MADDE VE BESİN KAYNAKLARININ KORUNMASI...307. Biyoçeşitliliğin azalma nedenleri...308. Habitat kaybı...308. Yabancı türlerin sokulması...



Benzer belgeler
ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

Çevre Biyolojisi

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK

Ekosistem ve Özellikleri

PROJE KONUSU NASIL BULUNUR? Prof. Dr. Turan GÜVEN

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

I.6. METEOROLOJİ VE HAVA KİRLİLİĞİ

EKOLOJİ EKOLOJİK BİRİMLER

EKOSİSTEMLERİN İŞLEYİŞİ. Veli&Sümeyra YILMAZ

ÖĞRENME ALANI : CANLILAR VE HAYAT ÜNİTE 6 : İNSAN VE ÇEVRE

Ötrifikasyon. Ötrifikasyonun Nedenleri

1. ÜNİTE: YAŞAM BİLİMİ BİYOLOJİ...10

EKOSİSTEM. Cihangir ALTUNKIRAN

Ekosistemi oluşturan varlıklar ve özellikleri

Ekosistem Ekolojisi Yapısı

Dünya nüfusunun her geçen yıl artması, insanları beslenme, giyinme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını gidermek için değişik yollar aramaya

Canlıların birbirleriyle ve yaşadıkları ortamla olan ilişkisini inceleyen bilim dalıdır.

Biyoçeşitlilik nedir? Bir bölgedeki tüm canlıların sayı ve çeşitçe zenginliği biyoçeşitlilik (biyolojik çeşitlilik) olarak adlandırılır.

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

Proje Adı ASİT YAĞMURLARININ BİTKİ YAPRAKLARI ÜZERİNE ETKİSİ. Proje Grubu KARINCA. Emrah AVCI Abdullah Bayram GÜRDAL

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Ötrofikasyon. Ötrofikasyon

Ayxmaz/biyoloji. Azot döngüsü. Azot kaynakları 1. Atmosfer 2. Su 3. Kara 4. Canlılar. Azot döngüsü

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

ÇALIŞMA YAPRAĞI KONU ANLATIMI


Gübre Kullanımının Etkisi

Editör Doç.Dr.Hasan Genç ÇEVRE EĞİTİMİ

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler)

Çevre Biyolojisi

ÖĞRENME ALANI: Canlılar ve Hayat 6.ÜNİTE: Canlılar ve Enerji ilişkileri

I.10. KARBONDİOKSİT VE İKLİM Esas bileşimi CO2 olan fosil yakıtların kullanılması nedeniyle atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonu artmaktadır.

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar

Bir organizmanın doğal olarak yaşadığı ve ürediği yere denir. Kısacası habitat bir organizmanın adresidir.

ADIM ADIM YGS LYS Adım EKOLOJİ 7 MADDE DÖNGÜLERİ (Su, Karbon ve Azot Döngüsü)

TARIM VE TARIM DIŞI ALANLARDA KULLANILAN PESTİSİTLERİN İNSAN SAĞLIĞI, ÇEVRE VE BİYOÇEŞİTLİLİĞE ETKİLERİ

KADIKÖY BELEDİYESİ ÇEVRE KORUMA MÜDÜRLÜĞÜ

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Ekolojik Etkileşimler. Ekolojik Sistemler

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

Kategori Alt Kategori Program İçeriği Kazanımlar Dersler Arası İlişki I. HAYATSAL OLAYLAR

Çevre Yüzyılı. Dünyada Çevre

Çevre İçin Tehlikeler

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #20

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: FAO NUN BAKIŞ AÇISI. Dr. Ayşegül Akın Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı 15 Ekim 2016

12. SINIF KONU ANLATIMI 23 BİTKİLERDE BESLENME BİTKİLERDE TAŞIMA

TOPRAK. Bitki ve Toprak İlişkisi ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 1

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

%78 Azot %21 Oksijen %1 Diğer gazlar

Fen ve Teknoloji 8. bakteri, protist ve bitkiler üreticileri oluşturur. 1.Ünite : Canlılar ve Enerji İlişkileri 1.Besin Zincirinde Enerji Akışı

Çevre Sorunları A- Çevre Kirliliği Hava kirliliğini azaltmanın en etkili yolları nelerdir?

KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

6. ÜNİTE İNSAN VE ÇEVRE. Bu ünitede öğrencilerin; Biyolojik çeşitliliğin önemini kavramaları, Bu üniteyi başarıyla tamamlayan her öğrenci;

Hava kirleticilerinin çoğu havaya küçük miktarlarda katılır. Kirleticilerin yoğunluğu değişik biçimlerde ifade edilir.

Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile

MADDE DÖNGÜLERİ SU, KARBON VE AZOT DÖNGÜSÜ SELİN HOCA

4- Biyo-jeokimyasal Döngüler. Aslı Sade Memişoğlu kisi.deu.edu.tr/asli.memisoglu

Küresel. İklim Değişikliği. ÇEVRE KORUMA ve KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI

EKOLOJİ #1 EKOLOJİK TERİMLER EKOSİSTEMİN CANSIZ BİLEŞENLERİ SELİN HOCA

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması

ADIM ADIM YGS LYS. 94. Ve 95. Adım EKOLOJİ 1 EKOLOJİK TERİMLER ABİYOTİK FAKTÖRLER

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #16

BuNLarI BiLiYOr muyuz?

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YER SEVİYESİ OZON KİRLİLİĞİ BİLGİ NOTU

ADIM ADIM YGS LYS Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Edafik ve Biyotik Faktörler. Edafik Faktörler

ÇAKÜ Orman Fakültesi Havza Yönetimi ABD 1

Çevre Sorunlarının Nedenleri. Nüfus Sanayileşme Kentleşme Tarımsal faaliyet

ENERJİ YÖNETİMİ A.B.D. (İ.Ö.) TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI GENEL BİLGİLERİ

TOPRAK Yeryüzünün yüzeyini kaplayan, kayaların ve organik maddelerin çeşitli ayrışma ürünlerinin karışımından meydana gelen,içerisinde canlıları

SU KİRLİLİĞİ HİDROLOJİK DÖNGÜ. Bir damla suyun atmosfer ve litosfer arasındaki hareketi HİDROLOJİK DÖNGÜ

YABANİ BİTKİLERİN KORUNMASI, SÜRDÜRÜLEBİLİR HASADI ve KULLANIMI

BİYOLOJİ DERSİNDEN 5. BÖLGESEL YARIŞMA (cevap) 9.sınıf

KONUYA GİRİŞ İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetine tarım denir. BÖLGELERE GÖRE TOPRAKLARDAN YARARLANMA

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #22

Yavuz KAYMAKÇIOĞLU- Keşan İlhami Ertem Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi.

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

Toprak ve Su Kirlenmesi;

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #7

Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı,

BİYOKÜTLE ENERJİ SANTRALİ BİOKAREN ENERJİ

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #19

Diğer sayfaya geçiniz YGS / SOS

Eco new farmers. Modül 1- Organik Tarıma Giriş. Bölüm 4- Organik Tarım ve Koruma

GÖL EKOSİSTEMİNDE EKOLOJİK KUŞAKLAR

1. Üreticiler 2. Tüketiciler. 3. Ayrıştırıcılar

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ

Sera Etkisi. Gelen güneş ışınlarının bir kısmı bulutlar tarafında bloke edilmekte. Cam tarafından tutulan ısı

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar

CANLILAR VE ENERJİ İLŞKİLERİ

1. İklim Değişikliği Nedir?

ayxmaz/biyoloji Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H

Küresel Değişim Ekolojisi BYL 327 Hacettepe Üniv. Biyoloji Bölümü lisans dersi

Güneş enerjisi yapraklardaki klorofil pigmenti yardımı ile kimyasal bağ enerjisine dönüşür. Fakat bu dönüşüm için, yaprağın önce ışığı soğurması

Transkript:

ÜNİTE III ÇEVRENİN KORUNMASI VE REHABİLİTASYON III ÇEVRENİN KORUNMASI VE REHABİLİTASYON Sayfa No MADDE VE BESİN KAYNAKLARININ KORUNMASI............................................307 Biyoçeşitliliğin azalma nedenleri.........................................................308 Habitat kaybı.....................................................................308 Yabancı türlerin sokulması..........................................................310 Aşırı avlanma.....................................................................312 Küresel değişim...................................................................312 BİYOÇEŞİTLİLİĞİN KORUNMASI..........................................................315 ÇEVRENİN KORUNMASI VE ÇEVRE DUYARLILIĞININ OLUŞTURULMASI........................315 306

ÇEVRENİN KORUNMASI VE REHABİLİTASYON Madde ve Besin Kaynaklarının Sürdürülebilirliği Bir bölgedeki genlerin, türlerin ve ekosistemlerin toplamına o bölgenin biyolojik zenginliği veya biyoçeşitlilik denir. Ekosistemdeki türler; Havayı ve suyu temizler. Artıkları ayrıştırır ve detoksifiye eder. Aşırı hava koşullarının ve sel baskınlarının etkilerini azaltır. Bitkilerin tozlaşmasını ve tohumların yayılmasını sağlar. Toprak oluşumunu ve korunmasını sağlar (erozyonu önler). Temel gıda ve lif kaynağıdır. İlaç kaynağıdır. ÜNİTE III ÇEVRENİN KORUNMASI VE REHABİLİTASYON Hayvansal ve bitkisel gıda kaynaklarımızın kökeni, doğadaki yabani türlerdir. Eğer zirai türlere yakından akraba olan yabani türler kaybolursa; Hastalıklara dayanıklı ürünlerin geliştirilmesinde Ürün kalitesini geliştirmede kullanılabilecek genetik kaynaklar kaybedilmiş olur. Örneğin; Pirinçte hastalık yapan yok edici çimen virüsü salgınına, bu türün 7000 popülasyonu taranarak ve virüse dayanıklı yakın akrabaları saptanarak çözüm bulunmuştur. Islah çalışmaları ile dirençli olan ticari pirinç varyetelerinin üretimi sağlanabilmiştir. Kahve ağaçlarına hastalık bulaşması sonucu yapılan araştırmalar, Etiyopyaʼda dirençli bir çeşidin bulunması ile önlenmiştir. Dünya gıda tüketiminin yaklaşık %8ʼini, 20 bitki türü sağlamaktadır. Bu bitkiler ve yabani türlerinin korunması çok önemlidir. Yakın zamanda ABDʼde görülen toplu arı ölümleri endişelere yol açmıştır. Sebze ve meyvelerin tozlaşmasının %80ʼinden arılar sorumludur. Bu arıların yok olmasının açabileceği ekonomik kayıp ve çevresel felaketin boyutları çok büyük olabilir. Eczanelerden aldığımız ilaçların büyük bir kısmı doğrudan veya dolaylı olarak başta bitkiler olmak üzere çeşitli türlerden elde edilmektedir. Madagaskarʼda yaşayan gül renkli Cezayir menekşesinin içerdiği alkaloitlerin, kanser hücrelerinin gelişmesini durdurduğu keşfedilmiştir (Bkz. Şekil III.1). Bu keşif sayesinde Hodgkin lenfoması ve çocuk lösemisi gibi öldürücü iki kanser türünün tedavisi sağlanmıştır. Şekil III.1: Gül renkli Cezayir menekşesi Dünya nüfusunun %80ʼi doğa kaynaklı ilaçlara bel bağlamıştır. Bu türlerin kaybolması, onların ilaç olarak fayda sağlama olasılığının da ortadan kalkması anlamına gelir. 307

ÜNİTE III ÇEVRENİN KORUNMASI VE REHABİLİTASYON Türkiye, biyoçeşitlilik yönünden Dünyaʼda 9. sırada yer almaktadır. Avrupada bulunan bitki türlerinin yaklaşık %75ʼi Türkiyeʼde bulunur ve bunların üçte biri endemiktir (sadece bulunduğu yerde yaşarlar). Yani ülkemiz bir çok bitkinin anavatanı ve genetik havuzu olması bakımından önemlidir. En büyük biyoçeşitlilik tropiklerdedir. Maalesef, tropikal ormanlar, büyüyen insan populasyonunu desteklemek ve onlara yer açmak için kesilmektedir. Özellikle Endonezyaʼda ormanları yok etme hızı çok yüksektir. Bu böyle devam ederse orada yaşayan birçok canlı türü tehlikeye girecektir. İnsanların doğal kaynakları kullanmasına ilişkin geçmişte ve ne yazık ki günümüzde de yaptığı yanlışlar, gelecek açısından kaygı duymayı gerektirmektedir. Türkiyeʼde; Asya fili, yaban öküzü, yaban eşeği, aslan, çita, Anadolu leoparı ve kelaynak soyu tükenen hayvanlardır. Vaşak, sansar, ceylan, yaban koyunu keçisi, kunduz, Akdeniz foku, Mersin balığı ve 28 kuş türü soyu tükenme tehlikesinde olan hayvanlardır. Kuzey Amerikaʼda tatlı sularda yaşayan 123 hayvan türünün, 1900 yılından bu yana soyu tükenmiş ve yüzlercesi de yok olma tehlikesi altındadır. Dünyaʼda kuşların %21ʼi, memelilerin %21ʼi yok olma tehlikesi ile karşı karşı karşıyadır. Dünyadaki tatlı su balık türlerinin %30ʼunun nesli tükenmiştir. Kayıtlar tutulduğundan beri 730 bitki türü yok olma tehlikesi altındadır ve 200 tür ortadan kalkmıştır. Biyoçeşitliliğin Azalma Nedenleri İnsanların birçok faaliyeti, bölgesel veya küresel olarak biyoçeşitliliği tehlikeye sokar. Bu faaliyetlerin yarattığı tehlikeler, dört ana grupta toplanabilir. Bunlar; habitat kaybı, yabancı türlerin sokulması, aşırı avlanma ve küresel değişimdir. I) Habitat Kaybı: Habitatın insanlar tarafından değiştirilmesi Dünyadaki biyoçeşitlilik için en büyük tehlikedir. Habitat kaybı; tarım, kentsel gelişim, ormancılık, madencilik ve çevre kirliliği tarafından meydana gelmektedir. Günümüzde küresel iklim değişikliği habitatları değiştirmektedir. Eğer başka habitat bulunamazsa, habitat değişikliği türün ortadan kalkması anlamına gelebilir. Habitat kaybına neden olan bazı durumları inceleyelim; a) Aşırı otlatma: Ülkemizin birçok bölgesindeki çayır, mera ve yaylaların zengin bitki ve hayvan çeşitliliği vardır. Aşırı otlatmalar sonucunda bitki örtüsü yok edilmekte, bu bitkilerle beslenen böcekler ve kısaca besin zincirleri yok olmaktadır. b) Orman kesimi: Orta Amerika ve Meksikaʼnın tropikal ormanlarının yaklaşık %98ʼi kesilmiştir. Ülkemizde de ormanların yok edilmesi biyoçeşitliliği azaltmakta ve toprak erozyonuna neden olmaktadır. Toprak erozyonu, bitki çeşitliliğinin ve buna bağlı olarak hayvan çeşitliliğinin azalması ile sonuçlanır. 308

Tropikal yağmur ormanları Yerkürenin ekvator kuşağı çevresindeki alçak rakımlı bölgelerde yer alır. Genellikle geniş yapraklı ağaçlardan oluşan ve her dem yeşil olan bu ormanlar, yeryüzünün en fazla tür çeşitliliğine sahip bölgeleridir. Başlıca üç ana bölgede görülür. Güney Amerikaʼdaki Amazon ve Orinoco Havzaları ve Orta Amerika bölgesi Orta ve Batı Afrikaʼda yer alan Kango, Nijerya ve Zambiya havzaları ile Madagaskar Hindu Malaya, Borneo ve Yeni Gine bölgeleri c) İnsektisit (böcek öldürücü ilaç) kullanımı: Bir gram verimli toprakta binlerce fungi, binlerce alg ve binlerce protozoa bulunur. Doğal koşullar altında bulunan bitkisel ve hayvansal kökenli canlılar, toprağın verimliliği için şarttır. Topraktaki solucanlar toprağı havalandırır, mikroorganizmalar azot, fosfor ve kükürdü bitkilerin yararlanabileceği hale getirir. Fungiler birçok bitki kökü ile mutualist ilişki kurar. Fungi bitkinin topraktan mineral almasını sağlarken kendisi de bitkiden karbonhidrat alır. Toprak verimliliği tüm bu canlıların faaliyeti ile sağlanır. Böcek öldürücüler (insektisitler) toprağa karıştığında toprak canlılarının ölümüne neden olur, bu durumda toprak verimliliği ve biyoçeşitlilik azalır. Aşırı ilaçlama (böcek öldürücü kullanma) zaman içinde zararlı böceklerin dirençli nesiller geliştirmesine neden olmuş, faydalı birçok böcek de yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır. Zehire bulaşmış böcek ve metaryelleri yiyen kuşlar da olumsuz etkilenmektedir. Bu ilaçların bazıları yağ dokuda birikir ve besin zincirinin üst halkalarında daha yoğun hale gelir, buna biyolojik büyültme denir. Bu durum en üst basamakta yer alan karnivorları (etçil) en çok etkiler. Örneğin göllerin besin ağında en üstte yer alan gümüşi martının yumurtasındaki ilaç yoğunluğu, besin ağının tabanında yer alan fitoplanktonlardakinin 5000 katıdır. Şekil III.2ʼde DDTʼnin besin zincirindeki biyolojik büyültmesini inceleyiniz. ÜNİTE III ÇEVRENİN KORUNMASI VE REHABİLİTASYON DDT deriflimi: 10 milyon kat artm fl Bal kla beslenen kufllardaki DDT, 25ppm Büyük bal klardaki DDT, 2pp Küçük bal klardaki DDT, 0,5 ppm Zooplanktondaki DDT, 0,04 ppm Sudaki DDT 0.000003 ppm Şekil III.2: DDTʼnin besin zincirindeki biyolojik büyültmesi. Uzun Ada Boğazı besin zincirindeki DDT derişimi, bu kirleticinin deniz suyundaki 0,000003 ppmʼlik düzeyinden, bu besin piramidinin tepesinde yer alan ve balıkla beslenen bir kuş olan balık kartalından 25 ppm düzeyine çıkarak, yaklaşık 10 milyon kat artırılmıştır. 309

ÜNİTE III ÇEVRENİN KORUNMASI VE REHABİLİTASYON d) Anız yakma: Ekinler kesildikten sonra tarlada kalan köklü sap kısmına anız denir. Ülkemizde daha iyi tohum yatağı hazırlamak, yabancı ot ve böcekleri yok etmek ayrıca toprağı daha kolay işlemek için anız yakımı olmaktadır. Anız yakılırken, toprağın 2 3 cm derinliğindeki bütün canlılar yok olur. Oysa bu canlılar toprak verimliliğini arttırmaktadır. Toprak canlılarının ölümü, verimi düşürür ve toprağın eski haline gelmesi uzun zaman alır. Ayrıca bu canlılar besin zincirinin halkalarını oluşturduğu için birinin yok olması diğerini de olumsuz etkiler. e) Gübrelemede kritik yükü aşma: Bitkinin absorbe edeceği kadar besin maddesinin topraktaki miktarına kritik yük denir. Topraktaki kritik yükü aşan azotlu ve fosforlu maddeler süzülerek yer altı sularına geçer. Bunlar daha sonra tatlı su ve deniz ekosistemlerine karışarak su kaynaklarını kirletir. Bu durum ötrofikasyona (fotosentetik canlıların aşırı artışına) neden olabilir. Aşırı çoğalan alglerin bir süre sonra ölmesi, saprofitlerin faaliyetlerini artırır, bu durumda ortamın O 2ʼsi azalır ve balıklar ölür. f) Sulak alanların kurutulması: Sulak alanlar, tropikal ormanlar gibi yeryüzünün en yüksek oranda oksijen üreten ekosistemleridir. Sulak alanlar ve göller çok sayıda canlının yaşadığı bölgelerdedir. Başta kuşlar olmak üzere bitki, balık, böcek ve diğer birçok canlı türü bu alanlarda yaşar. Ayrıca bu alanlar yöredeki su akışını düzenler. Sulak alanların kurutulması sonucu yaşama alanlarının değiştirilmesi bu alanlara uyum sağlamış türlerin yok olmasına neden olmaktadır. İngiltereʼdeki Lycanenidae kelebeğinin bu tip sulak alanların kurutulması sonucu yok olduğu bilinmektedir. Hatayʼdaki Amik Gölü, 1968 yılında kurutularak tarıma açılmıştır. Bu nedenle yörenin iklimi değişmiş, yağışlar, seller meydana gelmiş ve birçok endemik balık türünün soyu tükenmiştir. Konya Havzasıʼndaki Suğla Gölü tarım arazisi elde etmek için kurutulmuştur. Kuşlar artık bu bölgeye gelmemektedir. II) Yabancı Türlerin Sokulması: Doğal olarak yaşadığı alanlardan yeni coğrafik bölgelere bilerek ya da kazara taşınmış türlere yabancı türler denir. Örneğin; Birleşik Devletlerde 1930ʼlu yıllarda, özellikle su kanalları boyunca görülen erozyonu kontrol etmek için kudzu adlı bir Japon bitkisi güney bölgesine sokulmuştur. Bu bitki güneydeki karasal ekosistemlere çok geniş bir şekilde yayılmıştır. Yabancı türler, popülasyonu sınırlayan avcılar, parazitler ve patojenler bulunmadığından yeni ortamlarda hızla yayılırlar. Bazıları yerli organizmaları avlayarak veya kaynakları kullanmada onlara üstün gelerek kommüniteyi tahrip etmişlerdir (Bkz. Şekil III.3). Yeni alanlara sokulan türler, 1750 yılından beri kaydedilmiş olan ortadan kalkma olaylarının yaklaşık olarak %40ʼını oluşturmaktadır. 310

(c) Kudzu ÜNİTE III ÇEVRENİN KORUNMASI VE REHABİLİTASYON (a) Nil levre i, Viktorya Gölü (b) Kahverengi a aç y lan, Guam (d) Avrupa s rc klar (e) Arjantin kar ncalar (f) Deniz yosunu Şekil III.3: Alanlara sokulması büyük zararlara yol açan türlerin küçük bir kaç örneği. (a) Çok büyük tatlısu balıklarından biri olan (boyu 2 metreye kadar, ağırlığı 450 kilograma kadar erişebilmektedir) Nil levreği gelişen insan populasyonlarına protein içeriği yüksek yiyecekler sağlamak üzere Doğu Afrikaʼdaki Victoria gölüne sokulmuştur. Maalesef, levreğin asıl etkisi, buraya özgü olan daha küçük vücutlu 200 türü ortadan kaldırmıştır; çünkü levreğin kendi besinini oluşturan balıkları, kritik seviyeye indirmiştir. (b) İkinci Dünya Savaşının sonunda Guamʼa tesadüfen girmiş olan kahverengi ağaç yılanı, bu yeni ortamında bulunan kuş ve kertenkelelerden 18 türü ortadan kaldırmıştır. (c) Kudzu (Pueraria montana), Birleşik Devletlerin güney kısımlarının çoğunu istila etmiştir. (d) Avrupa sığırcıkları, Kuzey Amerikaʼdaki yerli ötücü kuşların çoğunun yerini almıştır. (e) Buradaki Arjantin karıncalarının, Kaliforniya için yerli tür olan kırmızı karıncaya saldırışını görmektesiniz. (f) Kaliforniya lagününün buradaki su altı fotoğrafında, akvaryumlarda çoğalabilen bir su yosununu görmektesiniz; deniz yosunu olan Caulerpaʼnın (ön taraftaki zeminde) çok dayanıklı bir çeşidi, yerli deniz yosunlarını ortamdan atmaktadır. 311

ÜNİTE III ÇEVRENİN KORUNMASI VE REHABİLİTASYON Şekil III.4: Yalancı penguen (Pinguinis impennis). Kuzey Atlas Okyanusundaki adalar için endemik bir tür olan yalancı penguenin avlanma nedeniyle, soyu tükendi. III. Aşırı Avlanma Ve Toplama Yapma: Aşırı avlanma birçok hayvanın ortadan kalkmasına neden olmuştur. Örneğin; Atlas okyanusundaki adalarda yaşamış olan yalancı penguenler, tüyleri, yumurtaları ve eti için aşırı avlanmış ve soyu tükenmiştir (Bkz. Şekil III.4). Pasifik adalardaki uçan tilkiler adlı yarasalar, bitkilerin tozlaşmasını ve tohumların yayılmasını sağlar. Bu yarasalar sürekli avlanmakta ve lüks yiyecek olarak tüketilmektedir. Fil, balina ve gergedan gibi üreme hızları düşük olan iri vücutlu canlılar, aşırı avlanmaya çok duyarlıdır. En büyük kara hayvanı olan Afrika fillerinin sayısı bu nedenle çok azalmıştır. Balık populasyonları, aşırı avlanma sonucu ciddi azalmalar göstermiştir. Türkiyeʼde bulunan kelebek ve diğer bazı böcek türlerinin toplanarak ticaretinin yapılması, nesillerinin tükenmesine yol açmaktadır. Türkiyeʼnin florasında zengin bitki çeşitleri vardır. Her üç bitkiden biri endemiktir (bölgeye özgüdür). Ülkemizdeki floradan bazı tıbbi bitkilerin ve soğanlı bitkilerin (lale, salep) aşırı şekilde toplanması ve satılması nesillerinin yok olmasına neden olmaktadır. IV. Küresel Değişim: İklimdeki, atmosfer kimyasındaki ve geniş ekolojik sistemlerdeki değişiklikler küresel değişim olarak adlandırılır. Küresel değişime neden olan bazı etmenleri inceleyelim; a) Asit yağmurları: Odun, kömür gibi yakıtlar, egzoz gazı ve endüstriyel yakıtlar nedeniyle havaya kükürt ve azot oksitler salınır. Kükürt dioksit fotosenteze önemli ölçüde zarar verir. Kükürt ve nitrik oksit, havadaki su ile reaksiyona girerek sülfürik asit (H 2 SO 4 ) ve nitrik asit (H 2 NO 3 ) haline gelir. Bu durumda Dünya yüzeyine, phʼsı 5,2 den daha düşük olan yağmur, kar, dolu ya da sis düşer, sucul ve karasal ekosistemlere zarar verir. b) Sera gazları: Endüstriyel faaliyetlerle oluşan CO 2 ve metan gibi gazların atmosferdeki konsantrasyonlarının artması sera etkisine neden olur. Yerküre ikliminin ısınmasına neden olan bu gazlara sera gazları denir. Dünyaʼya çarpan güneş radyasyonunun çoğu uzaya geri yansır. CO 2, metan, su buharı ve diğer gazlar, görünebilir ışığa şeffaf olmalarına rağmen Dünyaʼdan yayılan kızılötesi ışınların çoğunun yolunu keser ve emerek bir kısmını alıkoyar. Eğer bu sera etkisi olmasaydı Dünyaʼdaki hava sıcaklığı 18 C olurdu. Atmosferdeki CO 2 ve metan gazındaki artış, daha çok ısının emilmesini sağlar. 312

CO2 deriflimi (ppm) ( ) 390 0.90 380 0.75 370 360 350 340 330 320 300 S cakl k 0.45 1960 1965 1970 1975 1980 1985 1990 1995 2000 Y l Sera gazlarının artması ile ortaya çıkacak küresel ısınma (Bkz. Şekil III.5); buzullarda erimeye ve deniz seviyelerinde yükselmeye, pek çok kıyı bölgesinin sular altında kalmasına, yağış rejimlerinin değişip bazı bölgelerin çölleşmesine, diğer bölgelerde sel baskınlarının meydana gelmesine neden olacaktır. CO2 0.60 0.45 0.30 0.15 0 0.15 310 0.30 Şekil III.5: Atmosferdeki CO 2 artışı S cakl ktaki farkl l k ( C) ( ) ÜNİTE III ÇEVRENİN KORUNMASI VE REHABİLİTASYON Çok sayıda ülke tarafından 1997ʼde imzalanıp 2005ʼte yürürlüğe giren Kyota Anlaşmasıʼnın amacı, atmosferdeki sera gazlarının azaltılmasıdır. Fakat henüz bu gazların seviyesinin nasıl indirileceği konusunda küresel bir uzlaşmaya varılmamıştır. Küresel ısınmanın etkisi ile deniz seviyelerinin ve sıcaklığın artması mercan resiflerini de olumsuz etkileyecektir. Deniz şakayıklarına benzeyen minik hayvanlar (polip) ile dokularına girmiş alglerin ortak yaşamından mercan ortaya çıkar. Yani mercan, hayvan ve alg bileşeninden ortaya çıkan süperorganizmadır. Mercanın hayvan bileşeni olan polipler, denizdeki kalsiyum karbonatı kullanarak kendine kireçten oluşan bir ev yapar. Algler de hayvan bileşeninin içinde gelişip korunur ve ihtiyaçları olan azot ile diğer besin elementlerini polipten elde eder. Polip, algden çeşitli organik maddeler alır ayrıca geceleri su akıntıları ile evinin içindeki aralıklardan geçmekte olan zooplanktonları yakalayarak beslenir. Mercanlar 50 mʼden daha derinlerde yaşayamazlar çünkü içlerindeki alglerin güneş ışığına ihtiyaçları vardır. Kayalık oluşturmaları için de 18 C veya üstünde bir sıcaklık gereksinimleri olduği için sadece tropiklerde görülürler. Mercan resiflerinin anayapısını oluşturan kalkerli iskeleti çok sayıda canlı için habitat sağlar. Yağmur ormanları gibi mercan resifleri de neredeyse tüm canlı şubelerinin üyelerini barındırır. Olağanüstü çeşitlilikte balık türleri bulundurur. 313

ÜNİTE III ÇEVRENİN KORUNMASI VE REHABİLİTASYON Sıcaklıktaki küçük bir artış duyarlı mercanlarda solma veya beyazlaşma (ağarma) meydana getirebilir. Algler, mercanlardan ayrıldığı zaman beyazlanma görülür ve mercanlar ölür. Mercan kayaları, balıkçılık ve turizm açısından da çok değerlidir. c) Ozon gazı: Dünya yüzeyinden 17 25 km yukarıda stratosferde yüksek oranda ozon (O 3 ) içeren kısıma ozon tabakası denir. Ozon, 310 nm dalga boyundan küçük UV ışınlarını soğurarak, ısı enerjisine dönüştürür. Böylece canlılara ölümcül etki yapacak UV ışınlarının aşağıya inmesini engeller. Ancak Antarktika üzerinde 1970 yılından bu yana ozon tabakası incelmektedir (Bkz. Şekil III.6). Bir zamanlar soğutucularda ve imalat sanayisinde yaygın olarak kullanılan kloroflorokarbon adlı kimyasal madde, ozonun yıkılmasına neden olmaktadır. Stratosferde azalan ozon düzeyleri, Dünya yüzeyine ulaşan UV ışınlarının yoğunluğunu arttırır. Bu, insanlarda cilt kanserlerinde artışa neden olur. Ozon tabakasının incelmeye devam etmesi durumunda tüm canlılar olumsuz etkilenecektir. Çok sayıda ülke 1987 yılında Montreal Protokülünü imzalamıştır. Bu protokol, ozon tabakasını incelten kimyasalların kullanılmasını düzenlemektedir. Bir çok ülke kloroflorokarbon üretimini sonlandırmıştır. Bunun sonucunda strotosferdeki klor konsantrasyonu kararlı hale getirilmiş ve ozon tabakasının incelmesi yavaşlamıştır. Bugün kloroflorokarbon salınması sıfıra yaklaştırılmış olmasına rağmen klor molekülleri en az 50 yıl stratosferdeki ozon düzeyini etkilemeye davam edecektir. 350 Ozon tabakas kal nl (Doblson birim) 300 250 200 150 100 50 Ekim ay için ayl k ortalamalar 0 1960 1965 1970 1975 Y l 1980 1985 1990 (a) Ozon deli i. Antarktika üzerindeki ozon deli i, atmosferik veriler üzerine dayandırılan bu görüntüde mavi renkli yama olarak görünüyor. (b) Ozon tabakas n n kal nl. Bu grafik Antarktika, üzerindeki ozon tabakas n n y llara göre de iflimini göstermektedir. (c) UV radyasyonuna maruz kalma. Günefllenmeyi seven bu insanlara ev sahipli i yapan Avustralya, deri kanserinin Dünya da en fazla görüldü ü yerdir. Şekil III.6: Dünyanın ozon kalkanındaki aşınma 314

Biyoçeşitliliğin Korunması Artan Dünya nüfusunun ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için doğal kaynakların korunması gerekir. Koruma, saklama ve kaynakları hiç kullanmama veya bir kısmını gelecek için saklama anlamına gelmez. Koruma, ekolojik bilgilerden yararlanarak ekosistemleri düzenli yönetmek, üretim ve tüketim arasında bir denge kurmak, böylece yararlı bitki, hayvan ve ilkel organizmalardan devamlı ürün sağlamaktır. Koruma biyolojisi, tüm kommünite ve ekosistemlerin biyoçeşitliliğini sürdürmeyi amaçlar. Çevrenin estetik açıdan ve dinlenme yerleri açısından korunması da insanların psikolojik sağlığı açısından önemlidir. Bu amaçla bir çok ülke ve bilimsel cemiyetler sürdürülebilir kalkınma kavramını benimsemiştir. Bu kavram, günümüz insanlarının gelecek kuşakların gereksinimlerini sınırlamayacak şekilde gereksinimlerini karşılaması anlamına gelmektedir. Biyoçeşitliliğin korunmasında uygulanacak en etkili yöntemlerin başında ekolojik (organik) tarım gelir. Organik tarım, kimyasal girdi kullanmadan, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretim biçimidir. Organik tarımın amacı; Hiç bir sentetik kimyasal tarım ilacı, hormon ve gübre kullanmamak Organik ve yeşil gübre kullanmak Zararlı böceklerden korunma için onların doğal düşmanlarını kullanmak (biyolojik mücadele) şeklinde sıralanabilir. ÜNİTE III ÇEVRENİN KORUNMASI VE REHABİLİTASYON Zararlı böceklerin, doğadaki düşmanları yardımı ile sayılarının azaltılmasına biyolojik mücadele denir. İlaçlı mücadelede olduğu gibi zararlılar tümüyle yok edilemez. Zararlı yoğunluğu, ekonomik zarar düzeyinin altında tutulur böylece doğal düşmanlarının doğada sürekliliği sağlanır. Biyoçeşitliliği korumak için; Habitat kaybına neden olacak uygulamalardan kaçınmak Yabancı türlerin alanlara sokulmasını önlemek Aşırı avlanmanın önüne geçmek Sanayi artıklarını azaltıcı önlemler almak Rüzgar ve güneş enerjisinden yararlanacak yeni teknolojiler geliştirmek gerekir. Çevrenin Rehabilitasyonu ve Çevre Duyarlılığının Oluşturulması Restorasyon (Onarım) Ekolojisi Kirlenme, yabancı tür istilası, insanların yıkıcı ve bozucu etkileri sonucunda hasar görmüş kommünite ve ekosistemlerin eski haline getirilmesi yani rehabilitasyonu restorasyon ekolojisinin konusudur. Örneğin; İnsan müdahalesi ile bozulmuş, çıkan bir kum fırtınası ve rüzgarla daha da çölleşmiş bir alanın yoğun ekolojik uygulamalarla eski haline getirilmesi 315

ÜNİTE III ÇEVRENİN KORUNMASI VE REHABİLİTASYON Kurutulmuş bir sulak alanın eski haline getirilmesi restorasyon ekolojisi kapsamına girer. Restorasyon ekolojisinde, kirletilmiş ekosistemlerdeki toksik maddeleri etkisiz hale getirmek çok önemlidir. Bunun için prokaryotlar, mantarlar ve bitkiler kullanılır. Pseudomonas bakterileri, çoğalmaları için bazı maddeler sağlanarak kıyılara yayılmış petrolün temizlenmesinde kullanılmış ve başarılı oldukları görülmüştür. Maden çıkarma sırasında yayılan tozlardaki uranyumla kirlenmiş topraklarda gelişen bir liken türü bulunmuştur. Bu liken, uranyumu bünyesinde biriktirerek ortamın uranyumdan temizlenmesini sağlayabilmektedir. Bazı bitkiler ağır metal içeren topraklara uyum sağlamıştır. Bu bitkiler çinko, nikel, kurşun ve kadmiyum gibi toksik olan metalleri alır. Madencilik nedeni ile tahrip olmuş alanlar, bu bitkiler ile düzeltilebilir, daha sonra bitkiler hasat edilir ve bu metaller ortamdan uzaklaştırılır. Şimdiye kadar en kapsamlı ve başarılı restorasyon projeleri, biyoçeşitliliği fazla azalmamış fakat yapısı kısmen bozulmuş sulak alanlarda yürütülmüştür. Bu projelerde, doğal su akış şeklinin eski haline getirilmesi ve alana yerli bitkilerin dikilmesi, hayvan populasyonlarının buraya tutunarak çoğalmasına yol açmıştır. Koruma Etiği ve Biyosferin Geleceği Yaşamlarını sürdürmek için avcı ve toplayıcı olan ilk insanların doğaya ne kadar saygılı oldukları mağaralara çizdikleri resimlerden anlaşılmaktadır. Doğaya ve canlı çeşitliliğine bağlılık atalarımızdan bize de geçmiştir. Harvard Üniversitesiʼnden biyolog Wilson bunu canlıyı sevmek (bioplilia = biyofili) olarak isimlendirmiştir. Bizim, temiz suyu olan, biyoçeşitliliği zengin, bozulmamış doğal çevreleri sevdiğimizi ve bu özelliğimizin doğuştan geldiğini söylemiştir. Yani doğaya ve tüm yaşam formlarına duyusal olarak bağlı olduğumuzu ifade etmektedir. Diğer türler önemlidir ve korunmalıdır duygusu, birçok dinde ve kültürde yaygın olarak işlenen bir konudur. Çağımızdaki insanların bu konuya daha çok özen göstermesi gerekmektedir. Çevresel etik, ekolojik bozulmaları önlemek ve bir türün yok olmasına asla izin vermemek anlamına gelir. Çevresel etik insanlar arasında yayılmalıdır. Hepimiz; Besin için İlaç için Yapı malzemeleri için Verimli topraklar için Sel baskınlarının kontrolü için Yaşanabilir iklim için İçilebilir su için Solunabilir hava için Doğal olan her şeyi sevdiğimiz için Kendi türümüzü ve gelecek kuşakları korumak için harekete geçmeliyiz. 316

1. Aşağıdakilerden hangisi atmosferdeki CO 2 miktarının artmasına yol açmaz? A) Ormanlık alanların küçülmesi B) Anızların yakılması C) Denizlerin temiz olması D) Fosil yakıtların kullanılması E) Orman yangınları 2. Son zamanlarda CO 2 yoğunluğunun artmasının esas nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Fosil yakıtlar B) Aşırı artan insanların solunumu C) Su kirliliği D) Aşırı gübre kullanımı E) Böcek öldürücü kullanımı 3. Aşağıdakilerden hangisi toprak tahribatına neden olmaz? A) Damlama yöntemi ile sulama B) Madencilik faaliyetleri C) Çok fazla sulama yapma D) Aşırı otlatma yapma E) Orman kesimi 4. İnsanlar, çoğalan nüfusu besleyebilmek için ekosistemdeki verimliliği arttırmak yoluna gitmektedir. Bunun için toprağa büyük miktarda gübre (besin elementi) verilmektedir. Aşırı gübreleme aşağıdakilerden hangisine neden olur? A) Biyoçeşitlilik artar B) Ekosistem kararlılığı ve ekosferdeki çeşitlilik bozulur C) Atmosferdeki sera gazları dengelenir D) Yeraltı sularında mineraller azalır E) Atmosferdeki CO 2 miktarı azalır TEST 1 6. Su kirliliğinin nedenleri ve çözüm yolları araştırılırken; I. Kirlenmiş suyu incelemek II. Çevredeki tarım alanlarının aşırı oranda gübrelenmesine engel olmak III. Çevredeki fabrika atıklarının kontrol edilmesini sağlamak yukarıdakilerden hangileri yapılmalıdır? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) Yalnız III E) I, II ve III 7. Kommünite ve ekosistemle ilgili olarak; I. Kirlenme II. Yabancı tür istilası III. İnsanların yıkıcı bozucu etkisi etkenlerinden hangileri restorasyon (onarım) ekolojisi ile düzeltilmeye çalışılır? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) Yalnız III E) I, II ve III 8. Bozulmuş bir orman veya kötü yönetilen bir tarım arazisindeki toprak erozyonu, besin elementlerinin kaybına neden olur ve ekosistemi zayıflatır. Bu etkiler akıntı yönünde yer alan akarsu, göl ve denizlerde aşağıdakilerden hangisine neden olur? A) Azot fiksasyonunda artış B) Biyoçeşitlilik artışı C) Habitat artışı D) Ötrofikasyon oluşumu E) Tuz kaybı ÜNİTE III ÇEVRENİN KORUNMASI VE REHABİLİTASYON 5. Dünyadaki tarımcılar ve ormancılar tür çeşitliliğinin azalmasından büyük endişe duymakta ve bu nedenle daha çok türün gen kaynaklarını korumak için çeşitli önlemler almaktadır. Aşağıdakilerden hangisi bu önlemlerden değildir? A) Fidanlıklar oluşturmak B) Gen koruma bahçeleri kurmak C) Klon bahçeleri oluşturmak D) Gübre fabrikaları açmak E) Tohum bankaları kurmak 9. Asit yağmurları; I. Tatlı su göllerinde balıkların yaşamasını engeller II. Toprağın phʼını düşürerek bitkileri olumsuz etkiler III. Besin zincirlerini uzatır yukarıdakilerden hangilerine neden olur? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) Yalnız III E) I ve III 317

ÜNİTE III ÇEVRENİN KORUNMASI VE REHABİLİTASYON 10. Bir molekül metan gazının emdiği ısı, bir molekül CO 2 nin emdiği ısının 25 katıdır. CO 2ʼnin atmosferde kalma süresi yaklaşık 6 yıl iken metan için bu süre yaklaşık 9 yıldır. Devamlı donmuş olan topraklarda ve soğuk deniz diplerinde metan hidratlar bulunur. Ortamın ısınması ile metan hidratlar eriyerek metan açığa çıkar. Yukarıdaki açıklamalara göre; I. Metan, küresel ısınmanın yükselmesinde önemli olan sera gazlarından biridir II. Metan, anaerobik bakteriler tarafından organik maddelerin parçalanması ile üretilen yanıcı bir gazdır III. Küresel ısınmanın sonucunda Sibirya ve Alaskaʼdaki donmuş toprakların çözünmesi ile küresel ısınma daha da artacaktır yargılarından hangileri doğrudur? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) Yalnız III E) I ve III 11. 1950ʼlerde Peruʼnun Canete vadisindeki pamuk tarlaları klorlu hidrokarbonlarla havadan yoğun olarak ilaçlanmış ve yaklaşık 6 yıl ürün verimi iki katına çıkmıştır. Daha sonraki yıllarda ise pamuk üretimi çok düşmüştür. Bunun nedeni; I. Organik tarıma geçiş yapılması II. Biyolojik savaşın başlatılması III. Zararlıların direnç kazanması IV. Zararlıların doğal düşmanlarının yok olması yukarıdakilerden hangisi olamaz? A) Yalnız I B) I ve II C) Yalnız II D) II ve III E) III ve IV 13. Tarımsal üretimde zararlıların pestisitlere karşı direnç kazanması sonucu; I. Tarımsal üretimin durdurulması II. Tarım zararlıları ile beslenen avcıların tarım alanına bırakılması III. Tarım alanında böcekçil bitkilerin de yetiştirilmesi IV. Gen teknolojisi yoluyla böceklere dirençli kültür bitkilerinin geliştirilmesi uygulamalarından hangileri kullanılmamalıdır? A) Yalnız I B) Yalnız II C) II ve III D) Yalnız IV E) III ve IV 14. Bir kentte yaşayan insanların ihtiyaçlarını karşılayan, insan etkisi altıda bulunan ve kent dışında yer alan ekosistemlere (tarım ve orman arazileri, su kaynakları ) ekolojik ayak izi denir.örneğin ABDʼde ekolojik ayak izi, kişi başına 8,,4 ha dır. Fakat uygun kapasite kişi başına yalnızca 6.2 ha dır, yani ABD kendi alanı ve destekleyeceği kaynaklardan daha fazla ekolojik kaynak izine sahiptir. Ekolojik ayak izi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Çevre etiği ekolojik ayak izinin büyük olması, anlamına gelir B) Az gelişmiş ülkelerde kentlerin ekolojik ayak izleri, gelişmiş ülkelerinkinden daha düşüktür C) Kişi başına ayak izi, gelişmiş ülkelerden fakir ülkelere gidildikçe azalır D) Ekolojik dengenin korunması için küçük ekolojik ayak izi daha iyidir E) Su kaynakları bol ve verimli bir yerde olan bir kentin ekolojik ayak izi, suyu az ve verimsiz yerdeki bir kentin ekolojik ayak izinden daha düşük olur 12. Yabani ve kültürü yapılan türlerde, genetik çeşitliliğin korunması ve zenginleşmesi önemli bir konudur. I. Teknoloji II. İklim III. Talepler Yukardakilerden hangilerinin değişimine cevap vermek için genetik çeşitliliğin korunması ve zenginleştirilmesi gerekmektedir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve III E) I, II ve III 15. İnsanlar daha çok nüfusu ve daha çok evcil hayvanı besleyebilmek için tarım alanlarında verimliliği arttırma çabasındadır. Bu süreçte verimlilik artmakta ve çevreye aşırı miktarda besin elementi karışmaktadır. Bu durum; I. Ötrofikasyona II. Biyoçeşitlilikte artmaya III. Belirli bir türde artmaya yukarıdakilerden hangilerine neden olur? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I ve III E) II ve III 318 1) C 2) A 3) A 4) B 5) D 6) E 7) E 8) D 9) C 10) E 11) B 12) E 13) A 14) A 15) D

DERS NOTLARI ÜNİTE III ÇEVRENİN KORUNMASI VE REHABİLİTASYON 319

Etkinlik Cevap Anahtarı

N?TE IHAYVAN BİYOLOJİSİ VE İNSAN BÖLÜM 1: Sindirim ETKİNLİK 1 1. polimer 2. hidrolitik enzim 3. fiziksel sindirim 4. hücre içi sindirim 5. ekzositoz 6. gastrovasküler 7. peristalsis 8. sfinkter 9. mukoza tabakası 10. epitel 11. bağ 12. periton 13. mine tabakası 14. otonom 15. glikoprotein 16. pityalin 17. kıkırdak 18. farinks 19. özofagus 20. gastrik sıvı ETKİNLİK 2 1. pepsinojen 2. hidroklorik asit 3. gastrin 4. sekretin ve KSK 5. renin (lap) 6. duodenum 7. koledok kanalı 8. wirsung kanalı 9. vater kabarcığı 10. sekretin 11. kolesistokinin 12. lipaz 13. disakkaridazlar 14. lakteal 15. kilomikron 16. hepatik portal 17. herbivor 18. karnivor 19. işkembe 20. şirden ETKİNLİK 3 1) D 2) D 3) Y 4) D 5) Y 6) Y 7) Y 8) D 9) Y 10) D 11) D 12) D 13) D 14) Y 15) Y 16) D 17) Y 18) Y 19) Y 20) Y ETKİNLİK 4 3 4 2 5 1 321

N?TE IHAYVAN BİYOLOJİSİ VE İNSAN BÖLÜM 1: Sindirim ETKİNLİK 5 Ya damlac klar 5 Gliserol, ya asitleri Polipeptit 2 Daha küçük polipeptit Polisakkaritler 3 Maltoz Nükleozitler 8 Azotlu bazlar, flekerler, fosfatlar DNA, RNA 4 Nükleotidler Küçük polipeptit 9 Amino asitler Proteinler 1 Küçük polipeptitler Çok küçük peptitler 6 Amino asitler 7 Laktoz Glikoz + Galaktoz ETKİNLİK 6 Gastrin $ Midenin asit salg lamas Sekretin $ Pankreas n bikarbonat salg lamas Gastrozymin $ Mideninin enzim salg lamas Kolesistokinin 3 4 Safra kesesinin kas lmas Pankreas n enzim salg lamas ETKİNLİK 7 4 2 5 1 3 322

N?TE IHAYVAN BİYOLOJİSİ VE İNSAN BÖLÜM 2: Gaz Alışverişi ETKİNLİK 1 1. hücre solunumu 2. deri solunumu 3. dış solunum 4. iç solunum 5. trake 6. trakeol 7. siller 8. farinks 9. larinks 10. kıkırdak halkalar 11. bronş 12. alveol 13. diyafram 14. plevra 15. negatif basınç solunumu 16. kan plazmasında 17. demir 18. taşıyıcı pigment 19. karbominohemoglobin 20. karbonik anhidraz ETKİNLİK 2 1) Y 2) Y 3) D 4) D 5) Y 6) Y 7) D 8) Y 9) Y 10) D 11) Y 12) D 13) D 14) D 15) D 16) D 17) D 18) Y 19) Y 20) Y ETKİNLİK 3 2 5 1 4 3 ETKİNLİK 4 Akciğer kılcalları: 2 4 6 8 9 Doku kılcalları: 1 3 5 7 10 323

N?TE IHAYVAN BİYOLOJİSİ VE İNSAN BÖLÜM 3: Dolaşım ve vücut savunması ETKİNLİK 1 1. sinüs 2. kardiyovasküler 3. panizza kanalında 4. koroner 5. miyokard 6. triküspit 7. yarım ay 8. sistol 9. diyastol 10. sino atrial düğüm 11. vagus 12. epinefrin 13. endotel 14. albümin 15. starling 16. lenf 17. fibrin 18. B lenfosit 19. histamin 20. T lenfosit ETKİNLİK 2 1) D 2) Y 3) D 4) D 5) Y 6) D 7) D 8) D 9) Y 10) Y 11) D 12) D 13) D 14) Y 15) D 16) Y 17) D 18) Y 19) D 20) Y ETKİNLİK 3 1) Y 2) D 3) D 4) Y 5) Y 6) Y 7) D 8) D 9) D 10) Y 11) Y 12) D 13) D 14) Y 15) D 16) Y 17) D 18) D 19) Y 20) D ETKİNLİK 4 Alt ve üst ana toplar damar $ sa kulakç k Akci er atar damar # Sa kar nc k. Akci er toplar damar $ Sol kulakç k Aort # Sol kar nc k. ETKİNLİK 5 3 1 4 6 2 5 ETKİNLİK 6 Erinç: B Rh + Gülin: B Rh Bilge: A Rh + Çağdaş: 0 Rh Gizem: 0 Rh + Erdem: AB Rh + ETKİNLİK 7 B lenfosit: 3 4 6 T lenfosit : 1 2 5 324

N?TE IHAYVAN BİYOLOJİSİ VE İNSAN BÖLÜM 4: Boşaltım ETKİNLİK 1 1. ozmolarite 2. izoozmotik 3. hipoozmotik 4. nükleik asit 5. ornitin devre 6. ürik asit 7. protonefridyum 8. nefridyum 9. malpigi borucukları 10. üreter 11. üretra 12. nefron 13. malpigi pramitleri 14. glomerulus 15. malpigi cisimciği 16. distal tüp 17. antidiüretik 18. aldosteron 19. eşik değer 20. homeostazis ETKİNLİK 2 1) Y 2) D 3) Y 4) D 5) D 6) D 7) Y 8) D 9) Y 10) D 11) Y 12) Y 13) D 14) D 15) D 16) D 17) D 18) D 19) Y 20) D ETKİNLİK 3 Z maddesi: süzülür, tamamı geri emilir X maddesi: süzülür, salgılanır, geri emilmez Y maddesi: süzülür, bir kısmı geri emilir X maddesi Y maddesi Z maddesi Penisilin gibi ilaçlar Üre Glukoz Çeşitli iyonlar Amino asit 325

N?TE IHAYVAN BİYOLOJİSİ VE İNSAN BÖLÜM 5: Destek ve Hareket ETKİNLİK 1 1. hidrostatik iskelet 2. dış iskelet 3. iç iskelet 4. kondrosit 5. hiyalin kıkırdak 6. osteosit 7. periost 8. epifizyal kıkırdak 9. eklem kapsülü 10. sinovial zar 11. tendon 12. antogonist 13. sinerjist 14. kas lifi 15. miyozin 16. kreatin fosfat 17. asetilkolin 18. sarsı 19. tetanus 20. tonus ETKİNLİK 2 1) Y 2) Y 3) Y 4) D 5) D 6) D 7) Y 8) D 9) D 10) Y 11) D 12) D 13) Y 14) Y 15) D 16) D 17) Y 18) Y 19) D 20) D ETKİNLİK 3 I: A bandı II: I bandı III: H bandı IV: Z bandı ETKİNLİK 4 I: Sarı II: Tam olmayan tetanus III: Tam tetanus 326

N?TE IHAYVAN BİYOLOJİSİ VE İNSAN BÖLÜM 6: Denetleme ve düzenleme ETKİNLİK 1 1. sinir ağı 2. ip merdiven 3. schwann hücreleri 4. oligodendrositler 5. duyu nöron 6. motor nöron 7. nörotransmitter 8. meninges 9. serebrum 10. beyin kökü 11. gangliyon 12. somatik 13. kornea 14. silli cisimcik 15. retina 16. kohlear kanal 17. endolenf 18. perilenf 19. otolit 20. umami ETKİNLİK 2 1. ekzokrin bezler 2. endokrin bezler 3. karma bez 4. adrenal medulla 5. steroid 6. hipotalamus 7. antidiüretik 8. vazopressin 9. tropik 10. gonadotropin 11. tiroksin 12. endorfinler 13. prolaktin 14. kalsitonin 15. PTH 16. ACTH 17. kortizol 18. epinefrin 19. langerhans adacıkları 20. beta ETKİNLİK 3 1) Y 2) D 3) D 4) D 5) Y 6) Y 7) Y 8) D 9) Y 10) Y 11) D 12) D 13) Y 14) D 15) Y 16) D 17) Y 18) D 19) D 20) Y ETKİNLİK 4 1) D 2) Y 3) D 4) D 5) D 6) Y 7) D 8) Y 9) Y 10) D 11) D 12) Y 13) Y 14) D 15) D 16) D 17) Y 18) D 19) Y 20) D ETKİNLİK 5 I : Serebrum (uç beyin) II : Hipotalamus ve talamus III : Ön beyin IV : Orta beyin V : Pons VI : Omurilik soğanı VII : Beyin kökü (beyin sapı) VIII : Beyincik IX : Omurilik ETKİNLİK 6 I : Dinlenme potansiyeli II : Aksiyon potansiyeli III : Na + girişi IV : K + çıkışı V : Polarizasyon VI : Depolarizasyon VII : Repolarizasyon 327

N?TE IHAYVAN BİYOLOJİSİ VE İNSAN BÖLÜM 7: Üreme ETKİNLİK 1 1. hermafrodit 6. arkenteron 11. amniyotlar 16. üretra 2. segmentasyon 7. organogenez 12. allantoyis 17. oogoniyum 3. blastomer 8. notocord 13. vitellus 18. ovülasyon 4. morula 9. somit 14. plasenta 19. luteal faz 5. gastrulasyon 10. indüksiyon 15. seminifer tüpçükler 20. fallopi tüpü ETKİNLİK 2 1) Y 2) Y 3) D 4) Y 5) D 6) D 7) D 8) Y 9) D 10) Y 11) Y 12) Y 13) Y 14) D 15) D 16) D 17) Y 18) D 19) D 20) D ETKİNLİK 3 1. Birincil oosit 4. Ovulasyon 2. Gelişen folikül 5. Korpus luteum 3. Olgun folikül 6. Korpus luteumun bozulması ETKİNLİK 4 Hücre başına kromozom Kromozom başına kromatid Oogonia.........46..........2 Primer oosit.....46..........2 Sekonder oosit...23..........2 Ovum (yumurda)..23..........1 N?TE IHAYVAN BİYOLOJİSİ VE İNSAN BÖLÜM 8: Davranış ETKİNLİK 1 1. etoloji 2. refleks 3. iç güdü 4. feromon 5. territoryum 6. şartlı refleks 7. deneme yanılma 8. basımlama 9. çember 10. hiyerarşik 328

N?TE IIHAYATIN BAŞLANGICI VE EVRİM ETKİNLİK 1 1. abiyogenez 2. biyogenez 3. panspermia 4. ototrof 5. heteretrof, kimyasal evrim 6. yapay seleksiyon 7. modifikasyon 8. doğal seleksiyon 9. kalıtsal varyasyon 10. izolasyon 11. uyumsal açılım 12. fosil 13. paleontoloji 14. filogeni ETKİNLİK 2 Senozoik Mezozoik Palezoik Prekambriyen ETKİNLİK 3 VI II III I IV V 329

KAYNAKÇA BİYOLOJİ (Altıncı Baskı) Campbel Reece Çeviri Editörleri; E. Gündüz, A. Demirsoy, İ.Türkan, Palme Yayıncılık, Ankara, 2008 GENEL BİYOLOJİ Prof. Dr. İ. Kiziroğlu Desen ofset Ankara 1994 GENEL BİYOLOJİ (Beşinci Baskı): 1. Cilt Keeton Gould Çeviri Editörleri; A. Demirsoy, İ. Türkan, Palme Yayıncılık, Ankara, 1999 EVRİM Douglas J. Futuyma Çeviri Editörleri; A. Kence, N. Bozcuk Palme Yayıncılık Ankara 2008 GENEL BİYOLOJİ (Beşinci Baskı): 2. Cilt Keeton Gould Çeviri Editörleri; A. Demirsoy, İ. Türkan, E. Gündüz Palme Yayıncılık, Ankara, 2004 EVRİMSEL ANALİZ (Dördüncü Baskı), Freeman Herron Çeviri Editörleri: B. Çıplak, H. Başıbüyük, S.Karaytuğ, İ. Gündüz. Palme Yayıncılık Ankara 2009 VANDER İNSAN FİZYOLOJİSİ (Onuncu Baskı), Widmaier Raff Strang Çeviri Editörü; S. Demirgören Güven Bilimsel İzmir 2010 EVRİMSEL ATLASI Douglas Palmer Peter Barrett Çeviri: Ç. Sunay, M. Özgüleş Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 2010 YAŞAMDA VE HEKİMLİKTE FİZYOLOJİ: (Onikinci Baskı), Prof. Dr. A Noyan Meteksan L. Şirketi, Ankara, 2000 EKOLOJİK TEMEL İLKELER Odum Barrett Çeviri Editörü: K. Işık Palme Yayıncılık Ankara 2008 İNSAN BİYOKİMYASINA GİRİŞ C. A. Pasternak Çevirenler: G. Ciliv, K. Emerk, A. Karan Hacettepe Üniversitesi Yayınları 1980 330