ETNİK TUTUMUN SINIRLARI VE SİYASİ YANSIMALARI

Benzer belgeler
MADDELER T.C. İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ GENÇLİK MECLİSİ YÖNETMELİĞİ

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

T.C. TRABZON BELEDĠYESĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ YÖNETMELĠĞĠ

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP:

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur.

hemşehri hukuku: Hemşehri hukuku: Herkes ikamet ettiği beldenin hemşehrisidir. Hemşehrilerin, belediye karar ve hizmetlerine katılma, belediye faaliye

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

Dr. Uğur URUŞAK. Ceza Hukukunda Hukuka Uygunluk Sebebi Olarak Bir Hakkın Kullanılması

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ SEPA 5

25. YILINDA HOCALI SOYKIRIMI ULUSLARARASI SEMPOZYUMU

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz? Nerelerde çalıştınız bugüne kadar?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa Birliği ne değil, hemen

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

Kerkük, Telafer, Kerkük...

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

SOYKIRIM SUÇUNUN ÖNLENMESI VE CEZALANDIRILMASI SÖZLEŞMESI

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

Avrupa da Yerelleşen İslam

SİVİL TOPLUM VE SU. Serap KANTARLI Türkiye Tabiatını Koruma Derneği.

Siyaset Sosyolojisi Araştırma Konusu Nedir Siyaset Nedir Siyasi Olan Devlet Nedir Devlet türleri Devletsiz siyaset olur mu

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Cumhuriyet Halk Partisi

İNTİHAR EYLEMLERİ Kasım 2003 İstanbul Saldırıları HALİM ALTINIŞIK STRATEJİ-GÜVENLİK-YÜZ OKUMA UZMANI

DURAP 20 OCAK - 04 ŞUBAT

Terörle Mücadele Mevzuatı

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

SOSYOLOJİ DERSİ 2.ÜNİTE TOPLUMSAL YAPI

SAĞLIK HİZMETLERİNİN SUNUMUNDA SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ YERİ ve ÖNEMİ. Gazi ALATAŞ. 15 Şubat 2018 / Antalya

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Almanya daki slam Konferans - Müslümanlar n Durumu ve Uyumlar

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları

SİVİL GLOBAL GLOBAL SİVİL DİPLOMASİ İNŞASI PROGRAMI Potansiyelin Keşfi

İkrime Sabri: Mescidi Aksa nın. Bir Karışından Bile Taviz Vermeyiz

SİVİL TOPLUM, SOSYAL SERMAYE, SOSYAL GİRİŞİMCİLİK

TÜRK SPOR SİSTEMİNİN YAPILANDIRILMASI VE BAZI ÜLKELERLE KARŞILAŞTIRILMASI (3) DOÇ.DR.HAKAN SUNAY A.Ü.SBF

EUROBAROMETRE 71 AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

TÜRKİYE DE ETNİK, DİNİ VE SİYASİ KUTUPLAŞMA. Dr. Salih Akyürek Fatma Serap Koydemir

Türkiye Özelinde Kamu Diplomasisinin İşlevi ve Yöntemleri Türkiye nin Kamu Diplomasisi Aktörleri Türkiye nin Kamu Diplomasisi Aktörleri

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

159 NOLU SÖZLEŞME SAKATLARIN MESLEKİ REHABİLİTASYON VE İSTİHDAMI HAKKINDA SÖZLEŞME. ILO Kabul Tarihi: 1Haziran Kanun Tarih ve Sayısı (*) :

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

T.C. İZMİR İLİ URLA BELEDİYESİ MECLİS KARARI

FAKTORİNG SEKTÖRÜ ETİK İLKELERİ

ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ Eğitim-Öğretim Yılı. Ders Adı : Siyaset ÇalıĢma Yaprağı 13 SĠYASET

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

ANONS VE UYARILAR ANONS UYGULAMA PROSEDÜRÜ

1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları. 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri. 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler

İÇİNDEKİLER. Sunuş Bölüm I: Küresel İletişim, Değişen Paradigmalar ve Reklamın Yeni Rolü Küreselleşme Sürecinin İletişime Yansımaları

İnsanların, sadece insan olması nedeniyle sahip oldukları devredilemez ve vazgeçilemez haklardır.

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine "asif philosopy/mış gibi felsefe" deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar var"mış gibi" hareket edeceksin.

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Destekleri

ULS344 - Milliyetçilik ve Azınlıklar. İlkçi Yaklaşımlar - Primordializm

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

Türkiye Irak İlişkilerinde Güvenlik ve Radikalleşme

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

Merakla Beklenen Anket Sonuçları Açıklandı

Başbakan Yıldırım, 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı sonrası basın çadırını ziyaret etti

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ VE STRATEJİK İLETİŞİM PLANLAMASI

AĞUSTOS 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ - 4

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

Halkla İlişkilere Yakın Kavramlar Barış Baraz Hakan Yılmaz

BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ GÜVENLİK SORUŞTURMASI VE ARŞİV ARAŞTIRMASI YÖNERGESİ

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

Türkiye de Çocukların Terör Suçluluğu. Dr. Yusuf Solmaz BALO

REHBERLİK VE İLETİŞİM 8

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2

KAMU DİPLOMASİSİ ARACI OLARAK ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI VE TÜRKİYE UYGULAMALARI. M. Musa BUDAK 11 Mayıs 2014

Indorama Ventures Public Company Limited

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TOPLUM VE HUKUK

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

UNICEF Kaynaklarından Çocuk Hakları Sözleşmesi nin Kısaltılarak Alınan ve Çocukların Diliyle İfade Edilen Özeti sizlerle paylaşıyoruz.

1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi

ITU Maritime Faculty-MSC.2016 International Organisations

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı. Yargı Örgütü Dersleri

Bacıyân-ı Rum. (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları)

Prof. Dr. Turgut Göksu

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

OSMANİYE KAHRAMANMARAŞLILAR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİNE GÖRKEMLİ AÇILIŞ.

BİMEKS B.B.Bodrumspor a Teknoloji Sponsoru Oldu

I. Genel Bilgiler Ülkeler arasındaki hayat standartlarının farklılığı, bazı ülkelerde yaşanan ekonomik sorunlar, uygulanan baskıcı rejimler, yaşanan

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

HALKLA İLİŞKİLERE GİRİŞ

Transkript:

Tarih Okulu Mayıs-Ağustos 2010 Sayı VII, 1-6. ETNİK TUTUMUN SINIRLARI VE SİYASİ YANSIMALARI Osman KARATAY Özet Kaynağında toplumsal dayanışma ihtiyacının bulunduğu etnik kimliklenme süreçleri oluşumun ardından pekişme safhasını geçerler ve bu esnada büyük ölçüde ortak iradeyi yansıtan siyasetler uygulamaya konur. Bir kimliğin sınırları ve mevcut safhası ortak siyasetin biçimlerinin belirlenmesinde etkili olur. Yükselme aşamasındaki etnosun bağlıları hissettikleri dayanışma ihtiyacına göre artan seviyede radikal siyasi yönelimler içine girerler. Tersi için de bunun tersi geçerlidir. Azalan dayanışma ihtiyacı siyasi tercihlerdeki sivriliği törpüler ve uyum konusunu daha çok gündeme taşır. Anahtar kelimeler: Kimlikler, etnik yapılar, etnik siyaset. Abstract The process of ethnic identification, in the source of which stands the need for social solidarity, passes to the phase of consolidation after the first phase of formation. During these days, they tend to shape their policies representing their common opinion to a great degree. Borders and the current phase of the identity are influential in determining forms of common policy. Members of the rising ethnos seek for more and more radical political tendencies in accordance with their need for solidarity, and vice versa. Decreasing need for solidarity dulls radicalism in political choices and takes concorde to the fore. Bu makale Giresun Üniversitesi Karadeniz Stratejik Araştırmalar Merkezi nde (KARASAM) 17 Aralık 2009 tarihinde konferans olarak sunulmuştur. Doç. Dr. Osman Karatay, Ege Üniversitesi, TDAE, Bornova - İzmir. karatay.osman@gmail.com

Osman Karatay Keywords: Identities, ethnic structures, ethnic policy. Daha önceki bazı çalışmalarımızda belirttiğimiz ve gösterdiğimiz üzere, bir kimliğin sonraki nesillere aktarımı içerde ve dışarıda bir zorunluluk ve olağanlık biçiminde algılanıyorsa, o kimlik etnik bir kıvama gelmiş demektir. Babalar ve oğulların aynı yolun yolcusu olduğu toplumsal davranış normları etnik yapılanmanın işaretçisidir. Dini kimlikler de nesillere aktarılırlar, fakat bilhassa evrensel yaygınlık kazanan dinlerin tesiriyle, genellikle dini kimlik ile milli kimlik ayrı tutulur ve birbirini çağrıştırmazlar. Din esasına dayalı siyasi veya fikri ötekileştirme veya berikileştirme hiçbir şekilde ötede ve beride etnik kimlikleri yok saymamıştır. Osmanlı millet nizamının halkı Müslümanlar ve diğerleri olarak iki millete ayırdığı söylenir, bu doğrudur ama unutmayalım ki Osmanlı nın hiçbir döneminde ve hiçbir biriminde sınırlar içindeki etnik toplulukların varlığının unutulması veya unutturulması söz konusu olmamıştır. Kimse gerçeküstücülük oynamıyordu, Türk ile Acem in, Ulah ile Bulgar ın ayrı milletlerden kimseler olduğunu herkes biliyordu. Velâkin kimi örneklerde dini kimliklerin de nihayetinde milli oluşumların harcını oluşturdukları görülmüştür. Etnik kimliklenme bir nevi toplumsal örgütlenme biçimidir ve bir dayanışma ihtiyacından doğar. Bütün kimliklerin nüvesi nihai olarak bir dayanışma hadisesine gider. İnsanları toplum içinde ayrı kimlikler içinde gruplamaya yarayacak çok sayıda ayırt edici özellik bulunur ama bunlardan sadece dayanışma amaçlı olarak işlevi bulunanların kimlik oluşturma kabiliyetleri vardır. Bir toplumdaki sarı veya kızıl veya siyah saçlılar rahatlıkla gruplandırılabilirler ama bu özellik bir tesanüt vesilesi değildir. Toplumdaki en önemli dayanışma birimi ailedir. Aile üyeleri birbirini korur ve birbirinden güç alır. Ailenin genişlemesiyle oluşan bir soy veya sopa dayanan yapılar daha geniş anlamda kan bağına dayalı bir tesanütü geçerli kılarlar. Kan bağına o kadar önem verilir ki, oluşum evreleri bilinmeyen veya unutulmuş herhangi bir toplumsal birimin üyelerinin akraba olduğuna, belli bir kökten geldiklerine inanılır. Örneğin, Türkiye deki Alevîlik türdeş Türkmen boyları arasında Safevî İran kökenli Şiî propagandasının bir sonucudur. Aynı boydan iki değişik oymak, hatta aile veya kardeşler bu propaganda esnasında farklı saflarda yer almış olabilirler. Kök birdir ve hepsi Kutalmışoğlu Süleyman ve yoldaşlarıyla birlikte Anadolu ya gelmiş olan Sünni inançlı ama henüz İslam la yeni tanışmış ve bu yeni dini sindirme sürecinde bulunan Türkmenlere 2

Etnik Tutumun Sınırları ve Siyasi Yansımaları dayanır. Şiî propagandasında boylara veya bölgelere göre bir ağırlık da söz konusu olmamıştır. İran ın yanı başındaki Van veya Diyarbakır daki Türkmenler Sünnî inancı korurken, Antalya veya Balıkesir de Şiîlik taraftar bulabilmiştir. Esas olan şey insanların kendi tercihleridir ve belirttiğimiz gibi kardeşler dahi farklı tercihlerde bulunmuşlardır. Durum böyle iken bugün Anadolu da hem Sünnî hem Alevî vatandaşlarımız arasında bilerek veya bilmeyerek köklerin başkalığına dair bir kanaat yerleşmiştir. Eğitim görmemiş bir Sünnî vatandaşı Alevîlerin kendisiyle aynı atanın torunları olduğuna ikna etmek çok zordur. Bir Alevî için ise Yezit milletiyle aynı kökten olmak kabul edilebilir bir şey değildir. Neyse ki Türkmen üst-kimliğinin sağlamlığı ve kesinliği başka türlü açıklamalara imkân vermemektedir. Eğer daha eski zamanlarda olsa idi, bu etnik kök birliği muhtemelen unutulacak veya hasıraltı edilecek, yerine mevcut durumu ayrı soy kökleriyle açıklamaya yeltenen efsaneler türetilecekti. Dünyanın başka yerlerinden bunun örnekleri çoktur. Birer etnik birim olan kabile veya aşiretlerin oluşmasında sosyolojik bir gerçeklik olarak kan bağı zorunluluğu yoktur, lakin biz zihinlerimizde bu zorunluluğu icat ederiz. Modern insanın da bu zihni zorunluluktan kurtulamadığı görülmektedir. İşbu zorunluluk bazen işe yaradığı ve milli yapının harcını güçlendirdiği halde, bazen de kökten ayrışmaların sebebi olabilmektedir. Bu yüzden, meselenin kişinin kanında değil beyninde başlayıp bittiğinin bilinmesi ve anlatılması gerekmektedir. O kadar ki, yukarıdaki Alevî- Sünnî örneğinde görüldüğü gibi, bazen kafa yapısı o kadar öne çıkar ve önem arz eder ki, mevcut kan bağının hiçbir önemi kalmaz. Olanın yerine, kafadan bir kan bağı icat edilir. İnsanların bir toplumdaki dayanışma ihtiyacı ne kadar yüksekse, ayrışma da o ölçüde şiddetli olur. Bu ihtiyaç çoğunlukla güvensizlikten doğar. Şartlar insanları daima endişeye sevk ediyorsa, kapıda daima zorluklar bekliyorsa, insanlar dayanışma içinde bu zorlukları aza indirgemeye çalışırlar. Vatandaşı oldukları devlet, dolayısıyla yaşadıkları memleket dışarıdan tehdit alıyorsa, bu dayanışıcı kitle alabildiğine genişler ve yaklaşık olarak vatandaşların tamamını içerir. Eğer zorluklar ülkenin içinden, hele de devletten geliyorsa, buna karşı koymak üzere toplum içinde değişik vasıtalar üzerinden dayanışan topluluklar tezahür eder. Belli bir alt etnik topluluk, bir azınlık veya bir inanç grubunun üyeleri ve tabii hemşehri oluşumları, siyasi örgütlenmeler, meslek birimleri ile mahalle ve 3

Osman Karatay kahvehane erbabı birbirlerine iş ve iş alanı bulmak, iktisadi çıkar sağlamak, tehlike anında kollamak gibi konularda yardımlaşırlar. Karşılıklı yapılan bu iş topluluk üyelerinin omuzlarına bir sorumluluk olarak biner ve artık norm halini alır. Herkesin topluluğun diğer üyeleriyle dayanışma ve yardımlaşma zorunluluğu vardır. Böylece, bazen yapılan işin genel ahlak anlayışıyla bağdaşmasına bile bakılmaksızın bir alt topluluk ahlakı oluşur. Bir mahalle uyuşturucu üssü haline gelmişse, kötü adamlar olan kolluk güçlerine karşı uyuşturucu üretim ve ticareti yapanları kollamak mahallelinin görevidir; aksini yapanlar ahlaksızlıkla suçlanır, toplumdan atılır ve tabii cezalandırılırlar. Neyse ki, bunun tersi durumlar daha çoktur ve iyiliğin revaç bulduğu, kötülüğün ayıplandığı ortamlar çoğunluğa sahiptir. Mahalle baskısı dediğimiz şey de kısaca budur. Olumlu veya olumsuz, aynı kimlikten kimselerin birbirlerini ve kendi sahalarına girenleri belli bir davranış tarzına özendirmeleri veya zorlamalarıdır bu. Mahalle yerine hemşehri derneği, avcılar kıraathanesi, futbol sahası vb. mekânları koyabiliriz. Burada mahalle yerine etnik kelimesini koyduğumuzda da durumda esastan bir değişiklik gözükmüyor. Esas olan şey kimlikdaşların korunmasıdır. Bir hırsızın diğer bir hırsıza zarar vermesi ilgili camiada ahlaksızlık olarak görüldüğü gibi, etnik kimlikdaşların birbirinin zararına tutumları da ilenir. Evrensel ahlak kurallarına genellikle riayet edilmekle birlikte, eğer başkalarına zarar vererek çıkar sağlanacaksa, bunların yabancılar olması gerekir. Bir kimlikdaşın başka etnik kökenlerden birine zarar vermesi üzüntüye sebep olabilir, hatta lanetlenir, hatta yaptırım konusu olabilir, ama hiçbir zaman kişinin kendi kimlikdaşına verdiği zarara gösterilen tepki bunda gösterilmez. Denecektir ki, azınlık mensuplarının veya kopuntuların mafya oluşumları neredeyse sadece kendi soydaşlarından aldıkları haraca dayanırlar. Gerçekten de, bugün Amerika daki Rus ve Çin mafyası, düne kadar ki İtalyan mafyası, Hollanda veya İsveç teki Hırvat veya Sırp mafyaları vb. kendi etnik topluluklarının mensuplarından sağlanan çıkarlar üzerine kuruludurlar. Fakat bunu söylerken mafyanın toplumun davetiyle husule gelen bir sivil savunma teşkilatı olduğu gerçeğini unutmayalım. Bu türden belli bir meslek ahlakını benimsemiş suç oluşumlarını kuranlar kadar, bunu talep eden toplumsal yapıyı da göz önüne almak gerekir. Bunlar kendilerince adalet dağıtmakta, masum ve güçsüzleri korumaktadırlar. Hatta daha dün ürkünç Kobe depreminin ardından Japon hükümetinin vatandaşlarına yardım ulaştırmada çaresiz kalması üzerine 4

Etnik Tutumun Sınırları ve Siyasi Yansımaları Yakuza nın yardım işini üstlenmesi ve ciddi manada yerine getirmesi gibi örnekler aslında toplum nazarında istisnai faaliyetler değildir. Böylece âdâb-ı muaşereti etnik kimlikdaşın iyi günde, kötü günde, kayıtsız şartsız kollanmasını öngören bir etnik tutum gelişir. Bunu bir kısır döngü veya olumlu yönden bakıyorsak üretken döngü olarak görebiliriz. Kimlikdaşın korunması beklentisi görgü kuralı olmaktan çıkıp ahlak anlayışına doğru geliştikçe insanların etnik tavırları daha da keskinleşir. Keskinleşen tavırlar söz konusu ahlaklaşan uygulamanın daha sıkı uygulanmasını talep eder. Böylece adına etnik muhafazakârlık diyebileceğimiz bir anlayış bütünü oluşur ve hayatın her alanını istila eder. İnsanlar bizim bakkaldan alışveriş yapar, bizim markaları tercih eder, bize has yaşam alanları oluşturmaya çalışır ve tabii bizden kimselerce yönetilmek isterler. Önce kendi yoğunlaştıkları alanları kendilerinden kimselerin yönetmesine çabalarlar, ardından da daha üst yapıda kendilerinden kimselerin yükselmesini arzularlar. Bu, bürokratik yapıda veya başkalarını da içeren toplumsal veya siyasi oluşumlar içinde kedilerinden olanların desteklenmesiyle olabileceği gibi, sadece kendilerine has dernekler, başka tür örgütler ve bir noktada siyasi partiler seviyesinde de olabilir. Etnik çöreklenme girişimlerinin o etnik birimden herkesi içine alması düşünülemez. Bazen bu tür hareketler belli bir etnik topluluk içinde azınlıkta bile kalırlar. Ama bu tür girişimlerde bulunanlar kendilerine katılmayanlara hiç olmazsa kimliklerini hatırlatma konusunda bir hizmette bulunduklarına inanırlar. Bu yüzden etnik terör hareketlerinde bir topluluğun yüzde 99 u yapılan eylemleri onaylamıyor olabilir, fakat reddettikleri terör örgütü vasıtasıyla aslında kendi kimliklerini pekiştirmektedirler. Örgütün amacı da budur. Hiçbir terör örgütü askeri başarı ummaz. Hiçbir düzenli ordunun hiçbir terör örgütünce yenilebileceğine ihtimal verilmez. Bu hiçbir taraftan hiç kimsenin öngörmediği bir şeydir. Terör eyleminden amaç bir taraftan kendi taraftarına veya taraftar kılınmak istenen kitleye ümit iletileri aktarmak, bir taraftan da karşı tarafın manevi direncini kırmaktır. Terör halinin uzaması, terörist açısından ne kadar pahalıya malolursa olsun, nihai amaca hizmet edecektir. Bu yüzden, bazen taleplerin karşılanması için savaşılan taraftan gelen gizli pazarlıklar (çünkü teröristle masaya oturulmaz) teröristleri şaşırtır ve ne yapacaklarını bilemezler. Ancak kendileri bitap halde barış önerisini kabul edeyazmışken, olayları geriden izleyen ve bundan nemalanan iç ve dış güçler bazen iki tarafı da şaşırtan ve sendeleten eylemlerle terör halinin devamına çalışırlar. Biz bu filmi son 25 yıldır, 5

Osman Karatay Fenerbahçe nin Galatasaray galibiyetlerinden daha fazla olarak gördük ama Galatasaraylıların Fenerbahçe nin mutlak üstünlüğünü kabullenmekteki isteksizliği gibi, biz de buna anlam vermekte başarılı olamıyoruz. Bu yüzden, etnik rahatsızlıkta yapılacak en doğru şey, rahatsızlığın kaynağını ivedilikle ve de gayet sessiz biçimde ortadan kaldırmaktır. Bu kısmen taleplerin karşılanması, kısmen de eylemcinin bertaraf edilmesi ile yapılacaktır. Baştan bütün taleplerin kazanması karşı tarafın sizde bir zaaf hissetmesine sebep olabilir. Bunun yerine, taleplerden makul ve haklı olanlar başka çerçeveler içinde ve başka vesilelerle karşılanacaktır. Haksız ve yersiz talepler ise eylemcinin ceza sahasına girmesi anlamına gelmektedir. Tarih bize kıtal ile yok edilmiş kavimlere dair bir haber vermiyor. Kavimleri başkaları değil, kendileri yok ederler. Ama yönlendirme konusunda sınır yoktur. Sınırlar içindeki etnik yapılar yok edilemeyeceği için, gerek uluskurucu büyük topluluğun, gerekse de talepkar etnik birimin istek ve duruşlarını bağdaştıracak uygulamalar geliştirilmelidir. Bunun açılım gibi bir kelimeyle ifade edilemeyecek kadar karmaşık bir süreç gerektirdiği ortadadır. Mahalli açılımlar dünyanın her yerinde ulus-kurucu büyük toplulukları gücendirmektedir. Bunun yerine bir vatandaş açılımı yapılarak kimsenin gücendirilmeden herkesin razı edilmesi yoluna gidilmelidir. Yani, insanların neden kimlik birimleri halinde gruplaşarak devlete ve genel yapıya karşı dayanışma birimleri oluşturdukları üzerinde durulmalı, bıçak kemiğe dayandıktan sonraki eylemlerle mücadele etmek yerine baştan bu tür kimliksel dayanışma dürtülerinin oluşmasının önüne geçilmelidir. 6