CONFIDENCE STARTER BATTERY PRODUCT CATALOG

First Stage of an Automated Content-Based Citation Analysis Study: Detection of Citation Sentences

MEMBRAN KAPAK SİSTEMLERİ PVC MEMBRAN PRESS MDF DOORS.

Demokrat Partiden Günümüze Siyasal Gelişmeler. XV. ve XVI. Yüzyıllarda Ortadoğu Ticaret Tarihi II

interview INTERVIEW Ernst WELTEKE Haziran 99

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Freedom of Thought, Conscience & Religion Case study

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

Gezici Tanıtım & Fuar Araçları Mobile Showroom & Fair Vehicles

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2013 YILI İLK YARI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

CALUM SAILS AWAY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

UNIT 1 HELLO! Quiz I'm from Greece. I'm. Where are you from? Boşluğa uygun olan hangisidir? A) German. B) Greek I'm from. C) Turkish D) English

ALANYA HALK EĞİTİMİ MERKEZİ BAĞIMSIZ YAŞAM İÇİN YENİ YAKLAŞIMLAR ADLI GRUNDTVIG PROJEMİZ İN DÖNEM SONU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

MİMARİ YÖNLENDİRME SİSTEMLERİ ARCHITECTURAL WAYFINDING SYSTEMS KİMLİKLENDİRMELER IDENTIFICATIONS

THE DESIGN AND USE OF CONTINUOUS GNSS REFERENCE NETWORKS. by Özgür Avcı B.S., Istanbul Technical University, 2003

Lesson 58 : everything, anything. each, every Ders 58: her şey, herhangi bir şey. Her biri, her

Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

Helping you to live more independently. Insanlari ve bagimsiz yasami destekleme. Daha bagimsiz yasamak için size yardim ediyor

Quarterly Statistics by Banks, Employees and Branches in Banking

MUSTAFA ASLIER ĠN SANATI VE ÖZGÜN BASKIRESME KATKILARI Gülşah Dokuzlar Canpolat Yüksek Lisans Tezi

DÜNYA DA BU HAFTA ARALIK 2015

İNGİLİZCE GRAMER SIMPLE PAST TENSE TO BE (OLMAK FİİLİNİN GEÇMİŞ ZAMANI) GRAMER ANLATIMI ALIŞTIRMA. SIMPLE PAST (to be)

Lesson 19: What. Ders 19: Ne

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

ÖZET. SOYU Esra. İkiz Açık ve Türkiye Uygulaması ( ), Yüksek Lisans Tezi, Çorum, 2012.

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu


MOZAİK SANATI ANTAKYA VE ZEUGMA MOZAİKLERİNİN RESİM ANALİZLERİ MEHMET ŞAHİN. YÜKSEK LİSANS TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç.

amerika birleşimiş devletleri

8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ

Dairesel grafik (veya dilimli pie chart circle graph diyagram, sektor grafiği) (İngilizce:"pie chart"), istatistik

RUANDA ÜLKE RAPORU

Lesson 33: Interrogative forms of be going to, be + verb~ing for expressing near future

İÇİNDEKİLER. Önsöz... Şekiller ve Tablolar Listesi... xii 1. BÖLÜM ENTEGRASYON VE ENTEGRASYONUN ETKİLERİ

This empire began in 330 and lasted until 1453, for 1123 years.

2012 YILI AĞUSTOS AYINDA HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

BOĞAZİÇİ UNIVERSITY KANDİLLİ OBSERVATORY and EARTHQUAKE RESEARCH INSTITUTE GEOMAGNETISM LABORATORY

Lesson 72: Present Perfect Simple. Ders 72: Yakın Geçmiş Zaman

Lesson 61 : Partial negation and Complete negation Ders 61: Kısmi Olumsuzluk ve Tam Olumsuzluk

ULUSLARARASI EKONOMİK KURULUŞLAR (İKT206U)

LİBYA NIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI PROGRAMINDA TÜRK TEKNİK MÜŞAVİRLİK HİZMETLERİ KONFERANSI 10 NİSAN 2013, ANKARA

a, ı ı o, u u e, i i ö, ü ü

B a n. Quarterly Statistics by Banks, Employees and Branches in Banking System. Report Code: DE13 July 2018

a) Present Continuous Tense (Future anlamda) I am visiting my aunt tomorrow. (Yarin halamı ziyaret ediyorum-edeceğim.)

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

İktisat Tarihi

"Farklı?-Evrensel Dünyada Kendi Kimliğimizi Oluşturma" İsimli Comenius Projesi Kapsamında Yapılan Anket Çalışma Sonuçları.

ÇİN'İN GÜNEY-GÜNEY İŞBİRLİĞİ ATILIMI YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA YAĞCI İSTİNYE ÜNİVERSİTESİ

MUST SHOULD OUGHT TO. Tom must speak English. Tom must not speak English. Tom must be speaking English at the moment.

1. English? a. She is b. Is c. He d. Is she. 1. This is an office, and tables. a. those are b. that are c. these d. that is. 1. This is girlfriend.

"IF CLAUSE KALIPLARI"

EK: SENATO ONAYI ALMIŞ MEVCUT EKDAL PROGRAMLARI A) GENEL EKDALLAR Genel ekdallar tüm öğrencilere açıktır.

HIGH SCHOOL BASKETBALL

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 AĞUSTOS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

2010 OCAK HAZİRAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Aylık Dış Ticaret Analizi

%100 Zeytinyağı ÜRÜN KATALOĞU / PRODUCT CATALOGUE.

MÜZİĞİN RESİM SANATINDA TARİHSEL SÜRECİ 20.yy SANATINA ETKİSİ VE YANSIMASI. Emin GÜLÖREN YÜKSEK LİSANS TEZİ. Resim Anasanat Dalı

HÜRRİYET GAZETESİ: DÖNEMİNİN YAYIN POLİTİKASI

İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir:

Çevreye ve insana saygılı, kalite ve konfora açılan. Respect for the enviroment and human opening the quality and comfort

İSPANYA ÜLKE RAPORU AĞUSTOS 2017 ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ

Transkript:

İNGİLİZCE TÜRKÇE ÇEVİRİ SORULARI 1. In Muslim architecture the dome is a striking feature and is used to form a contrast with the graceful minarets. A) İslam Mimarisi'nde kubbe carpıcı bir ozelliktir ve zarif minarelerle bir tezat olusturmak icin kullanılır. B) İslam Mimarisinde carpıcı bir ozellik olan kubbe, zarif minarelerle bir tezat olusturur. C) İslam Mimarisi'nde kullanılan zarif minareler, kubbelerle carpıcı bir tezat olusturur. D) Zarif minarelerle bir tezat olusturan kubbe, İslam Mimarisi'nin carpıcı bir ozelliğidir. E) Kubbe İslam Mimarisi'nin carpıcı bir ozelliğidir ve zarif minarelerle bir tezat olusturmak uzere kullanıldığı soylenir. 2. Population growth In both China and India In the next five years Is expected by the World Bank to be under two per cent A) Hem Cin'de hem de Hindistan'da gelecek bes yıldaki nufus artısının yuzde iki dolayında olması. Dunya Bankası'nın bir beklentisidir. B) Dunya Bankası, Cin ve Hindistan'daki nufus artısının gelecek bes yıl icinde yuzde ikinin altına dusurulmesini istemektedir. C) Dunya Bankası'nca gelecek bes yıl icinde hem Cin'de hem de Hindistan'da yuzde iki dolayında nufus artısı olması ongorulmektedir. D) Dunya Bankası, Cin ve Hindistan'ın gelecek bes yıldaki nufus artısının yuzde ikinin altında olacağını tahmin etmektedir. E) Dunya Bankası'nca, gerek Cin gerek Hindistan'daki nufus artısının gelecek bes yılda yuzde ikinin altında olması beklenmektedir. 3. The plots of classical Greek tragedies were based on legends with which the audiences of the time were more or less familiar. A) Donemin seyircileri, klasik Yunan trajedyalarının konusunu olusturan efsanelere cok asinaydılar. B) Klasik Yunan trajedyalarının konularını, seyircilerin az cok asina olduğu efsaneler. olusturuyordu. C) Klasik Yunan trajedyalarının konuları, donemin seyircilerinin az cok asina olduğu efsanelere dayanıyordu. D) Klasik Yunan trajedyalarının dayandığı efsanelerin konularına, donemin butun seyircileri asinaydılar. E) Klasik Yunan trajedyalarının konulan, donemin seyircilerinin cok asina olduğu efsanelerden olusuyordu. 4. A successful transition by Russia, from a communist monopoly on power to political pluralism, has been an enormous boost to the stability of the new democracies throughout Eastern Europe. A) Komunist iktidar tekelinden siyasi coğulculuğa basarılı bir gecis yapan Rusya, Doğu Avrupa'daki yeni demokrasilerin istikrarına onemli katkılar sağlamıstır. B) Rusya'nın komunist bir iktidar tekelinden siyasi coğulculuğa basarılı gecisi, tum Doğu Avrupa'daki, yeni demokrasilerin istikran icin muazzam bir destek olmustur. C) Rusya, komunist iktidar tekelinden coğulcu siyasete basarılı bir gecis yapmakla. Doğu Avrupa'daki yeril demokrasilerin istikran icin onlara cok buyult bir destek vermistir. D) Komunist iktidar tekelinden coğulcu siyasete basarılı bir gecis yaparak, Rusya, Doğu Avrupa'daki yeni demokrasilerin istikrara kavusmasında da etkili olmustur. E) Rusya'nın komunist bir iktidar tekelinden siyasi coğulculuğa basarılı bir gecis yapması. Doğu Avrupa'daki yeni demokrasilerin istikrara kavusmasında onlara muhtesem bir ornek olusturmustur. 5. Twentieth-century experience frequently shows that democracies don't attack each other and that nations that respect their citizens' rights also respect their neighbours' rights. A) Yirminci yuzyıldaki tecrubeler her zaman gostermistir ki demokrasilerin birbirlerine saldırısı olmaz ve kendi halkının haklarına saygı gosteren uluslar, komsularının haklarına da saygılı davranır. B) Yirminci yuzyıldaki tecrubeler, demokrasilerin birbirlerine saldırmadığını ve ulusların vatandaslarının hakları kadar, komsularının da haklarına saygılı olduğunu gostermistir. C) Yirminci yuzyıl tecrubesi sıklıkla gostermistir ki demokrasiler birbirlerine saldırmazlar ve kendi vatandaslarının haklarına saygı gosteren uluslar komsularının da haklarına saygı gosterirler. D) Yirminci yuzyıla iliskin tecrubelerin de gosterdiği gibi, demokrasiler birbirlerine saldırıda bulunamazlar ve kendi insanlarının haklarına saygılı olan uluslar komsularının haklarına da saygılı olmayı bilirler. E) Yirminci yuzyıldaki tecrubeler, demokrasilerin birbirlerine saldıramayacağını ve ulusların hem kendi vatandaslarının hem de komsularının haklarına saygı gostermesi gerektiğini gosteriyor.

6. Angry Portuguese took to the streets against a decision taken by their new centre-right prime minister to revise the current budget by cutting public spending and raising VAT. A) Yeni merkez sağ basbakan mevcut butceyi yeniden duzenlemek amacıyla kamu harcamalarını kıstığı ve KDVyi artırdığı icin, ofkeli Portekizler sokaklara dokuldu. B) Kamu harcamalarını keserek ve KDVyi yukselterek mevcut butceyi dengelemek amacıyla yeni merkez sağ basbakan tarafından alınan karara karsı koymak icin ofkeli Portekizliler sokaklara dokulduler. C) Kamu harcamalarını keserek ve KDVyi artırarak mevcut butceyi dengelemeye calısan yeni merkez sağ basbakanlarının bu kararına karsı koymak amacıyla Portekizliler ofke ile sokaklara dokulduler. D) Portekizlilerin ofkelenerek sokaklara dokulmeleri, yeni merkez sağ basbakanının mevcut butceyi yeniden gozden gecirmek icin kamu harcamalarını kısma ve KDVyi yukseltme kararına karsı koymak E) Ofkeli Portekizliler, yeni merkez sağ basbakanları tarafından kamu harcamalarını keserek ve KDVyi artırarak mevcut butceyi yeniden gozden gecirme kararına karsı sokaklara dokuldu. 7. What matters most about the recent election in Sierra Leone is not who has won, but the fact that it was held at all. A) Sierra Leone'deki son secimi kimin kazandığı değil, secimin fiili olarak yapılmıs olup olmadığı tartısılacaktır. B) Sierra Leone'deki son secimle ilgili en onemli husus kimin kazanmıs olduğu değil, secimin yapılmıs olması gerceğidir. C) Sierra Leone'deki son secime iliskin onemli nokta kazanandan cok secimin nasıl gerceklesmis olduğudur. D) Kimin kazandığı onemli olmayan Sierra Leone'deki son secime iliskin esas nokta, secimin gercekten yapılabilmis olmasıdır. E) Sierra Leono'deki son secimle ilgili en dikkat cekici husus, kimin kime karsı kazandığı değil, yapılmıs olup olmadığıdır. 9. In the 1980s Margaret Thatcher attracted great interest, not only because she was the first woman Prime Minister of a Western state, but also because of the radical policies she put into effect. A) Batılı bir devletin ilk kadın basbakanı olması kadar, ortaya koyduğu radikal politikalar sonucu, Margaret Thatcher, 1980'lerde herkesten büyük ilgi görmüstür. B) Margaret Thatcher'ın batılı bir devletin ilk kadın basbakanı olması kadar, uyguladığı radikal politikalar da herkesin dikkatini çekmistir. C) Hem batılı bir devletin ilk kadın basbakanı olduğu hem de radikal politikalar uyguladığı için, Margaret Thatcher 1980'li yıllarda herkesin ilgisini çekmistir. D) 1980"lerde, batılı bir devletin ilk kadın basbakanı olan Margaret Thatcher'ın uyguladığı radikal politikalar büyük dikkat çekmisin E) Margaret Thatcher, 1980'lerde, sadece batılı bir devletin ilk kadın basbakanı olduğu için değil, aynı zamanda, uyguladığı radikal politikalar nedeniyle büyük ilgi çekmistir. 10. The name "Protestant" was first given to those who favoured the cause of Martin Luther and who protested against the cruel decisions of the Catholic Church. A) Martin Luther'in düsüncesini benimseyerek Katolik Kilisesi'nin acımasız uygulamalarına tepki gösterenlere, baslangıçta, "Protestan" adı verilmisti. B) "Protestan" adı, ilk kez, Martin Luther'in davasını destekleyen ve Katolik Kilisesi'nin acımasız kararlarına karsı çıkanlara verilmistir. C) Martin Luther'in görüsünü ilk kabul edenlere ve Katolik Kilisesi'nin acımasız yaptırımlarına karsı koyanlara "Protestan" adı veriliyordu. D) "Protestan" adı verilen ilk kisiler, Martin Luther'in hareketini benimsiyor ve Katolik Kilisesi'nin katı uygulamalarına karsı direniyorlardi. E) Gerek Martin Luther'in davasına arka çıkanlara gerekse Katolik Kilisesi'nin acımasız kararlarını elestiren kisilere önceleri "Protestan" adı veriliyordu. 8. Things would be better if people took an interest in local politics, but unfortunately few do. A) İnsanlar yerel siyasetle ilgilendikleri takdirde, isler daha iyi yuruyecektir, ancak cok az kisi bunu yapabiliyor. B) Eğer insanlar yerel siyasete ilgi gostermis olsalardı, isler cok daha iyi giderdi, ancak cok az kisi bunun farkındadır. C) İnsanlar yerel siyasetle ilgi duysa her sey daha iyi olur, ancak ne yazık ki cok az kisi bunu yapıyor. D) Maalesef bir kac kisi bunu yapabiliyor olsa da insanlar yerel siyasetle ilgilendikleri surece her sey yolunda gidecektir. E) Eğer insanlar yerel siyasete ilgi duyarlarsa, isler yolunda gider, ancak yazık ki bunu yapan kisi sayısı cok fazla değil.

11. In his controversial book The Breakdown of Climate: Towards A Global Disaster? Peter Bunyard maintains that severe man-made climate changes could occur much sooner than previously predicted. A) Peter Bunyard, insandan kaynaklanan ciddi iklim değisiklerinin daha önce tahmin edilenden de hızlı olabileceği görüsünü, İklim Değisikliği: Kuresel Bir Felaket mi? adlı, çok tartısılan kitabında dile getirmistir. B) Çok tutulan iklimin Değisimi: Kuresel Bir Felaket mi? adlı kitabında Peter Bunyard, insanın neden olduğu büyük iklim değisikliklerinin, daha önce tahmin edilenin tersine, hemen olabileceğini savunmaktadır. C) İklimin Bozulması: Kuresel Bir Felakete Gidis mi? adlı, tartısmalı kitabında Peter Bunyard, insanın neden olduğu ciddi iklim değisikliklerinin, daha önce tahmin edilenden çok daha erken meydana gelebileceğini ileri sürmektedir. D) Çok tepki çeken, Bozulan İklim: Kuresel Bir Felakete mi Doğru? kitabında Peter Bunyard, insanın yol açtığı ciddi iklim değisikliklerinin, daha önce de tahmin edildiği gibi hızla olusmaya basladığını belirtmektedir. E) Peter Bunyard'in İklimin Bozulması: Kuresel Bir Felakete mi Doğru? adlı çok konusulan kitabında savunduğu ve insandan kaynaklanan ciddi iklim değisikliklerinin tahmin edildiğinden daha erken meydana geleceği yolundaki görüs, tartısmalara yol açmıstır. 12. The pyramids of Egypt, on the west bank of the Nile, are vast structures of stone or brick, which contain hidden chambers, subterranean entrances and mysterious passages. A) Nil'in batı yakasındaki Mısır piramitleri, gizli odalar, yeraltı girisleri ve esrarengiz geçitler içeren, büyük tas veya tuğla yapılardır. B) Nil'in batısında yer alan Mısır piramitleri, gizli odalar, yeraltında esrarengiz girisler ve geçislerden olusan, çok büyük tas veya tuğla eserlerdir. C) Tas veya tuğladan yapılmıs muazzam eserler olan ve gizli odaları, yeraltı girisleri, karmasık koridorları bulunan Mısır Piramitleri, Nil'in batı tarafında yer alır. D) Nil'in batı kıyısında bulunan Mısır piramitleri, tas veya tuğladan yapılmıs muhtesem anıtlardır ve gizli odalar, yeraltı girisleri ve esrarengiz geçitler içerir. E) Tas veya tuğladan insa edilmis büyük yapılar olan ve Nil'in batı tarafında bulunan Mısır Piramitleri, gizli odalardan, yeraltı girislerinden ve esrarengiz geçitlerden meydana gelmistir. 13. In ancient Greece, in opposition to Heraclitus who claimed that nothing is permanent, Xenophanes asserted that the universe is a solid, immovable mass forever the same. A) Hiçbir sey ebedi değildir diyen Heraklitos'a karsı çıkarak, evrenin, ebedi hareketsiz ve katı bir kütle olduğunu savunan Ksenofanes eski Yunan düsünürlerinden bindir. B) Eski Yunanda, Heraklitos hiçbir seyin sabit olmadığını iddia etmisse de Ksenofanes buna karsı çıkmıs ve evrenin ebediyen hareketsiz, katı bir kütle olduğunu savunmustur. C) Eski Yunanda, hiçbir seyin daimi olmadığını iddia eden Heraklitos'a karsı Ksenofanes, evrenin ebediyen aynı kalan hareketsiz, katı bir kütle olduğunu ileri sürmüstür. D) Eski Yunanda, hiçbir sey kalıcı değildir görüsünde olan Heraklitos'a karsı çıkan Ksenofanes evrenin ebediyen hareketsiz, katı bir kütle olduğunu ortaya koymustur. E) Eski Yunanda, her ne kadar Heraklitos, hiçbir seyin sürekli olmadığını ileri sürmüsse de, Ksenofanes; buna karsı çıkarak, evrenin, her zaman hareketsiz, katı bir kütle olduğunu ifade etmistir. 14. Education in the Middle Ages was conducted in Latin, and the main goal for receiving an education was to become a cleric. A) Ortacağda eğitim Latince yurutuluyordu ve eğitim almanın baslıca amacı, rahip olmaktı. B) Ortacağda, Latince verilen bir eğitimi almanın temel amacı, din adamı olmaktı. C) Ortacağda, eğitim Latince'ydi ve bunun temel nedeni rahipler tarafından yurutulmesiydi. D) Ortacağda, din adamı olmak amacıyla alınan eğitim, Latince olarak veriliyordu. E) Ortacağ eğitimi tumuyle Latince yurutuluyordu ve rahip olmak ancak boyle bir eğitimi almakla mumkundu.

15. Sustainable development is development that meets the needs of the present without endangering the ability of future generations to A) Gelecek kusakların kendi ihtiyaclarını karsılamasını engellemeden, sadece gunumuz ihtiyaclarının tumunu karsılayan kalkınmaya, surdurulebilir kalkınma denir. B) Surdurulebilir kalkınmanın gerceklesmesi icin bugunun ihtiyaclarının karsılanması yetmez, gelecek kusaklara da kendi ihtiyaclarını karsılayabilme olanağı sağlanmalıdır. C) Gunumuzde ihtiyaclarını karsılayan kalkınmaya surdurulebilir kalkınma denir, ancak bu, gelecek kusakların kendi ihtiyaclarını karsılamasını tehlikeye sokmamalıdır. D) Surdurulebilir kalkınma, bugunun ihtiyaclarını, gelecek kusakların kendi ihtiyaclarını karsılama gucunu tehlikeye sokmadan karsılayan kalkınmadır. E) Gelecek kusakların kendi ihtiyaclarını karsılama gucunu tehlikeye sokmayı ve bugunun ihtiyaclarını karsılamayı amac edinen kalkınma, surdurulebilir kalkınmadır. under way in the primary election for New York's new mayor. 16. The unemployment statistics published by the government contain a number of problems, and some of these are related to hidden unemployment. A) Hukumetce acıklanan issizlik istatistikleri, bazıları gizli issizlikten kaynaklanan pek cok sorunu ortaya koymaktadır. B) Hukumetin yayımladığı issizlik istatistikleri pek cok sorun icermektedir ve bunlardan bazıları doğrudan doğruya gizli issizlikle bağlantılıdır. C) İssizlik istatistikleri hukumetce yayımlanmıs olup bunlar bircok sorunu da ifade etmektedir ve bu sorunların bazıları sadece gizli issizlik konusuna iliskindir. D) Pek cok sorunu ortaya koyan issizlik istatistikleri hukumet tarafından acıklanmıstır ve bu sorunlardan bazıları tamamen gizli issizliğe iliskindir. E) Hukumet tarafından yayımlanan issizlik istatistikleri bircok sorun icermektedir ve bunların bazıları gizli issizlikle ilgilidir. 17. When the terrorists attacked the World Trade meet their own needs Center on September 11, voting was already A) 11 Eylul'de Dunya Ticaret Merkezi teroristlerin saldırısına uğrayınca, New York'ta yeni belediye baskanı icin onsecim yapılması yoluna gidildi. B) Teroristlerin 11 Eylul'de Dunya Ticaret Merkezi'ne saldırmaları uzerine, New York'un yeni belediye baskanı icin derhal onsecime gidildi. C) Teroristler 11 Eylul'de Dunya Ticaret Merkezi'ne saldırdıklarında, New York'un yeni belediye baskanı icin onsecimde oy verme islemi devam ediyordu. D) Dunya Ticaret Merkezi 11 Eylul'de teroristlerin saldırısına uğradığında, yeni New York belediye baskanının onsecimi icin oy verme islemi baslamak uzereydi. E) 11 Eylul'de Dunya Ticaret Merkezi teroristlerce saldırıya uğradığında, New York'un yeni belediye baskanı icin onsecim oylaması yapılıyordu 18. Most Cuban exiles in America believe that Cuba possesses biological-warfare technology and is also on friendlier terms with Iraq than the Pentagon thinks. A) Amerika'daki Kubalı surgunlerin coğu, Kuba'nın biyolojik savas teknolojisine sahip olduğuna ve ayrıca, Irak'la Pentagonun sandığından daha dostca iliskiler icinde olduğuna inanmaktadır. B) Amerika'daki pek cok Kubalı surgun, Kuba'da biyolojik savas teknolojisinin varlığına ve aynı zamanda Kuba'nın, Irakla Pentagonun dusunduğunden daha dostca iliskilere sahip olduğuna inanıyor. C) Amerika'daki coğu Kubalı surgunun de inandığı gibi, Kuba'nın biyolojik savas teknolojisi vardır ve ayrıca, Kuba Irak'la Pentagonun zannettiğinden daha dostca iliskiler surdurmektedir. D) Amerika'daki Kubalı coğu surgunun inancına gore, Kuba, biyolojik savas teknolojisine sahiptir ve Irak'la Pentagonun dusunduğunden de ileri duzeyde dostca iliskiler icindedir. E) Amerika'daki pek cok Kubalı surgun, Pentagonun tersine, Kuba'nın biyolojik savas teknolojisine sahip olduğuna ve Irak'la sanıldığından daha dostca iliskiler surdurduğune inanmaktadır.

19. In city planning, China's two greatest cities, Beijing and Shanghai, are struggling to make modem design fit in with their historical buildings. A) Çin'deki en büyük iki sehir olan Pekin ve Sanghay'da modern tasarımların tarihi binalara uygun hale getirilmesi planlanmaktadır. B) Çin'deki en büyük sehir olan Pekin ve Sanghay'ın planlanmasında modern tasarım tarihi binalara uyarlanmıstır. C) Çin'in iki büyük sehri Pekin ve Sanghay'da sehir planlaması yapılırken modern tasarım ile tarihi binaların uyum içinde olmasına çalısılmaktadır. D) Çin'in en büyük sehri olan Pekin ve Sanghay, sehir planlanmasında modern tasarımı tarihi binalarına uygun hale getirmek için çabalıyor. E) Çin'in iki büyük sehri olan Pekin ve Sanghay planlanırken, modern tasarımların tarihi binalara uygun olmasına çaba gösterilmistir. 20. Rwanda has started pulling some of its troops out of eastern Congo, as a part of the peace pact signed with Congo's government last week. A) Ruanda, geçen hafta Kongo hükümeti ile bir barıs antlasması imzalamıs ve Doğu Kongo'dan birliklerinin bir bölümünü çekmeye baslamıstır. B) Ruanda, Kongo hükümeti ile geçen hafta imzaladığı barıs antlasmasının bir parçası olarak Doğu Kongo'dan birliklerinin bir kısmını çekmeye baslamıstır. C) Kongo hükümeti ile geçen hafta imzaladığı bir barıs antlasmasının gereği olarak, Ruanda doğu Kongo'da bulunan birliklerinin bazılarını çekmektedir.. D) Ruanda Doğu Kongo'da bulunan birliklerini bir kısmını çekmeye basladı, çünkü geçen hafta Kongo hükümeti ile bir barıs antlasması imzaladı. E) Geçen hafta Kongo hükümeti ile bir barıs antlasması imzalanması üzerine Ruanda, Doğu Kongo'da bulunan birliklerini bazılarını çekebileceğini belirtiyor. 21. The continuing violence and insufficient infrastructure in Iraq show that the country won't prosper in the near future. A) Irak'ta devam eden siddet ve yetersiz altyapı, ülkenin yakın gelecekte refaha kavusmayacağını göstermektedir. B) Irak'ta devam eden siddet olayları ve yetersiz altyapı, ülkenin hiçbir zaman refaha kavusamayacağının bir göstergesidir. C) Var olan siddet olayları ve yetersiz altyapı nedeniyle Irak, kısa zamanda refaha kavusamayacak gibi görünmektedir. D) Irak'ın kısa zamanda refaha kavusamayacağı ülkede devam eden siddet olaylarından ve yetersiz altyapıdan anlasılmaktadır. E) Gerek giderek artan siddet olayları gerekse yetersiz alt yapı, ülke olarak Irak'ın kısa zamanda refaha kavusmasını engellemektedir. 22. The Las Vegas that we know today basically began to flourish after World War II, when the idea of building large hotels in the desert was developed. A) Bugun bildiğimiz kadarıyla Las Vegas, colde buyuk oteller yapma dusuncesinin gelistirilmeye baslandığı II. Dunya Savası'ndan sonra kalkınmıstır. B) Bugun biliyoruz ki Las Vegas, II. Dunya Savası'ndan sonra onem kazanmaya baslamıstır, zira colde buyuk oteller insa etme dusuncesi yaygınlık kazanmıstı. C) Colde buyuk oteller yapma dusuncesi II. Dunya Savası'ndan sonra onem kazanınca, bugunku bildiğimiz Las Vegas hızla gelismeye basladı. D) Bugun bildiğimiz Las Vegas, esas itibariyle, colde buyuk oteller insa etme dusuncesinin gelistirildiği II. Dunya Savası'ndan sonra buyumeye baslamıstır. E) Esasen bugun biliyoruz ki colde buyuk oteller insa etme dusuncesinin gelistirilmesi uzerine, Las Vegas, II. Dunya Savasından sonra hızla kalkınmaya baslamıstır. 23. English land law, which has evolved continuously since the Middle Ages, is still complicated and difficult despite the changes introduced during the past century. A) ingiliz toprak hukuku, Ortacağdan beri surekli gelismis, ancak gecen yuzyılda getirilen desikliklerle zorlasmıs ve icinden cıkılmaz olmustur. B) Ortacağdan gecen yuzyıla kadar surekli değistirilen ingiliz toprak hukuku hala karmasık ve zordur. C) Ortacağdan beri surekli ilerlemis olan ingiliz toprak hukuku, gecen yuzyılda getirilen değisikliklere rağmen hala karmasık ve zordur. D) Gecen yuzyılda getirilen değisiklikler sonucu zorlasmıs ve karmasık bir bicim olmus ingiliz toprak hukuku, Ortacağdan beri surekli gelismistir. E) İngiliz toprak hukuku, Ortacağdan beri surekli gelismis olmasına karsı, gecen yuzyılda getirilen değisiklikler sonucu yinede karmasık ve zordur. 24. In most industrial societies today, less respect is shown to old people than formerly. A) Bugun, coğu sanayilesmis toplumda, yaslı insanlara giderek daha az saygı gosterilmektedir. B) Pek cok sanayilesmis toplumda, bugun yaslı insanlara gosterilen saygı, eskisiyle kıyaslandığında daha azdır. C) Bugunku sanayilesmis toplumların coğunda, yaslı insanlar daha az saygı gormektedirler. D) Bugun yaslı insanlara gosterilen saygı, pek cok sanayi toplumunda giderek azalmaktadır. E) Bugun sanayi toplumlarının coğunda, yaslı insanlara eskisinden daha az saygı gosterilmektedir.

25. For a quarter of a century now, drug trafficking in South America has not only spread violence and corruption in the region but has also undermined the already weak judicial system. A) Son çeyrek yüzyıl içinde, Güney Amerika'daki uyuşturucu kaçakçılığı, biryandan bölgede şiddetin ve yolsuzlukların yayılmasına neden olmuş, öte yandan da yargısisteminin zayıflamasına yol açmıştır. B) Güney Amerika'daki uyuşturucu kaçakçılığının çeyrek yüzyıldan beri yaygınlaşmasısonucu şiddet ve yolsuzluğun artması, bölgede zaten zayıf olan yargısistemini daha da zayıflatmıştır. C) Güney Amerika'da şiddetin ve yolsuzluğun çeyrek yüzyıldan beri yayılmasının nedeni, sadece uyuşturucu kaçakçılığıdeğil, bölgede zaten zayıf olan yargısisteminin daha da zayıflamasıdır. D) Çeyrek yüzyıldan beri Güney Amerika'daki uyuşturucu kaçakçılığı, sadece bölgede şiddeti ve yolsuzluğu yaymamış, ayni zamanda zaten zayıf olan yargısistemini daha da zayıflatmıştır. E) Çeyrek yüzyıldan beri Güney Amerika'daki uyuşturucu kaçakçılığızaten zayıf olan yargı sistemini daha da zayıflattığıiçin, bölgede şiddetin ve yolsuzluğun yaygınlaşmasına yol açmıştır. 26. At the party conference held on June 1st in Berlin, the German Chancellor easily got a vote of confidence. A) Almanya Başbakanının kolayca güvenoyu aldığı parti kongresi 1 Haziran'da Berlin'de toplanmıştır. B) Almanya Başbakanı, 1 Haziran'da Berlin'de düzenlenen parti kongresinde, beklenmedik bir şekilde güvenoyu almıştır. C) Almanya Başbakanı, güvenoyunu 1 Haziran'da Berlin'de yeniden düzenlenen parti kongresinde almıştır. D) 1 Haziran'da Berlin'de düzenlenen parti kongresinde, Almanya Başbakanı, kolayca güvenoyu almıştır. E) Berlin'de 1 Haziran'da düzenlenen olağan parti kongresinde, Almanya Başbakanıyeniden güvenoyu almıştı. 27. The first modern unions of workers were founded in the nineteenth centurywhen class warfare had some meaning. A) On dokuzuncu yüzyılda sınıf savaşının bir anlam kazanmasınedeniyle, ilk çağdaşişçi sendikaları kurulmuştur. B) Çağdaşişçi sendikalarının ilk kez kurulusu, sınıf savaşının belli bir anlam kazandığıon dokuzuncu yüzyılda olmuştur: C) Sınıf savaşının giderek anlam kazandığıon dokuzuncu yüzyılda, ilk çağdaşişçi sendikalarının kurulusu gündeme gelmiştir. D) İlk çağdaşişçi sendikalarının kurulmasıda, sınıf savaşının bir anlam taşımasıda on dokuzuncu yüzyıl içinde gerçekleşmiştir. E) İlk çağdaşişçi sendikaları, sınıf savaşının bir anlam taşıdığıon dokuzuncu yüzyılda kurulmuştur 28. The civil war in Liberia, which is a small west African state, is not only a tragedy in itself but is also fuelling other wars in the region. A) Küçük bir batı Afrika devleti olan Liberya nın simdiye kadar yasadığı iç savaslar, baslı basına bir facia olmanın yanı sıra baska savasları da büyük ölçüde körüklemektedir. B) Liberya'daki iç savas, hem bu küçük batı Afrika devleti için tam bir facia olmakta hem de bölgedeki iç savasların çoğunun kaynağını olusturmaktadır. C) Batı Afrika'daki küçük devletlerden biri olan Liberya'daki iç savas, bölgedeki baska savasları da körüklediği için baslı basına bir facia sayılabilir. D) Bölgede baska savaslara da yol açmıs olan Liberya iç savası, bu küçük batı Afrika devleti için baslı basına bir faciadır. E) Küçük bir batı Afrika devleti olan Liberya'daki iç savas, sadece baslı basına bir facia değildir; aynı zamanda, bölgedeki baska savasları da körüklemektedir. 29. The German cabinet has endorsed a package of tax cuts proposed by the finance minister in order to boost the stagnant economy. A) Alman bakanlar kurulu, durgun ekonominin iyilestirilmesi için maliye bakanından vergi indirimleriyle ilgili bir öneri hazırlamasını istedi. B) Alman bakanlar kurulunun onayladığı vergi indirimleri paketi, zayıflamakta olan ekonomiyi güçlendirmek için maliye bakanı tarafından sunulmustu. C) Maliye bakanının durgunlasan ekonomiyi canlandırmak amacıyla hazırladığı vergi indirimleri paketi, Alman bakanlar kuruluna sunulmustur. D) Alman bakanlar kurulu, durgun ekonomiyi canlandırmak için maliye bakanı tarafından önerilen vergi indirimleri paketini onayladı. E) Maliye bakanının vermis olduğu vergi indirimleri paketinin Alman bakanlar kurulu tarafından onaylanmasıyla durgun ekonomi canlandı. 30. Though France's African and Arab minorities make up 10 to 12 per cent of the populace, there are no minority politicians representing them. A) Fransa'da azınlık siyasetçisi bulunmadığından, halkın yüzde 10-12'sini olusturan Afrikalı ve Arap azınlıklar temsil edilme olanağından yoksundur. B) Fransa'daki Afrikalı ve Arap azınlıklar nüfusun yüzde 10-12'sini olusturur; buna karsın, sözü edilen azınlığın güçlü siyasetçileri yoktur. C) Her ne kadar Fransa'nın Afrikalı ve Arap azınlıkları halkın yüzde 10-12'sini olustursa da onları temsil eden azınlık siyasetçisi yoktur. D) Fransa'da halkın yüzde 10-12'sini olusturan Afrikalı ve Arap azınlıkların kayda değer siyasetçileri bulunmamaktadır. E) Her ne kadar Fransa'daki Afrikalı ve Arap azınlıkların sözü edilebilecek siyasetçileri bulunmasa da bu azınlıklar halkın yüzde 10'u ile 12'sini olusturmaktadır.

31. Before privatization, Russia s oil and steel companies were thoroughly criminalized, and output fell day by day. A) Ozellestirme oncesi, Rusya da yasadısı islere bulasan petrol ve celik sirketleri uretimin her gun biraz daha dusmesine yol actı. B) Ozellestirmeden once, Rus petrol ve celik sirketlerinin tumunde pek cok kanunsuzluk vardı ve gunluk uretimleri giderek dusuyordu. C) Ozellestirmeden once, Rusya nın petrol ve celik sirketleri tamamen yasadısı islere giristiler ve uretim gunden gune dustu. D) Rusya nın petrol ve celik sirketleri, ozellestirme oncesi uretimlerini dusurmus ve pek cok yasadısı uygulamalarda bulunmustu. E) Rus petrol ve celik sirketlerinde ozellestirmeden once uretim giderek dusuyor ve pek cok kanunsuzluk oluyordu. 33. Undoubtedly, some intelligence services in the world know where every single high-ranking member of the largest terrorist groups is. A) Dunyadaki en buyuk istihbarat orgutleri, bazı terorist gruplarının ust duzey uyelerinin nerede olduğunu kuskusuz biliyordur. B) Kuskusuz, bazı istihbarat orgutleri en buyuk terrorist gruplarının her bir ust duzey uyesinin dunyanın neresinde olduğunu bilmek istiyordur. C) Kuskusuz, en buyuk terorist gruplarının ust duzey uyelerinin bulunduğu yer dunyadaki butun istihbarat orgutlerince bilinmektedir. D) Kuskusuz, dunyada, bazı terorist gruplarının her bir ust duzey uyesinin nerede olduğu buyuk istihbarat orgutlerince bilinmektedir. E) Kuskusuz, dunyadaki bazı istihbarat orgutleri en buyuk terorist gruplarının her bir ust duzey uyesinin nerede olduğunu bilmektedir. 32. Speaking for 25 nations and bringing together their considerable voice and influence, the European Union is a leader in global efforts to protect human rights. A) Avrupa Birliği, 25 ulus adına konusmaktadır ve onların guclu sesini ve nufuzunu birlestirerek insane haklarını korumaya yonelik kuresel girisimlerin lideri durumuna gelmistir. B) 25 ulus adına konusan ve onların guclu sesini ve nufuzunu birlestiren Avrupa Birliği, insan haklarını koruma amaclı kuresel cabaların bir lideridir. C) İnsan haklarını korumaya yonelik kuresel girisimlerin bir lideri olan Avrupa Birliği, 25 ulus adına konusmaktadır ve onların guclu sesi ile nufuzunu birlestirmektedir. D) 25 ulus adına konusan Avrupa Birliği, onların guclu sesini ve nufuzunu birlestirdiği icin insane haklarını korumaya yonelik kuresel cabalarda lider rolu oynayabilmektedir. E) Avrupa Birliği, 25 ulus adına konusma yetkisiyle onların guclu sesini ve nufuzunu birlestirerek, insane haklarını korumayı amaclayan kuresel cabalarda bir lider olmustur.

ÜDS SOSYAL BİLİMLER İNGİLİZCE TÜRKÇE ÇEVİRİ SORULARI CEVAP ANAHTARI 1) A 2) E 3) C 4) B 5) C 6) B 7) B 8) C 9) E 10) B 11) C 12) A 13) C 14) A 15) D 16) E 17) C 18) A 19) D 20) B 21) A 22) D 23) C 24) E 25) D 26) D 27) E 28) E 29) D 30) C 31) C 32) B 33) E