içindekiler - editörden GÜNDEM ÇARESİZ DEĞİLİZ!. 3 Tüketim ve milliyetçiliğin kışkırtılması. 5

Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Devrim Öncesinde Yemen

3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler...

Cumhuriyet Halk Partisi

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

Siyasette kutuplaşma. Ahval 13/8/2018

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

Türkiye Siyasi Gündem Araştırması

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

Sonucu ekonomik kriz değil, politik kaygılar şekillendirdi

AĞUSTOS 2015 TÜRKİYE GÜNDEMİ VESEÇMEN EĞİLİMİ ARAŞTIRMASI SONUÇ RAPORU 25 AĞUSTOS 2015

2010 YILINA DAMGASINI VURAN OLAYLAR. Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği ne giriş süreci. Terör olayları. Türkiye-İsrail krizi

DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Özel Bankacılık Araştırma İngiltere, Haziran 2017 Seçim Sunumu

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

TKP-1920 nin 1 Mayıs 2015 Mitinglerine ve 7 Haziran Seçimlerine Çağrısı

Cumhuriyet Halk Partisi

DÜNYA DA BARIŞ İSTİYORUZ!

BASINDA KONDA seçimler

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

NATO'yu nasıl bir gelecek bekliyor?

Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları

Seçmen sayısı. Böylesine uçuk rakamlar veren bir YSK na nasıl güvenilir?

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

16 ŞUBAT 2011 CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÇETİN SOYSAL IN DİNLEMELERLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır!

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ SEPA 5

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

NKP

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi

Oy vermek bir şeyleri değiştirseydi yasaklanırdı Emma Goldman

TÜRKİYE DE İŞ DÜNYASINDA ÇALIŞANLAR SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANIYOR?

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Fransa Cumhurbaşkanı Macron

Uygulanacak ekonomik politikalar, istihdam ve üretime öncelik tanımalı, politikaların temelini insan oluşturmalıdır.

SAYIN BASIN MENSUPLARI;

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T

Dünya Kupası Futbol Organizasyon Teklifi. Fayda-Maliyet Analizi & ilgili analiz yöntemleri Birgit ten Cate & Dirk Roelofsen

Cumhuriyet Halk Partisi

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

10SORUDA AİLE SİGORTASI

Araştırma Notu 14/165

KKTC SİYASİ ARAŞTIRMA RAPORU

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

MART 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Trans Terapi ve Dayanışma Grubu Toplantılarının Yedincisi Gerçekleşti. SPoD CHP Beyoğlu Belediyesi Başkan Aday Adayı Gülseren Onanç ile görüştü

Endüstrinin Sağlık Politikalarını Engellemesi. Prof Dr Elif Dağlı

İNSAN HAKLARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI ARALIK AYI İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU ARALIK 2012

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

2000 li Yıllar / 8 Türkiye de Eğitim Bekir S. GÜR Arter Reklam Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

Kazandı ama bu sonuç Erdoğan ı mutlu etmez

MISIR IN SİYASAL HARİTASI

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ - 4

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim AKP

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

SARACAĞIZ YARALARIMIZI

AK PARTi Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat ın düzenlediği basın toplantısının tam metni:

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

ANAYASA DERSĐ ( ) ( GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI

Biz yeni anayasa diyoruz

Şimdi fazla ileri gitmiş bu gerici diktatörlüğü terbiye etmek, mümkünse biraz değiştirip halka kabul ettirmek istiyorlar.

DİDİM. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 78. yılında Didim de anıldı

24 Haziran Seçimlerine İlişkin Kamuoyu Eğilimleri

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim CHP

1 2 icin- ucretsiz- ped- hakki/

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1

2014 YILI ŞUBAT AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

TEMMUZ 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili


1. BÖLÜM KAVRAM, TARİHÇE VE KAVRAMLAR ARASI İLİŞKİLER BAĞLAMINDA KENDİ KADERİNİ TAYİN

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

Teröre karşı mücadele cephesi!

AĞUSTOS 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI

KASIM 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

ACR Group. NEDEN? neden?

Yeni anayasa neyi hedefliyor?

10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin Değerlendirilmesi

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

Bu Hafta Piyasalarda

HAZİRAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

SAVAŞ, GÖÇ VE SAĞLIK. 18 Mayıs 2015 İstanbul Şeyhmus GÖKALP

EUROBAROMETRE 71 AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Transkript:

içindekiler - editörden Editörden... İçindekiler Değerli Okuyucu, yeni bir sayıyla yine sizlerleyiz. İşçi Eki mizi bu sayımızda sürdürüyoruz, bundan sonra da sürdüreceğiz. Bu konuda oldukça olumlu tepki aldık. Bu bölümün daha da güzelleşmesi önemli ölçüde okurlarımızın sınıf içindeki çalışmasının daha da gelişmesine ve buna paralel olarak daha fazla somut yazılar almamıza bağlı. Dolayısıyla okurlarımızın sınıf içindeki faaliyetlerini artırması işçi ekimizi geliştirecektir ve tersine işçi ekimizin daha da gelişmesiyle okurlarımızın elinde sınıfa gitmek için daha güçlü bir silah olacaktır. Yaz ayları aslında tatil yapmak için güzel bir fırsattır, ancak şu da bir gerçek ki, büyük insanlığın büyük bölümü geçimini sağlayabilmek için yaz aylarında da çalışacaktır ve ayrıca tatil yapmak için gerekli maddi koşullara da sahip olmayacaktır. Yine büyük insanlığın bir bölümü ise ekmek kavgasında, direniş ve grev çadırlarında geçirecektir yaz aylarını. Dergimizin okurları bunun bilincinde olarak yaz aylarında da sınıf mücadelesine ara vermeden sürdürmelidir. Elbette yaz ayları piknikler ve kamplar için iyi bir fırsattır, bu nedenle imkanlar ölçüsünde piknikleri ve kampları hem kitleyi hem de kendimizi eğitmek için kullanmalıyız. Mücadele içindeki işçileri de ziyaret etmeyi unutmamalıyız. Türkiye nin katılmaması nedeniyle burada fazla ses getirmese de, bir ay boyunca milyonlarca insan futbol dünya kupası isterisi içine çekildi. GÜNDEM köşemizde bu konuya yer vererek, kardeşliğin ve dostluğun sporu olabilecek futbolun nasıl çılgınca tüketim ve milliyetçilik için kullanıldığını, bu arada gerçekte kimlerin kazandığını ve kimlerin kaybettiğini göstermeye çalıştık. Bu sayımızın başyazısını aylık gazete olarak biraz geç kalarak da olsa devlet ve hükümet arasında kızışan çete savaşlarına ve bu dalaşın arkaplanının aydınlatılmasına yer ayırdık. Bu konunun önümüzdeki dönemde değişik biçimlerde ama gittikçe daha da sertleşerek karşımıza çıkacağı kesindir. İşçi Eki mizin başyazısını işçi sınıfı sorunlarının ele alındığı yazılarda fazla önemsenmeyen ve böylece fazla dikkat çekmeyen bir konuya, çocuk işçiler konusuna ayırdık. Emperyalist burjuvazinin kurumlarının bu konudaki vahim durumu daha da iyi göstermek için nasıl olguları ve rakamları çarpıttığını örneklerle göstermeye çalıştık. İşçi Eki mizin diğer kısmını, önemli ölçüde yeni başlayan, yürümeye devam eden ve olumlu veya olumsuz sonuçlanan direniş ve grevlere ayırdık. Yeni Kadın Dünyası nda, Eren Keskin ve Perihan Mağden gibi mücadeleci kadınlara karşı başlatılan karalama ve kışkırtma kampanlarına tavır takındık ve bu kampanyaların aslında tüm muhalif kesimleri hedeflediğine dikkat çektik. Geçtiğimiz dönem 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin ve 2 Temmuz Sivas Katliamının yıldönümleri çeşitli etkinliklerle anıldı. Bu konulardaki yazılarımızı ilgiyle okuyacaksınız. Yine geçtiğimiz dönemde 5 Haziran Dünya Çevre Günü ve 26 Haziran, Dünya İşkenceye Karşı Mücadele Ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü üzerine de yazılarımızı beğeniyle okuyacaksınız. Bir okurumuzdan gelen İyi Haber Nasıl Yazılır? yazısını bu sayımızda maalesef yer nedeniyle yayınlayamıyoruz. Şimdilik internet sitemizden yayınladığımız bu önemli çalışmayı tüm yazı yazan okurlarımızın okumasını diliyoruz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Ağustos ayında dergimiz çıkmayacaktır. Öyleyse Eylül sayımızda tekrar görüşmek dileğiyle.. Yeni Dünya İçin ÇAĞRI, 09.07.2006 GÜNDEM ÇARESİZ DEĞİLİZ!. 3 Tüketim ve milliyetçiliğin kışkırtılması. 5 PANORAMA İSPANYA - ETA nın ateşkes ilanı sorunu çözecek mi?. 7 DEMOKRATİK KONGO CUMHURİYETİ - Seçim bahane, işgal şahane. 8 SIRBİSTAN-KARADAĞ - Referandumdan ayrılık çıktı. 10 YENİ İŞÇİ DÜNYASI Çocuk işçiler. 1 TÜMTİS te neler oluyor?. 3 Castleblair de yaşananlar.......................... 4 Güney Kültür Merkezi nde 15-16 Haziran toplantısı. 5 15-16 Haziran Mersin de anıldı. 5 HAS Alüminyum Fabrikası İşçilerinin Sendikalaşma Mücadelesi Sürüyor! 5 210 işçinin işine son verildi....................... 6 Seyhan: Direniş sürüyor!. 6 Dev Sağlık-İş Çukurova Bölge Şubesi açıldı!............... 6 SCT Patronu Lokavt ı Kaldırdı!. 6 MİTO işçilerinin sendikalaşma mücadelesi sürüyor. 7 Belediye işçilerinin TİS görüşmeleri anlaşmazlıkla sonuçlandı. 7 Biten grev ve direnişlerden haberler.... 8 CORUS YASAN işçisi kararlı....................... 8 HALKLARIN KARDEŞLİĞİ İÇİN ABD de göçmen olmak. 11 YENİ KADIN DÜNYASI Militarizme hayır!. 12 Her Türk Asker Doğmaz - Perihan Mağden. 13 Eren Keskin e destek kampanyası devam ediyor 14 Kadınlar TMY ve operasyonlara karşı Ankara da buluştu......... 14 GÜNCEL Sivas katliamını unutmadık, unutmayacağız!. 15 Sivas Katliamı İstanbul Kadıköy de protesto edildi 15 YAŞAMA TEMELLERİNİ KORUMA MÜCADELESİ Kapitalizm Doğanın ve İnsanlığın Düşmanıdır!. 16 İstanbul Nükleer Karşıtı Platform, 5 Haziran Dünya Çevre Günü nünde basın açıklaması yaptı. 16 İşkence görenlerle dayanışma günü. 17 Eğitim Emekçileri: Baskılar Bizi Yıldıramaz! 17 Demokratik Toplum Partisi 1. Kongresi yapıldı. 18 v ÇAĞRI Basın Yayın Ltd. Şti Adına Sahibi: Aziz Özer Sorumlu Yazıişleri Müdürü: İlyas Emir v Yönetim Yeri ve Adresi: Mahmut Şevket Paşa Mah., İmranlı Sk. No: 8, Şişli - İstanbul v Tel.: (0212) 235 35 70 v Fax: (0212) 253 19 27 v e-mail: mail@ydicagri.com v web: www.ydicagri.com v Banka Hesap: Türkiye İş Bankası Galatasaray-İstanbul, Hesap No: 1022 0 738654 v SAYI: 102 TEMMUZ 2006 ISSN 1301-692X102 v Fiyatı: Türkiye: 2 YTL (KDV DAHİL) Türkiye Dışı: 2,50 Euro v Baskı: Uğur Matbaacılık (0212-501 81 09) vyayın Türü: Yaygın Süreli

ÇETE SAVAŞLARI TÜRKİYE NİN GÜNDEMİNİ BELİRLİYOR... BU KADER DEĞİLDİR... gündem ÇARESİZ DEĞİLİZ! Yine toz duman ortalık. Yine kimin eli kimin cebinde belli değil. İlginç ve korkutucu günler yaşanıyor. Onlarca komplo teorisi üretiliyor, konuşuluyor, tartışılıyor. Egemen sınıflar arasındaki iktidar dalaşı, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana devleti elinde bulunduran güçlerle, merkezinde ordunun bulunduğu ve bu devlet bizim diyen güçlerle, parlamentodaki çoğunluğuna dayanarak devlet erkini adım adım ele geçirmeye çalışan AKP hükümeti arasındaki dalaş, artık her iki tarafın da birbirini açıkça öbür tarafı kendisine karşı komplo yapmakla, çeteleşmekle suçladığı ve bu suçlamanın kanıtlarını ortaya koymaya çalıştığı bir aşamaya geldi. Gelecek yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Ardından yapılacak genel seçim dalaşın kızışmasında belirleyici rol oynuyor. Danıştay a yönelik ardında bir ölü, dört yaralı bırakan silahlı saldırı ertesinde olan gelişmeler, özellikle geçen yıl sonundaki Şemdinli olayları ertesindeki gelişmelerin devamı olarak izlendiğinde gelinen yerde egemen sınıflar arasındaki iktidar dalaşının boyutlarının doğru değerlendirilmesi için yeter veri sunuyor. Devleti elinde bulunduran, ayaklarının altındaki iktidar zemininin kaydığını gören ve bunu engellemeye çalışan güçler, ellerindeki tüm araçlarla hükümeti sıkıştırmaya, onu hizaya çekmeye, deyim yerinde ise emir komuta zinciri içine çekmeye çalışıyor. Bu uluslararası siyaset alanında da (örneğin Kıbrıs konusu, örneğin AB konusu, örneğin Ortadoğu siyaseti konusu vb.), iç siyaset alanında da (örneğin Kürt sorunu, örneğin terörle mücadele adı altında sunulan sorun, örneğin türban sorunu vb.) açıkça görülüyor. Hükümet kanadı zamanın kendi lehine işlediği hesabıyla ortamı germeden, bir kazaya uğramadan hükümet olma konumunu bir dahaki yıl genel seçimlere kadar korumak için devleti elinde bulunduran güçlerle uzlaşmaya giriyor, bir mehteran bölüğü gibi iki ileri, bir sağ bir sola selam ile yoluna devam etmeye çalışıyor. Arada bir tabana moral vermeye yönelik ve kimi de kontrol dışı olan sert çıkışlar işin özünü değiştirmiyor. Hükümet kanadının ortamın gerilmesinden, çatışmanın sertleşmesinden anda bir çıkarı yok. Buna karşı devlet iktidarını elinde bulunduran ve bu iktidarı korumaya çalışan kanadın ortamın gerilmesinden, çatışmaların artmasından, toplumun lafta laiklik ile şeriat alternatifleri arasında sıkıştırılıp, şeriatçı görülüp gösterilen hükümete karşı laik cumhuriyetin zinde güçleri etrafında toplanmaya çalışılmasından çıkarı var. Bu kanat için iktidarı elde tutmak için alternatifler şunlar: Demokratik alternatif, hükümeti erken seçime zorlamak, bu erken seçimde AKP hükümetini temeli devletçi olmak olan yeni bir Milliyetçi Cephe hükümeti kuracak bir koalisyon hükümeti ile devirmektir. Bu hükümetin ortakları CHP/DYP/ANAP ve MHP olarak öngörülmektedir. Kuşkusuz yönlendirme fonksiyonu da olan ve Danıştay olayları ertesinde yayınlanan son bir kamuoyu araştırmasında, AKP nin oyları yüzde 30 civarına düşmüş olarak gösterilmesine rağmen, oyları kendisine en yakın partiden 10 puan önde görülmektedir. Bugün devletçi kemalist kesimin, yani gerçekte devlet iktidarını elinde bulunduranların parlamentodaki ana muhalefet partisi görünümdeki CHP nin oyları yükselen bir eğilim içinde gösterilmektedir. Fakat yine de AKP nin çok gerisindedir. AKP nin gelecek seçimlerden de halk desteği temel alındığında en büyük parti olarak çıkacağı en azından anda burjuvazinin medyasının tümünün üzerinde birleştiği bir olgudur. Bu durumda AKP yi hükümetten demokratik yolla uzaklaştırmanın tek yolu koalisyon hükümetidir. Böyle bir koalisyon hükümeti içinde CHP esas parti olacaktır. (Her ne kadar CHP içinde de iç çatışmalar, Baykal ı CHP den uzaklaştırma çabaları, bu arada CHP-ANAP-DYP dışında yeni bir oluşumla AKP ye karşı yeni bir alternatif etrafında birleşme planları olmasına, pazarlıklar yürütülmesine vb. rağmen Böyle bir alternatifin bir dahaki seçimlere kadar yaratılıp, halktan da oy alması göle maya çalmaya benzemektedir. DSP nin de yükselir görünen bir oy eğrisi vardır. Fakat bunun Ecevit in ölüm döşeğinde yatmasına bağlı olarak duyulan acıma duyguları, vefa, namuslu adam vb. imajı ile bağı vardır. DSP nin barajı aşıp koalisyon ortağı olma şansı sıfıra yakın bir olasılıktır.) Bugünkü güç dengelerine göre, AKP yi demokratik yoldan işbaşından uzaklaştırma altanatifi koalisyonunun olası ortakları DYP, ANAP ve MHP dir. DYP ve ANAP ı bir türlü birleştirerek barajı aştırma planı vardır. Son kamuoyu yoklamasında DYP barajı aşar gösterilirken, ANAP barajın oldukça altında, tek başına seçime girdiğinde % 10 luk seçim barajıyla hiç şansı olmayan bir pozis-

gündem yonda gösterilmektedir. Böylece olası bir birliğin adresi de DYP olarak gösterilmektedir. MHP son kamuoyu yoklamasında barajın oldukça altında görünmektedir. Fakat ANAP ın tersine tek başına seçimlere girdiğinde barajı aşma şansı vardır. Bu durumda AKP nin demokratik alternatifi ortaya çıkar. Olası bir CHP/DYP/ANAP/MHP koalisyonu. İyi de bunun için seçimlerin yapılması ve bundan da önemlisi AKP nin gerçekten % 30 lar civarında kalıp tek başına hükümet kuracak güce erişememesi ve de bunun yanında CHP yanında MHP ve DYP/ ANAP ın barajı aşıp, üçünün-dördünün parlamentoda çoğunluk elde etmesi gerekir. Bu hesap sonuçta çok bilinmeyenli ve tutma ihtimali oldukça düşük olan bir hesaptır. Orta ve uzun erimde devlet iktidarını elinde bulunduranlar için felaket senaryosu, AKP nin hiç bir şey olmamış gibi yoluna devam etmesi, elindeki parlamento çoğunluğuna dayanarak kendi belirlediği bir adayı cumhurbaşkanlığına seçmesi, böylece devlet erkinin çok önemli bir mevkiini daha düşürerek ele geçirmesi, ardından da genel seçimlerde tek başına hükümet kuracak bir çoğunluğu sağlamasıdır. Bu devleti elinde bulunduran kemalist bürokrat burjuvazi açısından yolun sonu olmaz, fakat sona götüren yolda çok önemli bir virajdır. Bu yüzden şimdi öncelikli hedef olarak hükümetin hükümet olmadığının, hükümet edemeyeceğinin ispatı ve hükümetin erken seçime zorlanması seçilmiştir. Ortaya Demirel sürülmüştür. Demirel ağzından bu hükümetin aslında hükümet edemediği, bu ülkede belli güç odaklarına karşı hiç bir şey yapmanın mümkün olmadığı, çarenin erken seçimde olduğu, eğer erken seçim yapılmış olsa idi 12 Mart ve 12 Eylül ün yaşanmış olmayacağı görüşleri dillendirilmiştir. Tam böyle bir ortamda gelen Danıştay a yönelen Allahın Askeri imzalı ve türban kararının cezalandırılması markalı ve fakat ne gariptir ki hep milliyetçi/devletçi rabıtalı silahlı saldırı eylemi, hükümetin hükümet edemediğinin ötesinde, cumhuriyetin laik kurumlarını hedef gösteren bir konumda olduğunun ispatı bir eylem olarak çıktı ortaya. Devlet ordusu, yargısı, üniversite yönetimi vb. ile Anıtkabir e Ata ya şikayet e çıktı. Hükümet üyeleri kemalist kitle tarafından Mollalar İran a!, Katil hükümet! nidaları ile karşılandı öldürülen Danıştay üyesinin cenaze töreninde. Katilin eylemin hemen ertesinde yakalanmış olması ve katilin tüm ilişkilerinin eski ordu mensupları, kemalist-ırkçı kuruluşlar vb. olduğunun ortaya çıkması ile birlikte bu kez hükümet kanadı, Danıştay saldırısının hükümete karşı girişilmiş bir komplo olduğunu işlemeye başladı. Laik devlete karşı hükümetin işaretiyle hareket eden şeriatçıların devlete yönelik saldırısı teorisinin karşısına adı konamayan bir çetenin hükümete karşı komplosu teorisi çıktı. Bu arada çok ciddi başka komplo teorisyenleri, aslında bunun emperyalist dış güçlerin, Türkiye ye karşı komplosu olduğunu anlattı. Bir yaşlı eşek de, aslında komplonun hedefinin Türkiye nin bağımsızlığını savunan esas güç olan İP ve onun önderi olduğunu anlattı. vb. Sonunda ne oldu? Savcının hakkında tutuklanma kararı çıkarılmasını istediği ve Danıştay eylemindeki tetikçinin, Emniyet açıklamasına göre adı konamayan çete sinin kilit ismi olarak tanıtılan, ismi bu davaya karıştırıldığı için üzüntüsünden kalbine bıçak saplayarak intihara kalkışan emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin hakim tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bu olay Türkiye seninle gurur duyuyor nidalarıyla karşılandı. Aynı Susurluk davasında yargılanan vatan-millet için kurşun sıkanlar gibi. Aynı Şemdinli davasının iyi çocuk katilleri gibi! Sonra bütün burjuva medya hep bir ağızdan bastırdı: Gördünüz mü, bağımsız yargı karar verdi. Demek ki neymiş? Demek ki, hükümetin ve Emniyet in bir bölümünün Danıştay saldırısının ardında çete filan araması yanlışmış. Demek ki ortada komplo filan yokmuş. Bir meczup kendi dediği gibi, kendi başına karar alıp uygulamış. vb. vb. Danıştay saldırısının ardından çıkarılan, adı konmamış, ve çete olmadığı bağımsız yargı nın bağımsız bir kararıyla tescil edilmiş olduğu söylenen çetenin ardından, Emniyet içinde hükümete yakın olan kesim ortaya bir çete daha çıkardı. İçinde aktif subayların yer aldığı bu çetenin belgeleri arasında, Başbakanın evinin krokisi, hangi yoldan ne zaman nasıl geçtiğinin notları filan da bulundu. Devlete zimmetli bir dizi silah, cephane, bomba vb. de bulundu. Vatansever olduklarını açıklayan bu çetecilerin açıklamaları da ilginç: Bunlar Türkiye nin olası bir işgaline karşı örgütleniyorlarmış! Ve tabii bunlar da bireysel olarak hareket eden, devlet ve ordu vb. ile ilişkileri olmayan meczup lardır. İlginç olan şudur ki, bu meczuplar ve bunların eylemleri olduğu gibi, bunlara karşı hükümet yanlısı Emniyet kesiminin takibatı da nedense son dönemde artıyor. Herhalde sıcakların artmasından olacaktır bu. Öyle ya, sıcaklar arttıkça delilik alametleri de artar! Yine herhalde bunların cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça daha da artacağını söylemek için kâhin olmaya da gerek yoktur. Gelişmelerde anda gelinen son nokta ne? Özel sermayeli işbirlikçi büyük sermayenin öz örgütü TÜSİAD, erken seçime karşı olduğunu açıklayarak, hükümete destek verdi. Fakat bu desteğini de bir şarta bağladı: Hükümet cumhurbaşkanlığı seçimi vb. konularda toplumsal uzlaşma aramalı ve bunu sağlamalıdır. Hükümet öyle olur olmaz yersiz ve zamansız çıkışlar ve açıklamalar yapmamalıdır vb. Ardından Başbakan hükümetin başı Genelkurmay Başkanı devlet erkinin gerçek başı ile bir görüşme yaptı. Ve bu görüşmenin sonucu tek cümleyle açıklandı: İç ve dış güvenlik sorunları üzerine görüşülmüştür! Anlaşılan odur ki, hükümet ile devleti elinde bulunduran güçler arasındaki iktidar dalaşında her iki taraf da kendisinin her dediğini yapacak durumda olmadığını, her iki tarafın da elinde ötekine karşı kullanacağı kozlar olduğu gösterilmiştir. Bu hükümetin bundan öncekilerin bir çoğunda olduğu gibi ilk muhtırada şapkasını alıp gitmeyeceği görüldüğü gibi, devlet iktidarını elinde bulunduran güçlerin hiç bir şart altında AKP nin tek başına parlamento çoğunluğuna dayanarak seçeceği bir cumhurbaşkanını kabul etmeyeceği de görülmüş, gösterilmiştir. Bundan sonrası bu gerçeklerin yineleneceği bir dönem olacak, sonuçta bir uzlaşma formülü bulunacaktır. Fakat cumhurbaşkanlığı seçimi ile de, bir dahaki seçimler ile de bu dalaş son bulmayacaktır. Ve egemen sınıflar kendi aralarındaki bu iktidar dalaşında şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da işçileri ve emekçi yığınları, hükümet demokrasi adına, devlet iktidarını elinde bulunduran güçler laik cumhuriyeti ve bağımsızlığı savunma adına kendi kuyruklarına takmayı deneyecektir. Ve bu arada çete savaşları sürecektir. Biz egemen sınıf ların iktidar dalaşının ürünü olan bu çete savaşlarının aptal seyircileri, şu ya da bu taraftaki saf destekçileri olmak zorunda değiliz. Bizim kendi tarafımız, kendi sınıf çıkarlarımız, kendi mücadelemiz var. Çete savaşlarının tozu dumanı arasında, kaybedilen, unutturulmaya çalışılan Türkiye gerçeğinde ne türban, ne egemen sınıfların laikliği ne televole sorunları belirleyici sorunlar değil. Bizim derdimiz iş sorunu, aş sorunu, konut sorunu, insanca yaşama sorunu. Tekeller bütün Türkiye tarihinde en yüksek kârlarını elde ederken, işçi ve emekçilerin toplumsal zenginlikten eline geçen pay eksiliyor. İşsizlik, yoksulluk diz boyu. Demokratikleşme adına çıkarılan bir dizi yasa var. Ama bunlar bizim için pratikte bir anlam ifade etmiyor. Kullanılmıyor. Gerçek sorunlar bunlar. Bırakalım çeteler tepişsin. Biz onların tümüne sırtımızı dönelim. Biz kendi işimize bakalım. Biz sermaye egemenliğine karşı sınıf mücadelesine sarılalım, kendi gücümüze güvenelim. Örgütlenelim. Örgütlenelim. Örgütlenelim. 11 Haziran 2006 2006 D Tüketim KAZANANLAR 2006 Dünya Futbol Şampiyonası aylar öncesinden başlayan büyük bir hazırlık sonrasında Münih- Alianz Arena stadyumunda 9 Haziran 2006 tarihinde yapılan görkemli bir açılışla başladı. Bir ay boyunca bir dizi şey unutturulacak; favoriler belirlenecek, takımlar tutulacak, kazanan, kaybeden hesapları yapılacak; 64 maratonluk maç son rasında hangi tak ımın kazanacağı üzerine tartışm a l a r y ü - r üt ü lecek Her Dü nya K u p a s ı, A v r u p a Kupa s ı v s. k a rşı la şmalarının olağan görüntüsü bu Yapılanlar, y a p ı l a c a k l a r belli Futbol geçtiğimiz yüzyılın olduğu gibi bu yüzyılın da seyri güzel en önemli spor dallarından birisi Ancak s p or u n d i ğ e r alanlarında olduğu gibi, futbolda da günümüzde belirleyici olan bunun bir spor olarak, insan bedeninin gelişmesi, insanlar, takımlar, uluslar arasında kardeşlik ve dostluk köprüsü olması değil Hayır futbol, günümüzde spor dünyasının en önemli şovlarının yapıldığı, çok büyük paraların kazanıldığı bir alan Evet futbol, özellikle de Dünya Kupası, Avrupa Kupası vs. gibi organizasyonlarla, tüketim çılgınlığının doruğa çıkarıldığı bir alan Büyük kazananlar var bu organizasyonlarda Kupayı bir takım havaya kaldırıyor bu yarışmalarda; ama parayı kaldıranlar bir çok kışk Bu yazıyı yazdığımızda bütün Yapılan/yapılacak 64 futbol ka Şampiyonası nın en büyüğü, kazanan birilerinden, kazanıla

gündem DÜNYA FUTBOL ŞAMPİYONASI: m ve milliyetçiliğin kırtılması dünyayı saran futbol heyecanı tüm hızıyla sürüyordu arşılaşması henüz tamamlanmamıştı, Dünya Futbol şampiyonu henüz belli olmamıştı. Buna rağmen ama an birşeylerden bahsetmek mümkündü! Futbol karşılaşmalarında durum ne olursa olsun, favoriler galip gelsin veya gelmesin; sürpriz sonuçlar ortaya çıksın ya da çıkmasın; 2006 Dünya Futbol Şampiyonası nda her halükârda kazananlardan bahsetmek mümkün Hem de Dünya Kupası karşılaşmalarının yapıldığı sıralarda değil, bunun hazırlıklarının başladığı dönemden bu yana kazananlar var. Kim bunlar? Kazananların başında spor, özelde de futbol ürünleri üreten, satan büyük tekeller var. Futbolu dostluğun, kardeşliğin, insanın bedensel gelişmesinin bir aracı yerine; kâr getiren bir ticari alan gören ve bu alana yatırım yapan; bu arada birbirine rakip de olan markaların kârlarını katladıkları organizasyonlardan birisi 2006 Dünya Futbol Şampiyonası Ama sadece spor/futbol eşyası üreten bu tekellerle sınırlı değil, kazananlar takımı Çeşitli içecek tekelleri başta olmak üzere, bilgisayar, televizyon, reklam, ulaşım-turizm, fastfood yiyecek vb. alanlarındaki kimi büyük tekeller bu takımın içinde Yine bu takıma dahil olanlar ara- sında futbolu, futbolcuyu yarış atı pozisyonunda gören ve bu alanda bahis oynatarak büyük paralar kazanan bahis firmaları var Bu nu n ötesi nde ha zı rl ı k la r ı uzun bir süreden beri süren Dünya Kupası nın Almanya da süren ekonomik durgunluğun aşılmasına katkı sağlayacağı ileri sürülüyordu. Daha fazla kâr elde etmek için günümüz dünyasının genel geçerli emperyalistkapitalist kurallarını daha azgın bir şekilde uygulayarak dünya egemenliği dalaşında söz sahipliğini sürdürmek isteyen emperyalist Alman devleti Dünya Kupası organizasyonunu hem diğer emperyalist güçlere karşı prestij açısından, hem de ekonomik getirileri açısından bir avantaj olarak değerlendirmek istiyor İstihdamın bir aylık bir süre için de olsa çok az bir iyileşme göstermesi, mevsimlik (bu mevsimlik futbol mevsimliği ama) ekonomik canlılık için bir gösterge olarak sunulacak. Belki bi r ay ı n sonunda yine eskiye dönülecek ama, ne kazanılırsa kârdır mantığıyla kitleler geçici iyi- leşmenin sonuçlarıyla kandırılacak Sadece bu kadar değil bu orga n i z a s yond a n Alman devletinin çıkarı: Emper ya list A lman devleti, son yıllarda işçi lere, emekçilere yönelen saldırılara yenilerini eklemek istiyor. Şu sıralarda başta işsizlik yardımı ve sağlık reformu saldırısı olmak üzere yeni bir dizi saldırıyı gündeme getiren Alman devleti yaratılan futbolun patırtısı-gürültüsü arasında bunları gerçekleştirmeye çalışacak; en azından kitlelerin açıkça bu yeni saldırılara ilişkin tepkilerini bir süreliğine de olsa engellemiş olacak; sorunlar unutulacak, unutturulacak Büyük kazananlar var küçük kazananlar var Alman devleti büyük kazananlar arasında Bir de gazetelere yansı-

gündem yan küçük kazananlardan bahsediliyor Alman ulaşım sektörü, taksiciler, fuhuş sektörü, lokantalar bu küçük kazananların arasında sayılıyor. Bunlar arasında fuhuş üzerinde sıkça duruyor gazeteler Magazinle bağından dolayı çokça üzerinde duruluyor belki ama, genelevlerin de ciddi ciddi hazırlık yaptığından, bu alanda bir patlama yaşanacağından bahsediliyor ve böylece bir yandan da sektörün reklamı yapılıyor, fuhuş kışkırtılıyor. Futbolun erkek şovenizminin hakimiyetinin araçlarından birisi olarak kullanıldığı, seyircisinin önemli bir bölümünün erkek egemen ideolojisinden epeyce nasiplendiği, kafaların bu ideolojiyle eğitildiği bir toplumda fuhuşun patlama yapması beklentisi sıradışı olmasa gerek Almanya da 2006 da düzenlenen Dünya Futbol Şampiyonası nda yaşanan durum kabaca bu Kazananlar arasında hangi ulus ve milliyetten olursa olsun özellikle şampiyonaya katılma hakkı kazanan ülkelerin hakim sınıfları olduğunu özellikle belirtmek gerekiyor. Ön planda maçlarda takımlar rakiplerini altetmek için çabalayadursun; geri planda azdırılmış, saldırgan milliyetçiliğin körüklendiği bir ay olacak bu ay Sporun halklar arasında kardeşliğin ve dostluğun bir aracı olması işlevi bir kez daha kâğıt üzerinde kalacak, hakim sınıflar kendi düzenlerini sürdürmenin araçlarından birisi olarak ulusal duygular a hitap edecek, çeşitli ulus ve milliyetlerden insanlar başka ulus ve milliyetlere mensup sınıf kardeşlerine karşı kışkırtılacaklar. Onların kışkırtmaları arasında hakim sınıf ların yoksullara yönelik saldırılarına yenileri eklenecek ve ama bunlar En büyük milli takım! bağırtıları arasında kaynayacak; duyulmayacak. Tüketim çılgınlığı sonucu büyük tekellerin maddi çıkarları ile hangi ulustan olursa olsun hakim sınıf siyasetçilerinin çıkarları yan yana, omuz omuza yürüyecek; kazananlar listesinde en büyük payı bu iki kesim alacak KAYBEDENLER Dünya futbola doyacak Yazılanlara göre 64 maçı toplam 10 milyar civarında insan televizyon ekranlarından seyredecek Bir ay sürecek bir futbol şöleni Ve bir ay sürecek bir futbol büyüsü Bir ay sürecek bir uyuşukluk Seyrine doyulmayan yıldızlar, takımlar, çok güzel gollerle süslü maçlar; elemeler, çeyrek, yarı finaller ve final İyi hoş ama sadece bu kadar mı? Örneğ in Brezi lya, Arjantin, Kosta Rica, Togo, Fildişi Sahilleri, Kolombiya, Meksika gibi yoksulluğun pençesindeki bir dizi ülke başta olmak üzere dünyanın işçilerinin, emekçilerinin kendi sorunlarına yabancılaşmasını daha da artırmayacak mı? Atılan gollerle hakim sınıfların bizlere, dünyanın işçilerine, emekçilerine attığı gollerin üzeri biraz daha kapatılmayacak mı? Ekmeğe, suya, daha iyi yaşamaya ihtiyacı olan dünyanın işçilerinin, emekçilerinin bu ihtiyaçlarının üzeri biraz daha örtülmeyecek mi? Bunlar gerçekleşmiyorsa ne yapılacak? Onun da bir yolu var: Umut, loto, toto gibi şans oyunlarında aramak öğütlenmiş bir çeşit Bunun da Dünya Kupasındaki karşılığı bahis tekelleri. Oyna bahsi kazan, kurtul! Belki birileri küçük çaplı şeyler kazanacak ve bunun göstermelik yaygarası koparılacak ama yığınlar açısından değişecek birşey olmayacak Bir ayın sonunda yine yoksul yaşam bütün acımasızlığı ile yığınların karşısına dikilecek Açlık ve yoksulluk içinde, haksızlık içinde bir yaşam sürdürülmek zorunda; bir aylık futbol rötarının ardından SUÇLU KİM? Açlık ve yoksulluk içinde bir dünya Haksızlıkların hüküm sürdüğü bir dünya İşçilere, emekçilere karşı saldırıların sürdüğü bir dünya Dünyanın, çevrenin katledildiği bir dünya Gözlerin kör, kulakların sağır edildiği; bilinçlerin esir alındığı bir dünya Ve insanlar bir kere daha kendi sorunlarına, kendi gerçekliklerine yabancılaştırılacak Futbolla! Peki bu durumda futbol suçludur diyebilir miyiz? Hayır, futbolun bir suçu yok! Amatör bir kitle sporu olarak futbol bir dizi diğer spor dalı gibi uluslar arasında kardeşliğin, dostluğun bir aracı olabilir. Ama günümüzde olan bu değil, yapılan bu değil Futbol bu amacından uzaklaştırılmış durumda Suçlu da işte futbolu bu amacından uzaklaştıran, onu kendi çıkarları için, uluslararasında üstünlük aracı olarak kullanmak isteyen emperyalist-kapitalist devletler Tekeller Hakim sınıf siyasetçileri Bir ay boyunca futbolu seyredelim Futbolun güzelliklerini görelim Dünyanın en iyi futbolcularını seyretmenin keyfine varalım Ama futbolun kapitalizmin bizi sömürdüğü, bizleri uyuttuğu bir araç haline dönüştürdüğü gerçeğini unutmadan Dahası; futbolu bir seyir olarak değil evet seyri de güzel ama seyretmenin insan bedenine bir faydası yok! amatör ruhla yapılan bir spor haline getirmek, dostluğun ve kardeşliğin, iletişimin bir aracı olarak görüp bunu gerçekleştirmek gerekli Bütün sporlar gibi futbol da kapitalizmin pisliklerinden arındırıldığında daha güzel olacak 11 Haziran 2006 Bu Kitapları isteyin, okuyun, okutun... D Ö N Ü Ş Ü M YAYINLARI ULUSLARARASI KOMÜNİST HAREKETİN BELGELERİ 3. ENTERNASYONAL'DE ÖRGÜTLENME SORUNU........................................... 5.00 BURJUVA-DEMOKRATİK DEVRİMİN PROLETER DEVRİME DÖNÜŞMESİ....................... 5.50 POLİTİK BİR ÖRGÜTLENME BİÇİMİ OLARAK HALK DEMOKRASİSİ......................... 5.00 3. ENTERNASYONAL'DE FAŞİZM ÜZERİNE TARTIŞMALAR BELGELER -I-.................. 6.00 3. ENTERNASYONAL'DE FAŞİZM ÜZERİNE TARTIŞMALAR BELGELER -II-................. 8.00 3. ENTERNASYONAL'DE DEVRİM AŞAMALARI............................................. 9.00 KOMÜNİST PARTİSİ MANİFESTOSU (Kürtçe-Türkçe).......................................... 4.00 MOSKOVA 1937 Lion Feuchtwanger....................................................... 7.00 GÜNCEL POLİTİKA STALİN ELEŞTİRİLERİ ÜZERİNE.......................................................... 10.00 EKİM DEVRİMİ ÜZERİNE.................................................................. 6.00 İŞÇİ SINIFI HAREKETİ ÜZE. YAZILAR..................................................... 12.00 MAO ZEDUNG ve ÇİN DEVRİMİ.......................................................... 13.00 FAŞİZM NEDİR? SOSYAL DEMOKRASİ NEDİR?.............................................. 6.50 DOĞA VE İNSAN......................................................................... 8.00 BOLŞEVİK PARTİ İNŞA ÖĞRETİSİ ÜZERİNE............................................... 8.00 ESERLERİ VE MÜCADELESİYLE R. LUXEMBURG........................................... 8.50 KEMALİST DEVRİM (1. Kitap)............................................................ 15.00 Halkın Sanatçısı/Halkın Savaşçısı YILMAZ GÜNEY (2. Baskı).................................. 7.00 KADIN DİZİSİ KADIN SORUNU ÜZERİNE YAZILAR....................................................... 9.50 SOSYALİST KADIN HAREKETİ İÇİN........................................................ 8.00 KADINLARIN KURTULUŞU (Cilt : 1)....................................................... 15.00 KADINLARIN KURTULUŞU (Cilt : 2)....................................................... 13.00 SİZİN MASALINIZ Hasan Kıyafet...................................................... 8.00 BİZİM LİSE Hasan Kıyafet......................................................... 9.50 ARTIK AĞLAMAYACAĞIM N. Doğan (ANI ROMAN)......................................... 7.00 DİLAN N. Doğan (ANI ROMAN)........................................................ 7.00 NAZİ KIZLARI Hermynia Zur Mühlen...................................................... 8.00 YAĞMUR MASALI SADULLAH Şaban Demir................................................ 7.00 ŞİİR DİZİSİ PANTA REİ Hasan Erkul................................................................ 7.00 HİKMETİ MAVİ Hasan Erkul.............................................................. 5.50 ACILAR DA ÜŞÜR Orhan Bahçıvan......................................................... 5.50 45 LİK Hasan Erkul....................................................................... 5.00 MEYDAN DÜŞÜ Hasan Erkul............................................................. 5.00 Ankara Cad. No-31 / 51 Cağaloğlu İstanbul Tel / Fax: (0212) 519 16 16 Aralık 2005 % 40 İndirimli Fiyat Listesi