HAKSIZ REKABETLE MÜCADELE BIRIKIMI YA DA EMEĞIMIZE SAHIP ÇIKMAK Haksız rekabetle mücadelede 5 yıl geride bırakıldı. Kongreler, çalıştay, yayınlar derken, tüm istatistiki veriler, Oda Haksız Rekabetle Mücadele Kurulları nda taşların yerli yerine oturduğunu gösteriyor. Dürüst ve sürdürülebilir, temiz rekabet ve sonuçlarının esenlik içinde paylaşılması için sorumluluklarımız ve görevlerimiz yarın da devam edecek Yahya ARIKAN * Mesleğin en temel sorunlarından biri olan haksız rekabetle mücadelede beş çalışma yılını geride bıraktık. İlk olarak, 21 Kasım 2007 tarihinde resmi gazetede yayınlanan; Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavir Mesleklerine İlişkin Haksız Rekabet ve Reklam Yasağı Yönetmeliği ile yola çıkılmıştı. Bu yönetmelik, meslektaşlarımızın birbirleri ile rekabetini ve rekabetin bir yöntemi olan reklama ilişkin ilkeleri düzenliyordu. Yönetmelik gereği Odaların bünyelerinde, Haksız Rekabetle Mücadele Kurulları oluşturuldu. Ardından TÜRMOB; kendi bünyesinde TÜRHAK ı kurdu. TÜRHAK; odalardaki bu kurulların arasında işbirliği ve eşgüdümünü sağlamak üzere bugünlere ulaştı. Geriye dönüp baktığımızda beş yılda, bu mücadeleyi tüm Türkiye coğrafyasına yayma konusunda önemli bir kararlılık gösterdiğimiz görülüyor. 2009 yılında Mersin, 2010 yılında İstanbul, 2011 yılında Hatay 2012 yılında da Denizli de kongreler gerçekleştirildi. 2011 yılında Ankara da düzenlenen çalıştay da hatırlanırsa mücadele alanının Türkiye Coğrafyası olduğu tespitinin nedeni anlaşılabilir. Bu çabada kongreleri önemsediğimiz ortada. Neden kongre düzenliyoruz? sorusunun yanıtı iyi sorgulanmalı. Haksız rekabetin önlenmesi konusunda, genel kanaat oluşturulması ile meslek mensupları arasında iletişim, dayanışma ve ortak platform sağlanması bakımından özellikle kongrelerle yolu devam ediyoruz. Tabii ki, kongreler kadar önemsenen başka mücadele alanları da var. * İSMMMO Başkanı 9
Örneğin mücadele yönergeleri. Bu hepimizin katkısı olan ortak bir çalışmadır. Bu uğurdaki kitaplarımız ve yayınlarımız da özel bir yere sahip. Haksız Rekabetle Mücadele de Meslek Mensubunun Pusulası ve Haksız Rekabetle Mücadele de Kutup Yıldızımız la; mesleğimizde Temel ilkeler, yasal zorunluluklar ve etik kurallara ilişkin merak edilen her şey meslektaşlarla paylaşıldı. Ankara da yapılan 1. Haksız Rekabetle Mücadele Çalıştayı nda ise uygulama birlikteliğinin sağlanması konusunda ciddi yol alınmıştı. 2012 yılının Haksız Rekabetle Mücadele Yılı olarak ilan edilmesi boşuna değildir. Gerekçeler ve sonuca iyi odaklanmak lazım. Çünkü hep; haksız rekabet kurullarının disiplin kurulları ile koordineli olarak ve kararlı bir biçimde çalışmaları gerektiğini savunduk. Aynı şekilde İdari uygulamalarda; kamuoyunda saygın bir mesleğin geleceğinin, meslek kuralları ile etik kurallara uymayan meslek mensuplarına terk edilemeyeceği yönündeki kararlığımızı da hep sergiledik. Biliyoruz ki, ağır ekonomik koşullar, karşılığı alınamayan iş yükü ve yasal düzenlemelerdeki çelişkilerin yarattığı bazı bürokratik baskılar, mesleğimizde haksız rekabeti besleyen parametrelerdir. Ama şu da çok açık ki, haksız rekabet; mesleğimiz ve meslek mensubumuzun geleceğinden çalmaktır. DÖRT TEMEL İLKE Bu anlamda Haksız Rekabetle Mücadele Kurulu nun; dayanışmaya, mesleğin ve meslek mensubunun saygınlığını korumaya ve geliştirmeye yönelik her adımın bugün ve yarın da merkezinde yer almaya devam edeceği tartışılamaz. Ve meslek mensuplarımız günübirlik çözümlere yönelmek yerine, yarınlarımıza ışık tutacak ilkeler doğrultusunda dayanışma içinde hareket ederse, herkes bu yaklaşımdan yarar görür. Dört temel ilkemiz hiçbir zaman unutulmamalı: 1. Mesleki saygınlığı geliştirmek 2. Kamusal güvenirliliği sağlamak 3. Mesleki hizmetlerin kalitesini yükseltmek 4. Küresel ekonomide mesleki etkinliği artırmak. Peki bu ilkelerden uzaklaşılırsa ne olur? Bunun yanıtı elimizdeki rakamlarda mevcut. Rekabet olmasa stratejiye de ihtiyaç olmazdı anonim 10
sözü önemli. Ama daha da önemsediğimiz bir söz var: Haksız rekabet varsa stratejiye daha çok ihtiyaç vardır. Buradaki stratejimiz mücadele etmektir. Gerçekleşen verilere bakarak da haksız rekabet konusunda yeterince mücadele edilmiş mi, konu kavranmış mı, analiz etmek mümkün. 1349 DOSYA Oda Haksız Rekabetle Mücadele Kurulları nın TÜRMOB a Gönderdikleri 2011 Yılına İlişkin Faaliyet Raporları ndaki istatistiki bilgilere göre Türkiye genelinde, Haksız Rekabetle Mücadele Kurulları na sevk edilen dosya sayısı 1349. Bu dosyalardan 752 dosya yaptırım önerisiyle oda yönetim kurullarınca değerlendirmeye tabi tutulmuş. Bu 752 dosyanın; 612 si meslek mensupları arasında ve iş sahipleriyle olan ilişkilerden, 98 i ücret ve diğer mali nitelikteki uygulamalardan, 42 si reklam yoluyla oluşan haksız rekabet konularından oluşmuş. Dosya detayları daha da net bir fikir verebilir. Meslek mensupları arasında ve iş sahipleriyle ilişkilerde oluşan 612 dosyanın; 424 ü mesleki özen, 44 ü ruhsat kiralamak (Meslekten men) 144 dosya ise bu alandaki diğer haksız rekabet konularını içeriyor. Ücret ve diğer mali nitelikteki konularda ise 98 dosyanın; 29 unun asgari ücret tarifesinin altında ücret talep edilmesi, 11 inin emanet para makbuzu ile para toplanması (Geçici Men), 58 inin ise, sözleşme altında makbuz veya fatura düzenlenmesi konusunda. Reklam yoluyla oluşan haksız rekabeti içeren konularda ise 42 dosyanın; 6 sı sahip olmadığı meslek unvanını kullanma, 3 ü kendisi hizmetleri ve faaliyetleri hakkında gerçek dışı ve yanıltıcı açıklamalarda bulunma, 33 ü ise yönetmelikte belirlenen reklam ilkelerine uymama şeklinde. 11
Bu bilgiler ışığında 2010 yılında, Türkiye genelinde yaptırım önerisiyle 394 dosyanın geldiğini göz önünde bulunduracak olursak, 2011 yılında bu sayının yüzde 91 artışla 752 dosyaya ulaştığı görülebilir. Bu Oda Haksız Rekabetle Mücadele Kurulları nda taşların yerli yerine oturduğunun kanıtıdır. Yıllar içinde, dünden bugüne mücadelenin giderek güçlendiği, sonuç alınmaya başladığını, bu rakamlardan okumak da mümkün. BAĞIMSIZ DENETİM VE KURUMSALLAŞMA Haksız rekabetle mücadele bu seviyede sürerken, mesleğimizde, önemli gelişmelerin yaşandığı bir süreci de beraber yaşıyoruz Bağımsız Denetim ve Kurumsallaşma öne çıkan iki ana başlık. Yeni Türk Ticaret Kanunu nun tüm budamalara karşın 1 Temmuz 2012 de devreye girmesiyle ticari işleyiş A dan Z ye değişti. Başta KOBİ ler ve meslektaşlarımız da dahil olmak üzere bütün şirketler kendilerini bu yeni döneme göre hazırlığa başladı. Özellikle kurumsallaşma, rekabet gücünün artırılması ve sürdürülebilir büyüme yolunda adımlar atılması şart. Meslek mensuplarımızı; yakından ilgilendiren Bağımsız Denetim sürecinin de etkili olacağı bu konsepte uygun olarak atılacak adımlarda güçlerin nasıl birleştirileceği, ortaklık, meslek mensubunun kendi kurumsal şirketini kurması için izlenecek strateji ve yöntemler gibi önemli başlıklar yer alıyor. Kurumsallaşmanın yanı sıra, denetimin de bir takım ve ekip işi olduğu, dolayısıyla buna uygun yapılar oluşturulmadan mesleğin verimli bir şekilde sürdürülmesinin mümkün olmadığı görülmekte. Anlaşılan o ki, kuramsallaşmayla ilgili net bir plan yapılmalı. Hangi işlerin uygun olduğu muhasebe, denetim, uzmanlaşma mı yapılacağı belirlenmeli, yapılacak iş seçildikten sonra nasıl bir yapılanma içine girileceği görülmeli. Aslında 3568 Sayılı meslek yasamız da meslektaşa neler yapabileceğini anlatmakta. Örneğin, aynı firma çatısı altında denetim, muhasebe, danışmanlık işlerinin yapılabilecek olduğunu görüyoruz. Buna engel yok. Bir tek dikkat edilecek şey; denetim müşterisinin muhasebe işinin de yapamayacak olmasıdır. 12
Onun dışında ayrı ayrı firmalarla denetim işi yapılabilir. Bu anlamda İSMMMO nun yayınladığı Muhasebe ve Denetim Mesleğinde Kurumsallaşma kitabımız ilk adımdı. Bu çalışma zenginleştirildi. Oda bünyesinde meslek mensuplarımıza hizmet verecek bir birim oluşturulmaya karar verildi. Elbette oluşan bu yeni yapı ve birikimlerimiz, kısa sürede, her zaman olduğu gibi Tüm Türkiye ile paylaşılacak. Bugün meslek mensupları ister tek, ister çok ortaklı firma yapısı içinde güçlerini birleştirmek istediklerinde yol haritaları ellerinin altındadır. Her başarıda yetenek, zeka ve azim kadar esas önemli olan şeylerden biri de cesarettir. Geçmiş örneklerde görüldüğü gibi meslektaşımızda bu cesaret fazlasıyla vardır. Toplumsal zaafımız paylaşım kültürü konusunda radikal adımlar atıp, kendi ufak derebeyliklerimizi, krallıklarımızı bırakıp, asgari müşterekte birleşebilirsek, bundan ilk kazanacak mesleğimiz olur. ÖZEL BİR ALAN Bağımsız denetim in yeri de özellikle yoğunlaşacağımız bir alan. Daha iyi bir gelecek için, mesleki yaşamını bu alanda görmek isteyen arkadaşlarım için Bağımsız denetim ne vaat ediyor, bu alandaki gelişmeler ne? sorusunun yanıtını iyi irdelemek gerekiyor. Kamu Gözetimi, Muhasebe Ve Denetim Standartları Kurumu nun oluşumunu biliyoruz. Tüm uyarılara karşın kapalı devre bir çalışmanın içinde devam ediliyor. Oysa dünya uygulamalarının aksine bir çok ülke de olmayan yetkileri var. Muhasebe standartlarını, denetim standartlarını belirleyecek, denetçiyi gözetleyecek, sınav yapacak, eğitim yapacak, etik kuralları belirleyecek, yani hem yasama, hem yürütme hem yargı görevini üstlenecek yetkilere sahip. KGK hayata geçeli yaklaşık bir yıl oldu. Ve ne yazık ki, bir yıldan beri Türkiye de bu kadar kaos yaratan bir kurum yok. Tüm meslektaşımız adına kırmızı çizgiler ise bellidir; Denetim herkesin hakkıdır. Sınav yapılmamalıdır. Ayrıcalık yapılmamalıdır. Eğitimlerimiz tanınmalıdır. TÜRMOB la işbirliği yapılmalıdır. 13
Sesimize kulak verilmezse ne yapılacağı da bellidir; Hukuksal haklarımızı kullanacağız. Kamuoyuna bu kurumu anlatacağız. Gazete ilanları vereceğiz. Mektup göndereceğiz. Demokratik haklarımızı kullanacağız. HAK YENİR AMA HAZMEDİLMEZ Her alan dahil olmak üzere, haksız rekabetle mücadele için dürüst ve sürdürülebilir, temiz rekabet ve sonuçlarının esenlik içinde paylaşılması için yön gösterme görevimiz dün ve bugün olduğu gibi yarın da sürdürülecek. Hak yenir ama hazmedilmez anonim sözü her meslektaşımızın sloganı olmalıdır. Meslektaşlarımızın sırf çıkar uğruna bizi aldatmalarına izin verilmemeli. Çünkü meslektaşlarım dürüstlük kuralına aykırı davranışlara duyarlı olmazsa, herkesi bekleyen kaçınılmaz son teslimiyet olur. Yalan dört nala gider, gerçek adım adım yürür, fakat gene de vaktinde yetişir derler. Zaman bize bu sözün ve haksız rekabetle mücadelenin doğru olduğunu mutlaka kanıtlayacak. Ve unutmayalım haksız rekabetin yok edemediği tek şey prestijdir. Tüm meslektaşlarım, haksız rekabetle mücadelenin, meslek mensupları için şerefli bir ödev olduğunu hiçbir zaman unutmamalı. Haksız rekabet kurallarına, Disiplin kurallarındaki ilkelere, emeğimiz ve ekmeğimize sahip çıkarsak hem mesleğimiz hem de meslektaşımız kazanır. 14