Röportaj Serisi PROF.DR.SELÇUK ÇOLAKOĞLU. Kısaca kendinizi tanıtır mısınız.



Benzer belgeler
-Çince ve Çin araştırmalarınıza Tayvan da üniversite tamamlandıktan sonra mı gittiniz?

Röportaj Serisi PROF.DR.PULAT OTKAN. Kendinizi kısaca tanıtır mısınız.

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi

AK PARTİ YURT DIŞINDAKİ

Niğde Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğrencisi Esra Yardım Öğrenciler iletişimi sevmiyorlarsa sadece yerinde sayarlar

Doktora konum Sarı Uygurlardı. Tang hanedanlığı döneminde Ötüken de hüküm sürmüş Uygurlar ın tarihini araştırdım.

Çeyrek asırdır Türkiye de eğitimin ciddi bir iş olduğunun farkında olan Bilfen Liseleri; evrensel ilkeler ışığında, spora, müziğe, sanata ve kültürel

İŞARET DİLİNİN GELİŞİMİ KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNE BAĞLIDIR - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

ÖĞRENCİLERİMİZİN DİKKATİNE:

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Daha iyi izlem, daha da iyi sağlık hizmeti. Ulusal hasta izlem sistemi. Sağlık hizmetlerinde bilgilerinize erişebilmek için yeni olanaklar.

T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ GIDA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRETİM ÜYELERİNİN ÖĞRENCİNİN DURUMUNU İZLEME FORMU AİLE BİLGİLERİ.

Rica etsem kendinizi tanıtıp, ilk Çince ve Çin Kültürüyle anılarınızı anlatır mısınız.


ONDOKUZ MAYIS ÜNĠVERSĠTESĠ YABANCI DĠLLER YÜKSEKOKULU HAZIRLIK PROGRAMI ÖĞRENCĠ EL KĠTAPÇIĞI

Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar hangi okullarda okudunuz?

2013/14 AKADEMİK YILI İÇİN KIBRIS TÜRK TOPLUMUNA YÖNELİK BURS PROGRAMI

ÖĞRENCİLERİMİZİN DİKKATİNE:

Uluslararası hareketlilikte yabancı dil olmazsa olmaz mıdır? Başarılı bir. Boğaziçi Üniversitesi

TC FATİH ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ AHMET İNAN

K.Maraş geleceğine şimdiden yön veriyor

GAZİ ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ STRATEJİK PLANI

GOÜ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ COĞRAFYA BÖLÜMÜ

İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK DEĞERLENDİRME VE KALİTE GELİŞTİRME ÇALIŞMA KOMİSYONU TOPLANTISI

Daha iyi izlem, daha da iyi sağlık hizmeti. Daha iyi bütüncül izlem

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ MATEMATİK BÖLÜMÜ DIŞ PAYDAŞ ANKET FORMU


Kasım/Aralık fındığın başkenti. kirazın anavatanı

Dershane Algısı Araştırması Mayıs 2012

Diğer: Diğer:... Diğer:...

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..

T.C. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ MATEMATİK BÖLÜMÜ DIŞ PAYDAŞ ANKET FORMU Google Formlar

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ GİRESUN ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ TARİH BÖLÜMü BİLGİ FORMU

I. ULUSLARARASI SOSYAL VE EKONOMİK ARAŞTIRMALAR ÖĞRENCİ KONGRESİ

SOSYALLEŞEBİLEN ÖĞRENCİNİN İLETİŞİMİ DE GÜÇLÜ OLUYOR

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

21 yıllık tecrübesiyle SiNCAN da

MEVLANA DEĞİŞİM PROGRAMI İLANI. Mevlana Değişim Programı Hakkında Genel Bilgiler

ÜNİVERSİTEMİZ ÖĞRENCİLERİNE ÜST DÜZEY OLANAKLAR SAĞLIYOR

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar nerelerde görev aldınız?

ANTROPOLOG TANIM A- GÖREVLER

İNGİLİZCE ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAM BİLGİLERİ

T.C. Niğde Üniversitesi

Tablo 1: Mezunlarımızın Tanıtıcı Özellikleri (n=110)


Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi

12. Araştırmacılar Zirvesi nin açılış konuşmasını yapmak için beni davet etmenizden, bana bu fırsatı vermenizden dolayı sizlere teşekkür ederim.

TARİH LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ

KARADENİZ MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİNİN AB PROJESİ ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI NIN ENTEGRASYON UYGULAMALARINA DÖNÜK ÇALIŞMALARI TAMAMLANDI

Erasmus Programı. Erasmus Öğrenci Öğrenim Hareketliliği Faaliyeti NİHAİ RAPOR FORMU

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ BİYOSİSTEM MÜHENDİSLİĞİ PROGRAMI SON SINIF ÖĞRENCİ ANKET FORMU. Aralık,2013

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Çin Halk Cumhuriyeti nde Toplum ve Siyaset PSIR Ön Koşul Dersleri -

ÖSYM sitesinde yayınlanan ALES hakkında yer alan bilgilere göre ; Sınavda 4 ayrı grupta soru çıkacaktır. Bunlar:

"Gerçek tasarımcı elinde firca ile doğar" iç mimar Anna Malyakina'yı tam anlamıyla tanımlayan bir ifade. Anna çizim yapmaya konuşmayı öğrenmeden

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ PDR ÖĞRENCİSİ AHMET İSA SOYLAMIŞ RECEP YAZICIOĞLU BENİM İÇİN ÖRNEK ŞAHSİYETTİR

2. En başarılı olduğunuzu düşündüğünüz dersler hangileri? 3. En başarısız olduğunuzu düşündüğünüz dersler hangileri?...

EK 8: AKADEMİK PERSONEL MEMNUNİYET ANKETİ

Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım..

İŞLETME VE YÖNETİM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ GİRİŞİMCİLİK BÖLÜMÜ

Türkiye deki yenilikçi okulları belirlemek, buluşturmak ve desteklemek için yeni bir program...

TÜRKİYE CUMHURİYETİ GİRESUN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH A.B.D. BİLGİ FORMU

TED ANTALYA KOLEJİ ÖZEL LİSESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIFLAR MESLEKİ REHBERLİK PROGRAMI MESLEĞİMİ TANIYORUM ETKİNLİĞİ RAPORU

ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ BENİM GELECEĞİM OLDU. Sayın Yurduseven öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Mühendislik Eğitiminde Yeni Yaklaşımlar Tersyüz Edilmiş Sınıflar (Flipped Classroom) Prof.Dr. Muhittin Gökmen

Eğitimde en pahalı ülke ABD en ucuz Kazakistan

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

YABANCI DİL ULUSLAR ARASI MIDIR? BAŞARILI BİR HAREKETLİLİK İÇİN ÖN ŞART MIDIR?

UÇAK,HAVACILIK,UZAY MÜHENDİSLİĞİ ÖĞRENCİLERİNİN DURUM DEĞERLENDİRMESİ

İLEDAK AKREDİTASYON SÜRECİ ÖZETİ. İLEDAK Program Değerlendiricileri Eğitim Çalıştayı 10 Aralık 2016, İstanbul

ÇOCUĞUM BAŞARACAK MI?

Bölümümüzün Vizyonu: Bölümümüzün Misyonu:

Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor

ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER OFİSİ YÖNERGESİ BİRİNCİ KISIM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

MEVLANA DEĞİŞİM PROGRAMI ERCİYES ÜNİVERSİTESİ MEVLANA DEĞİŞİM PROGRAMI KOORDİNATÖRLÜĞÜ

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ HAVACILIK VE UZAY BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

9.SINIFLAR YIL SONU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 16. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU TEMSİLCİLİKLERİMİZDEN

Ülkemizdeki Güzel Sanatlar Fakültelerindeki Sanat Eğitimi ve

Burada Hiçbir Balık Uçmaya, Hiçbir Kuş Yüzmeye Zorlanmaz... - ENDERUN MEKTEBİ -

RECEP TAYYĠP ERDOĞAN Ü N Ġ V E R S Ġ T E S Ġ

HASAN KALYONCU ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ SINIF ÖĞRETMENLİĞİ ANABİLİM DALI DERSİN TANIMI VE UYGULAMASI

Öğrenci Memnuniyet Anketi

Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü

Bir Ödülün Hikayesi. Yazan: Meltem AKAN. Jeofizik Mühendisi

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

5. İstenen tüm belgeleri, kayıt görevlilerine teslim etmek üzere, üzerine adınızı yazdığınız boş Mütevelli zarfa yerleştiriniz.

MEVLANA DEĞİŞİM PROGRAMI

RAPOR ÖĞRETİM ÜYELERİNİ DEĞERLENDİRME ANKETİ BULGULARI

11- Tasarlayacağımız yer hakkında bilgilere nasıl ulaşabiliriz? Yanıt-11 Lütfen şartnameyi bir kez daha inceleyiniz.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ GİRESUN ÜNİVERSİTESİ ŞEBİNKARAHİSAR MYO RADYO TELEVİZYON TEKNOLOJİSİ BÖLÜMÜ BİLGİ FORMU

IMT18004 OKUDUĞUNU ANLAMA Z IMT18005 DUYDUĞUNU ANLAMA Z IMT18006 DİL KULLANIMI Z

ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMLARINI DEĞERLENDİRME ANKETİ

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Üniversite Üzerine. Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken

IEEE Türkiye Başkanlar Kurultayı

Transkript:

"Comparative Epistemologies for Thinking China," The Research & Educational Center for China Studies and Cross-Taiwan Strait Relations, Department of Political Science, National Taiwan University Röportaj Serisi PROF.DR.SELÇUK ÇOLAKOĞLU Kısaca kendinizi tanıtır mısınız. 1960 yılında Türkiye de doğduktan sonra ilk, orta ve lise eğitimimi İstanbul da tamamladım. 1978 yılında Tayvan a üniversite okumak için gittim. Çinceyi üniversitede okuyabilecek düzeyde öğrenmem vakit aldı. Bunu takiben, 1981 yılında Dong Wu Üniversitesi nde (Su Zhou University) lisans eğitimime başladım. Tayvan daki lisans eğitimimi Japon Dili ve Edebiyatı bölümünde tamamladım. Üniversite yıllarımda Çincemi çok iyi derecede geliştirdiğim gibi her yaz tatillerde Japonya ya giderek Japoncamı da geliştirdim. 1985 yılında Türkiye ye döndüğümde Ankara Üniversitesi nde okutman olarak göreve başladım. Bir yandan Japon dili derslerine girerken diğer yandan Sinoloji bölümünde de Çin dili, Çin kültürü, Çin tarihi konulu dersler de vermeye devam ettim. Tayvan da aldığım Japon Dili ve Edebiyatı bölümü lisans diplomam sayesinde Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı nın getirdiği öğrenci almama durumu ortadan kalkmıştı. Çünkü, bölüm açılsa da bölüme öğrenci alınabilmesi için Japon Dili ve Edebiyatı ndan mezun bir öğretim görevlisinin bölümde kadrolu olarak görev alması gerekiyordu. Bu da Japon Dili ve Edebiyatı bölümünün gelişimini yaklaşık 5 6 yıl öne çekmiş oldu. 1992 yılına gelindiğinde öğretim görevlisi oldum. Bu sırada bir yandan Japon dili ve eğitimi konulu derslere ve yurtdışı eğitimlerine devam ederken, diğer yandan Sinoloji bölümünde Çince, Çin tarihi ve Çin kültürü konusundaki bilgi ve deneyimimden dolayı Çin araştırmaları üzerine çalışmaya da devam ettim. Bu seneye kadar Ankara Üniversitesi nde görev alıyordum. Bu sene İstanbul daki Mimar Sinan Üniversitesi ne tayin oldum. Çalışmalarımı bundan sonra orada devam ettireceğim. Doktora tezinizin konusu nedir? Kısaca anlatır mısınız. Doktora konum Tang hanedanlığı sırasında Çin kültürünün Japon kültürüne olan etkileriydi. Bu çalışma da amacım, bir yandan Çin kültürünün derinliği ve etkilediği coğrafyayı gözler önüne sermeye çalışmak, diğer yandan da Japon kültüründe görülen bir takım kültürel, ekonomik, siyasi ve sosyal ögelerin kökenlerine ışık tutmaktı. Burada bir diğer önemli konu da, Konfüçyüs düşünce kültürünün ve Çin kültürünün Uzak Doğu da tarihten günümüze gösterdiği gelişim ve etkileşimi ortaya koymaktı. Çünkü, Çin kültürünün tarihten günümüze ister yazısıyla ister kültürüyle ister düşünce biçimiyle etkilediği sınırları anlamak, hem etkilediği kültürü anlamak açısından hem de Çin kültürünü daha iyi kavrayabilmek açısından çok önemlidir. Özellikle de, bugün Çin in aynı şekilde yükselişi ve bu sefer sadece doğudaki sınırlarını değil, ancak uzaktaki ülkeleri hem ekonomik hem sosyal hem siyasi açıdan etkilediğini düşünürsek, Çin in geçmişteki gelişimine ışık tutmak, bugünkü Çin i ve gelişimini derinlemesine kavrayabilmemizdeki önemi ve yeri göz ardı edilemez. Ancak, bu tezin içerisinde ayrıca da, eski Türk

kültürüyle ilgili Çin Kültüründe bulunan ortak ögeler yer verdiğim gibi, bu ögelerin Japon kültüründeki yansımalarına yer yer ışık tutmuş oldum. Doktora konunuz konusundaki seçiminizi nasıl gelişti? Hem Çince hem Japonca bilgimin doğrultusunda bunun ortaya güzel karşılaştırmalı bir çalışma ortaya koyacağını düşünüyordum. Diğer yandan, hocalarımın da bu yönde desteğiyle bu konuyu seçtim. Gerçi, diğer yandan hem Çin hem Japon kültürünü bilmem ve çok ilgi duyduğum alan olmasının bu seçimimde önemli etkisi olmuştur. Bu alanda bir çalışmanın olmasının, ileride bu alana eğilecek öğrencilere bir esin kaynağı olacağına da inanıyorum. Çünkü, ister araştırmalarında ister derslerde öğrencilere hem Türk, hem Çin, hem de Japonya açısında birbirine benzer felsefi, edebi veya kültürel ögeleri anlatabilmek ve bunların çıkış noktası hakkında daha ayrıntılı bilgi verebilmek, bence ister lisans ister yüksek lisans ister doktora öğrencileri göz ardı edilemez bir nimet. Önemli olan, öğrendiklerimizi üstüne yeni bir şeyler koyup yeni akademisyenlere aktarabilmek ve eski Türk kültür ve tarihine ışık tutabilmek. 70 li yıllarda Tayvan a nasıl gittiniz. Bunu anlatır mısınız. O dönemlerde Tayvan, ileriye dönük Kazak araştırmalarında Çince bilen akademisyenlere ön ayak olmak için Kazak kökenli öğrencilere burs imkânı sağlıyormuş. Bu burs, Türkiye ye geldiğinde haberim oldu. Bu bursla, Tayvan a gittim. Bu imkân sayesinde Tayvan a gitmek ve Çince öğrenmek fırsatı elde etmiş oldum. Çince eğitimimi Normal Taiwan Üniversitesi nde alırken diğer yandan Tayvanlı lise son sınıf öğrencileri ile üniversite sınavlarına hazırlık sağlayacak şekilde Çin tarihi, coğrafyası, felsefesi üzerine yoğun dersler aldım. Çince ve diğer dersleri tamamladıktan sonra da üniversiteye başladım. Fakat, üniversite yıllarımda da Çin tarihi, edebiyatı ve felsefesi üzerine zorunlu dersler almaya devam ettim. Bu dersler, Çin dili ve edebiyatı bölümünün verdiği derslerdi. Aslında, amaç Çince bilen akademisyen yetiştirmek iken, Tayvan sağladığı imkânlarla hem Çince hem Japonca alanlarında uzman kişi yetiştirmiş oldu. Tayvan a alışma süreciniz nasıldı? Açıkçası, tahmin ettiğimden hızlı oldu. Benim dışımda Tayvan a giden arkadaşlarım çok uzun süre alışma konusunda zorluklar yaşadılar. Burada sanırım benim Çin kültürüne yatkınlığım ve yeni bir kültüre uyum sağlama konusundaki kişisel eğilimim, bu süreci benim için hem zevkli hem de kolay bir süreç haline dönüştürdü. Çin kültürüne olan ilgim, Çini her açıdan, ister tarihiyle ister edebiyatıyla ister felsefesiyle ister sporuyla her koldan öğrenebilmem konusunda önemli bir adım oluşturdu. Tabii, genç olmanın bunda ki etkisi çok önemlidir. Yedi yıl yaşadım Tayvan da ve hayatımın en güzel yıllarıdır diyebilirim. En başta, Tayvan da fen ve teknoloji konulu bir bölümde okumayı tasarlıyordum. Çünkü, lisede fen bölümünden mezun olmuştum. Diğer yandan, Tayvan ın teknoloji ve mühendislik konusunda dünya çapında tanınması, beni bu konuda daha da şevklendirmişti. Ancak, ne kadar Çince öğrenme konusunda istekli ve ilgili de olsam, Çince dilini öğrenmemin vakit alacağını farkettiğimde ve Tayvan daki hocalarımın dile yatkınlığımı öne çıkartıp ileride hem Türkçe hem Çince hem Japonca arasında Uzak Doğu uzmanı olabilmem için beni Japon dili ve edebiyatı okumamı tavsiye ettiler. Benim amacım Japon dilini ikinci bir dil olarak öğrenmekti. Ama, dediğim gibi hocalarımın bu konudaki doğru yönlendirmesinin etkisi başta gelmektedir. İyi ki de yapmışlar. Kendilerine ne kadar teşekkür etsem azdır.

Türkiye ye döndüğünüzde Çin araştırmaları nasıldı? Gözlemlerinizi paylaşır mısınız. O yıllarda Çin araştırmaları, çoğunluk Ankara Üniversitesi D.T.C.F ve İstanbul Üniversitesi ndeydi. Başlıca Sinoloji ve Tarih bölümlerinin hocalarının Çince kullanarak ister Han dönemi olsun ister Tang dönemi olsun, çoğunlukla Xiong Nu ve Tu Jue olmak üzere eski Türk tarihi üzerinde yoğunlaşmıştı. Buna ilaveten, Çince dil eğitimi de, Çin araştırmalarının gelişmekte ve artmakta olan bir bölümünü oluşturuyordu. Çünkü, 70 li yıllara bakıldığında Çince öğrenen öğrenci sayısı az da olsa gözle görülebilen bir artış vardı. Bunların dışında, ister Türk tarihi ister Çin tarihi olsun, batı dillerinde yazılmış kaynaklardan araştıran akademisyenler vardı, ancak gözlemlediğim kadarıyla akademik açıdan yeterli olmadığı kanısındayım. İlerleyen yıllarda Tayvan ve Çine gidip Çince ve Çin kültürünü öğrenip dönen öğrenci sayısı arttıkça, Çin araştırmalarında da yavaş da olsa gelişme olmaya başladı. Tayvan da aldığınız lisans eğitimiyle Tayvan daki akademik çevrenin eğitim metodolojisiyle yetişmiş bir akademisyen olarak, Türkiye ye geldiğinizde gözünüze çarpan farklılıklar var mıydı? Vardı tabii ki. Tayvan daki yıllarımda çok ciddi ve yoğun bir eğitim yapısı vardı. Hocalar, öğrencileri çok yakından takip edip, çalışmalarda ellerinden geldiği en iyi şekilde, bir yandan da öğrencinin kendi yeteneğini ortaya koyabilecek şekilde yardımcı oluyorlardı. Bilgi paylaşımı vardı. Bu ister hocalarla öğrenciler arasında olsun ister öğrenciler arasında olsun. 2011 yılında Tayvan a gittiğimde bunun değişmeye başladığını gözlemledim. Açıkçası ne olumlu ne de olumsuz şekilde tanımlayamıyorum, çünkü bir sene gibi bir süre zarfında tek bir üniversitede bu tür bir gözlemi genele yaymak doğru olmaz. Ancak, dünya genelinde baktığımızda, olumlu değişen ve olumsuz değişen ayrıntılar olduğunu görebiliriz. Türkiye de ise eğitim yönteminin farklılığı Tayvan dan sonra kendini çok açık şekilde gösterdi. Türkiye deki hoca ve öğrenci arası paylaşım Tayvan da gibi değildi. Bunun üzerine, ben de daha kişisel bir yöntemle Tayvan da öğrendiğim metodolojiyi kullanarak Türkiye de Tayvan ve Japonya dakine benzer bir hoca öğrenci ilişkisi oluşturma yoluna gittim. Bunun sonucunda da, öğrencilerin ister Çin ister Japonya olsun, iki Uzak Doğu kültürünü bu kültürlere ait eğitim yaklaşımıyla daha akıcı öğrendiklerini gözlemledim. Türkiye ye döndükten sonra ne zaman üniversitede görev almaya başladınız? Nasıl gelişti? Türkiye ye döndüğümde hem Çince hem Japonca diplomalarımın denkliğini alabilmek için Sinoloji bölümüne gidip tercüme etmem gerektiği söylendi. Sinoloji bölümüne gittiğimde hocalar Tayvan da Çince ve Japonca okuduğumu görünce beni üniversiteye kadrolu hoca olarak girmemi teklif ettiler. Ben de bu şekilde akademik hayatıma başlamış oldum. Sinoloji bölümüne girmeyi düşünmediniz mi? Hem Çince hem Japonca biliyorsunuz. Bu alanda yapacağınız çalışmalar akademik açıdan çok önemli olmaz mıydı? Tabii ki istedim. Ancak o yıl Japonca bölümü kurulmuştu, öğrenci alamıyordu. Öğrenci alabilmek için Japon dili ve edebiyatı lisans diplomasına sahip bir kadrolu hoca ihtiyacı vardı. Bunun üzerine, bölüm başkanı benim başlangıçta Japon dilinde göreve başlamamı önerdi. Fakat, diğer yandan uzun yıllar Sinoloji bölümündeki çalışmalarıma ve ders vermeye devam ettim. Ancak, o yıl Ankara da bulunmam

benim için çok büyük bir fırsattı. Çünkü tanınmış Japon Prof.Masao Mori Türkiye yi eski Türk tarihi araştırmalarını yapmak için uzun süreli bir ziyarette bulunmuştu. Prof.Masao Mori ile çalışmalarınızı biraz anlatır mısınız. Tabii. Benim için unutulmaz bir fırsat, akademik açıdan çok zengin bir yıldı. Prof.Masao Mori nin Türkiye de bulunduğu yıllarda özellikle araştırmaları sırasında birçok kaynağın Japonca ya çevirisi, aynı zamanda Çince kaynaklar konusunda da beraber çalışma fırsatım oldu. Hatta, o yıl kendisi araştırmaları doğrultusunda beraber biraz Moğolca öğrenme fırsatı da buldum. Bana bu konuda yardımcı ve yol gösterici olmuştur. Bu yıl içerisinde Yuan hanedanlığı tarihi konusundaki çalışmalarına yardımcı olabilmek ve kendisiyle yapılan çalışmalarda yer almak benim için unutulmaz bir imkândı. Konuşmacı olarak davet edildiğinizden bahsettiniz. Katıldığınız konferansları biraz daha anlatır mısınız. Tabii. Avrasya Üniversitesinde bu sene Sinoloji çalışmaları ile ilgili düzenlenen bir konferansa konuşmacı olarak davet edildim. Burada, Türkiye deki Sinoloji çalışmalarının geçmişi ve günümüzdeki gelişimini ortaya koyacak bir konuşma yaptım. Diğer yandan, Kazakistan daki Kazak Kurultayı nın daimi üyesiyim ve 1991, 1995 ve 2005 yıllarında düzenlenen uluslararası kurultaylara katıldım. 2008, 2012 ve 2013 yılında, Japonya da düzenlenen Japon dili ve eğitimi konulu konferans ve sempozyumlara katıldım. Çin de düzenlenen 邊 疆 問 題 konulu konferanslara katıldım. Bunun yanı sıra, Çin devletinin davetiyle Pekin de bazı resmi törenlere katılma fırsatım oldu. Bunları takiben de, Tayvan daki National Cheng Chih Üniversitesi nde bir yıl ders verdim. Sık sık Kazakistan a ziyaretlerde bulunduğunuzdan bahsettiniz. Bunu biraz daha açar mısınız. Tabii ki. Kazakça bildiğimden dolayı sık sık Kazakistan a hem ders vermeye hem konferanslarda konuşmacı olarak bulunuyorum. Oradaki çalışmalarımda da, özellikle Kazak dilinin geliştirilmesi ve Kazakçanın tarihteki kökleri, Çin ile olan ilişkileri üzerine çalışmalar yapıyorum. Bu sene ayrıca Türkiye deki Sinoloji çalışmaları üzerine Kazakistan da konuşmacı olarak davet edildim. Bu davet aslında sadece bir konuşma olarak bakılmamalı. Bunu düzenleyen Astana daki Avrasya Üniversitesi Çin dili ve edebiyatı bölümüdür. Kendilerinin özellikle Sinoloji çalışmalarına olan ilgi ve eğilimi, Türkiye de olduğu gibi Çin kaynaklarından Türk tarihini ve kendi tarihlerini ortaya çıkartabilmektir. Bu sebep dolayısıyla da benden bu konuşmayı yapmamı ve çalışmalarında onlara yol gösterici bir şekilde destek vermemi istediler. Bu nedenle, bu konferansın ikili çalışmalar için yeri ve önemi büyüktür, özellikle de Çin araştırmaları açısından. Tayvan da ders vermişsiniz. Bunu biraz anlatır mısınız. Üniversite den gelen davet sonucu 2011 2012 öğretim yılında Tayvan daki National Cheng Chih Üniversitesi nin Türk Dili bölümünde davetli hoca olarak bir yıl boyunca dersler verdim. Burada temel ders Türkçe olmasının yanı sıra, bir de Uzak Doğu kültürleri konulu bir dersim vardı. Bu derste özellikle, Çince, Türkçe ve Japonca kullanarak Uzak Doğu daki derslerin etkileşimini anlattım. Yakınlarda Mimar Sinan Üniversitesine tayin olmuşsunuz. Yeni görevinizi biraz anlatır mısınız. Bu çalışmalar nelerdir?

Mimar Sinan Üniversitesi atacağı yeni adımlara istinaden Çince ve Japoncayı bilmem ve de Çin Japon kültürü ve ilişkileri konusundaki uzmanlığıma istinaden, ve de hem Çin hem Japon çalışmalarında görev alabilmem için benim tayinimi istedi. Ancak, akademik açıdan da bakarsanız, hale hazırda Türkiye de resmi anlamda Japonca ve Çince bilen kadrolu akademisyen olarak geriye sadece ben kaldım. Çalışmaların içeriğini çok paylaşmak istemiyorum, çünkü hale hazırda gelişmekte olan bir süreç. Bu yeni çalışmalarımda, Çince öğretimin son yıllarda hızlı artışının önemli bir etkisi vardır. Bir diğer etken ise, son yıllarda Çin Türk ilişkileri, Çin araştırmaları başlıklı konulara daha da fazla eğilmeye başlamamdır. Bu konuda konferanslara konuşmacı olarak da daha fazla katılıyorum. Türkiye de Çin araştırmaları konusunda ne gibi önemli adımlar atıldı? Benim üniversite okuduğum yıllarda Çin halen kapalıydı. 80 li yılların sonuna gelindiğinde Çin in gelişmeye doğru ilk adımlarını dünya hissetmeye başlamıştı. 90 lı yıllara gelindiğinde Çin in açılmış, herkes daha ne olduğunu anlayamadan kendini ister ekonomik ister sınai anlamda ilişkilerini geliştirmek ve ticaretini geliştirme sebebiyle Çin de buldu. Bu aynı şekilde bence akademik araştırma dünyasına yansıdı. O zamanlar, aynı furyanın eğitim alanında da olduğunu düşünüyorum. Bunun bizim ve Çin araştırmaları açısından çok önemli bir adım olduğu kanaatindeyim. Çünkü bu yılları takiben ister Türkiye ister Kazakistan ister Japonya olsun, Çince öğrenmek ve Çinceyi araştırmalarında öğrenmek isteyen öğrenci sayısında önemli bir artış oldu. Bence, bu konuda da Çince öğrenimini yaymak ve geliştirmek ve de okuyan öğrenci sayısını arttırmış olmak, Türkiye de Çin araştırmaları açısından en önemli adımdır. Sizce Çince öğrenen sayısı Japonca öğrenenlerin sayısından daha mı fazla? Evet, çok daha fazla. Özellikle Tayvan a ve Türkiye ye baktığımda, özellikle Japonca, Çince gibi diller dönem dönem öğrenci sayısı açısından bir artış daha sonra da bir duraklama gösterirdi. Ta ki 90 lı yılların başına kadar. Bu noktadan itibaren Çinceye olan ilgi günümüze değin hiç duraklamadan devam ediyor. Bugün baktığımızda Çince öğrenen sayısının Japonca öğrenenden çok daha fazla olduğunu görebiliyoruz. Bunun Sizce sebebi nedir? Bundaki en önemli faktör ise, ekonomik, sınai ve siyasi karşılıklı ilişkilerin sürekli gelişmesi ve akademik dünyaya olumlu yansıyor olmasından ileri gelmektedir. Ancak, burada önemli bir ayrıntı daha var. Çince okuyan öğrencilerin her birinin gelecekte ister ekonomik ister kültürel ister akademik alanlarda olsun, faydalı olmaları için iyi bir uzman olarak yetiştirilmelidir. Aksi takdirde Çince bilmelerinin ve de Türkiye de Çince sayısının artmış olmasının bence Çin araştırmaları açısından hiçbir faydası olmayacaktır. Bu dikkat edilmesi gereken bir husustur. Türkiye deki Çin araştırmalarında meydana gelen gelişmelerin Türk tarihi açısından önemi nedir? Eski Türk tarihi için Çin kaynaklarının önemi göz ardı edilemez. Bunlar bizim ana kaynaklarımızdır. Ana kaynakları okuyabilmek ve anlayabilmek için de klasik Çince ve/veya çağdaş Çince bilmemiz gerekiyor. Klasik Çince bilmesek dahi, en azından yine ilk elden çağdaş Çince olarak yapılmış çalışmalardan takip edip araştırabiliriz. Kendi tarihimizle ilgili çalışmalarda Avrupa daki çalışmalara bakılmalı ama araştırmanın kendisi bu çalışmalara dayandırılmamalıdır. Bunun için de Çincenin çok iyi şekilde

öğretilmesi ve öğrenilmesi gerekmektedir. Çin araştırmalarının Türkiye de başladığı günden itibaren ciddi adımlar atıldığı ve birçok ayrıntının ortaya çıkarıldığı doğrudur. Bu konuda hocalarımızın emekleri çok önemlidir. Bu tarih, bizim için çok önemli. Çin ile ilişkilerimizi geliştirebilmemizde de önemlidir. Ancak, dünyanın ve Türkiye nin gelişimi açısından bakıldığında yeterli değil. Bu yetersizliği de ortadan kaldırabilmek için daha fazla sayıda Çince bilen kaliteli akademik çalışma yapabilecek akademisyenlere ihtiyaç vardır. Çin in son 20-30 yıllık ekonomik, siyasi, kültürel ve sosyal atılımların sonucunda Türkiye de Çin araştırmaları bunun değerlendirebiliyor mu? Ne yapılmalı? Bence değerlendiremiyor. Çin in imkânları çok hızlı gelişti. Bu gelişme beklenmedik bir şekilde çok hızlı gelişti. Aslında öngörebilenler için bence şaşırtıcı olmamıştır. Çünkü, bunun olacağı bir şekilde uzmanlar tarafından öngörülebilirdi. Sadece ne zaman olacağı bilinmeyebilir. Bunu bilen ülkeler de eminim ki kendilerini Çin in göstereceği atılımlara ayak uydurabilmek için belli alt yapılara sahipti. Türkiye de bu altyapının daha yeni yeni gelişiyor. Bu gelişimin yeni oluşu, Çin hızla ileri giderken diğer gelişmiş ülkeler Çin ile daha farklı alanlarda çalışmalarını geliştirirken, biz temeller üzerine çalışıyoruz. Bu nedenle de, Çin de meydana gelen ve akademik dünyamıza yansıyabilecek daha iyi fırsatları ve projeleri, daha yakın karşılıklı ilişkileri değerlendiremiyoruz. Çok sistematik bir şekilde çalışıp, bir yandan temeller oturtulmalı. Bunun için de bir yandan çok sayıda eleman kaliteli yetiştirilmeli, diğer yandan geleceğe dönük adımlar iyi analiz edilip dikkatli adımlar atılmalıdır. Yetiştirme ve planlama aynı anda olmalıdır. Aksi takdirde birçok karşılıklı çalışma imkânı, dolayısıyla da kültürel gelişim fırsatını kaçırabiliriz.