TMMOB 2. İzmir Kent Sempozyumu / 28-30 Kasım 2013 211 GÜVENLİ YAPI TASARIMI ve ÜRETİMİNDE İMAR MEVZUATININ ÖNEMİ ve DEPREM YÖNETMELİĞİ Onur KUTLUKAYA İnşaat Yüksek Mühendisi onur@kutlukaya.com Deniz ALKAN İnşaat Yüksek Mühendisi dealkan@gmail.com Hülya ALTUN İnşaat Mühendisi hulyaaltun2006@hotmail.com I. GİRİŞ İmar mevzuat n n, yap tasar m nda depreme dayan kl yap üretimi aç s ndan önemi ve etkisi yads namaz. Büyük bir bölümü deprem tehlikesi alt nda olan ülkemizde, tüm yerleşim kararlar n n, planlama ve yap tasar m süreçlerinin deprem faktörü gözönünde bulundurularak sürdürülmesi gerekmektedir. Deprem güvenli yap üretimini tehdit eden pek çok faktör vard r. Bunlar n baş nda, ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlar n etkisi ile yürütülen idari yönetim anlay şlar ve bunun yaratt ğ sonuçlar gelir. Bu sonuçlar önce mevzuat m za yans r, ard ndan bu mevzuat da uygulamalar m za yön verir. Son y llarda, mesleki faaliyetlerimizi ilgilendiren birçok yasada olduğu gibi, imar mevzuat nda da köklü değişiklikler meydana gelmiştir. Tüm vatandaşlar etkileme potansiyeli olan imar yönetmeliklerinin haz rlanma süreçleri, kamusal yönü ağ r basan, kapsaml ve nitelikli bir değerlendirmeyi gerektiren süreçlerdir. Son dönemlerde, imar yasa ve yönetmeliklerinin s kça değiştirilmesinden kaynaklanan teknik ve hukuksal karmaşa ortam, zaten sorunlu olan kent dokusunu daha da sorunlu duruma getirmekte, birçok hak kayb na ve hukuki probleme neden olabilmektedir. Güvenli ve nitelikli yaşam alanlar üretmek, ancak bilimsel, teknik ve hukuki kurallardan ödün verilmeden, kat l mc bir anlay ş ile haz rlanacak yasa ve yönetmeliklerle mümkün olacakt r Günümüzde, yürürlükteki yasa ve yönetmelikler, ilgili kurumlar n ve meslek odalar n n görüş ve önerileri dikkate al nmadan yürürlüğe konulmakta, yasal düzenlemeler aras ndaki uyumsuzluklar, çelişkiler gözard edilerek uygulamalar sürdürülmektedir. Bu çal şmada amaç; meslek alan m z etkileyen yasal mevzuat ş ğ nda, binalarda oluşan yap sal riskler ve depremlerde oluşan hasarlar değerlendirilerek, mevzuat ve uygulamalar aras nda bağlant kurulmaya çal ş larak, deprem ve olas diğer risklere karş güvenli yap üretimine yönelik görüş ve önerilerin aktar lmas d r. İşlenecek olan konu başl klar aras nda; Yer seçiminin önemi ve afet toplanma merkezlerinin bulunmay ş /yetersizliği, Parselasyon/parsel geometrisinin önemi (biçimsiz arsa şekillerinin düzensiz yap lar doğurmas ),
212 TMMOB 2. İzmir Kent Sempozyumu / 28-30 Kasım 2013 Geoteknik inşaat mühendisliği hizmetinin al nmamas ndan kaynaklanan oturma, farkl oturma problemleri, Bitişik nizam binalarda kat yüksekliği/bina yüksekliği uyumsuzluğu (bitişik nizam yap lar n deprem davran ş n n oluşturduğu sorunlar-çekiçleme etkisi), Mimari tercihlerden dolay oluşan zemin katlardaki yumuşak kat- zay f kat durumu, k sa kolon oluşumu, planda düzensizlikler, kapal ç kmalarda çerçeve süreksizlikleri, konstrüktif detaylardaki bilgisizliklerden kaynakl sorunlar (kalkan duvarlar, bacalar, cephe kaplama elemanlar vb.), Güçlendirme projelerinin onay sürecinde karş laş lan imar problemleri, Eğimli arazide yap laşma (temel sistemi, dolgu problemleri, taş y c sistem düzensizliği/bodrum katlarda düzensizlik vs..), Bina bodrum / zemin kat taban kotlar n n tabi zemin kotunun alt nda kalmas durumunda ruhsat / iskan izni (sel ve su bask nlar ), Taş y c sistemin yang n ve s etkisine maruz kalmas na neden olabilecek bir uygulama, konut binalar nda, alt katlarda f r n kullan mlar, Çat aras, çat kat düzensizlikleri s ralanabilir. II. DEPREM YÖNETMELİĞİ ve İMAR MEVZUATININ BİRLİKTE ELE ALINMASININ ÖNEMİ Deprem güvenli yap üretimi, ilgili idarelerin yetki ve sorumluluk kapsam alan na giren ve en geniş boyutuyla değerlendirilmesi gereken önemli bir konu başl ğ olarak görülmelidir. Öyle ki, güvenli yap tasar m ve üretimi süreci, birçok meslek disiplininin koordineli olarak çal şmas n gerektirir. Depreme karş güvenli yap üretimini tehdit eden baz faktörler; bazen yer seçimi, tasar m ve denetim safhalar nda, bazen de uygulama safhas nda yap lan hatalar olabilmektedir. Tüm bu hatalar en aza indirecek, depremin yaratacağ olumsuzluklar engellemesi düşünülen bir mekanizma olarak; imar mevzuat, yasalar, yönetmelikler, standartlar, genelgeler..vb.. karş m za ç kar. Bilindiği üzere İmar Yönetmelikleri ve bunlar n maruz kald ğ değişimler inşaat sektörünü ve meslek alanlar m z yak ndan ilgilendirmekte ve sektörde büyük öneme sahip olmaktad r. Gerek mimarlar, gerek malsahipleri, gerekse idareler bu mevzuattaki değişikliklerin getireceği avantajlar, dezavantajlar, kolayl klar, zorluklar, f rsatlar ve tehlikeler karş s nda bazen olumlu, bazen de olumsuz etkilenmektedir. Statik Hesap ve Betonarme Proje İmar mevzuat değişiklikleri, İnşaat mühendisleri olarak bizleri de yak ndan ilgilendirmekte ve etkilemektedir. İnşaat mühendisliği genelinde ve statik projelendirme işi ile uğraşan inşaat mühendisleri özelinde genel sorunlar bu konuda da karş m za ç kmaktad r. Sorunlar m z n temel sebebi, fonksiyonumuzun tam olarak anlaş lamam ş olmas d r. Sağl kl, kaliteli, güvenli bir yap sahibi olman n temel taş n n iyi statik projelendirme hizmeti olduğu kimselerin akl na gelmiyor gibi görünmektedir. Statik proje, zaman zaman malsahiplerince yaln zca ilgili idarelere/belediyelere sunulmas gereken ruhsat eki bir belge olarak görülebilmektedir. Bunun doğal sonucu olarak imar yönetmeliklerinin statik projelendirme prensipleri ile uyumluluğu,
TMMOB 2. İzmir Kent Sempozyumu / 28-30 Kasım 2013 213 veya imar yönetmelik hükümlerinin, statik projeyi ne yönde etkilediği, üzerinde fazla durulmayan bir başl k olarak kalmaktad r. Bu makalede, güvenli yap laşmay tehdit eden mevzuat kaynakl sorunlara vurgu yap larak, ilgili imar yönetmeliklerine de at fta bulunulacak, yak n zamanda ülkemizde meydana gelmiş y k c depremler sonucunda, betonarme binalarda gözlenen yap sal hasarlardan örnekler sunularak, hasara ve olas risklere ilişkin değerlendirmeler yap lacakt r. Dolay s yla, pratik hayatta karş laşt ğ m z sorunlar irdelenerek çözüm için bir yol haritas ortaya konulmaya çal ş lacakt r. Mevzuat Çelişkileri Ve Bürokrasi İnşaat Mühendisliği meslek disiplini, bilimsel yöntemler ve teknolojik gelişmeler ş ğ nda, her tür zeminde, türlü tasar m özelliklerine sahip yap lar n üretilmesinde hizmet sunabilmektedir. Ancak ülkemizde birçok yerleşim yerinde, ruhsatl yap lar (konutlar, okullar, hastaneler, umumi binalar vb.) dahi, nitelikli mühendislik hizmetinden ve kamusal denetimden yoksun olarak olarak üretilebilmektedir. Bilimsel gelişmeler ile, malzeme ve teknolojide yaşanan olumlu gelişmelere karş l k, yasal mevzuat çelişkilerinden ve mevzuat istisnalar ndan kaynaklanan sorunlar, güvenli yap tasar m ve üretiminde ciddi bir olumsuzluk olarak karş m zda durmaktad r. Yasa maddeleri aras ndaki çelişkiler, hukuki boşluklara, benzer konularda farkl uygulamalara, çoğu zaman da idarelerin tereddütlerine ve duraksamalar na neden olmaktad r. Bu olumsuzluklara, ilgili kamu kurumlar nda ve yerel yönetimlerdeki teknik ve idari sorunlar/bürokratik süreçlerin de eklenmesi, yap üretim sürecini zaman zaman bir eziyete dönüştürebilmektedir. Bu olumsuzluklar, inşaat mühendisliği meslek dal ile birlikte, bağlant l diğer meslek disiplinlerini ve dolay s yla tüm toplumu etkilemekte, ekonomik ve sosyal kay plara neden olmaktad r. III. YASA YÖNETMELİK MADDE İSTİSNALARI HAKKINDA GÖRÜŞLER Yeni İnşaa edilecek Yap larda Denetim Hizmeti: 4708 Say l Yap Denetim Kanunu Madde-1: (Değişik ikinci f kra: 8/8/2011-KHK-648/24 md.) Bu Kanun; a) 3194 say l İmar Kanununun 26 nc maddesinde belirtilen kamuya ait yap ve tesisler ile 27 nci maddesinde belirtilen ruhsata tabi olmayan yap lar, b) Bodrum kat d ş nda en çok iki katl ve yap inşaat alan toplam 200 metrekareyi geçmeyen müstakil yap lar, c) Entegre tesis niteliğinde olmayan tar m ve hayvanc l k amaçl yap ve tesisler, d) Köy yerleşik alanlar nda, belediye ve mücavir alan s n rlar içinde olmayan iskân d ş alanlarda ve nüfusu 5000 in alt nda olan belediyelerin belediye ve mücavir alan s n rlar içinde bodrum kat ve çat aras d ş nda en çok iki katl ve yaln zca bir bodrum kat n inşaat alan hesaba kat lmaks z n toplam inşaat alan 500 metrekareyi geçmeyen konut yap lar ile bunlar n kömürlük, otopark, depo gibi müştemilat,
214 TMMOB 2. İzmir Kent Sempozyumu / 28-30 Kasım 2013 yap denetim yasas ndan muaf olarak inşaa edilmektedir. Birçok yap da olduğu gibi, bu yap lar n da etkin bir kamusal denetim hizmeti al p almad ğ belirsizlik ve kuşku yaratmaktad r. Mevcut Yap larda Denetim Hizmeti ve Yap Güvenliği: Güçlendirme Projelerinin Onay Sürecinde Karş laş lan İmar Problemleri Yap sal güçlendirme, 2007 Deprem Yönetmeliğinin önemle üzerinde durduğu bir konudur. Bu konuda ilgili idarelerin de bilinçli olmalar gerekmektedir. Deprem ülkesi olmam za rağmen, büyük kentlerimizde dahi, yap üretim ve denetim süreçlerinin iyileştirilmesi sağlanamam ş, mevcut riskli binalar n güçlendirilmesi/yenilenmesi konusundaki sorunlar aş lamam şt r. Oysa ki öncelikli olarak mevzuat n ve uygulamalar n bu gerçeğe göre yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Mevcut yap larda imar mevzuat n n uygulanmas safhalar nda, yap denetim mevzuat, imar yönetmeliği ve Bakanl k görüş ve genelgelerinin birarada değerlendirilerek, herhangi bir çelişki ve hukuki boşluk yaratmayacak şekilde, düzenlemelerin gözden geçirilmesi gerekmektedir. 8 Eylül 2013 tarihinde değişikliğe uğrayan Planl alanlar Tip İmar Yönetmeliği ile birlikte, tüm dikkatler yap nizam, parsel boyutlar, bahçe mesafeleri veya imar plan nda tariflenmemiş yap laşma kriterlerinin imar plan na işlenmesine çekilmiştir. Ayr ca; mevcut yap larda ruhsatland rma süreçlerinin önemine, söz konusu yönetmelik yeterince vurgu yapmam şt r. Örneğin riskli olan bir binan n, mevcut imar planlar ve yürürlükten kalkan İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği ne göre, güçlendirilmesi veya y k l p yeniden inşaa edilebilmesi olanakl iken, Planl Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin yeni hükümlerine göre (parsel boyutlar, yap nizam, minimum bahçe mesafeleri ve diğer fiziki kriterler) ayn parselde yeni bir binan n inşaa edilip edilemeyeceği belirsizliği karş m zda durmaktad r. Parsel/bina baz nda kentsel dönüşüm Dolay s yla, bir bina için, kentsel dönüşüm/afet yasas olarak bilinen 6306 say l Kanun kapsam nda risk tespiti yapt r lmas öncesinde, binan n inşaa edileceği imar parselinin imar durumu koşullar n n ilgili Belediyeden sorgulanmas, imar yasa ve yönetmeliklerinin, ihtiyaca uygun yeni binan n ruhsatland rmas na / inşas na imkan verip vermediği hakk nda gereken incelemenin yap lmas önem taş maktad r. Ayr ca, mevcut yap da güçlendirme ruhsat taleplerinde, gerek imar mevzuat ndan gerekse uygulamadan kaynaklanan sorunlar ve engeller tespit edilmelidir. Örneğin genel olarak uygulamada, betonarme binalar n güçlendirilmesinde pratik ve etkili bir yöntem olan mantolama yöntemi uygulanmaktad r. Bu yöntemde, mevcut kolon 15-20 cm kal nl ğ nda bir betonarme tabaka ile k l flanarak kullan lmakt r. Bu durum doğal olarak bina kitlesi d ş nda imalat yaratt ğ ndan, çoğu zaman imar durumu koşullar, bu uygulamaya engel teşkil etmektedir. İmar yönetmeliğinde, bina güçlendirmesine esas olarak oluşturulan taş y c kolon ve perdelerin uygulanmas na imkan verecek şekilde, mevzuat kaynakl konstrüktif k s tlamalar n yeniden ele al nmas ve binalar n güçlendirilmesine engel olan mevzuat kaynakl sorunlar n yine mevzuat yoluyla çözülmesi sağlanmal d r.
TMMOB 2. İzmir Kent Sempozyumu / 28-30 Kasım 2013 215 IV. KARŞILAŞILAN ANA PROBLEMLER 1) Yer Seçimi Ülkemizde yap sal hasara neden olan doğal afetlerin dağ l m na (Şekil 1) bakt ğ m zda depremlerin %61 lik bir pay ile yaratt ğ fiziksel, ekonomik ve sosyal kay plar aç s ndan önemli bir konumu vard r. Bunu %15 lik pay ile heyelanlar, %14 lük pay ile taşk nlar, %5 lik pay ile kaya düşmesi olaylar, %4 lük pay ile yang nlar ve %1 lik pay ile ç ğ düşmeleri v.b. izlemektedir. Şekil 1 Hasar grafiği Genel anlamda, yasal düzenlemeler aras ndaki uyumsuzluklar, imar hizmeti sunma yetkisinin çeşitli kurumlarca kullan lmas, yönetimlerin kentsel rantlar teşvik etmesi, sorunlu kent dokular m z daha da sorunlu duruma getirmektedir. Kentsel alanlarda değişen koşullar ve ihtiyaçlar için, gerek yerel yönetimler, gerekse merkezi yönetimlerce al nan kullan m kararlar n n birçoğu, geçmiş y llarda yaşanan y k c depremlerin afete dönüşmesine neden olmuştur. Birçok ilde olduğu gibi, İzmir de de yüksek katl yap lar n yap lacağ alanlarda, gereken zemin çal şmalar, zaman nda yap lamam şt r. Halihaz rda mevcut yap stokumuz ise, kötü zemin özelliklerine sahip alanlarda veya sel ve taşk n riskine sahip alanlarda yer almaktad r (Şekil 2, Şekil 3). Tüm yap laşma kararlar kamu yarar gözard edilmeden ve ülke kaynaklar hoyratça kullan lmadan al nmal d r. 2) Parselasyon / Parsel Geometrisinin Önemi Ne yaz k ki mahallelerimizin pek çoğunda küçük, üçgen, çokgen vb. şekillerde parseller bulunmaktad r. Bunun sonucu olarak, statik sistemi düzensiz yap olarak tan mlanan, deprem s ras nda torsiyon a (dönme) maruz kalarak zorlanan, düzenli çerçevelerin kurulamamas ndan dolay çerçeve davran ş sorunlu olan yap lar oluşabilmekte, bu da deprem güvenliğinin sağlanmas için tasar mc y zorlayabilmekte ve yap maliyetini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle, parselasyon uygulamalar n n, bu etki dikkate al narak yürütülmesi gerekmektedir. Bu husus uygulamada gözden kaçan fakat önemli bir detayd r.
216 TMMOB 2. İzmir Kent Sempozyumu / 28-30 Kasım 2013 Şekil 2 Ayamama deresi / Yap laşma Şekil 3 1999 Gölcük depremi 3) Geoteknik İnşaat Mühendisliği Hizmetinin Al nmamas ndan Kaynaklanan Problemler 17/08/1999 Kocaeli ve 12/11/1999 Düzce depremleri sonucu; nüfusun yoğun olduğu yerleşimlerde ve sanayi bölgelerimizde, çok say da konut ve işyeri y k lm ş veya ağ r hasar görmüştür. Bölgesel zemin koşullar n n yap laşmaya uygun olmad ğ yerlerde kentsel alanlar n planlanmas, proje kusurlar, mevzuata ve standartlara uygun olmayan yap laşmalar y k mlara ve can kay plar na neden olmuştur. Bunun sonucunda, elverişsiz zemin koşullar nedeni ile birçok yap n n y k ld ğ veya ağ r hasar gördüğünün anlaş lmas üzerine, yap ruhsat aşamas nda, parsel baz nda zemin etüd raporu düzenlenmesi zorunlu hale gelmiştir (Şekil 4, Şekil 5).
TMMOB 2. İzmir Kent Sempozyumu / 28-30 Kasım 2013 217 Bu da, genel anlamda yap güvenliğini ve kaliteyi yükseltici bir etki yapm şt r. Günümüzde, kötü zeminlerin zemin iyileştirmesine tabi tutulduğu, zeminin yap s na uygun derin temel uygulamalar yayg nlaşmakta olup, bu genel iyileşmeler ile beraber, inşaat mühendisliğinin geoteknik disiplinin bu süreçte yeterli biçimde ve bilinçli olarak kullan lmad ğ görülmektedir. Şekil 4 S v laşma - Niigata Japonya Depremi (1964), Kawagishi-cho Apartmanlar Şekil 5 Adapazar (1999) Depreme dayan kl yap tasar m, geoteknik temel tasar m süreçlerinin ve geoteknik disiplininin etkili kullan lmas ile sağlanabilir. Geoteknik temel tasar m aşamalar n n doğru
218 TMMOB 2. İzmir Kent Sempozyumu / 28-30 Kasım 2013 uygulanmas ile, zemin-temel-yap ilişkisinin kurulmas, temel sisteminin seçimi ve temel boyutland rmas, projelendirme safhas önem taş r. Uygulamada görülen zemin etüdlerindeki bilgilerin yetersiz olduğu, jeoloji, jeofizik ve geoteknik meslek disiplinlerinin koordinasyonunun art r lmas gerektiği bir gerçektir. Uygulamada, geoteknik inşaat mühendisliği alan nda yeterli uzman bulunmad ğ da göze çarpmaktad r. Gerek proje, gerekse uygulama denetiminde, zemin iyileştirme ve derin temel sistemlerinin denetiminde yetersizlikler mevcuttur. İlgili idare ve yap denetim kuruluşlar n n, denetimde görevlendirmek üzere uzman personel istihdam kamu yarar na olacakt r. Bu amaçla, Planl Alanlar Tip İmar Yönetmeliği ve Yap Denetim Uygulama Yönetmeliğinde gereken revizyonlar yap lmal d r. 4) Bitişik Nizam Binalarda Kat Yüksekliği/Bina Yüksekliği Uyumsuzluğu (Bitişik Nizam Yap lar n Deprem Davran ş n n Oluşturduğu Sorunlar-Çekiçleme Etkisi) Bitişik nizam yap laşma, ne yaz k ki şehrimizde çok yayg n olarak uygulanmaktad r. Bu sistem yap sal davran ş olarak olumsuzlar na ilaveten sosyal, kültürel, çevresel olarak da olumsuzdur. Iş k, hava sirkülasyonu vb. sağl k ve konfor faktörlerinde de olumsuz bir tercihtir. Yap sal olarak, komşu iki yap n n ayn davran ş göstermesi beklenemez. Özellikle kat hizalar farkl olan komşu bitişik nizam yap larda çekiçleme etkisi olarak adland r lan durum bir çok deprem hasar na sebep olmaktad r. Bu durumda bir binan n kat döşemesi, deprem deplasman yapt ğ s rada komşu kolonun ortas na vurmakta ve kolonun k r lmas neticesinde komşu bina stabilitesini kaybetmektedir (Şekil 6, Şekil 7). Bu problem, deprem yönetmeliğinde tan ml yeterli ölçüde deprem derzinin b rak lmas ile önlenebilir. Böylece, her bina kendi sal n m n bağ ms z olarak yapabilecek ve aradaki boşluk sayesinde komşu yap lar birbirlerinden etkilenmeyecektir. Ayr ca Planl Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde, tasar mc n n, söz konusu çekiçleme etkisinin olumsuzluğuna dikkatini çekmek ve fark ndal k yaratmak üzere, bitişik binalarda kat seviyeleri ve bina yükseklikleri hakk nda gereken belirtmenin yap lmas önerilir. İmar plan nda verilen bina yükseklikleri veya Planl Alanlar Tip İmar Yönetmeliği'nin 16/11. maddesinde verilen kat yüksekliği ile, 29. maddesi kapsam nda verilen bina yüksekliği ve eksik katl yap laşma kriterlerine göre bina tasarlan rken, veya yönetmeliğin 27. maddesi kapsam nda bina cephe uzunluklar ve dilatasyon akslar düzenlenirken, bitişikte mevcut bina kat seviyeleri ve bina yüksekliklerinin de dikkate al nmas ve çarp şma etkisinin yaratacağ olumsuzluklar n proje tasar m aşamas nda giderilmesi önem taş r. İmar yönetmeliğinde, çarp şma etkisine karş yeterli dilatasyon mesafesi ve gerekli diğer tasar m hassasiyetlerinin dikkate al nmas için gerekli belirtmeler yap lmal d r.
TMMOB 2. İzmir Kent Sempozyumu / 28-30 Kasım 2013 219 Şekil 6 Van/Erciş depremi Şekil 7 Van/Erciş te çarpma (çekiçleme) etkisi sebebiyle ağ r hasarl yap. 5) Zemin Katlardaki Yumuşak Kat Zay f Kat Durumu Binalar n giriş katlar, ticari sebepler ile camekanl yap labilmektedir. Bu durumda, deprem yönetmeliğimizde tan ml olan yumuşak kat ve zay f kat durumlar oluşmakta ve deprem hasar olarak kendini göstermektedir (Şekil 8, Şekil 9, Şekil 10, Şekil 11). Deprem yönetmeliğimiz, teknik olarak bu iki benzer durumu birbirinden ay rm şt r. Rijitlik fark na dayanan duruma zay f kat ad verilmiştir. Eğer bir yap daki üst katlarda bulunan dolgu duvarlar (tuğla vs.), örneğin zemin katta %80 den daha fazla azal yor ise zay f kat düzensizliği oluşmaktad r. Özellikle, mevcut binalar n zemin katlar nda, işyeri oluşturmak amac yla doldu duvarlar n kald r lmas, bu tür düzensizliğe davetiye ç karmaktad r. Kat deplasman fark na dayanan duruma yumuşak kat denilmiştir. Kat yüksekliğinin zemin kat dükkanlarda daha yüksek olduğu durumlarda yumuşak kat oluşmaktad r. Eğer bir kat n deprem durumunda yapt ğ deplasman, diğer katlar n deplasmanlar ndan %20 den daha fazla ise o kat yumuşak katt r.
220 TMMOB 2. İzmir Kent Sempozyumu / 28-30 Kasım 2013 Deprem yönetmeliğinde tan mlanan bu düzensizlikler dolgun (güçlü) kolon ve perde kesitleri ile giderilmektedir. Ancak tasar m yapan inşaat mühendisinin bilinçli bir tasar mc olmas ve deprem yönetmeliğini doğru kullanmas gerekmektedir. Mimarlar n ve yap sahiplerinin de, bu tür düzensizliklerin olumsuz etkilerinden haberdar olmalar gereklidir. Göçen tek kat görüntüleri tüm depremlerden sonra karş m za ç kmaktad r. Bu durum binan n tüm kapasitesini kullanamadan erken göçmesine sebep olmaktad r. Zemin katlar ticari amaçl olarak kullan lan ve giriş kat yüksekliği diğer katlara göre daha yüksek olan yap larda yumuşak kat oluşmas nedeniyle y k lan bir çok bina gözlenmiştir. Şekil 8 Yumuşak kat / Zay f kat Şekil 9 Van Erciş te yumuşak kat sebebiyle zemin kat kolonlar göçmüş ağ r hasarl yap.
TMMOB 2. İzmir Kent Sempozyumu / 28-30 Kasım 2013 221 Şekil 10 Zay f Kat Şekil 11 Van Erciş te çarp şma etkisi ve yumuşak kat sebebiyle ağ r hasar ve göçen binalar. 6) Kapal Ç kmalarda Çerçeve Süreksizlikleri Mimarlar ve statikerlerin bitmeyen mücadelelerinden birisi de sarkan kirişler konusudur. Eski yap larda kapal ç kmalarda kirişin ç kman n etraf ndan dolaşt ğ s kl kla görülmektedir. Bu durum yap sal davran ş n sorunlu kalmas anlam na gelmektedir. Kolonlar direk bağlamayan çerçevelerin sismik dayan m yoktur. Bu konuda Odam z n yapt ğ proje denetimi düzeltici etki yapmakta iken, son dönemde Odam z n da mesleki denetimi engellendiğinden, uygulamalar n ne yönde olduğu belirsizdir. Belediyede ve ilgili diğer idarelerde, proje denetimi yapan yetkili mühendislerin bu konuda dikkatli olmas gerekmektedir.
222 TMMOB 2. İzmir Kent Sempozyumu / 28-30 Kasım 2013 7) Bina Bodrum / Zemin Kat Taban Kotlar n n Tabi Zemin Kotunun Alt nda Kalmas Durumunda İskan İzni (Sel Ve Su Bask nlar ) Planl Alanlar İmar Yönetmeliğinin 31. maddesinde zemin kat taban kotu, tabi zemin tesviyesi ve girişler tan mlanm ş, 32. maddesinde ise toprağa dayal bodrum katlarda iskan koşulu belirtilmiştir. Madde 31:Zemin kat taban seviyeleri, binalar n kot ald ğ cephesinde (±0.00) kotunun alt na düşemez ve (+1.00) kotunun üzerine ç kamaz... hükmü, konut binalar n n zemin kat taban n n +0.00 kotunda düzenlenmesine imkan vermekte ve bu husus, su bask n riski yaratmaktad r. Madde 32: Toprağa dayal bodrum katlarda bulunan konutlarda oturma odas ve bir yatak odas n n; taban döşemesinin üst seviyesinin tabii veya tesviye edilmiş zemine gömülü olmamas, doğal ayd nlatma ve havaland rmas n n pencere aç lmak suretiyle sağlanmas, sel, taşk n ve su bask nlar na karş tedbirlerin al nm ş olmas zorunludur. Bu bağ ms z bölümlerin k smen veya tamamen tabii ve tesviye edilmiş zemin alt nda kalan duvarlar nda pencere aç lamaz.... hükmü, konut binalar n n k smen gömülü (tabi zeminin alt nda kalan) bodrum katlarda iskan olanağ na imkan vermekte ve husus, su bask n riski yaratmaktad r. Yak n geçmişte bodrum katlarda konut veya kap c dairesi niteliği taş yan bağ ms z bölümlerde, oluşan sel sonras nda yaşanm ş can ve mal kay plar dikkate al narak, bu konu imar yönetmeliğinde yeniden düzenlenmelidir. 8) K sa Kolon ve Farkl Kat Seviyeleri Deprem yönetmeliği k sa kolon oluşturulmas ndan kaç n lmas n tavsiye etmektedir. Ancak zorunlu ve k smi uygulamalarda gerekli tedbirler uygulanmal d r. Planl Alanlar İmar Yönetmeliğinin 32. maddesi, katlar n farkl taban veya tavan seviyesinde uygulanabileceği hükmünü içermektedir. Madde 32:...Arazi eğiminden faydalanmak amac ile veya mimari nedenlerle, binalar blokunun, bir binan n veya bağ ms z bir dairenin; belirlenen bina yüksekliğini aşmamak, belirli piyesler için tespit olunan asgari kat yüksekliklerine veya bu Yönetmeliğin diğer hükümlerine ayk r olmamak şart ile, çeşitli katlarda ve/veya farkl taban ve/veya tavan seviyelerinde düzenlenmesi mümkündür. Ayr ca, yukar daki hükümlere uygun olmak kayd ile, zemin katlar n binan n kot ald ğ yol cephesi üzerinde bulunmayan piyesleri ile yol cephesinde, yer alan piyeslerinin yol cephesinde kalmayan ve piyes derinliğinin yar s n aşmayan bir k s m alanlar, zemin kat kotundan farkl kotta düzenlenebilir. hükmü uygulan rken istenmeyen düzensizliklerden kaç n lmal d r. 9) Taş y c Sistemin Yang n ve Is Etkisine Maruz Kalmas na Neden Olabilecek Bir Uygulama, Konut Binalar nda, Alt Katlarda F r n Kullan mlar Bilindiği gibi, çelik 500 santigrat derece civar nda sertliğini kaybetmektedir. Pas pay n n da s ya karş koruyucu etkisi kal nl ğ na bağl d r. Dolay s yla, ilk anda yap sal sisteme olumsuz etkileri akla gelmeyebilecek f r n vs. mekanlar n izin süreci imar yönetmeliği ile yap sal konular da dikkate alacak şekilde düzenlenmelidir. İmar mevzuat nda f r nlara ilişkin düzenleme; Planl Alanlar İmar Yönetmeliğinin 44. maddesinde yer almaktad r. Bu hükme göre, sanayi ve ticaret bölgelerinde olduğu gibi, zemin
TMMOB 2. İzmir Kent Sempozyumu / 28-30 Kasım 2013 223 kat ticaret olan konut bölgelerinde de (apartman altlar ndaki dükkanlarda) f r n izni al nabileceği alg lanmaktad r. İşyeri Açma ve Çal şt rma Ruhsatlar na İlişkin Yönetmekte, nüfusu 100 000'in üzerindeki yerleşim yerlerinde F r nlar ayr k nizamda müstakil binalarda kurulur ve binan n tamam sadece f r n müştemilat na tahsis edilir hükmü mevcut iken, Tip imar yönetmeliğinde konut binalar nda, apartman altlar nda ekmek f r n yap labilmesine imkan tan nd ğ alg lanmaktad r. Ekmek f r nlar n n, sadece nüfus kriteri baz al narak, apartman altlar nda düzenlenebilmesine imkan tan yan hükümleri uygun görmemekteyiz. F r nlarda, yang n tehlikesi, s n n bina taş y c sistemine vereceği olumsuz etki, koku, gürültü vb. olumsuzluklar dikkate al narak, hem imar yönetmeliğinde hem de ilgili diğer yönetmeliklerde yeniden düzenleme yap lmal d r. Ekmek f r nlar n n, nüfusu 100.000'in alt ndaki yerleşim yerlerinde de, apartman altlar nda yap lmas n n yasaklanmas, ayr k ve müstakil bina şart aranmas gerekmektedir. SONUÇ Depremler ve yang nlar n yaratacağ olumsuzluklar, bina inşaat alan veya yerleşim yerlerinin nüfus kriterlerine göre kategorize edilmesi ile değil, bilimsel ve teknik gereklere göre düzenlenmiş yasal mevzuat ve etkin kamusal denetim mekanizmalar ile en aza indirilebilir. Mevzuat düzenlenirken, yap denetim yasas ndan muafiyet kriterlerinin gerçekçi koşullara göre belirlenmesi gerekir. Köy yerleşik alanlar nda, iskan d ş alanlarda ve nüfusu 5000'in alt ndaki belediyelerde toplam inşaat alan 500 m² yi geçmeyen konut yap lar n n nas l projelendirildiği, nas l denetlendiğine ilişkin belirsizlik ve kuşkular mevcuttur. Her yap da olduğu gibi bu yap larda da can ve mal güvenliğinin sağlanmas ad na etkin bir kamusal denetim sisteminin hayata geçirilmesi bir zorunluluktur. Ayr ca, yap üretim süreci, mimari, statik, mekanik, elektrik, haritac l k, s yal t m vs. bir çok disiplinin koordineli olarak çal şmas n gerektiren bir süreçtir. Tasar m aşamas nda tüm disiplinlerin eşzamanl ve koordine olarak çal şmalar en ideal olan d r. Bu süreçte uygulanan teknik kurallar da yönetmelikler ve standartlar belirler. Ülkemizde ne yaz k ki meslek disiplinleri birbirlerinden kopuk olarak çal şmakta ve koordinasyon sağlanamamaktad r. İlgili idarelerce yap lmas gereken kamusal denetim ise; teknik ve idari yönetsel sorunlar nedeniyle, istenilen düzeyde başar lamamaktad r. Yap denetim sektörü de uygulamalarda kalite yükselmesini sağlam ş olmakla birlikte, genel olarak yap denetimi mevzuat ndan kaynaklanan uygulama problemleri vard r. İmar mevzuat n n, yap üretim sürecinde yol gösterici ve tüm disiplinler aç s ndan problemli tasar mlar önleyici etkisi olmas gereklidir. Ancak uygulamada bunun başar lamad ğ bir gerçektir. Mühendislik konular nda, toplumdaki genel bilinçsizlik ve menfaat temelli bak ş aç s değiştikçe, ülkemizde de yap kalitesi de artacakt r. Bu süreci h zland racak ve yönetecek en önemli faktör de imar yönetmelikleri ve etkin bir kamusal denetim olacak gibi görünmektedir.
224 TMMOB 2. İzmir Kent Sempozyumu / 28-30 Kasım 2013 Genel anlamda; etkin bir kamusal denetim, meslek disiplinleri aras nda koordinasyon, ilgili idarelerde kurumsal eğitim ve bilinçli teknik idari kadro, mesleki yetkinlik, etik ilkelerin sahiplenilmesi gibi faktörler nitelikli ve güvenli yap üretimini doğrudan olumlu etkileyen unsurlard r. Toplumun birçok kesimi bu unsurlarda taraf olmal ve sorumluluk üstlenmelidir. KAYNAKLAR Deprem Bölgelerinde Yap lacak Yap lar Hakk nda Yönetmelik - 2007 Planl Alanlar Tip İmar Yönetmeliği 2013 23 Ekim ve 9 Kas m 2011 Tarihli Van Depremleri Yerinde Yap lan İnceleme ve Değerlendirme Raporu İKÜ-CE-2011/01