EVLİ KADINLARDA CİNSEL FONKSİYONLARA ETKİN FAKTÖRLER FACTORS ASSOCIATED WITH SEXUAL FUNCTION IN MARRIED WOMEN

Benzer belgeler
Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

İnönü Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Malatya, Turkey

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

HASTANE ÇALIŞANI BAYANLARDA CİNSEL İŞLEV BOZUKLUĞU SEXUAL DYSFUNCTION IN A FEMALE HOSPITAL STAFF

İnfertil Kadınlarda Cinsel Fonksiyon Bozukluğu: Depresyon ve Demografik Faktörler ile İlişkisi

Menopoz Dönemindeki Kadınların Cinsel Disfonksiyonlarının Değerlendirilmesi

ABSTRACT $WWLWXGHV 7RZDUGV )DPLO\ 3ODQQLQJ RI :RPHQ $QG $IIHFWLQJ )DFWRUV

WiNGATE ANAEROBiK PERFORMANS PROFiLi VE CiNSiYET FARKLıLıKLARı

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

Ölçüm Aletleri Çalışması ş Sonuçları. Hastalıkları Derneği

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:


T.C. İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ

T.M.E. FONKSİYON BOZUKLUĞU AĞRI SENDROMUNA DİŞHEK. FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ ARASINDA RASTLANMA SIKLIĞI* Cihan AKÇABOY** Sevda SUCA** Nezihi BAYIK***

MEME KANSERLİ KADINLARDA CİNSEL YAŞAM DEĞİŞİKLİKLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ

KAMU PERSONELÝ SEÇME SINAVI PUANLARI ÝLE LÝSANS DÝPLOMA NOTU ARASINDAKÝ ÝLÝÞKÝLERÝN ÇEÞÝTLÝ DEÐÝÞKENLERE GÖRE ÝNCELENMESÝ *

40 65 Yaş Grubu Kadınlarda Cinsel Fonksiyon Bozukluğu Prevalansı, Depresyon Ve Diğer İlişkili Faktörler

14 Aralık 2012, Antalya

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

Çift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi

Sınavlı ve Sınavsız Geçiş İçin Akademik Bir Karşılaştırma

İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı?

SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI

HOŞGELDİNİZ. Diaverum

GENÇ BADMiNTON OYUNCULARıNIN MÜSABAKA ORTAMINDA GÖZLENEN LAKTATVE KALP ATIM HIZI DEGERLERi

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN BAŞARILARI ÜZERİNE ETKİ EDEN BAZI FAKTÖRLERİN ARAŞTIRILMASI (MUĞLA ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F ÖRNEĞİ) ÖZET ABSTRACT

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİ NDE YAPTIRILAN DOĞUMLARIN İNCELENMESİ

A UNIFIED APPROACH IN GPS ACCURACY DETERMINATION STUDIES

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

T.C. İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİREYSEL DEĞERLER İLE GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMİ İLİŞKİSİ: İSTANBUL İLİNDE BİR ARAŞTIRMA

Üriner İnkontinans. Konuyu Değerlendirdik Konuyu Değerlendirdik Konuyu Değerlendirdik Konuyu

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

CİNSEL İŞLEV İNDEKSİNİN 5 SORULUK VERSİYONUNUN (IIEF-5) TÜRKÇE GEÇERLİLİK ÇALIŞMASININ DEĞERLENDİRİLMESİ

1 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji 2 FMC Türkiye 3 İzmir Katip Çelebi Üniversitesi

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ TAŞINMAZ DEĞERLEMEDE HEDONİK REGRESYON ÇÖZÜMLEMESİ. Duygu ÖZÇALIK

SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR SERKLAJ YÖNTEMLERININ KARŞILAŞTIRILMASI

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

Normal ve Sezaryen Doğum Yapan Kadınların Doğum Konfor Düzeyine Göre Karşılaştırılması

Demirtaş G S 1 Yılmaz H 1 Bilgin O 1 Saygı H 2. Özet

KANSER HASTALARINDA PALYATİF BAKIM VE DESTEK SERVİSİNDE NARKOTİK ANALJEZİK KULLANIMI

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı

Çullas İlarslan N.E, Günay F, Bıyıklı Gençtürk Z, İleri D.T, Arsan S Ankara Üniv. Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları A.B.D.

Değişken Türleri, Tanımlayıcı İstatistikler ve Normal Dağılım. Dr. Deniz Özel Erkan

DİABETLİ HASTALARDA CİNSEL SAĞLIK

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

Yrd. Doç. Dr. Selda Çelik Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi

Örneklemden elde edilen parametreler üzerinden kitle parametreleri tahmin edilmek istenmektedir.

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Sık kullanılan istatistiksel yöntemler ve yorumlama. Doç. Dr. Seval KUL Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi

Birgül BURUNKAYA - Uzman Adana İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Çalışan Sağlığı Birimi ANTALYA

GEBELERİN BİTKİSEL ÜRÜN TÜKETİM VE SIKLIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ

H.Ü. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü BBY 208 Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri II (Bahar 2012) SPSS Ders Notları II (19 Nisan 2012)

HEMŞİRE TARAFINDAN VERİLEN EĞİTİMİN BESLENME YÖNETİMİNE ETKİSİ

SoCAT. Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Okul Öncesi (5-6 Yaş) Cimnastik Çalışmasının Esneklik, Denge Ve Koordinasyon Üzerine Etkisi

FİBROMYALJİDE TRAVMATİK YAŞANTILAR VE CİNSEL İŞLEVLER

Hastaların Hemşirelik Hizmetlerinden Memnuniyeti

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Döküm Fabrikası İşçilerinin

Caucasian Journal of Science

Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

Temel Hemşirelik Uygulamalarına İlişkin Hizmet İçi Eğitimin Değerlendirilmesi

Projede istatistik analiz planı

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması

Prematür Ejakülasyon Hastalarinin Klinik Ve Demografik Özelliklerinin Değerlendirilmesi

Huzurevinde yaşayan yaşlı bireylerin yaşam ARAŞTIRMA kalitesi ve depresyon (Research düzeyleri Report) ve etkileyen faktörler

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

AYNI YÖREDE BULUNAN 242 BİREYİN PROTETİK MUAYENE BULGULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

Pazarlama Araştırması Grup Projeleri

ÖZGEÇMİŞ. Görev Kurum/Kuruluş Yıl Araştırma Görevlisi. Erzincan Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu

GENÇ TÜRK BAYANLARINDA MEME HACMİNİN NORMAL DEĞERLERİ* Normal Values of Breast Volume in Young Turkish Women

MENSTRUALOÖNGÜNÜN VE ORAL SU ALıMıNıN TOTAL VÜCUT SUYU VE VÜCUT KOMPOZiSYONU ÜZERiNE ETKisi:

Sizofrenide Yasam Kalitesi. Prof. Dr. Köksal Alptekin, Dokuz Eylül Univ. Tip Fak. Izmir-TURKEY (SAYKAD 2004)

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

TEŞEKKÜR. Araştırmacı bu çalışmanın gerçekleşmesinde katkılarından dolayı aşağıda adı geçen kişi ve kuruluşlara içtenlikle teşekkür eder.

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

ANALYSIS OF THE RELATIONSHIP BETWEEN LIFE SATISFACTION AND VALUE PREFERENCES OF THE INSTRUCTORS

GÖREVLENDIRME KARARLARI

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ

VARYANS ANALİZİ (ANOVA)

RiTMiK CiMNASTiKÇiLERDE sıçrama

MALATYA İL MERKEZİNDEKİ 35 YAŞ VE ÜZERİ KADINLARDA MENOPOZ VE İLİŞKİLİ FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ

HUZUREVĠ ÇALIġANLARININ TUTUM VE STRES VERĠLERĠNĠN DEĞERLENDĠRMESĠ

Servikal Preinvazif Lezyonlarda Tedavi Sonrası Takip. Dr. Murat DEDE GATA Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

İNFEKSİYÖZ ENSEFALİTLER: HSV-1 E BAĞLI OLAN VE OLMAYAN OLGULARIN KARŞILAŞTIRILMASI

DÜZCE TIP DERGİSİ DUZCE MEDICAL JOURNAL

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi, Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı, Antalya, Türkiye 2

Orta Üretral Askı Operasyonu Olan Kadınların İnkontinans, Yaşam Kalitesi Ve Cinsel Fonksiyonlarının Değerlendirilmesi

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

Transkript:

EVLİ KADINLARDA CİNSEL FONKSİYONLARA ETKİN FAKTÖRLER FACTORS ASSOCIATED WITH SEXUAL FUNCTION IN MARRIED WOMEN GÜVEL S.*, YAYCIOĞLU Ö.*, BAĞIŞ T.**, SAVAŞ N.***, BULGAN E.**, ÖZKARDEŞ H.* * Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Uygulama ve Araştırma Merkezi, ADANA ** Başkent Üniv. Tıp Fak. Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. Uygulama ve Araştırma Merkezi, ADANA *** Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, ADANA ABSTRACT Introduction: Despite the developments on the field of male sexual dysfunction, our knowledge in the physiopathology, psychology and treatment of female sexual dysfunction is still less than sufficient because of the lack of an ideal classification system and limited number of studies. However, the recent public and medical interest in this subject has resulted in increasing number of studies on female sexual dysfunction. Sufficient data on the incidence and risk factors for female sexual dysfunction in Turkey is still not available. In this study, various demographic factors that might influence sexual dysfunction in healthy married females have been investigated. Materials and Methods: Ninety-eight volunteer married women were evaluated with the Index of Female Sexual Function (IFSF) questionnaire. The IFSF scores were compared with the age, marriage time, educational status, number of births, mensturation status and body mass index (BMI) using the Mann- Whitney U test and ANOVA tests. The scores for each question on IFSF were compared with the chi-square test according to the mensturation status. The relation of age, marriage time, number of births, height, weight and BMI with IFSF scores was investigated with regression and correlation analysis. Results: The mean age of 98 women that made the study group was 33.2±9.3 years. The mean marriage time was 13.5±9.6 years. The number of births ranged from 0 to 7 (median= 3). Median BMI was 25 and ranged between 19 and 39. The mean IFSF score was 26.9±7.8.There was no statistical difference between the scores when the women were grouped according to age, marriage time, birth numbers, education and BMI. However, women with regular mensturation had significantly higher score than the rest of the females (p< 0.05). When the scores for each question were compared between women with regular mensturation and the others ther was no difference in neither of the sexual desire, arousal, satisfaction, pain nor orgasm components (p> 0.05). There was a weak negative correlation between marriage time and IFSF scores (r= -0.39; p< 0.05). Conclusions: In this study women with regular mensturation had significantly higher IFSF scores than the rest of the women. Additionally, a weak negative correlation was present between marriage time IFSF scores. Women with irregular mensturation, in menapause and with hysterectomy should be further investigated. The effect of marriage time should be evaluated by taking into consideration the additional negative factors like discordance between the couple, and menapause. Key Words: Sexual dysfunctions, female, risk factors ÖZET Ülkemizde kadın cinsel fonksiyon bozukluğunun insidansı ve risk faktörleri konusunda henüz yeterli veri yoktur. Bu çalışmada ülkemizde sağlıklı evli kadınlarda cinsel fonksiyon bozukluklarında etkili olabilecek demografik özellikler araştırılmıştır. Doksan sekiz gönüllü evli kadın 9 soruluk Kadın Cinsel Fonksiyon İndeksini (IFSF) cevapladı. Kadınların yaş, evlilik süresi, eğitim durumu, doğum sayısı, menstürasyon durumu ve vücut kitle indeksi (VKİ) ile toplam IFSF skorları çift yönlü Mann-Whitney U testi ve varyans analizi ile karşılaştırıldı. Menstürasyon durumu ile IFSF deki her soru için alınan puanlar ki-kare testi ile karşılaştırıldı. Yaş, evlilik süresi, doğum sayısı, boy, kilo ve VKİ nin FSFİ skorları ile arasındaki ilişki regresyon ve korelasyon analizi ile araştırıldı. Tüm grupta ortalama IFSF skoru 26.9±7.8 olarak saptandı. Kadınlar yaş, evlilik süresi, doğum sayısı, eğitim, VKİ ne göre alt gruplara ayrıldığında skorlar arasında istatistiksel fark yoktu ancak düzenli menstürasyon tanımlayan kadınların IFSF skorları diğerlerine göre anlamlı olarak yüksekti (p< 0.05). Düzenli menstürasyon tanımlayan ve tanımlamayan grupların her soru için aldıkları puanlar değerlendirildiğinde cinsel istek, uyarılma, doyum, ağrı veya orgazm komponentlerinin hiçbirinde anlamlı fark saptanmadı (p> 0.05). Evlilik süresi ve IFSF skoru arasında zayıf negatif korelasyon saptandı (r= -0.39; p< 0.05). Dergiye Geliş Tarihi: 20.09.2002 Yayına Kabul Tarihi:20.02.2003 Türk Üroloji Dergisi: 29 (1): 43-48, 2003 43

GÜVEL S., YAYCIOĞLU Ö., BAĞIŞ T., SAVAŞ N., BULGAN E., ÖZKARDEŞ H. Çalışmamızda sağlıklı evli kadınlarda düzenli menstürasyonu olanların diğerlerine göre IFSF skorlarının anlamlı derecede yüksek olduğu, ayrıca evlilik süresi ile skor arasında zayıf negatif korelasyon olduğu görüldü. Düzensiz menstürasyonu olan, postmenapozal ve histerektomi öyküsü olan kadınlar cinsel fonksiyon bozuklukları açısından ileri çalışmalarla incelenmelidir. Anahtar Kelimeler: Cinsel disfonksiyon, kadın, risk faktörleri GİRİŞ Kadın cinsel fonksiyon bozukluğu yaşa bağımlı, progresif ve kadınların %30-50 sini ilgilendiren yaygın bir sorundur 1. Erkek cinsel fonksiyon bozukluğu konusundaki ilerlemelere karşın kadın cinsel fonksiyonu hakkında iyi bir tanısal sınıflama sisteminin oluşturulmaması ve bu konuda sınırlı sayıda araştırma yapılması sonucunda kadın cinsel fonksiyon patofizyolojisi, psikolojisi ve tedavisi tam olarak aydınlanmamıştır. Son zamanlarda gerek toplumda gerek tıp dünyasında kadın cinsel fonksiyonu üzerine gösterilen ilgi, bu konudaki çalışmaların hızla artmasına neden olmuştur. Kadın cinsel fonksiyon bozukluğu prevalansı ile ilgili en geniş seriye sahip çalışmalardan biri Laumann ve arkadaşlarının Amerika Ulusal Sağlık ve Sosyal Yaşam Araştırması verilerini çözümledikleri çalışmadır 2. Bu çalışma ile yaşları 18 ile 59 arasında değişen 1,749 kadın üzerinde elde edilen veriler derlenmiştir. Bu araştırmada erkeklerde seksüel sorun görülme oranı %31 iken kadınlarda %43 olarak saptanmıştır. Hawton da benzer şekilde kadınların erkeklere göre daha fazla cinsel sorunla karşılaştığını ve prevalansın %35-60 arasında olduğunu saptamıştır 3. Kadın cinsel fonksiyon bozukluğu insidans ve prevalansı ile ilgili veriler oldukça az olmakla birlikte % 76 gibi oldukça yüksek prevalans oranı bildiren çalışmalar vardır 4. Rosen ve arkadaşlarının 329 kadını kapsayan çalışmasında, kadınların daha yüksek oranda cinsel fonksiyon bozukluğu bildirmesine karşın yine de %68 i cinsel ilişkilerini çok tatmin edici olarak tanımlamışlardır 5. Ülkemizde kadın cinsel fonksiyon bozukluğunun insidansı ve risk faktörleri konusunda henüz yeterli veri yoktur. Bu çalışmada sağlıklı evli kadınlarda cinsel fonksiyon bozukluklarında etkili olabilecek bazı temel demografik özelliklerin araştırılması ve bu yolla ileri çalışmaları yönlendirecek veri birikimi sağlanması amaçlanmıştır. GEREÇ ve YÖNTEM Herhangi bir sistemik hastalık nedeniyle tedavi görmeyen ve eşlerinde cinsel fonksiyon bozukluğu tanımlamayan 98 gönüllü evli kadın çalışma grubunu oluşturdu. Evlilik süreleri 1 yılın altında, hamile veya son 6 ay içinde doğum yapmış olan kadınlar çalışmaya alınmadı. Çalışma grubundaki kadınların yaş, evlilik süresi, eğitim durumu, doğum sayısı, menstürasyon durumu sorgulandı ve boy ve kilo ölçümleri yapılarak vücut kitle indeksi (VKİ) hesaplandı. Çalışma grubundaki tüm kadınlardan 9 madde içeren Kadın Cinsel Fonksiyon İndeksi (Index of Female Sexual Function = IFSF) (Ek 1) sorularını kendileri okuyarak cevaplamaları istendi 6. Okuma yazma bilmeyen kadınlara bir bayan sağlık görevlisi yardım etti. Kadınların yaş, evlilik süresi, eğitim durumu, doğum sayısı, menstürasyon durumu ve vücut kitle indeksi (VKİ) ile toplam IFSF skorları karşılaştırıldı. Bu değerlendirme için çift yönlü Mann-Whitney U testi ve varyans analizi kullanıldı. Menstürasyon durumu ile IFSF deki her soru için alınan puanların karşılaştırılmasında kikare testi kullanıldı. Ayrıca yaş, evlilik süresi, doğum sayısı, boy, kilo ve VKİ nin IFSF skorları ile arasındaki ilişki regresyon ve korelasyon analizi ile araştırıldı. BULGULAR Çalışma grubunu oluşturan 98 kadının yaş ortalamaları 33.2±9.3 idi. Grupta ortalama evlilik süresi 13.5±9.6 yıl; doğum sayısı 0 ile 7 arasında (medyan=3) idi. Gruptaki kadınların 26 sı eğitimsiz, 38 i ilk veya ortaokul, 13 ü lise, 21 i ise yüksek okul veya üniversite mevzunu idi. Grupta 64 kadın (%65) herhangi bir menstürasyon problemi tanımlamazken, geriye kalan 34 kadından (%35) 17 sinde düzensiz menstürasyon, 12 sinde histerektomi, 5 inde ise menopoz durumu mevcuttu. Kadınların boyları 148 ile 176 cm arasında vücut ağırlıkları ise 30 ile 110 kilo arasında değişmekte idi. Medyan VKİ 25 olarak belirlendi (19 ile 39 arasında). Tüm grupta ortalama IFSF skoru 26.9±7.8 olarak saptandı. Gruptaki en düşük IFSF skoru 8, en yüksek skor ise 45 idi. Tab- 44

KADIN CİNSEL FONKSİYONLARINA ETKİN FAKTÖRLER lo 1 de değişik skor aralıklarındaki hasta sayıları verilmiştir. Kadınlar yaş, evlilik süresi, doğum sayısı, eğitim, VKİ ne göre alt gruplara ayrıldığında skorlar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığı görüldü. Düzenli menstürasyon tanımlayan kadınların ise diğerlerine göre IFSF skorlarının anlamlı olarak yüksek olduğu saptandı (p<0.05). Kadınların demografik özelliklerine göre bulunan IFSF skorları ve istatistik sonuçları Tablo 2 de gösterilmiştir. IFSF skorları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olan düzenli menstürasyon tanımlayan ve tanımlamayan grupların her soru için aldıkları puanlar ayrı ayrı değerlendirildiğinde cinsel istek, cinsel uyarılma, orgazm, cinsel ağrı veya cinsel doyum komponentlerinin hiçbirinde istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p>0.05). Ayrıca regresyon ve korelasyon analizi ile evlilik süresi ile IFSF skoru arasında zayıf negatif korelasyon olduğu belirlendi (r= -0.39; p< 0.05). TARTIŞMA Bu çalışmada herhangi bir sistemik hastalığı olmayan ve eşleri cinsel fonksiyon bozukluğu nedeniyle tedavi görmeyen evli kadınlarda cinsel fonksiyon bozuklukları IFSF sorgulama formu ile araştırılmış ve IFSF skorları ile çeşitli demografik parametrelerin ilişkisi incelenmiştir. Çalışma grubundaki kadınların %11 i 15 veya daha düşük IFSF skoru almıştır. IFSF formunda cinsel fonksiyon bozukluğu tanısı için belirli bir eşik değeri belirlenmemiştir. Bu nedenle çalışma grubunda cinsel disfonksiyon oranının verilmesi a- maçlanmamıştır. Böyle bir eşik değerin belirlenebilmesi için toplumdaki normal değerlerin saptanması gerekir. Çalışmamızda tüm grup için ortalama IFSF skoru 26.9±7.8 belirlenmiştir. Kadınlarda cinsel fonksiyon bozukluğu tanısı için kriterlerin belirlenmesi ve kullanılan sorgulama formlarında elde edilen skorların o toplumdaki normal değerlerinin belirlenmesi ile ülkemizde kadın cinsel fonksiyon bozukluğunun prevelansını belirleyebilmek mümkün olacaktır. IFSF Skoru Kadın Sayısı (%) 15 11 (%11) >15 ve 25 26 (%27) >25 ve 35 47 (%48) >35 14 (%14) Tablo 1. Hastalar IFSF Skor gruplarına göre ayrıldıklarında gruplardaki hasta sayıları Hasta Özellikleri Hasta Sayısı (%) Ortalama Skor ±SD P değeri Eğitim Durumu Okur Yazar Değil 23 (23,5) 27.4 ± 8.2 Okur Yazar/İlkokul 36 (37) 28.9 ± 6.5 p>0.05* Ortaokul/Lise 18 (18) 24.9 ± 7.5 Yüksekokul/Üniversite 21 (21,5) 24.8 ± 9.3 Yaş <=30 >30 50 (51) 48 (49) 26.3 ± 8.2 27.5 ± 7.5 p>0.05 Evlilik Süresi (yıl) 1-5 6-10 >10 Doğum Sayısı (adet) <=2 >2 Menstürasyon Düzenli Düzensiz/TAH/Menstürasyon Vücut Kitle İndeksi <30 >=30 23 (23,5) 27 (27,5) 48 (49) 44 (45) 54 (55) 64 (65) 34 (35) 79 (80,5) 19 (19,5) 24.6 ± 9.3 27.8 ± 7.6 27.5 ± 7.2 25.9 ± 8.7 27.7 ± 7.1 28.3 ± 7.1 24.3 ± 8.5 27.3 ± 7.4 25.2 ± 9.7 p>0.05* p>0.05 P<0.05 p>0.05 Tablo 2. Hasta özelliklerine göre gruplardaki ortalama IFSF skorları ve skorlar arasındaki farkların istatistiksel karşılaştırması sonuçları (*Kruskal-Wallis test; 2-tailed t-test; Mann-Whitney U) 45

GÜVEL S., YAYCIOĞLU Ö., BAĞIŞ T., SAVAŞ N., BULGAN E., ÖZKARDEŞ H. Kadın cinsel fonksiyon bozukluğu ile ilgili yapılan sınırlı sayıdaki epidemiyolojik çalışmada değişik faktörlerin kadın cinsel fonksiyonları üzerine etkileri de sorgulanmıştır. Bu risk faktörleri konusunda oldukça farklı sonuçların ortaya çıktığı görülmektedir. Örneğin yaşa bağlı progresif bir hastalık olarak tanımlanmasına rağmen çalışmamızda yaş faktörünün cinsel fonksiyon üzerine olumsuz etkisi saptanmamıştır. Laumann ve arkadaşlarının çalışmasında da yaş ile birlikte cinsel fonksiyon bozukluklarının azaldığı saptanmıştır 2. Bununla birlikte her iki çalışmada da çalışmaya alınan kadınların yaş ortalamalarının diğer çalışmalara oranla daha düşük olduğu dikkati çekmektedir. Menopozun cinsel fonksiyonlar üzerine olumsuz etkileri göz önüne alındığında çalışma grubumuzun büyük çoğunluğunun premenopozal dönemdeki kadınları kapsaması yaş faktörünün olumsuz bir etken olmamasını açıklamaktadır 7,8. Bu bulgu cinsel fonksiyona esas etkili olan faktörün tek başın yaş değil ancak ilerleyen yaşla beraber ortaya çıkan menapoz olduğunu düşündürmektedir. Çalışmamızda menstrüasyon düzeni ve vücut kitle indeksinin cinsel fonksiyonlar üzerine etkisi de sorgulanmıştır. VKİ 30 un üzerinde olan kadınlarda IFSF skorunun daha düşük olduğu görülmekle birlikte fark istatistiksel olarak anlamlı değildir. Menstrüasyonun düzenli olması ise cinsel fonksiyonlar üzerine olumlu etkide bulunmaktadır. Çalışma grubumuzu oluşturan kadınlarda düzenli menstürasyonu olan kadınların IFSF skorları, düzensiz menstürasyonu olan, menopozda veya histerektomi geçirmiş kadın grubuna göre anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Ancak düzensiz menstürasyon tanımlayan, postmenopozal ve histerektomi öyküsü olan kadın sayısının yetersiz oluşu nedeniyle bu alt gruplar arasındaki farklar incelenememiştir. Bu üç alt gruptaki kadınlarda cinsel fonksiyon bozuklukları ileri çalışmalarla daha detaylı incelenmelidir. Literatürde, bekar, dul veya boşanmışlara kıyasla evli kadınlarda cinsel fonksiyon bozukluklarının daha az ortaya çıktığı vurgulanmaktadır 2. Bizim çalışmamız sadece evli kadınları kapsamaktadır ve evlilik süresinin artmasının cinsel fonksiyonlar üzerine olumsuz etkisi olduğu görülmüştür. Bu bulgu Çayan ve arkadaşlarının çalışmasındaki bulgularla uyuşmamaktadır 9. Evlilik süresi ile cinsel fonksiyon bozuklukları arasındaki ilişki araştırılırken, eşler arasındaki uyum ve evliliğin anlaşarak veya görücü usulü ile olması gibi faktörlerin de sorgulanması gerekebilir. Ayrıca evlilik süresi uzadıkça ileri yaş ve menapoz gibi diğer olumsuz faktörlerin de etkili olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Çalışmamızda değerlendirmeye alınan faktörlerden eğitim düzeyi ve doğum sayısının cinsel fonksiyonlar üzerine bir etkisi olmadığı görülmüştür. Bu durum bu konudaki daha geniş serilere sahip çalışmalarla uyuşmamaktadır. Laumann ve arkadaşlarının çalışmasında özellikle lise mezuniyetinden daha az eğitim düzeyine sahip kadınlarda cinsel fonksiyon bozukluklarının daha çok ortaya çıktığı görülmektedir 2. Burada belki de sorgulanması gereken asıl faktör cinsel eğitimin cinsel fonksiyonlar üzerine etkisi olmalıdır. Ayrıca Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri kaynaklı çalışmalarla ülkemizde yapılan çalışmalarda eğitim durumları karşılaştırmak her zaman uygun olmayabilir. Bizim çalışma grubumuzu oluşturan kadınların %23 ü okuma yazması olmayan %37 si ise okur yazar veya ilkokul mezunu kadınlardır. Çalışmamızda doğum sayısının cinsel fonksiyonlar üzerine bir etkisini saptamazken Çayan ve arkadaşları doğum sayısının cinsel fonksiyonlar üzerine olumsuz etkide bulunduğunu saptamışlardır 9. Tüm bunların yanında literatürde bazı diğer faktörlerin de kadınlarda cinsel fonksiyon üzerine etkileri araştırılmıştır 9. Örneğin Amerika Ulusal Sağlık ve Sosyal Yaşam Araştırması verilerine göre herhangi bir sağlık sorununun bulunması kadınlarda cinsel ilişki sırasında ağrıya neden olmaktadır. Üriner sistem semptomlarının ağrı ve uyarılma sorunları gibi cinsel fonksiyonlara olumsuz etkisi görülmektedir. Sosyoekonomik durum diğer bir risk faktörüdür ve ekonomik durumda gerileme cinsel fonksiyon bozukluğuna neden olabilmektedir. Mastürbasyon veya geçmişinde partner sayısının çok olması bir risk faktörü olarak görülmemektedir. Tecavüz, cinsel taciz gibi travmatik bir cinsel olay yaşayan kadınlarda uyarılma sorunları ortaya çıkmakta ve bu gibi olayların cinsel fonksiyonlar üzerine uzun yıllar devam eden olumsuz etkileri olmaktadır. Ayrıca cinsel partner ve partnerin seksüel sorunları, çalışma hayatı, stres ve günlük yaşam sorunları gibi 46

KADIN CİNSEL FONKSİYONLARINA ETKİN FAKTÖRLER pek çok faktör kadın cinsel fonksiyonlarını dolaylı olarak etkilemektedir 8. Kadın cinsel fonksiyon bozukluğu ile ilgili epidemiyolojik çalışmalarda incelenen topluluk sayısının yetersiz oluşu, seçilen topluluğun temsil etme değerinin düşük oluşu ve ortak bir kadın cinsel fonksiyon bozukluğu tanımının kullanılmaması gibi bazı yöntemsel sorunlar bulunmaktadır 2. 1998 yılında AFUD (American Foundation of Urologic Disease) ortak görüş panelinde güncel araştırmalar ve klinik deneyimler ışığında kadın cinsel fonksiyon bozuklukları konusundaki tanımlamalar ve sınıflamalar güncel hale getirilmiştir 10. Ülkemizde ortak bir sorgulama formunun oluşturulması ve daha geniş serilerde değerlendirilmesi ile prevalans ve risk faktörleri konusunda önemli veriler elde edilebilecektir. Bu verilerin elde edilmesi ve tanısal yaklaşımlar ile ilgili yapılacak çalışmalar kadın cinsel fonksiyon bozukluklarının daha iyi anlaşılıp tanı ve tedavisindeki ilkelerin ortaya konmasına yardımcı olacaktır. Sonuç olarak çalışmamızda sağlıklı evli kadınlarda düzenli menstürasyonu olanların diğer kadınlara göre IFSF skorlarının anlamlı derecede yüksek olduğu, ayrıca evlilik süresi ile skor arasında zayıf negatif korelasyon olduğu görüldü. Düzensiz menstürasyonu olan, postmenapozal ve histerektomi öyküsü olan kadınlar cinsel fonksiyon bozuklukları açısından ileri çalışmalarla incelenmelidir. Evlilik süresinin etkisi ise çiftler arasında uyum, menapoz gibi diğer olumsuz etkenler göz önünde bulundurularak değerlendirilmelidir. KAYNAKLAR 1- Spector I, Carey M: Incidence and prevalence of the sexual dysfunction: a critical review of the empirical literature. Arch Sex Behav, 19: 389-408, 1990. 2- Laumann EO, Paik A, Rosen RC: Sexual dysfunction in the United States: Prevalence and predictors. JAMA, 281: 537-544, 1999. 3- Hawton K: Sex Therapy: A Practical Guide. Oxford University Pres, 1985. 4- Berman JR, Berman LA, Werbin TJ, et al: Female sexual dysfunction: Anatomy, physiology, evaluation and treatment options. Curr Opin Urol, 9: 563-568, 1999. 5- Rosen RC, Taylor JF, Leiblum SR, et al: Prevalence of sexual dysfunction in women: Results of a survey study of 329 women in an outpatient gynecological clinic. J Sex Marital Ther, 19: 171-188, 1993. 6- Kaplan SA, Reis RB, Kohn IJ, et al: Safety and efficacy of sildenafil in postmenopausal women with sexual dysfunction. Urology, 53: 481-486, 1999. 7- Nappi RE, Verde JB, Polatti F, et al: Self-reported sexual symptoms in women attending menopause clinics. Gynecol Obstet Invest, 53: 181-187, 2002. 8- Dennerstein L, Lehert P, Burger H, et al: Factors affecting sexual functioning of women in the mid-life years. Climacteric, 2: 254-262, 1999. 9- Çayan S, Akbay E, Canpolat B, et al: Kadınlarda cinsel fonksiyon bozuklukları prevalansı ve risk faktörleri. P1, 4. Ulusal Androloji Kongresi, Ankara, 2001. 10- Basson R, Berman JR, Burnett A, et al: Report on the International Consensus Development Conference on female sexual dysfunction: Definitions and classifications. J Urol, 163: 888-893, 2000. Teşekkür Hemşire Vahide Çoban a bu çalışmadaki katkılarından dolayı teşekkür ederiz. Ek 1: IFSF (Index of Female Sexual Function) sorgulama formu. 1. Son 4 hafta içinde eşinizle cinsel birleşme sırasında ne sıklıkla rahatsızlık yaşadınız? a) Cinsel birleşme girişiminde bulunmadım. (0 b) Hemen her zaman ya da her zaman. (1 c) Çoğu zaman (yarıdan çok daha fazlasında). (2 d) Bazen (yaklaşık yarısında). (3 e) Birkaç kere (yarıdan çok daha azında). (4 f) Hemen hemen hiç. (5 2. Son 4 hafta içinde eşinizle cinsel birleşme sırasında ne sıklıkla vajinal kuruluktan yakındınız? a) Cinsel birleşme girişiminde bulunmadım. (0 b) Hemen her zaman ya da her zaman. (1 c) Çoğu zaman (yarıdan çok daha fazlasında). (2 d) Bazen (yaklaşık yarısında). (3 e) Birkaç kere (yarıdan çok daha azında). (4 f) Hemen hemen hiç. (5 47

GÜVEL S., YAYCIOĞLU Ö., BAĞIŞ T., SAVAŞ N., BULGAN E., ÖZKARDEŞ H. 3. Son 4 hafta içinde ne sıklıkla cinsel birleşme girişiminde bulundunuz? a) 0 (0 b) 1-2 (1 c) 3-4 (2 d) 5-6 (3 e) 7-10 (4 f) 11+ (5 4. Son 4 hafta içinde ne sıklıkla cinsel istek duydunuz? a) Neredeyse hiç ya da hiç. (1 b) Birkaç kere (yarısından çok daha azında). 2 c) Bazen (yaklaşık yarısında). (3 d) Çoğu zaman (yarıdan çok daha fazlasında). (4 e) Hemen hemen her zaman ya da her zaman. (5 5. Son 4 hafta içinde cinsel istek düzeyinizi nasıl buluyorsunuz? a) Çok düşük ya da hiç yok. (1 b) Düşük. (2 c) Orta. (3 d) Yüksek. (4 e) Çok yüksek. (5 6. Son 4 hafta içinde eşinizle cinsel ilişkiniz ne kadar doyurucuydu? a) Hiç doyurucu değil. (1 b) Pek doyurucu değil. (2 c) Yarı yarıya. (3 d) Orta derecede doyurucu. (4 e) Çok doyurucu. (5 7. Son 4 hafta içinde cinsel yaşamınız genel olarak ne kadar doyurucuydu? a) Hiç doyurucu değil. (1 b) Pek doyurucu değil. (2 c) Yarı yarıya. (3 d) Orta derecede doyurucu. (4 e) Çok doyurucu. (5 8. Son 4 hafta içinde cinsel uyarılma yada birleşme sırasında ne sıklıkla orgazm oldunuz? a) Neredeyse hiç ya da hiç. (1 b) Birkaç kere (yarısından çok daha azında). (2 c) Bazen (yaklaşık yarısında). (3 d) Çoğu zaman (yarıdan çok daha fazlasında). (4 e) Hemen hemen her zaman ya da her zaman. (5 9. Son 4 hafta içinde cinsel uyarılma yada birleşme sırasında klitorisinizdeki duyarlılığı nasıl değerlendiriyorsunuz? a) Çok düşük ya da hiç yok. (1 b) Düşük. (2 c) Orta. (3 d) Yüksek. (4 e) Çok yüksek. (5 48