KARS BAĞLAMINDA ÂŞIK TARZI ŞİİR GELENEĞİNİN SORGULANMASI THE QUESTION OF THE STUDIES OF MINSTREL STYLE POEMS IN KARS CONTEXT

Benzer belgeler
ÖZGEÇMİŞ II. Akademik ve Mesleki Geçmiş

İLEDAK İletişim Programlarına Özgü Öğretim Çıktıları

İletişim Programlarına Özgü Öğretim Çıktıları

Âşıklık Geleneği ve Medya Endüstrisi -Geleneksel Müziğin Medyadaki Serüveni-

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

DENİZLİ DE ÂŞIKLIK GELENEĞİ VE SORUNLARI

YEREL MEDYA SEKTÖRÜ VE GLOBALLEġEN MEDYAYA GÖRE KONUMU

ÖZ GEÇMİŞİM. Yüzüncı Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği / VAN ( )

Söz konusu ilk toplantıda çoğunluk sağlanamadığı takdirde ikinci toplantı aynı gün ve yerde saat te gerçekleģtirilecektir.

II. ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR KONGRESİ ÖZEL BÖLÜMÜ

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ. SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU

SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI

TÜRKİYE DE TARIM EĞİTİMİ. Yrd. Doç. Dr. M. Kazım Kara

KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ. 18 Temmuz Harran Üniversitesi. Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY

DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM SÜRECİNDE ÂŞIKLIK GELENEĞİ BİLGİ ŞÖLENİ. M. Emin ALTINIŞIK *

Ders Adı : TÜRK HALK EDEBİYATI III Ders No : Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri.

Ġspanya da üniversite Sistemi

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu :Üniversite Derece Alan Üniversite Yıl Türk Lisans. Halk Atatürk Üniversitesi Türk Halk Hacettepe Üniversitesi 1971

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

2010 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ

IV.ULUSLARARASI POLİMERİK KOMPOZİTLER SEMPOZYUMU SERGİ VE PROJE PAZARI SONUÇ BİLDİRGESİ 7-9 MAYIS 2015


T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

EĞİTİM DURUMU. Derece Üniversite Mezuniyet Yılı

SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ 2015 YILI EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ BİRİM FALİYET RAPORU

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HER YÖNÜYLE MAHMUT GOLOĞLU SEMPOZYUMU MAYIS 2014 TRABZON PROGRAM

Fen - Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Doktora Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008

PROF. DR. CENGİZ ALYILMAZ

Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU

EĞİTİM DURUMU. Derece Üniversite Mezuniyet Yılı. İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü

Konut Sektörüne BakıĢ

SINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ

ÖZGEÇMİŞ. Yrd. Doç. Dr. Unvanı (Resmi), Ardahan. Doğum Tarihi ve Yeri

içindekiler Önsöz 7 Motif ve Metin Merkezli Anlama - Açıklama Üzerine Düşünceler 9 Günümüz Adana Aşıklık GeleneğindeMizah 31

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat EKONOMĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ

ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI?

T.C. Hitit Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı W. MONTGOMERY WATT IN VAHİY VE KUR AN ALGISI.

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

ÖZGEÇMİŞ. : Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. : :

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Pediatri Bölümü nde Tedavi Gören Çocuklarla HAYAT BĠR ARMAĞANDIR PROJESĠ

OKULLARDA GELİŞİMSEL ve ÖNLEYİCİ PDR-3. Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi

ÂġIK TARZI KÜLTÜR GELENEĞĠNDE GÜNÜMÜZ KADIN ÂġIKLARI

MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; çalıģanlara verilecek iģ sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin usul ve esaslarını düzenlemektir.

BĠRĠNCĠ BASAMAK SAĞLIK ÇALIġANLARINDA YAġAM DOYUMU, Ġġ DOYUMU VE TÜKENMĠġLĠK DURUMU

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

GAZİ ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ STRATEJİK PLANI

FATĠH ÜNĠVERSĠTESĠ USOBO-2011 LĠSELERARASI 3.ULUSAL SOSYAL BĠLĠMLER OLĠMPĠYATI

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL

Kömen Yayınları Baskı. Kasım 2015 ISBN:

ÂŞIKLIK GELENEĞİNİN YAŞATILMASINDA KÜLTÜREL İCRA MEKÂNI OLARAK EĞİTİM KURUMLARININ ROLÜ: İZMİR HALK ÂŞIKLARI DERNEĞİ ÖRNEKLEMİ

T.C. ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ IV. SOSYAL HİZMET EĞİTİMİ ÇALIŞTAYI SOSYAL HİZMET EĞİTİMİNDE YENİ ANLAYIŞLAR VE

TC SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ

PROF. DR. ENSAR ASLAN HAYATI VE ESERLERİ

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm/Program Üniversite

ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI

Haberler. T.C. İstanbul Aydın Üniversitesi Adına Sahibi Dr. Mustafa AYDIN (Mütevelli Heyet Başkanı) YAYIN KURULU Prof. Dr. Yadigâr İZMİRLİ (Rektör)

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DOKTORA PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI

MİTOLOJİDEN ROMANA YÖNETİM ERKİNİN ANLATIM TÜRLERİNE YANSIMASI

ÖZ GEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Oğuzhan KARABURGU 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu:

BĠLGĠ ĠġLEM DAĠRE BAġKANLIĞI FAALĠYET RAPORU

Yaşam Boyu Öğrenim de MTÖ Öğretmen Sendikalarının Rolü. ETUI-ETUCE Semineri Vilnius Litvanya Mart 2011

Örgütler bu karmaģada artık daha esnek bir hiyerarģiye sahiptir.

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

TÜRKİYE EĞİTİM SİSTEMİNDE GÜNCEL KONULAR

ÇĠNLĠ LASTĠKLER TÜRKĠYE NĠN YOLLARINDA SALINIRKEN

TURKLUK Sayı i BILIMI (TÜBAR) ARAŞTIRMALARI. IHALKBİLİMİ ÖZEL SAYISlı. hakemli dergi Güz ... Niğde

Sürdürülebilir Kırsal Planlamada Doğa Turizmi ve Yerellik

YRD. DOÇ. DR. ABDÜLKERİM GÜLHAN /4508.

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

PROSTAT KANSERİ HASTALARA BİYOPSİKOSOSYAL YAKLAŞIM GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK HĠZMETLERĠ M.Y.O. ÖĞR. GÖR. ADĠLE NEġE (ÇAPARUġAĞI)

ÖZGEÇMİŞ. Yrd. Doç. Dr. Unvanı , Ardahan. Doğum Tarihi ve Yeri

PINAR ÖZDEN CANKARA. İLETİŞİM BİLGİLERİ: Doğum Tarihi: E-Posta: EĞİTİM BİLGİLERİ: Doktora/PhD

PALYATİF BAKIMDA GÖNÜLLÜLÜK. Ali Hikmet EriĢ Medikal Fizik Uzm. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fak. 2015

YAKIN DOĞU ÜNĠVERSĠTESĠ YAKIN DOĞU ENSTĠTÜSÜ GÜVENLĠK AKADEMĠSĠ GÜVENLĠK KAVRAMI VE UYGULAMALARI

1 OCAK- 30 HAZĠRAN 2009 DÖNEMĠNE AĠT KONSOLĠDE OLMAYAN FAALĠYET RAPORU

Türk Hazır Giyim ve Tekstil Sektörünün 2008 Yılı Rekabet Durumu (II)

PROF. DR. AHMET BURAN IN TÜRKLÜK BİLİMİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ ADLI ESERİ ÜZERİNE

224 2 nd International Conference on New Trends in Education and Their Implications April, 2011 Antalya-Turkey

TÜRK SPOR SİSTEMİNİN YAPILANDIRILMASI VE BAZI ÜLKELERLE KARŞILAŞTIRILMASI (3) DOÇ.DR.HAKAN SUNAY A.Ü.SBF

KAFKASYA VE ORTA ASYA DAKĠ GEÇĠġ EKONOMĠLERĠNDE HĠZMETLER SEKTÖRÜNÜN YERĠ VE GELECEĞĠ

HEKTAŞ TİCARET T.A.Ş. Sayfa No: 1 SERİ:XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI

KRĠZ VE KRĠTĠK KONFERANSLARI III

DOKTORA DERSLERİ VE İÇERİKLERİ

GÜZ DÖNEMİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ 1. SINIF FİNAL PROGRAMI

Transkript:

- International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, p. 1117-1123 TURKEY KARS BAĞLAMINDA ÂŞIK TARZI ŞİİR GELENEĞİNİN SORGULANMASI Kürşat ÖNCÜL * ÖZET Türkiye deki âşık tarzı şiir geleneği çalışmalarında ilk olarak adı geçen yerlerden biri olan Erzurum-Kars bölgesi, kültürün canlı bir şekilde yaşadığı ve yaşatıldığı söylemiyle hemen bütün araştırıcıların sözlü ve yazılı ürünlerinde yer almaktadır. Bölgenin özellikle tarihî, demografik ve coğrafi konumunun yıllar boyunca geleneğin yaşaması ve yaşatılmasında temel olan anlatıcı, dinleyici ilişkisinin varlığına olanak tanıması, bu söylemin gelenekselleşmesine neden olmuştur. Ancak son çeyrek asırda kültürel, ekonomik ve sosyolojik açıdan değişen kültürel yapı geleneğin sürdürülebilirliğini zayıflatmıştır. Yaşanan gelişmelere yeterince ilgi göstermeyen kurumların âşıkların beklentilerini karşılayamaması hayal kırıklıklarını arttırmış ve âşıklık sanatından ziyade âşıkların sosyo ekonomik sıkıntıları gündemde yer edinmiştir. Anahtar Kelimeler: Kars Âşıklığı, Âşıklık Geleneği, Âşık Sanatının Sorgulanması THE QUESTION OF THE STUDIES OF MINSTREL STYLE POEMS IN KARS CONTEXT ABSTRACT Erzurum-Kars Region which is one of the first mentioned places in the studies of minstrel style poems in Turkey takes place in both written and oral works of almost all of the researchers with the saying the place where the culture still exists and is being perpetuated. That the historical, demographic and the geological position of the district enables the relationship between the narrator and the audience, which grounds the existence and the maintenance of this culture throughout the years, causes this utterance to become a classical. Yet in the last quarter of this century, the cultural structure of the region that changes in terms of culture, economy and sociology weakens the continuity of this tradition. That the institutions which are not adequately interested in the very latest improvements hasn t met the expectations increases the minstrelsy s disappointment; and moreover, the minstrels socio-economic straits are the order of the day instead of the art of minstrelsy itself. Key Words: Minstrelsy of Kars, The Tradition of Minstrelsy, The Question of Minstrelsy * Yrd. Doç. Dr., Kafkas Ü. Fen-Ed. Fak. Türk Dili ve Ed. Böl. El-mek: onculkursat@yahoo.com

1118 Kürşat ÖNCÜL Türkiye deki âģık tarzı Ģiir geleneği çalıģmalarında ilk olarak adı geçen yerlerden biri olan Erzurum-Kars bölgesi, kültürün canlı bir Ģekilde yaģadığı ve yaģatıldığı söylemiyle hemen bütün araģtırıcıların sözlü ve yazılı ürünlerinde yer almaktadır. Bölgenin özellikle tarihî, demografik ve coğrafi konumunun yıllar boyunca geleneğin yaģaması ve yaģatılmasında temel olan anlatıcı, dinleyici iliģkisinin varlığına olanak tanıması, bu söylemin gelenekselleģmesine neden olmuģtur. Çukurova, Toroslar, Ġç Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgelerindeki âģıkların ve âģık tarzına ait ürünlerin inkâr edilemez konumlarına karģın, Erzurum-Kars bölgesinin geleneğin sürdürülmesi adına çok boyutlu yapısı, geleneğin taģıyıcılığını üstlenmesine dolayısıyla âģık edebiyatına dair konularda ağırlık merkezi olmasına olanak tanımıģtır. Köprülü nün tespitlerinin ardından geçen süreye rağmen bölgede geleneğin önemsenecek bir boyutta yaģaması, doğal olarak yukarıda belirtilen söylemin her dönem tekrarına izin vermiģtir. Türkiye de sosyal bilimlerdeki kabullerin değiģimi ve bu değiģimin akademik yapıya yansıması her zaman kısa sürede gerçekleģmediğinden bölgenin kültürel anlamda kabuk değiģiminin en canlı bir zaman dilimini yaģadığı son çeyrek asra ait değiģimin sosyal, ekonomik, siyasal ve akademik boyutları sözel doku içerisinde ifade edilmekle birlikte akademinin yazınsal ürünlerine yeterince yansımamıģ ve kültürü yaģatmak adına laboratuar ortamında da olsa bir müdahalede bulunulmamıģtır. Bu çalıģma, belirtilenler kapsamda âģık edebiyatının günümüzdeki konumunu Kars bağlamından hareketle özelden genele 1. ÂĢıklar Açısından 2. Kültürel Açıdan 3. Yönetimsel Açıdan 4. AraĢtırıcılar Açısından ele almayı hedeflemektedir. 1 1. ÂĢıklar Açısından ÂĢık edebiyatı kavramı içerisinde ilk hatırlanan öğe âģık, ozan, halk Ģairi, meydan Ģairi gibi kavramlarla anılan geleneği yaģatan kiģilerdir. ÂĢıklık geleneğinin yaģadığı hemen her yerde konuyla ilgili temel sorun, geleneğin yaģatıcısı konumunda bulunan kiģilerin yaģadığı sosyal ve ekonomik problemlerdir. Konuya iliģkin pek çok yetkili ve uzman kiģinin çözüm önerileri bulunmasına karģın geleneğin taģıyıcıları açısından sorun henüz çözümlenebilmiģ değildir. Sorunun çözümlenememesinin birçok nedeni olmakla birlikte çoğunlukla geleneğin temsilcilerine söylenemeyen ya da dolaylı olarak ifade edilen icra ve sanat açısından temel problemler Ģunlardır: a) Ġcra edilen sanatın sözel ve müzikal anlamda iģlevsel olmaması ÂĢık edebiyatı ozan baksı dönemden günümüze kadar insanların temel ihtiyaçlarından biri olan eğlence ihtiyacına cevap veren bir yapıyla korunmuģ ve kendini bu çerçevede ĢekillendirmiĢtir. Ancak sözlü kültür ortamının sona ermesi ve teknolojideki geliģimler yaģam tarzında değiģiklikleri beraberinde getirince, bu değiģim eğlence kültürünü de etkilemiģ ve yeni bir eğlence anlayıģı doğmuģtur. Bu yeni yapılanma içerisinde kendine istendik ölçüde yer bulamayan gelenek, kısırlaģmaya ve kendini tekrara baģlamıģtır. Tekrar, kaçınılmaz olarak âģıkların sanatlarının yeni nesillere hitap edememesi sonucunu doğurunca; sanatsal açıdan içe dönük 1 Konuyla ilgili Artun, tarafından yapılan çalışmada konu, 1. Günümüz Âşıklık Geleneğiyle İlgili Tespitler 2.Günümüzde Âşık Toplantıları ve Şölenleriyle İlgili Bazı Tespitler 3. Araştırmacılara, Kurum ve Kuruluşlara Düşen Görevler, şeklinde üç temel başlık içerisinde incelenmiştir. Burada belirtilen hususlara yeni unsurlar eklemlenecek ve güncellenecektir.

Kars Bağlamında Âşık Tarzı Şiir 1119 yapılanma gerek sözel gerekse müzikal anlamda dinleyici kitlesiyle icracılar arsındaki uyuģmazlığın ölçüsünü arttırmıģtır. b) Ġrticalin zayıflaması ve usta malının ön plana çıkması Sözlü kültür içerisinde kendisine aktarılan bilgilerle Ģekillenen âģıklar, sanatlarını icra edecek doğal ortamdan yoksun olmaları nedeniyle sanatsal yeteneklerinden uzaklaģmıģlardır. Fiziksel ihtiyaçlarını karģılayamayan âģıklar bu nedenle yeni iģ alanlarına yönelmiģler ve âģıklığı bir anlamda ikinci bir iģ olarak görmeye baģlamıģlardır. Gelenekten uzak bir yapı içerisinde sanatlarını sürdüremeyen/geliģtiremeyen âģıklar belleklerinde yer etmiģ usta malı eserlerle az sayıdaki dinleyici kitlesinin karģısına çıkmaya baģlamıģlardır. Sanat icra etmek kaygısından ziyade yaģam kavgası veren âģıklar, günlük programlarda dinleyicilere sundukları kısa programlarda beğenildiğini düģündükleri eserleri sunmaya baģlamıģlardır. Beğeninin âģık atıģmalarında yoğunlaģması âģıkların benzer ayaklarla gerçekleģtirdikleri atıģmaları sahnelemelerine yol açmıģtır. Yoğunlukla âģıkların rahat bir Ģekilde söyleyecekleri açık ayaklar âģıkların zorlanmadan icra edebilecekleri bir sahne Ģovuna dönüģmüģtür. Ġcra esnasında dinleyiciler arasında bulunan ve geleneği bir Ģekilde ilen kiģiler de âģıkların dinleyiciler karģısında mahcubiyet duymalarını engelleyici ayakları vermelerini sağlamıģtır. Tekrarı destekleyen bu durum, aģığın ve dinleyici kitlesinin gelenekten bir adım daha uzaklaģmasına dolayısıyla geleneğin kısırlaģmasına yol açmıģtır. c) ÂĢıkların eğitimsizlikleri ÂĢıklık sanatını sürdüren kiģilerin büyük bir kesiminin ilk ve orta dereceli okullardan mezun olmaları, geleneğin tarihsel sürecinin, gelenek kapsamında yaģanan tartıģmaların ve konuyla ilgili diğer yaklaģımların büyük bir bölümünün yalnızca akademik çevrelerle olan iliģkiler kapsamında haberdar olunması sonucunu doğurmuģtur. Bu durum doğal olarak beklentilere cevap verememelerine, kendilerini yenileyememelerine ve var olan problemlere çözüm üretememelerine yol açmaktadır. Gelenekle eğitimi birleģtiren ÂĢık Ömer, Gevheri gibi âģıkların ardından konservatuarlı âģıkların var edilememesi, irticali güçlü ve özgün nitelikleriyle dönüģtürücü, yönlendirici âģıkların istendik düzeyde var olamaması âģıklığın toplumsal konumuna zarar vermiģ, bilimsel yetersizlik müzikal yetersizlikle beslenince kültürün anlam ve önemi toplumsal açıdan ortadan kalkmaya baģlamıģtır. d) Ġcranın gelenekselliğine karģın dinleyicinin güncelliği ÂĢıkların irtical yeteneklerinin zayıflaması ve özgün eserlerin verilememesi âģıkların var olan ustamalı eserleri koruma içgüdüsünü doğurmuģtur. Potansiyel yeni dinleyici kitlesinin beklentilerine karģın âģıkların geçmiģin sözel ve müzikal yapıyı koruma istekleri âģıklarla dinleyiciler arasında arz talep dengesini aksi yönde geliģtirmiģ, dolayısıyla, yeni neslin dinleyici kitlesine dönüģümü engellenmiģtir. e) ÂĢıkların yerelden uzaklaģamamaları

1120 Kürşat ÖNCÜL Osmanlı Ġmparatorluğu içerisinde ülkenin hemen her yerinde görülen âģıklar, toplumun eğlence kültürü içerisinde önemli bir yer iģgal etmelerine karģın XX. yüzyıldan itibaren icra ortamı ve icracılar noktasında daralmaya baģlayan gelenek yerelleģmeye baģlar. Yakın geçmiģe kadar farklı coğrafyalarda özellikle semai kahveleri aracılığıyla seslerini her kesime ve bu kesimlerin beklentilerine yönelik bir formda duyuran âģıklar, geleneğin dar bir alana sıkıģmaya baģlamasıyla bölgesel bir nitelik kazanmaya baģlamıģlardır. Üniversitelerin artmasına bağlı olarak öğrenci geçiģlerinin yaģanması, memur ve iģçi atamaları gibi nedenlerle illerde farklı kültür çeģitliliklerinin varlığı, eğlence sektöründe yerel kültürlerin daha dar alanlara sıkıģmasına, televizyon ve radyo gibi iletiģim unsurları ise ters bir istikametle ulusal kültür öğelerinin yaygınlaģmasına yol açmıģtır. ÂĢıkların değiģen bu yapı karģısında yerel ağızları ve müzikal dokuyu sürdürmeleri ise geleneğin anlaģılırlığını kaybetmesine ve beğenilirliğinin azalmasına neden olmuģtur. 2. Kültürel Açıdan Kültürel öğeler, canlı bir varlık gibi doğar, geliģir ve ölürler. ġartlar doğrultusunda değiģimini gerçekleģtirebilen ve yeni Ģartlara adapte olabilen kültürel öğeler yaģamını devam ettirir. Tarihsel süreç kapsamında Ģamanlıktan, ozanlığa ve âģıklığa geçerek varlığını yeni Ģartlar doğrultusunda sürdürebilen gelenek bugün yeni Ģartlara uyarlanamamaktadır. Bölge için temel yaklaģım olarak görülen a) Özel gün ve eğlencelerin (özellikle düğün ve sünnet törenlerinin) vazgeçilmez unsuru olarak görülen âģıkların vazgeçilmezliğinin sona ermesi b) Uzun kıģ geceleri nin televizyon dizileriyle kısalması c) Masal ve hikâye dinleyerek yetiģen çocukların, bilgisayarlarla yeni masal ve hikâye dünyasıyla tanıģtırılması sürecinde ülkenin kültürel öğelerinin göz ardı edilmesi ve bu süreçte ilgililerin müdahalesinden yoksun bir geçiģin yaģanması nesiller arası kuģak çatıģmasının boyutunu arttırmıģtır. Tüm bu kültürel asimilasyon sonucunda kendini değil sunulanı tercih eden yeni nesil, sunulanı yaģamak adına kendini reddiyeye giden yolu bilinçsizce tercih etmiģtir. Bu tercih ise doğal olarak geçmiģin bir parçası olarak sunulan âģıklığı, kendi problemleri ve çağın problemleri arasında yaģam mücadelesi içerine girmiģtir. 3. Yönetimsel Açıdan Osmanlı Ġmparatorluğu nun ardından ulus devlet anlayıģıyla kurulan yeni devlet, bu anlayıģını kuramsal bir çerçeveye ve bir folklor politikasına yansıtmamakla birlikte derleme/tespit noktasında gayrı resmi boyutta destekleyici bir yapıda olmuģtur. Ülkenin genel politikası çerçevesinde yapılan çalıģmalar ilerleyen dönemlerde kurumsal bir kimliğe dönüģmüģ ancak gerek bu kurumsal yapı gerekse de genel kabuller bir dönüģtürmeden ziyade tespitle sınırlı kalmıģtır. Ġtalya, Almanya, Ġspanya, Rusya, Çin gibi ülkelerde görülen devlet söylemli yönlendiricilik bu anlamda Türkiye de resmi bir boyut kazanmamıģtır. 2 ÂĢıklık geleneği açısından bu durum 2 Diğer ülkelerdeki folklor politikalarına ilişkin olarak Richard M.Dorson. Günümüz Folklor Kuramları. Yay. Haz. Fikret Türkmen. Çeviren: Nermin Ulutas. İzmir: Ege Üniversitesi Basımevi. 1984; Özkan İsa, Sovyetler Birliği Döneminde Türkmenistan da Folklor Çalışmaları Türk Dünyası Araştırmaları, Bengü İzler, Ankara, Pagema Yayınları, Temur Nezir, Folklor ve İdeoloji, Sovyetler

Kars Bağlamında Âşık Tarzı Şiir 1121 geleneğin kendi doğal seyri içinde yaģamasına ve kendi kaderini kendinin çizmesine olanak tanımıģtır. KurtuluĢ savaģı sonrasında onlarca yılın savaģ yorgunluğu neticesinde belirli bir yaģın üstündeki erkek sayısının ciddi anlamda azalması Kars-Erzurum bölgesinde yaģanan kırk yıllık Rus hakimiyetine bağlı olarak yaģanan geliģmeler bölgede kültür taģıyıcısı âģıkların azalmasına dolayısıyla geleneğin zayıflamasına yol açmıģtır. SavaĢ sonrasında yeniden var olmaya baģlayan gelenek XX. yüzyılın son çeyreğinden itibaren yaģanan teknik ve kültürel değiģimlere direnememeye ve güçlenmeye baģlayan yapısından uzaklaģmaya baģlamıģtır. Geleneğin, politik anlamda destekten uzak kalması ve kurumsal boyutta yönlendirilmemesi günümüzdeki halini almasında önemli bir etken olmuģtur. Folklor politikasının bu durumunu gözlemleyen özellikle akademisyenlerin bu anlamda müdahaleci bir tavır sergilemesi Sakaoğlu nun belirttiği gibi ÂĢıklara yön verme (Sakaoğlu 1989) misyonunu üstlenmelerini ve ilgili kurum ve kuruluģları yönlendirmelerini gerekli kılmaktadır. 4. AraĢtırıcılar Açısından Türk halk edebiyatına yönelik ilk dönem çalıģmaları, Atatürk Üniversitesi kapsamında yeni bir atılım içerisine girince, yaģayan kültürel öğelerin tespit, tahlil ve kuramsal uygulamalar üzerinde Ģekillenir. Bu tarihten itibaren alanın her sahasıyla ilgili yoğun bir derleme, yorumlama ve uyarlama içerisine girildiği görülmektedir. ÂĢık edebiyatıyla ilgili yapılan teorik, yönlendirici ve tanıtıcı çalıģmaların (Köprülü, 1962; Dizdaroğlu, 1969; Onay, 1996; Aslan, 1975; BaĢgöz, 1966; Türkmen, 1974; Boratav, 1988; Günay, 1992; Çobanoğlu, 2000; Düzgün, 1997; Dilçin, 1983; Oğuz, 1993; Sakaoğlu, 1989; Kaya, 1994; Alptekin, 2002 vb.) ardından yeni yöntemler ve yaklaģımlar tespit edilemeyince benzer nitelikli çalıģmalar yapılmaya baģlamıģtır. Bu süreçte 1990 lı yıllardan itibaren Türk dünyasının yeni bir siyasal yapı kazanmasının ardından yeni bir ivme kazanması gereken çalıģmalar, gerek ülkelerarası gerekse üniversitelerarası iliģkilerin siyasal, ekonomik nedenlerle istenilen seviyelere ulaģtırılamaması konuyla ilgili yeni perspektiflerin gerçekleģtirilememesine yol açmıģtır. Az sayıda kiģinin özverili gayretleri, bu anlamda takdir edilmesi gereken çalıģmaları var ederek heyecanın belirli bir oranda da olsa korunmasına ve geleceğe köprü kurulmasına katkı sağlamakla birlikte, zamanla, âģık edebiyatına yönelik çalıģmaların akademik dünyada heyecan uyandırmaktan uzak yayınlara dönüģmesine neden olmuģtur. AraĢtırıcılar açısından bu durumun temel nedenlerini üç ayrı baģlık altında ele almak mümkündür: a) Metin merkezli Konuyla ilgili yapılan yol gösterici eserlerin sonrasında daha ziyade metin merkezli çalıģmaların yapılması birbirine benzer nitelikte ürünlerin verilmesine yol açmıģtır. Sahadan uzaklaģılmasıyla, kütüphanelerdeki kaynaklardan hareketle yapılan çalıģmaların sayısı artmıģ, bu durum doğal olarak yeni yaklaģımlardan uzak söylem ve tespit noktasında tekrarlara düģen çalıģmalara yol açmıģtır. Bağlamsız, yönlendirici olmayan ve benzer bakıģ açılarıyla gerçekleģtirilen eserler genç araģtırıcılar/akademisyenler açısından farkındalıksız ürünlerin ortaya çıkarılmasına yol açmıģtır. b) EleĢtirel olmayan Birliği Döneminde Kırgızistan da Foklor Politikaları ve Çalışmaları, 1917-1958, Türk Edebiyatı Araştırmaları, Ankara 2011

1122 Kürşat ÖNCÜL Akademik yapı içerisinde eleģtirel çalıģmaların ancak belirli bir noktadan sonra yapılabilirliği konuyla ilgili kiģilerin daha ziyade monografik çalıģmalar yapmasına neden olmaktadır. Geleneğin zayıflaması ve gelenek taģıyıcılarının farklı sözel ve müzikal yapıları reddiyesi farklı niteliklere ve söylemlere sahip âģıkların ortaya çıkmasını engellemiģtir. Bu durum araģtırıcıların çekinceleriyle birleģince, benzer çalıģmalar benzer sonuçların elde edildiği ürünleri doğurmuģtur. c) Müzikal unsurlardan yoksunluk Fen-Edebiyat Fakülteleri kapsamında eğitim gören akademisyenlerin müzikal bilgi birikiminden uzak olmaları çalıģmaların metin merkezli olmasını destekleyince kurgusu, icrası ve sürdürülebilirliği müziğe bağlı bir geleneğin müzikal öğelerinden ziyade sözel dokusunun incelendiği bir âģık edebiyatı formu ortaya çıkmıģtır. Konuyla ilgili az sayıdaki müzik bilgisine sahip araģtırıcının ortaya koyduğu eserler ise problemin çözümüne yol göstermiģ ancak problemi çözememiģtir. Konuya iliģkin en can alıcı söylem özellikle tür ve Ģekil meselesinde kendini göstermektedir. Ġlgili problemin çözümünde müziğin önemi hemen tüm araģtırıcılarca ifade edilmekle birlikte konuyla ilgili araģtırıcıların büyük bir bölümünün bu anlamda bir eğitime sahip olmaması problemin sonuçlanmasını zorlaģtırmıģtır. Yukarıda vurgulanmaya çalıģılan tüm unsurlar Kars bağlamında yapılan görüģmeler ve edinilen izlenimlerden hareketle ortaya konulmaya çalıģılmıģtır. Bugün Kars âģıklığı, belirtilenler ıģığında âģıklık sanatından ziyade âģıkların yaģam mücadelesine sahne olmaktadır. Dinleyici kitlesini kaybetmesi ve doğal icra ortamından uzaklaģan gelenek güçlü sesleri doğuramamaktadır. Geleneğin temel taģlarından Çobanoğlu Kahvesi nin kapanmasının ardından bu anlamda bir mekândan yoksun olan Kars, yıllar sonra UNESCO kapsamında yürütülen projeler sonucunda geleneği sürdürme adına bir mekâna sahip olmuģtur. Ancak mekân, fiziki konumunun kültür adına taģıyıcılık üstlenme noktasından uzaklığı, değiģen Ģartların sadece âģık kahvesi olarak faaliyet gösterecek bir iģletmeye ihtiyaç duymaması, toplumu sürükleyecek bir aģığın var olmaması gibi etmenlerle ilgi görmemiģ, Murat Çobanoğlu ÂĢıkları Koruma Derneği BaĢkanı, ÂĢık Mahmut KarataĢ ın yoğun uğraģlarına rağmen iģlevsellik kazanamamıģtır. Devam eden süreçte de Çobanoğlu Kahvesi nin misyonunu taģıyamayacağı görünen mekân, sadece özel günlerde belirli bir saat diliminde taģınan dinleyicilere hitap etmektedir. Bu çalıģmanın gerçekleģtirildiği tarihlerde Kars Halk Ozanları AĢık Şenlik Kültür ve YaĢatma Derneği BaĢkanı, Günay Yıldız ın çabalarıyla tarihî bir binanın Kars AĢıklar Otağı adıyla açılması özellikle mekanın konumu itibarıyla ilgi çekecek gibi görünmektedir. XX. yüzyılın son çeyreğinde Kars ta âģık kahvehanelerinin sayısının dörde ulaģtığı günlerin tarihteki yerini aldığı bir gerçek olmakla birlikte yeni yapılanmaların bu günleri yeniden var etme çabasının dıģında bir dönüģümün izleri olması dileği bu kültüre gönül veren kiģilerin umudu konumundadır. Belirtilen bu çalıģmalara karģın bölgede halk edebiyatı alanında çalıģmalar yapan Küçük ün âģıklara iliģkin olarak makam üretemez olmuşlardır. Hep aynı makam, hep aynı ağız, aynı tel ile çalıp söylemişlerdir. ifadeleri ile Gerek Kültür Bakanlığı olsun, gerek Konya ve Kars Âşıklar Bayramı olsun, gerek çeşitli şiir yarışmaları olsun âşıklarımıza madalyalar yağdıra yağdıra kilolarını ağırlaştırdı, sanatlarını hafiflettiler. (Küçük 2005) sözleri konunun yukarıda belirtilmeye çalıģılan unsurlarının bölge insanı tarafından net bir Ģekilde dıģa vurumudur. Temel unsurlarıyla özetlenmeye çalıģılan hususlar çerçevesinde geleneğin kiģisel çabaların yetersiz kalması ve somut önerilerin kurumsal bazda desteklenmemesi nedeniyle geleceğe umutsuz ve yorgun bir Ģekilde gittiği görülmektedir.

Kars Bağlamında Âşık Tarzı Şiir 1123 KAYNAKÇA ALPTEKĠN, Ali Berat, Halk Hikâyelerinin Motif Yapısı, Akçağ Yayınları, Ankara, 2002 ARTUN, Erman, Emlek Yöresi ve Çevresi Halk Ozanları Sempozyumu Bildirileri, Ankara, 1998 ARTUN, Erman, Âşık Edebiyatı Metin Tahlilleri, Öz Baran Ofset Matbaacılık, Adana, 2011 ASLAN, Ensar, Çıldırlı Âşık Şenlik Hayatı, Şiirleri ve Hikâyeleri, 1975, BAġGÖZ, Ġlhan, Halk Hikâyelerinde Rüya Motifi ve ġaman Ġnitation Ayinleri, Asian Folklore Studies, C.XXVI-I BORATAV, P.Naili, Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği, Ankara, 1988 ÇOBANOĞLU, Özkul, Âşık Tarzı Kültür Geleneği ve Destan Türü, Akçağ Yayınları, Ankara, 2000 DĠLÇĠN, Cem, Örneklerle Türk Şiir Bilgisi, TDK Yayınları, Ankara, 1983 DĠZDAROĞLU, Hikmet, Halk Şiirinde Türler, TDK Yayınları, Ankara, 1969 DÜZGÜN, Dilaver, Âşık Mevlüt İhsani, Atatürk Üniversitesi Yayınları, Erzurum GÜNAY Umay, Türkiye de Âşık Tarz Şiir Geleneği ve Rüya Motifi, Akçağ Yayınları, Ankara, 1992 HEZĠYEVA, Sergiyye, Kars ÂĢıklık Geleneği ve Badeli ÂĢık, A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Erzurum, 2010, S.44, s.211-225 KAYA, Doğan, Sivas ta Âşıklık Geleneği ve Âşık Ruhsati, Sivas, 1994 KÖPRÜLÜ, M. Fuad, Türk Saz Şairleri, Güven Basımevi, Ankara, 1962 OĞUZ, M. Öcal, Türk Halk ġiirinde Tür ve ġekil Meselesi, Milli Folklor, Ankara, 1993, S.19 ONAY, A.Talat, Türk Halk Şiirinin Şekil ve Nevi, Akçağ Yayınları, Ankara, 1996 ÖZKAN, Ġsa, Sovyetler Birliği Döneminde Türkmenistan da Folklor ÇalıĢmaları Türk Dünyası AraĢtırmaları, Bengü İzler, Pagema Yayınları, Ankara, 2007 RĠCHARD, M. Dorson. Günümüz Folklor Kuramları. Yay. Haz. Fikret Türkmen. Çeviren: Nermin Ulutas. Ege Üniversitesi Basımevi, Ġzmir, 1984 SAKAOĞLU, Saim, Türk Saz ġairi, Türk Dili, Türk Şiiri Özel Sayısı III, Halk ġiiri, C.57,S.445-450, Ocak Haziran 1989, s.105-250 TÜRKMEN, Fikret, Âşık Garip Hikâyesi: Üzerinde Mukayeseli Bir Araştırma, Matbaası,1974 Baylan TEMUR, Nezir, Folklor ve İdeoloji, Sovyetler Birliği Döneminde Kırgızistan da Foklor Politikaları ve ÇalıĢmaları, 1917-1958, Türk Edebiyatı AraĢtırmaları, Ankara, 2011