GIDA SEKTÖRÜ ATIKLARINDAN SÜPERKRĐTĐK KARBONDĐOKSĐT ĐLE YAĞ ELDESĐ OIL EXTRACTION FROM FOOD INDUSTRY BY-PRODUCTS USING SUPERCRITICAL CARBONDIOXIDE Esra YIKAR*,Liyana SAHAKYAN*, Yrd.Doç.Dr.Nalan AKGÜN** *Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü, IV. Sınıf Öğrencisi, Esenler, Đstanbul *eyikar@yahoo.com, *sahakyan.liyana@gmail.com **n_akgun@yahoo.com ÖZET Gıda sektörü, kullanılan hammadde kaynakları açısından, geniş çalışma alanına ve yüksek üretim kapasitesine sahiptir. Üretim sonucunda da yüksek miktarlarda ve çeşitli türlerde atıklar oluşmaktadır. Her geçen gün artan çevre sorunlarıyla ilgili olarak bu atıkların değerlendirilmesi, içerdiği değerli bileşenlerin geri kazanılması da önem kazanmaktadır. Bu sektöre yönelik bir atık bilincinin oluşturulması ekonomik açıdan da ülkemize katkılar sağlayacaktır. Bu çalışma kapsamında, turunçgillerin meyve suyu üretiminden arta kalan kabukları, zeytinyağı üretim prosesinin bir yan ürünü olan prina, şarap üretiminin atığı olan cibredeki çekirdekler içerdikleri yağ nedeniyle değerlendirilmeye alınmıştır. Değişik sıcaklık ve basınçlarda süperkritik karbondioksit kullanılarak ekstrakte edilen bu hammaddelerin yağ özellikleri çözücü ekstraksiyonu sonucunda elde edilen yağlarla karşılaştırılmıştır. Anahtar Sözcükler: Turunç kabuğu, üzüm çekirdeği, prina, süperkritik ekstraksiyon, çözücü ekstraksiyonu ABSTRACT Food industry has a large working area and high production capacity due to diversity of raw material sources. Various solid wastes in high amounts are generated after production step. In view of increasing environmental problems it is also gaining more attention to evaluate these kinds of wastes and recover high-value components they contain. It will also be economically useful for our country if waste management hierarchy belongs to this food industry is created. This study was focused on the evaluation of citrus peels which are wastes obtained from fruit juice plants, and olive cake which is a by-product of olive oil facilities and grape seeds which appear in winery wastes since they contain significant amount of oil. These kinds of wastes were extracted by using supercritical carbon-dioxide in different extraction conditions such as pressure and temperature. The properties of oils extracted were compared with those obtained by solvent extraction. Keywords: citrus peel, grape seed, olive cake, supercritical extraction, solvent extraction 1.GĐRĐŞ Đklim ve toprak şartlarıyla geniş bir ürün yelpazesi sunan ülkemizde tarım önemli bir yer tutmaktadır. Turunçgil üretimi; Akdeniz, Ege ve kısmen de Doğu Karadeniz bölgesinde gerçekleştirilmekte ve genellikle sofralık olarak tüketilmektedir. Meyve suyu üretiminde turunçgillerin kullanım potansiyeli ise ülkemizin toplam meyve suyu üretiminin neredeyse altıda birine karşılık gelmektedir (1500ton/9500 ton, 2005). Meyve suyu üretimi sırasında meyve suyunun duyusal niteliklerini bozduğu için değişik yöntemlerle kabuk, meyveden uzaklaştırılır. Bu kabuklar, yüksek oranda nem içerdiği ve oksidasyona açık olduğu için işletmede depolama gereği duyulmadan atılır. Aslında kabuklar, yüksek oranda esansiyel yağ içermektedir ve geri kazanılması halinde bu yağ kozmetik sektörü için ciddi bir potansiyel oluşturmaktadır. Buna karşılık esansiyel yağın, terpenik hidrokarbonlar, alkoller, ketonlar, aldehitler, oksijenli bileşikler ve diğer bileşenler gibi son derece kompleks bir bileşen yapısına sahip olması ekstrakte edilmesini de zorlaştırmaktadır. Esansiyel yağ, klasik yöntemlerle (soğuk presleme ve
destilasyon) ekstrakte edilmesi tek kademede mümkün olmayan, ekstrakte edildiği taktirde de kolaylıkla bozunma eğilimi gösteren ve ekstraksiyon verimini azaltan özelliklere sahiptir[4,5]. Ülkemiz bağcılık açısından da dünyada ilk beşte yer almaktadır. Üzümler %40 oranında sofralık olarak tüketilmekte veya pekmez-pestil (%23), üzüm suyu, kuru üzüm (%35) ve şarap üretiminde kullanılmaktadır. Şarap üretimi, Marmara, Ege ve Đç Anadolu Bölgesi nin kuzey kesimlerinde gerçekleştirilmesine rağmen tüketimin en yoğun olduğu yerler, Đstanbul, Ankara, Đzmir ve turistik kesimlerdir. Şarap sektörü, üzüm üretiminin %0.2 sinin tüketildiği bir alandır. Bununla birlikte, üretim sezonu çok kısa (hasadı takip eden 1-2 ay içinde) olmasına karşılık ortaya çıkan atık son derece büyük miktarlardadır. Üretimden üzüme bağlı olarak çıkan tek katı atık olan cibre, üzümün etli kısmını, kabuk kısmını, çekirdeklerini ve bir miktar da sap kısımlarını içerdiği için kompleks bir özelliktedir. Üretimden çıktığı zaman yaklaşık %85 nem içerdiği için genellikle araziye serilerek kurutulduktan sonra çöpe verilmektedir (Şekil-1). Bu atıkların çevresel etkileri, yurtdışında zamanla dikkate değer araştırmaların gündeme gelmesine neden olmuştur[12-17]. Ülkemizin dünya sıralamasında ilk beşte yer aldığı diğer bir ürün ise zeytinyağıdır. Zeytinyağı üretiminde ise bir yan ürün olan prina, kurutulduktan sonra daha çok asfalt dolgu maddesi, ekstrakte edildikten sonra ise sabun imalatında hammadde olarak değerlendirilmektedir. Zeytinyağı üretim tesislerinin babadan oğla geçen sıkım anlayışını devam ettirmesi ve işletmelerin küçük olması nedeniyle prinada kalan yağ oranı yaklaşık %12 dir ve işletmeden %45 oranında nemli çıkmaktadır. Ekstraksiyondan sonra ise yine de %3 civarlarında yağ içeren posa yakılarak değerlendirilmektedir (Şekil-2). Özel prina kazanlarında yakılmadığı için de yanma sırasında açığa çıkan emisyonlar ayrı bir sorun oluşturmaktadır. Bununla birlikte değerlendirilebilir durumda olan böyle bir yan ürünün yakılması zaten başlı başına çevreci olmayan bir değerlendirme biçimini de ortaya koymaktadır[11]. Şekil-1: Cibrenin araziye serilerek kurutulması Şekil-2: Prinanın peletler halinde serilerek kurutulması Kayısı, ülkemizin dünya yaş ve kuru üretimde birinci sırada yer aldığı bir üründür. Üretilen kuru kayısının yaklaşık %80-85'lik kısmı ihraç edilirken, %10-15'lik kısmı iç piyasada tüketilmektedir. Kuru kayısı işleme yöntemleri gereğince de çekirdeği yan ürün olarak açığa çıkmaktadır. Kayısı çekirdekleri sert kabuktan ve çekirdek içinden meydana gelmekte ve meyve ağırlığının toplam %12'sini oluşturmaktadır. Çekirdek içleri ise tadına göre tatlı çekirdekli, hafif acı çekirdekli, acı çekirdekli ve çok acı çekirdekli olmak üzere farklı gruplara ayrılmaktadır. Tatlı olanlar kuruyemiş olarak değerlendirilirken diğer çekirdek içleri çok fazla kullanım alanı bulamamaktadır. Aslında kayısı çekirdek içleri yaklaşık %50 oranında yağ içermekte olup piyasada yer alan kozmetik ve kişisel bakım ürünleri içinde bulunan kayısı yağları ise yurt dışından getirtilmektedir. Yukarıda adı geçen tüm bu atıklar, farklı oranlarda ve farklı amaçlar için kullanılabilen özelliklere sahip yağları içermektedir. Örneğin, turunçgillerin içerdiği esansiyel yağ, kozmetik sektöründen, gıda sektörüne, tatlandırıcılardan ilaç sektörüne kadar değişen bir yelpazede kullanım alanı bulan bir yağdır. Bununla birlikte termal ve oksidatif bozunmaya daha yatkın olması nedeniyle esansiyel yağının ekstraksiyonu klasik yöntemlerle tek kademede mümkün olamamaktadır[8,9]. Üzüm çekirdeği yağı, içerdiği doğal antioksidanlar nedeniyle Fransa da salata yağı olarak ve kozmetikte özelikle gece kremi üretiminde kullanılmaktadır. Prina yağının ise bilinen tek kullanım alanı çözücü kullanılarak ekstrakte edildiği için sabun imalatıdır. Kayısı yağı ise içerdiği hücre yenileyici özelliği nedeniyle tıpta-cilt uzmanları tarafından ameliyat yaralarının kolaylıkla kapanmasını sağlamak için, kozmetikte gece kremlerinde kullanılmakta olup ülkemizde üretimi ticari başarıyı yakalayamamıştır. Bu nedenle, bu çalışma kapsamında ülkemizde yüksek hammadde potansiyeline sahip gıda fabrikası atıkları süperkritik CO 2 ortamında ekstrakte edilerek yağ eldesi amaçlanmıştır. 2. SÜPERKRĐTĐK AKIŞKAN EKSTRAKSĐYONU (SCE) Sıcaklığı ve basıncı kritik noktasının üzerinde yer alan bir madde süperkritik akışkan olarak adlandırılır. Kritik nokta, buhar ve sıvı fazlarının dengede bulunabileceği maksimum sıcaklık ve basıncı ifade etmektedir. Kritik noktanın altında iki faz mevcutken üstünde basınç artışıyla faz ayrımı gözlenmez, tek faz oluşur. Süperkritik akışkanlar (SF), düşük viskozite ve yüksek difüzivite özellikleri nedeniyle gaza, yüksek yoğunluk ve çözme gücü özellikleriyle sıvıya benzedikleri için özellikleri basınç ve sıcaklık değişimleriyle kolaylıkla ayarlanabilen akışkanlar olarak tanımlanabilirler (Şekil-3). Süperkritik bölgede, çözme gücü yoğunluğun bir fonksiyonu
olduğu için de ekstraksiyon koşullarında yapılabilecek küçük değişikliklerle klasik çözücülere göre kullanım açısından daha esnek çözümler sunarlar. Süperkritik akışkan ekstraksiyonunda akışkan olarak Kritik özelliklerinin kolay erişilebilir olması (T c = 303.8K, P c = 7.3 MPa), Yanıcı, patlayıcı ve zehirli olmaması, Ortamdan kolaylıkla uzaklaştırılabilmesi ve çözücü kalıntısı bırakmaması, Ucuz ve ticari açıdan kolay sağlanabilir olması Kullanımının ve geri kazanımının kolay olması, Çevreye zarar vermemesi vb. özelliklerinden dolayı genellikle CO 2 tercih edilir. Şekil-3: Süperkritik akışkan faz diyagramı, P C ; kritik basınç, T C ; kritik sıcaklık Şekil-4 Süperkritik akışkan ekstraksiyonunun şematik gösterimi Süperkritik akışkan ekstraksiyonu tipik olarak Şekil-4 de verilen bir sistemde gerçekleştirilir. Sıvı CO 2 sisteme yüksek basınç pompası aracılığıyla istenilen çalışma basıncında gönderilir. Ekstraktör ya ısıtma ceketi vasıtasıyla ısıtılır ya da CO 2 yüksek basınç pompasıyla gönderilirken bir ısıtıcıdan geçirildikten sonra ekstraktöre gelir. Ekstraktörde bulunan hammadde ile temas eder, uygulanan çalışma koşullarına bağlı olarak ekstrakte edebileceği bileşenleri alır. Sürekli ya da kesikli sistem çalışma prensibine göre karışım (SC-CO 2 ve çözünen bileşenler) separatöre gelir. Burada basınç ve sıcaklık kritik noktanın altına düştüğü için çözme gücünü kaybeden akışkan üründen kalıntı bırakmadan yani gaz olarak ayrılır. Ortamdan uzaklaşan CO 2 gazı yine saf olduğu için bir soğutucudan geçirildikten sonra tekrar sisteme beslenilerek kullanılabilir. Separatörde kalan ekstrakt ise kesinlikle saftır, herhangi bir çözücü kalıntısı içermediği ve yüksek sıcaklığa maruz kalıp bozunmadığı için direkt olarak kullanılabilir. Böylelikle hammaddeden istenilen bileşen tek kademede ve hiçbir ileri derecede saflaştırma işlemine gerek kalmaksızın ekstrakte edilebilir. Diğer bir avantaj ise bu yöntemde herhangi bir çözücü kaybının olmaması ve çözücünün tekrar tekrar kullanılabilmesidir. Bu yöntem, kolaylıkla kromatografik ve spektrofotometrik tekniklerle birleştirilebilerek on-line çalışmaya da izin vermektedir. Süperkritik akışkan ekstraksiyonu sahip olduğu avantajlar nedeniyle dünyada ticarileşmiş örneklerine rastlanılan bir ayırma prosesidir[10]. Sahip olduğu avantajlar şu şekilde sıralanabilir: SC akışkanlar, düşük viskoziteye ve yüksek yayınırlığa sahip olmaları nedeniyle gözenekli yapıdaki katı maddelere sıvı çözücülere oranla daha hızlı yayınabilmektedir. Yüksek yayınırlık, gözenek içi kütle aktarım dirençlerini azaltmakta ve SF nın yüzey gerilimi çok düşük olduğu için gözenekli katılara daha kolay girebilmektedir. Böylece artan kütle aktarım hızı, işletme süresini azaltmakta ve klasik çözücü ekstraksiyon yöntemlerine oranla işlem daha kısa sürede gerçekleşmektedir. SC akışkan ekstraktöre sürekli olarak beslenerek hammaddenin taze akışkan ile sürekli temas etmesi sağlanmakta bu da kütle aktarım hızını arttırmaktadır. SC akışkanların çözme güçleri çalışma koşullarında yapılacak küçük değişikliklerle ayarlanabilmekte bu da ekstrakt özelliklerinin değişik yelpazede elde edilebilmesini bir başka deyişle ekstraksiyonda seçiciliği sağlamaktadır. Ekstraksiyon sonucunda basıncın/sıcaklığın düşürülmesi ile akışkan süperkritik özelliklerini kaybettiği için ekstrakttan kolaylıkla ayrılabilmektedir. Bu da ekstraktın saf olarak elde edilmesini sağladığından ileri derecede saflaştırma ya da kalite iyileştirme işlemleri için harcanacak enerjiden ve çözücüden tasarruf edilmiş olmaktadır. Ekstraksiyon sırasında, kullanılan hammadde oranı esas alındığında, organik çözücü ekstraksiyonu uygulamalarına göre daha az çözücü harcanır, çözücü miktarında kayıp olmaz ve saf olarak elde edildiği için de saflaştırma adımlarına gerek kalmaz defalarca sistemde kullanılabilir. Bu da çevreye duyarlı bir çözüm getirir. Ekstraksiyon düşük sıcaklıkta gerçekleştiği için ısıl kararsız bileşenlerin ekstraksiyonu için alternatifsiz bir çözüm sunar.
Doğal ürünlerin içerdiği son derece düşük miktarlardaki değerli bileşenlerin ekstraksiyonu konusunda SCE etkin bir süreçtir. SCE da kullanılan ekstraktör, süperkritik akışkan reaksiyon uygulamalarında da kullanılabileceği için sistem esnek çözümler sunar. Tüm bu avantajlarına karşılık ülkemizde ticari hiçbir uygulamasının olmamasının temel nedeni, esktraksiyonun yüksek basınçta gerçekleşmesi, buna bağlı olarak ilk yatırım maliyetinin yüksek olmasıdır[18]. 3. DENEYSEL ÇALIŞMA 3.1 Hammadde Deneylerde kullanılan üzüm çekirdekleri Doluca Şarap Fabrikası ndan (Mürefte, Tekirdağ) temin edilen yaş cibreden elle ayıklanmış olup kırmızı şarap yapımında bağlayıcı olarak kullanılan Şenso (Cinsault) cinsi üzüme aittir[6]. Yaş çekirdek daha sonra kabin tipi kurutucuda kurutulmuş ve cam kavanozlarda saklanmıştır. Her bir deney öncesinde ise kahve değirmeninde çekilerek toz haline getirilmiştir. Çekirdekler; %5.3±0.3 nem ve %15.35±0.5 yağ içeriğine sahiptir. Meyve suyu fabrikasından temin edilen portakal kabukları, kayısı çekirdek içleri de kurutulduktan sonra ekstraksiyon süresini kısaltmak amacıyla porselen havanda dövülerek kullanılmıştır. Prina ise Aydın-Karpuzlu ilçesinde yer alan ve kontinü çalışan küçük ölçekli bir zeytinyağı işletmesinden taze sıkılmış olarak temin edilmiştir. %45 nem içeriğine sahip olan prina numuneleri hiçbir ön işlemden geçirilmeden kurutulmuş ve deneylerde kullanılmıştır (Şekil-5). Ayrıca, doğal ortamlarından elle toplanılmış olan lavanta, defne yaprağı ve tohumu da (etli kısmı ile ve etli kısmı soyularak) karşılaştırma amacıyla deneylerde kullanılmıştır[1-3,7]. Bu numuneler de laboratuar ortamında kurutulmuş olup elle ufalanarak partikül büyüklüğü küçültülmüştür. Ekstraksiyon işlemlerinden önce her numune için nem tayini yapılmış ve boşluk hacimleri tespit edilmiştir. 3.2 Soxhlet Ekstraksiyonu Çözücü ekstraksiyonu deneyleri Şekil-6 da görülen deney düzeneğinde, 2 tekrarlı olarak gerçekleştirilmiştir. Güçlü çözücü özelliği ve maliyetinin düşük olması sebebiyle çözücü olarak hekzan kullanılmıştır. Ekstraksiyonu yapılacak olan hammadde kurutulduktan ve tartıldıktan sonra kartuşa yerleştirilmiştir. Hekzan ilavesinin ardından her bir numune 3 h süresince ekstrakte edilmiştir. Ekstraksiyon sonunda hekzan vakumlu döner buharlaştırıcı kullanılarak uzaklaştırılmış, elde edilen yağ ise tartılmıştır. 3.3 SC-CO 2 Ekstraksiyonu SCE deneyleri; ısıtma ceketli, paslanmaz çelik, 250 bara dayanıklı el yapımı bir eksraktörde gerçekleştirilmiştir. Ekstraktörün iç hacmi 200 ml olup sisteme her bir numuneden 25 g yükleme yapılmıştır. Sistemin basıncı dijital bir basınç göstergesinden (±1 bar) takip edilebilmektedir. Ekstraksiyon koşullarına CO 2 tüpünün yer aldığı su banyosunun ısıtılmasıyla ulaşılmakta ve süperkritik haldeki CO 2, ekstraktörün üst kısmından deney süresince sürekli olarak beslenmektedir. Ekstraksiyon süresince wet-test meter dan geçen CO 2 gazı miktarı ise zamana bağlı olarak kaydedilmektedir. Elde edilen esansiyel yağ ise ekstraktörün alt kısmında yer alan ve buzlu su içerisinde tutulan numune toplama kabında toplanmaktadır. Deney bitiminde ekstraktörün numune kabı ile bağlantısı çıkartılarak sistem içindeki basınç boşaltılmakta ve sistem soğumaya alınmaktadır. Şekil-7 deney düzeneğini göstermektedir. (a) (b) Şekil-5 Deneylerde kullanılan hammaddeler(a) Gıda fabrikası atıkları (b) Doğal ürünler
4.SONUÇLAR VE TARTIŞMA Süperkritik CO 2 ortamında gerçekleştirilen ekstraksiyon deneylerinde seçilen numunelerin yağ miktarları üzerine etki eden ekstraksiyon parametreleri; basınç (80-120 bar) ve sıcaklık (40-60 C) olmak üzere araştırılmıştır (Tablo-1). Numunelerin sahip olduğu fiziksel farklılık nedeniyle ekstraktörde kaplayacakları hacimlerin benzer olabilmesi için boşluk hacimleri tespit edilmiş ve ekstraktöre 20-25 g olarak yüklenmiştir. Bir saatlik toplam ekstraksiyon süresi için beslenen CO 2 in miktarı wet-test meter ile ölçülmüş ve yaklaşık 50 L olduğu görülmüştür. Bununla birlikte, portakal kabukları ile yapılan deneylerde, kabukların daha küçük partikül büyüklüğüne getirilememesi ve kabuk-etli kısmın ayrılamaması nedeniyle ekstrakte edilmeleri daha uzun sürede gerçekleşmiştir. Ekstraksiyon sırasında öncelikle oksijenli monoterpenler elde edilmiş olup analiz sonucunda temel bileşenlerin limonene ve citral olduğu saptanmıştır. Prina örneklerinde ise etli kısım ve çekirdek kısmı karışık olduğu ve yağ sadece etli kısımda yer aldığı için kaba bir eleme yöntemi ile çekirdekler mümkün olduğu kadar ortamdan uzaklaştırılmıştır. Elde edilen yağın rengi, koşullara bağlı olarak berrak sarı ve yeşilimtırak-sarı arasında değişmektedir. Üzüm çekirdeği ile yapılan deneylerde ise hiçbir koşulda yağ elde edilememiştir. Bunun üzerine, içerdiği yağın %70 inden fazlası linolenik asitçe zengin olan üzüm çekirdeği yağının kolaylıkla ekstrakte edilebilmesi için değişik konsantrasyonlarda co-solvent olarak metanol ilavesi yapılmıştır. Deneyler, 3 seviyede deneysel tasarıma uygun olarak gerçekleştirilmiş olup maksimum yağ verimine %30 metanol ilavesiyle ulaşılmıştır (Tablo-2). Lavanta ve defne yapraklarının yağ hücrelerinin kolaylıkla kırılabilmesi nedeniyle ekstraksiyon daha kısa sürede gerçekleşmiştir (30 dak.). Esansiyel yağ temel bileşenlerini lavanta için (yaklaşık %75 i) fenkon ve camphor, defne yaprakları içinse (yaklaşık %50 si) 1,8-cineole, linalool ve α-terpinyl acetate oluşturmaktadır. Şekil-6 Soxhlet metodu deney düzeneği Şekil-7 SCE deney düzeneği (1.CO 2 tüpü, 2.ekstraktör, 3.ısıtma ceketi, 4.dijital basınç göstergesi, 5.örnek toplama kabı, 6.wet-test meter ve CO 2 çıkışı) SC-CO 2 ekstraktlarının berrak sarı renkte ve yüksek koku kalitesinde (üzüm yağı kokusuzdur) olması, dakika mertebesinde elde edilmesi yöntemin en önemli avantajlarından biridir. Klasik çözücü ekstraksiyonunda ise gerekli süre min. 6 saat olup ekstraktların rengi koyu yeşilden kahverengimsi yeşile kadar değişmekte ve içerdiği istenmeyen bileşenler (wakslar, pigmentler, ısıl bozunma ürünleri vb.) nedeniyle ileri derecede saflaştırma tekniklerinin kullanılmasına gereksinim duyulmaktadır. Bu aynı zamanda Tablo 1 de de görüldüğü gibi her bir numune için soxhlet ekstraksiyonu ile elde edilen yağ miktarının yüksekmiş gibi gözlenmesine neden olmaktadır. SCE nin diğer önemli avantajları arasında ise CO 2 in yüksek çözme gücüne sahip olması, zehirsiz olması, pahalı ve yanıcı olmaması, düşük proses sıcaklıklarında çalışılmasına izin vermesi, ekstraksiyon sonucunda ortamdan gaz olarak uzaklaştırıldığı için ekstraktta çözücü kalıntısı bırakmaması, istenmeyen diğer yan ürünlerin oluşumunu engellemesi yer almaktadır. Ayrıca, şeffaf şişelerde ve ışık alan ortamda depolanan esansiyel yağ numunelerinde gerek koku gerekse renk açısından hiçbir değişim yaşanmamış, ekstrakte edilmelerinin üzerinden 1 yıl geçtiği halde numunelerin orijinal kokusunu korudukları gözlenmiştir. Sonuçta, SCE ile elde edilen ekstraktların kalite, görüntü, renk ve kıvam açısından hekzan ekstraksiyonundan elde edilen ekstraktlarla karşılaştırma kabul etmeyecek kadar kaliteli olduğu tespit edilmiştir. Gıda sektörü atıklarından yağ eldesi ülkemizde ticari olarak henüz önemli görülmese de bu yöntem, hem atık yönetimi açısından çevreci bir anlayış sunmakta hem de ekonomik katkılar sağlamaktadır.
Tablo-1: 90 bar/55ºc ekstraksiyon koşullarına ait deneysel sonuçlar Numune Portakal KAYNAKLAR Ekstraksiyon Yağ içeriği yöntemi (%) SOX 3.1544 SC-CO 2 1.0252 Üzüm SOX 15.3 çekirdeği SC-CO 2 bkz.tablo-2 Kayısı SOX 24.83 çekirdek içi SC-CO 2 * Prina SOX 21.546 SC-CO 2 14.559 Defne (yaprak) SOX 6.46 SC-CO 2 3.7 Defne SOX 11.69 (çekirdek) SC-CO 2 2.49 Lavanta SOX 10.4 SC-CO 2 3.95 Nem içeriği (%) 8.58 5.3 11.5 5.20 6.27 25.00 6.37 Tablo-2: Üzüm çekirdeği yağına ait deneysel veriler P T(ºC) Entrainer %SCE %SOX (bar) (ml) 80 40 5 1.41 11.87 80 45 10 5.71 8.19 80 50 15 10.36 4.50 100 40 10 5.03 8.83 100 45 15 6.79 12.76 100 50 5 0.70 13.75 120 40 15 12.64 7.74 120 45 5 0.75 20.83 120 50 10 2.71 15.39 *deneyler devam etmektedir [1]. Adaşoğlu, N., Dinçer, S. ve Bolat, E., Supercritical fluid extraction of essential oil from Turkish lavender flowers, J. Supercritical Fluids, 7, s.93-99, 1994. [2]. Adaşoğlu, N., Süperkritik Akışkan Ekstraksiyonu, YTÜ Doktora Tezi, Đstanbul, 1994. [3]. Adaşoğlu, N., Karaca, F., Bolat, E. ve Dinçer, S., Defne yaprağından süperkritik ekstraksiyon yöntemi ile esansiyel yağ eldesi, Gıda Sanayi, 6 (4), s.65-68, 1992. [4]. Budich, M., Heiling, S., Wesse, T., Leibküchler, V. ve Brunner, G., Countercurrent deterpenation of citrus oils with supercritical CO 2, Journal of Supercritical Fluids, 14, s.105-114, 1999. [5]. Kondo, M., Akgün, N.A., Goto, M., Kodama, A., ve Hirose, T., Semi-batch operation and countercurrent extraction by supercritical CO 2 for the fractionation of lemon oil, J. Supercritical Fluids, 23, s.21-27, 2002. [6]. Mumcu, S., Doymaz, Đ. ve Akgün, N., Şarap fabrikası atıklarının değerlendirilmesi, Kimya Teknolojileri Dergisi, 32, s.70-77, 2003. [7]. Reverchone E., Della Porta G. ve Senatore F., Supercritical CO 2 extraction and fractionation of lavender essential oil and waxes, Journal of Agricultural and Food Chemistry, 43 (6), s.1654-1658, 1995. [8]. Sato, M., Goto, M. ve Hirose, T., Fractional extraction with supercritical carbon dioxide for the removal of terpenes from citrus oil, Ind. Eng. Chem. Res., 34, s.3941-3946, 1995. [9]. Turhan, Đ., Tetik, N. ve Karhan M., Turunçgil kabuk yağlarının elde edilmesi ve gıda endüstrisinde kullanımı, Gıda Teknolojileri, 3, s.71-77, 2006. [10]. William, K., Dulcie, A., Mulholland, R. ve Mark, W., Analytical supercritical fluid extraction of natural products, Phytochemical Analysis, 7, s.1-15, 1996. [11]. Hayward, N., WINETECH, Environmental Management & Pollution Prevention Bulletin, 1, s.3, Sep/Oct. 2000. [12]. Cao, X. ve Ito, Y., Supercritical fluid extraction of grape seed oil and subsequent separation of free fatty acids by high-speed counter-current chromatography, J. Chromatography A, 1021, s.117-124, 2003. [13]. Lee, W.Y., Cho, Y.J. ve Oh, S.L., Extraction of grape seed oil by supercritical CO 2 and ethanol modifier, Food Science and Biotechnology, 9(3), s.174-178, 2000. [14]. Aleksovski, S., Sovová, H. ve Jurapova, B., Supercritical CO 2 extraction and soxhlet extraction of grape seeds oil, Bulletin of the Chemists and Technologists of Macedonia, 17(2), s.129-134, 1998. [15]. Gomez, A.M., López, C.P. ve de la Ossa, E.M., Recovery of grape seed oil by liquid and supercritical carbondioxide extraction : A comparison with conventional solvent extraction, Chemical Engineering Journal, 61(3), s.227-231, 1996. [16]. Murga, R., Ruiz, R. ve Beltran, S., Extraction of natural complex phenols and tannins from grape seeds by using supercritical mixtures of carbon dioxide and alcohol, J. Agric. Food Chem., 48, s.3408-3412, 2000. [17]. Murga, R., Sanz, M.T. ve Beltran, S., Solubility of some phenolic compounds contained in grape seeds in supercritical carbon dioxide, J. Supercritical Fluids, 23, s.113-121, 2002. [18]. Murga, R., Sanz, M.T. ve Beltran, S., Solubility of three hydroxycinnamic acids in supercritical carbondioxide, J. Supercritical Fluids, 27, s.239-245, 2003.