DÜNYA TÜRK FORUMU AKİL KİŞİLER KURULU 2. TOPLANTISI 28 Mayıs 2014, Eskişehir



Benzer belgeler
4. DÜNYA TÜRK FORUMU Kamu Diplomasisi, Medya, Enformasyon

DTF AKİL KİŞİLER KURULU 4. TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

DİASPORA - 13 Mayıs

SİVİL GLOBAL GLOBAL SİVİL DİPLOMASİ İNŞASI PROGRAMI Potansiyelin Keşfi

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ SONUÇ DEKLARASYONU

TÜRK DÜNYASI KIZIL ELMA ÖDÜLLERİ SUNUŞ

2. DÜNYA TÜRK FORUMU

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

İSLAM DÜNYASI İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ

İSLAM DÜNYASI İSTANBUL ÖDÜLLERİ

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

DÜNYA TÜRK FORUMU AKİL KİŞİLER KURULU 1. TOPLANTISI 3 Nisan 2013, İstanbul

ANKARA KALKINMA AJANSI.

Uluslararası 15. MÜSİAD Fuarı ve 18. IBF Kongresi Lansmanı Yazın başlangıcını hissetmeye başladığımız Haziran ayının bu ilk

5. DÜNYA TÜRK FORUMU

BRÜKSEL, NİSAN 2016 Burs Programı

TÜRKSOY ÜYESİ ÜLKELER UNESCO MİLLÎ KOMİSYONLARI İKİNCİ TOPLANTISI ÇALIŞMA RAPORU

VİZYON BELGESİ DÜNYA MÜSLÜMAN GENÇLİK ZİRVESİ VE FUARI [GÜÇ 2017] Güç ve Adalet İnşası için Gençlik Stratejisi. ( Nisan 2017, Hartum-Sudan )

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti

SGK ve TİKA İşbirliğiyle Sosyal Güvenlik Tecrübeleri Yurtdışına Aktarılacak

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Uluslararası İlişkiler Ana Gazi Üniversitesi 2004

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - PAKİSTAN STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

TÜRK - ARAP STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI

Medikal Turizmde Tanıtım, Pazarlama Stratejileri ve Hedef Ülkeler

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

TÜRKİYE - ÇİN STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

TÜRKİYE - GANA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

TÜRKİYE NİN İHTİYAÇ DUYDUĞU FUAR 3.ELECTRONIST FUARI

ENERJİ GÜVENLİĞİ ÇALIŞTAYI Türkiye Nükleer Güç Programı 2030

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

Kalkınma Ajansları. Belli bir coğrafi alanın, sektörel ve genel kalkınma problemlerini belirleyip, bunların çözümüne yönelik olanakları saptar.

TÜRKİYE - KATAR STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

KAMU DİPLOMASİSİ ARACI OLARAK ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI VE TÜRKİYE UYGULAMALARI. M. Musa BUDAK 11 Mayıs 2014

(09-11 Mayıs 2016, Ankara) Kıymetli İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Ülkeleri Temsilcileri, Değerli Katılımcılar,

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

2014 MART-NİSAN FAALİYET RAPORU

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

İslâm Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Platformu ( ISTTP ) 2. Akil Kişiler Kurulu Toplantısı

4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu

ÜÇÜNCÜ TÜRK KENEŞİ İŞ FORUMU. (24 Ekim 2014, Nahçıvan) TÜRK KENEŞİ GENEL SEKRETERİ RAMİL HASANOV UN İŞ ADAMLARINA HİTABI

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

5. İİT ÜYESİ ÜLKELER DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

YÜKSEK DENETİM DÜNYASINDAN HABERLER

DÜNYA MÜSLÜMAN GENÇLİK ZİRVESİ VE FUARI GÜÇ 2017 PROGRAMI

EKONOMİK İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI Hacı Dede Hakan KARAGÖZ

Piyasaya Hazırlık Ortaklık Girişimi

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

Kültürel Diplomasi. Hazırlayan: Özlem Ece MART 2013

Dr. Öğr. Üyesi Abbas KARAAĞAÇLI. 1. Adı Soyadı : Abbas Karaağaçlı 2. Doğum Tarihi : Unvanı : Dr. Öğr. Üyesi 4.

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

DÜNYA MÜSLÜMAN KADINLAR ZİRVESİ VE FUARI (BİLGE 2017)

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI İhracat Genel Müdürlüğü PAZARA GİRİŞ KOORDİNASYON YAPISI VE HEDEF ÜLKELER

STRATEJİK VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE DE GÖÇ. Göç Veren Ülkeden Göç Alan Ülkeye Fırsat ve Risklerin Dönüşümü

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

TÜRKİYE NİN EN TEKNİK ELEKTRİK FUARI: 4. ULUSLARARASI ELEX FUARI 2015 YILINDA DA HEYECAN VERDİ

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

TÜRK DİLİ KONUŞAN ÜLKELER İŞBİRLİĞİ KONSEYİ ÜÇÜNCÜ ZİRVE BİLDİRİSİ Gebele, Azerbaycan

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

MEKSİKA EYLEM PLANI ÖNERİLERİ ( )

Ayakkabı Sektör Profili

Amna HAFDHALLAH. Kütür Ve Yaratıcılık Forumu Derneği Başkanı 1 KÜLTÜR VE YARATICILIK FORUMU DERNEĞİ

IV. Uluslararası Türk-Asya Kongresi Sonuç Raporu

Afrika Sanayici ve İşadamları Derneği «Türk Özel Sektörünün Afrika ya Açılan Kapısı»

Özet Tanıtım Dokümanı

Küresel Çevre Yönetimi için Ulusal Kapasite Öz Değerlendirme Analizi

İçindekiler. Hakkımızda Misyon Vizyon TKYD Üyelik Ayrıcalıkları Faaliyetler

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

TÜRK DÜNYASINI TANIYALIM

II. ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR KONGRESİ ÖZEL BÖLÜMÜ

Dr. Öğr. Üyesi İsmail SAFİ

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türkiye İle Yabancı Ülkeler Arasında Kültür, Eğitim, Bilim, Basın-Yayın, Gençlik Ve Spor Alanlarında Mevcut İşbirliği Anlaşmaları

AB MALİ YARDIMLARI VE TÜRKİYE

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (İİT) GENEL SEKRETERİ SAYIN YOUSEF BIN AHMAD AL-OTHAIMEEN İN İİT. EKONOMİK ve TİCARİ İŞBİRLİĞİ DAİMİ KOMİTESİ (İSEDAK)

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Yaşanabilir Bir Şehir için İzmir Bölge Planı Hedefleri. H.İ.Murat ÇELİK, PMP Birim Başkanı

TOBB AVRUPA BİRLİĞİ. Avrupa ile İletişim Projesi. Mustafa Bayburtlu TOBB AB Müdürü

KIRGIZİSTAN DAKİ YABANCI DESTEKLİ ÜNİVERSİTELER VE DİĞER EĞİTİM KURUMLARI

Konuşmamda sizlere birkaç gün önce açıklanan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı hakkında bilgi vereceğim.

4. ULUSLARARASI ORTA DOĞU KONGRESİ

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

Özet Tanıtım Dokümanı

TASAM TARAFINDAN DÜZENLENEN 6. ULUSLARARASI TÜRK-ASYA KONGRESİNDE SUNULAN TEBLİĞ: TÜRK DÜNYASININ ENTEGRASYONU (İstanbul, 7-8 Haziran 2012)

Transkript:

1

DÜNYA TÜRK FORUMU AKİL KİŞİLER KURULU 2. TOPLANTISI 28 Mayıs 2014, Eskişehir GEÇİCİ SONUÇ RAPORU ( ÖZET ) Dünya Türk Forumu nun ilkinde yapılan öneri sonucu oluşturulan DTF Akil Kişiler Kurulu nun ikinci toplantısı 3. Dünya Türk Forumu öncesinde 28 Mayıs 2014 tarihinde Eskişehir de Eskişehir Valisi ve Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Güngör Azim TUNA ve heyetinin teşrifleri ile gerçekleştirilmiştir: AKİL KİŞİLER KURULU LİSTESİ Büyükelçi (E) Halil AKINCI, Türk Konseyi Genel Sekreteri Prof. Dr. Ahat ANDİCAN, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi, Devlet Eski Bakanı Prof. Dr. Faruk ŞEN, TAVAK Başkanı Prof. Dr. Nevzat YALÇINTAŞ, 21.-22. Dönem Milletvekili Prof. Dr. İsenbike TOGAN, Boğaziçi Üniversitesi Hakkı ATUN, Doğu Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi, KKTC Eski Başbakanı ve Meclis Başkanı Drs. Veyis GÜNGÖR, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği Başkanı, Hollanda Prof. Dr. Hakkı KESKİN, Almanya Türk Toplumu Onursal Başkanı, Almanya Prof. Dr. Kadırali KONKOBAYEV, Kırgız - Türk Manas Üniversitesi Öğretim Üyesi, Kırgızistan Prof. Dr. Onur Bilge KULA, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emine GÜRSOY NASKALİ, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Büyükelçi (E) Ali Engin OBA, TASAM Başkan Danışmanı Anar RIZAYEV, Yazarlar Birliği Üyesi, Azerbaycan Olcas SÜLEYMENOV, UNESCO Kazakistan Daimi Temsilcisi, Yazar, Kazakistan Prof. Dr. Vamık VOLKAN, Virginia Üniversitesi Zihin ve İnsan İlişkileri Merkezi, ABD 1

TOPLANTI GÜNDEMİ 1. Giriş 2. 2. Dünya Türk Forumu Deklarasyonu Eylem Planı Müzakeresi 3. Türk ve Ermeni Diasporaları; Kamu Diplomasisi: Fırsatlar ve Riskler ana temaları hakkında Akil Kişiler Kurulu Görüşleri ve Muhtemel Katkıları 4. Türk Dünyası ve Diasporaları Gündemi 5. Küresel ve Bölgesel Sorunların Türk Dünyasına Yansımaları 6. 3. Dünya Türk Forumu Deklarasyonu ve 2014-15 Çalışma Planına Kurumsal ve Kişisel Öneriler 7. Diğer Konular TOPLANTI NOTLARI ÖZETİ Kurumsal bir girişim olan ve her yıl daha da geliştirilmeye çalışılan Dünya Türk Forumu nun (DTF) Türk dünyası ile ilgili yapılan projelere olan katkısı önemlidir. DTF dünyanın dört bir yanından gelen Türk dünyası mensuplarının toplanması ve meselelerini tartışmaları için bir platform oluşturmakta ve yapılması gerekenlerle ilgili düşünce üretimine katkı sunmaktadır. Bir araya gelmek, kültür ve turizmin gelişmesi anlamına gelmektedir. Bu anlamda Türk dünyası Akil Kişiler Kurulu ve Forum çalışmaları, Eskişehir de yürütülmekte olan diğer çalışmalarla birlikte Türk dünyasının hem kendi içindeki, hem de dış dünya ile ilişkilerinin gelişmesine önemli katkı sağlayacaktır. 2. Dünya Türk Forumu nda alınan karar gereğince bu yıl Türk dünyasının geleceğine katkı sağlayan kişi ve kurumlara verilecek Kızıl Elma Ödülleri de ayrıca önemlidir. Eskişehir in Türk Dünyası Kültür Başkenti olması münasebetiyle Akil Kişiler Kurulu na ev sahipliği yapması ise ayrı bir önem taşımaktadır. Türk Dünyası Bilgeler Zirvesi nin de Eskişehir de düzenleniyor olması yanında Türk Dünyası Yazarlar Birliği Meclisi nin ve ilgili vakfın Eskişehir merkezli olarak kurulacak olması da ayrıca önemlidir. 2

Türk Dünyası Koordinasyon Merkezi, ortak iletişim dilini geliştirme amacıyla kurulan Türk Dünyası Yazarlar Birliği gibi kurumlara da Eskişehir ev sahipliği yapmaktadır. Bu faaliyetlerin daha geniş ve derin kültürel, siyasi ve ekonomik birlikteliklere vesile olması en fazla beklenen ve arzu edilen bir husustur. Türkiye ile Hazar ın doğusunda ve batısında kalan ülkeler arasında büyük bir irtibat kopukluğu yaşanmıştır. SSCB nin dağılması ile birlikte ortaya çıkan yeni süreçte ise din, dil, tarih ve coğrafya gibi unsurlara çok fazla bel bağlanması ilişkilerin sağlıklı bir zeminde gelişmesini engellemiştir. Bu unsurlar önemli olmakla birlikte; kültür, turizm, ekonomi vb. alanlarda sektörel, finansal ve stratejik derinleşme ihtiyacı söz konusudur. 3. Dünya Türk Forumu ndan itibaren yürütülecek olan faaliyetlerin ana temaları sektörel derinleşmeyi esas almaktadır. Bütün Türk devletlerinin dünyanın dört bir tarafında diasporaları bulunmaktadır. Türkiye nin sadece Almanya da 3 milyonluk bir diasporası vardır. Ne var ki, Türk dünyası diaspora imkanlarından tam olarak istifade edememektedir. Dünyadaki başarılı örneklerden ilham alınarak ve geleneksel Türk girişimciliği de devreye sokularak diasporalardan daha fazla yararlanma imkânları geliştirilmelidir. Nitelikli diasporalar sayesinde ilgili bölgede stratejik alanlar teşkil edilebilecek, Türk devletlerinin uluslararası konumları; siyasi, ekonomik ilişkileri güçlendirilebilecektir. Türk dünyası, İslam dünyası içerisinde mümtaz bir mevkiye sahiptir. İslam dünyasının yaklaşık 600 milyonu Hint, (Hindistan, Pakistan, Bangladeş) 300 milyonu Malay (Endonezya, Malezya vb.), 300 milyonu Arap, 200 milyonu Türk, 70 milyonu Fars Müslümanlardan, geri kalanı ise Afrikalı ve diğer bölgelerde yaşayan Müslümanlardan oluşmaktadır. Türk dünyası, sahip olduğu jeopolitik konumu, tarihi, siyasi ve kültürel mirası ile İslam dünyası içerisinde liderlik etme ve evrensel temsil potansiyeline sahiptir. Türk Dünyası için bu durum hem geniş bir fırsat hem de büyük bir sorumluluk anlamına gelmektedir. Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti projesi bu bağlamda ayrı bir öneme sahiptir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli husus bu faaliyetlerin sivil niteliklerinin ön plana çıkarılmasıdır. Çünkü resmî faaliyetler sonucunda verilen mesajlar devlet propagandası olarak algılanabilmekte ve etkisi düşük kalabilmektedir. Bu bağlamda özellikle basın, yayın ve akademik faaliyetlerin de üzerinde durulması gerekir. DTF Akil Kişiler Kurulu faaliyetleri ve benzeri çalışmalar bu anlamda Türk dünyası için bir ışık mesabesinde değerlendirilebilir. 3

Türk dünyası ile ilgili çalışmaların, bir kerelik veya gereksiz tekrarlar şeklinde düzenlenmemesi gerekir. Bu noktada yürütülen faaliyetlerin kurumsallaştırılması ve çeşitli kurumlarca yapılan faaliyetlerin sağlıklı irtibat zemininde eşgüdümlü hale getirilmesi son derece önemlidir. Son dönemde yapılan analizlerde 11 Eylül 2001 olayları temel referans noktası olmuştur. Bu tarihten 2012 yılına dek geçen 11 yıllık süre içerisinde Rusya, Hindistan, Çin, Brezilya, AB gibi güçlerin küresel; Türkiye ve İran gibi ülkelerin bölgesel liderliğinde çok kutuplu bir küresel sistem denemesi gerçekleşmiş ama başarılı olamamıştır. 2012 den itibaren, bu çok boyutlu sistem yönetilemediği için, transatlantik ve trans-pasifik yatırım ortaklığı müzakere süreçleri başlatılmıştır. Brezilya, Rusya ve Çin gibi önemli ülkeleri dışarda bırakan ve askerî boyutları da en az ekonomik boyutları kadar önemli olan bu süreçlerin 2016 yılında tamamlanması beklenmektedir. Türkiye, Avrupa Birliği nin henüz dışında bulunduğu için söz konusu süreçleri yürüten ülkelerle tek tek müzakere etmek gibi neredeyse imkânsız bir durumla karşı karşıya bırakılmıştır. Acilen harekete geçilmemesi halinde, 2016 yılından itibaren Türkiye yi uluslararası alanda çetin bir süreç beklemektedir. Transatlantik ve Transpasifik Yatırım Ortaklığı Anlaşması süreçleri basit birer serbest ticaret anlaşması gibi algılanmaktadır. Oysa bunlar kurulmakta olan yeni dünya düzeninin habercileri niteliğindedir ve gerekli girişimlerin derhâl başlatılmaması halinde Türkiye ve diğer Türk cumhuriyetleri için büyük sorunların başlangıcı olabilir. Ukrayna ve Suriye de yaşanan olaylarla İran ve Batı arasında yaşanan gelişmeler, bulunduğumuz coğrafyanın ne denli çalkantı içinde olduğunu ortaya koymaktadır ve Türk dünyasının da bu türbülans içerisinde sarsılması kaçınılmazdır. Son iki yüz yılda yaşadığımız deneyimler ışığında yol haritalarımızın güncellenmesi, yeni stratejiler belirlenmesi kaçınılmazdır. Rusya ile Batı arasında yaşanan gerilimler sadece Türkiye yi değil, bütün Türk cumhuriyetlerini etkilemektedir. Örneğin Rusya nın SSCB döneminden bu topraklarda kalan Ruslara ve bu ülkelerdeki iyi Rusça bilen herkese Rus vatandaşlığı vermesi bu ülkeler için ciddi kimlik sorunlarını beraberinde getirmiştir. Kazakistan bu sorunla mücadele edebilmek için dışarıdaki Kazakları ülkeye çağırmıştır. Ukrayna krizi Türkiye için ise çok daha derin ve karmaşık başka sorunların habercisi niteliğine haizdir. 4

Bu açıdan Türk dünyasının yumuşak güç inşasına çok fazla ihtiyacı vardır. Ekonomi, siyaset, teknoloji ve iletişim alanlarında gerçekleşen yenilikler devlet doğasında bir takım değişikliklerin yaşanmasını kaçınılmaz hale getirmiştir. Değişen devlet doğasına ayak uyduramayan mevcut kurumların işe yaramaz hale geldikleri önümüzdeki süreçte görülecektir. Sert gücün ileri teknoloji ile donanmış mobil unsurlar hâline getirilip azaltılmasının ve buna karşılık daha önceki dönemlerde görülenin çok daha üstünde bir yumuşak güç inşasının gerekliliği açıktır. Önümüzdeki dönemde Pakistan - Hindistan arasında bir yakınlaşma gözlemlenebilir. Nitekim tarihte ilk kez bir Pakistan başbakanının Hindistan ı ziyaret edeceği duyurulmuştur. Muhtemel bir Pakistan - Hindistan barışı Türk dünyasının gerek kendi aralarındaki ilişkileri gerekse Batı dünyası ile ilişkileri üzerinde derin izler bırakacaktır. Avrupa da bulunan Türk diasporası varlıklı, orta sınıf niteliğine haizdir ve ekonomik bakımdan anavatan yardımına muhtaç değildir. Batı medeniyetiyle İslam medeniyeti arasındaki ilişkilerin hızlandırılmasında etkin rol oynama potansiyeline sahiptir. Kıbrıs ta diaspora durumundaki Türk halkı kendi devletini kurmuştur ve tanınma çabaları devam etmektedir. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden in kalabalık bir heyetle Ada ya gerçekleştirdiği ziyaret ümit ve iyimserlik doğurmuştur. Ama bu heyet Rumların daveti üzerine Ada yı ziyaret etmiştir. Bu da Ada üzerinde tanınan tek tarafın Rumlar olduğu vurgusunu güçlendirmektedir. Türkler ortak devletin bir parçası olarak görülmemektedir. Türkiye den KKTC ye su taşıma projesi Türk tarafının tanınması yönünde katalizör rolü oynamaktadır. ABD Başkan Yardımcısı nın KKTC Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşme de Türk tarafının elini güçlendirmiştir. KKTC uluslararası alanda görülen tüm gelişmelere rağmen halâ baskılara ve ambargoya maruz kalmakta, Rum tarafı Türklerin tarihî siyasi haklarına dayalı tezlerini kabule yanaşmamaktadır. Bu noktada mevcut en önemli mücadele aracı kamu diplomasisidir. Sivil ve resmî kurumların bu alandaki çalışmaları önemlidir. Bu bağlamda sivil toplum örgütlerinin güçlendirilmesi hayati önem taşımaktadır. Türk dünyasının KKTC yi daha fazla desteklemesi, örneğin Türk Dünyası Konseyi nin İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından uygulanan Kıbrıs politikalarına benzer yaklaşımlar benimsemesi ve KKTC nin bir devlet olarak Konsey de uygun bir konumla temsil edilmesi de sorunun çözümüne olumlu katkı sağlayacaktır. Ayrıca Orta Asya cumhuriyetlerinin KKTC yi tanımaları noktasında da girişimler yoğunlaştırılmalıdır. 5

Bu arada, Türkiye ve KKTC adına Türk tarafının uluslararası alandaki imajının düzeltilmesi amacıyla Ada da bir takım faaliyetler yürütülmektedir. Kuzey Lefkoşa daki Ermeni manastırının restore edilmesi bu noktada atılan önemli adımlardan biridir. Beş Parmak Dağları ndaki manastırın restore edilmesi ve Rumların Magosa da, Güzel Yurt ta ve Lefkoşa da ayin yapmalarına izin verilmesi de olumlu katkı sağlayacaktır. KKTC de düzenlenen spor ve sanat etkinlikleri yanında 8 üniversitenin eğitim verdiği 70 bin öğrenci; Afrika ülkelerinden İran ve Afganistan a varıncaya dek pek çok ülkede Türk tarafının temsilcisi olmaya adaydır. Moğolistan, Çin ve Rusya da köklü Türk toplulukları yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Mançurya da bulunan 1500 civarında Kırgız Türk, Çince ve Moğolca konuşmaya zorlanmakta ve Türkçeyi unutmaktadır. Çin sınırları içinde yaşayan Müslüman ve Buda inancına sahip Sarı Oğurlar artık Sarı Oğurca yı unutmak üzeredir. Rusya da benzer pek çok Türk topluluğu öz dillerini unutmuştur ya da unutmak üzeredir. Turay ve Altay gençlerinin yüzde 70 i artık Türkçe konuşamamaktadır. Bu dillerin UNESCO tarafından yürütülen kaybolmakta olan diller gurubuna alınması için gerekli girişimlerde bulunulmalıdır. Rusya ve Çin de; eski kültür hazinelerini koruyan, Türk dünyasının ortak sembollerini barındıran eski Türk yazıtları her geçen gün yok olmaktadır. Bu tür eserleri korumak için yürütülen faaliyetler ve kitap çalışmaları desteklenmelidir. Bu tür faaliyetlerin sadece seçkinlerin ilgilendiği alanlar olmaktan çıkarılması ve halk tarafından benimsenmesi sağlanmalıdır. Türk dünyası ile ilgili faaliyetlerden söz ederken bunun milliyetçi bir yanının bulunduğu gözden kaçırılmamalıdır. Milliyetçilik modern dönemler için son derece elverişli ve etkili bir harekete geçirme, birleştirme ama aynı zamanda ayrıştırma aracı olmuştur. Bu nedenle söz konusu aracın dikkatli bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Türk milliyetçiliği yayılmacı bir söylemi başından beri reddetmiştir. Tek arzulanan şey dünyanın dört bir yanına dağılmış bulunan Türk dünyası mensuplarının demokratik ve insani şartlara uygun müreffeh bir hayat yaşamalarının teminidir. Anadolu da yaşayan eski kavimlerin temsilcisi olduğunu iddia eden kesimler, Türkleri bu toprakların işgalcileri olarak gösterme gayreti içerisindedirler. Bu durumun gözden kaçırılmaması gerekmektedir. Bu noktada atılması gereken öncelikli adım; can alıcı sorunların üstesinden gelebilecek güçlü devletin korunmasıdır. 6

İkinci önemli adım ise Anadolu kültürel mirasına özgüven içerisinde bir bütün ve asli varisler olarak sahip çıkmaktır. Aksi takdirde kendilerini bu mirasın asli varisleri olarak sunan farklı kesimlerin kötü amaçlarından korunabilme imkânı yoktur. Bu noktada Anadolu ile ilgili olduğunu ileri süren diasporalar ile sağlıklı diyaloğun sürdürülmesi gerekir ama en önemlisi Avrupa ve Amerika da bulunan Türk diasporasının güçlü desteğini her daim güçlü Türkiye nin arkasında tutacak politikaların geliştirilmesidir. Almanya Türkiye nin AB ye girişine karşı çıkarak Cumhuriyet in en büyük projesini baltalamaktadır. 3 milyondan fazla mensubu ile Türk diasporasının bulunduğu bir ülkede böyle bir durumun ortaya çıkabilmesi, diasporaya yönelik politikaların gözden geçirilmesinin ne kadar mühim bir zaruret olduğunu ortaya koymaktadır. Yahudi, Rum ve Ermeni lobilerinin Amerikan dış politikası üzerindeki etkileri bilinen bir gerçektir. Bu noktada Türkiye nin AB politikaları ile ilgili yol gösterecek, sağlıklı politikalar üretilmesine katkı sunacak sağlam akademik kurumlara ve düşünce kuruluşlarına ihtiyaç vardır. Milliyetçilik açısından resmî söylem hamaset olarak algılanabilmekte ve tek başına yetersiz kalabilmektedir. Bu nedenle Türk milliyetçiliğinin varlığını sağlıklı bir zeminde koruyabilmesi güçlü bir orta sınıfın ve burjuvazinin varlığına bağlıdır. Türk diasporasının diğer diasporalardan en önemli farkı anavatandan/devletten muazzam bir beklenti içerisinde olmasıdır. Diğer diasporalar kendi kendilerine örgütlendikleri ve kelimenin tam anlamıyla birer sivil toplum örgütüne dönüştükleri halde, Türk diasporası devlet desteği beklemektedir. Böyle olmasındaki en önemli etken Türk diasporasının doğal yoldan gelişmesini engelleyen müdahalelerdir ki bunlar bazen Türk devleti eliyle, bazen ilgili ülke marifetiyle, bazen de daha geniş küresel politikalar üzerinden gelmektedir. Bu durum Türk diasporasının etkinliğini derinden etkilemekte ve azaltmaktadır. Bu nedenle Türk diasporasının doğal örgütlenmesini engelleyen müdahalelere mahal verilmemesi ve diasporanın gerçek sivil toplum örgütü olarak örgütlenebilmesi için gerekli önlemler alınmalıdır. Türk dizilerinin son dönemde Türk cumhuriyetlerinde ve diğer ülkelerde kazandığı yüksek izlenilirlik oranları memnuniyet vericidir. Dizilerin temsil kapasitesi, kalitesi ve içeriği eleştirilebilir ama Türkiye nin tanıtımı konusundaki katkısı inkâr edilemez. Bu nedenle Türk sinemasının geleceği ile ilgili çalışmalar güçlendirilmelidir. 7

Türkiye içerisinde yaşanan ideolojik ayrışmalar düşünce üretimine olumlu katkı sağlamaktadır. Bununla birlikte, Her şeyin aşırısı tersine döner düsturu gereği, ideolojik ayrışmaların gereğinden çok daha derin olması Ülke de farklı kesimlerin sahip olduğu birikimlerin sinerjiye dönüşmesini engellemekte ve kaynak israfına neden olmaktadır. Türk dünyasının İslam dünyası içerisindeki özel konumu nedeniyle küresel düzeyde İslam ile ilgili olarak yaşanan tartışmalar Türk dünyasını doğrudan ilgilendirmektedir. İslam bir takım hukuki yaptırımlardan ibaret değildir. Türk dünyasının İslam medeniyeti içerisindeki tecrübeleri, İslam ın diğer medeniyet mensupları nezdinde daha iyi tanıtılması için geniş imkânlar sunmaktadır. Bunun için yapılması gereken en önemli şey kendi iç dünyamızdaki tartışmaların ve mücadelelerin kendi içimize hapsolmamızı gerektirecek kadar derinleşmesine izin vermemektir. Aksi halde ne Türk dünyasını ne de onun İslami tecrübelerini dış dünyaya anlatma imkânı bulunamayacaktır. Özellikle Türkiye açısından bakıldığında, karşılıklı bağımlılık ilişkilerinin yüzde 80 i Batı dünyası iledir. Bu nedenle Çin ve Rusya gibi ülkelerle ilişkiler Batı nın bir alternatifi gibi sunulmamalı, Türk dünyasının kendi içerisindeki politikalar da Çin, Rusya, İran ve Hindistan gibi ülkeleri rahatsız etmeyecek şekilde düzenlenmelidir. Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler Başkanlığı ve TİKA gibi kurumların faaliyetlerini yürütecek personel belirlenirken; muhatap ülkenin dilini, kültürünü, siyasi yapısını ve felsefi temellerini iyi bilen vasıflı kişiler arasından objektif ilkeler ve kıstaslar çerçevesinde belirlenmesine özen gösterilmelidir. Ayrıca Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumların devlet kurumu görüntüsünde sunulması; yürütülen faaliyetlerin muhataplarca salt propaganda olarak algılanmasına neden olabileceğinden, bu kurumların sivil görünümlerinin daha belirgin olmasına dikkat edilmelidir. Bu konuda Fulbright ve Dante gibi başarılı kurumların örnek alınması uygun olacaktır. Türki cumhuriyetler arasındaki üniversiteler arasında özellikle yüksek lisans ve doktora diplomalarının karşılıklı tanınması ve üniversiteler arası etkileşimin en üst düzeye çıkarılması için gerekli adımlar atılmalıdır. Ortak yazı ve iletişim dili oluşturulmalıdır. Özgünlükler korunmakla birlikte; anlaşacak kadar ortak dil oluşturulması, Türk dünyası arasındaki etkileşimin her alanda genişletilmesi ve derinleştirilmesi, birlikte çalışma iştiyakı için kaçınılmaz bir zarurettir. 8

Türkiye de üretilen yıllık kitap sayısı ( çeviriler dâhil ) 50 bine erişmiştir. Bu, Türkiye nin Fransa ya yaklaştığı ama Almanya karşısında üçte bir oranında kaldığı anlamına gelmektedir. Türkçeden diğer dillere çevirilerde şu ana dek dünyanın yüzde yetmiş beşine ulaşılmıştır ama bu, Türkçe eserlerin aynı oranda okunduğu anlamına gelmemektedir. Türkiye de üretilen sanat ve edebiyatın dünyaya sunulması noktasında da çalışmaların geliştirilmesi gerekmektedir. Kültürel birikimimizin bütün renkleri ve tüm zenginliği ile tanıtılabilmesi ve sunulabilmesi için karar alıcıların ve uygulamacıların daha kapsayıcı ve kuşatıcı bir tutum içerisinde olmaları gerekmektedir. Türkiye de resim, heykel gibi alanlarda farklı toplumsal kesimleri temsil eden, dünya çapında ses getiren sanatçılar yetişmiştir. Kültürel tanıtım faaliyetleri son dönemde gurur verici bir düzeye ulaşmıştır ancak dışarıda güçlü olmanın ön koşulu, öncelikle kendi içerisinde güçlü olmak ve bütünlüğü sağlamaktır. Türkiye de sanata ve sanatçıya bakışla ilgili daha verimli bir yaklaşımın geliştirilmesi ve bunun geniş kitlelere benimsetilmesi gerekmektedir. Sanatçı hangi dünya görüşüne sahip olursa olsun, toplum tarafından hoş karşılanmalı ve böyle bir ortamın oluşması için gerekli önlemler alınmalıdır. Bu durum, demokratik dönüşüm için de kaçınılmaz bir önkoşuldur. Suriye den Türkiye ye sığınanların Ülke içerisindeki faaliyetleri, nerede nasıl yaşadıkları vb. konular belirsizlik görüntüsünden kurtarılmalı ve bu kişilerin ileriki dönemlerde Türkiye için sorun olabilecek bir ortama kaymaları engellenmelidir. Son dönemde Alman Cumhurbaşkanı nın Türkiye ziyaretindeki davranışları ve buna karşı geliştirilen politikalar dikkatle yorumlanmalıdır. Almanya daki Türk vatandaşları, kısa vadeli iç ve dış politikalardan ötürü mağduriyet yaşamamalı, ilgili politikalar buradaki Türk diasporasının uzun vadeli öz çıkarlarını ve bunların Türkiye ye olan uzun vadeli katkılarını gözetecek şekilde teenni ile belirlenmeli; Türkiye nin AB nezdinde güvenilirliğini kaybetmesine ya da diasporanın bir bölümünün öz vatanları ile ilişkilerinin sorunlu hale gelmesine mahal verilmemelidir. İran ile Türkiye arasında uzun yıllardır ciddi bir sınır sorunu yaşanmamıştır. Bununla birlikte Batı dünyası ne zaman Türkiye yi Doğu dan sıkıştırma ve zor durumda bırakmak istese İran a başvurmuştur. Bu nedenle Batı - İran yakınlaşması Türkiye için pek çok alanda belirsizlikler doğurma potansiyeli taşımaktadır. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemlerde bu noktanın hassasiyetle gözetilmesi ve gereken önlemlerin alınması gerekir. 9

Türkiye, bölgesinde farklı taraflarla konuşabilme özelliğini korumalıdır. Bu, Türkiye nin farklı yönelimlerini eş zamanlı olarak sürdürebilmesi için kaçınılmaz bir zarurettir. T.C. Başbakanı tarafından Ermenilere dönük taziye mesajı çok olumlu yankı bulmuştur. Bunun bir devamı olarak Türkiye toprakları içerisinde yaşamakta olan Ermenilere yurttaşlık hakları verilmesi ve 2015 için şimdiden bir adım atılması önerilebilir. Ermeni diasporası içinden kendilerini Türkiye ye yakın hisseden kesimlere ve Türkiye karşıtı kesimlere karşı kaderdaşlık temelinde farklı, uyumlu politikalar geliştirilmesi gerekmektedir. Üniversitelerimizin yumuşak güç konusunda rehberlik eden birer deniz feneri olarak hak ettikleri yeri almaları gerekmektedir. Bu noktada gençlerin bilinçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. 28 Mayıs 2014, Eskişehir 10