İZLEK VE BİÇEM İLİŞKİSİ AÇISINDAN SUAT DERVİŞ ROMANLARININ TÜRK EDEBİYATINDAKİ YERİ MELAHAT GÜL ULUĞTEKİN



Benzer belgeler
MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir?

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I BÖLÜM II

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Doç. Dr. Rıza BAĞCI

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Gönderen admin - 31/01/ :14

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

Hazırlayan: «Benim ayrı odam olduğu gibi, yazı masam, kitap dolabım bile var idi.» Fatma ALİYE. Enes PALA

DR. MUHAMMED HÜKÜM ÜN ŞAİR - SOSYOLOG: KEMAL TAHİR ADLI ESERİ ÜZERİNE

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

NECİP FAZIL KISAKÜREK

Hece/Eleştiri İhtiyacı 3. Hasan Aycın/Çizgi 6 I. BÖLÜM: ELEŞTİRİNİN TARİHSEL SERÜVENİ. M. Kayahan Özgül/Tenkidi Eleştirmek 7

Modern Turkish Literature The Twentieth Century

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

GARİP AKIMI (I. YENİ)

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ÖZGEÇMİŞ Yaşar Kemal in Romanlarında Toplumcu Gerçekçilik (devam ediyor)

ÖZ GEÇMİŞ. Yüksek Lisans Tezi: Ahmet Vefik Paşa nın Çevirilerinde Osmanlılaşan Molière, Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü, Haziran 2004.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

Zeus tarafından yazıldı. Çarşamba, 11 Mart :05 - Son Güncelleme Perşembe, 27 Mayıs :12


Dünyayı Değiştiren İnsanlar

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Romancı Kimliğiyle Suat Derviş

EDEBİYAT SOSYOLOJİSİ AÇISINDAN 12 EYLÜL ŞİİRİ Nesîme CEYHAN AKÇA, Kurgan Edebiyat, Ankara 2013, 334 s.,isbn Sabahattin GÜLTEKİN 1

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN

Editör Salih Gülerer. Çocuk Edebiyatı. Yazarlar Fatma Şükran Elgeren Hülya Yolasığmazoğlu Mustafa Bilgen Orhan Özdemir Safiye Akdeniz

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş

İBRAHİM ŞİNASİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ÖZGEÇMİŞ. Yüksek Lisans Tezi: Ahmet Vefik Paşa nın Çevirilerinde Osmanlılaşan Molière, Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü, Haziran 2004.

Türk Dili ve Edebiyatı Kaynak Sitesi

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

135 yýlý geride býrakan köklü bir mizah dergisi geleneðine sahibiz, ama mizah dergilerimiz

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Yedi Güzel Adam'dan Biri: CAHİT ZARİFOĞLU

TANZİMAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER. Ufuk KÜSDÜL Arhavi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

9 Evliya Çelebi -Seyahatnâmesi'nden Seçmeler (MEB,Yapı) 13 Hüseyin R. Gürpınar -Kuyruklu Yıldız Altında Bir(Özgür)

Kategori: EDEBİYAT Öngörülen ders saati: 60 Alt Kategori Program İçeriği Özel Hedefler Kazanımlar. Edebiyatına

Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser

Kategori: EDEBİYAT Öngörülen ders saati: 55 Alt Kategori Program İçeriği Özel Hedefler Kazanımlar

DERS BİLGİLERİ Ders Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Dersin Koordinatörü Dersi Verenler Dersin Yardımcıları Dersin Amacı

YENİ TÜRK EDEBİYATI - I

11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI

Sevgili dostlar. 53 yıldan sonra avukatlığı bırakmak zorunda kaldım. Sizlere son bir anımı sunuyorum. Sevgiler, saygılar.

Türk Kadın Romancımız Fatma Aliye Hanım

EKİM ÜNİTE II ÖĞRETİCİ METİNLER

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

KÖYÜMÜZ AİLE LİSTESİ AKGÜL A Y K A N A T KAMİL AYKANAT A S M A G Ü L A Y C I L KENAN ATLAS CEMAL ATLAS ALİ AKTEN MEHMET AKTEN

-rr (-ratçi KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YAYINLARI: 961 HALDUN TANER. Mustafa MİYASOĞLU TÜRK BÜYÜKLERİ DİZİSİ : 98

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GAZETECİLİK ANABİLİM DALI GENEL GAZETECİLİK BİLİM DALI

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I

4 Nisan 2013, Perşembe. 09:30-10:00 Kayıt 10:00-10:15 Açılış. 10:15-10:45 Oturum Başkanı: Prof. Dr. Demir Budak (Yeni Yüzyıl Üniversitesi)

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

GÜNLÜK (GÜNCE)

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ LİSANS TEZİ

ÖZ GEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Oğuzhan KARABURGU 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu:

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

SUAT DERVİŞ EDEBİYATI

PROF. DR. CENGİZ ALYILMAZ

Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi. Y. Lisans Yeni Türk Edebiyatı Hacettepe Üniversitesi 2010-

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi II

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

ENVER NACİ GÖKÇEN BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR TÜRK DİL KURUMU YAYINLARI

TANZİMAT EDEBİYATI ( ) HAZIRLAYAN: Döndü DERELİ D GRUBU-105

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

MİHALIÇÇIK İLÇE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ 2015 NİSAN-MAYIS-HAZİRAN DÖNEMİ SÜT DESTEK İCMALİ

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ GAZETECİLİK BÖLÜMÜ AJANS HABERCİLİĞİ HÜRRİYET GAZETESİ İÇERİK ANALİZİ ÖDEVİ

Leyla Coşan (2009): Frauenliteratur der 70er Jahre in Deutschland und in der Türkei, Frankfurt a.m., Peter Lang Verlag, 185 sayfa

Bireyin İç Dünyasını Esas Alan Eserler

Yüksek. Eğitim Bilimleri. Eğitim Bilimleri

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

SANAT SOSYOLOJİSİ GİRİŞ

Ek 1. Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı (CEFR) ve Europass Dil Pasaportu:

Ece Ayhan. Kardeşim Akif. Akif Kurtuluş'a Mektuplar. Hazırlayan Eren Barış. "dipnot

Edebi metin, dilin estetik amaçla kullanıldığı metindir. Bir Metnin Edebi Oluşunu Şu Şekilde özetleyebiliriz:

Uluslararası Pablo Neruda Barış Şiirleri yarışmasında Bir Sohbetin Özeti adlı şiiriyle ödül aldı.

11. Sınıf TÜRK EDEBİYATI. Mustafa CEYDİLEK Nuri CEYDİLEK. Redaksiyon. Burcu Yılmaz. Başak Kutucu. Esra Acar. Pınar Seyfittinoğlu

TANZİMAT EDEBİYATI II. DÖNEM SANATÇILARI

ÖZGEÇMİŞ. Özlem Nemutlu. Adı Soyadı. Unvanı. Yrd. Doç. Dr. Doğum Tarihi veyeri. İzmir-Bayındır Görev Yeri

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9

Çağdaş Türk Edebiyatı Araştırmaları. Songül Taş

1.KİTAP ATATÜRK ANLATIYOR, ÇOCUKLUĞUM

Yüksek. Eğitim bilimleri. Eğitim bilimleri

ÖZGEÇMİŞ. Lisans: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ( )

Millî Edebiyat (Şiir-Roman)

HUKUK FAKÜLTESİ DERGİSİ

2 273 A-Seçmeli I (Şiir İncelemeleri) A-Seçmeli I (Çağdaş Türk Ede.Metin İnc.)

3. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ. (30 Mart 15 Mayıs 2015)

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Haftalık ders sayısı 2, yıllık toplam 74 ders saati Kategoriler Alt kategoriler Ders içerikleri Kazanımlar Dersler arası ilişki IV.

Editörler Prof.Dr. Mimar Türkkahraman & Yrd.Doç.Dr.Esra Köten SİYASET SOSYOLOJİSİ

T.C. GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YÖNETİM BİRİMİ. Proje No: FEF.14.01

Jale Baysal ( )

KANATLI KELİMELER UÇUŞAN HİKAYELER

Lisans: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ( )

En İyisi İçin. Cevap 1: "II. Meşrutiyet Dönemi"

KOLEJ - FEN LİSESİ - ÇAMLICA ORTAOKULU XXVI. EDEBİYAT ve KİTAP GÜNLERİ ETKİNLİK İÇERİĞİ Okuyan insan, yaşayan insan

Transkript:

Doktora Tezi İZLEK VE BİÇEM İLİŞKİSİ AÇISINDAN SUAT DERVİŞ ROMANLARININ TÜRK EDEBİYATINDAKİ YERİ MELAHAT GÜL ULUĞTEKİN TÜRK EDEBİYATI BÖLÜMÜ Bilkent Üniversitesi, Ankara Eylül 2010

Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü İZLEK VE BİÇEM İLİŞKİSİ AÇISINDAN SUAT DERVİŞ ROMANLARININ TÜRK EDEBİYATINDAKİ YERİ MELAHAT GÜL ULUĞTEKİN Türk Edebiyatı Disiplininde Doktora Derecesi Kazanma Yükümlülüklerinin Parçasıdır TÜRK EDEBİYATI BÖLÜMÜ Bilkent Üniversitesi, Ankara Eylül 2010

Bütün hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla alıntı ve gönderme yapılabilir. Melahat Gül Uluğtekin, 2010

ÖZET İZLEK VE BİÇEM İLİŞKİSİ AÇISINDAN SUAT DERVİŞ ROMANLARININ TÜRK EDEBİYATINDAKİ YERİ Uluğtekin, Melahat Gül Doktora, Türk Edebiyatı Bölümü Tez Yöneticisi: Prof. Dr. Talât Halman Eylül 2010 Suat Derviş (1905-1972) köşe yazısı, öykü, çeviri ve roman gibi farklı türlerde yapıtlar vermiş üretken bir yazardır. Yazarın romanlarını, izlek (tema) ve biçem (üslup) ilişkisi açısından inceleyen bu çalışmanın temel sorunsalı, Suat Derviş in romancılığının, Türk edebiyatı tarihi içinde konumlandırılması olanaklarının araştırılmasıdır. Bu amaçla, Derviş in ulaşılabilen 13 romanına göndermede bulunulmuş, bu romanların arasından seçilen ve 1943-1945 yıllarında tefrika olarak yayımlanmış 3 romanı (Fosforlu Cevriye, Çılgın Gibi, Sınır) ise yakın okumaya tabi tutulmuştur. Çözümlemelerde büyük ölçüde Georg Lukács ın gerçekçilik, şeyleşme ve roman kuramı alanında verdiği katkılardan yararlanılmıştır. Modern edebiyat eleştirisinin önemli kuramcılarından Lukács ın kavramlarının, popüler roman kategorisinde ele alınan yapıtların incelemesinde anlamlı sonuçlar vermesi, popüler edebiyat-yüksek edebiyat ayrımını sorgulamaya yol açmıştır. Bu bağlamda, popüler edebiyatın özgül bir biçimi olarak tefrika üzerinde durulmuş, Türk edebiyatının 1960 lara kadar olan döneminde, tefrika biçiminin niteliklerinin çözümlemede popüler edebiyat-yüksek edebiyat ayrımından daha işlevsel olacağı sonucuna varılmıştır. Derviş in gençlik ve olgunluk dönemi yapıtlarını süreklilik içinde ele alan çalışmada, romanlarda ortaklaşan temel izleğin yabancılaşma olduğu saptanmıştır. Üslup özellikleri açısından bakıldığında, yazarın ilk dönem romanlarında ağırlıklı olarak romantik ögeler kullanılırken, olgunluk dönemi romanlarında ise romantik ögelerle gerçekçi ögelerin çatıştığı bir roman yapısı dikkati çekmektedir. Yabancılaşmayı aşarak bütünlüğe kavuşmayı vaat eden aşk ise roman kişilerinin dönüşümüne yol açsa da mutluluk getirmez. Derviş in Türk romanı geleneği ile kurduğu dönüşüm ve süreklilik ilişkisi, romanlardaki popüler ögeler, gerçekçi ve romantik biçem, yabancılaşma ve aşk izlekleri çerçevesinde değerlendirilerek Derviş in edebiyat tarihinden dışlanması sorunsalına iii

odaklanılmıştır. Bu çerçevede, 1920 lerde korku ögesini Türk romanına getiren öncülerden olan Derviş in, 1930 larda da ilk işçi romanlarını yazanlardan olduğu ortaya konmuştur. Yapıtlarının Türk romanına olan katkısının değersizleştirilmesi, Derviş in edebiyat tarihlerinde anılmamasıyla ve/veya popüler romanlar yazarı olarak dışlanmasıyla gerçekleşmektedir. Anahtar Sözcükler: Yabancılaşma, Gerçekçilik, Popüler Roman, Edebiyat Tarihi, Suat Derviş. iv

ABSTRACT CONTEXTUALIZING SUAT DERVIŞ NOVELS IN TURKISH LITERATURE IN TERMS OF THEME AND STYLE INTERRELATEDNESS Uluğtekin, Melahat Gül Ph.D., Department of Turkish Literature Supervisor: Talât Halman, Prof. Dr. September 2010 This study analyzes the novels of Suat Derviş (1905-1972) by exploring theme and style interrelatedness and discovering how to contextualize her within the history of Turkish literature. Although thirteen Suat Derviş novels were referred to in this study, three of them, Fosforlu Cevriye, Çılgın Gibi, Sınır serialized 1943-1945, were chosen for close reading. The analyses draw from Georg Lukács contributions to the fields of realism, the concept of reification and the theory of the novel. As the study of these works of popular fiction progressed, the question of popular literature versus high literature arose. In this context, however, it was more pertinent to focus on the feuilleton as a form of popular literature rather than on popular literature versus high literature. The study of all Dervis novels emphasized the lines of continuity from the writer s earlier period versus the novels of her mature period. As a result, a leitmotiv, alienation, was found to recur in all her novels. Regarding style, romantic elements are dominant in her earlier novels whereas the structure of her later novels reflects a tension between romantic and realistic elements. In these novels, love is the tool that promises totality by overcoming alienation. However, love, while transforming the characters, is not enough to bring them happiness. The popular elements of her novels, their romantic and realistic style, and the themes of alienation and love were scrutinized to shed light on the writer s relation to the Turkish tradition of novel-writing in terms of continuity and transformation. This perspective enabled a focus on her non-existence in literary history and also demonstrated that Suat Derviş is a forerunner in Turkish novel-writing in two areas: themes of horror in the Turkish novel in the 1920s and the first examples in Turkish literature of proletarian novels in the 1930s. Her contribution to the Turkish novel, however, was ignored because her non-appearance in literary histories and her being labelled as a popular fiction writer. v

Key Words: Alienation, Realism, Popular Novel, History of Literature, Suat Derviş. vi

TEŞEKKÜR Bu çalışma boyunca verdiği koşulsuz destek ve değerli önerileri ile yanımda olan, öğrencisi olmaktan gurur duyduğum danışmanım Talât Halman a, teze son hâlini veren eleştirileri ve önerileriyle ufkumu açan, kendilerinden çok şey öğrendiğim hocalarım Laurent Mignon, Kurtuluş Kayalı, Nuran Tezcan a, Jüri deki değerli katkıları için Berrak Burçak a, çalışmanın başlangıç aşamalarında görüşlerini paylaşan Oktay Özel e ve Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü nde eğitim aldığım yıllar boyunca yetişmemde emeği geçen bütün hocalarıma şükran borçluyum. İşlerinde titiz oldukları kadar güleryüzlü de olan Ceyda Akpolat ve Demet Güzelsoy Chafra ya, ihtiyaç duyduğum anda yardımlarını esirgemeyen Selçuk Dursun ve Barbara Gülen e, arkadaşlarım Gülşen Çulhaoğlu, Neslihan Demirkol Sönmez, Arzu Erekli ve Seda Uyanık a teşekkür ederim. Aklına ve kalbine güvendiğim Elif Aksoy a ve dostluğunun yeri doldurulamaz Ayşın Koçak a her şeyi kolaylaştırdıkları ve güzelleştirdikleri için teşekkür ederim. Ailemin, özellikle annemin ve babamın, sonsuz sevgileri ve destekleri olmasaydı bu çalışma tamamlanamazdı. Düşlerimi paylaştıkları için teşekkürler. vii

İÇİNDEKİLER ÖZET... iii ABSTRACT... v TEŞEKKÜR... vii İÇİNDEKİLER... viii GİRİŞ... 1 A. Tezin Konusu... 1 B. Suat Derviş in Hayatı... 1 C. Tezin Gerekçesi ve Literatür Değerlendirmesi... 3 Ç. Kuramsal Çerçeve ve Yöntem... 34 1. Popüler ve Proleter Edebiyat... 34 2. Marksizm ve Popüler Edebiyat... 54 3. Kuramsal Çerçeve... 62 4. Tezin Katkısı... 78 D. Tezin Organizasyonu... 83 BİRİNCİ BÖLÜM: DÖNÜŞÜM VE SÜREKLİLİK... 86 A. Fosforlu Cevriye... 96 B. Çılgın Gibi... 109 C. Sınır... 119 viii

Ç. Diğer Romanlar... 138 D. Sonuç... 141 İKİNCİ BÖLÜM: GERÇEKÇİLİK VE ROMANTİZM... 156 A. Fosforlu Cevriye... 182 B. Çılgın Gibi... 198 C. Sınır... 210 Ç. Diğer Romanlar... 221 D. Sonuç... 229 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: AŞK VE YABANCILAŞMA... 241 A. Fosforlu Cevriye... 254 B. Çılgın Gibi... 257 C. Sınır... 262 Ç. Sonuç... 266 SONUÇ... 274 SEÇİLMİŞ BİBLİYOGRAFYA... 299 EK 1: ROMANLARDA YER ALAN TEMALAR... 307 Ek 2: SUAT DERVİŞ BİBLİYOGRAFYASI... 310 ÖZGEÇMİŞ... 319 ix

GİRİŞ A. Tezin Konusu Suat Derviş in romanlarını izlek (tema) ve biçem (üslup) ilişkisi açısından, büyük ölçüde Georg Lukács ın kavramlarını kullanarak inceleyecek bu çalışmanın temel sorunsalı, romancı olarak Suat Derviş in Türk edebiyatı tarihi içinde konumlandırılması olanaklarını araştırmaktır. B. Suat Derviş in Hayatı Asıl adı Hatice Saadet Baraner olan Suat Derviş, Emine Hatip, Saadet Baraner, Hatice Hatip, Süveyda H., Süzet Doli ve Suat Süzan imzalarını da kullanmıştır. Annesi Hesna Hanım, Sultan Abdülaziz in mabeyincilerinden Kâmil Bey in kızıdır. Derviş in anılarında anlattığına göre, annesi, iyi yüzme bilen, iyi kürek çeken, elinden kitap ve gazete düşmeyen aydın bir kadındır. Dedesi Tıp Fakültesi müderrislerinden kimyager Derviş Paşa, babası Jinekolog Doktor İsmail Derviş tir. Suat Derviş (1905-23 Temmuz 1972), Osmanlı İmparatorluğu nun son yıllarından Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluşu ve gelişmesine uzanan bir dönemde yapıtlarını vermiştir. Nâzım Hikmet in Derviş ten habersiz olarak Alemdar 1

Gazetesine gönderdiği Hezeyan adlı mensur şiiri, onun 1918 de yayımlanan ilk eseri olmuştur. Yayımladığı roman ve öykülerinin yanı sıra, gazeteci, eleştirmen ve çevirmen olarak çalışmıştır. 1926 da İkdam gazetesinde kadın sayfası düzenleyen ilk gazeteci, Suat Derviş tir (Tanzimattan Bugüne 748). Konservatuvar eğitimi için gittiği Almanya da Berlin Üniversitesi nin Felsefe ve Edebiyat Bölümü ne devam etmiş, Hitler in iktidara gelmesiyle 1933 yılında İstanbul a dönmüştür. Son Posta, Cumhuriyet, Tan, Haber ve Son Telgraf taki tefrika romanları ve röportajlarıyla tanınmıştır. Abidin Dino, Sabahattin Ali, Hasan İzzettin Dinamo gibi muhalif, Orhan Kemal, Attilâ İlhan gibi genç yazarları çevresinde toplayan ve 5 Ekim 1940-15 Kasım 1941 arasında yayımlanan Yeni Edebiyat dergisinde Suat Derviş in imzasıyla roman eleştirileri yayımlanmıştır. Bu eleştiriler, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar, Sabahattin Ali, Refik Halid Karay, Peyami Safa, Abdülhak Şinasi Hisar gibi romancıların yapıtlarını toplumcu gerçekçilik açısından ele almaktadır. Derviş, çalıştığı Tan gazetesi tarafından politik gelişmeleri izlemek üzere 1937 yılında Rusya ya gönderilir. 1930 ların sonlarında gazetelerde yayımlanan İstanbul un Bir Gecesi, Hiç ve Bu Roman Olan Şeylerin Romanıdır gibi tefrika romanlarından başka, 1940-1941 yıllarında Yeni Edebiyat gazetesinde yayımladığı eleştiri yazıları ve son olarak 1944 te Niçin Sovyet Rusyaya Hayranım adlı broşürde siyasal düşüncelerini açıkça dile getirir. Özellikle 1944 te Arkadaş Matbaası tarafından Niçin Sovyet Rusyaya Hayranım adlı broşürünün yayımlanmasından sonra, dönemin politik kutuplaşmasında nerede olduğunu net bir 2

biçimde ortaya koymuştur. Bu tarihten itibaren iş bulmakta ve yazılarını kendi adıyla yayımlatmakta büyük zorluklar yaşar. 1944 Tevkifatı nda Suat Derviş de TKP Genel Sekreteri eşi Reşat Fuat Baraner ile birlikte tutuklanır. 8 ay kadar cezaevinde kalır. Eşinin yeniden tutuklandığı 1953-1963 yılları arasında Avrupa ya gider ve orada -kendi sözleriyle aktarılacak olursa- bir nevi gönüllü sürgün hayatı yaşar. Behçet Necatigil in aktardığına göre, Derviş in Fransa da Les Lettres Françaises, Horizon, Les Femmes d Aujourd hui, Les Femmes Françaises, Eve ve Antoinette gibi dergilerde ve Parisien Libre adlı gazetede hikâye ve romanları, Batı Almanya da Kölnischer Anzeiger, Morgenpost ve Bild adlı gazetelerde makaleleri, Avusturya da da Volksstimme Gazetesinde hikâyeleri yayımlanmıştır (Günay 12). Derviş 1963 yılında yurda döner. Eşi Reşat Fuat Baraner i 1968 de yitirir. 1970 te Neriman Hikmet ile birlikte Devrimci Kadınlar Birliği ni kurar ancak dernek 1971 de kapatılır. Suat Derviş 23 Temmuz 1972 de hayata veda eder. C. Tezin Gerekçesi ve Literatür Değerlendirmesi Suat Derviş in Türk Edebiyatındaki konumuna tarihsel olarak bakmak amacıyla öncelikle çeşitli dönemlerde Suat Derviş üzerine yazılan yazılardan, ardından Suat Derviş in yapıtlarına ilişkin olarak edebiyat tarihleri, seçkiler ve incelemelerde yer alan çeşitli saptamalardan söz edilecektir. Suat Derviş in Türk edebiyatı tarihinde konumlandırılması hedefi, yazarın verdiği ürünlerin değerlendirilmesinin yanı sıra, onun hakkında neler yazıldığına bakmayı da gerektirmektedir. 3

Derviş üzerine yazılanlara bakıldığında öncelikli olarak dikkati çeken, unutulmuş bir yazarı hatırlatmak amacıyla kaleme alınmış ve onun yaşamına, anılarına odaklanmış çalışmaların sayıca fazlalığıdır. Birbirinden farklı zamanlarda yayımlanan ve Derviş in yapıtlarına ilişkin fazla bir bilgi vermeyen bu yazılar, onun bir yazar olarak hak ettiği ilgiyi görmemesi sorunsalına odaklanır (Bisalman 1970, Günçıkan 1995, Kür 1995, Sezer 2004). Örneğin, Bir Yıldız Kaydı başlıklı yazısında 1 İsmet Kür, Suat Derviş ten şöyle söz eder: Yıllardan beri adı anılmayan bu değerli kadın, iki dili, bu dillerde eserler verecek kadar iyi bilirdi. Romanları, makaleleri, dünya yazarlarından pek azına nasip olacak kadar çok dile çevrilmiştir. Yaşamını, romancı ve gazeteci olarak Türk toplumuna adamıştı. Gelmiş geçmiş ya da geçmemiş Türk ve pek çok tanınmış yabancı romancıların güçlerinden daha az değildi kalem gücü. Ve bu Suat Derviş, unutulmuşluğun acısı Hayır umursamazlığı içinde umursamayacak kadar mağrurdu ve insanlarımızı tanıyordu- ve en önemli eserini bitiremeden ayrıldı dünyamızdan (Kür 247) Savruk Basın adlı bir diğer yazısında ise Kür, Suat Derviş in cenaze gününe dair duygularını Türk halkının yüz aklarından biri olan bu yazara gösterilen bu ilgisizliğin sebebi neydi? 12 Mart günlerinin yüreğe saldığı korku mu? Türk basınının geleneksel vefasızlığı mı? Neden hangisi olursa olsun bu durum, Türk 1 Kür ün Yıllara mı Çarptı Hızımız (2008) kitabında yer alan Bir Yıldız Kaydı ve Savruk Basın başlıklı yazıların ilk yayımlanma tarihi hakkında bilgi verilmemiştir. 4

basınının yüz karasıdır (243) diyerek paylaşır. Sennur Sezer e göre, Suat Derviş in siyasal kişiliği edebî kişiliğinin önüne geçmiştir. Düzenlemiş olduğu Türk Romanı başlıklı açıkoturuma 1969 yılında yazdığı önsözde Mehmet Seyda, 1938 yılında Tan Gazetesine gittiğini, günün ünlü kadın romancısı Suat Derviş le, Suat Abla ile konuştuğunu ve ondan yazdığı hikâyeler üzerine öğütler aldığını anlatır (3). Burada Seyda nın kullandığı günün ünlü kadın romancısı sözü de Suat Derviş in 1938 de ünlü olmasına karşın, 1969 yılında bu ünü yitirdiğine dair bir ayrıntıdır. 1920 li yıllardan 1940 ların başına kadar yazan eleştirmenler, çoğu zaman Suat Derviş in yapıtlarını değil, kadın oluşunu öne çıkararak onun yazdıklarını eleştirmiş ve değerlendirmiştir. Suat Derviş in romanlarını ve öykülerini değerlendirerek genellikle olumlu yargılarda bulunan bu eleştirmenler arasında, Murat Uraz, Mehmed Rauf, Vasfi Mahir Kocatürk, Ahmet Haşim, Refik Ahmet Sevengil gibi Türk eleştiri tarihi açısından önemli sayılacak edebiyatçılar yer almaktadır. Vasfi Mahir Kocatürk Yeni Türk Edebiyatı adlı yapıtında Suat Derviş in küçük hikâyelerini çok muvaffak bulurken onun gazeteciliğini eleştirir: [U]slûpta Halide Edipten daha objektif ve daha modern olan bu hikâyeci derinlik bakımından da pek aşağı kalmıyor. Küçük hikâyede çok muvaffak oluyor. Fakat bu güzel eserlerin sahibi Amerikan usulü gazetecilikten hoşlanıyor galiba (aktaran Uraz 282). Uraz ise Derviş in çeşitli konular üzerine ve samimi bir üslupla yazmasını vurgulayarak sevilerek okunmuş bir muharrir olduğunu belirtir: Büyük harpten sonra yetişen ve gazetelerdeki yazıları, roman ve hikayelerile tanınmış olan bayan Suat Derviş, yazılarının bir kısmı piyasa işi ve alelacele yazılmış, hatta yakın zamanlara 5

kadar ifadesinde bazı aksaklıklar görülmüş olmasına rağmen sevilerek okunmuş bir muharrirdir. Buna da çok çeşitli ve yeni mevzular üzerinde samimi bir eda ile yazışı başlıca sebep olarak gösterilebilir. (281) Murat Uraz ın 1941 yılında yayımlanan Kadın Şair ve Muharrirlerimiz adlı çalışması, Suat Derviş in yer aldığı ilk kaynaklardan biridir. Fatmanın Günahı nın yayımlanmasından sonra, 1921 de bir eleştiri yazısı yazan Refik Ahmet Sevengil e göre Suat Derviş te yeni olan, edebiyatımızın bir eksiğini tamamlıyacak olan bu korkudur (aktaran Uraz 281). Toplumsal gerçekçilik etkisinde yazıldığı söylenebilecek Bu Roman Olan Şeylerin Romanıdır ın tefrika tarihi ise 1937 dir. Her ikisi de 1941 yılında yayımlanmış olan Murat Uraz ın ve Mehmet Behçet Yazar ın eleştiri yazılarında Suat Derviş in yapıtları değerlendirilmiş; ancak bu romandan söz edilmemiştir. Benzer biçimde, 1939 tarihli Hiç ve İstanbul un Bir Gecesi adlı romanlar da iki eleştiri yazısında da yer almamaktadır. Bu dönemde Suat Derviş in yapıtları hakkında yazan eleştirmenlerden Mehmet Behçet Yazar ın ayrıcalıklı bir yeri olduğu söylenebilir. 1941 de Yedi Gün adlı dergide yayımlanan yazısında, Suat Derviş in hayatı hakkında verdiği bilgilerin yanı sıra, yapıtları üzerinde de ayrıntılı sayılabilecek değerlendirmelerde bulunmakta ve yazısını şöyle noktalamaktadır: Ondokuzuncu asırda Samipaşazade Sezai merhumun Sergüzeşt indeki Dilber in, yirminci asırda Suad Derviş in kalemi ile Emine halini alışı, sosyal hayatın bir müş iresi olmak bakımından dikkate şayandır. Ve artık kıymetli romancımız, vaktile Gülmek adlı mensuresinde: hayatı olduğu gibi kabul 6

eden ve üç günlük ömrümün tadını çıkarmayı adet etmiş olan, akıllı insandır şeklinde ifade ettiği bir nevi tasasızlığı da son eserlerinde galiba bırakmış bulunmaktadır. (Yazar 289) Suat Derviş in kendi romancılık anlayışı üzerine söylediklerine yazarla yapılmış olan çeşitli söyleşilerden ve kendi yazdıklarından ulaşmak mümkün olmuştur. Onun kendi romancılığını tarihsel olarak iki döneme ayırmış olması, genel olarak eleştirmenler tarafından da kabul görmüştür. Buna göre, 1937 de yayımlanan İstanbul un Bir Gecesi adlı tefrika roman, Suat Derviş in romancılığındaki dönüm noktası olarak kabul edilmektedir. Niyazi Acun ile 1935 yılında yaptığı söyleşide, Ne Bir Ses Ne Bir Nefes, Fatma nın Günahı ve Emine adlı yapıtlarını en beğendiği romanları arasında sayan Derviş, 1937 den itibaren kendi yapıtlarını, gerçekçilik temelinde değerlendirerek ilk dönem romanlarını çocukluk tecrübeleri olarak adlandırmış ve okurdan bu romanları dikkate almamasını istemiştir: Kitap halindeki eserlerime ben çocukluk tecrübelerim diyorum. Ve ne kadar isterdim ki okuyucularım da onlara o gözlerle baksınlar ve onları müsamaha ile karşılasınlar Ben bebeklerimi tavan arasına attıktan sonra kendi kitaplarımda bebekler yarattım, hayatla, hakikatla ve muhitle alakası olmayan bebekler Onları ben yaratmıştım hayatlarını kendi deruni fantezime göre idare ettim [Şimdi] beni hayal değil, hayat alakadar ediyor. Çünkü hayat ve hakikat en güzel rüyadan, en parlak hayalden çok daha zengin, çok daha cazip (Neriman Hikmet ten alıntılayan Paker ve Toska 18). 7

Türkiye de farklı tarihlerde yayımlanan Türk edebiyatı tarihi kitaplarına bakmak, Suat Derviş in romanlarını konumlandırma amacı açısından işlevsel olabilir. Yazılmış edebiyat tarihleri, antolojiler ve incelemelerde, Suat Derviş e yer verilip verilmemesinin ötesinde, eleştirmenlerin hangi romancılara hangi bağlamda yer verdikleri ve bunu nasıl meşrulaştırdıkları, bu çalışmanın amacı açısından yol gösterici olabilir. Suat Derviş i Türk edebiyatı tarihi içinde konumlandırmaya çalışmak, onunla ilgili tüm yazılardaki dışlanmışlık vurgusu da dikkate alındığında, akla Türk edebiyatında belli bir kanon olup olmadığı sorusunu getirmektedir. Türk edebiyatında kimi yazarların dışlandığı ve unutturulduğu bir kanon var mı? Suat Derviş in edebiyat tarihindeki yerini belirleyen ölçütler neler? Bu amaçla, farklı yazarlar tarafından yazılan Türk Edebiyatı tarihlerini taramak, Suat Derviş i tarihsel olarak konumlandırabilmek açısından ilk adım olacaktır. 1943 te yayımlanan Tanzimattanberi II Edebiyat Antolojisi adlı yapıtında İsmail Habib in Meşrutiyet Dönemi edebiyatçıları olarak nesir türü için antolojisine seçtiği yazarlar, Halide Edip, Yakup Kadri, Ahmet Haşim, Refik Halit, Falih Rıfkı, Ruşen Eşref, Aka Gündüz, Ebubekir Hazım, Ali Fuat, Ağaoğlu Ahmet tir. 1920 den sonra yapıtlar veren ve antolojiye romanlarıyla giren yazarlar ise, Reşat Nuri ve Peyami Safa dır. Alemdar Yalçın ın Sosyal ve Siyasal Değişmeler Açısından Cumhuriyet Dönemi Türk Romanı adlı çalışmasında ise Suat Derviş in yalnızca 1920-1928 tarihleri arasında eski harflerle yayımlanmış Ne Bir Ses Ne Bir Nefes, Kara Kitap, Hiç Biri, Gönül Gibi, Ahmet Ferdi, Behire nin Talipleri, Ben[i] mi? adlı kitaplarının bir listesi verilerek daha sonraki yapıtlarından söz edilmemesi dikkat çekmektedir. 8

Türk edebiyatı tarihi alanında yaptığı çalışmalarla tanınan eleştirmen Cevdet Kudret, yayım yılı belirtilmemiş Türk Hikâye ve Roman Antolojisi adlı eserinde, XX. yüzyıl edebiyatından gerçekçilik etkisi altında ve kuvvetli teknik ile oluşturulmuş bir edebiyat olarak söz eder (171). Cevdet Kudret in başlıca hikâye ve romancılar arasında adını verdiği yazarlar, Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ömer Seyfettin, Reşat Nuri Güntekin, Falih Rıfkı Atay, Peyami Safa ve Abdülhak Şinasi Hisar dır. Bu devrin öbür hikâye ve romancıları alt başlığında ise, Aka Gündüz, Ercüment Ekrem, F. Celalettin, Selahattin Enis, Mahmut Yesari, Osman Cemal, Sadri Ertem, Bekir Sıtkı, Necip Fazıl, Ahmet Hamdi, Sabahattin Ali, Reşat Enis, Sait Faik, Kemal Bilbaşar ın yanı sıra Suat Derviş in de adını anmaktadır (171). Cevdet Kudret, ilk grupta adı sayılan romancı ve hikâyecilerin yaşam öyküleri ve yapıtları hakkında bilgi verir, diğer sanatçıların ise isimlerini vermekle yetinir. Kudret, 1923-1959 yılları arasında yayımlanan hikâye ve romanları incelediği çalışması Türk Edebiyatında Hikâye ve Roman da ise, Suat Derviş ten söz etmez. Cevdet Kudret Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı nı 1923-1938 ve 1939-1959 olmak üzere ikiye ayırmıştır. Bu ayrımı edebî değil, tarihsel bir bakış açısıyla Atatürk ün ölüm tarihini temel alarak yapmış ve bu tarihten sonra devrimlerden ödün verilmeye başlandığını vurgulamıştır. 2 [C]umhuriyet in birinci döneminde yetişen çoğu sanatçılar, devrimlere karşı eski kurumları ve eski değerleri açık ya da gizli korumağa ve sürdürmeğe çalışan, tutucu, gerici ya da çıkarcı kurum ve kişiler (softalar, şeyhler, zorba ağalar, 2 Cevdet Kudret, bu yapıtında başlıca hikâye ve roman yazarlarını ilk dönem için, Sadri Ertem, Bekir Sıtkı, Sabahattin Ali, Sait Faik, Samet Ağaoğlu, Ziya Osman Saba, Kemal Tahir, İlhan Tarus, Kemal Bilbaşar, ikinci dönem için ise Samim Kocagöz, Orhan Kemal, Aziz Nesin, Haldun Taner, Oktay Akbal, Nezihe Meriç, Yaşar Kemal ve Fakir Baykurt olarak belirlemiştir. 9

sömürücü tüccar ve esnaf vb.) ile savaşıma girişmiş; eserlerinde devrimleri, yeni kurum ve değerleri savunmuşlardır. Bu sanatçılar ve daha sonraki dönemde aynı yolda yürüyenler (Sadri Ertem, Bekir Sıtkı, Sabahattin Ali, Kemal Bilbaşar, Orhan Kemal, Aziz Nesin, Fakir Baykurt vb.) sadece gözlemle yetinmeyip, gözlemlerinin içine birtakım toplumsal sorunlar, savlar oturtmuşlardır. (15) Fethi Naci nin Türkiye de Roman ve Toplumsal Gelişme adlı yapıtında, romanlar tarihsel olarak ele aldıkları konulara göre sıralanmıştır. Buna göre, batılılaşma sorunu çerçevesinde, Ahmet Mithat Efendi, Recaizade Ekrem, Hüseyin Rahmi, Yakup Kadri, Halit Ziya, Peyami Safa, Ahmet Hamdi nin yapıtları, İttihat ve Terakki dönemini işleyen romancılar arasında Yakup Kadri, Halide Edip, Mithat Cemal, Nahid Sırrı, Kemal Tahir, Kurtuluş Savaşı romanları yazanlar arasında Kemal Tahir, Halide Edip, Yakup Kadri Ahmet Hamdi ve Tarık Buğra, Cumhuriyet in ilk yıllarına ilişkin yazanlar arasında Reşat Nuri, Yakup Kadri, Memduh Şevket, Kemal Tahir ve Bekir Yıldız, 27 Mayıs dönemine ilişkin olarak yazanlar arasında Halide Edip, Samim Kocagöz, Attilâ İlhan, Vedat Türkali ve Ayla Kutlu, köy romanı yazanlar arasında Ömer Polat, Talip Apaydın, Kemal Tahir, Dursun Akçam, Yaşar Kemal, Yılmaz Güney, Fakir Baykurt, Ferit Edgü, Sabahattin Ali, işçi sınıfını konu alan romancılar arasında Reşat Enis, Mehmet Seyda, Orhan Kemal, Erol Toy, Halikarnas Balıkçısı yer almaktadır 3. Yukarıdaki araştırmacıların yanı sıra, Vasfi Mahir Kocatürk, Ahmet Oktay ve İnci Enginün gibi bakış açıları birbirinden farklı eleştirmenlerin edebiyat tarihlerinde ortak olarak ele aldıkları yazarlar, bir anlamda Türk romanında belli bir 3 Fethi Naci nin 40 Yılda 40 Roman adlı yapıtında da Suat Derviş yer almaz. 10

kanonun varlığını ortaya koymaktadır. İdeolojik yönelimleri birbirinden farklı bu üç araştırmacının aynı yazarlar üzerinde ortaklaşması dikkate değerdir. 1964 yılında yayımlanan Türk Edebiyatı Tarihi adlı yapıtının XX. Yüzyıl Türk Edebiyatına Umumi Bir Bakış adlı bölümünde Vasfi Mahir Kocatürk, XX. yüzyıl başlarında Türk Edebiyatının geçirdiği dönüşümü hayatın ve tekâmül edip değişen yeni türk cemiyetinin bünyesi icabı olarak değerlendirerek Türk cemiyetini, sınıfsız, milli ve modern bir devlet haline getiren Cumhuriyet inkılâbı bu hareketleri perçinledi yorumunu yapar (729). Yalnızca Cumhuriyet dönemi edebiyat tarihini ele almaması nedeniyle oldukça geniş bir kapsama sahip bu yapıtın roman ve hikâye bölümünde sözü edilen yazarlar, Reşat Nuri, Halide Edip, Refik Halit, Fahri Celal Göktulga, Peyami Safa, Aka Gündüz ve Sait Faik tir. Ayrıca, Bugünkü Roman ve Hikâyeciler başlığı altında sözü edilen romancılar, Orhan Kemal, Kemal Tahir, Yaşar Kemal, Bekir Sıtkı Kunt, Oktay Akbal, Tarık Buğra ve Muzaffer Hacıhasanoğlu dur (816-7). Ahmet Oktay ın Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı 1923-1950 adlı çalışmasında, işgal döneminde ilk yapıtlarını vermiş olmalarına karşın Cumhuriyet yazınını onlarsız düşünmek olanaksızdır (vi) diyerek Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Halide Edip, Yakup Kadri, Reşat Nuri ve Hüseyin Rahmi yi kitabına dâhil ettiği görülür. Oktay, seçimlerini meşrulaştırmak amacıyla yazarların/şairlerin ve yapıtlarının işlevlerini ve etkilerini dikkate aldı[ğını] vurgular (vi). Ahmet Oktay aynı yapıtta Popüler Yazın alt başlığı altında Suat Derviş in Buhran Gecesi adlı romanına değinir. İnci Enginün için ise yazarların aynı zamanda Millî Mücadeleye destek vermiş olmaları önemlidir: 11

Cumhuriyet ilan edildiği zaman birkaç büyük sanatçı, roman ve hikâyemizde varlıklarını isbat etmiş oldukları gibi, Milli Mücadele ye verdikleri destekle de Cumhuriyet in ilk yıllarının önde gelen şahsiyetleridir: Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Reşat Nuri Güntekin, Aka Gündüz, Peyami Safa, Hüseyin Rahmi Gürpınar. (Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı) Yukarıdaki çerçevede, birbirinden farklı yazarlar tarafından farklı yıllarda yazılmış edebiyat tarihlerini taramak, bazı yazarlar ve yapıtlarının millî edebiyat bağlamında ortaklaştığını göstermektedir. Laurent Mignon a göre, Türk edebiyatında birbirine rakip kanonlar vardır; bunlar bazı yapıt ve yazarları kanonlaştırmada ortaklaşmaktadır (35). Bu çerçevede, tartışmalı bir kavram olsa da millî kanon veya resmî kanon olarak adlandırılan bir alandan söz etmek mümkün görünmektedir. Ömer Lekesiz e göre savaşlar dönemi ve sonrasında ağır hayat şartlarını unutturmak, şanlı maziyi gündeme getirerek bir tür ruhsal dayanıklılık, umutların her şeye rağmen yaşatılması için bir tür motivasyon sağlamak üzere roman yazım ve yayım önceki döneme oranla büyük bir hız kazanmıştır (453). Orhan Tekelioğlu, hece vezni tartışmaları ile dönemin önemli yayınları Ülkü ve Ulus gazetelerinde roman ve öykü yazımını teşvik eden yazılar çerçevesinde, yeni edebiyatçı kuşağından ulus-devletin kuruluş anlatısının yazılmasının beklendiğini öne sürer (70). 1920 lerin Türkiyesi nde, devletin sistemli bir şekilde milleti kurması ndan söz eden Pelin Başcı da, bu inşada romanda yeni bir milli imgelemin yaratılması, bunları içine alan yapıtlardan oluşan bir milli kanonun kurulup gazete, 12

roman ve süreli yayınlar kanalıyla yayılması nın önemli rolünün olduğunu vurgular (63). Tony Bennett e göre ise kanonlaştırma süreci, özünde, yetkin olarak görülmeyen 4 bir grup metnin yetkin olarak kabul edilmesidir (257). Bennett e göre, edebiyat yaratıcı veya kurgusal yazıların tarafsız bir bütünü değil, eğitim aygıtının çevresinde ve içinde özel ve belirli yollarla işleyen, ideolojik olarak inşa edilmiş kanon ya da metinler gövdesidir (237). Kısaca edebiyat, kanon geleneğidir (238). Suat Derviş ise millî edebiyat ile kurduğu sorunlu bağı, açıkça dile getirmektedir. 1938 de yapılan bir söyleşide, Ben milli edebiyat diye bir şey tanımıyorum ( ) Herkesin malı olan bir edebiyat, herkesin kendine mal edinebilecek bir tek idealin ve bir tek ideolojinin ifadesini veren edebiyat olacaktır sözlerini sarf etmesi dikkat çekicidir (Nusret Safa Coşkun dan aktaran Liz Behmoaras 50). Yine de bu sözlerin II. Dünya Savaşının hemen öncesinde ve Almanya da Hitler in iktidarda olduğu, faşizmin yükseldiği bir dönemde sarfedildiği dikkate alınmalıdır. Suat Derviş in oluşturulmuş ve yazılan edebiyat tarihleriyle oluşturulmaya devam edilen millî kanon a dâhil olmaması, bir yönden, onun millî edebiyat düşüncesine mesafeli ve eleştirel yaklaşması ile de ilişkilidir. 1935 e kadar yazdığı romanlar arasında sadece Emine (1928) Kurtuluş Savaşı ve onun izlerinin fon olarak kullanıldığı bir roman olma özelliğini taşır 5. 4 Bennett in kullandığı unauthored sözcüğünü bu biçimde çevirmek uygun bulunmuştur. 5 Fatmagül Berktay a göre,suat Derviş in özellikle ilk romanları psikolojik roman olarak görülebilir ve bu olgu onun romancılığının, bir siyasal kalıp ve modernleşmeci yaşam biçiminin savunusu olma anlamında cumhuriyetçi/ulusçu ideolojinin dışında kaldığını gösterir. Aynı biçimde, Derviş in romanları halkçı ve köylücü tez ler de içermez (94). 13

Türk edebiyatında "millî kanon un tek başına egemenliğinden çok, rakip kanonların varlığının söz konusu olduğu belirtilmişti. Bu anlamda Suat Derviş in yapıtlarıyla millî kanon dışında da yeterli ilgiyi gördüğünü söylemek mümkün değildir. Türk edebiyatı tarihine bakıldığında 1950 lerden itibaren ana akımın köy edebiyatı 6 olduğu ortaya çıkar. Türk romanında işçi sınıfının temsilinin öne çıkmaması ise kentleşmenin ve sanayileşmenin yetersizliğine bağlanır. 1950 lerin ve 1960 ların edebiyatında köy romanı nın ağırlık kazandığı söylenebilir. Derviş in köy romanı yazmamış olması, Anadolucu/halkçı çizgiye yerleştirilmesini engellemektedir. İbrahim Tatarlı 7 ve Rıza Mollof tarafından yazılan ve ilk olarak 1969 da Hüseyin Rahmi den Fakir Baykurt a Marksist Açıdan Türk Romanı adıyla yayımlanan çalışmada Suat Derviş in yapıtlarından söz edilmez. Bu seçkideki yazarlar sırasıyla, Hüseyin Rahmi, Reşat Nuri, Sabahattin Ali, Orhan Kemal, Samim Kocagöz, Yaşar Kemal, Melih Cevdet Anday, Fakir Baykurt, Fahri Erdinç ve Mahmut Makal dır. Ahmet Oktay ın Toplumcu Gerçekçiliğin Kaynakları adlı çalışmasında ise, Suat Derviş in adı Yeni Edebiyat dergisi bağlamında, Reşat Fuat Baraner in kullandığı bir takma ad olarak geçmektedir. Buna göre, dergide yer alan ve toplumcu yazın eleştirisi nin ilk örnekleri sayılması gereken Suat Derviş imzalı eleştiriler Reşat Fuat Baraner e aittir. 6 Bu terim de millî kanon gibi tartışmalı ve sorunlu olmasına karşın çözümlemede kolaylık sağlaması açısından çalışmada kullanılmaktadır. ağırlamıştır. 7 İbrahim Tatarlı, aynı zamanda Suat Derviş in dostudur ve onu Bulgaristan yolculuğunda 14

1940-1941 yılları gibi Türkiye de faşizmin baskısının arttığı bir dönemde Yeni Edebiyat dergisi çıkarılmış ve toplumcu gerçekçilik, siyasî konuların yanı sıra roman eleştirileri bağlamında da ele alınmıştır 8. Suat Derviş bu dergide etkin görev almıştır. Yeni Edebiyat 1940-1941 Sosyalist Gerçekçilik adlı seçkiye önsöz yazan Rasih Nuri İleri, Yeni Edebiyat gazetesinde Suat Derviş adıyla yayımlanan roman eleştirileri ve kısa köşe yazılarından söz eder. Köşe yazılarının Reşat Fuat Baraner in yönetiminde ve onun katkısıyla yazılan parti yazıları olduğunu kaydeden İleri, roman eleştirileri üzerinde durmayacağını belirtir. Suat Derviş in 1967 de Behçet Necatigil e yazdığı mektuba göre ise, dergideki eleştiri yazıları Derviş in kendine aittir. Ayrıca, Behçet Necatigil in 1977 yılında yayımlanan Dünya Kadın Yılında Suat Derviş Üzerine Notlar adlı yazısı, Paker ve Toska ya göre, yayımlandığı tarihe kadar Derviş e yer veren edebiyat tarihi kaynaklarını kaydetmiş olması ve Derviş in edebiyat tarihlerinden dışlanma sorununa dikkat çekmiş olması bakımından oldukça önemlidir. Derviş in toplumcu gerçekçilik çizgisine oldukça yakınlaştığı romanları ise Bu Roman Olan Şeylerin Romanıdır (1937) ve İstanbul un Bir Gecesi (1939) olarak görülebilir. Onun, İstanbul un Bir Gecesi, Bu Roman Olan Şeylerin Romanıdır, Sınır (1943-1944) gibi doğrudan işçi sınıfını odağa alan romanlarının yanı sıra, Yeni Edebiyat dergisinde yazmış olduğu eleştiri yazılarıyla da Türk romanının gelişim çizgisinde önemli yere sahip öncülerden olduğu belirtilmelidir. Taner Timur a göre, Cumhuriyet dönemi yazarlarının Türk romanında yaratmış oldukları öğretmen, subay, doktor, kaymakam gibi küçük burjuva reformisti karakterleri, rejimin sosyolojisini yapmaya yaramaktadır (78-79). 8 Toplumcu gerçekçilik 1938 den itibaren Ses, Yeni Ses ve özellikle Yeni Edebiyat gibi dergilerde tartışılmıştır (Timur 378). 15

Suat Derviş in romanlarında dikkati çeken özelliklerden biri de, Timur un sözünü ettiği bürokrat sınıftan gelen roman kahramanlarına görece az yer verilmiş olmasıdır. Bu durum da onun romanlarının millî kanon içerisinde değerlendirilmemesi sonucunu doğurmuş olabilir. Taner Timur, ilk olarak 1946 da yayımlanan Reşat Nuri Güntekin in Miskinler Tekkesi adlı romanından yola çıkarak çökmekte olan bir soylu konağında eski debdebe nin sürdüğü izlenimini verebilmek adına dadı, bacı, hizmetçi ve konuklarla dolup taşma motifinden söz eder (86). Eski debdebe Suat Derviş in romanlarında daha çok roman kişilerinin anılarında yer alan ve romanda aktarılan bölümler olarak ortaya çıkar. Suat Derviş in romanlarında ağırlıklı olarak işlenen, eski soylu sınıftan gelen kişilerin değişen toplumsal ve ekonomik düzen içindeki var olma mücadeleridir. Yazarının da belirtmiş olduğu gibi, bir edebiyat tarihi olmasa da Türk edebiyatı içindeki ideolojik açıları sergilemeye yönelik yazılmış olan Türk ve Yunan Romanlarında Öteki ve Kimlik (1999) adlı çalışmasında Herkül Millas, Suat Derviş in Fosforlu Cevriye adlı romanından söz etmiştir. Türk ve Yunan romanlarında azınlıklara yönelik bakış açısına odaklanan ve çok sayıda yazarın sınırlı sayıda yapıtını inceleyen bu çalışma, Suat Derviş i popüler romancı olarak değil, sınıfsal yaklaşım a sahip bir romancı olarak değerlendirmesiyle diğer çalışmalar arasından sıyrılır. Fosforlu Cevriye romanıyla Suat Derviş, Nâzım Hikmet, Sabahattin Ali, Orhan Kemal, Reşat Enis, Rıfat Ilgaz, Vedat Türkali, Mehmet Kemal, Fakir Baykurt, Füruzan, Pınar Kür ve Leyla Erbil gibi yazarlarla birlikte sınıfsal yaklaşım a sahip yazarlar arasında yer alır. İlk olarak 1995 te yayımlanan Türk Romanından Altın Sayfalar adlı yapıtını okunmuş, sevilmiş romanlar kılavuzu (9) olarak betimleyen Selim İleri, bu kitapta 16

Suat Derviş in Çılgın Gibi romanına yer vermiştir. İleri ye göre, Derviş popüler edebiyattan esinlerle yüklü romanlarında, aşk ve karasevda romanları okumaya yatkın okuru, daha gerçekçi eserlere çekmeyi denemiştir (633). Taranan edebiyat tarihleri arasında, Suat Derviş in popüler roman lar yazdığı saptamasında bulunan üç farklı eleştirmenin genelde popüler edebiyata, özelde Suat Derviş e yönelik değerlendirmeleri, bu çalışma açısından önemlidir. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı adlı çalışmasında İnci Enginün, popüler yazarlar arasında kadın yazarların çok sayıda olduğunu öne sürerek onları ileride kadın yazarlar başlığı altında ele alacağını belirtir (278). Bu anlamda Enginün ün popüler yazar ile kadın yazar eşleşmesini yeniden ürettiği görülmektedir. Enginün, Suat Derviş ten Kadın Yazarlar başlığı altında söz etmiş ve ona aynı zamanda popüler yazarlar arasında da yer vermiştir. Ayrıca, Enginün e göre Derviş, toplumsal gerçekçilik akımının ilk temsilcilerindendir ve popülerideolojik yapıtlar vermiştir (289). Burada Enginün ün ideolojik sözcüğü ile ne kastettiği tam olarak anlaşılamasa da Suat Derviş in solculuk unu ima ettiği yorumu yapılabilir. Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı 1923-1950 adlı yapıtında popüler yazın a da kısaca değinen Ahmet Oktay ın bakış açısı da dikkat çekicidir: Kendilerini yazmaya adamış, her yaştan genç ihtiyar, geniş bir okur kitlesine ulaşmayı başarmış yazarları da unutmamak gerekir. Yazınsal açıdan eksikleri bulunsa bile bu yazarlar da edebiyatın ayrılmaz parçasıdırlar. Aşk ve macera romanlarından tarihsel romana, çok değişik türde ürün vermiş olan bu yazarları, her ne kadar yaşam öykülerine ve yapıtlarından örneklere bu çalışmada yer vermeyecek olsak da yine de bir alt 17

başlık altında anmak hem gerekir hem de kadirbilirlik olur. (125) Bu kategoriye sokulan yazarların, yazınsal açıdan eksiklikleri[nin] bulunma[sı] gerekçesiyle yapıtlarına ve yaşam öykülerine yer verilmediği ve alt başlıkta anılarak edebiyat dışı bırakıldıkları görülmektedir. Atilla Özkırımlı ya göre ise tefrikacılığın Suat Derviş in romancılığını olumsuz yönde etkilemesi, onun toplumcu gerçekçi Türk edebiyatına yaptığı katkıları gölgeleyemez: Onu hayatın gerçekleriyle gazeteciliği yüzyüze getirir. Gazeteci olduktan sonra yazmaya başlar (Necatigil e mektubundan). Ve gazetelerde yayımlar. Popüler romana kayması da bundandır. Gerçekçiliği de toplumcu düşünceyi benimsemiş olmasından. Tefrikacılık romancılığını olumsuz yönde etkiler. Kuşkusuz, 1940 tan sonra gelişen siyasal baskının yardımıyla. Toplumcu eyleme ucundan bulaşmış değildir ki bir kıyıya çekilip sanatsal amaçlara yönelsin. Tersine, tam ortasındadır. Susturulamaz, ama etkisizleştirilir. Birçokları gibi. Yine siyasal baskılar nedeniyle yurdundan uzaklaşmak zorunda kalınca unutturulması kolaylaşır. (389) Özkırımlı ya göre toplumcu gerçekçi Türk edebiyatı ulaştığı noktayı, biraz da Suat Derviş gibi edebiyat neferlerine borçludur (389). Sözü edilen edebiyat tarihleri içinde Suat Derviş e verdiği yer açısından Atilla Özkırımlı nın yapıtı dikkati çekmektedir. Özkırımlı nın Türk Edebiyatı Tarihi adlı yapıtında belirttiğine göre Suat Derviş, Yeni Edebiyat taki yazı ve eleştirileriyle toplumcu edebiyatın gelişmesine katkıda bulunmuş, romanlarıyla da gerçekçi edebiyatın öncülerinden 18

olmuştur (389). Atilla Özkırımlı, ilk olarak 24 Temmuz 1976 da (Suat Derviş in 4. ölüm yıldönümü dolayısıyla) Cumhuriyet te yayımladığı bir yazısını da Türk Edebiyatı Tarihi adlı yapıtına eklemiştir. Bu yazısında belirttiğine göre, Suat Derviş, Maksim Gorki yi anımsatmaktadır ve anlatım açısından Orhan Kemal i etkilemiştir. Özkırımlı nın, Suat Derviş in halkı için yazan bir öncü olduğu biçimindeki görüşü ile popülist edebiyatın toplumcu bir öz kazandırılmış ilk örneklerini vermiştir şeklindeki saptaması da kayda değerdir (389). Bir edebiyat tarihi olmasa da Emin Özdemir in Yazınsal Türler (1999) kitabında da Suat Derviş in adı geçmektedir. Genel bir sınıflamayla roman türlerini, serüven, polis ve casusluk, yığın, tarihsel, yaşamöyküsel, politik, belgesel, coşumcu (romantik), gerçekçi, doğalcı gerçekçi, eleştirel gerçekçi, toplumcu gerçekçi, yeni ve postmodern başlıkları altında inceleyen Özdemir, Suat Derviş in yığın roman türünde yapıtlar vermiş bir yazar olduğundan söz eder. Özdemir e göre yığın romanının güzel örneklerini veren yazarlar arasında Kerime Nadir, Esat Mahmut Karakurt, Peride Celâl, Ethem İzzet Benice, Muazzez Tahsin Berkant, Oğuz Özdeş, Mükerrem Kâmil Su, Suat Derviş ve Kemalettin Tuğcu vardır (279). Özdemir in tanımına göre, türün belirleyici özellikleri arasında okuru içinde yaşadığı gerçek ortamdan uzaklaştırma, heyecan, tutku, özlem ve düşlerini doyurma, oyalandırarak avutma, okura kendi sorun ve gerçeklerini unutturma yer alır (278-9): Genellikle sevi romanları, resimli romanlar, yığın romanının kapsamı içine girer. Eğitim düzeyi yüksek olmayan, beğeni ve duyarlık yönünden tam yetkinleşip incelmemiş geniş yığınların okuduğu romanlardır bunlar. Genellikle bu tür romanların başkişisi cana yakın, güzeldir. İnsanı heyecan ve gerilim içinde 19

tutan bir olay örgüsü vardır. Çok kez mutlu bir sonla biter. Bu örüntü içinde konusal ve duygusal yönden kalıplaşmış gibidir bu tür romanlar. Öte yandan tecimsel (ticarî) amaçlar da taşır. Sanat kaygısından çok bu yönü ağır basar. Suat Derviş in popüler roman yazarı olarak sınıflandırılmasından önce, onun yapıtlarındaki popüler ögeler araştırılmalı, romanlarına yapılacak göndermelerle bu sav tartışılmalıdır. 1928 deki Harf Devrimi nden önce yayımlanan metinleri sadece Osmanlıca bilen aydınların okuyabilmesi ve hangi metinlerin yeni yazıya aktarılacağına uzmanların karar vermesi, Türk edebiyatı tarihinin hem oluşturulmasında hem de değerlendirilmesinde belirleyici olgulardan biridir (Mignon 36). Bu durumun özellikle Cumhuriyet öncesi kadın yazarların yok sayılması ile sonuçlandığı söylenebilir. Örneğin, edebiyat tarihlerinde Zafer Hanım, Nigar Hanım, Fatma Aliye, Emine Semiye gibi edebiyatçılara, erkek edebiyatçılara göre çok daha az yer ayrıldığı ve onların yapıtlarının birkaç cümleyle geçiştirildiği gösterilmiştir (36). Kadın yazarların edebiyat tarihlerinden dışlanması süreklilik arz eden bir olgu olsa da özellikle Cumhuriyet öncesinden 1950 lere kadar yazan kadın yazarların çoğunun yapıtlarına edebiyat tarihlerinde rastlamak olası değildir. Bu gruba, Halide Edip in yeni kurulan ulus-devlet açısından millî imgelem yaratmayan ilk dönem romanları da dâhildir. Bu romanların yazarları edebiyat tarihlerinde yer alırlarsa popüler romancılar ya da kadın yazarlar olarak ayrı bir başlık altında ele alınmaktadırlar. Bu sınıflandırma, edebiyat tarihlerine girmiş olan bazı yapıtların da hiyerarşik bir bakış açısıyla değerlendirilerek dışlandığını ortaya koymaktadır. Gayrimüslim edebiyatçıların yapıtlarının uzun yıllar boyunca edebiyat tarihlerine dâhil edilmemesine gerekçe olarak gösterilen edebî açıdan zayıf olma 20

savının (Mignon 42), popüler roman yazarlarının yapıtlarına da genellendiği söylenebilir. Özellikle romantik, kadınsı, hafif gibi sıfatlarla anılan kadın yazarların yapıtları, popüler edebiyat ürünleri olarak değersizleştirilir. Suat Derviş in romanlarını konumlandırabilmek için popüler edebiyat bağlamında ilişki kurulması gereken kavramlardan biri romans tır. Suat Derviş in romanlarının santimantal veya romans ile ortaklıkları ve farklılıkları nelerdir? Şematik kurgunun önemli olduğu romansların geleneksel toplumsal değerleri yeniden üreten bir yapıya sahip oldukları söylenebilir. Romanslar, çoğu solcu eleştirmen tarafından okuru, gerçek mutluluğu bir erkek efendiye boyun eğmekte bulan edilgen (kadın) kahramanla özdeşleşmeye davet etmesi ve stereotipik olması yönünden eleştirilmektedir (Light 222). Bu eleştiriler çerçevesinde romanslar, kadınları toplumsal ve cinsel anlamda baskılayan ideolojinin bir biçimi olarak görülmektedir. Returning to Manderley: romance fiction, female sexuality and class (Manderley ye Dönüş: Romans, Kadın Cinselliği ve Sınıf) adlı makalesinde romansların egemen ideolojiyi yeniden üreten yönünü sorgulayan Light, romans okumanın olası politik etkileri üzerinde durmuştur. Light, geniş kitleleri aptal ya da mazoşist olarak değerlendirmek yerine okuma sürecini metinle okur, okurla okur ve metinle metin arasında bir etkileşim olarak benimseme gerekliliğini vurgular (223). Bu etkileşimin önemi, tefrika romanlar söz konusu olduğunda daha da artmaktadır. Okurlardan gelen tepkilerin, yazara güncel olarak ulaşabildiği ve yapıtı doğrudan etkileyebildiği göz önüne alındığında, tefrika romanların yazar-okur-metin etkileşiminin yüksek olduğu özel bir biçim olduğu görülebilir. Sanat yapıtının üretim koşulları düşünüldüğünde, tecimsel kaygıların da tefrikayı doğrudan ve hızlı bir biçimde etkileyeceği varsayılabilir. 21

Popüler ürünlere yöneltilen eleştirilerden biri de, bu yapıtların içerik ve biçimlerinde şematik kurgulara yaslanması ve okuru stereotiplere alıştırması olarak kavramsallaştırılır (Oktay, Türkiye de Popüler Kültür 26). Bu bakışa göre, magazinlerde, santimantal yazında, polis ve casusluk romanlarında karşımıza çıkan hep egemen sınıfın bakış açısıdır (26). Ahmet Oktay ın yaptığı incelemeye göre Cumhuriyetin ilk 25 yılının magazinlerinde edebiyat ve sanat özel bir yer tutmaktadır. Bu tür haberlerin yanı sıra şiire, tefrika romana, tiyatroya, müziğe, yazın ve tiyatro eleştirilerine nerdeyse bütün sayılarda rastlanmaktadır (59). 1950 lerden itibaren ise Amerikan yaşam biçiminin egemenliğiyle birlikte kültürün magazin dergilerinden dışlanması dikkati çekecektir (59). Ahmet Oktay, Semih Lütfi nin çıkardığı ve ilk sayısı 4 Nisan 1935 te yayımlanan Perşembe dergisinde Suat Derviş in bir yazısına atıfta bulunmaktadır. Güzel Olmak İster misiniz? başlıklı bu yazı nedeniyle Oktay, Derviş i ilerici olarak nitelerken sözcüğü tırnak içine alarak üstü kapalı biçimde eleştirmeyi ihmal etmemiştir. Suat Derviş e başka bir atıf da, aynı dergide 7 Mayıs 1935 te yayımlanan Bir Kadın İki Erkeği Sevebilir mi başlıklı yazıya ilişkin yapılmıştır: Yazı sinema oyuncusu Miriam Hopkins i iki erkek arasında gösteren bir fotoğrafla süslenmiş. Ayrıca dönemin ünlü iki kadın yazarının hem birlikte bir fotoğrafları hem de konuya ilişkin görüşleri yer alıyor: Suat Derviş: Hayır diyor. Şükufe Nihal: Bu sual tehlikelidir. Siz ne dersiniz. (Oktay 78) Bu örnek de Derviş in, 1930 lu yıllarda dönemin ünlü kadın yazarı olduğunu göstermektedir. 22

Bu çerçevede, Suat Derviş in yazın anlayışının tarihsel bakış açısından koparılamayacağı ve Türk edebiyatının o dönemki koşullarının bir parçası olarak değerlendirilmesi gerekliliği anımsanmalıdır. Yine bu bağlamda onun hayatını gazetecilik ile kazanan bir edebiyatçı olduğu akılda tutulmalıdır. İlk örneklerinin İkinci Meşrutiyet ten itibaren görüldüğü popüler öykü ve roman, daha çok santimantal aşk kavramı çevresinde oluşmuştur (Oktay, Cumhuriyet Dönemi 125). Popüler kadın edebiyatı ya da santimantal yazın a yapılan eleştirilerin başında da romantik aşk söyleminin eleştirilmesi gelir. Aşkın kutsanması, sıcak yuva nın onanması ve kadınların geleneksel rollerinin pekiştirilmesi, yöneltilen diğer eleştiriler arasındadır. Popüler santimantal edebiyat romantik, aşk için yaratılmış ve sonul amacı sadık eş ve iyi anne olmaktan ibaret bir kadın imgesini yerleştirme işlevini üstlenir (Oktay 129). Derviş in romanlarının popüler ve/veya santimantal yazını hangi açılardan kıran ve yıkan, hangi açılardan üreten nitelikler taşıdığı somut bir biçimde ortaya konulmalıdır. Aksi takdirde, o dönemin aydınlarını bugünün bakış açısından değerlendirerek anakronizme düşme ve kadın yazarla özdeşleşen popüler yazını küçümseyen bir bakış açısının üretilmesine katkıda bulunma şeklinde çifte tehlike baş gösterir. Yazarları ve yapıtları bir hamlede sınıflandırmak yerine, her bir yazarın her bir yapıtı üzerinde somut çalışmalara gereksinim duyulmaktadır. Derviş in romanlarının edebiyat tarihi içinde konumlandırılması, ancak ezbere dayalı genellemelerin yerini, tek tek yapıtların üzerine yapılan derin/yakın okumaların alması ile mümkün olabilir. Romanda popüler formların neler olduğu belirlenirse Suat Derviş in bunlardan hangilerini kullandığını, hangilerini dönüştürdüğünü ve popülerlik 23

bağlamında edebiyatın sınırlarını nasıl geçişken hâle getirdiğini ortaya koymak mümkün olacaktır. Popüler aşk romanlarının konusu, genellikle evlilikle sonuçlanan aşktır. Bu romanlarda genellikle kadınların geleneksel rolleri olan annelik ve ev kadınlığının olumlanarak yeniden üretildiği de söylenebilir. Oysa Suat Derviş in romanlarında aşk hiçbir zaman evlilikle sonuçlanmaz; aşk nedeniyle bedensel birleşme gerçekleşse bile bu, mutluluğu değil, aşkın sona erişinin yarattığı hayal kırıklığını getirir. Annelik ve ev kadınlığı rollerinin sorunsallaştırılması bağlamında, Suat Derviş in romanlarının, kadınları modernleşme projesinin yeniden üreticileri olarak gören resmî ideolojiye muhalif olduğu söylenmelidir. Bu durumun Suat Derviş in millî kanon ile kurduğu ilişkinin bir parçası olduğu da düşünülebilir. Suat Derviş in yapıtları millî kanon un söylemine eklemlenemeyeceği gibi, kadınları modernleşmenin yeniden üreticileri olarak gören resmî ideolojiye de muhaliftir. Bu saptama da onun, hem erken dönem romanlarında hem de geç dönem romanlarında hep başka bir yerden konuştuğunu göstermektedir. Suat Derviş in romans ya da santimantal türüyle ilişkilendirilerek değerlendirilebilecek olan ilk dönem yapıtları da türün, kadınların geleneksel rollerinin pekiştirilmesi olarak beliren temel özelliğine uymamaktadır. Romanlarda, kadınların geleneksel rollerinin yeniden üretilmesi bir yana, ev işi ve annelik ile biçimlenen kadın kimliği sorunsallaştırılmaktadır. Bir çeşit aşk felsefesinin yapıldığı bu romanların, özellikle yazıldıkları dönem itibariyle, devrimci ve ilerici iletilere sahip olduğunu vurgulamak gerekir. Oktay ın en azından bir zamanlar vakit öldürme amacıyla yazılmamış olduğunu belirttiği romanlara verdiği örnekler arasında, Fatma Aliye Hanım ın Muhadarat ı, Emine Seniye Hanım ın Sefalet i, Burhan Cavit in Gazi nin Dört 24

Süvarisi, Burhan Uçuk un Dikenli Çit i, Ethem İzzet in Yakılacak Kitap ı ve Suat Derviş in Buhran Gecesi bulunmaktadır. Oktay bu romanların belli törel ve toplumsal kaygılardan yola çık[tıklarını] belirtir (125). Bu romanlar hakkında kapsayıcı yargıda bulunmak için yapıtların yayımlandıkları dönemin tarihsel-toplumsal özelliklerini dikkate alan bir bakış açısıyla tek tek değerlendirilmesi gerekir. Örneğin, Tanzimat romanının belli başlı temalarından olan kölelik ve cariyelik kurumlarının eleştirisini yapan Muhadarat ın bu dönemin en önemli romanlarından olduğu söylenmelidir. Bu romanın üslubu açısından popüler olarak sınıflandırılması onun Türk roman tarihindeki önemini azaltamaz. Üstelik bu yapıtın değeri, onun ilk kadın romancı olarak kabul edilen Fatma Aliye Hanım tarafından yazılmış olmasından da bağımsızdır. Ahmet Oktay ın 1993 te yayımlanan Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı 1923-1950 adlı yapıtında, yine aynı yıl yayımlanmış olan Türkiye de Popüler Kültür adlı yapıtına kıyasla, popüler yazına yönelik olarak daha olumlu bir bakış açısı ortaya koyduğu söylenebilir 9. Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı 1923-1950 adlı yapıtında, popüler kültüre pek olumlu bakmasa da okurun iletiyi değiştirebilme yetisine sahip olması nedeniyle onun tamamen aldatım ve yönlendirim e yol açmadığı ve popüler edebiyatın tümüyle zararlı olmadığı sonucuna varır (126). Bu çalışmasında solpopülist sayabileceğimiz Suat Derviş, toplumsal içerikli romanlar yazmıştır saptamasında bulunur (127). 9 Ahmet Oktay, Türkiye de Popüler Kültür adlı kitabında yer alan Fosforlu Cevriye: Aşkın Yarattığı Erdem başlıklı yazısında, Fosforlu Cevriye yi olaylar ve kişilerinin yapay oluşuyla, tüm anlatının kim olduğunu tam olarak anlayıp bilemediğimiz erkek-kişi çevresinde kurulmuş oluşuyla ve düşkün kadın-üstün erkek karşıtlığını yeniden üretmesiyle eleştirmiş olması, eleştirilmeyi gerektiriyor. Ayrıca, 1930 lar Türkiyesi nde yazıldığı, o dönemin kültürel/siyasal/yazınsal somut koşullarıyla sınırlandırıldığı için hoşgörüyle karşılanabilecek ideolojik maluliyetlerle dolu bir popüler roman (198) olarak tanımladığı Fosforlu Cevriye nin ilk olarak 1944-1945 yıllarında tefrika edilmiş olduğunu belirtmekte yarar var. 25