ŞUBAT 2013 / ISSN 1302-1435. ROKETSAN ve İLKLERİMİZ TASARIM ve MÜHENDİSLİK GÜCÜMÜZ ROKETSAN LI OLMAK. Roketsan, bir TSKGV kuruluşudur.

Benzer belgeler
EKİNOKS-AG SAVUNMA SANAYİ VE TİCARET A.Ş. Aralık 2014, Ankara

BASIN BİLDİRİSİ. RS : GMD.PG / Nisan 2015 KONU : Roketsan Basın Bildirisi ATIŞ VE TEST DEĞERLENDİRME MERKEZİ AÇILDI

Sayın Büyükelçi, Değerli Konuklar, Kıymetli Basın Mensupları,

II. TEDARİK LOJİSTİĞİ KURULTAYI ROKETSAN A.Ş. SUNUMU 28 ŞUBAT 2012 SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI ANKARA

Alman Ordusu Kürt Savaşçıları Eğitmek için Oyuncak Tank Kullanıyor

Uzaktan Komutalı Silah Sistemleri.

DENİZLİ SANAYİ ODASI ÜYELERİNE TANITIMI ALT YÜKLENİCİLERDEN BEKLENTİLERİN. Dr. Nevzat ÇAĞLAYAN Tedarik Direktörü 28 MAYIS 2012 DENİZLİ

Firma Profili. Ağustos 2014

Hava Savunma Ateşİdare Cihazı Görücüye Çıkıyor

MİLLİ GURURU. Türkiye nin. YILMAZ: 2023 TE HEDEFİMİZ 25 MİlYAr DOlAr İHrAcAT YAPMAK

Savunma Sanayii İhracat Kanunu Çalışmaları. Sektör Ortak Görüş Notu

roketsan SAVUNMA SANAYİİNDE FİZİK MÜHENDİSLİĞİ VE EĞİTİMİNDEN BEKLENTİLER Roketsan Roket Sanayii ve Ticaret A.Ş.

Rakamlarla İş Bankası. 2. İş Bankası Müşteri Odaklı Dönüşüm Programı. 4. Misyon, Vizyon ve Çalışma İlkelerimiz

ÜRÜN KATALOĞU. nurolmakina.com.tr

Ateş Destek C 4 I Sistemleri.

Türkçe. Ürün Kataloğu. ROKETSAN 01/2018

1999 yılı sonundan itibaren 1/ ölçekli harita üretimi sayısal olarak yapılmaya başlanmıştır.

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

ROKETSAN, bir yandan kendi özgün teknolojilerini geliştirerek. Roket, Füze ve Mühimmat Alanındaki Yeniliklerin IDEF teki Adresi: ROKETSAN

Uzaktan Komutalı Silah Sistemleri.

SAVUNMA SANAYİİ İÇİN ARAŞTIRMACI YETİŞTİRME PROGRAMI (SAYP)

TEBLİĞ 5201 SAYILI KANUN GEREĞİNCE KONTROLE TÂBİ TUTULACAK HARP ARAÇ VE GEREÇLERİ İLE SİLAH, MÜHİMMAT VE BUNLARA AİT YEDEK PARÇALAR, ASKERÎ PATLAYICI

SINIFINDA RAKİPSİZ. ejderyalcin.com.tr

Squad X Programı ve Geleceğin İndirilmiş Piyade Mangası

Fırtına obüsleri, Cirit füzeleri, hassas güdümlü Kit ler, PYD ve DEAŞ terör yuvalarını yerle bir ediyor!

( ( ( ( ( ( Müşteri Odaklılık

Stratejik Plan Özeti

TÜBİTAK 2209-A ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ YURT İÇİ ARAŞTIRMA PROJELERİ DESTEK PROGRAMI ELEKTROMANYETİK FIRLATMA SİSTEMİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ

ULUSAL KLİNİK ARAŞTIRMA ALTYAPI AĞI (TUCRIN) UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

MerSis. Bilgi Teknolojileri Yönetimi Danışmanlık Hizmetleri

SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ VE İHRACAT STRATEJİK PLANI

BTB Proje Yönetimi ve Mühendislik Ltd. Şti.

GİTES OTOMOTİV EYLEM PLANI

ATIŞ, TEST VE DEĞERLENDİRME MERKEZİ Konya-Karapınar-TÜRKİYE

OPTİK GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMİ KULLANAN BİR PARÇA BOYUTLANDIRMA SİSTEMİNİN TASARIMI VE PROTOTİP İMALATI. Aralık-2011

AKINCI PALETLİ ZIRHLI MUHAREBE ARACI

Ar-Ge Projelerinde Performans Takibi

Tasarım Aşamasında Proses Güvenliği ve Yatırımlarının Yönetilmesi

AÇA Otomotiv. Ülkemizde Mevcut Motor ve Transmisyon Altyapısı. Askeri Kara Araçları Güç Sistemleri Çalıştayı 17 Haziran SSM

T. C. KAMU İHALE KURUMU

Orijinal OSSBERGER Türbin

Şirketin kuruluşundan bugüne kadar geçirdiği evreler ve yurtdışı ve yurtiçinde gerçekleştirilen yatırımlar

TORPİDO ATIŞ KONTROL SİSTEMİ (TORAKS)

ASKER & GÜVENLİK GÜÇLERİ

2012 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Yatırımcı Bilgi Notu Kasım 18

AKINCI ZMA PALETLİ ZIRHLI MUHAREBE ARACI

T.C. MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI YAN SANAYİ BÜTÜNLEŞTİRME ESASLARI

2013 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Ali Rıza KILIÇ Merkezi Tedarik Direktörü. 24 Kasım 2017 ADANA

Tesis Bilgileri Üretim tesislerimize ait mevcut kapasitelerimiz aşağıdaki tabloda belirtilmektedir. Tesis Toplam Alan Kapalı Alan Kapasite

İVEDİK OSB. Misyon-Vizyon

Ayşe Temiz Hadi Tolga Göksidan Mehmet Erdem Çorapçıoğlu

Ercan ÇELİK. İş Geliştirme ve Projeler Müdürü GÖKBİL

Çimtaş Microsoft Lync ile esnek, bütünleşik, yer ve zaman bağımsız kuvvetli bir iletişim altyapısına kavuştu

DOĞU MARMARA KALKINMA AJANSI GÖLCÜK TE DENİZ SAVUNMA İHTİSAS OGRANİZE SANAYİ BÖLGESİ KURULMASI

İHLAS EV ALETLERİ FABRİKASINDA YALIN ÜRETİM VE KAİZEN UYGULAMALARI

TEMMUZ 2012 / ISSN TASARIM ve MÜHENDİSLİK GÜCÜMÜZ DÜNDEN BUGÜNE ROKETSAN ROKETSAN LI OLMAK. 24.yıl. Roketsan, bir TSKGV kuruluşudur.

Yetenekler Ve Mühendislik/Danışmanlık Hizmetleri. Ağustos 2014

Hakkımızda. Yönetim Sistemi Lojistik. Yönetim Sistemi IAS ERP» Sertifikalarımız ISO » AQAP 2110»

Güneş Enerjisi nde Lider

1974 Kıbrıs Barış Harekatı ndan sonra uygulanan silah ambargosu, ülkemizde savunma sistemlerinin temininde ve askeri haberleşme ihtiyaçlarının

TEI DE TASARIM DOĞRULAMA VE MOTOR SERTİFİKASYON ÇALIŞMALARI

T.C. M.S.B. Savunma Sanayii Müsteşarlığı

SEFERBERLİK VE SAVAŞ HALİNE İLİŞKİN HARP SANAYİİ FAALİYETLERİNİN YÜRÜTÜLMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK

METEKSAN SAVUNMA SANAYĠĠ A.ġ.

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak ve Tanımlar

Sensör Birleştirme Eğitimi. Hızlı jet uçağa monte görev sistemlerinin geliştirilmiş operasyonel performansı vasıtasıyla avantaj sağlayın

RiMatrix S. RiMatrix S. Avantajlarınız. RiMatrix S App

Plaka Tanıma Sistemi

100 % Özel Türk Şirketi

TEMMUZ 2012 / ISSN TASARIM ve MÜHENDİSLİK GÜCÜMÜZ DÜNDEN BUGÜNE ROKETSAN ROKETSAN LI OLMAK. 24.yıl. Roketsan, bir TSKGV kuruluşudur.

TIEFENBACH. Başarımızın Sırrı Yüksek Kalite. Yeni altyapımızla geleceğe hazırız

ANKARA PROFESYONEL MAKİNA KALIP PLASTİK YAPI EĞİTİM SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

ATLAS-SAHA VE ARAZİ GÖREVLERİNE YÖNELİK, MODÜLER VE YÜKSEK FAYDALI YÜK ORANLI MİKRO SINIFI BİR İHA TASARIMI, ÜRETİMİ VE TESTLERİ

PROJE Serdar ÇETİN. Güven üzerine kurulu müşteri odaklı yaklaşım başarımızın temelidir.

SSM Askeri Gemi Projelerine Sanayinin Entegrasyonu Savaş/Silah Sistemleri Çalıştayı MiKES Profili 15 Mayıs 2008

2014 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

BSBEEP Karadeniz Havzası Binalarda Enerji Verimliliği Planı. Faaliyet GA1.3

Prof. Dr. Orhan Arıkan Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü Bilkent Üniversitesi

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ VE DİYARBAKIR

Türkiye ve Kitle İmha Silahları. Genel Bilgiler

YEKTAMAK Makine ve Mühendislik; YEKTAMAK müşterilerinin ihtiyaçlarının belirlenmesinden projenin teslim edilmesine kadar olan süreçte;

Hüseyin DURMAZ Yönetim Kurulu Başkanı

teknolojinin yeni adresi

KARPA & VENA ORTAK GIRIŞIMI

SİSTEMLER SİSTEMİ MÜHENDİSLİĞİ YÖNETİMİ YAKLAŞIMI

Tüm Kurumsal İşlerinizde Profesyonel Çözümler

Düzce Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve ilgili mekanizmaların vizyonu, Bölgesel, ulusal ve


BASIN BÜLTENİ. ESİS Enerji 10.Yılını Kutladı

KURUM İÇ DEĞERLENDİRME RAPORU

Enerji Verimli Çelik Evler

İZOCAM TİCARET VE SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ. 30 Haziran 2015 itibarı ile Operasyonel Bilgiler

GÜRÇAY MAKİNE HAKKINDA

KITASINDA ETKİN BÖLGESİNDE LİDER ÖNSÖZ

Harekete daha fazlasını katıyoruz. Yüksek verimli su temini pompaları.

STANDART VE STANDARDİZASYON

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ HAVACILIK VE UZAY BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

MODÜLER ÜRETİM ve TEDARİKÇİ PARKLARI

Transkript:

SAYI 2 ŞUBAT 2013 / ISSN 1302-1435 ROKETSAN ve İLKLERİMİZ TASARIM ve MÜHENDİSLİK GÜCÜMÜZ ROKETSAN LI OLMAK Roketsan, bir TSKGV kuruluşudur.

sayı 2 şubat 2013 yayın kurulu ndan Değerli Okurlarımız Uzun bir aradan sonra 2012 yılında yeniden çıktığımız Roketsan Dergisi yolculuğumuzun 2 nci sayısı ile huzurunuzda olmanın sevinci ve heyecanı içindeyiz. Şirketimizin çeyrek yüzyılı devirdiği bu yılda yayınlanacak sayılarımızda 25 inci yıl ruhunu sizlerle paylaşmayı amaçladık. Ülkemizde roket ve füze tasarımı ve üretimi konusunda lider bir kuruma sahip olunması amacıyla kurulan Roketsan, bugün geldiği nokta ile gerek yurt içinde gerekse yurt dışında birçok alandaki başarılarıyla kendini kanıtlamış bir dünya şirketi haline gelmiştir. Geçmiş çeyrek asrın tecrübesi, Roketsan ın, yüksek teknolojiye sahip ürünleri ve bugün 1.500 ü aşkın çalışanı ile daha büyük başarılara imza atacağına olan inancımız tamdır. 25 inci yılımızda çıkan bu ilk sayıda sizlerle; ulaştığımız teknolojik seviyenin çıktıları olan bazı özgün ürünlerimizi, tasarım ve mühendislik gücümüzde geldiğimiz son noktayı, çalışanlarımız tarafından hazırlanan teknik makaleleri ve katıldığımız fuar/organizasyonlar ile ilgili gelişmeleri paylaştık. Bunlara ek olarak Roketsan lı arkadaşlarımızın hayatımıza kattığı iş dışı değerlere de yer verdik. Keyifle okuyacağınızı ümit ediyoruz. 1 inci sayıya gösterilen yoğun ilgi nedeniyle 2 nci baskıyı 3.000 adet olarak yaptık. Bu sayıda da aynı ilginin devam edeceğini umuyoruz. 25 inci yaşına giren Roketsan ımıza geçmişinde olduğu gibi başarılı, alanında lider ve güçlü nice yaşlar diliyoruz. Saygılarımızla, Yayın Kurulu 3

roketsan dergisi roketsan ve ilklerimiz roketsan ın tarihçesi, ulusal teknoloji birikimine katkısı ve savunma sanayiindeki yeri 20 nci Y.Y. ın sonlarına doğru daha da hızlanan teknolojik gelişmeler sayesinde savunma sanayi ürünleri de gittikçe artan oranda ileri teknoloji kullanılarak tasarlanmaya ve üretilmeye başlamıştır ve daha önce silahlı kuvvetler planlarında yer almayan yeni ürünler ve harp yöntemleri ortaya çıkmıştır. 4 Bunun neticesinde yeni savunma sanayi ürünlerinin tedarikinde dışa bağımlılık oranının ve riskinin gittikçe arttığı fark edilmiş ve süratle tedbir alınması ihtiyacı görülmüştür. Modern silah ve teçhizata sahip olma mecburiyetiyle gelişmeleri yakından izleyerek ihtiyaçlarını ve önceliklerini belirlemekte olan Türk Silahlı Kuvvetleri, günümüz harplerinin vazgeçilmez silahı haline gelen muhtelif roket ve füzeleri yurt içinde üretme iradesini ortaya koymuştur. Bu kapsamda, MSB.lığı, Avrupa ortak üretim programı olan Stinger Programı na müdahil olmuş ve Stinger füzelerinde kullanılan ve günümüzün gelişmiş roket motoru yakıtı olan kompozit katı yakıt üretim hattının kazanılmasını sağlamayı öngörmüştür. Türkiye de katı yakıt teknolojisi olmadığı için MSB.lığı, bu iş paketini üretmek üzere yeni bir şirket kurulmasını değerlendirmiş ve SSM.lığını Roketsan A.Ş. nin kurulması yönünde görevlendirmiştir. Bu değerlendirme ve taleplerin neticesi olarak Roketsan A.Ş. 14 Haziran 1988 tarihinde, Savunma Sanayi İcra Komitesinin T.S.K. nin roket ve füze ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlayacak bir sanayi kurumunun oluşturulması maksadıyla kurulmuştur. Roketsan, bu önemli kararın gereği olarak roket ve füze alanında güçlü bir milli sanayi oluşmasını sağlamak üzere yola çıkmıştır. İlk Savunma Sanayii Müsteşarı Vahit ERDEM 1988 yılındaki kuruluş kararını takiben İskitler de kiralık bir dairede, sınırlı savunma sanayi deneyimine sahip ancak kendilerine verilen milli görevin heyecanıyla dolu 25 kişilik çekirdek kadro ile çalışılmaya başlanmış, Avrupa Stinger Konsorsiyumu nun gereklerine yönelik planlama ve hazırlık çalışmalarına paralel olarak o tarihte bir bozkır olan Elmadağ'da MKEK tarafından SSM'ye devredilen ve daha sonra Roketsan'a 49 yıllığına kiralanan yaklaşık 1.000 dönümlük arazi üzerinde tesis inşa çalışmaları yürütülmüş ve gerekli bina ve altyapı inşaatı 1991 yılında tamamlanmıştır. Aynı yıllarda tesisleşme çalışması da tamamlandıktan sonra kalifikasyon kafilesi olarak ilk 38 adet füze motoru üretimi hatasız olarak yapılarak zamanından önce Konsorsiyum a teslim edilmiş, sözleşme gereği Stinger füzelerinin fırlatma ve uçuş motorlarının seri üretimine başlanmıştır. Bu proje kapsamında, Avrupa Stinger Konsorsiyumu na üye bütün ülkelerin ihtiyacını karşılayacak şekilde sevk sistemi üretim ve ihracını gerçekleştiren Roketsan, Program a katılan yerli ve yabancı 15 üretici firma arasında ikinci büyük iş payına sahip olmuştur. Roketsan, bu Program sayesinde, ülkemizin ihtiyaç duyduğu başta kompozit yakıt teknolojisi olmak üzere pek çok ileri teknoloji ve deneyimi elde edilmiş, bu kazanımlar sonraki projelerin gerçekleştirilebilmesinde en büyük desteği sağlamıştır. Stinger Projesi nin başlangıcında henüz tesisi bile olmaması ve deneyimsiz olması nedeniyle diğer Program ortakları tarafından şüpheyle ve güvensizlikle karşılanan Roketsan, MSB lığının destek ve himayesinde hat kalifikasyonunu tamamlayan ilk Konsorsiyum firması olarak, Program takviminin önünde ve sıfır hata ile sevkiyat yapmıştır. Bir hava savunma füzesine ait sevk sistemlerinin üretimini içeren Singer Programı devam ederken, roket/füze sistemleri için komple sistem sorumlusu olma hedefini benimseyen Roketsan, katı yakıtlı motor seri üretim faaliyetinin paralelinde oluşturduğu roket ve füze sistemleri tasarım altyapısı sayesinde Stinger Projesi nin 1999 yılında tamamlanmasından önce Türk Silahlı Kuvvetleri nin ihtiyacını karşılamak üzere Dünya daki emsallerinden çok daha gelişmiş ve tamamen özgün kompozit yakıtlı 11 km menzile sahip TR-107 Roketi, 40 km menzilli TR-122 Roketi ve T-122 Sakarya ÇNRA Silah Sisteminin tasarımını ve üretimini gerçekleştirmiştir. Bu silah sistemi ve roketlerin 1996 yılında Kara Kuvvetleri envanterine alınması Roketsan ve Türk Silahlı Kuvvetleri için önemli bir kilometre taşı oluşturmuştur. Kara Kuvvetlerimizin derinlikte ateş gücünü arttıracak uzun menzilli roket ve füzelerin üretilmesi amacıyla Milli Savunma Bakanlığı nca 90 lı yılların sonlarına doğru başlatılan projeleri gerçekleştirebilmek için üretim altyapısı kuvvetlendirilmiş ve çeşitlendirilmiştir. Yeni teknolojilerin de elde edildiği bu gayretler neticesinde Kasırga Roketleri

sayı 2 şubat 2013 roketsan ve ilklerimiz ve Yıldırım Füzeleri TSK envanterine kazandırılmıştır. Yine Kara Kuvvetlerimizin ihtiyacı doğrultusunda 2004 yılında Milli Savunma Bakanlığı nca başlatılan ve desteklenen 2,75 Lazer Güdümlü Havadan Yere Füze (Cirit) Projesi nde Dünya daki emsallerinden üstün ve baştan sona özgün tasarım çalışmaları ile lazer güdüm, ara safha güdüm, duyarsız roket motoru ve duyarsız harp başlığı gibi ileri teknolojiler kazanılmıştır. 2004 yılından itibaren Roketsan tasarımı roketler ile bunların fırlatma platformları olan Çok Namlulu Roketatar Silah Sistemleri nin ihracına yönelik sözleşmeler imzalanmıştır. Böylece yurt dışına sistem seviyesinde ürün ve hizmet satışı dönemi başlatılmıştır. 2005 yılında SSM tarafından başlatılan özgün füze sistemleri (Uzun Menzilli Tanksavar Füzesi - UMTAS; Orta Menzilli Tanksavar Füzesi - OMTAS, Alçak ve Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemleri) geliştirilmesi çalışmaları kapsamında Roketsan ile imzalanan projeler sayesinde Roketsan ana yükleniciliğinde veya liderliğinde oluşan geniş bir sanayi yapılanması ortaya çıkmıştır. Ayrıca bu projeler ile Füze Üstü RF Veri Bağı, Görüntüleyici Kızılötesi (IIR) Arayıcı Başlık, Duyarsız Tandem Harp Başlığı ve Platform Entegrasyonu teknolojileri de kazanılmıştır. 2006 Yılında SSM ile Karşı Tedbir Atım Sistemi Destek Merkezi (CSC) tesis edilmesine yönelik çalışmaları başlatılmıştır. Bu destek merkezinde karşı tedbir atım sistemleri için en etkin ve güvenilir atım senaryoları oluşturularak Türk Silahlı Kuvvetleri nin hizmetine sunulacaktır. Milli Savunma Bakanlığı tarafından başlatılan ve NATO NAMSA ile yürütülen, raf ömrü tamamlanmış mühimmatın emniyetli ve çevreye zarar vermeksizin imha edilmesi amacıyla anahtar teslimi Mühimmat Ayırma ve Ayıklama Tesisi (MAAT) kurulması çalışmaları neticesinde tesis 2007 yılının Kasım ayında tamamlanarak teslim etmiştir. Yine NAMSA ile birlikte yürütülen anahtar teslimi Mühimmat Ömür Belirleme Tesisi nin inşası 2010 Yılı içerisinde tamamlanmıştır. Kasım 2009 da SSM ve Roketsan arasında imzalanan sözleşme gereği başlatılan ve Milli Tank Projesi ile diğer çeşitli zırh sistemlerinin tasarımı, geliştirilmesi, üretimi ve testi için gerekli altyapının bulunduğu bir Balistik Koruma Merkezi (BKM) kurulması çalışmaları Roketsan tarafından tamamlanmış ve hizmete alınmıştır. 1991 yılında 1.000 dönüm arazi üzerinde inşa ettiği toplam 21.150 m 2 lik kapalı alana sahip 37 adet binada üretime başlayan Roketsan, bugün itibariyle iki ayrı yerleşkede yaklaşık 80.000 m 2 si kapalı alan olmak üzere toplam 5.6 Milyon m 2 ye yakın geniş bir arazi üzerinde tesis edilmiş 120 adet binada, başarıya odaklanmış personeliyle faaliyetlerine devam eden dev bir savunma sanayi kuruluşu haline gelmiştir. Daima kendi teknolojisini yaratabilmeyi ve kullanmayı hedeflemiş olan Roketsan 2001 yılında açılmış olan ve daha geniş yerleşim imkanı sunan yeni bir yerleşkesi bulunmaktadır. Roketsan, 2009 yılında Bilkent Cyberpark da, Ar-Ge faaliyetlerinin bir kısmını üniversiteler ve diğer teknopark firmaları ile daha yakın işbirliği içinde yürütebilmek maksadıyla Roketsan Teknopark Merkezi ni açmıştır. Aynı yıl içinde yeni Ar-Ge yasası kapsamında, Elmadağ ve Lalahan yerleşkelerindeki mevcut araştırma birimleri iki ayrı Ar-Ge Merkezi olarak T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından tescil edilmiştir. DzKK.lığı ile ortaklaşa yürütülen çalışmalarda yakın koordinasyon sağlanabilmesi için özel bir mühendislik ekibi de İstanbul / Tuzla da 2009 yılından itibaren görev yapmaya başlamıştır. 1988 yılında 25 kişilik çekirdek kadrosuyla faaliyetine başlayan Roketsan, sayısı ve kapsamı gittikçe artan projelerin yarattığı ihtiyaç neticesinde bugün itibariyle %51 i mühendis olmak üzere personel sayısını 1.600 ler seviyesine ulaştırmıştır. Kuruluş Yıllarında Roketsan Roketsan üretime ilk başladığı yıl olan 1991'de 2.778 TL, 1999'da 21 Milyon TL, 2012'de ise %30'u ihracat olmak üzere 415 Milyon TL toplam satış gerçekleştirilmişken, sadece 2012 yılında toplam değeri 1 Milyar TL yi aşan yeni sözleşme imzalanmıştır. Roketsan, sahip olduğu yetenekler, yarattığı güven ve doğru pazar geliştirme gayretleri sayesinde hedeflerine ulaşmış, ileriki yıllara umut ve güvenini taşıyabilmiştir. 5

roketsan dergisi roketsan ve ilklerimiz Roketsan ın halihazırda konuşlu olduğu araziyi bulmak da başka bir zorlu uğraş olarak karşımıza çıktı. Şirketin kurulacağı en az 1.000 dönümlük bir araziye ihtiyaç duyulmaktaydı. Birbirini kovalayan haftaları böyle bir araziyi nasıl buluruz arayışı içinde geçirdik. ARIKAN ile birlikte sonunda MKEK Genel Müdürlüğü nün; Elmadağ / Ankara daki mevcut araziyi %15 hisse karşılığında SSM ye devrettürkiye, roket sanayiini nasıl kazandı? Roketsan ın isim babası ve kuruluşunda büyük bir rol oynayan Yük. Müh. Tuğg. (E) Cemal ALAGÖZ e soruyoruz: Roketsan nasıl ve ne şartlarda kuruldu? 1970 li yıllarda, Türkiye de roket konusu telaffuz ediliyor ancak modern bir yakıt olan kompozit yakıt üretimi olmadığı için öncelikle böyle bir yakıt imalat hattına ihtiyaç duyuluyordu. Bu için de 8-10 Milyon ABD Doları gibi bir kaynağa gereksinimimiz vardı. Ancak bu planlanamadığından Türkiye de roket sanayi oluşturulamıyordu. Bu teknolojiyi alıp kazanmak da kolay bir iş değildi. 1981-1982 yıllarında NATO Savunma bursu ile Kanada da (Ouebec City de Defense Research/Valcartier) araştırma yaparken kompozit yakıtlı CRV-7 roketi ile tanıştım ve bu konu sürekli kafamı meşgul ediyordu. 1980 li yılların başında başlatılan ve Binbaşı rütbesiyle 1983 yılından itibaren yürütme komitesi üyeliğine atandığım Avrupa Stinger Projesi konsorsiyumunda ilk talip olduğum iş paketi, kompozit yakıtlı fırlatma ve uçuş motoru olmuştur (Avrupa Stinger projesi, ABD lisansı altında; Almanya, Hollanda, Yunanistan ve Türkiye den oluşan konsorsiyum üyelerinin Stinger Füzesi ihtiyacını karşılamak üzere gerçekleştirilen projedir). Bu teknolojinin Türkiye ye kazandırılması yoğun müzakereler sonucunda gerçekleşmiş ve böylece bugünkü Roketsan A.Ş. nin temeli atılmıştır. 6 1983-1988 yılları arasında altı yıl süren müzakerelerde fırlatma ve uçuş motorlarının Türkiye de üretilmesinin konsorsiyum üyesi ülkeleri riske soktuğu, Türk sanayiinin bu tür motorları üretme yeteneğinin olmadığı, Türkiye nin bunu üretememesi halinde Stinger füzelerinin üretilemeyeceği, böylece en büyük hisseye sahip olan Türkiye başta olmak üzere bu projeden beklenen sonucun alınamayacağı, konsorsiyum üyesi ülke temsilcilerince defalarca ve ısrarla vurgulanmıştır. Uzun süren yoğun müzakereler sonunda, 1988 yılında Türkiye nin isteği kabul ettirilmiştir. Ancak esas iş bundan sonra başladı. Çünkü bu iş paylaşımına dayalı kontrat imzalandı ve takvim dönmeye başladı: peki bu motorlar nerede üretilecekti? Yaklaşık 20 ay gibi bir zaman vardı. Bu zaman zarfında 38 adet motorun üretilip konsorsiyuma teslim edilmesi gerekiyordu. Proje Subayı olarak bunu nasıl çözülebilir diye düşündüm ve o dönemde teklif verme çalışmalarını yürüten MKEK'in motorları üretecek deneyimi olmaması, bir KİT olması nedeniyle de bu kadar kısa sürede yatırım yapamayacak olması, yapsalar bile eleman eğitimi gibi hususların kendilerini çok zorlayacağını değerlendirdim. Türkiye de başka bir kuruluş olmadığı ve daha önemlisi zaman da süratle akıp gittiği için, MSB Teknik Hizmetler Daire Başkanı merhum Y. Mühendis (E) Tümgeneral Sedat TOKGÖZ komutanıma; Bu motorları üretmek üzere bir Roketsan kuralım, diye arzda bulundum. Ama bu şirket; MKEK, Aselsan, TSKGV'nin ortak olduğu bir özel sektör şirketi olmalı dedim. Komutanım görüşlerime her zaman değer verdiği için bu önerimi kabul etti. MSB Müsteşarı imzası ile, o tarihlerde yeni kurulmuş olan (1985) Savunma Sanayii Müsteşarlığı na (SSM) (o tarihlerdeki adıyla Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı - SaGeB), kendisine has kanunu da buna imkan verdiği için, Roketsan ın kurulması amacıyla müracaatta bulunduk. SSM nin girişim ve telkinleri doğrultusunda; %20 STFA, %20 Kutlutaş, %15 Aselsan, %15 TSKGV, %15 Kalekalıp ve %15 MKEK dağılımındaki hisse yapısı altında Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK) kararı ile Roket Sanayii ve Ticaret A.Ş. kuruldu (zaman içinde hisse oranları değişti). Şirket merkezi, TSKGV nin bağış yolu ile sahip olduğu İskitler de derme çatma bir bina idi. Genel Müdürlüğe ise Aselsan da Stinger Projesi sorumlusu Doç. Dr. Cemil ARIKAN getirildi. ARIKAN bir taraftan eleman temin edip eğitirken, diğer taraftan da tasarım sahibi ABD firması Atlantic Research Corporation (ARC) dan Stinger füzelerinin fırlatma ve uçuş motoru üretim bilgi paketini alarak, imalat alt yapısını oluşturdu. İstihdam ettiği personelin geceli gündüzlü büyük özverisi sonucu Elmadağ / Ankara daki mevcut tesisin inşaatı tamamlandı ve sonuç olarak 38 adet roket motoru yine bu personelin büyük gayreti ile zamanından önce konsorsiyuma teslim edildi. Hepsini saygı ile anıyorum.

sayı 2 şubat 2013 roketsan ve ilklerimiz mesi, bilahare SSM nin de burayı Roketsan a 49 yıllığına kiralaması yöntemiyle, arazi sorununu çözdük. Böylece süratle inşaat faaliyetlerine başladık ve kısa zamanda üretim için tesisler hazır hale gelmiş oldu. Hatasız olarak üretilen bu motorların konsorsiyuma teslimatını müteakip, Stinger Projesi program yöneticisinin söylediği şu sözleri hiç unutamam: Cemal ALAGÖZ, bu iş paketindeki ısrarın sırasında bütün projeyi tehlikeye attığın için sana çok kızmıştık. Ama seni şimdi kutluyorum. Sanayicinle ne kadar övünsen azdır. Sizin sanayiciyi anlamak çok zor. Herhalde ya işe susamışlar, ya da başarı için tatil, bayram demiyor, çalışıyorlar. İşte bu girişimler sayesinde kurulan Roketsan, tüm konsorsiyum üyelerinin ihtiyacı olan motorları hatasız olarak üretti ve büyük bir bilgi birikimi ve kalifiye eleman kazandı. Şimdilerde çok daha büyük projelerin üstlenilebilmesinde, bu gerçek yatmaktadır. Stinger Projesindeki başarı Roketsan ın daha uzun menzilli roket/füze üretimini gerçekleştirmesinde büyük rol oynamıştır. 1991 yılında ARIKAN dan sonra Roketsan Genel Müdürlüğü ne Erk İNGER atandı. Yaklaşık 12 yıl süren Genel Müdürlüğü sırasında Roketsan, çok büyük projeleri gerçekleştirerek, yeni sistemlerin TSK envanterine alınmasını sağlamıştır. Bu süre içerisinde, ilk önceleri Albay rütbesi ile, bilahare sekiz yıl süren ve 2003 yılında kadrosuzluktan emekli oluncaya kadar Yüksek Mühendis Tuğgeneral olarak sürdürdüğüm MSB Teknik Hizmetler Daire Başkanlığım sırasında Silah, Mühimmat ve Roket Şube Müdürlüğü ve ekibinin özverili çalışmaları sonucunda büyük projeleri hayata geçirmenin mutluluğunu yaşadım. Sonuç olarak; Türkiye nin tüm ihtiyaçlarının karşılığı olarak yaklaşık 1 Milyar ABD Doları tutan Stinger Projesi nde, Türkiye hissesine düşen iş payının tamamını almış, ödenen paranın %50-55 kadarı, çeşitli vergiler altında tekrar Hazine ye dönmüş, geri kalanı da şimdilerde çok daha sofistike sistemleri üretebilen 1.500 personelin çalıştığı geleceğimizin teminatı Roketsan ın ve Aselsan ın geliştirilmesinde kullanılmıştır. Son söz olarak çalışmalarımda bana destek olan komutanlarımdan aramızdan ayrılanlara Cenab-ı Haktan rahmet, hayatta olanlara en derin saygılarımı sunarım. Yine çalışmalarımda emeği geçen MSB Teknik Hizmetler Başkanlığı personeli ve Roketsan ın çok kıymetli çalışanlarına da sağlık ve sıhhat diler, sevgilerimi sunarım. Cemal ALAGÖZ Yönetim Kurulu Üyesi 7

roketsan dergisi direktörlüklerimiz tapa direktörlüğü 1. Giriş TSK envanterindeki klasik mühimmat ve yüksek teknoloji ürünü roket/füze sistemlerinde kullanılan tapalar, bugüne kadar kısmen yurt içinde üretilmiş olmakla birlikte, büyük oranda yurt dışından tedarik edilmiştir. Mühimmatın cinsi, kullanım yeri ve teknolojisine bağlı olarak söz konusu tapalar zaman zaman kritik önemi haiz olmuş ve uluslararası kısıtlamalara ve ambargolara maruz kalınmıştır. Bu kapsamda yurt içinde tapa tasarım ve üretim yeteneğinin kazanılması ve bu faaliyetlerin "tek çatı" altında yürütülmesi maksadıyla 2001 yılında Tapasan A.Ş. kurulmuş, ancak tapa üretimini tek kaynaktan yürütme stratejisi yerine dağınık bir yapılanmanın olması, bu konuda ülke politikasının henüz belirlenmemiş olması ve bu amaçla kurulan Tapasan A.Ş. nin faaliyette bulunduğu 10 yıl boyunca misyonuna uygun modern ve yeterli kapasitede bir tesise sahip olamaması ve en önemlisi kurumsallaşamaması nedeniyle Türkiye nin ihtiyaç duyduğu tapalar büyük oranda yurt dışından tedarik edilmiş, bu da savunma sanayiinde stratejik bir ürün olan tapada dışa bağlılığın devam etmesine ve kaynak israfına neden olmuştur. Bu doğrultuda 2012 Temmuz ayında Tapasan A.Ş.'nin tasfiyesiz infisah yoluyla Roketsan A.Ş. ile birleşme işlemleri tamamlanmış ve Tapasan A.Ş.'nin uhdesinde bulunan tapa tasarım, geliştirme ve üretim faaliyetleri Roketsan A.Ş. tarafından üstlenilmiştir. Bu kapsamda Roketsan A.Ş. bünyesinde teşkil edilen Tapa Direktörlüğü organizasyonu yukarıda gösterilmiştir. 2. Tapalar Hakkında Genel Bilgi Tapa; mühimmat harp başlığının atış sonrası hedefe çarp- 8

sayı 2 şubat 2013 direktörlüklerimiz masıyla veya ayarlanan sürede veya ayarlanan mesafede veya dışarıdan verilen komutla infilak etmesini sağlayan, ateşleme zincirini başlatan, hassas ve teknolojik bir üründür. Tapalar, gerek klasik mühimmatta gerekse de roket ve füze sistemlerinde harp başlığı ve diğer patlayıcı ünitelerin istem dışı faaliyete geçmesine engel olacak şekilde emniyet ve kurma özelliğine sahiptir. Genel yapısı itibarıyla tapalar; Emniyet ve Kurma Ünitesi (mekanik veya elektronik emniyet ve kurma tertibatı), Patlatma / Ateşleme Başlatma Zinciri (Başlatma elemanları / kapsül, patlayıcı ve piroteknik malzemeler), ve bunlara ait yapısal ve elektriksel aksamlardan oluşur. 2.1. Uygulama Alanları: Tapalar; top mühimmatı, tank mühimmatı, obüs mühimmatı, havan mühimmatı, deniz mühimmatı, uçak bombaları, uçaksavar mühimmatı, bomba atar mühimmatı, fişek mermileri, el bombaları, mayınlar ve benzeri tüm klasik mühimmatta, roket ve füzelerde kullanılır. 2.2. Tapa Tipleri: Çalışma Sistemine Göre: Mekanik Tapa Elektro-mekanik Tapa Elektronik Tapa Aktivasyon Metoduna Göre: Çarpma Tapa Gecikmeli Tapa İntiharlı Tapa Zaman Ayarlı Tapa Yaklaşmalı Tapa Çok Maksatlı Tapa Akıllı Tapa Montaj Yerine Göre: Baş / Burun Tapası Dip / Kuyruk Tapası 3. Tapa Direktörlüğü nün Amaçları Roketsan ile Tapasan ın birleşmesi sonrası, yurt içi savunma sanayii ihtiyacı muhtelif mühimmat için gerekli olan mekanik, elektro-mekanik ve elektronik tapaların tasarım, geliştirme, kalifikasyon ve seri üretimi ile testlerinin, Roketsan bünyesinde gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir. Bu kapsamda Roketsan ın Stratejik Hedefleri, Misyonu ve Vizyonu ile uyumlu olacak şekilde Tapa Direktörlüğünün amaçları; Yüksek teknoloji gerektiren her türlü tapanın ve kritik aksamlarının gerek kalite gerekse de maliyet açısından yurt dışı tedarik kaynakları ile rekabet edecek şekilde tasarımının, geliştirilmesinin ve üretiminin yapılması veya yaptırılması, Başta TSK, Roketsan ve MKEK olmak üzere yurt içi taleplerin karşılanarak Türkiye nin tapa tasarımı ve üretimi alanında kendi kendine yeterli konuma gelmesi, tapa üretiminde kullanılan kritik teknolojilere milli imkânlar ile sahip olunması, yurt dışına bağımlılığın azaltılması ve uzun vadede ortadan kaldırılması, Roketsan ın, kalite ve fiyatı ile yurt dışına tapa ihraç eder duruma gelmesi olarak özetlenebilir. 9

roketsan dergisi direktörlüklerimiz MKE Gazi Fişek Fabrikası Müdürlüğü ile imzalanan sözleşme kapsamında üretim devam etmektedir. Yıllık üretim kapasitesi 420.000 adet olup, üretim kapasitesinin artırılması maksadıyla otomasyona gidilmesi öngörülmüştür. 122 mm Roket Tapaları (Hassas ve Gecikmeli Çarpma Tapası) 4. Faaliyet Planı ve Tapasan A.Ş. den Devralınan Projeler Roketsan A.Ş. nin Tapasan A.Ş. ile birleşmesi sonrası, ilk aşamada, üretimdeki ürünlere ait Teknik Bilgi Paketi ve Üretim Bilgi Paketleri uluslararası tapa standartları açısından tekrar değerlendirilmiş ve geliştirilmiştir. Bu kapsamda Tapa Direktörlüğü olarak, Tapasan A.Ş. nin Roketsan A.Ş. dışındaki müşterileri ile yürütmekte olduğu sözleşmeli projeler başta olmak üzere üretim faaliyetleri kesintisiz olarak devam ettirilmiştir. Üretim faaliyetleri Tapasan A.Ş. den devralınan ve mülkiyeti Roketsan A.Ş. ye ait olan tesislerde sürdürülmektedir. Halihazırda seri üretimi devam eden tapalar aşağıda özetlenmiştir. M505 A3 20 mm Fişek Tapası (Hassas Çarpma Tapası) Roketsan A.Ş. ve MKE Kurumu tarafından üretilen uzun ve kısa menzilli 122 mm roket sistemlerinde kullanılan tapalardır. Hassas (122 T1A1) ve Gecikmeli (122 T1) olmak üzere iki konfigürasyonda üretilmektedir. 107 mm Roket Tapaları (Hassas ve Gecikmeli Çarpma Tapası) 10

sayı 2 şubat 2013 direktörlüklerimiz Roketsan A.Ş. ve MKE Kurumu tarafından üretilen uzun ve kısa menzilli 107 mm roket sistemlerinde kullanılan tapalardır. Hassas (107 T1) ve Gecikmeli (107 T1A1) olmak üzere iki konfigürasyonda üretilmektedir. DSH Roketi Tapası T-904/T-905 Tapası 2013 yılı içinde tamamlanması planlanmaktadır. Tapa Teknolojileri Geliştirme Faaliyetleri Başta Uzun Menzilli Tanksavar (UMTAS) füze tapası olmak üzere K.K.K.lığı ihtiyaçlarının Roketsan A.Ş. nin özgün ürünleri ile karşılanması amacıyla tasarım ve teknoloji geliştirme çalışmalarına başlanmış olup, 2014 yılında seri üretime hazır hale getirilmesi planlanmıştır. Roketsan A.Ş. tarafından Dz.K.K.lığı için geliştirilen Denizaltı Savunma Harbi (DSH) Roketinde kullanılan DSH tapası kalifiye edilmiş olup yakında seri üretimine başlanacaktır. Cirit Füzesi Tapası Hv.K.K.lığının daha önce yurt dışından tedarik ettiği Mk 80 serisi Genel Maksat Bombalarında kullanılan mekaniki tapa seti için Tapasan A.Ş. tarafından başlatılmış çalışmalar Roketsan A.Ş. tarafından yeniden ele alınmış olup geliştirme faaliyetleri sürdürülmektedir. Seri üretim projelerine ilave olarak, Tapa Direktörlüğünün uzun vadedeki hedefleri arasında yer alan elektromekanik tapa geliştirme faaliyetleri de üretim faaliyetlerine paralel olarak sürdürülmektedir. Bu kapsamda hâlihazırda yürütülmekte olan geliştirme projeleri aşağıda belirtilmiştir. 122 mm Elektronik Yaklaşmalı Tapa Projesi Söz konusu tapa tasarımında TSK envanterine teslim edilen kısa ve uzun menzilli 122 mm roketlerin (Yüksek İnfilaklı ve Çelik Bilyeli) hepsinde kullanılacak ortak bir çözüme gidilmiştir. Buna paralel olarak TSK nın hava savunma füze ihtiyaçlarına uygun milli tapa çözümlerinin oluşturulması amacıyla tasarım ve teknoloji geliştirme faaliyetleri planlanmıştır. 5. Yatırım İhtiyacı Tapasan A.Ş. den devralınan üretim tesisleri ve test altyapısı ülkemizin kısa, orta ve uzun vadedeki ileri teknoloji ürünü tapa ihtiyacını karşılayacak yeterlilikte değildir. Bu maksatla 2013-2014 döneminde Tapa Direktörlüğü nün bina, alt yapı ve modern üretim ve test ekipmanları ile teçhizine yönelik yatırımların gerçekleştirilmesi öngörülmüştür. Sonuç olarak, tapa tasarım ve üretiminin Roketsan bünyesinde yürütülmesi sayesinde kısa süre içinde elde edilecek bilgi birikimi ve kazanılacak teknolojiler ile bir taraftan TSK ihtiyaçları karşılanacak diğer taraftan ihracat projelerimizde tapa gibi kritik bir alt sistem açısından dışa bağımlı olmaktan kurtulunmuş olacaktır. 300 mm Elektronik Yaklaşmalı Tapa Projesi K.K.K.lığı ihtiyacına binaen Roketsan A.Ş. tarafından geliştirilen Cirit füzesinde kullanılan tapa Roketsan A.Ş. tarafından tasarlanmış ve kalifiye edilmiş olup seri üretimine başlanmıştır. TSK envanterine daha önce teslimatı yapılmış olan Kasırga roketleri ile halihazırda geliştirilmekte olan uzun menzilli 300 mm roketlerde kullanılması planlanan tapanın geliştirme çalışmalarının Dr. Tuğrul TINAZTEPE Tapa Direktörü 11

roketsan dergisi tasarım ve mühendislik gücümüz türkiye nin ilk milli tanksavar füzesi UMTAS Ülkemizin ilk milli tasarım tanksavar füzesi olan UMTAS ın geliştirme çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen ilk Güdümlü Test Füzesi atışında tam isabet kaydedildi. Uzun Menzilli Tanksavar Füze (UMTAS) Projesi, Türk Silahlı Kuvvetleri nin uzun menzilli tanksavar füze ihtiyacını milli imkanlarla karşılamak üzere başlatılmış bir projedir. Geliştirme çalışmalarına Eylül 2008 de başlanan proje sayesinde UMTAS Füzesi, T-129 ATAK Helikopterinin tanksavar füzesi olarak TSK envanterine girecektir. Helikopterlerden kullanılmak üzere geliştirilmiş olan UMTAS, ana muharebe tanklarına karşı etkili ve rakip tanksavar sistemlerine üstünlük sağlayan bir çok özelliğe sahip bir füze sistemidir. Kızılötesi görüntüleyici (IIR) arayıcı görüntüsünün RF veri bağı ile lançere, lançerden kullanıcı ekranına iletilmesi ve hassas güdüm-kontrol sistemine dayanan kullanım konsepti, kullanıcıya gece/gündüz ve kötü hava koşullarında hedefe atış öncesi/atış sonrası kilitleme, hedef güncelleme ve hedef üzerinde vuruş noktası seçimi gibi imkanlar sunmaktadır. Füze, sahip olduğu yüksek performanslı tandem harp başlığı sayesinde ileri teknoloji tank zırhlarına, beton koruganlara karşı etkili olacaktır. Sistem, askeri çevre koşulu standartlarına uygun olarak test edilmekte ve zorlayıcı görev ortamlarına dayanıklı olacak şekilde geliştirilmektedir. Sistemin lançeri, T-129 ATAK helikopterinin yanı sıra, diğer modern taarruz helikopterlerine de kolaylıkla entegre edilebilecek şekilde, uluslararası askeri standartlar göz önünde bulundurularak tasarlanmıştır. Projede şu ana kadar Balistik Test Füzesi (BTF) ve Kontrollü Test Füzesi (KTF) atış faaliyetleri gerçekleştirilmiş ve alt sistem tasarım doğrulama çalışmaları tamamlanmış, helikopterden emniyetli ayrılma testleri kapsamında BTF atışları yapılmıştır. Sistem entegrasyon - test aşaması devam etmekte olup Güdümlü Test Füzesi (GTF) atış kampanyaları yürütülmektedir. Bu çerçevede Temmuz 2012 de gerçekleştirilen ilk GTF atış kampanyasında 5 km mesafede yer alan hedef başarıyla vurulmuştur. Atışlı testlere 2013 de devam edilecektir. Roketsan, aynı zamanda UMTAS Projesi ndeki kazanımlardan faydalanarak Lazer Arayıcı Başlıklı Tanksavar Füzesi (LUMTAS) ve yüksek infilaklı/parçacık etkili harp başlıklı füze geliştirilmesine yönelik faaliyetlerini öz kaynak tahsis ederek UMTAS Projesi nin paralelinde başarıyla sürdürmektedir. 12

sayı 2 şubat 2013 tasarım ve mühendislik gücümüz lazer umtas LAZER UMTAS, havadan karaya, atış öncesi ve atış sonrası kilitlenebilen yarıaktif laser güdümlü füze sistemidir. Füze, taarruz helikopterlerinden ve kara araçlarından gece/gündüz atılabilmekte ve kullanılan harp başlığına göre; anamuharebe tankı, zırhlı personel taşıyıcı, kamyon, arazi aracı, hafif korugan, siper, bina, alçak irtifada hover yapan helikopterlere karşı kullanılabilmektedir. Tasarım Süreci LAZER UMTAS, orijini olan UMTAS sisteminin teknolojik altyapısı ve konfigürasyonel ortaklığını azami kullanacak şekilde, modüler olarak tasarlanmıştır. Bu kapsamda, füzenin tasarımında Arayıcı ve Harp Başlığı bölümleri modüler olacak şekilde tutulmuş ve diğer bölümler UMTAS sisteminden aynen alınmıştır. Bu sayede 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren bir yıllık kısa bir çalışma sonunda, LAZER UMTAS görev ortamında test edilebilecek bir sisteme dönüşmüştür. Şekil 1: Lazer UMTAS ivme motorundan oluşmaktadır. Arayıcı olarak gövdeye bağlı yarı aktif LAZER arayıcı başlık kullanılmaktadır. Arayıcı başlık içerisinde TÜBİTAK tarafından geliştirilen dört dilimli milli dedektör ve Roketsan tasarımı optik bütün kullanılmıştır. Arayıcı başlık tasarımında yüksek anlık görüş alanı hedef alınmıştır. Bu sayede füze, orijini olan UMTAS sistemine ve pazardaki diğer kardanlı (gimballi) arayıcı içeren sistemlere eş performans özelliklerine sahiptir. Bu tasarım yöntemi, sistemin performans özelliklerini kardanlı arayıcı içeren sistemlere eş tutarken sistemin maliyetini ve karmaşıklık düzeyini aşağıya çekmektedir. LAZER UMTAS, UMTAS sistemi için geliştirilen tanksavar harp başlığını kullanacak şekilde geliştirilmiştir. Bu harp başlığının yanısıra, füze için yüksek infilaklı parçacık tesirli bir harp başlığı daha geliştirilmiştir. Bu sayede füze ve ağır zırhlı araçlar haricindeki diğer hedeflere LAZER UMTAS, UMTAS Lançerinden atılabilecek şekilde tasarlanmış, 2012 yılı içinde, Kara Kuvvetleri Komutanlığı için yurt içinde geliştirilmekte olan ATAK helikopterine entegrasyon çalışmaları başlatılmış ve ATAK helikopterinden hedefin vurulduğu iki başarılı atış gerçekleştirilmiştir. LAZER UMTAS Füze Sistemi LAZER UMTAS; arayıcı, güdüm, harp başlığı ve kontrol bölümleri ile seyir ve Şekil 2: Tanksavar ailesi teknoloji ortaklığı 13

roketsan dergisi tasarım ve mühendislik gücümüz ve personele karşı operasyonel etkinlik kazandırılmıştır. LAZER UMTAS sisteminin temel teknik özellikleri Tablo 1 de özetlenmiştir. Taktik Kullanım LAZER UMTAS, sahip olduğu arayıcı başlığın geniş görüş açısı ve yüksek algılama kapasitesi sayesinde yüksek kullanım kapasitesine sahiptir. Füze, NATO standartlarına uygun işaretleyicilerle çalışacak şekilde tasarlanmış olup, kullanılan LAZER kodunun operasyon esnasında ve atış öncesinde değiştirilmesi mümkündür. LAZER işaretleme, füzenin atılacağı platformdan yapılabileceği gibi, operasyon koşullarına bağlı olarak yer birlikleri, insansız hava araçları ya da atıcı platform haricindeki hava birlikleri tarafından da yapılabilecektir. Her iki durumda da füze, atış anından dalış anına kadar ara safha güdüm yapmakta, dalış noktası füze tarafından hesaplanmakta ve hedefin etkin bir şekilde vurulması sağlanmaktadır. Bütün bunlara ek olarak füze, hedeflerin karşı tedbir ataklarına karşı son güncel noktaya güdüm algortimalarına sahiptir. Sistemin tasarımında kullanım basitliği ön planda tutulmuştur. Füzeyi, kullanım zarfı içerisinde, atış doğrultusuna yöneltip ateşlemek yeterlidir. LAZER UMTAS, 500 m den 8 km ye kadar olan menzillerdeki hedeflere karşı etkindir. Bu zarf içerisinde sistem, atış öncesi kilitlenme (AÖK) ve atış sonrası kilitlenme (ASK) olmak üzere iki farklı atış tipi ile kullanılabilir. AÖK atış tipinde füze, platformdan işaretlemelerde 5 km de, 3 km den harici işaretlemelerde ise 7 km mesafeden hedefe kilitlenebilmektedir. Gelişme Potansiyeli Şekil 3: LAZER UMTAS uçuş testi - 15 Ağustos 2012, Karapınar LAZER UMTAS öncelikle taarruz helikopterlerinden atılması planlanmış bir sistemdir. Ancak, gelişen teknolojiye parallel olarak, ses hızı altında uçan insanlı ve insansız uçaklardan veya stabilize sabit kara/deniz platformlarından kullanılabilme kapasitesi mevcuttur. Sabit kanatlı hava platformlarında, atış yüksekliğinin artmasına paralel olarak, 8 km olan etkin azami menzilin de artması muhtemeldir. LAZER UMTAS tasarım gereksinimleri aşağıdaki faktörlerin en iyileştirilmesi bakış açısıyla tanımlanmıştır. Kullanıcı nın tanksavar harekat kabiliyetinin çeşitlendirilmesi ve artırılması, Asgari olarak tanksavar füze pazarındaki lazer güdümlü sistemlerin performans özelliklerini hedefleyen bir sistem performansı, Tank haricinde anti-personel ve hafif zırhlı/zırhsız araç hedeflerine yönelik kullanım esnekliği, Birim maliyet etkinliği. Proje çalışmaları, Roketsan ın lazer arayıcı ve güdüm teknolojilerindeki yetkinliği sayesinde çok kısa bir sürede ürüne dönüştürülmüş ve 2012 yılı içinde uçuş testleri yapılarak sistem etkinliği kanıtlanmıştır. Şekil 4: LAZER UMTAS bölümleri 14

sayı 2 şubat 2013 tasarım ve mühendislik gücümüz LAZER UMTAS, performans kabiliyetlerinin yanısıra platformlara hızlı entegre edilebilirliği, kolay kullanım özellikleri ve maliyet etkinliği sayesinde IIR UMTAS tamamlayıcı önemli bir üründür. LAZER UMTAS kullanılacak harp başlığı tipine bağlı olarak, etkinlik ve birim maliyet açısından CİRİT ve IIR UMTAS sistemleri arasında bir füze sistemi olarak konumlandırılabilmektedir. Güneş AYDIN Kara Taktik Füze Sistemleri Modelleme ve Simülasyon Sorumlusu Tablo 1: LAZER UMTAS teknik özellikleri Şekil 5: LAZER UMTAS kullanım konsepti Şekil 6: LAZER UMTAS platformları 15

roketsan dergisi tasarım ve mühendislik gücümüz çok darbeli motor teknolojileri ile itki kontrolü Konvansiyonel katı yakıtlı roket motorlarında, tüm katı yakıt tek bir yakıt bloğu şeklinde yanma odasında yer almakta, motor bir kere ateşlendiği zaman yakıt bitene kadar yanma reaksiyonu devam etmektedir. Bu şekilde motordan beklenen itki, yakıtın ateşlenmesi ile tükenmesi arasında kalan süre içinde tek bir seferde üretilmektedir. Bir kere ateşlendiğinde oksitleyicisini içinde barındıran katı yakıtın yanma reaksiyonunu durdurmak pratik olarak mümkün olmamaktadır. Konvansiyonel katı yakıtlı roket motorlarında, itki seviyesinin ayarlanması üretim sırasında katı yakıta verilen form ile gerçekleştirilmekte, motor çalışması sırasında itki seviyesinin ayarlanması mümkün olmamaktadır. Çok darbeli motor teknolojileri, katı yakıtlı roket motorlarında itki kontrolünün sağlanması amacıyla oluşturulmuştur. Dünyada farklı uygulamalar bulunmasına rağmen genelde iki yöntem üzerinde yoğunlaşıldığı görülmektedir. İlk yöntemde farklı yakıt çekirdekleri bir birinden bir yalıtım vasıtasıyla ayrılmaktadır. Bu yalıtım, birinci yakıt çekirdeğinin ateşlenmesi sırasında meydana gelen ısıl etkilerden ikinci yakıt çekirdeğini korumakta ve meydana gelen basınç yükünü ikinci yakıta aktarmamaktadır. Takip eden ikinci darbe ateşlemesi ile birlikte yalıtım ikinci yakıt çekirdeğinden ayrılarak lüleden dışarı atılmaktadır. Diğer yöntemde ise farklı yakıt çekirdekleri aynı gövde içerisinde fiziksel olarak bir darbe ayırıcı bariyer vasıtasıyla birbirinden ayrılmaktadır. Bu şekilde aynı yanma odası içinde yer alan yakıt çekirdekleri bağımsız olarak farklı zamanlarda ateşlenebilmektedir. Şekil 1: Darbe ayırıcı yalıtımlı çok darbeli motor Görevi gereği, darbe ayırıcı bariyerin birinci yakıt çekirdeğinin ateşlenmesi sırasında oluşan ısı ve basınca karşı bütünlüğünü ve sızdırmazlığını koruması, takip eden ikinci yakıt çekirdeğinin ateşlenmesi ile de akışa izin vererek açılması ve bu sırada lüleye zarar verecek herhangi bir katı parçacık atılmaması istenmektedir. Çok darbeli roket motorları kullanıldıkları füze sistemlerine taktik avantajlar sağlamaktadırlar. Yüksek hızla hareket eden hedeflere karşı kullanılan savunma sistemlerinde (özellikle hava savunma ve hava hava füze uygulamalarında) füzenin hedef yakınlarında yüksek manevra kabiliyetine sahip olması istenmektedir. Şekil 2: Darbe ayırıcı bariyerli çok darbeli motor 16

sayı 2 şubat 2013 tasarım ve mühendislik gücümüz Şekil 3: Konvansiyonel ve çift darbeli katı yakıtlı roket motoru hız-menzil grafiği Tek darbeli roket motorlarına sahip konvansiyonel füze sistemlerinde fırlatmayı takiben ilk ivmelenme aşamasında ulaşılan yüksek uçuş hızlarının, uçuşun ileri aşamalarında korunamadığı, uçuş hızının hedefe ulaşılan son aşamada hava sürüklenmesi kaynaklı olarak düştüğü, bu sebeple de hareketli hedeflere karşı yüksek manevra gerektiren terminal uçuş aşamasında aerodinamik kontrol etkinliğinin sınırlandığı bilinmektedir. Çift darbeli motora sahip bir füzede ise hedef yakınlarında ikinci darbenin ateşlenmesi ile füze tekrar hız kazanmakta, böylece manevra kabiliyeti ve hedefe çarpma hızı büyük ölçüde iyileştirilmektedir. Çift darbeli motorlarda füzenin azami hızı, tek darbeli konvansiyonel motorlara göre daha düşük olmasına rağmen tüm uçuş zarfı boyunca ulaşılan ortalama itki seviyesi daha yüksek olabilmektedir. Bu durum, hava sürüklenmesi kaynaklı kayıplarda da bir düşüş getirmesi sebebiyle aynı yakıt miktarı ile daha uzun menzile ulaşılmasını sağlamaktadır. Farklı iki darbenin tek yanma odasını ve tek bir lüleyi paylaşması sebebiyle, toplam ağırlık olarak çift darbeli motor, benzer etkinin sağlanması için tasarlanacak iki farklı motorun kullanıldığı çift kademeli sistemin toplam ağırlığından daha düşüktür. Kademe ayırma olmaksızın iki farklı motorun kullanıldığı roket/füze sistemlerinde motorlardan bir tanesinde tek lüle kullanılırken diğerinde genellikle çoklu lüle konfigürasyonuna ihtiyaç duyulduğu bilinmektedir. Çoklu lüle bulunan motorlara itki vektör kontrol sistemlerinin uygulanması tasarım olarak zorlayıcı bir konudur. Çift darbeli motorlarda ortak tek bir lüle kullanılması sebebiyle bunlara itki vektör kontrol sistemlerinin adapte edilmesi daha kolay olmaktadır. Roketsan ın bu kritik teknolojiye sahip olması için çift darbeli motor teknolojisi ile ilgili bir geliştirme çalışması 2011-2012 yılları içinde yürütülmüştür. Bu çalışma kapsamında teknik isterlere uygun olarak görevini tutarlılıkla yerine getirebilen bir motor konfigürasyonu geliştirilmiştir. Çalışma sonucunda çift darbeli motor teknolojisi bir test konfigürasyonu üzerine uygulanarak çalışırlığı yer Şekil 4: Çift darbeli test motoru yer testi testleri ile gösterilmiştir. Bu teknolojinin ürünlere uygulanması için çalışmalar sürdürülmektedir. Ömer ÇAKIR İtki Sistemleri Tasarım Mühendisi 17

roketsan dergisi tasarım ve mühendislik gücümüz duyarsız mühimmat sistemleri için yüksek voltaj detonatörü geliştirme faaliyetleri 90 lı yılların başlarından itibaren, enerjik malzemelerin hassasiyet seviyesini düşürmek ve duyarsız mühimmat geliştirmek amacıyla dünya çapında birçok adım atılmıştır. Geçmişte önce fonksiyon olarak düşünülen tasarım anlayışı günümüzde önce güvenlik ve güvenilirlik olarak değişmiştir. Özellikle roket ve füze sistemlerinin güvenliği ve güvenilirliği düşünüldüğünde akla ilk olarak ateşleme sistemleri gelmektedir. Ateşleme sistemlerinin hassasiyetinin düşürülmesi, bu sistemlerin RF (radio frequency - radyo frekans), EMI (electromagnetic interference - elektromanyetik girişim), ESD (electrostatic discharge - elektrostatik deşarj) gibi elektriksel etkilerden etkilenmeyecek hale getirilmesi ile mümkün olmaktadır. Ayrıca düşük hassasiyetli birincil patlayıcı yerine duyarsız yüksek patlayıcı kullanılması, olumsuz çevre koşullarına dayanıklılığı artırırken, duyarsız ateşleme sistemleri oluşturulmasına da olanak sağlamaktadır. İngilizcesi Exploding Foil Initiator (EFI), Türkçe ye çevrilmiş hali ile Patlayan Folyolu Başlatma Elemanı veya çalışma prensibinden hareketle Yüksek Voltaj Detonatörü, roket motoru ve harp başlığı ateşleme zincirleri için bilinen en duyarsız başlatma elemanıdır. EFI detonatörler basitçe, yüksek voltaj ile yüklenmiş bir kapasitörün deşarjı sonucu patlayan metal bir köprü plakanın yarattığı plazma ile üzerinde bulunan plastik bir plakayı (uçan plaka) belirli bir yol boyunca (namlu) hızlandırarak yüksek patlayıcıya çarptırması ve bu patlayıcının patlaması prensibine göre çalışmaktadır (Bkz. Şekil 1). Bu sistemin güvenliği, gerek kullanılan enerjik malzemelerin duyarsızlığından gerekse sistemi ateşleyebilmek için özel olarak tasarlanmış bir yüksek voltaj ünitesinden gelmektedir. Yüksek Voltaj Detonatörü, 1965 yılında John Stroud tarafından Lawrence Livermore National Laboratory de keşfedilerek, yüksek patlayıcıların şok ile patlatılması amacı ile kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle Amerika da, uzun süreler boyunca laboratuvar ölçekli testlerde patlayıcıların şok hassasiyetlerinin belirlenmesinde kullanılmıştır. Boyutların giderek küçülmesi ile Yüksek Voltaj Detonatörleri, roket ve füze sistemleri içerisinde yer alabilecek konfigürasyona dönüştürülmüş, roket/füze elektronik tapalarında başlatma elemanı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Nükleer başlıkların testlerinin gerçekleştirilebilmesi için EFI ın ilk türü olan EBW (Explosive Bridgewire Initiator) tipi detonatörlerin kullanıldığı bilinmektedir. Yüksek Voltaj Detonatörleri ayrıca sismik çalışmalar ve madencilik gibi sivil alanlarda da güvenle kullanılabilmektedir. Yüksek Voltaj Detonatörleri dünyada birkaç firma tarafından üretilmektedir. Bu teknolojide öncü firmalar arasında iki Amerikan şirketi, Teledyne RISI ve Excelitas gelmektedir (Bkz. Şekil 2). Avrupa kaynaklı şirketler arasında ise Alman Diehl Defence firması ve İngiliz e2v firmalarının adı geçmektedir. Dünya üzerindeki birçok tapa üreticisi bu firmalardan tedarik ettiği Yüksek Voltaj Detonatörlerini kullanmaktadır. Yüksek Voltaj Detonatörlerinin Avantajları aşağıdaki gibi sıralanabilir: RF, EMI, ESD gibi elektriksel etkilere karşı duyarsız olması sebebiyle istenmeyen ateşlemelere yol açmaması, Patlayan metal folyo ile patlayıcı arasında plastik uçan plaka ve namlu olması yani detonatörün çalışan ilk elemanının enerji üretecek patlayıcı ile temas ha- 18 Şekil 1: Patlayan folyolu başlatma elemanı bileşenleri ve çalışma prensibi

sayı 2 şubat 2013 tasarım ve mühendislik gücümüz Şekil 2: Hazır ticari ürünler uçan plaka hızı gibi kritik değişkenlerin zamana bağlı olarak değişimi modellenmiştir. Bu yetenek, sonraki tasarım aşamalarında, sistem gereksinimlerine dayalı performans gereksinimlerini belirlemek için kullanılması gereken parametreleri tahmin edebilmek amacıyla kullanılacaktır. linde olmaması, Patlayıcıların çok yüksek yoğunluklarda preslenerek kullanılabilmesi, HNS gibi duyarsız patlayıcılarla ateşlenebilmesi, Füze sistemlerinde yer kaplayan elektro-mekanik emniyet kurma mekanizmaları yerine tamamen elektronik emniyet kurma mekanizmaları ile birlikte kullanılabilmesi ve sistemde hacimsel avantaj sağlaması. Bilindiği gibi, özellikle enerjik malzemelerin yurt dışından temininde, ihracat izni alınması ve özel nakliyeye ilişkin uzun süre gerektiren işlemler, tasarım ve üretim çalışmalarını olumsuz etkilemektedir. Bu bağlamda, yeni nesil füzelerin roket motoru ve harp başlığı ateşleme zincirlerini duyarsız hale getirebilmek için kritik olan bu teknolojinin yurt içinde kazanılması ve milli imkanlarla üretilerek testlerinin yapılabilmesi önem arz etmektedir. Yüksek Voltaj Detonatörü tasarım ve geliştirme faaliyetleri OES Grup Başkanlığı na bağlı Harp Başlığı ve Piroteknik Sistemler Tasarım Müdürlüğü bünyesinde gerçekleştirilmiştir. Bu süreç içerisinde temel olarak yüksek voltaj ateşleme ve test ekipmanları ile çalışma yeteneğinin ve Yüksek Voltaj Detonatörü tasarım ve prototip üretim kabiliyetlerinin kazanılması hedeflenmiştir. Yüksek Voltaj Detonatörünün üretim yeteneğinin tamamen yurt içi kaynaklarla gerçekleştirilebilmesi için bir mikro-elektronik uygulaması kapsamında ODTÜ MEMS Araştırma ve Uygulama Merkezi ile ortak bir çalışma başlatılarak yurt içi üretim yeteneği kazandırılması adına ilk adım atılmıştır. Roketsan bünyesinde tasarımı yapılmış ve yurt dışı imkanlarla üretilerek komplelendirilmiş olan Yüksek Voltaj Detonatörü prototipleri ile performans testleri başarıyla gerçekleştirilmiştir. İlerleyen çalışmalarda farklı parametrelere sahip tasarımlar test edilerek optimum tasarım parametrelerinin elde edilmesi hedeflenmektedir. Tasarım sürecine paralel devam etmekte olan performans modelleme sürecinde ise bir modelleme yazılımı ile farklı mekanik ve termodinamik temellere dayalı olarak patlama anı, öncesi ve sonrası, Şekil 4: Performans testleri çıktısı ve modelleme karşılaştırılması Giderek artan duyarsız mühimmat geliştirme gereksinimlerine ayak uydurabilmek adına roket ve füze sistemlerinin ateşleme zincirlerini güvenli ve güvenilir hale getirmek için Yüksek Voltaj Detonatörü kullanılması gerekliliği ve bu başlatma elemanının yurt dışından temininde yaşanabilecek sorunlar göz önünde bulundurulduğunda, gerek Roketsan gerekse ülkemiz açısından böyle kritik bir komponenti yurt içi imkanlarla tasarlayıp üretmek füze harp başlığı ve tapa sistemlerinin emniyeti açısından atılmış önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Roketsan tarafından tasarımı yapılıp üretilmiş Yüksek Voltaj Detonatörünün, yine yurt içi imkanlarla tasarlanarak üretilecek olan Elektronik Emniyet Kurma ve Ateşleme Birimi (EEKAB) ile birlikte yeni nesil füze sistemlerinde yakın gelecekte kullanılması hedeflenmektedir. Şekil 3: Tasarım faaliyetleri kapsamında hazırlanmış EFI katı modelleri Yusuf YILMAZ Burak KIZILKAYA Piro Teknik Sistemler Tasarım Mühendisi 19

roketsan dergisi roketsan ve kalite 2012 yılı süreç iyileştirme faaliyetleri Son dönemde başarı grafiğini hızla yükselten Roketsan ın geldiği bu noktada her türlü operasyonda süreç mükemmelliğine ulaşmak için verimliliğin artırılması, maliyetlerin ve işlem sürelerinin azaltılması gibi sürekli iyileştirme faaliyetlerinin artarak devam ettirilmesi kritik önem arz etmektedir. Bu doğrultuda Ürün ve Süreç Kalitesi Direktörlüğü koordinasyonu ile başta üretim/entegrasyon ve tasarım olmak üzere her türlü operasyonel ve yönetsel süreçlerimizde sürekli iyileştirme faaliyetleri 2009 yılından beri yoğun biçimde uygulanmakta ve artarak devam etmektedir. 2012 yılı süreç iyileştirme faaliyetleri kapsamında tüm operasyonel ve yönetsel süreçlerimizde Yalın 6 Sigma, Deney Tasarımı (DOE), 5S gibi metotların kullanımıyla iyileştirme projeleri yürütülmektedir. Yapılan faaliyetlerin dağılımı Şekil 1 de gösterilmiştir. Bu faaliyetleri gerçekleştirebilmek için yöneticiler dahil beyaz yakalı personelimizin ve mavi yakalı personelimizin katıldığı 6 Sigma Yeşilkuşak, Yalın, Deney Tasarımı ve 5S eğitim programları düzenlenmiştir. İyileştirme çalışmaları eğitimler ile paralel yürütülmektedir. Şekil 1: 2012 yılı süreç iyileştirme uygulamaları dağılımı Yalın 6 Sigma çalışmalarımızda müşteri odaklı hareket eden proje ekipleri oluşturulmaktadır. Şekil 2 de gösterilen TÖAİK metodolojisi kullanımı ile problem beş aşamalı şekilde detaylı tanımlanır, mevcut süreç ile ilgili ölçümler alınır, ileri istatistiksel araçların kullanımı ile analizler yapılır ve problemlerin kök nedenlerine inilerek kalıcı iyileştirmeler elde edilmesi hedeflenir. Özellikle tasarım süreçlerinde yürütülen Deney Tasarımı (DOE) çalışmalarında önemli kazanımlar elde edilmektedir. Mevcut sistemlerin karakteristiklerinin belirlenmesi, performansının artırılması, tasarım problemlerinin çözümü, yeni tasarım alternatiflerinin yaratılması, alternatif malzeme kullanımı gibi konularda deney tasarımı metodu, istenilen çıktı ile girdi faktörlerinin bilimsel bir yaklaşımla Şekil 2: Yalın 6 Sigma TÖAİK problem çözme metodolojisi 20

sayı 2 şubat 2013 roketsan ve kalite Süreç iyileştirme faaliyetleri, Roketsan a sağladığı verimlilik ve performans artışının yanı sıra parasal kazanç da getirmektedir. 2009 da başlayan faaliyetlerin parasal getirisi, eğitim, bilinç ve farkındalık ile birlikte giderek artmaktadır. 2012 yılındaki faaliyetlerin tamamlanması ile yaklaşık 8,7 Milyon TL/yıl parasal kazanım elde edilmesi hedeflenmektedir. Şekil 3: 5S uygulaması öncesi ve sonrası durum örneği modellenmesi sayesinde parasal kazanç ve zaman tasarrufu sağlamaktadır (Bkz. Şekil 3). Süreçlerdeki verimliliği artırmak için öncelikle çalışma ortamlarında verimliliğin artırılması ihtiyacı vardır. Şekil 4 de özetlenen 5S Metodu ile beş adımda çalışma ortamlarında tertip ve düzen iyileştirilmiş, daha verimli ve israfın asgari seviyeye indirildiği ortamlar yaratılmaya çalışılmıştır. Bu çalışmalarda özellikle atölyelerde çalışan mavi yakalı personelimizin özverili çalışmaları ile üretim ve entegrasyon atölyelerinden kimyasal laboratuvarlara, temiz odalardan ambarlara her türlü çalışma alanlarında 5S uygulamaları bir yaşam biçimi, operasyonların bir parçası haline gelmiştir. Süreç iyileştirme faaliyetleri Roketsan a kazanımlar sağlamakta olup süreç mükemmelliği hedefiyle faaliyetlerimiz artarak devam edecektir. 2013 yılında 5S uygulamalarının tüm operasyonel çalışma ortamlarına yaygınlaştırılmasını, Yalın 6 Sigma ve Deney Tasarımı iyileştirme proje sayılarımızın iki katına çıkmasını hedeflemekteyiz. Temel amaçlarımız: Karlılık seviyesinde artış, Açıklık ve şeffaflık, Operasyonel ve yönetsel süreçlerde; Verimlilik artışı, Etkin sürdürülebilirlik, Yönetilebilirlik artışı, İsrafların önlenmesi, Etkin kaynak kullanımı, Çalışan memnuniyetinde artış / iş tatmini, Ürün veya hizmetin; Zamanında, Kaliteli, Düşük maliyetli sunumu. Serkan ERDURAL Süreç Yönetim Lideri Şekil 4: Roketsan 5S metodu 21

roketsan dergisi roketsan ve teknoloji güvenilirlik kavramı ve savunma sistemlerindeki önemi 1. Giriş Günümüzde, mühendislik problemlerinin daha karmaşık hale gelmesiyle birlikte bu problemlerin çözümü için tasarlanan mühendislik sistemlerinin karmaşıklığı da artmış ve sistemlerin kendilerinden beklenen işlevleri tanımlanan koşullar altında gerçekleştirebilmelerinin sağlanması güçleşmiştir. Ancak kullanıcılar söz konusu sistemlerin öncelikle güvenilir olmasını istemekte ve bu anlamda güvenilirliği bir karşılaştırma kriteri olarak kullanmaktadırlar. Güvenilir ürünlerin elde edilmesi ile, müşteri memnuniyetinin ve dolayısıyla firma pazar payının arttırılması, sınırlı olan malzeme kaynaklarının daha etkin kullanılması, ömür döngüsü idame maliyetlerinin düşürülmesi sağlanabilmektedir. Bu etkiler, artan rekabet koşullarında firmaları daha güvenilir ürünler tasarlamaya sevk etmektedir. Tüm bu etkilerle günümüzde güvenilirlik, bir mühendislik sisteminin en önemli performans göstergelerinden biri haline gelmiştir. 2. Güvenilirlik Kavramı 2.1. Tanımı Güvenilirliğin literatürde farklı tanımlarına rastlanmaktadır. Genel olarak güvenilirlik, bir sistemin, tanımlanan koşullar altında doğru şekilde kullanıldığında, tanımlanan zaman aralığında kendisinden beklenen fonksiyonları gerçekleştirebilme olasılığıdır [1]. Özellikle savunma sistemlerinde güvenilirlik ifadesi yerine görev güvenilirliği ifadesi kullanılmaktadır. Görev güvenilirliği ise, bir sistemin kendisi için tanımlanan görev profili süresince kendisinden beklenen fonksiyonları yerine getirebilme olasılığıdır [1]. Görev profiline uygun olarak ilgili fonksiyonların yerine getirilebilmesi için bu sistemlerde yedekleme çözümlerine gidilmektedir. Yedekleme çözümleri ile birlikte sistemleri oluşturan bileşen sayısında artış görülmektedir. Bu durum, sistemin ağırlık, boyut vb. kısıtlamalarına uygun şekilde tasarım çalışmalarının yürütülmesini gerektirmektedir. 2.2. Gelişimi Güvenilirlik kavramına olan ilgi, gelişen teknolojiye bağlı olarak özellikle son yüzyılda hızla artmış, ihtiyaç makamlarınca güvenilirlik kriteri ön plana çıkarılmıştır. 1930 ların başında telefon, elektron vakum tüpleri gibi teknolojik ürünler piyasaya sürülmüştür. Bu ürünlerin yüksek talep görmesi ve üreticiler arasında rekabetin doğmasıyla bunları daha güvenilir ve ekonomik yapmak bir amaç olarak ortaya çıkmıştır. İkinci Dünya Savaşı yıllarında kullanılan uçak radyolarının yaklaşık olarak sadece %17 sinin görev sahasında çalıştığı görülmüştür. Yine aynı yıllarda uçan bomba olarak da isimlendirilen ve dönemin yenilikçi silah sistemi olan V-1 roketlerinde 11 fırlatma denemesinde sadece bir başarı elde edilmiştir (~ %9.1). Bu son derece düşük güvenilirlik değerleri, kısıtlı olan kaynakların daha etkin kullanılması gerekliliğini ön plana çıkarmıştır [2]. Robert Lusser ın, elektron vakum tüpleri konusunda elde ettiği güvenilirlik bilgisi, V-1 roketlerinin güvenilirliğinin niceliksel olarak değerlendirilmesi çalışmalarında ve Wernher Von Braun un V-2 roketini tasarlaması esnasında kullanılmıştır [2]. Kore Savaşı yıllarında (1950-1953), gaz türbünleri, helikopterler gibi birçok yeni teknoloji ürünü kullanılmaya başlanmıştır. Aynı yıllarda Amerikan Savunma Bakanlığı bünyesinde güvenilirlikle ilgili olarak ilk büyük kuruluş olan "Advisory Group on Reliability of Electronic Equipment (AGREE) faaliyete başlamıştır. Bu kuruluşun yaptığı ilk çalışmalar, Kore Savaşı esnasında her 1$ lık yatırım için yıllık 2$ lık bakım maliyeti ödendiğini göstermiştir. Bunun neticesinde askeri sistemlerin idame maliyetlerinin düşürülmesi için çalışmalar başlatılmış ve MIL-STD standartları ortaya çıkmıştır [2]. 1960 ların başında NASA tarafından insanlı uzay programları için güvenilirlik ile ilgili ilk kitaplar yayınlanmıştır. Aynı yıllarda güvenilirlik için ilk yüksek lisans programı Amerikan Hava Kuvvetleri Teknoloji Enstitüsü nde açılmıştır. 22 Şekil 1: Optimum güvenilirlik seviyesi

sayı 2 şubat 2013 roketsan ve teknoloji Sistem Mühendisliği nin ayrılmaz bir parçası olan güvenilirlik çalışmalarının ürün tasarım, geliştirme ve kullanım süresince ele alınması gerekmektedir [3]. Roketsan da roket, füze ve fırlatma sistemleri için bu kapsamda yapılan temel çalışmalar, sistemlerin ömür döngüsü aşamalarına göre Şekil 2 de gösterilmektedir. Bu çalışmalar, Roketsan Grup Başkanlıkları bünyesinde yer alan Sistem Mühendisliği ve Teknoloji Yönetimi Birimleri tarafından yürütülmektedir. 4. Sonuç ve Değerlendirme Şekil 2: Tasarım, geliştirme ve operasyon dönemi güvenilirlik çalışmaları 70 ler ve 80 lerde güvenilirlik prensiplerinin uygulandığı gaz türbün motorları, nükleer reaktörler, otomobiller gibi birçok teknolojik ürün geliştirilmiştir. 90 ların ortasında, sürekli üretim endüstrisinde (petrokimya gibi) de maliyetleri azaltma ve güvenilirliği artırma ihtiyacı doğmuştur. Artan rekabet koşullarında firmalar, güvenilirliğe daha fazla önem vermek durumunda kalmışlardır. Bu sebeple güvenilirlik konusunda uzmanlaşmış personele ihtiyaç doğmuştur [2]. Günümüzde güvenilirliğin önemi artarak devam etmekte ve rekabet gücü açısından kritik bir unsur olarak öne çıkmaktadır. 3. Savunma Sistemlerinde Güvenilirlik Savunma sistemleri, güvenilirlik çalışmalarının yoğun bir biçimde ele alındığı sistemlerdir. Savunma sistemleri, tasarım açısından son derece karmaşık, modern teknolojinin üst düzeyde kullanıldığı pahalı sistemlerdir. Bu sistemlerin, zorlu operasyon koşullarında görevlerini beklenildiği şekilde gerçekleştirebilmelerinin sağlanması, detaylı güvenilirlik çalışmalarının yürütülmesini kaçınılmaz kılmaktadır. Ancak çok yüksek güvenilirliğe sahip bir sistemin elde edilmesi için yüksek yatırım ve işgücü gerekmektedir [4]. Düşük güvenilirliğe sahip bir sistem için ise kullanım süresince yüksek idame maliyetleri söz konusudur. Buna göre güvenilirlik çalışmalarında, güvenilirliği artırma maliyeti ile güvenilirsizliğin maliyetinin toplamının en düşük olduğu seviyenin aranması esastır. Roketsan tarafından tasarlanan ve geliştirilen roket, füze ve fırlatma sistemleri ile bunların alt sistemleri, güvenilirlik hesaplamaları açısından farklı ihtiyaçlar ortaya koymaktadır. Yakıt, piroteknik, patlayıcı gibi enerjik malzemeler içeren ve tek kullanımlık olan roket ve füze sistemlerinde, depolanma koşullarına göre zamana bağlı olarak değişen güvenilirlik değerleri en yüksek seviyelere çekilmeye çalışılmakta, çok kullanımlı fırlatma sistemlerinde ise sistem ömür döngüsü süresince kullanılabilirlik oranını istenen oranda sağlayacak ancak toplam bakımonarım maliyetlerini asgari seviyelere çekecek güvenilirlik değerlerine ulaşmak hedeflenmektedir. Güvenilirlik, malzeme kaynaklarının en verimli şekilde kullanılabilmesi ve kullanıcıların sistemlerden uzun süreler istenilen performansı elde edebilmeleri için önemlidir. Ancak sistemlerden beklenen güvenilirlik seviyelerinin belirlenmesinde toplam maliyet unsuru da dikkate alınmalıdır. Gereğinden yüksek güvenilirlik seviyelerinde sistem elde etmek maliyet açısından zafiyet yaratabilmektedir. Güvenilir sistemler elde edebilmek için sistemlerin ömür döngülerinin tamamını dikkate alacak şekilde güvenilirlik çalışmalarının yürütülmesi gerekmektedir. Referanslar [1] MIL-STD-721C, Definitions of Terms for Reliability and Maintainability, Department of Defense, United States of America, 1981. [2] Barringer H.P., An Overview Of Reliability Engineering Principles, Energy Week Organized by PennWell Conferences & Exhibitions, Houston, TX January 29 - February 2, 1996. [3] Kuran B., Savunma Sanayii Tedarik Projelerinde Güvenilirlik Mühendisliği Çalışmalarının Konumu. [4] Dhillon B.S., Reliability, Quality, and Safety for Engineers, CRC Press, 2005. Dr. Yiğit Koray GENÇ Sistem Mühendisliği ve Teknoloji Yönetim Sorumlusu 23