Farkında mısınız bilemeyiz



Benzer belgeler
GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ NE HOŞGELDİNİZ

İŞLETMECİ TANIM A- GÖREVLER

İŞLETME VE YÖNETİM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ GİRİŞİMCİLİK BÖLÜMÜ

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

HALKLA İLİŞKİLER VE ORGANİZASYON HİZMETLERİ

İLETİŞİM TASARIMI UZMANI

Kreatif yaklașımımız, profesyonel bakıș açımız, dinamik fikirlerimiz ile emek ve zamanımızı da harmanlayarak sizlere hizmet vermeyi hedefliyoruz.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

Mutlu ve Başarılı Çocuk Nasıl Yetiştirilir?

GEÇMİŞTEN BUGÜNE DOĞUŞ

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

2. En başarılı olduğunuzu düşündüğünüz dersler hangileri? 3. En başarısız olduğunuzu düşündüğünüz dersler hangileri?...

ULTIMATE LANGUAGE SCHOOLS D O P İ N G D İ L. İngilizce Eğitim Merkezi WWW. DOPINGDIL. COM

BİLGİ İşletme

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

SPİKER TANIM A- GÖREVLER. Spikerleri, radyoda ve televizyonda görev yapanlar olarak iki gruba ayırabiliriz.

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

ANKARA TARİHİNDE BÖYLE DÜŞÜK FİYATLAR GÖRÜLMEDİ

Yaşam Boyu Öğrenme, Araştırma ve Uygulama Merkezi nin ilk şubesi Bodrum da

Müteşebbis Üniversiteliler Bilgi İletişim Topluluğu

Jamie Foxx J

STRES ATMAYA GELDİLER, DENİZ TEMİZLİĞİ YAPTILAR

ÜNİVERSİTEMİZ ÖĞRENCİLERİNE ÜST DÜZEY OLANAKLAR SAĞLIYOR

Devlet okullarında İngilizce eğitiminde sorunlar British Council-TEPAV İhtiyaç Analizi Çalışması Sonuçları

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİLLER YÜKSEKOKULU

BİLİŞİM SEKTÖRÜ, HİÇ TARTIŞMASIZ, KENDİNİ EN HIZLI VE EN ÇOK YENİLEYEN SEKTÖRLER ARASINDA YER ALIYOR


Kobe: Beşiktaş ile Görüştüm

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

MediaCat Felis 2013 Ödülleri ne Başvurular Başlıyor!

İŞLETME MÜHENDİSİ TANIM GÖREVLER KULLANILAN ALET VE MALZEMELER MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER ÇALIŞMA ORTAMI VE KOŞULLARI

Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor

İzmir Ekonomi Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü

MediaCat Felis 2013 Ödülleri ne Başvurular Başlıyor!

MEZUNLARIMIZIN OKULUMUZ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ

Tiyatro Gösterisi Su Damlası Sabancı Müzesi Gezimiz Öğretmenler Günü Kutlamamız Yılbaşı Kermesimiz Bahar Kermesimiz Yardım Kampanyamız

T.C. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ MATEMATİK BÖLÜMÜ DIŞ PAYDAŞ ANKET FORMU Google Formlar

Dershane Algısı Araştırması Mayıs 2012

İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK!

Küresel Para Haftasına Katılın!

KENDİ İŞİNİZİ YAPARKEN KİMSE YANLIŞLARINIZI DÜZELTECEK CESARETE SAHİP OLAMIYOR.

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ELEMANI



Rafine. 360 Hizmet Özünde tutku var. Hızlı Güçlü Sanatsal Yenilikçi. İşi bilen yapar! Farabians Strategy #araştır. Rafine Video #derinleş

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

GAZETECİLİK ALANI. Bu faaliyet sonucunda gazetecilik alanındaki meslekleri tanıyabileceksiniz.

HALKLA İLİŞKİLER VE ORGANİZASYON HİZMETLERİ ALANI

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

AD DRONE. Tüm görüş ve önerileriniz için

1) İngilizce Öğrenmeyi Ders Çalışmak Olarak Görmek

İŞARET DİLİNİN GELİŞİMİ KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNE BAĞLIDIR - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

BAŞARI ÖDÜLSÜZ KALMAZ!

PERŞEMBE İZMİR GÜNDEMİ

STRATEJİK AMAÇLAR-HEDEFLER-PERFORMANS GÖSTERGELERİ

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

R E H B E R L Đ K B Ü L T E N Đ - 3

Serüvenimiz 1919 yılında Bayan Maruşya ile kurukahvecilikle başladı yılında Burhanettin Koçer ve 1949 yılında Nurettin Tunçay ile gelişimini

GIDA ZİNCİR MARKETLER SEKTÖRÜ

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

UBC Derecenize Doğru İlk Adımınız BAŞLANGIÇ NOKTANIZ

Nükhet YILMAZ HAYAT BİLGİSİ Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası nı kutladık. Halk ekmek fabrikası gezisine katıldık. TÜRKÇE * Dilbilgisi:

Günümüzde, küreselleşme ve teknolojik gelişmeler, hızla gelişen ülkemizde nitelikli iş gücüne olan ihtiyacın her geçen gün artmasına neden olmuştur.

İngiltere de Üniversite Eğitiminin Avantajları

BASIN BÜLTENİ. Reklamcılar farklı eğitimlerden geliyorlar...

DRAMATİK METİN YAZARI

Sevgi evlerinde kalan kardeşlerimize konser düzenledik. Huzurevi ziyaretlerimiz ara sıra oluyor,gönül Köprüsü diye bir proje de yer alıyoruz.

S. 115 ARTI YÖN. Kemal Koçak: Üniversite yaşamı beklediğimden daha güzel. Sıdıka Pınar Temiz: Burada kendimi güvende hissediyorum

NENE HATUN MESLEKi VE TEKNiK ANADOLU LiSESi REHBERLiK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİ AYLIK BÜLTEN BAŞARI

SOSYALLEŞEBİLEN ÖĞRENCİNİN İLETİŞİMİ DE GÜÇLÜ OLUYOR

2. ROBOT YARIŞMASI VE ÖDÜL TÖRENİ YOĞUN KATILIMLA BESYO SPOR SALONUNDA YAPILDI

Üniversiteler Tercih ve Algı Araştırması Basın Bülteni Özet Değerlendirmeler

KOCAELİ 1. ÜNİVERSİTE TANITIM FUARI VE KARİYER GÜNLERİ FİNAL RAPORU

ONDOKUZ MAYIS ÜNĠVERSĠTESĠ YABANCI DĠLLER YÜKSEKOKULU HAZIRLIK PROGRAMI ÖĞRENCĠ EL KĠTAPÇIĞI

Avrupalı liderler baskıcı, Türk liderler ise dostane

BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ MATEMATİK BÖLÜMÜ DIŞ PAYDAŞ ANKET FORMU

KKTC de EĞİTİM ve ÖĞRENİM. GÖRÜŞLER ve ÖNERİLER

5. KARİYER GÜNLERİ GERÇEKLEŞTİ

E-KİTAP SATIŞLARINIZLA, SÜREKLİ BİR GELİRE NE DERSİNİZ? By Alia RİOR. Alia RİOR


Projenin Adı: ERGOTERAPİ İÇİNDE HAYATIN RİTİMLERİNİ ÖĞRENMEK

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 35.VELİ BÜLTENİ

Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü 1. Sınıf Öğrencilerinin Bölüme İlişkin Bakış Açıları

Geleceğin Mühendislerine Petkim den Tam Destek

Türkiye deki yenilikçi okulları belirlemek, buluşturmak ve desteklemek için yeni bir program...

MATBAA ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurum ya da kuruluşunda; öğrencilere ya da yetişkinlere, matbaa meslek alanı ile ilgili eğitim veren kişidir.

DETAY Fuarcılık Organizasyon ve Tanıtım Hizmetleri Ltd. Şti

ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)

TRABZONSPOR ŞENOL GÜNEŞ STADYUMU AÇILIŞI

DÖNEMİ ETKİNLİKLERİ

MARKA İLETİŞİM SÜRECİ. Brif Toplantısı. Analiz ve Araştırma Süreci. İletişim Stratejisi. Konumlandırma ve İletişim Çalışmaları

Diğer: Diğer:... Diğer:...

Transkript:

www.ecampusmag.com Barış AYDOĞDU Genel Yayın Yönetmeni GENEL YAYIN YÖNETMENİ Barış AYDOĞDU EDİTÖR Cansu BALCI DİZGİ & TASARIM İsmail Hakkı YENER GÖRSEL YÖNETMEN Şahan ŞEF KREATİF DİREKTÖR Zafer Burak AYDOĞDU İMTİYAZ SAHİBİ VE SORUMLU YAZI İŞLERİ YÖNETMENİ Çağın BOZKURT BÖLÜMLER EDİTÖRÜ Volkan ÖVEN ETKİNLİK KOORDİNATÖRÜ Yusuf Can CATKER REDAKSİYON Mine DURUKAN WEB YÖNETİMİ Ozidi MANTA FOTOĞRAFLAR Mehmet Arif BOZAN Ünal USTA Tugse ENKH HABER BİRİMİ Simge AŞKAN Buket ŞAĞAN Fatma TULUNOĞLU SOSYAL MEDYA Bilâl KIR REKLAM BİRİMİ KOORDİNATÖRÜ Barış AYDOĞDU 0507 715 64 92 baris@ecampusmag.com KATKIDA BULUNANLAR Tarık KAYMAK, Prof. Dr. Ufuk AYDIN, Mustafa Kadir GÜNER, Doç. Dr. Mehmet BAŞAR, Semih ÖZKAN, Bünyamin EGE, Doç. Dr. Serap BENLİGİRAY, Caner KÖFTER, Deniz DEMİR, Nazmi HAYAT, Halil GÜNGÖR, İpek Buket KAMİŞ, Özkan AKAR, Berrin YEŞERTENER İLETİŞİM ecampus Dergisi T: 0222 230 38 32 / F: 0222 234 43 71 info@ecampusmag.com www.ecampusmag.com YÖNETİM YERİ Cumhuriye Mahallesi, Tersel Sokak, Ata Apartmanı, 2/14 Eskişehir / TÜRKİYE YAYIN TÜRÜ Yerel Süreli Yayın BASKI Karmen Matbaa ve Basım San. Tic. Ltd. Şti. Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi 2NB3 Topkapı / İstanbul ECAMPUS Dergi Basım Yayın yasalarına uygun olarak hazırlanmaktadır. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf, röportaj, haber ve konuların her hakkı saklıdır. Dergide yer alan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine, basılan fotoğrafların sorumluluğu fotoğrafçılara aittir. İzinsiz, kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Farkında mısınız bilemeyiz ama öğrencinin olduğu yerlerde neredeyse her alanda büyük bir hareketlilik var. Etkinlikler, konferanslar, defileler, yürüyüşler, protestolar, yarışmalar ve dahası Sadece bunlarla da sınırlı değil, büyük işletmelerden tutun da, yepyeni konseptleri ile yine öğrenciye hizmet sunmak adına hayata geçirilen birçok girişim de sürekli olarak bu hareketliliğin bir parçası. İşte tam da bu noktada öğrenci hayatının her açısının ne kadar da değerli olduğunu anlatmak adına hazırlanan ecampus Dergisi, öğrenci olmanın ayrıcalıklarını, güzelliklerini ve öğrenciye dair ne varsa hepsinden biraz da olsa bahsetmek amacıyla yayınlanmaktadır. Sıklıkla yayın amacımızdan bahsettiğimiz bu sayfada, yine bu konuyu gündeme getirmemizin nedeni ise oldukça basit; öğrenci hayatı her anıyla dopdolu ve her an dile getirilmeye değer. Bir yılı aşkın süredir Eskişehir den öğrenci manzaralarını aktardığımız bunun yanı sıra öğrenciye olan bakış açısını farklılaştırmaya çalıştığımız bir değer yaratma mücadelesi veriyoruz. Bu mücadeleyi sadece yaptığımız yayın ile değil, hayatımızın her alanında lanse etmeye özen gösteriyoruz. Elbette bu değer yaratma çalışmalarımız esnasında hatalar da yapıyoruz ancak biliyoruz ki bize doğru yolu gösteren şey de bu irili ufaklı hatalar. Ve yine biliyoruz ki, asıl hata yapmadığımızı düşündüğümüz zamanlarda bir yerlerde büyük hatalar yapıyoruzdur. Kısacası, başlarda hataların bir gün hiç yapılmayacağına inanırken, anlıyoruz ki yaptığımız hatalardır bizi en doğrusuna ulaştıran. Yine de hedeflerimizi her yeni başlangıçta sıfır hataya ayarlayıp yola çıkıyoruz ve her yeni başlangıçta yepyeni hatalar yapıyoruz. Yukarıda bahsettiklerimizi, elinize aldığınız derginin içerisindeki hatalarımızı görmezden gelmeniz için değil, bundan sonraki sayıları elinize aldığınızda o hataları bir daha görmeyeceğinizi belirtmek adına kaleme aldık. Bizler var olan bir algıyı, sıra dışı bir anlatımla yeniden yaratmaya çalışıyoruz ve yukarıdan inme, basmakalıp bir sistemi uygulamak yerine, sürekli yeni fikirler ortaya koyan yeni konseptler deniyoruz. Bu süreçteki tek kaynağımız ise yaptığımız hatalarımız. Bir gün sizlere öğrenci hayatının en mükemmel hâlini sunmak dileğiyle ECAMPUS Dergisi projesi sahipleri adına proje yürütücüsü Mıknatıs Production firmasıdır.

içindekiler içindekiler 14 CAMPUS FASHION 20 KÜLTÜR BAŞKENTİ 46 AIESEC 22 POPÜLER KÜLTÜRE BİR BAŞKALDIRI ESKİŞEHİR 36 MEZUN OLUNCA N OLCAKSIN? 30 ONUR BAYRAMOĞLU 24 KURBAN 42 KARİYER 44 TIP FAKÜLTESİ 50 AVRUPA ÖĞRENCİLERİ FORMU 68 SİNEMA 54 PARIS

Küçüklüğümüzden itibaren sıklıkla duyduğumuz ve etkinliklerine şahit olduğumuz TEMA, hem yaptığı çalışmalar hem de bünyesinde barındırdığı 400 binden fazla üyesiyle bugün, insanlarda ağaç ve toprak bilinci oluşturmaya tüm hızıyla devam ediyor. ecampus ailesi olarak TEMA Vakfı Eskişehir gönüllülerine yaptığımız ziyarette, Eskişehir TEMA temsilcisi Dr. Halil Güngör şöyle cevap veriyor TEMA nın amacı hakkında sorduğumuz soruya; İnsanların doğduğu yerde doymasını istiyoruz. TEMA Nedir? Açılımı; Türkiye Erezyonla Mücadele ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı olan TEMA, 11 Eylül 1992 yılında Sayın Hayrettin Karaca ve Sayın Nihat Gökyiğit başta olmak üzere 30 iş adamının desteğiyle kurulmuştur. Gönüllülük esasına dayanan politikasıyla TEMA, sürdürülebilir yaşam ilkesi ile doğal varlıkların korunmasında, ülkenin ve dünyanın geleceğinde söz sahibi olan, topraktan gelen toplumsal barışı sağlayan bilinçli bireyler yetiştirebilen bir sivil toplum kuruluşu olma vizyonuna sahiptir. TEMA, insanoğlunun doğaya açmış olduğu savaşa karşı, tabiat ananın yanında saf tutan bir barış elçisi olma misyonunu içerisinde barındırır. Her türlü kirlilik, doğal afet, çoraklık ve çölleşme ile mücadele eder. Su ve diğer doğal kaynakların korunmasında öncü bir konumda bulunan TEMA, bu bağlamda oldukça etkili bir görev üstlenmektedir. Bu Zamana Kadar Yapılan Çalışmalar TEMA nın başlıca çalışmaları arasında, Adalet Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere, toprak ve ağaç bilincini oluşturmak üzere birçok kurum ve kuruluşta seminerler ve eğitimler düzenlemektedir. Bunun dışında, başlattığı yasa çalışmaları ile Türkiye nin çevresel sorumluluğu için dönüm noktası niteliğinde olan Mera Kanunu ve Toprak Kanunu nun yasallaşması konusunda çalışmalar yürütmüştür. Hepimizin aşina olduğu ağaçlandırma çalışmaları, yine TEMA Vakfı öncülüğünde gerçekleştirilmiş ve gerçekleştirilmeye devam etmektedir. Halen 150 bin hektar alanda kırsal kalkınma ve ağaçlandırma projesi başta olmak üzere 100 e yakın projenin yürütücülüğünü üstlenmektedir. Çevre ve Orman Bakanlığı ile birlikte yürüttüğü 10 milyar Meşe Toprakla Buluşuyor kampanyası, 1 milyon hektar alanda sağlıklı meşe ormanları oluşturmayı hedeflemektedir. Bu kampanya, ağaç sevdalılarının orman içerisinde buldukları meşe palamutlarını, TEMA ağaçlandırma merkezlerine götürmesiyle oluşturulmuş ve Türkiye Erezyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı, doğadan geleni yine doğaya bırakmaya gönüllü olmuştur. TEMA nın yurt içinde yaptığı projeler hakkında detaylı bilgi için; www.tema.org.tr adresini ziyaret edebilir, Eskişehir de bulunan etkinliklerin takibini de gerçekleştirebilirsiniz. Nasıl Gönüllü Olurum? Türkiye genelindeki teşkilatlanması; ilköğretim çağına kadar Yavru Tema, üniversite ve lise öğrencilerince faaliyet gösteren Genç Tema ve Mezun Tema şeklinde örgütlenmiştir. 25 yaş altı için 5, 25 yaş üstü için 20 bağışta bulunarak siz de TEMA ailesine katılabilirsiniz. Eskişehir TEMA Eskişehir de bulunan TEMA Vakfı, kendisine gönül vermiş 12 bini aşkın gönüllüsü ve yol gösterici, ağaç ve doğa hayranı kadrosuyla Türkiye nin en etkin şubelerinden birisi olarak faaliyet göstermektedir. Siz de TEMA Vakfı na gönüllü olmak ve doğa için bir adım atmak istiyorsanız, Paşa Mahallesi Fırın Sokak Numara: 8/1 Odunpazarı - Eskişehir de bulunan Eskişehir TEMA yı ziyaret edebilir, ömrünü doğaya adamış sıcakkanlı bu insanların arasında kendinize yer bulabilirsiniz.

HABER 12

HABER 14

CAMPUS FASHiON MODA EDİTÖRÜ HANDE DURAN Pınar TOPSAKAL Eğitim Fakültesi - Resim İş Bol kesimli sezon kabanı; crop bluzu, pantolon uyumu; bot ve çanta gibi tamamlayıcıları ve saç stiliyle karakteristik bütünlük sağlamış. FASHION 16

MIKNATIS Büşra YILDIRIM İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi - İşletme Deri kollu asker yeşili parka sezon parçalarından... Bot ve çanta seçimi ise genel görünümü itibariyle oldukça uyumlu. Tayfun CENGİZ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi - İç Mimarlık Kruvaze kaban ve dar paça jean birbirini renk ve oran olarak desteklemiş. Bot, atkı ve çantadaki renk seçimi ise oldukça başarılı... FASHION 18

HAYAL Yağmur OĞUZ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi - Moda Tasarımı Şık gömlek ve jean ikilisinin dışında ilk göze çarpan imite kürk kaban. Yüz tipine uygun gözlük seçimi ve diğer aksesuar seçimleri ise şık bir görüntüyü beraberinde getirmiş. Ayber YILDIRIM Güzel Sanatlar Fakültesi - Heykel Çok yakın renk değerlerine sahip kaban ve pantolon seçimine, kapüşonlu oduncu gömleği hareket kazandırmış. Kaban ve gömlek sınırı ise oran açısından oldukça başarılı... FASHION 20

TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR BAŞKENTİ NDEN ESKİŞEHİR DE ALIŞVERİŞ ŞENLİĞİ Eskişehir, Türk Dünyası Kültür Başkenti Etkinlikleri kapsamında oldukça hareketli bir etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Esnaf ve tüketiciyi buluşturarak, ekonomiyi canlandırmayı hedefleyen Alışveriş Günleri Etkinliği ile katılımcılara birçok hediye ve promosyon imkanı sunuluyor. Türk Dünyası Kültür Başkenti Alış Veriş Günleri logosunu gördüğünüz herhangi bir mağazadan yapacağınız 50 Türk Lirası ve üzeri alışverişlerde, Eskişehir in birçok noktasında oluşturulacak olan çekiliş kuponu noktalarında, fiş ibrazı karşılığı, 20 Mart günü Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Kapanış Töreni nde yapılacak olan büyük çekilişe 1 adet katılım hakkı kazanılıyor. 8-16 Mart tarihleri arasında gerçekleşecek olan Alış Veriş Günleri etkinliğinin tanıtım toplantısında konuşan Vali Tuna, etkinlik ile ilgili olarak; Şehrimizin en canlı noktalarından biri olan Hamamyolu Caddesi nde ve Vilayet Meydanı nda Alışveriş Günleri boyunca stantlar açılacaktır. Bu etkinlikte alışveriş kavramının kültür sanat boyutu da yer alacaktır. Açılış töreninde Türkiye yi Türkvizyon da temsil eden Manevra grubu konser verecektir. Tıpkı onların şarkılarında da vurguladıkları gibi Sen, Ben, Biz Hepimiz yine Türk Dünyası nın kalbinde tek nefeste, tek yürekte bir arada olacağız. 40 ın üzerinde gösteriler, eğlenceler, sosyal medya etkinlikleri ile bir festival havasında gerçekleşecek Alışveriş Günleri nde alışveriş kuponu dağıtımı ve çekilişi yapılacaktır. dedi. Sürpriz hediyelerin ve promosyonların olacağı Alışveriş Günleri kapsamında gerçekleşecek çekiliş ile; 4 adet Otomobil, 3 adet Motosiklet, 10 adet Dizüstü bilgisayar, 20 adet Bisiklet, 10 adet Buzdolabı, 10 adet Çamaşır Makinesi, 10 adet Fırın, 10 adet Bulaşık Makinesi, 10 adet 102 Ekran Led TV, 26 kişiye Check-up, 26 çifte 3 Günlük Yurtdışı Kültür Gezisi, 26 çifte 5 Günlük Yurtiçi Kültür Gezisi, 100 adet Takım Elbise, 100 adet Nevresim Takımı, 100 kişiye 100 lik Gıda Alışveriş Kuponu, 100 kişiye Eskişehir Spor Kombine Bileti yeni sahipleriyle buluşacak. TURKUAZ SİNEMA GÜNLERİ Geçtiğimiz günlerde, Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti Etkinlikleri kapsamında düzenlenen Turkuaz Film Günleri etkinliği, Türkçe Konuşan Filmler başlığı altında gerçekleştirildi. Türk Dünyası ülkelerinin unutulmaz filmlerinin Türkçe versiyonlarının izleyici ile buluştuğu etkinliğin açılışına, Türk Dünyası ülkelerinin ünlü yönetmen ve oyuncularının da içerisinde bulunduğu yaklaşık 200 kişi katıldı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Kongre Merkezi nde düzenlenen etkinliğin galası, Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna nın açılış konuşması ile start aldı. Galada izleyicilerle buluşan Kazakistan Sinemasının başyapıtı olarak bilinen milli kahraman, yazar ve siyasetçi Mustafa Şokay filmi, etkinliğin başlangıç filmi olarak sunuldu. 4 gün süren etkinlik ile Türk Dünyası ülkelerinin sinema kültürleri yakından tanınmış oldu. Galaya katılan ünlü isimler arasında; Kazakistan dan Şokay filminin yönetmeni Satibaldi Narimbetov, Türkmenistan dan Mankurt filminin de arasında olduğu çok sayıda filmin yönetmeni Hocakulu Narlıyev ile ünlü Türkmen aktris Maya Aymedova; Kırgızistan dan yönetmenler, Askarbek Kuruşbekov ve Bulutbek Şemsiyev; Yakutistan dan yapımcı Bergen Parnikov ile yönetmen Sardana Savvina; Tataristan dan senarist Mansur Gilyazov ile yönetmen Marat Devletov; Çin Uygur Özerk Bölgesi nden yönetmen Firdevsi Azizi ve yerli yönetmen Mesut Uçakan, aktör Eşref Kolçak, yapımcı İsrafil Kuralay, yönetmen Mehmet Güleryüz, sinema yazarları Burçak Evren, Coşkun Çokyiğit, Elif Tunca ve Murat Tolga Şen yer aldı. Etkinlik çerçevesinde, Türk Dünyası Sineması ve ünlü Kırgız yönetmenin ismiyle Tolomuş Okoyev Sineması başlıklı iki panel ile Senaryo Hikâyeleri ve Makyaj Atölyesi başlıklı iki atölye çalışması da düzenlendi. Yoğun ilgi gören Turkuaz Film Günleri Etkinliği, 27 Şubat Perşembe günü sona erdi. AKTÜEL 22

Popüler kültür kolaycıdır.araştırma yapmaz, derine inmez. İstanbul, Ankara, haydi bilemediniz İzmir de ne varsa ülkenin kültürünün, yaşam biçiminin, eğitiminin, sporunun buralarda yaşandığını varsayar. Popüler kültürün ögeleri bu şehirlerde oluşur; başka şehirlerde yer yerinden oynasa, sıradışı, hatta olağanüstü şeyler de olsa fark etmez. Çünkü popüler kültüre göre yaşam büyük şehirlerden ibarettir ve gerisi teferruattır. Popüler kültüre göre deprem riski İstanbul u tehdit ediyorsa risktir; kar yağışı İstanbul da yoğun olacaksa korkutucudur, takım İstanbul takımıysa şampiyonluk adayıdır. Geçenlerde Eses in birmaçının başlama vuruşundan önce saygı duruşu vardı. Trafik kazasında yaşamını yitiren bir futbolcu anısınaydı saygı duruşu. Ve Eses bando saygı duruşu marşını canlı olarak çaldı. Evet Türkiye nin popüler kültürünün üretildiği yerlerde olduğu gibi kayıttan değil; canlı. Statta herkes dinledi birkaç kendini bilmezin dışında. Bu ses aslında popüler kültüre bir başkaldırı idi, Eses bandonun kendisi gibi. Diyordu ki: bak popüler kültür ben buradayım, ben farklıyım Zorla giriyordu popüler kültürün gündemine Bando çalarken Eskişehir in popüler kültüre ne çok başkaldıran bir şehir olduğu aklıma geldi. Mesela Eskişehirspor un kendisi de böyle bir başkaldırı değil miydi? Yılların popüler takımlarına başkaldırmamış mıydı? Zorla gündeme girmiş, popüler kültürün ezberini bozmamış mıydı? Sonra aklıma Kent Konseyi geldi. Kentte sözünü söyleyecek ne kadar birey ya da kuruluş varsa davetliydi. Yeni stat nereye yapılsın, politikacılardan beklentiler, demiryolunun yeraltına alınması Doğrudan demokrasinin örneğiydi Konsey Anadolu Üniversitesi mesela. O da bir başkaldırı değil mi? Popüler kültüre göre Eğitim İstanbul, Ankara ve İzmir de verilir, taşrada eğitim mi? Açıköğretim mi? Televizyondan yayın mı? Bunu mutlaka İstanbul daki bir üniversite yapmalı Anadolu Üniversitesi bu söyleme ilk başkaldırıdır. Hocasıyla, yaygın altyapısıyla popüler kültürün ezberini bozmuştur Anadolu Üniversitesi. Anadolu da da kaliteli eğitim yapılabileceğini, tüm dünyaya eğitim hizmeti sunulabileceğini göstermiş, popüler kültüre başkaldırmıştır. Sivil Havacılık Yüksekokulu da öyledir, İletişim Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi de, Hukuk Fakültesi de Yılmaz Hoca örneği de farklı değildir. Bu şehrin, muhalif olmasına rağmen Yılmaz Hoca yı seçmesi bir başkaldırı değilmidir? Popüler kültür güçlüden yanadır, popüler olandan yanadır. Popüler kültür iktidar muhalifi olanı pek sevmez. Ama Eskişehir farklıdır, sessiz, şiddetsiz, medenice cevap verir popüler kültüre. Yaşanılır olmasıyla başkaldırıdır Eskişehir. Sanatın içine tükürüldüğü bir ülkede inadına heykelleriyle güzel, operasıyla zengin, parklarıyla keyifli, tiyatrolarıyla gururludur. Popüler kültürün, Sanat İstanbul, Ankara ya da İzmir de yapılır klişesine bir başkaldırıdır Eskişehir. Burada da sanatvardır, burada da sanatçı vardır diye haykırır popüler kültüre. Zorla girer gündemine ve ezberini değiştirir popüler kültürün. Yayasına yürüyecek yol bırakmayıp kalbini araç yollarına, ruhunu lüks otomobillere teslim eden popüler kültüre inat, şehrin merkezini yayalara açan; yetmedi, onlara yürüyüş ve bisiklet yolları sunan şehirdir Eskişehir. Odunpazarı gibi yok olmaya yüz tutmuş bir semti Dünya Kültür Mirası listesine sokan, endüstriyel markalara karşı halkına tertemiz kalabak suyu içirenlerin şehridir burası. Bir başkaldırıdır Eskişehir; popüler kültüre karşı ve popüler kültürün ezberini bozan Prof. Dr. Ufuk AYDIN AÜ Hukuk Fakültesi Dekanı (21.03.2011) AKTÜEL 24 AKTÜEL 25

Röportaj: Cansu BALCI Fotoğraf: Şahan ŞEF RÖPORTAJ 26 RÖPORTAJ 27

Geçmişte, oldukça zor şartlarda albüm çıkarmayı başarmışsınız. Tabiri caizse tırnaklarınızla kazıyarak geldiniz bugünlere. O zamanlardan biraz bahseder misiniz? Kurban grubunu kurmaya ve albüm çıkarmaya nasıl karar verdiniz? Aslında albüm çıkarma maceramız grubun kurulmasından çok daha sonralara dayanıyor. Albüm çıkarmadan önce zaten farklı gruplar halinde barlarda sahne alıyorduk. O zamanlar yapılan ve halen yapılmaya devam edilen Roxy Müzik Yarışması na katılmaya karar verdik. Bu yarışmaya katılabilmemiz için bir topluluk, bir grup haline gelmemiz gerekiyordu. Ekibimizi topladık ve yarışmaya katıldık. Bizim için biraz zorlu bir süreç oldu çünkü yarışmanın yeni başladığı bir dönemdi. Yarışmanın ikinci senesinde katıldık ve bu yarışmanın bizim için önemi büyüktü. Çünkü bu yarışma o zamanlar oldukça popülerdi ve yarışmayla birlikte hem piyasaya girme şansımız artacaktı hem de kendimizi tanıtma fırsatı bulmuş olacaktık. Bu üzerimizde çok yoğun olmasa da bir baskı kurdu. Fakat şu anda buradayız ve halimizden memnunuz. İsim rock grubunu da çağrıştırmadığı için bizleri türkücü zannedip arayan çok oldu. Müzikle ilk tanışmanız nasıl oldu? Bu sorunun cevabı oldukça uzun aslında, çünkü hepimizin müzikle tanışma hikâyesini anlatmak sayfalar sürer. Fakat ortak bir paydada birleştirmek adına müzikle tanışmamız, müzikle haşır neşir oluşumuzun çocukluk günlerimize dayandığını söylersek yanlış olmaz sanıyorum. Grubun ismine gelirsek neden Kurban? O zamanlar üzerinde çok fazla düşünüp karar verdiğimiz bir isim olmadı Kurban. Birkaç isim alternatifi arasından karar verdik. Bizim dikkat ettiğimiz nokta hem Türkçe olması hem de akılda kalıcı, insanların unutmayacakları bir isim olmasıydı. Daha iyi bir seçeneğimiz yoktu aslında. Zaten o zamanlar bir rock grubunun piyasaya girmesi ve tutunması çok zordu. Bu nedenle sanıyorum çok fazla üzerinde düşünmedik ismin. İsim rock grubunu da çağrıştırmadığı için bizleri türkücü zannedip arayan çok oldu. Her bu işe yeni başlayan insanlar gibi biz de bu piyasanın içerisinde kurban oluruz diye düşünmüştük o zamanlar. Aynı zamanda dikkatimizi çeken bir diğer nokta, Kurban kelimesinin hiçbir dilde tam olarak karşılığının olmaması Nedeninin ve nasılının bilinmemesi ve çok fazla anlamının olması ismi seçmemizde bir diğer etkendi. Türkiye de genel yapı itibariyle cover parçaların sevilip benimsenmesi çok zor bir iş. Cover parçalarınızdaki bu başarınızı neye bağlıyorsunuz? Biz aslında kolay tutar diye düşünerek yapmıştık. Bence cover parçaların sevilip benimsenmesi, sıfırdan yazılan bir şarkının benimsenmesinden çok daha kolay. Bu zamana kadar piyasada yükselmiş ve bir şekilde piyasadan sıyrılmış gruplara bakarsanız, hepsinin bir cover albümünün bulunduğunu görürsünüz. Fakat bizim cover albüm yapma sebebimiz elbette ki bu değildi. Biz bu şarkıları, albümden önce çıktığımız barlarda çalıyorduk. Bir kısım dinleyicimiz zaten bizim tarzımızı benimsemişti fakat asıl sebep üzerinde uzmanlaştığımız daha doğrusu önceden bildiğimiz bir iş yapmaktı. Az önce bahsettiğim gibi cover albüm bir grubun parlamasına yardımcı olur. Fakat bizde tam tersi bir durum yaşandı. Çünkü coverlediğimiz şarkıların telifleri bize sıkıntı yaşattı. Özellikle albüm çıktıktan sonra rahmetli Barış Manço nun sevenleri bize tavır aldılar. O durumu da açıklamak istiyorum. Cover albümüzde yer alan Sarı Çizmeli Mehmet Ağa isimli şarkıda, Barış söyler kendi bir ders alır mı? kısmını Deniz söyler kendi bir ders alır mı? olarak seslendirdik. Bu durum çok fazla tepki topladı. Şarkıyı seslendirmeden öne Sayın Lale Manço dan izin aldık. Hukuksuz iş yapmadık ama buna rağmen eleştiri aldık. Onların savunması da şu şekilde: Şarkının dizesini değiştirmemiz değil de Barış Manço nun mahlasını değiştirmiş olmamızın sorun yarattığı söylendi. Ortada kötü bir niyet yoktu ama radyoyu açtığımızda Barış Manço sevenlerinin bizlere küfrettiğini duyuyorduk. En başında plak şirketiyle görüştüğümüzde böyle bir durumun bizlere sıkıntı yaratabileceğinden hiç kimse bahsetmedi. Şarkıyı dinlediler ve Deniz i Barış yapın. diye bir şey söylemediler. Biz de sorun yaratmayacağını düşündük başından uyarılmadığımız için. Biz o zamanlar öyle genç ve toyduk ki, mahlasın ne olduğunun ve değiştirilmesinin sorun yaratacağının farkında değildik. 2005 yılında dağılan Kurban grubunun tekrar bir araya geldiğini görmek hayranlarınızı oldukça memnun etti. Grubun dağılma ve bir araya gelme sürecini bizlere anlatır mısınız? Açıkçası bu çok sevdiğimiz bir hikâye değil takdir edersiniz ki. Üzerimizde oluşan baskı sebebiyle grup içerisinde birtakım tatsız olaylar yaşandı. Zaten çok da uzun sürmedi 1,5 sene sonra tekrar bir araya geldik. Alternatif rock ın Türkiye deki ilk temsilcilerindensiniz. Sizlerden ilham alan günümüz alternatif rock grupları hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Bir şeylere sebep olmuş olabiliriz ve bu bizi çok gururlandırır. Hala daha inanamıyoruz. Biz albüm çalışmalarına başladığımızda yıl 1997 ydi. O zamanki ortamla şu anki ortam arasındaki farka inanmak mümkün değil zaten. Dediğim gibi bir şeylere sebep olmuş olduğumuzu biz de görüyoruz, hissediyoruz. Fakat sebep olmuş olduğumuz şeyin şu anda korkunç bir sona doğru ilerlediğini ve manipule edildiğini görmek bizi üzüyor. İnsanların müzik yapmasıydı bizim istediğimiz şey fakat şu anda sağda solda müzik yapan insanlar gerçekten çok rahatsız edici. Bununla beraber, Nirvana, Rammstein gibi büyük rock gruplarının ortaya çıkışından önce, yaklaşık olarak 1987-1991 arasında büyük bir boşluk yaşandı müzik dünyasında. İnsanlar ne dinleyeceklerini bilmiyorlardı fakat bu grupların ortaya çıkışıyla boşluk dolduruldu. Şu anki müzik piyasasını da öyle değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Büyük bir keşfe gebe olduğuna inanmak istiyorum müzik sektörünün. Şarkılarınızı yazarken sosyal mesaj kaygısı taşıyor musunuz? Ya da şarkılarınızın belli bir hikâyesi oluyor mu? Zaman zaman bir hikâyeden ilham alarak hareket ettiğimiz oluyor fakat bazen de bir ilham geliveriyor ve bunun üzerine şarkılar oluşturup söylemeye başlıyoruz. Sokakta gördüğümüz adamdan etkilenip de bir şey yazıp söyleyebiliyoruz, içimizden birinin sevgilisiyle olan problemi ya da güzel anıları da ilham kaynağı olabiliyor o kişi için. Son albümümüz olan Sahip ten bahsedecek olursak orada sosyal mesaj kaygısı taşıyoruz. Sosyal mesaj kaygısı da değil aslında. Ülkemizin ve dünyanın durumunu, yaşanan gelişmeleri kendi dünyamızla birleştirerek anlatıyoruz. Yaşanan gelişmelerin bu denli can sıkıcı olması bizlerin keyifli müzik yapmasını ve neşeli şarkılar üretmesini de engelliyor. İçerisinde bulunduğumuz ve bulunacağımız durum hepimizi etkiliyor, bizleri, bizlerin müzik yapmasını engelleyecek şeyler yaşanıyor ve buna kayıtsız kalmaktansa, evet biz buyuz demek ve insanlara duyarlılığımızı göstermek istiyoruz. Hiçbir şey olmamış gibi davranmak diye bir durum en azından bizim için söz konusu olamaz. Taşıdığımız bir kaygı yok ama yaşanan olaylara da kayıtsız kalamıyoruz maalesef. Ortalıkta boş boş gezen şarkıcılardan ve insanlardan bir farkımız olması adına bu tür işler yapıyoruz. Yakınlarda bir albüm hazırlığı var mı, yeni projeler ve konserler? Olacak elbette ki. Hepimizin hayatı şu sıralar biraz çalkantılı. Fakat bu durumu toparlayıp en kısa zamanda harekete geçeceğimize inanıyorum. Hiçbir şey sürekli yüksek titremiyor sonuçta. Son olarak da söylemek istediğim bir şey var. Sanırım hayatımızda ilk kez insanların ihtiyacı olan bir şeye yöneleceğiz. Çünkü bizim de buna ihtiyacımız var. Yani etrafınıza baktığınızda sizi çok bunaltan şeyler oluyorsa, buna sebep olan şeylerin yerine geçebilecek olan ne görüyorsanız onu yapmak istiyoruz aslında. RÖPORTAJ 28 RÖPORTAJ 29

Neden İngilizce Öğrenmeliyim? Günümüzde, bilmeyenin iş hayatında ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğü, globalleşen dünyanın yegâne ortak dili haline gelmiş durumda İngilizce. Özellikle özel sektörde çalışmak isteyenler için, yalnızca grammar bilgisine sahip olmak maalesef ki yeterli değil. Speaking ve writing konularının da ileri seviyelerde olması gerekiyor. Peki, neden bu kadar zorunluluk halini almış durumda ve neden İngilizce öğrenmeliyiz? My English Kurum Müdür ü Reha Durucasu ya sorduk. Eskişehir de İngilizce eğitimi hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Eskişehir İngilizce eğitimi konusunda gerçekten de büyük bir pazar. Üniversite öğrencilerinin ve bilinçli velilerinin önemsediği bir eğitim olduğunu söyleyebilirim. İlkokul, ortaokul, lise, üniversite öğrencileri ve meslek sahibi kişilerin bu konuya ciddi bir ilgi duydukları ortadadır. İş hayatında İngilizce için ne söylemek istersiniz? Öğrencilerin gelecekte iyi bir işe sahip olabilmeleri için, o işe talip diğer adaylar arasından seçilebilir hale gelmesi gerekmektedir. Bunun için de adayın fark yaratması şarttır. İngilizce bilen bir aday bu farkı yaratmayı başarmış demektir. Şöyle bir Türkiye gerçeği vardır. Her sene üniversite mezunu öğrenci kadar kişi İngilizce öğrenmiyor, dolayısıyla her geçen sene İngilizce bilmeyen üniversite mezunu sayısı artıyor. Bu da İngilizce bilmenin her geçen sene işe alımlarda önemini ne kadar koruduğunu gösteriyor. My English te sadece İngilizce eğitim veriliyor, bu doğru mu? Kesinlikle. Birçok dilden ziyade bir dile odaklanarak o dilin her türlü içeriğine detaylı hâkim olan bir kurumuz. Bu sayede öğrencilerimize, onların aklına gelebilecek ya da gelemeyecek her türlü konuda rehberlik edebiliyoruz. Günümüzde birçok insan artık İngilizcenin de yetmediğini başka birkaç yabancı dili de bilmek gerektiğini söylüyor, bu konudaki görüşünüz nedir? Benim şahsi fikrim, insanların önce İngilizce öğrenmesi gerektiği. Bu lafı söyleyen birçok insan henüz İngilizce konuşmayı bilmiyor. Ayrıca İngilizcenin dışında öğrenilen ekstra bir ikinci dil, spesifik işler dışında (Çin ile ithalat-ihracat yapan firma vb.) İngilizcenin yarattığı etkiyi yaratmıyor. Boğaziçi Üniversitesi ile olan bağınız nedir? Boğaziçi Üniversitesi ile kuruluşumuzdan beri süre gelen protokolümüz doğrultusunda kendilerinden eğitim konusunda destek alıyoruz. Öğretmen alımı, kaynak seçimi vb. konularda Boğaziçi Üniversitesi nin yönergelerini benimsiyoruz. Bunun sonucunda da C1 eğitimini tamamlayan öğrencilerimize yine Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri tarafında Eskişehir de yapılan sınav ile Boğaziçi Üniversitesi yabancı dil sertifikası veriyoruz. Ayrıca böyle bir sertifikayı Boğaziçi Üniversitesi ve My English dışında veren bir kurum yok. My English te Genel İngilizce programının çok popüler olduğunu duyuyoruz, bunu neye bağlıyorsunuz? Öyle demeyin sınav İngilizcesinde de büyük bir ivme yakaladık :) Öncelikle genel İngilizce eğitiminin Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Sınıflandırılması (CEFR) temel alınarak A1 den başlayarak C1 seviyesinin sonuna kadar verildiğini belirtmek isterim. C2 adı altında bir eğitimi aldığını iddia eden bir öğrenci ise yanılır, çünkü C2 eğitim verebilecek bir kaynak mevcut değildir. O seviyedeki bir eğitimi de ancak İngilizce öğretmenleri alabilir. Genel İngilizce eğitimindeki başarı öğrenciyi 7/24 İngilizce ile haşır neşir etmekten geçiyor. Öğrenciler her hafta belirli günlerde sınıf öğretmenleriyle dersler alıyorlar. Bunun yanı sıra öğrenciler kulüp aktivitelerine de katılmak zorundalar. Kulüp aktivitelerinde hem yerli hem de yabancı öğretmenlerle her bir seviye için haftada ortalama 25 adet ders yer alıyor. Ayrıca öğrencilere My English e gelmediği zamanlarda yine İngilizceye yönelik çalışma yapmaları adına The Project Umbrella adı altında bir online sistem sunuyoruz. Tüm bu 3 bileşeni bir araya getirdiğimizde öğrenciye 7/24 eğitim sunmuş oluyoruz. Konuşma kulüpleriniz de var değil mi? Konuşma kulüpleri, kulüp aktivitelerinizden sadece bir tanesi. Bunun yanı sıra okuma, konuşma, dinleme, yazma, dilbilgisi, kelime hazinesi, müzik, video, telaffuz, insan kaynakları, pazarlama, iş İngilizcesi gibi birçok kulüp aktivitemiz yer almaktadır Türkiye çapında bu genişlikte bir kulüp aktivite programı olan bir dil okulunu daha mevcut olmadığı konusunda da iddialıyız. Ayrıca konuşma kulüplerimizde ana dili İngilizce olmayan bir öğretmen asla ders veremez. Bu öğretmen mutlaka ve mutlaka Amerikalı, İngiliz, Avustralyalı ya da Kanadalı olmalıdır. Peki ya sınav İngilizcesindeki ivme ne düzeyde? İngilizceye yönelik her türlü sınava öğrencilerimizi hazırlayabilecek ve onların başarılı olmalarını sağlayacak nitelikte olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. YDS de uzun soluklu programlar ile öğrencilere gerekli sınav altyapısını sunup, etkin denemelerle gerçek sınav puanına yakın puanlar almalarını sağlıyoruz. TOEFL da ise zaten TOEFL IBT sınav merkezi olmamızdan ötürü öğrencilerimize hem sınıf hem de laboratuvar ortamında sınav stratejilerini öğretiyoruz. LYS-5 lise öğrencilerimiz ile bizim geleceğimiz oldukları için her biri ile kendi çocuğumuz gibi ilgilenip, İngilizcenin yanı sıra YGS de ihtiyaç duyacakları Türkçe, matematik, sosyal bilgiler vb. dersler konusunda da destek sağlıyoruz. Ayrıca üniversitelerinde hazırlık okuyup, henüz başarılı olamamış öğrencilere hazırlık atlama eğitimi veriyoruz. Bu programı her bir üniversite özelinde şekillendirmek de mümkün. IELTS sınavına hazırlık programımız ise ÖSYM nin bu sınavı eşdeğer kabul etmemesine rağmen başarıyla devam etmektedir. Bir eğitimci olarak, yabancı dil sınavlarına hazırlanan arkadaşlarımız için tavsiyeleriniz nelerdir? Öncelikle şunu söylemeliyim. Genel İngilizce de belirli bir seviyeye gelemeyen hiçbir öğrenci sınav İngilizcesinde başarılı olamaz. Şöyle örnekleyeyim: bir yabancıyı ülkesinden alıp ÖSYS soktuğunuzu varsayalım. Adam daha cümlenin öğelerini bilmeden nasıl dilbilgisi sorularını yapacak? Son olarak da şunu eklemeliyim. Her şey öğrencide bitiyor. Biz en iyi kaynakları, online sistemleri, öğretmenleri vb. destekleri öğrencilerimize sunsak dahi, öğrenci gerekli ilgiyi ve devamı göstermediği sürece başarılı olamaz. KARİYER 30 KARİYER 31

Eskişehir den başlayarak Türkiye nin birçok ünlü futbol kulübünde forma giyen ve en sonunda yuvasına geri dönerek Eskişehirspor formasıyla ter döken Onur Bayramoğlu na, futbol hayatı ve Eskişehir e kazandırdığı yeni yatırımı ile yarattığı değeri sorduk. İşte Eskişehir in ve Eskişehirspor un genç yıldızı Onur Bayramoğlu röportajından sayfalara taşıdığımız başlıklar Öncelikle seni tanımayanlar ya da daha yakından tanımak isteyenler için Onur Bayramoğlu ndan ve futbol hayatından biraz bahseder misin? 1990 Eskişehir doğumluyum. Futbola 7 yaşında, okula başladığım dönemin yazında adım attım. İlk ve orta öğrenimimi, Melahat Ünügür İlköğretim Okulun da, lise öğrenimimi Fatih Anadolu Lisesi nde tamamladım. Liseden mezun olduğum 2008 senesinde DSİ Bent Spor dan Bozüyükspor a transfer oldum. Ayrıca Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümünü kazandım. 1 sene sonra Beşiktaş a transfer oldum. 2,5 sene Beşiktaş ta oynadım. Transfer olduktan sonra sakatlığıma önceden yanlış teşhis konulduğunu öğrendim. İlk senem sakatlığı atlatmakla geçti. Sanırım birçoğunuz pubis sakatlığını duymuşsunuzdur. Bu sırada ÖSS ye tekrar girip Bahçeşehir Üniversitesi ne kaydımı aldırdım. Ayrıca Açık Öğretim e yazıldım. Schuster in gelmesiyle güzel imkânlar bulmama rağmen şans bir türlü benden yana olmamıştı. Çok sakatlık yaşadım ama yaşadığım bu sorunlar bana her açıdan eksiklerimi görme imkânı vermişti. Şike olaylarının patlak verdiği dönemde Tayfur Hoca sürekli oynamam için kiralık oynamamı istemişti. Eskişehirspor dan başka bir yere gitmek istemediğimi söylemiştim. Ve o akşam, o sıralar Eskişehirspor un başında bulunan Bülent Uygun ile telefonda görüştük. Görüşmeden sonra yüzyüze daha iyi konuşabileceğimizi düşünerek gece babamla Eskişehir e geldik. Sabah çok güzel bir güne uyanacağımı düşünürken televizyonu açtığımda dün görüştüğüm neredeyse herkesi elinde kelepçelerle görmüştüm. BJK kamp kadrosunda da değildim. Tamamen boşlukta kalmıştım. O yaz tamamen kendi imkânlarımla çalıştım. Bu imkânları bana sağlayan Güven Sevil hocama da buradan şükranlarımı sunuyorum. Ligin başlamasıyla birlikte tekrar BJK ile idmanlara çıkmaya başladım. Devre arası Gençlerbirliği ne transfer oldum. 1 sene Ankara da kaldım. Sonrasında kısa bir İzmir maceram da oldu. Bir Eskişehirli olarak üç büyük şehirde(beşiktaş Gençlerbirliği Karşıyaka) forma giydin. Son olarak doğduğun şehrin formasını taşıyorsun. Muhtemelen tüm bu kariyerin çocukluk hayalindi ancak doğduğun şehrin formasını giymek nasıl bir duygu? Dediğiniz gibi çocukluk hayalimi yaşıyorum. Sanırım futbolun endüstriyel olmamasını dileyen herkesin de hayali budur. Eskişehir de futbol-para bütünleşmesine karşı durmuş, küstürülmüş ama hala Eskişehirsporlu olan, Eskişehirspor a gönülden bağlı olan ve her türlü desteği veren çok güzel insanlar var. Sırf bu yüzden dahi Eskişehirli olmaktan gurur duyuyorum. Eskişehirli olmak çok güzel, Eskişehirspor da oynamak da. Ama üzgünüm, burada forma giyme duygusunu tanımlayabilecek kadar iyi Türkçe bilmiyorum. Eskişehirspor a transferin nasıl gerçekleşti? Geçtiğimiz yaz Gençlerbirliğin den ayrılma vakti benim için gelmişti. Nereye gidebilirim diye düşünürken, Mesut Hoşcan Eskişehirspor Kulübü Başkanı seçildi. Eskişehir in çocukları Eskişehirspor da oynar. dedi. Başkanımız onu söyledikten sonra bana başka bir seçenek kalmamıştı zaten. RÖPORTAJ 32 RÖPORTAJ 33

Şehre kazandırdığın marka ile sen de artık genç girişimciler arasındaki yerini almış bulunuyorsun. Bu tarz bir işletme açmak sana neler hissettiriyor? Geçtiğimiz birkaç senedir ne yatırım yapabilirim diye araştırıyordum. Biliyorsunuz futbol belli bir yaşa kadar tam kapasiteyle oynanabilen bir oyun. Futbol bittikten sonrasını da düşünmek ve o zamana uygun bir yatırım yapmak bence her aklı başında futbolcunun yapması gereken bir iştir. Ben yapı itibariyle uzun süre oturup bekleyebilecek bir insan olmadığımdan. Farklı bir dala el atmak istedim. Hem Eskişehirspor daki kariyerin için, hem de diğer alanlarda gelecek planların arasında neler var? Eskişehirspor da kalmak istiyorum. Kendi menfaatlerimi ve Eskişehirspor un menfaatlerini bir tutup bir Eskişehirli olarak burada kaptanlık görevini üstlenmek istiyorum. En büyük gelecek planım ise Eskişehirspor ile Lig Şampiyonluğu yaşamak. Futboldan ayrı diğer planlarım ise çok net değil. Ben futboldan ayrılana kadar eğer güzel bir fırsat çıkarsa onu o zaman değerlendiririm. Röportaj: Volkan ÖVEN Fotoğraf: Ünal USTA Eskişehirspor formasıyla ilk gölünü Sivasspor a attın, o ilk golden sonra neler hissettin? Bunu maçtan sonra da söylemiştim. Top çizgiyi geçtikten sonra belli bir bölümü gerçekten hatırlamıyorum. Çok değişik bir histi. Uzun süredir birikmiş bir duygu patlaması yaşadım. Maçtan sonra çok güzel mesajlar aldım. Destekleri için hepsine çok teşekkür ederim. Eskişehirspor taraftarı hakkında neler söylemek istersin? Birçoğu arkadaşım olmakla birlikte hepsinin Eskişehirspor için her şeylerini vereceğini biliyorum. Ayrıca Eskişehir de tarihi bir tribün kültürü var. 2. Lig B kategorisindeyken ben de maçlara giderdim. Ama stada maç izlemeye gitmemeye çalışırdım çünkü bir futbolcu olarak maçı izleyebilmem gerekirdi. Gittiğim maçlarda hep golleri kaçırdım. Eskişehir de, Eskişehirlilere güzel bir yatırım yaparak Subway markasını şehre taşıdın. Neden tercihini Subway den yana kullandın? Eskişehir son yıllarda oldukça gelişen bir şehir ve birçok dünya markası şehrimize gelmeye başladı. Birçok yabancı öğrenci, değişim programlarında şehrimizi tercih ediyor. Birçok turist geliyor. Ayrıca burada okuyan birçok öğrenci de değişim programlarıyla yurtdışı deneyimi yaşıyor. Ayrıca sosyal medya ile bu markayı bilen çok sayıda insan var. Subway Dünya üzerinde en fazla şubesi bulunan ve en sağlıklı fastfood firması. Ben de yemekten keyif aldığım bir lezzeti Eskişehirlilerle buluşturmak istedim. RÖPORTAJ 34 RÖPORTAJ 35

Yeni Mezunların DİKKATİNE! İşverenlerin Dikkatini Çekmenin Püf Noktaları Yaşamımızın en özgür ve en deli dolu kısmı maalesef ki sona eriyor. El bebek gül bebek yetiştiğimiz hayattan kendimizi kurtarıp gerçek hayatla yüzleşmemizi sağlayacak en temel faktör olan iş bulma zorunluluğu, mezuniyetimizin yaklaşması ile birlikte elzem bir hal alıyor. İş sahasına adım atacak olan on binlerce rakibimiz arasından sıyrılmamızı sağlayacak olan temel şey ise elbette ki sahip olduğumuz nitelikler. İyi bir üniversiteden yüksek not ortalamalarıyla birlikte mezun olmuş olmak elbette ki bizlere artı puan kazandıracaktır fakat bunlar yeterli değil. Hele ki iş bulmanın ve kendi alanında iş yapmanın oldukça zor olduğu bir ülkede yaşıyorsak Hemen karamsar bir tablo çizmemize gerek yok. Size vereceğimiz ipuçları ile sektörde rakiplerinizden sıyrılmanız mümkün. Dünyaca ünlü ulusal ya da uluslar arası şirketlerin işe alımda dikkat ettikleri temel faktörlerin bilincinde olmak sizlere artı puan kazandıracaktır. SOSYAL YAŞAM Farklı Sektörlerde Tecrübe Sahibi Olmak Üniversite öğrencisi olmak, lise öğrencisi olmaktan öte farklı sosyal çevreler arasında bulunma ve kendini geliştirme fırsatını sağlar. Okul harçlığınızı çıkarmak için bile olsa çalıştığınız ve emek harcadığınız her şey iş yaşamınızda sizi bir üst sıraya taşıyacaktır. Bölümünüz ne olursa olsun, farklı sektörleri deneyimlemiş olmak size artı puan kazandırır. Bir kafede garson olarak çalışmak veya bir mağazada satış temsilcisi olarak çalışıyor olmak sizin takım çalışmasına yatkınlığınız ve iş bitirici özellikte olduğunuz mesajını verir işverene. Bu nedenle, maddi durumunuz ne olursa olsun yeni sosyal çevreler oluşturmak ve kendinizi geliştirip iş yaşamınıza hazırlamak adına, öğrencilik yaşamınız boyunca çalışabildiğiniz kadar çalışmanızı ve farklı sektörlerde tecrübe sahibi olmanızı tavsiye ediyoruz. İngilizce ve Daha Fazlası Çağımız iş dünyasının gerekliliklerinden en önemlisi, evrensel dil olma özelliği taşıyan İngilizce ye hakim olabilmeyi gerektiriyor. Türk mantığı diye tabir ettiğimiz orta seviyede İngilizce biliyor olma durumu, maalesef şirketler tarafından kabul görmüyor. Günümüz şartlarında, iyi derecede İngilizce biliyor olmak bile sizi rakiplerinizin önünde bir üst sıraya taşımada yetersiz kalıyor. Artık şirketler işe alımlarında İngilizcenin yanında ekstra bir yabancı dil bilenlere öncelik tanıyorlar. Özellikle Türkiye nin dış ticaretine ivme kazandıran ülkelerin dillerini konuşabiliyor olmak sizleri üst sıralara taşıyacaktır. Bu diller arasında; Mandarin (Çince), İspanyolca, Rusça ve Arapça öne çıkıyor. İngilizcenizin yanı sıra bu dillerden herhangi birine hakimseniz, iş bulma konusunda en büyük engeli aşmışsınız demektir. Bilmiyorsanız da öğrenmek için hiçbir zaman geç değil. Ülkenizdeki Yasal Yönetmelik, Kanun ve Tüzük Bilgisine Sahip Olmak Her geçen gün değişen ve gelişen mevzuatlara sahibiz. Bu yasal mevzuatlarla ilgilenmek, takip etmek ve bu mevzuatlara hakim olmak işvereniniz karşısında sizi güçlü kılar. Çalışmayı düşündüğünüz alanda öne çıkan ve değişen yönetmelikleri takip edin, araştırın ve öğrenin. Bu konuda önünüze çıkan yazılı ve hatta sözlü mülakat sorularından bir veya birkaçını cevaplayarak rakiplerinizi sollayabilirsiniz. Sosyal Yaşam Şirketlerin en fazla dikkat ettikleri noktalardan birisi de elbette ki sosyal yaşam. Her zaman belirttiğimiz gibi üniversite okumak yalnızca ders çalışmaktan ibaret değildir ve şirketler de bunun farkında. Kendinizi geliştirmek için attığınız her adım gözlerinden kaçmayacak ve size artı puan kazandıracaktır. Staj yapmış olmak, sosyal sorumluluk projelerinde yer almak, öğrenci kulüplerinde görev almış olmak, hem öğrencilik yaşamınızda kaliteli vakit geçirmenize yardımcı olacak hem de sizi iş yaşamına hazırlayacaktır. Bunun dışında bir diğer önemli etken ise, yurt dışında eğitim almış olmak. Fırsatınız, zamanınız ve paranız varsa yurt dışına gitmek için daha fazla beklemeyin. Yurtdışında eğitim almış olmak hem sizin dilinizi geliştirecektir hem de bulunduğunuz ülke hakkında tecrübe ve vizyon sahibi olmanızı sağlayacaktır. Teknomezun Teknoloji her birimizin yaşamının bir parçası İşverenler için de bu böyle. Teknolojiye yatkın ve teknolojik gelişmelere açık olan mezunlar, diğerlerine göre daha avantajlı olarak görülüyor. Teknoçağa teknomezun gerek. İnovatik Düşünen; Yenilikçi İş dünyası, artık X kuşağının egemenliğinden kurtularak Y kuşağının egemenliği altına giriyor. Bu se beple artık eski fikirler rafa kalkıyor ve tüm şirketler AR-GE ve İnovasyon birimlerine oldukça yüklü paralar harcıyor. Bu sebeple, farklı düşünebilen, yaratıcı ve yenilikçi bireyler diğer rakiplerinden bir adım önde oluyor. Yaratıcılık elbette ki sonradan kazanılabilen bir yetenek değil fakat beyninizi farklı düşünmeye sevk ederek, yenilikçi fikirler üretmeye zemin hazırlayabilirsiniz. Empati Kurabilme Hem sosyal hem de iş yaşamınızın en önemli parçalarından birisi empati kurmaktır. Kendini karşıdakinin yerine koyup düşünme olarak tanımlanan empati yeteneği, sizi hem iş hem arkadaş çevrenizde sevilen birisi haline getirmenin yanı sıra, empati kurabilme yeteneği, müşterilerinizin ve rakiplerinizin isteklerini tahmin edebilme konusunda da oldukça faydalı olacaktır. Piyasaya Hakim Olma Bulunduğunuz piyasanın ihtiyaçlarına, sektörünüzün pazardaki durumuna hakim olabilmek, tıpkı yapboz parçalarını yerine oturtabilmek gibi, iş yaşamınızın temel taşlarını oluşturur. İş görüşmesine gitmeden önce mutlaka başvurduğunuz firmanın pazardaki durumunu ve nelere ihtiyacı olduğunu analiz edin. Tüm bu yukarıda saydığımız maddeler, yapılan araştırmalarda işverenlerin en çok dikkat ettikleri konular olarak belirlenmiştir. Yapılacak olan mülakatlarda, sizde bu özelliklerin var olduğunu saptadıkları zaman tüm rakiplerinizi geride bırakarak iyi bir iş sahibi olmanın haklı gururunu yaşayabilirsiniz. Kendinizi bu konularda geliştirmeniz ve eğitmeniz hem kişisel hem iş hem de sosyal yaşamınız açısından faydalı olacaktır. KARİYER 36 KARİYER 37

Mezun Olunca N'olacaksin? İletişim Tasarımı Ve Yönetimi İletişim Tasarımı Ve Yönetimi İletişim dediğin bir kara delik. Bireyler arasında, kitleler arasında, İletişim toplumlar dediğin bir arasında, kara delik. karı-koca Bireyler arasında; arasında, insanlar kitleler arasında arasında, bir toplumlar kara delik. arasında, İlk insandan karı-koca bu arasında; yana durmadan insanlar arasında gelişen, bir kara değişen, delik. İlk çağların insandan gidişatını bu yana yönlendiren durmadan canlı gelişen, bir değişen, mekanizma. çağların Yazılısından gidişatını yönlendiren sözlüsüne, sosyal canlı medyadakinden bir mekanizma. Yazılısından kurum içine sözlüsüne, kadar; reklamcılığı, sosyal medyadakinden sinemayı, gazeteciliği, kurum içine iki kadar; sevgili reklamcılığı, arasındaki sinemayı, ilişkiyi yönlendiren gazeteciliği, her iki sevgili şey. arasındaki ilişkiyi yönlendiren her şey. Proje Sorumlusu Moderatör Metin Yazarı Redaktör Editör Web Tasarımcı? Dijital Marka Uzmanı? Grafiker Sosyal Medya Uzmanı İnsan Kaynakları Uzmanı Sosyal Halkla Medya İlişkiler Uzmanı KARİYER 38 KARİYER 39

İletişim Tasarımı ve Yönetimi Bölümü ne gelince; 1982 yılında Anadolu Üniversitesi nde Eğitim İletişimi ve Planlaması olarak kurulmuş bir bölüm. Yirmi yıl boyunca bu isimle hizmet verdi, 2001 yılında adı İletişim Bölümü oldu; 2011 de ise İletişim Tasarımı ve Yönetimi. Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi nin belki de en bahtsız bölümü. Basın Yayın Bölümü öğrencileri gazeteci olacak. Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü öğrencileri reklamcı. Sinema ve Televizyon Bölümü öğrencileri yönetmen, kameraman, senarist İletişim Tasarımı ve Yönetimi Bölümü öğrencileri ne olacak? İşte anneannelere anlatması en zor konu bu Mezun Olunca N olacaksın? Bu bölümden mezun olunca şu işleri yapabilirsin: Özel ve kamu kuruluşlarında yönetim kadrolarında, insan kaynakları yönetiminde, kurum içi iletişim yönetiminde, gazete ve dergilerde editör, moderatör, yazar ve tasarımcı olarak, reklam ve halkla ilişkiler uzmanı olarak, dijital marka uzmanı olarak, web ve grafik tasarımcısı olarak çalışabilirsin. İletişimi tasarlamak ve yönetmek senin işin! Markanın iletişim stratejisini belirlemek, kurum içindeki ilişkileri yönetmek, kitlelere seslenecek başkan adayını yönlendirmek de senin işin. Hafta sonu çalışanlara paintball turnuvası düzenleyip, kurum için de motivasyonu artırmak da. Gündemi takip etmek zorundasın. Reklamın iyisinden anlaman gerek. Basın bülteni yazmayı bilmelisin. Sinemanın iyisinden de anlamalısın. Teknoloji yoldaşın. Bol bol kitap okuman gerek. İletişim trendlerini, sosyal medyayı da ezber etmelisin. Bunların hepsi iyi bir iletişimci olmak için sahip olman gerekenlerin yüzde altmışı. Geri kalan yüzde kırklık kısım ise sana doğuştan verilmiş olmalı. Tüm bunlara sahip olduktan sonra; bölümüm İletişim Tasarımı ve Yönetimi dediğinde iki yıllık mı o bölüm diyenlere ise hayır altı aylık deme haddini biz şimdiden veriyoruz sana. Anneanneye anlatmak hala zor ama kabul ediyoruz. KARİYER 40 KARİYER 41

Ekonominin gelişmesi ile birlikte günümüzde küçük, büyük ve orta ölçekli işletmelerin sayısı her geçen gün artıyor. İşletmelerin artması ile birlikte bu işletmeleri yönetecek ve ileriye taşıyacak işletmecilere de ihtiyaç duyuluyor. Bir işletmenin muhasebe, pazarlama, tanıtım gibi faaliyetlerini yürüten işletmenin gelişiminden sorumlu olan kişi işletmecidir. Kısacası, müşteri veli nimetimizdir düşüncesi ile ticari düşünce yapısının milenyum çağdaki ismidir işletmecilik. Kamu veya özel sektörün her alanında bu işleri yürütecek bir işletmeci olmak zorundadır. İşletme için en sağlıklı kararları vermekle görevli olan işletmeciler; işletmenin çevresi ile işletme sahibi ve çalışanlar arasında iletişimi sağlamakla görevlidirler. İşletmenin hangi ürün veya hizmeti, ne şekilde üretmesi halinde en üst düzeyde kar elde edeceği konusunda planlar yapar ve karar alır, işletmede çalışanların birbirleri ile ilişkilerini, işletmenin gelişmesini sağlayacak şekilde düzenler, işlerin teknik denetimini sağlar, beklenen amaçlarla ulaşılan amaçlar arasındaki farklılıkları belirler ve bu fatklılıkları giderici önlemler alır. Üretim ile satışların kısa dönem sonuçlarını gözden geçirerek aylık ve yıllık üretim ve satış raporunu hazırlar. Eskinin esnaf mantalitesi ile oluşan günümüz adıyla işletmeci, aynı anda birçok işi beraber yürütebilme ve gözlemleme yeteneğine sahip Tümer BAYDAN Barış BAYKAL olmalıdır. Piyasanın ve içinde bulunulan pazarın durumundan en ince ayrıntısına kadar haberdar olmalı, tüketici davranışlarının nasıl şekilleneceğine göre yıllık planlarını hazırlamalıdır. Bir işletmecide bulunması gereken niteliklerden en önemlisi; kişinin bir işi planlayabilme ve planı uygulayabilme yeteneğine sahip olmasıdır. İşletmenin kar marjını en üst düzeye taşıyarak tüm işletme fonksiyonlarını bir arada yürütebilen kişi, başarılı bir işletmecidir. İşletmeci olmak için üst düzeyde akademik yetenekten ziyade, fikirlerini başkalarına aktarabilme ve insanları ikna edebilme gücüne, ileriyi görebilme ve fırsatları sezebilme yeteneğine sahip olunması gerekir. Yüksek başarma güdüsü olan, yaratıcı, başkaları ile işbirliği içinde çalışabilen, matematik ve sosyal bilimlere ilgili, sabırlı, anlayışlı, hoşgörülü, insan ihtiyaçlarına karşı duyarlı, zamanı iyi kullanabilen kimseler, işletmecilik için biçilmiş kaftandır. Sizi tanımayanlar ve daha yakından tanımak isteyenler için kendinizden kısaca bahseder misiniz? Barış Baykal: 1981 yılı Balıkesir doğumluyum. Pazarlama yönetimi ve İşletme Bölümlerinden mezunum. Çok uzun yıllar boyunca Telekomünikasyon sektöründe satış ve kanal yöneticiliği yaptım. Yani kurumsal hayatı çok iyi bilirim. Bunun dışında reklamcılık, yapımcılık, tv programcılığı ve çizerlik gibi farklı işlerde de çalıştım. Bu kadar işte tecrübe kazanmam benim vizyonumu fazlasıyla genişletti. Bu sayede olaylara farklı pencerelerden bakabiliyor, tedarikçilerimiz ve müşterilerimizle görüşürken zorlanmıyorum. Tümer Baydan: 1981 Erzurum doğumluyum. Uzun yıllar ısıtma sektöründe teknikerlik ve satış müdürlüğü yaptım. İş nedeniyle Türkiye nin büyük bir kısmına ziyaretler yaptım. Bu sayede Türkiye mizin folklorik yapısını iyi gözlemleme şansına eriştim. Böylelikle insanlarla iletişim yeteneğim daha da artmış bulundu. Sizce bir işletmecide bulunması gereken özellikler nelerdir? Barış Baykal: Öncelikle bir işletmeci, ileri görüşlü yani vizyon sahibi olmalı. Her zaman motivasyonu yüksek olmalıdır. Enerjisi düşük kişiler ticaret ya da işletmecilik yapamaz. Özgüven de çok önemli çünkü kişi kendisine ve yeteneklerine ne kadar güvenirse o kadar risk alır. Tümer Baydan: İletişim becerisi de çok önemlidir. Örneğin, biz restoranımıza gelen her müşteri ile tek tek ilgileniyor ve onlardan feedback alıyoruz. Aynı zamanda esnek ve rahat olmalıdır. Biz ortağımla bu konuda birbirimizi dengeliyoruz. Onun endişe ettiği konularda ben rahat davranabiliyorum ve bu sayede problemi çözebiliyoruz. Tabi bir de şans olacak. Yani Allah yürü ya kulum diyecek. Nasıl başarılı bir işletmeci olunur? Tümer Baydan: Bana göre; işletmecilikteki birinci kural, yaptığın işi severek yapmaktır. Müşteri ile aranızda oluşan güven çok önemlidir. Müşteriye kaliteli ve lezzetli hizmet sunarsanız mutlaka karşılığını alırsınız. Müşteri dükkândan içeri girdiği zaman o dükkânı bir ticarethane değil de kendini rahat hissedebildiği ve güvendiği bir ortam olarak görebiliyorsa o zaman başarılı bir işletmecisiniz demektir. Bunun dışında tabi ki iç müşterilerimizi de unutmamalıyız. Kendi personelinizi ve işletmenizin heyecanını, motivasyonunu daima ilk günkü gibi tutmak da gerekir. Barış Baykal: Bizim markamız hem kurumsal hem de samimi bir marka. Yani müşteri bize geldiğinde Türkiye nin her yerinde yediği kaliteyi ve standardı bulacağını biliyor ama bunun dışında samimi ve sıcak bir ortamda güler yüz ve iyi hizmetle kendini evinde gibi hissedeceğini de biliyor. Bunu sağlamak ve başarmak zor olsa da işyerinize geldiğinizde her gün ilk günkü gibi heyecanlı ve istekli olmalı, bunu da hem müşterilerinize hem de personelinize yansıtmalısınız. Günümüz işletmecilik anlayışı hakkında ne düşünüyorsunuz? Tümer Baydan: Özellikle Eskişehir için konuşacak olursak alternatiflerin çok olması sayesinde rekabetin de çoğalması sonucu işyerlerinin müşterilerine daha iyi hizmet vermek için yarışır durumda olması gerekirken ve bu durumun tabi ki müşterilerin lehine olması gerekirken, Eskişehir de tam tersi bir durum ortaya çıkmış. Biz de normal hayatımızda birer müşteriyiz. Eskişehir gıda yönünden çok ucuz ve çeşitli ama ne yazık ki kaliteli ve lezzetli ürün satan yerler de azınlıkta. Sektördeki rakiplerimiz bu yönde kendilerini geliştirmek yerine alternatif arayışlar içerisine giriyorlar. Müşteriler için kafeler ve restoranlar daha interaktif durumda ve ne yazık ki biz de bu oyunun içerisine girmiş bulunmaktayız. Lezzetimizden, kalitemizden ve iyi fiyat politikamızdan ödün vermeden müşterilerimize burada geçirdikleri zamanı daha değerli ve hatırlanabilir kılmak için yeni oyun makineleri koymayı planlıyoruz. Sonuç olarak günümüz işletmeciliğinde özellikle Eskişehir de rekabetin artması kaliteyi yükseltmesi gerekirken düşürmüş. Bir genç girişimci olarak, Etiler Marmaris ile bir araya geliş sürecinizden bahseder misiniz? Barış Baykal: Eskişehir e yerleşmeden önce İstanbul da ikamet etmekteydik. Yaklaşık 6 ay süren bir pazar araştırması sonucu Eskişehir de büfecilik sektöründe bir açık olduğu kanısına vardık. Etiler Marmaris, Türkiye nin en büyük ve borsaya açılmış tek yerli fastfood zinciri. Eskişehir ilimizde açılan 96. Şubesi ile gün geçtikçe daha da büyümektedir. İstanbul ve bizim için çok önemli olan lezzetine ve kalitesine güvendiğimiz bu markayı Eskişehir deki tüketicilerle buluşturma kararı aldık. Hem genç girişimciler olmamız hem de yüksek motivasyonumuz sayesinde bizlerin markamıza inandığımız gibi onlar da bize inandılar. Zaten Eskişehir bu anlamda doğru bir lokasyondu ve Etiler Marmaris de bunu biliyordu. Dolayısıyla bu konuda desteklerini bizlerden eksik etmediler. Genç bir girişimci olmanın sektör bazında avantajları ve dezavantajları nelerdir? Tümer Baydan: Tabi ki ilk önce genç girişimci olmanın gururunu yaşıyoruz. Şuan bizimle 12 personel arkadaşımız çalışmakta ve onlara ilham kaynağı olduğumuzu bilmek de bizleri motive ediyor. Onlarla ve müşterilerimizle çok rahat ve arkadaşça iletişim kurabilip onlar gibi düşünebiliyor bu sayede kendilerini arkadaş ortamında hissetmelerini sağlayabiliyoruz. Enerjimiz ve isteğimizin fazla olmasında genç ve yeni olmamızın etkisi tabi ki çok büyük. Bunun yanı sıra gerçekten farkına vardık ki işletmede ve ticarette tecrübenin çok büyük önemi bulunmaktadır. Dezavantaj olarak sanırım en büyük eksiğimizin bu olduğunu düşünüyoruz. Bunu da eski çalıştığımız işlerden kazandığımız tecrübe ve fikirlerle az da olsa kapatmaya çalışıyoruz. Gerçekten işletmecilik parası olanın değil tecrübesi ve dinamizmi olan kişilerin işidir. Girişimci doğulur mu yoksa girişimci olunur mu? Barış Baykal: Ticaret tamamen deli işidir ve büyük cesaret gerektirir. Bizim ortağım ile dostluğumuz 20 yıl öncesine dayanmaktadır. İkimizde çalışmaya çok küçük yaşlarda başladık. Hatta yaptığımız ilk iş lise çağlarımızda pazar yerinde beraber çorap satmaktı. Çok zevk alarak ve iyi paralar kazanarak yaptığımız pazarcılık sayesinde küçük yaşta paranın değerini ve ticaretin önemini kavramış olduk. Zaten anladık ki bizim içimizde bir girişimcilik ruhu yatmaktaydı. Yıllarca beraber farklı işlerde çalıştıktan sonra artık doğru zamanın geldiğine inanarak hizmet sektöründe doğru işletme ile yeniden ticaret hayatımıza geri dönmüş bulunmaktayız. Hatta keşke pazarcılığa devam etseymişiz diyoruz çünkü bizce girişimci olunmaz girişimci doğulur. İşletmecilik düşünen arkadaşlarımıza tavsiyeleriniz nelerdir? Öncelikle gerçekten çok iyi düşünmeleri ve iyi pazar araştırması yapmaları gerekmektedir. Türkiye de ekonomi çok fazla değişken ve çalkantılı olduğu için doğru zamanlama çok önemli. Bunun yanı sıra bütün hayatlarını bu işe adamaları gerektiğini bilmelerini isteriz. Yani bütün hayatınız, hayat arkadaşınız, eviniz ve dolayısıyla işiniz burası olacaktır. İşi ile evli olma deyimi sanırım tam anlamıyla bu olsa gerek. Ayrıca, bu röportaj sayesinde ulaştığımız tüm ecampus dergisi okuyucularına da teşekkür ederiz. Röportaj: Cansu BALCI Fotoğraf: Ünal USTA KARİYER 42 KARİYER 43