AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI

Benzer belgeler
ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

Devrim Öncesinde Yemen

GÜNLÜK BÜLTEN 13 Haziran 2014

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

Başbakan Erdoğan'ın adaylığı dünya basınında

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Beyaz Saray'daki Trump-Erdoğan Zirvesinden Ne Çıktı?

Kazandı ama bu sonuç Erdoğan ı mutlu etmez

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

BAŞBAKAN ERDOĞAN İRAN DA BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI AHMEDİNEJAD, DİNİ LİDER HAMANE

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

Bush, Suudi Kralıyla petrol fiyatı konuştu

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya

DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Özel Bankacılık Araştırma İngiltere, Haziran 2017 Seçim Sunumu

Cumhuriyet Halk Partisi

ABD'den NATO ülkelerine ültimatom: Savunma harcamalarını arttırın

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

KARARSIZ AK PARTĠ SEÇMENĠ PARTĠSĠNE DÖNÜYOR

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

GÜNLÜK BÜLTEN 20 Haziran 2014

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Araştırma Notu 15/179

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

IKBY-Irak Merkezi Hükümeti Çekişmesi ve Türkmenlerin Durumu

EUR/USD ANALİZİ DESTEK : DİRENÇ :

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Hackerlar ortaya çıkardı: Birleşik Arap Emirlikleri İsrail yanlısı kurumları fonluyor!

Kuzey Irak'a harekat

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

10 Ağustos. Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Yazılı Medya Araştırması. 18 Ağustos Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi Yazılı Medya Araştırması

NATO'yu nasıl bir gelecek bekliyor?

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

ACR Group. NEDEN? neden?

Türkiye Siyasi Gündem Araştırması

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

24 Haziran Seçimlerine İlişkin Kamuoyu Eğilimleri

11-16 ŞUBAT DEMİR CEVHERİ PİYASA FİYATLARI

ABD Suriye Rejimi'nin hava üssünü vurdu

ekonomi olduğu görülüyor. Erken seçim olma ihtimalinin zor olduğu, AKP'nin ekonomide rahatlama yaşatmadan seçimi tekrarlatmasının mümkün olmadığı görü

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI

Esentepe Mah. Ali Kaya Sok. Polat Plaza A Blok No: 1A/52 Kat 4 Şişli / İstanbul Tel: (0212)

GÜNLÜK BÜLTEN 24 Haziran 2014

Türkiye-Rusya ilişkilerinin son 16 yılı

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

Günlük Yorum. IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı. Piyasalarda Bugün Ne Oldu? USDTRY BRENT PETROL ALTIN GBPUSD EURUSD

Ayşegül DEDE / Etüd Araştırma Servisi / Uzman 2009 YILI TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ GENEL DEĞERLENDİRME

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

GÜNLÜK BÜLTEN 23 Mayıs 2014

Cumhuriyet Halk Partisi

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

NİSAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları,

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k


AVRASYA İNCELEMELERİ MERKEZİ CENTER FOR EURASIAN STUDIES RUSYA/KARLOV: ŞİÖ KONUSUNDA KARAR ANKARA'NIN Bloomberght, 30 Kasım 2016

Esentepe Mah. Ali Kaya Sok. Polat Plaza A Blok No: 1A/52 Kat 4 Şişli / İstanbul Tel: (0212)

ABD'nin iki seçeneği kaldı: Ya gücünü artır ya da Taliban'a göz yum

Sosyal Araştırmalar Enstitüsü 1 Kasım 2015 Genel Seçim Sandık Sonrası Araştırması

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

Afganistan şimdi Trump'ın savaşı haline geldi

2014 YILI NİSAN AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

Körfez'in petrol zengini ülkesi: Kuveyt

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1

Cumhuriyet Halk Partisi

GENEL BAŞKANIN MESAJI

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİM YORUMLARI VE SONRASINDA BİZİ BEKLEYENLER

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

MEDYANIN EYLÜL AYI GÜNDEMİ - DÖRDÜNCÜ KUVVET MEDYA - Özgür Gazeteciler Platformu Salı, 04 Ekim :31

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII 24 HAZİRAN 2018 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

Türkiye ve Avrupa Birliği

GÜNLÜK BÜLTEN 26 Kasım 2014

Esentepe Mah. Ali Kaya Sok. Polat Plaza A Blok No: 1A/52 Kat 4 Şişli / İstanbul Tel: (0212)

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA GÜÇLÜ NÜN KONUŞMASI

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

GENEL GÖRÜNÜM. TÜİK in açıkladığı verilere göre Mayıs ayında işsizlik oranı %8.8 seviyesinde gerçekleşti.

Esentepe Mah. Ali Kaya Sok. Polat Plaza A Blok No: 1A/52 Kat 4 Şişli / İstanbul Tel: (0212)

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

Bağdat hükümeti ilerleyemiyor: Musul'da son durum ne?

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Yine tehtid ettiler

GÜNLÜK BÜLTEN 12 Haziran 2014

AKP ye Soruyoruz CHP EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

15 Ekim 2014 Genel Merkez

Baki olan Rabbimiz ve davamızdır

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Transkript:

Ġçindekiler TÜRKİYE GÜNDEMİ... 2 Ankara'da dikkat çeken atama... 2 AK Parti de veda resepsiyon... 2 TİKA'dan Gazzeliler'e prefabrik konut... 3 İstifa mı ediyor?... 3 Erdoğan ve partinin geleceği Yasin Doğan, Yeni Şafak... 3 Başkanlık ekonomimizi en noktasına taşıyabilir Yiğit Bulut, Star... 4 AVRUPA GÜNDEMİ... 6 Ukrayna, Rusya'nın yardım konvoyunu engelleyebilir... 6 AB: Irak'ta dünyadaki en acil kriz yaşanıyor... 6 Tartışmalı Rus yardım konvoyu Ukrayna yolunda... 6 AB'nin aşırı sağcıları grup kuruyor... 6 AB'den Irak hükümetine ve bölgesel Kürt yönetimine "IŞİD'e karşı işbirliği" çağrısı geldi. 7 AB, Irak'ı Görüşüyor... 8 Vatandaşlıkta Yeni Dönem... 8 Türkiye...Yabanci komşu - Thomas Hauser, Badische Zeitung... 8 Erdoğan'in Riskli Zaferi - Frank Nordhausen, Frankfurter Rundschau... 10 İtalyan ekonomisi artık tekliyor! Deniz Gökçe, Akşam... 11 AFRİKA GÜNDEMİ... 12 Mali'den ebola için 3 milyon dolar... 12 Sudan'da yaklaşık 400 bin kişi evsiz kaldı... 12 AMERİKA İNGİLTERE GÜNDEMİ... 13 Latin Amerika ülkelerinden İsrail'e tecrit... 13 İngiltere militanlarla mücadelede rolünü güçlendiriyor... 13 İngilizlerin çoğu teröristler tarafından tehdit edildiklerini hissediyor... 13 ABD Irak'a yeni askeri danışmanlar gönderdi... 13 İngiltere'nin Iraklı Kürtleri doğrudan silahlandırması gerekiyor- Albay Tim Collins, Daily Telegraph... 14 1

ASYA PASİFİK GÜNDEMİ... 14 Çin'de yağışlar can almaya devam ediyor... 14 Japonya Başbakanı Abe, Erdoğan'ı Kutladı... 15 Japonya ekonomisi yüzde 6,8 daraldı... 15 ORTADOĞU GÜNDEMİ... 15 Sincar dağlarında hayatta kalma savaşı... 15 Körfez ülkeleri buzları eritiyor... 15 Hamas: İsrail uğradığı hezimeti itiraf etti... 16 Vatikan hem IŞİD'e hem 'Hilafet'e saldırdı... 16 ABD Irak'ın kuzeyine 130 asker daha gönderdi... 16 Barzani Abadi'yi destekliyor... 17 İslâm Dünyası için çıkış yolu... - Muhsin Meriç, Yeni Akit... 17 ABD, Rusya ve İsrail 'Yeni Türkiye'yi nasıl yorumluyor? - Nedret Ersanel, Yeni Şafak... 18 TÜRKĠYE GÜNDEMĠ Ankara'da dikkat çeken atama Dünya Bülteni Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun danışmanlarından Ali Sarıkaya, Başbakan Başdanışmanı olarak atandı. Atama Davutoğlu'nun Başbakanlığı için işaret olarak yorumlandı. Ankara kulisleri, AK Parti de 27 Ağustos ta olağanüstü genel kurul kararı alınmasının ardından başbakan ve genel başkanın kim olacağıyla ilgili en hareketli dönemini yaşarken, Başbakanlığa en yakın kişilerden biri olarak gösterilen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu nun danışmanlarından Ali Sarıkaya, Başbakan Başdanışmanı olarak atandı. AK Parti de veda resepsiyon Hürriyet AK PARTİ yarın akşam, Çankaya Köşkü ne uğurlamaya hazırlandığı lideri Tayyip Erdoğan a veda resepsiyonu veriyor. Partinin 14 Ağustos taki kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen ancak Erdoğan a veda niteliği taşıyacak resepsiyona, bakanlar, milletvekilleri, il ve belediye başkanları, kurucular ve delegeler davet edildi. 2

TĠKA'dan Gazzeliler'e prefabrik konut AA Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı tarafından, evleri yıkılan Gazzeliler için bin prefabrik konut inşa edileceğini bildirdi. Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) tarafından, evleri yıkılan Gazzeliler için bin prefabrik konut inşa edileceğini bildirdi. İşler, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Türkiye olarak, Gazze'nin yaralarının sarılması için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla derhal harekete geçildiğini" belirtti. Ġstifa mı ediyor? Habertürk Cumhurbaşkanlığı seçimi muhaliflere tepki sonuçlarını hezimet olarak değerlendiren CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, parti yönetimiyle yollarını ayırıyor. Parti içi muhalefetin lider adayı olarak gösterilen İnce nin bugün MYK da tepkisini dile getireceği, yarın da düzenleyeceği basın toplantısının ardından grup başkanvekilliği görevinden istifa edebileceği belirtiliyor. Erdoğan ve partinin geleceği Yasin Doğan, Yeni ġafak R. Tayyip Erdoğan, AK Parti genel başkanı olarak girdiği dokuzuncu seçimden de zaferle çıkarak büyük bir tarihi başarıya imza attı. AK Parti'nin her seçimde oyunu artırarak üç dönem üst üste iktidarını koruması başlı başına bir başarıdır. Erdoğan'ın yüzde 52 oyla cumhurbaşkanı seçilmesi ise Türkiye tarihinde bir siyasetçinin şahsen en büyük halk desteğine ulaşması açısından bir ilktir. Bu kez bir parti veya bir hareket değil bir kişi oylanmış ve halkın yarısından fazlasının oyunu almıştır. Halkın doğrudan Cumhurbaşkanını seçmesinin 'Yeni Türkiye'nin inşasında önemli bir kilometre taşı olduğunu söylüyoruz. Yeni Türkiye metaforunda Erdoğan'ın yükleneceği misyon büyük önem taşıyor. 'Erdoğan Köşke çıksın bir şeye karışmasın' yaklaşımında olanlar, bu tasavvuru ve ideali kavrayamamış olurlar. Gerek halk seçtiği için gerek Erdoğan gibi güçlü bir lider yüklendiği için bu makam ister istemez 'etkili' bir makam olacaktır. AK Parti'nin geleceği hakkında söz söyleyenlerin 'Yeni Türkiye' idealini ve yeni Türkiye'de belirlenen misyon ve rolleri gözardı etmesi büyük bir yanılgı olur. AK Parti'nin başına geçecek isim elbette ki halkın ve partinin kabulüne mazhar olabilecek bir kişi olacaktır. Ama daha önemli olan 'Yeni Türkiye'de belirlenen rolleri yadsımaması ve Cumhurbaşkanı- Başbakan uyumunu üst düzeyde tutması olacaktır. Partinin genel başkanları zaman içinde değişebilir ancak bu hareketin lideri Erdoğan'dır. Bu büyük siyasi hareketin lideri olan Erdoğan'ın partinin geleceğinin sıkıntıya düşmemesini ve işin başındayken partinin sorunsuz şekilde kongre yapmasını istemesi onun en tabii hakkıdır. Kongre tarihini, başka isimlere endeksleyerek farklı yerlere çekmek son derece yanlıştır. AK 3

Parti, büyük badireleri 'parti bütünlüğünü' koruyarak atlatmıştır. Erdoğan'ın bu konuda hassasiyet göstermesinden daha doğal bir şey olamaz. Erdoğan dokuz seçimi de kazanmış, bir çok kişiye de önemli makamlar kazandırmıştır. Ak Parti içinde yeni dönemi 'makam taksimatı' mantığıyla ele alacak ve partinin bugüne kadarki siyaset felsefesine ve dava anlayışına aykırı hareket edecek kimse olmadığını düşünüyorum. Bir çok değerli isim AK Parti'nin kuruluşundan bu yana önemli katkılarda bulunmuş ve önemli bir misyon icra etmiştir. Bu hareketin gençlerle aşılanması ve yeni hedeflerin yeni kuşaklarca benimsenmesi fikriyatı doğru algılanmalıdır. Kimse kendi kişisel pozisyonunu korumak için dava söylemini perde olarak kullanmamalı, kendisini olmazsa olmaz göstermemelidir. AK Parti kulislerin değil kural ve kurulların partisidir. Partinin geleceği adına söz söyleme yetkisi yetkili kurullara aittir. Erdoğan'ın iradesi ve ilgili kurulların takdiri tüm kişisel söylemlerin ve hesapların üzerindedir. Erdoğan partide söyleyecek sözü olan herkesi dinlemekte; MKYK ve milletvekilleri başta olmak üzere kadın ve gençlik kollarının, tüm teşkilat kademelerinin görüşünü almakta, çok geniş bir istişare yürütmektedir. Bizimle ilgili 'şuna karşı, buna karşı' gibi tezviratlar son derece yersizdir. Biz 'Yeni Türkiye' idealinin ve Erdoğan'ın yanındayız. Erdoğan'a ve bu ideale karşı olan kimse biz ona karşı oluruz. Bu hareketin kimseye bir diyet borcu veya açık hesabı bulunmamaktadır. AK Parti delegeleri ve kurulları kimi genel başkan seçerse onun arkasında durmak, onu gözden düşürecek küçümsemelerden kaçınmak, Ak Partililerin siyasi sorumluluğudur. Ortada işaret edilen kişiler değil tanımlanan bir misyon var. Kim bu misyonu kabullenirse bize düşen ortak akıl ve takım çalışmasıyla onun arkasında yer almaktır. AK Parti'nin bir kişiyi bile dışlama, kaybetme lüksü yoktur. Bu davaya hizmet eden herkes değerlidir ve başımızın üzerinde yere sahiptir BaĢkanlık ekonomimizi en noktasına taģıyabilir Yiğit Bulut, Star Türkiye nin geçmişte çektiği ekonomik sıkıntıları düşünün ve şu soruyu lütfen sorun; ana sorun bazı alanlara eksik olmamız mıydı yoksa yanlış yönetim ve hantallık yüzünden karar alamamamız, harekete geçemememiz miydi... Sevgili dostlarım, bu soru sonrası konuya her zaman yaptığımız gibi; bir tespit ile başlayalım; Türkiye de özellikle 1982-2003 arasında defalarca yazılıp çizildiği gibi; süreçler çok uzundur, iş yaptırmak, hele hele kamu dinamiklerini harekete geçirmek çok zordur... Geçmişte birçok kez Sayın Erdoğan bile bundan şikayet etmiş ve OLİGARŞİK BÜROKRASİ vurgusunu defalarca tekrarlamıştır... 4

Sevgili dostlar, BÜROKRATİK sıkıntı en dipteki küçük mekanizmalardan başlar, en tepedeki halkanın içine kadar uzanır... İşin kötüsü hepimiz de bu gerçeğe alışırız ve yapamadıklarımızı sorgularken şöyle tuhaf bir cümle kurarız: Burası Türkiye! Beğenmiyorsun da değiştirmek için ne yaptın demezler mi adama! Sevgili dostlar, Türkiye tarihine dikkatli bakıp, özellikle yapmak isteyenlerin nasıl aşağı çekildiğini, hatta karşıt mekanizmalar tarafından nasıl etkisizleştirildiğini sorguladığımızda tek bir sonuca varırız: Var olan yapıda bir hata mevcut ve hükümet olmak ile iktidar olmak arasında uzun bir mesafe vardır ve ancak Başbakan Erdoğan gibi SAVAŞ veren LİDERLER VESAYET DİNAMİKLERİNİ alt ederek iktidar olabilirler. Bu gerçeği yukarıdan aşağı her mekanizmaya uygulayabilirsiniz. Bir yere yetkili atarız, sonra da çalıştırmayız! Çıkarım 1: Türkiye gibi gelişme sürecinde hızlı yol alabilecek ve en önemlisi doğru kararların verilmesi halinde yeni dünya düzeni içindeki yeri gereği çok hızlı gelişebilecek bir ülkede, iyi kurulmuş bir başkanlık sistemi çok iyi sonuçlar verebilir... Bu noktada soralım: Sakıncaları yok mu? Özellikle sistem iyi kurulmaz ise tek adam her şeye hâkim olur ve devlet siyasallaşmaz mı?... Bu KARA PROPAGANDA özellikle Başkanlık korkusu ile kavrulan YERLEŞİK DÜZEN tarafından yapılsa bile gerçekçi değil. Açık söyleyeyim; iyi kurgulanırsa hiçbir sorun asla olmaz. Başkanlık sistemi olması gerektiği gibi dünya standartlarına uygun kurulursa; bakanlar seçim dinamiklerine bulaşmışlardan değil, mesleğinde yol almış profesyonellerden seçilecek. Bunun anlamı da çok açık: Siyasi çarka bulaşmadan sadece bir konuda iyi olduğu için ülkede o konuda söz sahibi olma şansı elde edecekler ve ideallerini ülke için hayata geçirebilecekler. Çıkarım 2: Düzenlemenin adı ne olursa olsun, var olan yapının zorluklarını bilerek yeni adımlar atmamız ve iş yapmak isteyenin önündeki engelleri kaldırmamız gerekli. Bu sadece tepedekiler için geçerli değil, her alanda sorumluluk alacak ve adım atacak insan kaynağına ihtiyacımız var. Bu ülkede İŞ YAPAN daha fazlasını YAPMAK isteyen SEÇİLMİŞ LİDER in başına neler gelebileceğini, nasıl bir hayasız akına uğrayabileceğini GEZİ olaylarından, 17 Aralık Yargı Darbesi denemesinden bugüne yaşayarak gördük... Sonuç: Türkiye, ivmesini kaybettiği dönemlerden birinde olsaydı, inanın üstünde konuşmaya bile değmezdi. Bugün gerek genel dünya düzeni gerekse tarihi gelişmeler açısından durum çok farklı. Türkiye tarihin altın fırsatını yaşıyor... 12 yıldır liderin peşinde verilen kavga ile kazanılanlar, Konjonktür ve değişen dünya, Türkiye nin yeni denklem içinde ağırlıklı bir yer edinmesine imkân verebilir ve BU İMKAN hayata geçmeye başladı...bu yeniden kuruluş döneminde Türkiye, doğru bir SİSTEM kurabilir ve VAROLAN DİNAMİKLERİNİ bir üst sınıfa taşıyabilir daha açık ifadesiyle; doğru kurgulanmış bir başkanlık sistemi kurabilirse, çok kısa zamanda çok hızlı yol alabilir... Son söz: Daha önceki yazımda da bu notu düşmüştüm, yine düşeceğim: Türkiye nin yeni küresel vizyonu ilk etapta SEÇİLMİŞ CUMHURBAŞKANI ardından SEÇİLMİŞ BAŞKAN ile bütünleşebilir ve YENİ BİR İVME daha yakalanabilir... Böyle bir yapı içinde 100 yıl önce yaptığımız çıkışı yeni bir dalgayla 100 yıl sonra yeniden yakalayabiliriz. 1900 lü 5

yılların başı Türkiye nin doğuşu ve kuruluşuydu, 2000 li yılların başı da Türkiye nin dünya düzenine ve sistemine yerleşmesi ve kök salması olacak... YENİ çağ, TÜRKİYE YÜZYIL ı olacak... Bizlere düşen bu gidişin önünü açmak... Herkes lütfen elinden geleni yapsın... AVRUPA GÜNDEMĠ Ukrayna, Rusya'nın yardım konvoyunu engelleyebilir Euractive Doğu Ukrayna'ya insani yardım taşıyan bir konvoy Salı günü yola çıktı. Ancak Kiev yönetimi, tırların topraklarına girmesine izin vermeyeceğini ve kargonun sınır noktasında Kızıl Haç'a ait araçlara nakledilmesi gerektiğini söylüyor. Ukrayna ve Batılı ülkeler, Rusya'nın insani yardımları bölgeye müdahale için bahane olarak kullanmasından endişe ediyor. AB: Irak'ta dünyadaki en acil kriz yaģanıyor Euractive Avrupa Komisyonu Irak'a sağladıkları insani yardımları beş milyon Euro artırma kararı aldı, ancak yaşanan esas sorunun yardımlar için finansman değil, bu yardımların ihtiyaç sahibi sivillere ulaştırılması olduğunu söyledi. Komisyon'un insani yardımlardan sorumlu üyesi Kristalina Georgieva, Irak'taki durumun şu anda dünyada yaşanmakta olan insani krizler arasında en acil kriz olduğunu söyledi. TartıĢmalı Rus yardım konvoyu Ukrayna yolunda Euronews Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği nin uyarılarına rağmen Rusya nın yola çıkardığı insani yardım konvoyunun bugün öğlen saatlerinde Ukrayna sınırına ulaşması bekleniyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna nın doğusuna yardım gönderilmesiyle ilgili olarak Kiev hükümetinin çekincelerini dikkate aldıklarını açıkladı. AB'nin aģırı sağcıları grup kuruyor Avupa Bülteni Son Avrupa Parlamentosu seçilerinden ya zaferle ya da büyük bir atılımla çıkan değişik Avrupa ülkelerinden yabancı düşmanı aşırı sağcı partiler AB parlamentosunda grup kurabilmek için birleşiyor. Yedi AB ülkesinden aşırı sağcı partiler Fransa'nın Front National'i (FN) öncülüğünde bir araya geldi. 6

Parlamento'da Aşırı Sağcı Grup Fransa ve İngiltere'de birinci parti konuma yükselen aşırı sağcı partiler diğer birçok Avrupa ülkesinde de oylarını hatırı sayılır miktarda artırdı. Son Avrupa Parlamentosu seçimlerine damga vuran partiler Fransız Front National ('Ulusal Cephe') öncülüğünde parlamentoda grup kurabilmek için bir araya geliyor. Avrupa Parlamentosu'nda grup olmak için birleşen partiler arasında Fransa'dan Front National, İtalya'dan Lega Nord ('Kuzey Birliği'), Avusturya'dan FPÖ, Belçika'dan Vlaams Belang, Hollanda'dan PVV, Litvanya'dan Düzen ve Adalet Partisi'nin yer alacağı kesinleşti. Birliğin önümüzdeki Çarşamba günü Fransız FN'in lideri Marine Le Pen tarafından bir basın toplantısıyla duyurulacağı bildirildi. 'Özgürlük için Avrupa Ġttifakı' 'n-tv.de' isimli haber sitesinin haberine göre, kurulacak yeni grup 'Europäische Allianz für die Freiheit' ('Özgürlük için Avrupa İttikfakı') adını taşıyacak. Haberde kurulacak yeni aşırı sağcı grubun parlamentodaki sol bloktan daha büyük olacağına da yer veriliyor. Yeni grubun en büyük partisi olan FN'in lideri Marine Le Pen Macar Jobbik partisini gruba dahil etmeyeceklerini belirtiyor. Almanya'nın NPD'si de Avrupa Parlamentosu'na bir milletvekili sokmasına rağmen birlik dışında kalacak. Yeni grup aşırı sağcı ve yabancı düşmanı bir ton taşımasına rağmen kendini 'bürgerlich' yani 'orta sınıf' olarak tanımlıyor ve Alman neonazi partisi NPD ile arasına mesafe koyuyor. AB'den Irak hükümetine ve bölgesel Kürt yönetimine "IġĠD'e karģı iģbirliği" çağrısı geldi. Dünya Bülteni Avrupa Birliği Irak hükümetinden ve bölgesel Kürt yönetiminden IŞİD'e karşı işbirliği yapmalarını istedi. AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, yazılı açıklamasında IŞİD'in Zummar ve Sincar kentlerine saldırısından derin endişe duyduğunu belirterek "Masum sivillerin kaçırılması ve katledilmesi dahil IŞİD'in terör eylemlerini şiddetle kınıyoruz" dedi. Sincar'dan kaçan ve IŞİD tarafından kuşatılan büyük çoğunluğu Yezidi 200 bin insanın geleceğinden kaygı duyduklarını belirten Ashton, "Irak Hükümeti ve Bölgesel Kürt Yönetimi'ne IŞİD'e karşı acilen güvenlik işbirliğinin yeniden tesis etmeleri çağrısında bulunuyoruz. Bölgesel Kürt Yönetimi'nin bugüne dek insani yardımları kulaylaştırma çabalarını takdir ediyoruz ve yerlerinden edilmiş Irak vatandaşlarına sınırlarını açık tutmaları konusunda onları cesaretlendiriyoruz" ifadesini kullandı. Ashton, Irak hükümeti, bölgesel Kürt yönetimi, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası ortakların ihtiyaç sahiplerine insani yardımların ulaştırılması için her türlü çabayı göstermelerini talep etti. 7

AB, Irak'ı GörüĢüyor DW Brüksel'de toplanan AB üyesi ülkelerin büyükelçileri, Irak'ın kuzeyindeki gelişmeleri görüşüyor. Fransa ve İtalya, IŞİD saldırıları karşısında peşmergenin silahlandırılmasını, konuyu ele almak üzere bir AB zirvesi düzenlenmesini talep etmişti. Bugün büyükelçiler düzeyinde yapılan toplantıda herhangi bir karara varılması beklenmiyor. Görüşmenin "koordinasyon amaçlı" olduğu belirtildi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Vekili Marie Harf, ABD'nin Irak'taki Kürt güçlerine silah sevkiyatı yaptığını dün açıklamıştı. VatandaĢlıkta Yeni Dönem Sabah Avrupa Yılların kanayan yarası Opsiyon Modeli sonunda kaldırıldı. Bundan böyle, Opsiyon Modeli ndeki gençlerin çoğu çifte vatandaş Almanya da Federal Meclis dün Vatandaşlık Yasası ndaki değişikliğe onay verdi. Opsiyon Modeli nin hükümetin öngördüğü şekilde değiştirilmesi kabul edildi. Böylece Almanya da dünyaya gelip en az 8 yıl bu ülkede yaşayan her genç, çifte vatandaş olacak. Yeni yasaya göre Almanya da 21 yaşına kadar en az 8 yıl yaşayan veya 6 yıl okula giden veya Almanya da bir okul veya meslek eğitim diploma alanlar, hem köken vatandaşlığını hem de Alman vatandaşlığını muhafaza edecek. Yani bu kişiler resmen çifte vatandaş statüsünde olacak. Yapılan tahminlere göre halen gençlerin yüzde 95 i bu şartları yerine getirecek. Federal Hükümetin Göç ve Uyum Sorumlusu Aydan Özoğuz, Bu, Vatandaşlık Yasası nda 1999 yılından bu yana yapılan en büyük reform. Bu değişiklik ülkenin geleceğine dönük bir karar dedi. Özoğuz, Kararlaştırılan değişiklik, Almanya daki çifte vatandaşlığın toplumsal ve siyasi kabul edilebilirliğini arttıracaktır diye konuştu. Türkiye...Yabanci komģu - Thomas Hauser, Badische Zeitung Öyle anlar vardır ki insanın çok iyi bildiği ve güvendiği kişi bir anda yabancılaşır ve onu tanıyamazsınız. İşte Recep Tayyip Erdoğan ın -ki önceki rolü ona zaten küçük geliyorduülkenin yeni Cumhurbaşkanı seçildiği Türkiye böyle bir vaka. 12 yıldır Başbakanlık yapan Erdoğan yeni görevinde sadece temsil görevi yürütmekle yetinmeyip hükûmet etmeyi de sürdürme gayretinde. Eleştirmenler ülkenin giderek otoriter bir çizgiye oturacağı görüşünde. Zaten Erdoğan da şimdiye kadar duyulan kaygıları haklı çıkaracak her şeyi yaptı ve yapıyor. Erdoğan ı, muhalifler ve dünyanın geri kalanına yönelik nezaketsiz ve saygısızca tutumu ilgilendirmiyor çünkü ülkesindeki seçimlerde ona çoğunluğu garanti eden bir kesim her zaman hazır. Ancak bu seçimlerde elde ettiği yüzde 52 nin bir anlamı var. Üstelik bu anlam sadece Başbakan ın arkasına aldığı yandaş medya gücü ile muhaliflerine nefes dahi 8

aldırmadığı hakkaniyetten yoksun seçim yarışının sonucunu ifade etmiyor. Alınan yüzde 52 nin kişisel alternatifleri ve birlik beraberlik ruhu da yoktu. Tüm bunlarla birlikte seçime katılım da son derece düşüktü. Erdoğan ın rakiplerinin seçim öncesi boyun eğmiş olması sadece alınan sonuçlardan değil, seçim sonuçlarına yönelik tepkilerden de açıkça belli etti kendini. Erdoğan, ihtiyacı olan Anayasa değişikliği için gerekli çoğunluğa artık sahip olmasa da ortaya konan resimde fiilen hükûmet eden Cumhurbaşkanı durumunda. Erdoğan seçim yarışını bizzat kontrol etmek ve daha yüksek bir oy oranına ulaşabilmek için zaman kazanma eğilimi göstermekle birlikte, genel seçimler, takvime uyulursa 2015 te yapılacak. Ancak yeni seçim yarışını artık bir başkası yürütecek. Peki, bu temiz bir halefle gerçekçi mi? Üstelik geçmişte Anayasa Mahkemesi hâkimleri Erdoğan a birçok kez uyarı verdikleri hâlde. Bu noktada da halk kendisini doğrudan seçerek konumuna ilave bir güç unsuru kazandırmış olsa da hâkimlerin gözü yine yeni Cumhurbaşkanı nın üzerinde olacaktır. Öte yandan Erdoğan ın artık Anayasa Mahkemesindeki çoğunluğu istediği şekilde değiştirme yetkisi var. Neticede Erdoğan olası muhalif dalgaları önlemek adına yeterince önlem alabilir. Avrupa nın uyarıyla birlikte ortaya koyduğu iyi niyetin AB katılımı açısından ilave bir motivasyon getirip getirmeyeceği kuşkulu. Erdoğan ın başarısını derinlemesine inceleyen herkes üç temel unsura rastlıyor: Çok sayıda vatandaşın refah seviyesini yükselten ekonomik canlanma, Erdoğan ın Müslümanların desteğini kazandığı laik Atatürk devletinden sapma ve Türkiye nin jeopolitik açıdan büyük önem kazanmasıyla Erdoğan ın bundan istifade ederek milliyetçiliğin yüceltilmesi. Avrupa nın Türkiye ye -sadece İslam ve demokrasinin bir çelişki yaratmadığını ispat etmek adına değil- ihtiyacı var ancak Türkiye kopma eğiliminde. Avrupa nın tutumu ne olursa olsun, Türkiye olmadan Suriye ve Irak taki sorunların bir çözüme ulaşması mümkün değil. AB, Ankara ya ayrıca Rusya ya olan enerji bağımlılığının azaltılması sürecinde de ihtiyaç duyuyor. Bu arada çok sayıda Avrupalı -müthiş ekonomik büyüme artık geride kalsa da- imrenerek Türkiye nin büyüme rakamlarına bakıyor. Söz konusu ekonomik göstergeler de Erdoğan ın zaten sınırlarını aşmış olan öz güvenini iyice güçlendirerek Brüksel ve Berlin den gelen eleştirilerin, nezaketsizlik ve kabalık ölçütleri içerisinde diplomatik ve süslü püslü boş sözlerle yanıt bulmasına neden oluyor. Bu arada özellikle Almanların kendi iç işleri kapsamında istikrarlı ve özgürlükçü bir Türkiye ile ilgilenmeleri gerekir. Gezi Parkı protestoları ve Kürt yönetimindeki Kuzey Irak ta yaşanan gerilimler, çok uzaktaki sorunlar yumağının ne kadar hızlı bir şekilde Almanya yı da etkileyebileceğini çok iyi gösterdi. Peki, Erdoğan ile nasıl geçinmeli? Ne çok fazla ilgili ne de reddeder bir tavırda. Bu şekilde ne kadar zorlu ve kaygı verici olursa olsun kalıcı ve yapıcı bir sürece katkıda bulunulmuş olunur. Erdoğan, Türkiye değil. Öte yandan daha önceleri de dokunulmaz ve ulaşılmaz olduğunu sanan niceleri -gerçi bunu bu aralar Erdoğan için hayal etmek pek mümkün olmasa da- sert ve hızlı bir şekilde gerçeğin duvarına tosladı. 9

Erdoğan'in Riskli Zaferi - Frank Nordhausen, Frankfurter Rundschau -Başbakan ın Cumhurbaşkanlığı Makamına Geçmesi Türkiye'deki Siyasi Görünümü Köklü Bir Şekilde Değiştirebilir Hatta Belki de Galip Gelenin Düşündüğünden Tam Tersi Yönde-- Bir hayal gerçek oldu. Bir dönemin İstanbul'un liman semti Kasımpaşa'daki simit satıcısı Ankara'daki Cumhurbaşkanlığı Köşkü ne taşınacak. Hâlen Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan şimdi de Türkiye'nin Cumhurbaşkanı. 60 yaşındaki politikacı demokratik ve geniş ölçüde temiz bir seçimi, mükemmel bir galibiyetle kazandı. Erdoğan, Türk toplumunun büyük bir kesiminin kendisine duyduğu güveninin tadını çıkarıyor. Örneği görülmedik bir siyasi kariyerin zirvesinde duran Erdoğan, ülkeyi kendisinden önce sadece tıpkı Cumhuriyet in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk gibi etkiledi. Şimdi hayatının eserinin meyvelerini toplamak istiyor ve seçim kampanyasında belirttiği üzere "Amerika, Rusya ve Çin'deki" gibi güçlü bir başkan olmak istiyor. Erdoğan, pazar günü seçmenini iyi bir şekilde seferber etti. Kendisi tıpkı partisi AKP'nin yüzde 43 oy aldığı mart ayındaki yerel seçimlerde olduğu gibi yaklaşık 20 milyon oy aldı. Lakin bu zaferi, tatil yapmayı tercih eden seçmenini sandığa göndermeyi başaramayan muhalefete de borçlu. Başka zamanlar alışıla gelmiş olan yüzde 90 yerine, seçmenin sadece yüzde 74'ü oylamaya katıldı. CHP ile MHP'nin ortak adayı Ekmeleddin İhsanoğlu için beş milyon oy eksik verildi. Eğer İhsanoğlu bu potansiyeli kullanabilseydi, Kürt-sosyalist aday Selahattin Demirtaş'ın aldığı yüzde 9,8 ile Erdoğan'ın ilk turda kazanmasını engelleyebilirdi. Türkiye'de şimdi bu hezimetten kimin sorumlu olduğu tartışması başladı: Pes etmiş liberal seçmen mi MHP ile CHP'nin yanlış stratejisi mi yetersiz seçim kampanyası kaynakları mı yoksa İslam bilimcisi İhsanoğlu'nun yeterince sürükleyici olmaması mı? Muhtemelen tüm bunların karışımıydı. Dindar bir adayla İslami-muhafazakâr bir alanda avlanmak başarısızlıkla sonuçlandı çünkü insanlar Erdoğan ile orijinalini tercih etti. İhsanoğlu, birçoğuna göre fazla tanınmıyor ve fazla ılımlıydı. Türkler, seçim kampanyasında birçok kez dile getirildiği gibi "adam gibi adamları" tercih ediyor. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı makamının icra yetkilerini sonuna kadar kullanmak istediğini defalarca açıkladı. Bu yüzden 400 'ün üzerinde danışman alınacağını da duyurdu. Onların muhtemelen "Putin modelinde" olduğu gibi yeni başbakan ile bakanlar kurulunu gözetlemesi öngörülüyor. Lakin bu şekilde, Cumhurbaşkanı nın hiçbir partinin mensubu olmaması ve siyasi meselelerde "tarafsız" kalmak zorunda olmasını öngören Türk Anayasa sıyla uyuşmazlık yaşayabilir. Eğer Erdoğan, sürekli olarak Anayasa ile uyuşmazlık yaşamak istemiyorsa Türk Anayasası nı değiştirmek zorunda. Bu ise yalnızca Mecliste şu an görünürde olmayan üçte iki çoğunlukla veya halk oylamasıyla mümkün. Erdoğan'ın seçim akşamı yaptığı barıştırıcı zafer konuşması, yeni müttefikler arayışında olduğu ve bunu Kürtlerde bulmayı umut ettiğine işaret ediyor. Bunu başarıp başaramayacağı bilinmiyor çünkü Erdoğan bir yandan seçim kampanyasında Türk toplumunun bölünmesini şiddetlendirip siyasi rakiplerine hakaret ederek halk gruplarını 10

aşağılarken diğer yandan Türk tarihinde ilk kez bir Kürt aday açık bir şekilde ülke genelinde seçilebildi. Seçimin ikinci galibi Selahattin Demirtaş, mensubu olduğu Halkların Demokratik Partisi HDP'nin oylarını neredeyse iki katına çıkardı ve genel seçimlerde bir Kürt-sosyalist grubun yüzde 10 barajı aşabileceğini kanıtladı. Demirtaş, şimdiden HDP'yi Türkiye'deki solcuların toplanacağı bir havzaya dönüştüreceğini açıkladı. Onun taraftarları Erdoğan'a oy vermeyecektir. Şimdi yeni rolünü tanımlaması gereken Erdoğan kendini yeniden, kendi kurduğu bir tuzakta bulabilir. Birçok şey onun fiilen tıpkı selefleri gibi geniş ölçüde temsili bir cumhurbaşkanı olarak kalacağına işaret ediyor. Türkiye'nin dünyadaki en yüksek temsilcisi olarak da zaten uzlaşmacı bir üslup kullanmak zorunda. Türk demokrasisi açısından "büyük ustanın" kendi tercihi olan Cumhurbaşkanlığı Köşkü ne çekilme kararı bir fırsat olabilir çünkü bu durum, Erdoğan'ın muhtemelen Başbakan olarak yıllar boyunca engel olacağı, siyasi yelpazenin yeniden düzenlenmesine imkân sağlayacaktır. Parçalanmış bir görüntü arz eden ülke siyasetinde 14 partinin ortak bir aday üzerinde uzlaşmış olması da küçük bir mucizeydi. Solda da eski uçurumlar aşılabilir gözüküyor. Sıra dışı aday, popüler Demirtaş, Kürtleri, sosyalistleri ve Gezi protestocularının bir kesimini arkasında toplamayı başardı. Erdoğan seçim kampanyasında kendisinin zaferini yeni bir dönemin, "yeni Türkiye'nin" başlangıcı olarak tanımladı. Düşündüğünden farklı bir şekilde olsa da, kendisi pekâlâ haklı çıkabilir. Ġtalyan ekonomisi artık tekliyor! Deniz Gökçe, AkĢam Geçtiğimiz hafta İtalya beklenmedik şekilde, yani 2014 yılının ikinci çeyreğinde pozitif reel büyüme sergilemesi beklenirken, 2008 yılından bu yana üçüncü defa resesyona girdiğini açıkladı. İtalya 2014 yılında ilk çeyrekte, çeyrekten çeyreğe yüzde 0.1 daralmıştı. 2014 yılı ikinci çeyreğinde de, çeyrekten çeyreğe yüzde 0.2 daralınca resesyona düşmüş oldu. Ekonominin genel kurallarına göre iki çeyrek peģ peģe daralma yaģayan bir ekonomi resesyona girmiģ oluyor. İtalya daha önce iki yıl süren bir resesyon dönemi yaşamış ve 2013 yılının son çeyreğinde positive reel büyüme yaşayarak resesyondan çıkmıştı. BaĢbakan Renzi hâlâ umutlu Resesyona düşmek ekonominin yavaşlaması nedeniyle daha az vergi toplanmasına yol açıyor. Bu da genelde Merkezi Hükümet bütçesinde daha büyük bir açık verilmesine neden oluyor. Hatırlanırsa Avrupa Birliği 2014 yılının bütününde üye ülkelerin bütçelerinin GSYİH oranı olarak yüzde 3 düzeyine inmesini zorlamakta idi. Yapılan araştırmalara göre İtalya nın, bütçe açığını yüzde 3 büyüklüğünde tutmak için, kamu harcamalarını 1.2 ila 3.2 milyar euro arasında azaltması gerekiyor. Bu da ekonomistler arasında kavga konusu oluyor. Çünkü bir kısım iktisatçılar kamu açığının artmasının iç talebi artırarak büyümeyi desteklediğini 11

söylerken, bir diğer kısım iktisatçı da bütçe açığının risk algılamasını artırarak dış âlem değerlendirmelerinde ekonomiyi kötü duruma getirdiğini vurguluyorlar. Hatırlanırsa Başbakan Matteo Renzi 2014 Şubat ayında pek beklenmedik şekilde mührü eline geçirmişti. Ayrıca Renzi nin demokratik orta sol partisi mayıs ayındaki Avrupa seçimlerinde de oldukça büyük bir zafer kazanmıştı. Renzi ikinci çeyrekte küçük de olsa bir resesyon yaşadıklarını kabul etmekle beraber, resesyonun yıl sonunda yüzde 3 bütçe hedefini tutturmalarına mani olmayacağını, bu yıl bütçe açığının GSYİH oranı olarak yüzde 3 değerinin biraz altında yüzde 2.9 olacağını ısrarla vurgulamakta. Yabancı yatırımcıya açacak Renzi yılın ikinci yarısında daha iyi büyüme sayıları gerçekleşeceğini ve resesyondan çıkılacağını da ısrarla söylemekte. İtalya yeniden itibar kazanmak zorunda diyor. Renzi bu arada İtalyan medyasından da, yaptığı siyasi reform girişimi nedeniyle methiyeler almakta. Renzi ülkenin senato yapısında reform konusunu işgücü sektöründe reformdan ve de vergi değişikliklerinden daha önemli gördüğünden, senato ile ilişkili reform yasalarını en önce gündeme getirmişti. Diğer taraftan ulusal havayolları Alitalia Emirates kökenli Etihad havayolu tarafından kısmen satın alınırken, İtalya yı daha fazla oranda yabancı yatırımcılara açacaklarını da vurgulamakta. Vergileri azaltmak için bu özelleştirmeleri yapmakta ve yabancı sermayeyi de davet etmekte ısrarcı olacaklarını da söylüyor. AFRĠKA GÜNDEMĠ Mali'den ebola için 3 milyon dolar Dünya Bülteni Mali hükümeti, Ebola ile mücadele için 3 milyon dolarlık fon ayırdı. Mali nin Sağlık ve Toplum Hijyeninden sorumlu bakanlığı, bu fonla Bamako-Senou havalimanını termal kameralarla donatacaklarını, sınır kapılarında güvenliği arttıracaklarını ve sağlık uzmanlara özel eğitim vereceklerini bildirdi. Sudan'da yaklaģık 400 bin kiģi evsiz kaldı Dünya Bülteni Sudan'ın Darfur eyaletinden, 2014 yılının başından bu yana yaşanan şiddet olayları nedeniyle göç edenlerin sayısının 399 bine yükseldiği bildirildi. Sudan'daki Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'nin (OCHA) yayımladığı raporda, bölgede ordu birlikleri ve silahlı gruplar arasında yaşanan çatışmalar nedeniyle göç edenlerin sayısının 399 bine ulaştığı belirtildi. 12

AMERĠKA ĠNGĠLTERE GÜNDEMĠ Latin Amerika ülkelerinden Ġsrail'e tecrit En son haber Aralarında, Bolivya, Venzüella, Şili, Arjantin, Uruguay, Küba, Domonik Cumhuriyeti, Suriniam, Paraguay, Ekvador, Nikaragua Ve Brezilya ile birlikte, Latin Amerika'nın tanınmış müziksiyenleri, profesörler, akademisyenleri ve ünlü yazarlarının da katıldığı toplantıda, korsan israil karşıtı söylemleri, kanun ve yasa halinde taslak hazırlayarak onayladılar. İsrail karşıtı alınan kararlar şöyle sıralandı: Bildiride ABD nin emperyalist politikalarına da değinildi. Ġngiltere militanlarla mücadelede rolünü güçlendiriyor Guardian Guardian gazetesinde İngiltere Hava Kuvvetleri'nin Ürdün'den Kürt güçlerine verilen silahları helikopterlerle taşımaya başladığı yazıyor. Haberde, "Başbakan David Cameron üzerindeki hava saldırıları düzenlenmesi baskısı giderek artıyor. Muhafazakâr kanattan Conor Burns, İslam devleti örgütünün holokost peşinde olduğunu söyledi" deniyor. İktidar partisinin bazı üyelerinin Başbakanı eleştirmeye başladığı belirtilen haberde, "Cameron'un tatilini yarıda kesip Irak'taki durumu görüşmek üzere ülkeye dönmemesi bazı parti üyerlerini kızdırdı" deniyor. Ġngilizlerin çoğu teröristler tarafından tehdit edildiklerini hissediyor Times Times gazetesinin manşetinde ise İngilizlerin olası bir Irak hava harekâtına desteğinin arttığı ifade ediliyor. Haberde, İslam devleti örgütüne karşı hava harekâtına desteğin yüzde 37'den yüzde 40'a yükseldiği belirtiliyor. YouGov tarafından yapılan anket çalışmasında, "Radikal İslamcı terörün İngiltere'deki hayatı tehdit ettiğini düşünenlerin" oranı ise yüzde 50'nin üzerinde olarak belirtiliyor. Geçen yıl yapılan anketlerde Suriye'de Esad rejimine karşı hava harekâtı gündeme geldiğinde halk desteğinin sadece yüzde 25'lerde olduğu da hatırlatılıyor. ABD Irak'a yeni askeri danıģmanlar gönderdi BBC Irak'a giden ABD'li danışmanlar bölgedeki insani durumu inceleyecek ve çatışmalara girmeyecek. 13

Eski adı IŞİD olan İslam devleti örgütüne karşı bölgede çatışan Kürt güçlerine ABD hava desteği sağlamaya ise devam ediyor. Radikal İslamcı militanların kuzey Irak'taki etki alanını genişletmesiyle onbinlerce sivil evlerini terk edip dağlara çıkmak zorunda kalmıştı. Son kararın kesinlikle bir askeri operasyon olmadığını vurgulayan Hagel, Erbil'e ulaşan danışmanların görevinin "ABD'nin dnasıl farklı yollarla destek sağlayabileceğini tespit etmek" olduğunu ifade etti. Ġngiltere'nin Iraklı Kürtleri doğrudan silahlandırması gerekiyor- Albay Tim Collins, Daily Telegraph 2003 Irak harekâtında görev yapan Collins yazısında "IŞİD'in vahşiliği karşısında tüm dünya dehşete düşmüş durumda olsa da ABD dışında kimse şu ana kadar eyleme geçmedi. Dağlarda ölüm kalım mücadelesi veren insanlara su şişeleri atarak bu sorunu çözemezsiniz. ABD'nin yaptığı gibi İslam devletinin Irak ordusundan ele geçirdiği topçu bataryalarını füzelerle imha ederek bir gelişme sağlayabilirsiniz. ABD doğru olanı yaptı" diyor. Collins'in yazısı şöyle devam ediyor: "Şu an yapılması gereken iki şey var. İlki İslam devleti örgütüne karşı savaşan Kürt peşmergenin silahlandırılması. İkincisiyse Irak'taki Sünni aşiretlerin İslam devletine karşı ayaklanmalarını sağlamak. Kısa zaman önce Irak'ta peşmergeyle konuştuğumda bana militanların 40-50 ABD yapımı jiple saldırılar düzenlediklerini ve ağır makinalı tüfekler kullandıklarını söylediler. Perşmergenin elindeyse daha çok sadece Kalaşnikoflar var.dağlarda gerilla taktikleriyle savaşmaya alışık Kürtlerin statik savunma bilkgisi de hiç yok. Acilen hem silah yardımı hem de askeri eğitim verilmesi gerekiyor." İngiltere'nin bu görevleri üstlenebileceğini ifade eden Collins, Hava Kuvvetleri'nin de bombardımanlarda ABD uçaklarına katılması gerektiğini savunuyor. ASYA PASĠFĠK GÜNDEMĠ Çin'de yağıģlar can almaya devam ediyor Anadolu Ajans Çin'in güneybatısındaki Guicou eyaletinin Şişuey kentinde etkili olan şiddetli yağmur nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 12'ye yükseldiği bildirildi. Şinhua ajansının haberine göre, Şişuey kentinde ölü sayısı 12'ye çıktı, 12 kişi ise kayıp. 14

Japonya BaĢbakanı Abe, Erdoğan'ı Kutladı Anadolu Ajans Japonya Başbakanı Shinzo Abe, cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ı tebrik etti. Japonya Büyükelçiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, "Japonya Başbakanı Shinzo Abe, 11 Ağustos 2014 tarihinde, 10 Ağustos'ta gerçekleştirilen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan T.C Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a tebrik mesajı göndermiştir" denildi. Açıklamada, tebrik mesajının Japonya'nın Ankara Büyükelçiliği aracılığıyla iletildiği bildirildi. Japonya ekonomisi yüzde 6,8 daraldı BBC Türkçe Japonya ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yıllık bazda yüzde 6,8 daraldı. Bu oran 2011'deki deprem ve tsunami etkisiyle yaşanan ekonomik daralmadan bu yana görülen en sert küçülme oldu. Ancak yine de Japon ekonomisi piyasa beklentilerinden daha olumlu bir tablo çizdi. Ekonomistler yüzde 7,1'lik bir daralma öngörüyordu. Ekonomideki durgunluğun büyük ölçüde hükümet tarafından yürürlüğe konan ve tüketici harcamalarının kısılmasına neden olan 'satış vergisi'ne bağlı olduğu belirtiliyor. Japonya ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 6,1'lik bir büyüme yakalamayı başarmıştı. ORTADOĞU GÜNDEMĠ Sincar dağlarında hayatta kalma savaģı Euronews Irak ta IŞİD zulmünden kaçıp Sincar dağlarında mahsur kalan Yezidilere Batılı ülkelerin de desteğiyle insani yardımlar ulaştırılmaya devam ediyor. Irak ve Suriye nin kuzeyinde birçok yerleşim yerini kontrolü altında tutan Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) bölgede başta Türkmenler ve Yezidiler olmak üzere onbinlerce insanı göçe zorladı. Türkiye ve Suriye nin yanı sıra Kuzey Irak ta Erbil e sığınmak için yollara düşen Yezidiler çöl ve dağlık alanda çok sayıda kayıp verdi. Açlık, susuzluk ve yaz sıcakları çoğu çocuk yüzlerce kişinin ölümüne neden oldu. Körfez ülkeleri buzları eritiyor Dünya Bülteni Körfez İşbirliği Konseyi üyesi ülkelerin dışişleri bakanları Cidde'de bir araya gelecek. Toplantıda konsey üyesi ülkeler arasındaki sorunlar masaya yatırılacak. Toplantıyla ilgili açıklama yapan Umman Dışişleri Bakanı Yusuf Bin Alevi, Körfez İşbirliği Konseyi üyesi ülkeler arasındaki sorunların yakında tamamen çözülmesini umduğunu söyledi. Alevi açıklamasında, Katar'la diğer Körfez ülkeleri arasındaki sorunlara da değindi ve "Yakında 15

konsey üyesi ülkelerin büyükelçilerinin de Katar'a geri döndüklerini ve üye ülkeler arasındaki meselelerin son bulduğunu göreceğiz" ifadelerini kullandı. Hamas: Ġsrail uğradığı hezimeti itiraf etti Dünya Bülteni Hamas hareketi, İsrail in, Filistinli gruplar karşısında "hezimet yaşadığını" resmi olarak itiraf ettiğini savundu. Hamas Sözcüsü Sami Ebu Zuhri, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail Meclisi Dışişleri ve Güvenlik Komisyonu'nun, "İsrail in, Gazze'ye yönelik saldırılarının başarısızlıklarını araştırmaya" başladığını belirtti. Ebu Zuhri, bunun "İsrail'in, Filistinli gruplar karşısında uğradığı hezimeti resmi olarak itiraf etmesi anlamına geldiğini" savundu. İsrail basınında, Dışişleri ve Güvenlik Komisyonu nun, İsrail in Gazze ye başlattığı operasyonda yaşanan başarısızlıkları araştırmaya başladığı yönünde haberler yer almıştı. Vatikan hem IġĠD'e hem 'Hilafet'e saldırdı Dünya Bülteni Katolik dünyasının dini lideri Papa Francesco, IŞİD'in Irak'taki saldırılarıyla ilgili bir açıklama yaptı ve hükümetleri IŞİD üzerinde baskı kurmaya çağırdı. Papa'nın yaptığı açıklamalarda, Irak'ın kuzeyinde yaşananların oldukça ciddi bir sorun olduğu ve bütün dünyanın alarma geçmesi gerektiği ifade ediliyor. Bu açıklamaların, IŞİD saldırılarının Yezidiler ve Hristiyanları etkilemeye başlamasının ardından gelmesi de dikkat çekti. Papa adına açıklama, Papalık Dinlerarası Diyalog Konseyi Başkanı Kardinal Jean-Louis Tauran'dan geldi. Tauran, "Din başta olmak üzere hiçbir gerekçenin, IŞİD'in Yezidiler, Hıristiyanlar ve diğer azınlık din mensuplarına karşı yapılan bu barbarlığı açıklayamayaz" ifadesini kullandı. ABD Irak'ın kuzeyine 130 asker daha gönderdi Dünya Bülteni ABD, Sincar Dağı'nda mahsur kalan binlerce sivilin yüz yüze olduğu insani krizin boyutunu değerlendirmek ve ilave insani yardım seçenekleri geliştirmek üzere geçici misyonla Irak'ın kuzeyine yaklaşık 130 asker daha gönderdi. ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel, California eyaletinin güneyindeki Camp Pendleton üssünü ziyareti sırasında askerlere hitaben, yeni askeri personelin Erbil civarındaki bölgeye vardığını bildirdi. 16

Barzani Abadi'yi destekliyor AA Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani, Irak Cumhurbaşkanı Fuat Masum'un, hükümeti kurma görevini Ulusal Şii İttifakı adayı Haydar el-abadi ye vermesini desteklediğini bildirdi. IKBY Başkanlığından yapılan açıklamaya göre Barzani, Masum u telefonla arayarak son gelişmeleri değerlendirdi. Ġslâm Dünyası için çıkıģ yolu... - Muhsin Meriç, Yeni Akit Bir asra yakındır bizim diye bildiğimiz dünyanın, büyük oranda, bizim irademizle şekillenmediği ve dönmediği bilinen ve acı bir gerçek. Yönetim biçimlerinden idarecilerine, eğitim sistemlerinden ekonomi politikalarına, hukuk anlayışından medya düzenine, askeri harcamalardan dış politika ve blok tercihlerine kadar birçok sahada Müslüman toplulukların iradeleri âdeta hükümsüz durumda. Bu hükümsüzlük hâlinin sonuçları ile yüzleşmek, sebeplerini tespit edip izâle etmeye çalışmak ve bu durumdan istifade edenlerle mücadele etmek Müslüman toplumlar için hayat-memat meselesi denebilecek boyutta ciddi bir imtihan. Çıkış Yolları Ve Yoldaki Tuzaklar Siyasal anlamda uluslararası sistemin merkezî ve etkin bir aktörü olmaktan çık/arıl/ıp çevresel ve adilgen bir faktör haline ge/tiri/len İslam Dünyası, medeniyet bağlamında da söz söyleyen ve standart belirleyen bir konumdan, söz dinleyen ve taklit eden bir duruma gerilemiş durumda. Öyle ki bu dünya, en zengin doğal kaynak rezervlerine ve küresel ekonominin cereyanına vesile olacak su geçiş ve ticaret yollarına sahip olduğu halde ekonomik geriliğe ; yüzyıllarca dünya bilim ve irfan sahasına benzersiz katkılar yapacak eserler verdiği hâlde kültürel bunalıma ; tarihte büyük ve âdil devletler kurup küresel sistemin dümeninde olduğu hâlde siyasal bağımlılığa ve hem tarihi ve kültürel değerler bakımından barış inşâ edici hem de bir arada yaşama modellerini temin edici bir hüviyete sahip olduğu hâlde çatışmalara mahkûm edildi. Sonuçta, neredeyse tamamen iddiasız kalacak şekilde, İslam Dünyası, terör, şiddet, çatışma, totaliter rejimler, hukuksuzluk gibi mefhumlarla, sosyal medya tabiriyle, etiketlendi. Hârici faktörlerin bu tür yaftalama, etiketleme, kulp takma, elbise biçme, dizayn etme gibi ameliyelerinin istenilen tahribatı yapması ve sonuç alması tamamen bünyenin bu meydan okumalara karşı yapacağı hazırlıklara ve vereceği cevaplara bağlıdır. Şayet İslam Dünyası, kendisine biçilen elbiseyi reddedecek irade ve şuurdan mahrumsa ortaya çok karanlık bir tablo çıkması kaçınılmaz olur. Jeopolitik, jeokültürel, jeoekonomik avantajlarını stratejik bir zihniyet ve siyasi bir irade ile avantaja dönüştüremeyen bu dünya, jeopolitik dışlanmadan ve kültürel aşağılanmadan kendini kolaylıkla kurtaramaz gibi görünüyor. 17

Bu dışlanmışlıktan kurtulmak ve makûs talihimizi geri çevirmek için çıkış yolları yok değil. Ancak bu çıkış yollarının taşlarının sihirli formüllerle örülemeyeceğini ve uzun, ince, yokuşlarla, çukurlarla dolu ve çetin olduğunu bilmekte fayda var. Bu yolların haritasını çizmeden önce çıkmaz yollar ı ve yoldaki tuzaklar ı hatırlamakta fayda var. Doğru Tahlil, Ġsabetli Teşhis Bu tür tahlillerde dengeli olmak ve büyük resmi tüm boyutlarıyla ele almak doğru teşhise ulaşmak için şarttır. Nasıl ki tıpta tüm testleri yapmadan ve tahlil sonuçlarını görmeden doğru teşhis ve isabetli tedavi imkânsız ve neticesiz kalmaya mahkûmsa, sosyal bilimlerde de mevzuların tüm yönlerini ve unsurlarını dikkate alarak mütalaa yapmak ancak bizi sağlıklı tespitlere götürebilir. Bu anlamda ne harici unsurları tek başına ele almak ne de sadece dâhili amillere münhasır yorum yapmak doğrudur. Zira kuşatıcı nazar (holistic approach) ve derinlikli (arîzü amîk) mütalâa enfüsî ve afakî tahlilin isabetinde en hayatî unsurdur. Fikrin adaleti budur çünkü. Devam edeceğiz... ABD, Rusya ve Ġsrail 'Yeni Türkiye'yi nasıl yorumluyor? - Nedret Ersanel, Yeni ġafak Doğu veya Batı fark etmez, küresel medyanın tamamı 10 Ağustos'ta Başbakan Erdoğan'ı Çankaya'ya taşıyan Türk halkının tercihini çok basit bir çıkarımın üzerine kurdular... En yalın haliyle bu tarifi Amerikan Los Angeles Times gazetesinin yorumunda bulabilirsiniz; 'Başbakan Erdoğan, derin bir bölgesel kargaşa zamanında kapsamlı etkileri olacak bir güç üssü olduğunu pekiştirdi.' Eğer bu kısacak cümleyi kelimelerine ayırarak okursanız, algı ve mesajın ne denli iyi değerlendirildiğini görürsünüz... 'Derin, kargaşa, kapsamlı, etki, güç, üs.' İstisnalar malum, neden Türk basını ve muhalefet partileri bu denli basit, sorunları aşan bir dış okumayı ve 'Ankara'nın global anlamını' itip-kakmayı sürdürüyor?.. Neden Alman gazeteleri içinde de Çin gazeteleri içinde de, Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı süresini 10 yıl olarak gösteren/kestiren haber-yorumlar var da, kendi seçmen kitlesinin alacağı tavır konusunda tahminleri tutmayan muhalefet partileri ve yerli medyanın öngörüleri yok? Hürriyet yazarı Ayşe Arman-bu köşenin müdavimleri genellikle 'küresel okuyucuları/tarayıcıları' referans, dipnot verdiğimi bilir, şaşırmayınız/korkmayınız, durumu anla(t)mak içindir-balkon konuşmasının yapıldığı akşam, Erdoğan'ın yanında Kırgızistan Cumhurbaşkanı'nın bulunmasını şöyle yorumluyor; 'Kırgızistan Cumhurbaşkanı'ndan başkasını bulamamış olması AK Parti için eksi puandı. Balkon konuşmasında ne alakaydı? Ezik bir konuk ezik bir durumdu...' 18

Aynı yazara, 'Rusya Başkanı Putin'in Ermenistan ve Azerbaycan liderleriyle toplantısının ardından Soçi'den Başbakan Erdoğan'ı tebrik için aradığında, yanında-balkondan sadece saatler sonra-aynı 'ezik' Kırgızistan liderinin bulunmasını nasıl yorumluyorsunuz' diye sorduğunuzda, parlak payetlerin nasıl pul pul döküldüğü görebilirsiniz... Washington'un seçim düşünceleri... Başbakan Erdoğan, Beyaz Saray'la son dönem ilişkileri için, 'Ne yazık ki görüşemiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımıza rica ettim aradı mı aramadı mı bilmiyorum' sözlerini Temmuz ayında zikretmişti. (Şimdi o Cumhurbaşkanı kendisidir!) ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün 10 Ağustos seçim sonuçları üzerine yaptığı açıklama da şu; 'İlk kez yapılan doğrudan cumhurbaşkanı seçimi dolayısıyla Türkiye halkını ve Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Erdoğan'ı kutluyoruz. ABD Başkanı Barack Obama'nın önümüzdeki günlerde Erdoğan'ı aramasını bekliyoruz.' 'Bekliyoruz'un anlamı 'arayacak'tır. Ancak her şey 'ilk günlerdeki gibi' demek de değil. Açalım... ABD'nin 10 Ağustos üzerine resmi açıklaması budur ama ondan evvel Beyaz Saray'dan bir açıklama daha yapıldı!.. 'Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Caitlin Hayden, ABD Başkanı Obama'nın, 'Başbakan Erdoğan ile bu yeni görevinde çalışmayı sabırsızlıkla beklediğini' belirtti. Hayden, Obama'nın aynı şekilde Erdoğan'ın yerine geçecek başbakanla da çalışmayı arzuladığını ifade etti. Obama'nın önümüzdeki günlerde Başbakan Erdoğan'ı aramasını beklediklerini de bildirdi'. (Yeni Şafak, 11/08) Fark, 'Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü'ndedir!.. ABD, Ankara ile ilişkilerini işte ilk satırlarda alıntıladığımız yorum üzerinden kuruyor. Türkiye'yi bu bağlamda görüyor ve gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz ki, Ankara açısından bunun zerre kadar zararı yok. Olması gerektiği gibidir ve güçlü bir temas ağı işliyor. Hatta mecburen daha yakın olacak! Beyaz Saray'ın, 'yerine geçecek Başbakanla da çalışmayı arzu ediyoruz' lafı eğer bir mesaj taşıyorsa, yine anlamı yoktur. Ankara'da ABD'nin muhatap olacağı makamların hepsinde Erdoğan oturuyor! Ġsrail: kavga etmek istemeyen 'kabadayı'! Tel Aviv 10 Ağustos'un ardından Ankara ile ilişkilerine bir ferahlık gelmesini bekliyor. İsrail, son dönemde yeniden gerilen ve ilişkilerin düzelmesi beklentisinin akamete uğramasını, Başbakan Erdoğan'ın İsrail'i ağır eleştirilen ifadelerini Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine bağlıyorlar. Gazze'yi üzerlerine hiç alınmıyorlar! Son tahlilde İsrail'in 'yeni Ankara'yı nasıl gördüğünü Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman ile ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'in görüşmesinde zikredilenlerden çıkarabiliriz... Lieberman; 'İsrail Türkiye ile bir tırmanma istemiyor. İsrail, şimdiye kadar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sert açıklamaları ve suçlamalarına yanıt vermekten özenle kaçındı ve bu saldırıların Türkiye'de yapılacak seçimlerden sonra duracağını umuyor.' (07/08) Bu temenniyi bağlayan çok sayıda parametre var. Ancak değişiyorlar! Ayrıca yazılması gerekiyor. 19

Rusya... Kremlin'in 'Yeni Türkiye'ye bakışında daha olumlu yönde değişiklik göreceğiz! Bu yüzden seçimlerde 'değişiklik' olmamasından memnun. Batı'nın, 'Rusya her an saldırabilir' dediği bir anda Bakü ve Erivan'a, 'rahat durun' demesinin, yine Soçi'de Sisi ile görüşecek olmasının anlamı var! Bu bağlamda Ankara ile konuşmak istedikleri bir konu da var... Ukrayna yüzünden Rusya'ya uygulanan yaptırımların Türkiye'ye ekonomik vaadler/avantajlar sunmasını, Batı'nın 'gizli rüşveti' olarak değerlendiriyorlar. Cumhurbaşkanı Putin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bunu görüşebilir! AYDINLIK GAZETESĠ - MEHMET ALĠ GÜLER ĠġĠD ĠN Musul ĠĢgalinin Sonuçları 20

Körfez İşbirliği Konseyi üyesi ülkelerin dışişleri bakanları Cidde'de bir araya gelecek. Toplantıda konsey üyesi ülkeler arasındaki sorunlar masaya yatırılacak. Toplantıyla ilgili açıklama yapan Umman Dışişleri Bakanı Yusuf Bin Alevi, Körfez İşbirliği Konseyi üyesi ülkeler arasındaki sorunların yakında tamamen çözülmesini umduğunu söyledi. Alevi açıklamasında, Katar'la diğer Körfez ülkeleri arasındaki sorunlara da değindi ve "Yakında konsey üyesi ülkelerin büyükelçilerinin de Katar'a geri döndüklerini ve üye ülkeler arasındaki meselelerin son bulduğunu göreceğiz" ifadelerini kullandı. IŞİD çok amaçlı bir işleve sahip olduğunu her hamlesiyle gösteriyor. Bu da arkasındaki esas kuvvete işaret ediyor: Bağdadi, ABD'nin kontrolündeki esir kampından 2009'da serbest bırakıldı ve ardından IŞİD'in başına geçti. ABD'nin Suriye operasyonu başlayınca Esad'ı devirme cephesine sürüldü. Eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton IŞİD'in bir Amerikan projesi olduğunu kitabında yazıyor. ABD'li senatör Rand Paul, IŞİD'i kendilerinin silahlandırdığını açıkladı. SURĠYE'DEN IRAK'A ZORUNLU YÖNELĠġ Ancak ABD Suriye'de Esad'ı deviremedi. AKP'den IŞİD'e uzanan enstrümanlar cephesi Suriye halkının vatan savunmasını kıramadı. Washington, sonunda Moskova'nın gösterdiği çıkış yoluna istemeyerek sapmak zorunda kaldı. Ardından ABD'nin taşeronu olan IŞİD'in Irak hamleleri başladı. IŞİD, 9 Haziran'da Musul'u işgal etti. IŞİD 7-8 bin militanla Irak'ın en büyük ikinci şehrini nasıl işgal edebilmişti? Christof Lehmann'a göre IŞİD'in Irak savaşının merkez üssü, ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'ydi. Maliki karşıtı olan Parlamento Başkanı Nuceyfi'nin kardeşi Musul Valisi'ydi ve emrindeki birimlere çekilme talimatı vermişti. Musul'u IŞİD'e "kansız" teslim eden Vali Nuceyfi, ardından Barzani'nin yanına, Erbil'e kaçmıştı. Peki, IŞİD'in Musul işgali hangi sonuçları doğurdu? IġĠD'ĠN YARATTIĞI 9 SONUÇ 1) Barzani Musul'u bahane ederek 11 Haziran'da Kerkük'ü işgal etti ve bağımsız Kürdistan için referandum istedi. 2) İsrail, IŞİD'in yarattığı konjonktürden yararlanarak Gazze'ye saldırdı. 3) IŞİD, önceleri hedefinde Kürtlerin olmadığını ilan etmişti. Ancak şartlar oluşunca kuzeye yöneldi ve öncelikle Türkmenleri hedef aldı, ardından da Erbil'e doğru harekete geçti. 21

ABD, kukla devletinin başkenti olan Erbil'e kalkan olmak gerekçesiyle havadan IŞİD mevzilerine saldırdı. Dahası durumu fırsata çevirerek Barzani'yi silahlandırma kararı aldı. Böylece geçekleşme şansı olmasa da "Kürt Koridoru" planını sıcak tutabilecekti. 4) IŞİD, Türkiye'nin Musul Konsolosluğu'nu da işgal etti ve 49 görevlimizi rehin aldı. Ankara'nın fırsat varken konsolosluğu neden tahliye etmediği sorusu hâlâ yanıtsızdır. Dahası AKP hükümeti, 49 rehine üzerinden, Türkiye'nin ulusal güvenliğine etki eden tüm bölgesel gelişmelere karşı sessiz kalabilmeye gerekçe bulmuş oldu. 5) AKP hükümeti, IŞİD'in hamlesi nedeniyle, Türkiye'nin ulusal güvenliğine dolaylı etkisi olan bir ortaklığı yürürlüğe soktu. AKP ve KDP, fırsattan yararlanarak Irak'ın petrolünü kaçak yollardan İsrail'e satmaya başladı. 6) CAP Raporu'yla Obama'ya "Kürtlerin birliğini sağlamasının" önerildiği bir süreçte gelen IŞİD'in Erbil hamlesi, Suriye'deki güç mücadelesi nedeniyle karşı karşıya olan PKK ve KDP'yi birliğe yöneltti. 7) PKK, IŞİD'e karşı savaşmayı gerekçe göstererek, ABD'den terör listesinden çıkarılmayı istedi. Hatta Beyaz Saray'ın internet sitesinden bir de kampanya başlattı. PKK nasılsa AKP'nin TBMM'den çıkardığı yasada "silahlı muhalefete" dönüşüyordu! 8) Kürtlerin birliği sağlanırken, AKP hükümeti sayesinde Türkmenler daha da parçalanıyordu. IŞİD'in saldırılarıyla bulundukları yerleri terk etmek zorunda kalan Türkmenler, bir de Ahmet Davutoğlu tarafından mezhep temelinde suçlanıyordu! 9) IŞİD'in Musul işgalinin bir diğer önemli sonucu ise ABD'ye Irak Başbakanı Nuri El Maliki'den kurtulma fırsatı doğurması oldu. Washington Irak'ın birliği yönünde adımlar atan Maliki'den uzun zamandır rahatsızdı ve arkasındaki siyasi güç nedeniyle ona katlanıyordu. Irak Cumhurbaşkanı Fuad Mahsum'un Maliki yerine aynı partiden Haydar El İbadi'ye hükümet kurma yetkisi vermesi ve Beyaz Saray'ın anında İbadi'yi tebrik etmesi, tam bir darbe girişimidir. STRATEJĠK YÖN DEĞĠġMEYECEK Darbeye karşı direnen Maliki konumunu koruyabilecek mi bilmiyoruz ama bildiğimiz şey şu: Irak'ın birlik yönünde bir eğilimde olması şahısların niyetinin çok ötesindedir ve stratejiktir. İbadi ya da başka bir isim bu eğilimi tersine çeviremez. Dahası IŞİD'in yarattığı fırsatlardan ortaya çıkan yukarıda özetlediğimiz tablo da stratejik yönü değiştiremeyecek nitelikteki taktik hamlelerdir. 22