T.C. D A N I Ş T A Y ONBEŞİNCİ DAİRE EsasNo : 2013/2799 KararNo : 2014/3695



Benzer belgeler
Ek 1: Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun

AİLE HEKİMLİĞİ KANUNU (1)

AİLE HEKİMLİĞİ KANUNU (1)

Personelin statüsü ve malî haklar: Madde 3- Sağlık Bakanlığı; Bakanlık veya diğer kamu kurum veya kuruluşları personeli olan uzman tabip, tabip ve

Hürriyet Mah.Hürriyet Cad.No:26/2 Dai.3 Yenibosna Bahçelievler/İSTANBUL

Maliye Bakanlığından: GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 275) Resmi Gazete: Giriş

T.C. DANIŞTAY 11. DAİRE E. 2005/4287 K. 2008/10605 T

SÖZLEŞMELİ AİLE HEKİMLERİYLE İLGİLİ GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ

Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 9/12/2004 Sayı :25665

SAVUNMANIN ÖZETİ : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2014/061 Ref: 4/061

Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını isteyen: Türk Tabipleri Birliği. Vekili : Av. Mustafa Güler Strazburg Cad. 28/28 Slhhiye/ANKARA

T.C. DANIŞTAY ONBİRİNCİ DAİRE Esas No : 2016/1698 Karar No : 2017/6525

:Türk Tabipleri Birliği : Av. Mustafa Güler Strazburg Cad. 28/28Sıhhıye / ANKARA : Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı / ANKARA

ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) tarihli ve /12154 sayılı yazınız

T.C. DANIŞTAY SEKİZİNCİ DAİRE. Esas No : 2011/103. Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını isteyen : Türk Tabipleri Birliği. Vekii : Av.

Av. Mustafa ULU Sağlık Bakanlığı Hukuk Müşaviri

T.C. DANIŞTAY BEŞİNCİ DAİRE Esas No : 2004/4439 İTİRAZ YOLUYLA ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURULMASI KARARI

D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE Esas No : 2011/10572

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

Aile Hekimliği Kanunu

T.C. D A N I Ş T A Y İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas No : 2015/4614 Karar No : 2018/49

T.C. D A N I Ş T A Y İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU YD İtiraz No : 2016/1256

kurala bağlanmıştır. T.C. D A N IŞTAY ALTINCI DAİRE Esas No : 2008/3365 Karar No : 2011/161 Davacı : Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği

Durdurulmasını İsteyenler : 1- Ankara Gümrük Müşavirleri Derneği

Uzun Sok. Kolotoğlu İşhanı Kat: 3 No:75 - TRABZON Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) : Karayolları Genel Müdürlüğü - ANKARA

KURUM TABİPLERİ VE İŞYERİ HEKİMLERİNİN YETKİLENDİRİLMİŞ AİLE HEKİMİ OLMASI ZORUNLU D E Ğ İ L D İ R.

Sendikası, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Onur iş Hanı No:12/160 Kat:7 Kızılay/ANKARA

T.C. D A N I Ş T A Y SEKİZİNCİ DAİRE. Esas No : 2011/2560. Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen :Türk Nöroşirurji Derneği. Vekili. :Av.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI İSTEYEN (DAVACI):

EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/8

: HÜSEYİN DARTAL İl Sağlık Müdürlüğü, Merkeı/ŞANLIURF A TÜRK MİLLETİ ADINA

DEVLET MEMURLARININ TEDAVİ YARDIMINA İLİŞKİN ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Cuma, 03 Nisan :58 -

Oğuzlar Mah. Barış Manço Cad. Av. Özdemir Özok Sok. No:8. Vekilleri : Hukuk Müşaviri Elif Yayman - Aynı adreste.

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü GENELGE

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ek 1 Nolu Protokol

ifadesi ile cihazların ve belgelerin özellikleri başlıklı 2.1 inci maddesinin (a) bendi ile TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI :F.Y.

ĠġYERĠ HEKĠMLERĠ ĠÇĠN YENĠ Ġġ SAĞLIĞI VE Ġġ GÜVENLĠĞĠ KANUNU EĞĠTĠM SEMĠNERLERĠ SEMĠNER 2

T.C. D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE. Esas No : 2009/13770

Anahtar Kelimeler : Merciine Tevdi Kararı, Süre Aşımı Dava Açma Süresi

ÖZET: Özel hastanelerin ayakta teşhis tedavi yapabilecek şekilde poliklinik açmalarını sağlayan düzenlemede hukuka aykırılık olmadığı hk.

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

MALİ SORUMLULUK SİGORTASI İLE İLGİLİ AÇIKLAMA / SORU VE CEVAPLAR

Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen: Tüketici Dernekleri Federasyonu. : 1- Başbakanlık - ANKARA. 2- Maliye Bakanlığı - ANKARA

DANIġTAY BAġKANLIĞI NA. :Türk Dişhekimleri Birliği Ziya Gökalp Caddesi 37/11 Kızılay / Ankara

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

Prim Tutarları (4. Basamak) Risk Grubu Prim Miktarı (TL) I. Grup 150 II. Grup 300 III. Grup 500 IV. Grup 750

: Av.Tezcan ÇAKIR Meşrutiyet Cd. N:3/15 - ANKARA

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Sosyal Sigortalar Kanunu, Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar

GÖRÜŞ BİLDİRME FORMU

9 Ekim 2008 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : TEBLİĞ Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından: SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNUN 4.

SOSYAL GÜVENLİK KESİNTİSİ (4/c) ( TARİHİNDEN ÖNCE İŞE BAŞLAYANLAR İÇİN)(1)

TEK HEKİMİN SÜREKLİ İCAP NÖBETÇİSİ OLAMAYACAĞINA İLİŞKİN DANIŞTAY KARARI Cuma, 12 Ağustos :53 - Son Güncelleme Perşembe, 05 Ocak :01

: Sağlık Bakanlığı - ANKARA

Temyiz Eden (Davalı) : Antalya İl Özel İdaresi

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sayı : B.10.0.THG / Ocak 2012 Konu : Ek Ödeme GENELGE 2012/7

: Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ANKARA : Av. Aynur Özdemir, Mithatpaşa Cad. No:7, Sıhhiyet J' ~.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/32,57

MERKEZİ FİNANS VE İHALE BİRİMİNİN İSTİHDAM VE BÜTÇE ESASLARI HAKKINDA KANUN

Yönetmelikte yer alan alt işveren kimdir?

: Karabük Valiliği İl Defterdarlığı - KARABÜK

İlgili Kanun / Madde 5434 S.ESK/ S. SGK/101

GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNUN KURUMSAL UYGULAMALARIMIZA GETİRDİĞİ DEĞİŞİKLİKLER

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, 18-21

5. Daire 2012/5124 E., 2014/2469 K. "İçtihat Metni"

KLİNİK BİYOKİMYA UZMANLARI DERNEĞİ

YARIM GÜN ÇALIŞMA İSMMMO SMMM DR GÜLSÜM ÖKSÜZÖMER YILMAZ İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK DANIŞMANI

YÖNETMELİK. (2) Ülkemizde meydana gelen trafik kazaları bu yönetmeliğin kapsamındadır.

5073 sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa

T.C. ANKARA 17. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2011/963 KARAR NO : 2011/1582

ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582

SSK TABAN VE TAVAN TUTARLARINDAKİ DEĞİŞİKLİĞE İLİŞKİN SİRKÜLER SİRKÜLER NO: 2004/31

TRAFİK KAZALARI NEDENİYLE İLGİLİLERE SUNULAN SAĞLIK HİZMET BEDELLERİNİN TAHSİLİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

Serbest Çalışan Öğretim Üyelerinin Hukuksal Durumu. Av. Mithat KARA Av. Abdullah HIZAL İzmir Tabip Odası Hukuk Bürosu

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /112

SİRKÜLER NO: POZ / 53 İSTANBUL,

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/46 TARİH:

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

TIBBİ KÖTÜ UYGULAMAYA İLİŞKİN ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI GENEL ŞARTLARI 1

24 Aralık 2007 PAZARTESİ. Sayı : MAHKEMESİ KARARI. Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : İTİRAZIN KONUSU :

Özeti Mesleki sorumluluk sigortası prim giderlerinin kazancın tespitinde hasılattan indirilmesinin mümkün olup olmadığı.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

T.C. PLATO MESLEK YÜKSEKOKULU MÜDÜRLÜĞÜ KISMİ ZAMANLI ÖĞRENCİ ÇALIŞTIRMA USUL VE ESASLARI HAKKINDAKİ YÖNERGE

-'-V-'='e.!.!.ki'-!!Ii...:.: Av. Mustafa Strazburg Cad. 28/28 Sıhhiye/ANKARA. Davalı : 1) Maliye Bakanlığı ANKARA

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş.K. /41

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

,N'1' Davalı : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı A~~R Vekili : Av, Aynur Özdemir, i~f:4.~

SİRKÜLER SAYILI KANUNLA GETİRİLEN ASGARİ ÜCRET DESTEĞİ ve SGK PRİM ERTELEMESİ HAKKINDA. Tarih: Sayı:2017/12

/3-1 ÖZET :

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2010/8630 Karar No : 2013/4481 Anahtar Kelimeler : Haciz, Ödeme Emri, (BS) Formu Özeti : sayılı

Transkript:

Davacı: Türk Tabipler Birliği Merkez Konsey Başkanlığı Vekili: Av. Ziynet Özçelik Tunus Cad. No.21/3 Kavaklıdere/ANKARA Davalılar:1-Başbakanlık Vekili: I.Hukuk Müşaviri Sami Arslan Aşkın - Aynı yerde 2-Sağlık Bakanlığı Vekili: I.Hukuk Müşaviri Adem Keskin - Aynı yerde Davanın Özeti: 21.7.2010 tarihve 27648 sayılı ResmiGazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2010/1 sayılı Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Kurum Katkısına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Tebliğin3. maddesinin 3. fıkrasında yer alan...sözleşmeli aile hekimlerinin sigorta primlerinin tamamı... ibaresinin; Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Tarife ve Talimatının"A. Tarife başlıklı maddesinde yer alan prim tutarlarını belirleyen tablonun; "B. Talimat başlıklı bölümünün "Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunluluk Sigortası grup sigortası şeklinde yapılamaz." şeklindeki 2. fıkrasının; EK-1'de yer alan Risk Grupları Tablosu nun; Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın A.1. Sigortanın Konusu başlıklı maddesinin 1. fıkrasında yer alan...poliçede belirtilen... ibaresinin; Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın B.1. Rizikonun Gerçekleşmesi başlığı altında yer alan...iki yıl içinde... ibaresinin;tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın B.2. Rizikoya İlişkin Olarak Sigorta Ettirenin ve Sigortalının Yükümlülükleri başlıklı maddesinin (c)bendinin iptali ve bazı maddeleri dava konusu edilen Tebliğin dayanağı olan 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun Ek 12. maddesinin Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasıistenilmektedir. Savunmaların Özeti: 1219 sayılı Kanununprimlerin ödenmesi ve paylaşılmasında hizmetin niteliğine değil, "organik yönden"hizmetin görüldüğü alana, kişiye göre belirleme yaptığını, belirleyici ilkenin kamu sağlık kurum ve kuruluşlarına bağlı olarak çalışma olduğunu, aile hekimlerinin ise bir kamu sağlık kurum ve kuruluşunda çalışmadığı, sadece idari hizmet sözleşmesine dayalı olarak kamu yararına yönelen sağlık hizmeti sundukları, bu nedenle mesleklerini serbest olarak icra edenlerle aynı statüdeele alınmalarınıntebliğinredaksiyonuna uygun olduğu, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 12. maddesi ile zorunlu sigortaların teminat tutarları ile tarife ve talimatlarının Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakan tarafındantespit olunacağının hükme bağlandığı,bu kapsamda hazırlanan Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası,Zorunlu Deprem Sigortası,Zorunlu Karayolu Zorunluluk Sigortasıgibi bazı zorunlu sigortaların tarife ve talimatlarında da primlerin peşin olarak ödeneceğinin öngörüldüğü, primlerin taksitle ödenmesi halinde taksitlerden birinin ödenmemesive sigorta ettirenin temerrüde düşmesihalinde teminatın durabildiği, bununsa zorunlu sigortanın varlık sebebi ile örtüşmediği düzenlemelerin mevzuata ve hukuka uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur. Danıştay Tetkik Hakimi: Ayşe Bilge Çapraz

Düşüncesi:Tebliğin 3. maddesinin 3. fıkrasında yer alan...sözleşmeli aile hekimlerinin sigorta primlerinin tamamı... ibaresinin iptaline, Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Tarife ve Talimatının A. Tarife başlıklı maddesinde yer alan prim tutarlarını belirleyen tablo ile EK-1'de yer alan Risk Grupları Tablosu nun, B. Talimat başlıklı bölümünün "Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunluluk Sigortası grup sigortası şeklinde yapılamaz."şeklindeki 2. fıkrasının,tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın A.1. Sigortanın Konusu başlıklı maddesinin 1. fıkrasında yer alan...poliçede belirtilen... ibaresinin iptali istemine ilişkin kısmı yönünden davanın reddine, davanın, B.1. Rizikonun Gerçekleşmesi bölümünde yer alan...iki yıl içinde... ibaresinin, B.2. Rizikoya İlişkin Olarak Sigorta Ettirenin ve Sigortalının Yükümlülükleri başlıklı maddesinin(c)bendininiptali istemine ilişkin kısmı yönünden karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı: Yakup Bal Düşüncesi: Dava, 21.7.2010 tarihve 27648 sayılı ResmiGazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2010/1 sayılı Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Kurum Katkısına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Tebliğin 3. maddesinin 3. fıkrasında yer alan...sözleşmeli aile hekimlerinin sigorta primlerinin tamamı... ibaresinin; Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Tarife ve Talimatının A. Tarife başlıklı maddesinde yer alan prim tutarlarını belirleyen tablonun; B. Talimat başlıklı bölümünün 2. fıkrasının, EK-1'de yer alan Risk Grupları Tablosu nun, Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın A.1. Sigortanın Konusu başlıklı maddesinin 1. fıkrasında yer alan...poliçede belirtilen... ibaresinin, B.1. Rizikonun Gerçekleşmesi bölümünde yer alan...iki yıl içinde... ibaresinin, B.2. Rizikoya İlişkin Olarak Sigorta Ettirenin ve Sigortalının Yükümlülükleri başlıklı maddesinin(c)bendinin iptali, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun Ek 12. maddesinin Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasıistemiyle açılmıştır. Davacının Anayasaya aykırılık iddiası yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi. 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanuna 21.1.2010 tarih ve 5947 sayılı Yasanın 8.maddesiyle eklenen Ek Madde 12 de; kamu sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabiplerin, diş tabiplerinin ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanların, tıbbi kötü uygulama nedeniyle kendilerinden talep edilebilecek zararlar ile kurumlarınca kendilerine yapılacak rüculara karşı sigorta yaptırmak zorunda olduğu, bu sigorta priminin yarısının kendileri tarafından, diğer yarısının döner sermayesi bulunan kurumlarda döner sermayeden, döner sermayesi bulunmayan kurumlarda kurum bütçesinden ödeneceği, özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan veya mesleklerini serbest olarak icra eden tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanların, tıbbi kötü uygulama sebebi ile kişilere verebilecekleri zararlar ile bu sebeple kendilerine yapılacak rücuları karşılamak üzere mesleki mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunda oldukları, zorunlu mesleki mali sorumluluk sigortasını, mesleklerini serbest olarak icra edenlerin kendilerinin, özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışanlar için ilgili özel sağlık kurum ve kuruluşları tarafından yaptırılacağı, özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışanların sigorta primlerinin yarısının kendileri tarafından, yarısının istihdam edenlerce ödeneceği, zorunlu sigortalara ilişkin teminat tutarları ile uygulama usul ve esaslarının Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Hazine Müsteşarlığınca belirleneceği hüküm altına alınmıştır. 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanununun 2. maddesinde Aile hekimi ; kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak belli bir mekanda vermekle yükümlü,

gerektiği ölçüde gezici sağlık hizmeti veren ve tam gün esasına göre çalışan aile hekimliği uzmanı veya Sağlık Bakanlığının öngördüğü eğitimleri alan uzman tabip veya tabip şeklinde tanımlanmıştır. Yine 5258 sayılı Yasanın Personelin statüsü ve mali haklar başlıklı 3. maddesinde, Sağlık Bakanlığının, Bakanlık veya diğer kamu kurum veya kuruluşları personeli olan uzman tabip, tabip ve aile sağlığı elemanı olarak çalıştırılacak sağlık personelini, kendilerinin talebi ve kurumlarının veya Bakanlığın muvafakatı üzerine, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın, sözleşmeli olarak çalıştırmaya veya bu nitelikteki Bakanlık personelini aile hekimliği uygulamaları için görevlendirmeye veya aile hekimliği uzmanlık eğitimi veren kurumlarla sözleşme yapmaya yetkili olduğu, sözleşmeli olarak çalışan aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının kurumlarında aylıksız veya ücretsiz izinli sayılacağı ve bunların kadroları ile ilişkilerinin devam edeceği, sözleşme yapılan aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının, 657sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) bendine göre belirlenen en yüksek brüt sözleşme ücretinin aile hekimi için (6) katını aşmamak üzere tespit edilecek tutarın, çalışılan ay sonuçlarının ilgili sağlık idaresine bildiriminden itibaren onbeş gün içinde ödeneceği, sözleşmeli olarak çalışmaya başlayanların, daha önce bağlı oldukları sosyal güvenlik kuruluşlarıyla ilişkilerinin aynı şekilde devam ettirileceği öngörülmüştür. Aynı Yasanın Kamuya ait taşınmazların kullanımı başlıklı 4. maddesinde, hazine, belediye veya il özel idaresine ait taşınmazlardan aile sağlığı merkezi olarak kullanılması uygun görülenlerin, Maliye Bakanlığı, belediye veya il özel idarelerince bu amaçla kullanılmak üzere doğrudan aile hekimine kiraya verilebileceği belirtilmiştir. 5258 sayılı Yasa uyarınca Sağlık Bakanlığında veya diğer kamu kurum veya kuruluşlarında uzman tabip ve tabip olarak çalışanlar sözleşmeli aile hekimi olarak çalıştırılabileceği gibi ihtiyaç duyulması halinde mesleğini icra etmeye yetkili olan ve 5258 sayılı Yasada belirtilen şartları taşıyan ancak kamu personeli olmayan uzman tabip ve tabiplerin de aile hekimi olarak çalıştırılmasına olanak tanınmıştır. 5258 sayılı Yasanın 8. maddesine dayanılarak çıkarılan Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinin 22. maddesinde, aile sağlığı merkezinin, Kurum tarafından öngörülen nüfus kriterleri esas alınmak suretiyle sözleşme yapmış bir ya da daha fazla aile hekimi tarafından açılabileceği, aile hekimlerinin sağlık hizmetlerine yardımcı olmak amacıyla ebe, hemşire, sağlık memuru, tıbbi sekreter gibi ilave sağlık hizmetleri personeli ile güvenlik, temizlik, kalorifer, sekretarya ve benzeri hizmetler için ferden veya müştereken personel çalıştırabileceği ya da hizmet satın alabileceği, kurala bağlanmış, 23. maddesinde aile sağlığı merkezinin fiziki şartları, 24. maddesinde ise aile sağlığı merkezinin teknik donanımı düzenlenmiştir. Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 6. maddesinde sözleşmelerin içeriği, süresi ve dönemi, 12. maddesinde sözleşmenin kendiliğinden sona ermesi, 13.maddesinde sözleşmenin yetkili merci tarafından sona erdirilmesi, 14. maddesinde sözleşmenin ihtaren sona erdirilmesi, 15. maddesinde sözleşmenin çalışan tarafından sona erdirilmesi, 16. maddesinde ise aile hekimine yapılacak ödemeler düzenlenmiştir. Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası primine yapılacak kurum katkısına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla çıkarılan Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Kurum Katkısına İlişkin Usul ve Esaslara Dair 2010/1sayılı Tebliğin Primlerin ödenmesi ve Kurum Katkılarının Tahsili ile İadesi başlıklı 3. maddesinin 3. fıkrasında, mesleklerini serbest olarak icra eden tabiplerin, diş tabiplerinin ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar ile sözleşmeli aile hekimlerinin sigorta primlerinin tamamının kendileri tarafından ödeneceği, B. Talimat başlıklı maddesinin 1. fıkrasının (c)bendinde, Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının mesleklerini serbest olarak icra eden tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık

mevzuatına göre uzman olanlar ile sözleşmeli aile hekimleri için kendileri tarafından yaptırılacağı belirtilmiştir. Davacı, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan hekimlerin zorunlu mali sorumluluk sigortası primlerinin yarısının işveren tarafından karşılandığını, aile hekimlerinin işveren'inin devlet olduğunu, bu nedenle, sigorta primlerinin yarısının devlet tarafından ödenmesi gerektiği, düzenlemenin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ileri sürmektedir. 1219 sayılı Yasanın Ek 12. maddesinde, kamu sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanların sigorta primlerinin yarısının kendileri tarafından diğer yarısının döner sermayesi bulunan kurumlarda döner sermayeden, döner sermayesi bulunmayan kurumlarda kurum bütçesinden ödenmesi öngörülmüştür. Uyuşmazlığın esasını, sözleşmeli olarak aile hekimliği sunan tabiplerin hizmet yerlerinin kamu sağlık kurum ve kuruluşu statüsünde olup olmadığı teşkil etmektedir. Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinde aile sağlığı merkezlerinin, Kurum tarafından öngörülen nüfus kriterleri esas alınmak suretiyle sözleşme yapmış bir ya da daha fazla aile hekimi tarafından açılabilecek olması, yine fiziki şartlarının ve teknik donanımının saptanması, ilave sağlık hizmeti personeli ve çeşitli nitelikte personel istihdam edilebilecek olması ve 5258 sayılı Yasanın 4. maddesinde hazine, belediye veya il özel idaresine ait taşınmazların aile sağlığı merkezi olarak kullanılmak üzere aile hekimine kiraya verilebilecek olmasının öngörülmesi karşısında bu yerleri kamu sağlık kurum ve kuruluşu olarak kabul etmeye olanak bulunmamaktadır. Dolayısıyla sözleşmeli olarak görev yapan aile hekimleri bir kamu sağlık kurum ve kuruluşunda çalışmadıklarından, sigorta primlerinin tamamının kendileri tarafından ödenmesini ve mali sorumluluk sigortasının kendileri tarafından yaptırılmasını öngören düzenlemede mevzuata aykırılık bulunmamaktadır. Davanın, Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Tarife ve Talimatının A. Tarife başlıklı maddesinde yer alan prim tutarlarını belirleyen tablo veek-1'de yer alan Risk Grupları Tablosu nun iptali istemine ilişkin kısmına gelince; 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun Ek 12. maddesinde zorunlu sigortalara ilişkin teminat tutarları ile uygulama usul ve esaslarının Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Hazine Müsteşarlığınca belirleneceği öngörülmüştür. 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 12. maddesinde, bu Kanuna ve diğer kanunlara göre ihdas edilen zorunlu sigortaların teminat tutarları ile tarife ve talimatlarının Bakan tarafından tespit olunacağı ve Resmi Gazetede yayımlanacağı hükme bağlanmıştır. Ülkemizde bu güne kadar tıbbi kötü uygulamaya ilişkin olarak açılan davalar ve hükmolunan tazminat miktarları ve değişik ülkelerdeki hasar prim oranları ve eldeki veriler doğrultusunda sistemin geleceğe yönelik projeksiyonları da göz önünde bulundurularak mesleki faaliyetlerin taşıdığı rizikoya göre risk gruplarına ayrılmasında ve prim tutarlarının Hazine Müsteşarlığınca belirlenen aktüeryal hesaplara göre tespit edilmesinde hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir. Davanın Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Tarife ve Talimatının B.Talimat başlıklı bölümünün 2.fıkrasının iptali istemine gelince; Dava konusu edilen düzenlemede, Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının grup sigortası şeklinde yapılamayacağı kurala bağlanmıştır. 1219 sayılı Yasanın Ek 12. maddesinde sigorta ettiren ayrı ayrı belirlendiğinden düzenlemede mevzuata aykırılık bulunmamaktadır. Davanın Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.1. Sigortanın Konusu başlıklı maddesinin 1.fıkrasında yer alan...poliçede belirtilen.. ibaresinin, B.1.

Rizikonun Gerçekleşmesi bölümünde yer alan...iki yıl içinde... ibaresinin, B.2.Rizikoya İlişkin Olarak Sigorta Ettirenin ve Sigortalının Yükümlülükleri başlıklı maddesinin (c) bendinin iptali istemine ilişkin kısmına gelince; 28.8.2012 tarih ve 28395 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Kurum Katkısına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Tebliğ ( Tebliğ NO: 2010/1)'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında değişiklik yapılmıştır. Her nekadar değişiklik yapan Tebliğin bazı maddelerinde dava konusu edilen düzenlemeye benzer düzenleme getirilmiş ise de, dava konusu edilen düzenlemenin hukuk aleminden kalkmış olması ve yeni düzenlemeye karşı da yasal süresi içinde dava açılabilecek olması karşısında, davanın bu kısmının esasını inceleme olanağı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle 2010/1 sayılı Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Kurum Katkısına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Tebliğin MaliSorumluluk Sigortası Genel Şartlarının dava konusu edilen maddelerine yönelik olarak dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı, Tebliğin dava konusu edilen diğer maddelerine yönelik olarak davanın reddi gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren DanıştayOnbeşinci Dairesi'nce, duruşma için taraflara önceden bildirilmiş bulunan 14.05.2014 tarihinde davacı vekili Av. Semra Demir ve davalı idarelerden Başbakanlığı temsilen Hukuk Müşaviri Serap Gülçin Özbay ile Sağlık Bakanlığı vekili Deniz Özdoğan'ın geldikleri, Danıştay Savcısı'nın hazır olduğu görülmekle açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlenildikten ve Danıştay Savcısı'nın düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip duruşma tamamlandı. Dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü: Davacının, Anayasaya aykırılık iddiası ciddi görülmemiştir. Dava; 21.7.2010 tarihve 27648 sayılı ResmiGazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2010/1 sayılı Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Kurum Katkısına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Tebliğin3. maddesinin 3. fıkrasında yer alan...sözleşmeli aile hekimlerinin sigorta primlerinin tamamı... ibaresinin; Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Tarife ve Talimatının"A. Tarife başlıklı maddesinde yer alan prim tutarlarını belirleyen tablonun; "B. Talimat başlıklı bölümünün "Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunluluk Sigortası grup sigortası şeklinde yapılamaz." şeklindeki 2. fıkrasının; EK-1'de yer alan Risk Grupları Tablosu nun; Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın A.1. Sigortanın Konusu başlıklı maddesinin 1. fıkrasında yer alan...poliçede belirtilen... ibaresinin; Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın B.1. Rizikonun Gerçekleşmesi başlığı altında yer alan...iki yıl içinde... ibaresinin;tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın B.2. Rizikoya İlişkin Olarak Sigorta Ettirenin ve Sigortalının Yükümlülükleri başlıklı maddesinin (c)bendinin iptali istenilmektedir. 31.01.2010 tarih ve 27478 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 21.01.201 tarih ve 5947 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 1219 sayılı Kanuna eklenen 12. maddede, "Kamu sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, tıbbi kötü uygulama nedeniyle kendilerinden talep edilebilecek zararlar ile kurumlarınca kendilerine yapılacak rüculara

karşı sigorta yaptırmak zorundadır. Bu sigorta priminin yarısı kendileri tarafından, diğer yarısı döner sermayesi bulunan kurumlarda döner sermayeden, döner sermayesi bulunmayan kurumlarda kurum bütçelerinden ödenir. Özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan veya mesleklerini serbest olarak icra eden tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, tıbbi kötü uygulama sebebi ile kişilere verebilecekleri zararlar ile bu sebeple kendilerine yapılacak rücuları karşılamak üzere mesleki malî sorumluluk sigortası yaptırmak zorundadır. Zorunlu mesleki malî sorumluluk sigortası, mesleklerini serbest olarak icra edenlerin kendileri, özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışanlar için ilgili özel sağlık kurum ve kuruluşları tarafından yaptırılır.özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışanların sigorta primlerinin yarısı kendileri tarafından, yarısı istihdam edenlerce ödenir. İstihdam edenlerce ilgili sağlık çalışanı için ödenen sigorta primi, hiçbir isim altında ve hiçbir şekilde çalışanın maaş ve sair malî haklarından kesilemez, buna ilişkin hüküm ihtiva eden sözleşme yapılamaz. Zorunlu sigortalara ilişkin teminat tutarları ile uygulama usul ve esasları Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Hazine Müsteşarlığınca belirlenir. Bu maddedeki zorunlu sigortaları yaptırmayanlara, mülki idare amirince sigortası yaptırılmayan her kişi için beşbin Türk Lirası idari para cezası verilir." hükmüne yer verilmiş, bu hükme dayanılarak2010/1 sayılı Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Kurum Katkısına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Tebliğ 21.07.2010 tarih ve 27648 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Davanın; Tebliğin3. maddesinin 3. fıkrasında yer alan...sözleşmeli aile hekimlerinin sigorta primlerinin tamamı... ibaresinin iptali istemine ilişkin kısmı incelendiğinde; Söz konusu tebliğin " Primlerin ödenmesive Kurum Katkılarının Tahsili ile iadesi" başlıklı 3. maddesinde "(1) Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, yaptıracakları sigorta sözleşmesinin primlerini sigortacıya veya sigorta acentesine ödedikten sonra, ödedikleri prim tutarının yarısını döner sermayesi bulunan kurumlarda döner sermayeden, döner sermayesi bulunmayan kurumlarda kurum bütçesinden geri alır. Geri ödemeler, sigortaya ilişkin poliçe veya sigorta şirketi ya da sigorta acentesinin kaşesini taşıyan prim ödeme makbuzunun bir örneğinin ibrazı üzerine ilgili kurum tarafından en geç otuz gün içinde yapılır. (2) Özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olan sigortalılar için yapılacak sigorta sözleşmesinin primleri, kurum ve kuruluşları tarafından sigortacıya veya sigorta acentesine ödenir. Ödenen primin yarısı sigortalıya yansıtılır. (3) Mesleklerini serbest olarak icra eden tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar ile sözleşmeli aile hekimlerinin sigorta primlerinin tamamı kendileri tarafından ödenir. (4) Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanların, herhangi bir nedenle sigorta sözleşmesinin sona ermesi durumunda, sona erme tarihinden sonraki günlere ait iade edilen primin kurum katkısına karşılık gelen kısmı otuz gün içinde sigorta ettiren tarafından ilgili kamu kurum veya kuruluşuna ödenir. (5) Kamu kurum ve kuruluşunda çalışan sigorta ettirenin, kurum katkı yükümlüsünü değiştirecek şekilde iş değişikliği yapması durumunda, sigorta sözleşmesi sona erdirilmemişse, değişiklik tarihinden sonraki günlere ait primdeki kurum katkısı otuz gün içinde sigorta ettiren tarafından ilgili kuruma geri ödenir. (6) Özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanların, herhangi bir nedenle sigorta sözleşmesinin sona ermesi durumunda, sona erme tarihinden sonraki günlere ait iade edilen primin sigortalının katkısına karşılık gelen kısmı otuz gün içinde sigorta ettiren tarafından sigortalıya ödenir." düzenlemelerine yer verilmiştir.

Davacı tarafından aile hekimlerinin serbest meslek icra etmediği, işvereninin Sağlık Bakanlığı olması nedeniyle primlerinin yarısının devletçe karşılanması gerektiği ifade edilerek Tebliğin 3. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "... sözleşmeli aile hekimlerinin sigorta primlerinin tamamı..." ibaresinin iptali istenilmektedir. 1219 sayılı Kanunun Ek 8. Maddesinde Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası priminin ödenmesi bakımından aile hekimlerinin hangi kategoride (kamu sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, özel sağlık kurumu ve kuruluşlarında çalışan tabipler veya mesleklerini serbest olarak icra eden tabipler) değerlendirileceğine dair açık bir düzenlemeye yer verilmemiş, dava konusu Tebliğin 3. maddesinin 3. fıkrasında "...sözleşmeli aile hekimlerinin sigorta primlerinin tamamı..." ibaresine yer verilmek suretiyle, sözleşmeli aile hekimlerinin mesleklerini serbest olarak icra eden tabipler gibi zorunlu mesleki sorumluluk sigortası primlerinin tamamının kendileri tarafından ödenmesi öngörülmüştür. Öte yandan, 5258 sayılı "Aile Hekimliği Kanunu"nun 2. maddesinde, Aile hekiminin; kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak belli bir mekanda vermekle yükümlü, gerektiği ölçüde gezici sağlık hizmeti veren ve tam gün esasına göre çalışan aile hekimliği uzmanı veya Sağlık Bakanlığı öngördüğü eğitimleri alan uzman tabip veya tabip olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanunun "Personelin Statüsü ve Mali Haklar" başlıklı 3. maddesinde aşağıdaki düzenlemelere yer verilmiştir. Sağlık Bakanlığı, Bakanlık veya diğer kamu kurum veya kuruluşları personeli olan uzman tabip, tabip ve aile sağlığı elemanı olarak çalıştırılacak sağlık personelini, kendilerinin talebi ve kurumlarının veya Bakanlığın muvafakatı üzerine, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın, sözleşmeli aile hekimliği uygulamaları için görevlendirmeye veya aile hekimliği uzmanlık eğitimi veren kurumlarla sözleşme yapmaya yetkilidir. Aile sağlığı elemanları aile hekimi tarafından belirlenen ve Sağlık Bakanlığı tarafından uygun görülen, kurumlarınca da muvafakatı verilen Bakanlık veya diğer kamu kurum ve kuruluşları personeli arasından seçilir ve bunlar sözleşmeli olarak çalıştırılır.bu suretle eleman temin edilememesi halinde, Sağlık Bakanlığı personelini bu hizmetler için görevlendirebilir. İhtiyaç duyulması halinde, Türkiye'de mesleğini icra etmeye yetkili ve 657 sayılı Kanunun 48. maddesinin (A) bendinin (4), (5) ve (7) numaralı bentlerindeki şartları taşıyan kamu görevlisi olmayan uzman tabip, tabip ve aile sağlığı elemanları; Sağlık Bakanlığının önerisi, Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine sözleşme yapılarak aile hekimliği uygulamalarını yürütmek üzere çalıştırılabilir. Sözleşmeli olarak çalışan aile hekimi ve aile sağlığı elemanları kurumlarında aylıksız veya ücretsiz izinli sayılırlar ve bunların kadroları ile ilişkileri devam eder. Bu personelin, sözleşmeli statüde geçen süreleri kazanılmış hak derece ve kademelerinde veya kıdemlerinde değerlendirilerek her yıl işlem yapılır ve bunlar talepleri halinde eski görevlerine atanırlar. Sözleşmeli personel statüsünde çalışmakta iken aile hekimi ve aile sağlığı elemanı statüsüne geçenlerden önceki sözleşmeli personel statüsüne dönmek isteyenler, eski kurumlarındaki boş pozisyonlara öncelikle atanırlar ve bu madde kapsamındaki çalışmaları hizmet sürelerinde dikkate alınır. Kadroya bağlı olarak veya sözleşmeli personel pozisyonlarında görev yapan personelden Sağlık Bakanlığınca aile hekimi veya aile sağlığı elemanı olarak görevlendirilenlere, 209 sayılı Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına Bağlı Sağlık Kuruluşları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanun uyarınca ek ödeme yapılmaz. Bunlara, aylıklarına ve ücretlerine ilaveten, çalıştıkları günler dikkate alınarak aşağıdaki fıkrada belirlenen miktarların yarısını aşmamak üzere tespit

edilecek tutarda ödeme yapılır. Sözleşme yapılan aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarına, 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) bendine göre belirlenen en yüksek brüt sözleşme ücretinin aile hekimi için (6) katını, aile sağlığı elemanı için (1,5) katını aşmamak üzere tespit edilecek tutar, çalışılan ay sonuçlarının ilgili sağlık idaresine bildiriminden itibaren onbeş gün içerisinde ödenir. (Değişik cümle: 02/01/2014-6514 S.K./52. md) Aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına 657 sayılı Kanunun ek 33 üncü maddesinde belirtilen yerlerde haftalık çalışma süresi ve mesai saatleri dışında ayda asgari sekiz saat; ihtiyaç hâlinde ise bu sürenin üzerinde nöbet görevi verilir.(ek cümle: 02/01/2014-6514 S.K./52. md) Bunlara entegre sağlık hizmeti sunulan merkezlerde artırımlı ücretten yararlananlar hariç olmak üzere, 657 sayılı Kanunun ek 33 üncü maddesi çerçevesinde nöbet ücreti ödenir. Sözleşmeli olarak çalışmaya başlayanların daha önce bağlı oldukları sosyal güvenlik kuruluşlarıyla ilişkilerinin aynı şekilde devam ettirilir. Ancak, her türlü prim, kesenek ve kurum karşılıkların bu fıkrada belirtilen ücretlerden kesilerek ilgili sosyal güvenlik kuruluşuna aktarılır. Bunlar önceki durumları çerçevesinde tedavi yardımından yararlanmaya devam ederler. 5. maddesinde; aile hekimliği hizmetleri ücretsizdir. Aile hekimliği uygulamasına geçilen yerlerde acil haller ve mücbir sebepler dışında aile hekiminin sevki olmaksızın sağlık kurum ve kuruluşlarına müracaat edenlerden katkı payı alınır. İlgili mevzuatta birinci basamak sağlık kuruluşları ve resmi tabiplerce düzenlenmesi öngörülen her türlü rapor, sevk evrakı, reçete vesair belgeler aile hekimliği uygulamasına geçilen yerlerde aile hekimleri tarafından düzenlenir. 6. maddesinde; aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları, mevzuat ve sözleşme hükümlerine uygunluk ve diğer konularda Bakanlık, ilgili idare ile sağlık idaresinin denetimine tabidir. Aile hekimi ve aile sağlığı elemanları, görevleriyle ilgili ya da görevleri başında işledikleri veya kendilerine karşı işlenen suçlarda Devlet memurları gibi kabul edilir. Aile hekimi ve aile sağlığı elemanları 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu gereğince mal bildiriminde bulunmakla yükümlüdür. Kamuya ait taşınmazların kullanımı başlıklı 4. maddesinde; hazine, belediye veya il özel idaresine ait taşınmazlardan aile sağlığı merkezi olarak kullanılması uygun görülenlerin, Maliye Bakanlığı, belediye veya il özel idarelerince bu amaçla kullanılmak üzere doğrudan aile hekimine kiraya verilir. Düzenlemelerine yer verilmiştir. 5258 sayılı Yasanın 8. maddesine dayanılarak çıkarılan Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinin 22. maddesinde, aile sağlığı merkezinin, Kurum tarafından öngörülen nüfus kriterleri esas alınmak suretiyle sözleşme yapmış bir ya da daha fazla aile hekimi tarafından açılabileceği, aile hekimlerinin sağlık hizmetlerine yardımcı olmak amacıyla ebe, hemşire, sağlık memuru, tıbbi sekreter gibi ilave sağlık hizmetleri personeli ile güvenlik, temizlik, kalorifer, sekretarya ve benzeri hizmetler için ferden veya müştereken personel çalıştırabileceği ya da hizmet satın alabileceği, kurala bağlanmış, 23. maddesinde aile sağlığı merkezinin fiziki şartları, 24. maddesinde ise aile sağlığı merkezinin teknik donanımı düzenlenmiştir. Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 6. maddesinde sözleşmelerin içeriği, süresi ve dönemi, 12. maddesinde sözleşmenin kendiliğinden sona ermesi, 13. maddesinde sözleşmenin yetkili merci tarafından sona erdirilmesi, 14. maddesinde sözleşmenin ihtaren sona erdirilmesi, 15. maddesinde sözleşmenin çalışan tarafından sona erdirilmesi, 16. maddesinde ise aile hekimine yapılacak ödemelere ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Görüldüğü üzere, 5258 sayılı Yasa uyarınca, Sağlık Bakanlığında veya diğer kamu kurum veya kuruluşlarında uzman tabip ve tabip olarak çalışanların sözleşmeli aile hekimi olarak çalıştırılabilmesi

mümkün olduğu gibi ihtiyaç duyulması halinde mesleğini icra etmeye yetkili olan ve 5258 sayılı Kanunda belirtilen şartları taşıyan ancak kamu personeli olmayan uzman tabip ve tabiplerin de aile hekimi olarak çalıştırılabilmesi imkanı bulunmaktadır. Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak belli bir mekanda vermekle yükümlü olan ve uzman tabip veya tabip statüsünde bulunan aile hekimlerinin, Devletin asli ve sürekli görevlerinden olan sağlık hizmetini yürüttükleri, bu kapsamda Anayasanın 128. maddesinde belirtilen "diğer kamu görevlisi" olarak nitelendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Öte yandan, aile hekimleri, ister Sağlık Bakanlığı veya kamu kurum ve kuruluşlarında uzman tabip veya tabip olarak çalışmakta iken, isterse mesleğini icra etmeye yetkili olan, ancak kamu personeli olmayan uzman tabip ve tabipler arasından belirlensin, her iki gruptan belirlenen bu kişilerle sözleşme yapılmak suretiyle kamu hizmeti vermeleri sağlandığından, bir başka deyişle yaptıkları iş, hukuki statüleri ve konumları aynı olduğundan dolayı, tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak yükümlülüğü bulunan aile hekimleri arasında ödeyecekleri sigorta primleri açısından bir ayrıma gidilmesinde hakkaniyete ve eşitlik ilkesine uygunluk görülmemiştir. Nitekim, 5258 sayılı Yasanın bazı maddelerinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali için Anayasa Mahkemesine açılan dava üzerine Anayasa Mahkemesinin 21.12.2008 günlü, E:2005/10, K:2008/63 sayılı kararıyla; 5258 sayılı Yasanın 3. maddesindeki düzenlemelerden hareketle aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarının, kamu hizmeti görevlisi niteliğinde memur oldukları, bu nedenle bunların nitelikleri atamaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri ile aylık ve ödemeleri ile ilgili tüm kuralların bütün Devlet memurları için olduğu gibi Anayasanın 128. maddesi uyarınca Kanunla düzenlenmesi gerekirken Bakanlar Kurulunca çıkarılacak bir Yönetmeliğe bırakılmış olmasının Anayasanın 2., 7., 8.,11. ve 128. maddelerine aykırı olduğuna ve 5258 sayılı Yasanın 8. maddesinin 2. fıkrasındaki düzenlemelerin iptaline karar verilmiştir. Mahkeme aynı Kararında; "Anayasa nın 128. maddesinde Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği, memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ile diğer özlük işlerinin yasayla düzenleneceği belirtilmiştir. Maddede sözü edilen diğer kamu görevlileri kavramı memurlar ve işçiler dışında, kamu hizmetinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerde, kamu hukuku ilişkisiyle çalışanları kapsamaktadır. Devletin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerde memur ve/veya diğer kamu görevlilerinden hangisinin çalıştırılacağına ilişkin tercih yasakoyucunun takdir alanı içindedir. Kamu hizmeti, geniş tanımıyla, devlet ya da diğer kamu tüzelkişileri tarafından ya da bunların denetim ve gözetimleri altında, ortak gereksinimleri karşılamak ve kamu yararını sağlamak için topluma sunulmuş bulunan sürekli ve düzenli etkinliklerdir. Toplumsal yaşamın zorunlu gereksinimlerinden olan düzenlilik ve süreklilik isteyen sağlık hizmeti de niteliği gereği kamu hizmeti olarak değerlendirilmektedir. 5258 sayılı Yasa ya göre aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarınca sunulacak hizmetler, kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak tanı koyucu, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetleridir. Sağlık Bakanlığı nın, aile hekimliği hizmetlerini, pilot olarak belirleyeceği illerde görevlendireceği ya da sözleşmeli olarak çalıştıracağı personel eliyle yürütmesi, bu hizmetlerin niteliği itibariyle belli bir düzenlilik içinde sunulması gereken, kişilerin ve dolayısıyla aile ve toplumun varlığı ve huzuru yönünden vazgeçilmez, ertelenemez ve

ikame edilemez hizmetler olması, aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının bu hizmetleri kapsamlı ve devamlı olarak belli bir mekânda ve tam gün çalışma esasına göre sunmaları, aile hekimliği pilot uygulamasına geçilen illerde bu hizmetlerin ücretsiz olarak verilmesi, kişilerin bu sağlık hizmetlerinden yararlanabilmelerinin aile hekimlerine kayıt olmalarına bağlı olması ve bu illerde aile hekimliği kapsamındaki hizmetlerin sadece aile hekimlerince sunulması, birinci basamakta düzenlenmesi öngörülen her türlü reçete, rapor ve sevklerin ve diğer resmi belgelerin, aile hekimleri tarafından düzenlenmesi, birinci basamaktan ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurum ve kuruluşlarına sevklerin aile hekimlerince yapılması, sözleşmeli çalışacak aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının idare ile imzalayacakları sözleşmenin idari hizmet sözleşmesi niteliğinde bulunması, sözleşmeli aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının ücretlerinin idarece ödenmesi, aile hekimlerinin düzenledikleri tüm kayıt, evrak ve belgelerin resmi kayıt ve evrak niteliğinde olması, aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarının mevzuat ve sözleşmeye uygunluk ve diğer konularda, Bakanlık, ilgili mülki idare ve sağlık idaresinin denetimine tabi olmaları, görevleriyle ilgili ya da görevleri başında işledikleri veya kendilerine karşı işlenen suçlarda Devlet memuru gibi kabul edilmeleri gözetildiğinde, aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarınca sunulacak olan aile hekimliği hizmetlerinin, Devletin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler olduğu açıktır. Bu durumda, ihtiyaç duyulması halinde, Türkiye de mesleğini icra etmeye yetkili ve 657 sayılı Yasa nın 48. maddesinin (A) bendinin (4), (5) ve (7) numaralı alt bentlerindeki şartları taşıyan kamu görevlisi olmayan uzman tabip, tabip ve aile sağlığı elemanları, Sağlık Bakanlığı nın önerisi, Maliye Bakanlığı nın uygun görüşü üzerine idari hizmet sözleşmesi yapılarak aile hekimliği uygulamalarını yürütmek üzere çalıştırılabileceklerdir. Bu şekilde çalıştırılanlar Anayasa nın 128. maddesinde yer alan diğer kamu görevlisi kapsamında olduğundan, iptali istenen kural Anayasa ya aykırılık oluşturmamaktadır." açıklamalarına yer vererek devletin asli ve sürekli görevlerinden olan ailehekimliği hizmetinin memur yada diğer kamu görevlisi olmayanlar tarafından yerine getirilmesine olanak sağladığı gerekçesiyle 3. maddenin ikinci fıkrasının son tümcesinin iptal istemini reddetmiştir. Belirtilen hukuksal çerçevede konu incelendiğinde "diğer kamu görevlileri" kapsamında değerlendirilmesi gereken aile hekimlerinin sigorta primlerinin tamamının kendileri tarafından ödenmesini öngören düzenlemede hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Davanın, Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu MaliSorumluluk Sigortası Tarife ve Talimatının "A Tarife" başlıklı maddesinde yer alan prim tutarlarını belirleyen tablo ile EK-1'de yer alan "Risk Grupları Tablosu"nun iptali istemine ilişkin kısmı incelendiğinde, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun Ek 12. maddesinde zorunlu sigortalara ilişkin teminat tutarları ile uygulama usul ve esaslarının Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Hazine Müsteşarlığınca belirleneceği öngörülmüştür. 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 12. maddesinde, bu Kanuna ve diğer kanunlara göre ihdas edilen zorunlu sigortaların teminat tutarları ile tarife ve talimatlarının Bakan tarafından tespit olunacağı ve Resmi Gazete'de yayımlanacağı hükme bağlanmıştır. Ülkemizde bu güne kadar tıbbi kötü uygulamaya ilişkin olarak açılan davalar ve hükmolunan tazminat miktarları ve değişik ülkelerdeki hasar prim oranları ve eldeki veriler doğrultusunda sistemin geleceğine yönelik projeksiyonları da göz önünde bulundurularak mesleki faaliyetlerin taşıdığı rizikoya göre risk gruplarına ayrılmasında ve prim tutarlarının Hazine Müsteşarlığınca belirlenen aktüeryal hesaplara göre tespit edilmesinde hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir. Davanın"B. Talimat" başlıklı bölümünün "Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunluluk Sigortası grup sigortası şeklinde yapılamaz." şeklindeki 2. fıkrasınıniptali istemine ilişkin kısmı

incelendiğinde, Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunluluk Sigortası'nda hekimler uzmanlıklarına görefarklı risk grupları ve farklı prim yükümlerine tabi olduklarındanbu alanda grup sigortasının uygulanabilirliği bulunmamaktadır. Bu nedenle dava konusu düzenlemede hukuka aykrırlık görülmemiştir. Davanın Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın "A.1. Sigortanın Konusu" başlıklı maddesinin 1. fıkrasında yer alan "...poliçede belirtilen..." ibaresi incelendiğinde, Davacı tarafından söz konusu ibarenin sigortanın güvence altına aldığı mesleki faaliyetle ilgilibelirsizliklereve sigorta şirketlerince farklı uygulamalar neden olduğunu, poliçelerde alana uygun olmayan daraltıcı veya yanlış mesleki faaliyet tanımları yapıldığını, bir çok faaliyetin sigortanın dışında tutulması sonucunu doğurarak hukuki güvenlik ilkesini ihlal edeceği ifade edilerek iptali istenilmişse de, bir hekiminçalışmaya yetkili olduğubirden fazla branş olabilmesi, ana risk grubu ile prim miktarının tespit edilebilmesi için faal olarak yürütülen mesleğin poliçede belirtilmesinin gerekliliği, poliçede mesleki faaliyetin yer alması,istatistiksel veri tabanı oluşturulasına da katkı sağlamasıve Kanunda sigortanın kapsamının " tıbbi kötü uygulama nedeniyle kendilerinden talep edilecek zararlar ile kurumlarınca kendilerine yapılacak rücular" şeklinde açık olarak tanımlanmasıhususları göz önüne alındığında dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık görülmemiştir. "B.1. Rizikonun Gerçekleşmesi" başlığı altında yer alan "...iki yıl içinde..." ibaresinin, "B.2. Rizikoya İlişkin Olarak Sigorta Ettirenin ve Sigortalının Yükümlülükleri" başlıklı maddesinin(c)bendininiptali istemine ilişkin kısmı incelendiğinde, 28.8.2012 tarih ve 28395 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Kurum Katkısına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Tebliğ (Tebliğ No: 2010/1)'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında değişiklik yapılmıştır. Her ne kadar değişiklik yapan Tebliğin bazı maddelerinde dava konusu edilen düzenlemeye benzer düzenleme getirilmiş ise de, dava konusu edilen düzenlemenin hukuk aleminden kalkmış olması ve yeni düzenlemeye karşı da yasal süresi içinde dava açılabilecek olması karşısında, davanın bu kısmının esasını inceleme olanağı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, Tebliğin3. maddesinin 3. fıkrasında yer alan...sözleşmeli aile hekimlerinin sigorta primlerinin tamamı... ibaresinin aile hekimleri yönünden İPTALİNE oyçokluğuyla, Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Tarife ve Talimatının A. Tarife başlıklı maddesinde yer alan prim tutarlarını belirleyen tablo ile EK-1'de yer alan Risk Grupları Tablosu nun; "B. Talimat başlıklı bölümünün "Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunluluk Sigortası grup sigortası şeklinde yapılamaz." şeklindeki 2. fıkrasının; Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın A.1. Sigortanın Konusu başlıklı maddesinin 1. fıkrasında yer alan...poliçede belirtilen... ibaresinin iptali istemine ilişkin kısmı yönünden DAVANIN REDDİNE oybirliğiyle; davanın Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın "B.1. Rizikonun Gerçekleşmesi başlığı altında yer alan...iki yıl içinde... ibaresinin, B.2. Rizikoya İlişkin Olarak Sigorta Ettirenin ve Sigortalının Yükümlülükleri başlıklı maddesinin(c)bendininiptali istemine ilişkin kısmı yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA oybirliğiyle, dava kısmen iptal, kısmen ret, kısmen karar verilmesine yer olmadığı şeklinde sonuçlandığından aşağıda dökümü yapılan 210,65 TL yargılama giderinin yarısı olan 105.30 TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3000-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, yargılama giderinin kalan kısmı olan 105.30 TL ile kararın verildiği

tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3000-TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu karara karşı tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, 14.05.2014 tarihinde karar verildi. Başkan Üye Üye Üye Üye Kırdar ÖZSOYLU Sıddık YILDIZ Yunus ÇETİN Süleyman Hilmi AYDIN Dr. Selami DEMİRKOL (X)(X) Yargılama Giderleri : YargılamaHarçları: 92,65-TL Posta Gideri :118.00- TL Toplam : 210,65-TL (X) KARŞI OY Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinde aile sağlığı merkezlerinin, Kurum tarafından öngörülen nüfus kriterleri esas alınmak suretiyle sözleşme yapmış bir ya da daha fazla aile hekimi tarafından açılabilecek olması, yine fiziki şartlarının ve teknik donanımının saptanması, ilave sağlık hizmeti personeli ve çeşitli nitelikte personel istihdam edilebilecek olması ve 5258 sayılı Yasanın 4. maddesinde hazine, belediye veya il özel idaresine ait taşınmazların aile sağlığı merkezi olarak kullanılmak üzere aile hekimine kiraya verilebilecek olmasının öngörülmesi karşısında bu yerleri kamu sağlık kurum ve kuruluşu olarak kabul etmeye olanak bulunmamaktadır. Dolayısıyla sözleşmeli olarak görev yapan aile hekimleri bir kamu sağlık kurum ve kuruluşunda çalışmadıklarından, sigorta primlerinin tamamının kendileri tarafından ödenmesini ve mali sorumluluk sigortasının kendileri tarafından yaptırılmasını öngören düzenlemede mevzuata aykırılık bulunmadığı görüşüyle kararın Tebliğin3. maddesinin 3. fıkrasında yer alan...sözleşmeli aile hekimlerinin sigorta primlerinin tamamı... ibaresinin iptaline ilişkin kısmına katılmıyoruz. Başkan Üye Kırdar ÖZSOYLU Dr. Selami DEMİRKOL